Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 MAYIS1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
AvniArbaş 'ın 'Kuvayı MilliyeAtları' adlı sergisiArtisan da sürüyor
GAMZEVARIM
Arai Arbaş'ın Artisan'da açılan 'Ku-
vayı Milliye AtiarT adlı sergisi, bir ulu-
sal bağimsızhk savaşımının öykûsûnü
anlatanresimlerdenoluşuyor. Türk ulu-
sunun, Atatürk'ün önderliğinde geıçek-
leştirdiği Kurtuluş Savaşı'nın...
Arbaş, belli bir akıma ya da ustaya
baglı kalmadan ürünler veTen bir sanat-
çı. Sanatta kendine doğru bir yolculuğa
çtkmış. Sûrekli kendini ararruş. "Bende
birdevamlıltk var. Onun bunun peşinde
koşmadım. Birtakım akımlar. modalar
var. Bu bir nevi sonuna kadar sanatta
kendine doğru bir yolculuk. Bugün yap-
ûklanm 1938'de. 4Ö"ta yapüğun resirnle-
rin devamı. Değişen bir insan değUim.
Kendimi inkâr edip de başka bir şey yap-
maya kalkmadım" diyor.
Kımseye bağlı kalmayıp, resminde
kendı dünyasını ortaya koysa da sevdiği
sanatçılar var. Onlardan yararlanmış. ba-
n şe>ler öğrenmiş, ama amaç sonunda
başkâlannın yaptığı gibı yapmak değil,
'kendini bulabilmek'. Pkasso en çok sev-
diği sanatçılardan biri. Ama hiçbir za-
man onun gibi resim yapmayı düşünme-
miş.
Yalnızca esprisini anlamak istemiş:
"Cevval bir espriydi bu. Yerüıde durama-
yan, daima yenrye, iieriye giden bir in-
sandı Sürekli yeni şeyler yapryordu. Bu
çok miihim. Beni en çok çeken bu yanıy-
dı. Birçoklan galiba onu i>i anlayamadı-
lar. Dediler ki eğeronun gibiyaparsakiyi
ressam oluruz."
Üç yaşından beri sürekli resim yapı-
yor. Pek çok insanın yaptığı gibi hangi
mesleği seçeceğini bir kez olsun düşün-
memış. 1946 yılında Fransızlann bur-
suyla bir yıllığına Paris'e gitmiş ve otuz
Hep sürekliliğiıı peşinde...yıl kalmış bu kentte. Paris'te yaşamak ve
resim yapmak 'kolay iş değfl'. Ama bu-
rada yaptıklan mutluluk getimriş ona.
Bütün o yıllar boyunca durmaksızın ça-
lışmış. Hiçbir zaman yılmadan, işin ko-
layına kaçmadan \ e tuzaklara düşmeden:
" Birtakım tuzaklar \ardir hayatta. Öy-
lezamanlarda karşınıza çıkar ki zayıfbir
zamanınıza tesadüfeder, dayanamaz, ka-
pıhrsınız. Belki muayyen bir zaman için
şöhret ve para olabilir ama bakarsınız ki
boşa gitmiş. Şimdi düşünüyorum da ben
bunlara hiç kapılmadım. Resmi bikiiğim,
sevdiğim gibi yapmakta devam ettim.
Hatta o zamanlar belki beni aptal bulan-
lar da oldu."
"Ben Kuvayı Milliyeçocuguyum, Kur-
tuluş Savaşı çocuguyum" diyor Avni Ar-
baş. O atmosferde büyümüş. Asker olan
ve Atatürk'ü çok seven babasının anlat-
hklanbelleğınden hiç silinmemiş: "Kö-
tü bir durumdaymışlar. Babam anlatır-
dı, taamızdan sonra bütün bir alaydan
iki-üç kişi kalmış. Ne kadar korkunç bir
şey,cehennem— Bir gün, hiç unutmam ye-
di yaşındaydım o zamanlar, Aydın'day-
dık, babam da orada kumandandL Ba-
na 'Bubızim son şansımız, kıymetıni bi-
lelim' dedi.
Atatûrk için. Ama maalesef biz pek
bilemedik ve bilmemekte de devam
ediyoruz. Şimdi öyle zannediyorum ki
ikinci bir kurtuluş savaşı içindeyiz.
Bunu idrak edip. bunun için çalışma-
mız lazım. Ben bu sergiyi yaparken
çınmak yok bu işten. Nasıl olsa günün bi-
rinde öleeegiz. Korkunun ecele faydası
yok...
Bu temayı ölünceye kadar ışleyecek.
Büyük bir sergi açmak istiyor. Yaptığı
işlerin burada bitmeyeceğinı, süreklilığın
kendısi için taşıdığı önemi vurguluyor.
O hayvan değıl. attır' diye tersledi*. At,
aynı zamanda onun için özgürlük simge-
si Bir sanatçı yaşadığı her şeyden, dün-
yadan etkilenıyor. Arbaş'ın başlıca esin
kaynağı, etrafında olup bitenler. Geçen
yıl ocak ayında hastalanmış. Yapılan sağ-
lık kontrolü sonucu rahatsızlıgının ne-
ir gün, hiç unutmam yedi yaşındaydım o zamanlar,
Aydın'daydık, babam da orada kumandandı. Bana 'Bu bizim son
şansımız, kıymetini bilelim' dedi Atatürk için. Ama maalesef biz
pek bilemedik ve bilmemekte de devam ediyoruz. Şimdi öyle
zannediyorum ki ikinci bir kurtuluş savaşı içindeyiz. Bunu idrak
edip, bunun için çalışmamız lazım. Ben bu sergiyi yaparken onu
düşündüm.
onu düşündüm".
Arbaş'a göre, bu ikinci kurtuluş sava-
şında 'bepimizin bir görevi var'. Yitirdi-
ğimiz değerleri, Uğur Mumcu'yu, i,ı-
vas'ta ölen otuz yedi kişiyı unutmak
mümkün değil: "Pınl pınl insanlar gitri
Hepimiz bu işin görevli eriyiz. Arük ka-
Atlara ilgisi çocukluğundan gelıyor.
Çocukken ata bınermiş. Önce "Çok gü-
zel bir hayvan" diyor, sonra düzeltiyor:
"Yalnız hayvan demeyeyün. Süvariler
hiçbirzaman ata hayvan demezier. haka-
rettir. Bir kere dayınun yanında ata hay-
van dedim de beni "Utanmıyor musun?
deninin hava kirlilıği olduğu anlaşılmış.
Bu yüzden kış aylannı Foça'da geçiri-
yor. Orada kaldığı sürece pek çok resim
yapacak ama tabii kı turistık resimler de-
ğil... Sözgelımi Foça evlerinı resmetme-
yecek: "Foça'nın bir de hayarj var, ken-
disi var. İnsanlanyla, balıkçuanyla_ On-
lardan birşeyyapmayaçahşacağım''. Bir
de, Foça'da gördüğü bır Ingiliz atı var.
Dönüşte ondan pek çok desen ve resim
yapacak.
Sergide çiçek resimlerinin de yer aldı-
ğını anımsatıyoruz. Avni Arbaş, bir şey-
ler anlatmak istiyor. Anlatmak istediği,
bazen bir çiçek, bazen at, bazen de fîgür
olarak çıkıyor. Bunlann hepsi 'birer
araç'.
"Böyle devam edecek, edebildiği ka-
dar. Bir dahaki sergide y ine buna benzer
şeyler göreceksiniz. Belki de Foça olabi-
lir'' diyen sanatçı, süreklılikle ilgılı bir de
anektod aktarıyor. "Seneterce evvel bu
galeri Ankara'daydı. Sonra satülar. Ben
de o sırada Kurtuluş Savaşı'na ait resim-
ler yapryordum. Hatta Paris'te bile yap-
nm.Arkadaşlar' Biz kapatıyoruz, ne olur
senin serginle kapatalım' dediler. Otuz
kadar resmi götürdüm, sergiyi açök.
Rahmedi Uğur Mumcu geldL Çok sevdL
Hatta bir resim akh. 'Yalnız bu. işin ya-
nsı. Bırsebeptenböyleoldu' dedim. On-
dan sonra karşdaştağunız zamanlarda
hep bana 'Diğer yansı ne zaman?' diye
sorardı. Şimdi yapOm ama bu da diğer
yansı değil. Devam edecek_"
Bir başyapıtm
yeniden doğuşuKültür Servisi - Hıristiyan
dünyasının en önemli yapıtla-
nndan biri olan, Leonardo Da
Vınd'nin "Son Akşam Yemegi"
adlı resminı merak edenler, en
sonunda, Rönesans dönemin-
den kalma özgün yapıtı görme
olanağına sahip olacaklar.
Son on altı yılını, elinde bü-
yüteçle Leonardo'nun resmini
restore ederek geçiren Pinin
BrambîDa BarcDon. Herkülvari
bir çabayla, tablonun yûzde
80'ini açığa çıkarmayı başardı.
Ziyaretçiler, Milano'daki Santa
Maria delle Grazie Manastı-
n'na akın etmeye başladılar bi-
le. Manastırdaki camlı bir tü-
nelden geçerek iki kapılı bir bö-
lüme gelen ziyaretçiler. anti-
bakteriyel bır düzenek sayesin-
de giysilerindeki kir ve bakteri-
lerden anndıktan sonra, 20 ki-
şilik gruplar halinde. tablonun
bulunduğu salona alınıyor ve
Leonardo'nun resmini görebi-
liyorlar.
Yapıtın özgün haline ulaşa-
bilmek için, beş yüz yıl boyun-
ca, tabloya eklenmiş boya,
zamk, vernik ve akla gelebile-
cek her tür koruyucu ilacı te-
mizleyen Brambilla, "Bununla
karşüaşbnhnca Sıstıne Chapel'ı
restoreetmek,cam sttmeyeben-
ziyor" diyor.
Leonardo Da Vinci, diğer bir-
çok yapıtı gibi. "Son Akşam
Yemeği" adlı tablosunu da. o
devirde yaşayan ressamlann
kullandığı dayanıklı fresk mal-
zemelen yenne, deneysel bır re-
sim tekniğiyle yapmıştı. Tablo,
kısa zamanda yıpranmaya baş-
ladı ve îkinci E)ünya Savaşı'nda
gerçekleştirilen bombardıman-
lar yüzünden, 'saygıdeğer bir
harabe'ye dönüştü.
Estetik açıdan tabloya uygu-
lananrestorasyon,Vatikan'daki
Sistıne Chapel'a ya da Floran-
sa'daki Brancacci Chapel'a ya-
pılan değişıkliklerden daha zor
oldu. Brambilla, "Şimdiye dek,
Leonardo'nun 'Son Akşam Ye-
meği' olarak gözüken şey, 18.
yüzyılda yeniden yapılmış bir
tabloydu. Tabkıvu görenler, hep
görmeye aJhşnklan resimden da-
ha farklı bir görünümle karşıla-
şacaklar" diyor.
Alttaki alçının çok kötü bir
halde olması. boya tabakasının,
mozaik gibi kınlıp dağılmasına
yol açrruştı. Ufak ve düz bir bı-
çak, birtakım çözücüler ve
ucunda pamuk bulunan çubuk-
lar kullanarak çalışan Brambil-
la. duvar resmini temizlemeyi
başardı. "TablonunbeUibirböl-
gesini temizliyordum ve ertesi
güa, işe döndüğümde. o bölge-
nin üzerinde. yeni bir kir taba-
kasnun oluştûğunu görüyor-
dum" diyor Brambilla ve ekli-
yor: "Bazen ajnı noktayi yedi-
sekiz kez temizlemek zorunda
kalryordum. Her parça, ay n bir
sorun yaratryordu. Tablonun üst
kısmında kullandıklanm, orta
kesimi temizlerken hiçbir işe ya-
ramıyordu. tşi asla bitiremiyor-
dum. İntihann eşigine gelmiş-
tim."
Brambilla,restorasyonçalış-
malannı, tablonun yapıhşının
500. yıldönümü olan 1997'de
tamamen bitirmeyi tasarlıyor.
1985'ten bu yana, Brambil-
la'nm çalışmalannı denetleyen
Milano'lu sanat tarihçisı Pietro
Marani, "Yapıtın neye benzedi-
ği şimdi daha iyi anlaşıhyor. Öz-
gün renkleri görebiliyoruzve bu
da, tablonun derinligini ve ge-
ometrisini ortaya koyuyor" di-
yor.
SistineChapel'in restorasyo-
nunu acımasızca eleştiren Co-
lumbia Üniversitesi profesörü
JamesBeckbile, Brambilla'nın
çalışmalannı ilgi ve beğeniyle
izliyor.
Brambilla ise, yaptıklan hak-
kmda çok alçakgönüllü davra-
nıyor: "Tabloda temizlediğim
şeylerin, Leonardo'nun yapük-
lanyla hiçbir ilgisi yok. Bunu
ayırdetmeko kadar kolay ki. Bir
amatör bile aradaki farİa anla-
yabilir. Çahşmalarunızı yürii-
türken, her şeyden şüphe duvu-
yoruz. Her gün. dikkat edilmesi
gereken yeni durumlar çıkıyor
ortaya, ama bizim için önemli
olan tek soru var: Müdahale
edip etmemek. Leonardo, doğal
olarak, tabiosunun bugünkii ha-
lini görse çok üzülürdü, çünkü
ne yazık ki, bu, onun yararüğı
resim değiL Herhalde kendisini
zamanın ve insanlann ayaklan
altında kalmış bir yapıtın önün-
debuhırdu."
Şehir Tiyatrolan'nın düzenlediği 11. Gençlik Günleri yann başlıyor
G^ençlere ve
4
rııhu genç olanlar'a
Kültür Servisi- Şehir Tiyatrolan'nın
düzenlediği "11. Gençlik GünterT yann
dört sahnede bırden başlıyor.
Harbiye Muhsin Ertuğrul, Kadıköy
Haldun Taner. Üsküdar Musahipzade
Celal ve Fatih Reşat Nuri
sahnelerinde yer alan ve 16
mayısa kadar sürecek olan
etkinlikler; fotoğraf
sergileri, dia ve film
gösterileri, müzik, tiyatro,
söyleşi ve happening
olmak üzere yedi dalda
gerçekleştiri lecek.
"Potemkin ZırhüsT,
"Metropolis", "Roma
Açık Şehir" ve "Bisiklet
Hırsızlan", "Cennetin
Çocuklan". "Modern
Zamanlar". •'Büyük
Diktatör", "Romeo ve
Jutiet", "Sunset Buhan" ve
" Oracula" dahıl Amerikan,
Italyan, Fransız ve Ingiliz
sinemasından örneklerin
sunulacağı Gençlik Günlen'nde
yer alan etkinlikler arasında,
Toktarmş Ateş, Afşar Tımuçin. \
Müjdat Gezen, Kaan Girgin,
Meltem CumbuL Okan Bayülgen,
Doğan Kuban. Sema\i Kyice. Kriton
Curi, Ara Güler, Giovanni Scognamilto,
Oktay Ekinci. Erdal Atabek \ e Fatih
Altaylı'nın katılacaklan söyleşiler, amatör
tiyatro topluluklannm oyunlan, çeşitli
konserler, dia gösterileri ve Uğur Yücel'in
şovu da bulunuyor.
Programı Zuhal Ergen haarüyor
Bu yılki programı hazırlayan Zuhal Ergen,
etkinliklerin ücretsiz olduğunu vurguluyor
ve Gençlik Günleri'nde gösterilecek
fılmleri seçen ve kasetlerini Şehir
Tiyatrolan'na veren Haldun Dormen'e,
hem kendi adına hem de filmleri izleyecek
gençler adına bir kez daha teşekkür ediyor.
Gençlik Günleri'nin amacını, "Bütün sanat
gösterikriıün bir arada yer alacağı ve
gençlerin konuşup. uygar bir biçimde
tarüşabilecekleri bir ortam, bir platform
yaratmak" olarak açıklayan Ergen,
"On bir yıl önce, Gençlik Günleri ilk
düzenlendiginde, gençler için yapılan fazla
bir şey yoktu" dıyor.
Üç yıllık bu- aradan sonra, bu yıl beşıncı
kez programı hazırlayan Zuhal Ergen,
etkinliklerin amacına ulaştığını düşünüyor:
"Genellikle çok yoğun bir seyirci khlesiyle
karşılaşıyoruz. Her etkinliğin ayn ve
kendine özgü bir seyircisi var. Hemen
hemen her etkinük, eşit düzeyde ilgi
görüyor."
Mart ayında hazırlanmaya başlayan
• Gençlik Günleri bu yıl; Harbiye Muhsin Ertuğrul,
Kadıköy Haldun Taner, Üsküdar Musahipzade Celal ve Fatih
Reşat Nuri sahnelerinde yer alan ve 16 mayısa kadar sürecek
olan etkinlikler; fotoğraf sergileri, dia ve film gösterileri,
müzik, tiyatro, söyleşi ve happening olmak üzere yedi dalda
gerçekleştirilecek.
Ergen, gençlerin yalnızca fikirleriyle değil,
hareketlenyle de kendilerine ilham kaynağı
olduklannı söylüyor:
"Gençler söyiesüere geldikterinde, ön
sıralarda boş yer olmasına karşın, arka
sıralara oruruyorlar. Krz ya da erkek,
gençlerin bedenlerini niçin sakındıklan
konusunda bir söyleşi yapdabüeceğini
düşünerek, bir sonraki yıl 'beden ve
toplum' konusunu tartışmıştık.
n
Her yıl olduğu gıbı bu yıl da amatör
tiyatrolara geniş yer veriliyor.
Ergen, Şehir Tiyatrolan'nın amatör
tiyatrolara özel bir sevgi ve ilgi duyduğunu
vurgulayarak, gelen topluluklar arasında,
bir yıl boyunca yalnızca bır gün oyun
oynayan ve Gençlik Günleri'ne
hazırlanan bır bölümün
olduğunu ifade ediyor.
Amatör tiyatrolann
profesyonel sahnelerde,
profesyonel ışıkçılarla ve
efektörlerle çalışma
ımkânını kolay kolay
bulamadıklanna değinen
Ergen, "Hiçbir eleme ya da
seçme yapmryoruz. Gelen
her amatör topluluğu kabul
ediyoruz" diyor ve ekliyor:
" Bütün topluluklara yer
verebilmek için ilk kez bu yıl
Harbiye Muhsin Ertuğrul
Sahnesi dışında Kadıköy
Haldun Taner, Üsküdar
Musahipzade Celal ve Fatih
Reşat Nuri sahnelerini de
gösterime açük."
İlişkive iletişim
program, nisan ayında kesınleşı>or.
Programı hazırlarken bır öncekı yıl
seyircilerden gelen istekleri göz önünde
bulundurduklannı belırten Zuhal
Gençlik Günleri 'ni
izleyenlerin, yalnızca gençler
değil, aslında, "nıhugenç
olanlar"dan oluştûğunu
söyleyen Zuhal Ergen,
"Seyircfler, tartışma ortamı
büluyorlar. Kendi aralannda
ilişki ve iletişim kuruyorlar.
Bu Uetişimin sürebilmesi,
fîlml söyleşijı izleyenlerin
hemen gitmemesi için dış
mekânı da kafeterya ve
kitapstandlanyla
zengüıleştiriyor, kullanıma sunuyoruz"
dıyor ve etkinlıklere sahıp çıkılması
gerektiğini belirterek herkesi Gençlik
Günleri'ne davet ediyor.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Balıkesir Duyarlıkları
Geçen hafta iki rakı içimi Balıkesir'deydim.
Toplumsal/kültürel savaşımdan kopmayan, kopa-
nlamayan eski yeni dostlarla söyleşme olanağı bul-
mak iyimserlik ağaçlanmıza yeni damariar kazandın-
yor.
Benim haftanın iki üç günü gittiğim 1967-69 yılla-
nnda ortaöğretim kurumlanna öğretmen yetiştiren
Necati Bey Eğitim Enstitüsü'nün kentin kültür yaşa-
mında etkisi duyulmazdı pek.
Hanım hanımcık öğretmen adaylan, dönemin ayır-
dına varmaktan uzak uysal delikanlılar kentin belirie-
diğı yapıda kaynayıp gıdiyortardı.
En az on yıldır değiştiğıni söyleyebilirız bu durumun.
Bu on yılda öğretim üyeleri ve öğrencilerin birlikte
oluşturduğu 'ünıversite kafası' kentin kurulu düze-
ninde somut degışmeler yarattı.
Geçen yıl, Sıvas toplukıyımından sonra kültür mü-
düriüğünün Asım Bezirci'miz adına düzenlediği top-
lantıya katıldığım gün gözledim bu değişmeyi.
Uygarlığın birincil koşulu özgürlük.
Kendı özgürlüklerinın bilincine varan bireylerçoğal-
dıkça uygarlık savaşımı yeni boyutlar kazanıyor.
Balıkesir'in yakın tarihı de kanıtlar bu gerçeği...
Şimdi 'Kuvayı Milliye Müzesi' olması için gerekliha-
zıriıklann son asamaya geldiğ/ni öğrendiğim eski be-
lediye binasında toplanan 'Balıkesir Redd-i llhak Ce-
mıyeti' ve özellikle Balıkesir kongrelerinden bugün
de alacağımız çok ders var.
Değişik sınrf ve katmanlardan gelen yurtseverlerin
aşağıdan yukanya örgütlenmelen açısından.
Emperyalist odaklara bağımsızlık bilıncınin kolay
yutulur lokma olmadığını gostermesı açısından.
Umanm, üniversrte, 'Kuvayı Milliye Müzesi'nın açıl-
dığı günler Balıkesir kongreterini gündeme alan bilim-
sel toplantılara öncülük eder.
Kurtuluş Savaşı kültürümüze bağlılık bunu gerek-,
tiriyor. *
•
Yazıya başlarken Balıkesır'de toplumsal/küttürel
savaşımdan kopanlamayan eski yeni dostlanm var,
demiştim.
Yıllann gazetecileri: Fikri Akbaş, Ekrem Balıbek.
Sanat adamlan: Yakup Şahan, ibrahim Oluklu,
Ülkü Acar, Ahmet Uysal.
Bigadiç'te iki dönem belediye başkanlığı uzun ko-
şusunun başarılı yanşçısı Sedat Ulus.
Kültür Müdürü Gönül Yanş, eşı öğretmenlerin öğ-
retmeni Cahit Yanş, Dr. Abdullah Palabıyık.
Bu dostlara Dç. Dr. Metin Karadağ'ın da katıldığı-
nı söylemeliyim.
Karadağ halk bilirncı. Türk Halk Bilimi Incelemele-
ri (1994) adlı yaprtı var. 15 Mart 1995'te ilk sayısı ya-
yımlanan aylık, Balıkesir Akademı dergisının genel
yayın danışmanlığnı yapıyor. Necati Bey Eğitim Fa-
kültesi öğretim üyelenyle öğrencılerinin bu dergide çı-
kan kımi ınceleme yazılarının adlannı vermek istiyo-
rum.
Tarih Öğrenimi Üzerine - Yr. Doç. Dr. Metin Ayışı-
ğı, Divan Şairierinin Gazellerinde Harf Tercihleri - Yr.
Doç. Dr. Mehmet Akkaya, Seyrani'nin Gözüyle 19.
Yüzyıla Bakış-Erbuğ Gülsoy, Aydınlanma Nedir? I.
Kant-Çev. Yakup Şahan. (I. Sayı)
Nevruz Kavramı Üzerine - Doç. Dr. Metin Karadağ,
Divan Şiirinde Nevruz - Yr. Doç. Dr. Mehmet Akkaya,
Anadolu'da Nevruz Inanç ve Geleneklerı- Azat Ka-
ya (II. Sayı)
Bir de İbrahim Oluklu ile Ahmet Uysal'ın birlikte yü-
rüttükleri 'aylık yann, düşün dergisi' çıkıyor Balıke-
sir'de: Yaklaşım.
•
Balıkesir
1
e bu kez eğitim fakültesinin çağnlısı ola-
rak gitmiştim. Konuşmamı bitirdikten sonra dostlar-
la söyleşirken yirmi altı yıl önceki Balıkesir yaşamım-
dan anılar etki alanına aldı beni.
Anılan, bir cesaret, duyarlıklann kendilerini açığa
vurmalan biçimınde tanımlayabilir miyiz..
Kuşkusuz bir yanında bireysel koşullanmalanmıza
bağlı etmenler vardır bu duyariıklann.
Öte yanında yüzde yüz yaşamanın çoğalttığı acılar,
güzellikler...
Bu acılarla güzellikleri bırikrirerek kendi tarihımizi ya-
ratıyoruz.
1967-69 yıllannda I. Türkiye Isçi Partisi'nin il baş-
kanı olarak, yüzde yüz yaşamama karşın, ne verebil-.
dim Balıkesirli sağdıçlarıma.
Ulaşabildiğim köylerden, öteki Ayvalık'lardan, Er-
dek'lerden, Bandınma'lardan ne aldım:
Elde kalan birkaç dizelik duyarlık işte.
"Edremit'in Tahtakuşlar köyünde sağdıcım
Zeytin ağaçlanndan denıze doğru rüzgârianan
Dargın bakışlannızj uykulanma çizerek
Zamanı böldüğüm dağ yollannda
Gerçeği kendi yüreğinde kanayan
Çaresiz bir yolcuydum, oraya doğru
Bir öyküydüm,
Gözlerinizde yazıla yazıla."
liyatpo sanatçısı Evrntan öldü
• ANKARA (AA)- Tiyatro sanatçısı Ahmet Evıntan,
geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşamını yitirdi. 1915
yılında Isanbul'da doğan Evintan, tstanbul Devlet
Tiyatrosu'ndan emekli olduktan sonra, Kayseri Şehir
Tiyatrosu'nun kuruculuğunu üstlenmişti. "Bizim
Şehir", "Cimri", "Köşebaşı", "Müfettiş" gibi tiyatro
oyunlannda rol alan sanatçı, yönetmenlik de yaptı.
Evintan'ın "Hoşçakalm" adlı birkitabı da bulunuyor.
Tıp faküttesinde karma sergi
• Kültür Servisi -tstanbul Tıp Fakültesi lç Hastalıklan
Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı yaranna
düzenlenen karma resim sergisi açıldı. Sergide Ünsal
Toker, Şükran Topal, Fatoş Gülek, Armağan Yıldız,
Güner Aras ve Bahri Genç'in yapıtlan yer alıyor. 2
mayısa kadar açık kalacak olan sergi, Istanbul Tıp
Fakültesi Dekanlığı Dekanlık Sergi Salonu'nda
görülebilir.
Banekçi'den ülkinin Kuyruğu'
• Kültür Servisi -Gazetemiz yazarlanndan Mustafa
Ekmekçi'nin köşe yazılan "Ankara Notlan"nın ilki
olan "Tilkiyle Kuyrugu"adh yapıtı, Ümit Yayıncılık
tarafindan satışa sunuldu. Ekmekçi'nin 1987-1990
yıllan arasında yaşananlan sergileyen yanlanndan
oluşan yapıtı, 45 yıllık gazetecilik yaşamı sırasında
başından geçenleri ve ilkelerini de okurlara sunuyor.
Belleği gittikçe zayıflatılan ülkemizin bir döneminin
aynası olarak tanınlan kitap, tilkilerle kuyruklan
ayırdedebilmesi konusunda okurlara yol gösteriyor.
Kurtiz, Leman Kültür Merkezi'nde
• Kültür Servisi -Leman Kültür Merkezi'nde devam
eden etkinliklere, uzunca bir süre için ara veriliyor.
Tuncel Kurtiz, Mehmet Esen ve Nevzat Şenol'un, oyun,
gösteri, müzik, şiir, meddah, taşlama ve sohbetle
izleyiciler arasında köprü kurmak için
gerçekleştirdikleri program, yann saat 20.30*da son kez
yer alacak ve izleyicilere geçici bir süre için de olsa
veda edecek.