27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 1995 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Alevilik, ders kitaplaruıa giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- B akatılar Kurulu'nun ön- ceki gece yaptığı yaklaşık 4 sa- atlik toplantıda, Nevruz kutla- malanna kadar geçecek süre "kritik. günter" olarak ılan edı- lirken Milli Istihbarat Teşkıla- tı'nda (MtT) revizyondan valile- rin uyanlmasına, ders kitaplan- na Alevilikle ilgili bilgiler ko- nulmasına dek bır dizi önlem alınması kararlaştınldı. Toplantıda, polisın tavn ve polisteki kadrolaşma eleştinlir- ken Başbakan Tansu Çüier'in "Shü otoritenin temsilcisi olan güvenlik güçlerinin geri plana itilmesi ve askerin öne çıkanlma- SL, tehlikeli bir oyundur. Polisin suçlu olduğu dummlar varsa ge- reken yapılır. Ama bugün polisin moralîni bozmayalım. polise sa- hip çıkalım. Orta vadede polisle ilgili şikâvetleri giderecek düzen- lemeler yapıhr" mesajı verdığı öğrenıldi. Bakanlar Kurulu toplantısın- da, CHP'lı ve DYP'lı bakanlar arasında polisin tavn ve olayla- ra yaklaşım konusunda tartış- malar yaşandı. Istanbul olaylannın. "dışkay- naklı"1 olduğu görüşünün dile getirildiğı toplantıda, Yunanıs- tan ıma edilmesıne karşın, her- hangı bir ülke isminin telafFuz edilmediği belirtildi. Bakanlar Kurulu toplantısın- da son olaylar degerlendinlirken dile getirilen bazı öneriler ve de- ğerlendirmeler şöyle: Polise sahip çıkılsın: Toplantı- da, polise yönelik eleştiriler sı- rasında, sivil otoritenin zayıfla- ması ve askenn öne çıkmasın- dan duyulan rahatsızlık dile ge- tirildı. İstihbaratta revizyon: Arala- nnda DYP'lı bakanlann da bu- lunduğu çok sayıda bakan. ıstih- baratın yetersızliğıne dikkat çektı. Devlet Bakanlan Bekir Sami Daçe ıle Ayvaz Gökde- mir'ın, "Geç kalındı. tstihbarat aünarak bu olaylar önlenebilir- di" görüşünü dile getırdıkleri bildinldi. Cuma alarmı: Bakanlar Ku- rulu üyeleri. son olaylann, özel- likle Avrupa'da dinsel çatışma gıbi yansıtılmak istendiğine dik- kak çekerek, dışandan gelebile- cek provokasyonlara karşı. ca- mi, cemevı gibi ıbadet yerlerin- de önlem alınmasını ve halkın uyanlmasını ıstediler.., ,.„. Valilere uyan: Valilerin kritik günler ıçın uyanlması istendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Nihad Matkap'ın valilerin sivil toplum örgütleriyle iyi iliş- kiler kurmasını istediğı bıldiril- di. Valilerin, yerel özel radyo ve televizyonlann tahrik edici ya- yınlanna karşı da dikkatlı olma- sı istendi. lçişleri Bakanı Nahit Menteşe, valiliklere gönderdiği yazıda, kriz masalan kurulması- nı istedi Ünhersitelere dikkat: Devlet Bakanı Bahattin Alagöz, üniver- site ve yurtlarda önlem alınma- sını istedi. Alagöz'ün, "Kıvılcıın üniversitelere sıçrarsa, sağ-sol çatışması başlarsa çok tehlikeli bir noktaya gelinir. Gençlik, po- lisle karşı karşıya getirilmemeli- dir" dediğı belirtildi. Alevilik, ders kitaplannda: Toplantıda. Milli Eğitim Baka- nı Nevzat Ayaz, din ve ahlak derslerinde Alevilik konusuna yer verılmesinı istedi. Kabıne üyelen tarafından benimsenen bu görüş çerçevesınde, Milli Eğitim Bakanlığf nın din ve ah- lak dersi programını yenıden dü- zenlemesi kararlaştınldı. Polis alımlanna dikkat: Dev- let Bakanı Azimet Köylüoğ- lu'nun polis alimlannda dikkat- lı olunmasını istediğı bildinldi. Diyanet'e yeniden yapılandır- ma: Köylüoglu'nun Diyanet lş- leri Başkanlığı'nın Sünnilik mezhebinin uzantısı haline gel- dığine dikkat çekerek **Bu ulu- sal bütünlüğe zarar verir. 170 ki- şilik kurumda bir tek Alevi yok. Eğer bu kurum devam edecekse bütün mezheplere eşit davranıl- maİL Alevilere başkan yardımcı- hğı düzevinde. sa>ısal oranlan nispetinde temsil olanağı sağlan- malT dediğı belirtildi. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna. hü- kümetin Istanbul Gaziosmanpa- şa olaylan sonrasında yaşamını y ıtiren ya da zarar gören yurttaş- lann maddi kayıplannın gideri- leceğini söyledi. Aktuna, Ba- kanlar Kurulu toplantısına iliş- kin olarak dün yaptığı basın top- lantısında, Istanbul'daki olaylar- da dış güçlerin parmağı olduğu konusunda kuşkulan olduğunu, ancak toplantıda. herhangi bir ülke ismi telaffuz edilmediğini söyledi. Toplantıda Matkap ile Devlet Bakanı Necmettin Cevheri ara- sında da bir tartışma yaşandığı bildinldi. Edınilen bilgiye göre Matkap, Cevheri'nin bir önceki Bakanlar Kurulu toplantısından sonra hükümet adına yaptığı açıklamada. "Olay bir tertiptir. Tarama olayından sonra bir an- da 400 kişi toplanmış" sözlenne tepkı gösterdı. Matkap'ın "Ta- ramayı gereekieştirenlerte orada toplanan vatandaşlann aynı ki- şUermiş gibi gösterilmesi yanhs- tır. Silah sesini duyanlar çıkmış, zaten oradaki 5 kahvede 400 ki- şi otunır" sözleri üzerine, Cev- he,n]njn aymgörü§lenni yjnelç- diğl bildinldi. Adalet Bakanı Mehmet Mo- ğultay'ın da geçmişteki olaylar- dan bazı örnekler vererek "Vur- makla, kırmakla bir yere vanl- maz" görüşünü dile getirdiği öğrenıldi. CHP'li hükümet üye- lerinin değerlendirmeleri üzeri- ne, DYP'li bakanlann da önce- likle CHP Genel Sekreteri Ad- nan Keskinın hükümete yöne- lik sert eleştirilerine karşı çıka- rak "Hükümet ortağıyız, hükü- met dışından bu tür konuşma- laryapılmamair dedikleri belir- tildi. Polis emir dinlemedi • Baştarafi 1. Sayfada yın' talimatı \erdigi belirlendi. Buna karşın, silah kullanılmış. O nedenk' sorumlular hakkında soruşturma başlatüdı. Tabii bu soruşturma sırasında emniyet müdürüne neden bu talimata uyulmadığı sorulacak. Olaylar- da, kusuru. ihmali olan güvenlik görevlikri hakkında soruşturma başlatılacak ve bu olayuı üzerine gidikcek." Aktuna, bır soru üzerine. olaybrda kaç kişinın polis kur- şunuyla öldürüldüğünün henüz belirİenmediğini. bu konuya ilişkinbalistik incelemenin sür- düğünü. ölenlerin otopsi rapor- lannın da süreç içinde kesinleş- tirilcek. olayın açıklığa kavuş- turulicağını söyledi. Yıldınm Aktuna, yurttaşlann polise tepki duyarken. askerin arabulucu rolü üstlendiğinin anırrsatılması üzerine de "Bun- lan asker olarak değertendiıme- mek jerekir, görev yapanlar jan- darna. Biliyorsunuz jandarma da lçişleri Bakanlığı'na bağlı. Ams böyle hassas dönemlerde, vataıdaşlann çeşitli duyarhhk- lan ılabilir, bu da normaldir'" dedi Bakanlar Kurulu toplantısın- da bazı bakanlann. "Sürekli provokatörlerden söz ediliyor. Hiç bunlardan gözaltına alınan oldu mu" sorusunu yönelttikle- ri Menteşe'nin, "Hayır. Ancak olaylann vatışması için. olaylar sırasında bir de gözalrılar olur- sa tahrikler olur, diye gözaltma alınmadılar. Suçlular tespit edil- di, gerekli tahkikat yapıklı. Fail- ler bulunacakür" yanıtını ver- diği öğrenildi. Menteşe, Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada, Istanbul Gazi- osmanpaşa ve Ümraniye'deki olaylarla ilgili sorumlulann sap- tanabilmesi için lçişleri Bakan- lığı ve Emniyet Genel Müdürlü- ğü müfettişlerince başlatılan so- nıştunnanın sürdüğünü, sorum- lulann en kısa zamanda belir- lenmesine çalışıldığını söyledi. Kozakçıoğlu ile Menzir'in şahsıyla ilgili herhangi bir so- nıştunnanın söz konusu olmadı- ğını kaydeden Menteşe, "Olay- larda kusuru bulunan kişiler hakkında toplu şekikk soruştur- ma yürütülüyor. Zaten bunu Sa- >ın Kozakçıoğlu ve Menzirde is- tediler. Ben de bu konuda onay verdinTdedı. Hayalet ilçe canlamyor • Eastarafı 1. Sayfada diler fnşallah'* diyordu. Enkaza dönoı bir binanın içini dolaşan 60 yaşındaki Mehmet Işık ise objectifimize acıyla bakıyor, "Yarrum, malı boşver. Ölen can- lanı hesabını kim verecek?" di- ye atern ediyordu. Yaşanılan türmlaylara rağmen coşkusunu yitimeyen sadece çocuklardı. Yılcian barikatlann üzerine çı- kaan;ocuklar, "savaş oyimu" oy- nuyırdu. Objektifimize poz ve- rirkm, bir iki gün öncesinde ölen ablt ağabey, teyze, halalannın yolcuğundan habersiz, ağız do- lusıgülümsüyorlardı. Cemevi- nin münde bekleyen bir grup in- savı se "olavlann bilançosur> nun as»lolduğu kâğıdı ıncelıyordu: -Yarah 128, kayıp 70, ölü 28". Sıbilanço, olaylann bitimine G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY . İSLAMABAD - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. yurtdışı gezile- rinde gazetecılere sürekli şu eleştiri- yı getirir: - Aklınız fikriniz Türkiye'de. Biraz bu geziyle ilgilenin! Bu kez aynı eleştiriyı getiremedi. Çünkü kendisinin de aklı fikri Türki- ye'de. Demirel'in konuşmalarından öyle anlaşılıyor ki Istanbul olayları ve ar- kasından devam eden gelişmeler, devletin en üst noktalarında da he- nüz çözülebilmiş değil. Konunun hâ- lâ çok sıcak olması, sağlıklı yorum yapmayı ve seçenekli düşünmeyi engelliyor. Demirel, önceki akşam Islama- bad'daki büyükelçiliğimizde sorula- nmızı yanıtladı. Cumhurbaşkanı'nın şu iki yaklaşımını alt alta koyalım: - Türkiye 'de Alevi-Sûnni çatışma- sı yoktur. Böyle bir sonın yok. Insan- lanmız kardeş kardeş yaşıyor. - Bu sorun 70 yıldır çözülemedi mi dersenız; çözülememiş. insanlanmız sürekli baskı altında tutulmuş. Yor- gan kalkınca altından her şey çık- mış. Türkiye çok dinli Osmanlı Impa- ratorluğu'nun bakiyesidir. Hangisi doğaı? Türkiye'de böyle bir sorun yok mu? Vardı da hep baskı altında mı tu- tuldu? Konunun bu yönüyle ilgili ga- zete yazıları bir yana, kitaplar yazıl- dı. Şu anda olaytann sıcaklığı nede- niyle aynntılara girmek farklı yorum- lanabilir. Umanz hükümet, olaylann durulmasıyla birlikte bugüne kadar- ki politikaları ele alıp gözden geçirir. İslam "Dünyası", Dünya, Türkiye... Demirel'e sordum: - Geçmiş dönemler bir yana, bir- kaç yıldır Alevi yurttaşların etrafında pek çok olay dönüyor. Sıvas'ın ar- dından, katiller yerine, neredeyse o toplantıya katılanlar suçlanacaktı. Hatta öyle oldu. Anadolu'daki Alevi köylerine bu yurttaşlarımızın böyle biristemi olmadığı halde camiyap- tırılıyor. Acaba Alevi yurttaşlar, ken- dilerini devletin karşısında yalnız mı hissetmeye başladı? Demirel, "Olaylar çok sıcak" dedi ve devam etti: - Ben Hacı Bektaş Veli Şenlikle- ri'ne niye gittim, Ankara'da ceme- vinin temel atılışına niye katıldım? Bu yüzden. ilk defa bir devlet baş- kanı Hacı Bektaş'a gitti. Demirel'in 1994'te gösterdiği bu "hassasiyet", izlenen politikalardan kendisinin de rahatsız olduğunu gösteriyor. Türkiye'de genellikle bu tür büyük patlamalarda olayın nedenine inilmi- yor; "Hemen nasıl bastırılır" telaşıy- la hareket ediliyor. Bu, evdekı yangı- nı söndürmeye çalışmak yerine, içe- rideki eşyaları kurtarmak için telaşla koşuşturmaya benziyor. Eşya kurta- ralım derken, candan da olunuyor. Demirel'e yönelttiğim ikinci soru şu oldu: - Buraya ekonomi konuşmaya geldiniz. Başta Afganistan olmak üzere İslam ülkelerindeki terörkonu edildi. Pek çok İslam ülkesinde ateş var. İslam dünyası neyi çözemiyor? Şu karşılığı vermekle yetindi. - Zaten Batı'daki gazeteler Istan- bul'daki olaylan "Eyvah, tek laik İs- lam ülkesi Türkiye de mi tehlikede?" yorumuyla duyurdu. Bu kaygılan Demirel de taşıyor ol- malı ki bize iletti. iki gündür yansıtmaya çalıştığım gıbı İslam ülkelerindeki ekonomik ve sosyal kanşıklık izlenemeyecek bo- yutlarda. ECO zirvesine Haydar Ali- yev, İslam Kerimov ve Nursultan Nazarbayev "ülke içi" sorunlar ne- deniyle katılamadılar. Bu liderlerin bir iki günlüğüne bile olsa, ülkelerini terk edemiyor durumda olmaları düşün- dürücü. ECO zirvesine gözlemci olarak ka- tılanlar arasında, islam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Hamid El Gabid de vardı. Gabid'le zirvenin son günü kısa bir görüşme yapma olanağı buldum. Kendisine öncelikle 1994'te Ca- sablanca'da alınan kararlardan biri olan, "Islamın imajının düzeltilmesi" konusunu anımsattım ve sordum: - O günden bu yana yapılan bir çalışma varmı? Konuya "birbaşka aç/dan"girme- si, olumlu gelişmelerin olmadığını gösteriyordu. İslam nedir? Önce bu- nu açıklamalıydı. - Pek çok İslam ülkesinde İslam adına hareket ettiğini söyleyenler samimi değil. Onlar İslam adına de- ğil, politika adına hareket ediyorlar. ıslamla terörün hiçbir bağJantısı ola- maz. Gabid'e, Afganistan'daki 70 tari- katın iktidar savaşını anımsattım. Eliyle "Hayır" deyip devam etti. - O politik bir uûraştır. Benim sö- zünü ettiğim bu, İslam dini politika- da bu şekilde kullanılınca, ortaya bunlar çıkıyor. Gabid, karamsar görünmemeye çalışıyor. Ancak ortadaki tabloya ba- kıp iyi şeyler söylemek güç. Gerçek o ki ECO zirvesine katılan 7 milyon kilometrekarelik bir kara parçasına yayılmış 300 milyon nüfuslu 10 ülkenin hiçbirinin başı "dimdik" değildi. Istanbul'daki olaylar olmasaydı, sanırım Demirel zirve konuşmasını daha farklı yapardı. Zirvede, bilim ve kültür merkez- lerinin kurulması dışında, bütün ül- kelerin katılımıyla gerçekleşmiş bir anlaşma yoktu. Bir ülkenin "evet" dediğine diğeri çekimser kalıyordu. Hele banka kurmak gibi para har- canması gereken alanlardan herkes kaçıyor, öne Türkiye'yi sürmeye çalışıyordu. Önce hiçbir komplekse kapılmadan şu sorunun yanıtını ara- mak gerekiyor: - Yeni dünya düzenınin lideri ABD, Kanada'yla ortaklık kurarken Av- rupa, ekonomiyle yola çıkıp siyasi bir birliğe dönüşürken Uzak Asya'da bölgesel işbiıîikleri kurulurken İslam ülkeleri niçin daha kendi iç çeliş- kilerini bile çözebilmiş, çağı özüm- seyebilmiş degil? Sağduyu egemen oldu 16 Mart 1978yüındaöklüriilen 7öğrvnci, clıııı yapılan kursan gösterilerieanıldı. Universitede 16 Mart gösterisi Istanbul Haber Servisi - 16 Mart 1978 yılında, Istanbul Üni- versitesi Eczacılık Fakülte- si'nden toplu halde çıkarken ül- kücülenn bombalı ve silahlı sal- dınsı sonucu hayatını kaybeden 7 öğrencı, dün yapılan korsan gösterilerle anıldı. 1C Eczacılık Fakültesi önün- de toplanan yaklaşık 100-150 kişılik bır grup, sloganlar atarak saldınyı protesto ederken poli- sin gelmesi üzerine. taş atarak kaçtı. Olaylar sırasında müda- hale etmeyen polis. olaydan son- ra 2'sı kadın, 6 kişiyi gözaltına aldı. Öğrencilerden oluşan yakla- şık 100-150 kişilik bir grup, 16 Mart 1978 katliamında hayatını kaybeden Hatice Özen, Cemil Sönmez, Ahmet Turan Önen, AbduUah Şimşek, Abdullah tl- kiz, Hamit Akıl ve Murat Kurt adlı öğrencileri anmak için dün öğle saatlerinde tstanbul Üni- versitesi Eczacılık Fakültesi önünde toplanmaya başladılar. Ancak, fakülte önündeki yoğun güvenlik önlemleri nedeniyle gösteri yapamayan öğrenciler, bu kez Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu önünde toplanma karan aldı lar. Değişik sokaklardan öğrenci yurdunun önüne gelen öğrenci- ler. burada belli bir çoğunluğa ulaştıktan sonra alkışlarla Fa- tih'e doğru yürümeye başladı- lar. Öğrenciler, yürüyüş sırasın- da sık sık "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Gazi'nin hesabı sorulacak". "Faşizme karşı tek yumruk, tek barikat" ve "Hal- ka hürriyet, faşizme ölüm" şek- linde sloganlar attılar. Istanbul Üniversitesi Eczacı- lık Fakültesi önünde bekleyen güvenlik güçlerinin, gösteriyi haber alarak olay yerine gelme- si üzerine ortam bir anda ger- ginleşti. Yerlerden aldıklan taş- lan polislerin üzerine atan gös- tericiler, "Katil polis" şeklinde slogan attılar. Göstericiler tara- fından polislere atılan taşlardan bazılan, olay yerinden geçen araçlara isabet etti. Güvenlik güçlerinin müdahale etmediği göstericiler, alkışlar ve sloganlar eşliğinde Fatih Köprüsü'ne ka- dar yürüdüler. Burada 16 Mart 1978 katli- amında hayatını kaybeden öğ- renciler için yumruklannı hava- ya kaldırarak saygı duruşunda bulunan göstericiler, daha sonra ara sokaklara kaçarak dağıldı- lar. Güvenlik güçlerinin de gös- tericilerin arkasından ara sokak- lara girmesi üzerine, Fatih'in ar- ka mahallelerinde büyük bir ko- valamaca başladı. Polis, yoldan geçen otobüs ve minibüsleri durdurarak arama yaptı. Olayda 2'si kadın. 6 kişi gözaltına alın- dı. B Baştarafi 1. Sayfada gelen iki savcının katıldıği bir toplantı yapıldı. Toplantıda olaylan gören tanıklardınlendı, hasarlann boyutu tartışıldı. Istanbul Adli Tıp Morgu'nun önü ise dün yine olaylar sırasın- da yaşamlannı kaybedenlerin vakınlanyla dolup taştı. Gazı Mahallesi'nde öldürülen Alı Yıldınm ile Ümranıye'de öldü- rülen Hasan Puyar, Ismail Bal- tacı. Genco Demir ve lsmıhan Güner'in yakınlan. günün erken saatlerinde morgun önüne geldı- ler. Morgdan ilk olarak Yıldı- nm'ın cenazesi çıkanldı. Yıldı- nm, Hasköy Mezarlığf ndatop- rağa venldi. Piyalepaşa Mahal- lesi'nden mezarlığa kadar cena- zeyı omuzlarda taşıyan gösteri- cifer, bir camınin önünden ge- çerken "Alevi-Sünni kardeştir, faşistler kaUeştir" sloganı attı- lar. Ali Yıldınm'ın cenazesi için dün Piyalepaşa Mahallesi'nde- ki evinin önünde bir tören dü- zenlendi. Alevi imamın halkı sa- kinleştırici konuşmasından son- ra yaklaşık bin kişilik bir toplu- luk, Hasköy Mezarlığı'na doğ- ru yürüyüşe geçti. Kalabalık. yol boyunca "Faşizme ölüm, halka hürriyet", "Katil polis", şeklinde sloganlar attı. Yddı- nm'ın cenazesi, Hasköy Mezar-. bgı'nda toprağa veriklL Umraniye Ümraniye'de önceki gün sal- dınlan protesto eden gnıbun üs- tüne ateş açılması sonucu 4 ki- şinin ölümünden sonra Ümrani- ye'nin 3, Üsküdar'ın 1 mahalle- sinde ilan edilen sokağa çıkma yasağına yurttaşlar uydu. Poli- sin gırmediği, askerlerin güven- liği sağladığı mahallelerde dün cenaze gerilimı yaşandı. Cena- ze töreninin, sokağa çıkma ya- sağı olan bölgede yapılmasına ızin verilmeyince tören Karaca- ahmet'te yapıldı. Ümraniye'de cenaze törenine katılmak iste- yenler ise Tuğgeneral TahirÇı- nar'ın olumlu yanıt vermesi üzerine 10 otobüs ile çok sayıda minibüs ve özel araçlarla cena- zelerin defnedileceği Karacaah- met Mezarlığf na gitti. Bu arada tstanbul Adli Tıp Morgu'ndan alınan Hasan Pu- yar, Tsmail Baltacı. Genco De- mır'in cenazelen. güvenlik kuv - vetlerinin kontrolünde mezarlı- ğa getırildi. Cenazeler için ilk dini tören öğle namazının ardın- dan Karacaahmet Camii'nde yapıldı. Mezarlık önünde topla- nan yaklaşık 10 bin kişilik top- luluk "Kürt-Türk, Alevi-Sunni çatışması yok Faşist saklınlar var,direnelim" pankarti eşliğin- de mezarlığına yürüdü. Alevi dedesi Abbas Cenç ise mezar başında cenaze namazı kıldırdı. "Katil polis". "Faşizme karşı omuz omuza". "Vaşasın hakla- nn kardeşliği" sloganlannın atıldığı cenaze töreni sırasında Mustafakemal Mahallesi halkı adına konuşan bir işçi. "Sokağa çıkmayasağııun kakhnbnasou". "Polis baskısının durdurularak. suçlulann yakalanmasını; so- rumsuz davTanan yetkililerin ise istifa etmesini" istedi. Tokuş'un sicili karanlık sevinen halkı yine hüzne boğu- yor. dolan gözler yere bakıyor- du.Tam bu sırada yaşlı bir kadı- nın sevinç çığlıklan havanın aya- zına kanşıyordu. Üç gün önce kaybolan oğlunu karşısında gö- ren kadın. sevinçten bayılmıştı. Yiten onca insana rağmen bir kaybın bulunması gergin havayı yumuşattı. Gözyaşlan, kavuş- manın acısı mı yoksa sevinci için miydi anlaşılmadı. Cemevinin bitişiğinde, sağlık odası olarak kullanılan bölüm, günboyu zi- yaretçilerle doldu, taştı. Koyu sohbetler yerini zaman zaman analann acı dolu ağıtlanna bı- raktı. Ağıtlar, yaralara tuz bastı. Yaşanan olaylardan sonra Cizre ya da Şırnak'ı andıran Gazi Ma- hallesi'nden geriye, acılan ile baş başa Aleviler kalmıştı. ARADA BIR • Baştarafi 2. Sayfada bir kalıp da "Elhamdülillah ben de Müslümanım, ama..." Örneğin mealen "Ben de Müslümanım ama Atatürk ilkelerine gönüiden bağlıyım..." ya da "Sen de Müslümanım ama RP'ye karşıyım..." şeklinde ifadeler kullanılmaktadır. Insan bir sözü söylerken bir an durup da "Acaba ben ne diyorum" diye düşünebilse herhalde bu saçma sapan sözleri de duymazdık. Müslüman olmak, Atatürk ilkelerine sahip çıkmakla ya da RP'li olmamakla çelişmekte midir? Yoksa, Müslüman birisinin Atatürk ilkelerine sahip çıkması bir gayrimüslimin ya da dini inancı olmayan birisinin sahip çıkmasından daha değerli ve anlamlı mıdır? Birbirimizi etkilemeyelim. Eğer Türkiye Cumhuriyeti laik ise dinin yeri de vicdandır ve din konusundaki inanışlar da sadece kişisel bir tercih sorunudur. Herkes lafa başlarken "Aman dine karşı imiş gibi algılanmayalım"drye, yerii yersiz dini inançlannı vur- gulayarak belirtme zorunluluğunu duyumsamamalıdır. Müslüman olmak ya da olmamak, kişinin politik ya da günlük yaşama ilişkin görüşlerini, daha çok ya da daha az değerfi yapmaz. Dindar olmak kişinin namusunun ve güvenilirliğinin garantisi degildir; nitekim son günlerde bunun tersi pek çok örneklere tanık olmaktayız. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde rastlanan, açıklanması zor tuhaf bir uygulama da nüfus cüzdanlarında dinin belirtilmesidir. Bu demokratik ve laik, cumhuriyet ile yönetilen hiçbir ülkede söz konusu olmayan bir uygula- madır. Geçenlerde şöyle bir olaya tanık oldum. Çok uzun yıllardır Amerika'da yaşayan bir aile var: Anne Türk/Amerikalı ve Katolik, baba Amerikalı ve Yahudi. Kızları Amerika'da doğmuş ve Amerikan vatandaşı, ancak 18 yaşına gelince Türk vatandaşlığını da almak istiyor. Başvurusu olumlu değerlendiriliyor ve kendisine nüfus cüzdanı gönderiliyor: "Dini" hanesinde "İslam" yazıldığını görünce epey şaşırıyor ancak durumu toler- ans ile karşılayıp, "Eh, yok ziyanı... Müslüman ülkelere gezmeye gidersem belki işime yarar"diyerek gülüp geçiyor... Işte ülkemizin yüzde 99 Müslümanlık oranı da böyle tespit edilmekte! Din bir baskı unsuru olmamalıdır, hele hele politikaya hiç alet edilmemelidir. Istanbul Haber Servisi - Ga- zi Mahallesi 'ndeki olaylann bü-' yümesinde kusurlu bulunduğu için görevden alınan Gazios- manpaşa Emniyet Müdürii Mehmethan Tokuş'un, görev yaptığı tüm birimlerde, 'ışkence ve adam öldürme' savıyla yargı- landığı ve idari soruşturma ge- çirdiği ortaya çıktı. Tokuş'un görev yaptığı Vi- ze'de Seyfî Meriç adlı solcu bir öğrenciyi arkadan vurarak yara- lamak, Çorlu'da Vefah Hikmet isimli bir kişiyi polis otosuyla çarparak öldürmek savıyla ida- ri soruşturmaya uğradığı, Istan- bul'da da 'işkenceyle adam öl- dürme' savıyla yargılandığı öğ- renildi. Tokuş'un adı son olarak da, sorumluluğu altındaki Gazi Mahallesi Polis Karakolu'nda simitci Bayram Duran'ın işken- cede öldürüldüğü iddıasıyla açı- lan soruşturmada gündeme gel- di. Eski Tekirdağ CHP Millerve- kili Yılmaz Alpaslan. Tokuş için"Kendisi MHPnin silahlı kanadının hayranıdu'" dedi. Tokuş'u, IİEylüldöneminde yakından tanıyan Alpaslan. Vi- ze ve Çorlu'da gelişen olaylan şöyle anlatıyor: "Mehmethan Tokuş'un, Vize'de solcu bir ög- rencinin ökJürrne olavına kanş- nktan sonra apar-topar Mze'den Çorlu'ya tayini çıktı. Çorlu'da halka yaptığı eziyetle adını du- yurdu. Bir de Vefalı Hikmet isimli bir kişiyi polis otosuyla eze- rek öldürdü. Burada kendisi yüzde yüz suçlu bulundu. Çor- lu'da kimse Tokuş'un karşısma avukat olarak çıkmak istemedi, Tokuş davasuıa ben baktım. Be- ni tehdit ederek. davadan uzak- laştırmak istediler. Yemek yedi- ğjın lokantalara adam gönderek, masalanmızı dağıftılar. Bu ko- nularda da kendisine dava aç- tım. Bu davalan kazandık biz. Vefalı Hikmet'in öldürülmesin- de yüzde yüz kusurlu bulundu. Aldığı cezalaria memuriyet men olması gerekirdi, ancak bir şey- ler otmuş demek ki, işlerini avar- lamış. Kendisi MHP'nin sUahh kanadının hayranıdır.'" Mehmethan Tokuş'un, Trak- ya'dan İstanbul'a tayin edildik- ten sonra, MHP adını alan MÇP tstanbul tl Başkanlığı'na gitti- ğini anlatan bir başka kişi, To- kuş'un bu ziyaretinde 'ülkücü' olduğunu açıkladığını belirtıyor. Tokuş'un MÇP'lilere 'Başınız sıkıştığında beni bulun' dediği- ni aktaran bu kişi. görev yaptığı bütün birimlerde bu özelliğinı öne çıkarttığını kaydediyor. Mehmethan Tokuş, 9 Ocak 1989 günü yankesıcilik iddı- asıyla gözaltına alınan Neriman Papiş'i "işkenceyle öldürmek" suçundan yargılandı. Papiş'in oğlu Nedim Papiş'in suç duyu- nısu dilekçesi üzerine hakkında dava açılan Mehmethan Tokuş, savunmasında olay günü Emni- yet Müdürii Basri Çiftçi'nin ver- diği izinle Erdek'te olduğunu söylemişti. Dava aşamasında Nedim Papiş'in dilekçesinde adı geçen tanıklar Gülseren Yiğit, Semra Ateşgüneş, Sema Yurda- yiğit, Aygün Vurdayiğit ve Yük- GALERI • ATÖLYE Yılmaz Alpaslan-Tokuş'un ka- ranlık sicttini anlattı. sel Tankeser'ın ifadelerine baş- vurulmamıştı. Istanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yürütülen davada mahkeme. Tokuş hak- kında "yeteıii delil olmadıgın- dan" beraat karan vermişti. To- kuş'u bu davada. Tuzla katliamı davasında sanık polisleri savu- nan avukat Necdet Küçüktaşkı- ner savıınmuştu. Tokuş'un adı son olarak, Gazi Karakolu'nda Bay ram Duran isimli bir simit- çinin dövülerek öldürülmesi olayında gündeme gelmişti. OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Baştarafi I. Sayfada lerini, hükümetin gerçekleri görmeye başladığı yönünde yorumlamak da fazla iyim- serlik sayılmamalıdır. Cumhuriyet gazetesinin, bürokraside, adliyede, eği- timde ve poliste; şeriatçı ve ülkücü bir kadrolaşma için büyük çaba gösterildiğine ilişkin yayınlarının doğrulu- ğu, mahkeme kararları dı- şında bir kez de bu olaylarla kanıtlanmaktadır. O günleri yaşayanlar, 27 Mayıs öncesinde polislerin "iktidann polisi" görüntüsü- nü çizen davranışlar yüzün- den halk tarafından dışlan- dığını ve bu yüzden 27 Ma- yıs sonrasında uzun süre gönül rahatlığı ile halkın kar- şısma çıkamadığını anımsa- yacaklardır. Günümüzde de benzer bır sonuçla polisin "şenatçı ve ülkücü akımla- rın fems//c/s/"sayılarak aynı duruma düşmeleri tehlikesi bulunmaktadır. Yöneticilerin ve polislerin bunun bilincine varması, güven bunalımının atlatılmasını kolaylaştıracak- tır. Olaylara müdahale eden polisleri yuhalayan ve taşla- yanlann yumuşak bir tutum- la sorunları çözmeye çalı- şan askerleri alkışlamaları bu açıdan değerlendirilmeli- dir. Laik cumhuriyetin korun- masının önemi, yaşanan kanlı olaylarla bir kez daha belgelenmiştir. Bunun ge- reklerı de kısa sürede ger- çekleştırilmelidir. Cumhur- başkanı Vekih ve TBMM Başkanı Sayın Hüsamettin Cindoruk, Alevi liderier, va- tandaşlar ve sanatçılarla yaptığı görüşmeler sonun- daki saptamalarını şu cümle ile açıklamaktadır: "Polisin Sünnileştiği, yar- gının kararlannda Alevilere karşı gereken duyarlılığı göstermediği inançlarını ta- şıyorlar. Aynı biçimde özel- likle ıdari yönetimde, devlet mekanizmalarında Alevıliğin dışlandığı noktasında bir görüş bihiği görüyorum. Bu duygu bir devlet için ayıp- tır." Sayın Cindoruk'un bu sözleri, demokratik bir ortak yaşama duyulan gereksini- mi de vurgulamaktadır. Bu- nu sağlamak da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin savsaklanamaz görevidir. ••• Meclis, olaylan araştıracak AXKARA/tSTANBUL (Cumhuriyet) - tstanbul'da meydana gelen olaylarla ilgili araştırmalarda bulunmak üzere oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu. bu sabah Istanbul Valiliği'nde çalışmalanna başla- yacak. DYP Erzurum Milletve- kili tsmail Köse başkanlığındaki korrusyonun dün Ankara'da yap- tığı toplantıda, başkanlığa Isma- il Köse, başkanvekillığine ANAP Istanbul Milletvekili Or- han Ergüder, sözcülüğe de CHP Ankara Milletvekili Salman Ka- ya getırildi. Bu arada tstanbul DGM'nin konuyla ilgili araştırma yapmak için görevlendirdiği 3 savcı, ça- lışmalara başladı. Gazi Mahal- lesi ve diğer bölgelerdeki tüm deliller, televizyonlardaki görün- tüler ve gazetelerde yayımlanan fotoğraflan da incelemeye alan savcılar heyeti, görgü tanıklan- nın da ifadelerini alacak. Yaralı- lann tespitinin yapıldığı ve bu kişilerin de ifadelerinin alınaca- ğı belirtildi. Savcılar. olay yerle- rinden toplanan mermi kovanla- nyla ceset ve yaralılardan çıka- nlan mennı çekirdeklerinin ba- listik raporlanyla ölü ve yaralı- lar için tstanbul Adli Tıp Ku- rumu'nun hazırlayacağı raporu bekliyor. 293 89 78 (3HAT) NEDRET SEKBAN Resım Sergisı 8 Mart / 8 Nisan Galeri Lebriz EytomCod AtıkHovoApt No.16/2 NişonlraTel (0212)240 22 82 ÜMİTYAŞAR SANATGALERİSt Beyoğlu Şubesi İNCİ BAL Resım Sergisı 17 Mart - S Nisan lıtıtU Cod Tst4oı Cıkmoa Vap. Kur Han ] B»oâlu Td 0212/293 96 33 ŞEYMA REISOGLU NALÇAD ü z e n l e m e "Muhabbetname" 9-31 Mart '95 «g* URART • SANAT GM ERİLERİ Abdi Ipekçi Cad. Nu: 18 Nişantaşı Tel : 241 21 83 Nııri İyem AFA kitabevi GALERİSİ BeKar Sok. 17 - Taksım ls»nbui Tel: 249 22 18 DEVRIM ERBİL -DeokYo;jF3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle