Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
," SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Borçlann silinmesi
karşılıksız olmuyor• Doğu Avrupa'nın
aldığı krediler, dış
borçlar olarak
kaldırılmasi
zor bir ağırlık
oluşturuyor.
Bu tür borç
silmeler hîçbir
zaman karşılıksız
olmuyor. Bu
ülkeler, dış
borçlarının
artmasına paralel
olarak uluslararası
platformlarda
özgür manevra ve
egemenlik
haklarını tehlikeye
sokmuş oluyorlar.
D
oğu Avru-
pa'ya yöne-
İik yardım-
lann içinde
bağış niteli-
ğinde olan-
lar, yani geri ödenmesi ge-
rekmeyen yardımlar tüm yar-
dımın sadece yüzde 13.5'ini
oluşturuyor. Kıyaslayabil-
mek için hemen bir hatırlat-
ma yapalım. tkinci Dünya
Savaşı'ndan sonra yerle bir
olan Batı Avrupa'nın yeniden
inşası için başlatılan Mars-
hall yardımında geri ödenil-
mesi gerekmeyen bağışlar.
tüm yardımlann yüzde 88'ini
oluşturuyordu. Hatta, Üçün-
cü Dünya ülkelerine yapılan Rusya'daki bankalarda vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturuyor.
yardımlann bile yüzde 25'ı karşılıksız ba-
ğış nıteliğini taşıyor. Kişi başına düşen
yardımlar açısından da bölge ülkelen ara-
smda önemli farklıhklar var. 1990-1993
yıllan arasında Macaristan'a kişı başına
rmtyar
dolar Dış Borçlar 1990 - 1994
1500 S'lık dış yardım girmiş. Aynı dö-
nemde Polonya'nın alabildiği yardımlar
kişi başına 610 $. Bu ülkeleri 480 S'la
Bulgaristan. 260 S'la Romanya izliyor.
1994 yılında. yani biryıl içinde kişi başı-
na değil de miktarolarak
da bakıldığında en fazla
kredi alabilen ülke, Ma-
caristan. Bölge ülkeleri
arasında en yoksullan-
nın değil de, aksine du-
rumu iyi olanlann daha
fazla İcredı alabilmesi
olgusu, bu ülkelerde ya-
pısal dönüşüm program-
lannın daha iyi uygulan-
masıyla ve bu ülkelerin
IMF ve Dünya Banka-
sı'nın saptadığı koşulla-
ra daha iyi uyum yapa-
bilmeleriyle açıklanıyor.
Çizelge 4 (BDT'yç yardımlann ülkelere göre dağüımj). Sanayileşmiş ülkelerin
I
j
• —
IBulganstan ÇekCum. Polanya Macanstan Romanya Stovakya
Doğu Avrupa ülkelenne verdıği kredıle-
rin tümü nakit değil. Bu ülkeler, açtıklan
kredilerin önemli bir bölümünü (yüzde
23'ünü) ticari kredi olarak veriyorlar.Do-
ğal olarak, ticari krediler de ancak o kre-
diyi veren kurumun çıkarlan doğrultu-
sunda kullanılabiliyor.
Kullanılamayan krediler
Böylece. kâğıt üzerinde verilmiş bulu-
nan birçok kredi, kredinin açıldığı ülke-
nin böyle bir alışverişe girmek isteme-
mesi nedeniyle kullanılmadan kalıyor.
Amerikan Eximbank tarafından Doğu
Avrupa'ya verilen 200 milyon dolarlık ti-
cari kredi buna çok ilginç bir örnek oluş-
turmaktadır.
Banka bu kredinin ancak Avustral-
ya'dan yün alımında kullanılabileceği gi-
bi bir koşul saptadığından, 200 milyon
dolarlık kredinin ancak l .5 milyon dola-
Borçları veren
ülkelerin dağılımı
Japofiya
%8
ÇizelgeS
n bölge ülkeleri tarafindan "harcanmış-
ür".
Kredilerin kimler tarafından verildıği-
ne gelince: Kurumlar olarak baktığımız-
da. bölgeye yönelik kredilerin yüzde
38'inin uzun ve orta vadeli
kredi olarak IMF, Dünya
Bankası, Avnıpa Yatınm
Bankası gibi finans kuruluş-
lan tarafından verildiğinı gö-
rüyoruz. Ülkeler açısından
bakıldığında ise (bak. çizelge
5) birinci sırada Almanya'yı
görüyoruz. Bölgeye akan
yaklaşık her 4 dolardan biri
Almanya'dan geliyor. tkinci
sırayı Birleşik Amerika,
üçüncü sırayı da Fransa alı-
yor.
Doğu Avrupa'ya yönelik
dış yardımlar konusunu araş-
tıran uzmanlann verdikleri
rakamlardan, bu bölgeye yö-
nelen kredilerin giderek aza-
lan bir eğilım gösterdiği anla-
şılıyor. 1993 yılında bölge ül-
kelerinin aldığı kişi başına
düşen yardım, 30 dolann al-
tına düşmüştür. Bu rakamın
ne kadar cüzi olduğunu daha
iyi kavrayabilmek için bir
karşılaştırma yapalım: Al-
manya eski DDR illerini kal-
kındırmada yılda ve kişi ba-
şına 5900 dolarlık harcama
yapıyor. Irlanda, Avrupa Bir-
liği'nden 1989-1993 yıllan
arasında kişi başına yılda 262
dolarlık yardım alabilmiştir.
1994-1999 yıllan arasında
Portekiz'e ise yılda kişi başı-
na 436 dolarlık yardım veril-
mesi planlanmıştır.
Doğu Avrupa' nın aldığı
kredilerin, dış borçlar olarak
gıderek kaldınlması zor bir
ağırlık oluşturduğu da dikkat
çekilen noktalardanbiri. Eğer
alınan krediler, ülke ekono-
misinin yapısal dönüşüm ün-
de ve üretken alanlarda kullanılmazsa, ül-
kenin modemizasyonunun ivmesinin hız-
landmlmasında harcanmazsa, bu borçla-
nn geri ödenmesi sırasında önemli so-
runlar baş göstereceği Polonya örneğin-
de ortaya çıktı. Polonya'nın yetmişli yıl-
lann sonundan iribaren aldığı borçlann,
ülke ekonomısinin kaldıramayacaği bo-
yutlara ulaşması sonucunda. Batı devlet-
leri, bu ülkenin borçlannda önemli indi-
rimlere gittiler. Doğal olarak bu tür borç
silmeler hiçbir zaman karşılıksız olmu-
yor. Bu ülkeler, dış borçlanıun artmasına
paralel olarak uluslararası platformlarda
özgür manevra ve egemenlik haklannı
tehlikeye sokmuş oluyorlar. Bu nedenle,
Doğu Avrupa'nın geleceğinin hassas
noktalanndan biri de yardımlar ve dış
borçlar sorunudur.
Yarın: Doğu Avrupa'da
yoksulluk
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL
Çok prim ödeyene az aylık
2422 sayılı yasanın yürürlüğe girdiğı 1 Mart 1981'den önce SSK
sigortalılanndan "kadın ise 50 erkek ise 55 yaşını dolduran, sigortalı-
hk süresi en az 15 yıl olan ve her yıl için ortaİama en az 120 gün nıalul-
lük, yaşulık ve öiüm sigortalan primi ödemiş bulunan sigortalıya" da
yaşlılık aylığı bağlanmaktaydı.
1 Mart 1981 öncesi bu uygulamada 5000 ya da daha fazla gün prim
ödeyip emekli olan sigortalının aylığı yüzde 70'ten hesaplanmaktay-
dı. 5000 günden az prim ödeyenlerin aylık oranlan ise bu yüzde 70
oranından "sıgortahlık süresinin 25 y ıldan eksik her tam yılı için yüz-
de 0.50 indirim yapümak suretiyle'* saptanıyordu.
Bu uygulamada, 25 tam yılın (9000 gün) primini ödeyenle 25 yıl-
lık sigortalılık süresi içinde 5000 gününü (13 yıl, 10 ay, 20 gün) öde-
yene de aynm yapılmaksızın yüzde 70'ten aylık bağlanıyordu. Böy-
lece 20 yıllık sigortalılık süresi içinde 1800 gün (5 tam yıl) prim öde-
yen sigortalının aylığı, yüzde 67.5 olarak hesaplanıyordu.
Bu gün de 1 Mart 1981'den önce SSK'den emekli olanlara (süper
emekliler ile üst gösterge tablosundan emekli olanlar dışında) 5000
ya da 9000 gün prim ödeyene yüzde 70,1800 gün prirn ödeyene yüz-
de 67.5 üzerinden aylık ödenmektedir.
Sosyal Sigortalar Kurumu'nda ödenen yaşlılık aylıklan arasında-
ki haksızlığı; sayılar, sözcüklerden daha iyi anlatacaktır.
15 Nisan 1995 'ten sonra Sosyal Sigortalar Kurumu'nca ödenen en
az yaşlılık aylığı (yasal deyim ile alt sınır aylığı) 5 milyon 664 bin 120
liradır. Bu tutann altında hiç kimseye yaşlılık aylığı ödenmemekte-
dır.
I Mart 1981'den önce emekJi olmuş üç sigortalı ile günümüzde
emekli olmuş bir sigortalıyı örnek alarak bugün ne kadar aylık aldık-
lannı görelim:
1. SİGORTALI: Bu sigortalı, primlerini 25 tam yıl (9000 gün) ek-
siksiz ve 25 yılın primini de en yüksek ücretten ödemiş ve 1 Mart
1981'de önce emekli olmuştur. Bu sigortalı, Süper Emeklilik Yasası
çiktığında ya bu yasayı haksız bulup yasadan yararlanmak istememiş
ya da ekonomik koşullan 4 milyon ödemesine olanak tanımamıştır.
Bugün bu sigortalı yüzde 70'ten ve 1696 göstergeden yaşlılık ay-
lığı almaktadır. Aldığı yaşlılık aylığı ise 4 milyon 690 bin lira, sosyal
yardım zammı ile birlikte toplam 6 milyon 144 bin 320 liradır. Aldı-
ğı aylık en az aylıktan (alt sınır aylığı) sadece 480 bin lira fazladır.
2. SİGORTALI: Bu sigortalı, 20 yıllık sigortalılık süresi içinde 5
tam yıl (1800 gün) prim ödemiş ve son üç yılın (1080 gün) primleri-
ni tavandan ödeyerek I Mart 1961 'den önce erkek ise 55, kadın ise
50 yaşını doldurarak emekli olmuştur. Bu sigortalı, Süper Emeklilik
Yasasf nın tanıdığı hakkı kullanmış ve 4 milvon 200 bin lira ödeye-
rek süper emekJi olmuştur. Bugün 6400 göstergeden ve yüzde 37.5
oran üzerinden 7 milyon 630 bin lira yaşlılık aylığı almaktadır.
3. SİGORTALI: Bu sigortalı da 5000 gün (13 yıl, 10 ay, 20 gün)
prim ödeyerek 1 Mart 1981'den önce emekli olmuştur. Son 3 yılın
(1080 gün) primini tavan ücretten ödediği için aylığı o günün tavan
göstergesinden bağlanmıştır. Süper emeklilik hakkını kullanarak 4
milyon 200 bin lira ödemiş ve bugün 6400 göstergeden ve yüzde 50.5
üzerinden 8 milyon 649 bin 200 lira yaşlılık aylığı almaktadır.
4. SİGORTALI: Bu sigortalı da eksiksiz 25 tam yıl (9000 gün) prim
ödemiş ve son yedi yılın (2520 gün) primini tavandan ödeyerek 1995
yılında emekJi olmuştur.
Bugün 6650 göstergeden ve yüzde 66 oran üzerinden aldığı yaşlı-
lık aylığı 10 milyon 66 bin 525 liradır.
Olayın tablosu:
Tavan ücret Aylık Aylık Toplam
Prim günü Oranı Göstergesi Aylık
9.000 %70 1.696 6.144.320 TL.
1.080 % 37.5 6.400 7.630.000 TL.
1.080 %50.5 6.400 8.649.200 TL.
2.520 %66 6.650 10.066.525 TL.
Sayılann anlatımından. bu emeklilik sisteminde çok prim ödeyene
az aylık bağlandığı ve büyük bir haksızlık olduğu anlaşılmaktadır.
Toplam
Prim gün
1. sigortalı 9.000
2. sigortalı 1.800
3. sigortalı 5.000
4. sigortalı 9.000
MASLAK GAZETECİLER SİTESİNDE
SATILIK DÜKKÂNLAR
Tel.:5114817
Erzurum Emekli Sandığı Bölge Müdürlüğü'nden
aldığım 3370175 seri no'lu sağlık karnemi
kaybettim. Hükümsüzdür.
ALİ TÜYSÜZ
SATILIK
Bilardo lambiri ve malzemeleri
539 52 06
MANİSA SULH CEZA MAHKEMESİ
EsasNo: 1992/1262. Karar No: 1993'163
KararTarihi: 2.3.1993
Mahkememizin yukarıda tarih ve numarası yazılı ka-
ran ile Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet suçundan
sanık Sebahattin Atalav hakkında 396. 647'4-6, TCK.
402/1-2,647/6 maddeleri geregince 550.000.- TL ağır pa-
ra cezasına, 3 ay meslek, sanat ve ticaretın tatilıne, 7 gün
işyerinin kapatılmasına dair tecilli cezası Manisa 2. As-
liye Ceza Mahkemesi'nin 14.6.1995 tanh. 1994/1093
esas, 1995/295 karar sayılı ılamıyla TCK. 95/2 maddesı
geregince aynen ınfazına karar \enlmekle aynen ınfazı-
na, Hüküm özetinin ilanına, masrafın sanıktan alınmak
üzere karar verildi. Durum TCK. 402'2 maddesi geregin-
ce ilan olunur. 7.7.1995
Basın: 32750
TEŞEKKÜR
Cana yakınlığı. vüzünden ve gozlerinden eksik olmayan
gülüsüvle. unutamayacağımız. canım kardeşim
LEVENT BARAN'ı
9 Temmuz 1995 tanhınde elim bir trafık kazasında yıtirdık
Acısını bizlerle birlikte paylasan tüm can dostlanma,
arkadaşlanma ve Sosyal Hızmetler Ailesıne en ıçten
teşekkürlerimızı sunanz
Ailesi adına
SERPİL BARAN
İZMİR BEŞİNCİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
E. 1989789' K.1990895
Davacı Fatrna Sönmezer vekili Av. Mehmet Ali Çavus ta-
rafından daval ı Mithat Sönmezer aleyhine açılan boşanma da-
vasında yapılan duruşma sonunda: Davacının davasını kabu-
lü ile Aydm ili merkez Mesudıye Mah. cilt 019/06. sayfa 29,
kütük 646"da nüfusa kayıtlı Nusret ve Kamer'den olma
27.7.1967 doğumlu Fatma Sönmezer ile aynı hanede nüfusa
kayıtlı eşı Mehmet ve Fatma'dan olma 30.12 1933 doğumlu
Mithat Sönmezer'ın MK'nın 3444 sayılı kanunla değışik
134İ maddesi geregince boşanmalanna, 5000.- lira harç,
54.500- lira masraf, 100.000- lira ücreti vekaletin davalıdan
alınıp davacıya verilmesıne dair verilen karar, tetkikat gıya-
bında bıtirilen ve bulunamayan Mithat Sönmezer'e tebligat
yenne kaim olmak üzere Yargıtay yolu açık olmak uzere ila-
nen tebliğ olunur 17.5 1995 Basın: 32735
ELAZIĞ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1995'600
M. Kemal Dalokay \e müşterekleri vekili Av. Halıl Hançer tarafından Halide Inal ve müşterekleri aleyhine ikame edilen
ortaklığın gıdenlmesi davası ile Elazığ Kesrik Mahallesi'ndeki pafta 23, parsel 1087 sayılı taşınmazın satışı suretı i\e
paydaşlar arasındaki ortaklığın gıdenlmesi talep edılmış olup taşınmaz maliklennden Halide Inal ile Ibrahim Güven'in
adresleri tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla davalılar Halide Inal ile Ibrahim
Güven'in 27.7.1995 günü saat 09.00'da mahkememızde hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekılle temsil ettirmelen.
aksi takdirde yokluklannda yargılama yapılarak karar verıleceğı hususu. davalılar Halide Inal ile Ibrahim Güven'e
meşruhatlı davetiye tebliği makamına kaım olmak üzere ilanen teblığ olunur.
Basın: 31671
SERİK MAHKEME SATIŞ İCRA MEMURLUĞU'NDAN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
DosyaNo: 994'21
Satılmasına karar verilen gaynmenkulün cınsı. kıymeti, adeti, evsafi: Serik Nebiler Kö-
yû Bük mevkiinde kain 22.000 m2 miktarlı 50 no'lu parselin tamamı olup gayrimenkul
düz taban arazidir. DSt kanalmdan sulanır. 1. sınıf tanm arazisidır. Muhammen bedeli
1.100.000.000 TLdir. Saöş şartian: 1-Satış 4.9.1995 günü saat 14.00'ten 14.15'ekadar
Serik Adliyesı bahçesınde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmın edı-
len kıymetin % 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış mas-
raflannı geçmek şartı ile ıhale olunur. Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok artnranın
taahhüdü bakı kalmak şartıyla 14.9.1995 günü aynı yerde ve aynı saatler arasında ikinci
arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış mas-
raflannı ve kıymetınin % 40'mı geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur.
2- Arttırmaya ıştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20'si nispetinde pey ak-
çesı veya bu miktar kadar mılli bir bankanın teminat mektubunu vermelen lazımdır. Sa-
tış peşin para iledir. alıcı ıstedığinde 20 günü geçmemek üzere mehil venlebilır. Tellâli-
ye resmi. ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Bırikmiş vergiler satış bede-
linden ödenir.
3- Ipotek sahibı alacaklılarla dığer ilgililerin (-) bu gayrimenkul üzerindekı haklannı
hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içmde da-
iremize bildırmelen lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit obnadıkça pay-
laşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse Icra ve Iflas Kanunu'nun
133. maddesi geregince ıhale feshedilır. Ikı ihale arasındaki farktan ve % 30 faizden alı-
cı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hûkme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edi-
lecektir.
5- Şartname. ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup mas-
rafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneğı göndenlebilir.
6- Satışa iştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacak-
lan, başkaca bilgı almak isteyenlenn 1994/21 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze
başvurmalan ilan olunur. 20.6.1995
(+) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 31470
RAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞIGÜMRÜKLER GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL GÜMRÜKLERİBAŞMÜDÜRÜ
Sayı: B-02-1-GÜM-4-06.10. 09 HİK. - Konu: 092-926 (94)-6449
Beyoglu 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin esas. 1994'94. karar. 1994'1032 sayılı,
30.06.1994 günlü karan uyannca ıdaremize 2.472.000.- TL. para cezası ödemeye yüküm-
lü Cüneyt Güler kararda belirtilen adresinde bulunamadığından mezkûr para cezası tahsil
edilememektedir. Tebligata esas olacak başkaca bır adresı bılınmediğınden 7201 sayılı
Tebligat Kanunu'nun 28~ve 29 maddelenne göre ilanen tebliğine karar verildi. Tebligat ye-
rine kaim olmak üzere teblığ olunur. İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRÜ
Basın: 33218
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇI
Kıbrıs'ın Öniindeki Taşlar...
Şevket Süreyya Aydemir'in yakın dostlan arasında
bulunan Aysel Bayramoğlu, Şevket Süreyya'nın ölü-
münden sonra, bana onun bir vasiyetini getirmişti.
1994'te yaptığımız bir söyleşide bunu sordum:
- Aysel Hanım, vasivet olayını anlatır mısınız?
- inönü ile ilgili "lkınci Adam" yazılırken "Ikinci
Adam"/n birinci cildi çıkmıştı, Bana da herzaman tele-
fon ederek gelirdi. Biz, İnönü 'nün Pembe Köşkü 'neya-
kın oturuyorduk. Bu kez telefon etmeden geldi. Iş Ban-
kası'ndan yeni dönmüştüm, saat 18.00'de çıkıyorduk.
Sanıyorum, saat 19.30 filandı. Kapı çalındı, Şevket Sü-
reyya Bey geldi. Selamladı; "Bir, yanm parmak votkan
var mı" diye sordu. Her zaman ıçen bir insan da değil-
di. Anladım, birheyecanyaştyor;ağıriadım. "Şimdi, cte-
di, Inönü'den geliyorum; bir hayli uzun konuştuk. Kita-
bımı beğenmiş, içim rahat etti..." ilk baskıydı, ama bu
değişebilir.
- Provası mı yoksa?
- Provası olabilir Provasıdır, evet. "İnönü onayladı,
beğendi, ama biz bir hayli konuştuk" dedi. Şöyle dur-
du: "Sana birşey anlatacağım, aramızda kalsın" dedi.
"Konu" diye sordum. "Ecevit'le ilgili" karşılığını verdi.
Ecevit'ten söz ederken İnönü şöyle yakındı: "Onu ya-
nımda taşıdım; bir devlet adamı olması için ne mümkün-
se yaptım. Ona öğretmeye çalıştım. Birçok şeyi yaşadı
benimle birlikte. Ne yazık ki, bir kompleksi var, onu ye-
nemiyor ve yenemeyecektir. Onu yenemeyeceği için de
iktidara geldiği zaman zararı dokunacaktır. Bundan en-
dişeliyim..."
- Peki, stz ne dediniz? Ne yaptınız o zaman?
- Ben karşı çıktım İnönü'nün bu yargısına. Çünkû
Ecevit o zaman çok seviliyordu. Şevket Süreyya Bey
düşündü: "O zaman ben bunu şimdi yazmamalıyım.
Çünkü büyük tepki alınm, zaman içinde bu anlaşıla-
cak!"cfed/. O, Inönü'nünyargısına çokinanmıştı. Yaşa-
mının sonuna değin yazmamasınm nedeni buydu.
"Bundan sonra Ecevit'le ilgili düşünmem lazım. Sanı-
yorum ölünceye değin onun için tek satır yazmam"sö-
zûnü o gün söylemiştir. Sonra, Ecevit'in CHP-MSP or-
taklı0ını bozmasına da çok üzülmüştü. "Bu" dedi, "Tür-
kiye için büyük bir fırsattf. Iskandinav ülkeleri çağırmış-
tı Ecevıt'i. Isveç, Danımarka çağırmıştı. Biron beş gun
Erbakan'a Başbakanlığı vekaleten bırakmadı; ama Ho-
ca'ya (Şevket Süreyya'ya) göre, büyük bir fırsattı, ka-
çırdı.
Ikincisi de Kıbns olaylan konuşuluyordu. Hoca, şöy-
le diyordu: "Kıbns olaylan, şu anda sonuca bağlanmaz,
uzarsa, yani masada uzatılırsa biz kazanamayız! O yüz-
den de Ecevit bağışlanmaz bir hata yapıyor. Çünku Kıb-
ns sorununun şu anda bitmlmesi gerekir." Kissinger
vardı biliyorsun, onunla da konuşmalar başlamıştı Kıb-
ns sorununun çözümü ile ilgili. Tabii, iktidardan uzak-
laşınca da o kaldı. Yani iki büyük vebal! Ve Kıbns ola-
yının bugünkü hale gelmesinde, başlangıçta Ecevit'in
büyük sorumluluğu, yahut sorumsuzluğu var. Hoca,
ondan sonra da gerçekten Ecevit için, Kıbns için tek
satır yazmadı.
- Şevket Süreyya'nın cenazesinde yoktu galiba degil
mi Ecevit? Vedat Dalokay sarmıştı bayrağa...
- Hayır, yoktu. Görmedım!
- Vasiyete gelelim!
- Bir Ecevit, bir de Kıbns konusunda yazmadı. "Kıb-
ns'ta masaya oturulduğu zaman bu ış çok uzar. Ve biz
kazanamayız" dedi. O zaman, döndû bana dedi ki:
"Bak kızım, ben yazmadım bunlan, ama yazılmasını is-
terim. Ekmekçi'ye söyle yazsın!" Bir de, Inönü'nün o
yonımundan sonra, "Ben tek satır yazmam!" demişti.
Inönü'nün değerölçüsüne inanmıştı yürekten. Bir dev-
let adamıydı çünkü İnönü...(Dost Mektuplan, Cumhu-
riyet 14.5.1994).
Şevket Süreyya Aydemir, Aysel Hanım'a yazdığı
19.7.1975 günlü mektubunda, bir yerde şöyte diyor:
"... Bunlan yazanken, Kıbns'ı Kıbns problemi olarak
tabii ele almıyorum. Günlük yazı ve sohbetlerimde de
bu konunun bu tür ortaya serilmesinden daima çekin-
diğimi bilirsin. Davayı 'Menderes'in Dramı'ndaoeregVn-
ce özetledim. Ama o kadar. Burada da bu konuya yer
ayırmayacağım Ümit ve temenni edelim ki, bu çık-
maz birlabirent haline gelmesin. "(13 Mayıs 1994, Cum-
huriyet).
Kıbns sorunu yirmi yıldır bir labirent halindedir. Bülent
Bey, Kıbns sorununu çözme yerine "Kıbns fatihi" ola-
rak kalmayı daha mı yeğlemişti ne? Bir gün Prof. Turan
Güneş şöyle demişti:
- Ekmekçi, keşke Kıbns'a çıkmasaydık!
- Neden?
- Çünkü biz, orada Ecevit'i kaybettik!
Kıbns sorunu o duruma geldi ki, sanki bu gerginlik-
ten çıkan olanlar var gibi geliyor. Kıbns'ın şahinlerinin ba-
şında Rauf Denktaş geliyor. Rumlar, diyor başka bir şey
demiyor. Yırmi yıldır Cumhurbaşkanı! Insaf... Ne biçim
demokrasi bu? Ne zaman Kıbns'ta Cumhurbaşkanlığı
seçimi olsa, Türkiye'den etkililer, yetkililer damlar Kıb-
ns'a; 1981 seçimlerinde öyle oldu. Cuntadan Nurettin
Ersin gitti! Daha öncelerin öykülerini de yakından bili-
yorum. Gözdağı ile adayları uzaklaştınyorlardı. Berbe-
roğlu'nun öyküsünü bilmeyen mi var?
Rauf Denktaş, Rum düşmanlığının yanına, Avrupa
Birliği düşmanlığı da ekliyor. Yanlış, çoook yanlış. ÖT -
manlıklarla bir şey çözümlenemez. Kıbns'la ilgili bir yâ-
zımın başlığı şöyleydi: "Anası Gibi Danası!"
Sanki, butün dünya, Türklere düşmanmış gibi bir ha-
va yaratılmak ısteniyor. Böylece, Türkiye de, yavrusu da,
kendini yalnızlaştınyor.
Bugün bayramı kutlanan Kuzey Kıbns'ta, demokra-
sinin "d"sinden söz edilebilir mi ne bileyim? Kıbns'ta
1990 seçimlerinde, doğrudan bir kanşma yani "müda-
hale" oldu; bunun üzerine, Toplumcu Kurtuluş Parti-
si'yle, Cumhurfyetçi Türk Partisi, parlamentoyu boykot
edip, üç buçuk yıl Meclis dışında kaldılar. 1993 seçim-
lerinekatıldılar...
Şimdi bayram var; kutlu olsun!
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Anadolu ve Ru-
meli'de ilkbahar-
da, daha çok da
Hıdrellez'de genç
kızlann ve kadın-
lann baktığı fal.
2/ Düz ve geniş
arazı... Yurdu-
muzda bir körfez.
3/ Hindistancevi-
zi... Eylemleri
olumsuz yapmak-
ta kullanılan ek.
4/ En kısa zaman
süresi... Erden ça-
vuşa kadar olan askerlere ve-
rilen ad. 5/ Kanşık renkli...
Sergen. 61 Levrek bahğının
küçüğü. II Türkiye ile Gür-
cistan arasındaki sınır kapı-
sı... Birilimiz. 8/Telefonsö-
zü... Eskişehir'in bir ilçesi.
9/Ekin biçildikten sonra top-
rakta kalan köklü sap... Ak-
ciğerleri dmlerken hekımin
duyduğu patolojik ses.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Leonardoda Vlnci'nın, "La Jokond" adıyladabilinen ün-
lü tablosu. 2/ Moğollar'da vergı toplamakla görevli devlet
memuru... Cuma namazına çağırmak için ya da cenaze kal-
dınlırken minarelerde okunan salat. 3/ Birmeyve... Uçak-
lann yolcu indirip bindirdikleri pist. 4/ Kesün hayvanlan-
nın ticaretini yapan kimse. 5/ Fmnda ekmek, börek, çörek
çevirmeye yarayan bir tür kürek... Nişan 6/ Yüce. ulu...
"Câm-ı safâgerekmezdünyâ-yı — elinden" (Nevi). 7/Bir
yüzey ölçüsü bınmi... Oyunda özellikle pokerde hile yapan
kımse. 8/Sert bir ıçkı... Eski Türkler'inbirtannçası. 9/De-
rebeylik toplum düzeninde toprakla birlikte alınıp satılan kö-
le... Tüm, bütün.