Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2ARALIK 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 9
ANAP, ekonomik programını, iç borç vadesini uzatma ve özelleştirme temeline oturttu
4
Ekonomik' krize 'finansaP çözüm• İç borç sorununu Hazine'nin borç stokunu Merkez Bankasf na devrederek, sosyal
iüveıılikteki aksaklıkJan da özel sigorta şirketieri ile çözmeyi planlayan ANAP, iktidara
jeldiğınde yapacaklannı "seçim vaatleri' ile değil "seçim taahhütnamesi' olarak açıkladı.
• Vaat ile taahhüt arasındaki farkın müeyyide olduğunu belirten ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz."Bu takımın kaptanı olarak söylediklerimizi yerine getirmezsek bir dahaki
seçimlerde halkın karşısına çıkıp oy istemeyeceğimizi taahhüt ediyorum" dedi.
ikonomi Servisi- Anavatan Partisi
lANAPı ekonomideki borç çıkmazını
rînansal çözümlerle aşmayı ve böylece
ekonomiye nefes aldırmayı
programlıyor. İç borç sorununu.
hazine'nin borç stokunu Merkez
Bankası'na devrederek. sosyal
fiivenlik sistemının açıkJannı da özel
âgorta şirketlerini devreye sokarak
cözme\ı planlayan ANAP. bu kez
"seçim vaatleri" ile degil "seçim
taahhütnamesiyie~'seçmenin karşısına
çıkma iddiasında. Vaat ile taahhütname
arasındaki farkın müeyyide olduğunu
belirten ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. "Bu takımın kaptanı olarak
taahhüdüm; söylediklerimizi yerine
getirmezsek sonraki seçimlerde halkın
karşısına çıkıp oy istemeyeceğim. Yani
bugünkü hükümetin vanüşına
düşmejeceğim" dedi.
ANAP dün gerçekleştirdiğı toplantıyla
seçim taahhütnamesi olarak
adlandırdığı ekonomik programı
kamuoyuna açıkJadı.
Taahhütnamesine. "Siyasette, uzlaşma.
dürüstlük, etkinlik, ekonomide ise
yeniden yapılanma ve değjşim" diye
başlayan ANAP. ekonomik
programının temeline finans
reformunu kovarak adeta kendi
yarattığı cana\ara savaş açmış bir
görüntü sundu. ANAP. programında en
fazla yeri parasal reformlara ayırdı.
Tanm ve imalat sanayi gibi üretimi
oluşturan reel ekonomiyle ilgili ancak
dolaylı \e uzun vadeli çözümlerden
söz eden, gelir dağılımındaki
adaletsizlikleri de yine makro
polıtikalarla çözmeyi \aat eden ANAP,
"istikrarlı biiyüme ile biilüşümö"
gelir adaletinin koşulu olarak ortaya
koydu.
ANAP. büyük kamusal açıklara neden
olan sosyal güvenlik sistemini de
tamamen özel sektöre dev rederek
çözmeyi öngörüyor. Geçen dört yıl
boyunca kendilerine en sık yöneltilen
eleştirinin geleceğe ilişkin projeler
üretmemek olduğunu belirten Genel
Başkan Mesut Yılmaz. *O zaman hep
söyledik, "Olmayacak vaatlerde
bulunmayız' dedik. Yöneltflen
eleştirilerden etkilenmeden dört yıldır
sürdiirdüğümüz çalışmalann
sonucunda oiuştumlan taahhütnameyi
şimdi kamuoyuna sunu\oruz"dedı.
Her seçim öncesinde partilerin seçim
beyannamelerinde çeşıtlı kesimlere
mavi boncuk dağıttığını. gençlere.
işçiye. memura. çiftçiye vaatler
sıralandıgını belirten Yılmaz şöyle
konuştu: "Sonra bu vaatler unutulur.
seçim beyannameleri çöpe atılır ve
çarklar eskisi gibi dönmeye başlar.
Burada önemli olan °ne yapılacagı'nın
yanı sıra "nasıl yapılacağıdır."'
ANAP'ın taahhütnamesi ile söz
konusu sorulara cevap verdiğini
belirten Yılmaz. "Geçmişten ve diğer
partilerden farklı olarak nasıl
yapılacağını da söylüyoruz"
Ekonomide
yeniden yapılanma
(Fotoğrafiar: KLBİLAY TÜNTÜL)
PARASAL REFORM:
• Yenı bir Merkez Bankası Yasası
yürürlüğe konulacak
• Merkez Bankasfnın Hazine de
dahil. kamu kesimine kredi açma
yetkisi kaldınlacak
• Merkez Bankası'nın tek görevi
fiyat istikrannı sağlamak ve
korumak olacak
• Merkez Bankası yasa ile verilen
görevleri yerine getirirken Meclise
düzenli bilgı \erecek
I Hazine'nin tüm ıç borç stoklan
Merkez Bankası'na devredilecek.
m Konsolidasyon kesinlikle söz
konusu olmayacak. Merkez Bankası
Hazine'den devraldıgı iç borcu
vadesinde geri ödeyecek
• Hazine. Merkez Bankası'na
borcunu. enflasyona endekslenen
faizoranlan ile lOyıl içinde
ödevecek
• Özelleştirme gelirlerinin bir
kısmı da borçlann erken tasfiyesi
içın kulianılacak
• Borçlann finansmanı içın
Merkez Bankası iki yıl vadeli
borçlanma senetlen çıkararak
satacak
H Hazine'nin iki yıldan daha kjsa
vadelerde borçlanması
durdurulacak
BÜTÇE REFORMU:
• İç borç stokunun Merkez
Bankası'na devri ile bütçe kanahyla
finanse edilen borç
yükümlülüklerinde olumlu etki
yapacak
• Bütçe etkin bir vergi sistemi ile
desteklenecek
• Kayıt dışı ekonomi vergi
kapsamına alınacak. vergi kaçaklan
önlenecek
• Vergi oranlan azaltılacak
I Asgari ücret vergi dışı
bırakılacak
• Vergi daireleri yeniden
teşkilatlandınlacak
• Kamu kurumlannın borçlann
için verilen devlet garantilerine sınır
getırilecek
• Tanmsal destekleme ve Vergisel
teşvikler. bütçenın eki olarak
Meclis'in onayına sunulacak
SOSYAL CÜVENLİK
REFORMU:
• Kışılerin tasarruflanna dayanan
yeni biremeklılik sistemi
Setırilecek
I Bu tasarruflara işverenler de
çalışanlar kadar katkıda bulunacak.
Bu tasarruflar verai dışı bırakılacak
• Emekli Sandığü SSK ve Bağ-
(Cur zaman içinde tasfive edilecek.
• Emeklilik işlemleri özel sigorta
şirketieri ve özel emeklilik
fonlanyla yürütülecek
• Vatandaşlar çalışırken
yapacakları tasarruf oranında
emekli olduktan sonra maaş olarak
alacak
• Kişi estediği sosyal güvenlik
kurumunu seçebilecek
H Şimdıki sıstemdeki tüm haklar
korunacak
• jşsizlik sigortası kurulacak
• Işsizlik aylığı belirli bir süre için
sosyal güvenlik prımi ödeyen hak.
sahibinin son aylığının belli bir
yüzdesini aşmayacak
• Saglık sigortasıyla vatandaşlann
özel hastanelerden yararlanmaları
sağlanacak
FİNANSAL
REFORMLAR
• Bankacılık sısteminde yap ılacak
düzenlemeyle bankalar üzerindeki
siyasi etkiler tamamen ortadan
kaldınlacak
• Halen siyasi otoriteye verilmiş
olan yetkiler. bağımsız bir karar
organına bırakılacak
• Bankalar bu organa bağlı
denetçilereliyle denetlenecek.
m K.amu bankalan özelleştirılecek
• Bu bankalann yaptıklan kamu
görev ieri ilgili dev let kuruluşlanna
devredilecek
• Banka Sigorta Muamele Vergisi
ve Kaynak Kullanımı Destekleme
Fonu kaldınlacak
Koalisyon sinyaliTaahhütnamesinde "'Siyasette dürüstlük
ve etkinlik"' ilkelen çerçevesinde,
önceliklenn belirlenmesi konusunda kişi
ve kuruluşlarla uzlaşmaya hazırolduğu
mesajını vurgulayan ANAP. biranlamda
seçim sonrası için "koalisyona hazır
olduğu" sinyali de verdi.
Seçimlere giderken oluşturduklan
uzlaşma zemininin birçok alanda
hoşgörü ve uzlaşmayı kapsadığını
belirten ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, bu anlamda Günevdoğu
Bölgesi'ne bakışlanyla farklı bir
yaklaşım sergilediklerine dikkat
çekiyor. Günevdoğu sorununun bölgenin
değil Türkiyenin sorunun olduğunu
belirten Yılmaz, sorunu iç politika
malzemesi yapmadan çözmeve kararlı
olduklannı belirtiyor.
Devletin venıden yapılanması. yerel
yönetimlerin güçlendirilmesı. hukuk ve
eğitım alanındaki taahhütlerinı
kurduklan uzlaşma ortamına davandıran
ANAP. Günevoğu Bölgesı'nın parlak
geleceğini de bu sayade inşa etmeyi
planlıvor.
bıçimındeki ifadesiyle de. Özal
döneminin ANAP'ı ile aradaki farkı
ortaya koymaya çalıştı.
Bunu bile yeterli görmediklerini
belirten Yılmaz. "Kimlerle ve hangi
kadrolarla yapacağımızı da
söylüyoruz'" dedi.
Yapısal degişım programını "Devlette
Yeniden Yapılanma" ve **Ekonomide
Yeniden Yapılanma" olarak ikiye
ayınvor. Dev leti güven duygusu
vermeyen saygınlığını kaybetmiş
bugünkü şışkın, hantal. pahalı ve
savurgan yapısından kurtararak ciddi
etkin, güçlü. verımli biryapıva
kavuşnjtmayı öngören ANAP, tüm
sorumlulukları yerel yönetimlere
devretmeyi planlıyor.
Devlette
yeniden
yapılanma
EĞİTİM REFORMU:
• Zorunlu temel eğitim 8 yıla
çıkartılacak
• Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı tüm
okullardaki öğretmen ve personel tayin
yetkisi il özel idarelerine devredilecek.
• Milli Eğitim Bakanlığı genel eğitim
planlaması yapan ve denetleyen bir
yapıya kavuşturulacak
• Özel sektör okul yapmaya
özendirilerek bu konuda teşvik edilecek
• Yerel eğitim vakıflan kurulacak
I Cniversiteler mali bağımsızlığa ve
bilimsel özerkliğe kavuşturulacak
H AR-GE faaliyetleri için ayrılan
kavnak ilk aşamada yüzde l 'e ve daha
sonra da yüzde 2'ye çıkanlacak
HUKUK REFORMU:
• Hukuk kurallarının Avrupa Birliği
mevzuatıyla uyumu gerçekleştirilecek.
m Tüketiciyi Koruma Yasası yeniden
düzenlenecek
• Yüksek mahkeme üyeleri Parlamento
tarafından seçilecek
• Yargılamada tüm yükü üst yargı
organına aktaran sistem değiştırilecek.
I Kamu görev lilennin ışledikleri
suçlardan yargılanmalannı zorlaştıran
engeller kaldınlacak.
H Düşünce özgürlüğü üzerindeki tüm
engeller kalkacak
• Kira. alacak ve boşanma davalannda
ihtilafların üst yargı organlanna
gidilmeden çözülmesini sağlayacak yasal
düzenlenıeler vapılacak
SAĞLIK REFORMU:
H Sağlık refornıu çerçevesinde
hastaneler özelleştirılecek.
• Vakıflann sağlık alanına girmeleri
özendirilecek.
• Sağlık Bakanlığı hastane işleten bir
idare olmaktan çıkanlarak sağlık
politikalan üreten bir idare haline
dönüştürülecek.
• Devlet temel sağlık hizmetlerini
bedelsiz olarak sunmaya devam
edecek
NtOTLAR
Üç boyutlu ANAPAnavatan Partısı'nin seçim programını
açıklayacağı toplantı davetıv esinin kapağın-
da. ANAP amblemi ile bırlikte bir slogan
dikkatı çekıyordu: "Bu işi biz çözeriz"
Toplantıya giderken yol boyu bunu düşün-
dük: "Bu işi nasıl çözecekler? Kaynağı ne-
reden bulacaklar?"
Yüksek faizi. yüksek enflasyonu. borç yü-
künü. dış ticaretaçığmı. işsizligı, üretimsiz-
liği...Çözmek gerçekten olanaklı mı?
Toplantı salonunun kapısında büyük bölü-
mü ANAP'lılardan oluşan bir kalabalık ve
tek konu seçimin sonuçlan...
En gözde millervekili adaylan partide nis-
peten yenı olan ekonomi teknokratlan. DPT
eski müsteşan İlhan Kesici. adeta Mesut
Yılmaz'ın sağ kolu. Merkez Bankası eski
başkanı Rüşdü Saracoğlu da en
çok ılgi çeken ısimlerden. Özal'lı
yıllann ekonomi kurmaylan Ek-
rem Pakdemirli ile Güne; Taner,
daha sesstzce bir köşede verlerini
almışlar. Partililer orada ancak.
ANAP'm en büyük destekçisi olan
ünlü sanayici ve işadamlan ile sa-
natçılar ve sosyetenin ünlü ısimle-
ri sanki özellikle gelmekten kaçın-
mışlar. Medyanın ünlü köşe yazar-
lan da pek ortada yok.
Toplantı salonuna girerken.
ANAP'ın hakim rengi olan sarı
kostümlergiymiş bayan hosteslerin
dağıttığı beyaz kaıion çerçevelı,
plastik gözlüklerden alıyoruz. Ba-
zı ANA^'lılar daha önce üç boyut-
lu film izlememiş olacaklar ki. önce garip-
siyorlar. Toplantı salonunda da konu seçim
sonuçlan. Arka sırada bir ANAP'lı bayan
çevresındekilere müjde dağıtıyor: "Duydu-
nuz mu Ali Şen açıklamış. Kadıköy'den
Çiller'e oy yok demiş..."
Derken ışıklar sönüyor ve camla kaplı be-
yaz perdede film başlıyor.
lzlediğimiz. 1983 sonrası modaolan. sos-
yal içeriİdi Türk filmlerini anımsatıyor. Acı
var, gözyaşı var.kan var. sefalet var.BirGa-
ziosmanpaşa olaylan yansıyor perdeye, bir
Dinardepremi. Başbakan'ın helikopterper-
vanesine kapılıp. şehit olan polısın görüntü-
sü de unutulmamış. Tempolu bir müzik eşli-
ğinde ızliyoruz. tüylerimizdikendiken... Fil-
memetınkurgulanmamış, görüntülerherşe-
yi anlatıyor. Ancak garip olan. görüntü tek
boyutlu. Herkesin gözünde bir işe yarama-
yan plastik gözlük, çok komik duruyor.
Derken bir şangırtı. beyazperdenin önün-
deki cam tuzbuz. perdenin etrafından vapay
dumanlarla si> bulutu oluşuvor ...Turgut
Özal'ın başbakanlığı döneminde televizyon-
larda izlemeye alıştığımız "İcraatın için-
den" programı tarzında, üç boyutlu
"ANAP'lı jıllar fılmi" böylece vızyona gı-
riyor. Barajlar, otoyollar, fabrikalar, mutlu iş-
çiler. mutlu insanlar... Çağ atlayan Türkiye.
Bu görüntülerin açıklanmaya ihtiyacı ola-
cak ki. alt yazılar geçiyor: Otoyollanmız şu
kadar kilometreden, bu kadar kilometreye
çıktı. Çimento üretimimız şu kadar tondan.
bu kadar tona çıktı. 5 yıldızlı otel şu kadar
arttı, petrol üretirrumiz bu kadar arttı... Bek-
liyoruz ki, başka veriler de sıralanacak
ÎŞÇİNİNEVRENİNDEN
ŞUKRAN SOrVER
Kendine YabancıTürk-iş Genel Kurulu'na gün saya yapılan Başkan-
lar Kurulu'ndan, yaklaşan siyasal seçimlere ilişkin bir
karar çıkmadı. Öyle bir şeyin görüşülmesi bile düşü-
nülmedi. Önümüzdeki hafta yapılacak genel kuruldan
da seçimlere yönelik bir karar ve politika beklemeyin.
Özeti. Türk-lş başkanları siyasetçilere yönelik bol
eleştirili, bol blöflü, en sert demeçleri verebilirier. An-
cak işçi çıkarlan açısından, önümüzdeki seçimlerde
nasıl bir politika izlenmesi gerektiği, hangi partilere
asla oy verilmeyip hangilerine verilebileceği ya da bir
siyasi partinin desteklenmesi gerektiği yolunda bir ka-
rar veremezler.
Batı demokrasilerinde işçi sendikalan ile sosyal de-
mokrat ya da işçi partileri arasında doğoıdan bir bağ
ve ilişki söz konusudur. Siyasal ve ekonomik destek.
işbiriiği, iç içelik, ikili üyelik ağırlıklı ve geçeriidir. Bü-
tün bunlar sendikaların dar anlamda siyaset yapma-
sı, siyasi parti işlevini yüklenmeye kalkışması değil,
sendika olmanın, geniş anlamda siyaset yapma zo-
runluluğunun, sendikal sorumluluğun gerekleridir.
Bizim yasaklı demokrasimizde, yasalar bunu hâlâ
engellemektedir. Sendikacılar için anayasadan yenı
kalkan siyaset yasağı henüz yasal düzene geçme-
miştir. Geçse bile çağdaş anlamda sendika-siyaset
ilişkisi, demokratik özgürlüklerden hâlâ çok uzak ka-
lacaktır.
Siyasal ve sendikal demokrasimizdeki bu büyük
ayıba rağmen geçmiş yıllarda, 12 Eylül öncesinde,
öncelikle DİSK. 12 Eylül sonrasında da Türk-iş, siya-
sal gelişmelere tamamen seyirci kalmamışlardır. Yö-
netim organlan. seçımler öncesinde durum degerien-
dinmesi yaparak o seçimlere yönelik. gerekçeli. belli
bir siyasi partiyi koşullu destekleme karan almışlardır.
Bir benzeri bugün gündemde değil. Neden?
En kolay ve sendikacıyı aklamaya. sorumluluktan
kurtarmaya yönelik yanıt, "işçi sınıfı ve çıkarlan açı-
sından ılkeli kaiabilmiş, desteklenmeyi hak etmiş si-
yasi parti yok" olabılir Böyle bir durumda dahi, genel
kurulu öncesi son başkanlar kurulunu yapmış Türk-
Iş'in bu konuyu görüşmesi. hangi nedenlerle, hangi
partiler ya da ideolojiler karşısında olunması gerekti-
ğini açıklaması, ıdeoloji açısından desteklenmesi ge-
reken partiler için de hangi uygulamaları nedenı ile
destek kararı alınamadığının saptanması gerekmez
miydi?
Gelin görün ki Türk-iş gerçeğinde bugünkü başkan-
lar kurulunun, sendika başkanlarının bir araya gelip,
seçimlere ve siyasi partilere yönelik bir çoğunluk gö-
rüşü çıkarması. karar alması söz konusu bile olamaz.
Tek neden ve sorun da siyasal kırienme, siyasi par-
tilerde yaşanan kimlik ve ideolojik erozyon hiç değil.
Tam tersı asıl böyle bir karmaşada. işçınin yol göste-
riciliğe gereksinımi daha fazla.
Sendıkalizmin görev ve sorumluluğundan kaçışının
görünmeyen gerçek nedeni, siyasetle birlikte sendi-
kalizmın de içinde olduğu kirlenme. Bırkaçı istisna,
ideolojik olarak işçi sınıfının. sendikal hakların en kar-
şısında siyasi partilerden bile öneri alsa, dili bir karış
dışarda koşturacak sendika başkanlarında siyasi par-
tileri ameliyat masasına oturtacak yürek nerede?
Zorunlu toplusözleşme-grev çıkmazında yaptıklan
çıkışların ardından. kişisel açıklan nedeni ile medya-
dan uğradıkları saldırılar ortada. Şimdi seçim zama-
nı, bu kıyasıya kavgada. siyasi partileri, liderlerı kızdır-
manın, kendilerini hedef yapmanın âlemı mi var?
işın bir başka boyutu, bir araya gelip, sendikal ilke-
ler çerçevesinde bir ortak görüş üretme konumunda
da değiller. Aralarındaki kişisel, ilkesiz parçalanma,
ortak görüş üretmeye. karar alabilmeye engel. Daha-
sı bir karar alabilseler de aldıkları kararın doğruluğu-
na, işçiden yana olduğuna toplumu, ışçilerı inadırabi-
leçek güvene, saygınlığa sahıp değiller.
Işçiler, ülkemizde sendıkaları tarafından, çıkarlan
doğrultusunda yönlendirilmeden hep yoksun kaldılar.
Yine de dönem dönem DİSK'in ve de Türk-iş'in önem-
li katkıları oldu. Bugünlerde ise sendikalızm işlevini
yapmaktan çok uzakta. Sendikacı işçi liderliğıne. kim-
liğine, tamamen yabancılaşmış. günümüz modasına
uygun, kendi çıkartannı gözeten bir konumda.
Bu da kaçınılmaz, örgütlü işçınin, siyasete ağırlığı-
nı koyabilme, bilinçienme. kendinı tanıma şanslarını
en aza indiriyor. Iş, işçi sınıfına, bilincine, çıkarlarına
yabancılaştınlmak üzere her şey yapılmış işçınin. sağ-
lıklı oy kullanabılmesine, bireysel sağduyusuna kalı-
yor.
Hava kirliliği kader mi?
Enflasyon, faizler. iç borç. büyüme. bütçe
açığı. dış borç. dış ticaret. yatınm. istihdam
nereden nereye gelmiş?.. Ama yok.
"İcraatın içinden" bittikten sonra ışıklar
yanıyor ve Mesut Yılmaz kürsüye çıkıyor.
"Temiz siyasetten. yolsuzluk ve suistimal-
le mücadeden" söz ediyor. Vaatler yerine.
gerçekleştinlebilirtaahhütlerle halkın karşı-
sına çıkmaktan bahsediyor. Sadece diğer par-
tilerden değil. "geçmişten" de farklı olduk-
lannı belirtiyor. ANAP'ta ve ANAP'lıdaki
degişimin altını çıziyor. Eski ve yeni
ANAP'lılar. onu dikkatle dinliyor.
Turgut Özal'ın dört katlı ANAP'ının ve-
rinı. Yılmaz'ın üç boyutlu ANAP'ı alıyor
ANAP'ın bırincı boyutu. geçmişin vanlışla-
nnı. ikinci boyutu geleceğe dönük vaatleri.
üçüncü boyutu da sanki aradaki çelişkiyı
yansıtıyor...
A
klın yolu bırderler. Yanı, akıl ve
mantık işin içine girdiğinde ortak bir
n'oktada buluşulur. Ama. bunun için
ilk önce akıl ve mantığın bulunması ya
da uygulanması gerekir. Ortada bir
sorun varsa insanlar bir araya gelir,
sorulur, soruşturulur. uzmanına danışılır
ve en uygun çözüm bulunur.
Sorunumuz hava kirliliği. Burada bizi
ilgilendiren kısmı da araçlardan
kaynaklanan hava kirliliği.
Çözüm olarak neler yapılabilir? Araçların
havayı daha az kirletmesinı sağlamak
için daha ileri teknolojili, daha az yakıt
tüketen motorlar, egzoz gazlannı büyuk
oranda temizleyen katalıtık konvertörler
(dönüştürücüler). buna ek olarak trafik
sıkışıklığmı azaltacak, toplu taşıma
araçlarını daha etkin duruma getırecek
önlemler alınır ve araçların çevreye
verdiği zarar bugunküne göre çok aza
indirilir.
Katalitik dönüştürücü denilen zekice
buluş yıllardır otomobillerde kullanılıyor.
Bunun sayesinde, otomobillerin neden
olduğu hava kirliliği çok duşük oranlara
ındiriliyor. Bu alet. egzoz gazlarının,
kılcal kanalcıklara sahıp seramik bir
maddenin içinden geçilerek zararsız
gazlara dönüştürülmesini sağlıyor.
Yüksek ısıda gerçekleştirilen bu ışlem
için kılcal kanalcıklann içi katalitik etkı
yaratan (kımyasal işlemı hıziandıran)
özel maddelerle kaplanıyor. Bu aletin
kendisi 100 - 200 dolar değerinde. Ama
bu aletin kullanılabilmesi için motorun
karbüratörlü değil enjeksiyonlu olması
gerekiyor. Ayrıca katalitik
dönüştürücüye giden gazların, aletin
verimîi çalışmasına olanak tanıyacak
nrtelikte olmasını sağlamak için bir
motor işletim sistemi de (yani, bir mini
bilgisayar) motora ekleniyor. Enjeksiyon
ve motor işletim sistemi. otomobilin
fiyatına yansıtılması kaçınılmaz
maliyetlere sahip. Ama bu büyük bir
engel değil. Hatta devlet bu konuda
teşvik edici önlemler alırsa bunlann
fiyatlara etkisı çok az olabilir. Bazen
katalitik dönuşturücülerin ömrü
soruluyor; sık değıştırılmesi gerekirse
kullanım masraflarını arttıracağı
düşunülüyor. Teknolojınin ulaştığı yeri
göstermesi bakımından şöyle cevap
verebilirız: ABD resmi makamları her
otomobil üreticisınden sattıklan kataiitik
dönüştürücüler için 100 bin mil (161 bin
km.) ya da 10 yıl garanti vermesinı
istiyor. Yaklaşık on yılda bir, birkaç yüz
dolar masraf, sağladıklarının yanında
çok olmasa gerek. Çevre Bakanlığı ile
yerli üreticıler arasında yapılan protokole
göre Türkiye'de ancak 2000 yılının
başından ıtıbaren bütün yerli otomobiller
fabrikadan katalitik dönüştürücülü
çıkacak. Bu tarihe kadar çevreyi kirleten
yeni otomobiller üretilmeye devam
edilecek. Aslında şu anda bütün yenı
yerli otomobillere katalitik dönüştürücü
takılmaya başfansa bile ancak yıllar
sonra bütün otomobillerimiz yenilenıp
çevreyi çok az kirletır duruma gelecek.
Dereye karışan pıs suları bugünden
kesersek ancak yıllar sonra dere tam
olarak temizlenecek. Oysa biz "2000
yılına kadar dereye akan pıs suların
akmasını yavaş yavaş azaltalım, ondan
sonra pıs suların onünu tamamen
keseriz "mantığındayız.
Bir de ne zaman
daha ilerı teknolojili
otomobil üretilsin
dense yerli
üreticılerin cevabı
hazır: "Aslında
üretebılinz, ama
maliyeti çok
yüksek." Bu bana Amerikaiı otomobil
ureticilerinin 80'li yıllarda Amerika'da
daha ucuza otomobil üretilemeyeceğini
soylemelerini anımsatıyor. Japonlar
Amerika'da fabrikalar kurup orada da
ucuz ve kaliteli otomobil üretilebileceğini
gösterdikten sonra Amerikaiı firmaların
hiçbır mazeretı kalmadı ve kendileri de
fabrikalannı yenileyip daha verimli
üretim yapmayı öğrenmek zorunda
kaldılar. Otomobillerin havayı
kirletmesinı önlemek, isteyip de
başarıiamayacak bir şey değil. Yeter ki
akıl kullanılmak istensin. Sorunların
üstesinden gelebilmek içın ilk önce bir
zihniyet değişiklığine gerek var. Bu
başanidıktan sonra bize sadece
teknolojınin sağladığı olanaklan
kullanmak kalıyor.
Son olarak. Boğaziçi Üniversitesi'nde
sevgili hocamız Kriton Curi'nin çevre
dersındekı son cümlesini burada
yinelemek ıstıyorum: "Bu derste
gördüğümüz çeşitlı kihilik türleriyte
mücadele edebilmek içın ilk önce
ahlaksal kirliliği temizlememiz
gerekir. " •
KISA KISA
• FIAT'ın ikiz
otomobilleri
Brava/Brava.
Avrupa'da "yılın
otomobili" seçildi.
Çeşitli Avrupa
ülkelerinin uzman
gazetecılerinden oluşan
jüri üyeleri Fiat
Brava/Brava'yı 378
puanla bırinci seçerken,
Peugeot 406'ya 363
puan. Audı A4'e 246,
yeni Opel Vectra'ya 217
ve Mercedes E sınrfına
196 puan verildi.
• AUDİ'nin kavramsal
otomobili Audi TT
istanbul'da dün
başlayan Auto Show
"95 Fuan'nda
sergileniyor.
• Aynı fuarda
Ferrari'nin
500 bin
dolann
üstünde
bir fiyatla
satılan en
son ve en
gelişmış
modeli F 50 de yer
alıyor. Toplam 349 adet
üretilen Ferrari'den
Türkiye'ye sadece bir
kontenjan aynlmış.
• ALFA ROMEO 200
beygir gücündeki spor
modeli GTV Coupe'yi
de pıyasaya sundu.
Geleneksel Alfa Romeo
çizgilerine sahip şık
otomobil 3.5 milyar lira.
• NİSSAN
yenı
Primera
modelini
1996'nın
ortalannda Türkiyede
şatışa sunacak.
ingıltere'de üretilecek
Primera'da 1.6 ve 2.0
lıtrelik motor seçenekleri
bulunacak.
• ROVER'ınyeni
modeli Rover 400
Türkiye'de satışa
sunuldu.
ERKAN ALTINSOY
Mercedes'ten spor
otomobil: SLK
U
zun on kısım. alçak ön cam. geniş kapılar ve
değişken tavan Mercedes-Benzın yenı
roadster modelinin ayırt edicı özelliklerini
oluşturuyor. Bu yeni aracın adı kısa ve öz: SLK
(S-spor, L-hafif. K-küçük). Nisan 1996'daTorino
Otomobil Fuan'nda tanıtımı yapılacak olan SLK.
Eylül 1996'da satışa sunulacak. SLK'de 136 ve
193 beygirtik iki motor seçeneği bulunacak. •
Renault'dan yeni
19 Europa dizel
R
enault-Maıs, 19 Auropa'nın yerli uretim dizel
modelini de piyasaya sunuyor. 1870 cc
hacmindeki dizel motora sahip Renault 19
Europa 1.9D. 65 beygir gücündeki motoruyla 90
km/s sabit hızda 4.6 litre yakıt tüketiyor. Özellikle
taksicileri hedefleyen hidrolik direksiyonlu ve
otomatık camlı bu yenı dizelin taksiciler için fiyatı
875 milyon lira (bınek 889 milyon). Renault 19
Europa dizel, şehir içinde 7 lıtre civannda olan
yakıt tüketimi ve Türkiye'de motorınin benzıne
göre nispeten ucuz olması sayesinde taksiciler
için çok cazip. Yılda 100 bin km yol yapan bir
taksici benzinli bir Şahin yenne Renault 19 dizel
kullandığında yakıt masrafında hesaplanmıza
göre yılda 150 milyona yakın kâr ediyor. •