Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1995 PAZAR
8 PAZAR KONUGU
Cem Ozdemir
Alman Federal Parlamentosu 'ndaki ilk iki Türk
kökenli milletvekilinden birisi olan Cem Özdemir,
1965 yılında Almanya 'da doğdu. 1963 'te işçi
olarakAlmanya ya göç eden bir ailenin çocuğu.
Eğitimini ilkokuldan itibaren Almanya 'da
sürdürdü. Önce meslek okulunu hitirdi. Klasik lise
öğrenimini ise daha sonra gerçekleştirdi, sonra
sosyalpedagoji okudu. Üniversiteyi geçen yıl
bitirdi. 16 Ekim 1994 tarihinde Almanya 'da
yapılan genel seçimlerde Birlik 90/Yeşiller 'in
Baden Würtemberg Eyaleî listesinden Alman
Federal Parlamentosu na milletvekili olarak
seçildi. Son seçimlerde Alman Sosyal Demokrat
Partisi nin listesinden milletvekilliğini kazanan
Leyla Onur 'la birlikte Federal Parlamento 'ya ilk
kez giren Türk kökenli iki milletvekilinden birisi.
Özdemir, Almanya göçmeni, tipik bir ikinci kuşak
Türk çocuğu. Almancayı Türkçeden daha güzel ve
ahcı konuşuyor. Kulağında küpesiyle olağan bir
Alman genci görüntüsü çizerken, ülkesine olan
sevgi ve baglıhğıyla da ortalama bir Türkgencine
benziyor. Özdemir, milletvekili seçildikten sonra
ilk resmi gezisini ocakayı başında Türkiye 'ye
yaptı. Özdemir 'le Istanbul da görüştük
'SünnettisuL bü tenısiledeımzsin ded\W
ORALÇALIŞLAR
-Siyasi yasama nasü başladımz?
ÖZDEMİR- 15 yaşının sonuna dogru
Yeşiller Partisi'nin üyesi oldum.
Almanya'daki yasalara göre 16 yaşında
partilere girmek mümkün. Daha önce de
çevre hareketınde. banş hareketınde yer
almışttm. Sıyasetle ilgım okulda başladı.
Okulda atom santrallanna karşı
yürüyüşler organıze ediyorduk. O yıllarda
Amerikan Lockheed başlıklan
Almanya'ya yerleştinlecekti. Onlara karşı
çıktık. Bu yıllarda Yeşıller Partisi'nden
haberdar oldum.
Yeşıller tçınde o yıllarda normal klasik
lıseye gıtmeyen tek genç bendım Meslek
okulunda okuyordum. Türk çocuklan
Almanya'da genellikle dil ve kültür
sorunlan yüzünden büyük çoğunlukla
'gymansium' adı verilen klasik liseye
gidemezler. Meslek okullanna gitmek
zorunda kalırlar. Ben de o yıllarda Türk
çocuklannın izlediği normal yolu izliyor
ve meslek okuluna gıdiyordum. O
yıllarda bu göstenlere ve toplantılara
katılan herkes ya 'gymnasıum'lu veya
yüksek tahsilliydi, bir tek ben öyle
değildım. İşçi kökenli, Türkiye kökenli
kimse bu toplantılarda yoktu
- Bu ilgi sana nereden geldl Eğitimin,
kökenin buna pek yatkın olmadığı halde,
o yıllarda hangi etkenler seni çevre
hareketine çekti?
ÖZDEMİR-Çeşıtli nedenler var. Bunu
özetleyebilmek oldukça zor. Aılem
siyasete karşı açık görüşlüydü.
Öğretmenim de sosyal demokrattı. Alman
Sosyal Demokrat Partisi'den yerel
parlamentoya milletvekili seçildi. Aynca
partınin yerel yöneticisı. Ben de
öğretmenimin aksine onun partisınden
farklı bir partiye girmeye karar verdim. O
zamanlar öğretmenimi en fazla kızdıracak
partı Yeşiller Partisi idı. Ben de o partıyi
seçtim.
-1970'liyıllardayeşilhareket büyük bir
yükseliş yaşamtştı ve bu yükselişin en
önemli merkezi de Alman yeşilleriydi.
Daha sonra ciddi bir düşüş ve kriz içine
girildL Şimdi durum nedir?
OZDEMİR- Şımdi durum iyi Son
seçimlerde Almanya'nın üçüncü partisi
dururrmna geldik. Her zaman üçüncü
parti olan FDP'yı (Alman Liberal Partısi)
bu seçimlerde ilk kez geçtik ve onlar
dördüncü duruma düştüler.
- Ama ikiyd önce büyük bir durgunluk
vardı?
ÖZDEMİR- Bunun nedeni de yeşillerin
kendilennden kaynaklanıyordu. Parti
içinde vitalısm-reform kanadı
çekişmelerinden dolayı. kendı içimıze
dönük sorunlarla uğraşıyorduk. Dığer bir
mesele ise iki Almanya'nın bırleşmesi
konusunda ortaya çıkan soruna Yeşiller
Partisi'nin ciddi bir cevap
verememesiydı. Seçmenler bu konuda
bizden çözüm önerileri bekliyordu. Biz
ise iç çatışmalarla meşgulduk. Bunun
bedelini ödedik ve bundan ders aldık.
Daha sonra yapılan eyalet seçımlerinin
hemen hepsini kazandık. Hatta Hessen'de
iktidar ortağı olduk..
Yeş»er ve iktjrtar
- Yüzde kaç oy aldınız son seçimlerde?
ÖZDEMİR- Yüzde 7.4 oy aldık. FDP ise
yüzde 7.1 'de kaldı. Onlan ilk defa geçtik.
Yine ilk kez parlamento dışı kalan bir
partı yenıden parlamentoya girmiş oldu.
Şimdiye kadar bunu hiçbir parti
başaramamıştı. Biz çocukluk
hastahklannı aştıktan sonra bir ihtiyaca
cevap verdığimiz için yeniden halkın
desteğıni kazandık.
- Parlamentoda kendinize en yakm siyasi
parti olarak hangi partiyi görüyorsunuz?
ÖZDEMİR- Her şeyden önce şunu
söyleyeyim. PDS (Demokratik Sosyalist
Parti- Doğu Almanya'daki iktidar partisi
Sosyalist Birlik Partisi'nin yenne
kuruldu) ile bir koalısyon kesinlikle
olamaz. Bunu daha önce teorik olarak
düşünüyordum. Şimdi Meclis'te Doğu
Alman eyaletlerinden seçilmiş
milletvekili arkadaşlanm var. Bunlann
birçoğu bu partinin yönetımde olduğu
dönemlerde cezaevlerinde yatmışlar. Çok
acılar çekmişler. O sistemi 40 sene
yöneten kişilerle biz koalisyon
kuramayız. Doğu Almanya'da o yılllarda
muhalefet yapan arkadaşlanmız vardı ve
onlan içeri atan, eziyet edenler ise şimdi
PDS içindeler.
- PDS yönetimi o geçmişi eleştirdiğini ve
kendini değiştirdiğini defalarca açıkladı?
en, PKK'nin
eylemlerine her
zaman sert eleştiriler
yönelttim. Bu yüzden birçok
Kürt arkadaş bana kızdı.
Beni çeşitli dernekler
engellemek istediler. Delege
toplantısında da Meclis
listesine ahndıktan sonra
bile engellemeye çalıştılar.
Bir taraftan da bana Kürtçü
diyorlar. Artık iki taraf bir
araya gelip karar versin.
en Kürtçü müyüm,
Türkçü müyüm? Ben
de diyorum ki: Ben
ne Türkçüyüm, ne de
Kürtçüyüm. Bana aşırı
milliyetçilik hiçbir şey ifade
etmiyor. Ben insanhktan
yanayım, banştan yanayım.
Demokrasi çerçevesinde bir
çözümden yanayım.
eşiller her zaman belli tabulan yıkmak ıçın ortaya çıkmıştır. Bu tabulardan birisi
solu ve sağı olan ikili bir parlamenter sistem. Almanya'da durum aynı. Bu ikili
yapıyı biz reddediyoruz. Birçok konuda Hıristiyan Demokratlar'la Sosyal
Demokratlar o kadar çok benzeşiyor ki, bunlan ayırt etmek mümkün değil.
ÖZDEMİR- PDS hem geçmişi
eleştinyor. hem de bu sorumluluğun
ortaklan bu partı içinde yer ahyor. PDS
bu tür kişilerle ilgili net bir ruturn almadı.
Halen Doğu Alman Güvenlık Örgütü
STASi dosyalannda bu partinin
yönetıcilerinin sorumluluklan temıze
çıkmadı. CDU (Iktidardakı Başbakan
Hetanut Kohl'un başkanı olduğu
Hıristiyan Demokrat Birlıği) ıle de
koalisyon yapamayız. Onlann da artık
muhalefete geçmesi gerek. Muhalefette
kendisini düzeltmeli ve yaşlı kafalan
emekliye ayırmalı. Şu anda koalisyon
yapabıleceğimiz tek partı Sosyal
Demokratlar.
- Siz ortaya çıktığınızda sisteme çok
muhalif mesajlar veriyordunuz. Şu anda
ise parlamentoya girmek, o çok
eleştirdiğiniz sistemin çürümüş
partileriyle koalisyonlar kurmak gibi
hesaplar içindesiniz. Zaten eyaletlerde
Hıristiyan Demokratlar'la ve Sosyal
Demokratlar'la
koalisyonlara
giriyorsunuz. Yakında
merkezi hükümet
içinde de yer
alabileceğiniz
anlaşdıyor. Se oldu
sizin eski
ideaUerinize?
ÖZDEMİR-Yeşiller
her zaman bellı
tabulan yıkmak içın ortaya çıkmıştır. Bu
tabulardan birisi solu ve sağı olan ikili bır
parlamenter sistem. Almanya'da durum
aynı. Bu ıkıli yapıyı biz reddediyoruz.
Birçok konuda Hınstıyan Demokratlar'la
Sosyal Demokratlar o kadar çok
benzeşiyor ki, bunlan ayırt etmek
mümkün değil. Sosyal Demokratlar 40
senedir tek basına Kuzey Ren
Westfalia'da iktıdardalar. Onlann
uygulamalanyla CSU'nun (Hınstiyan
Sosyal Birliği) faşıst diye nitelenen Josep
Strauss zamanında yaptıklanndan hıç
farkı yok.
- Sizin farkınız ne?
ÖZDEMİR-Yeni birpartıyiz. Diğer
partılerden farklı olarak hiçbır lobiye
bağh değıliz. Diğerlerinin söyleyemedığı
şeylen söyleyebıliyoruz.
- Yann siz de büyük bir parti haline
gelirseniz ve iktidar hesaplan içine
girerseniz -ki şimdiden bazı eyaletlerde
iktidar ortağı durumundasımz- aynı
tehlike sizi de beklemiyor mu? Bunu
karşı ne gibi önlemleriniz var?
ÖZDEMİR- Şu anda partimizde gayet iyi
bir dıyalog var. Örneğin genç ışverenler
bizim partımizdekı ekonomi ve çevre
uzmanlannı çağınyorlar. Bızim de bu
konulan tartışmaya ihtiyacımız var
diyorlar. Bu konuda Hıristiyan
Demokratlar'ın ve Sosyal Demokratlar'ın
hiçbir çabası yok. Bu konularda ilgınç
öneriler yalnızca Yeşiller Partisi'nden
geliyor. Bu nedenle en ilgınç tartışmalar
Yeşilier'le işverenler arasında oluyor. Biz
onlara, eğer siz Almanya'nın ılenye
dönük pazarlannı kaybetmek
ıstemiyorsanız, çevTe konusunda bır
numaralı ülke olmamız gerekir, diyoruz.
PetraKeiy'ninölümü
- Yeşiller'in ünlü isimlerinden Petra Kelly
geçen yıl dramatik bir şekilde öldü.
Bunun partiniz üzerinde ne gibi etkisi
oldu?
ÖZDEMİR- Yeşıller Partisi geçmişte çok
cıddı hatalar yaptı. Bunu kabul etmek
gerekiyor. Bu hatalardan birisi de kendi
önde gelen isimlerimize karşı yaptığımız
hatalardır. Otto Schily gibi önemli bir
parti adamımız bu yanlışlann sonucu
sorulanna dönüşerek gelışiyor. Öğleyin
12'de yayımlanan bu programı genellikle
evde oruran yaşlı kışıîer izlıyorlar. Bu tür
insanlann sakin ve dengeli kışıler
olduğunu düşünüyordum. İlk telefon
geldı ve tepki şu: Bu sünnetli adam nasıl
bizim Mechsımize girebılir. Bu Meclis'e
sünnetlinin girebilmesi mümkün değil. O
adam orada ne anyor, diye tepki
gösteriyor. Yaşlı bir Alman kadın
söylüyor bunlan. Yanımda ülkenin en
deneyimli gazetecileri var. Bu soru
karşısmda tutuldular ve ne diyeceklerini
bilemediler. Gazetecilerin önünde düğme
var isterlerse bu telefonu kesebılir. Ama
her iki gazeteci de şaşkınlıktan düğmeye
basmayı bile akıl edemediler. Bunun
üzerine ben söze gırdim. Bu soruyu
memnunlukla karşıladığımı behrttim ve
şöyle devam etrim: Ben Meclis'e
girmenin sünnetle bir ilgisi olduğunu
sanmıyorum. Ama siz madem böyle
söylüyorsunuz, Meclis'e girme
'Savaş karşıtıyım, iki ülkede de
askere gitmeyi kabul etmedim'
olarak Sosyal Demokrat Partiye gitti.
Petra Kelly gibi önemli bir isme parti
gereken değeri ve önemi vermedi. Onun
parti içindeki önemini kavrayamadık.
Bizim bu hatalanmız da onun ölümüne
yol açan nedenlerden biri oldu. Onu
tanıyanlar ve çe\Tesındeki kişilerin
yorumlan da bu yönde.
- Gelelim Türkiye ile olan iliskilerinize.
Türk kökenli bir Alman
parlamentersiniz. Bu nasıl bir duygu. İlk
kez bir Türk çocuğu Alman
Parlamentosu 'na giriyor. Alman ırkçüan
bunu nasıl karşıladüar?
ÖZDEMİR- Size küçük bir örnek
anlatayım: Seçilmem yalnızca Türkiye'de
değil, Almanya'da da ilgiyle karşılandı.
Faks ve telefon yağmuruna uğradım.
Seçimden bır hafta sonra Alman Birinci
Televizyon kanalında 45 dakikalık bir
yayına çıktım. Bu program aynı anda
radyodan da yayımlanıyordu.lzleyiciler
canlı olan bu yayın sırasında telefonla
anyorlar ve soru yöneltiyorlardı. Bu
program arayanlann hiç aracısız ulaştığı
tek program. Telefonlar hiçbir kontrolden
geçmiyor. İki tarafımda iki tanınmış
gazeteci oturuyor. Önce program onlarla
sohbetle başlıyor, giderek izleyicilerin
koşullannı tekrar okuyayım, isterseniz
adresinizi verin, sıze elde ettiğim
sonuçlan bildiririm. Kadın yeniden
hakaret etmeye devam edince düğmeye
basıp sesini kestim. Ardından ikinci
telefon. Yine yaşlı bir kadın: Bu adam
Asyalı, bu adam Müslüman, bu adam
bizim Meclisimizde ne anyor, bunun bu
Meclis'te ne işi var, diye bağınp hakaret
etmeye başladı.. Üçüncü telefon: Yine bir
Alman. Bu defa genç birisi. Benden özür
dilıyor. Telefonlar nedenıyle çok
üzüldüğünü söylüyor. "Başınıza sık sık
böyle şe>ler geliyor. Gazeteler de yazdılar.
Ne yapacağunı bilmiyorum, sizden Alman
halkı adına özür dilemek istiyorum"diyor.
Ben araya girdim, özür dilemeniz
gereksiz diyerek sözlerimi şöyle
sürdürdüm: "Ben de Alman vatandaşıyun.
Ben onlan seçmedim, onlar beni seçti.
Birlikte vaşamak zorundaytz. Bunu kabul
etmek zorundayız. Böyleleri de var, sizin
gibüeri de var, benim gjbileri de var. Bu
her toplumda ö\ledir. Bunu hoşgörmetniz
gerekiyor."
- Türk tarafından da çeşitli tepkiler
aldığınız anlaşıhyor. Hürriyet gazetesinin
Almanya basktsmda sizinle ilgili bir
haberde şöyle diyor: Küpesini sevsinler.
Ve sizin siyasi görüşlerinize ilişkin ağır
ifadeler kullandıyor. Başka benzer
tepkiler de aldığınızı sanıyorum.
ÖZDEMİR- Ben Tübıngen'de
oturuyorum. Seçim bolgem ise
Ludwisburg. Oturduğum yerden
milletvekili olamadım. Nedeni şu:
Tübingen'de daha önceki seçimlerde
adaylığımı koydum ve kaybettim. Bunun
iki nedeni var: Birinci neden Bosna-
Hersek. Partim içinde bu konuda muhalif
gruba dahilim.Batı'nın Bosna-Hersek
politikasını eleştıriyor ve karşı çıkıyorum.
Ustelik ben pasifistim, bu yüzden
Türkiye'de askerliğimı yapmayı reddettim
ve yurttaşHktan çıkanldım. Almanya'da
da askerliğimi yapmadım. Çünkü savaşa
karşıyım, askerlige karşıyım ama, bazı
istisnai durumlar var, Bosna-Hersek gibi.
Orada pasifist olmak yetersiz kalıyor.
Mahatma Gandi'nın de kabul ettiği gibi
bazı hallerde ınsanın kendini savTinması
en doğal hakkı. Pasifızm de bu durumlan
kabul ediyor. Ne yazık
ki partimdeki
çoğunluk bunu böyle
görmüyor. Bu nedenle
Bosna-Hersek'tekı
silah ambargosunun
kaldınlmasını istedım.
İkinci neden: Türkiye
politıkası. Adaylığım
içın toplantı salonuna
girerken kapının
solunda ve sağında Kün kökenli
arkadaslar duruyordu ve bildiri
dağıtıyorlardı. Bildiride benim için bu
adam Türkiye'nin adamıdır, Kürt
düşmanıdır, MtT ajanıdır, bu adam
büyükelçiyle görüşüyor. Bu adam
başkonsolosun kokteyline gidiyor. Bu
adam Türkiye çızgisinde, dediler. Bu iki
suçlamayla oturduğum bölgeden
seçilemedım.
'Türk düşmanhğı yapnnyopunf
Bunun üzenne Ludvvısburg'dan aday
oldum ve oradan seçildim. Hürriyet
gazetesinin haberine gelince: Ben,
PKK'nin eylemlerine her zaman sert
eleştiriler yönelttim. Bu yüzden birçok
Kürt arkadaş bana kızdı. Beni çeşitli
dernekler engellemek istediler. Delege
toplantısında da Meclis listesine
ahndıktan sonra bile engellemeye
çalıştılar. Bir taraftan da bana Kürtçü
diyorlar. Artık iki taraf bir araya gelip
karar versin. Ben Kürtçü müyüm, Türkçü
müyüm? Ben de diyorum ki: Ben ne
Türkçüyüm, ne de Kürtçüyüm. Bana aşın
milliyetçilik hiçbir şey ifade etmiyor. Ben
insanlıktan yanayım, banştan yanayım.
Demokrasi çerçevesinde bir çözümden
yanayım. Bana gazetede saldmlmasının
nedeni, Tuncelı olaylanndan sonra,
köylenn yakılmasından sonra bir
konferans vermiş ve bu toplantıyı
Almanya'da KOMKAR isımlı bir
dernekle birlikte yapmıştım. Bunu bütün
Alman televizyonu ve gazeteleri
yayımladılar. KOMKAR demokratik
çizgide olan Kürt örgütlerinden birisi.
PKK ayn, onlar ayn benim için. Milliyet
gazetesi bunu olduğu gibi güzel bir
şekilde verdi. Ben orada şunları söyledim:
Biz Türkiye'nin önemini biliyoruz. Bu
nedenle bir dost olarak Türkiye'yi
eleştırmek zorundayız. Bunun Türk
düşmanlığıyla ne alakası var? Özgür
Ülke'ye bomba atılmasına ben karşıysam,
Özgür Ülke'de çıkan yazılan onayladığım
anlamına gelmez. Ama bir gazeteye atılan
bomba, basın özgürlüğüne atılan bir
bombadır. Bunu ne yazık ki
anlatamıyorum Demek ki hata bende.
- Miüetvekilleri sizi nasd karşıladüar?
ÖZDEMİR-O da ılginç. Konuşmam
sürekli alkışlandı. Gelenek, her partinin
milletvekılinin kendi arkadaşının
konuşmasını alkışlaması şeklindedir. Beni
ise neredeyse bütün partilerden
milletvekillen alkışladılar. Bu, .,
K
"""
:
";'it
;
konuşmamm zabıtlanna da geçtf.
Konuşmamın sonunda dığer partilerden
çok sayida milletvekili gelip beni tebrik
ettı. Ben de buna çok önem veriyorum.
Türkiye'ye yönelik, göçmenlere yönelik
bir şeylen değiştırmek istiyorsak daha
geniş kitleye ulaşmamız gerekiyor. Partili
arkadaşlanmın söylediğine göre
Hıristiyan Demokratlar ilk kez bir yeşil
milletvekilini alkışlamışlar. Ben Türkiye
konusunda yumuşak bir konuşma
yapmasaydım onlar alkışlamazlardı.
- Türkiye 'nin Avrupa 'nın çeşitli
örgütlerine girmesi konusunda ciddi
sıkıntılar yaşanıyor. Bu konu sizin
oralarda nasıl değerlendiriliyor?
ÖZDEMİR-Ben Turkıye"nın Avrupa
Topluluğu'na gırmesınden yanayım.
Gümrük Birliği'ne de girmesinden
yanayım. Bunun içın elimden geleni
yapmak istiyorum. Böyle bır şey
gerçekleşmezse bu hem Türkiye için,
Avrupa için de kötü olacak. Ama bu
konuda Türkiye'nin yapması gereken
şeyler var. En önemlısi demokratikleşme
paketi. Meclis'ten bir türlü geçemedi.
Vaatler yerine getinlmedı. Biz elimizden
geleni yapmak istiyoruz. Örneğin Sıvas
olaylanyla ilgili mahkemenın verdiği
karar. Bu kararla, DEP karannı karşı
karşıya getirince şaşkına dönüyoruz.
Bunu Batılı ınsana anlatmak çok zor.
- Siz, Türkiye demokratikleşme yolunda
adtm atmazsa, Batı kurumlarında yeri
yok mu demek istiyorsunuz?
ÖZDEMİR- Şunu tekrar söyleyeyim.
Türkiye'nin AT'ye gırmesi hayati
önemde. Türkiye için de Avrupa için de
çok önemli. Mutlaka gerçekleşmesı şart.
Bunun gerçekleşmesi için Türkiye'nin bir
şeyler yapması şart. Türkiye'de hastalık
haline gelmış şöyle bir anlayış var:
A\Tupa bize karşı, bütün dünya bize karşı,
herkes bizim düşmanımız. Türkün
Türkten başka dostu yok.
- Böyle bir durum yok mu?
ÖZDEMİR- Ben ona pek inanmıyorum.
Iğneyi kendine batır diye bir atasözü
vardır. Bunu önce uygulamak gerekiyor.
Bu Almanya için de Türkiye için de
gerekli. Aynı kompleks, benim birçok
Yunanlı arkadaşım var, onlarda ortaya
çıkıyor.
- Buna dar milliyetçilik diyebilir miyiz?
ÖZDEMİR- Geç gelişmiş ülkelerde bu
tür kompleksler zaman zaman oluyor.
Türkiye'dekı milliyetçilik hastalığı
gelişmiş bir hastalık değil. Bu hastalık
Avrupa'dan gelme
- Türkiye'de nasıl bir program
uygulayacaksınız?
ÖZDEMİR- însan Haklan Vakfi
aleyhinde açılan davayla ilgili bazı
zıyaretler yapacağım. Bu davanın karan
ayın 1 l'inde. Bu dava çok önemli. Ben
dava ile ilgili Alman parlamenterlere bir
çağn yaptım. Bu çağnyı çok sayıda
milletvekili imzaladı. Bunlar içinde en
önemlısi Hıristiyan Demokratlar'ın
Türkiye politikasını belirleyen Bay
Kosindyk'ın bu çağn>T imzalamasıydı.
Sayın Cindoruk'a ileteceğim.
Cumhurbaşkanı ile görüşeceğim. Cem
Boyner'le, Ercan Karakas'la. Mahmut
Alınak'la görüşeceğim. Alman
vatandaşlığına geçişte Türkiye.
yurttaşlanna bazı zorluklar çıkanyor,
bunu yetkililere anlatacağım.