25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 1995 ÇARŞAMBA 10 DIZIYAZI Göç 'kondu', kentköyleşti•Göçle başlayan gecekondulaşma, arazi mafyasının da devreye girmesiyle Istanbul'un her yanını işgal etti. Yapılan araştırmalar, gecekonduları mafya gruplarından satın alanların oranının yüzde 82'yi bulduğunu, arazi işgal yoluyla gecekondu kuranların oranının ise yüzde 12'de kaldığını gösteriyor. Göç, Istanbul'da önce Av- rupa yakasını sardı Sonra Anadolu yakasına atladı. Bugün tstanbul'da en bakır yer olarak Beykoz ve San- yer kaldı. Ancak ormanlık alanların bulunduğu bu ıkı bölgenin, artan nüfus karşı- sında daha fazla dayanama- yacağı ortada. K.esin veriler olmamakla birlikte Istanbul'un nüfusu- nun her yıl yaklaşık 400 bin kişi arttığı belirtiliyor Bu artışın 150 bini doğumlar yoluyla olurken, geri kalanı göçten kaynaklanıyor. Yani Istanbul'a her yıl orta öl- çekli bır kent eklenıyor. Prof. Taytan Akkayan, İcen- te saatte 25 kişınin geldığini belirtiyor. Bu saptamalara göre Istanbul'a bir günde 600, bir yılda ise 219 bin kışi geliyor. Göçle birlikte kentin do- kusu değişiyor, kocaman bir köy görüntüsü alıyor. Akrabalık ve hemşerılı- ğin yarattığı yerleşım kü- meleri, iş alanlanna ve ban- nılacak evlere göre çeşitlilık kazanıyor. Araştırmalara göre Istan- bul'da gecekonduda oturan- lann yüzde 44.4'ü mahalle- ler arasında yer değiştiriyor. Aynı mahallede oturanlann oranı şehirde kalış süresı arttıkça azalıyor. başka ma- hallelerden gelenlerin oranı ise artıyor. Yöreye göre meslefc Istanbul'a 1950-60 döne- minde daha çok bekarlar geliyordu. Süleymaniye'de- ki bekar odalannda mekan bulunabıliyor, kann doyur- mak ise o kadar önemli ol- muyordu. O dönemde fınn işçiliği, en cazibeli meslek sayılabi- lirdi. Çünkü sıcacık bir fin- nın yatakhanesınde kalına- bilir, zeytin-ekmekle kann doyurulabilirdi. O nedenle kente ilk gelen Kastamonulular ve Karade- nizliler bu mesleğin öncûsü oldular. Aynı şekilde garsonluk mesleğı de bu bölge insanı- nın becerileri arasma giri- yordu. Çünkü. finncılıktan garsonluğa terfi etmek bir başanydı. Isparta'dan gelenler süt- çülük, Diyarbakır'dan ge- lenler süpürgecilik, Antepli- ler ise kebap ve lahmacun işlerine giriyorlardı. Cöçün değişen yüzü Bugün ise göç yaşı bile değişmeye başladı. t.Ü. Antropoloji Bölümü Başka- nı Prof. Taylan Akkayan, bu değişikliği şöyle açıklıyor. "Köylü, eskisi kadar genç kişiyi göndermek istemiyor. Çünkü genç gönderdiğin za- man şehir daha kolay > utu- yor. Hem genç hem dene- yimsiz olduğu için uygunsuz bir yol olabilir. Bunu önle- mek için de göç yaşını üeriye çekiyor. Üstelik artık bekar da göndermiyor. Eğer bekar gönderirse herhangi bir yer- den evleniyor. Karade- niz'den gelmişse gidip Urfalıyı alıyor. Bu kez aileier kûMrel farktan pek hoşlan- mıyorlar. Artık buraya yalnız gelse bile hemen arkasından eşini gönderiyorlar." Yapılan araştırmalar, gecekondularda köylerden gelenJenn oranının oldukça fazla olduğunu ortaya koyuyor DPT Sosyal Planlama Dairesi'nden tstiklal Alpar ile Dr. Samira Yener'in yaptığı araştırmaya göre Istanbul'da gecekon- duda yaşayanlann yüzde 60.89"u köy- lerden gelmiş. Bu oran Ankara'da Is- tanbul'dan biraz daha fazla, yüzde 61.39. Izmir'de ise oldukça düşük, yüz- de 35.16. Kentte kalış süreleriyle ilgıli analiz- ler, Istanbul'un daha eski bir gecekon- du oluşumuna sahip olduğunu da orta- ya koyuyor. Araştırmalara göre Istan- bul'a göçenlenn yüzde 34.3'ü 20 yıl- dan fazla bir süredır Istanbul'da oturu- yor. Yine yapılan araştırmaya göre göçle gelenlerin yüzde 70.58 gibi büyük bır kısmı ekonomik nedenJerle göç edıyor. Arazi mafyası Göçle gelenler Istanbul'da kendılen- ne yenı ış kollan da oiuşturdular. Bun- lardan birisi de "arazi mafyası'' Geliş- meler, Istanbul'da gecekondu sahibi ol- manın kimı zaman ıyi bır kazanç kapısı olduğunu gösteriyor. Tek oda evlerden apartmanlar yükseliyor ve bir, ona kat- lanıyor. Ancak gecekondunun nereye konduğu da önemli... •Zeytinburnu'nda başlayan ve kısa sürede Gültepe, Çeliktepe, Küçükköy, Kağıthane ve Halkalı gibi semtler oluşturan gecekondulaşma, son yıllarda Boğaziçi sırtlarına sıçradı. İnsanlar şimdi Hazine'ye ait toprakların yanı sıra vakıf, şahıs arazilerini ve ormanları kendilerine mesken alanı seçiyorlar. •Kentte kalış süreleriyle ilgili analizler Istanbul'un oldukça eski bir gecekondu oluşumuna sahip olduğunu da ortaya koyuyor. Araştırmaiara göre istanbul'a göçenlerin yüzde 34.3'ü 20 yıldan fazla bir süredir Istanbul'da oturuyor. Istanbul'da gecekonduda yaşayanların yüzde 60.89'unu köy kökenliler oluşturuyor. Kîmler Ne Iş Yapıyor Meslekleri llleri Inşaat İşçiliği Lokantacılar Kapıcılar Köfteciler Meyhaneciîer Kuyumcular Fınncılar Kebapçılar Kahveciler Manavlar Kahyalar Pavyoncular Doğu ve Güneydoğulu, Gumüşhane, Kırşehır, Bayburt ve Kayseri Başta Trabzon ve Rize olmak üzere Karadenızh ve Güneydoğulu Kastamonu, Kars, Sıvas, Amasya, Zonguidak ve Tokat Balkan kökenli Adapazarlı, Tekirdağlı ve Bursalı Ba/kan Göçmeni, Güneydoğulu ve Karadenizli Trabzon, Rıze, Erzurum, Kilıs ve Mardin Rize, Safranbolu, Çayeli ve Hemşın Gazıantep. Urfa ve Dıyarbakır Acem, Erzıncan ve Malatya Konya ve Nığde Doğu Anadolu Bıtlis ve Sıırt Kesin veriler olmamakla birlikte Istanbul'un nüfusunun her yıl yaklaşık 400 bin kişi arttığı belirtiliyor. Bu artışın 150 bini doğumlar yoluyla olurken, geri kalanı göçten kaynaklanıyor. Yani Istanbul'a her yıl orta ölçekli bir kent ekleniyor. Göçle birlikte kentin dokusu değişiyor, kocaman bir köy görüntüsü alıyor. 50 YIL ÖNCE BAŞLADI Gecekondu sorıınu, siyasi tavizle büyiidü • 1950'lerde başlayan gecekondulaşma, siyasi partilerin oy kazanma amacıyla verdikleri tavizler ve kısa zamanda birer mahalle haline getirilen gecekondulara belediye hizmetlerinin götürülmesi sonucu hızla yaygınlaştı. Gecekondu; gece ve konmaktan geliyor. Yani beledıyeden ızın almadan gızlice bir gecede gökten inmiş gibi yapılan bannak. Meydan Larousse, gecekondu maddesinde Falih Rıfkı Atay'ın şu sözlenneyer verir. "Ve böyiece, demiıii bir tekne midye tutar gibi, iki iiç başlîca şehrimizin kenan köşesi gecekondularla örülür durur." (1950- 1960'larda) Gecekondu, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra (1945) tstanbul, Izmir, Ankara gibi büyük şehırlerde yapılmaya başlandı. Köylerden büyük kentlere akanlann mesken sıkmtısı, devlete ve belediyelere ait boş arazılere kaçak ev yapımını önleyecek kanuni mevzuatın da yetersiz oluşuyia gecekondu yapımını hızla yaygmlaştırdı. Türkiye, 1946'larda çokpartili hayata geçiyordu. Siyasi partilerin oy kazanma amacıyla verdikleri tavizler, kısa zamanda birer mahalle haline getirilen gecekondulara beledıye hızmetlennın götürülmesi, tapu dağıtımı, bazı varlıklı kişilerin gecekondu yapımı ve satımını kârlı bır tıcaret yolu saymalan sonucu gecekondulann sayısı çoğaldı. Sanayi geliştikçe. gecekondu mahalleleri lstanbul'u sardı. Gecekondularia ılgilı ılk resmı araştırma 1%2'de Istanbul Vahliği tarafından yapıldı. Araştırma sonunda Istanbul'un çeşitli bölgelerinde 78 bin kadar gecekonduda 398 bin kışının oturduğu anlaşıldı. Gecekondulann bulunduğu başlıca semtler şunlar: - Zeytinburnu- Kazlıçeşme (19 bin gecekonduda 95 bin kişi) - Bayrampaşa-Taşütarla (18 bin gecekonduda 90 bin kışı) -Alibeyköv (12bın gecekonduda 65 bin kışi) - Şişli-Mecidiyeköy (8 bin 200 gecekonduda 41 bin kışı) - Beykoz-Paşabahçe (7 bin 500 gecekonduda 37 bin kişi) - Üsküdar (4 bin gecekonduda 20 bin 500 kişi) îlk gecekondu kanunu, 1966 yılında çıkanldı. Amaç, gecekondulann ıslahı ve yenıden gecekondu yapımını önlemekti. Dönem, Demirel iktidan dönemiydi. Ama, bu önleyici yasalann hiçbir yaran olmadı. İnsanlar. akın akın Istanbul'a göç ediyorlardı. Çünkü Istanbul'un 'taşı toprağı alün'dı Ve bu kent kann doyuruyordu. tnsanlar şimdi, hazineye ait toprakla- nn yanı sıra vakıf, şahıs arazılerini ve ormanlan kendilerine mesken alanı se- çıyorlar. Kent her geçen gün dogasını ve kimliğim biraz daha yitıriyor. Istanbul'dakı gecekondulann baş- semtı Zeytınburnu'nu Gültepe, Çelikte- pe, Küçükköy. Kağıthane, Halkalı izle- dı Son yıllarda ise Boğaziçi sırtları başta olmak üzere Tarabyaüstü, San- yer. Polonezköy yamaçlan villa tipi ge- cekondularia dolarken, Ümraniye. Pen- dık, Beykoz'dakı orman alanlannda da çitlerle çevrilmiş köy evleri inşa edili- yor. Betonlaşma süreci bununla da bitmi- yor. Kavacık yamaçlan, siteler ve villa- larla dolarken, Kılyos-Karaburun ara- sındakı orman alanlan da maden ocağı işleten şirketlerce yağmalandı. Sanyer- ( Kılyos arasında tarım ve orman alanı olarak korunması öngörülen araziler. lüks villalar ve kooperatif sitelerine açılmış durumda Yapılan araştırmalar, gecekondulan mafya gruplanndan satın alanların ora- nının yüzde 82"yı bulduğunu, arazi iş- gal yoluyla gecekondu kuranlann ora- nının ise yüzde 12 olduğunu göstenyor Prof. Nurettin Sözen'e göre bunlar, temel göç olgusu ıçinde ortaya çıkmış tek tek sonuçlar. Sözen, zor durumda olan insanların yaşadığı bölgelerde mutlaka bır tür mafyanın ortaya çıktığı- nı anlatıyor: "Anadolu'nun geleneksel marabası lstanbul'da gecekondu hayatına dönü- yor. Ne yapıyor? Biüyor ki şu köyden şu bölgeden insanlar var burada. Gece- kondulaşma temayülü var ve olacak. 'Gel' diyor, 'Sen ne yapacaksın? Gece- kondu. Ben sana tuglayı vereyım, sen bana iki senede ödersin". Aynen kayısıyu por- takaİL elmayı ağacın başında pazarla- mak gibi. Bu her yerde var. Mezartıga gidiyorsun, bir yakınını kaybediyorsun, ya dua okutacaksın ya da toprak attıra- caksın. adam setıi sömürüyor. Yani se- nin o an içinde bulunduğun sıkışık du- rumu isrismar etmek isteyenler her za- man cemiyette doğmuştur. Dolayısıyla burada da bir mafya doğmuştur. Son yıllarda birçok bilirtı adamının asıl gö- çün temel dinamiğini gözden kaçırıp bu konuda yoğunlaşmasını bir talihsizlik olarak görüyorum." Istanbul Valısı Hayri Kozakçıoğlu ise arazi mafyasının ve Küçükarmutlu gibi yerleşim bölgelennın önüne geçilmesı için Istanbul'un konut ihtıyacının kar- şılanması gerektığını dıle getınyor. Yılda 100 bin konut Istanbul'un yılda 100 bin konuta ıhtı- yacı olduğunu belirten Kozakçıoğlu, çözüm önensıni şöyle sıralıyor: "tstanbul'da 100 bin konut üretilecek arsavı hazırlamanız lazım. Bu arsa esa- sında var. O halde devlet, arazisini baş- kalanna sattıracağına kendisi bu arsa- lan bu işe tahsis etsin. Yani Milli Em- lak'ın olaya bakış açısının değişmcsi la- zım. Bir kere belediyeler hızla imar pla- nı UretmeU, mesken alanlan tespit edil- meli. Buradaki Hazine arazileri yine özel düzenlemelerle ya çok güçlü firma- lara kat karşıhğı verilmeli ki devlet bir yandan bunu ihriyaç sahibi vatandaşla- ra vermelL, ya da kooperatif kurma po- tansiyeli olanlar \arsa onlara arsa verip kooperatif kurdurmalı. Diğer taraftan da kendi evini yapabilecek durumdaki insanlara arsa satışı yapıunab, Yani çok degişik uygulamalan tstanbul'uo çeşitli bölgelerine yaymak suretiyle her yıl oto- matik olarak 100 bin konutu üretebilir- sek bu sorunlan da ortadan kaldırabiü- riz, Ama bu işi kendi haline bırakalım. bugün olduğu gibi böyte gitsin denilirse başa çıkamayız. İşte o zaman da böyle karşımıza çok çarpık, uzun yıllar düzel- tilmesi zor olan ve insanca yaşama im- kanı bulunmayan gecekondu bölgeleri çıkar." Istanbui Büyükşehır Belediye Başka- nı Recep Tayyip Erdoğan ise "siyasi kaygılann her şeyın üstünde rurulduğu bu yeni dönemde, Istanbul'a yönelik iç göç olaymın önlenme çabaları bir yana, tstanbul'daki ranriyelerin adeta yağma- lanmasına yönelik bir anlayışla İstan- bul'a göçün bir anlamda özendirildiği- ni" savunuyor. Tayyip Erdoğan, arazi mafyasının önüne geçmek için Gebze'den Çorlu'ya kadarkı bölümü ıçeren bır Nazım İmar Planı yaptıklannı anımsatarak, şunlan söylüyor: "Şu anda Meclis'te, Nazun İmar Pla- nı tstanbul Merropolü'nün 2010 yıbna kadar hedeflenen gelişmesini yönkndi- recek ve kontrol altında tutacak strate- jik gelişme politikalan ve arazi kulla- nım kararlarını belirlemek üzere 243.1994 tarih onaylı tstanbul Büyük- şehir Nazım Planı'nın sınırlaruu geniş- leterek (Gebze-Marmara Ereğlisi), 1980 onaylı 'Büyük tstanbul Metropoliten Nazun Planı' sınınnı benimseyerek yeni bir Metropoliten Nazun Planı hazuia- dık. Yine bu konuya da katkısı olacak; alt- yapı, ulaşım. sağlık, can ve mal güvenli- ğinin sağlanması. denetim faaliyetleri- nin sağlıklı yürütülebilmesi için kurulan Kent Bilgi Sistemi'ni oluşrurmaya çalışı- yoruz. O zaman tapu kayıtlaruıdan, bi- nalara kadar geniş bir bilgi ağı oluştu- rulacakrjr. Bizce gecekondulaşma da ancak Kent Bilgi Sistemi'vle önlenebilecektir. kentin yeşil alan kadastrosu yanında, kamulaş- tırma haritalarıyla, toprak değerleri anında tesbit edilecek, dolavısıy la haksız rantuı önüne geçilecektir. Inşaat yapım çalışmaları da kontrol altına alınacak- ür.'" Büyükşehir Belediyesi'nin, konut açığını azalrmak amacıyla Toplu Kontu Projesı'ne de başladığını ifade eden Er- doğan, ilk olarak Ikitelli'de 2904, Ka- ğıthane'de de 1092 konutun temelinin atıldığını anımsatıyor. Yarın: Büyüyen kentin büyuyen sorunlan POLİTİKA VE ÖTESt MEHMED Pas Demiri Yer... Daha Istanbul'a göçmediğim yıllardı, Ankara'da oturuyordum; Fethi Naci'nin bürosunda tanıdım. Rauf Mutiuay derierdi. Hem edebiyatçıydı, hem edebiyat öğretmenıy- di. Bilgısiyle beslediği yalın bir begenisi vardı. Ta- nınmış eleştırmenler yavaş yavaş piyasadan çekil- meye başlayınca o da boşluğu dolduruyordu. Ataç, Tanpınar, Yetkin (Suut Kemal) yazmıyorlar- dı. Istanbul'a geldıkten sonra dost olduk. Fethi Naci'nin başı çektiği öğle rakılarında buluşur, ede- biyat adına veryansın ederdik. Istanbul liselerin- den birınde öğretmendı. Özel okullarda da ders verirdi. Oturuşu, kalkışıyla kitabî idi. Sanınm özel derslerden kazanırdı ki pek geçim sıkmtısı çek- mezdi. Bir gun Levent'teki evine, kalabalıkça bır arka- daş takımıyla gitmiştik. Istanbul'un umulmaz kış- larından biri bastırmış, yerımızden kımıldayamaz olmuştuk. Levent'ın bahçe içındeki küçuk evlerini o zaman görmüştüm. "Satılık var" demışlerdi. 25-30 bin liraya alınabi- lirdi. "Allahın ktrında ne yapacağım" diye düşün- müştüm. 15 yıl var Akatlarda, Allahın kınnda ben de oturuyordum. Kısmet diyelim mı? Cumhuriyet'te haftada bır çıkan yazıları keyifle okunuyordu. Hepimiz tıryakısı olmuştuk. Sonra bir anlaşmazlık çıktı, yazıları kestı. Doğrusu, üzülen- lerden bıri bendim. Her yazar, yazılanndan söz edilmesini ister. Ben de bır kitabımı (12 Mart, Öfkelı Generaller ve Iş- kence) göndermış, söz edilmesini bekliyordum. Aylar geçtı, edilmedi. Ama kıtap satıyordu. Dos- tum Günel Altıntaş basmıştı. Bu kitap, kurulacak olan yayınevının mayası olacaktı. Olmadı. Arkadan gelen kitaplar bu önden gıden kitabı batırdılar. Bır gün sofrada Mutluay'a takıldım. "Üstat bir kitap göndermıştım, almadın mı?" "Aldım." "Insan aldığını söylemez mi?" ! "Söyler, ama bu kıtabın adı, söyleme gereği duymaz." "Anlamadım." "Baksana adına, 12 Mart var, öfkeli generaller var, bır de ışkence var, benım ne soylemem gere- kirki?" Gülüşmüştük. Onuruna çok düşkündü. Elıne geçen birçok şe- yi onuru yüzünden tepmişti. Her iki büyük gazete- den de bu yüzden ayrıldığı söylenir. Askeri darbelerin birınde çok ezıyet gördü. Sa- dece kendısıyle değıl çocuklanyla da uğraşıyorlar- dı. Bir gun evinin avlusunda patlamak üzere olan bir bomba bulmuşlardı. Kalabalığın ıçinde kaybol- mak yolunu denedı. Bır kıyıya çekiliyor, görün- müyordu. Kökeni Rumeli olan delikanlıda da onur, her şeyden üstün gelmiştı. Türk edebiyatına ışık tutan birçok kitabı var. "Pas Demiri Yiyor" sanatçı yanını yansıtır. Pas her zaman demırin ardında olmuştur. Rauf'u sevenlerın acısı büyük. Ailesine ve dost- larına başsağlığı dilerim. BULMACA SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Venezuela'nın para bırımı 2/ ls- ' tenılen nıtelıklen 2 taşıyan... lşçı. 3/ Evin içinde \ apıl- 3 mış bir çeşıt ha- vuz... Bir yüzey ölçüsü binmı. 4/ Ladoga'dan sonra Avrupa'nın ıkıncı büyük gölü 5/ Halk müzığıne özgü tellı bır çal- gı. Bır çeşıt tatlı. 6/ Okullarda kâ- 1 2 I 3 4 5 I-F> 6 7 8 9 lzt± I ğıt, mukavva. tahta gıbı şey- lerle yaptınlan çalışmalar... Oylumlu. 7/ Nâzım Hik- met'ınsoyadı. Tekkeedebı- yatı şıir türlennden bin. 8/ Ortodokslar'da tahta pano üzenne y apılan her türlü dın- sel resme venlen ad. Bır akarsuyun herhangi bır kesı- mınden saniyede geçen su- yun oylumu. 9/ Akut lösemı- lilerin tedavisinde kullanılan bır antıbıyotik. YUKARİDAN AŞAĞIYA: 1/Pek değerlı olmayan çeşitli maddelerden yapılmış çoğun- lukla taklıt süs eşyası 2/ tnce dantel... llgı. 3/ Kımı balık- lann ıste kurutularak yapılan pastırması. 4/ Hububat tozu... Olumsuzluk belirten bır önek 5/ Hampetrolden çıkanlan bırtür mıneral yağ. 6^ Spor karşılaşmalannda seyırcıleri coş- turan kımse... Büyük erkek kardeş. 7/ Bir nota... Yeraltı su- yunu taşıyan geçırimlı katman 8/ Lantan elementmtn sim- gesı... Afhka'da yaşayan bır antılop. 9/ Bır çeşıt antıbiyo- tik. KONGRE Derneğımizin ilk genel kurul toplantısının 29 Mayıs 1995 Pazartesi günü saat 14.30'da Demircıköy Dinlenme Tesıslen'nde aşağıdakı gundemle yapılması kararlaştırılmıştır. 1 Mayıs 1995 tarihlı Cumhurıyet Gazetesi'nde yanlışlıkla yayımlanan ilan geçersizdir. Üyelerimizin bilgilenne sunulur. DEMİRCİKÖY İMAR DERNEĞI KURUCULARI GÜNDEM: 1) Kongre dıvanı seçimi, 2) Yönetim, denetim ve onur kurullannın seçimi, 3) Aıdat miktannın saptanması, 4) Ditekler. Neredeyse her yıl bir ülke oluşturacak kadar toprağm kaybolup gitmesini seyredemeyiz. Bu sebepİe erozyonla mücadele edelim, T.E.M.A. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle