Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 KASIM 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOJVH 9
Kısa vadeli
bonçlan anttı
• ANKARA (Cumhuriyet
.Biirosu)- Uluslararası
*pıyasaların bu yıl başından
itibaren Tiirk bankalanna
yeniden kapılannı açması.
Türkiye'nin kısa vadeli
borçlarının artması
sonucunu da beraberinde
getirdi. Merkez Bankası
verilerine göre bu yıl ocak-
ağustos döneminde kısa
vadeli borçlar 3 milyar 461
milyon dolar artış gösterdi.
Geçen yılın aynı döneminde
ise bu yükümlülüklerde 6
. milyar 725 milyon dolarlık
.azalnıa kaydedilmişti.
Geçen yıl başında yaşanan
krizle birlıkte uluslararası
piyasalar Türkiye'ye kredi
musluklarını kapamış ve yıl
boyunca borçlanmada dıs
krediye başvurulmamıştı.
Böylece. I993yılında6
milyar 345 milyon dolar
artan kısa vadeli dış
borçlarda da geçen yıl
sonunda 7 milyar 550
milyon dolarlık azalma
olmuştu. Bu yılın ılk 8
ayında kısa vadeli
borçlanmada görülen artış
incelendiğinde özellikle
ticari krediler ile bankaların
sağladığı kredilerin etkili
-olduğu görülüyor.
Rndıkta tüccar
oyunu
• TRABZON(AA)-
Fındık Tanm Satış
• Kooperatiflen Birliğı
(Fiskobirlik) Yönetim
Kurulu üyesı Salih Erdem.
dünya fındık üretım ve
ihracatının büyük
bölümünü elinde
bulunduran Türkiye'nin
belirli bir fındık politikası
bulunmadıgını ve bunun da
. bazı olumşuzluklara yol
açtıgını öne sürdii.
. Salih Erdem,
tarımsal ürün ıhracatında.
800 milyon dolar ile en
fazla ihracat gelırinin
fındıktan sağlandığını
belirterek şöyle konuştu:
"Böyle olunca da.
devletin fındık politikasını
maalesef 2-3 büyük tüccar
belirliyor. Bu sene
Başbakan ve Başbakan
Yardımcısı Giresun'da
devlet adına destekleme
alımı yapılacağını
açıkladılar. Ama bazı güçler
daha sonra Başbakan'a
1
kadar çıkarak destekleme
aiımının yapılmamasını
sağladılar. Böylelikle
piyasada ıstikrarsızlık
' oluştu, fiyatlar
' yükselmedi."
İTO'da gruplar
devreye giriyop
• Ekonomi Servisi-
Istanbul Ticaret
Odasındaki (İTO) meslek
grupları. seçime ağırlığını
koydu. Bugün
gerçekleştinlecek olan ITO
meslek grupları seçımleri
öncesi bir açıklama yapan
66'ncı Meslek Grubu
(matbaacılar, yayıncılar.
filmciler ve
mücellitler)Yönetim
Kurulu aday larından
Cemalettin Öz, grup
iiyelerine birlik çağnsında
bulundu. Öz. meslek grubu
üyeleri olarak artık oylanna
sahip çıkmaları gerektığini
belirterek. oylanyla
geleceğe yön vermeleri
gerektiğıni kaydetti. Artık
güçlerini görmek
istediklerini de söyleyen
Cemalettin Öz. Müstakil
Sanayici ve Işadamlan
Dern'eği"nin(MÜStAD).
her üyesini seçimlerde oy
kullanması ıçın aktive
ederek tüm meslek grup
yönetimlerıne gelmeyi
hedeflediâine dikkat çekti.
Petpol pezepvi
azalıyop
• ANKARA (AA>-
Dünyanın bilinen
üretılebilir 130 milyar
tonluk petrol rezervinin, şu
anki seviye olan yıllık 3
milyar tonluk tüketim
hızıyla. 43 yıl sonra
biteceği hesaplanıyor. Petrol
Ürünleri işverenler
Sendikası(PÜIS)
verilerınden derlenilen
bilgilere göre yaklaşık 90
yıl önce kullanımı
yaygmlaşmaya başlayan
petrolde. yeni kaynaklann
bulunamaması durumunda,
mevcut rezervler 2040
yıllarında tükenecek.
Halen. kullanılan enerjinin
yüzde 40'ının petrol. yüzde
27.5'inın kömür, yüzde
I2.5'inin dogal gaz. yüzde
I2.5"inin elektrik. yüzde
7.5'inin ise rüzgâr ve
termal kaynaklardan elde
edildiği dünyada. mevcut
üretılebilir petrol
rezervlerinin yüzde 65"ı
Ortadoğu bölgesinde
bulunuyor. Dünyada.
rezervlerin üretimi
karşılaması açısından en
şanslı ülkenin Irak olduğu
ortaya çıkıyor.
Stokçu, deposundaki buğdayı seçimden sonra beklenen zamların ardmdan piyasaya sürecek
Vurgııncu seçiırıi beldiyor• Toprak Mahsulleri Ofisi'nin birçok bölgede düşük
taban fiyat vermesi sonucu. üreticinin elinden
buğdayı toplayan tüccar ve köylü. piyasaya buğday
vermiyor. Piyasada yeterli buğday olmaması sonucu.
buğday fiyatlan son günlerde 12-13 bin liraya kadar
yükseldi. Bu arada Konya'da buğday fiyatlannın 14
bin liraya ulaştığı bildiriliyor.
CANAN SOYSAL
Buğday stokçusu. vurgun için
seçimi bekliyor. Toprak Mahsul-
len Ofisi'nin birçok bölgede dü-
şük taban fiyat vermesi sonucu.
üreticinin elinden buğday ı topla-
yan tüccar ve köy lü. piyasaya buğ-
day vermiyor. Piyasada yeterli
buğday olmaması sonucu. buğday
fiyatlan son günlerde 12-13 bin li-
raya kadar yükseldi. Bu arada
Konya'da buğday fiyatlannın 14
bin liraya ulaştığı bildiriliyor.
Buğday stoklayan tüccar ve
köyiünün seçim sonrasını bekle-
digi belırtilirken stokçuların. 24
aralıkta seçilecek sıyasi iktidann
bugüne kadar tam olarak yapıla-
mayan KlT zamlannı gerçekleşti-
receğı ve enflasyonun yüksek
oranda çıkacagı şeklindeki beklen-
tileri yüzünden piyasaya buğday
vermediği kaydedilıyor. Özellikle
Marmara ve Trakya'da yoğunlaşan
stokçuların. söz konusu beklentı-
lerigerçekleşirseşuanda 14 bin li-
raya kadar yükselen buğday fiya-
tı, daha da astronomik seviyelere
ulaşacak. Öte yandan gerek un
üreticileri gerekse ekmek sanayı-
cileri vefmncılar. piyasadaki buğ-
day krizinin aşılması için Tanm
Bakanlığı'nın süratle buğday ıthal
etmesi görüşünde birleşiyorlar.
Buğday ıthal edilmediği takdirde.
fiyatlardaki yükselişin devam ede-
cegi ve bunun un ve ekmek fiyat-
larına da yansıyacağı belırtiliyor.
Aynca değırmenlerin. gerekli buğ-
day ı alamayarak un üretimine geç-
medikleri takdirde özellikle büyük
kentlerde ekmek sıkıntısının baş-
gösterecegi de aynı kesımlerin or-
tak görüşü.
Istanbul Ekmek Sanayicılerı ve
Işverenlerı Sendikası Genel Baş-
kanı Muharrem KeçelûTMO'nun
yeterli fiyat verememesı yüzünden
buğdayı toplayan köylü ve tücca-
rın seçim sonrasını beklediğini be-
lırtti. Keçeli. seçim sonrası enflas-
yonun çok yüksek bir artış içınde
olacağını belirterek bunun buğday
fiyatlanna yansıyacağını v e bu ke-
simlerin büyük bir kâr içinde ola-
cağını söyledi. Buğday fiyatlan-
nın anormal bir şekilde yüksel-
mekte olup 12 bin liranın üzenne
çıktıgını belırten Keçeli. bu fıyat-
lardan bıle köylülenn buğdayını
satmadığı içın buğday bulmakta
güçlük çeken un degırmenlerinin
üretim ınıkânı bulamadıklarını ifa-
de etti. Bu nedenle Istanbul fırın-
cıları olarak un fiyatlannın anor-
mal derecede artması ve buğday
yoklugu nedenıyle hükünıetı uyar-
dıklarını ifade eden Keçeli. acele
olarak buğday ithal edılmesi ge-
rektiğinı ve TMO kanalıyla değir-
menlere buğday tahsis edilmesi-
nın önemıne dikkat çekti.
Marmara Değirmencilik AŞ
Yönetim Kurulu Başkanı Arma-
ğanCoşkun ise devetin elinde buğ-
day olmadığını v urgulayarak. eski-
den ya devletin ya da kısmen de-
ğirmenlenn un aldığını ancak bu-
gün bunun mümkün olmadığını
belirttı. Artık buğdayın. tüccarın
elinde karaborsada bulunduğunu
ıfade eden Coşkun. bu aşamada
buğday ithalinin tek şart olduğunu
söyledi. Buğday stoklayan tüccar vc köylü seçim sonrasını bekliyor.
Kaliteli gıda üretiminde denetim
Gıdaya cezalı
kontrol geliyor
ANKARA(AA>-Kalı-
teli gıda üretimi ve gıda
üretim yerlerinin asgari
teknik ve hijyenık düzeye
getinlmesi.yoğun denetim
ve cezalarla sağlanacak.
AB mevzuatına uyum
amacıyla. hazıranda. Yet-
ki Yasası çerçevesinde. gı-
dalann üretim. ışlenmesı
ve satışına ılişkın düzenle-
nıe. Kanun Hükmünde
Kararname (KHK) olarak
yayımlanırken. geçen haf-
ta Resmı Gazete'de yayıın-
lanan ve bu KHK'ye cezai
müeyyıdeler ıçeren hü-
kümlerekleyen yasa ile gı-
da konusundaki düzenle-
meler "etkili" halegetinl-
di. Gıda sektöründe. üre-
tımden satışa kadar her
aşamada yapılacak dene-
tımlerde. 10 milyon lira-
dan 1 milyar liraya kadar
para. ayrıca 3-6 ay hapıs
cezası verilebilecek. De-
netimlerin engellenmesi
halinde 80 milyon lira pa-
ra cezası uygulanacak. 560
sayılı Gıda l'retimi, Tüke-
tımi ve Denetlenmesine
DairKHK'vecezai müev-
yıdeler öngören hükümler
ekleyen 4128 sayılı kanu-
na göre. yanıltıcı gıda rek-
lamı yapanlara 50 milyon
lira. rr ~uata ve uluslara-
rası gıda standartlanna uy-
gıın olmayan gıdaları ithal
edenlere 200 milyon lira
para cezası verilecek.
Mevzuata göre. uluslara-
rası gıda standartlarına uy-
mayan gıda maddelerinı
y urtiçine sokan. dağıtan ve
satanlara 200 milyon lira.
suçun 1 yıl içinde tekran
halinde ise 300 milyon li-
ra para cezası uygulana-
cak.
Kanuna göre. çalışma
iznı almadan gıda madde-
lerı üretimine başlayan kı-
şıler. çalışma ıznı alana ka-
dar faalıyetten men edile-
cek ve 150 milyon lira pa-
ra cezası verilecek. Tanm
ve Köyişleri Bakanlığı ta-
rafından düzenlenecek Gı-
da Sicili'ne kayıt olmadan
ve izin işlemlerinı yaptır-
madan üretime geçen ger-
çek ve tüzel ki^iler ise 20
milyon lira para cezasına
çarptınlacak.
Tekstilcinin alım yapmaması pamuğu 107 binden 96 bine düşürdü
Üreticinin kaderi tekstilcide
• Pamuktayıllardır tartışılan fon
uygulaması bu yıl da sıkıntılara yol
açıyor. Bir yandan ihracatın
yasaklanması. bir yandan tüccarın
ihtiyacı kadar pamuk alması
fiyatlann düşmesine neden oldu.
• Ihracatçının piyasaya girememesi.
tüccarın spekülatif alım yapmaması
fiyatlan düşürüyor. Stoklama yoluyla
spekülatif kazanç elde edilmesinin
çekiciliğini yitirmesi fiyatlan düşüren
dieer bir neden olarak aösterilıvor.
MERIHAK
İZMİR - Fonu kaldırma-
maktadirenen ve Ege pamu-
ğunun ıhracatını yasaklayan
hükiimet. pamuk iiretıcisini
tekstilcinin "insafına" bırak-
tı. İzmırTıcaret Borsası'nda
107 bin lirayla açılan stan-
dart 1 pamuğun fiyatı. teks-
tilcinin alım yapmaması
üzerine 96 bin liraya nerile-
di.
Pamukta yıllardır tartışı-
lan fon uygulaması bu yıl da
sıkıntılara yol açıyor. Bir
yandan ihracatın yasaklan-
ması. bir yandan rüccann ih-
tiyacı kadar pamuk alması
fiyatlann düşmesine yol aç-
tı.
Bir ay önce 107 bin lira-
dan açılan pamuk piyasasın-
da üreticinin ilerleme bek-
lentisınin aksıne büyük bir
düşüşyaşanıyor. İzmir Tica-
ret Borsası'nda dün yapılan
işlemde standart 1 pamuğun
fiyatı 96 bin liraya kadar in-
di'.
Pamuk fiyatının düşmesi-
nın en büyük nedenı olarak
pıyasanın tekstilcinin "insa-
fına" bırakılması gosterıli-
yor İhracatçınınpiyasayagi-
renıemesi. tüccann speküla-
tif alım yapmaması pamuk
fiyatlarını düşürüyor. Stok-
lama yoluyla spekülatif ka-
zanç elde edilmesinin eski
çekiciliğini yitırmesı fiyat-
lann düşmesinde diğer bir
neden olarak gösteriliyor.
Geçen yıllara oranla fiya-
tın bu yıl biraz daha düşük
olmasının bir diğer nedenı
kuşkusuz ürün fazlalığt. Ge-
çen yıldan kalan stokun faz-
la oluşu, bunun yanında re-
koltenın de son yılların en
yüksek düzeyıne ulaşması
pamuk fiyatİannı aşağıya
çekti.
İzmir Ticaret Borsasi'nda
günde 1.500-2 bin ton dola-
yında pamuğun i>lem gör-
mesı gerekırken bunun bin
tonunaltınadüşmeM pıyasa-
nın durağanlaştığının göster-
eesi olarak değerlendırilıvor
îşlem azlığının bırdığergös-
tergesi de ıthalat Tekstılcı-
nın ılk açılışında dünya fi-
yatlannın üzerine çıkan
standart 1 'e karşı pamuk ıt-
halinegidebileceği bildirili-
yor.
Geçen yıl 239 bin ton pa-
muk ıthal eden tekstilcinin.
bu fiyatlar karşısında ıthala-
ta yönelmiş olabileceği sa-
vunuluyor.
İzmir Ticaret Borsası ^ı ö-
netim Kurulu Başkanı Ha-
san Özmen. piyasada ürün
bollugunun tüccann alınıla-
nnın azalmasına neden ol-
duğunu söyledi. Fiyatlann
aşağıya düşüşünün bir nede-
nının bu oldugunu bıldıren
Özmen. "Geçen sene 240 bin
ton pamuk ithal edildi. Yük-
sek nlduğu için ithal edildi.
Dünya fivatlarından aşağı-
dayız. Tüccann almaması-
nın bir tek nedeni "Pamuk
bol. stok yapmaya' gerek
>ok düşüncesi. Ancak pa-
muk sabahı. akşamı belli
olmaz" dedı.
Türkıye'de bu yıl üretim
fazlasının bulunduğunu,
dünyada ise üretımle tüketi-
mın başabaş oldugunu belir-
ten Özmen. "Dünya fiyatla-
nnın altına düşüyoruz. 15
gündür düny a fiy atlannuıal-
tında. Bazı endişelcr var da-
ha iner mi diye. Dünya fiyat-
ları hep kasımın son hal'ta-
sıyla aralıkta fırlıyor. Bizde
pamuk fiy atları ekim-kasım-
da genelde diişer. Kasımın
sonundan itibaren fiyatlar
artıvor. Şimdi herkes bu fi-
yatlann artışını bekleyecek.
Bu da fiyatlan etkilivor" di-
ye konuştu.
DITNYA EKONOMOSINE BAKIŞ /ERGIN YILDIZOĞLLUOVD^
APEC Toplantısı: Ticaret mi, Siyaset mi?
A
sya Pasifik Ekonomik işbirliğı
(APEC) formu. bu sene 19 aralık-
ta Japonya'nın Osaka şefirinde
toplanıyor. ABD ve genel olarak Batı,
bölgede ekonomik işbirlığin genişletil-
mesı ve ticaretin serbestleştirılmesı yo-
lunda APEC toplantısında, bir an evvel
somut adımlar atılmasını istiyortar. Baş-
ta Japonya olmak üzere diğer Asya ül-
keleri ısetoplantıdan kesın, bağlayıcı bir
karar çıkmasından yanadeğiller. Bu yak-
laşım farkı APEC'in gündeminin sadece
ekonomik olmadığını da düşündüruyor.
APEC bölgesinin ekonomik
potansiyelleri yüksek ama...
APEC ülkeleri, ABD ve Japonya'yı
saymazsak. dünyanın en hızlı büyüyen
ülkeler grubunu oluşturuyorlar. Güney
Asya bölgesinde yapılan ticaretin sade-
ce geçen sene yüzde 41 arttığı göz önü-
ne alınınca, bölgenin ekonomik potan-
siyelleri ve özellikle de halen bir ekono-
mik durgunluğa hazırlanmakta olan ABD
ve Batı için, bir pazar olarak önemi iyi-
ce ortaya çıkıyor.
Ancak ekonomik potansiyelleri çok
büyük olan bu bölge aynı zamanda cid-
di politik sorunlarla karşı karşıya. Çin.
nükleer silahlara sahip. Tayvan üzerinde
hak ıddia ediyor ve üstelık Çin Deni-
zi'nde etkisini yaygınlaştırmaya çalışı-
yor. Halen bir liderlik krizı yaşamakta
olan Kuzey Kore'nin, Güney'e yönelik
tehdidi henüz ortadan kalkmış değil. Bu
yüzden bölgede ciddi bir silahlanma ya-
rışı var. Diğer taraftan Çin-Tayvan. Gü-
ney Kore-Japonya, ABD-Japonya, Ja-
ponya-Çın gıbi ülkeler arasında da ikilı
düzeyde ekonomik ve politik uyumsuz-
luklar söz konusu. Buna ek olarak Ma-
lezya Devlet Başkanı Mahatir Muham-
med, bölgede sadece Asyalı ülkelerden
oluşan bir blok oluşturmak ve bu yolla
ABD'nın, Batı'nın baskılarından kurtul-
mak istiyor.
ABD ile Japonya arasındaki sürtüş-
meler su yüzüne çıktıkça da Japon ka-
muoyunda, Mahatir'ın görüşleri daha
fazla yankı uyandırıyor. Geçenlerde Oki-
vana'da üç ABD askerinin 12 yaşında bir
Japon kız öğrenciye tecavüz etmeleri
de ABD-Japonya ılışkilerine tuz bıber
ekti. Şimdi Japon kamuoyu, ABD'nin
bölgedeki askeri varlığına son vermesi
için Japon hükümeti üzerinde baskı ya-
pıyor. ABD'nin Okinava'da halen 47.000
personelı var. Tüm bunlara ek olarak ya-
kında başbakan olması beklenen, Ja-
pon Ticaret Bakanı Hoşimata'nın gide-
rek millıyetçilere yaklaşmaya başlama-
sı (The Economist 21.10.95) Batı açısın-
dan resmı iyice karmaşıkJaştırıyor.
"Yavaş mı gidelim, hızlı mı?"
APEC Osaka toplantısının arka planı
ışte kabaca böyle. Geçen sene Endo-
nezya'da yapılan toplantı, APEC'in önü-
ne 2020 yılına kadar bölgede serbest ti-
caretin gerçekleştirilmesi hedefini koy-
muştu. ABD, şimdi bu karara dayanarak
Osaka toplantısında, Uruguay Raundu
bağlamında zaten gündemde olan telif
hakları ve mali hizmetler sektörüyle, ta-
rım mallan (özellikle politik olarak has-
sas pırinç) ticaretinın serbestleştirilmesi
konularmda somut adımlar atılmasını is-
tiyor (Business Week 20.11.95). Batı'nın
etkın yayın organları. bu yaklaşımı des-
tekliyor. Örneğın The Economist,
APEC'in bir an evvel somut adımlar at-
mazsa, ne işe yaradığı belirsiz bir kuru-
luş halıne geleceğini ilerı sürüyor. Bu
destek boşuna değil: APEC'de alınacak
bir serbestleştirme kararı, APEC dışın-
daki ülkelere de uygulanacak. Şu sıra-
larda tekrar canlanmış olan "ekonomik
büyümede Asya modelı" tanışmalan da
Asya ülkelerinin artık hızlı büyüme döne-
minın sona ermekte oldugunu. bölgenin
emek maliyetleri giderek arttığı için pa-
halı bir hale geldığini. bu ülkelerin bir an
evvel rekabete açılmadıklan takdirde ge-
ride kalacakları yolunda uyarılarla he-
men bu konuya. Asyalı "kamuoyunu''
ikna etmek için bağlanıyor. (Wall Street
Journal: 2.11.1995 ve 9.11.1995).
Ancak Asya ülkeleri ve APEC içinde
adeta Asya ülkelerinin sözcüsü gibi dav-
ranan Japonya ise Batı ile aynı fikirde
değil. Japonya'nın Ticaret Ataşesı Kat-
suhişa'ın ağzıyla "APEC, kontratlar ve
anlaşmalar üzerinde kurulmadı...",
"ABD tipinde, eyleme yönelik bir kuru-
luş olarak da başlamadı."
Bu yüzden ABD'nin ıstediğı gibi so-
mut adımlar atarak ılerleyemez. Japon-
ya'nın uluslararası Ticaret ve Sanayi Ba-
kanlığı'nın (MITI) APEC'dekı en yüksek
görevlisi Hidehiro Konno ise "Asya ül-
kelerinin özgüvenlerinin giderek arttığı-
nı" ve "artık itilip kakılmak istemedikle-
rini" söylüyor (Trıe Economist 11.11.95).
Bu temelde Japonya'nın eğıiimi, bu se-
ne APEC'den çıkacak deklarasyonda,
serbestleşme surecının esnek bir şekil-
de sürmesi gerektiğıni vurgulaması yo-
lunda. Japonya, sürecin yavaş, tek tek
ülkelerin inisıyatifi ve kontratlar yazılı an-
laşmalar yerine. konsensüs kurularak,
adeta bir Japon yöntemi ile ilerlemesini
ıstıyor.
Sorun aslında siyasi...
Japonya'nın. APEC içinde ticaretin
serbestleştirilmesi sürecinin yavaş işle-
mesinı tercih etmesinin arkasında ise
ABD ile Japonya arasındak bölgesel li-
derlik sorunu var. Japonya, bugün glo-
bal olarak ABD liderliğini -özellikle aske-
ri nedenlerden dolayı- kabul etmış gö-
rünüyorsa da Asya Pasifik bölgesinde
kendı liderliğini kurmak içın çabagöste-
riyor. Japonya, APEC'e işte bu perspek-
tifle yaklaşıyor. Japonya'nın planı, Asya
bölgesinde ticaretin serbestleştirilme-
sinden önce ekonomik, kültürel ve hat-
ta politik hâkimıyetini pekiştirmek. Asya
bölgesi Japonya için iki açıdan önemlı.
Birincisi ekonomik. Bölgede yatırım ve
ticaret, ağırlıklı olarak Çin dtşında yaşa-
yan Çinli girişimciler ve Japon şirketleri
tarafından yapılıyor. Son yıllarda yenın
yükselmesı, Japon şirketleri açısından
hem ucuz hammadde. tüketim malı it-
halatı hem de ucuz işgücü alanı olarak
bu bölgenin önemini arttırdı. Ikinci ne-
den ise politik ve ekonomik. Bölgede li-
derliğini güçlendiren bir Japonya'nın,
ekonomik ve politik konularda Batı'ya
karşı pazarlı gücü daha da artacak.
Bu amacına ulaşaDİImek içın Japon-
ya hem bölgeye yoğun ekonomik yar-
dımda bulunuyor hem de ekonomik ve
politik kültürünü yaygınlaştırmaya çalışı-
yor. Japonya halen 2 milyon dolarlık bir
bütçe ile çalışan APEC sekreterliğine 100
milyon dolar mali yardım vereceğini açık-
ladı. Bölgede küçük firmaların destek-
lenmesi için özellikle inisiyatif gösteriyor.
bu girişımın bir parçası olarak Japonya,
Tayland'ın elektronik sanayiindeki küçük
çaplı fırmalan teşvik ediyor. bölge ülke-
lerindekı bürokratları Tokyo'ya davet
edip bu konularda eğitiyor. Bölgedeki ti-
caret ve yatırım açısından aktif küçük
çaplı şırketlerın büyük çoğunluğunun Ja-
ponya kaynaklı oluşması ise madalyo-
nun öbür yüzü... Özetle bir MITI görevli-
sinin açıkça söylediğı gibi Japonya'nın
amacı "Asya ülkelerinin Batı'dan farklı,
Japonya 'ya benzer bir sanayıleşme po-
litikası benimsemelenni sağlamak" (The
Economist age). APEC toplantısının esas
gündemıni ekonomik sorunlar değil,
ABD ve Japonya arasındaki bölgesel
liderlik mücadelesı oluşturuyor.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
İyimserlik Çiçekleri
lyimserlikle karamsarlık, elma yarısı değildir. Ya-
şamdan beklentilerin çok sınırlı kalması, karamsar-
lığın halkalarını toplumun çok büyük bir bölümünün
boynuna sanyor.
Ölumsuzlukların karabasan gibi yığınla geldiği ko-
şullarda, iyımser olmak kolay değildir. Yine de kimi
gelişmeler yeterli "toplumsal iyimserlik" tohumları-
nı içeriyor.
• • •
Toplumumuzun teknolojiye bakışında bir çelişki-
den söz edilebilir. Kişiler en son teknolojiyı içeren
araç-gereci kullanmaya çok yatkjndırlar; bunun en
son örneği "cep telefonu"dur; cep telefonu pazan
en hızlı büyüyen ülke Türkiye'dir. Bu konuda bilgısa-
yardan traktöre dek, geçmişe uzanan bir genelleme
yapılabilir.
Kuşkusuz buraya kadar bir çelişki yok. Çelişki bun-
dan sonra başlıyor. Araç-gereç "dışında" kalan bi-
limsel ve teknolojik gelişmelerden çok uzak bir tu-
tum sergileniyor. Özellikle sosyal bilimler, yaklaşık o-
tuz yıl önce Türkıye Bılimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu'nun (TÜBİTAK) küruluşu sırasında ve son-
rasında yaşandığı gibi, bilim sayılmıyor.
Araç-gereç kullanımında "bilim tutkunu", buna
karşılık "insana" yönelik ya da "toplumsal" konular-
da "bilim düşmanı" olan ve "araç bilimsetliği çeliş-
kisi" diyebileceğimiz bu çelişkınin değişik nedenle-
ri var. Özellikle toplumsal sınıflara dayalı çözümleme-
lerin, örneğin gelir bölüşümü, vergiler ve benzeri ko-
nuların, çok korkulan sınıf savaşımına katkı yapaca-
ğı anlayışı, ülkeyı yönetenlerin özgürlüklerı baskı al-
tında tutmalan sonucunu vermiştir; dünyada sınıf
savaşımının eylem düzeyinde zayıflaması bile ülke-
yı yönetenlerin tutumunu değiştirmelerıne yetmiyor.
Özgürlük isteyenlere düşman gözüyle bakılabilini-
yor.
Oysa özgürlük olmac ı.. bilim olmaz ve bılimsellik
süreci, toplumsal olan-olmayan diye bölünemez. Ni-
tekim bir kanadı tümüyle kopanlmış olduğu için bız-
deki bilim kuşu bir türlü uçamıyor.
Bu açıdan, Prof. Dr. Tosun Terzioğlu yönetimin-
deki TÜBİTAKın yeni bir kolay anlaşılır, "Popüler Bi-
lim Kitaplan" dızısi yayımlaması çok olumludur. Çün-
kü bilımsel araştırma ve çalışma ortamının nasıl ol-
ması gerektiğınin geniştoplum kesimlerince kavran-
ması. gelecekte. ülkemizde de benzer koşulların
oluşmasına katkıda bulunabilir. Özenle basılan ve
göreli olarak çok ucuz olan TÜBlTAK'ın bu dizisinin
yaygın bir biçimde okunmasında büyük yararlar ol-
duğu açıktır.
• • •
Bu köşede ülkemizin ekonomik ve toplumsal ya-
pısına ilışkin sayısal verilerin "niteliksel" yetersızliği
sürekli vurgulanır. Oysa "toplumsal be//ek"sayı!arla
var olur, pekişir ve güçlenir.
Bu ışlegörevli kamu küruluşu Devlet istatistik Ens-
titüsü (DİE), Prof. Dr. Şevket Pamuk'un yönetimin-
de "Tarihi Istatıstikler Dizisi" başlatmış bulunuyor. Il-
ki "19. yy. Osmanlı Dış Ticareti" adıyla yayımlanan
dizide. Osmanlı döneminın nüfus, maliye. tanm ve
fiyat ıstatistikleri. bu konulann uzmanlarınca hazır-
lanması, yayımlanması tasarlanmış bulunuyor.
Çok olumlu bir tutumla tarihsel istatistiklere eğilen
DlE'nin, "güncel" istatistiklerin niteliğinin iyileştirilme-
sinde de aynı duyarlılığı sergilemesi kaçınılmazdır.
• • •
Bilimsel öğreti yeniden kanıtlanıyor. Türkiye'de 12
Eylül faşizminin amaçladığı "ya susturulmuş ya da
para ile satın alınmış" gençlık yerine. bunun tam an-
lamıyla karşıtı yaratılıyor: her türü yetkeye (otorite)
"bilinçli üref/m/e"başkaldıran yepyeni bir kuşak ge-
liyor. Başta yazın olmak üzere. hemen her alanda
"yeni biryaratıcı kuşak" su yüzüne çıkıyor.
Çiğdem Anat, "ideolojilerin gömüldüğü" yerden
amaçsızhk yoluna sapanları. "önlerine paralar seri-
lenleri" bir yana bırakıyor; "çatı altından" çıkarıyor
başını ve "Yürüyorum rüzgâra karşı" diyor.
Hiç kimsenın kuşkusu olmasın, bilgisayardan ge-
netiğe en son teknikleri "aklının aydınlığıyla" kulla-
nan ve değerlendiren, her kavramı, evet her kavra-
mı "neden" ilesorgulayan. her konuyu "önyargısız"
inceleyebilen. yalnız kullandığı araç ve gerecı değil,
insan ilişkilerini. aşkı, aileyi, gelıri, bölüşümü ve üre-
timi de özgürce ve "nesnel" alabilen bir kuşak, "uğ-
runa yaşanacak paradan başka değerlerın" var ol-
duğu bilinciyle geliyor. Bu kuşak, hem var olan ka-
ranlığı yaracak hem de ortaçağ öziemlerıni. donuk
tutuculuğu, ilkel bağnazlığı, insan aklını köleleştirici
önermelerı de kesinlikle yenecektir.
Çünkü gelen nesil birilerine ya da biryerlere "sığın-
mıyor": kendisi istediğince "yaratıyor".
İZMİR DEKİ ODA SEÇIMLERİ
Yaşar Grubu Ticaret
Odası'nda yenildi
İZM İ R (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-tzmir'dekiodase-
cimlerine ağırlıgını koyan
""»aşar Holdıng. Ege Böîge-
si Sanayi Odası'nda üstün-
lüğünü sürdürürken. İzmir
Ticaret Odası'nda bekleme-
dığı bir yenilgi aldı. EB-
SO'da 12 şirketiyle 9 ayrı
komiteye giren Yaşar Gru-
bu. İZTO Yönetim Kurulu
Başkanı Ekrem Demirtaş'a
karşı 4 meslek komıtesinde
liste çıkaran ya da çıkarılan
listeleri destekleyen Yaşar
Grubu buralarda yenildi.
Izmır'de oda seçimleri ol-
dukça hareketlı geçiyor.
EBSO ve İZTO'da yaşanan
hareketlilık İzmir Ticaret
Borsası'nda ise yenni din-
ginlığebıraktı. İZTB'deYö-
netim Kurulu Başkanlığf na
en büyük aday olarak Ha-
san Özmen gösteriliyor.
EBSO'yla başlayan se-
çim yarışlarında Yaşar Hol-
ding'in ağırlıgını koymaya
başlaması oldukça dikkat
çekti. EBSO'da Yaşar Hol-
ding. Akmaden. Pınar Ln,
YaıjarDışTicaret. Pınar Süt,
Tuborg. Altınyunus. Yaşar
Bılgi Işlem. Botaş. DYO Sa-
dohn Matbaa, DYO ve Sa-
dolın. Bayraklı Boya'yla
meslek komitelerine seçil-
dı. Yaşar Grubu'nun EB-
SO'daki bu ağırlığı hem yö-
netim hem de meclis baş-
kanlığı içın önemlı oldu
EBSO Yönetim Kurulu
Başkanı Selim Yaşar. bu ge-
lişmelerin ardmdan EB-
SÖ'da Şinasi Ertan'dan bo-
şalan meclis başkanlığına
gözünü diktı.
Bu arada meclis başkan-
lığına diğer bir aday da Ke-
nıal Çolakoğlu. Demir-Çe-
lık Vieslek Komıtesi'nden
meclis üyeliğı kesınleşen
Çolakoğl u, 12 yı Idan bu ya-
na EBSO'da çe^itli kademe-
lerde görev aldı. EBSO'da
yönetim kurulu başkanhğı
içın ikı isim geçiyor. Daha
önce yönetim kurulu baş-
kanlığt yapan ve 10 yıllık
süreyi doldurduğu ıçın ge-
çen seçimlerde aday olma-
yan MuratDemirer'le mec-
lis üyesi Aül Akkan. Yöne-
tim kurulu başkanlığı yarı-
şının bu ıki aday arasında
geçmesi bekleniyor.
Seçimler. İZTO Meclis
Başkanı Hasan Denizkurdu
ile Yönetim Kurulu Başka-
nı Ekrem Demirtaş'ın zafe-
riyle sonuçlandı.
Izmir'dekı odalar içinde
en sakin seçim ise IzmırTi-
caret Borsası'nda yaşandı.
Borsada Hasan Özmen'ın
yönetim kurulu başkanlığı-
na kesin gözüyle bakılıyor.
Bu arada meclis başkanı
Erol Baraz'a karşı lıste
çıkanlması dikkat çekti.