05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 1995 CUMARTESİ CUMHURlYET SAYFA EKONOMI am egîlimi, özel s&ktörüe IANKARA (ANKA) - J£'nın imalat sanayiinde ,'Dtığı anket, yıhn son ;e.Teğinde zam eğilimmin. aij-k farkla özel sektör iş.erlerinde yoğunlaştığını oraya koydu. Ankete yanıt vretı kamu işyerkrinde, tcolam üretimin yüzde 25 2'lik bölümünü gerçekleştiren kesitn, son ü<; aylık dönemde ürinlerine zam yapacağını bidirirken yüzde 74'lük kesim fıyatlan defiştirmeyeceğini. binde 7*'tk kesim ise indirime gioeceğuu açıkladı. GBıçinimza kampanyası • Ekonomi Servisi - Özel sektör gümrük birliği için dış basında ilan kampanyası başlattt. Iküsadı Kalkınma Vakfı, özel sektörü temsilen Türkiye'nin gümrük biıiiğine girişi konusunda Avrupa'nın etkili yayıtv organlanna basm tlanı veîdi. İKV ve temsilettiği kuruluşlann imzalan bulunan ilan, 18 kasımda lntemational Herald Tribune ve The Economisfde. 20 kasımda daWall Street Journal'da \a\ınlanacak. kaıu katlıyor • İZMİT (Cumhuriyet)- SEKA, 1995yılııçin planladığı kânn iki kattna yaklaştıgını açıkladı. Bu konuda SEKA Genel Müdürlügü'nden yapılan açıldamaya göre SEKA Genel Müdürlügü'nûn 1995 yılı Revize Konsolide Bütçesi'nde vergi öncesi 6.4 trilyon kânnın hedeflendigi vurgulanarak şöyle denildi: "Bu hedefin 1995 yılı eylül sonu itibanyla 3. devre faaliyet raporlanna göre gerçekleşen kân 4.9 trilyon oldu.'" Sözteşmeli ücretlerine zam • ANKARA (AA)- KtT'lerdeki kapsam dışı sözleşmeli personelvn ücretlerine, 15 kasımdan itibaren yüzde 45 oranında zam yapılması konusunda Devlet Personel Başkanlığı izin verdi. 1475 saytlı 1§ Kanunu'na tabi personel istihdam eden BOTAŞ. TPAO. TL'PRAS, Petkim, TÜGSAŞ. TESTAŞ gibi kummlarda yaklaşık 8 bin 500 peTSoneî çalışıyor. Kardemir'de örnek anlaşma • Z J O N G L L D A K ( A A ) - Karabük Demir Çelik Fabrikalan AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Ruşen Gezici, 1 yıl süreyle ücretlerine zam yapılmayacak işçilere gelecek yıl iyi bir ücret artışı yapüacağını söyledi. Gezici, Kardemir'de toplu iş. sözleşmesinin anlaşmayla sonuçlandığını hatniatarak görüşmelerde işçi \e işveren kesiminin örnek bir uzlaşma sergilediğini ifade etti. Gezici '"Şirketimiz ortagı olan işçilere bir yıl süreyle zam verilmeyecek. Ancak önümüzdeki toplusözleşme döneminde şirketimizin kârlıhk oramna göre iyi bir ücret \erilecek" dedi. TİSK genel kunulu aralıkta • ANKARA (AA)- Türkiye Işveren Sendikalan Konfederasyonu'nun 19. Olağan Genel Kurulu, 263 delegenin katılımryla 16-17 aralıkta Ankara'da yapüacak. TİSK Başkaru Refik Baydur, konfederasyon olarak yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere iki hedeflerinin bulunduğunu, yurtiçi hedeflerinin başmda, çahşan-çalıştıran-devlet arasında konsensüs sağlanmasının geldiğini kaydetti. Etîthalindesüre uzatıtdı • ANKARA (AA)- Kasaplık canh hayvan ve et ithalatındaki miktar sınırlamalan ile yurtdışı kontrol şartının kaldmlmasına ilişkin tebliğin süresi 30 ocağa kadar uzatıldı. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nın Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğine göre 30Ocak 19%'ya kadar parçalanmış, kemiksiz et ithal edilebikcek. Avrupa ile rekabet edebilmek için sektörlerin büyük engeller aşması gerekiyor Güıııriik birüğîne risldi geçişANKARA (CumhuriyetBürosu) - Avru- pa Birliği ile gümrük birliğine geçiş oyla- ması yaklaşırken, sektörlenn Avrupa ile re- kabet edebilmek için büyük engelleri aş- mak zorunda bırakıldığı savunuldu. Oto- moti\ Sanayicileri Derneğı (OSD) Erean Tezer, makro ekonomik dengesizliklerın, yüksek oranlı enflasyon ve devalüasyonun. üreticinin rekabet gücünü zayıflattığı uya- nsında bulundu. Taşıt Araçlan Yan Sanayi Derneği (TAYSAD) Genel Sekreteri Fer- zan Nedimoğlu. küçük ve orta boy işletme- lerden oluşan ve büyük kaynak sıkıntısı ya- şayan sektörün, rekabet için gereken "stan- dartisazvon" için yatınm yapamadığım vurguladı. Yabancı yatırımlara hiçbır sınır- lama getirilmediğıne dıkkat çeken Nedi- moğlu. otomotiv yan sanayinin gümrük bir- ligiyle birlikte büyük üretim düşüşü yaşa- yabileceğini bildirdi. Demir-Çelik Oretici- leri Derneği Genel Koordinatörü Hami Kartay. >assı çelik için korumaya gidilme- mesi durumunda, sektörün zor durumda kalacaSını bildirdi. Ankara'da 1-2 aralık günlerinde yapıla- cak 1995 Yılı Sanayi KongTesı'ne hazırlık amacıyla dün düzenlenen "Gümrük Birü- ğjne Doğru Sana>i Sektörterimiz* konulu sempozyumda, konuşmacılar gümrük bir- liğine geçişle birlikte sektörlerin üretim ya- pısında meydana gelebilecek gelişmeleri değerlendirdiler. GÜMRÜK BİRLİĞİ SEKTÖRLERE NE GETtRECEK? Sektör adma sempozyuma bir bildiri sunan Uaç Endüstrisi lşverenler Sendikası Genel Sekreteri Yener Dinçmen. 12 bin 900 işçinirt çahştiğı sektörün gümrük birtiğram ardından rekabet edebilmesi için yüksek teknolojiye dayah llaç saytda yatınma gereks- ınim duyuîacagını söyledi. Patente üişkin düzenleme- lerin tamamlan- tnasınm ardından, sektörde büyük bir yabancı sermaye yatınmı beklediklerini açıklayan Dinçmen. Orta Asya ve Türk cumhuri-yetlerinin büyük bir ihracat kapısı olduğunu vurguladı. Seramik Sögüt Seramik Genel Müdürü ŞerefEren. ilıracatın önündekı. bürokratık işlemler. döviz kurlanndaki artışm baskı altına almması gibı engelerin kaldınlması durumunda gümrük birliğinde rekabet şanslannın büyük olacağını vurguladı. Sempozyumda, 30 bin istihdam kapasitesiyle çahşan sektör adma konuşan OSD Genel Sekreteri Tezer, otomotiv ana sanayinde uygulanan koruma önlemlerin gümrük birligüıe geçişle birlikte 5 yıl süreyle sürdürükceğini bildirdi. Sektörün Avrupa'daki üreticilere karşı en büyük sorununun devalüasyon, enflasyon gibi makro ekonomik f%4> #%ffl#%4> İH ^c n Be 'e r ı ^e yaşanan w f c V H l w l . I V istikrarsızlık olduğunu vurgulayan Tezel. enflasyon doğrultusuda artan kredi maliyetleri ile hammadde ithalini pahaltlaşttran devalüasyonun üreticiterin rekabet şansını ortadan kaldırdığtnı vurguladı. Bürokraside yaşanan engellerin, gümrük mevzuatında yapılması gereken değışikliklerin gecikmesinin. ihracat ve ithalatta sanayicıye büyük maliyet getirdiğinı bildirdi. Çimento Çimento üreticileri adına bir konuşma yapan Türkıye Çimento Müstahsilleri Birliği Temsilcisi Yavuz Bavar da. gümrük birliğinin sektör için büyük tehlike yarat- madığtnı belirtirken. yine girdilenn dünya fiyatlanmn üzerinde olmasının Avrupa'yla rekabette olumsuz bir etki yaratacağım belirtti. Türkiye'yi yeni sorumluluklar bekliyor Demir-Çelik Creticileri Dernegı Genel Koordinatörü Hami Kartay. Türkiye'de dünyada geçerli olan yassı çelik üretiminin, Avrupa BirliğVnın ortalama üretiminin yansı düzeyinde olduğunu belirtti. Sektörün üretimde yer alan hammadde, enerjı. taşıma gibi maliyetlerinin dünya fiyatlanmn çok üzerinde sağladığına dikkat çeken Kartay. gümrük birliğinde rekabet edilebılmesi için öncelikle bu girdilenn fiyatlanmn düşürülmesi . | * l # geTektiğini vurguladı. Demır-çelik ana DGIYlir< B ÇGIİK \e yan sanayide yaklaşık 50bin kişinin çalıştığına dıkkat çeken Kartay. gümrük birhğıyle birlikte ucuzlayacak ithal ürünlerin sektöre büyük darbe vuracağını \urgularicen. yassı çelik üretiminin koruma kapsamına almması ve yatırımlannın artınlmasmı için teşvik verilmesi gerektığını söyledi. Kartay, uzun çelik ihracattmn da artınlması için önlem almmasını istedt. Rekabet şansı en yüksek olan sektör adma bİT bildiri sunan Türkiye Giyim Sanayicileri Demegi Yönetim Kurulu Başkanı Nur Ger. hazır giyim ihracatının gümrük btrliğine geçisle birlikte artacağını belirtirken. uzun dönemde teknoloji ağırhkh yatınmlan artırmalan ve egitime önem vermeleri gerektiğini vurguladi. Ekonomi Servisi- Alman- ya'nın Ankara Büyükelçıli- ğı'nden Ekonomi ve Ticaret Müsteşan Reiner Möckel- manıvgümrük birliği süreci- nin •'tamamlanmaMnın'7 , Türkiye'nin Avrupa Birli- gi'ne (AB) tam üyeliği için önemiibir adımolduğunu sa- vundu. Türk Alman llişkileri Fo- rumu'nun düzenlediği. "Türkhe'nin Güm- rük Birliğine Girişi- nin Almanya Açısın- dan Önemi~ başhktı toplantıda konuşan Möckelmann, güm- rük birliğinin Türkiye'ye ye- ni sorumluluklar yükleyece- ğini kaydederek, "Avrupa''da da Türkhe'nin Avrupâtı ol- madığı şeklinde bir onyargı \ar. \akınlaşma. bu öoyargı- lan değiştirecek" dedi. Türkiye'nin Almanya ile çok yakın ticari ilişkileri ol- duğunu kaydeden Möckel- mann. "Almanya'da da ke- bapçı, dönerci 0bi işletmeler hariç, 15 bin Türk işktmed olduğu tahmin edüh'or" dıye konuştu. Türkiye'nin jeopo- litik açıdan da Almanya için önemii olduğuna işaret eden Möckelmann. "İstikrarsız bir bölgede Türkive'nin güç- lendirilerek istikrar kazan- ması, Avrupa için önemlidir. Türkrj-e debugüne kadar sü- rekli AvTupa'ya \onelis, gos- termiştir, bu vönelişi tersine çe\irmekisteven güçlerin ka- zanmasu kimse- ye v'aramaz'1 de- dı." Türk-Alman Ticaret Odası Genel Sekreten Marc Landau da. Türk sana- yısınin, gümrük birliginden olumsuz etkileneceği ıddi- alannı pavlaşmadıfeını dile getırerek "Tekstüsektörüçok güçlü, otomotiv sektörü nde deşirketler teknoloji transfe- ri yapma>ı başartnıştır" de- di. Landau. Türkıye'nın nihai ürünleri üretemediği alanlar- da, yan sanayi) güçîendirebi- leceğini kaydetti. 98 IIIIII »îlllti ÇIFTÇIDOSTU SADULLAH LSUMÎ Çiftçi kurbanlıkkoyun mu? P amukta üretici-sanayici arasında- ki çıkar çatışması bitmek bilmiyor. Yıllardan beri ciddi bir çözüm bu- lunamadı... 1995yılı ürünü için da- hatemmuz ayındatartışmalar başladı. An- cak, Başbakan Tansu Çiller üreticıyı ko- ruyacak birtek önlem almadı... Aksine bü- tün uygutamalar sanayiciyı piyasada etkin hale getirdi!.. Aslında, pamuk, Türkiye için son derece değerli bir ürün. 4 milyon in- sanımızın geçimi pamuğa bağlı. Aynca, tekstil ve konfeksiyon sanayiimız ülkemiz için döviz kaynağı... Ihracattan yılda6 mil- yar dolar gelir sağlıyoaız. 1980 yılından sonra geten hükümetler pamuğun önemini bir tiirlü kavrayamadı. Her yıl yeni bir uygulama gündeme geli- yor... Fiyatlar geç açıklanıyor... Üretici de sanayici de ihracatçı da bir planlama ya- pamıyor. Bu nedenle iç ve dış piyasaiarda bağlantılar kurulamıyor. GAP devrede... Üretim daha da arta- cak... 2 milyon ton pamuğun üstesinden gelemeyen Türkiye, üretim birkaç katına çtktığı zaman ne yapacak? Bu sene zaten olan oldu. Eğer, Çiller se- çimlerden sonra da hükümette kalırsa, üretici-sanayici dengesi üreticinin aleytıi- ne daha da bozulacak ve giderek pamuk ekimi azalacak, sonuçta da yeni sanayi- m'ızi çaltştırabilmek için milyarlarca dolar- lık ithalat yapmak zorunda kalacağız... Batılı ülkelerin hepsinde alişyerişler bir plana ve programa dayalı. Büyük firmalar ihtiyaçlan kadar pamuğu 6 ay önceden tespit edip bağlantılannı kuruyorlar... Türk hükümetlerinin ne yapacağı belli olmadığı için bizi hesaba katan yok. Nite- kim, birkaç yıldan beri birçok ülke Türki- ye'yi gündeminden çıkardı. Şu anda pa- muk satmak için ortaya çıksak bile altcı bulmakta zorianabiliriz... Yeni sanayicinin de istediği zaten bu. İh- racat yapılmasın, ithalat için kapılar ardı- na kadar açıl- sın... Piyasada talebin üstünde pamuk olsun... Tarım satış ko- operatifleripara- sızltktanalımya- pamasın... Böy- lece piyasa on- lann kontrolüne girsin ve pamu- ğu üreticinin elindendüşükfi- yatlarta alabil- sin!.. Çiller de nasıl oteahiçbiristek- lerini geri çevir- miyor. Üstelik, sanayicileri savunmak için de kolay bir yol bulunmuş. Örnegin, "Ul- keye avuç dolusu döviz kazandtnyortar" dediniz mi akan sular duruyor. Işı sadece bu cephesinden alırsanız bu gerekçeler sanki dogruymuş gibi geliyon.. Sanayi ürijnlerinm 5 ile 6 milyar dolar ka- zandırdığını hepimiz biliyoruz,.. Takdir de ediyoruz... 6 milyar dolarlık gelirden kim- se vazgeçemez... Tersine düşünenin de aklmdan şüphe ederler!.. Ancak, bu pamuklar gökyüzünden kar gibi yağmtyor... Birileri pamuğu yetiştiri- yor... Milyarlarca lira değenndeki tarlalara ekilıyor. Sürmesi, ekmesi, gübresi, çapa- laması, sulaması, toplanması, nakîiyesi, pazariaması ve de emeği varL Hepsi için avuç dolusu paragerek... Hiç kimse de çı- kıp "Bu pamuğu kim ve nasıl yetiş- tiriyor, kaça mal ediyor, zarar mı, yoksa kâr mı edi- yor" diye sormu- Uretici geçen yıl pamuğunu 48 bin liraya kadar sattı. Bu sene fiyatlar Ege'de37bin,Çu- kurova'da 26bin li- raya düştü... Enf- lasyon yüzde 150'yi buldu. Ma- zot 4 kat, gübre 8 kat, çapa ve işçilik masraflan 3 kat arttı... Türkiye'de 15 yıldan beri maliyeti üçdört kat arttığı halde, fryatı bir yıl sonra yarı ya- nya düşen bir başka ürün var mı? Traktör, gübre, mazot, işçilik, giyim ku- şam, okum masraflan, beyaz eşya iğne- den ipliğe kadar her şeyın fıyatlan, mali- yetlerin yükseldiği gerekçesi ile füze gibi tırmanırken sessiz kalan hükümet, tanm ürünlerinin fiyatlannı düşüktutmakiçin ne- den bütün imkânlannı kullanıyor? inanılırgıbideğil!.. 1980 darbecileri işte böyle bir anlayışı getirdi. Özal sürdürdü... Şimdi de Tansu Çiller en acımasız biçimde çiftçi ezmeye devam ediyor... Tansu Çillertekstilve kon- feksiyon ihracatından sağlanan dövizler- le övünüyor... Bu gerekçe ile üreticiyi eli- nin tersi ile itiyor... Batağa sürüklüyor!... Peki... Çıttçı pamuk üretemeyecek ha- le gelirse, veya vazgeçerse sanayici neyı ihraç edecek? Tehlikeli gelişmeler Tansu Çiller'in kafa yapısı belli. Hemen "Pamuk ithalederim..." diyecek. Nitekim. şeker, çiçekyağı, mısır, çay, et, sut gibi te- mel gıda maddeleri söz konusu olduğu zaman, Çiller üreticileri hep ithalatla ten- dit etti. Sonuç, Türk ekonomisi için felaket ol- du. Türkiye gibi bir tanm ülkesi şimdi mil- yarlarca dolarlık gıda maddesi ithal etmek zorunda kaldı. Türk çiftçisinden esirgenen trilyonlaryabancı çiflçilerin kasalanna akı- yor!.. Pamuk üreticısinin artık dayanacak gücü kalmadı. Birkaç yıl daha darbe yedi mi. üretim düşecek ve sanayiciler ithal pa- mukla çalışmak zorunda kalacak... Böyle bir gelişme olursa pamuktaki kat- ma değerin Türkiye'de kaldığı ıddia edile- bılir mi? Yılda belkı gene 6 milyar dolarlık ihracat yaparız ama, bunun en azından 4 veya 5 milyar dolannı ithalat yolu ile baş- ka ülkelere ikram ederiz... Bindiğimiz dalı kesiyoruz... Yeni model yılına girerken ERKAN ALTINSOY Yerli Toyota Corolla Family piyasada C orolla ailesi yeni station otomobilleri Family ile genişliyor. Yeni Corolla Famity'nin iş amaçlı kullanımın yanında konforuylu aile kullanımına da hizmet etmesi hedefleniyor. 1.6 litrelik motorla satılan Family'de standart olarak hidrolik ve ayarlanabilir direksiyon, merkezi kilit, otomatik ön camlar gibi standart aksesuyarlar bulunuyor. Family'nin satış fiyatı 995 milyon. • Ford'dan 4 yeni model O tosan Pazarlama 96 model Ford Scorpio, Mondeo, Escort Cabriolet ve Escort XR3i'yi Türkiye'de satışa sunuyor. Yeni Scorpio özellikle çok tartışılan ön farian ve Amerikan otomobillerine benzeyen arka farlarıyla görünüş olarak sürüden ayrılan bir otomobil. Scorpıo'nun 136 beygirlik motoru yeni işletim sistemi sayesinde çevreyi daha az kirletiyor ye daha çok performans veriyor. Scorpio'nun Türkiye'de satılan iki modelinin fiyatı 2.5 milyar civannda. • Renault Clio Türkiye'de P iyasaya sunulduğundan beri Avrupa'da başanlı bir satış grafiği çizen ve 2 yıldır Fransa'nın en çok satan tomobili olan Renault Clio Türkiye'de satışa sunuldu. 1.4 litre hacmindeki enjeksiyonlu motoru 80 beygir gücünde ve 90 km/s hızda 100 km'de 5.2 litre tüketiyor. Clio'da standart olarak hidrolik direksiyon, otomatik ön camlar ve yan aynalar, merkezi kilit ve kasa rengi tampon bulunuyor. • H er zaman olduğu gibi yeni yıl yaklaşırken yine piyasaya birçok yeni otomobil sunuluyor. Gelişme ve yenilikler her yıl bazen küçük aynntılar, bazen de büyük adımlar olarak alıcıya sunuluyor. Otomobil endüstrisinde her gün akla getmeyecek yenilikler ve kolaylıklar düşünülüyor, hazırianıyor ve uygun bir fiyatla son kullanıcıya ulaştırılmaya çalışılıyor. Her otomobil üreticisi, alıcıya parasının karşılığınt daha iyi verebilmek için bir yandan da üretim verimliliğini arttırmaya çaba gösteriyor. Serbest rekabet koşullan sonuçta müşterinın daha kazançlı çıkmaşını sağlıyor. Ülkemizde de artık dünyadaki neredeyse bütün markalar temsil ediliyor. Ama ne yazık ki otonobilde serbest rekabetin nimetlerinden henüz çok az yarartana- biliyoruz. Son zamanlarda sunulmakta olan modeller, kuşkusuz Türk otomobil pazannı renklendiri- ^ . . . . , yor, ama Skoda da yeni yıla yeni piyasanın büyük oranda rekabete kapalı olan bölümü, henüz çok iyi "korunuyor". Bu yıl ocak-ekim döneminde Türkiye'de satılan toplam 171.104 otomobilin 157 bini yerli ve yaklaşık 14 bini de ithal. Markalara göre satışları teker teker incelediğimizde şöyle bir sonuç çıkarmak yanlış olmaz: Ülkemizde gelirimizle orantılı olarak ve en çok satılan otomobiller en ucuz olanlar ve fıyat olarak yukarılara çıkıldıkça satışlar örnegin Avrupa ülkelerine göre çok çok azalıyor. Doğal olarak bu, şaşılacak bir durum degil. Burada aksayan ya da eksik olan şey, pazarın çok otomobil satılan bölümlerinde az rekabet olması. Yukarılara çıkıldıkça rekabet artıyor. Çok satılan ucuz yerlılere Lada ve Skoda dışında dışarıdan pek bir tehdit gelmiyor. Bu "ucuz" ithal otomobiller de satılan kendileriyle aşağı yukarı aynı fıyatlardaki yaklaşık 107 bin yerliye karşı ancak toplam 3 bin civannda satılmış. Yani satış rakamlan açısından yerlilere rakip olamıyortar. Pek bir tehdit gelmediği için yerli üreticilerimiz de "ucuz" modellerini geliştirme ya da en azından iyileştirme bakımından pek bir şey yapmıyonar. Yeni jant kapagı, radyo-teyp hazırlığı. sarı değil de gri sinyal lambası gibi bizim için küçük, ama anlaşıldığı kadanyla kendileri için büyük adımlarla yetiniyorlar. ithal otomobillerin ülkemizde geniş kitlelere hitap edememesinin nedeni ekonomik. Batı Avrupa'da satılan ucuz otomobillerin fiyattarı aşağı yukarı bizim 'pahalı" yerliler kadar (kabaca 700 milyon ve üstü). Bu otomobiller genelde nispeten küçük ve Avrupa'da da zaten ya ailenin ikinci otomobili olarak ya da gençlere şatılıyor. Ülkemizde ise büyük oranda tek station modelle giriyor. otomobilli olduğumuz için bütün aileyi alacak geniş bir otomobil isteniyor. Bu nedenle küçük boyutlu otomobillerin fiyat bakımından yakınlıklan nedenıyle "ucuz" yerlilere karşı sunacagı rekabet sınırlı. Öte yandan yerii Uno'nun ucuz fiyatıyla iyi satış rakamlanna ulaşması mini otomobillere de belli bir talep olduğunu gösteriyor. Türkiye'de geniş alıcı kitlesine rekabet sunabilmenin yolu da belki Çin'de olduğu gibi özel olarak halk için üretilen yeni otomobülerden geçiyor. Daha önce soz ettiğimiz gibi gümrük biriiği. kendisini telafi edecek mevcut haliyle yasalaşacak Özel Tüketim Vergisi nedeniyle, sadece yerli, otomobillerie ithaller arasında farkı azaltacak; ama fıyatlan düşürmeyecek.B K1SA KISA • Skoda'nın Volkswagen'ın katkılanyla ürettiği yeni station vagonu 'Telicia Comi" de Türkiye'de satışa sunuldu. Her bakımdan geliştinlen yeni otomobilin satış fiyatı 619 milyondan başlıyor. • BMVy 1 - nin yeni 5- Serisı Izmit Körfez pistinde degişik bir şekilde tanıtıldı. Yeni 5- Serisi'riın yanında rakipleri Mercedes E- Sınıfı ve Audi A6 da basın mensuplan tarafından kullanıldı. • ABD'de otomobil şırketleri 1995'in ilk yansında TV reklamlanna 1.5 milyar dotar harcadı. En çok harcamayı 165.4 milyon dolarla Chrysler yaptı. • Bayındırlık Bakanlığı'nın hazırladığı rapora göre geçen yıl 203 bin tarafik kazasında 7 bin kişi öldü ve 105 bin kişi yaraiandı. Türkiye'den en az beş kat fazla aracın bulunduğu ingtltere'de geçen yıl 3500 kişi trafık kazalannda hayatını kaybetti. • Merce- des Benz Türk AŞ'riın 1994 yılı Eylül ayında Türkiye ile Batı Avrupa otobüs piyasalanna aynı anda sürdüğü 0 403 şehirier arası otobüsü, pazara sunulmasının ilk yılında 250 adetlik satışla Batı Avrupa otobüs pazarının en başanlı yeni modeli oldu. IŞÇININEVRENINDEN ŞLKRAN SONER Bunlar Nasıl Uberal? "Yeni bir düzene de geçiyoruz. işçi sendikasının yet- kisiz kalması dolayısıyla, toptusözleşmesiz bir düzeni kurma çabaianmız son şeklini almış ve çalışanlanmıza duyurulmuştur... Toplusözleşme olmayan bir ortamda düzenli, sağlam temellere ve oiağapüstü durumlarorta- ya çıkmadıkça işyeıiehmızde iş güvencesine dayalı bir düzenlemeye kayuşmuş bulunulmaktadır.." En büyük holdinglerimizden birinin, bir büyükfabrika- sının dergisınden, işçilere seslenen genel müdürün ko- nuşmasındanyaptığımızbualıntı,çağdaşlaşan(!), globa- leşmeye uyum sağlayan(!), gümrük birtığine hazırC), Ba- tı demokrasilerınin liberal ilkelerini benimsemiş(!) işveren- lerimizin, sendikalaşmaya, işçi haklanna, demokrasiye en son yaklaşımlarının bir küçük örneğini oluşturuyor. Aynı işletmede düzenlenen bir yemekli toplantıda ise işçilere seslenen işletme müdürü, "artık işyerinde işve- ren-müşteri-işçi üçlüsünün arasına sendikanın sokul- mayacağını, sendikalaşmaya izin vermeyeceklerini, bu- nun bir ştrket poütikası haline geldiğini" beitrterek işçi- j lerden sendikadan istifa etmelenni istryor. i Bu konuşmadan sonraişletmeşefiişçiler arasında tek tek dolaşıp, sendikadan istrîayı kabul edip etmediklerini soruyor. Sonunda sendikadan istifaetmemekte direnen işçiler işten atılıyor. Selüloz-iş Sendikası tarafından, atlan işçileradına açı- lan dava dosyasından alınmış söz konusu gelişmelerin fotokopi belgeleri elimde. Ancak son yıllar ve aylarda bütün özel sektörümüzde benzer olaylar çok sık yaşan- dığından, çoğunlugu kapsayan birgenel uygulamadasa- dece bir işyen ve işletmeyi, yoneticilerini burada teşhir etmek istemedim. Türkiye'de bir yandan sendikal haklann kullanılabildi- ğı kamu işletmeleri hızla özelleştiriliyor. Diğer yandan da çağdaşjığa, dünyaya açılmaya soyunmuş işverenlerimiz işyerierini sendikasıztaştırıyor. Yeni açılan en modern, en çağdaş ve en verimli işletmelerin hiçbirinin kapısının önünden sendika geçemiyor. Her gün televızyonlarda şovmenlik yapan, demokra- si, insanlık dersleri veren ünlü iş adamlanmızın holding- lerinde. yeni açtıklan uluslararası en büyük işletmelerde, sendika üyesi olduklan öğrenilen işçilerin, yüzlercesi bir- den hemen kapının önüne konuluyor. 12 Eylül'den önce. özel sektörde kayrtlı ekonomide ça- lıştınlan ışçılerımizınyaklaşıküçtebirisendikalı, toplu pa- zarlık hakkından yararianabıliyorken, bugün bu oran on beşte bire kadar ınmiş bulunuyor. Kayrtlı ekonomide 4 milyonayaklaşan işçi çalışandan sadece 250 binden bi- raz fazlası sendikalı. Bunlar nasıl liberal? Nasıl demokrat? Bu kafalarla çağ- daş olduklannı nasıl düşünebiliyor, Batı iş dünyası için- de, eşit koşulllarda yer almayı kendilerine nasıl hak gö- rüyoriar? Batı dünyasının ıçinde, liberal düşüncede, burjuva ah- lakında, bu çağda. sendikaya üye oldu diye işcistnı işten atabilecek işadamı bulunabilir mı? Bizde 18. yüzyılm vahşı kapitalst düzenini acımasızca uygulayanlar, medyadaliberalizmin, demokrasinin, insan haklanmn havarısı olarak reklam edilirier. Yaptıklannın hesabının sorulması söz konusu değıldir. Çünkü medya dünyası, holding patronlan. sendikasızlaştırmada, işçi atmada, taşeronlaştırma uygulamalannda şampiyonlu- ğu kapmış pozisyondadırtar. Tencere dibin kara. seninkı daha kara. Siyasetçilerden, işçinin, sendikalizmin arkasındayer al- maları beklenir değıl mi? İki büyük liberal partimizin en son seçim hazırlıklanna bir bakın. Yıldız adaylannı çağdaş liberalizmin gerekleri- ne sırt çevırmış ünlü işveren adaylar yanında, ırkçı, mili- tarist. asker kökenli, şeriat, tarikat yanlısı adaylarla dol- dunma yanşındalar. Bir diğer yanş da ırkçı, şeriata, tari- katlara ödün vermiş partilerle kimliklerine bakıimaksızın seçim ittifakı yapma çabası. Laiklikten, liberal ilkelerden, kimi değerierden ödün verilmesıne katlanamayan kimi sıyasetçiler, kirlenmenin boyutlan karşısında çözümü siyasetten kaçmakta, isti- fada buluyor. Kirli, köhnemiş siyasete alternafrf, çağdaş liberal degerlerle ortaya çıkanlar da aynı kaygılana. se- çim ittrfakı adına. ırkçılığın. şeriatın en uç boylan ile bu- luşmakta bir sakınca görmüyor. Bi2de ikiyüzlü yaşam çok geçerlidir. Bir yandan tari- katlardan güç alıp, diğer yanda çağdaş geçinmek, hiç- bir değere saygılı olmadan, herkesı pırden idare etmeye kalkışmak, günümüz porıtikacısının Özal'dan aldığı ders. ÇiHer Batı'ya dönük, gümrük birliğinin ateşli savunucu- su. En son seçim ittifaklannda ve aday listelerinde mili- tarist, ırkçı, tarikatlarla buluşmuş bir parti ve yönetim an- layışına kucak açmış bulunuyor. Mesut Yılmaz, herkesi bir şemsiye artında toplama projesi ile aynı yolun yanşçısı oluyor. Türkiye'de sadece sol gerileyip çizgisinden ödün ver- medi. Türkiye'de solun eriyip gitmesi kadar tehiikeli, bel- ki daha da tehlikeli bir başka şey oldu: Türkiye'de çağdaş burjuva, demokrat, liberal eridi; li- beralizmin, burjuvazinin nimettenndenyararianan, kütfet- lerinın hiçbirine katlanmayan dejenerebiryapı doğdu.Ya- tınmın, üretimin yerine. rant, vurğun, yotsuzluk, talanzen- ginleri geçtikçe, liberal ideoloji, liberal partilş: ilkelerini, değerierini yitirdiler. Evet, işverenı, siyasi lideri, partisi ile bunlann hangisi liberal? Çimento savaşı Kare Ö ERM. Gazıatr.ep Sar jr*a iı Holding) IRumelı Holding) IRAK Sabancı ile Uzanlar birbirine düştü Çimentoda realitv showEkonomi Servisi- OYAK ile Sabancı Grubu'nun or- taklığmdaki Iskenderun Çi- mento Fabrikası ile ilgili ola- rak Gaziantep Çimento Fab- rikasrnın sahibi Uzanlar'a ait Interstar televizyonunda bir süredir yayınlanan haber- ler. Sabancı Grubu ve OY- AK'ı harekete geçirdi. Iddi- alarla ilgili olarak dün bir ba- sın toplantısı düzenleyen Sa- bancı Holding Çimento Bas,- kan Damşmanı Ayduk Çe- lenk, OYSA* Iskenderun Çi- mento Yönetim Kurulu Baş- kanı Avni Avhan \e Genel Müdür Muzaffer Arslan, Interstar'm ıddialanna elle- rindeki belgelerle yanıt ver- di. Ancak Interstar yetkiltle- rinin de katıldıgi basın top- lantısı, karşılıklı tartışmalar- labaşladı. Çelenk, televizyonda ya- yınlanan haberlerde. fabri- kanın ürettiğı çımentolann yaklaşık 8 kilogramlık bir eksiğinin bulunduğu yolun- da iddialar bulunduğunu be- lirterek çimento torbasının ahndıgı inşaattan kendileri- nin de 16 ayn torba aldığını ve yine aynı noterde ölçtür- düklerini ve TSE'nin ölçü- lerine uygunluğun ortava çıktıgını kaydetti. Çelenk, lskendenın'dakı bazı koope- ratif yöneticilerinın de bu yayınîara alet olduklannı be- lirterek. aynı kişılenn lnter- star'a gönderdikleri dilekçe- de bu yayınlann kaldınlma- sını istediklenni, ancak dik- kate alınmadığını ifade etti. Çelenk. birçimentotorba- sından, torbaya zarar verme- den çimento almanın müm- kün olduğunu da ifade ede- rek aynca lnterstar" ın sahibi Uzan Grubu'nun Gaziantep Çimento Fabrikası'nin da yönetımini elınde bulundur- duguna dikkat çektı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle