04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18EKİM 1995 ÇARŞAMBA 12 KULTUR Mahler'in 8. Senfonisi'ni yöneten İDOB müzik direktörü Michel Sasson: Yaşamıtn boyunca lisld göze alchm AYŞEN ATASİR 35. kuruluş yılını kutlayan Istanbul Dev- let Opera ve Balesi, 1995-96 sezonunu 5 ekım akşamı Avusturyalı bestecı Gustav Mahler'in 8. Senfonisi ile açtı. 8 solıst. 2 ko- ro ve orkestradan oluşan yaklaşık 400 kişi- lik sanatçı kadrosuyla. 8. Senfonı. Türki- ye de ilk kez seslendirildi. Ilk yorumu. 1910 yılında Mümh'te yapı- lan eser için Mahler. "Bestelediğim en büyük yapıt bu. İçeriği \ e biçimi > önünden öylesine değişik ki, anlatılması uzun sürer. Sanki tiinı evren bu şarkıda birleşti. Öyle bir an getiyor ki artik insan seslerini duymuyor. gezegenle- rin kendi yörüngelerinde döndüklerini sezi- yorsunuz" demekte Çeç romantık dönemin en önemlı temsılcılerinden biri olarak kabul edılen Mahler (1860-1911), senfonık mü- zikte Beethoven'dan sonra insan sesini kul- lanan ilk bestecı 8. Senfonı. Mahler'in ol- gunluk döneminın en yüksek noktasında verdığı bir eser Baştan sona insan sesıyle örülü olması nedeniyle. bazı uzmanlarca oratoryo olarak da yorumlanıyor. İnsanın tann ıle kurduğu sevgı bagını, tannya ulaş- ma çabasını ve özlemını anlatan bu mıstık eserhakkında orkestra şefı Michel Sasson'lj söyleştik - 8. Senfoni neden 'Binler Senfonisi' ola- rak anüıyor? SASSÖN - Senfoninin Mahler tarafından yönetılen dünya prömiyerinde yaklaşık bın kişi varmış. 850 kı>ihk 4 koro ve orkestray- la beraber sahnede çok büyük bir sanatçı grubu bulunuyormuş. Seyircılerden bıri de üşenmemiş. saymiş. Sayı yaklaşık bın eiva- nnda bulununca. basın ve halk da senfonı- ye derhal •'Binler Senfonisi" adını vermış. Ancak. Mahler bu yaklaşımdan kışısel ola- rak hıç hoşlanmaz. Öncelıkle kendi. bin sa- natçının yer alacağı bir senfoni bestelemeyı özel olarak planlamamış. Sonra da, bir sen- fonınınbın kişilik birgruplaanılması.sınır- landırılması yorum açısından da çeşitli zor- luklar getırir. - Peki. 8. Senfoni bin kişiden de fazlasıy la sahnelenebilir miydi? SASSON - Olâbılirdi. Mahler'in esennı seslendirmek ıçin seçtiği yer bu sayıyı kal- dırabilırdı. Bu ılk konserle beş bın kişiye ulaşabileceği denli büyük bir salon kirala- mıştı. Bunu tercıh ctmedı. Zaten Mahler'e ilışkin hıçbir belgede bu senfoninin mutla- ka bin kişı tarafından seslendırilmesi gerek- tiği ileri sürülnıez. Boston Senfoni Orkest- rası'yla geçırdiğım20yıl boyunca8. Senfo- ni'yi dünyanın değişik başkentlerindedefa- larca seslendirdik. Ama en fazla 400-500 ki- şiyle sahneye çıktık. İstanbul'un Mahler müziği) le tamşmas) için uygun zaman gelmişti. İstanbul. 8. Senfoni'yi bence hak ediyordu. Ama elbette, büyük bir risk olduğunu da kabul ediyoruni. Bürünhayatım boyunca riskleri göze aldını. Insanlar olağanüstii bir çabayla e> lerinde dahi çalışarak bu eseri çıkardı. Seyirci nefesini tutarak dinledL Mahler. New York'ta, Boston'da. Milano'da olduğu gibi İstanbul'da da ay nı ilgiyle karşılandı. Bunu tstanburda yaşamak mükemmeldi. I Fotoöraf" DEVRlMBARANl La Scala 'nın en verimli orkestra şefı İstanbul Deıiet Opera ve Balesi 'nın 1995-96 sezommda müzik dırekıöriüğünü listleneıı Amenkalı oriceslıv seti Michel Sasson Teatro Alla Scala nın 12 vıl boyunca sefliğini iistlennus hir müzik adamı ve Avnıpa nın en başanh orkestra şeflennden bın olarak lanımvnı: Sasson, 1979yılında La Scala Opemsı'nduki görvvıne atundığından bu yana Avnıpa 'nın pek ç ok önemlı opemlanııda ve hı'hiik orkestrulanndagöre\aldı. Sanatçı. halen Bonn Opera House'dakı "erste keppelmeister "(birina şej/ olarak mıizık kanyerim sürdürmekte veKatanyadaki Teatro Bellıni nin openı sezomı geleneksel açılış konserlerinde \ er ahııaha. Michel Sasson, miiziğe 8 yıifinda, Kahire Senfonı Orkesırası de bııiikte Klendelssoim ıın "l ıvolin Konçerto\u "nu vonımlaycımk başladı. Parıs 'te \tulia BoıılangerileçalışanSasson. Conservutoitv \utıonaldeMusıaııeden iistün ba^anyla nıezıın oldıı ve Boston Senfoni Orkestrası nda. 'orkestmya kabul edılen en genç müzısyen olnıu başunsını goslererek vıyolomst olaıvk çaltşmava başladı. Orkestra sefhğıne 1965yılında kunıcıısııolduğu \e\vton Senfonı Orkestıvn nda başlavun Sasson. Boslon 'ıın üç önemlı orkestrasının (Bıvtkton Symplumy. Boston Civic Symphony ve Boston Ballot ıın) müzik direktöıiüğiinii lisllendı La Scala Openası nda 12 yıl sürecek oıiestnı sefliğme atanan sanatçı. bu siireboyuncaBernsiein. Gitılini. Mııtı. \faazel \e Abbadon'Ia birlikte gerçekleştınlığı özelpmjeler de dahil olmak üzeıv. her lezonda vuklasık 41) \apita ımzasını aıa/vk, La Scola nın lanhine en verimli orkestra şeflennden bın olaıuk geçtı. - İstanbul'da 8. Senfoni'yi kaç kişilik bir sa- natçı grubu seslendiriyor? SASSON - Ikı koro. orkestra \e solıstler- le yaklaşık 400 kışi katıldı Bence 400 kişi- lik bir grup 8. Senfonı ıçın son derece yeter- lı. Üstelik, en fazla 1.300 kışınin izleyebıle- ceği bir konsersalonunda sahneye bin kişiy- le çıkmak hem çok zor hem de çok mantık- sız. Aynca bu senfonin ıcra edıldiği opera ve konser salonu sahnelerinin hiçbırinde bın ki- şiyi alacak yer yoktur. - Daha önce Mahler seslendirdiniz mi? SASSON - Evet. 8 yıl önce Scala'da Das Klagende Lıed \e 10. Senfonisi "ni seslendır- dım. Da^ Klagende Lied de iki koro için ya- zılmıştır. Scala'nın 97 kişilik büyük orkest- rası 58 kişilik dış orkestrası. ıkı koro. çocuk korosu ve solistlerle beraber büyük bir sa- natçı grubu bulunuyordu. Bir efsaneye da- yanan hikâye aslında Mahler'in kendi yaşam öyküsüdür. Mahler, yaşamı boyunca erkek kardeşinin ölümünden kendini sorumlu tu- tar. Bu. onun 1" yaşinda yazdığı ılk eseridir. Esenn Italya prömiyerini Scala'yla birlikte gerçekleştırdım. Bundan önce de, Amerika prömiyenni Boston Senfoni Orkestrası"yla gerc.ekleştırmıştık. - istanbul Devlet Opera ve Balesi Orkest- rası'nın bu y ılki programı oldukça ağır. Vek- ta Kara'y la Türkiye*de ilk kez seslendirilecek eserleri programa aldınız. Özellikle8. Senfo- ni oldukça iddialı bir yapıt. Bu programa na- sıl karar verdiniz? İdeaüst gâzetecîler çok azaldı' M. AZtZ EKREN Şehır Tiyatrolan'nda Recep Bilginer'in "Gazeteciden Dost" ısımlı oyunu sahnelen- meye başlandı. İlk kez 1962 yılında tstan- bul Şehir Tıyatroları izleyicılerinin karşısı- na çıkan bu komedi Recep Bılgıner'in sah- nelenen ilk oyunu. Bırgazetenın Ankara bü- rosunda geçen oyunda. Büginer. devleti yö- netenlerin ve çıkarçevrelerinin. kendi kişi- sel hırs ve zaafiannı etkın bir biçımde nasıl kullandıklannı ırdelıyor - "Gazeteciden Dost" 1961-62 yılında İs- tanbul Şehir Tivatrolan'nda sahnelenmişti. Oyunu bugüne uyarlamak için herhangi bir değişiklik yaptinız mı ? BILGİNER- Içerik olarak hiçbir deği- şiklik yok. Zaten Gazeteciden Dost'un bu- gün Şehir Tiyatrolan'nda oynanma sebebı. sanki günümüz için yazılmış olması. Olay birgazetenin Ankara bürosunda geçıyor Bu büroda çalışan bir kız. bakıyor ki. başka bir yerde ış bulması mümkün değil. genel ka- lem ınüdüründan bakana kadar nasıl etkı ya- panm dıyerek bunların yollannı anyor. So- nunda genç kız Ticaret Bakanı'nın sevgilı- si oluyor. Onun Ticaret Bakanı üzerinde et- kısı olduğunu hısseden bır işadamı. kendı- sine çıkar sağlamaya çalışıyor. Böyielıkle bır 'dalavere agı' kuruluyor. Gazetecı de ola- yınıçıneçekılmeyeçalışılıyor. Öncelenga- zeteci aralanndaymış gıbi görünürken daha sonra teklıfedilen paraları reddedıyorve bu haberigazetesındeyayımlamaya karar veri- yor. - Oyunu yazdığınız tarihten günümüze ka- dar bu 'dalavere ağı'nda nasıl bir değişiklik oldu? BİLGİNER- O dönemden bugüne. dev- let çarkındaki bu dalavere ağı daha da ge- nışledı. O zaman tek ışadamının yaptığı yol- suzluğu bugün herkes yapıyor. Bır de ben. o dönemdekı gazetecıyi çok ıdealize etmi- şım. Bugun o tür gazeteciler var ama sayı- lan çok azaldı. Oyunda, ıçinızde bır umut ışıgının var ol- duğu. gazetecinın teklıfedilen parayı reddet- • Şehir Tiyatrolan'nda "Gazeteciden Dost' isimli oyunu sahnelenmeye başlanan Recep Bilginer. oyundaki o dönem gazeteciyi çok idealize ettiğini, artık bugün idealist gazetecilerin çok azaldığını v urguluyor: Günümüzde medya sansasyona dayalı gazetecilık yapıyor. Bugün gazetecilik insan değerine dayanmıyor, promosyona davanıvor." mesınden anlaşılıyor - Bugün de gelecekten umutlu musunuz? BtLGİNER- Bugün ıçımdeki umut ışığı gençler. Bütün olumsuzluklara rağmen mes- leğını bir ideal uğruna gerçekleştiren genç gazetecilerden umutluyum. .\ma bu gençler. ıleride gazetenın üst kademelenne veya et- kilı belırlı noktalara gelırlerse ne olur' Bu toplum. bu yönetım düzenı, bu pıs çark ne dereceye kadar onlan bozar bilemıyorum Ayrıca ben bu yaşımda umutbuz olursam ömrüm çabuk biter. Lmutsuz degılim çün- kü daha yapacaklanm. söy leceklerim. yaza- caklanm. görmek ıstediklerim \ar - Günümüzde basının dunımunu nasıl bu- luyorsunuz ? Promosyon, tirajlan nasıl etki- liyor ? BİLGİNER-Günümüzde medya sansas- yona dayalı gazetecilik yapıyor. Bir olayın ıçyüzü iyı araştınlmıyor. Bugün gazetecilik insan değenne dayanmıyor. promosyona da- yanıyor Gazeteler bız şu kadar gazete satı- yoruz dıye öv ünüy orlar. Aslında onlar gaze- te satmıyorlar, kupon satıyorlar. - Gazeteciliğin insan değerine dayanması nasıl sağlanabilir ? BİLGİNER-Genç gazeteciler ideallere yönelmelı Bu ıdeallerdüzenı daha işlerdu- ruma getirmeli. Ben bu konuda genç gaze- tecileri fazla suçlamıyorum. Kendi çalıştık- lan gazetelerde. üst düzey yöneticiler. bu çabayı göstermezse genç gazeteciler ne ya- pabılırlerki'' - Geleceğe ilişkin yeni bir pmjeniz %-ar nu? BİLGİNER- Bir idealist olarak ışe baş- layan. belkı yazarlık sevıyesine gelen birti- pi oyunlaştırmak için çalışıyorum. Tabıı bı- raz onun idealınden dönmesıni. bır tarafın ucundayken başka bır tarafın en ucuna ge- lıp batağa saplanmasını ırdelemek ıstiyo- rum. Suçu sadece kendi ıradesızhğinden ve- ya karakter bocalamasından kaynaklanma- dıgını. toplumun da onu bu yola ıttıgini dü- şünüyorum. Çünkü kendini belirli bir ideale verenler. sıkıntılara. hapıslere katlanıyorlar. Kurşunlara hedef olmak korkusu ile yaşıyor- lar Aılecegeçimsıkıntısıçekiyorlar. Idealist insanlar. bırtakım ımkânlarveolanaklarön- lerine konulduğu zaman. yavaş yavaş geç- mışteki ideallerini unutuyorlar. - Birey olarak idealist insanlar direnemez- ler mi ? BİLGİNER-Bıreyın dırenmesı gerekır. ama toplumun etkisinı inkâretmemek gere- kır. Dırenenler. başta L'ğur Mumcu olmak üzere. kurşunlara hedef oluyor. Bıreylerin dirençlerı. ilkelere bağlılıklan önemli. Nice Atatürkçülen görüyorüz. nice ileri aşamada- kı solcuları da görüyorüz. Hepsı birer hol- dıng adamı. holdıng övücüsü oldular. Ken- dılerının eskıden göklere çıkardıklan ilke- len çığniyorlar. Bunlar gençler için çok kötü örnekler. Kurşunlara rağmen. hapislere rağmen dire- nen gazetecıler de var. Hapislerde çürüyen pek çok yazar. aydın var Bu. Türkıye düze- nınındengesizliğınden veTürktoplumunun duyarsızlığından kay naklanıyor. Türk toplu- mu bır iki gösten ve protestodan sonra her şeyi unutuyor. Demokratikvesosyalkültüreksikliğımiz var. Aslında uygarlık eksigimiz var. Çünkü demokrası kültürü uygarlıktır. SASSON-Bence. îstanbul'un Mahlermü- ziğıyle tanışması ıçin uygun zaman gelmiş- ti. Mahler. çok zeki ve evrensel bır müzis- yen. Eserlerini ruhuyla besliyor. Bence tüm bestecıler ıçinde oldukça aynealıklı bır ye- re sahip. İstanbul, 8. Senfoni'yi bence hak ediyordu. Öncelıkli görüşüm bu. Ama elberte. büyük bir risk olduğunu da kabul edıyorum. Bütün hayatım boyunca riskleri göze aldım. Mesela daha önce. Bos- ton Senfoni Orkestrasf nda 2 şef olarak son derece güvenli bır pozısyonum vardı. Dün- yaca ünlü tüm şeflerle yakın ilişkiler için- deydim. Derken. ClaudioAbbado. 4 temsil için be- ni Scala'ya davet ettı. Stravinski'nin daha önce hiç seslendirmedığım çok zor bır ese- ri. "Bahar AyinTni hazırlamam gerekıyor- du. Büyük bir nskı göze almahydım. Her- kes çıldırdıgımı söyledı. Boston Senfonı Or- kestrası müzik direktörü. ya böy lesı bir rıs- ki göze alacağımı ya da bir süre daha 2. şef olarak kalmam gerekeceğini soyledi. Dü- şündum ve 20 yıl emek verdığim biryeri, sa- dece 4 konser için terk ettim. istıfamı ver- dim ve Abbado'yla çalışmaya başladım. Gerçı sonra Scala'nın sürekli şefi oldum ve 12 yılda 500'e yakın temsil yönettım. Bu, Scala'da henüz kımsenin gerçekleştireme- diğı bir rekordu. - Peki, bu risklere girdiğiniz için memnun musunuz? SASSON - Ben bunun ıçin yaşıyorum. Mahler'in 8. Senfonisi'ni seslendirmek de böylesıne büyük bır risktı. Ama gördüm ki. 2. haftadan itıbaren insanlar ellerinden ge- lenin en iyısini yapmak için büyük gayret sarf ediyor. - Hazırlanmak ne kadar siirdü? S.\SSON - 4 hafta Bu çok kısa bir süre kuşkusuz. Mesela Scala'da hçrhangi bır eser için bile en az 6 hafta çalışılır. Ama biz ba- şarmaya kararlıydık. - Seyircinin tepkisinden memnun musu- nuz? SASSON - Seyırci nefesını tutarak dinle- dı. Kimı saniyelerde salona sonsuz bir ses- sizlik hâkim olııyordu Derin bir nefes bile almadan, çıt çıkarmadan büyük bır ilgiyle dinlediler. Mahler, \ew York'ta, Boston'da. Milano'da olduğu gibi İstanbul'da da aynı ilgiylekarşılandı BunuIstanbul'dayaşamak mükemmeldi - Provalar sırasında kuşkusuz pek çok so- runla karşılaştinız. Bunlardan söz eder mi- siniz? SASSON - Önceleri insanlar panık oldu- lar. Daha önceden hiç alışık olmadıklan bir eserle karşı karşıyaydılar ve çok az zaman vardı Özellıkle koronun işi çok zordu, çün- kü böyle bir eserde birkaç ay çalışmak ge- rekebilir. Onlara birkaç ay önce 8 Senfo- ni'nin Amsterdam'da seslendirildi ğini ve ko- ristlenn hazırlanmak için sadece Î0 günleri bulundugunu söyledım. Onlar bunu başar- dığına göre biz de başarabilirdik. Bu, elbet- te herkese büyük bir güven verdi. Bıliyorum ki. insanlar olağanüstü bir çabayla evierin- de dahi çalışarak bu esen çıkardı. - Bir orkestra şefi olarak Mahler'in misti- sizmini nasıl buluyorsunuz? SASSON-Tüm orkestra şrfleri için Mah- ler. klasik müziğin bır sentezıdir. Çünkü onun müziği romantizmin zirvesidir Her- kesin "Başka ne yapılabilir" diye düşündü- ğü bir dönemde. her türlü sınıflandırmanın ötesinde kendi müzik dilını geliştirmiştır. Çok basıt tınılarla. çocuk sesleriyle en sofıs- tıke seslen ustalıkla birleştırmeyi başarmış- tır. Dodekafoni stilinde. yanı on iki nota mü- zıgınde oldukça başanlıdır. Bu stilde ana ku- raîa göre on iki notadan oluşan dizinin. her bir notası. öbür on bir nota kullanılmadan tekrarlanmaz. Bu müzik büyük bir roman- tizm getirir. Içine daldıgınız bu etkileyıci müzikle Mahler'in ruhunu yakalarsınız. Bu ruhu seyırcıyle paylaştığımızda da müthiş birtatmın duyarsınız. Ben bu tatminı hem Is- tanbul'da hem de Milano'da yaşadım. - Bugün dünyanın her köşesi değişik sorun- larla uğraşıyor. İ nsanlık. şu günlerde belki de her zaman olduğundan daha da fazla tann sevgisine sığınma ihtiyacında. Bu noktada Mahler'in müziği ile günümüz arasında bir paralellik, yakınlık kurulabilir mi? SASSON-Kesinlikle. Mahler müzıfi son derece kathartıktir (katharsıs). Yani ruhun boşalmasını.annmasını sağlar. Çünkü Mah- ler, acıları hüzünleri dışan vurmak yerine içinde yaşamıştır Hüzün onun müziğıne yansır. Karısına olan büyük aşkı Mahler'i hep hayal kınklığına ugratır. Bu aşk yüzün- den çok acı çeker. Kansı. Mahler'i ondan gizleme gereği bile duymadan pek çok ki- şiylealdatmıştır. Mahler. yaşadıgıbunalımı. acılan müziğine aktarır. Bu yüzden Mah- ler'in müziği çok kathartıktir. Bugün için de bahsettiğinız tüm bu sorunlar karşısında hâ- lâ ruha seslenmeye devam ediyor Ruhun annmasına yardım edebilıyor. Sırf bu yüz- den bile Mahler dinlemek önemlı olabilir. - Güncel olduğu söylenebilir mi? SASSON - Kesinlikle, özellıkle Türkıye ıçin. Almanya'da 4. Türkiye Sinema GünleriKültürServisi-Almanya'nınNürnbergken- tinde etkinlıklerını sürdüren Kültür Ginşımı Nürnberg. 19-29 ekım tarıhlerı arasında 4. Türkıye Sinema Günleri düzenliyor. 25 uzun, 22 kısa metrajlı fılmin katılacağı etkınlıkler boyunca 70 fılm göstensınin yanı sıra söyleşı ve paneller de gerçekleştırilecek. Türkıye"den Ahf Yılmaz. Halil Ergün, Müj- de Ar, funcel Kurtiz, Hilmi F.tikan. \1. Tali Öngören, Ayşe Polat, Sabahattin Çetin ve Ca- nan Gerede'nın çağrılı olduğu 4. Türkıye Si- nema Günlen 'nde "Son Dönem Filmleri" baş- lığı altında. "Aşk Ölümden de Soğuktur". "Ba> E", "8. Saat", •'Fikrimin İnce Gülü". "ManisaTarzanr. "YengecSepeti". "Böcek". "Dönersen Islık Çal". "Düş Gezginleri", "Ahhh Belinda". "Gece Melek \e Bizim Ço- cuklar" ve "Zıkkımın Kökii" gıbı Türk sine- masının son vapımları gösterıme sunulacak "Türkiye Sineması Tarihinden" başlıklı bö- lümde ıse. u Umut* > (Yılmaz Güney). "Sürii" (Zekı Ökten). "Vbl" (Şerıf Görenı! "Adı Vas- fıye" (Atıf Yılmaz). "Anayurt OtelP (Ömer Kavur). "Muhsin Bey" (Yavuz Turgul), "Uçurtmayı N'urmasınİar" (Tunç Başaran). •'SevmekZamanı" (Metın Erksan). "Hakkâ- ri'de Bir MeysinT (Erden Kıral), "Gefin" (Lüt- fı Akad). "Üç Arkadaş" (Memduh Ün) adlı filmler gösterılecek 4. Türkıye Sinema Günlen kapsamında. "Onat Kutlar'a Saygı" başlıgı altında. Kut- lar'ın yaşamı. yazarlığı ve sinema çalışmala- rı tanıtılacak Bu çerçev ede Onat Kutlar anısına " Vüsuf ile Kenan" (Ömer Kavur) ye "Hakkâri'de Bir Mevsim" filmleri gösterilecek. Yazar Habib Bektaş. yönetmen Atıf Yılmaz, Mnema yaza- rı M. Talı Öngören ve oyuncu Halıl Ergün. "Onat Kutlar Akşamı''na konuşmacı olarak katılacaklar 6 Tüı4dye'de şnrin itibarı yok 9 Kültür Servisi- Fransız Kültür Merkezi'nde düzenlenen^Şiirin Üç Dili" adlı panelde Türkiye'den İlhan Berk veismet Özel, Fransa'danAndre du Bouchet \e Andre Yeltier, Sunye'den Salah Stetie "şürin bugünkü konumunu" tartıştılar. Panelı Ahmet Soysalyönetti Salah Stetie, şairin, "şiirin bugünkü konunıu" türünden sorulan açıklayamadığı için şiiryazdığını sö> leyerek "şiirin var olma ihtiyacından doğduğunu" belirttı. Herkesin şair olduğunu düşünen Stetie; Tevrat. Incıl ve Kuranın üç büyük şiir olduğunu. bu kitapların etkısının başka türlü açıklanamayacağını soyledi. "Şiir. görünmezin görünür olmasıyla ilgili bir olgudur" diyen Stetie. hiçbir şey bilmediğimizı. şiirin. ya^amın gizı ıle dilın gizinin kesişmesinı dıle getirdiğini soyledi. Şiirın kültüre karşı bırdevinim olduğunu ve bu bağlamda şaınn de dıli yenilemesi gerektığını belırten Stetie, yenı bir dılin şair ıçin zorunluluk olduğunu ekleyerek "Bu olmasa kabuklu hayvanlara dönüşürdük \e ben bunu reddediyorum" dedi İlhan Berk. Türkıye'de şiirin ve şairin itibarı olmadığını söyleyerek. "Bu yüzden kendimi saklıyorum" dedi. Türkiye'de okurun. şiırden. so^yolojı kitaplarında öğrenilmesı gereken şeyleri beklediğini söyleyen Berk. bu ınsanlann şiınn ne olduğunun farkında olmadıklannı belirtti. Insanlann kendini aradığını. bu karmaşada Türkiye'de şaınn yaşayamacağını söyleyen Berk'e göre "Şair. varlığını duy urmak için yazıyor". Aksi bir insan olduğunu belirterek söze başlayan İsmet Özel. söylenenlerin aksine. şiınn kolay anlaşılan bir şey olduğunu sav ıınarak "Şiir, dil ile anlatmak istediğimiz şey arasındaki mesafeyi kapatmak için yanlır" dedi. Şiirin yaşam ile koşut gittığıni söyleyen Özel. Türkiye'de şairlerin önemli etkıler uyandırdığını, şairin konumunun insanlan ilgilendirdiğini belirtti. Zıhnî bir açılımı başarmadıkça şiirin ilgi uyandırmayacağını söyleyen Özel. insanlan şiire ılgi duymuyorlardıye suçlamamak gerektiğini belirtti. Andre Veltıerde. "şiirin artık okunmadığı" türünden şıkâyetlenn doğruluk payının bulundugunu belirtti. Verlain'ın kitabının sadece sekız adet satılmasını örnek veren Veltıer, şiirin kuraldışı olduğunu belirtti. \eltier. "Şiir genelleşmiş budalalığa karşı bir direnç noktasıdır" dedi "Şiirin Üç Dili" kapsamında Andre du Bouchet, Salah Stetie ve Andre Veltier'in katıldığı bir şiir çevırı seminerı de düzenlendi. Üsküdar Amerikan Lisesi'nin resim sergisi Kültür Servisi - Üsküdar Amerikan Lisesi. günümüz Türk resım sanatçılannın degerli yapıtlannı bir araya getiren "Karma Resım Sergisi'ni Kadıköy Belediyesi Kültür Merkezı'nde açıyor. Gelirinin büyük bır kısmı eğitım amaçlı kullanılacak olan sergi. 20 ekim-5 kasım tarihleri arasında. pazartesi hanç hergün 11.00-19 00 arası açık kalacak. Eserleriyle sergıye katılacak sanatçılar arasında Nuri Abaç. Salih Acar. Nevbahar Aksoy. Neveser Aksoy. Gihat Burak. Nejat Devnm. Alev Ermış Mavıtan. Ekın Nayır. Teoman Südor. Ömer Uluç gibi isimler var. Çarşamba toplantılan süpuyor Kültür Senisi - Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Çarşamba Toplantılan kapsamında 25 ekım gunu "Sıyasal Düzenimızde Cumhurbaşkanı'nın Yerı" konulu bir tartışma düzenlenecek. İstanbul Ünıversıtesi Sıyasal Bilgıler Fakültesi araştırma gorev lısı Ö Mehmet Alkan ve Ankara Ünıversitesı Siyasal Bilgıler Fakültesi öğretım üyesi Gem Eroğul'un katılacakları toplantı 17.30- 19.30 saatleri arasında gerçekleştılerecek. Ahmet Arpad'dan fotoğraf sergisi Kültür Servisi - Almanya'da yaşayan fotoğraf sanatçisi ve aazetemiz yazarı Ahmet Arpad'ın 1993-1995 yıll'an arasında. Dogu Anadolu ve Nepai'de çektığı. sıyah-beyaz ve renklı insan portreleri. 21 ekım-10# kasım 1995 tarihleri arasında Fotoğrafevi'nde sergılenecek. Fotoğraf çekmeye 15 yıl önce bır yan uğraş olarak Almanya'da başlayan Arpadın 8. kişısel sergisi olan ""Nepal ve Anadolu'dan İnsan Manzaraları", Türkıye'de açtığı ilk sergı olacak. Çini Ustası Sıtkı Olçar'dan sergi Kültür Senisi -Çinı ustası Sıtkı Olçar'ın eserleri. bugün saat 19.00"da fotoğraf sanatçisi Ersin Alok tarafından düzenlenen dıa gösterısıyle Şark Hayat Sıgorta Altunızade binasında açılacak bir sergıde tanıtılacak. Ilki 1980 yılında olmak üzere. yurtiçi ve yurtdışında birçok kışısel sergıler açmış olan Sıtkı Olçar. ayrıca 1986'da Yunanistan'da düzenlenen 5. Balkan Ülkelen El Sanatlan Sergısi'nde Türkiye'yı temsil etti Çını sanatının gelışmesıne çok büyük katkılan bulunan sanatçı, antık desenleri yeniden canlandırarak. Kütahya çiniciliğine de önderlık yaptı. New York'ta Serdar Arat sergisi Kültür Senisi-Çalışmalannı lOytlı aşkın bır süreden beri Nevv York'ta sürdüren sanatçı Serdar Arat. Çhicago Gallery I756'da birkişisel sergi düzenledı. 28 Ekim 1995'e kadar açık kalacak olan sergide sanatçının tuval üzerine akrilikle gerçekleştirdiği son çalışmalan yer alıyor. Soyutlama ile gerçekçiliği üst üste koyduğu imajlarla çalışmalannı sürdüren Arat. daha önce Türkiye'de üç kişisel sergı açmıştı Yeni bir tiyatro grubu: Tıyatro Tanı İSTANBIL(LBA)- Tiyatro dünyasına 'Tıyatro Tanı' adlı yeni bir tiyatro grubu katıldı. Genç sanatçılardan kurulu grup. kuruluşu nedeniyle yaptıkları açıklamada "Sanatın olmadığı bir ülkede. insanlann hasta. toplumun yıkıcı ve zorba olacağına inanıyoruz. Tiyatro geçmışe pencere. geleceğe kapı açan bir mekân Önce kendıne. sonra başkalanna doğayı ve sanatı sevdırmek ıçin bır aynadır" dıyerek sezonu 28 ektme kadar Foksfun Kültür Merkezi'nde sergıleyecekleri "Sevgılım Buraya Gel* adlı oyunla açacaklarını belirttıler. Hedef Eğitim'den drama dersi Kültür Senisi - Hedef Eğitım Hızmetlen ve Ticaret AŞ tarafından, drama teknıklen kullanılarak temel oyunculuk dersleri vennek amacıyla düzenlenen atölye çahşmalanna son katılım tanhı 20 ekım. Tarık Şerbetçioglu tarafından düzenlenen ve öğrenciler. çalışan kesim ve tıyatro sınavına hazırlananlann katılabıleceği çalışmalarda. Grup Çalışmasına Başlangıç. Bıreysel Beden Dilı, Sahne Sanatlarına Hazırlık. Sahne Egzersizleri, Tiyatro Temrınlen. Dogaçlamalar. Rol Yapma, Kolektif Oyun Kurgulama başlıklı dersler venlecvk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle