Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 1995 PAZARTESf
OLAYLAR VE GORUŞLER
Siyasal Amaçlı Devlet Görevlileri...
Prof. Dr. MUSTAFA A. AYSANİÜ tşletme Fakültesi
T
BMM'nin 24 Aralık'ta er- caklardır. Devlet olanaklanm kullanarak
ken seçim kararı alması: ül-
kemizdeki siyasal. sosyal
ve ekonomik gelişmeleri
derinden etkilemeye ve ilk
sonuçlannı vermeye başla-
mıştır.
Bu erken seçim karannın önemli so-
nuçlanndan biri. devlet yönetiminde
uzun yıllar calışmış birçok üst düzey dev-
let aörevlisinin. istifaederek milletveki-
li adayı olmaya yönelmeleridir. Böyle bir
sonucun. önemli olumsuzgeliş.melerya-
ratması tehlikesi vardır. Bu gelişmenin
siyasal. ekonomik ve sosyal gelişmeyle
ilgili güçlüklerimizi arttırması beklen-
melidir. Bu gelişme aynca üst düzey dev-
let memurlarının siyasal partilerle ne ka-
dar içli-dışlı olduklannın da açık kanıtı-
dır.
Bakanlık müsteşarlığı. genel müdür-
lük. başkanlık. valilik. polis müdürlüğü
gibi çok önemli görev lerde bulunan ve bu
önemli görevler nedeniyle halkın dikkat-
lerini üzerlerinde toplamıs ve ün kazan-
mış bu değerli görevlilerin. mületvekili
seçilmelerinde çok büyiik güçlüklerle
karşılasmaları bekleniyor. Üst düzeyde
ortaya çıkan bu gelişmeler. daha alt dü-
zeydeki memurlan da etkilemiştir. Onlar-
danbirbölümüdebelki milletvekili ola-
halkın şükranını (ve oyunu) kazanmak
pek güç bir iş olmasa gerekir.
Düzeyi ne olursa olsun. devlet memur-
lanna bu yolun. şimdi olduğu gibi tama-
men açılması. bu göre\lilerin istifadan
önceki da\ranış ve kararlannda tarafsız
olduklan konusunda önemli kuşkularya-
ratmıstır.
Bu gelişmenin devletimiz. ülkemiz ve
ekonomimiziçinzararlısonuçlaryarata-
cağına inanıyoruz:
- Devletin önemli göre\lerinde çalı-
sanlar. kararlanyla devletin halka sağla-
dığı tüm olanakları yönlendırebilecek
konumdadırlar. Görevleri gereği halka
hizmet verirken kararları gelecekteki si-
yasal amaçlanndan etkilendiği takdirde.
devletin olanaklanm ilerdeki siyasal
amaçlan doğrultusunda kullanabilecek-
lerdir. Bu politik amaçlann gerçekles.ti-
rilmesi için kullanılan de\ let olanaklan-
nın tüm halka eşit dağıtılmarnış, olması
olasılığı oldukça yüksektir. Örnek ola-
rak. önemli bir de\ let bankasının genel
müdürü. görevdeyken bankanın olanak-
lanm. kendisini milletvekili adayı vapa-
cak partinin üyelerine öncelik vererek
kullanabilir ve bu dav ranışının ödülünü.
o partinin üst sıradaki adaylarından biri
olmak suretivle elde edebilir. Dev let ola-
naklarının belirii bi parti üyesi olmak ön-
yargısına bağlanması, parti üyesi olma-
dığı için bu olanaklardan yararlanama-
yan ve belki de halkın büyük çoğunluğu-
nu oluşturan bölümünün zarar görmesi-
ne neden olacaktır. Oysa dev let menıu-
runun temel görevi. eline geçen devlet
olanaklannın halka es.it dağıtınıının ön-
yarşısız sağlanmasıdır.
- Ikinci birörnek. tarım ürünlerine sağ-
lanan destekleme fiyatları ile verilebilir.
Bu fiyatlann saptanmasında önemli pa-
yı olan bir devlet memuru, destekleme
alımı fiyatlannın gerektiğinden yüksek
tutulması ile söz konusu tarım ürünü üre-
ticilerinin şükranını kazanabilir ve poli-
tikaya atıldıktan sonra bu şükran duygu-
lannı oya çe\ irebilir. Bu dav ranış. başka
ürünlenn üreticilennin zarar görnıesine
neden olabilir.
- K.İT fiyatlarının saptanmasında payı
olan bir bürokrat. fıyatlan düşük tutarak
söz konusu KİT ürünlenni alanlara yarar-
lar sağlayabilir ve aday olduktan sonra
bunlan oya çevirebilir.
- Geçtniş uygulamalara bakarak. ülke-
mizdeki enflasyon canavannın arkasın-
da yukandakilere benzer popülist bürok-
rat uygulamalarının bulunduğu görül-
mektedir. !994Martf ndaGayrisafi Mil-
li Hasıla'nın (GSMHl yüzde I5'ine ka-
daryükselen kaınu açıklannin temel ne-
deni. yukandakilere benzer popülist (hal-
ka hos. görünmek isteyenl politikalardır.
Bu politikaların temelinde de popülist
uygulamayı devlet memuruna zorla ka-
bul ettiren bakanlar. milletvekillen ve
öbür politikacılarla politikada bir yerle-
re gelnıek isteyen politik hedefli devlet
memurlan vardır. Bu yüzden biz. 20 yıl-
dıryüksekhızlıenflasyonuııaltındaezil-
mekteyiz.
- Böyle bir uygulamanın. ikinci büyük
zaran.milletvekili olanbürokratlannba-
şanlı olanlannın dev let memurlannın tü-
nıünde böyle beklentiler yaratmasıdır.
Öyle ki. tüm dev let memurlan. milletve-
kili ve bakan olma hevesine kapılarak.
halkın büyük çoğunluğuna zarar vernıe
pahasına. daha da s.iddetli partızanlık
yapmaya özendirilmiş olmaktadırlar.
Yapıltnası gerekenler
Yukandaki örnekler. bu işe. eskiden
bizde ve şimdi de birçok Batı ülkesinde
olduğu gibi bir çekidüzen vermenin za-
manının geldiğini göstermektedir.
1) Önemli bir dev let görev inden istiia
yadaemeklilikgibi nedenlerleaynlan ki-
sjler. enaz5 yıl milletvekili adavı olama-
nıalıdırlar. KİT genel müdürleri ve öbür
önemli dev let görevlileri için eskiden uy-
gulamada olan bu kural. son v ıllann kar-
gaşadönemindekaldınlmıştır. Şimdi ko-
naeak kural. müstes.arlar. müste^ar yar-
dımcıları. bakanlık eenel müdürleri. be-
lediye başkanları. KİT genel müdür ve
yardımcılan. KİT yönetim kurulu üyele-
ri. yüksek denetleme organları üyeleri.
yargıda görevli hâkim ve savcılar. şube
müdürleri. daire baskanlan gibi devlet
memurlannı da kapsama almalıdır.
2) Görevden istifası va da baş.ka ne-
dcnlerleayrılmasının üzerinden 5 yıl geç-
se de seçimi kazanamayan adayın eski
görevine dönmesı önlenmelidir. Böyle
bir görev linin bir siyasal partinin seçim
kazanması içinden geçtikten sonra. ta-
rafsız bir dev let memuru olması beklen-
memelidir.
3) Devlet memurlannın görevdeyken
siyasal önyargı ile karar ve uyguİama
yapması durumları için yasalarımızda
bulunan cezalararttınlmalıdır.
Şimdiki uygulamalarımız. yukandaki
yasaklann yok olduğu bir ortam içinde.
ülkemizi entlasyona (ve ileride sosyal
kanşıklıklara) mahkûm etmektedir. Bu
popülist uygulamalar içinde enflasyonun
yavaşlaması ve siyasal yaşamımıza istik-
rargetirmesi olanağı yoktur. Böyle gıder-
se popülist bürokrasi ile popülist politi-
kacılarenflasyonu gittikçe hızlandıracak
v e hızlanan enflasyon. çektiğimiz ekono-
mik ve sosyal sıkıntılanmızı arttıracak-
tır.
Dünyada hızlı enflasyonla. ekonomik
ve sosyal yaşantısını iyileştirebilen hiç-
bir ülke voktur.
ARADA BİR
HAKAIV KIYAT İşletmeci
Bunalan Kitleler Yol
Ayrımında
Ülkemizde din, toplumsal yapıya egemen olan
ekonomik ilişkilersonucu, iktidarı ele geçirmek iste-
yenlerin aracı haline gelmiştir. Ekonomik ilişkiler, na-
sıl toplum ideolojisini belirliyorsa, köktendinci akı-
mın ülkemizde geniş bir tabana yayılmaya başlama-
sı da toplumdaki ekonomik gerçeklerle yakından il-
gilidir. Türkiye'de adaletsiz gelir dağılımı sonucu, sö-
mürü düzeninin içinde çaresizliğe itilen ve maddi ya-
şamın zorluklarıyla baş edemeyen dar gelirli kesim
insanı, kendisine sunulan adil düzen seçeneğine ça-
re umuduyla sarılmakta ve sömürünün ancak Islami
düzen geçerli olduğu takdirde ortadan kalkacağına
inanmaktadır. 70'li yıllarda solun oy topladığı Istan-
bul'un varoşlarında bugün köktendinci akımın taban
bulabilmesinin nedeni budur. Hızla genişleyen ve git-
tikçe artan nüfus dinamiği ile oy avcılarını çekenls-
tanbul'un varoşlarında, Refah Partisi'nin oylarını art-
tırmasının nedeni, bu ekonomik gerçeğe dayanmak-
tadır. Gecekondu insanı. solun gideremediği özlem-
lerine şeriat düzeninde kavuşacağına inanmaktadır.
12 Eylül'le Türkiye'de sol akımların önü kesilirken
uygulanan politikalarla köktendinci akım palazlandı-
rılmış ve Türkiye, içinde bulunduğu bugünkü duru-
masürüklenmiştir. Kenan Evrenin heryerde ilan et-
tiği 12 Eylül'ün gerekçelerinden biri olan şeriat yan-
lılarının Konya'da yeşil bayrak açarak yürüyüşe geç-
melerine benzer olaylara bugün ülkenin dört bir ya-
nında rastlanmaktadır. Türkiye'de 12 Eylül'den son-
ra kitlelerin depolitizasyonu ve baskılar sonucu, sol
bir varlık gösteremediginden, çaresiz kalan yoksul
kitleler, köktendinci akımın kucagına itilmiştir. Tam ka-
pitalistleşememiş ve sınıf bilincinin oluşmadığı top-
lumumuzda, ekonomik mücadelenin din olgusuyla
kaynaştırılması, nispeten kolay olmaktadır. Türki-
ye'de sınıf biiincinin oluşturulamamış olması nede-
niyle, üretim güçleri arasındaki ilişkiler sonucu, yeni
siyasal biçim arayışlarında teokratik çözüm ön pla-
na çıkmaktadır. Bugün Türkiye'de köktendinci akımın
güçlenmesi. yıllardır izlenen politikaların sonucudur.
Son yıllarda 'sınıf kimliği', yerini 'Islami kimlik'e bı-
rakmıştır. Kitleler üzerinde ekonomik durumlarında-
ki düzelmenin dinsel çözümlerle sağlanacağı kandır-
macası, egemenlik kazanmaya başladıkça, dinsel
oğeleri toplumsal ve siyasal yapı dışında bırakan so-
yut bir din anlayışı yerine. köktendincilik olarak ad-
landırdığımız dinsel toplum düzenine tam olarak ege-
men kılan anlayışı benimseme yoluna gidenlere, la-
ikliği yasayla kabul ettirmek giderek güçleşmektedir.
Kitlelerdeki bu yönelişe yol açan ekonomik gerçek-
ler gözardı edilerek laikliğin yalnızca yasalarla korun-
maya çalışılması, Türkiye'de halkın din duygularını
sömürerek iktidar olmak isteyenlerin amaçlannı ger-
çekleştirmelerine uygun ortamın oluşmasına yara-
maktadır.
Kendi yoksulluğuna toplumdaki adaletsizliğin yol
açtığının farkında olan ve bu adaletsizliğin şeriat dü-
zeninde ortadan kaldınlacağına inandırılmış bir insan,
siyasal sistemin laiklik ilkesine dayalı olmasını, için-
de bulunduğu durumun nedeni olarak görecek ve
anayasanın laikliği bir kural olarak getirmesini de sö-
mürü düzeninden çıkar sağlayanların bir oyunu ola-
rak kabul ederek laikliğe düşman olacaktır. Işte bu
nedenle, bugün Türkiye. sorunlara ciddiyet ve sami-
miyetle eğilerek geniş halk kitlelerinin ekonomik du-
rumlarını iyileştirecek bir iktidara ve demokratik ka-
tılımcı bir siyasal ortama, cumhuriyet tarihi boyunca
her zamankinden daha çok gereksinim duyduğu bir
dönemeçten geçmektedir. Türkiye ya Atatürkün 70
yıl önce gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşa-
cağı çizgiye girerek bu yolda ilerleyecek ya da çözü-
mü Islamda arayarak Türkiye'yi iran'a benzetmek is-
teyen şeriatçı güçlerin karanlık ellerine teslim ola-
caktır.
ILAN
GÜMÜŞHACIKÖY KADASTRO
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1989 1
Davacısı Gümüşhacıköy ilçesi Gümüş nahiyesi Irgat
mahallesinden Kafiye Eren vs. davalısı Hazine ve Gü-
müş Belediye Başkanlığı aleyhine açılan tescil davası-
nın yapılan yareılaması sonunda.
.Vİahkememizin 10.5.1994 gün ve 1989 1 esas.
1994 22 sayılı karan ile davanın kabulüne Gümüş Ba-
demlik mevkiindeki 641 ve 642 numaralı taşınmazlann
kök muris tsmail Eren mirasçıları adına tapuya tescilıne
ve maükhanesinin bu şekılde doldurulmasına karar ve-
nlmiş olup verilen işbu karar davacılardan Zeynep kızı
Ayhan Kaleli. Nacıyeoğlu Burhan Ünal, Mesude çocuk-
lan Halil Eren. Emine Eren ve Fatma Eren'e adresleri tes-
pit edilemedığinden tebliğ edilememiş olup ilanen teb-
liğine karar vermek gerekmiştir.
Yukanda tarih ve numarası verılmiş olan mahkeme-
mizin bu karan davacılardan Ayhan Kaleli. Burhan Ünal.
Halil Eren. Emine Eren ve Fatıma Eren"e ilan tarihinden
itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen
tebliS olunur.
Basın: 51415
TARTIŞMA
iktidar Sinekleri
• • Ikenin
~^T" T sorunlarına
I I çözüm üretme
' I I düzleminde
B I siyasal
^-> n ^ kımliklerini
tanımlayan aydın ve yurttaş
tıpinin yanı sıra: birde
tutumlarını hep iktidarlara
göre ayarlayan aydın (!) ve
yurttaş tipi vardır. Birinciler
doğal olarak ülke
sorunlarına aynı pencereden
bakmazlar. Liberal.
sosyalist. sosyal demokrat
olabilirler. Sayıca çok az
olan bu grubun ortak
özelligi. ikinci gruba giren
sözde aydınlar gibi fikir
fahişetiği yapmamalarıdır.
Ne yazık ki siyasi
partlerimizde bu insanlar
etkin konumlarda
olamazlar.
tkinci gruba gelince:
"\alaklar ve salaklar",
"vağdanlıklar", "rüzgâr
gülleri", "dalkavuklar".
"zengin sofralannın
sojtansı". "liboşlar".
"dibek dövücünün hınk
dhicisi" vb nitelemelerle
insanlarımız bunlan
tanımlamaya çalışmışlardır.
Sanırım kendilerine en
yakışan sıfat 'iktidar
siiK'kleri'dır Bizde siyasal
panilerin yapısal
oluşumuna damgasını vuran
bunlardır. Siyasette erdcmin
yok edicisi bunlardır.
Yatınm-üretim-istihdam
bilmeyen. devletten
otlanmayı gelenek haline
getirmiş. ama serbest piyasa
ekonomisine de inanan
sözde işadamı. medyada
etkili ve yetkili kişi. bazen
bürokrat. bazen politikacı
ya da aydın görünümünde
karşımıza çıkarlar.
En belirgin özelliklerini
şöyle sıralayabiliriz:
Bellekleri yoktur. bu
nedenle dün söyledikleri ve
yaptıklanndan sorumlu
tutulmama gibi bir
ayrıcalıkları vardır. Soldan
ve demokrasiden nefret
ederler. Ama çok
demokrattırlar. bazen de
solcu (! ı liberal ve İslamcı
da olabilirler. İhtilal
dönemlerinde militarist.
parlamenter dönemlerde
sivil toplumctıdurlar. Bir
elleri tarikatlarda bir elleri
de mafyadadır. Atatürk'ü
de fotoğratlardan severler.
Dehşetle vicdandan söz
ederler. ama vicdanlan
cüzdanlarına endekslidir.
Vatanı sevmek yalnız
onların hakkıdır.
Bu konuda ortak kabul
etnıezler. Vatanseverlikte
harbi delikanlıdırlar. biraz
da maço.. vatanın canını
acıtarak sevmek onların
şanındandır. Emek-bilgi-
yetenek gibi erdemleri
politika kulvannda geçer
akçe konumuna getirme
uğraşısı veren insanları
bıyık burup. tespih
sallayarak küçümserler.
Onlannen belirgin
özellikleri. iktidar
tutkulandır. Çünkü onlar
iktidar sinekleridir: At
sineklen gibi... Ömürleri
hep atların ardında
dönmekle geçer. Bu
sineklerin velinimetidir
atlar. Bizimkilerin
velinimeti de iktidarlardır.
Çıkardıkları v ızıltı iktidar
sahiplerine inanılmaz bir
gönenç \e mutluluk verir:
Parmağını oynatsa. kulağını
kaşısa. saçlarına şöyle bir
dokunsa. sahte bir gülücük
ya da iki damla gözyaşı
bizim iktidar sineklerinin
koro halinde analize(!)
başlamaları için yeterli
nedendir! O ne zarafet. o ne
çekicilik. şujestin
içeriğindeki soyluluga
cumhuriyet tarihi boyunca
bu koltuğa oturan hiçbir
başbakanda Türk halkı
CHICAGO JOE
Ekranda ilk defa!
tanık olmadı. Siz Türkiye'yi
ikibinli yıllara taşıyacak.
Batı ile bütünleştırecek. son
sosyalist devleti de yıkacak
tek dehasınız. Sadece
Türkiye değil Batı da size
mecbur... Gökberk Hakanı
Tao'da bile sızin dehanızın
onda biri yoktu!
Osmanlfda bugünkü
iktidar sineklerinin ışlev ini
görenlere dalkavuk
denirdi. Osmanlı:.
dalkav ukluğu.
kurumlaştırmıştı.
Baş dalkavuk ve
yamaklardan oluşan bir
dalkavuklar alayı vardı
sarayda. Ama sanırım
Osmanlf nın dalkavukları
bugünün iktidar
sineklerinden daha
erdemliydiler. Bu işin de
suyunu çıkardılar.
Musa Akar Mersin.
Üniv. Fen-Ede. Fak.
Öğr. Gör.
Bu
akşam
21:50
Başroıae ıvıerer durnenana'iti oynaaıgı rtım ı v w ıngıiTeresınae gecıyor.
Gangster olmak isteyen bir Amerikan askeri, ünlü bir yıldız olmak için herşeyi
yapabilecek bir kızla tanıştığında ok yaydan çıkar! Ufak çaplı suçlar ikisini de
tatmin etmeyecekHr... Tek bir ihtirasları vardır artık: Cinayet!
PENCERE
Temel Neden: YDDL
"Türkiye, tam bir istikrarsızlıkla çevrilmiştir. Ge-
leceği hâlâ belirsiz Rusya, yakın zamanlarda, Tür-
kiye bakımmdan hayra alamet olmayan milliyet-
çi eğilimler sergilemeye başlamıştır. Gürcistan
oldukça vahşibiriç savaşın sarsıntılannı atlatma-
ya çalışmakta; Ermenistan ile Azerbaycan, Dağ-
lık Karabağ konusundaki beş yıllık etnik sorunu
çözüme kavuşturmaya pek istekli görünmemek-
tedir. Geleceği bulanık olan Iran, terörizm ve ken-.
dine özgü köktendinciliğini Türkiye'ye ihraç etme
yolunda hiçbirbedelden kaçınmamakîadır. Irak'ın
geleceği soru işareti olarak kalmakta; Amerika,
Suriye 'yi kapsayıcı Arap-lsrail banşının birparça-
sı olarak uluslar ailesine geri getirmeye çalışmak-
ta; ancak Suriye, çoğunluğu Türkiye'ye yönelik
terörizmin başlıca destekçisi olarak kalmaktadır.
Türkiye'nin uzun dönem bölgesel 'müttefiği' olan
Yunanistan, ikilisorunlarve halen çözümleneme-
miş Kıbrıs sorunu yüzünden düşmanlık göster-
mektedir; huysuz bir çocuk gibi, Türkiye'yi den-
gesizliğe sürüklemek için her şeyi yapmaktadır.
Yakın zaman önce terörist Kürt Işçi Partisi'nin (P-
KK) Atina 'da şubeleraçmasına izin vermiştir. Tür-
kiye, bu şekliyle YDD (Yeni Dünya Düzeni) içindo-,
ayakta kalabilmek için güçlü birekonomi ve mat
kul ölçüde iç istikrara gereksinim duymaktadır. *
(Heath, W. Lowry- Princeton Üniversitesij. ;
Yukanda italikle dizilen satırlar, ülkemizde pek
iyi tanınan Andrevv Mango'nun "Türkiye'nin Ye-
ni Rolü" adlı kitabından (Ümit Yayıncılık) aktarıl'
di; ülkemizin nasıl kuşatıldığını biryabancı anlatı-
yor... ;
Söyledikleri doğru mu?..
DoğruL
Ancak Türkiye'yi bir yana bırakalım, YDD'nin
insanlığa hayır getirmediğı kısa sürede ortaya çık-
tı; bu sonucun sorumlusu da mazlum halklar de-
ğil, dünyayı yönetmek hırsıyla öne atılan uygar ül-
kelerdir.
1991 'de Soğuk Savaş noktalanıp Sovyetler ye-
nilgiye ugrayınca dünyanın çivisi çıktı; yenilgi. "sö-
mürüsüz bir dünya" isteyen mazlumlarda büyük
bir düş kırıklığına yol açtı.
YDD'nin yarattıgı haksızlıklara karşı insanlığın
bir seçeneği kalmamış mıydı?..
Bir çıkış yolu olmalıydı. YDD'ye karşı çıkmak için
köktendinciliğe mi sarılmalıydı?..
Kanal 6 "Türkiye Ekranı
Hiç kimse "şeriatçılık Türkiye'de nedenyükse-
liyor?"d\ye sormasın!.. Islam coğrafyasının her
bölgesinde, yoksul halk kitlelerini saran kökten-
dincilik güçlenmektedir. Bu eğik düzeyde kayan-
ların çığ gibi büyüdüğünü görünce. Batı -öncelik-
le Avrupa- telaşlanıyor. Amerika. Ortadoğu'daki
petrol bölgesinde, ehlıleştirilmiş islam devletleri-
ne şimdilik egemen görünüyor; ama, bu gidişle,
köktendincilik, "kâfirlerle işbirliğini yürütenleri"
yaşatmayacaktır.
Kafkasya'da Ermenilerin, Balkanlar'daSırpların,
Müslüman halklara karşı tutumları da şeriatçılığj
güçlendiriyor. Sömürü üzerine kurulmuş YDD'nin
körüklediği yoksullann başkaldırma duyguları,
gün geçtikçe yoğunlaşacaktır. Irak'ta bile Ameri-
kan ambargosuyla Saddam Hüseyin'in devril-
mesi bir şeyi değiştirmeyecek...
Çünkü sorun temeldedir. '.
•
Türkiye'nin "Balkanlar-Kafkasya-Ortadoğu" üç-
geniyle belirlenen "istikrarsızlık"denizindeçalka-
lanmasının temel nedeni, YDD'yi dünyaya zorla
dayatan Batı'dan kaynaklanıyor. Bu üçgenin üç'
köşesinde de din çelişkisi, temel çelişkiyi örtüyor.
Batı, doymak bilmez tüketim hırsının faturasını
yoksul toplumlara ödetmeyi sürdürdükçe yaşa-
dığımız dünyada ne rahat olur, ne barış ne de "is-
tikrar"...
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
GENEL KURUL DUYURUSU
Türk Eczacıları Birliği'nin 29. Olağan Büyük
Kongresi 7-8-9-10 Aralık 1995 tarihlerinde Anka-
ra'da yapılacaktır. Büyük Kongre 7 Aralık 1995 sa-
at 10.30'da Büyük Ankara Oteli'nde aşağıdaki
gündeme göre çoğunluklu olarak, çoğunluk sağ-
lanamadığı takdirde ertesi gün aynı yer ve saatte
çoğunluk aranmaksızın toplanacaktır.
6643 Sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu'nun
52. maddesine göre Büyük Kongre delegelerine
duyurulur.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ
GÜNDEM
An tkabır Zıyareti (7 Aralık 1995. saat 09.00)
7-8-9 Aralık 1995
1 - Açılış ve yoklama
2- Saygı duruşu
3- Açılış konuşması
4- Kongre konuklarının konoşmaları
5- Sayım ve dökum kunjlunun ad çekme ile belirlenmesi
6- Kongre Başkanlık Dıvarr seçımı (gızli oy, açık sayımla 1
Başkan. 1 Başkan Yardımctsı, 3 Yazman)
7- Büyük Kongre gündemınin gerı kalan maddelennin okuna-
rak kabulü
8- Kongre komisyonlann.n seçimi
a) Bütçe Hesap Komisyonu (5 üye)
b) Mevzuat Korrnsyonu (5 üye)
z) Dılek ve Önenler Komisyonu (5 uye)
9- Merkez Heyeti Çalışma raporunun okunması
10- Merkez Heyeti bılançosunun okunması
11- Merkez Heyeti Deneteme Kurulu raporurun okunması
12- Raporlar ve bilanço üzerinde göruşmeler
13- Bütçe Hesap Komisyonu raporunun sunulması ile
a) Merkez Heyetı'nın açık oylama ile aklanması
b) Denetleme Kurulu'nun açık oyiama ile aklanması
c) Merkez Heyeti tahnrvni butçesinin onaylanması
14- Yardımlaşma Sanciığı
a) Çalışma rapor ve bılançosunun okunması, görüşülmesi. ak-
lanması
b) Yardımlaşma Sandığı tahmini butçesinin görüşülmesi ve
onaylanması
15- Türk Eczacıları Birliği Yardmiaşma Sandığı Yönetmelik
Taslağı'nın görüşülmesi ve karara bağlanması
16- Mevzuat Komisyonu raporunun görüşülmesi
17- Dilek ve Öneriler Komisyonu r
acorunun görüşülmesi
18- Türk Eczacıları Vakfı çaiışmaları ve bütçesi hakkında bilgi-
lendirme ve önerile''in alınması
19- Birlik Merkez Organları çin asıl ve yedek üyelerin belirlen-
mesi
20- Kapanış
10 Aralık 1995
21-Seçimler (09.00-17.00)
Romanlarınız ve ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel.: 554 08 04