29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Trajediye dönüşmekten kılpayı sıynlmış bir uzay efsanesi Hakfld bir uzay macerasına dair B aşkan Kennedy'nin katledilme- sinden V'ietnam Savaşı'na ve Vvatergate skandalına kadar Amerikan yakın tarihinin. dö- nüşümlere yol açmış büyük olaylannı be- yazperdeye taşımakta hiç aksamayan Hollyvvood sineması. yaşadıklannı, ora- sından burasından biraz törpülenerek ay- kın yanlan düzeltilmiş de olsa. Hollyvvo- od'a özgü becerive göz boyayıcılıklacan- landıran parlak yapımlan seyretmekten hoşnut, salonlan dolduran Amenkan hal- kı ve seyırcısıni uzaya da uçurur zaman zaman. Işte çeyrek yüzyıl önce, aynen yaşan- mış ve olmuş gerçek bir uzay yolculuğu hikâyesinden sinemaya uyarlanan, NA- SA"nın da dantşmanlığında, bilımsel ger- çeklere uygun olarak, en ileri teknolojı- nin katkısıy la sağlanmış görsei efektler ve çarpıcı görüntiilerle donatılmış. zamanla efsaneye dönüşmüş, "başanh bir başan- sızlık öyküsü"niteliğindeki içerığiyle özellikleAmerikalıpolitikacılannyoğun sempatisıni kazanan. olasılıkla'Oscar ya- nşından da muzafTer çıkmaya aday son Tom Hanks filmi "ApoHo 13" de. bütün dünyanın uykusuz kaldığı 1969'un bir temmuz gecesinde. Amenkalıların aya gönderdiğı astronot Neil Armstrong'un küçük küçük adımlar atttğı, tarihsel Ay yürüyüşünü. Paris'tekı bir otel lobisinin televızyonundan izlediğimiz yıllar önce- sıne savurdubizi. Bloklara aynlmış. Doğu'yla Batı ara- sındaki soğuk savaşın olanca hararetiyle siirdüğü o dönemın dünyasındaki büyük paralara mal olan uzay araştırmaları. çok- tan kapsamını ve anlamını yitırip ABD ile Sovyetler Bırlıği arasında kıyasıya birre- kabetin yaşandığı amansız bir uzay yan- şı haline bürünmüştü. 1957'de Sputnik'le Laıka adlı bir köpeğı uzaya gönderip on gün sonra sağsalim geri getiren Sovyet- ler'ın başansı üstüne 1958'de Başkan 'Ike'nin önayak oluşuyla kurulan NA- SA'nın çalışmalan. astronomik bütçe ve yapılan onca harcamalara karşın Sovyet- ler'in öne geçmesini engelleyememiştı o yıllardaki uzay yanşında. Üzaya ılk çı- kan insan olarak 1961 *de tarihe geçen, uzayın tepesinden "dünyaya ilk kez ba- kan", genç yaşta alakasız bir uçak kaza- sına kurban gidecek So\yet astronot Yu- ri Gagarin de bızim çocukluğumuzun kahramanlarından biriydi kuşkusuz. 1960'lannsonunadoğru. Mercury, Apol- lo. vb. uzay programlanyla prestij bakı- mından çok önem verilen bu amansız ya- nşta Sovyetler'e yetişen ABD, 1969"daki tarihsel ay yolculuğu ve insanoğlunun ay yüzeyıne ayak basmasını gerçekleştire- rek on yıl kadar geçildıği Sovyetler Bir- lığı'ni gerıde bırakacaktı giderek. Bilimkurgusal serûven filmi Armstrong'un komutasında, başanlı Apollo 11 yolculuğu (Sonradan insanoğ- lunun Ay'a ayak bastığı bu yolculuğun. ancak Amenkalılara özgü beceriyle tez- gâhlanıp düzenlenmış. göz boyayıcı bir düzmece uzay şovu olduğu da iddıa edi- lecektı) ve Ay'ın fethınden sadece 9 ay kadar sonra yine Ay'a ınmeyi, inceleme- ler yapmayı ve aydan ömekler getirmeyi amaçlayan yeni bir uzay yolculuğunu ifa- de eden Apollo 13 projesine gırişen NA- SA, bu kez Jim Lovell. Fred Haise ve Jack S\viget (Tom Hanks. Bill Paxton ve Ke- vin Bacon) adlanndaki astronotlan gön- dermiştı uzayın dennliklerine. Bu üç astronotun Apollo 13'le uzaya gönderilmesi. Ay'a yolculuk başarılarını kanıksamış medyanın pek ilgısini çekme- SUNGU ÇAPAN Yönetmen: Ron Howard Senaryo: \Vllliam Bro\ les Jr. ve Al Reinert, Jim Lovell ve Jeffrej Kluger'ın "Lost Moon" adlı kitabından , Kamera: Dean Condey Müzik: James Horner/ Oyuncular: Tom Hanks, Bill Pa\ton. Kevin Bacon, Gary Sinise, Ed Harris, Kathleen Quinlan. Joe Apollo 13 Spano, 1995ABD(UIP) Beyoğlu Fitaş. Etiler Akmerkez, Maslak Princess, Teşvikiye AFM. Osmanbey Gazi, Kadıköy Süreyya. Altunızade Capitol, Bakırköy İncirli. Ortaköy Princess. Akrasay Yıldız. Fatih Feza. Pendik Günev sinemalarında. mişti önceleri. Ancak tam Ay'ın üstüne vardığında meydana gelen beklenmedik bir kazayla güç ve irtifa kaybına uğrayan Apollo İ3'ten gelen "Houston. bir sortı- numuz var" mesaıı üzenne işin rengi de- ğişecek ve dramatık bir ölüm bekleyışı- nin, ratingleri tavana vurduracak cinsten. duygu gıcıklayıcı yüce Amerikan ruhu. kahramanlık. *vatanmUletSakarya"mu- habbetıne çanak tutucu potansiyelini se- zip. bir anda son derece duyarlı kesılerek olayın üstüne atlayacaktır medya. Anında televızyoncu ve gazetecı ordu- suyla kuşatılan Cape Kennedy uzay mer- kezınde her şeyden vazgeçılıp üç astrono- tu sağsalim yeryüzüne geri getırebılme- ye uğraşan (zamana karşı yanşarak) yı- ğınla yetkilinin mücadelesıni soluk solu- ğa izteyecektir tüm Amerika ekran başın- da. Apollo I3'ün 11 Nisan 1970'deçıktı- ğı yolculuğunun üçüncü kaza gününden itibaren. Dünyamızdan 200 bin mil uzak- ta, Ay'ın tepesinde. tıpkı ana rahmindeki cenin pozisyonunda, kapsüllerinin içine tıkılmış ve mahsur kalmış. "cesaret inanç ve kararlılık n'msairüç en kahraman ast- ronotumuz yukandan, oksijen ve ısı kay- bından ölmeseler bıle atmosfere giriş sı- rasında yanmalan tehlıkesinin de bekle- diği astronotlanmızı kurtarmak ıçın çır- pınan Houston'dakiler yerden öylesine di- dinip uğraşırlarki ortayatumturaklı, par- lak ve Amerikan yapımı gerçek bir uzay efsanesi çıkacak. göz yaşartıcı. mutlu sonlu, tekiıolojık bir kahramanlık masalı ay dolaylanndan doğacaktır... 1970'lerde atmosfere girerken yanan üç Sovyet astronotunun tersine, masal gı- bı tatlı sonuçlanarak Amenkancılık ru- hunda çiçekler açtıran. çeyrek yüzyıllık tarihsel olayın gerçek kahramanı Jim Lo- vell'ın Jeffrey Kluger'le birlikte yazdığı "Lost Moon" adlı kitabından. Spielberg ekolünden. ışını (ve gışeyı) lyı bilır. be- ceriklı yönetmen-yapımcılardan Ron Ho- \sard elıyle sinemaya uyarlanan **ApoUo 13". adeta seyircinin. 2 saât 20 dakika sü- resince kendinı sıfır yerçekımlı. tam do- nanımlı bir uzay kapsülünde hıssedebıl- mesı içın gereken her şeyın yerıne geti- rildiğı. biraz klostrofobik bir bilimkurgu- sal (gerçek) serüven filmi. Ilginç bir 'Do- cu-drama'dan uzay reality shovvuna gidip gelen \e özellikle siyasal nostaljilerini tatmın ettiğı ABD yöneticilen ve politi- kacılannca benımsenip baş tacı edilen. aynıyla \aki, görkemlı bir uzay macera- sı. Soğuk savaşnı uzanüsı uzay yanşı 1960'lann Amerikası'nın parıltısıyla uzaya çıkılan yeni birçağın başlangıcını içeren. Bcatles'ın daâıldığı. Jimi Hend- rix'ın uyurken kendı kusmuğunda boğul- duğıı. Janis Joplin'ın aşırı dozdan dunya- sınıdeğıştirdiğı 'çiçek'libırdönemın.so- ğuk sa\ a!) uzantısı uzav \arışındaki en gu- rurlandıncı ve knandırıcı zaferi sayılan. bu arada Amerikan teknolojısine ö\ ünme ve şışinme fırsatı da sağlayan. gerçek bir olaydan kaynaklanan filmin. ustaca ku- rulmuş. NASA övgüsüyle kanşjk heye- can ve genlim atmosferine doğrusu pek sözümüz \ok. Naklen yayın canlılığıyla belgesel ve röportaj tarzı kanşımı. temiz biranlatım. verli verinde bir aerilım tem- posu. görsei efektlerden kostüm, mekan ve dekorlara kadar birincı sınıf ışçilik, kanlı canlı. dünyaya dönememe kaygısı- nı yansıtan oyunculuklar. Aslında anlatı- lan hıkâyenın bizzat kendısı sağlam bir dramatik yapıya sahip olduğundan, bazı ıronik dokunuslarla ve müdahalelerle kı- mi karşıtlıkları vurgulamakla >etinıyor yönetmen Ron Hovvard. James Horner'ın Santana. James Brovvn. Bobby Darin.The Rascals. Jefferson Airplane, Steppen- vvolf. Jimi Hendrix, Tnni Lopez vb. gıbı dönemin namlı grup ve şarkıcılarının hıt parçalanvla doluşturduğu (bunları Jim Lovell'inyeniyetmeçağındaki kızı dinli- yor filmde. çoğunlukla) hiç boş durma- yan 'soundtrack'ı eşliğinde. JKF. soğuk savaş politikasına dayanan NASA'nın uzay programma ilişkin açık- lamalar. filtre sisteminin çuvallaması so- nucunda, delikanlı ütopyasına yaraşır bir dayanışmaiçınde.kaderbırliğietmışast- ronotlanmızın kendi nefeslerindeki kar- bondıoksıdın kapsülde çoğalmasıyla ze- hırlenerek ölebılcceklen tehlıkesine dair bılgılerde ileten. harekâtın teknik yanla- rını ya da bazı tıbbı aynntılan da nakle- den filmde. anlatıcırolünüde Jim Lovell- Tom Hanks'e vcren Ron Hovvard. tamdü- zenin ıstediğı türden. bas.amıa azmine sa- hip. v ürekli, iş bıtinci. geleneksel o ülkü- selleştınlmış. öncü Amerıkan kahramanı klışesınin uzaydaki uzantılan sayacağı- mız canlı portreler çizıyor. Son 15 yıldır senaryo yazan. yapımcı. yönetmen ve oyuncu olarak adını kabul ettırmış. komediden bılımkurgu^a kadar. çes.ıtlı türlerde filmler çekmi^ Ron Ho- vvard'ı ilk kez gencecık bir Tom Hanks'le çahştıöı "Spfash" (1984). "Cocoon" I985K "VVıllcm" (1988). '•Parenthood" (1989). •'Backdraft'* (1991) ve "Farand Awa^" gibi nispeten bakılırdüzeydekı ba- zı filmJeriyle tanır meraklısı. Benzeri bir konuda çekilmiş. Phılip Kaufman'ın Mercury projesinin deneme pilotlannı anlattığı. ünlü "Right Stuff" (1984) filmi kadar başanlı olmasa da. kuşkusuz Ron Hovvard'ın şimdılik en mü- kemmel yapıtı sayılacak "Apollo 13" ıl- gıyle izleniyor. yer yer fazlasıyla o vuce <\merikancılık ruhuna saygı gösterısi gı- bı algılansa da.Yenı bir çağın korkusuz uzay kaşifleri olarak gündeme gelen ast- ronotlan oynayan Tom Hanks. Bill Pa.\- ton. Kevın Bacon ve kızamık nedenıvle son anda ekıpten çıkarılıp görevden alı- un astronot Ken MattıngK rolündekı. "Forrest Gump"tan hatırlanabılecek Ganr Sinise, uyumlu bir takım oyunu çı- karırlarken harekâtın yer kontrol amiri Gene Kranz rolündekı Ed Harns'ın usta ışı. tok ve yalın performansı ilgimı çek- ti özellikle. Yıne de filmin Iokomotıfı olan mega stann.geçen yıl ekrandaki "TannAmeri- ka'vı korusun" yollu. malum Oscar ko- nuşmasından epeyce gıcık kaptığım Tom Hanks'in. hayatınm ıdealıolan Ay'dayü- rümek hırsıyla vanıp tutu^an. ancak so- nundacanını zor kurtaran Jim Lovell yo- rumu da oldukça doyurucu sayılabilır. hazrete bir üçüncü Oscar kazandırması da. hiç sürpriz sa>ılmaz herhalde. Dokunaklı kahramanlık gösterisi Pk göstenmi. ABD başkanının ısteğiy- le Beyaz Saray'da yapılan ve sonrasında Clinton'ın "Amerikan kudret\e kabiliye- tinin günümü/deki mevdan okuması" olarak örnek olav diye niteley ıp konuşma- Iannda sıkça adını andığı "Apollo 13"te- ki bütün kadınlar. koca. baba. oğul vb. sevdiklerinın sağsalim dönüşünü gözle- yen. sürekli bekleyen. akılları uzayda. sevgi dolu kadınlar. Uzayda kaybolma tehlikesıyle yüz yüze kalan filmin baş er- kekleriyse sapına kadar hep kahraman. Gerçeklerden kaynaklanan bu türden uyarlamalarda genellıkle hep rastlandığı gibi. ele alınan olayı ve kahramanlannı şöyle doğru dürüst tarafından. tam tamı- na dıdikleyip soruşturarak anlatmaktan- saallayıp pullayıpcilalayarakyansıtmak yolunu seçmiş Ron Hovvard. mecburen mecburiyetten. Amerikanızme öv gü düzerek azme, ce- sarete, inanca ve ekip çalışmasına adan- mış. "high-tech" boyutlarda. Amenkan- cılık ruhuna özgü. uzaktan kumandalı. dokunaklı ve tumturaklı bir güç ve kah- ramanlık gösterisi nitelığindeki "Apollo 13". sonuçta sevircisini ıki saatlığine ken- dine tutsak ediyor. Şımdı de. bazı sıyasal nostaljilere cevap verecek tarzda kotarıl- mış bazı üstün yapımlarla. ABD yakın ta- rihinin çığır açmış büyük olaylannı ve uzay yanşını malzeme haline getirerek kasasını doldurmaya bakan Holly\vo- od'un NASA'yla işbırliği ederek önümüze sürdüğü. son tahlılde burun kıv- nlsa da pek ılgısızkalınamayacak cinsten. görkemli.hattaanıtsal birseyirlik. hakiki ve okkalı bir uzay macerası "Apollo 13." Burjuva dilberiyle üç erkeğinin üç bölümlü hikâyesini anlatan son Yavuz Özkan filmi sinemalarda Kadın fîlminden çok, erkek karakterler galerisi A ntalya Festivalı'nden. Belgin Dorukadına konulmuş özel bir ödülün dışında eli boş dönen. Ya>ıız Özkan-Hüha A>-şar iş- birlığinin üriinü 'BirKadının Anatonıisi". Wamer Bros'un ışletmecilığiyle salon bularak sınemaseverlenn karşısına çıktı sonunda. Bir kadının. üç farklı erkekle aşk ve uyumla başlayıp huzursuzluk ve çatışmalarla sürerek ölüm, acı ve aynlık- larla kopup biten ilişkilerini. birkaç yıllık bir zaman dıliminde eksen alarak, günü- müz Türkiyesf ndeki kadın-erkek bera- berlıgıne, aırılmesı kolay çıkılması zor bir labirentı andıran evlilik kurumuna ba- kıyor son filminde Yavuz Özkan. Yaşıt- ları. kuşaktaşlan köşelerine çekilmiş. fılm üretimi başta ekonomik nedenlerle en aza ındirgenmiş sinemamızda. hemen hemen her yıl ne yapıp edip oradan bura- dan bulup buluşturarak. yeni filmler ger- çekleştirerek son döneme adeta damgası- nı vuran. ış bitirici. ödül rekortmenı Ya- vuz Özkan 'ın çalışkanlığma diyecek yok. Şibel karakter yeterince işlenmemiş Ancak calışkanlığının çok verimli ve olumlu olduğu da tartışmaya açık. Yıne de kendini gelıştirdiğı Fransa'dan döneli beri son 5-6 y ıldır Türk burjuvazisinden. çok kahramanlı. incelikli birtakım insan manzaraları sunan. bireysel ve toplumsal içeriklı,düzcyli işlere ımza atan Özkan'ın özellikle 'tki Kadın', "Bir Sonbahar Hi- kâyesi* ve 'Yengeç Sepeti" gibi son üç yı- la sığıştırdığı. ulusal ve uluslararası çok sayıda ödüle sahıp son üç fılmı bu yönet- mene dikkatlen çekti, ekonomik darbo- ğaza sıkışıp nerdeyse soluk alamaz hale gelmiş sinemamızda. Evlilik bağıyla res- mileşse de resmiieşmese de her zaman içın büyük sorunlara gebe kadın-erkek ilışkısı üstüne tasarlanan bir üçlemenin ilk ayağı olarak karşımıza gelen Yavuz Özkan'ın son filminı biraz gecikerek sey- rettim nihayet. Dumanı tüten kızgın lav korluğunda. zorlu. ateşlı ve ezeli bir konuya el atıyor 'Bir Kadının Anatomisi", aşk, tutku. evli- Bip Kadının Anatomisi Yönetmen. yapımcı. senarist: Yavuz Özkan / Kamera: Ertunç Şenkay/Montaj: Ayhan Ergürsel Oyuncular: HüKa Âvşar, Mehmet Aslanruğ. L ğur Polat Taner Birsel. Hümejra. Oktay Kaynarca. Bema Laçin, Cevdet Ancılar. Nanıan Aksu, tştar Gökse\en/1995 (Z Fılm) Beyoğlu Fitaş. Bakırköy Avşar. Altunizade Capitol. Kadıköy Ocak ve Çemberlitaş Şafak sinemalarında. lik, kıskançlık vb. temalan sarıp sarma- layarak iddialı Bir Kadının Anatomisi adına karşın, üç ayn öykünün anlatıldığı filmin ana karakteri konumundaki kadı- nın. adının Sıbel. uğraşının içmimari. baş- lıcadostu ve sırdaşının da feleğin çembe- rinden geçmiş Hümeyra olduğunu öğren- memiz dışında, kişiliğine oldukça yaban- cı kalıyoruz Tılm boyunca. Belirgin bir yerli y uppie çevresinde ta- kıp takıştırıp ortalarda boy gösteren. tü- ketim ve konfora düşkün. güzel ve alım- lı içmimar Sıbel (Hülya Avşar)karakten- nın aynntılan. genelde kolayca yeşıl ışık yakıp "erkefe göre şekillenmekte' hiç de duraksamayan. malum aşk. mutluluk. gü- ven arayışındaki çekici bir genç kadın oluşundan pek öteye seçemıyor ne yazık kı. Yetennce derinleştirilip işlenmemiş Si- bel karakterini. 'Berlin in Berlin'den be- n doğru dürüst bir rol bulamamış Hülya Avşar'ın omuzlarına y ıkıp Sıbel'ın günü- müzde ününün doruğundaki. fazlasıyla medyatîkyıldızımızın özel yaşamıyla bü- yük ölçüde özdeşleşmesine nedense ses- siz kalmayı yeğlemış Yavuz Özkan. Lç farklı ılişkiy ı hıkâye eden fılıninın erkek kişilikleriniyse oldukça doyurucu biçını- de sunmanın üstesinden geîiyor. Aradığı- nı bulamayan, geleneksel ahlakı kurallar- la kaçınılmaz onyargılann çıkmazına to.s- lamadan adeta 'kendine yetmezliğini ve yalnızlığını aşmak icin". sık sık beyaz ath prensine sonunda rastladığım zanneden v e erkcklerıy le "sevgi, nefret, coşku, acı ve çatışma'yla dolu beraberliklennı sonuna kadaryaşayan. me.slek sahibı. bayırılı.ca- zibeli bir burıuva dilberi portroınin pek tatmın edicı bir bıçımde belırgınleşmedı- ği, eksık güdük bırakıldığı 'Bir Kadının Anatomisi'. iyi gözlemlenmiş ve sağlam yansıtılmış. tasanmcı. müzisyen-besteci- den mühendıse kadar değışık bir burjuva erkeklerı galerisi sankı. psıkotojık tahlıl- lere yaslanan. duygusal bir kadın filmin- den çok. Bir düğün sahnesıy- le başlayan filmde Sı- bel'ın ılk kocası. çok para kazanma hırsıyla yanıp tutuşarak epey açıldığı ışinı giderek batıran. martı çığlıkla- rıyla yansıtılan or- gazmlar yaşatacak ka- dar yatakta başanlı ol- duğu ve karısını çok se- ven. aynı zamanda ne- dense karısına karşı birtakım komplekslere de kapılmış. bu arada metresi Berna Laçin'le de ılışkisıni sürdüren vebırailekavgasıtele- fonundan sonra panik içinde. evine giderken takla attırdığı arabasın- da ölüveren. patronlu- ğu becerememiş, koca- lığı yüzüne gözüne bu- laştırmış. zayıf kişilik- li. endüstri tasarımcısı Uğur PolaLKocasının ölümünden vicdan azabı duyan Sibel, ne yana dönse bir ya- nını kesen yalnızhğına daha fazla daya- namayarak yeni bir kocaya vanyor küçük kızıyla derken. Yakın arkadaşı Hümeyra'ntn da itekle- meleriyle fazla inceleyıp sorgulamadan alelacele bir 'valnırfıktan kaçış evliliği" donemecine sapan Sibel'ın yeni beraber- liğinde her ^ey sütlimandır görünürde. tıpkı ilk evliliğındeki gibi. Sıbel'etutkun. çocuklu. sevecen. makul. müzısyen-bes- tecı ikınci kocasmı (Taner Birsel),kınpın- citmemek adına. katlanılan bir ışkenceye dönü^en ıkincı evlilığini de kadının ya- taktaki sahte orgazm ıtıraflı ve gızlı tele- fon dınlemeler gıbısınden. kıskançlığın yol açtığı hafiyelık çalışmalan bıtırıyor giderek Kıtap olarak Laurence Pernoud'nun E Yayınları klasığı 'Bir Çocuk Bekliyo- rum'u fılan (!) okuyan Sibel'cık. artık ev lılığe tövbelıdirsanırsınızdeğıl mi? Ya- nıhyorsunuz. Ve kendi kendine yetmeye kararlıyken erkek kardeşı Oktay Kaynar- canın. ınşaatlarda çalışan mühendis ar- kadaşı, bir yıl süresınce yazılıp gönderil- meyen aşk mektuplannın şaıryazarı, de- lıdolu, romantik. enerj ık. sempatık v e bıç- kın şantıye çocuğu olan Mehmet Aslan- tuğ. SibeFin hayatına giriyor üçüncü bö- lümde. eh artık sırasıdır diyerek. Tabii büyük aşkın bedeli de büyük olacaktır. Genis sevirciyi hedefleven sık bırışfümı Kimsenın doğruyu söylemedığı. bil- mediği. onla da onsuz da edılemeyen. inışli çıkışlı. renkli ve yıpratıcı bir çızgı- de gelişen üçüncü erkek ve beraberlik. gittikçe sevgi ve tutkunun şiddete dönüş- tüğü, dehşetengız bir ev ıçi kan-koca meydan savaşlannı da yaşatıyor Sıbel'e. psikopat eğilimlere sahıp. dengesiz ve maço mühendisin alışkanlık haline getı- rip sürekli yınelediği. yer. sınır. zaman ta- nımaz, fevri hırçınlıklarıyla. Sıbel'in üçüncü ılişkisi, bireylerin bir uçtan öteki uca savrulduğu, taşkın, çatışmalı. sevış- meli. zorlu beraberlik tablolarıyla sürü- yor. hır gür şamatanın eksik olmadığı. Ve abartılı kaçmış. okkalı bir final sahnesiy- le Sibel-Hülya Avşar'ın üç erkekli. üç bo- lümlü hikâyesi sona bağlanıyor.. Yüzeysellikten pek kurtulamayan. Fransız sinemasının tadına sahip kimi özenlı ve hoş bölümleriy le genelde rahat- lıkla izlenen 'BirKadının Anatomisi\Öz- kan'ın filmografısine bizce çok bir şey- lerkatmasada mekânlann oldukça ıyi de- ğerlendirıldiği, ışıklann (aydınlatmanın) iyı kullanıldığı. 'alanderinlikli'çerçeve- lemeleri ve başanlı görüntülennin belır- ginleştiğı ustalıklı anlatımıyla göz alan. genış seyırci kitlesıni hedeflemış. şık bir ış Filmi ızlenımi verdi bıze. Oyunculardan Uğur Polat'la Taner Bırsel ve Mehmet Aslantuğ'un öncelıkle dikkatimı çektiği •Bir Kadının Anatomisi',özctle büy ük öl- çüde Hülya Avşar'dan kaynaklanan avan- taj ve dezavantajların altında karman çor- man kalmış. biçimı hallolmuş, ancak özü sığ kaçmış. hoş. ama boş bir fılm bizce. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Umut-suzluk "Yüreğim Sesini yıtiren yüreğim Duymadın mı zamanları Güney yelini" Adana. Ilk kez mi geliyorum buraya, emin değilim. Gözümün önüne bir resım gelıyor. Kalabalık bir cad- de, otomobiller. at arabaları. hamallar. boğucu bırat- mosfer... Ben bu kente gelmiş mıydım. yoksa "LJmut"tan bir göruntü mü belleğime çakılıp kalan? Altın Koza'yı kazandığı yılı anımsıyorum. Çürüyen bir toplumsal düzenin karşısındayükselen birdüşün- cenin çığlığı olmuştu Yılmaz Güney. Onu tanıdığım- da minik bir sinema delısiydim. Türk sinemasının an- lattığı masallardan bunalmış yüreğıme. yüreklerimı- ze bir umut ışığı düşüımüştü. Yalnızca insanları de- ğil, hayvanları da sevgi ile kucaklayan yüreği ve bey- ni, en güzel eserıni "Umut"\a vermışti. Tüm yaşamı- nı bağladığı, tek üretim aracı olan arabasını artık ta- şıyamayacak duruma gelen atını yitıren Cabbar'ın dramını bir şamar gibi çarpmıştı düzenin suratına. Hem de herkesın anlayacağı bir dılle. "Umut"un siyasal mesajını küçük bir kedi için bu denli anlamlı kılan kuşkusuz hayvan Haklarını vurgu- layan görüntüleriydi. insan hakları ile hayvan hakla- nnın birbirınden ayrılmaz bir bütün olduğu, daha iyi nasıl anlatılabılırdı? Geçen hafta "Dunya Hayvan Hakları Günü" (4 Ekim) sessiz sedasız geldı geçti. Hayvan hakları Ev- rensel Beyannamesi hâlâ Meclıs'te onay bekliyor. İn- san Hakları Bakanlığı'nı ortadan kaldıran bir düzen- den başka ne beklenir? Yılmaz, insanın tutsaklığı ile hayvanların tutsaKlığı arasındakı ortaklığı ne güzel anlatmıştı "Sürü"de. Melike'nin elındeki kafes. yalnızca banndırdığı o can- lı varlığın kafesı değıl. Melıke'nin kendı kafesıydı ay- nı zamanda. Kuşlar, pek çok sinemacı için olduğu gi- bi onun ıçın de özgürluk sımgesıydı. "Duvar"\n dıken- li tellerinin üstüne konan kuşlar, onun hiç yitırmediği 'umut'un simgesıydı. Bu 'umut'u köreltmek için ellerınden gelenı yaptı- lar. 12 Eylül'den sonra tüm yapıtlannı topladılar. yok ettıler. Adını ansiklopedilerdan bıle sildüer. Ama, onu unutturamadılar. Bugün adı tüm ülkelerin sinema an- siklopedilerınde ye- r alan tek sınemacımız Güney. Yaşar Kemal'le bir- likte bu ülkenin ve Adana'nın onur kaynağı. Çevremdekı "sfar"lann halkın sevgısi karşısında nasıl kabardıklannı, vatan kurtaran aslan rolüne so- yunduklannı gördukçe onun mütevazı sanatçı yüre- ğini anımsamadan edemıyorum. Kayserı Ceza- evi'nden Ahmet Soner'e yazdığı 24.9.1976 tarıhli mektupta bakın ne demış Selam!.. Biz, bugüne ka- dar bütün sınavlan orta halli bir öğrenci gayretiyle verdik. Ama, sınıfta kalmadık... Buradan da en azın- dan beş numara alıp çıkacağız..." (Ahmet Soner'in Sorun Yayınlarfndan çıkan kıtabı 'Akıntıya Kar- şı "dan) • • • Adana'da bunları anımsamamak elde değıl. Çün- kü, benim içın Adana; Yılmaz'la, Yaşar Kemal'le, Or- han Kemal'le özdeş. Çünkü. Adana 1971'de "UmuV'u, 1972'de "Ağıt"\ Altın Koza ile ödüllendi- ren kent. Yıllar sonra Adana'dayım. Ftlmlerden tanı- dığım Adana'da. Nelerın değıştığini, nelerin değişme- diğinı anlamaya çahşıyorum. Havaalanında bir Türk kızı Amerikalı zencı çavuşun ustune atlıyor: "Welco- me home Sam" (İnanmayacaksınız ama, Adana'ya patılerimı basar basmaz karşılaştığım sözcükler bun- lar oldu.) Sonra, gelişen koca koca yapılarla kimljği- ni iyıce yitıren bir kent. Sonra. açıkhava tiyatrosun- da onbinlerce Adanalının coşkusu. En büyük teza- hüratı "tecavüzcü" Coşkun'un alması. Sanatçıları çekiştıren, arabalarına geçit vermeyen. kısacası sev- gisinı ifade etmek içın "ınsa'nca" bir yöntem bulama- yan kalabalıklar. Anlaşılması pek de zor olmayan bir şiddet duygusu. Değışen ne peki? Altın Koza Festivalı'ndeki çehşkiler bu değışimi özetler gibi. Festıval programında ÇASOD-SODER Dayanışma Gecesı, "Gunumüzden Geleceğe Türk Şiiri", "Kent Kültüründe Göç Faktöru", 'Türk Sine- masında Onat Kutiar" tartışmalarının yanı sıra "Ku- ran'dakilslam", "IslamDinındeDüşünce, Kültür-Sa- nat" başlıklı tartışmalar... Dayanışma Gecesı'nde Aziz Nesin'den dızeler, Nâzım'a adanmış türküler okuyan sanatçılara yönelen tepkiler, dalgalanan üç hılalli bayraklar. Adana'da 1995'in sıcak bir perşembesi. Karşılaş- tığım tüm kediler nereden geleceğı behrsiz bir 'umut'un peşinde sankı. "Onbaşılar 'kebapçısının kedisi yeni zengin müşterilerın sevgisizliğıni kanıksa- mış artık; mutfaktaki dostlarının yanından ayrılmıyor. "Afrodit" Pavyon'un kedisınin hali ondan dokunak- lı. Eski, küçük pavyonların düşünü kurmakla geçirı- yor gecelerini. Çünkü Yılmaz'ın kımi filmlerine yan- sıyan o naif aşk öykülerıne yer yok artık bu gösteriş- li gazinoda. Dostluk duygularını tumden yıtırmemış Rus kızlarının okşamalan da olma.sa yaşam lyice çe- kilmez olacak. Tabii, bir de şıir olmasa. Adanalı bir şairin, bu yıl Al- tın Koza Kültür ve Sanat Festivali Şiir Yarışması'nda "En İyi Şiir Dosyası" ödülünü kazanan Mustafa Em- re'nin. intihar eden bir sanatçı. balerin Asuman İla için yazdığı "Ölüm Balesi" şıırinı usul usul söylerken yakaladım onu. Size de dınletmek istiyorum. "Üşümüş büyümüş bir kelebek gibi Kanatlannda göğü indırecek gibi Süzülüp düşen solgun balerin Uğultulannı bir gaz bulutunda Umutlannı bir ışık yumağında Bırakıp ölume derinden derın Uçuvermış dirımin elinden Kınk kanatları havada kalan kuş Sesini uçup giden buluta sormuş" GÖSTERİMDEKİ F.İLMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ • • • • • • • * * • • * • • • • • Apollo 13 Bir Kadının Anatomısı Braveheart' Cesur Yurek Chasse aux Papıllons / Kelebek Avı Full Metal Jacket Land and Freedom / Ulke ve Ozguriuk Murıel's VVedding /Evlilik Rüyası Shallovv Grave / Mezannı Derın Kaz! Specıes / Tehlıkeh Tür
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle