Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Kenterler'den insana ilişkin değerleri sorgulayan, 'ciddi' bir komedi: 'Ramiz ile Jülide'
üugımım 1ıırkıyesı nm oykusiL..
S
ovyetler Birliği'nin
çöİcüşü sonrasında
yaşanan ruhsal
dağınıklığın Türkiye'ye
yansıyan yönlerini ele alırken
kimi değerlerin yok sayıldığı.
kimilerinin de nasıl
'yükseldiği'ni anlatıyor
'Ramiz ile Jülide'.
B
ugünün Türkiyesi'nin
sosyal, etik konulannı
ve daha çok da aşkı,
yüceliği, saflığı gündeme
getiriyor. Ufacık tefecik
sahnelerle çok önemli
sorunlara pannak basıyor ve
dört insanın değil de aslında
bugünün Türkiyesi'nin
öyküsünü izliyoruz sahnede.
Dl'YGU DURGUN
Bir zamanlann ünlü futbol oyuncusu
Ramiz ile yine bir dönemin ünlü seks
yıldızı Jülide'nin, 1980 sonrası Türkiye-
si"nin 'yükselen değerler'atmosferinde
yıllar sonra yaşadıklan tutkulu. ironik
ilişkının öyküsü 'Ramiz ile Jülide'. Re-
fik Erduran'ın oyunu Kent Oyuncula-
n'nın >orumuyJa sahneleniyor. Vıldız
Kenter (Jülide), Müşfik Kenter (Ramız).
Şükran Güngör (Hayati) ve Özlem Çak-
man'ın (Nur) rol aldıklan oyunun yö-
netmenligını Mehmet Birkiye yapıyor.
Dekorlar Nurullah Tuncer. müzik Ba-
bür Tongur, kostümler ise Çolpan Ühan
imzasını taşıyor.
Bakırköy Belediye Tiyatrosu oyun ya-
rışmasında 100 oyun arasından oybirli-
ğiyle Büyük Ödül'e değer görülen Re-
fik Erduran'ın 'Ramiz ile Jülide'si üze-
rine Yıldız Kenter'in söyledikleri oyunu
bırçırpıdaözetliyor: "Ckldi bir komedi".
Insan ılışkilerini alaycı ama umutlu bir
açından ele alan romantik bir güldürü
Ramiz ile Jülide' ya da Yıldız Ken-
ter'in dev işiyle "Oda orkestrası için ya-
zılmış gibi ama sanki daha geniş kapsam-
lı bir orkestranın seslerini verebilecek ni-
teliklere sahip bir oyun".
Sovyetler Birlıği'ninçöküşü sonrasın-
da yaşanan ruhsal dağınıklığın Türki-
ye'ye yansıyan yönlerini ele alırken ki-
mi değerlerin yok sayıldığı, kimilennin
de nasıl ŞükseMiğTni anlatıyor 'Ramiz
ile Jülide'. "Bugünün Türkiyesinin sos-
yal. etik konulannı w daha çok da aşkı.
yüceliği, safltğı gündeme getiriyor. An-
cak bunu yaparken slogan atmıyor, nu-
tuk çekmiyor. Ufacık tefecik sahnderle
çok önemli sorunlara pannak basarak
dört insanın öyküsünü vansıtıyor" Yıldız
Kenter'e göre. Dört insan değil de aslın-
da bugünün Türkiyesi'nin öyküsü sahne-
de gördüğümüz. Oyunun bir özelliği de
seyircınin, sahneye kurulan büyük boy
ekranda Ramiz ve Jülide'nin 900'!ü hat-
lar için çekilen kliplerini izleyebilmele-
ri.
Öykünün kahramanlanndan biri, bir
dönemin 'vamp'lanndan, yaşamda kuşu
ve 'dünyaya bir ses bırakmak' için kul-
landığı kayıt cihazından başka bir şeyi
olmayan, yaşadığımız bu değer erozyo-
nunda en azından kendi inançlanna inat-
la sahip çıkan, yaşı geçkin arna gönlü
genç Jülide.
Diğeri ise bir zamanlann ünlü futbol
oyuncusu, şimdinin değer karmaşasın-
dan payını almış, para için yaşayan Ra-
miz. Oyunda yaşananlann bir noktadan
sonra komik hatta absürd bir hal aldığı-
Bir
zamanlann
ünlü futbol
oyuncusu
Ramiz ile yine
bir dönemin
ünlü seks
vıldızı
jülide'nin,
1980 sonrası
Türkiyesi'nin
\\ukselen
degerler'
armosferinde
vıllar sonra
vaşadıklan
tutkulu,
ironik
ilişkinin
öyküsü
'Ramiz ile
Jülide'.
Kenterler'den
insana ilişkin
değerleri
sorgulayan,
'ciddi' bir
komedi,
'Ramiz ile
Jülide'
(Fotoâraf:
UĞUR
GÜNYÜZ)
'Fotoğrafyerine oyunu konuşmanızı isterdim'
Kültür Senisi - Kent Oyunculan, yeni oyunlan
'Ramiz ile Jülide'de Jülıde'yi canlandıran Yıldız
Kenter'in. ovundan alınmış yan çıplak bir
fotoğrafının kımi gazetelerce kullanılması üzerine
bir basın toplantısı düzenledi. Oyunun
kahramanlanndan eski bir seks yıldızı olan Jülide'yi
canlandıran Kenter'e göre toplantıda, sadece bu
fotoğraf yüzünden kalabalık bir gazeteci grubuyla
karşılaşmak düşündürücüydü. Devlet Sanatçısı
olarak bile bu kadar ilgi görmediğini vurgulayan
Yıldız Kenter. toplantıyı ızleyen gazeteci ve
televizyonculara. "Biraz da munun üzerinde
durmanızı isterdim ama, siz fotoğraf üzerinde
durmaiı veğliyorsunuz. Oyun zaten biraz da bu
durumu ha>kınyor" derken şakayla kanşık. 70
yaşına 3 kala böyle bir fotoğrafın gazetelerde
çıkmasının seçim ortamına 'estetik bir hafiflik'
getırdıgini belimı. "Bu fotoğraf için so> unmayıp da,
farklı bir yöntem dene\emez mijdiniz" şeklindeki
bir soruyu. *"O fotoğrafı çekrirebilecek
durumdaysam nedcn çektirme>e\im"diye
yanıtlayan Kenter. basın mensuplanndan ölçüyü
kaçırmamalannı ve bu durumu fazla
sömürmemelerini rica etti.
Toplantıya Yıldız Kenter'le birlikte katılan Müşfik
Kenter, Şükran Güngör, Mehmet Birkiye ve Refik
Erduran da. gazetecilerden oyun üzerinde
yoğunlaşmalannı ve fotoğraf konusunu
abartmamalannı istediler. Refik Erduran. oyunu
yazarken Jülıde'vi. kafasında hep Yıtdız Kenter ile
özdeşleştirdigini. Kent Oyuncularf nın kendi
oyununu başanyla sahneve koymalanndan büyük
mutluluk duyduğunu aktardı. Erduran, basının.
Kenter'in fotoğrafını estetik bir biçımde
kullandığını söylerek. "Bu da bir gelişmedir"
yorumunu getirdi. Tiyatroya başladığı ılk yıllarda,
hep kendisinden yaşlı rollere çıktığını anımsatan
Yıldız Kenter. şimdı de böyle bir role soyunmasının
yadırgatıct hiçbir yönü olmadığtnı <. urgtıladı.
Kenter, basın mensuplannı. 'bir fotoğrann peşinde
koşmak yerine, oyunu izleyip. ov un üzerinde
konuşmaya' çağırdı ,
Kenter. 'Konken Partisi' ovununu sahnelemek
amacıyla Bursa'da bulundıığu haftada gazetecilerin
fotoğrafına ilişkin sorulannı yanıtlamıştı. Kenter.
sanat yaşamı boyunca ılk kez soyunmadığını, daha
önce de 'Taşralı' adlı oyunda sahnede striptiz
vaptığını anımsatarak. gazetecilerin "Vücudunuzun
hakımım nasıl sağlıvorsunuz, sizi kıskanan bayanlar
\ar*" şeklindeki sorusuna. "Kıskançlığı kabul
etmiyorum. Kadınlann her birinin güzel olduklan
yönleri vardır. Fotoğralannı görseler. kendilerindeki
güzelliği keşfetseler, hiç kimseyi değil kıskanmak,
gıpta etmelerine bile gerek kaimaz. Ben jimnastik
vapıvorum. > üzüvorum, yürüvorum. Özel bir bakım
yapmıyorum. Sadece yazın losyon kullanıyorum"
karşılığını vcrmişti. "Ramiz ile Jülide adlı oyunda.
dönemi kapanmış bir seks yıldızının yeniden 900'lü
telefonlarda, bunlann komisyonculuğunu yapan bir
eski sol tandanslı adamla tanışması ve bu işe
başlaması konu edilivor" diyen Kenter. 900'lü hatlar
konusundakı bir soruyu da "Ne yaak ki günümüz
Türkiyesi'nde ekmek parası" diye yanıtlamıştı.
nı söyleyen Mehmet Bırkiye'ye göre,
'Yaşadığımız post modernist çağın özel-
likJeri, gerek seks yıldızı Jülide'nin, gerek-
se değerleri yüzünden çok şe> kaybetmiş,
havata boşvermiş, Ramiz'in kişiliğine de
yansıyor". Mehmet Birkiye. hocası Yıl-
dız Hanım'la bırlikte oyunu sahneleme-
ye karar verdiklerinde müthiş heyecan
duyduğunu anlatıyor. "Çok hoşbir oyun
olmasına rağmen başlangıçta çok kork-
tum. Konservatuvardan hocam Yıldız
Hanım'la ve Kent Oyunculan ile çalış-
maktan son derece büyük heyecan duy-
dum, çok keyif aMım".
Yıldız Kenter için yaşayan: bir gün bir
yerde mutlaka karşımıza çıkacak birka-
dın Jülide. Zaten biraz da o insanlann sa-
yesinde dönüyordünya. "80'lerden son-
ra biraz kotayı seçen bir topluma dönüş-
tük. Kimileri için ekmek parasını 900'lu
tekfonlardan çıkarmak gibi bir gerçek
var ortada. Ve bu gerçek Türkiye'nin du-
rumunu gayet iyi anlatıyor". Kenter için
tıpkı gerçek hayatta da olmadığı gibi kö-
tü insan yok oyunda. Sadece insanlann
zaaflannın ittiğı bazı noktalar var. Vak-
tiyle seks filmlerinde boy gösterdiğı için
ünü biryıl bile sürmediğı halde adı 'seks
yıldEi'na çıkan Jülide pek çok insana gö-
re hâlâ bir 'mal'.
Ama aynı Jülide. yüzsüzlüklerden. re-
zilliklerden hesap sormaktan çekinmı-
yor: birilerinin cepleri dolsun diye sesi-
nı kısıp oturmuyor. Ramiz ise 900'lü te-
lefonlarla çalışmaktan duyduğu utancı
'orospuluğumuzun şerefine kjclim'dıye
dile getirirken erkeklerin de kendilenni
satabıldiklerini gösterecek denli yürek-
li.
Bırzamanlarkomünizmeinanmış. ya-
şadığı büyük düşkınklığının da etkisıy-
le. yaşamı olanca kirlilığiyle kabullen-
mış Ramız'i canlandıran Müşfik Kenter
valınbirgerçeğinaltınıçizıyor: "Türki-
ve'de nitelikli insanlann nasıl harcandı-
ğı ve niteliksiz insanlann nasıl başa geç-
tigini görüyoruz oyunda" Bundan 40.
har*a 70 yıldan ben Türkiyenin günde-
mınden inmeyen komünızm davasının
bir ferdi olan. zamanla 'köşeyi dönme-
nin' yapılacak en akıllı iş olacağına ka-
rar kılmış 900'lü hatlann komisyoncusu
Hayati Bey ise Şükran Güngör'ün yo-
rumuvladıle gelıvor "KomünizmTür-
kiye'de bir moda gibi gelip geçmiş ise bi-
raz da bu insanlann sayesinde. Gerçek-
ten de bazı insanlann kendikrini 'aynca-
lıklı ınsan" olarak göstermek istemele-
riydi önemli olan" Burada da en akıllı
saptamayı tüm cahıllıği ile yıne Jülide
yapıyor 'O işin de bir raconu vardı ama
siz içine ettiniz'.
Romantik. ıdealist Jülide ile yaşama
son anda "sanlmaya' karar veren Ra-
miz'in bunca kokuşmuşluğa birlikte baş-
kaldırmalarını Yıldız Kenter şöyle yo-
rumluvor: "İnsanı ne kadar kötülersek
kötüleyelim, yüce taraflan da var ve
önemli olan bunlan bulup çıkar-
mak" Ramiz ile Jülide'. insana ilişkin
değerleri sorgulayan. düşündüriicü bir
komedi. Kısacası. 'ciddi bir komedi'
Çoban köpeğî olmaya
özenen küçiik domuz!
Kültür Servisi - Avrupa
sinemalannda şu sıralar
gösterimde olan filmler
arasında, jambon olmamak
için çoban köpeği olmaya
özenen küçük bir domuzun
öyküsünü anlatan "Babe"
yoğun ilgi görüyor. Yazar Dick
King-Smith'in romanından
yola çıkarak George Miller'ın
senaryosunu yazdığı, Chris
Noonan'm yönetmenliğini
üstlendiği "Babe" fılminin
başlıca özelliği, aynı temayı
ışleyen "Charlotte'un Agı"
gibi filmlenn aksine. bir çızgi
fılmolmayışı...
tt
Babe"de.
domuzlar. çoban köpekleri,
atlar, ördekler başrollerde.
Bazı yönleriyle George
OrweD'in alegorik romanı
"HayvantarÇiftligrni de
anımsatan "BabeTilminin
vermeye çalıştığı mesaj.
kimsenin kaderine razı olmak
durumunda olmaması. Bir
çiftliğin, 'böyle gelmiş böyle
gider' sistemine karşı, başta
küçük bir domuzun inançlı
savaştmı olmakla birlikte,
ayaklanan hayvanlann öyküsü,
"Babe". Filmi farklı kılan.
değindigimiz gibi. bir çizgi
filmolmayışı...
Beyazperdeden yansıyan ve
'büyük sözler söyleyen' bu
sevimli havyanlann
fizikselliği, filmi etkin kılan
başlıca özelliklerden biri.
Ancak tabii bu da olaganüsrü
tekniklerle desteklenerek
gelebiliyor beyazperdeye:
Örneğin küçük domuz
'Babe'i canlandıran,
aslında tek bir domuz
değil; domuzlann
büyüme süresi çok hızlı
olduğundan, filmde 16-
18 haftahk olan 'Babe'i
47 farkh domuz
canlandınyor! Teknik
hileleregelince...
Örneğin. yavrulan
elinden alındığında üzgün
ifadelerle kameraya
bakan bir çobanköpeğinin
yüzündeki ifade, tabii ki
'iyi oyunculuk' değil,
teknik kadronun
becerisi... "Babe".
izleyici ile dııygusal bağ
kurabilen, ızleyiciye
kendini sorgulatan ve
büyük olasılıkla dünyaya
yeni vejateryenler
kazandıracak bir film!
UlP'nin yeni sezon
filmleri arasında yer alan
film, önümüzdeki aylarda
Türkiye sinemalannda da
gösterime girecek.
Bir usta, bir dürtya: Salah Birsel
Kültür Servisi - Yapı Kredi
Sermet Çifter Kütüphanesi'nde
düzenlenen "Bir Usta Bir
Dünya" arşiv sergileri süriiyor.
"Bir Usta Bir Dünya" dizisı,
yeni yıla ince dilsel buluşlan ve
gözlemlenyle renklendirdiği.
yergi ve ironiyle yoğurduğu
edebi üslubu ile şiirden tarihe.
güncelerden denemeye çeşitli
alanlarda ürünler veren yazar
Salah BirseTle girecek. Türk
edebivatının her dönemde
zevkle okunan büyük
ustalanndan Salah Bırsel'ı
okurlanna daha yakından
tanıtmak için oluşturulan arşiv
sergisi. 26 aralık- 16 şubat
tarihleri arasında izlenebilecek.
Salah Birsel. Gündüz dergisinde
başlayan şıir scrüvcnını "Dünya
Işferi", "Hacivat'ın Kansı",
"Haydar Haydar".
"Kikirikname". "YalleUi",
"Rumba da Rumba" ile
sürdürerek, "her dönem okunan
şair" ünvanını aldı. "Ben mizahı
vaşamım boyunca
sürdürmüşüm" diyen Salah
Birsel, bu anlayışını şiirlerine
taşıyarak onlara farklı bir lezzet
verdi, kullandığı değişik
ımgelerle de okurunu şiir
yorumunda özgür bıraktı.
Salah Bırsel'i. şiir kitaplannın
yanı sıra günlükleri ve
denemeleriyle de anmak
gerekır. Bu alaniarda. "Şiirin
llkeleri"."SenBeniS^",
"Kendimle Konuşmalar". "Şiir
ve Cinayet", "Kurutulmıış
FeJsefe Bahcesi", "Paf ve Puf",
"Amerikalı Tolstoy ". "Nezleli
Karga". "Salah Bey Tarihi".
"Gandhi ya da Hint Kirazımn
Gölgesinde" gibi yapıtlan
bulunan Salah Birsel.
"Kurutulmuş Felsefe Bahçesi"
adlı deneme kitabında da
belirttiği gibi. okuyucuyu
"eğlendirerek bilgilendirmeyi"
amaçlar. "Çok şükür biz ne
bilim adamı, ne de
araştırmacryız"diyor Salah
Birsel. kıtabın bir bölümünde
"Burada okuıianmıza kimi
bilgileri sunuyoruz, ama orıları
eğlendinneyi de
savsaklamıvoruz. Bir
denemecinin yapacağı iş de
bundan başkası olmamalıdır.
Doğrusunu isterseniz. insanlar
çıplak bilgilerden çok zingirdek
oturumundaki düşüncelerden
hoşlanırlar.."
"Bir Usta Bir Dünya"
sergisinde. Salah Birsel'in
yaşamına \e yapıtlanna ışık
tutmak amacıyla biraraya
getirilen fotoğraflar, elyazıları
ve bazı kişisel eşyalan yer
alacak.
PENALTI
MEMET BAYDUR
Müzelerde Gezinmek
- Kabak çekirdeği mi yiyorsun?
- Evet. Çok severim biliyorsun. Bir de müzelerde do-
laşmayı seviyorum. Bütün müzeleri seviyorum. Sanat,
doğaltarih, askeri müzeleri. Yıllardır kendi başımado-
lanır dururum o koridorlarda. Resimlere, böceklere,
uzay gemilerine, doldurulmuş aslanlara, kaplanlara,
silahlara, heykellere, cam eşyaya, torsolara, bustlere,
şapkalara, maketlere, derilere. tahtalara ve metale ba-
karak. Bir müze görmeye göreyim, bir sevinçtır alır be-
ni, aklım kaşınmaya başlar.
- Hayatın dondurulduğu bolgeler bence muzeler.
- Bence tam tersı. Ölûmün uğramadığı mekânlardır
müzeler. Rodin Müzesi'ni gezerken de böyle düşunü-
rüm, Bruges'daki dantel müzesini gezerken de. Top-
kapı'nın, Dolmabahçe'nin müzeolması hoşumagıdi-
yor benim.
- Tarih bilincin yok da ondandır.
- Kenya ile Tanzanya arasında bir yerde olağanüs-
tü bir DemiryokJ Müzesi var. Yüzyılın başından kalma,
Ingiliz yapımı buharlı trenleri sergıliyortar. Yataklı va-
gonlan, yemek yenilen vagonları. Enfes bir açık hava
müzesidir o da.
- Trenleri sevdiğinı bıliyorum.
- Müzeleri seviyorum. Tren meselesine gelince,
memleketimde başkentten Samsun'a ya da Antal-
ya'ya trenle gidilemiyor, ne üzücü bir şey bu! Utanç
verici bence. Demiryolcu bir annem var benim. Anka-
ra'daki Ulaştırma Bakanlığı'nın olağanüstu güzellikte
bir kütüphanesi vardır. Özenle ciltlenmiş binlerce ki-
tap. Çocukluğumda orada saatlerce okur, sonra istas-
yondaki küçük müzeyi gezerdim. Atatürk'ün Kurtu-
luş Savaşı'nda Ankara'da ilk kaldığı yer. Sevimli bir be-
yefendi gezdirirdı müzeyi. Her şey insana daırdir ora-
da. Sade, duru. saydam, insana insan olduğunu du-
yumsatan nefis bir yapı.
- Eski eşyaya olan tutkun düşündürücü dogrusu.
- içinde eski ya da eskimiş bir nesne olan bir tek mü-
ze görmedim ömoimde. Üstünden zaman geçmiş eş-
yayı pörsümüş olarak algılamak ıstıyorsun. Zamanı bir
baskı aracı olarak görmemek gerekiyor. Iki ucu açık-
tır zamanın.
- Afrika'da, Hint Okyanusu kıyılanna yaktn bir yer-
de ormanın yuttuğu, iki yüzyıl önce terk edilmış bir
Müslüman kenti vardı, neydi adı?
- Gedi kenti. Enfes bir açık hava müzesidir o da. İn-
sanlann o güzelim kenti kurduktan sonra oylece bıra-
kıp gitmelerinin nedeni bugün bile açıklığa kavuşmuş
değil. Orayı bırakıp nereye gıttikleri de bilınmıyor. Yı-
kıntılann biraz ötesinde, ormanın içinde küçük, guzel
bir yapı vardı. Gedı kentinin evlerinden çıkan eşya
sergileniyordu orada. Tabak, çanak, süs eşyaşı. ev eş-
yası arasında kınk bir tabak vardı. Iznik işi, üstünde
yelkenli bir
gemi! Uluç
Ali Reis'ın
gemilerinden
kalma bir ta-
bak yazıyor-
du açıklama
kartında.
- Ara Gü-
ler'de vardır
o yrtik kentin
fotoğrafları.
Tren müzesi-
nin fotoğraf-
lannı da o
çekmişti.
Brük-
sel'de Tenten
M ü z e s i ' n i
gezmiştikha-
tıriiyor mu-
sun?
- Olağanüstüdür orası da. Tenten üzenne kısa. kı-
sacık bir roman yazmaya karar vermiştim o gun. Nes-
tor olacaktı romanın adı.
- Nestor da kim?
- Kaptan Haddock'un uşağı, o alabildiğine ciddi,
kel, asık yüzlü, soğukkanlı beyefendı. Onun ağzından
anlatacaktım Tenten'i. O kadar sözünü ettim ki bu ta-
sannın.. sonunda yazmış kadar oldum!
- Yazmış kadar olunca bir de oturup kaleme almak
gerekmiyor tabii.
- Bütün müzeleri severim dedim ya.. en sevdikle-
rimden biri de Madrid kentindeki Prado müzesidir.
- Velazquez'in Las Meninas'ının önünde gunler ge-
çirdiğin için mi?
- Dört yıl baktım o resme. Onun yüzünden başka
defineler buldum Prado'da. Albrecht Dürer'leri, Hi-
eronymus Bosch'ları. Dürer'in 1498 yılında yaptığı
kendi portresı Prado'da asılıdır. Onbeşincı yüzyılın so-
nunda Avrupa'da (italya hariç butun ülkelerde) res-
samlar zanaat ustalarryla eşit düzeyde gorüldükleri
için kendi portrelerini resmetmelerine izin venlmezmiş.
Dürer iplememış bu yasağı, yirmi altı yaşında oturup
bir güzel resmetmiş kendini. Ondan beş yıl önce, yır-
mi bir yaşında yaptığı bir başka otoportre de Louvre
Müzesi'ndedir. Ama büyüleyici olan Prado'dakı re-
simdir.
- İyi hoş da bütün bunlann bizımle ilgisı nedir alla-
sen?
- Bu apayn bir konu. Bir gün konuşuruz.
6
Gökçek'in şerefi
tükürükle ölçülür'
ANKARA (ANKA)-
Kültür Bakanı Fıkri Sağtar.
Kültür Bakanlığı tarafından
AKM alanı içinedikılen Na-
am Hikmet beykelini seçım-
den sonra yıktıracağını iddia
eden ve heykele tükürmenın
şeref olduğunu söyleyen An-
kara Bûyükşehir Belediye
Başkanı MeihGökçek e sert
tepkı gösterdı.
Kültür Bakanı Saglar.
'Hev kele tükürmek şerefh'r"
sözferinı Gökçekm şerefı-
nın rükürüklerle ölçülebile-
ceğinin bir göstergesi olarak
doğal karşıladıgını belirte-
rek, Gökçek konusunda ön-
celıkle belediye zabıtalannı
uyardı:"Belediyebaşkanı se-
çOdiği kentin insanlanna hiz-
met verebilecek bilgi biriki-
minden vokstın oMugu için.
hizmet ürermek v-erine sade-
ce sağa sola rüküren ve bunu
belediye haşkanlığı vapmak
/anneden sayın Gökçek ko-
nusunda önce beledive zabı-
talannı uvanyonım. Sürekli
rüküren Gökçek'e ceza vaz-
malan gercldyor"
Saglar. Melıh Gökçek'in
Nazım Hıkmet'in heykelinı
yıktiracağına ilişkin sözleri-
ni de, içinde bulundıığu ruh-
sal durumu göstermesi açı-
sından çok önemli bulduğu-
nu kaydederek. "Kendilerin-
de varolduğunu bir sfire ön-
ce öğrendiğimiz hev kel fobi-
si. giderek bir paranovava
dönüşmüş. Savın Gökçek'in
zaman geçirmeden hir ruh
dokturuna görünmesi gere-
kiyor. Bu nedenle kendisini
mazur görüvorum"dedı.
Nazım Hıkmet hevkelının
Kültür Bakanlığı'na aıt olan
ve adını duymasının bile
Gökçek'ın u\kulannı kaçır-
maya yeteceğı Atatürk'ün
adını taşıyan kültür merkezı
alanı içinde ver aldığmı
anımsatan Saglar. şövle de-
vam ettr "Üstelik bu alan
içinde Nazım Hikmet'in >a-
nında Adnan Savgun. Cahit
külebi. Hasan Mi V ucel. Itri.
Aşık \evsel. Tank Buğra gi-
bi kültürel v aşamımıza danı-
gasını vurmuş bir çok kültür
adamı ve sanatçının da hev-
kclleri bulunuvor. He> kel fo-
bisi bulunan savınGökçek'in
bu kadar çok he> kelin oldu-
gu biralanagirmesi. ruh sağ-
lığını daha da bofiibilir.'*
Fıkrı Saglar. Gökçek'e
kentin çeşıtlı yerlerıneyetış-
tırdıklcrı ça>danlık ve fın-
canlan dolaşarak. heykel fo-
bilenni gıdermeye çalışnıa-
smı da önerdi. Saglar. ayrıca
devlet malına saldıracağını
ve zarar vereceğinı açıkçj
beyan eden Melıh Gökçek
ıçınCumhuriyetSavcıhğı'ııı
uyardığını bıldırdı.