Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 HAZİRAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Ender Güzey, 1999 yılından 2000'e dek sürecek uluslararası bir proje için bir tasanm gerçekleştirecek
Evrensel barış için yelkenler fora
GAMZEVAREVI
Ender Güzey, 1999'dan 2000 yılına
uzanacak, otuz altı ülkenin sanatçılanmn
katılacağı, evrensel banşı simgeleyen bir
j)rojenin tasanrmna imza atmaya hazırla-
nıyor. Bu proje çerçevesinde, tasanmlan
her ülkenin kendi seçtiği sanatçılan tara-
fından yapılan yelkenlilerle biryıl sürecek
birdünya turu gerçekleştirilecek.
Ozerinde çalıştığı temel konulan, top-
rak. hava. su ve ateşi ele alarak bir tasa-
nm yapan Güzey, ülkelerin kendilerini sa-
natlanyla tarutacaklan bu proje için her ül-
kenin kendi müziginin ve dansının kaül-
masiyla bir kolaj tarzında gelişip zengin-
leşecek danslı bir performans da tasarlı-
yor.
'Nuh'un 1993Geaıisf adını verdiği per-
formansıyla çevre sorunlanna dikkat ce-
ken sanatçı, çevre konusundaki duyarsız-
lığın sürmesi halinde Nuh'un Gemisi'nin
bile bizi kurtaramayacağını vurgulamak
için bir sal ve üzerindeki pıramitten olu-
şan Şüzen heykel'i yaktı. Nuh'un Gemi-
si'nin 'kutsal kahntüan'nı Paris'te ve Al-
manya'nın çeşıtlı kentlerinde sergileyen
Güzey, plastik sanatlann hemen hemen
her dalında yapıtlar vermesine karşm, per-
formansta, izleyicinin tasanmın içine gir-
diğini belırterek 'sanatsal çahşmanın ya-
şamın bir parçası haline gelmesinin' ken-
dısı için çok önemli olduğunu ifade edi-
yor.
Münih'te yaşayan sanatçıyla, 'Nuh'un
Gemisi KalınrjlarT sergisi ve bundan son-
ra yapacağı çalışmalar üzerine konuştuk:
- Biraz 'Nuh'un 1993 Gemisi' perfor-
mansmdan sözedefim. lstediğiniz gîbi ger-
çekteştimi?
Yüzde doksanı gerçekleşti. 93'te ewe-
la 'ıNuh'uh Gemisi' projesinin bir arutı var-
dı: 'Nuh'un Gemisi Günesi' Ahırkapı'ya
dikildi. Denizde yaşamını yitirenlere bir
anrt. Bir yerde 'Nuh'un Gemisi' düşünce-
si, diger tarafta denizcilerin düşünceleri
çok anlamlı bir bağlanü sağladı. Eylül
aymda proje başladı. Bir hafta süreyle
'Nuh'un Gemisi' üzerinde çeşitlı faalıyet-
ler gerçekleştınldı. 'Nuh'un Gemisi Ob-
jesi' çok kısa bir süre içinde gerçekleşti.
- Çıktş noktanız çevre biKnci oluştur-
maktL-
Evet. Bir sanatçı ya da insan olarak bu
katliamdan ister istemez etkileniyorsuz.
Kendi tarzınızda bir yorum yapmak isti-
yorsunuz. Ortaya büyük bir objeçıktı. Bo-
gaz'dan geçen aşın boyutta bir heykel ol-
du. Projenin başında, tasanmda bir mav-
Nuh'un Gemisi'nin kalınülan Paris'te ve Almanya'nın çeşrtü kentierinde sergilendL
7
999'dan 2000'e geçiş olacak, bir yıl sürecek, otuz altı ülkenin
katıldığı, evrensel banşı simgeleyen bir proje. Ingiltere'den
başlayacak bir dünya turu olacak. Dünyanm en büyük
yelkenlileriyle gerçekleşecek. Her ülke üç veya beş sanatçı seçecek. Bu
sanatçılar kendi ülkelerini sembolize eden yelkenlinin tasanmını
yapacak. Proje için üzerinde çalıştığım ana konulan, toprak, ateş, su ve
havayı ele alarak, bu zemin üzerinde bir tasanm yaptım.
na düşünüyordum. Ancak bunu son haf-
talarda çok soyut, zemin bir formasyona
getirmek istedim: Yüzen bir sal ve üzerin-
de kutsal bir formasyondan oluşan bir ça-
dır. O çadınn bir gelişmiş türü piramit ola-
bilir. Piramiti ele aldığımızda mitolojik,
kutsal, derin fikirler ortaya geliyor.
'Nuh'un Gemisi' yanacak ve kalıntılan
sergilenecekti. Gemi nemden dolayı o ka-
dar zor yanmıştı ki sanki tabıat bu yok o-
luşa direnıyordu.
- Nuh'un Gemisi'ni yakmanızın sembo-
Hk bir anlamı obnah_
Evet. Çevreyi yitirmış olmamızdan do-
layı 1993"te, artık Nuh'un Gemisi'ne ıh-
tiyacımız olduğu düşüncesindeydim. Bu
devam ettiği takdirde Nuh'un Gemisi'nin
bile bızı kurtaramayacağını kanıtlamak is-
tedim.
- 'Nuh'un Gemisı'nin kalınülan yurt-
dtşında sergflendL
Evet. Arzu ederdim ki burada bir sergi
olsun. ondan sonra yurtdışına çıksın. Ay-
nca Nuh'un Gemisi'nin tstanbul'dan Ve-
nedik Bienali'ne gitmesini. iki şehir ara-
sında bir köprü kurulmasını düşünmüş-
tüm. Hatta olanaklan da sağladım. Ama
bunun arkasında Kültür Bakanlığı'nın ol-
ması lazım. Cevap bile gelmedı. Ilk sergi
Paris'te oldu. Ardından Almanya sergile-
ri başladı. Ben bu sergiyi 'Kutsal Kabnü-
lar' olarak ısımlendiriyorum. Kalıntılar
geçen yıl eylülden itibaren heray başka bir
yerde sergilendı. Münih'te iki küçük, bir
büyük galeride, daha sonra da Köln,
Mönchengladbach, Duisburg ve Dort-
mund'da sergilendi. Önümüzdeki kış da
devam edecek.
- Bu sergiler ne ölçüde ilgi gördfi?
Istanbul'da gerçekleşecek olan proje-
nin tanıtım sergisinı Münıh Kültür Daire-
si Başkanhğı fınanse etti ve gerçekleştir-
di. ARD televizyonu bu proje için tstan-
bul'a geldi, ön çalışmalar ve uygulama
esnasında çekımler yaptı. Oç radyo kuru-
luşu Istanbul'a geldi. Süddeutsch, 'TZ\
'AZ' gibi gazeteler sergiye geniş yer ver-
di. Almanya'daki etkisi. orada gerçekleş-
tirilmeyen bir proje için oldukça yüksek-
ti.
-1999 yıhnda gerçekleştirilecek dünya
çapında bir proje için bir tasanm gerçek-
leştireceksiniz. Bu konuda bilgi verir misi-
niz?
1999'dan 2000'e geçiş olacak. bir yıl
sürecek. otuz altı ülkenin katıldığı, evren-
sel banşı simgeleyen bir proje. Ingilte-
re'den başlayacak bir dünya turu olacak.
Şimdi fınansman konusu üzerinde çalışı-
lıyor. Olay dünyanın en büyük yelkenlile-
riyle gerçekleşecek. Bu tekneler gençlen
taşıyacak.
Orada bir flkir alışverişi olacak. Ozerin-
de çalıştığım ana konulan. toprak, ateş. su
ve havayı ele alarak bu zemin üzerinde bir
tasanm yaptım. Boyutlar muhteşemdi.
'Nuh'un Gemisi'nde tasarladığım bazı
faktörler de projenin içinde var. Bütün yel-
kenliler sanatçılar tarafından resimlene-
cek. Her ülke üç veya beş sanatçı seçecek.
Bu sanatçıiar kendi ülkelerini sembolize
eden yelkenlinin tasanmını yapacak.
Danslı bir performans tasarlıyorum. Ob-
jeler var bunun içinde. Bu performans, her
ülkede kendini yenileyecek, oranın müzi-
ği, dansı katılacak. Bu, tasanmın içinde
bir kolaj tarzında gelişecek. 'Fleet 2000-
Filo 2000' olarak isimlendirdikleri bu pro-
jeye, 'Nuh'un 2000 Gemisi' adını verme-
yi düşünüyorlar.
- Plastik sanatlann hemen ber dalında
yapıtlar veriyorsunuz. ÇevTeve inşkin kay-
gılannızı en iyi performansla mı ifade edi-
yorsunuz?
Bu tarz çalışmalarda izleyici tasanmın,
düşüncelerin parçası oluyor, içine giriyor.
'Nuh'un Gemisi Kaunülan' sergisindeki
objelerde hâlâ bıryanık kokusu var. O ko-
ku sergiyi kaplıyor. Insanlarbirşeylerhis-
sediyor. Projeyi bilmeyenler bile o koku-
yu alınca meraklanıyor. Hissettiğin bir at-
mosferle karşı karşıya kalıyorsun.
- Türkiye bağlamında umutlu musu-
nuz? Çevre konusunda ve diğer konular-
da bu denli duyarsızken, Nuh'un Gemi-
si'ni yakalayabilecek mryiz?
Bu duyarsızlığın ağır bir faturası çıka-
cak. Bunu önleyebilmemiz için eğitim ko-
nusunda sıfırdan başlayıp çocuklanmıza
en ıyi şartlan sağlamamız. eğitimcileri-
mizi maddi açıdan tatmin etmemiz gere-
kiyor. Bu bir secenek. Nereye ağırlık ve-
rirseniz, maddiyatı oraya aktarabihrsıniz.
Çağ atladığımız büyük bir yalan. Türkiye
açısından tek ümidım geçlerimiz. Genc-
lik iyi yönlendinldiği takdirde birpozitif
kuvvet, kötü yönlendinldiği takdirde bir
saatli bomba. Bu potansiyeli olumlu bir
şekilde kullanırsak, çağ atlayabiliriz.
Ispanya Ulusal Balesi, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bu akşamdan başlayarak dört gösteri sunacak
Flamenko'nun ateşi ve îspanyol ruhu
Kültür Servisi - Ispanya Ulusal Bale-
si, 8. Uluslararası Yapı Kredi Gençlik
Festivali çerçevesinde bu akşamdan baş-
layarak dört gösteri sunacak. Gösteriler
her akşam saat 21.30'da Harbiye Açıkha-
va Tiyatrosu'nda izlenebileceİc.
1978'de Ispanya Kültür Bakanlığı Ti-
yatro ve Gösteri Sanatlan Yönetimi, Is-
panya Ulusal Balesi 'ni kurdu ve genel yö-
netimine, ünlü dansçı ve
kareograf Antonio Ga-
des'i getirdi. Bu andan
itibaren Gades'in hede-
fı; Îspanyol koreograf-
lannın en seçkin eserle-
rinden oluşan bir reper-
tuvar hazırlamak oldu.
'Ten Basque Melodies',
'Fandango', 'Fantasia
Galaka', 'Conrierto of
Aranjuez, Rango', 'Bk>-
od \\eddings' gibi eser-
ler bu dönemde repertu-
varaalındı. 1980yılında
Gades, Sanat Yönet- ^ ^ ^ _ ^ _ _ ^ _ _
menliğı'ne atanınca, ^^^~^~™^1
~
kendi koreografilerini derepertuvaraka-
zandırdı; 'The Three Cornered Hat', *EI
Amor Brujo', 'Sonatas', 'Estampas Fla-
mencas', 'Retrato de una mujer', 'Don
Quixote', topluluğun repertuvanna Ga-
des'in sanat yönetmenliği döneminde gi-
ren seçkin eserler oldu. 1983 'te Tiyatro ve
Gösteri Sanatlan Yönetimi, ulusal ve kla-
sik balelenni birleştirerek yönetimi Ma-
ria de Avüa'ya verdi. Bu dönemde; 'Rit-
mos", 'Medea', Los Tarantos', Danza y
7VewYork
Metropolitan'daki ilk
gösterisiyle 'En Iyi Yabancı
Gösteri' ödülüne değer
görülen topluluk, 1991
yılında ABD, Tayvan,
Japonya'nın 17 kentinde ve
tngiltere'deki gösterileriyle
büyük başan kazandı. Bu
turne Buenos Aires'te son
buldu, gösterileri 300 bini
aşkın seyirci izledi.
Tronio', 'Dance IX' gibi yeni eserler reper-
tuvara alındı.
Eylül 1986'da, Maria de Avila yöneti-
mi bıraktı ve topluluk tekrar tspanya Ulu-
sal ve Ispanya Klasik baleleri olarak, iki
ayn ve bağımsız gruba aynlarak çalışma-
lannı sürdürdü. Daha önce yönetmen yar-
dımcısı olarak çalışan topluluğun yıldız
dansçısı ve koreografı Jose Antonio, ts-
panya Ulusal Balesi Yö-
netmeni oldu. 'Botero',
'The Three Cornered
Hat'in yeni uygulaması.
'Sotea', 'Don Juan'gibi
yeni eserleri de repertu-
vara aldı. 1993 yılında,
Ulusal Uygulamalı Sah-
ne Sanatlan Enstitüsü,
dans dünyasının üç
önemli ismi tarafından
koordıne edilen bir sa-
nat yönetimi atadı. Bu
isimler: Aurora Pons,
Nana Lorca ve Vlctoria
Eugenia idi. Bu yeni
^™^^^^^^~ ekip, Antonio Gades'in
'AliegrodeConcierto'su ile birlikte birçok
yeni eser getirdi. 'Lytnda'CLegend), 'Cu-
ventas del Guadakjuivir' (Tales of the Ri-
ver Guadalquivir), 'A Ritmo y a Copmas'
(Rhythm and Beat), 'A mi aire' (in My
Own Way) bunlann başlıcalanydı.
Ispanya Ulusal Balesi dünyadaki belli
başlı tüm gösteri merkezlerini dolaştı.
1987'de tspanya, Sovyetler Birliği, Nor-
veç, ttalya, Fransa ve ABD'de 150 binin
üzerinde sanatsever tarafından çok büyük
beğenıvleızlendi. Biryıl sonra. New York
Metropolitan'daki ilk gösterisinde 'En tyi
Yabancı Gösteri' ödülünü kazandı. tspan-
ya ve yurtdışi turlan ile başandan başan-
ya koşarak gittikçe gelişen topluluk. 1991
yılında ABD. Tayvan. Japonya'nın 17
kentinde ve Ingıltere'dekı gösterileriyle
büyük başan kazandı. Bu turne Buenos
Aires'te son buldu, gösterileri 300 bini aş-
kın seyirci izledi.
1992 yılında Almanya, lsviçre, Luxem-
burg turlan, Lyon Festivaline katılım ve
kazanılan özel ödüllerin yanı sıra Fal-
la'nın 'La Vida Breve'sini de, (This Brief
Life) Buenos Aires'in Colon Tiyatro-
su'nda sanatseverlere sundu.
1993 yılında, tspanya Ulusal Balesi, bir
tspanyol ve ttalyan TV'leri ortak yapımı
olan 'Los Drvinos'u (The Divine) Madrid,
Santiago, Pamplona, Mallorca, Sevılle,
Barcelona'da ve Santander Uluslararası
Festivali'nde sundu. Aynı eser, Fransa ve
ttalya'da birçok kentte ve altı hafta içinde
Japonya'nın 15 kentinde sergilendi. Ge-
çen yıl, Ispanya Ulusal Balesi, ABD'de
birçok şehirde, Avusturya, Sicilya ve Is-
viçre'de gösteriler sergiledi. Avrupa Bir-
liği'nin kültür başkenti olarak seçilen Liz-
bon'daki kutlamalara da katılan topluluk.
Meksika Güzel Sanatlar Tiyatrosu Vakfi
için düzenlenen gösterilerde de yer aldı.
Yurt içinde; Ferrol ve Cuenca turlan ve
Uluslararası Granada Festivali'nin yanı
sıra, Madrid Zarzuela Tiyatrosu'nda tü-
müyle yeni bir program sergiledi. Halen,
dans dünyasının en önemli isimleri olarak
kabul edilen, Auroro P9ns (Sanat Yönet-
meni - Koordinatör) Nana Lorca (Sanat
Yönetmeni - Programlama) ve Vktoria
Eugenia (Sanat Yönetmeni - Dans) tara-
findan yönetilen toplulukta. Antonio Mar-
quez, Loio Greco, Mila de Vargas, Mari-
bel Goüardo, Aido Gomez, Ana Gonzales,
Oscar Jünenez, Juan Moto ve Luis Orte-
ga gibi dünyaca ünlü dansçılar. Adetoido
Cahvin, Adoracion Carpio, Lupe Gomez,
Montserret Vlarin. Jesus Florencio, Fran-
dscoGuerrero ve Paco Morell gibi solist-
ler bulunuyor.
DEVLET TİYATROLARI ÜZERİNE -1 YUCEL ERTEM
Devlet Tiyatrolan'nın toplumsal yaşamımızdaki yeri
tşte bir tiyatro sezonu daha sona eriyor.
Bir sezon boyunca perdeler açıldı, kapan-
dı. Bu arada Devlet Tiyatrolan da 20'yi aş-
kın sahnesinde ve turnelerinde 100'e yak-
laşan oyunu, kim bilir kaç kez sergiledi. Ki-
mi zaman coşkun alkışlarla, kimi zaman
sessız ve mesafeli bir teşekkür alkışıyla
karşılandı. Ama Devlet Tiyatrolan'na ıliş-
kin çalkantılar da bitmedi. Bir yandan iç
çelişkılerle çatışkılar, bir yandan bu kuru-
ma yönelen haklı haksız eleştiriler.
Bu yazı dizisinde amacım, söz konusu
eleştırilenn bırdeğerlendirmesinı yaparak
özeleştiri kapısını açmak ve bir tutum be-
lirlememıze yardımcı olmak.
Bır birey olarak Türkiye'nin gelişmesi-
ne, uygarlaşmasına, ilerlemesine besledi-
ğım umut. bir aydm olarak ülkeme, bir sa-
natçı olarak sanatıma ve bir devlet memu-
ru olarak kurumuma duyduğum saygı ve
sorumluluk, Devlet Tiyatrolan'nda 1992-
94 yıllannda 16 ay süreyle genel müdür-
lük görevıni üstlenmiş, daha sonra kuruma
seçim yöntemini armağan etmek amacıy-
la görevden aynlmış bir yönetici olarak de-
neyımlerim; bu görüşleri dile getirmemi
zorunlu kılıyor. Çünkü Devlet Tiyatrolan,
yalnızca biz sanatçılann ya da çalışanlann
değıl, hepımizin.
Şurası açık ki, Devlet Tiyatrolan, genç
Türkiye Cumhuriyeti'nin modern ve çağ-
daş bır toplum olma yönündeki büyük ve
önemli hamlelerinden biridır. Yüce Ata-
türk'ün öngörüsü ile 1936yılındakurulan
"Ankara Devlet Konservatuvan''nın
1941'de ilk mezunlannı vermesi ile "Tat-
bikat Sahnesi" adı altında çalışmalanna
başlamış; daha sonra 1949 yılında da ka-
nunla Devlet Tiyatrolan Genel Müdüriü-
ğû'ne dönüşmüştür.
Hemen belirteyim. Devlet Tiyatrolan,
>-anm yüzyıla yaklaşan geçmişinde; yur-
dun kültür ve sanat havanna hiç küçümsen-
mevecek katkılarda buiunmuştur.
Kurumun ve bu sanata gönül vermiş sa-
natçılanmızm, dar kadrolar ve dar bütçe-
lerle gerçekleştirdıği büyük hızmetleri ve
bu topluma kattığı değerleri görmezlikten
gelmek, olanaksızdır.
Bugün yurt çapında 8 ilde yerleşik dü-
zende çalışan Devlet Tiyatrolan. bir yan-
dan da turne hizmetleriyle Anadolu'ya ti-
yatronun ışığını taşıyarak kültür yaşamımı-
za sürekli katkıda buiunmuştur.
Devlet Tiyatrolan, uluslararası alanda
da sık sık Türk sahne sanatını başanyla
temsil etmış, Türkiye'nin modern ve çağ-
daş yüzünü göstermiştır.
Devlet Tiyatrolan'nın, Türk dilinın ge-
lişmesine katkılan, sahnelennde boy gös-
teren nıce Türk oyun yazannı kucaklayıp
geliştirmesi ve olgunlaştırması; uluslarara-
sı tiyatro literatürünün en seçkin ömekle-
nnı tanıtması,bugün sayılan 7'ye varan ti-
yatro okullanmızı besle\ıp kökleştırmesı,
aydınlanmızın. sanat vebilım insanlanmı-
zın oluşumundakı etkısı. önemi gözardı
edilemeyecek bır süreçtır.
Yanm yüzyıla yaklaşan bu süreç. büyük
ölçüde. sanatçılanmn ve çalışanlannın öz-
verisi. emeği, alın ten, heyecanı, coşkusu
ile gerçekleşmiş; buna karşılık genelde dar
olanaklarla yetinilmek zorunda kalınmış-
tır.
Bugün Devlet Tiyatrolan Genel Müdür-
lüğü'nün kendine ait bir genel müdürlük
binasına bile sahip olmayışı, yıne 8 ilde
çağdaş ölçüleri karşılayacak bır tek tiyat-
ro binasının bile olmayışı. tadılatlarla tiyat-
ro haline getinlmiş sorunlu binalarda et-
kınliğini sürdürmesı; sahne, salon, atölye,
depo, lojman ve benzen yatınmlarla altya-
pı unsurlanndan mahnım kalmış olması;
hele hefe. günün gereksınmelerine yanıt
veremeyen bir yasa ile yönetilır olması;
bugüne kadarki hizmetlennin değerinı
yükselten faktörlerdır.
Devlet Tiyatrolan'nın bugüne gelen hiz-
metlenni, gerçekçı birbiçımde ölçeklemek
gerekırse, kısaca bütce ve personel duru-
muna da değinmek yararlı olur. Genel mü-
dürlük yaptığun 1993 yılından örnekleye-
yım:
1993 yılında Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'nün bütçesınin tamamı 300
milyardı. Ama aynı '93 yılında, sözgelimi
Et ve Balık Kurumu'nun yalnızca zaran
351 mılyardır. Aynı şekilde yabızca zarar
hanelerini sayıyorum. MKEK 693 milyar,
SEKA 1.3 trilyon, TDÇİ 8.1 tnlyon, Eti-
bank 5.5 trilyon, TTK 7.5 trilyon, Gübre
Sanayii 2.5 trilyon, Çay-Kur 2.7 trilyon,
TCDD 8.8 tnlyon, Petkım 1.4 trilyon.
Hemen şunu bir kez daha vurgulamak-
ta yarar vardır: Tiyatro, bır toplumsal eğı-
tim aracı. bır dönüşüm alanıdır. Deyım ye-
rindeyse, tiyatro, ınsana yatınm yapılan bır
alandır. Toplumdaki ınsan malzemesinin
gelışmesıne katkıda bulunur. Doğal ki bu-
rada, yatmmlann parasal kazanç biçimin-
de geriye dönmesi beklenemez, beklenme-
melidir. Buna ragmen. böylesıne önemli
bir alana yapılan toplam yatınm, kazançlı
olması beklenen diğer birçok dev let ginşi-
minin zarannın bile kat kat altındadır.
Devlet Tiyatrolan 'nın personel sayısı ise
>aklaşık 600 sanatçı, 600 teknik eleman
ve 600 memur olmak üzere joırt çapında
2000'e varmaz. Ne var kı Devlet Tîyatro-
lan'nın. bir süredir büyümenin sancilany-
la yüz yüze olduğu vc duraklama düziemi-
ne girdiği de bir gerçektir.
Devlet Tıyatrolan'nın hantallaştığı,
enerjisini yitirdiği ya da bırikımıni tam ve-
rimle kullanamadığı yolunda eleştin ve
gözlemler. gıderek yoğunlaşmıştır. Hatta
varlığı ve gereklıliğı bile tartışılır olmuş-
tur. Kanımca önümüzdeki görev, bu eleş-
tirilerin içindeki gerçek payını görüp yaka-
lama cesaretini göstermek ve nedenleri
üzerinde durarak çözümler üretmektir.
Birçok kurum gibi Devlet Tiyatrola-
n'nın da eleştirilmesi. son derece doğaldır.
Sağlıklı bır "özefcştiri" ortamına varabil-
mek için, bu eleştirileri dikkatle ıncelemek
gerekir.
Bu bakımdan, söz konusu eleştirilerin
ana hatlanyla kümelendirilmesinde yarar
vardır. Kabaca bir kümelendirme, karşımı-
za şu dört eğilımı çıkanyor.
1. Sahne sanatlan zaten dinimize avkın
ve halkınuz için iyi bir şey değiL Devlet v ap-
masın.
2. Sahnesanatlaniçin,bu kadar para har-
camaya değmez. Devletin kav naklan gerek-
siz yere harcannuş oluyor. Dev let yapmasuı.
3. Doğası gereği, devletin kanatlannın al-
anda iyi sanat yaptlamtyor. Devlet yapnta-
sm_
4. Yararbdır. Devlet yapsın. Ama ben de
vergOerûnin nesabını sorarun.
Yazımın ikınci bölümünde, bu görüşle-
n "Devlet Tiyatrolan'' gerçeğınden ya da
ölçeğinden yola çıkarak teker teker irdele-
meye ve turum belirlemeye çalışacağım.
Sonuçlar. büyük ölçüde diğer ödenekli
sanat kurumlanmız için de geçerli olacak-
tır sanınm.
SÜRECEK
FF
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
"Birlikte Söyleyelim
Barış Şarkılarım...
Ege'nin iki kıyısında kararan bulutlar Asım Bezir-
ci'nin bir kitabını anımsattı bana.
Türk-Yunan Dostluk ve Banşı.
1987'de yayımladığı bu kitabın ilk bölümünde Tür-
kiye ile Yunanistan arasındaki bozulan/iyileştirilen
ilişkileri inceler Asım. tkinci bölümünde Türk, Yunan
ve Kıbnslı Türk, Rum şairterin şiirlerinden ömekler ve-
rir.
80'e yakın şairin dostluğa, barışa, sevgiye özlem
duyan dizeleri...
Yaşama uygarca bakma yeteneklerini satılığa çı-
karmayan duyartığın adamlan nice acılann biriktirdi-
ği ortak paydadan sesleniyorlar
"Birlikte söyleyelim
Banşşarkıİannı.."
Analar her ülkede ana.
Babasız bırakılan çocuklar her ülkede yetim.
Bu sözcüklerin çizdiği resimleri görmemek için si-
lah tacirieriyle birlikte kimler kapatıyor gözlerini?
Oy uğruna gözleri dönmüş politikacılar.
Bu yakada ıstanbul'un Rum halkına karşı 6-7 Ey-
lül utanmazlığının kahramanlan.
O yakada Trakya Türklerinin insanlık haklanyla oy-
nama şovenizmi.
Şimdi, çağdaş hümanizmanın vazgeçilmez ilkele-
ri yok sayılarak gelinen nokta binlerce yılın kültür mi-
rasından kopma yozluğunun son aşamasıdır.
1979'da Türkiye Yazarlar Sendikası'nın düzenledi-
ği Balkan Ülkeleri Yazar Örgütleri Toplantısı'nda söz
Yunanistanlı delegelere geldiğinde çevirmen Arge-
os, Türkçe "İki halkın edebiyatçılan Ege 'yi sevgi de-
nizi yapacak güçtedir"dem\şt\.
Istanbullu izleyicilerin alkışlan belleğimde yankıla-
nıyor.
1981'de Selanik Belediyesi'nce düzenlenen Bal-
kan Ülkeleri Şiir Geceleri'nde söz bana geldiğinde,
Balkan Antantı'nı anırnsatarak, "Halklanmız savaş
istemiyor." demiştim.
Selanikli aydınlann insancacoşkulannı unutamıyt)-
rum.
Bana, "Banşın yaşama geçihlmek istendiği iki ül-
ke neresidir?" diye sorsalar, gözümü kırpmadan ya-
nrtlanm:
- Türkiye ve Yunanistan.
Savaşa karşı gelen banşseverlerin işkence gördü-
ğü, cezaevlerine, sürgün adalannagönderildiği ülke?.
- Türkrye ve Yunanistan..
Ölümün adamlanna karşın şairler susmuyorlar
ama.
"Silahlar tozlanıp kalsın depolarda
Ovalan tutsun ölümden kurtulanlann sesi
Duyulmasın inittileri koyaklarda yaralılann
Ve analann ağıtlan bir daha."
(Eti Hristodolu, Y.Boz-Kemal Özer)
"çıkann ışıklann peçesini
hapishanelerin taş avlulan . v-,
ve mezarlarda dolaşan analar ^"
şarkılanmızın acı ezgileri
çıkann ışıklann peçesini.
birlikte yürûsün gölgeleri
birlikte yürüsün ölülerimizin."
(Behçet Aysan)
Ege'nin iki yakasındaki yaşama uygarca bakma
yeteneklerini satılığa çıkarmayan yaratıcılara soruyo-
rum:
- Sesimizi yükseltmeyecek miyiz..
Abdi Ipekçi Yarışması bu yıll
mektiıp' dalmda düzenteniyon
• Kültür Servisi- Abdi Ipekçi anısına düzenlenen
geleneksel yazın yanşması, bu yıl mektup dalında
gerçekleştirilecek. Yanşmanın seçici kurulunda Orhan
Duru, Ferit Edgü, Ahmet Oktay, Zeynep Oral ve Hilmi
Yavuz bulunuyor. Yanşmaya kaatılacaklann üç sayfayı
aşmayan. daktilo ile çift aralıklı yazılmış mektuplar
altı nüsha olarak gönderilecek ve altı nüshaya da altı
rakamdan oluşan bir simge konacak. Yanşmanın kısa
yaşam öyküsü, adresi, açık kimliği ve adresi de zarfa
eklenecek. Briden fazla mektupla da yanşmaya
katılabilecck olan adaylann mektuplannı Milliyet
Sanat Dergisi Abdi tpekçi Yanşması, Doğan Medya
Center 34554 Bağcılar-tstanbul adresine göndermeleri
gerekiyor.
Uluslararası Pamukkale Müzik ve
Kültür Festival
• DENİZLİ (AA) - Uluslararası Pamukkale Müzik ve
Kültür Festivali, 22 - 26 hazıran tarihleri arasında
Denizli'de gerçekleştirilecek. Festival Tertip Komitesi
tarafından düzenlenen bsın toplantısında, Uluslararası
Festival Organizasyonlan Birliği (FtDOF) Başkanı
Armando Moreno'nun da katılacağı festivale.
Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel, Başbakan Tansu
Çiller ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin'in de
davet edildiği bildirildi. Çok sayıda yabancı gazeteci
ve televizyon ekibtnin de izleyeceği festivale;
Almanya, Bulgaristan, Fransa, tngiltere, lrlanda,
tspanya, Israil, lsviçre, İtalya, Litvanya, Kazakistan,
Makedonya, Mısır, Polonya ve Yunanistan katılacak.
Müzeler sempozyumu
• Kültür Servisi - Tarih Vakfi tarafından organize
edilen "Kent Müzeleri ve Toplumsal Tarih Müzeleri"
konulu uluslararası sempozy-um 28- 30 haziran
tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Semp>ozyuma
dünyanın ünlü müzelerinin müdürleri ve yabancı
uzrnanlar katılacak. tstanbul Teknik Üniversitesi
Maçka Sosyal Tesisleri'nde yapılacak sempozyum,
eski darphane binalannın tahsis edilmesiyle daha da
ivme kazanan "tstanbul Müzesi ve Toplumsal Taarih
Merkezi"nin oluşmasma da altyapı hazırlayacak.
Sempozyumda, müzelerin sivil toplumdaki yeri,
müzelerde alternatif yapılanmalar, müzelerin fınansal
sorunlan gibi konularele alınacak. Rockefeller
Vakfi'nın da maaddi destek vereceği sempozyuma,
Londra Müzesi Direktörü Max Hebditch ve
Phladelpha Hagley Müzesi Direktörü Philippe
Scraanton ve 15'e yakın uzman katılacak.
Şiir dergisi Atika'da bu ay
• Kültür Servisi -Şiir dergisi 'Atika'nın haziran
sayısında derginın sahibi ve Yazı Işleri Sorumlusu
Oğuz Özbay'm "Bu Bahçe Onlann Bahçesi Değil/ Şiir
Bahçesi" başlıkh yazısı dışmda yazı bulunmuyor.
Sayfalannı yalnızca şiire ayıran dergide bu ay; Müslim
Çelik, Yavuz Özdem, Pablo Neruda, trfan Yıldız,
Turgay Kantürk, Nuh Ömer Çetinay, Altay Öktem,
Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Süreyya Evren, Suca
Dündar, Filiz özdem, Serdar Koçak, Küçük lskender,
Zeynep Aliye, Tan Doğan, Erdal Ateş, Berdan
Karagöz ve Oğuz Özdem'in şiirleri yer alıyor. Talat
Sait Halman'ın "Eski Uygarlıklann Şiirleri" adlı
kitabından alınan şiirler de dergide okunabiliir.