Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ARALIK 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE. OKTAYEKÎNCt
Son 15 yılın en yaygın SİT kararlan 1995 tarihini taşıyor
Türkiye'yekanatgerenkararlar• Sonuna geldığımız 1995 yılı,
tanh ve doğa mırasının esenlığı
için yakın donemlenn en yaygın
SlT kararlannın alınmasına
neden olan bır kulturel dırenış
ve ulke>ı savunma yılı olarak
gende kalacak llerleyen yıllar
ise bu kararlann yaşama
geçınlmesınde, yıne ülkeye ve
insanlığa karşı gıderek yükselen
sorumluluk yıllan olacaklar
Sı\ ası tanhımıze demokrası> ı gözetmek
adına "erken seçiıtı yılı" olarak geçmeye
hazırlanan 1995 >ılı, acaba "u>garlık ta-
rihımize" nasıl geçecek'
Bu sorunun yanıtını verebılmek ıçın vı-
ne 1995 yılıboyuncabukez"uygarlıkde-
ğerlerimizi gözetmek" adına ne gıbı ya-
salann çıkanldığına ve ne tur kararlann
alınıp. nasıl uygulandıklarına bakmak ge-
rekıyor
Yenı yasalaraçısından bakıldığında bu
topraklardakı kultur, tanh \e doga bınkı-
mmı >e\ gıyle kucaklayan bır 1995'ten söz
etmek. ne >azık kı mumkun değıl
Tam tersıne bu sozum ona "hoşgorü"
yılında vıne bu ulkentn yaşam kaynakla-
nna karşı belkı de en "acımasız tuzak-
lar". uzennde 1995 tanhını taşıyan vasa-
larla gundeme geldı
Orneğın 2 Ma\ı-> 1995'te son şeklı ven-
len Özelleştirme Yasası'ndakı temel ama-
cın sadece "devletinişletemediği KİT'le-
rin becerikli ellere devredilmesi" oldu-
ğuna ınanan kımı çevreler bıle İstinye Ko-
>u'ndakı eskı tersane arazısının aynı ya-
sayla pazarlanmaya kalkışıldığını görünce
once buna çok şaşırdılar
Ama. hemen ardından hem StT özellığı
,taşıyan ve hem de Bogazıçı Koruma Pla-
nı'nda halka açık rekreasyon alanı olarak
belırlenen bu "kı> ı parkının". ustelık rant
yapılaşması beklentısıyle satışa çıkanldı-
ğını oğrenınce ozelleştırmenın bızde ne
anlama geldıgını de bu tur omeklerle kav-
rama olanağını buldular
Benzer şekılde. ıkı yıl TBMM günde-
mınde "ortamını" beİdedıkten sonra, 30
Ekım 1995gunubırdenbıreMeclıs'tenge-
çıveren yasa\a da kımı mıllenekillen on-
ce gerçekten " orman kovlulerinin kal-
kınmalannı desteklemek" ıçın oy verdı-
ler \ma, ay nı yasa 4 Kasım 1995 'te Res-
mı Gazete'de yayımlandıktan sonra mad-
delennı duyarlı bır gözle okuyanlann gös-
terdıklen haklı tepkılere kulak astıklann-
da, ogece "alelacele" çıkan \e onaylanan
bu > asanın da aslında kö> lü ıçın değıl, "or-
man yağmacılarına tapu dağıtmak" ve
"orman işgallerine imar hakkı arma-
ğan efmek"
1
ıçın de\ reye sokulduğunu geç
de olsa oğrenmış oldular
Bu tûr yasa operasyonlannm yanı sıra.
örneğın Hazme arazılenndekı kaçak yapı-
larla ışgal edılen toprakların devlet elıyle
satılması ya da lstanbul'un uçe bölunerek
ımar yetkılennın de Başbakanlıga ve valı-
lığe bağlanmasi vb gıbı, "yasalaşma fır-
satı bulamayan" dığerbazı tehlıkelı öne-
nler de >ıne bu yılın gundemınde hep yo-
ğun olarak yer aldılar
Anadolu'nun bınlerce yıllık uygarlık bı-
nkımınden elde kalan son kultür ve doğa
degerlen, 1995'ın yenı yasama surecınde
ışte boy lesıne ağır darbelerle karşı karşıy a
kalırken aynı değerlenmızı yıne bu acı-
masız tuzaklarla bırlıkte gıderek yay gınla-
şan talan yapılaşmasına karşı koruyabıl-
mek ıçın de yıne "elde kalan son vasal
davanak" olan 2863 sayılı KülturveTa-
biat \arlıklarını Koruma Yasası.
1995"ın dort elle sanlınan "kurtarıcı
, mevzuatı" oldu
V ururlüğe gırdığınden bu yana belkı de
hıçbır yıl bu denlı anımsayan Koruma Ya-
sası, ulkenın zengınlıklen üzenndekı her
turlü yıkıcı tehdıdı etkısız kılacak kararlar
uretmekle görev lı olan Koruma Kurulla-
n'nı »ankı yurt düzey ınde harekete aeçır-
dı
Boy lece bıryandan ulke parlamentosun-
da ve kımı "verel meclislerde" Turkı-
ye'ye ve kentlenmıze eşsız kımlık kazan-
dıran mırasımızı rant beklentılenne teslım
eden kararlar uretılırken. obür yandan bu
kararlann tersı olan bır çızgıde, ülkeye ve
topluma karşı sorumluluğun ürünu olan
çok savıda SlT kararları da Koruma Kurul-
lan'nın 1995 yılı gundemlennı belırledı
Kısaca denılebılır kı. 1995 yılı sıyaset ta-
nhımıze oncelıkle bunalımları ve baskın
seçımıy le geçerken. uygarlık tanhımıze de
ulkenın yagmaya karşı korunmaM yonün-
de "en vaygın SİT kararlannın alındığı
\\V olarak geçıvor
Işte Turkıye nın değışık yorelennde
Kültür BakanlığVna bağlı olarak gorev
yapan Kültür veTabiat Varlıklarını Ko-
ruma Kurullan'nın, 1995 yılı ıçerısınde
aldıklan bazı koruma v e SlT kararlanndan
ornekler
Ankara Koruma Kurulu'ndan:
* Bolu ılmın Akçakoca ılçe merkezın-
dekı korunması gereklı kultur ve doga var-
lıklannı 12 6 1995 gun ve 4023 sayılı ka-
ranyla tescıl eden Ankara Koruma Ku-
rulu, aynı karannda yıne Akçakoca'nın
ozgun verleşme dokusunu barındıran
"Aşağı Mahalle ve çevresinde" kentsel
SlT potansıyelının bulunduğunu belırleye-
rek, bölgey ı ımar mevzuatının tanhe ve do-
ğay a karşı duyarsizlıgından kurtardı
* Ankara'ya bağlı Avaş. Bala, Bevpa-
zarı,Çubuk. Elmadağ. Gölbaşı, Güdul.
Havmana, Kazan, Kalecik, Polatlı, Sin-
can ve Şereflikoçhisar ılçelen ıle bu ılçe-
lere bağlı belde ve koylerde saptanan "hö-
yük, tümulüs. düz iskân verleşimi" gıbı
yerler "arkeolojık SİT" statusunde kabul
edılerek Kıırul un 26 6 1995 gün ve 4045
sayılı kararıy la korumaya alındı
Antalya Koruma Kurulu'ndan
• Isparfa'ya bağlı Eğirdir ılçe merke-
zındekı lçkale ıle Dundarbe> Medresesi
araMnda kalan bölge, Kurul un 24 4 1995
gun \e 2507 sayılı karanyla "arkeolojik
StT" alanı olarak ılan edıldı
• Avnı gün ve 2511 savılı kararla, Bur-
Calata grubunca İZEV\P projesiyle başlatılan İzmit Kapanca sokaktaki restorasvon çalışmaları, Koruma Ku-
rulu'nun kentsel SİT kararıvla kalıcı bir hukuk guvencesine kavuştu.
dur'un Bucak ılçesıne bağlı L'ğurlu Ko-
vü'ndekı arkeolojık StT sınırlan kesınleş-
tınldı 2513 sayılı kararla da Alanva'dakı
tarihi-doğal ve arkeolojik SİT alanı ko-
ruma statülen belırlendı
Bursa Koruma Kurulu'ndan
• Balıkesir'e bağlı Havran ılçemerke-
zındekı geleneksel kent dokusu ve tarıhı bı-
nalann bır butün olarak korunması ıçın Ku-
rul'un 10 7 1995 gün ve 4518 sayılı kara-
nyla Havran "kentsel SİT"alanı olarak
saptandı Koruma Imar Planı yapılıncava
kadar da aynı kararla yenı ınşaat yasaklan-
dı
Diyarbakır Koruma Kurulu'ndan
• Şanlıurfa ılıne bağlı Birecik ılçesın-
de ımar planı kapsamına gıren korunmaM
gereklı yeşıl ve orman potansıyelıne sahıp
alanlar Diyarbakır Koruma Kurulıf nun
3 7 1995 gun ve 1644 sayılı kararıyla "I.
derece doğal SİT" olarak tescıl ve ılan
edıldı
Edirne Koruma Kurulu'ndan
• Boğaz Koprusıı projesı tehdıdı altın-
da da bulunan Çanakkale-Çimenlik Ka-
lesi çevresındekı Sarıçav bolgesı ıle yıne
buna komşu kent merkezındekı eskı verleş-
me dokusu Edirne Kurulu'nun 26 ^ 1995
gun ve 2416 savılı kararıyla "doğal \e
kentsel StT alanları" olarak belırlendı
"ÇE^ 4 P " proıesı kapsamında koruma
planı çalişması da aynı karatla başlatıldı
Istanbul I Numaralı Kurul'dan
• İstanbul'un 2600 vıllık kont tarıhını
barındııan ve uç ımparatorluğa ba^kentlık
yapan "Suriçi" bolgesı Fatih ve Fminö-
nü ılçelerımn tjmamını n,erccek şekılde 1
Numaralı Koruma Kıırulu tarafmdan
7 6 1995 tanh ve 674^ sayılı kararla SlT
alanı ılan edıldı Ardından 2 8 1995 jıunlu
kararla da genel olarak "Tarihi Varıma-
da" olarak anılan bu arkcoloıık ve kentsel
SlT bütunu ıçın koruma planı oncesı geçı-
cı ımar koşullan belırlendı
Istanbul II Numaralı Kurul'dan
• İzmit merkezınde Kapanca Sokak'ta
başlatılan İZEYAP projesı çalışmalan
kapsamında kentın ozgun dokusunu, ya-
maçları ve tanhsel yerleşme bölgesını ıçe-
ren butüneül koruma onenlennı değerlen-
dıren Istanbul II Numaralı Koruma Kuru-
lu. 10 6 1995 gün ve i785 sav ılı kararla Jç-
kale ve çevresını "kentsel arkeolojik
SİT", Içkale'nın guneyınde Istanbul ve
Rasathane caddelen ıle sınırlanan bolgeyı
ise "kentsel SİT" alanı olarak ılan ettı
İstanbul III Numaralı Kurul'dan
• 20 Ekım 1995 günu Istanbul Buyuk-
şehır Beledıve Meclısf nde uygun gorulen
l'50 bın olçeklı nazım planda metropolı-
ten alanın korunması gereken yeşıl alan
bolgelerı olarak belırlenen Karadenız kıyı
kuşağı ormanlık alanlar kırsal yprleşme
bölgelen ve su havzalan. Sanyer ve Bey-
koz ılçe sınırlan butunu ıçensınde istanbul
III Numaralı Koruma Kurulu'nun
15 11 1995 gün ve 7755 sayılı karanyla
"doğal SİT" statüsüne alındı
• Oncekı yıllarda SlT olarak belırlenen
ancak koruma ılkelen kesınleşmeyen Bu-
vuk ve Küçük Çamlıca tepeleri ve çev-
resi, aynı kurulun 23 11 1995 gün ve 77^8
savılı karanyla "I-, II., III. derece doğal
SİT" ve Kısıklı bolgesı de "kentsel SİT"
olarak tanımlandı ve buna uygun koruma
planlaması başlatıldı
izmir I Numaralı Kurul'dan
• Son yıllarda 2 konut yapılaşması ve
plansız tunzm baskısı altında hızla tahnp
olan Çeşme. Alaçati, l rla, Selçuk ve Se-
ferihisar bolgesı, yanmadayla bırlıkte tum
kıyı kesımlennı ıçerecek şekılde Izmır I
Numaralı Koruma Kurulu tarafından 18
Aöustos 1995 günlü toplantıda butünuyle
Sft kapsamına alındı Doğal çevrenın ya-
nı sıra kulturel değerlenn de ımar kargaşa-
sından kurtarılmasını hedefleyen bu karar,
aynı bolgelerde daha önce saptanmış olan
darkapsamlı SİT alanlarını da ıçerecek bü-
tuncül bır "koruma amaçlı bölge planla-
ması" anlayışını da gündeme getırmış ol-
du
Konya Koruma Kurulu'ndan
Karaman ılı Ermenek ılçe merkezın-
dekı tanhsel ve kulturel mırasın yoğun ol-
dugu yerleşme alanı ve kent dokusu. Kon-
ya Kurulu'nun 4 5 1995 gün ve 2260 sa> ı-
h karanyla "kentsel StT" ve "arkeolojik
SİT" statülen ıçensınde korumaya alındı
Kültur ve doga varlıklan tescıl edıldı
Nevşehir Koruma Kurulu'ndan
Kapadokva bölgesıne bakan Nevşehır
Koruma Kurulu. 15 7 1995günve22no'lu
toplannsında. yoredekı Derinkuyu ılçesı
Til Kövü'ndekı höyük alanı ıle Yazıhöyük
beldesındekı benzer eskı yerleşme alanını
"I. >e III. derece arkeolojik SİT" olarak
belırledı
Evet 1995 yılı, ranta dayalı ımarpolıtı-
kalarına ve yağma yasalarına karsı
Anadolu uygarlıklannın SlT kararlanyla
savunmaya geçtıklen bır "direniş yılı"
olarak tanhe anlamlı bır ız bırakıvor
Imarkültürü korumayla yoğrulmalı
Turkıye gibı bır tanh,
doğa \e kultur ulkesınde,
ımar mevzuatı sadece
toprak rantına hızmet
ettığı surece, beledıyelenn
ımar yetkılennı
korumadan yana
kullanmalannı beklemek,
(bırkaç çok ozel olumlu
orneğe rastlansa bıle)
boşuna bır ozlem olarak
kalacaktır.
Beledıyeler. 1985'teyürurlüge
gıren 3194 sayılı Imar Yasasfvld
"\erel demokrasinin güçlendi-
rilmesi" adına merkezı yonetı-
mınden devraldıklan ımar yetkı-
lennın. şımdı SlT alanı ılanlany-
la bırlıkte bellı kurallara bağlana-
rak kısıtlanmaMnı yıne "demok-
rasive karşı darbe" şeklınde
eleştınyor ve buna ısvan edıyor-
lar Ne var kı gerıde kalan şu 10
yıl ıçensınde aynı beledıyelerde-
kı ımaryetkılennın gerçekten de-
mokrasinin temel hedefı olan
"insana ve toplumsal haklara
saygı" ıçensınde mı voksa yıne
demokrasinin de duşmanı olan
kentsel v e kulturel çev re değerle-
nnın yağmalanması yonunde mı
kullanıldığını tartışmaya ise pek
yanaşmıyorlar
Aslınabakılırsa. (çalışmalann-
da ve kararlannda "ozerk" bıle
olsalar) uvelen atamavla belırle-
nen Koruma Kurullan ıle başkan-
lan ve meclıs uyelen seçımle olu-
şanbeledıyevönetımlerının ımar
yetkılen konusunda bövlesırı.
karşı karşıya gelerek "çatışan ta-
raflar" konumuna duşmelen
"demokrasinin yerelleşmesini"
ılke olarak benımseyen bır ülke
ve toplum ıçın elbette kı sağiıklı
bır gelışme sayılamaz
Bır kentın ya da vorenın kültü-
rel ve doğal değerlennı oncelıkle
"yöresel duyarlılığın" koruya-
bıleceğı, bugun artık hemen tum
uluslararası çev re ve koruma soz-
leîmelennde öncelıklı kural ola-
rak kabul edılıyor
Ancak. bunun ıçın de temel ko-
şul olan 'Şöresel duyarlılığın
orgütlenmesi" yonunde gereklı
ılerleme olmadığı zaman ve yıne
yerel ımar kararlannın "duyarlı-
lığın demokratik katılımıvla"
değıl genellıkle hep yağma ve
rant beklentılerının örgutlenmii}
katılımıyla alınması söz konusu
olduğunda demokrab,ının yerel-
leşmesınden umulan toplumsal
kazanımlar da elde edılemıyor
Bu nedenle ytne »on 10 yıldır
artarak süren doğal ve kulturel de-
gerleresaygısızyapılasmayı "de-
mokrasinin gereği" saymak ve
kabullenmek ne kadar yanlışsa,
bu yanlışı durdurmaya çalışan ve
temelde demokrasının evrensel
beklentılerını de gozetmeye yo-
nelık olan Koruma Kurullan'nın
SİT kararlannı da "ozgürlukle-
rin kısıtlanması" olarak vorum-
lamak o kadar yanlış ve tehlıkeh
olsa gerek
Öyle gorunüyor kı. temel sorun
beledıvelenn ımaryetkıiennı kul-
lanmalanndakı "bilimsel >e de-
mokratik denetim hoşluğun-
dan" kaynaklanıvor
Koruma Kurullan nın ise ışte
bu boşlugu bılımsel duyarlılık
ıçensinde doldurma çabaları da
aslında yıne kente ve (.evreye za-
rar vencı bır çatışma ortamı yara-
tıyor
Kurulu karanna yonelık olarak
yoredekı bazı beledıjeler "İmar
haklarımız gaspedildi" dıyerek
tepkı gö^terdıler
İzmit tekı kentın elde kalan son
tanhsel dokusunu banndıran ya-
maçlara SlT kararı getırerek, hıç
değılse bu kcMinlenn daha fazla
betonlaşmamasını öngören kurul
bellı bölgelen SlT kapsamma alıp
ımar koşullarında kısıtlama ve
proje denetımı getırseler bıle bu
alanlardakı her türlu yapılaşma-
nın avnı SİT kurallarına uygun
gerçekleşmesını saglamak görevı
de yasalara gore aslında yıne be-
ledıyelerde bulunuyor
Bu nedenle sonuçta eğer bele-
eden "ayrıcalıklı vapılaşmava
hızmet ettığını ve Ankara onaylı
plan ve projelerle yagmaya donuk
yatırımlann çokça gerçekleştıgı-
nı gözden ırak tutmamak gerek
Bu nedenle geçen 10 yıldan
sonra alınması gereken yenı on-
lemler, artık beledıyelenn ımar
yetkılerını sadece kendı sıyasal
ılışkılen ya da bu ılışkılere etkı
eden rant çevrelennın beklentıle-
nne baglı olarak değıl, şehırcılık
ve koruma bılımının öngordügü
ılkeler ve buna saygılı. duyarlı ke-
sımlenn katılımıyla kullanmalan-
nı saglamak yönünde olmalıdır
Ne yapmalı...
Ülkenin geleceği açısından korunması gerekli alanlara giren orman arazilerindeki tahri-
batı durdurabilmek için bu alanların da doğal SİT kapsamına girmesi kararları alındı.
Çünku böylesı bır genlımlı or-
tam ıçınde beledıyeler korumada
"karşı taraf" kımlıgıne burunu-
yorlar ve yoresel değerlenn asıl
sahıplen olmaları gerekırken. bu
değerlere yabancılaşarak. sadece
"imar cephesinde"' yer alıyor-
lar
Örneğın. lstanbul'un 3 ımpara-
torluğa ba^kentlık etmı^ Sunçı
bolgesinın -aslında 40 yıllık bır
gecıkmeden sonra- nıhayet StT
statusu ıçen--ıne alınmasına karşı
beledıyenın yaptıği ıtıraz ağırlık-
lı olarak "Artık bu bolgede hiç-
bir imar faaliveti olamavacak"
^eklındekı abanıcı serzenışlere
dayanıyordu
Benzer şeklınde Izmır'ın Çeş-
me ılçesı ıle Kuşadası arasında
kalan kıyı kuşağında genış bır ala-
nı SİT kapsamına alan Koruma
karannı da bu kez Saray bahçe Be-
ledıyesı "Bu bolgede veni >apı-
laşmavar. SİTolamaz"dı>erek
mahkeme \oluyla ıptal ettırmek
ıstıvor
\ ıne istanbul dakı aslında tüm
kente ve mılyonlarca kışıye aıt ve
toplumun yaşam kaynağı olan ku-
zeydekı doğal alanların artık SİT
statusü ıçerısınde korunması ka-
rarına karşı da Beykoz ve Sarıyer
beledıve voneiıınlerı "Yöre hal-
kınazulumyapılıyor" şeklınde-
kı kışkırtıcı söylemlerle sıyası
muhalefet orgutluyorlar
Bııtun bu orneklerde ay nı bele-
dıvelerın ortak tepkılen ise "Bu
bolgeler korunacaksa, ancak
biz koruruz. demokratik erk
bizım elimİ7dedir" şeklınde dı-
legetınlıyor
Gerçekten koıuma Kurulları
dıye y onetımı ıçtenlıkle ısterse ve
yasal yukumlüluklennı yenne ge-
tırırse SlT alanları da korunabılı-
yor
Ama eğer yasal denetim görev -
lennı yapmazlarsa, tıpkı Boğazı-
çı orneğınde olduğu gıbı en azm-
dan kaçak ınşaatlara tanınan hoş-
görü ortamı ıçerısınde o bolge
SlT bıle olsa yağma ve tahnbat
yıne surebılıvor
Yaşanagelen olumsuzluklara
bır tepkı olarak ımar yetkılennın
yenıden merkezı hukumete ya da
hükumetın yerel burokrasısme
bağlanması da son derece yanlış
olacaktır
Çünku yıne ozelhkle ımar ko-
nusunda bılımsel ve demokratik
katılım ve denetımın soz konusu
olmadığı merkezı kararlann da
kentsel v e çevre değerlennı tahnp
Evet. Turkıye gıbı bırtanh, do-
ğa ve kültür ulkesınde ımar mev-
zuatı sadece yagmaya hızmet et-
tıgı surece ozelhkle rantın yüksek
oldugu yörelerdekı beledıyelenn
ımar yetkılennı korumadan yana
kullanmalannı beklemenın boşu-
na oldugu, şu geçen 10 yıllık sü-
reçte açıkça ortaya çıktı Pekı şım-
dı artık ne yapmalı'
Aslında bu sorunun yanıtı y ıne
son 10 yıldır süren ve ulkenın en
degerlı çevre zengınlıklerıyle bır-
lıkte, var olan kentsel değerlennın
de büyuk oranda tahrıbıne yol
açan deneyımın ışığında kolayca
venlebıhyor
İmar ve koruma mevzuatını
"bir bütfin olarak" yenıden ele
almak ve doğrudan yapılaşmayla
ılgılı bu ıkı hukuk alanını bır an
önce "düşman kardeşler" ko-
numundan kurtarmak gerekıyor
Orneğın. \vrupa'dakı bırçok
kentın ımar yonetmelıklennde.
"Bu kentin daha da guzelleş-
mesine katkıda bulunacak
imar faaliyetlerinin dışındaki
yapılaşma onerilerine izin ve-
rilmeveceği" şeklınde kesın ku-
rallarvar Dahası, Turkıye'nmde
ımzası bulunan bırçok uluslara-
rası koruma sozleşmesınde.
"ulusal imar mevzuatlarının
tarihi ve doğal kimliği ve bu
kimliği belgeleyen kultur ve
çevre zenginliklerini koruma-
ya oncelik tanıyacak şekilde
duzenlenmesini" öngören çok
sayıda madde var .
Turkıye'nın ımar ve koruma
mevzuatı arasındakı kopukluk ve
hatta "amaç farklılığından"
kaynaklanan çelışkıltr ısedunya-
dakı bu uygarca tutumun hep ge-
rısınde kalmamıza yasal ortam
hazırlıyor
Bu nedenle oncelıkle yıne bu
ülkeyı "uygarlıkların beşiği"
yapan tum değerlennı koruyan bır
ımar sürecının hedeflendığı, sa-
dece yenı yapılanmayla ılgılı de-
ğıl, tanhın, külturun ve doğanın
yaşatılmasını da aynı ımar kavra-
mı ıçensınde ele alan yenı bır ya-
sal çerçeveye ıvedı gereksınme-
mız var
Aksı halde kımı beledıyeler
"demokratik haklannı" uygu-
larken sergıledıklen şu 10 yıllık
"vasal tutumlannı" yınesürdu-
recekler ve boy lece ışın ganbı, bu
ulke yıne "yerel deraokrasi"
adına sahıp oldugu tum evrensel
degerlennı yıtırmış olacak
ODAK NOKTASI
AHMETCEMAL
Tarihleri Nasıl Okuyoruz?
Tarıhe bakış açısının kalıplaşması, her zaman ya-
şanılan zamana da kalıplaşmış duşuncelerle bakıl-
dığının gostergesı olagelmıştır
Geçmışe doğru duşuncu duzlemınde bır yolculuk
yaparsak eğer, tarıhe "farklı" bakış açılarının yaşan-
dığı donemlerın, her zaman uygarlıkların yukselme
donemlerıyleortuştuğu, karşımızatarıh bağlamında
en çarpıcı olgulardan bır nıtelığıyle çıkar
Ozelhkle ingılızce konuşulan çevrelerde yuzyılımı-
zın en buyuktarıhçılennden bın olarak nıtelendırılen
Prof Dr Michael Grant, 1970 yılında Londra'daya-
yımlanan "Antık Çağ Tanhçılen" {"The Ancıent Hıs-
torıans") başlıklı eserının gırış bolumunde, yukanda
sozunu ettığımız olguya, tarıhçılığın babası sayılan
Herodot'tan da once, en eskı uygarlıklarda bıle rast-
landığını belırtır Bu arada, ozelhkle son yetmış yıl-
dan bu yana eskı Hıtıt başkentı Boğazkoy de bulu-
nan on beş bını aşkın yazılı tabletten yola çıkan Prof
Grant, Hıtıtlerın uygarlıklannın doruğuna vardıkları
donemde tanhe bakışlarının da geçmışı yalnızca an-
latmanın sınırlan dışına çıkıp, geçmışte olup bıten-
lerı neden-sonuç ılışkılen doğrultusunda, ustelık ço-
ğu kez tanhsel olaylarda kışısel nedenlerın payını da
unutmaksızın bır yorungeye oturtma hedefıne yonel-
dığınden soz eder
Gerek Herodot'un, gerekse Thukydides'ın yaşa-
dıkları çağı Yunan tragedyasının en buyuklerıyle, bır
Aiskhilos'la, bır Sofokles'le ve bır Eunpides'le pay-
laşmaları da hıç kuşkusuz salt rastlantı değıldır çun-
ku anılan çağ, yanı I O 5 yuzyıl, aynı zamanda Yu-
nan felsefesının doruklarına vardığı donemdır ve
boylesıne zengın bırduşunsel gelışme hıç kuşkusuz
tarıhçılığe bakış açısını da derınden etkılemıştır Yı-
ne anılan donemde tanh yazarlığının edebıyatın en
seçkın turlerınden bın sayılması ise salt 'usiup"
bağlamında değerlendırılmemesı gereken bır olgu-
dur, antık çağda tarıhçılık ıle edebıyat arasında bu
denlı yoğun bır ıhşkının kurulması, tanh yazarlığın-
da kurmacanın da rolunu benımsemekle eşanlam-
lıdır Aynı goruş, aradan 2500 yıl geçtıkten sonra,
yuzyılımızda, en onemlı kultur tarıhçılerınden bırı sa-
yılan Egon Friedell tarafından savunulacaktır Bu
arada Fnedell'ın, Orta Avrupa'nın kozmopoht kultu-
runun doruk noktası olan 1870-1933 arasındakı do-
nemın bır urunu olması da elbet bır rastlantı değıl-
dır!
Butün bu anlatılanlardan çıkan sonuç, tarıhe ba-
kışın, ınsanoğlunun gelışmesıne koşut olarak surek-
lı değışen bır bakış olması gerektığıdır Hıç kuşku-
suz burada, geçmıştekı olaylaraynı kalırken, bunla-
rın yorumlarının sureklı değışmesının gerçekhkle ne
olçude ılıntılı olabıleceğı sorulabılır Kanımca bu nok-
tada tarihi yorumlamakla, sanat eserlerının yorumu
arasında bır koşutluk ılışkısı kurabılmek olasıdır Bır
kez yaratılmış sanat eserlerının konularının aynı kal-
masına karşın sureklı yenı yorumlara gebe olmanın
sanat eserlennın ozunde yatan bır nıtelık olarak be-
nımsenmesınde bır çelışkının bulunmaması gıbı, ay-
nı tanhsel olayların sonranın deneyımlerının bakış
açısından değışık yorumlanması da bır çelışkı ıçe-
remez insanoğlunun ımgelemını tanh soz konusu
olduğunda devreden çıkarmak, tarihi geçmıştekı
olayların sıkıcı bır dokumu yenne koymaktan başka
bır şey değıldır Sanattakı gorme bıçımlerının zaman
içerısınde değışıme uğramasıyla, tanhsel olaylara
değgın duşunme bıçımlerının yıne zamânın akışı ıçe-
nsınde değışmesı arasında bır ayrım yoktur
Batı'nın ılerlemış toplumlarında artık hıçbır alanın
tarıhının salt o alanla sınırh olarak ele alınmaması,
orneğın sanat tarıhının -ıncelenen hangı donem olur-
saolsun-ancak ılgılı donemlerın butun toplumsal ta-
nhı zemınınde duşunulebılmesı, zaman ıçerısınde
gelışen duşuncenın neden-sonuç ılışkılerını gıderek
genışleyen bır değerlendırmenın zorunluluğuna
ınanmasının sonucudur
Bu açılardan bakıldığında tarıh, geçmışte kalan
olayları konu almasına karşın, değerlendırmelerın-
de durağanlığa ve kalıplaşmaya asla yer vermeme-
sı gereken bır alan nıtelığını kazanmaktadır Bu nı-
telıkten yoksun bır tarıhın bırıncıl ozellığı ise gele-
ceğe yonelık oğretıcılıkten yoksun olmasıdır Du-
şunce akışı geçmış - bugun - gelecek eksenınde ge-
lışmek yenne ağırlıkh olarak bugunle sınırlı ortam-
ların tanhe bakışlarının da kısır olması ise kaçınılmaz
bır sonuçtur
Bugun Turk toplumunun gıderek tarıhsız kılındığı-
na ılışkın olarak bazı çevrelerde dıle getırılen çok
haklı eleştırnın temehnde de bu duşunceler yatmak-
tadır Henuz geçmışıne "Dun, artık dundur" anlayı-
şıyla bakarak bugunu ve geleceği butun gereklı bo-
yutlarıyla yaşayabıleceğıne ınancak kadar duşunce
ozurlu bır toplumda tarıhın kalıpların dışında değer-
lendınlmesı ve hep yenı tanhsel yorumların gereksı-
nılmesı, elbet beklenemez
Kendı yakın tarıhımızı, duşunce tarıhımızı sanat
ve kultur tanhımızı bugune kadar kaç kez yazmış ol-
duğumuz sormayı akıl ettığımız takdırde bulacağı-
mız yanıtlar, tarıhe bakışın neresınde olduğumuzu
kolayca gostermeye yetecektır
Habib Gerez'den 80. sergi
• Kültür Servisi - Ressam Habıb Gerez 80 kışısel
sergısını yarın Dam Galen'de açıyor Sanatı kendısıne
bır yaşam tarzı olarak seçmış 4^ vıldan berı sanatla
yoğrulmuş çok yonlu sanatçı Gerez. bugune dek on şıır
kıtabı, kendı şıırlennden oluşan uç antolojı yayımladı,
değışık gazete ve dergılerde yazılar yazdı 26'sı
yurtdışında olmak uzere 79 kışısel sergı açan Gerez ın
yapıtlan yurtıçı ve yurtdışında pek çok koleksıvonlarda
ve müzelerde yerafıyor Son olarak 1993 \e 1994
yıllannda Avrupa Konseyı'ne bağlı Avrııpa
Akademısrnın duzenledığı uluslararası resım
yanşmalannda ulke çapındakı odullerden Germanıa'
ve İtalıa" buyuk odullerının sahıbı olan Gerez'ın
sergısı 28 aralığa dek açık kalacak
Kısa filmciler örgütleniyor
• Kultur Servisi - Kısa Filmciler Derneğı'nı kurma
çabalannı 4 aydır surduren eskı ve yenı Turkıyelı
sınemacılar ılk eenel toplantılannı yann saat 16 30"da
TÜRSAK VakfrSalonu'nda (Gazet'ecı Erol Dernek
Sokak HanıfHan 11 2 Beyoğlu)gerçekleştırecekler
Ülkemızde son yıllarda ıvme kazanan kısa fılnı yapma
potansıyelının beraberınde orgutlu olmayı da
getırdığını duşunen kısa filmciler. 4 aylık sureç
ıçensınde her hafta 15-20 kışılık bır grup olarak bır
araya gelıyor ve orgutlenme hazıriıklarını
surdüruyorlardı
Zeytinbunnu Belediyesinden
tiyatro
• Kultur Servisi - Zeytınburnu Beledıye Tıvatrosu
Deneme Sahnesı Haldun Taner'ın 'Gozlenmı
Kaparım, Vazıfenıı Yapanm' adlı oyununu sahneve
koyuyor Rejısını Vahdet Çakar'ın ustlendığı ve
gonullu olarak çalışan 16 genç ve amator oyuncunun
oynadığı oyunun ılk gecesıne DSP mılletvekılı Namı
Çağan. Küçukçekmece Beledıve Başkanı Nurettın Şen
sınema sanatçısı Kenan Pars. tıyatrocu Erhan
Yazıcıoğlu. tiyatro yazarı Tuncer Cucenoğlu DSP
mılletvekılı adayı Erdoğan Toprak da katıldı