28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 1995 PA2AR HABERLER Şehit polise tören • İstanbul Haber Servisi - DYP Pendik Seçım Irtıbat Biirosu'na önceki gün yapılan silahlı saldında hayatını kaybeden polis memuru Adil Gözalıcı. törenle toprağa verildi. Şehit polis Adil Gözalıcı için önce Pendik Emniyet Müdürlüğü önünde bir tören düzenlendi. Törende konuşan istanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, "Kurşun. sadece polisimize sıkılmadı. Inanıyoruz ki sıkılan kurşun. Türk demokrasisine sıkılmıştır. Şehidimiz demokrasi şehididir" dedi. Adil Gözalıcı'nın cenazesi. daha sonra Pendik Irşat Camii'ne setirilerek burada öğleyın kılınan namazin ardından Kartal Yakacık Mezarlığf nda toprağa verildi. Serik'te hortumr Ardahan'da (rtına • Haber Merkezi - Antalya'nın Serik ilçesinde dün sabah meydaııa gelen hortum. çok sayıda cam ve plastfk seraya zarar verdi. Serik Ilçe farım Müdürlüğü yetkilileri, tahmini zarann 15 milyar lira dolavında olduğunu kaydettiler. Ardahan'da da hızı zaman zaman saarte 100 kilometreyi bulan tırtına bazı evlerin çatılarında hasara yol açtı. Karayollarındaki sis ve buzlanma nedeniyle de ulaşım güçlükle sağlanıyor. Seçim turunda kaza • İstanbul Haber Servisi - Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) Genel Başkanı Cem Boyner'in tstanbul'daki seçim turu sırasmda. seçım otobüsünün iizerinden düşen iki kişi yaralandı. Boyner'in içinde bulunduğu seçim otobüsü Zeytinburnu'nda bir üst geçıdin altından geçerken otobüsün üzerinde bulunan Ayça Gökçe (18) ile Serdar Özpoyraz (25) adlı panililer geçide takılarak yere düştüler. Gökçe ve Poyraz konvoydakı partilılerce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlarak tedavi altına alındılar. Yaralılann hastaneye kaldırılmasından sonra yoluna devam eden YDH seçim otobüsü. az ileride bulanan ikinci bir üst geçide çarptı. Otobüste maddi zarar meydana geldi. GEREDE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1992 22 Davacı Hazineyi izafeten Gerede Mal Müdürlüğü ve- kilı tarafindan da\alılar Şe- rife Çınar \e 10 arkada:?ı aleyhine açmış olduğu tapu iptali \e tescil davasmın ve- rilen ara karar gereğınee: Davalılardan Gerede Ka- vacık kövünde ikamet ettıği bildirılen Şerıfe Çınar adına çıkarılan duruşma günü \e dav a dilekçesinin teblig edil- mediğı, davalının zabıtaca yaptırılan adres tahkikinde de da\alının teblıgata yarar sarıh adresının tespit edıle- medığinden ılanen tcblığine karar \erildığinden. mahke- memizde görülınekte olan iş bu tapu iptali ve tescil dava- sının 2.4.1996 gün ve saat 11.00'de yapılacak duruş- masına bizzat gelmesi. du- ruşmaya gglmediğı veya bir vekille temsıl ettinnediği takdirde duruşmaya gıyabın- da devam edılip karar verile- ceği hususu. dava dilekçesi ve duruşma günü yerine ka- im olmak üzere ilanen tebliğ olunur Basın: 62316 ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1994917 Esas Dav acılar Mehmet Say ve Ramazan Erbi \ ekilı tarat'ın- dan davalılar Halil ve Hani- fe Bılgili mirasçıları Akile Bayık-Ha\v a Torun- Kemal Bilgili-Ahmet Hikmet Bilgi- li aleyhine açılan Antalya Merkez Kırgöz Yeniköy 215 nolu parseldeki Hanıfe ve Halil Bılgili adlarına kayıtlı olan toplam 4.24 hissestnin iptali ile rnü\ekkilleri adına tescilinı talep eden işbu da- va dilekçesi. davalılar adına tebliğe \ erilmiş olup teblıgat >apılatrıadığı gıbı yaptırılan zabıta araştırmasında da ad- reslerinın tespit edilemedı- ğinden ılanen teblığıne karar verilmişolmakla: Davalılara da\a dilekçesi yerine kaim olmak üzere ila- nen teblığıne duruşmanın bı- rakıldığı 7.2.1996 günü saat IÛ.2Ö"deki dumşnıaya biz- zat gelmeleri \cya kendileri- nı bir vekille temsıl ettınne- dikleri takdirde. yargılama- ya yokluklannda dev am edı- îip karar verileeeöı HUMK'nin 509 md hususu ılanen tebliâ olunur. 29.6.1995 Basın: 32869 Yazanmız Uğur Mumcu'nun katledilişinin iizerinden 35 ay geçti Mumcu'nun faili lıâlâ meçhulEVİNGÖKTAŞ ANKARA - Yazanmız Uğur Ylum- eıTnun katledilişinin üzerinden tam 35 ay geçmesine karşın. dosyası Ankara Devlet ĞüvenlikMahkemesı"ndeki(DGM)birçe- lik dolapta tutulduğu belirtilen soruştur- mada hiçbir somut ilerleme sağlanamadı. İçişlerı Bakanı Teoman Ünüsan. Mum- cu suikastı ile ilgili soruşturmanın peşmi bırakmadıklarını belirtirken "olayın er ve- ya geç aydınlanıp zanlılann yakalanacağı- nı" öne sürdü. Suikastın üzerinde önemle durduklannı kaydeden Üniisan. "Bu tür su- ikastları kısa sürede aydınlatmak çok zor. Faili meçhul suikastların hepsini birden ay- dınlatmak miimkün değil. Çünkü bu tür olaylann hepsi birbirine bağlı" dedi. • Soruşturma yerinde sayarken tçişleri Bakanı Ünüsan, cinayetin kısa sürede aydınlatılmasının zor olduğunu savundu. Milli Savunma Bakanı Tanır da soruşturmayı savsaklayan Savcı Ülkü Coşkun'la ilgili dosyanın incelendiğini kaydetti. Mumcu dosyası DGM'de çelik bir dolapta saklanıyor. Ünüsan. İstanbul'da geçen günlerde şe- riatçı Islami Hareket Örgütü'nedHÖIyö- nelik operasyon yapıldığını anımsatarak Cumhuriyef'e şunlan söyledi: "Polis, bu operasyonda yakalanan mili- tanlannÇetin Emeç*eTuran Dursuncina- yetlerine karıştıklannı saptadı. Bir olayın üzerinegidiyorsun. başka bir olayı ortayaçı* kanyorsun. Başka bir olay ın ü/erine gider- ken, öbiir olayı ay dınlahy orsun. \ani bu tür olaylar, tümüyle birbiriy le bağlantılı. Yann başka bir operasyonda, bakarsınız Uğur Mumcu cinayeti de aydınlanmış." Ulkü Coşkun dosyası Milli Savunma Bakanı \efa Tanır, ilk asamada "DG.M Savcısı~ sıfatıy la üstlendi- ei soruşturmayı savsakladıöı öne sürülen Ankara 2 No'l'u DGM Yedek Hâkımi Ülkü Coşkuna verilmesı ıstenen dısiplin cezası ile ilgili istemin değerlendirildiğini söyle- di. Mumcu soruşturmasını sa\sakladığı Demiral, olayı çözemeden emekli oldu Soruşturmada yargı ihmaliANK.\R4 (CumhuriyetBürosu) - Gazetinıiz yazarı Uğur Mum- cu'nun yaşamını yitırmesine neden olan bombaii suikastın üzerinden 35 ay geçmesine karşın. olayın aydın- latılmasına ilişkin hiçbir gelişme sağlanamadı. Suikasttan sonra. polisin olay ye- rindeki kanıtları çalı süpürgesiyle süpürüp yok etmesinin ardından. skandala \yran bir dizj gelişme ya- şandı. Soruşturmayı yürüten Devlet Gü\enlik Niahkcmesi (DGM) Baş- sa\cısı Nusret Demiral. herseferin- de "dlavın dış kaynaklı ve faillerinin yakalanmasının zor olduğunu" öne sürdü. Demiral. soruşturma aşanıa- sında kendisinden talimat alarak gö- re\ yapan polisi de "•dikkatsizlik"le suçladı Demiral, olay tarıhınden önce Mumcu"nun aracıııa bomba yerleş- tirenleri gördüğünü açıklayan Ay- hanAydın'ı "ya- lancı tanıklıkİa" suçlayıp hakkın- da "iftira" da\ a- sı açtırdı. Mumcu'nun eşi Ciikial Mum- cu. soruşturmayı ılk aşamada yü- rüten DGM Sav- cısı Ü/kii Cos- kun'un ifadesini alırken. "Bu işi devlet yapmıştır. siyasi iktidar is- terse çözülür" dedığini belirterek. soruşturmanın savsaklandığı gerek- çesiyle Adalet Bakanlığf na bir di- lekçe \erdi. Coşkun'un askeri savcı olması nedeniyle. Adalet Bakanlığı. Milli Savunma Bakanlıgf na birya- zı yazarak gerekli işlemin yapılma- sını istedı. Mıllı Savunma Bakanlı- ğı ise gerekli soruş- turmanın yapılarak yazının yenideı> gönderilmesinı iste- di. Dönemin Adalet Bakatiı Mehmet Moğultay. adalet mütettışferıni gö- revlendırerek. Coş- kun'la ilgili incele- ıne başlattı. Müfet- ti^lerin hazırladığı ilk inceleme rapo- runda. savcının gö- re\ i savsakladıöı vurgulandı. Ana raporda da savsak- lama görüşüne yer verılerek. Coş- kun'un soruşturmaya gerekeıı öne- mi \ermediği kaydedifdi. Raporda. Coşkun hakkında "disiplinsizlik ce- zası" uygulanması istendi. Demiral. olay çözülmeden eınek- li oldu ve MHP'den mılletvekilliüı- ne adaylığını koydu. TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nca hazırla- nan rapor. DYP'li üyelerce budan- maya çalışıldı. DYP'li komisyon üyeleri İsmail Köse.Melih Pabuççu- oğlu, Nevzat Ercan ve Osınan Sey- fi. Mumcu suikastını savsaklayanla- ra ilişkin suç duyurusu istemlerinin "faili meçhul cinayerJerin de\1etgöl- gesi altında işlendiği i/Jenimi yarat- tığı" gerekçesiyle rapordan çıkarıl- masını istediler. DYPIi üyeler, Mumcu ailesinin rapordan "kişisel çıkar" sağlayacağını belirterek ko- misyonu da buna alet olmakia suç- ladılar. Mumcu suikastını birinci elden yürüten Ankara Emniyet Müdürlü- ğü Sag Terör Masası amirinin, Em- niyet Müdürü Orhan Taşanlar tara- fından Istanbul'a götürülmesi de so- ruşturmayı çıkmaza soktu. Adalet Bakanlığı müfettişlennce belirle- nen Coşkun a verilmesı öngörülendisiplin cezası. eski Bakan MehmetGölhan tarafın- dan işleme konulmamıştı. Yazanmızın eşi Güldal Mumcu'nun. Adalet ve Milli Savunma bakanlıklarına. soruşturma sürecindeki aksaklıklara iliş- kin yaptıgı başvurular üzerine başlatılan soruşturma sürecınde. halen Ankara 2 No'lu DGVf"de yedek üye olarak görev ya- pan kıdemli Binbaşı Coşkun hakkında. "di- siplin cezası mgulanması" öngörülmüştü. Adalet Bakanlığı müfettişlennce yapı- lan soruşturmada. Mumcu soruşturmasını bizzat yürütmeverek güvenlik güçlerine bı- rakan ve Islami Hareket Örgütü (İHÖ> sa- nıklannın yakalanma tutanaklanndaki ta- rih tahrifatlannı 7 ay gecik- meli olarak. basında yer al- masının ardından dikkate alan Coşkun hakkında. "Doğrudan kra etnıesi gere- ken işlenıleri yerine getirme- mek suretivle arzulanan öz- veri \e duyarlılığı gösterme- diği izfenimini uyandıracak tutum izlediği. "Bu ışi dev let yapmıştır. Siyasi iktidar ıs- terse çözülür' biçimindeki sözleriyle olaya bakış açısını diJe getirdiöj. bu nedenleıie hakkında disiplin cezası tayi- ni gerektiği'' sonucuna vanl- mıştı. Mumcu soruşturmasını doğrudan yürütmemesini. "DGM Başsavcıhğı'nda ge- celi-uündüzlü araştırma ve sorgulama yapılmasının mümkün olmadığı" ve "za- man ve inıkân şartlarının ye- tersizJiğı"" gerekçelenne da- yandıran Coşkun, suikastın "İslami Hareket Örgütü ile bağlantılı olmadığının bilin- diğini, bu nedenle bağlantı- nın araştınlmadığınr sav un- muş, ancak bu bilginin da- yanagını açıklamamıştı. MKRO Dinci gericilerce katledilişinin 65. yılında anıtı başında tören düzenlendi Devrim şehidi Kubilay anıldıİZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su)- Devrim şehidi Kubilav gencı- lerce katledilişinin 65. yılında Me- nemen Yıldıztepe'dekı anıtı önün- de törenle anıldı. Törene. Atatürk- çü Düşünce Derneğı lzmir ve Ege şubeleri yetkılılen.\'lenemen Top- çu Alay Komutanlığı adına subay ve astsubay lar ile ilk ve orta dere- celi okullardan öğrenciler katıidı- lar. Anıtta yapılan törcnden sonra Kubilay'ın katledildiğı Gazez Ca- mısı avlusuna karanfıl bırakmak amacıy la gitmek isteyen bir grup, polis tarat'ındaıı engeİlendı. Cami- ye gıdebilen bir diğer grup ise av- iuya ve Atatürk Anıtı'na karanfil- ler bıraktı, Atatürk"ün "GençBğe Hitabesi' okundu. Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, Kubılay'ın şehit edılişinin yıldönüınündeyayımladığı mesaj- da. "Menemen'de girişilen mil- letle \e devleti karşı karşıya ge- tirme tertibi halkımızın sağdu- yusu ve devletin kararlılığıyla bozulmuştur" dedi. Demırel me- sajında. kubılay'ı birkezdaha rah- metle andığını belirterek. bu men- furolavı kınadığını bıldırdi. Yobaz saldınsı Dün sabah saatlerinde Mene- men'dekı Kubilay Anıtı önünde başlayan tö- rende konuşan Kavmakam Mehmet Özcan. olayın Menemen'degercekleşmesinden duy- duğu üzüntüyü dıle getirdi. Daha sonra Ilçe Milli Eğıtım Vfüdürü Mithat GüzeL Beledi- ye Başkanı tlhamiGürso>. ADD lzmir Şube- si Başkanı İskender Ozturanh \e Garnızon Komutanlığı adına Süleyman Akın birer ko- nuşma yaptılar. öğrencıler şiırler okudular. Konuşmacılar Atatürkçülüğün ülkenin teme- linde bulundugunu vurguladılar. Atatürkçü Düşünce Derneği lzmir Şubesi Başkanı İs- kender Özturanlı konuşmasında Kubilay'ın Atatürk devrim ve ilkelerini savundugu ıçin 65 y ıl önce bağnazlar ve yobazlann saldınsı- na uğrayarak Şehit edildiğini belirrti ve şun- lan söyledi: ~Ama Kubilaylar ölmez. binlerce Kubilay >ar bugün. Cumhuriyeti ve devrimi koruya- cak bir kuşak vardır. Cumhuriyeti gericilere ve yobazlara hiçbir zaman teslim etmevecek- De\ rim şehidi kubilay. katledilişinin 65. yılında Menemen ^'ıldı/tepe' > deki anıtı önünde törenle anıldı. M e n e m e n o l a y ı 23 Aralık I93ü'da Nakşıbendı tankatına bağlı İbrahim Hoca ve Derviş Mehmet'in kışkırtmasıyla Menemen halkının yeşıl bayrak aîtında toplanmasını isteyen mürtecılere (gerıci) müdahale etmek isteyen manganın başında bulunan Yedeksubay Mustafa Fehmi Kubilay şehit edıldı. Ba>kaldırıcılar Kubilay'ı yaraladıktan sonra başını kesıp yeşil bayrağın ucuna takarak sokaklarda dolaştırdılar. iki bekçiyı de öldürdüler. Olava askeri bırlıkler müdahale ettiler. elebaşı Deı \ ış Mehmet ve iki adamı öldürüldü. Balıkesır, Manisa ve Menenıen'de sıkıyönetım ilan edıldı. 2200 kişı yargılandı. Cezaların tüm gericilere ibret olacak ^ekılde uygulanması ve Menemsn halkının başka yerlere göç ettırihnesi kararı alındı. bu karardân sonra vazgeçıldi. Aralarında Nakşibendi tarikatının öndegelenlerinden Esat Efendi'nin de bulunduğu 34 kişı idama mjhkûm oldu. Kubiluy "ın anısına Menemen'e anıt dikıldi. ler. Atatürk akla, bilime dayanarak laikliği kurmuştur. De\ leriıı temeline halkı getirvrek cumhuriyeti kurmuştur. De\ letin temelineak- lı getirerek laikliği bize armağan etmiştir. An- cak şimdi ise dev letin temellerine dinsel kural- lan getirmek isteyenler \ar. Eğer bunlargelir- se işiıı sunu ne demokrasi ne de cumhuriyet- tir. Bunun adı. seriattır. Şeriat bir faşizmdir. Nasıl faşizmde davadan döneni v urun emri varsa. şeriatta da aynısı vardır. Halkevleri'nin kapah/masıyla bugün Atatürkçü Düşünce Dernekleri Ata- türkçülüğü korumak durumunda kal- mışhr. Devrimciliksayesinde Atatürk her zaman yaşayacakor." Bu yılkı törenin, son yıllarda yapı- lanlann içinde en yoğun katılımlager- çekleştıği gözlendı. Konuşmalardan sonra törene katı- lanlar "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganı attılar. Bu arada. Kubilay'ın oĞlu Vedat Kubilay'ın. siyasi partile- rin tarikatçı. dıncı unsurlan barındır- masını protesto amacıyla törene katıl- madığı bıldırildi. Aydınlar yiirüdü Kubilay Anıtı'nda yapılan törenden sonra Atatürkçü Düşünce Dernegi üyeleri anıtın bulunduğu yerden Kubi- lay'ın katledıldiği Gazez Camıi'ne doğru yürüyüşe geçti ler. Polis. bu yü- rüyüşü Toplantı ve Gösterı Yasası'na ay'kın olduğu gerekçesiyle engelledı. Burada ilçe emniyet müdürü ile der- nek üyeleri arasında çıkan tartışma gergınlık yarattı. ADD üyeleri ülkede Atatürkçülüğü savunmanın bile polis eliy le engellen- meyeçalışıldığını belirtirken ılçe em- niyet müdürünün tutumunu protesto ettiler. Daha sonra bir grup otobüslere bındi- rilerek kent dışına çıkarıldı. Camıye otobüs- le ulaşabilen bırdiğergrup ise camı av lusun- da yuvarlak oluşturarak Atatürk'ün Gençlığe Hıtabesi'nı okuduktan sonra ellerındeki ka- ranfillen bırakarak aynldılar. Kubilay'ın öldürüîüşünün 65. yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Eğitim-Sen lzmir 1 No'luŞube Başkanı FikretDogan. 1930'da Türkiye'nin aydınlık gelecegıni ıstemeyen şe- riatçı yobazlann ayaklanmasını bastırmaya çalışan Kubilay'ın şehit edildiğini anımsata- rak "Dahasonra Kayseri'de.Çonım'da. Kon- ya'da. Kahramanmaraş'ta ortaya çıkan yo- baz gösterilerin en korkuncu, insan soyıına en yakışmayanı Sıvas'ta denenmiş ve 37 aydını- mız diri diri yakılmıştır" dedi. Bahriye l çok- lar'ı. Muammer Aksoylar'ı. Turan Dursun- lar'ı. L'ğur Mumcular'ı öldürenlerle Mene- men'de Kubılay'ı şehit edenlerin aynı zıhni- yetin temsilcileri olduğunu vurguladı. OTLAR I ORAL ÇALIŞLAR 1 950 seçimlerini hayal meyal hatırlıvorum. Tarsus'taki evimizde oto aküsü büyüklüğündeki pille çalışan Aga-baltic radyosu. o gece bozulduğu için seçim sonuçlarını ızleme olanağı kalmamıştı. Babam. radyonun bozukluğuna öfkesinden ve desteklediği partinin seçimleri kaybedeceği de az çok ortaya çıktığından oldukça sinirliydi. Annem gergin havayı yumuşatmak istemışti. "Tenekeci Mahmutlar'da radyo \ar haydi oraya gjdeüm" demışti. Tenekeci Maİımutlar'da meğerse radyo yokmuş. Annem bu durumu bilerek gidelim demiş, onlar da babamla aynı partiyi destekledikleri için beraber dertleşirler diye düşünmü^. Aradan tam 45 yıl geçti. Babam. 1968 yerel seçimlerinde Tarsus'tan belediye başkanı adayı oldu ve kazanamadı. Bir yıl sonra da kalp krizi geçirerek yaşama vcda ettı.Seçim geceleri hep babamı anımsanm. Her zaman heyecanlı, her zaman ilgiliydi. O yıllarda ne TV vardı ne de bilgısayar. Elime defteri kalemi tutuşturur ha bire se'çim sonuçlannı hcsaplatırdı. O dönenıde yalnızca devletin Ankara ve İstanbul radyolannda yayın yapılırdı.istanbul Radyosu Tarsus'tan dtnlenernezdi. Ankara Çocukluğumun seçim geceleriRadyosu ise zaman zaman parazit yapar ve yayınları doğru düriist anlaşılamazdı. Birçeyiz sandığı büyüklüğündeki radyomuz tutukluk yaptığı zamanlar onu yumruklayarak konuşturmaya çalışırdık. 1954 ve 1957 seçimlerini benzerbirruh hali içinde izlediğimizi hatırlıyorum. Babam kulağını radyoya dayıyor. yanıbaşında kâğıt ve kalemle bekleyen bana sonuçları yazma talimatı veriyordu. Sabaha karşı sonuçlardan unıudumuzu keserek yataklarımızın yolunu tutuyorduk. Babam 27 Mayıs'ı yaşadı. ama diğer iki askeri darbeyi göremeden yaşama vcda etti. Seçimlerimiz ise askeri darbelerlc kınla kınla bugünlere geldi. 1973 seçimlerini bcıı de birçok arkadaşimla birlıkte Mamak Askeri Cezaevi'nde geçirmiştim. 1950'li ve 1960'h yıllarda yapılan seçimlerin sonuçlarını ve kımlenn milletvekilliğini kazandığını günler sonra öğrenebilirdik. Şimdi. seçim gecesi 21.00'den itibarcıı ııeredey se bırkaç saat içerisinde sonuçları kesineyakın bir şekilde öğrenebiliyoruz. Çocukluğumdan bu yana seçimler bana hep eğlenceli ve heyecanlı bir yanş gibi gelir. Oy verme süresi biter bitmez sandıklarn birinden diğerine koşturur dururum. Sonuçlan bir an önce öğrenme merakı babamdan kalma bir alışkanlıktır. Simdi aynı alışkanlık aile içinde de sürüyor. Bu akşam. seçim heyccanımızı paylaşmak amacıyla sevdiğimiz bir dostumuzda toplanıp kendimizce yorumlar yapacağız. Seçim geceleri babamı anımsıyorum. Şimdi yaşasaydı. bilgisayarlan, TV ekranlarını görseydi ne derdi acaba diye düşünüyorum. Babam öldüğünden bu yana Türkiye'de teknoloji inanılmaz boyutlara ulaştı. haberleşme olağanüstü geîişıne kaydetti. Çoctıkluğumda köyümüzde araba yolu yoktu. Köye olaşmak için saatlerceyol yürümek zorunda kalırdık. Köyümüzün içecek ve kullanılacak suyu ise kilometrelerce öteden ııçılar içinde cşcklcrle taşınırdı. Susıızluk en biiyiik sorıııiclu. Köyimıü/iin en önemli üretimi ise üzümdü. Lzünıler taze olarak toplanır ve büyük şelıirlere gönderilirdi. O yıllarda ulaşım ve haberleşme sorunları yüzünden köylüler üzüm üretiminden doğru dürüst para kazanamazlardı ve yoksulluk diz boyuydu. Şimdi artık. amcamın köydeki evinin önündeki çeşmeden sular akıyor. Herkesin evinde TV \e telefon var. Birçok köylünün özel otomobili de evlerinin önünde duruyor. Çok nadir gıttiğim köyümüzdeki değişime baktığım zaman garip bir hüzne kapılıyorum. Babam bunlan görseydi nasıl birtepki gösterirdi acaba diye düşünüyorum. Çünkü köyün yola. suya kavuşması. üretiminin pazarlanması ve çağdaşlaşması için çok çaba sartetmiş ve gelişmeleri göremeden yaşama gözlerini kapatmıştı. Evet. dünya ve Türkiye o günlerden bu günlere çok mesafe aldı. Teknolojimiz. haberleşmemiz yüksek düzeylere ulaştı. Ya kafalarımız? Çağdaş bir ülke yaratabilecek biiinç düzeyimiz? Hoşgörü ve demokrasi anlayışımız? Bu alanlarda ne kadar ilerledığimizi iddia edebilıriz? Ne dersiniz?.. lyi bir seçim akşamı dilerim. DİNÇ TAYANÇ Pandora'nın Kutusu Pazar sabahıyla başlayan "iş günü "nün pazarte- si akşamı kaçlarda noktalanabileceği düşüncesinin .yorgunluğcîyla çıkıyorum evden. Tam otobüse bine- ceğim, nereden tanıdığımı kestiremediğim birtanış(!) sanki yerden bıtiyor... Birlıkte biniyoruz... Yol boyu, oradan buradan laf açıp duruyor, bense bir türlü ne- reden tanıştığımızı çıkaramıyorum. Kadıköy'de gene birlikte iniyoruz otobüsten ki ta- nımadığım tanışım ansızın "aaa, yerdeki zarfa bak" diyor. Bakıyorum, gerçekten de tam ayağımın dibin- de kapalı birzarf... "Albakatım" buyuruyor zoraki tanışım. Eğilip alıyorum: gerçekten de ağzı sımsıkı kapalı ve de içinde "birşeyler" olan bir zarf... Ne olduğunu anlamadan, gene birlikte, biniyoruz vapura. Belki kurtulurum umuduyla, açıkta oturaca- ğımı söylüyorum; tınmadan benle birlikte çıkıyor açı- ğa... Oturur dturmaz başlıyor ısrara "açsana şu zarfı, kısmetin gibi ayağına geldi işte" diyerekten. Herifin kim olduğunu çıkarabilsem açacağım da aklıma İstanbul argosunun özgün deyimi takılıveri- yor; zarfçılık ya da zarf atmak! Ya herif zarfçı olup da bana zarf atıyorsa? Tutup zarfı açacağım. içinden olmadık bir şey çıkacak: zarf- çım "busenin hakkın"^diyecek; sonra şerikleri tepe- me üşüşüp "bunun içinde çıkandan çok fazlası var- dı. Senyürüttün. Verbakalımgeri" diye yakama ya- pışacaklar: zarfçım da onları destekleyecek... Al başına belayı! Lafı boğmak için Pandora'nın öyküsünü anlatma- ya koyuluyorum. Hani şu Olimpos tanrılarının yeryü- züne armağan ettikleri ilk hatun Pandora. Mitoloji- ye göre Tanrıbaşı Zeus. bir de kutu armağan ediyor Pandora'ya ve tembihliyor "bu kutuyu açmaya kalk- ma. Yoksa basına öyle tşleraçıltr ki..." Pandora mmış dünyaya. ama içinde bir merak ki sormayın... Kutu, Pandora'ya bakıyor. Pandora ku- tuya... Bir gün, üç gün, bir yıl derken sonunda daya- namayıp açıyor kutuyu hanım kızımız. Açar açmaz da hırsızlıktan yobazlığa, ırkçılıktan bölücülüğe dün- yayı altüst edecek ne denli kötülük varsa kutudan fır- layıpyayılıveriyor... Pandora, ne ettiğinin ayrımına vanp kutuyu kapa- tıyor, ama çıkan çıkmış bir kez. Kutuda kala kala tek bir şey kalıyor; umut!.. Zoraki tanışımın mitolojıden falan anlayıp pây çı- karacağı yok. Tutup o da bir öykü anlatmaya koyu- luyor; Caius Julius Caesar'ın öyküsünü... Venüs'ün soyündan geldığine inanılan Caesar, isa'dan Once 101 yılında doğuyor ve 50 yılına gelin- ceye dek. tüm yaşamını Roma egemeni olma sava- şına adıyor. Üstelik bunu, yolunu tıkayacaklara 'çak- tırmadan' yapıyor. Çaktırmadığı için de boyuna yük- seliyor... Sonunda, yöneticilığini üstlendiğı Galya'da- ki isyanları bastırıyor ve kendi kendine "yüksel ki ye- rin bu yer değil" deyip kararını veriyor. italya'yı Ci- salpina'dan ayıran Rubicon Nehri üzerindeki 'yasak köprü'ye geldiğinde. isadan Önce 17 Aralık 50'de, atlarının gemini bir kasıp köprüye yöneliyor ve hızla Roma'ya yönelirken "zarlaratıldı" diyor. Caesar ya da Sezar'ın bu sözlerinin günümüzde de 'risk've 'yürekliliğin' simgesi olmayı sürdürdüğü- nü anlatıyor dostum(l) "Herzaratıp köprü geçen Sezarolabilseydi, dün- ya düşeş peşinde koşan kumanbazdan geçilmezdi" diyorum. kumarbazın hilecisinden geçildiğine pek de inanmaksızın. "Bu senin seçimin" diyor herifçioğlu sıntarak "is- ter yırtarsın o zarfı, ister açarsın..." Bendenız, şöyle bir düşünüyorum. Yırtsam bir tür- lü, açsam başka türlü... Kafamda birşimşekçakmış- çasına, güneşin altında parlayan denize atıveriyorum zarfı... Sonra da yüreğim rahat, yüreğim coşkulu dönüp "sen de kimsin" diyorum herifçioğlunun şaşkın yü- züne bir kahkaha fırlatarak... Ana fikir: İyilik yap denıze at, balık bilmezse halik bilir! Ana fikrin ana fikri: Halkına güvenmek yerine, za- nna güvenen Sezar bile olsa, ömrü uzun sürmez... Fazla mesai ücretleri ödenmedi Postacılar yılbaşı öncesi iş bıraktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Fazla mesai ile cumartesi-pazar ücretleri ödenmeyen postacılar ile gışe memurlan. yılbaşına bir hafta kala ış bırakma eylemi yaptılar. Ankara Yenımahalle Ankara Posta İşletmesi Merkezi'nin önünde dün sabah toplanan postacı ve gişe memurlan. halaylar eşliğinde fazla mesai ücretlerinin ödenmemesinı protesto ettiler. Türkiye Kamu Çaiışanları Konfederasyonu (Kamu- Sen) Genel Başkanı Resul Akay burada yaptığı konuşmada. Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü "nde çalışanların. KİT'lerde çalışanlar arasında en düşük ücreti alan grup olduğunu söyledi. Postacılann; gece. gündüz. kar. yağmur demeden akşanıa kadar mektup dağıftığmı anlatan Akay. pasta dağıtıcılannın bu nedenle ağır hastalıklara yakalandıklannı belirrti. Akay. konuşmasını şöyle sürdürdü: "Akşam mesaiye gelen personele 45 bin lira ücret ödenip, 60 bin lira akşam yenıeği parası verilmektedir. PDStacıiann sorunlarını çözmekle görev li genel nıüdüriük. sorunları görmezden gelerek personeli patlama noktasına getirmiştir. Çabalarımız sonucu Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 26. maddesi uyannca Devlet Personel Başkanlığı'ndan Bakanlar Kurulu karanvia belirienen tavan ücretleri aşmamak kaydıy la. skala ayarlama yetkisi istemiş. ancak Devlet Personel Başkanlığı bu isteği reddetmiştir." Akay. postacılann manız kaldığı uygulamalarn anayasanın 18. maddesine aykın olduğunu belirterek •"Postacılan zoria çalıştırmak isteyenler hakkında Vargitay Başsavcılığı'na suç duyurusunda buİunacağı/. Fazla çalışma ücretleri ödenmezse, bundan böyle cumartesi-pazar günleri çalışmayacağız1 * dedi. ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ sizlerie. ülkemiz için yapılabilecekleri görüşmek istivor. Tel.: 275 50 82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle