27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 1995 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Selam Verip Geçtiler MELÎH CEVDET ANDAY G une^lı kasım gunu kov- dekı e\ın balkonunda Brahms'ın o çok sevdı- ğım 4 Senfonısını dınlı- vordukeşımle - Kalıcı vapıt bırakanlar yaşıvor dedım Eşım onay ladı bu sözumu Brahms gerçekten \aşı\or muvdu9 Şu soru da kaçınılmaz oluvor Bır öluyu anmak onu yaşatmak mıdır9 Kalıcı vapıt bırakmanın ıtıcı gücü olumsuzleşmek îse demek olum denen olav gerçek değıldır ınsanoğlu olümsuz- luğe erişebılır NasıP Anılarak, anılarda canlandınlarak He- lalleşerek avnlmak belkı de bunu sağla- mak ıçındır \unus Emre, Bız dumadan gıder olduk Kalanlara selâm olsun dı\or kıskanmadığını belırtıyor ya- şamda bıraktıklannı Eskı bır \unan duşunuru tutturmuş, yaşamakveolmekavnışevdırdıye ders- lennde ve konuşmalannda \ ıneley ıp du- rurmuş bu sozu Bır gun onu dınleyen- lerden bın - Oylev se neden ölmuyorsun, dıye sor- muş Adam - Ikısı bır de onun ıçın dıye yanıtlamış soruyu Yahya Kemal Bevatlı, bır kurnazlık edıp once olenlere selam vollar Evsel giden ahbaba selâm olsun eren- ler. Ayrılığın selam sabahla olmasi guzel- dır, İabarcadırdoğrusu amaolumdenve oluden korkuv u ortadan kaldırmaz İlkel toplum ınsanının olulerden odu kopuyor- du olenın yaşayanlan kiskandığına ına- nıvordu Dahası olenın adı ovmak ıçın- de başkalannda da varsa onlara hemen o gun başka adlar takılıyordu Olen adam adını duyup da gelmeve kalkmasın dı\e Olulere karşi duyulan bu korkunun sa- dece ılkel topluma ozgu olduğu sanılma- sın Hamlet sevgılıbabasınınhayaletıy- lekonuştuktan sonra kovar onu "Koste- bek" der ona Olulenn savaşla ışkencevle açlıkla dolu olan bu dunvada \aşa\anları kıs- kanmaları pek akla uygun gorunmuyor- sa da ne yapalım kı anlatılanlar bunu doğruluyor Odvsseus Hades e (oluler duny asi) ılk gıdışınde (bu v uzden ona iki olümlu denmıştır) dostu ^khıleus'u bu- lur, onu '"kırar dıye selamlar <\khıleus ıseonaağlavarak - Hades te kıral olmaktansa dunyada kole olmayı veglenm der Ne acı sozdur bu' Olum korkusunun ancak ruha ınan- maklavenılebılecegı sovlenırse ruhlann ıkıde bır buralara gelmeğe kalkmalannı açıklamak guçleşır Olum asude bahar ülkesidir bir nnde (Yahya Kemal Beyatlı) Bov le ıse akıllannın burada kalmama- sı gerekırdı Olurken sevınenı goren yok- tur Cahit Sıtkı Tarancı. Alıştığunız bır şevdi vaşamak demıştı Demek ote\e alışmak kolay ol- muyor Sonra ruha ruhun olumsuzluğune ınanmak da epey guç gorunu\or nkalı romancı Henry \liUer,"'Benoldük- ten sonra ruhumu çağınrT demıştı ol- du ruhunu çağırdılar gelmedı Otekı dunyayı sevdığınden mı yoksaruhumu yoktu1 Bız gene Brahms a ve •'olumsuzler" dedığımız kalıcıyapıtlarbırakanlarado- nelım Bu buvuk adamlann hıçbın. konuştu- ğumuz anlamda olumsuzluğu aramış, ıstemış değıldır i4 Yaandmak?'"dıveso- rarsanız anılmak anılanca bılınmedık- ten duyulmadıktan sonra neveyarar' Ya- ratıcı olumunden sonra anılmak ıçın ça- lışıp dıdınmez Her şev budun\ada bu dunya ıçın olup bıtıvor Başka turlusu na- sıl düşunulebılır1 Sanatlar, bılımler, po- lıtıkalar sureklı bır değışım surecı ıçın- dedırler Bu sureç dışında ölumsüzluğu hadı bu sozu bır yana bırakalım kalıcı- lığı aramak boşuna çabadır Brahms. Be- ethoven sonrası muzığının yaratıcılann- dan bın ıdı o koşullar ıçınde kalıcı olma- yıbasardı Ama muzık sanatı orada du- rup kalmıs değıldır Sanatlann bılımlenn, polıtıkalann es- kıven \e kalıcı olan \anlannı dogru de- ğerlendırmek gerekır Sanatlarda ılerle- me değıl değışmedır soz konusu olan Bılım adamlarının buluşlan eskır o bu- luşlann yennı yenılen alır Ama burun bu venılenmelere değışmelere karşın ozde bırlık surer gıder Yaratıcı uğraştığı da- lın geçmışını bılır geleeeğını tam olarak kestıremez Bu sureç ıçınde olumsuzlu- ğu duşunmenın yen voktur Dınledığım4 Senfonının buvusu ıçın- de çokseslı muzıgın seruvenını duşunü- \orum Gesualdodanbaşlavalım Gesu- aldol 1560-1614) çokseslılığın dramatık gucuvletekseslı muzığınkışılıklı anlatı- mını bağdaştıran madngal muzığın va- ratıularındandır Onda Johannes Brahms'a bu sanatın geçırdığı değışım başdondurucudur Brahms klasık mu- zıkleromantıkanlayışıkavnaştıranvapı- laryaratmakla unludur Ondan gunumu- ze yetışmış butun yaratıcılar ıçınde olum- suzlugu kalıcılıgı hangısı daha çok hak etmıştır' Bu sorunun yanıtı bulunamaz Buy uk y aratıcılar selâm verıp geçmış lerdır Nusret Fişek ve Uygulanmayan 224 Sayılı Yasa Prof. Dr. R. KAZIM TURKER T urkhekımlerı olarak buvuk lıder hocamız Prof. Dr 1S. Fı$ek ı olumunun s vıldonu- mundeıçtensavgılarımızlaanıvoruz Nus- ret Fışek, Turk ınsanının sağlık hızmetle- nnden en ıvı şekılde ve hakça vararlanma- sında geçerlı bır sistemı vıllar oncesı bu- lup vasallaştırarak uvgulama alanına sokmuş seçkın dunyaca tanınmı^ adı her zaman v e her ulkede sav gı ıle anılan buvuk bır bılım adamı teknokrat ve burokrattır Llkemızın sosvo ekonomık koşulları ve bolgesel ozel lıklen dıkkate alınarak en uvgun ve tıbbın her alanın- dakı bılımsel gelıştnelen anında ınsanlanmızın hızme- tıne sunabılecek dınamık bır vapıva sahıp 224 sayılı "Sağlık Hızmetlennın Sosvalızasvonu ^asası'nı vıllar oncesı vururiuge sokmuş olmasına karşın gelmış geç- mış hıçbır hukumet tarafından gereğı gıbı uvgulanma- ması sonucu sorunlar çıg gıbı buyuyerek gunumuzde- kı duzevıne ulaşmıştır Sağlıklıyaşam ınsanınodunveremeyeceğıdoğalbır hakkıdır Llkemızde bırevlenn bu haklarını korumak saglık sorunlannı gıdermek ve hasta olmamalan ıçın ge- reklı onlemlerı almak hasta olduklannda da venıden sağlıklanna kav u^mak ıçın gereklı her turlu kolav lıgı on koşulsuz olarak sağlamak dev letın en başta gelen gore- vı ve bırevlenn de anavasal haklandır Sosvalızasvon >asası nındavanağıbudur Gunumuzde dev letın bugo- re\ı gereğı gıbı uvguladıgını ıddıa etmek olanaksızdır Ekonomık gucu verınde olan kımseler ıçın sağlık hız- metlerını satın almak ulkemızde sorun değıldır Bunlar nufusumuzjn çok az bır kısmını oluşrururlar Fakat hal- kımızın buvuk bır kismının gorunumde sosval guven- cesı de olsa gelışmış ulkelerdekme benzer duzevde sağ- lık hızmetlerınden vararlandıklan sovlenemez Bozuk sağlık orgutlenıesının tum aksaklıkları ozellıkle polıtı- kacılartaratındanhekımlerefaaıraedılmektedır 1980 lı vıllardan sonra hemen her uzmanlık dalındakı hekım- lenmızın meslekı onurlan bazı etkılı ve vetkılı kışıler tarafından bılınçlı olarak zedelenmıştır 'lerden bıteae- sıne tıp fakultesı açarak mesleğımızde hekım nıcelığı- nı nıtelıgıuzerındetutanvanlışpolıtıkalar vınehekım- lık mesleğıne vapılmış en buvuk haksızlıktır Bu uvgu- lamalarla polıtıkacıların hangı amaca hızmet ettıklen- nıkendılendebılmıvorlar BırzamanlarErzurum unbır kovunde gezıde bulunan bır dev let buvuğune bır vatan- daş "Doktorumuz)ok,gelenkalnıi)or''dedıgınde "Siz de ağaca bağlajuı'" dıve vanıtlaması ve bunun televız- von ekranlarında ınsanlanmız tarafından açıkça ızlen mesı son derece duşundurucu bır olavdır Hekımlerı- mızı çıkarcı olarak nıtelendırmek \e tum sorunlann he- kımden kaynaklandığı saplantısını surduımek 1980 lı v ıllardan sonra gıtgıde artan bırdozda devam ettınlmek tedır Hekımın tek başına araçsız gereçsız vardımcı sağlık personelı olmadan hıçbır hızmet veremevecegı elbettekı polıtıkacılarcaçok ıvı bılmır Ama bunlann fa turasını hekıme çıkarmak ve halkı ınandırmak son de- rece kolav ucuz ve çırkın pohtıkalardır Mesleğımızın en cefakar grubu olan ve sağlık hızmetlennın vuzde doksana vakınını omuzlannda taşıvan pratısven meslek- taşlarımızı "devletın sırtındakı kambur'" dıve nıtelen dırmek affedılmez buvuk bır hatadır Hekım orgutu başta Sağlık Bakanlığı olmak uzeredevlet kurumların- dan "demokrabk, laık. sosval hukuk devk'tının" gerek- tırdığı ışbırlığı ve eşgudumsel çalışmavı gorememı^tır Oysa tum gelışmış ulkelerde sağlık sorunlarının gıde- nlmesınde gereklı plan veprogramların vapılması sag- lık polıtıkalannın uretılmesı ve hekımlerle vardımcı sağlık personelının eğıtımlennın surdurulmesinde o ul- kelenn tabıp bırlıklen buvuk rol ov narlar v e v urutme or- ganlarınm en onde gelen vol gostencılendır Ulkemız- de bov lesi bır ı^bırlığıne vetkılıler hıçbır zaman v anaş- mamış ve her gelen hukumet konuvu herkesten ıvı bıl- dığını ıddıa ederek tabıp orgutunu daıma dışlamışlardır Tum bu kısırçakışmalann kokenınde yatan neden yu- rürluge gırdığı andan ıtıbaren uvgulanması engellenen 224 savılı vasadır Nusret Hoca bu olumsuz gelışmele- re ve hekımlere vönelık saldırılara karşı son soluğunu vennceye degın savaşmıştır Polıtıkacılann sağlık hızmetlennın sorun olduğu ke- sımın genel nufusun ancak vuzde 20-30 u cıvannda ol- duğu savı kağıt uzerınde doğru olabılır Bukımselenn sorunlannın genel sağlık sıgorta sıstemı ıle duzeltılebı- leceğı ıddıalan vıllardanben vavgın olarak devam et mekte ve her hukumetın programında ver almaktadır \e var kı şu ana kadar bu konuda hıçbır »omut gelışme olmamıştır ve olması da uzak bır olasılıktır Eger Sos- jaüzasvonVasasıvozlaştınlmadan uvgulansavdı buke- sım ınsanlanmız de guvenceve alınmısolacaklardı Nusret Fışek ın sağlık sistemının orgutlenmesınde on gorduğu ve verlei)tırmeve çalıştığı temel ılke hızmetın tum vatandaşlar arasında eşıt olarak v a> gınlaştınlmasu sağlığın korunması. ınsanımızın hasta olmaması ıçın ge- reklı her çeşıt koruvucu onlemlenn alınması ve hasta ol- duğunda da nerede olursa olsun on koşulsuz tedavı ola- naklanndan hakkaıuvet olçutlennde \aratianması. dı ve ozetlenebılır Nusret Hoca, ulkemızde nufus ve aıleplanlanması ko- nusununnedenlı vaşamsalonemıolduğunu 1960 lıvıl- larda ısrarla savunurken bazı polıtıkacıların "Turkhe 100 mılvon ınsanı besler, bu ıddıa versızdır" saçmalama sivla seçım mevdanlanndabılgKİık taslamaları bellek lerımızdedır Bunlardan bazılannın şu anda bulunduk ları devletın ust duzevlerındekı gorevlerı nedenıve za- man zaman konu>malarında "ulkemızın ıçınde bulun- duğu ekonomık çıkmaz \e enflasvonun en onemlı nede- nı luzlı nufus arhşıdır" demelen bu polıtıkacılann ne denlı zekı bılgılı ve ılen goruşlu(')olduklarının ve224 savılı vasanın kımler tarafından vozlaştmldığının sade- ce açık kanıtlarından bırıdır Işte Nusret Fışek ın sağlık hızmetlennın orgutlenme- sındekı 1960 lı vıllardan sonrakı çabalan ve Sosvalızas- von \asasi nın uvgulanması daha o tarıhlerden başla narakulkemızdekıhırslıpolıtıkacılarveonlannçokva kın ışbırhkçılen olan bazı profesorler tarafından bılınç- lı ve sıstemık bır şekılde vozlaştırılmava başlanmıştır 27 Mavıs 1960'tan sonra ulkemızde vapılan en buvuk reform olavı Dev let Plamama Orgutu nun kurulması- dır Plan veprogramh kalkınmalardevn bovletebaşla- mıştır Ne \arkı zamanın polıtıkacıları seçım mevdan- lannda sırt çıkarları ıçın halkın duvgularını somurerek "halk plan değıl pılav Bdvor" sloganlan ıle ortava çık- mışlar\euzun vıllarpılavcılar.ulkemızı ıdareetmışler- dır Plan ve programlı orgutlemevı on goren 224 savılı vasanın gereğı gıbı uvgulanmaması ve vozlaştınlmasi- nın bır başka onemlı nedenı budur Sosvalızasvon \asası nın uvgulanmamasınm baska bırnedenıvse vasanın admdan kavnaklanmıştır Bırza- manlarbazı dev let buvuklerımız "\na\asamızsosvalız- mekapalıdu''"demışlerve bazı unlu sosval bılımcı pro- fesorler de avnı goruşte olduklannı sovlemışlerdı Bu anlamsız sav ı eleştıren av dm v azanmız tlhan Selçuk un nelerle karşılaştıgı ulusal hukuk polıtıka ve mızah lıte- raturumuze mal olmu^ onemlı ve ıbret vencı bır olav- dır lşte sosvalızmı komunızm ıle eş anlamlı goren bu dahıler (') ve bunların kader arkada^lan bazı unlu tıp profesorlen Sosvalızasvon Yasası nın ı^lememesı ıçın varguçlerı ıle çalışmışlardır Nusret Hoca ınsan haklanna son derece savgılı ıdam cezalanna karşı laık ve sosval dev let kavramının tum kurum kurulm ve kuralları ıle ışletılmesınden kesinhk- leodun vermeven buvuk bıravdındır Sırt bu ınsanı nı- telıklen nedenıvle zaman zaman vargıç karşisina sanık olarak çıkanlması yakın tanhımızın vuz kızartıcı olav- larıdır ^ ıldonumlennde buyukler ıçın vazılanlar genç ku- şaklar ıçın bırer ders nıtelığı ta^ır Nusret Hota ivin şu anda ozetle sundugumuz bu bılgıler kendını ulkesının ve ınsanlarının saglık sorunlarına adamiş buvuk bır he- kım \e bılım adamının onurlu vaşamının sadece ufak ve takat çok ders alınacak bır bölumudur Buvuk sag- lık emekçısı durustluk sevecenlık hoşgoruluk buvuk hekımlık bılım adamlıgı sımgesı ve her hekımın ol- masını arzuladıgımız ustun nıtelıklerı ıle hocamız Nus ret Fışek'ı buyıl donumunde de ıçten saygılanmızla al- kışlıvoruz PENCERE Kitap FuarıL 12 Eylul donemı Sıkıyonetım Mahkemesrnın gınşınde rastladığım başortulu kadın sormuştu - Sen de mı suçlusun? Koylu kokenlı kasaba gıyımlı, halk katından bır kı- şının hıç tanımadığı bırıne 'sen' dıye seslenmesı ka- balıkde^ılyakınlıktır Kırsalkonuşmadılınde s/z'soz- cuğu kullanılmaz Burjuvalaşmaya yuz tutmuş kat- manlarda 'sen' ıle sız ayrımı yapılır Kadının sorusuna soruyla yanıt verdım - Pekı, sen neye geldm? Anlattı Oğlu oğrencıymış, tutukluymuş, duruşma- sı varmış gormek ıçın koyden gelmış Yıneledım - Suçu neydP Başortulu kadın karışık bır şeyler anlattıktan sonra ekledı - Ama suçu yok muydu ? Çok okurdu, eve çok kı- tap getınrdı, sonra polıs o kıtapların hepsını topladı, bır arabaya doldurup goturdu Kadın kıtaptan korkuyordu, kıtabı suçluyordu krtap- tı oğlunun başını belaya sokan • 1923 Devnmı, krtapsız devnmdır Osmanirnın kutuphanesınde 25 bın kıtap vardı Ancak bırev kıtaplığı1 1450 de Gutenberg ılk kıtabı bastı Ibrahım Mu- teferrika matbaayı 1729 da Istanbul'a getırdı Ama Osmanlı'da basılan kıtap sayısı 25 bın Toplumun yuz- de 95 ı alfabesız Pekı 1923 Aydınlanma Devnmı nasıl yuruyecek- t|7 Turkıye Cumhurıyetı Dunya Klasıklen"n\ çevırme seferbertığıne gırdı Bılmem kı tarıhte ve coğrafyada boyle bır başka devlet var mı1 ? Rousseau yu Dıde- rot'yu Balzac ı Kant ı Thomas More'u, Goethe yı, Schıller ı resmı kurullaroluşturupçevırteceksın, dev- let zoruyla okullarda belleteceksın O donemde Nazı Almanyası meydanlarda kıtap yaktırıyor Aydınlanma Devnmı surecınde, devlet zoruyla kıtap okutma seferberlığıne gırışılmıştı • Ama, devlet mı değıştı devran mı'? Oyle bır donem geldı kı kıtap suç aletı sayıldı Kıtaplar kovalandı kıtaplar yakıldı kıtaplar ımh? edıldı kıtaplar toplatıldı kıtap yazanlartutuklandı, kı- tapçılar yargılandı 21 ıncıyuzyıla5var devlet yıne kıtabın sayfalan ara- sında buyuteçle suç arıyor kıtap yazanı ıçen atıyor • TUYAP 14 uncu Istanbul Kıtap Fuan, ışte boyle bır zamanda açılıyor TUYAP butun dunyada eşı menendı bulunmayan bır kıtap fuarıdır Çelışkıler dunyasında kıtap duşmanlığı kıtap korkusu kıtap sevgısı kıtap dostiuğu harman- laşmış, ıç ıçe geçmış polıs bır yandan kıtap kovalar- ken TUYAP çevresınde ve ıçınde Kıtap Fuan'nın ko- rumasını ustlenmış devletın ne yapacağını bılmez' şaşkınlığının gostergesı sergılenıyor 14 uncu Istanbul Kıtap Fuarı belkı butun dunyada açılan kıtap fuarlannın en değerlısıdır çunku Turkı- ye de kıtabın yen başka 1 Çağdaşlığın elle tutulurcasına ve gozle gorulurce- sıne somutlaştığı bır yer Kıtap Fuan Kıtap Fuan'na koşun 1 SERMAYE PIYASASI KURULU AÇIKLAMASI Çukurova Elektrik A.Ş. tarafından 2 Kasım 1995 günü bazı gazetelere ve yayın organlarına veriien ilanlarda Kurulumuza yönelik haksız ve gerçek dışı açıklamalar nedeniyle kamuoyuna aşağıdaki duyurunun yapılmasına gerek görülmüştür. 1. Sermaye Piyasası Kanunun 17. maddesi Kurulun yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak kullanacağını öngörmüş bulunmaktadır. Bu nedenle Kurulumuz Çukurova Elektrik ile ilgili rasarruflarının tümünde kanundan doğan yetkilerini bağımsız olarak kullanmakta olup hiçbir merciden emir ve talimat almamaktadır. Kurulun tasarrufları, Kurul Başkanı Ali İhsan KARACAN'ın şahsi iradesine değil, yedi kişiden oluşan Kurul Karar Organı'nın kararlarına dayanmaktadır. Alınan bu kararların maddi dayanağını ise şirket nezdinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen Kurul uzmanlarının raporları teşkil etmektedir. 2. İncelemeler sırasında Sermaye Piyasası Kanunu dışındaki mevzuata uygun düşmeyen fiillerin tesbiti halinde, Kurulumuzun görüşünü de eklemek suretiyle, ilgili mercilere bildirmek Sermaye Piyasası Kanunu'nun 24. maddesiyle Kurula yüklenen bir görev ve yükümlülüktür. Bu nedenle söz konusu şirketle ilgili olarak tespit edilen aykırılıklar yalnızca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na değil Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığına da bildirilmiştir. Diğer yandan, Sermaye Piyasası Mevzuatı kamuyu aydınlatma ve açıklık ilkelerini temel prensip olarak benimsemiştir. Yetkili kamu otoritesi olan Kurulumuz ile Borsa'dan ve dolayısıyla yatırımcılardan bilgi saklanmasının suç teşkil ettiği Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47. maddesinde açık bir biçimde ifade edilmiştir. Hal böyle iken, sözkonusu şirketin Kurulumuzun kamuoyuna bilgi açıklamasının suç teşkil ettiği iddiası ve bilgi açıklamanın şirket pay sahiplerine zarar verdiği görüşü gayri ciddi ve yasal dayanaktan yoksundur. Sermaye piyasasında eksik ve yanlış bilgi, spekülasyonun temel kaynağıdır. Kurulumuz, manipülasyon ve spekülasyonları önleyici her türlü tedbiri almakla yükümlü olup bu çerçevede piyasaya bilgi vererek yatırımcıyı aydınlatmaktadır. Diğer yandan şirketin yetkilileri bu ilkeleri ihlal ederek zamanında ve tam olarak bilgi vermeme suçundan ayrıca yasal takibata da maruz kalmışlardır. 3- Uzan Grubu'nun Kurulumuza yönelik olarak Grubun yayın organı olan bir televizyon kanalı ile yürüttüğü yıpratma, korkutma, karalama ve iftira kampanyaları Sayın Başbakan ve ailesine yönelik kampanyalardan çok daha önce 16 Ocak 1995 tarihinde başlamış ve o günden bu yana sürmektedir. Bu Grubun hakimiyetindeki yayın organı ile sürdürülen "taciz ateşleri", yasalar çerçevesinde görevini yapan Kurulumuzun çalışmalarını ve kararlarını etkilemediği gibi gelecekte de Kurulumuzu yıldırmayacaktır. Diğer yandan göz korkutmak amacıyla Kurul Başkanı ve yöneticileri, şirket nezdinde inceleme yapan uzmanları ve diğer kamu görevlileri ile haklarında haber yapan gazete yazarları aleyhine miktarı 200 Milyar TL, 45 Milyar TL gibi Ülkemizde rekor sayılacak tazminat davaları açmaları da yasal görevimizi yapmaktan bizleri alıkoymayacaktır. 4- Kurulumuzun hiçbir şirketin yönetimine karışmak gibi bir amacı yoktur. Sermaye Piyasası Kurulu'nun en önemli yasal görevlerinden birisi de hakları ihlal edilen küçük yatırımcıları korumaktır. Bu çerçevede, Kurul kendisine yüklenen görevleri ve sahip olduğu yetkilerini hiçbir etki altında kalmadan kullanmaktadır ve kullanmaya devam edecektir. Bu bağlamda; Aralık 1994 - Haziran 1995 arasında halka açık Çukurova Elektrik A.Ş.'nin 7,6 Trilyon lirasını kendi grubuna dahil çimento şirketleri ile bir telekomünikasyon şirketine aktararak, parasal kaynaklarını bilerek ve isteyerek kötü, verimsiz biçimde kullanarak Uzan Grubu dışındaki ortakların haklarının zarara uğratılmasına Kurulumuzun yasal çerçeve içinde karşı çıkması ve işlem yapmasından daha doğal bir şey yoktur. Kaldı ki, Kurulumuz bu konuda işlem yapmamış olsaydı, yasalarla kendisine yüklenen görevi yerine getirmemiş ve görevini ihmal etmiş olurdu. Bu durum bir yandan suç teşkil ederken diğer yandan küçük yatırımcıları Uzan Grubu'nun tasarruflarına karşı korumasız ve yalnız bırakmış olurdu. Kamuoyunun bilgisine sunulur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle