Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 MART 1995 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Alevilik, ders
kitaplaruıa giriyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- B akatılar Kurulu'nun ön-
ceki gece yaptığı yaklaşık 4 sa-
atlik toplantıda, Nevruz kutla-
malanna kadar geçecek süre
"kritik. günter" olarak ılan edı-
lirken Milli Istihbarat Teşkıla-
tı'nda (MtT) revizyondan valile-
rin uyanlmasına, ders kitaplan-
na Alevilikle ilgili bilgiler ko-
nulmasına dek bır dizi önlem
alınması kararlaştınldı.
Toplantıda, polisın tavn ve
polisteki kadrolaşma eleştinlir-
ken Başbakan Tansu Çüier'in
"Shü otoritenin temsilcisi olan
güvenlik güçlerinin geri plana
itilmesi ve askerin öne çıkanlma-
SL, tehlikeli bir oyundur. Polisin
suçlu olduğu dummlar varsa ge-
reken yapılır. Ama bugün polisin
moralîni bozmayalım. polise sa-
hip çıkalım. Orta vadede polisle
ilgili şikâvetleri giderecek düzen-
lemeler yapıhr" mesajı verdığı
öğrenıldi.
Bakanlar Kurulu toplantısın-
da, CHP'lı ve DYP'lı bakanlar
arasında polisin tavn ve olayla-
ra yaklaşım konusunda tartış-
malar yaşandı.
Istanbul olaylannın. "dışkay-
naklı"1
olduğu görüşünün dile
getirildiğı toplantıda, Yunanıs-
tan ıma edilmesıne karşın, her-
hangı bir ülke isminin telafFuz
edilmediği belirtildi.
Bakanlar Kurulu toplantısın-
da son olaylar degerlendinlirken
dile getirilen bazı öneriler ve de-
ğerlendirmeler şöyle:
Polise sahip çıkılsın: Toplantı-
da, polise yönelik eleştiriler sı-
rasında, sivil otoritenin zayıfla-
ması ve askenn öne çıkmasın-
dan duyulan rahatsızlık dile ge-
tirildı.
İstihbaratta revizyon: Arala-
nnda DYP'lı bakanlann da bu-
lunduğu çok sayıda bakan. ıstih-
baratın yetersızliğıne dikkat
çektı. Devlet Bakanlan Bekir
Sami Daçe ıle Ayvaz Gökde-
mir'ın, "Geç kalındı. tstihbarat
aünarak bu olaylar önlenebilir-
di" görüşünü dile getırdıkleri
bildinldi.
Cuma alarmı: Bakanlar Ku-
rulu üyeleri. son olaylann, özel-
likle Avrupa'da dinsel çatışma
gıbi yansıtılmak istendiğine dik-
kak çekerek, dışandan gelebile-
cek provokasyonlara karşı. ca-
mi, cemevı gibi ıbadet yerlerin-
de önlem alınmasını ve halkın
uyanlmasını ıstediler.., ,.„.
Valilere uyan: Valilerin kritik
günler ıçın uyanlması istendi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Nihad Matkap'ın valilerin
sivil toplum örgütleriyle iyi iliş-
kiler kurmasını istediğı bıldiril-
di. Valilerin, yerel özel radyo ve
televizyonlann tahrik edici ya-
yınlanna karşı da dikkatlı olma-
sı istendi. lçişleri Bakanı Nahit
Menteşe, valiliklere gönderdiği
yazıda, kriz masalan kurulması-
nı istedi
Ünhersitelere dikkat: Devlet
Bakanı Bahattin Alagöz, üniver-
site ve yurtlarda önlem alınma-
sını istedi. Alagöz'ün, "Kıvılcıın
üniversitelere sıçrarsa, sağ-sol
çatışması başlarsa çok tehlikeli
bir noktaya gelinir. Gençlik, po-
lisle karşı karşıya getirilmemeli-
dir" dediğı belirtildi.
Alevilik, ders kitaplannda:
Toplantıda. Milli Eğitim Baka-
nı Nevzat Ayaz, din ve ahlak
derslerinde Alevilik konusuna
yer verılmesinı istedi. Kabıne
üyelen tarafından benimsenen
bu görüş çerçevesınde, Milli
Eğitim Bakanlığf nın din ve ah-
lak dersi programını yenıden dü-
zenlemesi kararlaştınldı.
Polis alımlanna dikkat: Dev-
let Bakanı Azimet Köylüoğ-
lu'nun polis alimlannda dikkat-
lı olunmasını istediğı bildinldi.
Diyanet'e yeniden yapılandır-
ma: Köylüoglu'nun Diyanet lş-
leri Başkanlığı'nın Sünnilik
mezhebinin uzantısı haline gel-
dığine dikkat çekerek **Bu ulu-
sal bütünlüğe zarar verir. 170 ki-
şilik kurumda bir tek Alevi yok.
Eğer bu kurum devam edecekse
bütün mezheplere eşit davranıl-
maİL Alevilere başkan yardımcı-
hğı düzevinde. sa>ısal oranlan
nispetinde temsil olanağı sağlan-
malT dediğı belirtildi.
Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Yıldınm Aktuna. hü-
kümetin Istanbul Gaziosmanpa-
şa olaylan sonrasında yaşamını
y ıtiren ya da zarar gören yurttaş-
lann maddi kayıplannın gideri-
leceğini söyledi. Aktuna, Ba-
kanlar Kurulu toplantısına iliş-
kin olarak dün yaptığı basın top-
lantısında, Istanbul'daki olaylar-
da dış güçlerin parmağı olduğu
konusunda kuşkulan olduğunu,
ancak toplantıda. herhangi bir
ülke ismi telaffuz edilmediğini
söyledi.
Toplantıda Matkap ile Devlet
Bakanı Necmettin Cevheri ara-
sında da bir tartışma yaşandığı
bildinldi. Edınilen bilgiye göre
Matkap, Cevheri'nin bir önceki
Bakanlar Kurulu toplantısından
sonra hükümet adına yaptığı
açıklamada. "Olay bir tertiptir.
Tarama olayından sonra bir an-
da 400 kişi toplanmış" sözlenne
tepkı gösterdı. Matkap'ın "Ta-
ramayı gereekieştirenlerte orada
toplanan vatandaşlann aynı ki-
şUermiş gibi gösterilmesi yanhs-
tır. Silah sesini duyanlar çıkmış,
zaten oradaki 5 kahvede 400 ki-
şi otunır" sözleri üzerine, Cev-
he,n]njn aymgörü§lenni yjnelç-
diğl bildinldi.
Adalet Bakanı Mehmet Mo-
ğultay'ın da geçmişteki olaylar-
dan bazı örnekler vererek "Vur-
makla, kırmakla bir yere vanl-
maz" görüşünü dile getirdiği
öğrenıldi. CHP'li hükümet üye-
lerinin değerlendirmeleri üzeri-
ne, DYP'li bakanlann da önce-
likle CHP Genel Sekreteri Ad-
nan Keskinın hükümete yöne-
lik sert eleştirilerine karşı çıka-
rak "Hükümet ortağıyız, hükü-
met dışından bu tür konuşma-
laryapılmamair dedikleri belir-
tildi.
Polis emir dinlemedi
• Baştarafi 1. Sayfada
yın' talimatı \erdigi belirlendi.
Buna karşın, silah kullanılmış.
O nedenk' sorumlular hakkında
soruşturma başlatüdı. Tabii bu
soruşturma sırasında emniyet
müdürüne neden bu talimata
uyulmadığı sorulacak. Olaylar-
da, kusuru. ihmali olan güvenlik
görevlikri hakkında soruşturma
başlatılacak ve bu olayuı üzerine
gidikcek."
Aktuna, bır soru üzerine.
olaybrda kaç kişinın polis kur-
şunuyla öldürüldüğünün henüz
belirİenmediğini. bu konuya
ilişkinbalistik incelemenin sür-
düğünü. ölenlerin otopsi rapor-
lannın da süreç içinde kesinleş-
tirilcek. olayın açıklığa kavuş-
turulicağını söyledi.
Yıldınm Aktuna, yurttaşlann
polise tepki duyarken. askerin
arabulucu rolü üstlendiğinin
anırrsatılması üzerine de "Bun-
lan asker olarak değertendiıme-
mek jerekir, görev yapanlar jan-
darna. Biliyorsunuz jandarma
da lçişleri Bakanlığı'na bağlı.
Ams böyle hassas dönemlerde,
vataıdaşlann çeşitli duyarhhk-
lan ılabilir, bu da normaldir'"
dedi
Bakanlar Kurulu toplantısın-
da bazı bakanlann. "Sürekli
provokatörlerden söz ediliyor.
Hiç bunlardan gözaltına alınan
oldu mu" sorusunu yönelttikle-
ri Menteşe'nin, "Hayır. Ancak
olaylann vatışması için. olaylar
sırasında bir de gözalrılar olur-
sa tahrikler olur, diye gözaltma
alınmadılar. Suçlular tespit edil-
di, gerekli tahkikat yapıklı. Fail-
ler bulunacakür" yanıtını ver-
diği öğrenildi.
Menteşe, Cumhuriyet'e yap-
tığı açıklamada, Istanbul Gazi-
osmanpaşa ve Ümraniye'deki
olaylarla ilgili sorumlulann sap-
tanabilmesi için lçişleri Bakan-
lığı ve Emniyet Genel Müdürlü-
ğü müfettişlerince başlatılan so-
nıştunnanın sürdüğünü, sorum-
lulann en kısa zamanda belir-
lenmesine çalışıldığını söyledi.
Kozakçıoğlu ile Menzir'in
şahsıyla ilgili herhangi bir so-
nıştunnanın söz konusu olmadı-
ğını kaydeden Menteşe, "Olay-
larda kusuru bulunan kişiler
hakkında toplu şekikk soruştur-
ma yürütülüyor. Zaten bunu Sa-
>ın Kozakçıoğlu ve Menzirde is-
tediler. Ben de bu konuda onay
verdinTdedı.
Hayalet ilçe canlamyor
• Eastarafı 1. Sayfada
diler fnşallah'* diyordu. Enkaza
dönoı bir binanın içini dolaşan
60 yaşındaki Mehmet Işık ise
objectifimize acıyla bakıyor,
"Yarrum, malı boşver. Ölen can-
lanı hesabını kim verecek?" di-
ye atern ediyordu. Yaşanılan
türmlaylara rağmen coşkusunu
yitimeyen sadece çocuklardı.
Yılcian barikatlann üzerine çı-
kaan;ocuklar, "savaş oyimu" oy-
nuyırdu. Objektifimize poz ve-
rirkm, bir iki gün öncesinde ölen
ablt ağabey, teyze, halalannın
yolcuğundan habersiz, ağız do-
lusıgülümsüyorlardı. Cemevi-
nin münde bekleyen bir grup in-
savı se "olavlann bilançosur>
nun
as»lolduğu kâğıdı ıncelıyordu:
-Yarah 128, kayıp 70, ölü 28".
Sıbilanço, olaylann bitimine
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
. İSLAMABAD - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. yurtdışı gezile-
rinde gazetecılere sürekli şu eleştiri-
yı getirir:
- Aklınız fikriniz Türkiye'de. Biraz
bu geziyle ilgilenin!
Bu kez aynı eleştiriyı getiremedi.
Çünkü kendisinin de aklı fikri Türki-
ye'de.
Demirel'in konuşmalarından öyle
anlaşılıyor ki Istanbul olayları ve ar-
kasından devam eden gelişmeler,
devletin en üst noktalarında da he-
nüz çözülebilmiş değil. Konunun hâ-
lâ çok sıcak olması, sağlıklı yorum
yapmayı ve seçenekli düşünmeyi
engelliyor.
Demirel, önceki akşam Islama-
bad'daki büyükelçiliğimizde sorula-
nmızı yanıtladı. Cumhurbaşkanı'nın
şu iki yaklaşımını alt alta koyalım:
- Türkiye 'de Alevi-Sûnni çatışma-
sı yoktur. Böyle bir sonın yok. Insan-
lanmız kardeş kardeş yaşıyor.
- Bu sorun 70 yıldır çözülemedi mi
dersenız; çözülememiş. insanlanmız
sürekli baskı altında tutulmuş. Yor-
gan kalkınca altından her şey çık-
mış. Türkiye çok dinli Osmanlı Impa-
ratorluğu'nun bakiyesidir.
Hangisi doğaı?
Türkiye'de böyle bir sorun yok
mu? Vardı da hep baskı altında mı tu-
tuldu? Konunun bu yönüyle ilgili ga-
zete yazıları bir yana, kitaplar yazıl-
dı. Şu anda olaytann sıcaklığı nede-
niyle aynntılara girmek farklı yorum-
lanabilir. Umanz hükümet, olaylann
durulmasıyla birlikte bugüne kadar-
ki politikaları ele alıp gözden geçirir.
İslam "Dünyası", Dünya, Türkiye...
Demirel'e sordum:
- Geçmiş dönemler bir yana, bir-
kaç yıldır Alevi yurttaşların etrafında
pek çok olay dönüyor. Sıvas'ın ar-
dından, katiller yerine, neredeyse o
toplantıya katılanlar suçlanacaktı.
Hatta öyle oldu. Anadolu'daki Alevi
köylerine bu yurttaşlarımızın böyle
biristemi olmadığı halde camiyap-
tırılıyor. Acaba Alevi yurttaşlar, ken-
dilerini devletin karşısında yalnız mı
hissetmeye başladı?
Demirel, "Olaylar çok sıcak" dedi
ve devam etti:
- Ben Hacı Bektaş Veli Şenlikle-
ri'ne niye gittim, Ankara'da ceme-
vinin temel atılışına niye katıldım?
Bu yüzden. ilk defa bir devlet baş-
kanı Hacı Bektaş'a gitti.
Demirel'in 1994'te gösterdiği bu
"hassasiyet", izlenen politikalardan
kendisinin de rahatsız olduğunu
gösteriyor.
Türkiye'de genellikle bu tür büyük
patlamalarda olayın nedenine inilmi-
yor; "Hemen nasıl bastırılır" telaşıy-
la hareket ediliyor. Bu, evdekı yangı-
nı söndürmeye çalışmak yerine, içe-
rideki eşyaları kurtarmak için telaşla
koşuşturmaya benziyor. Eşya kurta-
ralım derken, candan da olunuyor.
Demirel'e yönelttiğim ikinci soru
şu oldu:
- Buraya ekonomi konuşmaya
geldiniz. Başta Afganistan olmak
üzere İslam ülkelerindeki terörkonu
edildi. Pek çok İslam ülkesinde ateş
var. İslam dünyası neyi çözemiyor?
Şu karşılığı vermekle yetindi.
- Zaten Batı'daki gazeteler Istan-
bul'daki olaylan "Eyvah, tek laik İs-
lam ülkesi Türkiye de mi tehlikede?"
yorumuyla duyurdu.
Bu kaygılan Demirel de taşıyor ol-
malı ki bize iletti.
iki gündür yansıtmaya çalıştığım
gıbı İslam ülkelerindeki ekonomik ve
sosyal kanşıklık izlenemeyecek bo-
yutlarda. ECO zirvesine Haydar Ali-
yev, İslam Kerimov ve Nursultan
Nazarbayev "ülke içi" sorunlar ne-
deniyle katılamadılar. Bu liderlerin bir
iki günlüğüne bile olsa, ülkelerini terk
edemiyor durumda olmaları düşün-
dürücü.
ECO zirvesine gözlemci olarak ka-
tılanlar arasında, islam Konferansı
Örgütü Genel Sekreteri Hamid El
Gabid de vardı. Gabid'le zirvenin
son günü kısa bir görüşme yapma
olanağı buldum.
Kendisine öncelikle 1994'te Ca-
sablanca'da alınan kararlardan biri
olan, "Islamın imajının düzeltilmesi"
konusunu anımsattım ve sordum:
- O günden bu yana yapılan bir
çalışma varmı?
Konuya "birbaşka aç/dan"girme-
si, olumlu gelişmelerin olmadığını
gösteriyordu. İslam nedir? Önce bu-
nu açıklamalıydı.
- Pek çok İslam ülkesinde İslam
adına hareket ettiğini söyleyenler
samimi değil. Onlar İslam adına de-
ğil, politika adına hareket ediyorlar.
ıslamla terörün hiçbir bağJantısı ola-
maz.
Gabid'e, Afganistan'daki 70 tari-
katın iktidar savaşını anımsattım.
Eliyle "Hayır" deyip devam etti.
- O politik bir uûraştır. Benim sö-
zünü ettiğim bu, İslam dini politika-
da bu şekilde kullanılınca, ortaya
bunlar çıkıyor.
Gabid, karamsar görünmemeye
çalışıyor. Ancak ortadaki tabloya ba-
kıp iyi şeyler söylemek güç.
Gerçek o ki ECO zirvesine katılan
7 milyon kilometrekarelik bir kara
parçasına yayılmış 300 milyon
nüfuslu 10 ülkenin hiçbirinin başı
"dimdik" değildi.
Istanbul'daki olaylar olmasaydı,
sanırım Demirel zirve konuşmasını
daha farklı yapardı.
Zirvede, bilim ve kültür merkez-
lerinin kurulması dışında, bütün ül-
kelerin katılımıyla gerçekleşmiş bir
anlaşma yoktu. Bir ülkenin "evet"
dediğine diğeri çekimser kalıyordu.
Hele banka kurmak gibi para har-
canması gereken alanlardan herkes
kaçıyor, öne Türkiye'yi sürmeye
çalışıyordu. Önce hiçbir komplekse
kapılmadan şu sorunun yanıtını ara-
mak gerekiyor:
- Yeni dünya düzenınin lideri ABD,
Kanada'yla ortaklık kurarken Av-
rupa, ekonomiyle yola çıkıp siyasi bir
birliğe dönüşürken Uzak Asya'da
bölgesel işbiıîikleri kurulurken İslam
ülkeleri niçin daha kendi iç çeliş-
kilerini bile çözebilmiş, çağı özüm-
seyebilmiş degil?
Sağduyu egemen oldu
16 Mart 1978yüındaöklüriilen 7öğrvnci, clıııı yapılan kursan gösterilerieanıldı.
Universitede 16 Mart gösterisi
Istanbul Haber Servisi - 16
Mart 1978 yılında, Istanbul Üni-
versitesi Eczacılık Fakülte-
si'nden toplu halde çıkarken ül-
kücülenn bombalı ve silahlı sal-
dınsı sonucu hayatını kaybeden
7 öğrencı, dün yapılan korsan
gösterilerle anıldı.
1C Eczacılık Fakültesi önün-
de toplanan yaklaşık 100-150
kişılik bır grup, sloganlar atarak
saldınyı protesto ederken poli-
sin gelmesi üzerine. taş atarak
kaçtı. Olaylar sırasında müda-
hale etmeyen polis. olaydan son-
ra 2'sı kadın, 6 kişiyi gözaltına
aldı.
Öğrencilerden oluşan yakla-
şık 100-150 kişilik bir grup, 16
Mart 1978 katliamında hayatını
kaybeden Hatice Özen, Cemil
Sönmez, Ahmet Turan Önen,
AbduUah Şimşek, Abdullah tl-
kiz, Hamit Akıl ve Murat Kurt
adlı öğrencileri anmak için dün
öğle saatlerinde tstanbul Üni-
versitesi Eczacılık Fakültesi
önünde toplanmaya başladılar.
Ancak, fakülte önündeki yoğun
güvenlik önlemleri nedeniyle
gösteri yapamayan öğrenciler,
bu kez Vezneciler Kız Öğrenci
Yurdu önünde toplanma karan
aldı lar.
Değişik sokaklardan öğrenci
yurdunun önüne gelen öğrenci-
ler. burada belli bir çoğunluğa
ulaştıktan sonra alkışlarla Fa-
tih'e doğru yürümeye başladı-
lar. Öğrenciler, yürüyüş sırasın-
da sık sık "Devrim şehitleri
ölümsüzdür", "Gazi'nin hesabı
sorulacak". "Faşizme karşı tek
yumruk, tek barikat" ve "Hal-
ka hürriyet, faşizme ölüm" şek-
linde sloganlar attılar.
Istanbul Üniversitesi Eczacı-
lık Fakültesi önünde bekleyen
güvenlik güçlerinin, gösteriyi
haber alarak olay yerine gelme-
si üzerine ortam bir anda ger-
ginleşti. Yerlerden aldıklan taş-
lan polislerin üzerine atan gös-
tericiler, "Katil polis" şeklinde
slogan attılar. Göstericiler tara-
fından polislere atılan taşlardan
bazılan, olay yerinden geçen
araçlara isabet etti. Güvenlik
güçlerinin müdahale etmediği
göstericiler, alkışlar ve sloganlar
eşliğinde Fatih Köprüsü'ne ka-
dar yürüdüler.
Burada 16 Mart 1978 katli-
amında hayatını kaybeden öğ-
renciler için yumruklannı hava-
ya kaldırarak saygı duruşunda
bulunan göstericiler, daha sonra
ara sokaklara kaçarak dağıldı-
lar. Güvenlik güçlerinin de gös-
tericilerin arkasından ara sokak-
lara girmesi üzerine, Fatih'in ar-
ka mahallelerinde büyük bir ko-
valamaca başladı. Polis, yoldan
geçen otobüs ve minibüsleri
durdurarak arama yaptı. Olayda
2'si kadın. 6 kişi gözaltına alın-
dı.
B Baştarafi 1. Sayfada
gelen iki savcının katıldıği bir
toplantı yapıldı. Toplantıda
olaylan gören tanıklardınlendı,
hasarlann boyutu tartışıldı.
Istanbul Adli Tıp Morgu'nun
önü ise dün yine olaylar sırasın-
da yaşamlannı kaybedenlerin
vakınlanyla dolup taştı. Gazı
Mahallesi'nde öldürülen Alı
Yıldınm ile Ümranıye'de öldü-
rülen Hasan Puyar, Ismail Bal-
tacı. Genco Demir ve lsmıhan
Güner'in yakınlan. günün erken
saatlerinde morgun önüne geldı-
ler. Morgdan ilk olarak Yıldı-
nm'ın cenazesi çıkanldı. Yıldı-
nm, Hasköy Mezarlığf ndatop-
rağa venldi. Piyalepaşa Mahal-
lesi'nden mezarlığa kadar cena-
zeyı omuzlarda taşıyan gösteri-
cifer, bir camınin önünden ge-
çerken "Alevi-Sünni kardeştir,
faşistler kaUeştir" sloganı attı-
lar.
Ali Yıldınm'ın cenazesi için
dün Piyalepaşa Mahallesi'nde-
ki evinin önünde bir tören dü-
zenlendi. Alevi imamın halkı sa-
kinleştırici konuşmasından son-
ra yaklaşık bin kişilik bir toplu-
luk, Hasköy Mezarlığı'na doğ-
ru yürüyüşe geçti. Kalabalık.
yol boyunca "Faşizme ölüm,
halka hürriyet", "Katil polis",
şeklinde sloganlar attı. Yddı-
nm'ın cenazesi, Hasköy Mezar-.
bgı'nda toprağa veriklL
Umraniye
Ümraniye'de önceki gün sal-
dınlan protesto eden gnıbun üs-
tüne ateş açılması sonucu 4 ki-
şinin ölümünden sonra Ümrani-
ye'nin 3, Üsküdar'ın 1 mahalle-
sinde ilan edilen sokağa çıkma
yasağına yurttaşlar uydu. Poli-
sin gırmediği, askerlerin güven-
liği sağladığı mahallelerde dün
cenaze gerilimı yaşandı. Cena-
ze töreninin, sokağa çıkma ya-
sağı olan bölgede yapılmasına
ızin verilmeyince tören Karaca-
ahmet'te yapıldı. Ümraniye'de
cenaze törenine katılmak iste-
yenler ise Tuğgeneral TahirÇı-
nar'ın olumlu yanıt vermesi
üzerine 10 otobüs ile çok sayıda
minibüs ve özel araçlarla cena-
zelerin defnedileceği Karacaah-
met Mezarlığf na gitti.
Bu arada tstanbul Adli Tıp
Morgu'ndan alınan Hasan Pu-
yar, Tsmail Baltacı. Genco De-
mır'in cenazelen. güvenlik kuv -
vetlerinin kontrolünde mezarlı-
ğa getırildi. Cenazeler için ilk
dini tören öğle namazının ardın-
dan Karacaahmet Camii'nde
yapıldı. Mezarlık önünde topla-
nan yaklaşık 10 bin kişilik top-
luluk "Kürt-Türk, Alevi-Sunni
çatışması yok Faşist saklınlar
var,direnelim" pankarti eşliğin-
de mezarlığına yürüdü. Alevi
dedesi Abbas Cenç ise mezar
başında cenaze namazı kıldırdı.
"Katil polis". "Faşizme karşı
omuz omuza". "Vaşasın hakla-
nn kardeşliği" sloganlannın
atıldığı cenaze töreni sırasında
Mustafakemal Mahallesi halkı
adına konuşan bir işçi. "Sokağa
çıkmayasağııun kakhnbnasou".
"Polis baskısının durdurularak.
suçlulann yakalanmasını; so-
rumsuz davTanan yetkililerin ise
istifa etmesini" istedi.
Tokuş'un sicili karanlık
sevinen halkı yine hüzne boğu-
yor. dolan gözler yere bakıyor-
du.Tam bu sırada yaşlı bir kadı-
nın sevinç çığlıklan havanın aya-
zına kanşıyordu. Üç gün önce
kaybolan oğlunu karşısında gö-
ren kadın. sevinçten bayılmıştı.
Yiten onca insana rağmen bir
kaybın bulunması gergin havayı
yumuşattı. Gözyaşlan, kavuş-
manın acısı mı yoksa sevinci için
miydi anlaşılmadı. Cemevinin
bitişiğinde, sağlık odası olarak
kullanılan bölüm, günboyu zi-
yaretçilerle doldu, taştı. Koyu
sohbetler yerini zaman zaman
analann acı dolu ağıtlanna bı-
raktı. Ağıtlar, yaralara tuz bastı.
Yaşanan olaylardan sonra Cizre
ya da Şırnak'ı andıran Gazi Ma-
hallesi'nden geriye, acılan ile
baş başa Aleviler kalmıştı.
ARADA BIR
• Baştarafi 2. Sayfada
bir kalıp da "Elhamdülillah ben de Müslümanım,
ama..." Örneğin mealen "Ben de Müslümanım ama
Atatürk ilkelerine gönüiden bağlıyım..." ya da "Sen de
Müslümanım ama RP'ye karşıyım..." şeklinde ifadeler
kullanılmaktadır. Insan bir sözü söylerken bir an durup
da "Acaba ben ne diyorum" diye düşünebilse herhalde
bu saçma sapan sözleri de duymazdık. Müslüman
olmak, Atatürk ilkelerine sahip çıkmakla ya da RP'li
olmamakla çelişmekte midir? Yoksa, Müslüman birisinin
Atatürk ilkelerine sahip çıkması bir gayrimüslimin ya da
dini inancı olmayan birisinin sahip çıkmasından daha
değerli ve anlamlı mıdır? Birbirimizi etkilemeyelim. Eğer
Türkiye Cumhuriyeti laik ise dinin yeri de vicdandır ve
din konusundaki inanışlar da sadece kişisel bir tercih
sorunudur. Herkes lafa başlarken "Aman dine karşı imiş
gibi algılanmayalım"drye, yerii yersiz dini inançlannı vur-
gulayarak belirtme zorunluluğunu duyumsamamalıdır.
Müslüman olmak ya da olmamak, kişinin politik ya da
günlük yaşama ilişkin görüşlerini, daha çok ya da daha
az değerfi yapmaz. Dindar olmak kişinin namusunun ve
güvenilirliğinin garantisi degildir; nitekim son günlerde
bunun tersi pek çok örneklere tanık olmaktayız.
Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde rastlanan, açıklanması
zor tuhaf bir uygulama da nüfus cüzdanlarında dinin
belirtilmesidir. Bu demokratik ve laik, cumhuriyet ile
yönetilen hiçbir ülkede söz konusu olmayan bir uygula-
madır. Geçenlerde şöyle bir olaya tanık oldum. Çok
uzun yıllardır Amerika'da yaşayan bir aile var: Anne
Türk/Amerikalı ve Katolik, baba Amerikalı ve Yahudi.
Kızları Amerika'da doğmuş ve Amerikan vatandaşı,
ancak 18 yaşına gelince Türk vatandaşlığını da almak
istiyor. Başvurusu olumlu değerlendiriliyor ve kendisine
nüfus cüzdanı gönderiliyor: "Dini" hanesinde "İslam"
yazıldığını görünce epey şaşırıyor ancak durumu toler-
ans ile karşılayıp, "Eh, yok ziyanı... Müslüman ülkelere
gezmeye gidersem belki işime yarar"diyerek gülüp
geçiyor... Işte ülkemizin yüzde 99 Müslümanlık oranı da
böyle tespit edilmekte!
Din bir baskı unsuru olmamalıdır, hele hele politikaya
hiç alet edilmemelidir.
Istanbul Haber Servisi - Ga-
zi Mahallesi 'ndeki olaylann bü-'
yümesinde kusurlu bulunduğu
için görevden alınan Gazios-
manpaşa Emniyet Müdürii
Mehmethan Tokuş'un, görev
yaptığı tüm birimlerde, 'ışkence
ve adam öldürme' savıyla yargı-
landığı ve idari soruşturma ge-
çirdiği ortaya çıktı.
Tokuş'un görev yaptığı Vi-
ze'de Seyfî Meriç adlı solcu bir
öğrenciyi arkadan vurarak yara-
lamak, Çorlu'da Vefah Hikmet
isimli bir kişiyi polis otosuyla
çarparak öldürmek savıyla ida-
ri soruşturmaya uğradığı, Istan-
bul'da da 'işkenceyle adam öl-
dürme' savıyla yargılandığı öğ-
renildi. Tokuş'un adı son olarak
da, sorumluluğu altındaki Gazi
Mahallesi Polis Karakolu'nda
simitci Bayram Duran'ın işken-
cede öldürüldüğü iddıasıyla açı-
lan soruşturmada gündeme gel-
di.
Eski Tekirdağ CHP Millerve-
kili Yılmaz Alpaslan. Tokuş
için"Kendisi MHPnin silahlı
kanadının hayranıdu'" dedi.
Tokuş'u, IİEylüldöneminde
yakından tanıyan Alpaslan. Vi-
ze ve Çorlu'da gelişen olaylan
şöyle anlatıyor: "Mehmethan
Tokuş'un, Vize'de solcu bir ög-
rencinin ökJürrne olavına kanş-
nktan sonra apar-topar Mze'den
Çorlu'ya tayini çıktı. Çorlu'da
halka yaptığı eziyetle adını du-
yurdu. Bir de Vefalı Hikmet
isimli bir kişiyi polis otosuyla eze-
rek öldürdü. Burada kendisi
yüzde yüz suçlu bulundu. Çor-
lu'da kimse Tokuş'un karşısma
avukat olarak çıkmak istemedi,
Tokuş davasuıa ben baktım. Be-
ni tehdit ederek. davadan uzak-
laştırmak istediler. Yemek yedi-
ğjın lokantalara adam gönderek,
masalanmızı dağıftılar. Bu ko-
nularda da kendisine dava aç-
tım. Bu davalan kazandık biz.
Vefalı Hikmet'in öldürülmesin-
de yüzde yüz kusurlu bulundu.
Aldığı cezalaria memuriyet men
olması gerekirdi, ancak bir şey-
ler otmuş demek ki, işlerini avar-
lamış. Kendisi MHP'nin sUahh
kanadının hayranıdır.'"
Mehmethan Tokuş'un, Trak-
ya'dan İstanbul'a tayin edildik-
ten sonra, MHP adını alan MÇP
tstanbul tl Başkanlığı'na gitti-
ğini anlatan bir başka kişi, To-
kuş'un bu ziyaretinde 'ülkücü'
olduğunu açıkladığını belirtıyor.
Tokuş'un MÇP'lilere 'Başınız
sıkıştığında beni bulun' dediği-
ni aktaran bu kişi. görev yaptığı
bütün birimlerde bu özelliğinı
öne çıkarttığını kaydediyor.
Mehmethan Tokuş, 9 Ocak
1989 günü yankesıcilik iddı-
asıyla gözaltına alınan Neriman
Papiş'i "işkenceyle öldürmek"
suçundan yargılandı. Papiş'in
oğlu Nedim Papiş'in suç duyu-
nısu dilekçesi üzerine hakkında
dava açılan Mehmethan Tokuş,
savunmasında olay günü Emni-
yet Müdürii Basri Çiftçi'nin ver-
diği izinle Erdek'te olduğunu
söylemişti. Dava aşamasında
Nedim Papiş'in dilekçesinde adı
geçen tanıklar Gülseren Yiğit,
Semra Ateşgüneş, Sema Yurda-
yiğit, Aygün Vurdayiğit ve Yük-
GALERI • ATÖLYE
Yılmaz Alpaslan-Tokuş'un ka-
ranlık sicttini anlattı.
sel Tankeser'ın ifadelerine baş-
vurulmamıştı. Istanbul 5. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce yürütülen
davada mahkeme. Tokuş hak-
kında "yeteıii delil olmadıgın-
dan" beraat karan vermişti. To-
kuş'u bu davada. Tuzla katliamı
davasında sanık polisleri savu-
nan avukat Necdet Küçüktaşkı-
ner savıınmuştu. Tokuş'un adı
son olarak, Gazi Karakolu'nda
Bay ram Duran isimli bir simit-
çinin dövülerek öldürülmesi
olayında gündeme gelmişti.
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi I. Sayfada
lerini, hükümetin gerçekleri
görmeye başladığı yönünde
yorumlamak da fazla iyim-
serlik sayılmamalıdır.
Cumhuriyet gazetesinin,
bürokraside, adliyede, eği-
timde ve poliste; şeriatçı ve
ülkücü bir kadrolaşma için
büyük çaba gösterildiğine
ilişkin yayınlarının doğrulu-
ğu, mahkeme kararları dı-
şında bir kez de bu olaylarla
kanıtlanmaktadır.
O günleri yaşayanlar, 27
Mayıs öncesinde polislerin
"iktidann polisi" görüntüsü-
nü çizen davranışlar yüzün-
den halk tarafından dışlan-
dığını ve bu yüzden 27 Ma-
yıs sonrasında uzun süre
gönül rahatlığı ile halkın kar-
şısma çıkamadığını anımsa-
yacaklardır. Günümüzde de
benzer bır sonuçla polisin
"şenatçı ve ülkücü akımla-
rın fems//c/s/"sayılarak aynı
duruma düşmeleri tehlikesi
bulunmaktadır. Yöneticilerin
ve polislerin bunun bilincine
varması, güven bunalımının
atlatılmasını kolaylaştıracak-
tır. Olaylara müdahale eden
polisleri yuhalayan ve taşla-
yanlann yumuşak bir tutum-
la sorunları çözmeye çalı-
şan askerleri alkışlamaları
bu açıdan değerlendirilmeli-
dir.
Laik cumhuriyetin korun-
masının önemi, yaşanan
kanlı olaylarla bir kez daha
belgelenmiştir. Bunun ge-
reklerı de kısa sürede ger-
çekleştırilmelidir. Cumhur-
başkanı Vekih ve TBMM
Başkanı Sayın Hüsamettin
Cindoruk, Alevi liderier, va-
tandaşlar ve sanatçılarla
yaptığı görüşmeler sonun-
daki saptamalarını şu cümle
ile açıklamaktadır:
"Polisin Sünnileştiği, yar-
gının kararlannda Alevilere
karşı gereken duyarlılığı
göstermediği inançlarını ta-
şıyorlar. Aynı biçimde özel-
likle ıdari yönetimde, devlet
mekanizmalarında Alevıliğin
dışlandığı noktasında bir
görüş bihiği görüyorum. Bu
duygu bir devlet için ayıp-
tır."
Sayın Cindoruk'un bu
sözleri, demokratik bir ortak
yaşama duyulan gereksini-
mi de vurgulamaktadır. Bu-
nu sağlamak da Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin
savsaklanamaz görevidir.
•••
Meclis,
olaylan
araştıracak
AXKARA/tSTANBUL
(Cumhuriyet) - tstanbul'da
meydana gelen olaylarla ilgili
araştırmalarda bulunmak üzere
oluşturulan TBMM Araştırma
Komisyonu. bu sabah Istanbul
Valiliği'nde çalışmalanna başla-
yacak. DYP Erzurum Milletve-
kili tsmail Köse başkanlığındaki
korrusyonun dün Ankara'da yap-
tığı toplantıda, başkanlığa Isma-
il Köse, başkanvekillığine
ANAP Istanbul Milletvekili Or-
han Ergüder, sözcülüğe de CHP
Ankara Milletvekili Salman Ka-
ya getırildi.
Bu arada tstanbul DGM'nin
konuyla ilgili araştırma yapmak
için görevlendirdiği 3 savcı, ça-
lışmalara başladı. Gazi Mahal-
lesi ve diğer bölgelerdeki tüm
deliller, televizyonlardaki görün-
tüler ve gazetelerde yayımlanan
fotoğraflan da incelemeye alan
savcılar heyeti, görgü tanıklan-
nın da ifadelerini alacak. Yaralı-
lann tespitinin yapıldığı ve bu
kişilerin de ifadelerinin alınaca-
ğı belirtildi. Savcılar. olay yerle-
rinden toplanan mermi kovanla-
nyla ceset ve yaralılardan çıka-
nlan mennı çekirdeklerinin ba-
listik raporlanyla ölü ve yaralı-
lar için tstanbul Adli Tıp Ku-
rumu'nun hazırlayacağı raporu
bekliyor.
293 89 78 (3HAT)
NEDRET
SEKBAN
Resım Sergisı
8 Mart / 8 Nisan
Galeri
Lebriz
EytomCod AtıkHovoApt No.16/2
NişonlraTel (0212)240 22 82
ÜMİTYAŞAR
SANATGALERİSt
Beyoğlu Şubesi
İNCİ
BAL
Resım Sergisı
17 Mart - S Nisan
lıtıtU Cod Tst4oı Cıkmoa Vap. Kur
Han ] B»oâlu Td 0212/293 96 33
ŞEYMA REISOGLU NALÇAD ü z e n l e m e
"Muhabbetname"
9-31 Mart '95
«g* URART
• SANAT GM ERİLERİ
Abdi Ipekçi Cad. Nu: 18 Nişantaşı Tel : 241 21 83
Nııri İyem
AFA kitabevi
GALERİSİ
BeKar Sok. 17 - Taksım ls»nbui
Tel: 249 22 18
DEVRIM
ERBİL
-DeokYo;jF3