22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
--t 9 KASIM 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 VAZIYET KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK Deniz SOM Teh 0.212.SU 05 05 Foks: 0.212.512 44 97 Aydın Ayaydın'la tanışma ödülüon yıllarda kamu bankalannda ve de özellikle Emlak Banka- sı'ndakı gene! müdürter, gö- rev süreleri sırasında. "hep başanlı" çalışmalanyla tanınır. tanıtılır- dı... Ancak görevden aynldıktan sonra ki- misinin kokusu fena halde çıktı! Eskiler boşuna "kokusu sonradan çıkar" dememişler! Milletvekilliğine soyunmak üzere EmlakBankası Genel Müdürlüğü'nden istrfa eden Aydın Ayaydın'ın da tcra- atlanndan kokular çıkmaya başladı... Yok, yanlış anlaşılmasın yolsuzluk kokusu değil. Başkatürlü... Efendim. geçen Haziran'da Emlak Bankası Genel Müdürlüğü, "kuruluşlar ancak sahip oiduğu personeli sayesin- de ilerleme ve büyüme sağlayabilir" düşüncesinden yola çıkarak, perso- nelden bankayı 2000'li yıllara hazıria- yacak önerılerini yazmasını istiyor... Banka bünyestnde bir "öneri kampan- yası" başlatılıyor. Ve birinci seçilecek öneri için bir di- zi ödül konuyor... Bankanın Istanbul Uygulama Baş- müdüriüğü'nde görevli müdüryardım- cısı yüksek mimar Erdal Aktulga da önerilerini yazıyor. Yazısını "Bu önerilerim veya eleştirel yaklaşımlarım belki kampanya koşul- lannda belirtildiği gibt yaratıcı düşün- celer sayılmayabilir ama sanıyorum akılcı olanlan yapabilmek bile verimli- liği artırmadayeterli olacaktır" diye bi- tirirken, son bir paragraf daha açıyor: "Son olarak: A2İ2 Nesin sağ olsay- SESSİZSEDASIZ \ NVRİKVRTCEBE dı ve kampanyanın ödüllendirme şek- linden haberdar olsaydı, herhalde bir kitap daha yazabilirdi, diyorum." Ardından da, Başbakanlığın "hertür- lü atamalar ikinci bir talimata kadar durdurulmuştur" genelgesinerağmen, sorgusuz sualsiz kendisini Izmir'de bu- luyor... Aziz Nesin'e ilham kaynağı olabile- cek u ödül"e gelince: "Üst yöneticilerie tanıştınlma." Yani Aydın Ayaydın'la tanıştınlmal Bir grup banka personeli, Aktul- ga'nın tayın gerekçesinı merak ediyor... Çiçeği bumunda politikacı Aydın Ayay- dın'dan açıklama bekliyorlar ama "Is- ter yanıt versin, ister vermesin" diyor- lar: -Yakın zamanda kendisine başka sorularımız da olacak. Vatandaş tepkisi P erşembe akşamı... Boğaziçi Köprüsü'nde trafiğin en yo- ğun olduğu saat... Otomobil- 1 ler, btrıncı vıteste, dura kalka metre metre ılerliyor... Yolda yeşil bir otomobıl. Dıreksıyondaçember sakal- lı bir adam, yanında kara çarşaflı bir kadın... Otomobılin şoför mahallinden "direk" çıkmış, ucunda kocaman bir "yeşıl bayrak" sallanıyor. Üzerinde Arapça yazılar... Suudi Arabistan bay- rağı gibi... Trafik polisleri, en azından trafik kurallarına aykın seyreden 34 NRD 65 plakalı bu otomobili görme- mezlikten geliyor. Motorsikletli birkaç "yunus" da sessiz... Ancak, yeşıl oto- mobılin yanından geçen "ner renk" otomobilın içindekilerın öfkeli bakışla- n, çember sakallının üzerinde toplanı- yor... Ve bir süre sonra çember sakallı bayrağını indırmek zorunda kalıyor... Dürüp. içerı sokuyor... Mert Ali Başarır'dan SÖZDEYİŞLER Daikavuklar da tek partıli sistem gibi süreklı iktidardadırtar. 'Toplumlar layıkoldıddarı biçimde yönetilirler' nkara Milletvekili Tınaz Trtiz, şu sıralar oy için yatırımlar ya- pacağına, siyasi geleceğıni tehlikeyeatıyor... Birgrup mil- letvekilini eleştiriyor ve bu eleştiriye bağlı olarak da bir anlamda millete ka- fa tutuyor... Şöyle diyor: "Bütün toplumlann parlamento ta- rihlerindeki bazı olaylar onlann övünç kaynağıdır. Bizim de öyledir. Birinci Meclis'in, ülkedekitoz duman içinde aldığı kararlar cumhuriyetimizin temelini atmıştır. Bununla övünç du- yulmalıdır. Aradan ne kadar süre ge- çerse geçsin bu başan unutulmaya- caktır. Aslında tüm kurumların adlan. yap- tıklan sıradan çalışmalar nedeniyle de- ğil, bu şekilde 'çok ender' ortaya çıkan L Cihan Demirci 'den A F O R İ Z M A U Evren ressam olmuş "NÜ" yapar' Sahi ya. bu adamcağız eskiden "NE" yapardı? durumlarda gösterdiği 'olağandışı' ta- vıriarla ölümsüzleşir. Ama bunun tersi de aynı şekilde doğrudur. Bir kişı ya da kurumun adı, yalntzca bir defa olan bir olay nedeniy- le karalanabilir ve de bu silinmez. TBMM Adalet Komisyonu, oto ka- çakçılığından hüküm giymiş bir kişiyi, affetme karan aldı. Bu kararın Genel Kurul'da kabul edilip edilmemesi, af kapsamının genişletilıp genişletilme- mesi ayn bir konudur. Büyük bir olası- lıkla karar yasalaşır. Bu bir çılgıntıktır. Eğer adaleti. kişilerin 'ünlü-ünsüz', 'oy getiren-getirmeyen' olmalannagö- re ölçmeye baştarsak, bunun sonunun nerelere varacağı belli değil midir? Bu önenyi Meclis'e getirenleri kına- maya gerek yoktur. 450 kişi istatistik- sel açıdan, içinde her türlü ınsanı ba- rındırmaya yetebilecek büyüklükte bir sayıdır. Üzerinde durulması gereken, bu öneriye olumlu oy verenler, affın geniş- letilmesıni savunarak akıllan sıra bu ayıbı sulandırıp aynı zamanda kendi küçük ölçülennde'politikayapma' cin- liğine sapanlann durumudur. iş bununla bıtmemektedir. Bu karar henüz toptumun geniş bir kesımi tara- fından bilinmemektedir. Medya, başka işleri nedeniyle bu ayıbı henüz yeterince farketmemiş ya da farketmiş ama ünlü bir \utbolcunun taraftarlarının sayısını dikkate alarak seslerini çıkarmamayı tercih etmıştir. Mesele bu kadar da değildir. Yerli yersiz her fırsatta konuşmayı görev bilen çeşıtli kurumların sözcüle- ri dut yemiş bülbül gıbidirler. Dahası, böyle bir karan duyan en az 10 milyon insan kaleme kağıda sanlıp mektup, faks ve benzeri yollaria bu çir- kin girişimi kınamaları gerekirken içten içe alkış tutmaktadırlar. Uzun sözün kısası şudur. Toplumlar layık olduklan biçimdeyö- netilirler. Tecrübeyle görülmektedir." TınazTitiz'in sözlerine birtümce da- ha eklenebılir belki: Türkiye, küçük insanları sırtından atacaktır! „ Ukalaları akıllılarla karıştırmak, martıları nçaklarla yarıştırntaya mı benzer? tsaıet K«»nıal Karadayı Gençlep, köydeki eski kahpları, duvarlam yıkarken A ntalya'nın Serik ilçesine bağlı Kürüşköyü'nden, bir mektup geldi... Ahmet Çelik yazmış. Daha önce faks çekmişler ama, "llgilenememiş olabilirsiniz diye- rek biraz da dertleşmek için bu sattrta- n yazıyoruz" diyorlar. Faks gelseydi, ilgilenilmez miydi? Hele bu mektupla ilgilenilmez mi? Böyle bir mektup, okuıiarla paylaşıl- maz mı: "Maalesef aydın kesimimizde köy ve köylülerimiz için kalıplaşmış görüşter hakim olduğundan, arada bizler gibi okumaya değer verenler kaynayıp gi- diyor. Köylüler hakkındaki bu temel ya- nılgılardan en başta 'köylü okumaz, bil- mez, degişmez, duyarız, tepkisiz, ta- lepsiz, bakımsız, geçimsiz' gibi yanlış yargılar gelmektedır. Belki önceleri böyle görülebil^ek köylüler çoğunluktaymış ama artık ül- ke gündemini takip eden, hakkını ara- yan. tepkısıni gösteren bir toplum ha- line geliyoruz. Eski kalıplar-duvariar yıkılıyor ve ye- ni görüşter, anlayışlar yaygınlaşıyor. Orneğin bir grup genç köylüyle bir- likte bizler kahvehaneye alternatif ol- mak üzere köyodası oluşturduk. Çok geniş bir kitaplık kurduk. Doğrusu köylüye nasıl bakıldığını bu süreçte farkettik. Zira birçok bakanlı- ğa ve yayınevlerine mektup yazıp, ki- tap talep ettik. çok az bir ilgi gördük. Çoğu da adam yerine koyup cevap bi- le vermedı. Açıkçası üzüldük, hevesi- miz azaldı, bu kuruluşlara kırıldık. Bızimle ilgilenen büyüklerimizin ba- şında Başak Sıgorta Genel Müdürlüğü geliyor. Çok miktarda kitap, dergi, vi- deo kaset gönderdiler. Kendilerine mü- teşekkiriz, sağolsunlar. Eğer uygun görürseniz, bu duygula- nmızı, düşüncelerimizi tüm halkımıza, aydınlara duyurmanızı istirham edece- Bizler burada çok çeşıtli faaliyetlere ortam hazırlamaya hevesleniyoruz. Köy KalkjnmaKooperatifi'nin kurulma- sı için sürekli sohbet toplantıları dü- zenliyoruz. TEMA Vakfı'nın çalışmala- nnı tanrtıyoruz. Hepinizi, herkesi köyümüze bekliyo- ruz. Misafirliğinizden onur duyacağı- mızı belirterek birkaç günlük köy orta- mının tüm şehirlilere doping olacağını hatırlatınz. Kapımızın Cumhuriyetçile- re açık olduğunu duyururuz." Artıkbiüyoruz ki pınl pırıl bir köyümüz var... Kalkıp gidemesek de köyodamı- zın teiefonunu biüyoruz: 0.242.72215 80. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Ünıversitemiz emekh öğretım ûyesi ve yöneticilennden Prof. AHMET A. KARADENtZ'i 17 Kasım 1995 Cuma günü kaybetmış bulunuyoruz. Cenazesi 20 Kasım 1995 Pazartesi günüYıldızTeknık Cniversitesfnde saat 11.00'de yapılacak törenden sonra toprağa verilecektir. Kederli ailesine, çahşma arkadaşlanna ve öğrencilerimize başsağhgı dileriz. Y1LD1Z TEKNİK t NîyERStTESİ REKTÖRLtĞÜ ERKÎN EGETUĞSAN Dünyaya geldi. .11.1995 Istanbul BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞtNDEN 1995845 Mahkememizce venlen 1995845 E_ 1995^43 K sayılı 17.10.1995 larıhlı karar geregınce. tstanbul ılı, Emınönü ilçesı, Nışanca Mah. citt no 024'05, şayfano' 91,kütük sırano: 444'te nüfusakayıth MehmetCemil ve Vasfıyekızı. 1942 doüumlu, Zehra Neriman Gulüser"in rahatsızlı- |ı sebebivle hacır altma alınarak kendisine aynı yerde niifusa kayıtlı Mehmet Cemıl ve Nazmıye kızı 1936 doğumlu, baba bir kardeşi Gülgün Dalyan'ın\ası olarak tayıninekarar \erilmiştir Ilan olunur 17.10.1995 Basın. 5366S ÇÎZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMİli POROY GADDAR DAVUT MRIKIRTCEBE . £/Oj0rr BU.'P/OATAV?. BULUT BEBEK MRAYÇİFTÇI d-aha iyılevine. layıfım ben ' MIRMIRLAR LĞVR DVRAK TARİHTE BUGUN MLMTAZARIKM 19 Kasım ÖLÜMSÜZ ŞARKILAR.. 1823'TE BU6ÜNt AVÜSTURyAU 8ESTBÇİ FüANZ SCHU&&ZT,31 rAŞINbA VIYAUA'DAÖLOÜ.KfSA- OK. YAŞAKtlNA KARŞtN OLA6ANÜSTÜ MÜZiK VERİMi ve &UYÜK yemMEĞİ ILB ÇJOK C*/£MÜ BİR 8£ST£ÇjYPİ. SCHU8OZT, OAHA YİRMİ YA$t~ NA e£LAiep&y ALTI seNfaui YAziHşrf. BUH~ LARI, SONRA,ÛÇ TANeSt DAHA igLİYEC&CrİR.AFtA. LARlNOA ÇOK 7XNtNMtf*BrrM£MİŞSEÜK*li"t)e VARDlR-ANCAR, £N 8ÜYÛK BAŞARfÇlNI, KUÇÜK PARQALAR.I YE ÖZEUJK.LE ŞAfZKiLAGt(UEDL&İ) ILS GĞST£fZUİ?TİK. 6OO KADAR ŞARKI YA2- MÇ OLAN SESTECİ, YAŞADl6( SlKADA PEK AZI NIN ICJZAS/A/f GĞfZ£BlLMlÇrİ.B££THO\/E.N'i£AY. TVeMAiA&HA KARÇtN,U1WJ£AÇÜĞI TANtÇAUAMtÇ OİMASI İL6İHÇTİR..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle