30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12ARALIK 1995 SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Avrupa Birliği ile atılacak yeni adım, ne 'başlangıç', ne de 'son' olacak Gıınıruk bırugı sıhırJı degnek degıl Gümrük birliği oylamasına iki gün kala Türkıye hâlâ sürecin kısa vadedeki etkilerini tartışıyor. Hazine yetkilileri söz konusu etkilerin daha çok olumsuz yönde olacağına dikkat çekerken. bazı ekonomistler bu kadar karamsar değil. •iHazine yetkilileri altyapının tesisi ve artan finansman ihtiyacının karşılanmasında _ topluluk yardımlannın büyük önem taşıdığına dikkat çekerken, tüm kesimlerin birleştiği nokta, mali yardımlarda hükümetin yeterince talepkar olmaması. ÖZGÜR ULUSOY Ciddı birmali yardım almaksızın güm- rük bırlığine gıren ilk ülke sıfatinı kaza- nan Türkiye'nin bu süreçten nası! etkıle- neceğı hâlâ belırsızlığıni koruyor. Makro anaiızler açısından değerlendirildiğinde gürarük birliğınin kısa dönemdeki olum- suz etkılerinin. olumlu etkilerinden çok daha fazla olacagı belırtılırken, bazı eko- noraistler ise gümrük bırliğinin Türkı- ve"nin makro ekonomıkdengelenüzenn- de herhangi bir etkide bulunmayacağını ıddıa edıyor. Ancak her ıkı kesim de, Türk Hülümeti'nin mali yardımlar konusunda yeteri kadar baskı yapmadığı konusunda birleşiyor. Altyapının tesisi ve artan finansman ih- tiyacının karşılanmasında topluluk yar- dımlannın büyük önem taşıdığına dikkat çeken Hazine yetkilileri. Türkiye'nin. ma- li yardım konusunda daha talepkar olma- sı gerektiğini vurguluyor. Mali protokollerin işletilmemesinden ötürü yaklaşık 2.5 milyar ECU'lük bır kaybı bulunan Türkiye'nin, gümrüklerin indinlmesiyle de yıllık 2 milyar dolarlık kayba uğraması bekleniyor. Yıllık dış pro- je fınansmanı son yıllarda ortalama 3-4 milyor dolar düzeyinde seyreden Türki- ye'nin, AB'den 5 yıl içın sağlayacaği 2 2 milyar ECU'lük proje finansmanın hiç de önemli olmadığı vurgulanıyor. Kamu finansmanını dış borçla karşıla- ma yoluna gıden hükümetin. sıcak para polıtikası uyguladığına dikkat çeken eko- nomistler de. dövizın sabit kalıp enflasyo- nun artış gösterdıği bir ortamda gümrük birliğınden sonra ithalat patlamasının ya- şanabılecegini ifade ediyor. Uygulanan dövizpolıtıkalannadevamedilmesihalın- de sabit döviz kurunun gümrük birliğın- den sonra ıhracatı daha da olumsuz etkı- leyeceginı belınen ekonomistler, ithalat patlamasının dış tıcaret dengelerinı altüst edebilecegıni savunuyor. Öte yandan. ODTÜ Ekonomı Bölumü öğretim üyesi Prof. Dr. Vakup Kepenek ıse makro ekonomik dengelerin Türkı- ye'nin ıç sorunu olarak değerlendirilme- si gerektiğini belirterek. gümrük birliginin olumlu ya da olumsuz çok fazla etkide bulunmayacağını ifade edivor. İthalat patlamasının iç koşullara bağlı oldugunu savunan Kepenek. "İthalatın patlaması iç talebin ne vöndi' gelişeceğine ve seçimlerden sonra tstikrar programı u\- gulanıp uvgulanmayacağına hağlı" dedi.. Hükümetin. gümrük birlıgine geçış dö- neminı ya\ aşlatma hakkına sahıp olduğu- Mali protokollerin işletilmemesinden ötürü kaybı olan Türkiye'nin gümrüklerin indirilmesiyle de yılda 2 milyar dolar kayba uğraması beklenirken, AB'den 5 yıl için sağlanacak 2.2 milyar ECU'lük proje finansmanmın önemli olmadığı vurgulanıyor. Boğaziçı Ünıversıtesı Ekonomı Bölü- mü Ögretim Cyesi Doç. Dr. Refik Erzan da, dolar kurunun şu anda realıst bır sev i- yede oldugunu belirterek. "Bu sayede it- halatta çok büyük bir patiama olmaz"dı- ye konuştu. Erzan. ithalattakı artışın. ih- racattaki artışla karşılanacagını belırttı.. Ortalama gümrük oranının 10 puanlık birdüşüş kaydedeceğinı anımsatan Erzan, venmsiz ışletmelerde ış kaybının vaşana- cağını belirterek. şunlan sövledı: *Ancak, abartdacak bir şe> görmüyonım. Türld- je'yi 5 nisan kararlanna getiraı mali kri- n hahrla>ın. ondan çok daha az bir iş kay- bı olacak. \ ine de Türkiye makro ekono- mik politikalan çok daha dengede viirüt- mek zorunda. Sermaye hareketleri bü> ük çevrede olacağı için. kriz de çok daha de- rin bir kriz olur. Hükiimet bütçe açıklan- nı kaparmak için çaba sarfetmek zorunda." nu dile getıren ICepenek. TL'den kaçış sürecinin yaşandığı bilinhor. Dö\ izeyöne- lcn para ithalata da > önelebilir. Ancak ben büvük bir ithalat patlaması beklemivo- rtım'* dedi. Kepenek. mali yardım konusunda daha talepçı olmak gerektiğini \urguladı. Ke- penek. gümrük bırligı açısından bütünleş- miş bir ülkenin kötü bir duruma düşmesi durumunda. gümrüklen birleşmiş diğer piyasalarda da ıstikrarsızlıga yol açacağı- nı sözlerine ekledı. Bu arada AB'nın Türkiye nezdındeki Büyükelçisi Michael Lake de. geçen yıl vaptığı bir konuşmada, gümrük birliğinın başansının AB ıçın önem taşıdığını şu sözlerle ifade etmişti: " Eğer siz yıkılırsanız. bir şekilde tekrar a>ağa kalkarsınız. ama bu başansızlık ÂB'nin sayginlığına çok zarar \erir." ELESTİRENLER NE DIYOR? Prof. Dr. EROL MANİSALI: Dış ticarette AB yönetimine giriyoruz Ekonomı Servisi - Türkiye'nin gümrük birliği sistematiğine yönelik eleştirileri ıle tanınan Kıbns Vakfi Başkanı Prof. Erol Manisalı, özetle şu görüşü savnnuyor: "Türkiye'nin gümrük birliğine dahıl olması AB'de tek ömeğı oluşturmaktadır. Dış tıcaret politikalanmız. AB dışındaki tüm ülkelerle ilişkilerimiz. AB'nın yönetımi altına gırmektedır. İlk etapta bunun ekonomik olarak çok olumsuz etkıleri ortaya çıkacaktır. Ömeğin Türkiye'nin AB dışı ucuz piyasalardan ıhraç ürünlennde kullanmak için ithal ettiği sıfır gümrüklü girdiler, artık vergı ödenerek Türkiye'ye ıthal edılecektir. Bu da Türkiye'nın ihracatını olumsuz etkileyecektir. Türkiye'nin kendıne özgü koşullanndan kaynaklanan ve olması gereken çevre ülkelerle smır ticareti yasaklanacaktır. Bunlar genelleştırilerek daha makro düzeyde ele alındığında, Türkiye'nin dış ekonomik ilişkileri AB'nin ipoteği altına girmektedir." ILIMLILAR NE DIYOR? ESKİ BL VÜKELÇİ ALİ TİGREL: Gümrük birliği zafer olarak gösterilmemeli Ekonomı Servisi-Gümrük birliği konusunda önemli katkılan bulunan AB'den sorumlu eski Büyükelçı ve ANAP Istanbul Milletvekıli adayı Alı Tigrel, gümrük bırliğinin iç polıtika malzemesi yapılmasına karşı çıkıyor. Tigrel özetle şu görüşleri savunuvor: "Lluslararası biranlaşmanın 22 yıllık sonucu olan olayı bir zafer ve Türkiye'ye bir lütuf gibi göstermemek lazım. Gümrük birlığine oldukça kötü bir ekonomik yapı ile girdigimız içın olumlu etkısıni kısa vadede görmek mümkün olmayabilir. Ben isterdim kı Türkiye daha 1yi koşullarda gümrük birliğine girebilsin. Enflasyon 3 haneli rakamlara dayanmış. Dış ticaret açıgı yıne patlamış. İç borç stoku 2 katrılvona varmış. AB ülkelerinden yapılan ithalatta koruma duvarlan. özellıkle sanayı ürünlerinde tamamen kalkıyor Birtakım sıkıntılar tabii ki yaşanacak. Kur üzerindeki baskılar artacak. Bu şartlarda GB'nin avantajları hemen ortaya çıkmayacaktır." SAVUNANLAR NE DİYOR? İKVBAŞKAM MERALGEZGİN ERİŞ: Tam üyelik hedefine doğru bir adım Ekonomı Sertisi- Iktı^adi Kalkınma Vakfı'nın yenı başkanı Meral Gezgin Enş. gümrük birlığini tam üvelık içın önemli bir adım olarak görerek özetle şu görüşleri savunuyor' "'Esas olarak sanavi mallannın serbest dolaşımına dayanan. ancak daha kapsamlı bırentegrasvonu hedefledıği için f ürkiye'nın AB ekonomik mevzuatına uyum göstermesini gerektiren gümrük bırliöının iyi bir şekilde işlemesı. Türk ekonomosinin bazı temel sorunlannın hallinde önemli bir rol oynayacağı gibı. Türkiye AB ilişkilerinin bundan sonraki gelişıminın de temelini oluşturacaktır. Zira. Ortaklık Anlaşması hükümleri uyannca, gümrük bırliğinin tam olarak uvgulanacağı son dönemde, "ortaklık anlaşmasımn işleyişi, AB'yi kuran anlaşmalardan doğan yükümlülüklerin Türkiye tarafından üstlenılebıleceğıni" gösterdığınde, taraflar Türkiye'nin Topluluğa katılması olanagını inceleyeceklerdir." Berlin-Düzce hattında gümruk bırlığı Uzun AYD1N ENGİN Gümrük birliği ateşi bütün ül- keyi sarmış. Biraya yakın Avru- pa'da sürtüp döndügüm tstan- bul'da birgece kaldım. Yazıişle- ri'nden "HaydT dediler. "biraz da çahş. Zonguldak'a gidhor- sun." Çaresız düştüm yollara. Ecevıt'in izinden Zonguldak. Ereğli. Düzce. Adapazan'nı fi- lan dolandım. Birgüzel üşüdüm, bir iyi ıslandım. Seçım kampan- yası gözlemlen bu yazının konu- su degil. Ama Berlin'de yakam- dan düşmeyen gümrük birliği, gelıp Düzce'de^ Vlerkez Ca- miı'nin önünde beni bulunca bu yazı da farz oldu. Bın sakallı, tıg örgü takkelı, ayağı mestli bır amca, ötekı be- yaz kaşkollu. kravatlı, altın dış- li bir yerel tüccar. Konu: Güm- rflk birliği. Tüccar "bir bilen" rolünde. Sakailı amcada "Biraz bilen". Söz "Bir bilen'"de: - Hayırlısi) la şu o> lama > apıl- dı da girdik mi gümrük biıiigine rurma artık kuv ruğundan. Vük- le kaımona soğanı, patatesi. Vur kendini yollara. Nerde iyi fivat bulursan sat malını. Koy mark- lan çanğa. ,W üç beş te>ip, video, oto alarmı filan. Koy arabanın bagaj ına. Getir burda Düzce çar- şısında sat Ben tam •'Vay canına, güm- rük birliği, Düzce'de ne hale gel- miş..." demeye hazırlanırken "Birbilmeyen" lafa gırdi' - Ben de şu gümrük birliği ol- sunKölün'e(Köln demek ıstedı herhal)gideceğim. Kaynımın ge- lini orda işçL Şu romatizmalan bir Alman dokturuna baktıra- yım diyorum... Eh, önümuzdeki günlerde Tansu Çıller "Olduuuuu,girdik işte gümrük birliğine" dedi mı Düzce'den iki oyu garantı. Sa- kallı amcam bile Erbakan'a bu defalık sırtını dönecek anlaşılan. Şimdi de Berlin. Doğusuyla birleşip daha da büvüyen eko- SANAYİDE BİRLİĞİ ANKARA (Cumhuriyet Bümsu) - Avrupa Birliği (AB» Ortaklik Konseyı ka- rarlan çerçevesinde gümrük birliğine gırişin ardından tüm koruma duvarlannın kaldınl- ması konusunda 5 >ıllık ge- çiş süresı tanınan otomotiv sektörünün Avnıpa ülkeleri ile rekabet konusunda en bü- yük sıkıntısını. makro ekono- mik dengesizlikler. gerekli hukuksal düzenlemelerin ta- mamlanmamış olması ve fi- nansman yetersizliğinden kaynaklanacak yatınm dar- boğazı oluşturuyor. Türkiye Mimar ve Mühen- dis Odalan Birlıgı'nce (TM- MOBl yapılan "Gümrük Birliğine Doğru Sanayi Sek- törlerimiz" konulu sempoz- yuma sunulan Otomotiv sa- nayicileri Dernegi (OSD) ve Taşıt Araçlan Yan Sanav icı- leri Derneği'nin (TAYSAD) nomi devınin başkenti. Bellı başlı Avrupa Birliği gazeteleri- nın ekonomı servisı yöneticileri ve politıka uzmanlan bir tartış- malı toplantıda buluştular. Ar- kalarda kendime biryerbuldum. Konumuz: "Avnıpa Birli- ği'nin genişJeme perspektifkri ve yöneümler''. Gümrük birliği ve onuizlemesı kaçınılmazolan si- yasal bırlik tartışılıyor. Ekono- mist gazeteciler, politik tercihle- ri yerden yere vuruyor. Polon- ya'nm sıralamada çok aşağılara kaydınlması gereğı anlatılıyor. Doymuş ve sanayi üretıminde kendine vetecek düzeye ulaşmış Iskandinavya pazan içın de ay- nı çekinceler. Buna karşılık Ma- caristan, Çek Cumhunyeti ve (eski Yugoslav Federe Devleti) Slovenya'ya öncelik verilmesi- nin akla uygun kanıtlan sergıle- niyor. Siyasal önemi ne olursa olsun Beyaz Rusya ve Polon- ya'nın değil Avrupa Birliği. gümrük birliği içın bıle henüz hazırlıksız olduklan vurgulanı- yor. Belçikalı bir gazetecı daha da ileri gidiyor: - Türkiye bilepazar potansiye- Ifyle Polonya v e Beyaz Rus> a'dan ve Baltık cumhuriyctlcrinden daha elverişli. L stelik Orta As- va'daki cumhuriyerler için de önem taşıyor. Türkiye'nin geti- receği yükleri bir ölçüde karşıla- \abiliriz. Değer çünkü. Tırma- nan bir tükerim ataşkanhğı ve onu karşılamakta çok yetersiz bir sanayii var. Vav adı Belçikalı vay ! Adam bızı resmen sağmal ınek gıbı gö- rüyor. Kalkıp "Bizi keriz mi bel- ledinizsiz? Gidin Polonya'ya,Be- vaz Rusya'ya satın mallannızı. Biz. bir süre daha şu dandik oto- mobUlerimizle filan idareederiz" dıyecektım. Çekındım. Hele Tansu Çıller müjdeyi ver- sın. hele bır girelım şu gümrük birliğine, Düzceli tüccarlabırlik- te ben de düşeceğım yollara. Ya- pışacağım o Belçikalı gazeteci- nin yakasına. Diyeceğim kı... 16 Kasım 1995: AıaliK ayi geneı sjruı günaemını DelırlemeK tç-n toplanan Başkanlar Dıvanı gundeme 13 aralık ıçın gumruk bırlığı oylamasını koydu ., Vralık: AP dışiliski!erkomısyonu"nda GB anlaşması kabul edildi. 8 Kasım: AP'nın sol Kanadındakı grup başkanları. Bruksel'de bır araya gelerek Saharov Ödulü'nün Leyla Zana'ya venlmesını karariaştırdı 22 Kasım 1995: AP DışılışKıler Komısyonu. GB oyiamasının 11 aralık pazartesı gunt Strastıourg'da yapılmasını kararlasbrdı. 30 Ekim 1995: Luksemburg'da toplarıan 37. Dönem Ortaklık Konseyı. Türkiye'nın gümrük birliği için gereklı teknik yukumlülukiefi yerıne getırdığıne karar verdı. 13 Kasım 1995: SosyaiısJ Grup Başkanı Paülıne Green, gümruk bırliğinin ertelenmesı ıçın oylama yapılmasını engeiledi. Hıristıyan Demokratlar, gümruk bırliğinin 13 aralıkta yapılmasına karar verdı J 20 Ekim 1995: CHP ıle DYP gumrjk bırligıne yonelık seçım hükumetı ıçin pazartıklara başladı 31 Ekim 1995: AP Dışışlen Komısyonu toplantısında konuşan raDortör Carlos Carnero oylamanm seçım sorrasına ertelenmesını onerdı 20 Eylûl 1995: Dort yıl suren DYP-CHP kcalısyonunun dağıtması. gumrak buiığı ıçın sosya) demc*ras( kozunun elden çıkmasına neden oldu 27 Ekim 1995: Tercrte Mucadele Yasası'nıp 8 maddesındekı degışıknn Meclıs Genel Kurulu nda kabu 1 edildi. Uenkı tanhlerde 100 yakm tutuklu serbest fcırak lırken tutuklu DEP mılletveK.illennden ikısının . tahlıvesıne karar ı'erıldı 10 Haziran 1995: Devleî Bakanı Ayvaz Gokdemır'in ıncelemeler yapmak uzere Turkıye'ye geten Sosyalist Grup Başkanı Paulıne Green. Yeşıller Grup Başkanı Clodıa Rotfı ve Radıka 1 Grup Başkanı Cathenne Lalumıere ıçın Kjllandığı "fahişe" sıfatı knze neden oldu 15 Ekim 1995: ÇıUef'ın azınlık hükumetı gtk'enoyu alamadı 6 Haziran 1995: ABD'nın AB nezdındeki buyukelçısı Stuart Eızenstat "AP'nın gümruk bırlıgmı onaylayaoağına daır guçlü bır kanım var' dıye konuştu 3 Mart 1995: Konsey toplantısına uç gun kala ner şey belırsclığinı korurken, AB. Kıbns'ın tam uvelık konusunun AB'nın ıc sorunu sayilnası gerektiğini açıkladı. 27 Şubat 1995: AB Daımı Temsılcıler Komıtesı'nde AB ülkelen bu uzlaşı formulune karşı çıkt. 15 Şubat 1995: AP. ınsan haklan ıhlallennın GB'ye olanak tarumadığını. ancak son sozunu ekim ayında soyleyeceğını açıkladı. 27 Haziran 1996:15 temmuzdaki teknık degerlendırme oncesı. gumruk bırligı ıle ılgılı onemlı yasalar KHK ıle kabul edildi. 9 Haziran 1995: Gumruk bırligı yasalar ıçın nukumete yetkı vereri yasa tasarısı kabul edildi 6 Mart 1995: Ortaklık Konseyı Toplantıs 'nda. karar metnı ımzalandı. Anlaşmanm yıl sonunda y jrurluge gırmesı ongooılurken, teknık yukumlulukJerın ekim aytnda son kez gozden geçınlmesı ve AP onayı gerek'ıhgı metınae yer aldı. 1 Mart 1995: Daımı Temstlcıler Komıtesı yıne anlaşamadı , I 24 Şubat 1995: Donem Başkanı ı F-ansa ıle Yunanıstan bır uzıaşma \ | fornulunde anlaştı 6 Şubat 1995: AB Oışışlen Bakanlan topiantısında, GB konusunda bır ılke anlaşmasına vanldı 19 Aralık 1994: Ortaklık Konseyı toplandı 'akat Yjnanıstan engeli vuzünden anlaşma ımzaianmadı. 6 martta ıkıncı bır Ortaklık Konseyı'nın toplanması karartaştırıldı 8 Şubat 1995: Atına. yenı koşuHar oae surdu Utomoüvın rekabet gucu düşük bildırilerine göre bu ^ektörler gümrük bırliğiyle birlıkte şu gelişmeleri bekliyor: Otomotiv ana sanayii: AB'de yüzde 20 düzeyinde bulunan satış vergilerine kar- şı, yurtiçinde yüzde 45-50 oranlannda vergilendirmeye tabı tutulan otomotiv ana sa- nayii, AB kapsamında reka- bete gireceğı kuruluşlara kar- şı yüksek enflasyon ve deva- lüasyon gibi makro ekono- mik dengesizliklerin getire- ceği yüksek malivetlernede- niyle de haksız rekabetle kar- şı karşıya kalacak. ABD, Avrupa ve Uzakdo- ğu içinde kurulan 20 büyük firmayla rekabete girecek sektör. gümrük birliğiyle bir- lıkte. gümrük vergilenndeki kayıplann gidentmesı ıçin getirilecek Özel Tüketim Vergisi'yle iç talepte de yük- sek oranlı azalma beklivor. Otomotiv sanayii dış ticaret dengeleri 1980-1994 Yan San. Ihracat Yan San. ithalat Ticaret Dengesi Ana San. Ihracat Ana San itBatai Tıoaret lîeng» Toplam thracat Toplam itrtatat 1980 1989 20.118.252 198.635.069 230.830.315 421.371.757 -210.712.063-222.736.688 39.220.728 58.250.156 .«,168.727 113.403^86 -m&m -55.153.730 59.338.980 256.885.22$ 288.999.042534.775.84» 1992 323.4d4.t18 1.214.208.000 -890.713.882 122.225^21 573.889.689 -451.663^68 445.719.939 1İ88J397.688 Kaynak; Nedimoğlu, 1993, Kumbasar, 1995, Fîchtef, 19% 1993 325.324.902 1.447.563.000 •1.122^38.098 147.784^99 1.048.795.579 -901.010.980 473.109.501 2.496.358.579 1994 432.150.685 906.888.000 -474.737.315 180.525.087 612.675.772 •f J ' Artış oranı 2.048.05 292.88 | 360.28 1703.02 932.50 763.79 Bildıriye göre. y aklaşık 20 bin kişinin ıstihdam edildiği. 1994 yılında yaşanan buna- lımla birlikte üretımı yüzde 39 düzeyinde düşen sektör- deki ıthal ürün pav ı yüzde 12 orana ulaşıyor. Toplam ıtha- latın yüzde 47'si eski Doğu Bloku ülkeleri. yüzde 30'u Uzakdoğu ülkeleri. geri ka- lan vüzde 23'ü de Avrupa Topluluğu ve EFTA ülkele- nnden yapılıyor. Gumrük birliğiyle AB kaynaklı ürünlere karşı tanfe ıçı v e tarife dışı korumalar ta- mamen kaldırılırken. üçüncü ülkelere karşı da topluluğun uyguladığı tanfeler uygula- nacak. Yeni tarifelere geçıl- mesıne karşın. dış tıcaret mevzuatında gereklı değışık- lıklenn yapılmaması nede- nıyle aksaklıklar bekleniyor. Sektörün en büyük sorun- larından bınsıni de AB'nın standardizasyon rejımi oluş- turuvor. Özellikle topluluğun 5 yıl ıçınde standart çıtasını yükseltecek olmasından do- layı, sektörün yeni vatınmla- ra gereksimm duyacağı be- lırtüışor. Standart düzeyinın yükseltilmesine karşın, Tür- kiye'nin bırliğe tam üye ol- maması nedeniyle topluluk- tan nakdi yardım alamayacak sektörün, hem rekabet şansı- nın düşeceği hem de otomo- tiv sanayiınin üzerıne buyük bir finansman yükü bineceği belirtıliyor. Otomotiv yan sanayihKü- çük ve orta boy ışletmelerden oluşan sektörde 150 bın kişi istihdamediliyor. 1995'inilk 6 aylık dönemi ıtıbanyla 138 ülkeye ürün ihraç eden sektö- rün en büyük müştenlerını. AB dışındaki Türkıye'yi çev- releyen gelışmekte olan ül- keler oluşturuyor. Bıldınde. AB'nin yabancı yatınmlara karşı ıç pazarını korumak içinyerh katkı oranı zorunlu- luğuöngören bir polıtika yü- riittüğüne dikkat çekilirken. toplulukla gümrük duvarla- nnın kaldırılmasıyla rekaba- te girecek sektörün de aynı uygulamalardan yararlanma- sının gerektiği belirtıliyor. TAYSAD'ın bildırisıne göre. gümrük birliğiyle bir- lıkte otomotiv ana sanayiınin AB standartlanna uv gun üre- tım vapmak zorunda olması. bu sektöre yönelik olarak ça- lışan yan sanayınin de varlı- ğını devam ettirebılmesi için ürünlenm aynı standartlara ulaştırmasını şart koşuyor. Ancak. Ortaklık Konseyi ka- rarı çerçevesinde gümrük birliğiyle birlikte nakit teş- viklerın kaldınlması. finans- man sikıntısı çeken ve kü- çük-orta boy ışletmelerden oluşan van sanayınin stan- dardızasyona yönelik yatı- nmlar ıçın kaynak sıkıntısına düşmesine neden olacak. İŞÇİNİNE\TIENİNDEN ŞUKRAN SONER Arka Bahçe Gümrük birliğine ilişkin son geJişmeler, seçim kampanyalarının da ağırlıklı gündemi ve tartışma- sı olacak. Yine her kafadan bır ses çıkacak. Gelin görün ki gerek Avrupa cephesi, gerekse Türki- ye'den madalyonun iki yüzüne birden bakılmama- sı sonucu, Türkiye açısından en önemli gerçek, 'ar- ka bahçeye itilmış olmamız' atlanacak. Bizi Avrupalıların. bilerek ısteyerek arka bahçe- ye attıklarını düşünebilir, onlara çok fazla kızabili- riz. Zengin Avrupa ülkelerinin çıkarian Türkiye'yi birlik içinde, ancak arka bahçede tutmadan yana. Türkiye, her konumu ile çok önemli, birliğin dışına atılamaz. Başta nüfusu ve diğer pazarlara sıçrama tahtası olması nedeniyle asla vazgeçilerneyecek çok önemli bir pazar. Ancak ön bahçede ortak olması, Avrupalıların hıç de istemedıkleri bir durum. Asıl dile getirilme- yen, öne çıkarılmayan nedenler ekonomik. Türki- ye büyük nüfusu, düşük milli geliri. geri sanayisi ile eşit koşullarda ortak olduğunda, gelişmiş ülkelerin standartlannı aşağı çekebılecek kadar önemli bir güç ve sorun. Serbest dolaşım hakkının verildiği- nı, milli gelırinı, ekonomisini onların ölçülerine yük- seltmek üzere bütün ekonomik gerekler ve yar- dımların yerıne getirildiğini bir düşünün. Ne kadar gelişmiş olurlarsa olsunlar başta işsiz- lik, ekonomik çok boyutlu sorunları olan Avrupa ül- kelerindekı dengeler altüst olur. Baksanıza yıllarca birleşme edebiyatı yapan Almanlar. şimdi kendi düzeylerini aşağı çeken Doğu Almanlara büyük öf- ke duyuyor, dış biliyorlar. Aynı ırk ve kültürden kar- deşlerine diş bileyenler. onları olumsuz yönde çok daha fazla etkileyecek. üstelik çok zıt kültürde olan bizleri, eşit koşullarda aralannda görmeye katlana- bilirler mi? Tabii ki, bizi arka bahçeye atmanın gerekçeleri- ni buiacak, aleyhimize olan kozları sonuna kadar kullanacaklar. Biz de ellerine koz veımek için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. insan haklan, demokrasi, sendikal haklar ayıplarımızı kapatmak şöyle dur- sun, büyütmek üzere yeni yeni katkılarda bulunu- yoruz. Onlar, siyasi iktidarlar olarak, 12 Eylül öncesi si- vil iktıdarlara destek olmayıp "cunta" yönetimine en büyük ekonomik yardımı yaparak, aslında Tür- kiye'degeriyegiden insan hakları, demokrasi, sen- dikal haklara olumsuz katkılarda bulundular. Ken- di kamuoylarına dönük olarak da Türkıye'de de- mokrasi. insan hakları, sendikal haklar olmadığı, Kürt sorunu bulunduğunu söyleyerek Türkiye'yi ar- ka bahçeye itmenin siyasal gerekçesini yarattılar. iki yüzlü politikalar ürettiler. Biz de kendi insanımızın haklarına. ülkemizin çı- karlarına aykırı olarak bu iki yüzlü politıkalara Tür- kiye'den çok daha önemli katkılan yaptık. Ülke- mizde ınsan hakları, demokrasi, sendikal hakların çiğnenmesi, Kürt sorununun çözülmemesi sorun- lanna az ya da çok hep birlikte ortak olduk. Bir yandan da 12 Eylül rejimi, uzantısı sivil ikti- darlar eliyle. kitleleri daha da yoksullaştıran, milli ge- liri çarpıtan, sanayileşmeden, gelişmeden vazge- çen, sadece rant zengınleri yaratan bir düzenin yerleştirilmesine teslim olduk. Bozulan ekonomik dengeler bizi Avrupa ile ortaklık koşullarına yaklaş- tıracağına, uzaklaştırdı. Ustüne üstük ülke çıkarlannı gözetmeyen. ucuz politikalar nedeniyle, Avrupa ılişkilerinde var olan kozlarımızı, gücümüzü de kendi lehimize kullana- madık. Avrupa Birliği, gümrük birliği ilişkilerinde venmek zorunda olmadığımız ödünleri de, ucuz iç politika uğruna hovardaca verdik. Dünyanın paylaşım dengeleri içinde Türkiye'nin yeri belli. Türkiye, Avrupa Birliği içinde. Ama sorun, yerinin ön bahçe mi arka bahçe mı olacağı. Onla- nn çıkarları bizi arka bahçede tutmakta, bızimki ön bahçeye geçmede. Bunu başarabılmek doğrudan bizim gücümüz ve sorumluluğumuz. Ve ne yazık ki, biz ön bahçeye geçmenin gücünu. koşullarını ya- ratmak yerine, arka bahçeye itilmek için gereken her şeyi yapıyoruz. DOVİZİNİZİ ZİNCİRE VURMAYIN VADESİZ DOLAR VE MARK HESAPLARINIZA %8 FAİZ VERİLİR DERBANKMERKEZ ŞUBE / ŞİŞLİ / TEL: 231 47 61 ERENKÖY ŞUBESI / TEL: 363 23 04 SİRKECİ ŞUŞESİ /TEL: 512 16 83 ANKARA ŞUBESİ / CİNNAH CAD. /TEL: 468 61 82 OFİS OTOMASYONU SERTİFİKA Bogazıçi ÜniversıteM Meslek Yuksekokulu Bilgisayar Programcılıği Programı ögretim elemanlan tarafından surdunılmekte olan programın amacı bılgı\a>an ofıs ışlem- Iennde kullanabılccek elemanlar yelıştırmektır Bu amaç ıçın gerekli olan v azılımlar, eğitım sırasında her oğrencıve bir bıigisayar du^ecek 5ekılde bılgısa>ar ağı or- tamında oğretılmektedır. Program4ay •sureli. haftasonutCumartesi. Pazar günlen <4 00-13 00)ve'toplam 120 saatolııp,6Ocak 1996 tarihınde ba>lavacaktır. Der^ Programı Bılgısayara Gıriş Iijletım Sıstemlerı-DOS ve Wındows Kelıme lşlemcı-Word Tablolama-Excel Çızelgeleme-Schedule- Haberleşme-Maıl V'erı Tabanı-Access Sunum-Po»er Poınt Proje Proaramı ba>an> la tamamlayanlara Nortiflka verilecektir. Adres Boğaziçi Cnnersıtesı. MYO. Bılgı<ayar Programcılıği Programı. Hısar Kampu>. Oda No B 22 7 Rumelıhi5.anisru-tstanbul Tel 263 15 40 1941-1306 * Sertıfika Programı Boğaziçı UnneiMtesi Vakfi Uygu- lamjlı Egıtım\eDe>tek Hızmellen Iktısadı Işletmesı Ijbır- liğı ile yapılmaktadır Basın. MJ905
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle