09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOJVH 9 Kısa vadeli bonçlan anttı • ANKARA (Cumhuriyet .Biirosu)- Uluslararası *pıyasaların bu yıl başından itibaren Tiirk bankalanna yeniden kapılannı açması. Türkiye'nin kısa vadeli borçlarının artması sonucunu da beraberinde getirdi. Merkez Bankası verilerine göre bu yıl ocak- ağustos döneminde kısa vadeli borçlar 3 milyar 461 milyon dolar artış gösterdi. Geçen yılın aynı döneminde ise bu yükümlülüklerde 6 . milyar 725 milyon dolarlık .azalnıa kaydedilmişti. Geçen yıl başında yaşanan krizle birlıkte uluslararası piyasalar Türkiye'ye kredi musluklarını kapamış ve yıl boyunca borçlanmada dıs krediye başvurulmamıştı. Böylece. I993yılında6 milyar 345 milyon dolar artan kısa vadeli dış borçlarda da geçen yıl sonunda 7 milyar 550 milyon dolarlık azalma olmuştu. Bu yılın ılk 8 ayında kısa vadeli borçlanmada görülen artış incelendiğinde özellikle ticari krediler ile bankaların sağladığı kredilerin etkili -olduğu görülüyor. Rndıkta tüccar oyunu • TRABZON(AA)- Fındık Tanm Satış • Kooperatiflen Birliğı (Fiskobirlik) Yönetim Kurulu üyesı Salih Erdem. dünya fındık üretım ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye'nin belirli bir fındık politikası bulunmadıgını ve bunun da . bazı olumşuzluklara yol açtıgını öne sürdii. . Salih Erdem, tarımsal ürün ıhracatında. 800 milyon dolar ile en fazla ihracat gelırinin fındıktan sağlandığını belirterek şöyle konuştu: "Böyle olunca da. devletin fındık politikasını maalesef 2-3 büyük tüccar belirliyor. Bu sene Başbakan ve Başbakan Yardımcısı Giresun'da devlet adına destekleme alımı yapılacağını açıkladılar. Ama bazı güçler daha sonra Başbakan'a 1 kadar çıkarak destekleme aiımının yapılmamasını sağladılar. Böylelikle piyasada ıstikrarsızlık ' oluştu, fiyatlar ' yükselmedi." İTO'da gruplar devreye giriyop • Ekonomi Servisi- Istanbul Ticaret Odasındaki (İTO) meslek grupları. seçime ağırlığını koydu. Bugün gerçekleştinlecek olan ITO meslek grupları seçımleri öncesi bir açıklama yapan 66'ncı Meslek Grubu (matbaacılar, yayıncılar. filmciler ve mücellitler)Yönetim Kurulu aday larından Cemalettin Öz, grup iiyelerine birlik çağnsında bulundu. Öz. meslek grubu üyeleri olarak artık oylanna sahip çıkmaları gerektığini belirterek. oylanyla geleceğe yön vermeleri gerektiğıni kaydetti. Artık güçlerini görmek istediklerini de söyleyen Cemalettin Öz. Müstakil Sanayici ve Işadamlan Dern'eği"nin(MÜStAD). her üyesini seçimlerde oy kullanması ıçın aktive ederek tüm meslek grup yönetimlerıne gelmeyi hedeflediâine dikkat çekti. Petpol pezepvi azalıyop • ANKARA (AA>- Dünyanın bilinen üretılebilir 130 milyar tonluk petrol rezervinin, şu anki seviye olan yıllık 3 milyar tonluk tüketim hızıyla. 43 yıl sonra biteceği hesaplanıyor. Petrol Ürünleri işverenler Sendikası(PÜIS) verilerınden derlenilen bilgilere göre yaklaşık 90 yıl önce kullanımı yaygmlaşmaya başlayan petrolde. yeni kaynaklann bulunamaması durumunda, mevcut rezervler 2040 yıllarında tükenecek. Halen. kullanılan enerjinin yüzde 40'ının petrol. yüzde 27.5'inın kömür, yüzde I2.5'inin dogal gaz. yüzde I2.5"inin elektrik. yüzde 7.5'inin ise rüzgâr ve termal kaynaklardan elde edildiği dünyada. mevcut üretılebilir petrol rezervlerinin yüzde 65"ı Ortadoğu bölgesinde bulunuyor. Dünyada. rezervlerin üretimi karşılaması açısından en şanslı ülkenin Irak olduğu ortaya çıkıyor. Stokçu, deposundaki buğdayı seçimden sonra beklenen zamların ardmdan piyasaya sürecek Vurgııncu seçiırıi beldiyor• Toprak Mahsulleri Ofisi'nin birçok bölgede düşük taban fiyat vermesi sonucu. üreticinin elinden buğdayı toplayan tüccar ve köylü. piyasaya buğday vermiyor. Piyasada yeterli buğday olmaması sonucu. buğday fiyatlan son günlerde 12-13 bin liraya kadar yükseldi. Bu arada Konya'da buğday fiyatlannın 14 bin liraya ulaştığı bildiriliyor. CANAN SOYSAL Buğday stokçusu. vurgun için seçimi bekliyor. Toprak Mahsul- len Ofisi'nin birçok bölgede dü- şük taban fiyat vermesi sonucu. üreticinin elinden buğday ı topla- yan tüccar ve köy lü. piyasaya buğ- day vermiyor. Piyasada yeterli buğday olmaması sonucu. buğday fiyatlan son günlerde 12-13 bin li- raya kadar yükseldi. Bu arada Konya'da buğday fiyatlannın 14 bin liraya ulaştığı bildiriliyor. Buğday stoklayan tüccar ve köyiünün seçim sonrasını bekle- digi belırtilirken stokçuların. 24 aralıkta seçilecek sıyasi iktidann bugüne kadar tam olarak yapıla- mayan KlT zamlannı gerçekleşti- receğı ve enflasyonun yüksek oranda çıkacagı şeklindeki beklen- tileri yüzünden piyasaya buğday vermediği kaydedilıyor. Özellikle Marmara ve Trakya'da yoğunlaşan stokçuların. söz konusu beklentı- lerigerçekleşirseşuanda 14 bin li- raya kadar yükselen buğday fiya- tı, daha da astronomik seviyelere ulaşacak. Öte yandan gerek un üreticileri gerekse ekmek sanayı- cileri vefmncılar. piyasadaki buğ- day krizinin aşılması için Tanm Bakanlığı'nın süratle buğday ıthal etmesi görüşünde birleşiyorlar. Buğday ıthal edilmediği takdirde. fiyatlardaki yükselişin devam ede- cegi ve bunun un ve ekmek fiyat- larına da yansıyacağı belırtiliyor. Aynca değırmenlerin. gerekli buğ- day ı alamayarak un üretimine geç- medikleri takdirde özellikle büyük kentlerde ekmek sıkıntısının baş- gösterecegi de aynı kesımlerin or- tak görüşü. Istanbul Ekmek Sanayicılerı ve Işverenlerı Sendikası Genel Baş- kanı Muharrem KeçelûTMO'nun yeterli fiyat verememesı yüzünden buğdayı toplayan köylü ve tücca- rın seçim sonrasını beklediğini be- lırtti. Keçeli. seçim sonrası enflas- yonun çok yüksek bir artış içınde olacağını belirterek bunun buğday fiyatlanna yansıyacağını v e bu ke- simlerin büyük bir kâr içinde ola- cağını söyledi. Buğday fiyatlan- nın anormal bir şekilde yüksel- mekte olup 12 bin liranın üzenne çıktıgını belırten Keçeli. bu fıyat- lardan bıle köylülenn buğdayını satmadığı içın buğday bulmakta güçlük çeken un degırmenlerinin üretim ınıkânı bulamadıklarını ifa- de etti. Bu nedenle Istanbul fırın- cıları olarak un fiyatlannın anor- mal derecede artması ve buğday yoklugu nedenıyle hükünıetı uyar- dıklarını ifade eden Keçeli. acele olarak buğday ithal edılmesi ge- rektiğinı ve TMO kanalıyla değir- menlere buğday tahsis edilmesi- nın önemıne dikkat çekti. Marmara Değirmencilik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Arma- ğanCoşkun ise devetin elinde buğ- day olmadığını v urgulayarak. eski- den ya devletin ya da kısmen de- ğirmenlenn un aldığını ancak bu- gün bunun mümkün olmadığını belirttı. Artık buğdayın. tüccarın elinde karaborsada bulunduğunu ıfade eden Coşkun. bu aşamada buğday ithalinin tek şart olduğunu söyledi. Buğday stoklayan tüccar vc köylü seçim sonrasını bekliyor. Kaliteli gıda üretiminde denetim Gıdaya cezalı kontrol geliyor ANKARA(AA>-Kalı- teli gıda üretimi ve gıda üretim yerlerinin asgari teknik ve hijyenık düzeye getinlmesi.yoğun denetim ve cezalarla sağlanacak. AB mevzuatına uyum amacıyla. hazıranda. Yet- ki Yasası çerçevesinde. gı- dalann üretim. ışlenmesı ve satışına ılişkın düzenle- nıe. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) olarak yayımlanırken. geçen haf- ta Resmı Gazete'de yayıın- lanan ve bu KHK'ye cezai müeyyıdeler ıçeren hü- kümlerekleyen yasa ile gı- da konusundaki düzenle- meler "etkili" halegetinl- di. Gıda sektöründe. üre- tımden satışa kadar her aşamada yapılacak dene- tımlerde. 10 milyon lira- dan 1 milyar liraya kadar para. ayrıca 3-6 ay hapıs cezası verilebilecek. De- netimlerin engellenmesi halinde 80 milyon lira pa- ra cezası uygulanacak. 560 sayılı Gıda l'retimi, Tüke- tımi ve Denetlenmesine DairKHK'vecezai müev- yıdeler öngören hükümler ekleyen 4128 sayılı kanu- na göre. yanıltıcı gıda rek- lamı yapanlara 50 milyon lira. rr ~uata ve uluslara- rası gıda standartlanna uy- gıın olmayan gıdaları ithal edenlere 200 milyon lira para cezası verilecek. Mevzuata göre. uluslara- rası gıda standartlarına uy- mayan gıda maddelerinı y urtiçine sokan. dağıtan ve satanlara 200 milyon lira. suçun 1 yıl içinde tekran halinde ise 300 milyon li- ra para cezası uygulana- cak. Kanuna göre. çalışma iznı almadan gıda madde- lerı üretimine başlayan kı- şıler. çalışma ıznı alana ka- dar faalıyetten men edile- cek ve 150 milyon lira pa- ra cezası verilecek. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı ta- rafından düzenlenecek Gı- da Sicili'ne kayıt olmadan ve izin işlemlerinı yaptır- madan üretime geçen ger- çek ve tüzel ki^iler ise 20 milyon lira para cezasına çarptınlacak. Tekstilcinin alım yapmaması pamuğu 107 binden 96 bine düşürdü Üreticinin kaderi tekstilcide • Pamuktayıllardır tartışılan fon uygulaması bu yıl da sıkıntılara yol açıyor. Bir yandan ihracatın yasaklanması. bir yandan tüccarın ihtiyacı kadar pamuk alması fiyatlann düşmesine neden oldu. • Ihracatçının piyasaya girememesi. tüccarın spekülatif alım yapmaması fiyatlan düşürüyor. Stoklama yoluyla spekülatif kazanç elde edilmesinin çekiciliğini yitirmesi fiyatlan düşüren dieer bir neden olarak aösterilıvor. MERIHAK İZMİR - Fonu kaldırma- maktadirenen ve Ege pamu- ğunun ıhracatını yasaklayan hükiimet. pamuk iiretıcisini tekstilcinin "insafına" bırak- tı. İzmırTıcaret Borsası'nda 107 bin lirayla açılan stan- dart 1 pamuğun fiyatı. teks- tilcinin alım yapmaması üzerine 96 bin liraya nerile- di. Pamukta yıllardır tartışı- lan fon uygulaması bu yıl da sıkıntılara yol açıyor. Bir yandan ihracatın yasaklan- ması. bir yandan rüccann ih- tiyacı kadar pamuk alması fiyatlann düşmesine yol aç- tı. Bir ay önce 107 bin lira- dan açılan pamuk piyasasın- da üreticinin ilerleme bek- lentisınin aksıne büyük bir düşüşyaşanıyor. İzmir Tica- ret Borsası'nda dün yapılan işlemde standart 1 pamuğun fiyatı 96 bin liraya kadar in- di'. Pamuk fiyatının düşmesi- nın en büyük nedenı olarak pıyasanın tekstilcinin "insa- fına" bırakılması gosterıli- yor İhracatçınınpiyasayagi- renıemesi. tüccann speküla- tif alım yapmaması pamuk fiyatlarını düşürüyor. Stok- lama yoluyla spekülatif ka- zanç elde edilmesinin eski çekiciliğini yitırmesı fiyat- lann düşmesinde diğer bir neden olarak gösteriliyor. Geçen yıllara oranla fiya- tın bu yıl biraz daha düşük olmasının bir diğer nedenı kuşkusuz ürün fazlalığt. Ge- çen yıldan kalan stokun faz- la oluşu, bunun yanında re- koltenın de son yılların en yüksek düzeyıne ulaşması pamuk fiyatİannı aşağıya çekti. İzmir Ticaret Borsasi'nda günde 1.500-2 bin ton dola- yında pamuğun i>lem gör- mesı gerekırken bunun bin tonunaltınadüşmeM pıyasa- nın durağanlaştığının göster- eesi olarak değerlendırilıvor îşlem azlığının bırdığergös- tergesi de ıthalat Tekstılcı- nın ılk açılışında dünya fi- yatlannın üzerine çıkan standart 1 'e karşı pamuk ıt- halinegidebileceği bildirili- yor. Geçen yıl 239 bin ton pa- muk ıthal eden tekstilcinin. bu fiyatlar karşısında ıthala- ta yönelmiş olabileceği sa- vunuluyor. İzmir Ticaret Borsası ^ı ö- netim Kurulu Başkanı Ha- san Özmen. piyasada ürün bollugunun tüccann alınıla- nnın azalmasına neden ol- duğunu söyledi. Fiyatlann aşağıya düşüşünün bir nede- nının bu oldugunu bıldıren Özmen. "Geçen sene 240 bin ton pamuk ithal edildi. Yük- sek nlduğu için ithal edildi. Dünya fivatlarından aşağı- dayız. Tüccann almaması- nın bir tek nedeni "Pamuk bol. stok yapmaya' gerek >ok düşüncesi. Ancak pa- muk sabahı. akşamı belli olmaz" dedı. Türkıye'de bu yıl üretim fazlasının bulunduğunu, dünyada ise üretımle tüketi- mın başabaş oldugunu belir- ten Özmen. "Dünya fiyatla- nnın altına düşüyoruz. 15 gündür düny a fiy atlannuıal- tında. Bazı endişelcr var da- ha iner mi diye. Dünya fiyat- ları hep kasımın son hal'ta- sıyla aralıkta fırlıyor. Bizde pamuk fiy atları ekim-kasım- da genelde diişer. Kasımın sonundan itibaren fiyatlar artıvor. Şimdi herkes bu fi- yatlann artışını bekleyecek. Bu da fiyatlan etkilivor" di- ye konuştu. DITNYA EKONOMOSINE BAKIŞ /ERGIN YILDIZOĞLLUOVD^ APEC Toplantısı: Ticaret mi, Siyaset mi? A sya Pasifik Ekonomik işbirliğı (APEC) formu. bu sene 19 aralık- ta Japonya'nın Osaka şefirinde toplanıyor. ABD ve genel olarak Batı, bölgede ekonomik işbirlığin genişletil- mesı ve ticaretin serbestleştirılmesı yo- lunda APEC toplantısında, bir an evvel somut adımlar atılmasını istiyortar. Baş- ta Japonya olmak üzere diğer Asya ül- keleri ısetoplantıdan kesın, bağlayıcı bir karar çıkmasından yanadeğiller. Bu yak- laşım farkı APEC'in gündeminin sadece ekonomik olmadığını da düşündüruyor. APEC bölgesinin ekonomik potansiyelleri yüksek ama... APEC ülkeleri, ABD ve Japonya'yı saymazsak. dünyanın en hızlı büyüyen ülkeler grubunu oluşturuyorlar. Güney Asya bölgesinde yapılan ticaretin sade- ce geçen sene yüzde 41 arttığı göz önü- ne alınınca, bölgenin ekonomik potan- siyelleri ve özellikle de halen bir ekono- mik durgunluğa hazırlanmakta olan ABD ve Batı için, bir pazar olarak önemi iyi- ce ortaya çıkıyor. Ancak ekonomik potansiyelleri çok büyük olan bu bölge aynı zamanda cid- di politik sorunlarla karşı karşıya. Çin. nükleer silahlara sahip. Tayvan üzerinde hak ıddia ediyor ve üstelık Çin Deni- zi'nde etkisini yaygınlaştırmaya çalışı- yor. Halen bir liderlik krizı yaşamakta olan Kuzey Kore'nin, Güney'e yönelik tehdidi henüz ortadan kalkmış değil. Bu yüzden bölgede ciddi bir silahlanma ya- rışı var. Diğer taraftan Çin-Tayvan. Gü- ney Kore-Japonya, ABD-Japonya, Ja- ponya-Çın gıbi ülkeler arasında da ikilı düzeyde ekonomik ve politik uyumsuz- luklar söz konusu. Buna ek olarak Ma- lezya Devlet Başkanı Mahatir Muham- med, bölgede sadece Asyalı ülkelerden oluşan bir blok oluşturmak ve bu yolla ABD'nın, Batı'nın baskılarından kurtul- mak istiyor. ABD ile Japonya arasındaki sürtüş- meler su yüzüne çıktıkça da Japon ka- muoyunda, Mahatir'ın görüşleri daha fazla yankı uyandırıyor. Geçenlerde Oki- vana'da üç ABD askerinin 12 yaşında bir Japon kız öğrenciye tecavüz etmeleri de ABD-Japonya ılışkilerine tuz bıber ekti. Şimdi Japon kamuoyu, ABD'nin bölgedeki askeri varlığına son vermesi için Japon hükümeti üzerinde baskı ya- pıyor. ABD'nin Okinava'da halen 47.000 personelı var. Tüm bunlara ek olarak ya- kında başbakan olması beklenen, Ja- pon Ticaret Bakanı Hoşimata'nın gide- rek millıyetçilere yaklaşmaya başlama- sı (The Economist 21.10.95) Batı açısın- dan resmı iyice karmaşıkJaştırıyor. "Yavaş mı gidelim, hızlı mı?" APEC Osaka toplantısının arka planı ışte kabaca böyle. Geçen sene Endo- nezya'da yapılan toplantı, APEC'in önü- ne 2020 yılına kadar bölgede serbest ti- caretin gerçekleştirilmesi hedefini koy- muştu. ABD, şimdi bu karara dayanarak Osaka toplantısında, Uruguay Raundu bağlamında zaten gündemde olan telif hakları ve mali hizmetler sektörüyle, ta- rım mallan (özellikle politik olarak has- sas pırinç) ticaretinın serbestleştirilmesi konularmda somut adımlar atılmasını is- tiyor (Business Week 20.11.95). Batı'nın etkın yayın organları. bu yaklaşımı des- tekliyor. Örneğın The Economist, APEC'in bir an evvel somut adımlar at- mazsa, ne işe yaradığı belirsiz bir kuru- luş halıne geleceğini ilerı sürüyor. Bu destek boşuna değil: APEC'de alınacak bir serbestleştirme kararı, APEC dışın- daki ülkelere de uygulanacak. Şu sıra- larda tekrar canlanmış olan "ekonomik büyümede Asya modelı" tanışmalan da Asya ülkelerinin artık hızlı büyüme döne- minın sona ermekte oldugunu. bölgenin emek maliyetleri giderek arttığı için pa- halı bir hale geldığini. bu ülkelerin bir an evvel rekabete açılmadıklan takdirde ge- ride kalacakları yolunda uyarılarla he- men bu konuya. Asyalı "kamuoyunu'' ikna etmek için bağlanıyor. (Wall Street Journal: 2.11.1995 ve 9.11.1995). Ancak Asya ülkeleri ve APEC içinde adeta Asya ülkelerinin sözcüsü gibi dav- ranan Japonya ise Batı ile aynı fikirde değil. Japonya'nın Ticaret Ataşesı Kat- suhişa'ın ağzıyla "APEC, kontratlar ve anlaşmalar üzerinde kurulmadı...", "ABD tipinde, eyleme yönelik bir kuru- luş olarak da başlamadı." Bu yüzden ABD'nin ıstediğı gibi so- mut adımlar atarak ılerleyemez. Japon- ya'nın uluslararası Ticaret ve Sanayi Ba- kanlığı'nın (MITI) APEC'dekı en yüksek görevlisi Hidehiro Konno ise "Asya ül- kelerinin özgüvenlerinin giderek arttığı- nı" ve "artık itilip kakılmak istemedikle- rini" söylüyor (Trıe Economist 11.11.95). Bu temelde Japonya'nın eğıiimi, bu se- ne APEC'den çıkacak deklarasyonda, serbestleşme surecının esnek bir şekil- de sürmesi gerektiğıni vurgulaması yo- lunda. Japonya, sürecin yavaş, tek tek ülkelerin inisıyatifi ve kontratlar yazılı an- laşmalar yerine. konsensüs kurularak, adeta bir Japon yöntemi ile ilerlemesini ıstıyor. Sorun aslında siyasi... Japonya'nın. APEC içinde ticaretin serbestleştirilmesi sürecinin yavaş işle- mesinı tercih etmesinin arkasında ise ABD ile Japonya arasındak bölgesel li- derlik sorunu var. Japonya, bugün glo- bal olarak ABD liderliğini -özellikle aske- ri nedenlerden dolayı- kabul etmış gö- rünüyorsa da Asya Pasifik bölgesinde kendı liderliğini kurmak içın çabagöste- riyor. Japonya, APEC'e işte bu perspek- tifle yaklaşıyor. Japonya'nın planı, Asya bölgesinde ticaretin serbestleştirilme- sinden önce ekonomik, kültürel ve hat- ta politik hâkimıyetini pekiştirmek. Asya bölgesi Japonya için iki açıdan önemlı. Birincisi ekonomik. Bölgede yatırım ve ticaret, ağırlıklı olarak Çin dtşında yaşa- yan Çinli girişimciler ve Japon şirketleri tarafından yapılıyor. Son yıllarda yenın yükselmesı, Japon şirketleri açısından hem ucuz hammadde. tüketim malı it- halatı hem de ucuz işgücü alanı olarak bu bölgenin önemini arttırdı. Ikinci ne- den ise politik ve ekonomik. Bölgede li- derliğini güçlendiren bir Japonya'nın, ekonomik ve politik konularda Batı'ya karşı pazarlı gücü daha da artacak. Bu amacına ulaşaDİImek içın Japon- ya hem bölgeye yoğun ekonomik yar- dımda bulunuyor hem de ekonomik ve politik kültürünü yaygınlaştırmaya çalışı- yor. Japonya halen 2 milyon dolarlık bir bütçe ile çalışan APEC sekreterliğine 100 milyon dolar mali yardım vereceğini açık- ladı. Bölgede küçük firmaların destek- lenmesi için özellikle inisiyatif gösteriyor. bu girişımın bir parçası olarak Japonya, Tayland'ın elektronik sanayiindeki küçük çaplı fırmalan teşvik ediyor. bölge ülke- lerindekı bürokratları Tokyo'ya davet edip bu konularda eğitiyor. Bölgedeki ti- caret ve yatırım açısından aktif küçük çaplı şırketlerın büyük çoğunluğunun Ja- ponya kaynaklı oluşması ise madalyo- nun öbür yüzü... Özetle bir MITI görevli- sinin açıkça söylediğı gibi Japonya'nın amacı "Asya ülkelerinin Batı'dan farklı, Japonya 'ya benzer bir sanayıleşme po- litikası benimsemelenni sağlamak" (The Economist age). APEC toplantısının esas gündemıni ekonomik sorunlar değil, ABD ve Japonya arasındaki bölgesel liderlik mücadelesı oluşturuyor. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK İyimserlik Çiçekleri lyimserlikle karamsarlık, elma yarısı değildir. Ya- şamdan beklentilerin çok sınırlı kalması, karamsar- lığın halkalarını toplumun çok büyük bir bölümünün boynuna sanyor. Ölumsuzlukların karabasan gibi yığınla geldiği ko- şullarda, iyımser olmak kolay değildir. Yine de kimi gelişmeler yeterli "toplumsal iyimserlik" tohumları- nı içeriyor. • • • Toplumumuzun teknolojiye bakışında bir çelişki- den söz edilebilir. Kişiler en son teknolojiyı içeren araç-gereci kullanmaya çok yatkjndırlar; bunun en son örneği "cep telefonu"dur; cep telefonu pazan en hızlı büyüyen ülke Türkiye'dir. Bu konuda bilgısa- yardan traktöre dek, geçmişe uzanan bir genelleme yapılabilir. Kuşkusuz buraya kadar bir çelişki yok. Çelişki bun- dan sonra başlıyor. Araç-gereç "dışında" kalan bi- limsel ve teknolojik gelişmelerden çok uzak bir tu- tum sergileniyor. Özellikle sosyal bilimler, yaklaşık o- tuz yıl önce Türkıye Bılimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) küruluşu sırasında ve son- rasında yaşandığı gibi, bilim sayılmıyor. Araç-gereç kullanımında "bilim tutkunu", buna karşılık "insana" yönelik ya da "toplumsal" konular- da "bilim düşmanı" olan ve "araç bilimsetliği çeliş- kisi" diyebileceğimiz bu çelişkınin değişik nedenle- ri var. Özellikle toplumsal sınıflara dayalı çözümleme- lerin, örneğin gelir bölüşümü, vergiler ve benzeri ko- nuların, çok korkulan sınıf savaşımına katkı yapaca- ğı anlayışı, ülkeyı yönetenlerin özgürlüklerı baskı al- tında tutmalan sonucunu vermiştir; dünyada sınıf savaşımının eylem düzeyinde zayıflaması bile ülke- yı yönetenlerin tutumunu değiştirmelerıne yetmiyor. Özgürlük isteyenlere düşman gözüyle bakılabilini- yor. Oysa özgürlük olmac ı.. bilim olmaz ve bılimsellik süreci, toplumsal olan-olmayan diye bölünemez. Ni- tekim bir kanadı tümüyle kopanlmış olduğu için bız- deki bilim kuşu bir türlü uçamıyor. Bu açıdan, Prof. Dr. Tosun Terzioğlu yönetimin- deki TÜBİTAKın yeni bir kolay anlaşılır, "Popüler Bi- lim Kitaplan" dızısi yayımlaması çok olumludur. Çün- kü bilımsel araştırma ve çalışma ortamının nasıl ol- ması gerektiğınin geniştoplum kesimlerince kavran- ması. gelecekte. ülkemizde de benzer koşulların oluşmasına katkıda bulunabilir. Özenle basılan ve göreli olarak çok ucuz olan TÜBlTAK'ın bu dizisinin yaygın bir biçimde okunmasında büyük yararlar ol- duğu açıktır. • • • Bu köşede ülkemizin ekonomik ve toplumsal ya- pısına ilışkin sayısal verilerin "niteliksel" yetersızliği sürekli vurgulanır. Oysa "toplumsal be//ek"sayı!arla var olur, pekişir ve güçlenir. Bu ışlegörevli kamu küruluşu Devlet istatistik Ens- titüsü (DİE), Prof. Dr. Şevket Pamuk'un yönetimin- de "Tarihi Istatıstikler Dizisi" başlatmış bulunuyor. Il- ki "19. yy. Osmanlı Dış Ticareti" adıyla yayımlanan dizide. Osmanlı döneminın nüfus, maliye. tanm ve fiyat ıstatistikleri. bu konulann uzmanlarınca hazır- lanması, yayımlanması tasarlanmış bulunuyor. Çok olumlu bir tutumla tarihsel istatistiklere eğilen DlE'nin, "güncel" istatistiklerin niteliğinin iyileştirilme- sinde de aynı duyarlılığı sergilemesi kaçınılmazdır. • • • Bilimsel öğreti yeniden kanıtlanıyor. Türkiye'de 12 Eylül faşizminin amaçladığı "ya susturulmuş ya da para ile satın alınmış" gençlık yerine. bunun tam an- lamıyla karşıtı yaratılıyor: her türü yetkeye (otorite) "bilinçli üref/m/e"başkaldıran yepyeni bir kuşak ge- liyor. Başta yazın olmak üzere. hemen her alanda "yeni biryaratıcı kuşak" su yüzüne çıkıyor. Çiğdem Anat, "ideolojilerin gömüldüğü" yerden amaçsızhk yoluna sapanları. "önlerine paralar seri- lenleri" bir yana bırakıyor; "çatı altından" çıkarıyor başını ve "Yürüyorum rüzgâra karşı" diyor. Hiç kimsenın kuşkusu olmasın, bilgisayardan ge- netiğe en son teknikleri "aklının aydınlığıyla" kulla- nan ve değerlendiren, her kavramı, evet her kavra- mı "neden" ilesorgulayan. her konuyu "önyargısız" inceleyebilen. yalnız kullandığı araç ve gerecı değil, insan ilişkilerini. aşkı, aileyi, gelıri, bölüşümü ve üre- timi de özgürce ve "nesnel" alabilen bir kuşak, "uğ- runa yaşanacak paradan başka değerlerın" var ol- duğu bilinciyle geliyor. Bu kuşak, hem var olan ka- ranlığı yaracak hem de ortaçağ öziemlerıni. donuk tutuculuğu, ilkel bağnazlığı, insan aklını köleleştirici önermelerı de kesinlikle yenecektir. Çünkü gelen nesil birilerine ya da biryerlere "sığın- mıyor": kendisi istediğince "yaratıyor". İZMİR DEKİ ODA SEÇIMLERİ Yaşar Grubu Ticaret Odası'nda yenildi İZM İ R (Cumhuriyet Ege Bürosu)-tzmir'dekiodase- cimlerine ağırlıgını koyan ""»aşar Holdıng. Ege Böîge- si Sanayi Odası'nda üstün- lüğünü sürdürürken. İzmir Ticaret Odası'nda bekleme- dığı bir yenilgi aldı. EB- SO'da 12 şirketiyle 9 ayrı komiteye giren Yaşar Gru- bu. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş'a karşı 4 meslek komıtesinde liste çıkaran ya da çıkarılan listeleri destekleyen Yaşar Grubu buralarda yenildi. Izmır'de oda seçimleri ol- dukça hareketlı geçiyor. EBSO ve İZTO'da yaşanan hareketlilık İzmir Ticaret Borsası'nda ise yenni din- ginlığebıraktı. İZTB'deYö- netim Kurulu Başkanlığf na en büyük aday olarak Ha- san Özmen gösteriliyor. EBSO'yla başlayan se- çim yarışlarında Yaşar Hol- ding'in ağırlıgını koymaya başlaması oldukça dikkat çekti. EBSO'da Yaşar Hol- ding. Akmaden. Pınar Ln, YaıjarDışTicaret. Pınar Süt, Tuborg. Altınyunus. Yaşar Bılgi Işlem. Botaş. DYO Sa- dohn Matbaa, DYO ve Sa- dolın. Bayraklı Boya'yla meslek komitelerine seçil- dı. Yaşar Grubu'nun EB- SO'daki bu ağırlığı hem yö- netim hem de meclis baş- kanlığı içın önemlı oldu EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar. bu ge- lişmelerin ardmdan EB- SÖ'da Şinasi Ertan'dan bo- şalan meclis başkanlığına gözünü diktı. Bu arada meclis başkan- lığına diğer bir aday da Ke- nıal Çolakoğlu. Demir-Çe- lık Vieslek Komıtesi'nden meclis üyeliğı kesınleşen Çolakoğl u, 12 yı Idan bu ya- na EBSO'da çe^itli kademe- lerde görev aldı. EBSO'da yönetim kurulu başkanhğı içın ikı isim geçiyor. Daha önce yönetim kurulu baş- kanlığt yapan ve 10 yıllık süreyi doldurduğu ıçın ge- çen seçimlerde aday olma- yan MuratDemirer'le mec- lis üyesi Aül Akkan. Yöne- tim kurulu başkanlığı yarı- şının bu ıki aday arasında geçmesi bekleniyor. Seçimler. İZTO Meclis Başkanı Hasan Denizkurdu ile Yönetim Kurulu Başka- nı Ekrem Demirtaş'ın zafe- riyle sonuçlandı. Izmir'dekı odalar içinde en sakin seçim ise IzmırTi- caret Borsası'nda yaşandı. Borsada Hasan Özmen'ın yönetim kurulu başkanlığı- na kesin gözüyle bakılıyor. Bu arada meclis başkanı Erol Baraz'a karşı lıste çıkanlması dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle