22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2ARALIK 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 9 ANAP, ekonomik programını, iç borç vadesini uzatma ve özelleştirme temeline oturttu 4 Ekonomik' krize 'finansaP çözüm• İç borç sorununu Hazine'nin borç stokunu Merkez Bankasf na devrederek, sosyal iüveıılikteki aksaklıkJan da özel sigorta şirketieri ile çözmeyi planlayan ANAP, iktidara jeldiğınde yapacaklannı "seçim vaatleri' ile değil "seçim taahhütnamesi' olarak açıkladı. • Vaat ile taahhüt arasındaki farkın müeyyide olduğunu belirten ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz."Bu takımın kaptanı olarak söylediklerimizi yerine getirmezsek bir dahaki seçimlerde halkın karşısına çıkıp oy istemeyeceğimizi taahhüt ediyorum" dedi. ikonomi Servisi- Anavatan Partisi lANAPı ekonomideki borç çıkmazını rînansal çözümlerle aşmayı ve böylece ekonomiye nefes aldırmayı programlıyor. İç borç sorununu. hazine'nin borç stokunu Merkez Bankası'na devrederek. sosyal fiivenlik sistemının açıkJannı da özel âgorta şirketlerini devreye sokarak cözme\ı planlayan ANAP. bu kez "seçim vaatleri" ile degil "seçim taahhütnamesiyie~'seçmenin karşısına çıkma iddiasında. Vaat ile taahhütname arasındaki farkın müeyyide olduğunu belirten ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. "Bu takımın kaptanı olarak taahhüdüm; söylediklerimizi yerine getirmezsek sonraki seçimlerde halkın karşısına çıkıp oy istemeyeceğim. Yani bugünkü hükümetin vanüşına düşmejeceğim" dedi. ANAP dün gerçekleştirdiğı toplantıyla seçim taahhütnamesi olarak adlandırdığı ekonomik programı kamuoyuna açıkJadı. Taahhütnamesine. "Siyasette, uzlaşma. dürüstlük, etkinlik, ekonomide ise yeniden yapılanma ve değjşim" diye başlayan ANAP. ekonomik programının temeline finans reformunu kovarak adeta kendi yarattığı cana\ara savaş açmış bir görüntü sundu. ANAP. programında en fazla yeri parasal reformlara ayırdı. Tanm ve imalat sanayi gibi üretimi oluşturan reel ekonomiyle ilgili ancak dolaylı \e uzun vadeli çözümlerden söz eden, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri de yine makro polıtikalarla çözmeyi \aat eden ANAP, "istikrarlı biiyüme ile biilüşümö" gelir adaletinin koşulu olarak ortaya koydu. ANAP. büyük kamusal açıklara neden olan sosyal güvenlik sistemini de tamamen özel sektöre dev rederek çözmeyi öngörüyor. Geçen dört yıl boyunca kendilerine en sık yöneltilen eleştirinin geleceğe ilişkin projeler üretmemek olduğunu belirten Genel Başkan Mesut Yılmaz. *O zaman hep söyledik, "Olmayacak vaatlerde bulunmayız' dedik. Yöneltflen eleştirilerden etkilenmeden dört yıldır sürdiirdüğümüz çalışmalann sonucunda oiuştumlan taahhütnameyi şimdi kamuoyuna sunu\oruz"dedı. Her seçim öncesinde partilerin seçim beyannamelerinde çeşıtlı kesimlere mavi boncuk dağıttığını. gençlere. işçiye. memura. çiftçiye vaatler sıralandıgını belirten Yılmaz şöyle konuştu: "Sonra bu vaatler unutulur. seçim beyannameleri çöpe atılır ve çarklar eskisi gibi dönmeye başlar. Burada önemli olan °ne yapılacagı'nın yanı sıra "nasıl yapılacağıdır."' ANAP'ın taahhütnamesi ile söz konusu sorulara cevap verdiğini belirten Yılmaz. "Geçmişten ve diğer partilerden farklı olarak nasıl yapılacağını da söylüyoruz" Ekonomide yeniden yapılanma (Fotoğrafiar: KLBİLAY TÜNTÜL) PARASAL REFORM: • Yenı bir Merkez Bankası Yasası yürürlüğe konulacak • Merkez Bankasfnın Hazine de dahil. kamu kesimine kredi açma yetkisi kaldınlacak • Merkez Bankası'nın tek görevi fiyat istikrannı sağlamak ve korumak olacak • Merkez Bankası yasa ile verilen görevleri yerine getirirken Meclise düzenli bilgı \erecek I Hazine'nin tüm ıç borç stoklan Merkez Bankası'na devredilecek. m Konsolidasyon kesinlikle söz konusu olmayacak. Merkez Bankası Hazine'den devraldıgı iç borcu vadesinde geri ödeyecek • Hazine. Merkez Bankası'na borcunu. enflasyona endekslenen faizoranlan ile lOyıl içinde ödevecek • Özelleştirme gelirlerinin bir kısmı da borçlann erken tasfiyesi içın kulianılacak • Borçlann finansmanı içın Merkez Bankası iki yıl vadeli borçlanma senetlen çıkararak satacak H Hazine'nin iki yıldan daha kjsa vadelerde borçlanması durdurulacak BÜTÇE REFORMU: • İç borç stokunun Merkez Bankası'na devri ile bütçe kanahyla finanse edilen borç yükümlülüklerinde olumlu etki yapacak • Bütçe etkin bir vergi sistemi ile desteklenecek • Kayıt dışı ekonomi vergi kapsamına alınacak. vergi kaçaklan önlenecek • Vergi oranlan azaltılacak I Asgari ücret vergi dışı bırakılacak • Vergi daireleri yeniden teşkilatlandınlacak • Kamu kurumlannın borçlann için verilen devlet garantilerine sınır getırilecek • Tanmsal destekleme ve Vergisel teşvikler. bütçenın eki olarak Meclis'in onayına sunulacak SOSYAL CÜVENLİK REFORMU: • Kışılerin tasarruflanna dayanan yeni biremeklılik sistemi Setırilecek I Bu tasarruflara işverenler de çalışanlar kadar katkıda bulunacak. Bu tasarruflar verai dışı bırakılacak • Emekli Sandığü SSK ve Bağ- (Cur zaman içinde tasfive edilecek. • Emeklilik işlemleri özel sigorta şirketieri ve özel emeklilik fonlanyla yürütülecek • Vatandaşlar çalışırken yapacakları tasarruf oranında emekli olduktan sonra maaş olarak alacak • Kişi estediği sosyal güvenlik kurumunu seçebilecek H Şimdıki sıstemdeki tüm haklar korunacak • jşsizlik sigortası kurulacak • Işsizlik aylığı belirli bir süre için sosyal güvenlik prımi ödeyen hak. sahibinin son aylığının belli bir yüzdesini aşmayacak • Saglık sigortasıyla vatandaşlann özel hastanelerden yararlanmaları sağlanacak FİNANSAL REFORMLAR • Bankacılık sısteminde yap ılacak düzenlemeyle bankalar üzerindeki siyasi etkiler tamamen ortadan kaldınlacak • Halen siyasi otoriteye verilmiş olan yetkiler. bağımsız bir karar organına bırakılacak • Bankalar bu organa bağlı denetçilereliyle denetlenecek. m K.amu bankalan özelleştirılecek • Bu bankalann yaptıklan kamu görev ieri ilgili dev let kuruluşlanna devredilecek • Banka Sigorta Muamele Vergisi ve Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kaldınlacak Koalisyon sinyaliTaahhütnamesinde "'Siyasette dürüstlük ve etkinlik"' ilkelen çerçevesinde, önceliklenn belirlenmesi konusunda kişi ve kuruluşlarla uzlaşmaya hazırolduğu mesajını vurgulayan ANAP. biranlamda seçim sonrası için "koalisyona hazır olduğu" sinyali de verdi. Seçimlere giderken oluşturduklan uzlaşma zemininin birçok alanda hoşgörü ve uzlaşmayı kapsadığını belirten ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bu anlamda Günevdoğu Bölgesi'ne bakışlanyla farklı bir yaklaşım sergilediklerine dikkat çekiyor. Günevdoğu sorununun bölgenin değil Türkiyenin sorunun olduğunu belirten Yılmaz, sorunu iç politika malzemesi yapmadan çözmeve kararlı olduklannı belirtiyor. Devletin venıden yapılanması. yerel yönetimlerin güçlendirilmesı. hukuk ve eğitım alanındaki taahhütlerinı kurduklan uzlaşma ortamına davandıran ANAP. Günevoğu Bölgesı'nın parlak geleceğini de bu sayade inşa etmeyi planlıvor. bıçimındeki ifadesiyle de. Özal döneminin ANAP'ı ile aradaki farkı ortaya koymaya çalıştı. Bunu bile yeterli görmediklerini belirten Yılmaz. "Kimlerle ve hangi kadrolarla yapacağımızı da söylüyoruz'" dedi. Yapısal degişım programını "Devlette Yeniden Yapılanma" ve **Ekonomide Yeniden Yapılanma" olarak ikiye ayınvor. Dev leti güven duygusu vermeyen saygınlığını kaybetmiş bugünkü şışkın, hantal. pahalı ve savurgan yapısından kurtararak ciddi etkin, güçlü. verımli biryapıva kavuşnjtmayı öngören ANAP, tüm sorumlulukları yerel yönetimlere devretmeyi planlıyor. Devlette yeniden yapılanma EĞİTİM REFORMU: • Zorunlu temel eğitim 8 yıla çıkartılacak • Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı tüm okullardaki öğretmen ve personel tayin yetkisi il özel idarelerine devredilecek. • Milli Eğitim Bakanlığı genel eğitim planlaması yapan ve denetleyen bir yapıya kavuşturulacak • Özel sektör okul yapmaya özendirilerek bu konuda teşvik edilecek • Yerel eğitim vakıflan kurulacak I Cniversiteler mali bağımsızlığa ve bilimsel özerkliğe kavuşturulacak H AR-GE faaliyetleri için ayrılan kavnak ilk aşamada yüzde l 'e ve daha sonra da yüzde 2'ye çıkanlacak HUKUK REFORMU: • Hukuk kurallarının Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumu gerçekleştirilecek. m Tüketiciyi Koruma Yasası yeniden düzenlenecek • Yüksek mahkeme üyeleri Parlamento tarafından seçilecek • Yargılamada tüm yükü üst yargı organına aktaran sistem değiştırilecek. I Kamu görev lilennin ışledikleri suçlardan yargılanmalannı zorlaştıran engeller kaldınlacak. H Düşünce özgürlüğü üzerindeki tüm engeller kalkacak • Kira. alacak ve boşanma davalannda ihtilafların üst yargı organlanna gidilmeden çözülmesini sağlayacak yasal düzenlenıeler vapılacak SAĞLIK REFORMU: H Sağlık refornıu çerçevesinde hastaneler özelleştirılecek. • Vakıflann sağlık alanına girmeleri özendirilecek. • Sağlık Bakanlığı hastane işleten bir idare olmaktan çıkanlarak sağlık politikalan üreten bir idare haline dönüştürülecek. • Devlet temel sağlık hizmetlerini bedelsiz olarak sunmaya devam edecek NtOTLAR Üç boyutlu ANAPAnavatan Partısı'nin seçim programını açıklayacağı toplantı davetıv esinin kapağın- da. ANAP amblemi ile bırlikte bir slogan dikkatı çekıyordu: "Bu işi biz çözeriz" Toplantıya giderken yol boyu bunu düşün- dük: "Bu işi nasıl çözecekler? Kaynağı ne- reden bulacaklar?" Yüksek faizi. yüksek enflasyonu. borç yü- künü. dış ticaretaçığmı. işsizligı, üretimsiz- liği...Çözmek gerçekten olanaklı mı? Toplantı salonunun kapısında büyük bölü- mü ANAP'lılardan oluşan bir kalabalık ve tek konu seçimin sonuçlan... En gözde millervekili adaylan partide nis- peten yenı olan ekonomi teknokratlan. DPT eski müsteşan İlhan Kesici. adeta Mesut Yılmaz'ın sağ kolu. Merkez Bankası eski başkanı Rüşdü Saracoğlu da en çok ılgi çeken ısimlerden. Özal'lı yıllann ekonomi kurmaylan Ek- rem Pakdemirli ile Güne; Taner, daha sesstzce bir köşede verlerini almışlar. Partililer orada ancak. ANAP'm en büyük destekçisi olan ünlü sanayici ve işadamlan ile sa- natçılar ve sosyetenin ünlü ısimle- ri sanki özellikle gelmekten kaçın- mışlar. Medyanın ünlü köşe yazar- lan da pek ortada yok. Toplantı salonuna girerken. ANAP'ın hakim rengi olan sarı kostümlergiymiş bayan hosteslerin dağıttığı beyaz kaıion çerçevelı, plastik gözlüklerden alıyoruz. Ba- zı ANA^'lılar daha önce üç boyut- lu film izlememiş olacaklar ki. önce garip- siyorlar. Toplantı salonunda da konu seçim sonuçlan. Arka sırada bir ANAP'lı bayan çevresındekilere müjde dağıtıyor: "Duydu- nuz mu Ali Şen açıklamış. Kadıköy'den Çiller'e oy yok demiş..." Derken ışıklar sönüyor ve camla kaplı be- yaz perdede film başlıyor. lzlediğimiz. 1983 sonrası modaolan. sos- yal içeriİdi Türk filmlerini anımsatıyor. Acı var, gözyaşı var.kan var. sefalet var.BirGa- ziosmanpaşa olaylan yansıyor perdeye, bir Dinardepremi. Başbakan'ın helikopterper- vanesine kapılıp. şehit olan polısın görüntü- sü de unutulmamış. Tempolu bir müzik eşli- ğinde ızliyoruz. tüylerimizdikendiken... Fil- memetınkurgulanmamış, görüntülerherşe- yi anlatıyor. Ancak garip olan. görüntü tek boyutlu. Herkesin gözünde bir işe yarama- yan plastik gözlük, çok komik duruyor. Derken bir şangırtı. beyazperdenin önün- deki cam tuzbuz. perdenin etrafından vapay dumanlarla si> bulutu oluşuvor ...Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde televizyon- larda izlemeye alıştığımız "İcraatın için- den" programı tarzında, üç boyutlu "ANAP'lı jıllar fılmi" böylece vızyona gı- riyor. Barajlar, otoyollar, fabrikalar, mutlu iş- çiler. mutlu insanlar... Çağ atlayan Türkiye. Bu görüntülerin açıklanmaya ihtiyacı ola- cak ki. alt yazılar geçiyor: Otoyollanmız şu kadar kilometreden, bu kadar kilometreye çıktı. Çimento üretimimız şu kadar tondan. bu kadar tona çıktı. 5 yıldızlı otel şu kadar arttı, petrol üretirrumiz bu kadar arttı... Bek- liyoruz ki, başka veriler de sıralanacak ÎŞÇİNİNEVRENİNDEN ŞUKRAN SOrVER Kendine YabancıTürk-iş Genel Kurulu'na gün saya yapılan Başkan- lar Kurulu'ndan, yaklaşan siyasal seçimlere ilişkin bir karar çıkmadı. Öyle bir şeyin görüşülmesi bile düşü- nülmedi. Önümüzdeki hafta yapılacak genel kuruldan da seçimlere yönelik bir karar ve politika beklemeyin. Özeti. Türk-lş başkanları siyasetçilere yönelik bol eleştirili, bol blöflü, en sert demeçleri verebilirier. An- cak işçi çıkarlan açısından, önümüzdeki seçimlerde nasıl bir politika izlenmesi gerektiği, hangi partilere asla oy verilmeyip hangilerine verilebileceği ya da bir siyasi partinin desteklenmesi gerektiği yolunda bir ka- rar veremezler. Batı demokrasilerinde işçi sendikalan ile sosyal de- mokrat ya da işçi partileri arasında doğoıdan bir bağ ve ilişki söz konusudur. Siyasal ve ekonomik destek. işbiriiği, iç içelik, ikili üyelik ağırlıklı ve geçeriidir. Bü- tün bunlar sendikaların dar anlamda siyaset yapma- sı, siyasi parti işlevini yüklenmeye kalkışması değil, sendika olmanın, geniş anlamda siyaset yapma zo- runluluğunun, sendikal sorumluluğun gerekleridir. Bizim yasaklı demokrasimizde, yasalar bunu hâlâ engellemektedir. Sendikacılar için anayasadan yenı kalkan siyaset yasağı henüz yasal düzene geçme- miştir. Geçse bile çağdaş anlamda sendika-siyaset ilişkisi, demokratik özgürlüklerden hâlâ çok uzak ka- lacaktır. Siyasal ve sendikal demokrasimizdeki bu büyük ayıba rağmen geçmiş yıllarda, 12 Eylül öncesinde, öncelikle DİSK. 12 Eylül sonrasında da Türk-iş, siya- sal gelişmelere tamamen seyirci kalmamışlardır. Yö- netim organlan. seçımler öncesinde durum degerien- dinmesi yaparak o seçimlere yönelik. gerekçeli. belli bir siyasi partiyi koşullu destekleme karan almışlardır. Bir benzeri bugün gündemde değil. Neden? En kolay ve sendikacıyı aklamaya. sorumluluktan kurtarmaya yönelik yanıt, "işçi sınıfı ve çıkarlan açı- sından ılkeli kaiabilmiş, desteklenmeyi hak etmiş si- yasi parti yok" olabılir Böyle bir durumda dahi, genel kurulu öncesi son başkanlar kurulunu yapmış Türk- Iş'in bu konuyu görüşmesi. hangi nedenlerle, hangi partiler ya da ideolojiler karşısında olunması gerekti- ğini açıklaması, ıdeoloji açısından desteklenmesi ge- reken partiler için de hangi uygulamaları nedenı ile destek kararı alınamadığının saptanması gerekmez miydi? Gelin görün ki Türk-iş gerçeğinde bugünkü başkan- lar kurulunun, sendika başkanlarının bir araya gelip, seçimlere ve siyasi partilere yönelik bir çoğunluk gö- rüşü çıkarması. karar alması söz konusu bile olamaz. Tek neden ve sorun da siyasal kırienme, siyasi par- tilerde yaşanan kimlik ve ideolojik erozyon hiç değil. Tam tersı asıl böyle bir karmaşada. işçınin yol göste- riciliğe gereksinımi daha fazla. Sendıkalizmin görev ve sorumluluğundan kaçışının görünmeyen gerçek nedeni, siyasetle birlikte sendi- kalizmın de içinde olduğu kirlenme. Bırkaçı istisna, ideolojik olarak işçi sınıfının. sendikal hakların en kar- şısında siyasi partilerden bile öneri alsa, dili bir karış dışarda koşturacak sendika başkanlarında siyasi par- tileri ameliyat masasına oturtacak yürek nerede? Zorunlu toplusözleşme-grev çıkmazında yaptıklan çıkışların ardından. kişisel açıklan nedeni ile medya- dan uğradıkları saldırılar ortada. Şimdi seçim zama- nı, bu kıyasıya kavgada. siyasi partileri, liderlerı kızdır- manın, kendilerini hedef yapmanın âlemı mi var? işın bir başka boyutu, bir araya gelip, sendikal ilke- ler çerçevesinde bir ortak görüş üretme konumunda da değiller. Aralarındaki kişisel, ilkesiz parçalanma, ortak görüş üretmeye. karar alabilmeye engel. Daha- sı bir karar alabilseler de aldıkları kararın doğruluğu- na, işçiden yana olduğuna toplumu, ışçilerı inadırabi- leçek güvene, saygınlığa sahıp değiller. Işçiler, ülkemizde sendıkaları tarafından, çıkarlan doğrultusunda yönlendirilmeden hep yoksun kaldılar. Yine de dönem dönem DİSK'in ve de Türk-iş'in önem- li katkıları oldu. Bugünlerde ise sendikalızm işlevini yapmaktan çok uzakta. Sendikacı işçi liderliğıne. kim- liğine, tamamen yabancılaşmış. günümüz modasına uygun, kendi çıkartannı gözeten bir konumda. Bu da kaçınılmaz, örgütlü işçınin, siyasete ağırlığı- nı koyabilme, bilinçienme. kendinı tanıma şanslarını en aza indiriyor. Iş, işçi sınıfına, bilincine, çıkarlarına yabancılaştınlmak üzere her şey yapılmış işçınin. sağ- lıklı oy kullanabılmesine, bireysel sağduyusuna kalı- yor. Hava kirliliği kader mi? Enflasyon, faizler. iç borç. büyüme. bütçe açığı. dış borç. dış ticaret. yatınm. istihdam nereden nereye gelmiş?.. Ama yok. "İcraatın içinden" bittikten sonra ışıklar yanıyor ve Mesut Yılmaz kürsüye çıkıyor. "Temiz siyasetten. yolsuzluk ve suistimal- le mücadeden" söz ediyor. Vaatler yerine. gerçekleştinlebilirtaahhütlerle halkın karşı- sına çıkmaktan bahsediyor. Sadece diğer par- tilerden değil. "geçmişten" de farklı olduk- lannı belirtiyor. ANAP'ta ve ANAP'lıdaki degişimin altını çıziyor. Eski ve yeni ANAP'lılar. onu dikkatle dinliyor. Turgut Özal'ın dört katlı ANAP'ının ve- rinı. Yılmaz'ın üç boyutlu ANAP'ı alıyor ANAP'ın bırincı boyutu. geçmişin vanlışla- nnı. ikinci boyutu geleceğe dönük vaatleri. üçüncü boyutu da sanki aradaki çelişkiyı yansıtıyor... A klın yolu bırderler. Yanı, akıl ve mantık işin içine girdiğinde ortak bir n'oktada buluşulur. Ama. bunun için ilk önce akıl ve mantığın bulunması ya da uygulanması gerekir. Ortada bir sorun varsa insanlar bir araya gelir, sorulur, soruşturulur. uzmanına danışılır ve en uygun çözüm bulunur. Sorunumuz hava kirliliği. Burada bizi ilgilendiren kısmı da araçlardan kaynaklanan hava kirliliği. Çözüm olarak neler yapılabilir? Araçların havayı daha az kirletmesinı sağlamak için daha ileri teknolojili, daha az yakıt tüketen motorlar, egzoz gazlannı büyuk oranda temizleyen katalıtık konvertörler (dönüştürücüler). buna ek olarak trafik sıkışıklığmı azaltacak, toplu taşıma araçlarını daha etkin duruma getırecek önlemler alınır ve araçların çevreye verdiği zarar bugunküne göre çok aza indirilir. Katalitik dönüştürücü denilen zekice buluş yıllardır otomobillerde kullanılıyor. Bunun sayesinde, otomobillerin neden olduğu hava kirliliği çok duşük oranlara ındiriliyor. Bu alet. egzoz gazlarının, kılcal kanalcıklara sahıp seramik bir maddenin içinden geçilerek zararsız gazlara dönüştürülmesini sağlıyor. Yüksek ısıda gerçekleştirilen bu ışlem için kılcal kanalcıklann içi katalitik etkı yaratan (kımyasal işlemı hıziandıran) özel maddelerle kaplanıyor. Bu aletin kendisi 100 - 200 dolar değerinde. Ama bu aletin kullanılabilmesi için motorun karbüratörlü değil enjeksiyonlu olması gerekiyor. Ayrıca katalitik dönüştürücüye giden gazların, aletin verimîi çalışmasına olanak tanıyacak nrtelikte olmasını sağlamak için bir motor işletim sistemi de (yani, bir mini bilgisayar) motora ekleniyor. Enjeksiyon ve motor işletim sistemi. otomobilin fiyatına yansıtılması kaçınılmaz maliyetlere sahip. Ama bu büyük bir engel değil. Hatta devlet bu konuda teşvik edici önlemler alırsa bunlann fiyatlara etkisı çok az olabilir. Bazen katalitik dönuşturücülerin ömrü soruluyor; sık değıştırılmesi gerekirse kullanım masraflarını arttıracağı düşunülüyor. Teknolojınin ulaştığı yeri göstermesi bakımından şöyle cevap verebilirız: ABD resmi makamları her otomobil üreticisınden sattıklan kataiitik dönüştürücüler için 100 bin mil (161 bin km.) ya da 10 yıl garanti vermesinı istiyor. Yaklaşık on yılda bir, birkaç yüz dolar masraf, sağladıklarının yanında çok olmasa gerek. Çevre Bakanlığı ile yerli üreticıler arasında yapılan protokole göre Türkiye'de ancak 2000 yılının başından ıtıbaren bütün yerli otomobiller fabrikadan katalitik dönüştürücülü çıkacak. Bu tarihe kadar çevreyi kirleten yeni otomobiller üretilmeye devam edilecek. Aslında şu anda bütün yenı yerli otomobillere katalitik dönüştürücü takılmaya başfansa bile ancak yıllar sonra bütün otomobillerimiz yenilenıp çevreyi çok az kirletır duruma gelecek. Dereye karışan pıs suları bugünden kesersek ancak yıllar sonra dere tam olarak temizlenecek. Oysa biz "2000 yılına kadar dereye akan pıs suların akmasını yavaş yavaş azaltalım, ondan sonra pıs suların onünu tamamen keseriz "mantığındayız. Bir de ne zaman daha ilerı teknolojili otomobil üretilsin dense yerli üreticılerin cevabı hazır: "Aslında üretebılinz, ama maliyeti çok yüksek." Bu bana Amerikaiı otomobil ureticilerinin 80'li yıllarda Amerika'da daha ucuza otomobil üretilemeyeceğini soylemelerini anımsatıyor. Japonlar Amerika'da fabrikalar kurup orada da ucuz ve kaliteli otomobil üretilebileceğini gösterdikten sonra Amerikaiı firmaların hiçbır mazeretı kalmadı ve kendileri de fabrikalannı yenileyip daha verimli üretim yapmayı öğrenmek zorunda kaldılar. Otomobillerin havayı kirletmesinı önlemek, isteyip de başarıiamayacak bir şey değil. Yeter ki akıl kullanılmak istensin. Sorunların üstesinden gelebilmek içın ilk önce bir zihniyet değişiklığine gerek var. Bu başanidıktan sonra bize sadece teknolojınin sağladığı olanaklan kullanmak kalıyor. Son olarak. Boğaziçi Üniversitesi'nde sevgili hocamız Kriton Curi'nin çevre dersındekı son cümlesini burada yinelemek ıstıyorum: "Bu derste gördüğümüz çeşitlı kihilik türleriyte mücadele edebilmek içın ilk önce ahlaksal kirliliği temizlememiz gerekir. " • KISA KISA • FIAT'ın ikiz otomobilleri Brava/Brava. Avrupa'da "yılın otomobili" seçildi. Çeşitli Avrupa ülkelerinin uzman gazetecılerinden oluşan jüri üyeleri Fiat Brava/Brava'yı 378 puanla bırinci seçerken, Peugeot 406'ya 363 puan. Audı A4'e 246, yeni Opel Vectra'ya 217 ve Mercedes E sınrfına 196 puan verildi. • AUDİ'nin kavramsal otomobili Audi TT istanbul'da dün başlayan Auto Show "95 Fuan'nda sergileniyor. • Aynı fuarda Ferrari'nin 500 bin dolann üstünde bir fiyatla satılan en son ve en gelişmış modeli F 50 de yer alıyor. Toplam 349 adet üretilen Ferrari'den Türkiye'ye sadece bir kontenjan aynlmış. • ALFA ROMEO 200 beygir gücündeki spor modeli GTV Coupe'yi de pıyasaya sundu. Geleneksel Alfa Romeo çizgilerine sahip şık otomobil 3.5 milyar lira. • NİSSAN yenı Primera modelini 1996'nın ortalannda Türkiyede şatışa sunacak. ingıltere'de üretilecek Primera'da 1.6 ve 2.0 lıtrelik motor seçenekleri bulunacak. • ROVER'ınyeni modeli Rover 400 Türkiye'de satışa sunuldu. ERKAN ALTINSOY Mercedes'ten spor otomobil: SLK U zun on kısım. alçak ön cam. geniş kapılar ve değişken tavan Mercedes-Benzın yenı roadster modelinin ayırt edicı özelliklerini oluşturuyor. Bu yeni aracın adı kısa ve öz: SLK (S-spor, L-hafif. K-küçük). Nisan 1996'daTorino Otomobil Fuan'nda tanıtımı yapılacak olan SLK. Eylül 1996'da satışa sunulacak. SLK'de 136 ve 193 beygirtik iki motor seçeneği bulunacak. • Renault'dan yeni 19 Europa dizel R enault-Maıs, 19 Auropa'nın yerli uretim dizel modelini de piyasaya sunuyor. 1870 cc hacmindeki dizel motora sahip Renault 19 Europa 1.9D. 65 beygir gücündeki motoruyla 90 km/s sabit hızda 4.6 litre yakıt tüketiyor. Özellikle taksicileri hedefleyen hidrolik direksiyonlu ve otomatık camlı bu yenı dizelin taksiciler için fiyatı 875 milyon lira (bınek 889 milyon). Renault 19 Europa dizel, şehir içinde 7 lıtre civannda olan yakıt tüketimi ve Türkiye'de motorınin benzıne göre nispeten ucuz olması sayesinde taksiciler için çok cazip. Yılda 100 bin km yol yapan bir taksici benzinli bir Şahin yenne Renault 19 dizel kullandığında yakıt masrafında hesaplanmıza göre yılda 150 milyona yakın kâr ediyor. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle