Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1995 PAZAR
14 KULTUR
Yılmaz Güney'in
dokümanter filmi
hazırlanıyor
Sanat, her şeyi vaat eder,
hiçbîr şeyi değiştirınez
Kültür Servisi - Yılmaz Güney
Kültür ve Sanat Vakfi, Yılmaz
Güney'in onuncu yıldönümünde,
sinemacı, sanatçı ve insan kişiliğini
konu alan bir dokümanter film
hazırlıyor.
Yönetmenliğini Ahmet Soner'in
yaptığı film, daha önce bu konuda
yapılmış olan 'Yılmaz Güney
Belgeseü", 'Duvarm Etrafinda',
'Yılmaz Güney
ve Ülkesi' gibi
belgesel
fılmlerden,
Türkiye'de
yapılan ilk
çalışma olması
özelliğiyle
aynlıyor. Bu
belgesellerden
yararlanılmakla
birlikte, önemlı
ölçiide
tanıklıklara
dayanan filmde,
Güney'in
Adana'daki ilk
gençlik
yıllanndan
oyunculuk
yıllanna,
yönetmenlik
yıllanndan hapishane yıllanna ve
Paris'e kadar uzanan yaşam
öyküsü, yakınında bulunan, onunla
calışan ve aynı cezaevinde yatan
kişilerin anılanna dayanılarak
anlatılıyor.
Filmde özel kişilerin arşivlerinden
edinilen, Yılmaz Güney'e ait
fotoğraf ve mektuplann yanı sıra
basında yer almış haberlerle,
televizyonda yayınlanan haber ve
görüntülere de yer verilecek.
Bir ayı aşkın bir süredir devam eden
çalışmalarda şimdiye dek yönermen
Yılmaz Atadeniz, Atrf Yılmaz.
yapımcı-yönetmen Hasan
Kazankaya. reji asistanı Muzaffer
Hiçdurrnaz. yazar Özdemir Ince ve
Erdal Öz, görüntü yönetmeni Kaya
Ererez, set amiri Selahattin GeçgeL
set teknisyeni Mevlut Ekinci,
oyuncular Ayşe Emel Mesçi, Güven
Şengil, sinema yazarlan Atilja
Dorsay, Ha>Tİ Caner, Agah Ozgüç
ve Onat Kutiar ile görüşmeler
yapıldı. Onat Kutiar, The Marmara
Oteli'ndeki Cafe
Marmara'ya
yerleştirilen
bombanın
patlaması sonucu
yaralanmasından
48 saat önce
yapılan çekimde
52 dakika
konuştu.
Önümüzdeki
günlerde Yılmaz
Güney'in eşi
Fatoş Güney, oğlu
Yümaz Güney,
Gani Turanu, Ali
Uğur, Atilla
Ergüo,
Abdurrahman
Keskiner, İrfan
Atasoy,
Abdurrahman
Palay, Tunç Başaran, Tank Akan,
Melike Demirağ, Yaşar KemaL
Fatnıa Girik. Hürya Koçyiğit, thsan
Gedik. Bülent Oran, Aytaç Arman.
Şanar Yurdatapan, Halil Ergün,
Kadir Savun, Kamil Dede. Necmi
Demir ve Ilkay Demir'le röportaj
yapılacak. Bu isimlerin dışında
yirmiyi aşkın kişiyle de çekimler
yapılacak.
Teknik hizmetlerini Ram-Data'nın
üstlendiği. genel koordinatörlüğünü
Feyzan Nizam'ın, kameramanlığını
Eşref Okay'ın yaptığı filmin
çekimlerine Adana ve Mersin'de de
devam edilecek.
Uluslararası Nâzım
Hikmet Şiir Ödülü
Adonis'e
ödülu
14 ocakta
verilecek
Kültür Servisi - Nâzım Hik-
met Kültür \e Sanat Vakfı tara-
fından bu yıl ilki düzenlenen
"Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir
Ödülü". cumartesi günü Cemal
Reşit Rey Konser Salonu'nda ya-
pılacak bir törenle şair Adonise
verilecek. John Berger. Cevat Ça-
pan, Memet Fuat, Selahattin Hi-
lav, Henrik Nordbrandt. Titos
Patrikyos ve Andrei Vbznesens-
ki'den oluşan uluslararası jüri, ge-
çen ay tstanbul'da toplanmış ve
ilk ödülün Arap şair Adcnis'e ve-
rilmesine oybirliğiyle karar ver-
mişti. Jüri, Adonis'in yapıtlannın
sanatsal degeri ve duşünsel içeri-
ğinin niteliğinı göz önüne alarak
bu karara vardıklannı belirtmişti.
Cumartesi günü Kültür Bakanı
Timurçin Savaş'ın açılışını yapa-
cağı ödül törenine jüri üyelerinin
yanı sıra Sezen Aksu, Genco Er-
kal, Müjdat Gezen, Aziz Nesin,
Arif Sağ, Cüneyt Türel ve Erol
Uras katılacak.
Sekiz bin dolar ve plaketten
oluşan Uluslararası Nâzım Hik-
met Şiir Ödûlü'nün kazanan
Adonis, 1930 Suriye doğumlu.
Ülkesinın bağımsızlığa kavuşma
sürecini yaşayan Adonis, Suri-
ye'de bulunn Fransız kuvvetlerine
karşı gösteriler örgütledi.
İlk şiirlerini de bu sıralarda ya-
yjmladı. Beyrut Saint Joseph
Universitesi'nde doktorasını yap-
tı.
Ortadoğu'dan Fas'a kadar tüm
Arap şiirini etkileyen Adonis,
Arap şiir geleneğinden koparak
şiiri özgürleştirdi ve Arap şiirinin
kendi kimliğini yitirmeksizin
dünya şiiriyle ilişki kurmasına
çalıştı. 1971 yılında Suriye-Lüb-
nan En tyi Şair Ödülü'nü,
1986'da Brüksel'de Uluslararası
Şiir Bienali Büyük Ödülü'nü ka-
zandı.
Adonis, 1983 yılında Paris'te
Stephen Mallarme Akademisi
Üyesi seçildi. Adonis, 1961 yılın-
dan bu yana Paris'te yaşıyor.
Kültür Servisi - Yladimir Na-
bokov'un romanı 'Lolita', Adrian
Lyne tarafından ikinci kez sine-
maya aktanlıyor.
'Lolita' ilİc kez 1962 yılında
beyazperdeye aktanlmış, yönet-
menliğini Stanley Kubrick'in
üstlendiği, başlıca rollenni Ja-
mes Mason, Shelley VVînters, Pe-
ter Sellers ve Sue Lyon'ın paylaş-
tığı ve 'vahşi, son derece eğlenceti
bir komedi' olarak nitelenen bu
filmin senaryosunu Nabokov
kendisi yazmıştı.
Lyne'in yeni yetme kızları
baştan çıkaran dâhi, delı ve sa-
natçı Humbert Humbert rolü için
Daniel Day Lovis'i düşündüğü
belirtiliyor. Lyne'in HaroM Pin-
ter'a ısmarladığı senaryoyu red-
detmeye karar vermesiyle, 'Loli-
12-13 yaşında birine oynatma
konusundaki kararlılığı. büyük
olasılıkla filmin ticari başansını
garantileyecek.
Bu filmi Andrei Tarkovsky
çekseydi hiç kuşkusuz her istedi-
ğini yapabilecektı. Ancak
Lyne'in de sansürle başının der-
de girmesi olasılığına pek fazla
şans tanınmıyor.
Romanda cıddi, toplumsal açı-
dan önem taşıyan bir öğe bulup
ön plana çıkarması bekleniyor.
'Lolita' dört Amerikalı yayıncı
tarafından reddedildikten sonra
1955 yılında Olympia Press ya-
yınevi tarafından yayımlanmıştı.
Kitabı reddeden yayıncılardan
biri. Lolita'nm 12 yaşında birer-
kek çocuk olması. Nabokov'un
da aşın derecede süslü biçemi
• Vladimir Nabokov'un romanı 'Lolita',
Adrian Lyne tarafından ikinci kez
sinemaya aktanlıyor. Yeni yetme kızlan
baştan çıkaran dâhi, deli ve sanatçı
Humbert Humbert rolü için Daniel Day
Lewis' düşünülüyor.
ta'nın yeni versiyonunun iyi bir
film olacağı yolundaki umutlar
söndü.
Ancak Lyne'in kitaba Kub-
rick'den çok daha sadık kalacağı
da bir gerçek.
1962 yılında çeşitli kısıtlama-
larla karşı karşıya kalan Kub-
rick'in, Lolita rolünde, ondan en
az beş yaş büyük hoş bir yetişkin
olan Sue Lyon'ı oynatmak zorun-
da kalması, Humbert'ın Loli-
ta'ya aşkının bütünüyle yasak bir
tutkudan çok sıradan bir sabit fi-
kir olarak algılanmasına neden
olmuştu. Lyne'in Lolita rolünü
yerine kısa, 'gerçekçi' rümceler
kullanmış olması halinde kitabın
içeriğinin bir ölçüde kabul edile-
bilir hale gelebileceğini ileri sür-
müştü.
Nabokov ise 50'li yılların
Amerikası'nda 'Lolita' kadar ka-
bul edilemeyecek iki şey daha
bulunduğunu söylemiştı: Bir be-
yazla zencinin başanlı evliliği ve
mutlu, yararlı bir yaşam sürüp,
yüz altı yaşırıa geldiğinde uyku-
sunda huzur ıçinde ölen bir tann-
tanimaz.
'Lolita' kısa sürede soft porno
bağlamından çıktı. 'Kirli' bir ki-
tap olarak sahip olduğu ün. çok
satılmasını sağladı. Böylece Na-
bokov da sıkıcı akademik hayat-
tan kurtularak, bütün zamanını
yazmaya ayırabilmişti. 'Lolita'
geniş kitlelerce bir başyapıt ola-
rak tanınırken, yazar ölmeden
önce, 1977 yılında iki başyapıt
daha yazdr.
'Pale Fire' ve 'Transparent
Things'. Nabokov'un 1926 yılın-
dan beri başyapıtlar üretmekte
olduğunun anlaşılması zaman al-
mıştı.
Nabokov'un Rusça'dan olduğu
kadar, sonradan öğrendiği Ingi-
lizce'den aldığı ifade gücü, za-
manın kasvetli Anglo-Amerikan
gerçekçiliğiyle keskin bir karşıt-
lık oluşturmuş, insanı büyüleyen
tümceleri, John Updike ve Mar-
tin Amis'in de aralannda bulun-
duğu yazarlardan oluşan yeni bir
kuşağa esin kaynağı olmuştu.
Nabokov, bir gazetede okudu-
ğu, Paris Hayvanat Bahçesi'nde
bir maymuna resim yapmayı öğ-
reten bekçıyle ilgılı haberden
esinlenerek Lolita'yı yazdığını
söylemişti.
Maymunun çizdiği ilk anlaşı-
labilir resimde, kafesinin par-
maklıklan vardı. Humbertın de-
hasının ve eşsiz nesrinin başara-
bildiği de buydu işte. Inanılmaz
icatlarıyla. parlak ayrıntılarla.
kafesinin parmaklıklannın res-
mini yapıyordu.
Humbert, bir düzen, güzellik
ve yetkinlik yaratan kendi deha-
sının tutsağıdır; kendi ımgelem
gücü ve tutkusu dışında varola-
maz.
'Lolita'nın iletisi ise şuydu.
Sanat her şeyi vaat eder ama hiç-
bir şeyi degiştirmez. Parmaklık-
lardan başka bir şeye dönüş-
meyen yetkin ve üstün göriin-
tüler sunar bize.
'îlahi amacın işlevsel nesneleri'ni yarattı
Kültür Servisi - tsviçreli sanatçı
Max Bill mimar ve ressam olarak
uluslararası alanda tanınan bir sa-
natçıydı. Geçenlerde 85 yaşında ya-
şama veda eden Bill, yapıtlartm da-
ha çok 'tasarun; flahi amacın işlev-
sel nesneleri' olarak nitelıyordu.
1930'lu yıllarda mimar olarak en-
gelleyici durumlarla karşılaşan Bill,
grafik tasanmcılığına yönelmiş, bu
alandakı çalışmalan ona ülkesi dı-
şında da ün kazandırmıştı. Savaştan
sonra yayımladığı ve insanlar tara-
fından oluştunılan bir çevrede her
bır nesnenin önemini vurguladığı
'Form' adlı kitabı, onu sanat okulla-
nnda bir kahraman haline getirmiş,
bir kuramcı ve somut sanatın önde
gelen savunucusu olarak büyük bir
prestij kazanmıştı.
Çocukluğu mekanik bir verimli-
lik atmosferi içinde geçmişti. 1952
yılında Uygulamalı Sanatlar Oku-
lu'nun ikinci sınıfındayken yaptığı
îsviçreli mimar ve ressam Max Bill'in bu anıta
yaklaşımı, kullanıcının ürünle olan asıl
ilişkisinin çok büyük önem taşıdığı bir inancı
yanıtlayan tasanmcının yaklaşımıydı.
Sanatçı geometrik biçimleri benimseyerek,
entelektüel, genellikle de matematik bir
düşünceyi estetik yapıya sokmaya çalışıyordu.
bir çömlek, Paris'teki Dekoratif Sa-
natlar Sergisı'nin lsviçre'ye aynlan
bölümünde sergilenmek üzere seçil-
mişti. Bu. kariyerini belirleyen et-
kinliklerden bıriydi. Mimarlık eğiti-
mi görmek üzere Bauhaus'a baş-
vurdu. Bill yapıtlannda ve yazdık-
lannda, Bauhaus'ta ders veren so-
mut sanatın kuruculanna borcunu
ifade ediyordu. Eğitimini tamamla-
dıktan sonra, 1929 yılında avant-
garde fotoğrafçılığın. Rus yapısalcı-
lığının, somut ve gerçeküstü resmin
gelişını haberleyen Zürih'e döndü.
30'lu yıllarda fotoğrafçı eşi Binia
Spoerri'nin de yardımıyla poster,
reklam broşürü ve kitap tasanmı
yapmaya başladı. Grafik tasanmcı-
lığının ilk klasik parçaiannı üretti.
1936'da Milano Trienali'nde Büyük
Ödül'e değer görülmesiyle ilk bü-
yük başansını kazandı.
Bu trienal ona heykellerinden bı-
rini sergileme fırsatını verdi. Bu
heykel, önde gelen savunuculann-
dan biri haline geldiği somut sana-
tın örneklerinden biriydi. Somut sa-
nat, geometrik biçimleri benimseye-
rek, entelektüel, genellikle de mate-
matik bir düşünceyi estetik yapıya
sokmaya çalışıyordu.
Bill, 1952 yılında 'Bilinmeyen Si-
yasi Mahkûm' adlı başyapıtıyla bir
anıt yanşmasına katıldı. Seçici ku-
rul, yapıtına verdiği bu ısimle ne
demek ıstediğini sorduğunda " Ya-
radıhştan özgür ve kendi sorumlulu-
ğunun bilincinde dürüst bir adam"
yanıtını vermıştı. Bu düşünce, ' bi-
çim ve fikrin özdeş olduğu, sanatçı-
nın her bir aynntıyı \'azgeçilmez ve
kasıtlı olarak gösterebildiği bir çö-
züm'de simgelenmişti.
Bill'in bu anıta yaklaşımı. kulla-
nıcının ürünle olan asıl ilişkisinin
çok büyük önem taşıdığı bir inancı
yanıtlayan tasanmcının yaklaşımıy-
dı. 'Form'adlı kitabında. 'Yirminci
Yüzyıl Ortasında Tasanmcılığın Bir
Bilançosu11
alt başlığını taşıyan çi-
zimler: sanatçının heykeltıraşlığı
kadar, tasanmcılığının endüstri açı-
sından üretilmiş nesnelennı. bilim-
sel modellerin ve jeolojik yapılann
fotoğraflanyla birlikte bir daktilo
kılıfı, saç fırçası, masa lambası, ma-
sa ve sandalyeleri de kapsıyordu.
Oscar için
24 Avrupa
filmi
yanşacak
Kültür Servisi - Bu yıl En İyi
Yabancı Film Oscan için yirmi
dört Avrupa filmi ynşacak.
Bu filmler arasında, Belçi-
ka'dan Gerard Corbiau'nun 'Fa-
rinelli". Fransa'dan Andre Techi-
ne'nin 'Les Roseaux Sauvages',
Almanya'dan Margarethe von
Trotta'nm 'The Promise', Maca-
ristan'dan Janos Szasz'ın 'Woy-
zeck'. ttalya'dan Gianni Ame-
lio'nun 'Lamerica', Makedon-
ya'dan Milcho Manchevski'nin
'Before the Rain'. Polonya'dan
Krzysztof Kiesiovvski'nin 'Trois
Couleurs: Blanc-Üç Renk: Be-
yaz*. Portekiz'den Joao Botel-
ho'nun 'Three Palm Colours',
Rusya'dan Nikita Mikhalkov'un
'Burnt by the Sun', Ispanya'dan
Jose Luis Garoi'nin 'Cradle
Song', Isveç'den Colin Nut-
ley'nin 'The Last Dance' adlı
filmleri de bulunuyor.
Listede eski Yugoslav cumhuri-
yetlerinde dört film var.
45 yıldır fotoğraf çeken Jane Bown, içgüdülerine çok güveniyor
'Zaman vegünışığı, düşmanlarım'
Kültür Servisi - Jane Bovvn'ın ilk
fotoğrafı bundan kırk beş yıl önce
'TheObserver'da yayımlanmıştı.
tlk yapıtlan daha çok çocuklan
konu ediyordu. Gazetenin o
zamanki fotoğraf editörü MechtiM
Navviasky, ona bir telgraf
göndererek Bertrand RusseH'la
eşinin Londra'daki otellerinde
kahvaltı ederken fotograflannı
çekmesini istemişti. Nawiasky,
Jane'in çektiğı inek gözü
fotoğrafını görmüş ve bir ineğin
gözünü çekebildiğine göre, her
şeyin fotoğrafını çekebileceğini
düşünmüştü. Jane BOWTI, Bertrand
Russell'ın kim olduğundan pek
emin değildi. Ama bu işin
üstesinden gelmeyi başardı.
1994 yılının bitiminden kısa bir
süre önce yine Londra'da bir otelde
Woody Alİen'ın fotograflannı
çekmişti. Russel'dan bu yana
Amerikan başkanlannın, Ingiltere
başbakanlannın (Thatcher ona
"Konuşmak için değil, fotoğrafımın
çekilmesi için buradayım" demişti),
Beckett'tan Betjeman'a pek çok
yazann fotoğrafını çekmiş, beş
kitap yayımlamıştı. Mesleginin
yaşamındaki yerini "Zaman ve
•Mesleği
yaradılışıyla özdeş.
Fotoğrafçılık dünyaya
ışığın ve gölgenin
biçimlerinden oluşan
estetik bir açıdan
bakmayı gerektiriyor.
Kendini hâlâ
profesyonel bir
fotoğrafçı olarak
görmüyor. Buna
karşılık içgüdülerine
çok güveniyor.
günışığı benim düşmanlanm. Ama
durgun sularda yolculuk
yapmaktan hoşlanmıyorum.
Çalkanb olduğu zaman farklı bir
şeylerin ortaya çıkması olasılığı
arüyor" sözleriyle özetliyor.
Peki hiç başansızlığa uğradığı oldu
mu? Bu konuda "Korkunç bir
başansızbk yaşamadun. \ asatlığa
düştüğüm oldu. Ama hiç bütünüyle
kötü bir iş çıkarmadım" dıyor.
Fotoğrafı bir sanat dalı olarak
görmüyor ya da başkalannın
kendisi için söylediği gibi fotoğraf
makinesi aracılığıyla nesnelerin ve
kişilerin ruhunu gördüğünü de
düşünmüyor.
Fotoğrafını çektiğı her neyse,
onunla arasında insanlarla
arasında olduğundan çok daha az
engel var. Sözgelimi biryardımcısı
yok. "Onlara ne yapmalan
gerektiğini söyleyemem. Kendim de
bilmiyorum ki" diyor.
Kimi zaman yeteneğinden söz
ederken de şöyle diyor: "Bu bir
formül belki de. Kendi formüjünüzü
buluyorsunuz. Benim vapttğımı
herkes yapabilir. Ben siyah bir
zemin kullanı\orum. Rkhard
Avedon beyazı yeğüyor" diyor.
Mesleği yaradılışıyla özdeş.
Fotoğrafçılık dünyaya ışığın ve
gölgenin biçimlerinden oluşan
estetik bir açıdan bakmayı
gerektiriyor. Kendini hâlâ
profesyonel bir fotoğrafçı olarak
görmüyor. Buna karşılık
içgüdülerine çok güveniyor.
Bown, Richard O'Brein'ı boyte
görüntülemişti.
Yeni bir 'edebiyat ürünleri dergisi': Nar:
Kültür Servisi- Yeni bir "edebiyat
ürünleri dergjsi" yayın hayatına
başladı. Adı 'Nar:'olan; şiir,
hikgye, eleştiri ve deneme
yayımlayan bu dergi, iki ayda bir
yayımlanacak.
Derginin en önemli hedeflerinden
biri de her yıl sonunda altı
sayıdan yapılacak bir seçmenin
Ingilizce olarak yayımlanması.
Hatta ilk sayıdan çevirmenlere bir
çağn yapılmış ve çevirmek
istediİcleri edebiyat ürünlerini yayın
sekreterliğine bildirmeleri
duyurulmuş. Oğlak Yayıncılık ve
Reklamcılık Ltd. Ştı. adına
Nan'ın sahibi ve sorumlu
yazı işleri müdürü Senay
Haznedaroğlu.
Derginin ilk sayısında Mevlânâ
Celaleddin Rumi'nin rubaileri yer
alıyor. Asaf Halet ÇeJebi'nin
Fransızca ve Türkçeye
çevirdiği rubaıler, Farsça
onjinalleriyle de birlikte
yayımlanmış. Giovanni
Boccaccio'nun "Decameron"undan
Rekin Tekso>p
'un çevırisiyle
"Beşinci Gece/Dördüncü Öykü",
Nahid Sırn Örik'in kitap
ve resim eleştirilerini içeren
"Hayat ile Kitaplar"ın birinci
cildinden alınan "Tenkidin
Durumuna Dair Bflanço"
başlıklı yazı, Sabahattin
Eyüboğlu'nun 3 Şubat 1965
tarihinde Ziya Şav'a yazdığı
mektup, Fethi Naci'nin "Çahkuşu"
eleştirisi, Adalet Ağaoğlu'nun "Göç
Temizliği 2"den "Hiçbir Yer"
bölümü, Doğan Hızlan'ın Türk
edebiyatının. Kapalıçarşı'yı yazan
Orhan Veli, Sezai Karakoç
ve Ece Ayhan gibi üç önemli
şairi ve Kapalıçarjı üzerine
yazdığı "Üç Şair Ûç Kapah Çarşı'
başlıklı yazısı, Füsun
Akam'nın "Yaa Yamalan-1",
Hulki Aktunç'un "Ruhlann
Eşitsizliği'' adlı öyküsü, Tuna
Kiremitçi'nin "Kırkıncı Hüner"
yazılan yer alıyor.
ErayCanberk'in "Karşıtça",
Ozkan Mert'in "Bir Dünyalının
Notlan", Haydar Ergülen'in
"Karton Vallz", Idris HaB'nin
"Hamse-i Hali", Enis Batur'un
"Çadu-", "NabK", "Ars", "Camda
Leke", "Marsilya'dan, Son",
"Kuşatma" ve "Mesafe" adlı
şiirleri de derginin ilk
sayısında okunabilir.
"Paul Eluard 100 Yaşında" Nar'ın
ilk dosya konusu. Bu bölümde Halil
Gökhan'ın "Paul Eluard, Ozanın
Doğru Yüreği 100. Yasunda" yazısı
ve Eluard' ın yaşadığı dönemi
anlatan ve I969'da Poetes
d'Aujourd'hui'de yayımlanan "Paul
Eluard ve Zamanı" yer alıyor
Tıtian'm tablosu
•BATH (AFP) - Ünlü ressam
Titian'ın 7.5 milyon dolarlık
(yaklaşık 300 milyar TL)
değerindeki tablosu, önceki gece -
lngiltere'nin güneybatısındaki
Bath'ta, Bath Markisi'nin evinden
çalındı. Italyan ressamın,
"Mısır'dan Kaçış Sırasmda
Dinlenme' adlı tablosu, 1878
yılında 4. Bath Markisi tarafından
satın alınmıştı. Polis yetkilileri,
değerleri henüz bilinmeyen iki
tabloyu daha çalan hırsızlann,
markinin evinin camını ,
kırdıklannı, alarmın çalmasına
karşın kaçmayı başardıklannı ;
belirttiler. '.
TO YıUan Antfap' i
sohbeti
•Kültür Servisi - Şehir <
Tiyatrolan'nın emekli sanatçtfan, •
yann Harbiye Muhsin Ertuğrul
Sahnesi Fuayesi'nde bir araya
gelerek seyircilerle birlikte sohbet
edecekler. Şehir Tiyatrolan'nın
kuruluşunun 80. yıldönümü ;
dolayısıyla düzenlenen '80 Yıldan '
Anıiar' başlıklı sohbet toplantısı,
yann saat 14.00'te gerçekleşecek. •
Katılan sanatçılar, kurumun '
geçmişine ait tanıklıklannı, acı- f
tatlı sahne anılannı anlatacaklar. ;
Toplantıda konuşmacı olarak
Muhip Arcıman, Nejdet Mahfi *
Ayral, thsan Devrim, Samiye •
Hün, Fuat lşhan, Zihni Küçümen,
Jeyan Mahfi Tözüm. Mücap '
Ofluoğlu ve Nüvit Özdoğru yer
alacak. •
Emlakbank'ın 69. yıl
kutlaması i
•İSTANBUL (AA) - Türkiye ]
Emlak Bankası, '69. Kuruluş j
Yıldönümü'nü, Kızılordu
Korosu'nun konseri yerine,
Bilkent Üniversitesi ve lstanbul
Devlet Opera ve Balesi (IDOB)
orkestralannın verecegi iki '.
konserie kutlayacak. Bankanın ,
kuruluş yıldönümü kutlamalan
programında yer alan Kızılordu
Korosu ve Dans Topluluğu'nun •
gösterisi, Rusya'nın Çeçenistan'a
müdahalesi sonucu iptal edilmişti.
MİHA ımıhabirlerinin
fotoğraf sergisi
•Kültür Servisi - Marmara ;
Üniversitesi tletışim Fakültesi
Haber Ajansı (MİHA) :
muhabirleri, dün Kadıköy t
Bahariye'deki Saint Josephliler
Derneği Sasyal Tesisleri Caporal '
Evi'nde bir sergi açtı. On sekiz i
öğrenci-muhabirin, siyah-beyaz <%
portre çalışmalannın ağırlıkta
olduğu kırk beş fotoğraftan oluşan
sergi. 21 ocağa dek izlenebilir.
Sgetvar'a Türk :
çeşmesi
•ANKARA(AA)-Kültür ,
Bakanlığı tarafından Kanuni'nin
doğumunun 500. yılı etkinlikleri
çerçevesinde Macaristan'ın
Zigetvar kentinde yapılan Kanuni
anıtının yakınına bir Türk çeşmesi
yapılacak. Bakanlık yetkilileri,
Zigetvar Savaşı sırasında
askerlerin su gereksiniminın
karşılandığı kuyunun zaman
içinde Osmanlı çeşmesine
dönüştüğünü. çevre halkı
tarafından da öyle bilindiğini,
ancak daha sonra bu çeşmenin
kapatıldığmı belirttiler.
Vahap Demirbaş
sergisi Houston'da
• ANKARA (ANKA) - Suluboya
sanatçısı Vahap Demirbaş,
resimlerini Houston'da
sergileyecek. Artium Sanat
Galerisi'nin düzenlediği sergi,
çarşamba günü Houston- Texas'ta
açılacak. Sergi. Watercolor An
Society Galerisi'nde açılacak.
Sergi, herhangi bir devlet yardımı
ve kredisi alınmadan tamamen
Artium Sanat Galerisi tarafından
gerçekleştiriliyor. Açıklamada,
"Bu serginin Amerikalı
sanatseverlere Demiraş'ın '•
resimlerinde var olan doğa
sevgisini, yaşama sevincini ve
insanlanmızı, smır, dil ve yaşam
farklılıklannı kolayca aşarak
direkt olarak taşıyacağını
umuyoruz" denildi.
AFSAD'ın yarışması
• Kültür Servisi - Ankara
Fotoğraf Sanatçılan Derneği'nin
bu yıl on.ikincisini düzenlediği
"Memleketımden İnsan
Manzaralan" konulu ulusal
fotoğraf sergisi yanşması
sonuçlandı. Siyah-beyaz baskı
dalında AFSAD Ödülü'nü Uğur
Kavas, Fotoğraf Dernekleri
Çalışma Kurulu Ödülü'nü Gül -
Ezen kazandı. Renkli baskı
dalında Kültür Bakanlığı
Ödülü'nü Ünsal Kınıklı, saydam
dalında Çankaya Belediyesi
Ödülü'nü Mine Hoşgün kazandı.
Yanşmanın sergisi ve ödül töreni
3 şubatta Devlet Güzel Sanatlar
Galerisi Eşref Üren Salonu'nda
düzenlenecek. Seçiciliğini Kemal
Cengizkan, Ibrahim Demirel,
Şakir Eczacıbaşı, Ibrahim Göğer,
Umit Kıvanç ve Özcan
Yurdalan'ın yaptığı yanşmada
192 fotoğrafçınm 600 eseri
değerlendirildi.