28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 1995 PAZARTESİ HABERLER Yargrtay sanığma 20 yıl istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yargıtay 6. Ceza Dairesı üyeleri Mehmet Zekai Turan ve Mustafa Aydın'a silahlı saldında bulunan emekli Hâkim Binbaşı Selahattın Necmioğlu'nun, 20 yildan az olmamak üzere hapis cezası istemiyle yargılanmasına haziran ayı sonunda başlanacak. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Necmioğlu'nun, 1953 yılında babası Necmettin Turan'ın ölûmünden doktor Hûseyin Gûrsoy'u sorumlu tuttuğu belirtildi. CHP PMI seçimleri görüştü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP Parti Meclisi (PM) dün toplanarak yeni ilçe olan üç beldede 6 ağustosta yapılacak seçimleri görûştü. Toplantıda, CHP adaylannın merkez yokJamasıyla belirlenmesi kararlaştınldı. CHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, PM toplantısının açıhşında yaptıği konuşmada, toplantının çalışma niteligi taşıdığını söyledi CHP'den Çiller'e Ttoca' tepkisi • GELİBOLL (AA) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Gelibolu CHP Ilçe Merkezi'nde dün bir basın toplantısı düzenledi. Keskin, gazetecilerin bir soru üzerine. Başbakan Tansu Çiller'in, Fethullah Gülen ile görüşmesi konusunda "Cumhuriyetin Başbakanının, laiklik ilkelerini içine sindirememiş bir tarikat lidenyle kapalı kapılar arkasında iki saat konuşmasını kınıyorum" dedi. Sendikacıya hapse onay • tstanbul Haber Servisi - Hava-lş Genel Başkanı Atilay Ayçin'den sonra bu kez Tiim Sağlık Çahşanlan Sendikası (Tüm Sağlık- Sen) Genel Başkanı Fevzi Gerçek de 8. madde kurbanı oldu. Fevzi Gerçek, 1992'debirdergide yayımlanan yazısı nedenıyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi uyannca verilen 20 ay hapis cezası Yargıtay'ca onandı. lersaneter ve özelleştirme • tstanbul Haber Servisi- Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde dün yapılan "Tersaneler ve Özelleştirme" konulu panele katılan eski Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal yaptığı konuşmada, "Özelleştirme konusunun bir ideolojik saplantı olarak sağdan ve soldan çıkanlması gerekir" dedi. ızmir Alaybey Tersanesi'nin satılmasına karşı olduğunu da anlatan Soysal, "Alaybey Tersanesi'nin kapatılması kadar yanlış bir karar olamaz. Çünkü Çanakkale'nin ötesinde Türkiye'nin tek tersanesıdir. Izmir'den sonra Iskenderun'a kadar denizciliğe kapatılmış oluyor. Tersaneleri kapatmak, hatta satmak yerine yeni tersane açılması gerekmektedir" şeklinde konuştu. Soysal, Batı dünyasında yapılan özelleştirmeyle Türkiye'de yapılan özelleştirme örnekleri arasında dağlar kadar fark olduğunu da belirtti. tarsus'uniolma yırüyüşu •TARSUS (Cumhuriyet Giiney İDeri Bürosu) - Içel'in Tarsus ilçesindeki esnaf ve çeşitli kuruluşlar 'il olmak' amacıyla bugün yürüyüş düzenleyecekler. Sıyasi partılerin de destek vereceği yürüyüş sırasuıda iktıdar partisi milletvekilleri istifaya çağnlacak. Haziranın 4'ünde yapılan yerel ara seçimlerden önce Kilis, Yalova ve Karabük'ün il yapılması üzerine Tarsus'ta başlayan tepkiler giderek büyüyor. Bugün başlayacak olan yürüyüşe tüm siyasi partiler ile yurttaşlann katılması ve Içel milletvekillerinin de hazır bulunması istendi. Sıkıyönetim kararları sivil yargıda mceleniyorEVtNGÖKTAŞ ANKARA - 12 Eylül döne- minde görev yapan sıkıyönetim mahkemelerince görüşülüp ka- rara bağlanan çok sanıklı siyasi davalar, ağır ceza mahkemele- rinde yeniden incelenecek. Yargıtay'ın siyasi davalara bakmak üzere yeni kurulan 11. Ceza Daıresi, Askeri Yargı- tay'dan devredilen toplam 5 bin 78 sanıklı, 4 bin 652 klasörden oluşan 40 ayn davanın. jet ince- leme sonucu 37'sini inceleyip karara bağladı. sanıklann yakla- şık yüzde 80'i ile ilgili verilen mahkûmiyet kararlannı bozdu. Bozma üzerine, dosyalar yeni- den görüşülmek üzere ilgili ağır ceza mahkemelerine gönderildı. Söz konusu davalarda yargıla- nan sanıklar, ağır ceza mahke- melerinde yeniden savunma ya- pıp yargılanacaklar. Itiraz olursa, dosyalar tekrar Yargıtay'a gide- cek. Karan Yargıtay verecek Bu davalarda, nıhai karan ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu ver- miş olacak. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde, kurulduğu günden bu yana yak- laşık bir yıl içinde incelenen da- valar, sanık sayıları itibarıyla şunlar: "Ankara 1VIHP (392), M. Gül- nar UGD (1), M. Kehya UGD (1), Bursa ÜGD (7), Fatsa Dev- Yol (392), İ. Vural (UGD), Adana DHB (110), Adana PKK (54), Bulancak kurtuluş (60), Samsun Kurtuluş (33), Diyarbakır Ka- çakçıbk (13), Diyarbakır PKK (9), Diyarbakır DHB (3), Kars PKK (64), Adana Dev-Yol (126), Adana MHP (51), Samsun Dev- Yol (9), tstanbul MHP (4), S. Şa- ban Faik ÜGD (1), C. Coşkun ÜGD (1), H. Kaymaz ÜGD (1), N. Diyenli ÜGD (1), Dryarbakır PKK (188), Diyarbakır DDKD (2), Dev-Sol (2), Avbastı Dev-Yol (98), Artvin Dev-Yol (939), tstan- bul MLSP-B (136), Dev-Ybl (55), TİKKO (52), Mersin Dev-Yol (2), Ege Dev-Yol (2), kaçakçüık (54), PKK (111), adam öldürme (2), ölümesebebiyet(3).- Dev-Yol davası incelemede Yargıtay 11. Ceza Dairesı. şu anda 722 sanıklı Ankara Dev- Yol davasını inceliyor. Ondan sonra 127 sanıklı Çeltek Dev- Yol. en sonra da 1243 sanıklı ts- tanbul Dev-Sol davasını incele- yip karara bağlayacak. Ankara Dev-Yol davasında ise tıpkı Al- parslan Türkeş'ın de aralannda bulunduğu 392 sanıklı MHP da- vasında olduğu gibi zaman aşımı nedeniyle 'ortadan kaldırma' karan verileceği sanılıyor. MHP davasında, Alparslan CHP'den suclama. Gökdemir seviyesiz ve sorumsuz Haber Merkezi - Dev- let Bakanı Ayvaz Gökde- mir'in, Avrupa Parlamen- tosu üyesi 3 kadın parla- menter için kullandığı ha- karet sözcüklerine koalıs- yon ortağı CHP'den sert tepkiler geliyor. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. Gökde- mir'i seviyesizlik ve so- rumsuzlukla suçladı. Ge- iibolu CHP ilçe Merke- zi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Keskin şunla- n söyledi: "Devlet Bakanı'nın son günlerde ortaya koyduğu üslup, T ürkiye Cumhuri- yeti bakanına yakışmaya- cak bir yaklaşun ve ama- yışbr. Kimligi yalnız kan- da, ırk anlayişuıda arayan bir kişinin topluma söyle- yecegi başka şeyi olamaz. Böyle seviyesiz ve sorum- suz üsluplardan da Tür- kiye'nin kurtarılması, sosyal demokrasinin ikti- dar ohnasına bağbdır." Samsun'da bulunan Devlet Bakanı Aysel Bay- kal. konuyla ilgili sorular üzerine "Söyledin-söyle- medim tartışmasına gir- mek istemem. Söyleme- dim dryorsa o doğrudur" dedi. Baykal. "Avrupalı paıiamenterier Türk par- lamenterler için aynı sözü sarf etmiş oisaydı tepkiniz nasıl ohırdu" sorusuna da "Çok sert olurdu" yanıtı- nı verdi. CHP PM'li kadınlar Gökdemir, CHP Parti Meclisi'nin (PM) kadın üyelerince de protesto edildı. CHP PM'nin ka- dın üyeleri, Gökdemir'in sözlerini yazılı açıkla- mayla kınadılar. Açıklamada şöyle de- nildi: "Devlet Bakanı Sa- yın Ayvaz Gökdemir'in, AP'nin sayın parlamen- terleri hakkında yakışık- sız, saygısız ve çağdaş ol- mayan bir deyimi kullan- ması, biz CHP PM'nin bayan üyelerini hayrete düşürmüştür." Kayıp aileleri, İH D'liler ile birlikte Beykoz'da ceset aradı. Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un cesedinin bulun- duğu yerlere karanfil btrakan aikler, kayıplann son bulmasını istediler. (Fotograflar: HÜLYA TOPCU) Kayıp aileleri, ceset aradı Hasan Ocak'ın cesedinin bulunduğu yerde basın acık- laması yapan aileler, bu bölgede yakın aralıklaria iki ce- set bulunduğuna dikkat çekerek faiUerin cezalandıru- masım istediler. İstanbul Haber Servi- si - Insan Haklan Derneği temsilcileri ile kayıp aile- leri, Hasan Ocak ve Rıd- van Karakoç'un cesedini- nin bulunduğu Beykoz'da ceset aradı. Aileler, or- manlann sevgi ve banştan çok, "karanlık, bflinmez- lik ve ölümü" temsil etti- ğini söyledi. Aralannda üç yıldır kendisınden haber alına- mayan Hüseyin Tora- man'ın annesi Hatice To- raman, babası Ali Rıza Toraman, Hasan Ocak'ın kızkardeşi Aysel Ocak. ağabeyı Hüseyin Ocak ile Rıdvan Karakoç'un kar- deşi Mehmet Karakoc ile amcasının bulunduğu ka- yıp aileleri dün Insan Haklan Derneği temsilci- leri ile birlikte Beykoz Buzhane Köyü Dedeler mevkiine gitti. Burada Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un cese- dinin bulunduğu yerlere karanfil bırakan aileler, gözaltında kayıplann son bulmasını, faıllerinı ceza- landırılmasını ıstediler. Insan Haklan Derneği temsilcileri ile birlikte Hasan Ocak'ın cesedinin bulunduğu yerde basın açıklaması yapan aileler, bu bölgede yakın aralık- larla iki ceset bulunduğu- na dikkat çekti. Devlet yetkililerinin "Bizde yok, kayıtlarda rastlanmadı" dedikleri iki insanın iş- kence edilmiş bedenlenne kısmen raslantılar. kısmen de uğraşlar sonucunda kımlik tespitı yapılabildı- ğini öne süren aileler, "Kayıp listemizdeki isim- lerin aynı Hasan Ocak, Ayşenur Şimşek, Rıdvan Karakoç gibi katledilip gözlerden uzak bir orma- na, yola bırakılarak kim oldukları bilindiği halde kimliği bilinmeyen, kimse- siz biri gibi gömülmelerini istemiyoruz. Onları sağ alanlardan, sağ istiyoruz" dedi. Aynı bölgede, ararulan başka kayıplann da bu- lunmayı beklediğini savu- nan aileler, sevgi ve banş sembolü olduğu sık sık vurgulanan ormanların artık "karanlık ve bilin- mezlik ve ölümü" ifade ettığını söyledi. Cesetle- rin bulunduğu yerlere ka- ranfil koyarak, kayıplann fotoğraflannı asan aileler daha sonra ormanda sem- bolik olarak ceset aradı. Türkeş, BBP Genel Başkanı Vluhsin Yazıcıoğlu yargılanan- lann dahil mahkûmiyetleri onay- landı, ancak zaman aşımı nede- niyle davanın düşmesine karar verildı. Hukukçular, Dev-Yol davası- nın da MHP ile aynı tarihte açıl- dığına dikkat çekerek bu dava- nın da zaman aşımına uğrayabi- leceğini belrttiler. Dava 12 yddır sonuçlaıimadı Dev-Yol davası, açıldıktan bu yana 12 yıldır bir türlü sonuç- landınlamadı. Eski Ankara Sıkı- yönetim Komutanlığı 1 No'lu Askeri Mahkemesi'nde ka- rara bağlanan ana Dev-Yo! davasında, verilen 7 ölüm ile 39 ömürboyu hapis ce- zalarının gerekçelerinin yazımı 12 yılda ancak ta- mamlanabildi. Askeri mahkemenin 723 sanıklı dava için kaleme aldığı ve 6 cilt tutan 3 bin 890 say- falık gerekçeli kararında Dev-Yol, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışan yasadışı bir örgüt, silahlı bir çete" olarak niteleniyor. Dava için son sözü, Yargı- tay 11. Ceza Dairesi söyle- yecek. 7 sanık için ölüm cezası isteniyor Davanın soruşturması. 12 Eylül 1980 sonrasmda örgütün Ankara sorumlula- rını kapsayan 204 kişilik bir operasyonla başladı. iki yıl süren soruşturma sonu- cunda, askeri savcıhk, 18 Ekim 1982 tarihli ıddiana- mesıyle. 186"sı için ölüm cezası istenen 574 sanık hakkında daha dava açtı. Davadaki sanık sayısı daha sonra yapılan eklemelerle 723'e ulaştı. Hakkında ölüm cezası istenenlerin sayısı da 236 oldu. Askeri savcılığın 23 Mart 1988 tarihli esas hak- kındaki görüşünde ise 74 sanık hakkında ölüm ceza- sı istendi. Yaşamlannı yitirdiler Davanın sanıklarından Zeynel Abidin Ceylan, Behçet Dinleer, Adil Yıl- maz, S. Şahin Yılmaz ve S. Şahin Dokuyucu. soruştur- ma aşamasında yapılan iş- kence sonucu, Zafer Müç- tebaoğlu ve Abdullah Gül- budak da cezaevinde, Tur- gay Erbay, Günay Tanrı- verdi, Erol Tektaş, Hurşit Tunca ve Metin Ediz de dı- şanda çeşitli nedenlerle ya- şamlannı yitirdiler. Davanın 20 Temmuz 1989 günü açıklanan karan ile 7 sanık hakkında ölüm, 39 sanık hakkında da ömürboyu hapis cezası ve- rildi. Diğer sanıklar ise çe- şitli hapis cezalanna mah- kûm oldular. Dev-Yol davasında halen içeride yatan sanık bulun- muyor. En son Mehmet Memduh Uyan adlı sanık da geçen günlerde tahliye edildi. Bürokratm hukuk savaşı Erzincan'da PKK'li diye görevden alman müdürü, Diyarbakır DGM akladı ERGÜ1N AKSOY ANKARA - Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), PKK'li olduğu savlan üzenne ge- çen yıl görevinden uzaklaştınlan Erzincan Bayındırlık ve Iskân Müdürü Metin Çetin'i akladı. DGM, iddialar üzenne kendisini ihbar ederek soruşturma açıhnası- nı isteyen Çetin hakkında, "İstih- barat birimlerin uyansı sonucu görevden alındığı anlaşılmıştır. Ancak yapılan soruşturmada, su- çu işlediğine dair bir kanıt elde edüememiştir" görüşüyle takip- sizlik karan verdi. Çetin'in avukatı CHP Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar, müvekkiline "yargısız infaz" ya- pıldığı belirterek "Çetin olayı ne ilktir, ne de son olacaknr. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanlar böylesine haksız suçlamalarla sü- rekli karşı karşıyadırlar" dedi. Eski Bayındırlık ve Iskân Ba- kanı Onur Kumbaracıbaşı döne- minde, PKK'ye yardım ve yatak- lık yaptığı ve örgüte yakın kişile- re ihale verdiği savıyla görevin- den uzaklaştınlan ve günlerce ba- zı yayın organlan tarafından "PPK'li bürokrat" diye suçlanan Erzincan Bayındırlık ve Iskân İl Müdürü Metin Çetin hakkında. DGM tarafından açılan soruştur- ma tamamlandı. Görevinden uzaklaştınldığını TV'lerdeki haber bültenlerinden öğrenen Çetin, bunun üzerine Er- zincan DGM'ye başvurarak hak- kında soruşturma açılmasını iste- di. Kendini ihbar eden Çetin. 21 Ocak 1994 tarihli dilekçesinde, şu görüşlere yer verdi: "Bayındırlık ve İskân Müdürü olarak görev yapmaktayım. Bu- lunduğum görevden alınıp bir başka göreve atanmam nedeniyle çeşitli yayın organlannda, PKK'ye yardım ve yataklıkta bulunduğum gerekçesiyle görevden uzaklaştınl- dığım yazıldı. Eğer böyle bir du- rum varsa neden hakkımda ge- rekli adli ve idari soruşturma ya- pılmamaktadır? Bugün dokunul- mazlığı olan kişilerin bile bu ge- rekçeyle dokunulmazlıklan kaldı- nlmaktadır. Her vatandaş gibi be- nim de yargılanmam gerekir. Bu asılsız iddialar beni şüpheli konu- muna sokmuştur. Özellikle Bayın- dırlık ve tskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı'nın TV'deki ko- nuşması ihbar kabul edilerek hak- kımda soruşturma açılmasını isti- yorum." Çetin'in başvurusunu, başka bir davayla birleştiren Erzincan DGM, dosyayı Diyarbakır DGM'ye görevsizlik karan ile gönderdi. Diyarbakır DGM'nin geçen nisan ayında Çetin ile ilgili verdiği karar aynen şöyle: "Erzincan DGM tarafından, sa- nık hakkında PKK'lilere ihale verdiği ve bu örgüte yardım etti- ği' yönündeki basında çıkan ha- beıier üzerini soruşturma açılmış, ancak dosya görevsizlik karan ile mahkememize gönderihniştir. Ya- pılan yazışma sonucu sanığm, ilgili bakanlıkça görevden uzaklaştınl- dığı anlaşılmıştır. Yapılan yazış- malarda, saruğın istihbarat birim- lerinin uyansı sonucu görevden uzaklaştırıldığı belirtiliyor. Ancak iddia edilen suçu işlediği yönünde bir kanıt bulunamamışür. Bu ne- denle hakkında soruşturmaya ge- rekyoktur." 'Yargısız infaz' Çetin'in avukatı CHP Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar, "Müvekkilimin başma gelen bu olay, Doğu ve Güneydoğu'da yaşa- nan gerçeğin çok çarpıcı bir örne- ğidir" dedi. Basın tarafından gün- lerce PKK'li diye suçlanan mü- vekkili hakkında DGM tarafından takipsizlik karan verildiğini belir- ten Coşar, şunlan söyledi: "Müvekkilim, bu karalamanın ardından kendini DGM'ye ihbar etmiştir ve aklanmıştır. Bu sıradan bir aklanma değüdir. Çetin olayı ne ilktir, ne de son olacaktır. Özel- likle Doğu ve Güneydoğu'da yaşa- yan vatandaşlar böylesi haksız suçlamalarla sıkça karşılaşmakta- dırlar. Gerçek durum araşünlma- dan, Çetin hakkında yargısız infaz yapılmıştır. Bu tür uygulamalar hukuk tanımazlığın, hak tanımaz- lığın somut örneklerini oluştur- maktadır." Aklanan müvekkilinin Bayın- dırlık ve Iskân Bakanlığf ndaki görevine ıade edilmesi gerektiğini belirten Coşar, yapılan haksızh- ğın ancak böyle giderilebileceğini belirti. Coşar. şöyle dedi: "Bu haksız suçlamayı yapanlar, bazen de devletin en üst kcsiminde bulunan kişiler olmaktadıriar. Bu kişiler kendilerini vargı organlan- nın yerine koymaktadıriar. Kişile- rin bagımsız mahkemeler öniinde vargılanmalannı yok savmakta- dıriar. Böylece savunma hakkı or- tadan kaklınlmaktadır. Bu davra- nış biçimi üst düzey kamu görevü- leri arasında yayguı bir eğiUmdir. Böylesine bir vaklaşım yargı ba- ğunsızlığuıa indirilmiş bir darbe- dir. Hukuk devletinde bu tür yak- laşımların yapılmaması gerekir. Yargı bağımsızlığı ilkelerine en çok özen göstermesi gerekenler ül- kenin demokratları, sosyal de- mokratlan olmalıdır" BIZBIZE ERDAL ATABEK Taocu Muhalefet mi?.. Başbakan, partisinin grup toplantısında ANAP'ı ve Mesut Yılmaz'ı, 'Taocu muhalefet yapmak'\a suçluyor. Bu sözün anlaşılmayacağını bildiği için de açıklıyor: "Kendisi bir şey yapmadan beklemek, karşısındakinin yanlışını bularak üstüne gitmek ve yenmek." DYP grubu bu açıklamaları dinliyor. Bu kez ANAP telaşlanıyor. "Bu Taoculuk ne mene bir şey" diye araştırmaya başlıyoriar. Taoculuktan akt1 - da kala kala Taocu seks kaldığı için ortalık karışıyor. Basında yorumlar yapılıyor, Tao ve Tacx;uluk üzeri- ne ansiklopedi bilgileri aktanlıyor. Ülkenin gündemi de Avrupa ile yaşanan sorunlardan Uzakdogu'nun mistik felsefesine kayıyor. Şu olayın açığa çıkardığı 'kültür düzeyi', insanı uzun uzun düşündürmüyor mu? 'Taoculuk' aslında kjmsenin merak etmediği, bilmediği bir Uzakdoğu felsefesi. Hayata degişik bir açıdan bakış. Doğanın uyumuyla bütünleşmeye giden bir yol. İnsanın ken- dini denetlemeyi öğrenmesi. Kendi dışındaki variık- lara saygı duymayı anlatan bir ışıklanma. 'Taocu seks' de bu ögretinin cinsel mutluluğa uzanan bir parçası. Ama içinde 'seks' sözcüğü bulunduğu için akıllarda sadece bu kalıyor. Aslında Tansu Çiller'in söylediği tutum, Uzakdoğu savaş sanatının gele- neksel bir stratejisi. Kaynaklannı tüketmeden sava- şı kazanmak için uygulanan bir savaş yöntemi. "Sen bekle, düşmanın hata yapsın, sen onun gü- cünü ona karşı kullanarak yenmeyı başar." Jiu-jit- su'dan karate-do'ya kadar uygulanan tekniklerin temel stratejisi bu. Uzakdoğu'daki savaşlarda Viet- namlılann da, Çinlilerin de, Japonlann da uyguladı- ğı savaş stratejisinin temeli bu. Ama 'Taoizm' bir savaş tekniği değil, bir yaşama felsefesi. "Sen bûyük hayat gerçeğinin bir parçası- sın, öyle olmalı, öyle yaşamalısın" diyen bir öğreti. Söyleyen bilmiyor, dinleyen bilmiyor, böyle.bir or- tamda da insanlar beyin gargarası yapıyor. Ülkenin kültür düzeyi bu. Gazetelerin ancak tabak çanak, peçete, masa örtüsü verince satıldtğı bir ülkede şaşılacak bir şey var mı? Televizyon kanallarında en çok izlenen programlann dedikoduyla, insanlann küçük düşü- rülerek gülündüğü ya da 'nasıl vuruimuş, nasıl par- çalanmış?') gösteren ilkel basıtliklerie dokjurulduğu bir toplumda şaşılacak bir şey var mı? Bir ilçeye 'il yapma sözü' vererek seçim kazan- mak yanlış da o sözle oy veren insanlann davranışı yanlış değil mi? Toplumdaki politikacılar bütün yan- lışların nedeni de o politikacıların içinden çıktığı toplumun sorumluluğu yok mu? Bu toplumda sadece eleştiren, her şeyi eleştiren; ama iş yapmaya gelince onu hep başkalanndan bekleyen insan sayısı kaçta kaçı oluşturuyor? He- saba vurmadan bile, "Çoğunluk böyledir" demiyor musunuz? Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir, üç Avrupalı ba- yan parlamenter için -kendi açıklamasıyla- 'ahlaken düşük' dediği için eleştiriliyor da bu sözün orijinalini kaç erkek, kaç kadın için her gün kullanıyor, biliyor muyuz? Alanya'da tecavüze uğrayıp öldürülen kadın tu- ristler için büyük bir tepki doğdu. Bu tepki, 'kadın- lann tecavüze uğrayıp öldürülmesi'nden mi doğdu, yoksa 'aman turizm zarar görecek' kaygısından mı? Eğer o kao*nlar öldürülmeseydi acaba bu top- lumun kaçta kaçı, "Onlar da bunu istemişlerdir" di- yecekti? İlkel dürtülerini denetlemeyi öğrenip uygarlaşa- mamak, başkalarının değer yargılarıyla yaşayıp kendi benliğini bulamamış olmak, bılgiyi yük gibi taşıyıp kullanamamak 'kültürel azgelişmişlik' ölçüt- leridir. Bu 'kültürel azgelişmişlik'çemberi kınlmadan da ne ekonomik gelişme olabilir ne politik gelişme başanlır. Kültür gelişmedikçe de ne özgür olunur ne bağımsız olunur. Kültür de ansiklopedik bilgileri edinip söylemekle olmaz, gelişen bireylerle, bu bireylerin üreten, pay- laşan insanlann toplumu olarak örgütlenmesiyle bir 'yaşama kültürü' olarak gelişir. Böyle bir toplum olamadığınız sürece sınırlarınızda bağımsız görü- nürsünüz, ama televizyonlarınızda bağımlılığı ya- şarsınız. Bu kültüre ulaşamazsanız bayrağınız di- reklerde dalgalanır, ama çarşılarınızda yabancı markalann peşinde koşarsınız. Ulusal olmak da öz- gür olmak da, bağımsız olmak da 'kültürel geliş- mişlik' ölçeğinde vardır ya da yoktur. Keşke Tao'yu 'Taoizm'ı anlasak da bilmediğimiz sözlerle birbirimizi suçlamak yenne kendimizi haya- tın doğal bir parçası sayabilsek. Bu dünyada 60 milyon insanımızı sadece 'tüketici olarak değerli' olmaktan çıkanp üreterek, paylaşarak, btrbirieriyle yaşamayı öğrenmiş mutlu insanlar toplumu yap- mak için çalışsak. Küçük kurnazlıklaria, küçük çı- karlarla, birbirine üstün görünerek aldanmaktan vazgeçip akılla, bilinçle, eşitlikle, sevgiyie, saygıyla birlikte yaşamayı öğrensek. Ne olduğunu bilmek, ne olacağını görmenin ilk adımı değil mi? f l i i v a t ı ı s n i a tr*»r»^«İ Sıyashbr Da>-amşma Derneği a a y a n ı ş m a g e c e s ı (siDAD)'uıdüzeniediği''Sıvas-hlar Gecesj" önceki gece Yeşilyurt Polat Renaissance Otel'de yapıkh. Geceye Devlet Bakanı Ziya Halis, eski İstanbul Büyükşehir Beledive Başkanı Nurettin Sözen, Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir, Bahçelievier Beledive Başkanı Saffet Bulut Ilhan Kesici, ANAP b Başkanı Mükerrem Taşçıoğlu, RP İstanbul Milletvekili Mukadder Başeğmez ve Beşjktaş h Rıza Çahmbay'ın yanı sıra Sıvas'm ilçe belediye başkanlan ile çok savıda işadamı kabkh. GALERI • ATÖLYE 293 89 78 (3HAT) MEHMET NAZIM Resim Sergisi 1 8 Mav s - 16 Haziran 95 SANAT GALERİLERİ Abd l c « ; ı Cac N 1 8 N : - : n r j . _</. I ,' I >• 1 RESSAM I.C. KARABURCAKIN Tablolarına Sahip Olanlara Duyuru Kasını 1995de açılacak sergiyle ilgili kitapta kullanılınak vcya scrgilenmek için, elinde sanatçının lablosu olanların İST. (0212) 274 02 79-275 99 56. lAnkara (0312) 425 50 98'e başvurmaları rica olunur. Galeri Atölye ilanlarınız için: 293 89 78 (3 hat)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle