07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 1995 PAZAR 12 KULTUR Sıyasi, akademikve bilgiç kültüriin kesişmesini sağlayarak önemli bir rastlantı oluşturdu tstanbul Bieııali siyasayı giindeme mi getirdi? ALİ \KAY Turkıye nın seçımlen vasadıgı bugun- lerde. sıyasetın ınsanları çok da tattnın et- medığını oyle kı. kımın neredeyse hangı parttye o> atacağının belırlı olmadığı tut- kusunu kaybetmı> bir seçım onamı >a^a- dığımızı soylemek mumkun gozukuyor Bu durum vatandasları bıktıran tutumla- nyla siva^ı partılılenn kendı ıç meselelen olarak saflaş.mavı \e ıdeoloiık olan her se- yı gen plana ıterek ı>lev sel \e ışletmecı ta- vırları öne çıkarmalarında odaklanıyor Ancak sıyaset ı]e sıyasanın bırbırınden ay- nldığı bir dusunce platfomıu ıçınde •sanat- sal faalıyetler M>asetın değıl. ama belkı de sıyasanın >enıden guncelle^mesine ve he- gemonvacı kulturel ortam ıçın. yıne uret- ken olmava başlamasina olanak saglaya- cak Bu bakımdan tstanbul Bıenalı çerçe- vesmde olu^an bazı tartı^maları ve ı^lerı tartı^ma gundemıne almamız doğru ola- caktır çunku bu siyasanın ıçınde Dogulu olmak Batr\aaçılmak taklıtçı oiınak ve- ya olmamak gıbı sorunlar gundeme gele- cektır Bu sorunlar da ıçınde yasadığımız sıyaset ortamıntn arta sorunları arasinda gıbı durmaktadır Dört dörtlük şhasal bir eylem içinde shasa üreten işler 4 Istanbul Bıenalı nın ıslerını ele aldı- ğımız zaman ozellıkle siyasal olan ı^lerın bıenalın de temasının gereğı avrı bir vere sahıp olduğunu soylemek mumkun hate gelıyor Bıenalın bir yabancı kuıatortara- fından vapılmasından. tek kı^ılık bir seçı- cının gereğıne Doğu-Bati sorunsalından yenı bir Oryantalist anlavısa kadar sıvası olan alan kendı ozerklığını Bıenal -.ırasın- da gösterdı Ozellıkle. paneller sırasında Doğu-Batı eksenmın on plana çikmaM. hat- ta bunun yanında Turkıve nın Avrupa gumruk bırlığıne uye olmasına ınsan hak- lansorunsalının gundeme gelmeMne kadar konunun Mvasal bovutları ıçerdığını gor- mezden gelmek mumkun değıl Ay rıca bu- na bir de sanat sıyasetını ekleısek yanı enstalasyon. flu\us nesnesı \e tu\al resmı tartişmaİarına değınırsek Bıenal sirasında yapılan ı^lerın de polıtık bir ta\ır sergıle- vıp sergılemedıklerını sorunsallaştırmak mumkıındur dıyebılırız Turk toprakları uzerınde yaşavan Tuık sanatçısımn "Avagınıbualanabasarak,gu- cünü bu dilden \e topraktan alması soru- nunu" da dusunduğumuzde. ortava dort dortlûk sı\ asai bir ev lem ıçınde sıv asa uret- meyeçalışan ıslerçıkıyor Bubırsaptama. ancak bu saptamamn y anında hemen ekle- mek ıhtıyacıruduyuyorumkı. ı^lerın bazı- lan da sıyası hıçbır anlam tas,ımıyotdu çunku Rene Block'un sıyasası bir sıyaset gıbı dunmuyordu Rene Block Batı da Ve- nedık tıpı bıenallerle bir hesaplasmay a gır- mıs \e Avrupa merkezcı bir sanat anlayı- sının karşısına çıkmava doğal olarak ça- lısmıstı Doğal olarak dıyorum. çunku ılk olarak Flu\us akımının kendı doğasinda uluslaraşın olmak karakten var ve bunu Dada akımından odunç alarak gelıştırmış ıkıncı olarak megalopoller donemınde ulus-de\lel sinırları \e kulturlerı üzerıne kurulu olmayan bir goçmen-kulturu olgu- su var kı asla vadsınacak bir :?ev değıl Bu kulturel olu^umlar sanat alanında ol- duğu kadar sıyasi alanda da Batı nın kul- turel \e dılsel oluşumunu ıçınden mayın- layıcı hareketlerı gerçekleştımıekteler Sö- murgecı bir Batı nın dılı \e kulturu "içen- den somurgeleşririldiği için" gıtgıde mıllı- yetçı \e ırkçı gruplar ayaklan altından ka- yan bu kulturu korumak amacıv la "ırkçıci- nayetlerini" ışle\ecek kadar ılerı gıdebıh- yorlar Bu durum Batı "nın ıçınde neo-fasıst \e neo-Nazı asın sağcı gruplara "meşru- luk" sağlıyor Dılının klasık soylemını \e kultürunün sozde anlığını kaybeden bir Batılı ınsanın "reaksKoner" tavrını sergı- lemesı ılekebiıjivor \easlinda.tumbutar- tı^malann gunumuz açısından gııncel oldu- ğu kadar dûşunce dünvası ıçın de ne ka- dar "geçmiş" olduğunu soylemek mum- kun sanıyorum. çunkü ozellıkle, yapısal- cılık->onrası fılozof \e du^unurlerının or- taya koyduklan fıkırler ıle Dogu dunyası- nın gelenek-,elcı yaklaşımlan ara^ında onemlıbenzerlıklerolduğUbaptanı\or Do- ğular (1992) adlı bir kıtabın \azan olan Rada İ\ekmiç Hınt dunya>>ı ıçındekı siya- sıtartı^malarıelealdıgı vegelenekselcııle modernıstlenn Doğu-Batı sorununu ele alışlarını soruniallaştırdıgında postmo- dern durumu konu alan Fransız fılozof Je- an-FrançoisL>otani ıleçagda^ Hjntlı filo- r—i Alptekın ve X J. VI Morns. Doğu Blokıfnun dağılmasıyla bırlıkte. ozellıkle Türkıye'de "bavul ticaretı" adı altında gundeme gelen bır "'turızm" bıçımını sorunsallaştırıyorlar. Benınlı sanatçi Ramouaid Hazoume de, Batı'nın zo: Kalıdas Bhattachar>\a ara>ındakı benzerlıgı, çarpıcı bir bıçımde saptamı^tı Ozel- lıkle gorecılığın çoğulculu- gun sorun olarak ortava konul- masinın \e ara>tınna yontemı olarak asımetnnın altını çız- mı^tı Aynca. Deleuze'ün Do- gulu du^unce ıle ılı^kisını ve doğu du^üncebine olan ılgısı- nı bıldığımızde Rada Iveko- vıç'ın saptamalan daha ınan- dırıci bir hale gırıvor Bu Ba- tılı \e Doğulu fılozofların ge- leneksel felsefe eğıtımlerı ne kadar farklı olur->a olsun kar- ^ılıklı konumlanndabırkoşut- luk bulmak mumkun gorunu- yor Ancak. bu arada. bu va- kınla^manınnedenlennı Hınt- lı fılozofların gelenek^el bir Hıntoğretısının takıpçılerı ol- malarından geçmedığını be- lırtmekteyararvar çunkuzan- nedıvorum kı ıkı taraflı bir mucadele ıle bu yakınla^ma- nın başarılması sağlanacaktır Buda.gelenekseleı \emoder- nıst tıpındekı ıl^ılı aynmının düfina çıkmaktan geçıyor Ticaret si> aseti gündemegeldi Tüm bu tartışmalara bıena- lın uç ayıı mekanında rastla- makolasılıgı var Ba^layalım. ılk olarak Atına demokraM<.ı- nı sorunsalla^tırarak "isonoıtı- la" (merkeze aynı uzaklıktakı mesafede soz soyleme hakkı) kavramından yola çıkan Sar- kis'ınçalı^ması Osmanlıgele- neğı ıle pobtmodernlei}ine>e >uz tutan bir Turkıve'nın pa- radokslan ıçınde •'uzlaşmacı bir ortamı*' arzularken avnı zamanda da plastık espas ıle bir hesapla>- mayı gerçekleştınneve çalı^ıvor Pılav ve demokrası arasındakı paradokslan sankı sergılıyor Ortak bir mekânda vaşamayı vc çoğul- cu. cemaatçı toplumsallığı ele alır gıbı du- luyor Bu tartışma. bılındığı gıbı cemaat- çılerle bıre\cılık ağırlıklı bir toplumsallık tamşmalarının ana odağını olu>turuvor Hüsevin Bahn \lptekin \e Mkhael Mor- ris'ın "Turk Truck"adlı ı^lennde de tica- ret Myasetının gundeme getınlmesı soz ko- nusuedılnor Entormel ticaretsektorunün \e kara paranın en onenılı yollarından bırı olan uluslararabi kara ticaret yolunun dun- > anın butunle)mı> kapıtalızmımn e\ reNinın ana ^orunlanndan bın olduğunu hatırlatan ışlennde Hu^evın Alptekın \e Vf Morns Doğu Bloku"nun dagılmabiyla bırlıkte ozellıkle Turkıye de "bavul ticaretı" adı al- tında gundeme gelen bir "turiznı'"bıçımı- nı sorunsallaştinyorlar Bu a>nı zamanda veraltı taalıyetlenyle yabadı^ı \e ka\ıtdı>ı ekonomının bnlıktelığını "dondurarak" (kamyonubırdondurmakulahı topları ise uzerındekı dondurma jeklınde \eıleştıre- «ESVNİT İSTANBÜI VAKFI BIENALI de. kapıtalıze edeıek Batı"ya ve Batı serma- , ' . yedarlarına gen lade ' edıvor Genç Turk sa- natçı Binnaz Akmanıse y ıne benzer bır anlay 1$- la bızı kusatan dov ızle- rı gundeme getınyorve onların bızım hayatı- mızı ne derece kuşat- mıs olduğunu gosterı- yor Para-do\a adını Günümüzdeki ^rdıgı ı^ınde "biam milliyetçilik gonışümıuubelirleıne- guçlendıgını >e mikro- millivetçi ve etnik akımlann giindeme dıısunürsek BulgarSanatÇI n a s | | k a p s a d l g ı n ı s 0 . ııınsalla>tınvor "Co- mşumuzu belirleven Paradır" onermesını gösterdıkten sonra ıse, monıtorlerınyardımıy- ' a b | z l m l^endı vuzu- m u z e b a k r n a m ı z l s a S" rek) topluınlardakı lolunû gostermeve ça- lı^ıyor Iktisatçıları uzun zamandır ıne^gul eden bu ^orun. ozellıkle. Lçuncu Dunya ul- kelerının halklarına bır kazanç kaynağı ol- dugu kadar. v a;>adışi bır ekonomının gelıv mesını ve dünya pazarı ıçınde onemlı bır yerkazanmaMnı da plastık olarak kurgulu- vor ^ ıne \ntrepo bma>ında bulunan Hale Tenger'ın ı>ı, biyaM ı^lerın en gorbellerın- den bın olarak kar>ımıza çıkıyor Doğu Blokuıletecntpolıtıkasını hıssettırdığı ka- dar sınırları da anıınsatan ıçınde Mnırlann hep dı^ında kalan yasadışı orgût ıliijkisinın her zaman zaten smırların dı^ında kalarak manınalle^tığını ıfadeedı>or İçımızde bu- lunan \e akhmızın dahılındekı hapishane- leıımızı. ıçımızdekı sınırlan. kategorısel bır algılama yontemıınızı. guncel bır *ekıl- de sorunsallaştırıvor Benın'lı sanatçı Ra- mouald Ha/oume de ekolojık anlamda merkez \ e çe\ re çelışkısını gundeme getı- rerek Batı nın sanayıleşmış ulkelerının kırlı atık olarak Uçuncü Dunya'ya volla- dıkları vöplerden masklargerçekleştırerek onları ~ y u z e g e t ] n v o r n e j e Pravdolıub un t a m 0 | a r d k Kentümız- topraktan den kaçmamızı sağlı- bavraklar vor. çunku >uz vuze varatnıasını geldığımız zaman av- sivasi işler navabakargıbı kıpkır- arasında m ı z l ^ es 'l'P- utanç du- saMtıadan ) a c a - ö ?' z ^!U; e V n '"opcompıij vor sankı AlfredoJaar geçeme> ız. ^ e b k ı m e v e y u z t u l a n bırAvrupa'nınımgesı- nı bıze avnadan sunarken kendı kendımızı sevıetmemızı de mumkun kılıvor Binnaz Akman ın vapnıı^ olduğu gıbı "eskidiği kadar utanan bir A\rupa"\ı du^luyor Alevler ıçındekı bır Saraybosna. bıenale katılan bırçok sanatçının sıvası bılıncını sankı aynı odağa mıhljmış Avrupa"nın. avdınlanmacı ve lıberal ortamında boyle sovkınınvarı bıı olayanasıKeyırcı kalabıl- dığını sorarcasma. yaşlı kadınlan \e onla- ra bakan. sey reden bızı gundeme getırıvor VVilliam Kentridge, ölü zenci vücudannçetelesiıırtutuyor Bıenalın en kuv vetlı biyası ı^lennden bı- rını ıse. Gunev Atrıkalı sanatçı VMlliam Kentridge olu^turuyor bana kalırsa Av ru- pa sömurgeeılık tanhının en kanlı olavla- nndan bınnı Minup belleklenmızı tazele- me>e çalı>ıvor Aynı zamanda ışının gun- cellığınıde vurguluvoı Somurgecılerın M- lahları arasında. ıvı nıyetlı aydınlardan ko- tü nıyetlı sılah tuccarlarına veabkerlere ve sermay eye kadar herkesı suçlarca^ına "ya- zı makinesi"\ e u tabancar> vı sunuvor bız- ulkelerının kırlı atık olarak Lçüneu Dunya'ya yolladıklan çoplerden masklar gerçekle^tırerek onları.'"değiijim değen" katılmı^ bır şekılde, kapıtahze ederek Batı'ya ve Batı sermayedarlanna gen tade edıyor lere Yazıyla ve silahla desteklenen bır so- mürgecı zıhnıyetın tren yollan ınşaatı sıra- Mnda yuzlerce zencıyı raylann altına go- ınerekbırakanbırbarbarlıkomegınıanım- satıyor Kongoclakı kanlı olayda hepımı- zın. belkı unuttugu bır facıa yatıyor Dun- yanın tum semıayegruplan bıle boyle kan- lı bır olayı arzulayamaz Ancak sermaye- nın kendı ıç vasaları arasında bulunan ye- nıden uretımını genışletnıek uzerıne kuru- lu zıhnıvetınde Kongo-Kınşasa'dakı kanlı ateşı durdurmak mumkun muvdu ' Ancak. Kentndge"ın ıçınde bu sömurge sıstemını sağlayan kapıtalıstlere ımkân veren veon- larla ıttıfaka gıren yerel bunuvazının gun- deme getınlmesını takıp edemıyoruz. çun- ku bu somütu sıstemı tek bır Batı serma- yesının ulkeyı talanetmesıylesınırlıdegıl aynı zamanda bu durumu >ağlayan bır ver- lı burıuvazının rolu de unutulmaması ge- reken bırolgu Kongo-Okvanusya tren yo- lunun vapımı sırasında her demıryolu ta- banlığı altında bır zencı ölusuyatar Kent- ridge bu olu zencı v ucutlaı ın çetelesını tu- tuvor Topraktan bayrak \aratan Ivanov Pravdöliub Oftnumûzdblcı mılltyetçrîik aJamlarının gıiçlendığını ve hatta mıkro-mıllıyetçı ve etnık akımlann gundeme geldığını dusu- nursek. Bulgar sanatçı hanov Pravdoli- ub'un topraktan bayraklar varatmasım 51- yası ı^ler arasında saymadan geçemeyız Bayrak vatan ve toprak arasındakı ılıskı- lenn yumağında duran mıllıyetçılık en 20- zeçarpanolguoluvor "Toprakvatandır" ^lanndan hareketle Alnıan Romantızmınm mıllıyetçılığını su sekılde ozetleyebılırız "Elveda. ama geri geleceğjm" >anı. kay- bedılen topraga elveda dıyen ama asla o topraktan vazgeçmeyecek o'an bır mıllı- yetçılıgın en basıt ızahı olarak ele alabıle- ceğımız bu durum Bulgar sanatçının ısı- nın ne kadar -.ağlam olduğunu bıze göste- recektır Bu tstanbul Bıenalı. belkı de masmed- vatık (kıtle ıletı^ım araçları) bır kultur ıçı- ne gırmıs olduğumuz v e MVası külturumu- zü unutmava ba^ladığımız bıranda ortava çıktı Belkı de tam zarnanıvdı Kultur de- dığımızde sıvası kulturden sıvası partıler. polıtıkacılar \b anlamak lazımken. kıtle ıletışım araçlannın kulturu dedıgımızde guçlerı gıt gıde artan bırçok telev ız>on ka- nalının bıze sunduğu "haberlerin" hıye- rarşık ve seı,ıcı uretımını. buna davalı yo- rumları. ıletışım tüketıcılennı ele almak gerekecek Burava akademık vebılgıç kul- turu sokmak ıstemıyorum. ancak bu uçu- nün bıenal çerçevesı ıçınde bırle>mekteol- duğunu soylemek istıyorum Guncel ya- ^antınıızı vakından ılgılendırenbuolgu bı- enal sırasında görunur kılındı Paneller akademık kulturu on plana çıkarırken medya ıkıncı tıp kulture ağırlık verdı Sı- vası kultur ıse ıçınde vaşadığımız ve nere- deyse "btkkınlık vermevc başladığı iddia edilen" kulturumuz Bu uçunun kesışme- sını saglamasi bakımından 4 Istanbul Bı- enalı nın onemlı bır rastlantıvı olusturdu- ğunu ^ovlemek istıyorum TURR\> GURK.\N Sınema duny ası> la bırlıkte Bevoğlu'nun bohem vaşamından da örselenmı^ ezık amaonurlu bıry ıldız kavıp gıttı Ya>amı al- kol ve yalnızlık teması uzerıne kurulmıış tıyatro. sınema. fotoroman oyuncusu Oz- canOzgur. en \enmli çagında sessızseda- sızaramızdanavrıldı Beyoğlu nunnostal- jık, sıslı. dumanlı gecelerınde. barların. sa- laş pav>onlann. ıçkı kadehlenne vansıvan yalnızlığında. gundelık olayların pe^ınde ko^maktan yorgun duşerek du^ kırıklığı arasında erıyıp gıden sımsıcak dostluklar- la dolu bır^aşam sona erdı Özcan Özgür sınemamızın gerçek an- lamda •talihsiz' oyunculanndan bırıydı Son y tllan tanfsiz kederler ıçınde geçmış- tı Bır v ıl once zaten ıv 1 gıtmeyen talıh ters donmuş. çağın olumcui hastalığı onu kaçı- nılmaz hazın sona dogru suruklerken bır- çok verı kınlmış. ardından felç geçırmıs. düjarı çıkamaz hale gelmı^tı Dost bıldık- len arkada^ları meslekta>lan da artık ara- maz olmuslardı \aşam boyunca. bır turiu yakasını bırakmayan buyuk yalnızlıgı ıse hasta yatağında hep yanındaydı Ama ha- lınden hıç yakınmayıp. kadırbılmezlığı unutulmusjuğu doğal karsilavıp"Beni ara- mavan dostlanm da sağofcun. Kinısevc kus- medim,kırgındegilim"dıyebılıyordu Kal- Oynadığı filmler 197 4 El kapisi- Sosvete Behçet- V ureğımde \are Var- Gel Gardaş- Şaşkın- Kadınım I97ö KapıcılarKralı- Mahal- lede Şenlık Var- Uler Kanştı Zuhtu- Kıme Nıvet Kıme Kıs- met 1977 AşkınSesınıDınle- me- Yalnız Adam- korkusuz- lar 1978 Aklın Neredeydı 1979 BerekethTopraklarL'ze- rınde- Gul Hasan A^k Pence- resı 1980 Hacı Aea 1981 EşekŞakası Şabancık 1982 Arkadasım. 1983 Kardeşım Benım 1989 Yedı Lvuyanlar. 1990 Pıano Pıano Bacâksız dınldıgı hastanede ya^amının belkı de en acı \een zor rolunuovnuyordu Oyunbıt- tı v e perde kapandı Ozcan Ozgur. hep venı ınsanlarla ılışkı kurup yalnızlığını bır parça unutabılmek ısteyen. ama bunu başaramayan bır valnız adamdı Ajırıderecedenazık.ıncelıklı ter- bıyelı hatırbılır ınsan sevgısıyledopdolu. alçakgonullu. krmscy 1 meıtmeveıı katıksiz bır Istanbul etendısıvdı Yalan dolan bıl- nıez. herkesı dost. kardeş beller. uıılu fıl- mındekı gıbı hep 'Kardeşim Benim" derdı Tek kusuru belkı a>ırı derecede ıçkıy 1 sev - mış olmasıydı Bckar olduğu ıçın sırtında ge>,ındınnekleyükumlu olduğu bıraıleyu- ku de bulunnıadıgından azla yetınmeyı ıl- ke edmmıştı Fılmlerden aldığı sınırlı uc- letde son vıllardahastalıklaragıttığınden. Denız Kuv vetlen"nden astsuba\lıktan aldı- ğı emeklı maasıylageçınıneyeçalısıyorve bunun da kendısıne yettıgını soyluyordu Ozcan Ozgur çok tanınmiş bır sanatçı değıldı ^eşilçam ru>ası'nın co^- kusuna kendını kaptırıp umutlar peşınde ko^an. ancak umduğunu bulamavan. duskırıklıkları arasın- da bellı bır y aşa v e deneyıme ulas- mış. tekduze avaıe yasamı ıçınde kendı valnızlığına gomulmuş. te- sellıvıkadehlerdearavan 'rind'le^- mişbırkışıydı Yuıduınuzdasıne- ma ovunculuğunun ne denlı nan- kor. çılelı, eınek, ozven ısteven bır uğraş olduğunun canfı kanıtıydı sankı Artık geçmışte kalan Be- >oğlu'nun huzünlu 'bohem" va- şamının gerçek bır anıtı olarak anı- lara yerleştı 3ÖEkım 1936'daUtanbul"dado- ğan Ozcan Ozgür va da Refik Za- fer sanat vaîjamına 1961'de Bul- var Tıyatrosu nda Jeanne Ano- uilh ın unlu oyunu 'Generalin Aşkı-LeVal- sc De Toreadores'le başladı Ankara Çu- valdız Kabare Munır Ozkul Alı Povra- zoğlutıvatrolarında'BanaÇicek^ollama^ "New Vork'ta Bir Pazar' gıbı 20oyundarol aldı Tıyatro dunyasıyla uvum sağlayama- yıp I974"te sınemaya vonelen Ozgur du- zeylı yapıtlann arasında geçim kavgısıyla donemın modasi seks - gulduru fılmlerın- de dc ıstemeyerek ovnamak zorunda kal- dı 60yıllıkya^amının 35 yılını sanat dun- yasına adayan Özgur, fazla hırslı olmadı- ğından. oyunculuk donemınde 60 fılmle yetındı Sonçalışması 199ü'dakı'PianoPi- ano Bacâksız' oldu Fılmlerının arasında du^lerını gerçekle^tırdığı. ılk ve son kez ba^roleçıktıgıen onemlı vapıtı 'Kardeşım Benimdi 1983"teNesliÇölgeçen"ın ılkvo- netmenhk fılmı olan "Kardeşım Benım bır bakıına Ozcan Ozgur un ya^antnıs anı- larından olu^an kendı vasamovkusuydu Sedat Sımav 1 Sınema Odülu ıle 21 Antal- ya Fılnı Şenlığı nde ıkın^ılık ve goruntü odullerını alan fıimde ununu yıtırmeye başlayınca bunalıma duşen. ılı^kı kurama- dığı sevgılılenn yıız çevırdığı bar kadın- lanyla duşup kalkan yalnız ve mutsuz bır ovuncunun oykusu anlatılıvordu Kenar mahallede oturan aıle duzenınden voksun. mevhane koselerınde sabahlayan sarhoş vonetmenlenn sadece kuçuk roller oner- dıklerı bohem aktor Can Oz Ozcan Öz- gür'untakendısivdı Özyaşamından belır- lı ızler tasıyan kendı rolunu hıçbır abartı- ya yonelmeden dogal bıçımde ba>arıyla oynadı Bu ovutıcunun kısılığınde kendı dertlerını sorunlannı.yalnızlığını.düşmuş kadınlarla ılı^kılerını bayalığa du^meden gerçekçı bıçımde ortava kovdu Oynama- dı. adeta vaşadı Onu doruga ı,ıkaran bu va- pıttaovnamasavdı ^eşılçam ı ^e^uvenıonun ıçın belkı de hıç ya^anmami} oluıdu Onurlu bir yıldız yapayalnız yitip gitti KOŞEBENT ENİS BATUR Bienalin Arkasından Konuşmak Bıenal'e ılışkın eleştırel bakış gelıştırmenın onun- de engeller var Bır duzlemde, anakronık kalma kor- kusuyla susuyor ınsan(lar) Bır başka duzlemde, fark- lı amaçlarla eleştırı okları fırlatmış olanlarla yan yana getırılme tedırgınlığı doğuyor Ne olursa olsun, yan- lış anlaşılmaktan çekınerek soz almıyor, ashnda soz almak ısteyenler Bu duruma duşmek ıstemıyorum Bıenal bende genış çaptaduş kırıklığı yarattı, neden- lerıne değıneceğım Bır donem egemen olmuş hangı sanat anlayışına, akımına, eğılımıne bakarsanız bakın geçıp gıttığın- de bırkaç usta bırkaç başyapıt bıraktığını gorursu- nuz Onların yorungesınde mınor sanatçılar ve işler, daha da dış halkalarda sıradan, hatta sanat-dışı uy- du-sanatçılar, uydu-yapıtlar yer alır Kavramsal sanat bağlamında durum farklı değıl Duchamp'dan Beuys'aonculenn ışlerı, ışlevlen, fel- sefelen lyıden lyıye oturmuştur artık, bu nedenle de onları tartmak çok daha kolaydır Sanatın burjuvazı- ye hızmetıne, muzelerde yapay korunmaya alınıp hayattan soyunuşuna, tuketım urunune donuşme- sıne dıklenışlerı bır donemeç yarattı Hem yapım (ars ve tekhne çızgısınde), hem de kullanım denklemle- rını ters yuz edışlerı bır devrım olarak tanımlanabılır pekâlâ Onları ızleyenler ıçın "yuzçığlıkbıryumurta" ben- zetmesı yapılabılır sanıyorum Kendı payıma her şeyden once parametrelennm çarçabuk tutsağı ol- dukları goruşundeyım Soz gelımı, alelacele "tuvat resmı olmuştur' yargısınıgelıştırmelerı Bırıncısı, hıç- bır anlayış kendı dırım garantısını başka bır anlayı- şın olum duyurusuna dayayamaz Ikıncısı Zaman, bu yargıyı dogrulamamıştır Sandro Chia'dan Ki- efer'e Robert Combas'dan Pedro Moranef'e pek çok "yenı" ressam, Cremonını'den ya da Soula- ges'dan bayrağı devralmıştır Kavramsal sanatın bırkaç buyuk ustasını ayıracak olursak. mınorlenn "kavram"ıledıdışmebıçımlerı de bana hazın gorunuyor "lş"\ "1yı" yapınca sorun yok: İşte Bıenal'de yer alan Nam June Paik, ışte geçen- lerde Bursa'ya gelen Patrick Raynaud. Onlann "/(avramsa/"lıklan yapıtlarına dahıl, kendılerının ya da başka ışguzarların "ağır entelektuel açıklamala- n"na gerek kalmıyor Bakıyor, ılışkıye gırıyor ve ken- dı yorumlarımızı surece eklemleyebılıyoruz Gelge- lelım, Bıenal'dekı ışlerın çoğu ıçın geçerlı değıl bu Başına dıkılıp muthış yorumlarla destekleyecek ol- duktan sonra ağzı 1yı laf yapan bınnı Istanbul sokak- larında gezdırsek de olur inşaat yığınlarına, çop te- rlekelerıne umumı tuvalet duvarlarına enstalasyon kılıfı anında gıydırılır "Tam da oyle ya" dıyebılır ışın kuramcıları Yok, tam da oyle değıl Neden anonım değıl oyleyse ya- pıtlar neden sıkı sıparışler ve medyatık patırtılar soz konusu, neden pahalı kataloglar ve kurator ıtış ka- kışlan' Bu sorulara da hakkıyla yanıt verılmelı, lafı yu- varlamadan hem de istanbul Bıenalı'nde bır de tarıhsel mekânlann bu- yusunden doğan rantın paylaşımı rahatsız edıyor m- sanı Yerebatan'a ya da Aya Innı ye gıren ınsan 'au- ra'ya kapılıyor zaten, onlann varlıgjndan doğurulan paradoks efektı kullanılıyor bence Soz konusu ya- prtları bır de daha anonım, daha yansız mekânlarî taşıyalım Orıent-atıon orada nasıl gerçekleşecek bakalım Kavramsal ış'ın guçlusu zayıfından nasıl ayrılır'' Konumuz sanat ıse bu sorunun yanıtını hazırlaya- cak estetık ve estetık-otesı olçutler ortaya çıkmalı- dır Kırkaltı kara gozluğu bır kutuya koyup kutunun etıketıne 'Gotık Korler Senfonısı' yazmakla bıtıyor- sa olay, herkesm kısa ya da uzun sure ıçınde bır ret- rospektıf hazırlaması mumkundur Herkes sanat yapabılır noktasınagelıyoruz Zaten oyle oluyor Yavuz Tanyelı de Kenan Evren de sa- nat yapıyorlar Gene de bınnı otekınden ayırıyoruz Kabakov'u da ayırmak ıstıyor ınsan Bıenal'dekı şa- ka-graffıtı kanımca çok sonuk bır katılım KavramsaJ sanat, bırjest ıle sınırlamaz kendını bırortama "mu- dahale' edecekse eder Yoksa olçusuzlukle ve olçu- suzce şışırılmış bır ısmın gosterışı olarak kalır Bıenai ve benzen etkınlıklerı olumsuz gozle değer- lendırıyor değılım Sanatla çok yakından ılgıleneme- yen, bırebır takıp ılışkısı ıçınde kalamayan ızleyıcıle- re genış bır ufuk açılıyor buralarda Arayışın, farklılı- ğın, yenılığın sınır tanımazlığı vurgulanıyor Bununla yetınmemek gerekır Oğrenmek, eğıtmek tartışmak, hazırlamak da bır o kadar onemlıdır Bu yapılırsa, sapı samandan ayırma yoluna gırılebılır Yapılmazsa Herakleitos'un dedığı gıbı "samanı altından ayır- mak' guçleşır Onumuzenekoyulursaondaboncuk ararız Bır sonrakı Bıenal'e bıraz daha 1yı hazırlanmak en lyısı Hâmış Kadınların çogu, hayatlarındakı erkeğı, yal- nız yaşadıklarında uyurken gecelen açık bıraktıkları lambayla karıştırıyorlar Sonning Ödiilü Günter Gnass'a verildi KOPENHAG (AA)- Sonning odulune bu yıl Avrupa kulturune katkılan dolayisıyla Alman yazar Gunter Grass layık bulundu Kopenhag Unıversıtesf nce her ıkı yılda bır venlen ve 90 bın 10ü dolar değen nde olan odulu. yazar Grass. 19 nısanda alacak Odul. Avrupa kulturune katkısı olan kışılere. 19ı7 yılında olen Danımarkalı yazar C J Sonning onuruna. 1950'den bu yanavenlıyor Sonning odulunu. 1994'te Polonyalı fılm yonetmenı Krzysztof Kıeslovvskı. 1991 'de ıse Çek Cumhunyetı Devlet Başkanı ve yazar Vaclav Havel almıştı Yelda Kodallı Milano'da ayakta alkışlandı MİLANO (A A) - Dunvaca ûnlu Turk soprano Leyla Gencer'ın de bır zamanlar sahne aldığı ttalya'nın en onemlı sanat merkezlennden La Scala Operası. bır Turk sopranonun daha ba^ansına tanık oldu Yelda Kodallı. sezonun açıldığı 17 aralıktan bu yana La Scala'da ustlendığı ve ba^rollerden bın olan *Gece Krahçesı" rolunde gosterdığı buyuk performansla ayakta alkışlandı Gerek --ahnede gerek perde kapandıktan sonra ızleyıcılerın ayakta alkışladığı Kodallı, boylece, Gencer'den sonra duny anın bu en unlu operasında buyuk kabul goren ıkıncı Turk sanatçı oldu Ömer Orhun'un ikinci şiir kitabı Kultur Merke/i - Omer Orhun un Bırak Tembel Çjksın Resmımız" adlı ıkıncı şıır kitabı Lıman Yapımevı'nden çıktı Bır fotoğraf sanatçisı olan Omer Orhun aynı zamanda Yıldız Lnıversıtesf nde oğretım gorevlısı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle