Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE
HABERLER
PoHs yakanlap
yargılanıyor
• İSTANBUL(AA)-
Kumkapı'da amaç dışı
kullanılan yapılann yıkımı
sırasında güvenlik güçlerine
karşı koyup 3 polis
memurunun yanarak
yaralanmasına yol açtıklan
gerekçesiyle tutukJanan 7
sanığın yargılanmasına
başlandı. lstanbul 3. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmaya, tutuklu sanıklar
Servettin Tağ, Yüksel
Yağdırma, Ali Yiğitalp,
Hanifı Aydemir, Ismet
Bağcı, Mustafa Altındağ ve
Agah Doğan katıldı.
lddianamede. sanıklardan
Servettin Tağ ve Yüksel
Yağdırma'nın "görevli
devlet memurunu öldürmeye
tamteşebbüs", "görevli
memura silahlı mukavemet"
ve "kasten bına yakmak"
suçlanndan 25 ile 30 yıl
arasında ağır hapis cezasına
çarptınlması isteniyor.
'Yargısız infaz'
davasmda beraat
• İstanbul Haber Servisi -
"Tuzla katlıamı" davasından
yargılanan 16 polisin beraat
etmesinden sonra 12
Temmuz 1991 gecesi
gerçekleştirilen ve 10 kişinin
Dev-Sol üyesi olduğu ve
polisle çatışmaya girdiği
gerekçesiyle öldürüldüğü
operasyon nedeniyle
haklannda dava açılan 16
polis beraat etti. Çok sıkı
güvenlik önlemleri altında
yapılan ve gazetecilerin
sokulmadığı duruşma
salonuna. polis fotoğrafcısı
ile polis kameramanının
alınmasına müdahil
avukatlan tepki gösterdi.
Ayan, savcılığa
sevk ediliyor
• tSTANBUL (AA) - Hatay
Yayladağ Savcılığı'nın talebi
üzerine dün
Mecidiyeköy 'deki
bürosundan gözlem altına
alınan AOG Türkinvest
Menkul Kıymetler AŞ
Yönetim Kurulu Başkanı
Nasrullah Ayan, bugün
savcılığa sevk edilicek.
Toplu kaçakçılık ve hayali
ihracat şuçundan hakkında
gıyabi tutuklama karan
bulunan Ayan, henüz
işlemleri tamamlanmadığı
için lstanbul Asayiş Şube
Müdürlüğü'nde tutuluyor.
Ayan'ın bugün tstanbul
Cumhuriyet Başsavcıhğı'na
sevk edileceği ve hakkındaki
gıyabi tutuklama karannın
vicahiye çevrilmesi halinde
Hatay'a gönderileceği
öğrenildi.
Türkinvesfe
suç duyurusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Türkinvest
AOG'den alacaklı olan
Ankaralı tasarrufçûlar,
Ankara Cumhuriyet
Başsavcıhğı'na şirketin
Yönetim Kurulu Başkanı
Nursullah Ayan hakkında
suç duyurusunda bulundular.
lstanbul Şişlı Cumhuriyet
Savcılığı'na gönderilmek
üzere Ankara Cumhuriyet
Başsavcıhğı'na yapılan
başvuruda mudiler,
Nursullah Ayan'ın da dahil
olduğu 11 kişinin
tutuklanmasını istediler.
epofeı trafiği
• BLRSA (Cumhuriyet) -
Bursa'da piyasa değeri 10
milyar lira olan 5 kilo 200
gram eroin ele geçirildi.
Olayla ilgili olarak üç kişi
gözaltına alındı üç kişi de
aranıyor. Eroinin fstanbul-
Bursa-KKTC-Londra hattı
kullanılarak pazarlandığı ve
yurtdışına numune kumaş
süsü verilerek çıkanldığı
bildirildi.
Hükümet, kamu işçisine 4. dilim ücret zammını vermeyerek her ay trilyonlar kazanıyor
Işçmin tiTİyoıılai'i uçtuHaber Merkezi - Hükümetin, 600 bin
kamu işçisinin, 4. dilim ücret zamlannı
vermeyerek her ay yaklaşık 3.8 trilyon
tutannda çıplak. 6.4 trilyon tutannda
giyinik ücretine el koyduğu beürlendi.
Türk Harb-tş Sendikası, bütçe açığının
emekçi gelirlerinin aşağı çekilmesiyle
düşürüldüğünü belirterek emekçilerin
açlığa ve sefalete mahkûm edildiğını öne
sürdü.
Türk Harb-lş Sendikası Araştiıma
Bürosu'nca "kamu işçilerinin 4. dilim
ücret zamlannın ödenmemesinden
kaynaklanan kayıplara" yönelik
araştırmaya göre hükümet, kamu
işçilerinin 4. dilim ücret zamlarina el
koymakla sağladığı yaklaşık 16 trilyon
lirayı. Hazine bonosuyla borçlanma
yoluvla elde etmeye çalışsaydı yaklaşık 8
trilyon faiz ödeyecekti. Resmi ve Türk-lş
verileri kullanılarak gerçekleştirilen
araştırmaya göre, eğer hükümet 4. dilim
ücret zamlannı ödeme yoluna gitseydi,
işçilere 1994 yılı içerisinde 19 trilyon lira
tutanndaki çıplak ve 30 trilyon lira
tutannda giyinik ücret ödeyecekti.
Sendikanın araştırmasında yapılan
hesaplamalara göre, hükümetin
açıklamalannın aksine. 4. dilim ücret
zammının ödenmesinin devlete 54 trilyon
lira civannda bir yük getirmeyeceği de
ortaya çıktı. Kamu işçilerine ödenecek
olan 30 trilyon 28 milyar liranın 10 trilyon
654 milyar lirası gelir vergisi olarak
devlete geri dönecekti. Geri kalan 18
tnlyon 974 milyar liranın 3 trilyon 35
mılyan ise Tasarrufu Teşvik Fonu ve SSK
primleri şeklinde yine devlete geri
dönecekti. Bu hesaplamalara göre
hükümetin el koymuş olduğu işçi gelirleri
16 trilyon 338 milyar lira tutannda
kalacaktı. Araştırmada aynca. üyeleri en
fazla kayba uğramiş olan sendikanın 973
milyar lira ile Yol-tş Sendikası olduğuna
işaret edilerek bunu 918 milyar lira ile
Tes-lş'in, 729 milyar lira ile de Türk
Gıda-lş Sendikası'nın izlediği kaydedildi
Türk Harb-tş Sendikası'nca
gerçekleştirilen araştırmanın sonunda şu
değerlendirme yapıldr. "Görüldüğü gibi
hükümet. ekonomik krizin kimin
fedakârlığı ile ve nasıl aşılacağını çok iyi
biliyor. Reel ücret ve maaş gelirlerini gayri
meşru yollarla düşürmekle ve bu sayede iç
talebi geriletmekle. yani emekçilerin açlığa
ve sefalete mahkûm edilmesiyle krizi
aşmayı amaçlamaktadır."
Keçiören
y
degerginliksürüyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Keçiören Belediyesi'nden,
görevlerine gelmedıklen gerekçesiyle atılan işçiler, MHP'li
yönetimin uygulamasını protesto etmek amacıyla dün de
Tepebaşf ndaki CHP Keçiören llçe Başkanlığı önünde
toplandılar. Belediye Başkanı Turgut Altınok'un
adamlan olduğu bildirilen bir grubun da CHP Keçiören tlçe
Başkanlığı önüne gelmesi üzerine çıkacak olası bir çatışma
güvenlik kuv\etlerince engellendi. Karşılıklı slogan atan
gruplann gösterileri sürerken, Altınok yapnğı basın
. toplantısında. işçilerin Alevi olduklan için işten
atılrnadıklannı. 61 kişinuı görevini yapmadığı
için, 54 kişinin de dısıplinsızlik nedeniyle işten atıldığını
söyledi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen,
SHP Ankara Milletvekili Salman Kaya ve CHP Ankara tl
Başkanı Nail Gürman ile bazı memur sendikası
temsilcileri, işçilerin gösterilenni desteklerken. DlSK'e bağlı
Genel lş Sendikası Genel Sekreten Atilla Öngei.
Keçiören'de geçen yerel seçimlerden bu yana 541 işçinin
atıldığını belirterek "Buniarın amacı kendi
yandaşlannayer açmaktır" dedı. Sevigen de işçileri sakin
olınaya çağırarak,
u
Haklı davanızda. tahrik ve
provoke ederek, sizi haksız duruma getirmeye
çalışıvoriar. MHP ve RP ramazanda dahi işçi kıyunını
sürdürüyor" dedı. (Fotograf: AA)
MSB'den dayatma
Davadan
vazgeç
sözleşme
farkını al
Haber Merkezi - Milli
Savunma Bakanlığı (MSB),
bakanlığa bağlı işyerlerinde
örgütlü Türk Harb-lş
Sendikası'na üye işçilere,
toplusözleşmeden doğan
gecikmeli zam alacaklannın
ödenmesi için davadan
vazgeçme şartı koştu. Milli
Savunma Bakanlığı, işçilerin
imzalaması için hazırlayarak
işyerlerine gönderdiği
ibranamede I Eylül 1994
tarihinden itibaren
uygulanması gereken ücret
zamlannm, 20 Şubat 1995
tarihinde ödeneceğini taahhüt
ederek işçilerin bu tarihten
itibaren "hiçbir alacağının,
ücret ve ücrete bağlı
hakedişinin kalmadığını ve bu
dönemle ilgili başka bir
aiacak. faiz ve masraf
talebinde bulunmayacağnu,
dava ve icra yoluna
başvurmayacağını beyan ve
taahhüt" etmesıni ıstedi. 600
bin kamu işçisini kapsayan
1993 yılı toplu iş sözleşmesi
görüşmelerinde 2. yıl
dördüncü dilim ücret
artışlannı enflasyona
endeksleyen hükümet, geçen
yıl enflasyon oranının
tahminlerinin çok üzerinde
gerçekleşmesinden dolayı 4.
dilim ücret zamlannı
vermemişti. Bunun üzerine
Türk Harb-lş Sendikası ve
diğer sendikalann çeşitli
illerde açtıklan davalar, iş
mahkemelerinde görülmüş ve
işçilerin alacaklannın
bankalarca uygulanan en
yüksek işletme kredisi faizi
üzerinden ödenmesine karar
verilmişti. Daha sonra
hükümet tarafından Yargıtay
9. Hukuk Dairesi'ne
götürülen yaklaşık 40 bin
dava, halen görülmeye devam
ediyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yardımcı, TBMM Başkanlığı'na reform önerileri sundu:
Yargıtay'ın adı
6
TC Başsavcıbğı' olsun
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Yargı-
tay Cumhunyet Başsavcısı Haluk Yardım-
cı. olası bir anayasa değışıklığı durumun-
da, yargı ile ilgili olarak öngördüğü reform-
lan. TBMM Başkanı ve siyasi partı genel
başkanlarına sundu. Yargıtay Başsavcılı-
ğı'nm adının "Türkiye Cumhuriyeti Baş-
sa>cdığı"olarak değiştırilmesini öneren
Yardımcı, askeri ve sivil tüm savcılann bu
kuruma bağianmasını ıstedi.
önerilerini 50 sayfalık bir kıtapçık halin-
de başta TBMM Başkanı. siyasi parti ge-
nel başkanlan ve Meclıs grup başkanvekıl-
liklerine sunan Yardımcı. "Ozellikle Siyasi
Partiler Kanunu'nun. Yargıtay Cumhuri-
yet BassavcıhğVna yüklediği, "partı faali-
yetlerını ızleme, sıcıllerını tutma. ön se-
çimlerle ilgili parti üyelerının listesını dü-
zenleme'görevleri yanında genel yargı için-
deki görev lerinindaha etkin, hızlı ve veriıtt-
li görülmesini sağlama amacından hareket-
le böyle bir etüt ortaya koydum" dedı.
Yardımcı. Türkiye'de "Başsavcüıkmües-
sesesTnde büyük bir kavram kargaşasının
yaşandığını öne sürdü. "Türkiye Crnnhu-
riyeti Başsavcıhğı'' kavramınm anayasada
yer alması gerektiğini savunan Yardımcı.
"3611 sayılı yasa y ürüıiüğe girmedcn önce
Türkiye'de bir tek Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı vardı. Bu yasa yürüriüğe girdikten son-
ra il ve ilçelerde yüzlerce Cumhuriyet Baş-
savcüığı oluşunca, bu konuda bir kavram
kanşıkhğı yaşanmaya başladı" dıye konuş-
tu.
Anayasada yer alan "Cumhuriyet Baş-
savcıhğı"nın, anayasal bir kavram olduğu-
nu ve Yargıtay nezdinde görev yaptığını
Öneriler:
- Başsavcılık kurumundaki kargaşaya son verilsin.
- Askeri ve sivil başsavcı ile savcılar, 'Türkiye Cumhuriyeti Başsavcıhğı'na
bağlansm.
- 'Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısı'na. tüm başsavcı ve savcılara genelge gön-
derme yetkisi verilsin.
- 'Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısı'na, Adalet Bakanı hakkında kamu davası
açma yetkisi tanınsın.
anımsatan Yardımcı, özel yasalarla da bu
makama birçok görevlerin verildiğini
anımsattı. Başsavcı Haluk Yardımcı, 3611
sayılı yasadan doğan kavram kanşıklığı-
nın önlenmesı ıçın. anayasa ve yasalardan
doğan değişik ve özel görevlerı bulunan
Yargıtav Cumhuriyet Başsavcısf nın, "Tür-
kiye Cumhuriyet Başsavcısr olarak tanım-
lanmasının daha uygun olacağını savundu.
İl ve ılçe cumhuriyet savcılıklanna "baş-
savcTunvanının venlmesıyle hem anayasa-
dakı ısımlendirme, sıralama ve sıstematı-
ğın bozulduğunu hem de büyük bir kav ram
kanşıklığının yasandığını ifade eden Yar-
dımcı. "Cumhurivet Bassavcısı'nın Yargı-
tay'da buhınuşu, yalnızca bu kunıluşla or-
ganik bağlantı içinde kaldığı anlamına gel-
memelidir. Bu makamın adı 'Türkiye Cum-
hunyetı Başsavcısf olarak değiştırilmeli,
görev ve sonımluluk alanı genişletilmeli-
dir" dedi.
"Türkiye Cumhuriyeti Başsavcdığı"na,
Adalet Bakanı hakkında "kamu davası" aç-
ma vetkısinin verilmesinı öneren Yardım-
cı, uygulamadakı diizen ve sürekiılıgın sağ-
lanması için aynca bu makama, tüm cum-
hunyet savcılanna genelge gönderme yet-
kisınin sağlanmasını istedı.
Devlet protokolündeki yerieri
Başsavcı Haluk Yardımcı, "Türkiye
Cumhuriyeti Bassavcısı"nın. Anayasa
Mahkemesf nin de ıddıa makamını temsil
ettığı dikkate alınarak. dev let protokolün-
deki yennın, Anayasa Mahkemesı Başka-
nı ve Yargıtay Başkanı'nın yanında gelme-
sı gerektiğini savundu. Yardımcı, şunlan
söyledi: "Hem Yargıtay nezdinde hem de
Yüce Drvan sıfaoyla görev yapağı sırada.
Anayasa Mahkemesi'nde devletin en yük-
sek iddia makamını işgal eden Vargıtay Bas-
savcısı'na, bir kısım illerde resmi protoko-
lünen önündeyer alan 2500'den fazla cum-
huriyet savcısım temsil ettiği göz ardı edile-
rek, devlet prtokolünde çok gerilerde yer
verilmiştir. Çağnnızın iletişim ve tanı&m ça-
ğı olduğu. medyanın tüm ülkeleri ve insan-
lan etkisi aldna aldığı dünvamızda. huku-
kun üstünlüğünü ve yargı organlanna ve-
rilen önem ve değerin görüntüsünü yansı-
tan protokol sorunlanmn da bu çerçevede
yeniden en üst seviyede ele alınmasında bü-
yük yarar görüyorum."
Yargıtay Başkanı ve Türkıye Cumhuri-
yeti Başsavcısı'nın, Hâkimler \e Savcılar
Yüksek Kurulu'nun doğal üyelen olduğu-
nu anımsatan Yardımcı. bugünkü sistemde
her ikı makamı da devre dışı bırakmanın
mantıklı bir açıklamasının olmadığını bil-
dırdi. Yardımcı, mahkemelerin bağımsızh-
ğı ve hâkimlik temınatı esaslanna göre
oluşturulan kurulda. aynı nıteliklere sahıp
Yargıtay Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti
Başsavcısı'nın da bulunmalannm zorunlu
olduğunu, Adalet Bakanı'nın ıse devre dı-
şı bırakılması gerektiğini savundu. Yardım-
cı, "Adalet Bakanı'nın kurulun özellik ta-
fiyan bazı işjemlerinde karar alınırken oy
kullanmavacağı yasa ile düzenlenebiiir. Ku-
rulun bağımsız bir bütçesi ve sekretaryası
bulunmabdır. Üyelerin saytsı degişikolarak
beliıienmelidir. Kurula doğal üyeler yanın-
da. yalnızca ceza ve hukuk dâireleri baş-
kanİanndan eşit sayıda üyeler seçilmelidir.
Yargıtay üveliğine seçim yapüırken objek-
tif kıstaslar esas aiınmalıdır. Seçmek, hele
insan seçimi en zor işlerden biridir. Bu iş-
lem objektif ölçülere bağlanmadıkça elestî-
rfler önlenemez. Hâkim ve savcılan mesle-
ğe alırken yapılan seçim ve değerlendirme-
lerin Adalet Bakanlığı'na bırakılması, ba-
ğımsızlık bakımından eleştirilen hususlar-
dan biridir. Bu nedenle mesieğe alınanlann
seçiminde Yüksek Kurul'un da görevlen-
dirilmesi sağlanmalıdır" dedi.
Çifler, Cunıhıırbaşkaııı'na gelenekleri ammsath
• Başbakan Tansu Çiller, "Cumhurbaşkanı
Süleyman pemirel'in, hükümeti kurma görevini en
büyük partinin liderine vermek zorunda
olmadığına" ilişkin sözlerine karşılık, hükümet
kurrna görevinin en büyük partinin liderine
verildiği yönünde gelişen "geleneklere" dikkat
çekti.
-Danışmanlığını yaphğımız büyük bir sanayi kuruluşunun gelişen organizasyonu
nedeniyle, Istanbuldaki Genel Müdürlüğünün
Planlama Departmanında görevlendirilmek üzere;
:
• 30 yaşını geçmemiş • Askerlikle ilişkisi olmayan (Erkek adaylar için)
• Ingilizce bilen • En az iki yıl fecrübeli • Bilgisayar ortamında çalışabilecek
Endüstri Mühendisliği, İşletme,
Yöneylem Araştırması veya İstatıstik Bölümü Mezunu
ELEMAN ARANIYOR.
Adayların, özgeçmişlerine bir fofoğrof ekleyerek "Personel" rumuzu ile
Valikonağı Cad. Poyraak Sok. No: 53/5 Nişantaşı 80220 Istanbul adresine
başvurmaları rica olunur. Başvurular gizli tutulacaktır.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Tansu Çiller, SHP-CHP bütünleşmesi öncesinde
yaşanan hükümet tarttşmalanyla ilgili olarak, ana-
yasa ve demokratik kurallar çerçevesinde hareket
edeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in. anaya-
saya göre. hükümeti kurma görevini en büyük
partinin liderine vermek zorunda olmadığını açık-
lamasının ardından Başbakan Tansu ÇiDer, bu ko-
nudaki "demokratik gelenekleri" anımsattı.
'Karariar anayasa çerçevesinde
almacak'
Çiller. solda bütünleşmenin CHP çatısı altında
olması durumunda 50. hükümetin devam edip et-
meyeceğıne ilişkin sorulara, "Bu aşamada 19 şu-
battaki gelişmeleri görmeden bir şey söyleyebile-
cek konumda değium.
Ancak, atacağımız adımlar veya alacağımız her
türlü karar. yetkili kurullanmızda tarnşılarak alı-
nacaktır ve bu anayasa çerçevesinde ahnacakür"
karşilığını \erdi.
Çiller. Başbakanlık'tan çıkışında gazetecilerin
konuya ilişkin sorulannı yanıtlarken hükümet kur-
ma görevinin en büyük partinin liderine verildiği
yönünde gelişen "geleneklere" dikkat çekti Şu
anda hükümetin işbaşında olduğunu vurgulayan
Çiller, "19'undan sonra anayasanın bütün hü-
kümleri uygulanacak, anayasanın çizdiği çerçeve
içinde hareket edecegiz. Aym zamanda demokra-
tik bütün teammül ve eğilimler çerçevesinde atıl-
mış bütün adımlan değeriendirmek mümkün ola-
cakör" diye konuştu.
Ustü kapah mesaj
"Bu konumda olan herkes de esasen bu doğrul-
tuda hareketeder" diyerek Cumhurbaşkanı Süle>'-
man Demirel'e de üstü kapah mesaj gönderen Çil-
ler, şunlan söyledi:
"Şu aşamada hükümetimiz vardır ve işbaşında-
dır. Bütün meselelere el koymuş durumdayız. Pet-
rolden bütün diğer meselelere kadar her şeyin iize-
rindey iz ve çok önemli kararlaru Türkiye'y e teker
teker açıyonız.
Ülkeyi zor durumda bırakmayız ve aym 19'un-
dan sonraki gelişmeleri görecegiz. Bu gelişmeler
çerçevesinde anayasamız ne emrediyorsa, hangi
çerçe%e\i çiriyorsa, demokratik kurallar neyi gös-
teriyorsa, demokratik kurallar ve teammüUer ne-
yi gösteriyorsa bu doğrultuda hareket edecegiz."
Çiller, "Bûieşme CHP çatısı altında olursa is-
tifa edecek misiniz" sorusuna yanıt vermedi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Göstermelik ciddiyet
Istanbul'da hava kirliliği rezalet boyutlara ulaşınca ve
kamuoyu baskısı artınca, kent yetkilileri "iş yapmaya"
koyuluyor ve "önlemler" alıyor.
Kamuoyu kötü linyit kömürierini mi diline doladı; bakı-
yorsunuz lstanbul girişlerinde "kamyon kontrolü" başla-
mış... Tabii, bunun göstermelik olduğunu herkes biliyor.
Biz de, halk da ve kent yetkilileri de... Kirliliği kaynağında
en aza indirmek için yıllardır yazılanlar çizilenler kâğıt
üzerinde kaldıkça ve alınan karariar hayata geçirilmedik-
çe kamyon kontrolü ile kiriilik mi azalırmtş!
Kamuoyu ve bilim adamlan arabalann egzozianna mı
taktı? Önlem hazır Bu defa bize, egzoz kontrolü ile ara-
balann yol açtığı kiıiiliğin önlenebileceği yanılgısı yaşatılı-
yor. Üstelik bunun bir de bedeli var. Önlemin ciddiyetini
göstermesi için, kontrol ücreti 100 bin lira + parça ve
bakım masraflan.
Acaba karbüratör ayan ile egzoz gazlanndan kaynak-
lanan kiriilik ne kadar azaltılabilir? Konunun en iyi uz-
manlanndan Erdoğan Erkan'a göre, ortalarna yüzde 5!
Ama bu rakam, eğitilmiş personelle ve bilgisayarlı sis-
temlerle egzoz denetimlerini sürdüren ABD ve Avrupa
ülkeleri için geçerli. Egzozdan havaya kanşan gazların
miktannı ölçecek cihazlar çok hassas. Ölçüm sonuçlan-
nın sağlıklı olabilmesi için çok sık kalibrasyon ayarlan
yapılması gerekiyor. lstanbul çapında bu işe giriştiğiniz-
de en az 30 istasyon kurmanız gerekir. Oysaki toplam
Iki-üç cihazla bu iş yürütülüyor ve bu nedenle cihazlann
ayariarının günlük yapılması şart.
Türkiye koşullarında bu denetimler ancak yüzde 2-
3'lük bir sonuç verecektir.
Ikinci nokta, 1.5 milyon arabadan toplanacak 150 mil-
yar liranın, Istanbul'da çevre kirliliğinı azaltacak herhangi
biryatınma dönüşmeyeceğidir.
Üçüncü ve en önemli nokta ise kısmen göstermelik ni-
telik taşıyan bu denetimle, araba kiriiliğinin ana kaynağı-
nın gözlerden uzak tutulmasıdır...
Bu ana kaynak, otomobil endüstrisidir.
Ülkemizde üretılmekte olan otomobillerin hemen hiç
birinde, egzoz gazlarını arındırma sistemi yoktur.
Opel arabalan arıtma sistemli üretilmektedir. Koç ise
bu yıldan itibaren dünyada üretimini devraldığı için
Tempra'y arıtma sistemli üretmeye başlamak zorunda
kalmıştır. Murat'lar olsun Renault'lar olsun, Toyota olsun,
Rusya'dan ithal bütün diğer arabalar olsun, en çok sa-
tan arabalann hepsi antma sistemsizdir ve anlı şanlı yatı-
rımcılarımız, iş adamlarımız Türkiye'ye, Türk insanına
bunu layık gömnektedirler!..
Niçin bu böyle?
Çünkü antma sistemi arabanın ftyatını ortalama yüzde
8 kadar arttırmaktadır. Sanayicimiz, rekabet yüzünden
antma sistemine yanaşmıyor. Aynı mallar üzerinde anla-
şarak fiyat tekeli oluşturmayı çok iyi bilirler, ancak hepi-
mizin yararına bir konuda aralannda görüş birliği sağla-
maya ve örneğin bütün arabalan antma sistemli üretme-
ye gelince, bunu yapmazlar!
Çünkü hükümetler ve ilgili bakanlıklar, kamu yarannı
gözetme yükümlülüklerini ve görevlerini yenne getirmi-
yorlar.
• • •
Avrupa ülkelerinde bütün arabalar antma sistemli üre-
tiliyor, Türkiye'de değil.
Artık hava kirliliğine karşı göstermelik önlemler almayı
bir kenara btrakahm da krriiliğin ana kaynaklannı ciddi
olarak kurutmaya yönelelirri.
DEP'in PKK
ilişkisinden
ABD rahatsız
• Eski DEP millervekilleri Remzi Kartal ile Ali
Yiğit'in ABD yetkililerinden randevu talepleri
kabul edilmedı. ABD Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri "sürgünde bir Kürt parlamentosu"
kurulması girişımini kabul etmediklerini
yinelediler.
FUAT KOZLUKLU
WASHINGTON - Clinton
yönetimi, terör örgütü PK.K
desteğınde "sürgünde Kürt
parlamentosu" kurulması yö-
nündeki girişimlen destekle-
mediklerini yineledi ve şubat
sonunda VVashington'a gele-
cekleri duyurulan eski DEP
mılletvekilleri Remzi Kartal ile
Ali Vlğit'in randevTi taleplerini
geri çevirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri, "sürgünde Kürt
parlamentosu" kurma çalışma-
İannın 'kurmaylan' olan Kar-
tal ve Yiğit'in, Washington'da
"hiçbir hükümet kuruluşunca
kabul edümeyecegini'' söyledi.
tki eski milletvekili. daha
önce de geçen yıl Washing-
ton'a gelmiş, Kongre Helsinki
Komisyonu'nda konuştuktan
sonra Dışişleri Bakanlığı yetki-
lileri tarafından kabul edilmiş-
ti.
Kongre'de Kflrtçe
Milletvekilleri, Kongre'de
Kürtçe konuşarak, Türkiye'ye
silah ambargosu konmasını is-
temişlerdi.
Washington'daki Kürt kay-
naklan, Remzi Kartal ve Ali
Yiğit'in, "Kürt sonınuna
ABD'nin dikkatini çekerek
Türkiye'ye bu yönde baskmm
arttınlması" ve "Kongre'den
Türkiye'ye silah ambargosu
konması yönünde bir karar
annmasını" sağlamak amacıy-
la geleceğini söyledi.
Aynı kaynaklar, Nevruz gü-
nü olan 21 martta "sürgünde
Kürt pariamentosu"nun kuru-
luşunun ilan edilmesinin de he-
deflendiğini belirterek "Clin-
ton yönetimi resmen destek ver-
mese de Kongre'de bazı çevre-
lcr konuya sıcak bakıyorlar ve
pariamento olayının hakhltgı-
na inanıyoriar. Ancak bu aşa-
mada desteğin kimlerden gel-
digini söylemek istemiyoruz"
dediler.
Kürt kaynaklan, daha önce
10 şubat olarak planlanan gezi-
nin, 24 şubata ertelendiğini be-
lirttiler. Ancak "gerekçesini"
söylemekten kaçındılar Was-
hington'da kurulu Amerikan-
Kürt enformasyon kuruluşu-
nun bir yetkilisi, Kartal ve Yi-
ğit'in kongre ve yönetim çev-
releriyle görüşebilmeleri için
çalışıldığım bildirdi.
ABD'li bir yetkili, eski DEP
milletvekillerinden Remzi
Kartal ve Ali Yiğit'in şubat ayı
sonunda Washington'a gelme
planından haberdar olduklannı
belirterek "Eski DEP miDetve-
kilkrinin terör örgütü PKK'yie
biriikte olmalan, DEPTflere
ilişkin görüşlerimizin değişme-
sine yol açtı" dedi.
Bu arada, Clinton yönetimi-
nin geçen hafta açıkladığı yıl-
lık insan haklan raporuna iliş-
kin Ankara'nın tepkisi, önceki
gün sözlü olarak bir kez daha
ABD Dışişleri Bakanlığı'na
iletildi.
Edinilen bilgilere göre, insan
haklan konusunda Türkiye'ye
yöneltilen ağır suçlamalardan
dolayı Ankara'nın duyduğu ra-
hatsızlık, VVashıngton Büyü-
kelçiliği yetkilileri ile ABD
Dışişleri Bakanlığı Türkiye
Masası ilgılileriyle yapılan gö-
rüşmede dile getirildi.
Görüşmeye ilişkin aynntılı
bilgi verilmezken, ABD'li bir
yetkili, "Sürgünde Kürt parla-
mentosu kurma girişimlerini
desteklemelerinin ve kurulacak
sözde bir pariamentoyu tanı-
malannın söz konusu obnadığı-
nı" söyledi.
Aynı yetkili, PKK terörüyle
mücadelenin "meşnı" olduğu-
nu, Clinton yönetiminin, Tür- i
kiye'nin ve Kürt nüfusu bulu- t
nan diğer ülkelerin toprak ı
bütünlüğünü her zaman des- !
teklediğini de kaydetti. •