29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 9 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE Seçimiyenilemeyetkisi ve toplantıyeter sayısı Anayasa Mahkemesı, Asken Yargıtay \e Askerı Yuksek İdare Mahkemesı, Hâkımler ve Sa\cılar Yuksek Kurulu uyelennı, Danıştay üyelennın dortte bınnı, Yargıtay cumhunyet başsavcısı ve başsavcı vekılını cumhurbaşkanı mı seçmelıdir 0 KÂZIM YENİCE Hukukçu 1 994 yılı bıterken Cumhur- başkanı Sayın Sulevman De- mirel. yaptığı basın toplantı- sında 1982 Anayasası'ndan dasozedıyordu Âğırlıklıko- nu muhaİefet >ıllannda dıl- lerden duşmeyen ınsan hak \e ozgur- luklennebu anayasanm getırdığı kıstt- lamalar, çarpıtılan çağın hukuk dev letı anlayışı ya da demokratık duzenle bağ- daşmavan hukumler değıldı Anavasa- nın 104 maddesı cumhurbaşkanına *Türkiv eBu\ uk Millet Meclisi seçimle- nnin yenilenmesıne karar verme" vet- kısı tanımişken. bu mullak kuralı 116 madde bellı koşullara bağlamüjtı da Sa- yın Cumhurbaşkanımız bunu eleştın- yordu Kuşkusuz burada ılk akla gelmesı ge- reken şey, benımsedığımız sıstemdı Turkıye'de başkanlık ya da yan baş- kanlık değıl. parlamenter sistem geçer- lıydı Turkıye Buyuk Millet Meclısı, Turk ulusu adına yasama yetkısını tam bır vetkınlıkle kullanacak organdı Guçler arası dengenın du\arlılıkla ve ozenle gozetılmesı zorunluvdu Çalış- ma donemını koşullar gerektınyorsa seçımı yenileme kararını kendısı ver- meyıpdenasılkullanacağıbelırsızbaş- ka ıradelere bağlı kalacaksa yasamanın kararlı-bılınçlı-ozgur varlığına gereklı saygının gostenldığınden sozedılebıhr mıydı9 Bakanlar Kurulu nun herhangı bır nedenle, makul sureler ıçınde kurulup guvenoyu alamaması bu iuretle yasa- ma ve yurutme organlannın ışleslennı yapamaz hale gelmesı farklı bır şevdır Tartışma konusu 116 madde. normal bır ışleyışın dışına taşan. olağanustu bır duruma çozum getınyor Bu vent bır kuraldadeğıl 1961 Anayasası nın 108 maddesı de benzen bırduzenleme ıçer- mekte ıdı Yurutme vetkı \e gorevıvle donatılmı^ cumhurbaşkanının \ asama- nın bu çok onemlı ışlevıne mudahale- sı ancak bellı koşullara bağlı tutulursa haklı \e ınandıncı olabılırdı <\na>a- sayl? vapılan da buvdu Bugun vaşandığı gıbı Mechs çatı>- malannda bır donemde gorulebılecek aksamalar seçımı yenılemekten kaçın- malar bırtemel ana>asal kuralı hemen kusurlandırma \e değıştırmeye kalkış- ma nedenı sayılmamalıdır Asıl yapıiması gereken: Gonul ıster- dıkı SavınCumhurbaşkanımızguçal- dığı 104 maddevı cıddı sakincalar ta- şıyan \onlen>le ele alsın veeleştırsm Orneğın Bakanlar Kurulu'yla "yurut- me vetkisini ve görevmi" kullanan ve uvgulav an cumhurbaşkanı vuksekvar- gı organlanna yapılan seçımlerde ne- den nıhaı seçıcı olsun' \nayasa Mahkemesı, Asken Yargı- tay ve Asken \ uksek İdare Mahkeme- sı Hâkımlerve SavcıIarVuksek Kuru- lu uyelennı Danıştay uyelennın dortte bınnı \argıtav cumhunvet başsavcısı ve başsavcı vekılını cumhurbaşkanı mı seçmelıdır1 Bu işle\ -yumuşak da olsa- benımsenmış "guçler avnlığı'" ılkesını zedelemıvor mu' Daha da onemlısı, sa- >ılan > uksek vargı organlan kendı ele- manlannı doğrudan seçme veteneöın- den yokbun sav. ılarak, ış cumhurbaşka- nına havale edılıyorsa boyle bır yakla- şımın yuksek yargı kurullanna guven- sızlıkten başka anlamı olabılır mı' Sorunun. uygulamadan kavnaklanan bırbaşkasakıncalıyanı daha var Yuk- sek vargı yerlerının genel kurullannca gosterılecek uçer-Yargıtav cumhunvet başsavcısı vebaşsavcı vekılı ıçınbeşer- adav arasından yapılan seçımde Ba- tı'dakı benzen uygulamalarda goruldu- ğu gıbı bu adayların ozgeçmışlen, hız- metlen genel kurullarından aldıkları oy tutan gıbı nesnel olçutler verınc - geçmışte zaman zaman yaşandığı bı- çımde- tamamen kıştsel tercıhlere gıdı- lırse vapılan seçımın oncelıkle kurum- lannda, sonra kamuoy unda haklı tepkı- len olacaktır Bu da anayasal kurumlar ıçın ancak zaaf nedenı olur Parlamenter bistemle kesınlıkle bağ- daşmavan cumhurbaşkanının gorev ve yetkılennı sıralayan 104 madde hak- kında söylenecek çok şe> var Bız bu- rada yurutmenın yargı alanına açık mu- dahalesıne çarpıcı bır ornek vermekle yetınıyoruz Toplantı ve karar yeter sayısı: 1994 vılının yasama ıle ılgılı ılgınç haberle- nnden bınsı de Meclıs'ın toplantı ve karar yeter sayısında yapılmak ıstenen değışıklıkçalışmalan Efendım "*DYP, SHP \e ANAP'lı uvelerden oluşan alt komisvon, Japonva ve tsraıl sıstemıne benzer bir metin uzerinde anlaşmışlan.. Meclıs, 150 kişı verine 60 kişi ile topla- nacak, karar veter sa\ısı aranmaya- cak"mış (Mıllıvet 25 12 1994) Meş- rutıyet donemı bır yana. ondan sonra da >etmış beş yıllık bır dene>ımımız ve u>gulamamız varken yasama organı- mızın nasıl toplanacağını ve karar ye- ter sayısının ne olması gerektığını Ja- pon>a ya da dunku İsraıl orneklennde mı arayacaktık' 1924 ve Turkçeleştınlmış 1945 ana- yasalannda, mılletvekılı sayısı ozel ya- salara bırakılmıştır Toplantı ve karar yeter sayısı ıçın de anayasada genel bır duzenlemeyegıdılmemıştır 1961 Ana- >asası Millet Meclısı yanmdaCumhu- nyet Senatosu'nadayervermıştır Mil- let Meclısı genel oyla seçılen dort yuz ellı mılletvekılınden, Cumhunyet Se- natosu genel oyla seçılen yuz ellı üye ıle cumhurbaşkanınca seçılen on beş uyeden kurulmuştu Mıllı Bırlık Komı- tesı başkan ve uyelen ılecskı cumhur- başkanlan Cumhurıyet Senatosu'nun doğal uyelen ıdıler (madde 67 ve 70) Bu meclısler. uye tam sayısının salt ço- ğunluğu ıle toplanır anayasada başka- cahukumyoksatoplantıyakatılanlann salt çoğunluğu ıle karar venrdı (madde 86) Örneğın, Millet Meclısı'nın top- lantı yeter sayısı 226 ve karar yeter sa- yısı en az 114'tür 1982 Anayasası, Cumhunyet Sena- tosu nu, kanımızca hatalı bırdeğerlen- dınne sonucu kaldırmış, Turkıye Bu- yuk Millet Meclısı'nı dort yuz mıllet- vekılınden oluşturmuş Ancak 1987yı- lında yapılan değışıklıkle bu sayı. on- celen olduğu gıbı dort yuz ellıye çıka- nldı (madde 75) <\nayasada başkaca bır hukum yoksa Meclıs uye tam sayı- sının en az uçte bın ıle toplanacak ve toplantıya katılanlann salt çoğunluğu ıle karar verecektır Karar yeter sayısı hıçbır şekılde uye tam sayısının dortte bınnın bır fazlasından az olmayacaktır (madde 96) Yururlüktekı anayasaya gore toplantı yeter sayısı 150'den az ol- mayacak ancak karar yeter sayısı ev- velce olduğu gıbı 114'ten aşağı duşme- yecektır Bugun Meclis"in, ıçinde bulundugu- muz ağır koşullara karşın. kendisinden beklendiği bıçımde çalışmadığı genel bir kanıya donuşmuştur. MilletvekiUerinin toplantıUra itibar etmedigi televizyon- larda sergilenmektedir. Mılletvekıllığı- nın "olmazsa olmaz" koşulu, yasama çahşmalanna katılması ve katkıda bu- lunmasıdır Aksı davranışın 'yüce or- gan'a golge duşurduğu nedense gör- mezlıkten gelınmektedır Devam zorunluluğu: Anayasa, de- vamsız mılletvekıllen gıbı duşunme- mekte, konunun onemını ozellıkle v ur- gulamaktadır Yururlüktekı anayasanın 84 maddesı "... Meclis çalışmalanna özursiız olarak bir ay içinde toplam beş birleşim gunü kaülmayanlann uyeliği- nin diışmesineT> karar venlmesını on- gormuştur Toplantılara uzun süre ka- tılmayan mılletvekıllennın varlığı bası- na yansırken, gorevlılenn anayasal-ya- sal kurallann geregini yapmamalan du- şundurucu değıl mıdır9 Yürurlüktek) emredıcı kurallan go- zeteceğımıze ve uygulayacağimıza, yu- kanda değındığımız gıbı yenı ve bun- yemıze uyarlığı kesınlıkle tartışmalı, yabancı çozumler onererek durumu kurtarmaya çalışıyoruz Polıtık arenadamılletvekılı sayısının altı yuze çıkanlmasının, senatonun ye- nıden oluşturulmasının yararlanndan sözedılırken, bıryandanda toplantı ye- ter sayısını altmışa ındırmenm, ustelık karar yeter sayısı aramamanın ne anla- mı olabılır9 Eğer Meclıs altmış mılletvekılıyle çalışabılecekse mılletvekılı sayısını ne- den yuz ellı veya ıkı yuze ındırmıyo- ruz9 Bır soru daha Toplanma yeter sa- yısı dışında kalabılecek olan yüzlerce mılletvekılının halk gozunde ışlevı ne olabıhr9 Demokrası, herkesın dıledığı gıbı davranabıleceğı rejım olarak değerlen- dınlemez Yasal-kural duzenlemelere saygı duyulduğu, hak yanında sorum- luluk bılıncının de yer ettığı oranda o ülkede çağdaşlıktan, uygarlıktan ve de- mokratık rejımın varlığından söz edılebılır ARADABIR TALIP APAYDIN Uratmeden Tüketmek... Toprak, uğrunda olen varsa vatandır" Okul kıtaplanndan eksık olmayan bu unlu şıırın bu dı- zesı, bırçok kuşaktan ınsanın belleğınde yeretmıştır Ken- dı toprağını savunurken doğrudur ve yerınde bır dızedır Başkalarının toprağını fethetmeye kalktın mı yanlıştır ve geçersızdır Bızım Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gıbı bugun de dun- yanın pek çok yennde ınsanlar kendı topraklarını savun- mak ıçın olumu goze alıyorlar Canlarını dışlenne takıp çarpışıyorlar Nıce olumsuz koşulları goğusleyerektoprak- larını "vatanları" yapmaya çalışıyorlar Gerçı "Kurtannca hemen vatan oluyormu" sorusu akla gelıyor. Toprağın va- tanlaşması ıçın ışlenmesı, uretıme açılması gerekıyor Tıp- kı ınsan gıbı toprak da eğıtılmeden değerlenmez, becerı- lennı (hunerlennı) ortaya koyamaz Kaba ve sevımsız kı- şılığını surdurur Can sıkıcı olur, kımse onu sevemez Du- şunun kı yüzlerce km tek bır ağaç yok, yeşıllık yok, yazın yanan kışın donan toprakların kıme ne yararı vardır'' In- sanlar bırakıpgıtmış terkedılmış Bırzamanlaroturulmuş buralarda, bellı Kalıntıları var Belkı şu tepeler ormanmış, şu duzluklertarlaymış, bağ-bahçeymış Eskıden ınsanlar buralarda çalışmışlar. yaşamışlar, mutlu olmuşlar Mutlu olunan yer vatandır Insan ışte orayı sever, gonlunde yu- celtır Kendını oraya adar. Acı tatlı nıce anılannın boy attı- ğı, emeğının alın terının ve sevgılennın yeşerdığı yerier, kut- sal bır kımlık taşır Yurtsevgısıdedığımızyuceduygu bel- lı mekânlara oturunca somutlaşır Oyle ıse ınsanın onem- lı bırozellığı toprağını vatanlaştırması, oturulur yaşanır ha- le getırmesı olmalıdır Boyle bır eğıtım almalıdır Çalışkan ve uretken bır ınsan en zor koşullar ıçınde bı- le toprağı yaşanır bır yer halıne getırebılır Emeğı geçtığı. alın ten aktığı ıçın de orası artık vatanlaşmış, dılımızın gu- zel sozcuğuyle yurtlaşmıştır Bunun ıçın ınsanın en başta uretıcı olması gerekır Bugunku toplumsal duzende bu yetmez elbet, urettığı urunlerın değerlendınlmesı devle- tın bu ınsanı ozendırmesı, desteklemesı gerekır Sınırları- mız ıçındekı toprakların tamamı aynı ozen ve sevgı ıle ış- lenecekse, vatanlaşacaksa, bunun onlemlerı var Oralar- da yaşayan yurttaşlarımız devletten her turlu ılgıyı gore- cek Her sorununa eğılınecek Çunku ulke toprağının ıs- sız bır koşesını yaşanır hale getırmek ıçın dıdınen o ınsan, cephede çarpışan askerden farksız Bızde tam tersı oldu 1960'lardan berı buyuk kentlere goçun temelınde kırsal kesım ınsanına ve o ınsanın terk ettığı topraklara ılgısızlık dramı yatar Devlet oraları goz- den çıkarmış gıbı duyarsız davrandı Işsız guçsuz, yoksul msanımız uretıcı bır eğıtımden geçınlmedı Kendısıne ış alanlan açılmadı lyı kotu urettıklen para etmedı Hıçbır so- rununa çozum getırılmedı Ne yapar bu ınsan, yennı yur- dunu terk edıp kentlerın kıyılarına doluştu Her bırının eko- nomık-kulturel btn bır sorunu var Onlara da doğru durust kulak veren olmadı Kentler bunca ınsanı kaldıramadığı ıçın perışan, Obur yandan ınsansız kalan, boşalan ulke top- raklan yurekler acısı bır ıssızlığı yaşıyor Terk edılmış, sa- hıpsız kalmış Bağlar bozulmuş, sular kurumuş, evler yı- kılmış Nastt yonettıldık bız boyle, nasıl getırıldık buralara? RECAİ ŞEYH0ĞLU BOHLU DEREBEYİNİN ÖLÛMÜ ÇIKTI Isteme adresi RK. 30,35372 Yeşılyurt-İZMİR Posta çek no: 688929 Edeıi: 60.000 TL llerl Kltabevl Yayınlan T.C UŞAK KADASTRO MAHKEMESI Esas 1990' 14 Karar 1994 321 Davacı Malıye Hazınesı davalılar Behı>e Baykal HacerCer- man, Gulten Cerman Gulseren Cerman Bulent Cerman Suna Cerman ve arkadasları arasındakı tespıte ıtıraz davasında dava- lılar Hacer Cerman - Gulten Cerman - Gulseren Cerman - Bu- lent Cerman - Nazan Cerman adreslerınde bulunamadıklanndan mahkeme ılamı ve temyız dılekçesının ılanen teblığıne karar ve- nlmıştır Yukanda ısımlen yazılı davalılann 7201 sayılı yasanın 28 ve 29 uncu maddelen gereğınce ılan olunur Basın 5763 Şeriata dayalı yönetim Şenatçılann, ıçlenne yuvalandıklan partılenmızı, DP ıle başlayan, hderlere sakal bptürme. sırt sıvazlatma ve gızlı pazarhklarda bulunma yontemlenyle kullanmada başanlı olageldıklen gorulmektedır AHMETYILDIZ G eçen yazımda (4 Ocak 1995) laıklık konusuna ılışkın go- ruşlenmı belırttıkten sonra bu >azıda da karşıt goruşle- re ve davranışlara konu edıl- mekte olan şenat kurallanna gore dev let yonetımı sorununun. demokra- sı-dın-polıtıka-lslam fıkhı yonlennden tar- tışılmasmı sıyasal gundemırruzın onemlı ge- reklennden bın olarak algılamaktavız -• Çağımızda, uygarlığın, onurlu yaşama- nın, daha mutlu yannlan gerçekleştırmenın ortamı ve bu ınsansal gereklenn gelıştınlıp >a>atılmasını sağlayacak duşunsel urunlenn kazanılıp olgunlaşabıldığı toplumsal ıklım. ancak demokratık bır rejımde oluşabılmek- tedır Bu nedenle. çağımızın "olmazsa ol- mazı" sayılan demokrası Turkıye'nın de tum obur sorunlarının çozum yollannı aça- cak bmncıl onemdekı sorunudur Nıce ozvenlerle kazanılıp odunvenleme- >ecek en vuce değerler sayılan "toplum ıçın bağımsızlık kışı ıçın ozgurlukveınsanhak- lan nın da gerçek nıtelıklen ıle yaşayabıle- ceklen bıncık rejım olan demokrasının kar- şıtlan arasında. > uce Tann'yı ve kutsal duy- guları bu amaçla kullananlann etkılennın artmakta olduğu gunumuzde bu konu>u oz nıtelıklen. amaçları ve tanhsel evnmı \ onlennden ırdelemey ı çok \ ararlı \e gerek- lı gorrnekteyız Şeriat kurallanna gore devlet vönetimi: Oncelıkle belırtmek ıstenz kı. devletın şe- nat kurallarına gore vonetılemeyeceğını sa- vunurken 'şenata karşıyım, kahrolsun şe- nat " turunden, İslama karşıtlık suçlama- sına gerekçe turetmeye eherışlı ve amaca daaslayararlı olmayan sovjemler kullanıl- mamalıdır Karşı olunması gereken konu, şeriat değil, çağımızda şeriat kurallanna go- re dev let vönetimi istemidir. Gerçekten şenat ınanış (ıtıkat). tapınış (ıbadet), devletlekışıler ve salt kışıler arası ılışkıler (muamelat-ı nas) ve yaptırımlar (ukubat)bolumlennı ıçeren Muslumanlığın tumunu kapsar Bu bölumlerden İslamın ozunuoluşturan ıtıkat ve ıbadete karşı olun- ması ınanç ozgurluğune deaykındır Muamelat-ı nas ıse. lslam fıkhı uyannca, zamanla değışmesı ongorulen kurallan da ıçenr Osmanlı halıfesmın onayladığı ve uy- guladığı Mecelle de "zamanla kurallann de- ğişeceğı gerçeğı yadsınamaz" der lslam yo- netımlen. bu değişım ve uygulama kuralla- nnı belırlemeyı ıçtıhatlarla sağlamakta ıdı- ler Fakat Abbası halıfesı, ıçtıhat tartışma- lanndan kaynaklanan çatışmalan gerekçe göstererek yetkisı de olmadığı halde, Içti- hat kapısını kapattığından, 1000 yılı aşkın bır sure bu yontemın uygulamaktan kalktı- ğıbırdonemyaşanmıştır Bugün, bu zaman- sal boşluğu da doldurucu yenı ıçtıhatlara kalkışmak, her yerde, her Müslumanın ka- bul edebıleceğı goruşler oluşturma olanak- sızlığı yuzunden ıçınden çıkılamaz tartış- malara ve kargaşalara yol açar, bu nedenle. itikat ve ibadete devletın, muamelata ve ukubata şenatın kanşmamastnı temel alan Atatûrkçü laıklık, bıncık çozüm nıtelığınde- dır Islamdan başka dınlen ınsanlığa sunanlar, yalnız dın ışlen ıle ılgılenırken, dûnya so- runlannı yuruten sıyasal yetkeler ve gorev- lıler vardı lslamda ıse. Hz Muhammet, peygamberlığı yanı sıra, devletın, hukume- tın, ordunun ve vargının başı kımlığı ıle, tum toplumsal ışlemlenn en ust yetkesı ış- lev ını görmekte ıdı Bu gorevlennı de Mus- luman olmadıklanndan, şenata uyma duru- munda olmayan yurttaşlanna karşı da yap- makta ıdı Boylece dınle doğrudan ılgısı olmayan, hatta başka dınlerden olanlann da dunya ış- lennı yurutme durumunda bulunuyordu Bu nedenle hem herkes ıçın hem de gelışmele- re uygun olacak bıçımde, ılkel çağdan (Câ- hılıye donemı) uza>-bılgı çağına gelıştekı butun değışımlenn muamclat şeriatmda da koşut değışıklıklen ongoren "nkhın, kural- lannın zamanla değişimi" ılkesı dınsel bır gerektır Bu bakımdan, bugun, şenatın 14 vuzyıl oncekı bıçımı ıle uygulanmasını ıs- temek "Fıkıhtan bana ne, gecmiş bıitün İs- lam yönetimleri yanlış vaptı. İslamın bu de- ğişim ilkesi artık geçersizdir'" anlamına ge- lır kı kımsenın de haddı olmayan yenı bır peygamberlık savı olur bu Şeriata dayanan devlet duzeninde demok- rası var olamaz: Çağdaş demokrasının ol- mazsa olmazlannın başında gelen çoğulcu- luk (ıdeolojık. örgutsel, duşunsel), tekılcı (tevhıd dmı) olan İslamın muamelat bolu- muıleuyuşamaz Bugünku hukukun üstun- luğu ve ınsan haklan anlayışı da şenat ku- rallan ıle uyum halınde değıldır Suudı Ara- bıstan, bu nedenle. Insan Haklan Evrensel Bıldırgesı'nı kabul etmedı Şenatla yönetı- len ulkelenn hıçbınnde demokrasının yaşa- yamamasıdabundandır Bızım şenatçılann etkısındekı sağcı partılenn gerçek çağdaş demokrasıyı ıçlenne sındırememelen de bu tutumun Turkıye'dekı orneğıdır Şenatçıla- nn, ıçlenne yuvalandıklan partılenmızı, DP ıle başlayan, hderlere sakal öpturme, sırt st- vazlatına ve gtzlı pazarhklarda bulunma yontemlenyle kullanmada başanlı olagel- dıklen gorulmektedır Bu kesım, 12 Eylul- culen de gudumlenne alarak, Turk Sılahlı Kuvvetlen'nm geleneklenne aykın bıçım- de kullanmada etkın olmuştur Bugun de çağdışı-antı laıkhğın gucu olan dınsel gıy- sılı kara balınanın görunen kesımı RP ol- makla bırlıkte, gövdesı, tum obur partılenn yapısı ıle butunleşerek, demokrasıye engel- İer turetedurmaktadır Egemenlik, Tann'nın değil ulusundur: 1808'de Osmanlı halıfesmın bıle kabul ettı- ğı bu ılkeyı hâlâdabenımsemeyenler\ardır Bûtun evrenın egemenı olan Tann'yı. bır de değışık rejımlen olan çok sayıda ülkenın de egemenı saymak, uluslan buna layık gorme- menın de otesınde. tum ulkelen, rejımlen ve dınlen İslamın tekılcı egemenlığme soka- bılme kuruntusu olabılır ancak Işte bu sıya- sal ve dınsel gerçekler karşısmda. dın-polı- tıka aynmı ıle salt dınsel olan yönlerde dın kurallannın ve dunyasal yönlerde de sıyasal kurallann uygulanması polıtıkası, geçerlı bı- ncık çözûmdur Bu ılkeyı anayasasında yaz- mayan uygar ülkeler de uygulamalannda la- ıkhğın gereklenne gore dev letı yönetırler Bu gerçeğın ayırdında olanlar, îslamın tûmü anlamına gelen şenata değıl, devlet yonetı- mının şenat kurallanna dayatılmasına karşı olduklannı soylemelıdırler Böylece, gerek- sız yerde, dın karşıtı suçlamasma hedef ol- mazlar ve bu suçlamadan yarar umanlann da oyununa gelmezler Sonuç olarak, şenata da- yalı duzenı savunanlar, bu anlamsız ınattan vazgeçmelı ve karşıtlan da, dın duşmanı ol- duklan sanısını veren so>lemlen kullan- mamalıdır PENCERE TARTIŞMA Hangi Yaşar Kemal? olnden\aşar Kemal'e yazan Sayın Dr Balkar Vekebaş'ın g e l vazısını 4 şubat gunu Cumhurıyet gazetesınde okurken yurttaş olmanın sorumluluğunu \e devlete sahıp çıkmanın heve- canını vaşadım Yekebaş'ın cumhunyet kuşağının yakından tanıdığı a>dınlann adıyia kurguladığı duşuncelere katılmamak elde değıl Gerçekten, "29 Ekim 1923'te kurulduğundan bugiıne kadar, Turkive Cumhurivetı davanılmaz bir işkence ve zulum sistemi oluşturmuştur" dıyen bununla da yetınmey- erek. "1946'da çok partili sis- tem kurulana kadar cumhunvet vonetiminin baskısı Anadolu ustunde buldozer ağırlığı ile tufan gibi esti" dıye- bılen Yaşar Kemal hangı Yaşar KemaP Yurtıçınde, yurtdışında onca odulun. Legıon d'Honneur Nışanı nın sahıbı 'unlıi' \aşar Kemal mı9 Her yapıtıyla gonüllere ayn bır 'taht' kuran Yaşar Kemal mı1 Evet, bu sozlenn sahıbı bunlar- dan hangısı 0 Eğer, bu Kemal bızım btldığımız, sevdığımız, saydığımız Yaşar Kemal ıse bu Kemal'ın ulusuna ve devletıne karşı sorumluluğu yok mu9 Buna, "Var" dıyorlarsa, o zaman bu sozlen hangı sorum- luluk duygusuyla soyledıler 9 Bunlan anlamak, bunlara, "Olabflir" demek olası değıl Demek oluyor kı bır ınsan onca yapıtı verebılıyor onca odulu, nışanı alabılıjor Unlenıyor Unû, uluslararası boyutlara da ulaşıyor Aranan, sevılen, sayılan bın oluyor Ama tum bunlar o ınsanın 'sorumluluk' yetısını kazan- masına yetmıyor Yukanya alıntılanan sozler, sorumluluk yetısı olan bırının söyleyeceğı sozler olamaz Evet, ısteyen herkes, beğenme- dığı, rahatsız olduğu bır duzen- le mücadele eder, etmelı de Ama mücadelenın yolu ve yontemı bu olmamalı 1923 De\Timrne saldımıak. dağirmak. bolmek, parçala- mak, 'yurtta^m' dıyen bınnın yontemı olmamalı Bız, onun ceza alması ısteğınde değılız Düşuncesını kınama hakkımızı kullanarak eleştınyonız onu9 Nivazi Ünsal ILAN T.C. SARIYERSLLH HUKUKHÂKtMLİĞİ Savı 1993 67 H Vası Mahkememı/ın 1993 67 H Vası dosyasında evvelce tavın edılen vası İmam Surucu'nun bu gorevden affı ıle ycrınc kuçuklcr Cumalı Surucu ve Vusuf Surucu'yc ağabeylerı Hasan Surucu'nun vası olarak atandığı hususu ılan olunur Basın <İX92 T.C. HÜKÜM ÖZETİ İLANI ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESI EsasNo 1994/76 Vası Karar No 1995/1 Vası Zeytınburnu Sulh Hukuk Mahkemesı tarafından verılen 25 1 1995 tarıhh ve 1994/76 vası esas 1995/1 vası karar sayılı ılamla yaş kuçukluğu sebebı ıle Hulya Cıhan a ağabeyı Metın Cıhan vası tjyın tdılmıştır Bu husus ılan olunur 25 I 1995 Basın 5995 Kadınlarımız Uyamrken... Istanbul'dakı kadın kuruluşları, guzel bır ışbırlığını gerçek- leştırdıler 32 demek ve vakıftan oluşan yenı çatının altında, her kuruluş, kendı yapısını surdurecek, ama 'Kadın Kuruluş- lan Bırlığı' adı altında kadınlarımız butunleşıyoriar Ortak paydaları 1) Laıklık 2) Eşıtltk 3) Demokrası llencı kesımdekı bolunmuşluğu ve dağınıklığı gıderme yo- lunda bır adım • 1923 Devrımı'nın kadın hakları konusundakı atılımı, ınanı- lır gıbı değıldır, ulusal demokratık devrımın en olumlu yanla- nndan bınnı oluşturur, Turkıye, bu alanda Avrupa'yı sollamış- tır 1789 Devrımı ınsanlık tarıhının donum noktasıydı, ama ıçe- nğınde kadın haklan yok sayılır, Aydınlanma 'nın kadına ulaş- ması ıçın 20'ncı yuzyıl mı beklenecektı1 ? Ne yazık kı bu bır gerçek1 Pekı bu gecıkme neden? Laıklık devnmıyle ınsan haklannın ekonomık altyapısı, sa- nayı devnmı uzenne temellenır Kadın fabrıkada çalışmaya başlayınca, ışler değıştı Sermayecının ucuz emekçıye ge- reksınımı vardı Kadın, çalışmayaşamınakatıldıkça, evın dort duvarı arasından kurtulup kışılığını kazandı, haklarını savu- nafcnlecek guce erıştı 19'uncu yuzyılın son çeyreğı, Avrupa da kadın haklan ıçın dışe dış goze goz savaşım donemıdır Erkek egemenlığının surduğu toplumlarda, kadının ınsanlaşma yolunda yuruye- bılmesı kolay olmadı Çunku kadın, gerı bıraktınlmış, ezılmış, hortanmış, ıkıncı sınrf yaratık sayılmıştı, kutsal kıtaplar kadın- lara lyı gozle bakmaz, aşağılayıcı bır yaklaşım ıçınde ele alır, erkeğın ustunluğu dınsel ınançlarla pekıştınlır 20'ıncı yuzyıla gıren Batı'nın hıçbır ulkesınde kadın seçme ve seçılme haklarına kavuşamamıştı Ya Turkıye'de? 19'uncu yuzyılda bızım kadınımızı vurgulayan sozcukler, "peçe, çarşaf, harem ve kafes"t\r Osmanlı, sanayıleşmeden uzaktaydı, kadının hukukunu buyuk olçude şenat belırlıyordu sıyasal haklan ıse kımse ak- lına getıremezdı, erkekler ıçın var olmayan seçme ve seçıl- me hakkı "eksık etek"\ere ya da "saçı uzun aklı kısa taıfe-ı n;sa"ya mı ventecektı'? • 20'ıncı yuzyıla gıren ınsanlığı buyuk değışımler beklryordu, kadın hakları gundemdeydı Kadın oy hakkını Ingıltere'de 1928'de kazandı Norveç'te oy hakkına 1907'de kavuştu Fınlandıya'da 1906'da Fransız kadını erkeklerle bırlıkte sandık baştna gıdıp oy ata- bılme olanağına 1945'te erıştı ABD'de 1929 yılı kadınlar ıçın donum noktasıdır Almanya'da bu tanh 1918 dır Ya Turkıye'de? 1926'da Yurttaşlık Yasası benımsendı, 1934, kadınlann, seçme ve seçılme haklarının sağlandığı yıldır ama her ıkı ol- gunun temelınde kadının alın terı yok sayılır • Turkıye'de kadın ınsanlık haklarına kavuşmak ıçın uğraş vermemış, savaşıma gırmemıştır Endustn devnmınden uzak- ta yaşayan bırtanm ulkesınde demokratık atılımlar ancak yu- kandan aşağıya dogru gerçekleştınlebılırdı Bugun ış değıştı Kadın uğraş vermeden sağladığı tum haklannı yıtırme teh- lıkesı karşısındadır, şenatçılık ulkede ılerledıkçe, bu tehlıke de buyuyecektır kadını ıkıncı sınıf ınsan sayan dınsel bağ- nazlık, hortladı, saldırıyor 21'ncı yuzyıla gırerken Turkıyemız'ı şeriata karşı koruya- cak en etkılı guç, kadınlarımız olmalı BAŞSAĞLIĞI Lıse lngılızce oğretmenı, Denızlı TOS Başkanı, Oberhausen'dakı ışçı çocuklannın Turkçe oğretmenı, Ortadoğu Yayınevı'nın kurucusu ve yonetıcısı, laık, demokrat, devnmcı, banşçı dostumuz, ağabeyımız, kardeşımız HÜSEYÎN ÇÖLGEÇEN'İ 26 Ocak 1995 Perşembe gunu yıtırdık Acımız buyuktur Tum sevenlenne. dostlanna. öğrencılenne ve aılesıne başsaglığı dıîenz Türkiveli Yazarlar Çalışma Grubu u>elen \t- vakın arka- daşlan: Meviut Asar, DJek A»ar, Ozlenı A»ar, Selinı 4sar, \li Arslan. Zekı Ar^lan. Ha^nıet \taso\. \. Havdar A\cı, Osmaıı \\<lenvir. Fakır Ba\kurt. Muzaffer Ba\kurt, Tonguç Bavkurt, Işık 4>ken - Bavkurt, Tavları Ayken, Sonmez Dede - Ba> kurt. Hakan Dede, Onur Dede, Alı Ozenç Çajüar, Sal)n Çakır. Moila Denurel. Sakine Demirel, Hanıza Denıirel, Lıpntje Enıek, G<-rard B. Erdbrink, \ücel Fevzioğiu, Bahattin Genucı, Doğan Gorsev, WaD Gozatan, Şıde Gozatan, Metin Gur, Insaf Gıır. Ali I;ık, Ha>->a İçik. Novuı Karahasan, Aydın Karahasan. Mehnıet tlhaıı Ka>a. \dalet Koçak. Anıl Koçak, Helga Kolıne, HartHig Mau. \a^r Miraç, Keiko Nonako, Gabnele Ozgcnturk. Ranıazan Ozgenturk. tsmail, Lale >e Seluu Ozgenturk, \hıııet Sffa. Oznıen Sefa, Zeki Tajh. Semra Teb*r, Serol Teber, Murat Tunrel, Sehua l ııal, Halit l nal. l nıit l nal, Onur Unal, Kemal Yalçın, Şafak \alem, Can Yoksul. TEŞEKKÜR RTBTUBirCI ] L: s !J n cE 111115 Derneöımız şubelerınce duzenlenen, "Muammer Aksoy, UŞur Mumcu" bırlıkte anma haftası etkınlıkle- nnde ılgısını esırgemeyen goz bebeğımız Cumhunye- tımızın 71 yıllık savunucusu Cumhurıyet gazetesı ve gazetenın ozvenlı tum çalışanlanna, aynca Eskışehır, Bozoyuk, Sakarya, Kocaelı, Istanbul, Bursa, Susuriuk ve Balıkesır şubelerımızın etkınlıklerıne konuşmacı olarak katılan ilhan Selçuk, Muzaffer Aksoy, Ceyhan Mumcu, Şukran Soner, Mustafa Balbay, Gurbuz Tu- fekçı, Ayyuk Erenberk, Mustafa Kupçu ıle sanatçıları- mız Selaa Bağcan ve Osman Bayman, sunucu Aslı Ongoren ve Eskışehır Tıyatro Kumpanyası'na, salon- ları dolduran ATATURK sevgısıyle dolu nalkımıza, ızle- me olanağı bulamamış Anadolu aydınlanmasına go- nul veren Aksoy-Mumcu aydınlığının tum surduru- culerıne, ulkemızın bırlığı ve aydınlanması adına te- şekkurienmızı sunanz ATATÛRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞI GENEL MERKEZİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle