Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 1995 PAZAR
HABERLERIN DEVAMI
trumnık bırlıgınde
çelişkiler yunıağı
• Türkiye, AB ile gerçekleştireceği gümrük
birliği karannda öngörülen, tanımadığı Rum
yönetimi ile ticaret yapma ve KKTC jle
ticareti kesme zorunluluğu dayatan
maddelere uyma mecburiyeti bulunmadığını
savunuyor. AB yetkilileri ise, Türkiye'nın,
gümrük birliği belgesinde yer alan tüm
kararlara uymak zorunda olduğuna dikkat
çekiyorlar.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye ve Avru-
pa Birlıği'nin (ÂB) 1 Ocak
I996'da gümrük birliğine
geçmelerini öngören 6 Mart
karanna taraflann uyma zo-
runiuluğu konusuna. birlik
ve Ankara farklı yorumlar
getiriyor. AB yetkılilen.
Türkıye'nin gümrük birliği-
ne geçmesiyle birlikte 5 yıl
içinde üçüncü ülke olarak
Rum vönetimi ilede ıkili ti-
cari anlaşma yapması ge-
rektigi ve AB Adalet Diva-
nı'nın (ABAD) KKTC ile
ticareti yasaklayan karanna
uyma zorunluluğu bulundu-
ğunun altını çiziyorlar. Tür-
kiye ise. AB ile yaptığı 1963
tarihlı ortaklık anlaşmasın-
da yeralmayan. ancak güm-
rük birliği karannda sözü
edılen maddelere. çeşitli yo-
rumlar getirerek uymak zo-
runda olmadığını savunu-
yor.
Cumhuriyet e bilgi veren
AB kaynakİan. Türkiye ile
birlik arasında 30 ekımde
Brüksel'de yapılacak Ortak-
lık Konseyı toplantısında.
AB Komısyonu'nun. Anka-
ra'nın teknik acıdan mevzu-
ata uyum çalışmalannı ta-
mamladığına ve 1 Ocak
1996'dan itibaren gümrük
birliğine geçılmesı konu-
sunda bir sorun bulunmadı-
ğına işaret eden birrapor su-
nacağını sö>ledıler
Başbakan Tansu Çiller ile
Dışişleri Bakanı Coşkun
Kırca'nın. iki mıllet\ekilı
bulunan Millet Partısı'nden
(MP) azınlık hükümetine
güvenoyu alabılmek için
yayımladıklan 15 ekim bil-
dırısınde. gumrük birliği
belgesinde yer alan 16, 52
ve 64. maddelere Anka-
ra" nın uymayabileceği ve
bu hükümlerin değıştirilme-
si için AB'ye başvurulaca-
ğı savunulmuştu. Ancak
Kırca'nın giri^iminden ön-
ceden haberdar edilmeyen
Dışişleri Bakanlığı. önceki
günkü açıklaması ile geri
adım atarak Türkiye'nin bu
yönde bir başvuru yapma-
sının söz konusu olmadığı-
nı bildirdi. AB temsilcileri-
ne, bildirinin. iç politik he-
saplara yönelik olduSu ıma
edildi.
AB'nin. Türkiye'nin
gümrük birliğine geçmesi
karşılığında. Ankara tara-
fmdan tanınmayan Rum yö-
Tanker ve
netimi ile tek yanlı olarak
üyelik sürecıni başlatmasıy-
la sonuçlanan 6 Mart kara-
rında yer alan tartışmalı
maddeler şöyle:
Madde 16: Türkiye.
AB'nın 3. ülkelerle imzala-
mış olduğu anlaşmalara
gümrük bırliğine geçişten
itibaren 5 yıl içinde uyacak.
Gumrük birliği karannın
39. sayfasında yer alan ek
maddede. Türkiye'nin ter-
cıhli ticaret yapması gere-
ken ülkeler arasında "Kıb-
ns" olarak anılan Rum Yö-
netimi'nin de adı geçivor.
15 ekim bildirisinde ise. bu
uvumun otomatık olarak
yapılması zorunluluğu bu-
lunmadığı belırtilerek ulus-
lararası hukukta kimin de\ -
let olup olmadığını tayının
egemen devletlerin yetkı-
sindeolması nedeniyle Tür-
kiye'nin Güney Kıbns Rum
Yonetimi'ni tanımadığı
anımsatılıyor.
Madde 52: Türkiye'nin
çıkaracağı uyum yasalarını
belırleyen bu madde, takıp
eden ve 58 maddeye kadar
giden bölümleri ıçerivor.
Orneğin madde 55. madde,
Türkiye'ye, AB'nın ızleye-
ceği dış tıcaret politıkalan-
na uyma zorunluluğu getiri-
yor. Çiller ve Kırca tarafın-
dan imzalanıp yayımlanan
bıjdiride ise. Türkiye'ntn
16. maddeye karşı ortaya at-
tığı görüşlerin bu madde
için de geçerli olduğu savu-
nuluyor.
Madde 64: Ankara.
ABAD'ın KKTC ile ticare-
ti yasaklayan karanna. güm-
rük birliğine geçeceği I O-
cak 1996'dan itibaren uy-
mak zorunda. AB tarafın-
dan 16 Şubat 1995'te ya-
yımlanan bildınnın. "Kıb-
rıs'ın işgal altındaki bölge-
si" başlığını taşıyan 8. mad-
desi de, Türkiye'nin ABAD
karanna uyma zorunluluğu-
nu hükme bağlıyor. Çiller ve
Kırca'nın ortak imzasıyla
yayımlanan bıldıriye göre
ise, bu maddenin. gümrük
birliği karannın uygulan-
ması sırasında. Roma Ant-
laşması"yla(AB'nın "Avru-
pa Topluluğu" adı altında
kurulduğu anlaşma) ilişkıji
olarak yorumlanması ge-
rektığı savunuldu. Roma
Antlaşması'nda Kıbns ile
ilgili bir hüküm bulunmu-
vor.
geıniler de satılıyor
• Baştarafı 1. Sayfada
rütürken 5 DYP'li bakandan
oluşan ÖYK. arka arkaya
özelleştirme kararlan alıyor.
Resmi Gazete'nın dünkü
sayısında yayımlanan ÖYK
kararlanna göre Petrol Ofi-
si'nin, tanker, gemı ve ben-
zeri diğer varlıkları "satış
yöntemiyle" özelleştirile-
cek. Gemi ve tankerlerin sa-
tışıyla Türkiye'nin zaten za-
yıf olan gemi ve tanker var-
lıklan da elden çıkanlmış
olacak. Türkiye Cumhunye-
ti; deniz ticaret filosu ile de-
nizcilik sektöriinde. üç tara-
fı denizlerle çevrili Anado-
lu yanmadası üzerinde ku-
rulmuş olmasına karşın dün-
yanın en geri kalmış ülkele-
ri arasında bulunuyor.
TESTAŞ'adaonay
Kurul aynca, TESTAŞ'a
ait Aydın tesislerinin 1 mil-
yon 150 bin dolara Tayvan-
lı yatınmcı Cheng-Chung
Lee'ye satışına ılişkin kara-
n da onayladı. Lee. toplam
satış bedelinin 575 bın dola-
nnı sözleşme tarihinde pe-
şın, geri kalanını da 1 yıl
sonra, Libor (Ingiltere para
piyasalannda ABD Doları
için belirlenen ortalama fa-
iz oranı) artı 2.5 üzerinden
faizle ödeyecek. Vadeye
bağlanan borç tutan için fir-
madan banka kesin teminat
mektubu alınacak.
Karara göre TESTAŞ'ın
Aydın işletmeleri tüm gayri-
menkul ve makineleriyle
Türk mevzuatına uygun ola-
rak ve Özelleştirme tdaresı
Başkanlığf nın uygun göre-
ceği bir yapıda Lee tarafın-
dan kurulacak anonim şir-
kete devredilecek.
Lee. sözleşme tarihı itiba-
nyla işletmede çalışanlann
tüm kıdem. ihbar tazminat-
lan ile toplu iş sözleşmesi ve
lş Yasası'ndan doğan yü-
kümlülüklennı de üstlene-
cek.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
raya kiralıyor.
Sabaha karşı otel...
Yine aynı gecelerden bir gece. Ertesi
sabah, uyandı... Boş boş tavana, du-
varlara baktı...
"Neredeyim?"
Bir süre nerede olduğunu düşündü.
10 dakika, 15 dakika... Bir türlü otel
odasını algılayamadı.
Ancak yataktan kalkıp doğrulduktan
sonra Gönç Oteli'nin üst katlarında bir
odada olduğunu anladı...
O gün oteli terk etme, bir "ev" edin-
me kararı aldı.
Bir de akşamlan dışanda yemek da-
hil, gece yaşamına son verme...
Bu, gerçek bir yaşam... Uzun yıllar
DPT'de Bilsay Kuruç'la birlikte görev
yaptıktan sonra serbest çalışmaya baş-
layan Bekir Sinan Ermihan'ın yaşa-
mından bir kesit.
Bülent Ecevit'e, Göreme Sokak ya-
kınlığı da olan Ermihan'ın, Gaziosman-
paşa'da güzel bir bürosu var. Masası-
nın arkasındakı duvarı, Atatürk, inönü,
Uğur Mumcu ve Rıfat llgaz ın resım-
lerı dolduruyor.
Mümtaz Soysal, Bilsay Kuruç, Fik-
ret Ünlü bu büronun devamlılanndan.
Büroya ilgiyi arttıran, Ermihan'ın, artık
"ev"lenme kararı almasından sonra ye-
mek yapma merakına girışmesi ve öğ-
leyin bunu dostlarıyla paylaşması. Bir
süredir ara ara ben de büronun konu-
ğu oluyorum.
Ev ve Yalnızlık...
Tokat kebabı yapmak için Tokat'tan
"tokatsobası" getirtti. Perşembe günü
açılışını yaptık. iki gözlü bir soba, orta
kısmı boş. Üstte çengeller, şişleri ası-
yor...
Balığı Ankara'da rahat buluyor. Tere-
yağı Trabzon / Tonya'dan. Tulum pey-
niri izmir'den. Yumurta. beyazpeynır, Si-
nop'tan. Tarhana, Bolu - Abant yolun-
daki Yenicefelahettin Köyü'nden. Yeşıl-
lik çoğunlukla İzmir'den. Birgün, garaj-
dan sandığı alıp taksinin arkasına koy-
muş. Şoför sormuş:
- Abi bu otları hangi hayvan yiyor?..
Yemeğe davet edecek dost bulamaz-
sa sofraya oturmuyor. Böylesine içten
ve karşılıksız bir dostlukla çok zor kar-
şılaşıhr.
Ermıhan'dan, yemek yapma alışkan-
lığının öyküsünü dinlerken "Otel odası-
nı terk etme" karannda kilitli kaldım.
Otel odalan kişiliksizdir. Ne kadar lüks
ve temiz olursa olsun. Çıkacaksınız, az
sonra sizı hiç tanımayan biri ıçeri gire-
cek, her şeyınizı düzene koyup gide-
cek. Duvarların bir şey anlatması zor.
Her şey, ama her şey plastik kişiliksiz-
liğindedir.
Son altı yılda, üç kez kent değiştirdim.
Beş kez ev taşıdım. Her kent değiştiriş-
te bir süre otelde kaldım. Insanın otur-
duğu mekâna alışması, orada aradığı
kişıliği bulması kolay olmuyor. "Tamam"
diyorsunuz, "işteburadayaşanır"...Ay-
nhk.
"Yalnız yaşamak" deyişini kabul et-
miyorum. Daha dogrusu, "hane halkı"
kavramından başka bir şey değil.
Ben kendimi en çok, Kızılay'da soğuk
kalabalığı yarmaya çalışırken yalnız his-
sederim.
Bir vadi düşünelim. Çamlaria örülü.
Arada nehir, ıhlamur, ardıç... Bir tek de
çınar... Çınar yalnız mı?
Çınar, sadece kendisini "canlı" kabul
ediyorsa, evet. Değilse...
Suyu görmeden yüzmek...
Aynı şey ınsan için de geçerli. Insan
tek başına "insan" olamaz mı?
Olabilir. Ama toplum buna izin ver-
mek istemiyor. Basit bir örnek:
"Damsız girilmez."
Ne demek?
"Seni tek başına bir insan olarak al-
gılamıyoruz. Yanında karşı cinsten biri
olursa insansın."
Tümüyle bu uyarıyı yapanlan suçla-
mak da olanaksız. Insanlarımız tek ba-
şına "insan" olmayı başarsalardı, böy-
le bir durum da ortaya çıkmazdı belki...
Konuyu dağıtmadan "ev"e geiirsek...
Ben, akşam eve biraz erken gitmeyi dü-
şünmüşsem, ama gidememişsem,
kendi kendime hayıflanınm:
"Eve karşı ayıp oldu..."
Dünyaya bakışımızın belki de küçük
bir yansıması ev. Yurtdışında herhangi
bir kente gidişte de, orada yaşamış bir
yazann evinemutlakauğramayaçalışı-
nm. llk işim o kentte kimlerin evi var,
onu araştırmak olur.
Santiago'da Pablo Neruda'nın evini
unutamıyorum. Şili Üniversıtesi öğren-
cilerinin gönüllü olarak çalıştığı bir va-
kıf, evi sürekli canlı tutuyor. Odalarca,
binlerce kitap...
Moskova'da Tolstoy'un evi. 60'ında
bindiği bisiklet, el yazmaları... Ne kadar
sıcak...
Varşova'da Curi'nin deney tüpleri...
Satırlar, rahat anlatmayı satırlıyor. A-
ma, yaratabilirsek evimiz küçük bir yer-
yüzü. Insan yeryüzüne eklenmiş bir gü-
zellik...
Yani... "Insan birkayık, düşüncerüz-
gâr, bilgi yelken"... Tümünün toplamı,
doğa...
Insanın. evini. çevresıni, dünyayı yad-
sıyıp. "Her şey insan için yaratılmıştır"
demesi, bir horozun, "Ben ötmezsem
güneş doğrnaz" demesi kadar aptalca
değil midir?
Ev işi kötü. Nerelerden nerelere gel-
dik. Yaşadığı mekânı sevmesi insanı ço-
ğaltıypr. insandaki yaşam sevinci, için-
deki sevme duygusu ve çevresiyle bir-
likte bütünleşip ırmağa dönüşüyor.
Sevme ve sevecek bir şeyler arama
duygusu olmadan yaşamdan zevk al-
maya çalışmanın, suyu görmeden yüz-
meyi öğrenebileceğini ıddia etmekten
farkı var mıdır?
Memıır eylemi sağcı gösteriye döndüANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Kamu Çalışanları Sendıkala-
n Konfederasyonlaşma Kurulu'na
(KÇSKK) karşı sag görüşlü sendi-
kacılann kurduğu Türkıve Kamu
Çalı^anları Sendıkaları Konfede-
rasyonu'nun (Kamu-Sen), binler-
ce kışinın katılımıyla Kızılay'da
düzenledığı mitingde. memura da
ışçiye venlecek düzeyde ücret is-
tendi. Dev let güdümündeörgütlen-
mekle suçlanan Kamu-Sen'in. iş-
çı-memur dayanışmasını. "me-
murlan. işci sendikalannın peşine
takan köhnemiş ideoloji simsarlı-
ğı" olarak nıtelemesi dikkat çektı.
MHP bayrağı da açılan mitingde,
Başbaka'n Tansu ÇiHer ile CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
sembolık cenaze namazlan, "za-
linı hükümet" tabutuyla kılındı. Iş-
çıler ile KÇSKK'nin Ankara'daki
yasal eylemlerinı engellemeye ça-
lışan polis, Kamu-Sen'in yürüyüş
• Mitingde, Başbakan Çiller ile CHP lideri BaykaPın sembolik cenaze namazlan,
"zalim hükümet" tabutuyla kılındı. Mitingde, "Kahrolsun PKK", "Hükümet
güdümlü sendikaya hayır", "Sadaka değil, toplusözleşme", "Hükümet şaşırdı,
sabnmızı taşırdı" sloganları atıldı. İşçiler ile KÇSKK'nin Ankara'daki yasal
eylemlerinı engellemeye çalışan polis, Kamu-Sen'in mitingine müdahalede
bulunmadı.
ve mitingine müdahalede bulun-
madı. Türkiye Kamu-Sen'e bağlı 8
sendikaya üye binlerce kamu çalı-
şanı. dün saat 11,00'de Tandoğan
Meydanı'nda toplandıktan sonra
Kızılay Meydanı'na kadar yüriidü.
Yürüyüş sırasında. memurlar. sen-
dika yetkilılerinın yaptığı anons-
larla, Türk bayrağı dışında bayrak
çıkanlmaması ve sadece belirle-
nen sloganlann yinelenmesi konu-
sunda sık sık uyanldılar. Bir ara
açılan MHP bayrağı da uyan üze-
rinekaldmldı. "Hükümet güdüm-
lü sendikaya hayır". "Sadaka değil,
toplusözleşme". "Işte memur. işte
scndika" '•Hükümet şaşırdu sab-
nmızı taşırdı" ~Memurunoyu,ik-
tidar >olu™ sloganlarıyla Kızılay
Meydanı'nda toplanan çalışanlar,
Baykal ve Çıller'in temsili cena-
zelerini kaldırdılar ve enflasyon
canavarını canlandırdılar.
Kamu-Sen Genel Başkanı Ali
Işıkiar. Çiller'in üslubunu anımsa-
tan mıting konuşmasında. sık sık
sorular yönelttiğı memurlara söz-
ler verdirdı. Şehit polise, askere,
öğretmene ve törer mağduru yurt-
taşa sahip çıkmayanlann. terör çe-
telerinin ailelerine taziyelerde bu-
lunduğunubelirten lşıklar'ın "Bö-
lücülere söz hakkı vermek için > ır-
tındılar" sözlerine. memurlar.
"Kahrobun PKK" sloganıyla kar-
şılık verdiler "Sendikal gücü" ol-
duğu gerekçesiyle işçiye. memu-
run üç katı ücret venldiğıni kayde-
den Işıklar. şunlan söyledı: Türk-
Iş'le Başbakanlık Konuru arasında
bakanlar mekik dokudular. Sıra
memura gelince kılı kırk yardılar.
Niyetimiz kırmak, dökmek. yık-
mak vebozmak değildir. Bizim mü-
cadelemiz hak arama mücadelesi-
dir. Bazı sahte sendikacılar gibi SH
nıf mücadelesi. ikridar mücadelesi
yapma>acağız. Memur e> knıinde,
memur katiliSıbel Yalçın'ınposte-
rini tasıvan bedhâhlardan olmava-
cağız. Işçilerin üçte biri kadar ma-
aş alan memurian. işci sendikala-
nnın peşine takan köhnemiş ide-
oloji simsarlanna ûrsat vermeve-
ceğiz."
Işıklar'ın konuşmasının ardın-
dan Çiller ve Baykal'ın temsili ce-
naze namazlan kılındı. İmamkıya-
fetı gıyen bir kışinın "Harunkişi ve
erniyeti"nesözcüklenyle başlattı-
ğı namazda yönelttiğı "Merhum
\e merhunıcvi nasıl bilirdiniz?**.
"Hakkınız helal olsun mu?*\ "Ne
zaman deftıedeceğiz" ve "Nereye
defnedeceğiz" sorulanna. memur-
lar. "Memur düşmanr. "Haram
olsun". "Secimde" ve "Sandtğa"
yanıtlannı verdiler.
Polisin. işçi ve memur eylemle-
nnin aksine müdahalede bulunma-
dığı yürüyüş ve miting olaysız bı-
çimde dağıldı.
Ermenistan Parlamento Başkanı Ararxyan Türkiye'de
4
Türldye-Ermenîstan suuıi açılsın'
LEYLA TAVŞANOĞLU
Ermenistan Parlamento Başka-
nı Papken Arantyan, "Türkiye ile
Ermenistan arasındaki iüşkilerin,
üçüncü bir ülkenin Türkivc ile olan
ilişkilerine baglanmaması gerekti-
ğinin altını çizmek istiyorum" de-
di. Ararxyan, bu sözlenyle Türki-
ye ile Ermenistan arasındaki sını-
nn açılmasının Azerbaycan'la iliş-
kilerin düzeltilmesi koşuluna bag-
lanmaması gerektiğinın mesajını
verdi. Ermenistan Parlamento
Başkanı. Türkiye'ye bir zeytin da-
lı uzatarak anayasadan 1915 tari-
hinin soykınm yılı olduğu ibaresi-
nin kaldınlması konusunda da,
"Devlet politikasını tarihin üzerine
bina etmek v anlıştır. Biz bunu yap-
mak istemiyoruz" dıye konuştu.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Parlamenter Asambleleri (KEİPA)
dönem başkanı olarr Ermenistan
Parlamento Başkanı Ararxyan, üç
gün önce Istanbul'a geldi. Cuma
akşamı da Kumkapı'daki Türkiye
Eımenileri Patrikhanesi'nı ziyaret
etti. Patrikvekilleri veErmenice-
maatinin ileri gelenlerinin de ha-
zırbulundukiarı resepsıyonda Pat-
rik Karekin Kazancıyan. Ermenis-
tan Parlamento Başkanf nagümüş
bir tabak armağan etti.
Konuklara şarap, peynir ve ka-
nepelenn sunulduğu resepsıyonda
Patrik Kazancıyan. "Sovyetrejimi
sırasında, Ermenistan 70 vıl inim
inim inledi. Bugün din \e \icdan
hürriveri açısından yeni oluşumu
alkışliyorum" dedi.
Parlamento Başkanı Arancyan
da Türkiye ile Ermenistan arasın-
daki sınır kapılannın hâlâ kapalı
olmasının "ilişkilerianormalleştir-
diğini" vurguladı. Ararxyan ko-
nuşmasında Ermenistan'da son bir
yıldırmeydanagelen ekonomik ve
siyasi gelişmeleri anlattı
Daha sonra Cumhuriyet'in so-
rulannı yanıtlayan Ennenıstan
Parlamento Başkanıyla görüşme-
miz sorulu- yanıtlı şöyle gelişti: .
- 5 temmuz seçimlerinden sonra
yapılan anayasadeğişikliğindeçok
önemli bir unsur yer aldı. Anaya-
sanın birinci maddesinden 1915 ta-
rihinde soykırım vapıldığı ibaresi
çıkanldı. Buna neden gerek görül-
dü?
Ararxyan - Anayasanın birinci
maddesinde, Ermenistan'ın ba-
ğımsızlık açıklaması yer alır. Bu
ıbare, 23 Ağustos 1990 yılındaki
Ermenistan'ınbağımsızlıkaçıkla-
masından alınmıştır. Dolayısıyla
anayasayı 1990 açiklamasından
ayn mütalaa edemezsiniz.
- Ama şimdi anavasada bu iba-
re açıkça yer almıyor. Belki zım-
nen yer alıyor.-
Aramyan - Evet. Devlet siyase-
ti içinde biz sadece devletin çalış-
ma mekanizması ve siyaseti üze-
rinde durduk. Biz şu andakı işlev-
sel anayasa üzerinde durduk. Bu-
nu eskiye. tarihe dayandırmıyoruz.
- Erivan'daki siyasilerin," Biz ar-
tık tarihi. birtakım ülkelerle yaşa-
nan olaylan yeniden hatırlamak is-
temiyoruz. Bu olaylan değerlen-
dirmeyi tarihçilere bıraktık" gö-
riişünde olduklannı öğrendik. Bu
göriişleri nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
Ararx>an - Biz tabii ki tarihi
unutamayız. Ancak, devlet polıti-
kasını tarihin üzenne bına etmek
• Ermenistan
Parlamento Başkanı,
Türkiye'ye bir zeytin
dalı uzatarak anayasadan
1915 tarihinin soykınm
yılı olduğu ibaresinin
kaldınlması konusunda,
"Devlet politikasını
tarihin üzerine bina
etmek yanhştır. Biz
bunu yapmak
istemiyoruz" diye
konuştu.
yanhştır. Biz bunu yapmak istemi-
yoruz. Bugün iki taraftan ilişkile-
ri sağlayan kişiler tarihi çok iyi
tahlil etmeliler.
Bu diyalog süreci içinde biz ger-
çekleri bulabiliriz. Bizim halkımız
için tarihi unutmak çok zor. So-
nunda hem Ermenistan hem Tür-
kiye halkının, tarihi birlikte değer-
lendirmeyi öğreneceklerine inanı-
yorum. Tarihimizde hem ağır hem
de çok güzel sayfalarımız var.
Bunlan yerli yerine oturtmayı bi-
leceğiz.
-Türkiye ile Ermenistan arasın-
daki ilişkiler belli bir yumuşama
dönemine girdi. Ancak Türkiye,
Ermenistan'la smırtann açılması
için Azerbavcan'la ilişkilerin dü-
zeltilmesini koşul olarak öne sürü-
vor. Bu konuda herhangi bir mesa-
fe alındı mı?
Arantyan - Bir kez daha, Er-
menistan'la Türkiye arasındaki
ilişkilerin, üçüncü bir ülkenin Tür-
kiye ile olan ilışkilenne baglan-
maması gerektığınin altını çizmek
istiyorum. Bundan sonra ıkili iliş-
kilenmızi hep üçüncü ülkelere en-
deksleyeceksek o zaman yapmak
istedıklerimizi hiçbir zaman ger-
çekleştiremeyeceğiz demektir.
Bunun tersine. Türkiye ile Er-
menistan arasındaki iyi bır diyalog
üçüncü ülkelere iyi bır etki yapa-
caktır. Bu yüzden biz. ıkı ülke ara-
sındaki sınırlann açılmasını des-
teklıyoruz. Amacımız ilişkilerin
ivedilikle başlaması. Aksi halde
biz rehin statüsünde kalıyoruz.
Bizim Türkiye'ye çok somut
önerilerimız var. Istanbul'da iki
gündür yaptığımız temaslarda da
bu önerilenmizı yeniledik. Son bir
yıldır Karabağ'da süren ateşkes.
ikili ilişkilerin yumuşamasına hiç
kuşkusuz iyi etki yapıyor. Ancak
bu ateşkesten önce de. "Biz bu iki
sorunu birbirinden ayırmayı öğ-
renmeh'viz'* dedık.
Teklıfımizçokaçık. Diyoruzki:
Biz ıkı ülke arasındaki ilişkilerin
ivedilikle en ileri düzeye getiril-
mesi için çaba harcamaya hazmz.
Bu. diplomatik deSil: açık. somut
bırteklif
Bu gıbi ilişkilerin kurulmasının
bizim çıkanmıza olduğunu biliyo-
rum. Bunuda gizlemiyorum. Ama
bunun Türkıye'nin çıkanna oldu-
ğunun da bilınci içindeyim. tkı ül-
kenin hiçbiri böyle bir ilişkide
kendi ödün veriyormuş gibi bır
duyguya kapılmamalı. Cünkü bu.
olumlu ve iki tarafm da çıkanna
olan bir ilişkidir.
'Basını ;
savumnada *
güçlük
çekiyoruz'
• Baştarafı 1. Sayfada
leniyor, basın da bundan
fa/lasıvla nasibini alıyor"
dedi.
TGC'nin yazılı açıklama-
sında. başına sağduyoı ve so-
rumluluk çağnsı yaparak
söz konusu yayınlara hemen
son verilmesi istendi ve ba-
sının savıınulamazbirduru-
ma geldiği belirtildi.
TGC açıklamasında. son
günlerdeki bazı gazeteler.
arasında eleştiri sınırlannı*
aşan v e kişilik haklanna ağır •
saldın boyutlanna varan ya-
vınlann gazetecilık meslek
ilkeleriyle bağdaşmadığı
anımsatılarak, "Bu saldın-
lar, genelde basımn sav gınü-
ğı, güveniliriiği. ciddiveti
üzerinde onanlması güç ya-
ralar açmaktadır. Tasvip
edüemezlik bovutlan gide-
rekendişe verici duruma ge-
len, ölçünün kaçırıidığı göz-
lemlenen bu \a> ınlar. yalnız-
ca sahiplerine değiL tüm ba-
sına /arar vermektedir" de-
nildı
Açıklamada. söz konusu •
v ayınlar üzenne kamuoyun-
dan cemıyete gelen üzüntü
ve tepkilenn de pay laşıldığı*
kaydedilerek özetîe şu gö-^
rüşlereyer verıldı:
-Ama açıkça itiraf etmeli-
yiz ki. bu mesleğin onurlu,'
vakur bir örgütü olarak ar-
tık basını savunmakta güç-
lük çekiyoruz. Bugün hiç de
hoş karşılanmavan ve basın
için viiz kızartıcı suçlamala-
nn kav naklandığı promos-
>on yanşı konusunda TGC
ay lar önce birçok kez uyan-
dabulunmuş,promosyonun'
bir tanıtım aracı olarak ma-
kul ve başına yakışır ölçüler
içinde tutulması gereğini
vurgulamış. promosyon ne-
den i\ le zaman zaman görü-
len tartışmaların tehlikesine
dikkat çekmişti. \ma ne ya-
zık ki bu uyanlarımız ne ba-
sının büyük bir bölümü ta-
rafından ne de kamuoyunca
dikkatealınmışn. Bugün ge-
linen noktada, basımn say-
gınlığını korumada mes-
lek ilkelerine bağlı. kişilik
haklanna saygılı tüm üye-
lerimize görev düştüğünü
bir kez daha aaımsatıyo-
ruz. Söz konusu uygunsuz
yayınlar nedeniyle sağdu-
yu ve sorumluluk çağnsı
yapıyor. bu yayınlara he-
men son verilmesinin ge-
reğine inanıyoruz."
ABD'nin
Kıbrıs
• Baştarafı 1. Sayfada
adada iki kesimli. iki top-
lumlu bir federal Kıbns'ın
kurulması ıçın pek çok ko-
nunun çözülmesi gerektiği-
ne işaret edilıyor. ABD'nin
6 madde halınde sıraladığı
"çözülmesi gereken sorun-
lar" arasında, AB'ye üye-
liğin de. Kıbns konusunun
çözümü içinde görülmesi
gerektiğine ilişkin bölüm
de yer alıyor.
Denktaş, Türk toplumu-
nun da yer alacağı federal
bir Kıbns cumhuriyetinin.
ancak "Türkiye ile birlik-
te'" AB'ye üye olabilece-
ğini belirtiyor. İlk başta
Denktaş paralelinde izle-
diği politikayı bir süre ön-
ce esneten Ankara, federal
bır Kıbns'ın birliğe üyeli-
ğinın. Türkiye'nin AB'ye
tam üyeliğı için venlecek
güvence karşılığında kabul
edilebileceğini açıkladı.
Türkiye, AB ile 1 Ocak
1996'dan itibaren gümrük
birliğine geçme karşılığın-
da. birliğin Rum Yönetimi
ile tek yanlı olarak, tam
üyelik yolunda attığı adım-
lan önleyemedı. Böylece
BM'nin gündemine fede-
ral Kıbns formülüne
AB'ye üyelik konusu da
girmiş oldu. ..
'Vefa Düşünce
Platformu'
kuruldu
İstanbul Haber Servisi - Vefa Lisesi
mezunlan.Türk düşünce yaşamım
geliştirmeyi amaçlayan 'Aefa Düşünce
Platformu"nu kurdular. Plarfi>rmun
ilk toplantısında konuşan İstanbul
Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sakin
Öner, platformun amacının
anaokulundan üniversiteye kadar
eğitim kurumlan oluşturmak ve
2000'li yıllara eğitilmiş insan gücü
yetiştirmek olduğunu söyledi.
Toplantıya. güldürü oyuncuları
Müjdat de/en. Kemal Sunal ve Şener
Şen^azeteci Uğur Dündar ile eski
külrür bakanlanndanAnkara
Millervekili Tınaz Titiz gibi ünlülerin
de aralannda bulunduğu birçok Vefa
Lisesi mezunu katıldı.
RP Genel Başkanı Erbakan, Elmalıdere tesislerinin temelini attı
'CHP, ÇillerH köle gibi kullamyor'
İstanbul Haber Servisi - RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan, U
CHP
denen; laiklik adına din düşmanlığı
yaparak halkın nefretini kazanan ve
5. sıralara düşen parti, Tansu Çiller'i
bir köle gibi kullanıyor" dedi. RP
lideri Necmettin Erbakan, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Su ve
Kanalizasyon ldaresi (İSKI)
tarafından ihale edilen, "Yıldız
Dereleri 2. Kademe İçmesuyu Temin
Projesi"nın 1. adımı olan Elmalıdere
tesislerinin temelini attı. Törende
konuşan Erbakan, DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller ve CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'ın "son
danslanm" yaptıklannı öne sürdü.
Erbakan, şöyle konuştu: "CHP
denen; laiklik adına din düşmanlığı
yaparak halkın nefretini kazanan ve
5. sıralara düşen parti, Tansu Çiller'i
bir köle gibi kullanıyor. Seçim
sistemini değiştirmek istiyoriar. Çiller
• İSKİ Genel Müdürü Veysel
Eroğlu, keşif bedeli 500
milyar lira olan Elmalıdere
tesislerinin 1997
Temmuzu'nda
tamamlanacağmı söyledi.
Hanım. ne emir verilirse hepsine
'başüsrüne' diyecektir. Bunlar
bitmiştir. Son çırpınışlannı
yapıyoriar. 'Kadavra üzerine politika
yapmam' diyen Çiller Hanım, Baykal
emir vermiş. Menzir'i görevinden
uzaklaşnrmışrır. Gözümüzün önünde
bir trajedi gerçekleşmektedir."
Erbakan, CHP'nin 3 millervekili
daha fazla çıkarmak için seçim
sistemini değiştirmeye çalıştığını
iddia etti. Erbakan. ülkede en önemli
meselenin hükümet değil. seçim
kanunu olduğunu söyledi. RP'li
belediyelenn başarılı çalışmalar
yaptığını. hükümetin yatınmlanndan
daha fazla yatınm
gerçekleştırdıklerinı ileri süren
Erbakan. "Daha önce yolsuzluğun
sembolü olan ve halkın riksindiği
İSKİ de başarılı bir şekilde
çalışmalannı sürdürüyor"' dedi.
Törende konuşan İstanbul
Büvükşehır Beledive Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan da. "bitmiş
tükenmiş" denilen belediyeyi
devraldıktan sonra. başanh
çalışmalanyla "aydınlık yannlara"
doğruyürüdüklerinı söyledi. İSKİ
Genel Müdürü Veysel Eroğlu da keşif
bedeli 500 milyar lira olan
Elmalıdere tesislerinin 1997
Temmuzu'nda tamamlanacağmı
söyledi. Eroğlu. 4 derenin ıslah edilip
Terkos'a akıtılmasını amaçlayan
proje gerçekleştiğinde. tstanbul'a
yılda 96.4 milyon ton su verileceğini
sözlerine ekledi.