28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazuşlen Müdürleri: Ibrahim Yüdız (Sorumlu), Dinç Tayanç # Haber Merkezı Müdûrü: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberlcr Ergun Balcı • Istıhbarat YaJçın Çakır • Ekonomı Bûlent Kızankk • Radyo-TV Uygır EremekUr • Kültür H»nd»nŞeaköken • Spor Abdûlkıdir Yücelnun • Yurt Haberleri Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Çevin: Seyfettin Turhan • Düzeltme Abdullah Y azıcı • Fotoğraf Erdogan Köseoğlu Yayın Kunılu Ilhan Selçok (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Özgen Acar. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun BaJcL Dinç Tayanç, tbrahim Yddc Orhan Bursalı, Mustafa Baiba>. Ankara Temsılcısı Mustafa BaJbay 9 Haber Müdûrü. Doğan Atan Atatürk Bulvan No: 125. Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks-4195027 »Lzmır Temsılcısı S«rdar Kıak,H.ZıyaBlv. 1352S 2 3 Ter 4411220, Faks-4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No 1 KaC 1. Tel: 3522550, Faks: 3522570 Müessese Mûdurü Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kuruhı Koorduıaîör Ahmet KonıJsaJ] A Başkanı-Genel Müdûr GöJbin Er- Muhasebe Büleot Ycner 9 Idare duran # Koordmatör Reha I?ıt- HuseyinGûrer#t;letme'ÖDder man • Genel Mûdur Yardımcısı ÇeHt • Bılgı-tşlem Nafl tnal • Mine Akdağ • Halkla thşkıler Bügısayar Sıstem: Muriivet Çiler Müdüru Nurten Berksoy Yayımlavan ve Basan: Yenı Gün Haber \jansı. Basın ve Yayıncılık A 5 Türtocajıcacl 39 41 Cagalogiu 34334 Ist PK 246 lslanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (»212)513 85 95 12 HAZlRAN 1995 Imsak: 3.25 Gûneş: 5.24 Öğle: 13.11 tkındi: 17.09 Akşam20.43 Yatsı: 22.34 MEDYACTei 5140753-51395so-513 8460-61,Faks 5H8466 oUu • ANCHORAGE (AA) - Kuzey Amerika'nın en yüksek dağı McKinley'e tırmanan 3 Ispanyol dağcıdan birisinin, tırmanma esnasında bin 200 metrelik uçuruma düşerek öldüğü bildirildi. Ulusal park yetkilileri, ölen dağcı ve bitkin durumdaki iki arkadaşının 3 gündür 6 bin 200 metre yüksekliğindeki dağın, 5 bin 850 metrelik bölûmüne kadar tırmandıklannı belirttileT. Dağcılann, olay sırasında 'Doğu Ekspresi' denilen dar bir düzlükte kamp yaptıklan açıklandı. Ölen dağcı Albert Puig, 26 yaşındaydı. 400 öğrenciye bups • ANKARA (ANKA)- Milli Eğitim Vakfi, 1994- 95 öğretim yılında 200 öğrenciye sağladığı karşılıksız yükseköğretim bursunu bu yıl 400 öğrenciye verecek. Vakıf, aynca merkez yönetim kurulunun aldığı kararla 10 okul yaparak Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmesi ve bakanlığa bağlı okullardakı 100 atölye ve bin sınıfın donatılması projelerini de gerçekleştirecek. KarayoHarı faaliyet raporu • ANKARA (AA)- Karayollan Genel Müdürlüğü'ne genel bütçe yatınmlanndan aynlan yatınmpayı, 1955-1995 döneminde yüzde 10.6'dan yüzde 2.2'ye düştü. Giderek artan yol ihtıyacına karşılık Karayollan Genel Müdürlüğü'ne genel bütçeden aynlan paylann, yıldan yıla önemli oranlarda düşmesinin, yeni yol yapım projelerinde de gecikmelere yol açtığı ifade edıldi. Karayollan Genel Müdürlüğü'nün 1995 yıh faaliyet raporunda, son 40 yılda yol yapım yatınmlanna aynlan payın yetersızliğıne dikkat çekildi. Özaydın'm kın evlendi • tstanbul Haber Servisi - Fenerbahçe eski başkanlanndan Hasan Özaydm'ın kızı önceki gece, birçok tanınmış kişinin de katıldığı törenle dünyaevine girdi. Beykoz Hasır Restaurant'ta yapılan törende, Kadriye Özlem Özaydın ve Bülent Meriç çiftinin şahitliklerini, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve Istanbul Ticaret Odası Başkanı Atalay Şahinoğlu yaptı. Cindoruk'tan açılışlar • tstanbul Haber Servisi- TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, dün Şişli'deki Atasay Dershanesi ile Ozel Atasay Akşam Lisesi'nin açılışını yaptı. Cindoruk açılışlarda yaptığı konuşmada, "Türkiye'de üniversitelerin de aralannda bulunduğu eğitim kurumlan ve bölgeler arasındaki eğitim düzey farklıhklannın düzeltilmesi gerekir" dedi. B( ders uygulaması • tZMİR(AA)- Oniversitelerdeki 'ek ders ücreti' uygulamasının ticarete dönüştürüldüğü belirtilerek bu konuda yeni bir düzenleme japılması iştendi. Izmir Universitelen Öğretim Elemanlan Derneği (IZÜNlDER) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, üniversite öğretim üyeleri ve yöneticilerinin ek ders ücretine karşı olduğunu, ancak 2 yıldan beri kalkması yönünde yapılan girişimlerin sonuç vermediğini söyledi. Uygulamanın universitelen zor durumda bıraktığını, kamuoyunda akademisyenlere olumsuz bakış açısı yarattığını belirten Prof. Kaymakçı, eğitim kalitesinin düştüğünü öne sürdü. Kaymakçı, "Uygulama, amacından uzaldaştı. Bir öğretim üyesi, ek ders ücreti ile maaşının 2 katı ücret alabiliyor. Bu da öğretim üyelen arasında ücret dengesizliği yarattı" dedi. Gıda mühendisliği fakültelerince onaylanan reklamlarda verilen mesajlann doğruluğu kuşkulu Üniversite destekb reldama dikkat• Beslenme uzmanlan, vitamin katkılı olduğu öne sürülen ambalajlı çerezlerdeki vitamin miktannın, paketlerin üzerinde yazıldığı gibi çocuğun günlük vitamin gereksiniminin üçte birini karşıladığı iddiasının doğru olmadığı görüşünde. olmaz" boyutlara ulaştı. Reklamlar aracıhgıyla hem anne- babalara hem de çocuklara verilen me- sajlann doğnıluğu ise kuşkulu. Örne- ğin, çocuğunun "büyümesini ve geliş- mesini isteyen annelerin bu ürünleri çocuklanna bolca yedirmderi gerekti- İ ASUMAN ABAC1OĞLU tZMİR - "Çitoz, Çerezza, Tombi şfmHi vitaminli..." Televizyonda bu reklamı izleyen an- ne-babalar, çocuklannın yemesine en- gel olamadıklan ambalajlı çerezlerin artik vitamin katkılı olduğunu ve bu- nun da E 0. Gıda Mühendisliği'nce "test edilip ona\ landığmı" duyunca ra- hat bir soluk almasınlar. Çünkü bes- lenme uzmanlan, bu vitamin miktan- nın, paketlerin üzerinde yazıldığı gibi çocuğun günlük vitamin gereksinimi- nin üçte birini karşıladığı iddiasının doğru olmadığı görüşündeler. Gözar- dı edilen bir başka konu da bu tür gı- dalarda, çocuklara zarar veren katkı maddeleri... Televizyon reklarrüannda çocukla- nn kullanılması, neredeyse "oimazsa Yanılticı mesaj Bu arada önce dondurma reklamla- nnda adını görmeye alıştiğımız Ege Üniversitesı Gıda Mühendisliği Bölü- mü'nün "onayından" söz edilmesi, "ambalajh çıtir çerez" reklamlannda verilen mesajın inanılır olmasını sağ- layan "büimseT yönünü oluşturuyor. Bu reklamlarda, üründe bulunan vita- min miktarlannın Gıda Mühendisliği Bölümü'nce "test edilip onaylandığı'' vurgulanıyor. Ancak burada bir yanılt- maca hemen göze çarpıyor. Paketlerin içındekı vitamin, iddia edildiği gibi çocuğun vitamin gereksinimini karşı- lamıyor. Paketin üzerinde yazıldığına göre 100 gram üründe bulunan C vitamini miktan, 15 miligram. Yîne ürün paket- lennın üzerinde, "Çerezza biftek aro- malı paketi 7-10 yaş arasındaki çocuk- laruı günlük vitamin ihtryacının üçte birini karşıla>acak miktarda vitamin jçermektedir" deniyor Ancak paketlerin ıçindeki ürün mik- tan net 20 gram. Yani C vitamini mik- tan bu paketlerde sadece 3 miligram. Bu durumda çocuğunuzun günlük C vitamini gereksinimini karşılayabil- mek için çerezzalardan 5-10 paket ye- dirmeniz gerekiyor. Vitamm gereksnimi Hacettepe Üniversıtesi'nden bes- lenme uzmanı Prof. Dr. Ayşe BaysaL öncelikle kurutulmuş gıda maddele- nnde C vitamininin çok çabuk bozul- duğuna dikkat çekiyor. 7 yaşından kü- çük bir çocuğun günlük C vitamini ge- reksinimi ise Prof. Dr. Baysal'a göre 60-70 miligram. Prof. Dr. Baysal, kan- sızlığın önlenmesi için bir çocuğa her öğünde en az 75 miligram C vitamini almasını önerdiklerini söylüyor. Ço- cuğun alması gereken B-l vitamini miktan ise onda 8 miligram. Çerezza gıda ürününün 100 gramında ise yüz- de 33 miligram B-l vitamini bulunu- yor. Paketlerdeki 20 gram çerezzada ne kadar B-l olduğunu ise siz hesap edin. Katkı maddeleri Konunun bır başka boyutu ise gıda- lann içine renk ve lezzet vermek, "bo- zulmalanru" önlemek için konulan katkı maddeleri. Dokuz Eylül Üniver- sitesi Tıp Fakültesi 'nden beslenme uz- manı Doç. Dr. Riiçhan Çehreli, bir gı- da ambalajlandığı anda içine katkı maddesi girdiğini söylüyor. Katkı maddelerinin özellikle çocuklarda alerjik reaksiyonlar yarattığına dikkat çeken Doç. Dr. Çehreli, "Bu tür haar gıda maddelerinin rahathkla tüketil- mesine karşıyım"diyor. E. Ü. Gıda Mühendisliği Bölü- mü'nden Prof. Dr. Mustafa Metin, am- balajlı gıda ürünlerinin üzerinde kat- kı maddesi bulunup bulunmadığının belirtilmesi gerektiğıni anımsatarak u Tüm dünyada gıdalann doğal olarak rüketilmesi \önünde bir çaba var. Gı- da katkı maddeleri uzun yülardır Dün- ya Saghk Orgütü'nce inceleniyor, za- rarian araştınlıyor ve Batı"da katkı maddesi içermeyen doğal gıdalan ter- cih edivorİar'' diye konuşuyor. Prof. Dr. Ayşe Baysal, çerezza pa- ketlerinin "içindekiler" bölümünde "doğala özdeş sığır eti aroması" yaz- dığını anımsatmamız üzerine, bu mad- denin yapay olarak üretilen "mono- sodvum glutamat'"olabileceğıne dik- kat çekiyor. Pakederin ağırüğı Reklamı yapılan çerez türü ürünler- de yalnızca "100 gnunda bulunan vi- tamin miktarlannı" belirlediklerini, reklam metni konusunda bilgileri ol- madığını belirten Gıda Mühendisli- ği'nden Doç. Dr. Semih Ötleş, paket- lerin içinde 100 değil 20 gram ürün bulunduğunu söylediğimizde şaşkın- lığını gizleyemiyor. "Bu gıdalann reklamlanndaki me- sajlan Sağhk Bakanhğı'nın da denet- lemesigerekirdi'' diyen Doç. Dr. Ötleş, "Biz tarun ülkesryiz, ama çocuklar di- rekt olarak mejTeyi yemhorlar. Gıda- yı doğal olarak almak tabii ld en doğ- rusu" dıye konuşuyor. Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa L'çüncü de "Bu tür gıda ürünlerinin içinde zararta bir şey olsa Sağlık Bakanlığı izin vermez"di- yerek şu görüşlere yer veriyor u Arük doğal gıda mı kaldı; hepsi hormonlu, tarun ilacı kalıntÜL Sera ürünlerinin hepsi hormonlu. Bunlar bence daha tehlikeH. Hiçbir şe> yeme- yelim o zaman. Başka çaremiz yok. Günümüzde teknolojik koşullar btınu zorunlu talryBr." Şirince'nin şirinliği tehlikede üMtrarAN • Turizm Bakanlığı, Ege Bölgesi'nineniyi korunmuş, daha doğrusu gözlerden ırak kaldığı için bugüne gelebilmiş beldelerinden Şirince'ye turistik kimlik kazandırmak için harekete geçti. Ancak turistik olan yörelerin dününe, bugününe bakınca insan sevinmekle üzülmek arasında bocalıyor. görünce. Harika bir şey bu." Bu kez Sotiriyu'nun 'cen- net beldesi' turistik olmaya hazırlanıyor. Turizm Bakan- lığı, Ege Bölgesi'nin en iyi korunmuş, daha doğrusu gözlerden ırak kaldığı için bugüne gelebilmiş Şirin- ce'ye turistik kimlik kazan- dırmak için harekete geçti. Bakanlığın girişimi tabii ki olumlu. Şirince'de bulunan 'harap' durumdaki iki kilise onanlacak. Kiliselerden bi- rinin restorasyonunu Efes Müzesi yüklenecek. Eskı köy ilkokulu da turizmin hizmetine sunulacak. So- nuçta Şirince ilgi odağı du- rumuna gelecek. l l l l l I İZMİR - "EUerimle yap- tım" diyerek bir bardak şa- rap uzatan yaşh teyzeleri, el işlerini hemen kapılanrun önünde beğendirmeye çalı- şan genç kızlan yine görebi- lecek miyiz? Yüzlerce öy- künün gizlenmiş olduğu o dar sokaklarda bir ses, "Ge- lin bir kahvemizi için, soluk- lanm" diyecek mı r) Yoksa Şirinceliler yavaş yavaş geri çekilirken 'yeni sahipler' mi dolduracak yö- reyi. Yoksa Cevat Şakir'in Halikarnas'ına, bugünkü Bodrum'a mı dönecek Şirin- ce? Artık Şirince de turistik oluyor. Bakanlık destek ve- nyor. tnsan sevinmekle üzülmek arasında bocalıyor. Turistik olan yörelerin dünü- ne, bugününe baktığımızda üzülmek ağır basıyor. Çün- kü nereyi keşfettiysek hep yok etmişız. Nereye gittiy- sek kırletmişiz. Hahkarnas'ın Balikçısı Cevat Şakir'in elleriyle dik- tıği fidanlann üzeri 'Bod- rum evi' denilen fabrikasyon inşaatlarla doldu. Silahlar patladı. Dinginlik yerini kar- maşaya bırakti. Çok değil 20-25 yıl önce Bodrumlula- n saran 'heyecan nrtması'nı bugün Şirinceliler yaşıyor. Onlar da turistik olmanın herkesin ilgisi çekmenin he- yecanmı yaşıyor. I\ıristik olmak, ama.. "Şu yeryûzünde cennet diye bir şey varsa, bizim Kırkıca o cennetin bir par- çası olsa gerek." Dkio Sotiriyu'nun roman kahramanı ManoK, 1914 yı- lının Kırkıca'sı bugünün Şi- rince'sini böyle betimliyor. Sotiriyu, 65 yıl sonra çocuk- luğunun geçtiği yöreleri ge- zip, Şirince'yi gördükten sonra 'cennet hayati'nın bu- gün de geçerii olduğunu gö- rüp seviniyor. "Eskiden burada yaşayan insanlann anlattılüan gibi düşlediğim gibi ya/mıştım. Ama görüyorum ld her şey aynı. Yazdıklanmın gerçek olduğunu anladım Şirince'yi Kuytudald cennet Selçuk'a girerken hemen solunuzdaki palmiyelerin al- tından dar yola girdiğinizde 6 kilometre sonra 'cennet hayatı'na ulaşıyorsunuz. Sanki kimseler görmesin, kimseler bu güzellikleri bo- zamasın diye doğanın en kuytu. görünmez, ulaşılmaz yerine kurulmuş Şirince. tşte orasını da keşfettik. Güzel yerleri tüm dünya in- sanlanna tanıtmak güzel. Ya sonra? Bugün Bodrum'a gitti- ğımde kapı arasından utan- gaç bir bardak su veren in- sanlan anyorum. Kaleiçi kahvesinde dost sohbetleri anyorum. Tepecik mahalle- sinden kendimi denize at- mak istiyorum. O insanlar geriye çekileli çok oldu. Şimdi Şirince'nin de gele- ceğini görür gibi oluyor in- san. tnsanı korku sanyor. Eğer Şirince de Bodrum gibi Kuşadası gibi Köyceğiz gibi Dalyan gibi turistik ola- caksaolmasın. Bırakahm Şi- rince, adı gibi kalsın. Şimdi- den yörede arazı kapatmaya kalkanlar yöreden kovulsun. Gözleri paradan başka şey görmeyenler Şirince'ye so- kulmasın. Bırakalım her şe- yi Dido Sotiriyu'nun taniıs- lan'nın torunlan yapsın. Oraya da doluşmayalım. Orayı da bozmayalım. kir- letmeyelim. Bırakalım Şi- rince, şirin kalsın... Dido Sotiriyu'nun roman kahramanı Vlanolinin. "Şu yentizünde cennet diye bir şey varsa. bizim Kırkıca o cennetin bir parçası olsa gerek" dediği. 1914 yılının Kıriacası bugünün Şirincesi şimdi şirinliğini koruma sına- viyla karşı karşrya. Eğer Şirince de Bodrum gibi, Kuşadası gibi, Dalyan gibi turistik olacaksa, olmasın... Okul bitiriyoruz, ama okumuyorıız Türkiye'de eğitim düzeyi ve TV izleme oranı hızla artarken, okuma düzeyi düşüklüğünü koruyor tSTANBUL (AA) - Türkiye'de henüz tam anlamıyla sözlü kül- türden yazılı kültüre geçileme- mekle birlikte, eğitim düzeyinin hızla yükseldiği, televizyon izle- me oranının arttığı, buna karşıluV okuma düzeyinin düşüklüğünü korudugu görülüyor. Çeşitîi kaynaklardan derlenen bilgilere göre ülkemize genel ola- rak eğitim düzeyi hızla yükseli- yor. 1980 yılında Türkiye'de 6 milyon 200 bin okur-yazar, 14 milyon 200 bin ilkokul, 2 milyon 100 bin ortaokul, 1 milyon 900 bin de lise mezunu bulunuyordu. Aynı yıl içinde yüksekokul me- zûnlannın sayısı ise 834 bin kişi idi. Aradan geçen 15 yıl içinde okur-yazar sayısı yüzde 100'ün üzerinde artarken, okuma-yazma bılmeyenlerin sayısı da hızla azal- dı. 1995 yıh sonunda, okur-yazar sayısmın 13 milyon 56 bin, ilko- kul mezunu sayısının 32 milyon 731 bin, ortaokul mezunu sayısı- nın 4 milyon 800 bin, lise mezu- nu sayısının da 4 milyon 980 bin kişiye çıkanlması öngörülüyor. Üniversite mezunu artfa Bununla birlikte, içinde bulun- duğumuz yıl sonunda, yükseko- kul mezunu sayısının 1 milyon 213 bini bulacağı belirtiliyor. Bu- na göre 1980 yılında her 53 kişi- den biri üniversite mezunu, her 23.5 kişiden biri de lise mezunu olurken, günümüzde her 51 kişi- den birini üniversite mezunu, her 12.5 kişiden birini de lise mezu- nu oluşturmaya başladı. Ancak, bunun yanında, ülkede okuma-yazma bilmeyenlerin sa- yısının da küçümsenemeyecek boyutta olduğu ifade ediliyor. Kenflere göç sûrûyor Türkiye'de okur-yazar oranın- daki artışa paralel olarak nüfusun kentlere göçü de sürüyor. 1965 yı- lında nüfusun yüzde 35'i kentler- de yer alırken, bu oran 1985 yılın- da yüzde 53'e, 1990 yılında da yüzde 60'a çıktı. 1995 yıl sonun- da ise kentte yaşayanlann toplam nüfusun yüzde 65'ine ulaşacağı kaydediliyor. Türkiye'de 2000 yı- hna kadar 18 milyon kişinin daha kentlere kayacağı öngörülüyor. Türkiye'de halen nüfusun bü- yük bölümü kentlerde yaşamakla birlikte, toplumun büyük kesimi- nin henüz 'kentli olma bilin- ci'nden uzak olduğu görülüyor. Türkiye'de bugün bin kişiye 50-55 günlük gazete düşüyor. Ül- kede nüfusun yüzde 98 'den fazla- sında televizyon bulunuyor ve ai- le fertleri günde ortalama 3 saat 40 dakika televizyon ızliyorlar. Bunun yanında, ülkedeki 60 ci- vanndaki tiyatroda yılda 750 bin kişi de tiyatroya gidiyor. Ülkede- ki 312 sinemada ise yılda göste- rilen 29 bin 520 filmi 13 milyon 500 bin seyirci izliyor. Türkiye'de her yıl çeşitli konulara ilişkın 6-7 bin değişik kitap yayımlanıyor. Kültür ve üetişim Bu arada, toplumbılimci Emre Kongar, "Kültür ve Üetişim'' adlı kitabına, yazılı ve sözlü kültür ko- nusunda şu görüşlere yer veriyor. "Türkiye'nin bir kesimi henüz feodal kültür kahntılannın koşul- lanmışhğuu yaşarken, bir başka kesimi de endüstri toplumunun ot- gunhık çağmdaki' sözlü ve görün- tülü" kühürünün egemenliğine gjrmiştir. Bir başka deyişle, kırsal alanlar yeterince gelişmediği için, kentsel alanlar da jeterince geliş- tikleri için. kitle Uetişim araçlan- nın ve basının kullanılmasma uy- gun bir yapıdan uzak kalmakta- duiar. Yeterince gelişmemiş kırsal alanlar da yaalı Uetişim araçlan- nı kullanma aşamasuu yaşama- dan, ilkel düzeydeki bir sözlü kül- türden ileri düzeydeki bir sözlü kültüre geçecek ve yazılı Uetişim araçlan ancak 'anakronik' (tarih içinde yerini şaşırmış) bir özettik taşryarak gittikçe işlevlerini ve et- kilerini yitireceklerdir—'' Marmaris Yunuslara gösteri yasağı • Marmaris'e Ukrayna'dan gösteri için getirilen yunuslarla denizarslanlannın bulunduklan yerde gösteri yapmalannı yasaklayan Vali Aytaman, uygun yer tespiti için komisyon kurularak harekete geçilmesi talimatını verdi. ÖZCANQZX^ÜR MUĞLA - Marmaris'e Ukrayna'dan gösteri için ge- tirilen 4 yunus ile 2 denizars- lanının durumlannı yerinde inceleyen Muğla Valisi Dr. Lale Aytaman, hayvanlann Türkiye için bir prestij soru- nu olduğunu, Malta Ada- sı'na ya da bir başka yere gönderilmelerinin doğru ol- mayacağını söyledi. Yunus- larla denizarslanlannın bu- lunduklan yerde gösteri yapmalannı yasaklayan Va- li Aytaman, uygun yer tespi- ti için komisyon kurulması talimatını verdi. Ukrayna hükümeti ile Tur- ban'm anlaşması sonucu Türkiye'ye getirilen 4 yunus ile 2 denizarslanına uygun bir yer bulununcaya kadar gösteri yaptinlmayacak. Hayvanlann banndığı ve gösteri yaptınldığı yat lima- nında incelemelerde bulunan vali Aytaman şunlan söyledi: "GörüMüğü gibi burası gös- teri için uygun, ama hayvan- lann bannmalan yönünden uygun değil. Kesinlikle yeni bir yer bulunup orada barm- dırümalılar. Pazartesi günü Çevre Bakanlığı yrtkilileriy- legörüşeceğim.Bİr komisyon kunıp hemen yertespitiçahş- masuıa başlayahnı. Cennet Adası uygun olabüir. Orayı da incekyelim." Muğla Valisi Dr. Lale Ay- taman, hayvanlann Malta Adası'na gönderilmesi ile il- gili olarak "Bu doğru ol- maz" diyerek i "Ha> n vanlan ne kadar sevdigûnizi, onlara nasıl değer verdiğimizi gös- termetiyiz. Bu bir prestij me- seJesi. Vlalta'ya göndereme- yiz. Burada yaşamalannı sağbunak zorundayH" dedi. Bu arada Marmaris Bele- diye Başkanı tsmet Kara- dinç, Marmarisli girişimci Ahmet Mazgal'a yat lima- nında gösteri için verdiği iz- nın pazartesi günü iptal edi- leceğini açıkladı. Ahmet Mazgal ise "Bu hayvanlann yeni bir yere taşınmalan en az bir ay alır. Zaten bizim de bu yönde çalışmamız vaıtn. Bir sürii para harcadık. Ta- şınıncava kadar gösteri ya- pabUmeliyiz" dedi Çevreciler sevindi Hayvanlann geçici olarak da olsa gösteri yapmalannın engellenmesine sevinen çevreciler ise yunuslann ve denizarslanlannın kesinlik- le ya memleketleri Ukray- na'ya ya da Malta'ya gön- derilmelerinı istiyorlar. Mar- maris ÇE V-DER yöneticile- rinden Nazan Batmaz, "Uluslararası sözleşmelere göre hayvanlara gösteri yap- dnlması yasak. Yeni yer bu- lunursa gösteri devam ede- cek, bu doğru değü. Aynca hayvanlar yara bere içinde. Bazüannda mantar ürüyor. Bunlann bu halkriy le bura- da tutulmalan çok sakın- cah" dedi. Kompozisyonda birinci oldu Türbanlı öğrenciye Atatürk ödülü • Osmaniye Kız tmam Hatip Lisesi ikinci sınıf öğrencisi Nilüfer Akdemir, Atatürk'ü çok sevdiğini söyledi. AHMET BtRGÜL OSMANİYE - Samsun Valiliği'nce düzenlenen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kompozisyon yanşmasında "Mustafa Kemal'in Asker- leri" adlı kompozisyonla Adana'nın Osmaniye ilçesi Kız tmam Hatip Lisesi ikin- ci sınıf öğrencisi Nilüfer Akdemir, Türkiye birincisi seçildi. Atatürk'ü çok sevdiğini belirten Akdemir, "Türküm diyen herkesin Atatürk'ü sevmesi gerek. Çünkü o bü- yük bir insan. Onu her za- man saygryla anıyorum" di- yor. Türkiye birincisi seçil- diğini duyunca çok sevindi- ğini belirten 16 yaşındaki Osmaniye Kız Imam Hatip Lisesi ikinci sınıf öğrencisi Nilüfer Akdemir ile evinde görüştük. Anne ve babası- nın da hazır bulunduğu gö- rüşmede Akdemir, daha ön- ce de okul ve ilçe çapında düzenlenen şiir ve kompo- zisyon yanşmalannda bir- çok dereceleri bulunduğunu belirterek şunlan söyledi: "En son olarak Samsun Valiliği'nin düzenlediği ya- nşmaya kanldun. Yanşma- da birinci olduğumu duyun- ca çok scvindim. Ben Ata- türk'ü çok seviyorum ve onu her zaman saygryla anaca- ğım. Çünkü o büyük bir in- san. Bu güzel ülke için ünlü kişiliği ve mücadeleci biri olarak elinden gelen her tür- lü çabayı sarf etti. Türküm diyen herkesin Atatürk'ü sevmesi gerekir. Onun ilkc ve inküaplanna daima bağlı kalacağun." En büyük idealmin sınıf öğretmenliği olduğunu be- lirten Nilüfer Akdemir'in annesi Pervin Akdemir ve babası Ekrem Akdemir, "Kızlanmızla büyük gurur duyuyoruz. Böylesine güzel bir muttuluğu Allah'ın her- kese nasip etmesini istiyo- nız" dediîer. Osmaniye Kız tmam Hatip Lisesi Müdûrü Şükrü Ankan da Nilüfer Akdemir gibi çalışkan bir öğrenciye sahip olduklan için büyük gurur duydukla- nnı belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle