29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
&AYFA CUMHURİYET 30 OCAK 1995 PAZARTESİ HABERLER Izlenimler Kurultayda komediler zinciri... ^AVŞE SAYIN ANKARA-SHP-CHP bütünleşmesı, yaşanan bir dizi "skandaldan" sonra. hafta sonuna ertelenırken. kendilerinı 28 ocak kurultayına endeksleyenler, hiçbır yerde izleyemeyecekleri. "tarihi komedı""ye de tanık oldular SHPlide'ri Murat Karayalçın'ın. hıç hesapta yokken, "ya tek aday üzerinde uzlaşır$ınız ya da bu kurultay oimaz" yönündeki anlaşılmaz ültimatomu. bu resti gören CHPGenel Başkanı Deniz Baykal'ın. uzlaşma treninı. "dakika farkıyla" kaçırarak adaylığını açıklaması, ilan edildiğı halde toplanamavan SHP kurultayı. "komediler rinciıi"nın halkalannı oluşturdu. Karayalçın ve Baykalın. "Çatı CHP, genel başkan Hikmet Çetin" formülü üzenndeki uzlaşması öncesınde, sınirlen gerilen SHP delegelen. gelinen noktayı tek cümle ıle özetlediler: "Bırak Türkive'yi, dünyaya rezil oMuk" 'Saza niye gelmediıT CHP ve SHP hderlennın, karşılıklı "goP meraklan nedeniyle gerçekleşemeyen bütünleşme, her ıki partının delegesını ısvan ettırdi. CHP lideri Baykal'ın, kurultay salonuna giderek "Saza niye gelmedin" türküsü eşliğinde. ; Karayalçın \e kurmaylanna defalarca "randevuya geün'*çağnsi yaptığı, ancak yanit alamadığı saatlerde. umutlar da yavaş yavaş karardı Baykal, öncekı gün kurultay salonundan. bır kez daha gerçekleşmeyen, "solun Mderiigi" hayalinı cebine koyarak avnlırken. CHP Genel Merkezi"nde partı yöneticıleri ve delegeler, isyanlan oynuyordu. SHP \e CHP parti yöneticileri arasında "u/.laşma" arayışlan sürerken. CHP delegeleri. genel merkezın üst katındaki Adaletevi'nde, "Saza niye gelmedin" ve "Caney Caney, Işte meydan ey" türkülerinı, Karayalçın ve ekıbine uyarlayarak efkâr dağıttılar. Aynı saatlerde ve bir kat aşağıda ise CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. Baykal'ın adaylıktan çekilmesıni ıçıne sindiremediğini, -Baykal oimazsa ben aday otacagım" sözleri iledile getırdı. Denizli delegelen. bu u duyumu < * aninda değerlendirdiler \e "Adayımız Keskin" sloganlan attılar. Gece boyunca hareketlı saatler yaşanan SHP ve CHP genel merkezlennde. iki partinin üst düzey yöneticileri saat 5.30 sıralannda son karan aldılar. CHPde Genel Başkan Yardımcısı AliTopuz. SHP'de Genel Sekreter Mustafa Tîmisi. artık uzlaşma umudu kalmayacağını bırbırlerıyle yanşırcasına açıkladılar. Ancak. partının yönetıcilerini genel başkanları yanılttı. Karayalçin \e Baykal. ^ürpriz bir şekilde bır arava gelerek "uziaşıverdiklerini" açıkladılar Bu görüşme öncesınde. Atatürk Spor Salonu'nda. kurultaylannın toplanmasını bekleyen SHP delegelen ıse bır başka sürprizle karşılaştı Kurultay salonunda Dev'et Bakanı Azimet Köylüoglu dışında tek parti yöneticısı yoktu ki o da bir süre sonra ortadan kayboldu. Köylüoglu, hıç karamsardeğildı. Durumu. "Küçük bir yara aldık" diye özetledi Salonda "Saza niye geünedin" şarkısı çalarken. yaklaşık 90 delege, genel merkezın kurultayı engellediğı ve delegeden kaçırdığı gerekçesıyle parti yönetimini istifaya çağırdı. Delegeler protestolannı. "Kunıltay karan, parti meclisi kârarıv la çignenemez, parti yönetimi istifa etmelidir. Biz bölgemize nasıl. hangi yüzie dönecegiz. Basında. luunuoyunda rezil olduk. Türkiye'ye rezil olmak bir yana, dünyaya rezil olduk" diyerek dile getirdiler. Sonuçta, yeterli delege bulunamadığı ıçın kurultay toplanamadı. Kurultay tutanağını imzalamak ıçin salona gelen Genel Sekreter Yardımcısı Vamık Tekin ise açıklamasını. kızgın delegenin tepkisini dikkate alarak. sivil polislenn kuşatması altında yapabildi. Delegeler, Baykal ve Karayalçın'ın uzlaşmalan üzerine, "kızgınlıklan ve kırgınlıklanm" bir haftalığına erteleyerek hafta sonu için bir kez daha randevulaştılar. CHP'de coşku... SHP'de olağanüstü kurultay için imza kampanyası başlatıldı BaykaPm hesabı aynBÜLENTSARIOĞLU ANKARA - CHP Genel Başkanı De- niz Baykal C H P çatısı ve HikmetÇetin' ın tek adaylığı konusunda uzlaşıldıgını ku- rultay a açıklarken, "hesaplaşma" zama- nını erteledığinin mesajını da verdı "Her şeyin zamanı vardır. iddianın da yol ver- menin de. Şimdi yol vermenin zamanı- dır*\iıyen Baykal, Çetin'ın adına karşı "yuh" seslerinin yükseldiğı kurultayda. "sözünün dinlenmesi" uyansında bulun- du. Protokolde hüküm bulunmasına kar- şın. delege sayısının yetersiz olması ne- deniyle toplanamayan SHP kurultayında, "Genel Başkan istifa" sloganlan atıldı. Dün toplanan CHP Kurultayf nda, bu- tunleşilen partinin lideri konusunda an- laşmaya vanldığını divanın ve Selim Sır- rı Tarcan Spor Salonu'ndaki topluluğun ayakta alkış ve sloganlarıyla açıklayan CHP lıden Baykal. "Her şeyin zamanı var. iddianın da zamanı var. yol vermenin, ön vermenin de zamanı var. Zaman şim- di yol verme, ön açma zamanıdır" diye- rek. gelecek dönemdekı bir "hesaplaşma- nın" mesajını verdi Karayalçın'a dokundurma Konuşmasının "erdemvesözündedur- ma" yönünde vurgulamalar ıçeren bazı bölümlennde Karayalçın'adokundurma- lar yapan Baykal, Hikmet Çetin'ın adını söylemesinin ardından duyulan "vuh" seslerı lizerıne, "Birbirimize sahip çık- manıa, omuz vermenin yolu bazen, sahip çıktığımız insanın sözünün dinlenmesin- den geçer. Şimdi kurultay unızın sözümü dinlemesini istivorum" dedi. Baykal. "Türkiye, seninlegunır duyu- yor" sloganlan arasında geldığı salonda, partililerin coşku gösterileriyle konuşma- sını sürdürdu. Sosyal demokrasinin, günün dağınıklı- ğından. gecenın bunalımından kurtanldı- gını. hakettiği berraklık ve aydinlığaulaş- tınldığını belırten Baykal. konuşmasını şöy le sürdürdü' "İnsana inananlan böldürtmeyeceğiz. Türkiye'nin özlediği o büy iik giicii ortay a koyacağız. Bu defa boynunuz bükük, yü- reginiz ezik, gözleriniz yaşlı olarak değil. • Baykal, 3 saat geç geldiği kurultaya Hikmet Çetin üzerinde anlaşıldığını açıklarken, duyulan "yuh" sesleri üzerine, "Her şeyin zamanı var, iddianın da, yol vermenin de. Şimdi yol vermenin zamanıdır" dedi. Konuşmasının bazı bölümlennde Karayalçın'a mesajlar gönderen Baykal, "dürüstlük ve erdemi" vurgulayan cümlesini, "Baykal. Baykal", 'Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlan nedeniyle tamamlayamadı. Baykal, sosyal demokratlann karşı kar- şıya getirildiği bır tuzağın tersine çevril- dığini belirtirken, "Türkiye'de tertemiz inançlaria. duygularia doiu, Atatürkçü, demokrasiye, cumhuriyete, laikliğe, sosyal adalete inanan, insana inanan, paraya se- .-'ete, ranta değil, dünistlüğe. erdeme" di- ye başladığı cümleyi, "Baykal, Baykal" sloganlan ve alkışlar nedeniyle tamamla- yamadı. Baykal, SHP lideri Karayalçın'la olan görüşmesi nedeniyle kurultaya geç geldi- ğini anımsatması sırasında salondan "yuh" sloganlan atılması üzerine, toplu- luğu "Bir dakika, bir dakika" diye yatış- tırdı. Bütünleşme kurultayına, "tek aday üze- rinde uzlaşma sağlanamadığı" gerekçe- sıyle katılmayan SHP yönetimi, bütün- leşme protokolü gereğince dün yapılma- sı gereken 9. Olağanüstü Kurultayı'nı da toplayamadı. Atatürk Spor Salonu'nda yapılması planlanan kurultay. "teknik hazn-hklar" tamamlanmasına İcarşın. delege çoğunlu- ğu sağlanamayınca toplanamadı. SHP parti yönetimının, kurultayın yapılmaya- cağını duyurması üzerine salona sadece 90 delegenin geldiği öğrenildi. Kapıdan çevrildiler Bütünleşme kurultav ına katılmayan SHP. yapılması gereken kurultav ını da dele- ge çoğunluğunun sağlanamaması üzerine gerçekkştiremedi. (Fotoğraf: AA) ûıançla, sevgivle hep beraber Atatürk Spor Salonu'na geleceksini/. Dün (önceki gün) gecenin sancılan. bunalımları için- den bütünleşme sonucunusıkardık.O ka- ranlığı aştık. Sosyal demokrasinin güne- şini önümüzde görüyorum. Sadece CHP'nin ayakta kaldığı bir bütünleşme gerçekleştireceğiz. CHP Genel Başkanı olarak ben, Sayın Hikmet Çetin'i 15 gün sonra genel başkan olarak görmekten çok büyükmutlulukduyuyonım.Günduygu- sallık. kişisellik, bagnazlık günü değildir. Anlavış.sevgi,dayanışmagünüdür. Birbi- rimi/e sahip çıkma günüdür. Siz bana yar- dımcı olacaksıniA ben Savın Hikmet Çe- tin'e yardımcı olacağım. Biz bir model or- taya koyduk. Bu modeli si/e emanet edi- yorum, buna sahip çıkacaksınız. Önü- müzde veni görevler. yeni sorumluluklar var. Bu duyguyu hicbir zaman yüreginiz- den yitirmemenizi tstiyorum. Bu. sosyal demokrasinin bütünleşmesinin gereğidir. Bu Genel Başkanınız Deniz Baykal'ın si- ze verdigi görevdir. sorumluluktur." Saat 10 00'da başlayacağı duyurulan kurultaya katılmak üzere sabahın erken saatlerinde gelen delegeler önce salona alınmadılar Delegelerin bır bölümünün salona alın- masından sonra. geç gelenlenn de "Ku- rultay yapılmayacak" denilerek, kapıdan çevnldikleri ilen sürüldü Salonda, ku- rultayın toplanmamasını protesto eden delegeler, önce "Gend Başkan ve parti yöneticileri gelene kadar" salonda otur- ma karan aldılar. Ancak saat 11.10 civa- nnda. hükümet komıserının yeterli ço- ğunluk bulunamadığı gerekçesiyle kurul- tayın iptal edildigini açıklaması üzerine bu karardan vazgeçıldı "Genel Başkan istifa" sloganlannın atıldıgı salonda. başını Istanbul eski Mil- letvekılı Kenan SÖnmez'in çektiği bir grup delege. olağanüstü seçımli kurulta- yın 18-19 martta toplanması için imza toplama karan aldı. ANAP GRIJP BAŞKANVEKİLİ OLTAN SUNGURLL'MN DEfiERLENDlRMESl: Aydınlann kurultaydan alacağı çokdersvar • ANAP Grup * ' " "' Başkanvekili Oltan Sungurlu, SHP'yle CHP'nin fiyaskoyla sonuçlanan bütünleşme kurultayını tüm politikacılan "mahcup eden" bir olay olarak niteledi. Sungurlu Gelişmelerin son derece rahatsızlık verici ve üzücü olduğunu söyledi. OS\IAN AYDOGAıN ANKL\R\ - Türkiye'nin ekonomisinden. dış politıkaya ve koalisvonun geleceğine kadar pek çok konusunun geleceöının endekslendıöi SHP-CHP bütünleşme kurultav ı nda vaşanan "fiyasko". ANAP cephesınde "üzüntüyle" karşılandı. ANAP TBMM Grup Başkanvekıh Oltan Sungurlu. gelişmelerin tüm politikacılan sıvası ahlak açısından "mahcup ettiğini" belirterek "Son derece üzücü bir hadise. Türk demokrasisinin daha ne kadar çok yola ihtivacı olduğunu gösteren bir hadise. Türk politikacı ve aydınının bundan alacağı çok ders var" dedi. Solda birlık konusunda yaşanan gelışmelerle ilgıli Cumhuriyefın sorulannı yanıtlayan Oltan Sungurlu. "Son derece rahatsızlık verici bir manzara"vla karşı karşıya SOSYAL DEMIRKIRATLAR GULGEÇ ss olunduğunu söyledi. Sonucun Türk solu açısından ne olacağım bılemediğinı. ancak Türkiye'nin pek çok meselesinın bütünleşme kurultayına endekslendıgıni sövleyen Sungurlu. "Bütün halkın önünde aylardır sözler verildi. laflar söv lcndi, sonra da sivasi ahlak açısından hepimizi mahcup eden bir manzara geBşti"dedı. "Kötüsöz söylemek istemiyorum" dıyen Sungurlu. "Ama son derece üzücü bir manzara. Bu tabii yalnız yapanlan üzen bir hadise değil. hepimizi üzmesi gereken bir hadise. Türk demokrasisinin daha ne kadar çok yola ihtivacı olduğunu gösteren bir hadise" diye konuştu Sıyası partıler arasındakı dengeler açısından kurultayın neler doğuracağının görünmedığini ifade eden Sungurlu, sözlennı şöyle sürdürdü: "Sosyal demokratlar Türkiye'de büyük zaaf içindeter. Bunun sonucunda belki bu yaralardan istifade ederek güçlenirler. Belki bunlar, Türkiye için bir fayda sağlar. Ama Türk politikacısının, Türk aydınının bundan alacağı çok diers var." Sungurlu. ikınci gün Deniz Baykal ile Muıat Karayalçın arasında sürdürülen uzlaşma arayışlan ve Hikmet Çetin ismi üzennde anlaşma sağlandığına ilışkin haberleri ise "Hayıriı olsun. Hiçbir şey ummıryonım ve söylemiyorum. Görüyorsunuz, neticeleri bilmek için müneccim olmak lazun" sözleriyle değerlendırdı. BtZ BtZE ERDAL ATABEK Kaybeden Emektir... Sol partiler, geçmışte de günümüzde de "emekten ya- na" olanların siyasal örgütleridir. Gerek SHP ve CHP'de gerekse DSP'detoplanmış insanlar bu toplumun çile çe- ken insanlarıdır. Elbette içlerınde "emekçi" niteliğinin dı- şında işler yapanlar da vardır, ama onlar da "emekten ya- na" olmak durumundadırlar. Günümüzde "emek" aynı zamanda özgür düşüncenın de demokrasinin de insan haklarının da temsilcisidir; öyle olmak zorundadır. Sol par- ti olmayı bu eksenin dışına kaydınrsanız geriye sadece ik- tidar mücadelesi kalır. Böyle bır ıktidar mücadelesı de bu kulvarda daha başarıyla yarışan sağ partilerin gerisinde kalmaya mahkûm olur. Görünen tablo da budur. iki sol etiketli partinin bırleşme-bütünleşme çabalannın başansız kalması beklenmeyen bir olay değildir. Başarı- sızlığın nedeni de "genel haşkanlık" hırsı değildir. Başan- sızlığın nedeni, "emeğin örgütlenmesinin sonımluluğu" yerine "iktidar olma yarışı"n\n konmasıdır. Bütün sol ke- simleri temsil ederek iktidar olmak elbette bir siyasal par- tinin hedefidir, ama bu hedefe yürümenin sağlıklı yolu "ne- yi temsil ettiğini" unutmamaktır. Bütün bu hayhuyun için- de bu asıl variık nedeninın unutulduğu görülüyor. Bugün Türkiye'de emek de emekçiler de sistemin silin- diri altında eziliyor. Işçiler 12 Eylül'den beri yitirdikleri sen- dikal haklannı almanın mücadelesini veriyor. Kamuda ça- lışan memuriar grevlı toplusözleşmeli sendika hakkını ala- bilmek için hertürlü çıleyi göze alarak mücadele edıyor- lar. Faili meçhul cinayetlergünlük olaylar sayılacak kadar hayatın bir parçası durumuna getirılmiş. Toplum şeriat fa- natizminin gölgesiyle ürker duruma gelmiş. Eğitim, kamu yönetimi, din ağırlıklı bırgelışıme kaydınlmış. Kürtsorunu çözümsüz bir yolda sürüp gidiyor. Dış ilişkiler her türlü problemin içinde bocalıyor. Demokrası, çeşıtli tehditler altında. Bütün bunlara kım sahip çıkacak? Sol parti, bugün bütün bunlara sahip çıkamazsa niçin var olacak? Bir sol partt bütün bunlara sahip çıkarak si- yasal ıktidara talip oimazsa bunu ne zaman yapacak? Ül- kenin bugünkü koşullan bir sol parti için en uygun zaman değil mi? Bunu göremeyen sol, sol olur mu? Bunu stra- teji olarak belirlemeyen, program olarak benimsemeyen, bentmsese de sahip çıktığını gösteremeyen sol, sol olur mu? Her gün her olayın üstüne gıdemeyen sol, sol olur mu? Elbette olamaz. Olamadığı için de anlatamaz. Anlat- tığı zaman da kımseyi ınandıramaz. Kendı yapamadığı şeylerden medyayı sorumlu tutarak, iç çekişmelerinı ba- haneederek, "osuçluydu" "hayırötekikabahatliydi"tar- tışmalanyla oyalanarak kazanılacak bir şey yoktur. Bugü- ne kadar olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Belki bunların da yaşanması gerekiyor. Dünyanın da Türkiye'nin de içınden geçtığı çalkantılı dönem belki bun- ların da yaşanmasını gerektıriyor. Bunlardan umutsuzlu- ğun doğmaması için her şeyı yenıden yeniden düşünmek gerekiyor. "Bölündü mü, birleşti mı?"noktas\nda tıkanıp kalmadan bütünü görmek gerekiyor. ANAP'la DYP'nın el ovuşturması da boşunadır. Solun toparlanamaması on- ların da güçsüzlüğünü ortaya koymaktadır. Bu durumda kazanacak olan sadece Refah Partisı'dir. Sısteme ortak olmayı reddettiği için, doğru ya da yanlış sisteme karşıt olduğuna kıtleleri inandırabildığı ıçin Refah Partisı kaza- nacaktır. Bugünkü durumdan kaybeden ne Karayalçın'dır ne Baykal; kaybeden emektir. Emekçiler bir süre daha siya- sal örgütlerınin eksikltğini yaşayacaklardır ama, çözümü gene onlar bulacaktır. SHP'nin çok değerli kurmayları, CHP'nin çok değerli kurmaylan da bu sıkıntıyi aşmanın yo- lunu bulacaklardır. Hiç kimse "bıttiler, tükendiler" türün- den üzüntüye de, eğer sevinıyorlarsa sevince de kapılma- malıdırtar. Emek, insan var oldukça ne biter ne tükenır. Çözüm, sıyasete katılmaktadır. Emekçiler siyasete, gençler siyasete, kadınlar siyasete. Gün, katılım günüdür.. Gün, örgütlenme günüdür.. Gün, iktidar günüdür... RP'den 'Adil Düzen Kampanyası' Kazan: Birleşme için hayale dalanlaryıkıldı • Şevket Kazan. iki partinin bir araya gelemeyişinden DSP \e Ecevit'in kârlı çıktığı yolundakı yorumlar için 'tamamen afakidir' dedi. AN'ICARA (AA) - RP Grup Başkanvekıh Şevket Kazan, "Adil Düzen KampanyasT baş- lattıklannıvebutünmilletvekıl- leri \e parti teşkilatı ıle vatanda- şa Adil Düzen'i anlatacaklannı sövledı. Kazan. RP Genel Merke- zı' nde düzenlediği basın toplan- tısında. kendı ülkelennın v atan- daşlannahiçbirşev veremeven. başanlı olamayan lıderlerin Is- vıçre'nin Davos kasabasinda "Dünya çapında başan" aradık- lannı savundu. Kazan. "Kendi milletlerine hiçbir şey vereme- ven liderterin dünya çapında ba- şanya yönelmeteri abesle iştigal- dir. \Ie\ sim gereği. Davos'ta res- mi görünümlü tatil yapılmakta- dır" dedi Türkive'de TBMM. sivasi partiler vehükümetin tıkandığı- nı savunan Kazan. ıktidann ne- y i ne zaman yapacağını düşüne- mez halde olduğunu iddia etti İhtiraslar uğnına SHP ile CHP'nin bütünleş- mesı sürecınde yaşanan son ge- lişmeleri de değerlendiren Ka- zan. şunlan söyledi: "Ankara'da 2 gündür bir ko- medi yaşanmaktadır. Aylardan beri "bır araya gelecekler. bırle- şecekler' diye gündemi işgal eden iki sivasi partinin faaliyet- krl ihtiraslar uğruna fıv asko ik neticelenmiştir. Hesaplar alrüst olmuş. hayale dalanlann havak leri > ıkılmıştır. İki partinin bir araya geleme- yişinden DSP'nin kârlı çıktığı yolundaki yorumlar tamamen afakidir. Ecevit'in şişirilmesi ta- mamen sunidir. Bazı kişilerin ol- masım istedikleri bir havali can- landırmaktan ibarertir." VAKLP KEPENEK Yapı yanlış olunca, onanm yapılamıyor CHP-SHP bırleşmesi olmadı. Aylarca süren uğraş. onca siyasetçinin zamanı ve emeği, bundan daha da önemlisi mılyonlann beklentisi suya düştü. Olanlan, "skandal, rezalet, ihanet fîyasko..." gibı sözcüklerle betimleyebiliriz. Oysa vapılması gereken, bölünmüşlüğün >a da bırleşememenin nedenlerini, nesnel olarak ırdelemektır. Sondan başlayalım. Tartışmalann odağı ya da düğümü. son kertede, genel başkanlıktı Her şey bır yana bırakıldı ve sorun. genel başkanlıkta düğümlendi. Dışandan ne kadar yadırganırsa yadırgansın. var olan parti yapılannda, bu çok doğaldır. Çünkü ülkemizde parti yapılan, özellıkle de sol partilerin yapılanması, genel başkana endekslidir. Her şey, genel başkan odaklıdır Genel başkana dayalı parti yapılanmasının ekonomik, toplumsal, siyasal nedenleri vardır ve bu önemli nokta, ayn incelemelenn konusudur. Burada, genel başkan odaklı yapının, birleşmeye ilişkin ıki özellığini açahm Özelliklerinden biri kadrolaşma. ikincısi de politıka üretimidir Partilerin genel başkan odaklı yapısı. doğal olarak kadrolaşmaya yansıyor. Genel başkan CHP-SHP birleşmesi neden olmadı? "kendi kadrosu" ıle çalışmak ister. Ancak her genel başkan. "kendisine en yakın ya da çokbağlı" olanlarla çalıştr. Genel başk'anın bu seçıminde. becen \e vetenek değil, kışıve bağlılık asıl belırleyıcıdır. Kamuoyunda kımı zaman. "Başkan iyi de çevresi kötü" gıbı bır kanı oluşur. Bu kanı vanlıştır. her başkan kendı çevresını kendısı orer. sorumluluğu da kendisine aıt olmalıdır. Tepe bövle olunca. partilerin genel merkez, ii ve ılçe orgutlenmelerı de buna göre olur. Tüm binmler. varlıklannı ve siyasal geleceklennı genel merkeze bağlamış durumdadır. Yukandan aşağıya doğru her bırım başkanı. küçük bırer genel başkan olmak durumundadır. Yeni u>e almada. delege seçimlerinde sıvasal varlığını en önde tutar Geçmışteki SODEP-HP birleşmesi, her ıkısınin de çok yeni olduğu bır dönemde gerçekleşti. Yıne de o birleşmenın ne ölçüde başanlı olduğu tartışma götürür Kemıkleşmış yapılann bırbıriyle kaynaşması olanağı yok denecek kadar azdır. SHP ve CHP öncekı gün. bır genel başkan uzennde anlaşarak birleşselerdı bıle onlarca ıl ve yüzlerce ilçe yönetimlennin başkan ve yönetim kurulu üyelerinin "oluştunılması" yeni kavgalara kaynaklık edecekti. Yapı kısaca böyle olunca, kimin genel başkan olacağı büyük önem taşır. Kımıleri için X'ın genel başkan olması. »ıvaseten vok olmaktır. siyasal ölüm demektır. SHP'den va da CHP'den olası genel başkan adaylannın kendilen kadar, belki ondan da fazla. bunlann kadrolannın siyasal geleceğı. bırleşmede behrleyicı olmuştur. Uzun vıllannı "birilerine". yanı "kişiye" bağlı politıka yaparak geçırmış olanlann, o bırilerınden vazgcçmeleri. kendilen ıçin siyasal ıntihardır. yok olmaktır. Bu yapılanmanın obür \"Ü7Ü "kurtancr aramaktır. MI "ın genel başkan seçilmesı durumunda parti yok olacak, ancak M2"nın seçilmesiyle yok olmayacağı gibı güçlenerek kendisını ve de ülkeyı kurtaracak anlayışı yaygındır. Kuşkusuz bir siyasal partıde lider çok önemlıdir. behrleyicıdir; ancak bundan daha önemli olan, partının yapılanması ve ışleyışıdir. Kaldı kı "kurtarıcı" olmak ısteyenler, örneğın Sayın Sosyal, kendilennı seçeceklerı "tasfiye edeceklerini" söyleyerek nasıl seçılebılirdi? Bu çelişki nasıl aşılırdı? Partıcılık genel başkana yakınlık biçiminde yapılanınca, bu durum. "politika üretimine" de olduğu gıbi yansıyor. Gerek yerel düzeyde. gerekse genel merkezde politıka üretimınde genel başkan kesın belirleyicıdir Son birleşme tartışmalan sırasında görüldüğü gıbi. her iki partide pek çok üst düzev politikacı "parti yapısı ve politika üretimi" üzennde görüşler yayımladılar. Ancak üst düzeyde yöneticı olmalanna karşın bu görüşİerını yaşama geçiremiyorlarsa bozukluk yapıdadır. Geriye kalan partililerse ses çıkarmamayı ve genel başkana yakın olmayı yaşamsal buluyor. Sonuçta. politika üretimi çok sınırlı kalıyor Sonuçta. bir yönden genel başkanlann, çevresınde ve buna koşut olarak illerde ve ilçelerde üretımsızlik, yozlaşma ve fosılleşme kaçınılmaz oluyor. Öbür yönden de sol dünya görüşüne yıllannı, emeklennı ve olanaklannı hiçbir karşılık beklemen veren on binlerce partıli. doğal olarak kınlıyor. kızıyor ve çaresizlik içinde kıvranıyor. Bundan sonra neler olur? Kı»a dönemde sosyal demokrat kesimde çalkantılar sürecektır. Ancak var olan parti yapılanndan "uzun dönemde kalıcT olabilecek güçlü bir partinin çıkması. parti yapısı konusunun "demokrarik çözümüne" bağlıdır. Bu yapılmadığı ya da yapılamadığı sürece. yeni oluşumlar kaçınılmazdır. Toplumsal yaşamda ders alınabıldiğı ölçüde deney yararlıdır. Türkiye'nin solculan. geniş katılımla oluşturacaklan sol bır program ve tüzük çerçevesinde yeni bır başlangıç yapacak deney ime ve bınkime sahiptir. Birleşme olsaydı kısa dönem ıçın çözüm gibi görünecektı: çözüm olmayacaktı ve milyonlarca solcu ve demokrat bir kez daha yanıltılmış olacaktı. Bu açıdan yeni vanlış yerine, geçmiş yanlışlardan kaçınarak sağlıklı ve uzun soluklu bır yeni yapılanma için kollan sıvamak, çok daha doğrudur. Hastalıklı bir yapı yerine, yenısini yapmak çok daha sağlıklıdır. Aslında. demokrat ve sol söyleme dayalı 'Türkiye taban oluşumu' gibı yeni yapılanma kıpırtılan, bu sürecın ilk tomurcuklandır. Solun. ıçıne düştüğü yılgınlık ve zavallılıktan kuıtulması ve güçlenmesi de buna bağlıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle