Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 1995 PAZARTESİ
HABERLER
Köymuhtan
oMuruldu
• EMET (Cumhuriyet) -
Kütahya'nın Emet ilçesine
bağlı Kayı Köyü'nün
muhtan Sadık Önal aile
kıskançlığı yüzûnden
çıkan tartışmada
öldürüldü. Önceki gûn.
akşam saatlerinde
tarlasında eşi ile birlikte
çalışmakta olan Ahmet
Çürük ile köy muhtan
Sadık Önal arasında çıkan
tartışma, iki tarafin
silahlan karşılıkk
ateşlemeleri ile son buldu.
Göğsünden aldığı 4
kurşunla yaralanan Muhtar
Sadık Önal, Emet Devlet
Hastanesi'ne kaldınhrken
yolda öldü. Güvenlik
kuvvetlerine teslim olan
Ahmet Çûrûk ise gözaltına
ahndı.
Orman Bakam:
Yangma hazırız
• ANKARA (AA)-
Orman Bakanı Hasan
Ekinci, yaz mevsimine
yaklaşılırken, bu yıl
yangınlara karşı çok daha
hazırlıklı olduklannı
söyledi. Ekinci, orman
yangınlanna en kısa
sürede müdahale etmek
amacıyla lstanbul'da,
yalnız yangın ekiplerinin
bulunacağı bir havaalanı
yaptıracaklannı da
açıkladı. Bakanhk olarak,
bu yıl yangınlar için
geTekli olan tüm
haberleşme aletleri,
gözetleme kuleleri ve araç
gereçierin tûmüyle gözden
geçirildigini ve mevcutlara
ilaveler yapıldığını
belirten Öte yandan,
Orman Genel
Müdürlüğü'nden alınan
bilgiye göre, bu yıl orman
yangınlan için bakanhk
bütçesinden 1.5 trilyon
liralık ödenek aynldı.
THK'den
Cumhupiyefe
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Hava
Kurumu (THK) Türkkuşu
Genel Müdürlüğü'nün
kuruluşunun 60.
yıldönümü nedeniyle
düzenlenen 7. Ödüllü
Edebiyat ve Sanat Eserleri
Yanşmasında, Cumhuriyet
haber-röportaj alanında
birinci seçildi. Şiir dalında
Hüseyin Başaran, hikâye
ve anı dalında Erkan Şen,
fotoğraf dalında renkli
baskıda Anadolu
Ajansı'ndan Hüseyin Tek,
haber-röportaj dalında
TRT ve yazılı basın
dalında Cumhuriyet
gazetesi, karikatür dalında
da Serdar Çakırer'in
birincilik ödülleri Hava
Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Halis Burhan
tarafindan verildi.
Türkiye
merkezJi dünya
ideoloflsi
• tZMİR (Cumhuriyet)-
Adnan Menderes
Üniversitesi Öğrenci
Derneği'nce düzenlenen
"Yükselen Değerler,
Milliyetçilik ve Sonuçlan"
konulu panelde konuşan
yazar Aslan Bulut, "Yalnız
Türklerin değil, bütün
dünya milletlerinin
peşinden gideceği yeni bir
ideoloji ortaya
koymalıyız" dedi. Bulut,
daha sonra sözlerini şöyle
sürdürdü: "Sosyalizm
nasıl bütün dünya
insanlanndan taraftar
bulmuşsa, ABD'nin yeni
dünya düzeni dediği
değerler nasıl bütün
ülkelerin politikası haline
gelmişse, biz de Türkiye
merkezli bir yeni dünya
düzeni için bütün
insanhğın ortak
ideallerinden oluşan bir
fîkir sistemini insanhğın
önüne koymalıyız."
Kongre iziısiz
yapddı
• StNOP (Cumhuriyet) -
Tüm Belediye Memurlan
Sendikası (Tüm Bel-Sen)
Sinop Şubesi 2. Olağan
Kongresi, gerekli valilik
ve seçim kurulu izinlerinin
alınmamasına rağmen
yapıldı. Kongrede, tek
listeyle girilen seçimlerde
Tüm Bel-Sen Şube
Başkanlığı'na yeniden
Ismail Deveci getirildi.
Deveci yaptığı
açıklamada, yasalann
uygulanmasındaki çifte
standarda dikkat çekerek
"Genel merkez ve Samsun
şubemiz kongrelerini yasa
düzeyinde yaptılar. Toplu
sözleşme imzalayan
şubemizin tüzel kişiliğinin
hâlâ tanmmarnasına bir
anlam veremiyoruz" dedi.
TBMMFaili Meçhul Siyasal Cinayetleri Araştırma Komisyonu 'nun CHP 'li
üyesi Mnstafa Yılmaz, rapora koyduramadıklarını Cumhuriyet'e anlattı
• "Devlet zirvesi kontrgerilladan söz ediyor. • "Türkiye hariç, bütün NATO ülkeleri bu
1968'de işlenen ilk siyasal cinayetten bu yana konunun üzerine gitti. 30 yıldır tartışılan
meydana gelen olaylar kontrgerillaya yönelik kontrgerilla meselesi artık açığa >
kuşkulan arttınyor." kavuşturulmalıdır. MÎT, başanlı olamamıştır."
Siyasal cmayederGÜNEŞGÜRSON/
DÜRDANE
KOCAOĞLU
ANKARA - TBMM
Faili Meçhul Siyasal Cina-
yetleri Araştırma Komis-
yonu üyesi CHP Malatya
Milletvekili Mustafa Yıl-
maz, 1968 yılında işlenen
ilk faili meçhul siyasal ci-
nayetten bu yana meydana
gelen olaylann "kontrge-
rûTa" kuşkulannı arttırdı-
ğını söyledi. Yılmaz, "Va-
tandaşlann devlete güveni
arttınlmak, iç huzur sağ-
lanmak isteniyorsa 30 yıl-
dır tartışılan kontrgerilia konusu arök açı-
ğa kav uşturuünandır. Kontrgerilla kuşkula-
n ortadan kakünlmahdır1
' dedi. Devletın en
üst düzeyıne kadar çıkan yetkililerin
"kontrgerilladan bahsettiğmi" kaydeden
Yılmaz, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın da
(MtT) başanlı olmadığını öne sürdü.
Mustafa Yılmaz, faili meçhul siyasal ci-
nayetler raporuna koyduramadıklannı
Cumhuriyet'e anlattı. Türkiye'de Cumhur-
başkanlığı'na kadar yükselmiş, Başbakan-
m
Muammer Aksoy nötralize
edilecekler listesindeydi.
İNecdet Cüçlü de faili meç-
hul kurbanıvdı.
Mahir Kaynak sılahı ve şid-
deti teş\ikettL
Bülent Ecevit de nötralize
edilecekler listesine alındı.
lık, parti yöneticiliği yapmış kişilerin kontr-
gerillanın varlığından söz ettiklerini anlatan
Yılmaz, 24 Temmuz 1%8'de öldürülen Ve-
dat Demircioğlu'nun "flk faili meçhul cina-
yet kurbanı" olduğunu savunurken, şöyle
konuştu:
"Bu ilk faili meçhul cinayet işlenmeden
önce çok önemli bir olay olıryor. MiBi Birlik
Komitesi üyesi Haydar Tunçkanat, 28 Ara-
hk 1965"de"lMeclis*te muhtemelen bir AP'fi
tarafindan hazırlanan ve "Türkive'de nötra-
lize ediltnesı gerekenler" drve hazırlanan 50
kişilik bir listenin ABD'li C1A ajanı olarak
bilinen Albay Diksin'e sunduğu listeyi oku-
du. Bu listede; toplumun. öğrenci gençliğin
ve çeşitli kesimlerin önde gelen isimleri ga-
zeteci yazariar, bilim adamlan var."
Mustafa Yılmaz, listede şu isımlerin geç-
tiğine dikkat çekti:
"Kemal Sanr, Turhan Feyzioğlu, Orhan
Oztrak. İlhami Sancar. Bülenl Ecevit Feri-
dun Cemal trkin. Lebit Yurdoğlu, Suphi
BaykaL, Orhan Kubibay, Or-
han Erkanh, Selim Sarper,
Hasan Işık, Sıtkı Ulay, Coş-
kun Kırca, Şefik tnan, Os-
man Köksal, Sadi Koçaş,
Hüsnü Özkan, Celal Erikan,
Refet Ülgenalp. Refık Tulga,
CemalTural, Necdet Uran,
Fahri Özdilek, Mucip Atak-
k, NuriArslantaş, Ahmet Yıl-
dız, Mustafa Ok, Feridun
Akkor, Numan Esin, Alpars-
lan Türkeş, Rıfat BaykaL, Ah-
met Tahtakıhç, Burhan
Apaydın, Ahmet Şükrü Es-
mer, Cihat Baban, Nadir Na-
di, Fethi Naci, Eevet Güresin,
Refik Erduran, Mustafa Yaz-
PKK'nin kaçırdığı AFP muhabiri Kadri Gürsel 'tutsaklık' günlerini anlattı-2
ÖlMrülmeyeeeğintizden emindik• "Dağlarda bulaşık
yıkamak gibi bir dertleri
yoktur. Bulaşık kaplarda
tekrar tekrar yemekler
yenir. Elle yenir yemekler.
Şekerler avuçla alınır. Dal
parçalan kaşık yapılır.
Daldan yapılan kaşığın adı
'askeri', normal kaşığın adı
'siyasi' kaşıktır."
SERPtLGÜNPÜZ
Reuters muhabiri Fatih Sanbaş'la
birlikte PKK tarafindan kaçınlan
AFP muhabiri Kadri Gürsel, 26
günlük öyküsünün ikinci bölümü-
nü şöyle anlatıyor:
"31 mart akşanu, Kuzey Irak'tan
Diyarbakır'a gitmek için Fatih'le
birlikte yola çıkük. Cizre'yi geçtik ve
Turgutlu Karakolu civannda yoMa
kaza olduğunu zannederek durduk.
Tam o sırada. iki kadın PKK'li yak-
laşarak 'Türk müsünüz" diye sordu.
Gazeteci olduğumuzu söyleyince
'Siz de bızimle geleceksinız' dedi-
ler. Bu arada yolda bekleyen kamyon
şoförlerine de 'propaganda'lannı
yaptıiar.
5-6 kişilik grup, beni ve arkadaşt-
mı kuzeye doğru >ürütmeye başladı-
lar. Tam bu sırada ışıMaklar araziyi
taramay a başladı ve güvenlik güçle-
riyle çattşmaya girdiler. 2-3 dakika-
hk molalarla 8 saat \ ürürüldük. Su
verdiler, ekmek verdiler ve hızh yö-
rümemizi istediler.Grup"Bagok' de-
nilen bir dağa \ardı. Tedırgın olma-
yalım diye ellerinden geleni yaptı-
lar.
26 günlük rutsaklık süresinee yak-
laşık 70 saat yürütüldük. Öklürül-
meyeceğûnizden emindik. Bütün
amaçlan Avrupa kamuoyunu etkDe-
mektL Niçin kaçınküğumzı sordu-
ğumuzda ise "Kuzey Irak'a gelirken
partiden izin almalıydınız' şeklinde
yanıt verdiler veTürk basuunı taraf-
sız haber yazmamakla suçladılar.
8 saattik yürüyüşün arduıdan böl-
geyi güvenM görmey en PKK'Hler' Si-
zi güvenli bölgeye getıreceğız" de-
dfler ve yüriiyüşümüz tekrar başla-
dı. 26 günlük süre içinde degişik
nokta'larda yaklaşık 200 militanla
karşılaştık. Çoğu kadındı bunlann.
Ancak onlarla duygusal vecinsel iBş-
kiye girmenin cezası idamdı. Kadın-
lar sadece 'eylem' ve 'ış' sırasında
erkeklerie bir araya geüyorlardL 200
kişinin arasuıdan, ancak iki kişiyle
sohbet edebildik. Diğerierinin yap-
nklan pmpaganday ı sürekli baş sal-
lay;arak dinledik.
İlk gün boş' köylerin arasuıdan
geçtik. Yürüyüş devam etti Gecele-
ri 23 saatlik uykumuz taş ve toprak
üstündeydL
Hastauklan küçümsüyorlardı.
İlaçlan yoktu. Hasta insanlan kendi
hallerine bırakıyortardL Yani kurt
kanunu geçerliydi. Hasta olana iç-
güdüsel bir soğuklukla yaklaşıyor-
lardı. Küçümsemedikleri tek şey
öhlm ve kurşun yarasıydı.
'Bagok' tan 2 günlük bir yûrüyûş
sonrası a>aklanmız y ara içüıde Dic-
leVadisi"ne geldik. OHukca vahşi bir
kanyondu burası. Çevrede operas-
yon olduğu için yükseklere brman-
dık. 2-3 gün içinde ayaklanmız yara-
lar içinde el ele tutuşup 4-5 kez su-
lardan geçtik. Gnıpta 7-8 kişilik Su-
riyeli Kürtler de vardı. 300-400 met-
relik tepelere nrmandık, uçurumlar-
dan geçtik. Dicle Vadisi'ne geldiğj-
mizdesalla nehri geçeceğimizi söyle-
diler. Bi/i kam>t>n iç lastikkrinin 3
tanesini bir araya getirip üzerine
koyduklan bir tahta parçasına
oturttular ve kıpırdamamamızıyok-
sa azgın sulara düşebilecegimizi söy-
lediler. İlk ciddi ölüm tehlikesini bu-
KadriGürsel, arkadaşı Fatih Sanbaşgibi 26gün ölümleyaşam arasın-
da tedirgin ve yorgun günler geçirdL Maceranın sonu özgüriüğe çıkû.
rada geçütük. Çünkü sah kullanan
milhan kryıya çıkacağj alanı kaçır-
cü."
Dicle Nehri'nden sağ salim kur-
tulan Kadri ve Fatih, karşı kıyıda bir
başka PKK'li grupla karşılaşır. Kı-
yıda 'pusuya' düştüklerini anlatan
grup, bir ölüleri olduğunu söyler.
•*Geçecegimiz bölgelerde güvenlik
güçlerinin operasyonu vardı" diye
anlattyor Kadri. Ve tekrar tırmanış
başlar. Kadri ve Fatih dağlaratırma-
namadıklan için 2 PKK'li bellerine
bağladıklan 12-13 metrelik kuşak-
larîa çekerler Kadri ve Fatih'i. "Şu-
rJk denilen bu kuşakla omurgalannı
ve diyaframlannı sağlam tutuyorlar
veyürüyüş kolaylaşıyor'' diyor Kad-
n. Vadiden 150 metre yukanda çok
azsac ekmeğiyiyerekgeçirirlerge-
ceyi. Ertesi gün Gabar Dağı'nın
'Alışırsın her şeye alışırsın' diyorlar-
OV
Gabar'ın zirvesinde hastalanır
Kadri. 26 gün süresinee birkaç kez
hastalanır, ama en kötüsü bu dağda
olandır. Yanında taşıdığı suda eri-
yen aspirinlerden içer.
Dalga geçtik Kadri'yle "Herted-
bir emniyet içindir" diye...
Dağda 500 metre uzakta çatışma
sesleri duyarlar. "Hiç istiflerini bile
bozmadan çaylannı içtiler. Btd de
güvenli bir kovuğa yerleştirdiler.
Yağmur başladı ve çaüşma da sona
erdi" diyor Kadri. Gabar'daki 2.,
tutsaklıklannın da 17. gününde ilk
kez tıraş olurlar ve saçlannı yıkar-
lar... Yaşlan 14-15 arasında değişen
genç PKK'liler -ki bunlara 'Şervan'
adı veriliyor- Kadri ve Fatih'e çay
pişirme, ateş yakmada yardımcı
• "26 günlük tutsakhk süresinee yaklaşık 70 saat
yürütüldük. Öldürülmeyeceğiraizden emindik. Bütün
amaçlan Avrupa kamuoyunu etkilemekti. Niçin
kaçınldığımızı sorduğumuzda ise 'Kuzey Irak'a
gelirken partiden izin almalıydınız' şeklinde yanıt
verdiler ve Türk basınını tarafsız haber yazmamakla
suçladılar."
eteklerine gelirler. Vadide yemyeşıl
bir köy vardır. Tam bu sırada havan
atışlan başlar. Havan atışıyla birlik-
te Gabar'ın zirvesine doğru yeni bir
tırmanma başlar. Yaklaşık 18 saat
yürürler. Kadri, "Kalbimsanlddur-
muştu veyorgunluktan ök-bilirdim"
diyor. Düşünmüş kı yaşam buraya
kadar ve bu dağlarda bitecek. "El in-
saf" diye bağırmış. Aldığı yanıt:
"İnsaf, insandan daha değerfi değil-
dir. Yürümezsen ölürsün."
"Dünyalan tek boyuthı" diyor
Kadri ve ekliyor: "İçe dönük bir
dünya— 'Ay!' demek ayıp. Ölürken
'Arkadaş şehit oluyorum' diyecek-
sin. Bütün bunlan normal bir insa-
nın aıüaması mümkün değil. Olmek
ve öidürmek onlar için çok doğakh.
oluriar. Kadınlar mesafelidir. Kadri
ve Fatih, kadınlarla göz göze gelme-
meye dikkat ederler. Çoğunun Türk-
çe İconuşamadığını da belirten Kad-
ri, PKK 'lilenn her şeyi abartarak an-
lattıklannı söylüyor. Örneğin. ol-
dukça yiyecek ve ekmek sıkıntısı çe-
ken PKK militanlan, Güçlükonak
Belediye Başkanı'nın sürülerine el
koymaya karar verir. 25-30 kişilik
bir grup köye baskm düzenleyerek
koyunlan ve keçileri kaçınr ve bu
arada 8 korucuyu öldürürler. Orta-
lık kaçınlan koyun ve keçılerle do-
lar. 700 baş hayvan kaçınldığını
'abartarak' anlahrlar. Gelen koyun
ve keçilerin sayısı 200-300 kadardır.
Aynı gün akşam saatlerinde 'Kob-
ra'lar gelir ve müthiş bir panık baş-
lar. Boşaltılmış köyler bombalanır.
Nemli ve soğuk bir kayanın altmda
45 dakika geçirmek zorunda kalan
Kadri, titreme nöbeti geçirir.
Dağlarda bulaşık yıkamak gibi bir
dertlen yoktur. Bulaşık kaplarda
tekrartekrar yemekler yenir. Elle ye-
nir yemekler. Şekerler avuçla alınır.
Dal parçalan kaşık yapılır. Daldan
yapılan kaşığın adı 'askeri', normal
kaşığın adı 'siyasi' kaşıktır.
Güçlükonak'tan kaçınlan koyun-
lar ve keçiler kesilınce ortalık sinek-
le dolar. Bulduklan yöntemle du-
man çıkarmayan ateş yakarlar.
Keçi eti yemekten ishal olurlar.
Bu kez onlara et vermekten vazge-
çerler. Süt ıçırirler, peynir yaparlar.
Bu arada 21 nisanda serbest bıra-
kılacaklannı söylerler. 'Kötû mu-
ameie yapamadigına' ilişkin kaset
doldurmalan istenir. Gözlemleri an-
lattınlır. 23 Nisan'da da bölgeye bir
keşif kolu çıkanhr. Telsizle haber-
leşme sırasında Kadri ve Fatih'ın
'kod' adlan 'Fakir' dir. Çünkü onla-
ra maaşlannı sorarlar. Duyunca deh-
şete kapılırlar "Bu, onlar için çok
büyük bir paraydı. Çünkü dünya-
dan haberleri yoktu. Enflasyon ne
bilmiyoriardL Bizbu parayla bik İs-
tanbul'da geçinemedigimtzi söyle-
yinceçokşaşırdılar. Bu yüzden bizim
adımız "Fakır" kaldı" diyor Kadri.
24 nisanda sabah saat 09.30'da
serbest bırakılmak üzere yola çıka-
nlmalanna bir saat kala tekrar çatış-
ma başlar. Bulutlarla birlikte havan
mermileri havada dolaşır. 2 saat yü-
rürler. Ozeri ağaçlaria kapatılmış bir
mağaraya gelirler. Beraberlerinde 6
koyun. 5 keçi ve 2 PKK'li ile birlik-
te.
Mağarada eski günlerden kalma
konserve kutulan vardır. "Şimdişe-
ker bile bulamayan PKK'liler, köy-
ler bosalulmadan önce ekle ettikleri
yiyecekleri burada tüketmişler" di-
yor Kadn. Bu arada başlayan çatış-
ma biter, bir öteki mağaraya doğru
yola çıkılır. 25 metrekarelik mağa-
rada çatışmadan dönen 60 PKK'li,
6 koyun ve iki gazeteci geceyi geçi-
rirler. Sabah bir başka 'nokta'da bı-
rakılacaklan söylenir onlara. 4 P-
KK'li ile birlikte güneye doğru 4 sa-
at yürütülürler. PKK'liler uzaktan
Kumçatı Köyü'nü gösterirler onla-
ra ve Kadri ile Fatih, bir 4 saat daha
yürüyerek Kumçatı'ya ulaşırlar. Bu-
rada bulduklan telefonla bırakıldık-
lannı haber verirler. Köy sakinleri
toplanır Dağdangelmişhertarafla-
n kir pas içinde ve tanmmaz halde-
ki 2 gazeteciye acıyarak bakarlar.
Jandarma gelir, sonra da Şırnak'ta
güvenlik güçlerince sorgulamalan
tamamlanır. tstanbul'dadasevdikle-
rine kavuşurlar.
Kadri'nin gözlemlerine göre, P-
KK, Apo'dan 'parti önderliği' diye
söz ediyor. Yani tek kişilik bir ku-
nımmuş gibi söz ediyorlar. Slogan-
lanndan birisi de "Kurt otanazsan
kurtlar seni yer". 'Abartma' çok
yaygın. "Hetikopterimiz var ama
kunanmıyoruz" diyorlarmış sık sık.
"PKK'li sayısuu oklukça abartarak
veriyoriar" diyor Kadri. Gözlemle-
rine göre 16-17 yaşındaki gençlerin
bazılan "Türkler düşmanımı/" di-
ye konuşuyorlar. "Bu kadar savaş
verdik, biz özerkük değil, bağımsız-
hk"istıyoruz diyorlarmış. Yaşı daha
büyük olanlan ise "Türk halkı düş-
manımız değil, biz milliyetçi deği-
Bz"şeklınde konuşuyormuş. Bir
başka hayallen de Türk solu onlar-
la işbirliği yaparsa Adana bölgesin-
de de de yeni bır savaş alanını yarat-
makmış.
Kadri. "26 gün içinde nir tek srvfl
insangormedik" diyor. Tek gördük-
leri Dicle kanyonunun karşı tepesin-
de bir çoban.
ntü
man, Erol Simavi, Prof. Dr. Derviş Maniza-
de, Prof.Dr. Bahri Savcı, Prof. Dr Muam-
mer Aksoy, Prof.Dr Edip ÇeHk, Doç. Dr.
Osman N. Koçtürk, Dr Türkkava Ataöv,
Ahmet Güryüz Ketenci, Yücd AkıncL"
Mustafa Yılmaz, bu olayın ardından
1968'de ilk faili meçhul siyasal cinayetin iş-
lendiğini ve 1969 ve 1970'ü yıllarda da fa-
ili meçhul siyasal cinayetlerin hızla arttığı-
nı söyledi. Özellikle. 13 Nisan 1970'de öl-
dürülen asteğmen Necdet Güçlü olayının
çok ilginç olduğunu belirten
Mustafa Yılmaz, "Uğur
Mumcu da bu olayın üzerin-
de çok durmuştur. Asteğmen
Güçlü'yü öldüren silahlann
teğmenler Mustafa llensoy
ve Fehmi Altmbilek'e ait ol-
duğu anlaşılryor. Ama, bu i-
kiteğntene ne gibi sorular so-
ruldugu ve haklannda ne gi-
bi işlemler yapıldığı bilinmi-
yor" dedi.
Bu gelışmelerin ardından
12 Mart muhtırasının yaşan-
dığına dikkat çeken Musta-
fa Yılmaz, 12 Mart'tan son-
ra olaylann tekrar tırmandı-
ğını, 1 Mayıs 1977'de Tak-
sim'de 37 kişinin hayatını
kaybettigini anımsattı.
1978'de de dönemin Başba-
kanı Süleyman Demirel'in
Taksim'e gitmek isteyen
Bülent Ecevit e "Gitme se-
ni öMürecekler" demesin-
den sonra Ecevit'e Izmir'de
suikast girişiminde bulunul-
masına dikkat çeken Musta-
fa Yılmaz, "Bütün bunlar
kontrgerilla kuşkulannı art-
tuTyor" dedi.
Yılmaz, devletin içindeki
bazı kimselerin kurmuş ola-
bileceği böyle bir örgütün
korunmaması ve suça iştirak
edenlerin açığa çıkanlarak
mutiaka cezalandınlması
gerektiğini söyledi.
Devletin zaman zaman
suç örgütlerinin arasına
adamlannı yerleştırerek ör-
gütü açığa çıkarmak, çökert-
mek istemesinin doğal ola-
bileceğini, ancak Türkiye'de
suç örgütlerinin içine soku-
lan ajanlann, bizzat kendi-
lerinin gençleri suça teşvik
ettiklerini, azmettirdiklerini
öne sürdü. Yıhuaz, eski MİT
mensubu Mahir Kaynak'ın
Devrimci ÖğTencı Birlı-
ği'nin bir toplantısındaki,
"Devrimci mücadelenin gü-
cü silahtır. Süahsız mücade-
le başanya ulasamaz. Pasi-
fîzme bir son veretim" şek-
lindeki sözlerini aktararak,
"Bu, suça azmettirme, suça
teşvik etme değil de nedir"
diye sordu.
Mustafa Yılmaz, Italya'da
"Gladyo" adında ortaya çı-
kanlan örgütün kontrgerilla-
nın karşılığı olduğunu ve
tüm NATO ülkelerinde
kontrgerilla örgütleri bulun-
duğunun açıklandığını ve
gelişmelerin ardından bu
skandalın üzerine gidildiği-
ni söyledi.
Kontrgerilla savlannın
üzerine sadece Türkiye'de
gidilmediğini kaydeden Yıl-
maz, "İç bartş sağlanmak,
devlete olan güven arrünl-
mak ve devlet temize çıkanl-
mak isteniyorsa, kontrgeril-
la meselesi de arük açığa ka-
vuşturulmahdu-" diye ko-
nuştu.
"MİT başansız"
Mustafa Yılmaz, faili
meçhul cinayetleri araştınr-
ken ortaya çıkan en önemli
bulgulardan birinin de
MlT'in başansızlığı olgusu
olduğunu öne sürdü. Ozel-
likle Sıvas'da37 kişinin ölü-
mü ile sonuçlanan olaylar ve
Uğur Mumcu cinayetinde
bunun çok açıkça ortaya çık-
tığını kaydeden Yılmaz,
MlT'in daha başanlı olabil-
mesi için yeni bir yapılan-
maya gereksinim olduğunu
bildirdi.
TBMM Faili Meçhul Si-
yasal Cinayetleri Araştırma
Komisyonu üyesi Yılmaz,
gerekirse yazacağı muhale-
fet şerhine bu görüşlerini ak-
taracağını bildirdi.
Ceyhan Mumcu'dan çağri:
Faili meçhuller
konusunda
kararlı olun
• Ceyhan Mumcu, CHP PM üyelerine
gönderdiği mektupta, "CHP, terör ve
siyasal cinayetleri izlemek üzere sürekli
görev yapacak bir kurul oluşturmah" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan
Uğur Mumcu"nun kardeşi. avukat Ceyhan Mumcu,
CHP'ye, faili meçhul cinayetlere karşı 'kesin ve kararlı
tavır sergüeme' çağnsı yaptı. Ceyhan Mumcu, parti
meclisi (PM) üyelerine gönderdiği mektupta, faili
meçhul siyasi cinayetlerin çözümlenmesi ve önlenmesi
için kesin ve kararlı tavır sergilenmesi gerektiğini
savunarak, 'Faîli Meçhul Cinayetleri Araştırma
Komisyonu'nun saptadığı eksikliklerin tartışılarak
konunun özel gündemli olarak görüşülmesinin
önerilmesi ve devlet bürokrasisine, kesin hükümet
direktifınin verihnesinin sağlanması'nı istedi.
CHP Çankaya ılçe üyesi ve ıl kongre delegesi olan
Ceyhan Mumcu, CHP Parti Meclisi üyeleri,
milletveki 1leri ve il başkanhklanna bir mektup
göndererek cinayetlenn çözümü konusunda hükümetin
CHP kanadının 'payuıa düşen sorumluluklan özeole
yerine gednnesi'nin önemine dikkat çekti. Mumcu
mektubunda, Uğur Mumcu'nun yani sıra Prof.
Dr.Muammer Aksoy, Doç Dr. Bahriye Üçok'un da
aralannda yer aldığı aydın suikastlannın hiçbinnin
çözümlenmediğini kaydederek TBMM Faili Meçhul
Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu'na sahip
çıkılması gerektiğini vurguladı. Komisyonun raporuna
'devlet kunımlanıun hibannın sarsıldığı iddiasıyla'
karşı çıkanlann, devletin itibanna zarar verdiğini ifade
eden Mumcu, "Bunlar, faili meçhul cinayetlerin
sürmesine ve artmasuıa bu tutumlanyla destek
olmaktadııiar. Tarih ve genç kuşaklar, onlann bu
da\Tanışlannı olumlu olarak değeriendirmeyecektir.
CHP'nin bu rapora \e 2 milyon imzaya öncelik vererek
sahip çıkacağını ummak tstiyorum" dedi. Adalet
Bakanlığı ve Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi
Başsavcılığı ile emniyet birimlerinin TBMM adına
faaliyet gösteren komisyona karşı 'organize direnme'
tavn sergilemelerinı de eleştiren Ceyhan Mumcu,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Organize direnmede,
birtakım üst düzey devlet
memuıiaruun anayasa,
hukuk devieti, TBMM,
ulusal irade ve
demokrasinin üstünlüğü
kurallanna aykın
da\ ranabilme cesaretini
kimden ve hangi
bakandan aldıklan
sonısuna, kamuoy umuz
rvedilikle yanıt
beklemektedir. Güvenlik
birimlerinin hizmet
kusurianndan, DYP'li
içişleri bakanlan sorumlu
olduğu gibi TBMM
Komisyonu'na
direnmenin başlangıcının
Adalet Bakanlığı müsteşanna.ulaşması ve buradan da
Ankara DGM Başsavcıhğı'na ve emniyet birimlerine
sıçraması gerçeği karşısında. eski CHP'U adalet
bakanını da benzeri olumsuzluklardan, DYP'li içişleri
bakanı ile eşit derecede sorumlu olma aşamasına
getirmiştir." Ceyhan Mumcu, eski Adalet Bakanı Seyfi
Oktay'ın, Mumcu suikastı soruşturmasında sahte
tutanak düzenleyen kamu görevlileri hakkında
soruşturma açmaya gerek görmeyen Ankara DGM
Başsavcısı'nın görev süresinin, bittiği halde
uzatılmasının gerekçelerini açıklaması gerektiğini
vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi: "CHP'ye
mensup adalet bakanının suskunluğu, 'hıkmet-i
hükümet' kuralıyla açıklanamamakta, faili meçhul
cinayet yazgısmın süregelmesine ve bunun tarihi ve
siyasi sorumluluğunun CHP'ye fatura edilmesine neden
ohnaktadır. Son gelişme olarak Güldal Mumcu'ya
söylenen 'Devlet ısterse bulur' rümcesi üzerine,
soruşturma açılması talebinin, Adalet Bakanlığı'nca
'soruşturmaya gerek görülmediği' biçiminde
sonuçlandınldığı da Milli Savunma Bakanlığı
açıklamasından anlaşıhnaktadır."
Mumcu, eski Izmır Milletvekili Erol Güngörün
oğlunun öldürülmesi olayının Adalet Bakanlığı'nca
'adi cinayet' olarak nitelendirilmesi, Çetin Emeç,
cinayetinde cinayete azmettirmekle suçlanan kişi ile
lstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılannın
ilişkikrinin Adalet Bakanlığı tarafindan
kapalılmasının uygun bulunması ve Sıvas olaylanndan
sonra "Orgüt yok, tahrik var" diyen Ankara DGM
Başsavcısı Nusret Demiral hakkında Adalet
Bakanlığı'nın tepkısiz kalmasının, CHP'ye saygınlık
getirmediğini de kaydetti. Ceyhan Mumcu, şunlan
söyledi: "Gaziosmanpaşa, Ümraniye olaylannda da
sonuca gidilememesi. CHP'nin parti organlannm bu
gelişmeleri ciddi biçimde sorguladığı konusunda,
kamuoyunda bir bilgüıin bulunmaması. CHP
tüzelkişiliğine de çok ağır zarar vermektedir. Verilen
namus \e onur sözüne rağmen, eski genel
başkanlanmız Sayın Prof. Dr. Erdal inönü ve Sayuı
Murat Karayalçın'ın görev süreleri içinde, anılan
konulan yaİan izlemeye aldıklan hususunda da,
kamuoyunda bir bilgi bulunmamaktadu-."
Cevhan Mumcu
Şirketimiz faaliyetlerini
1 Mayıs 1995 tarihinden itibaren,
Esenboğa Havalimanı Yolu
06105 Akyurt-ANKARA
adresinde sürdürecektir.
GENEL YONETİM
PAZARLAMA VE SATIŞ
MUHASEBE
SAT1N ALMA
SANTRAL
TELEFAX
POSTA KUTUSU
TEL (0-312) 398 04 34
TEL (0-312) 398 04 77
TEL (0-312) 398 04 85
TEL (0-312) 398 04 84
TEL (0-312) 398 02 20-6 HAT
(0-312)398 04 90
1135 ULUS 06046 ANKARA
İstanbul, Çırpıcı Yolu No: 10 Topkapı
adresinde kalan departmanlarımızın
telefon ve fax numaralan aşağıdaki gibidlr.
SATIN ALMA
PAZARLAMA VE SATIŞ
SANTRAL
TEL (0-212) 577 05 24
TEL (0-212) 577 05 90
.TEL (0-212) 567 07 10-4 HAT
:FAX (0-212) 567 68 40
MAN KAMYON VE OTOBÜS SAN. A.Ş.