29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17OCAK1995SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tiiccapdan dürüst ticaret kampanyası •tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Izmir Ticaret Odası '•Dürüst tkaret, onurlu tüccar" kampanyası başlattı. Kampanyanın. toplumda yaşanan kirlenme karşısında tüccan koruma ve temiz toplum yaratma amacıyla hazırlandığı bildirildi. Kampanya çerçevesinde 35 bin İZTO üyesinden, tûccann ana ilkelerine uyması istenecek. Taahütnameyi imzalayacak olan şirketler: kişisel dürüstlük. iş ilişkisi, müşterilenne karşı sorumluluk, devletle olan ilişkiier, çaiışanlara karşı sorumluluk, çevreyle olan ilişkîler başlıklı ilkelere göre çalişmalannı sürdürecek. Motorlu Taşıtlar Vergisi • ANKARA (AA) - Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin birinci taksidinin bu ay sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. Maliye Bakanlığf ndan yapılan açıklamada. motorlu kara taşıtlanna ait vergilerin Ziraat Bankası şubelerinden taşıt pulu alınmak suretiyle ödenmesinin gerektiği bildirildi. Bakanlık açıklamasında, mükelleflerin gereksız yığılmalara yol açmamalan ve gecikme zammına muhatap olmamalan bakımından, Ziraat Bankası şubelerinden taşıt pullannı bir an önce almalannın yararlı olacağı kaydedildi. Gökçek topu BOTAŞ'a attı ANKARA (ANKA) - Ankara Büyükşehır Belediye Başkanı Melih Gökçek, doğalgaz fiyatı konusunda hükümetin ve BOTAŞ'ın politikasına bağlı oldukîannı bildirerek "Dolar bazında fiyat aldıkları içın biz de bunu uygulamaktayız" dedi. Gökçek düzenlediği basın toplantısında, doğalgaz konusunda BOTAŞ'ın fiyatı Türk Lirası üzennden belirlemesi halinde kendilerinin de Türk Lirası ûzerinden fiyat alacaklannı söyledi. Gökçek. metreküp başına BOTAŞ'm verdiği fiyat ile geçmiş dönemden kalan dış borçlariçin lOsentaldıklannı kaydetti. Kazakistan'da dövizle ticaret yasak • ALMATI(AA)- Kazakistan'da ticaret ve hizmetler sektöründe döviz kullanımı dünden itibaren yasaklandı. Bu kararla Kazakistan, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri arasında Rusya, Özbekistan ve Ukrayna'dan sonra dövizle ticareti yasaklayan dördüncü ülke oldu. Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından alınan karar uyannca, Merkez Bankası da daha önce dövizle ticaret ve dövizin hizmet sektöründe kullanılması yönünde verdiği lısanslann tümünü iptal efti. ŞİRKETLERDEN HABERLER •COMMERCIAL UNION Sigorta-1994 sonu itibanyla üretimini yüzde 146 oranında artırarak. 802 milyar liraya çıkarttı. •GÜNEŞ HAYAT Sigorta, proje mühendisi şirketi Foster VVheeler'in Türkiye temsilcisi olan Bımaş"ın çalışanlannı sağlık sigortası ile güvence altına aldı. •VVORLD GOLD COUNCIL Singapur'da "Asya Altın 94" sergisini gerçekleştirdi. 1994'ünson aylannda gerçekleştirilen "Asya Altın 94"iki gün boyunca toplam 3400 ziyaretçi tarafından gezildi. •TÜR MENKUL DEĞERLER ve Finansman AŞ'nın Ankara şubesine Sermaye Piyasası Kurulu tarafından faaliyet izni verildi. •ÇIRAĞAN PALACE HOTEL Kempinski Istanbul, Conde Nast dergisinin okurlan tarafından 500 en iyi otel arasından, 1995 yılının Altın Listesi'ne seçildi. Satışta danışmanlık yapacak firma için yasa koşuluyla 4 milyon dolar kredi açacak T için Diinya Bankası devrede ESRAYENER ANKARA - Ulaştırma Baka- nı Mehmet Köstepen, PTT'nin T'si olarak adlandınlan teleko- münikasyon hizmetlerinin özel- leştirilmesine ilişkin yasa tasan- sının, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karannm yayımlanma- sının hemen ardından hazırlana- cağını bildirdi. Dünya Banka- sı'nın, 'T'nin satişında danış- manlık hizmeti verecek firma için 4 milyon dolar kredi açaca- ğını belirten Köstepen, "Dünya Bankası, krediyi ancak yasa çt- kınca verecek" dedi. Hükümet. özelleştırme gelirlerinde en büyük kaynağı beklediği T'nin satış star- tını vermek için Anayasa Mahkeme- si'nin, T'nin özelleştirilmesini düzenle- yen yasanın iptalini açıklayacak gerekçe- li karannı yayımlamasını bekliyor. Köstepen, konuyla ılgilı olarak yaptığı değerlendirmede. gerekçeli karann ya- yımlanmasının ardından. karara göre he- men yeni bir yasa tasansı hazırlanacağı- nı söyledi. Tasannın 1 hafta içinde yasa- laşması için çalışılacağını belirten Köste- pen, şu açıklamayı yaptı: •'Yeni tasanda, hisselerin kaçtajcaçının halka arz edileceğini. kaçta kaçının çaiı- şanlara dağıtüacağını beUi oranlarda be- Köstepen: MüHdyet devlette. NELER YAPILACAK? •Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karannın ardından, yeni yasa tasansı hazırlanacak •Tasanda, hisselerin kaçta kaçının halka arz edileceği. kaçta kaçının çahşanlara dağıtılacağı belirlenecek •Danışman firmanm, özelleştirme yönteminin ve yaklaşık fıyarın belirlenmesi için 9 aylık bir çalışma yapılacak. •Özelleştirme için danışman firma bulunacak. •Ihale aşamasında yardım edecek olan Dünya Bankası, seçilecek firma için 4 milyon dolar kredi verecek •Ana şebeke hizmetini PTT verirken dağıtım, yatınm ve teknoloji hizmetlerini lisansı alacak şirket yapacak. •T hizmetlerinin lisanslan satılırken mülkiyet devlette kalacak olağanüstü kurultayından belir- lenen 'öncelikli hedefleri'nde, PTT, TEK ve TMO'nun özelleş- tirilmesine karşı olunduğu vur- gulanmıştı. SHP'den geri adım lirteceğiz. Bunun dışında,özelleştinnenin modeli ve denetun yetkileri detasanda yer alacak. Sanıvorum. denefim yetkisini Ulaştırma Bakanhğı'na vereceğiz. Anaya- sa Mahkemesi, bu \etkinin bakanda o\- masına karşı çıkmıştı.'' lletişim hizmetlerinin mülkiyetınin devlette kalacağını, lisans haklannın özelleştirileceğini vurgulayan Köstepen, •'Ana şebeke hizmetini biz vereceğiz. Da- ğıtım, yatınm, teknoloji hizmetlerini li- sansı aİacak şirket yapacak" dedi. Köstepen, lisans hakkı yerilecek fir- manın fiyat, yatınm ve teknoloji açısın- dan denetleneceğini. bu konuda uzman bir kurul oluşturulacağını açıkladı. Telekomünikasyon hizmetlerinin özel- leştirilmesi için bir danışman firmayla anlaşılacağını belirten Köstepen. danış- man firmaya yapılacak ödemenin karşı- lanması için Dünya Bankasf nın 4 milyon dolar kredi vereceğinı açıkladı. Dünya Bankası 'yla geçen yıl imzalanan anlaşma çerçevesinde, tasan yasalaşır yasalaşmaz. uluslararası bir danışman firmanın seçı- mi için ihale açılacağını anlatan Köste- pen. "Dünya Bankası, ihale aşamasında yardımcı olacak. Daha sonra seçilecek fir- ma için 4 milyon dolar kredi verecek. An- cak kredinin verilmesi için yasanın çık- mast şart koşuluyor" dedi. SHP'nin, 3-4" Nisan 1993'te yapılan SHP tarafından kurultav son- rasında bastınlan "Öncelikli He- deflerimiz'* kitapçığında. kamu iktisadi teşekküllerinin özelleştı* rilmesine ilişkin şu açıklama yer aldı: "SHP. ideolojik olarak KİT'le- re karşı > a da onlardan y ana pe- şin ve katı bir tavır içinde değü- dir. KİT'lcrin >eniden yapılandı- nlmalan konusuna. toplumsal yarar ve işletmecilik ilkeleri açılanndan akılcı ola- rak >aklaşır. Temel kamu hizmeti üreten, doğal tekel nitcligi taşıyan ya da stratejik açıdanönemliolan KIT'lerin işleyişlerinüı siyasi sorumluluk kapsamı içinde olduğu- nu düşünüyoruz. Bu hizmet alanlannda özerkleştirmeye gitmek, siyasi sorumlulu- ğun bürokratİara teknokratlara ya da iş- letme yönetkilerine de\ redilmesi; özelleş- rimıeve gitmek ise bu alanlann y abancıy a da yerli sermayeye piyasada üstünlük sağ- laması anlamına geİmektedir. Bu kuru- luşlann mevcut statülerinde.verimli ve et- kinlik esasına dayalı iyileştirme y apılması yeterii olacaktır." Toprağı paylaşmayla sorunlann çözülmeyeceğini belirten ANAP Milletvekili İnan: GAP'ta toprak reformu gereksiz HÜLYA KARABAĞLI ANKARA - ANAP iktidan dönemmde GAP'tan sorumlu devlet bakanı olarak görev ya- nan Bitlis Milletvekili Kâmran İnan, projenin tümünü "buzdo- labına" kaldırmakla suçladığı hükümeti eleştıri yağmuruna tut- tu. Bölgede toprak reformu ya- pılmasının gereksiz olduğunu savunan tnan. bu konudaki tar- tışmalan kısır v e gereksiz olarak nitelendirdi. İnan, çağdaş üretim sistemle- ri olmadıkça, toprak paylaştınl- sa da sorunlann çözülmeyeceği- ni söyledi. Devletin arazisi ola- mayacağını savunan İnan. '"Hü- kümetin Hazine arazilerini bir an önce elinden çıkarması gerekir. Devletin görevi, eğitim düzeyini yüksehmektir" dedi. Değerlendirmesinde, köy sa- nipliği ve ağalık sorununa dade- ğinen İnan. görüşlenni şöyle açıkladı: "Aşiret ve köy ağalığı diyorlar. Ben de köy sahibiyim. Bir önerim var. Boğaz'da verile- cek bir daire karşılıgı, yüzlerce tapu dağıtmaya haanm. Sanınm bu sorunun en iyi çözümü." Kâmran inan, ANAP ve ko- alisyon hükümetleri döneminde- ki harcama ve yatınm oranlannı karşılaştırarak şu bilgileri verdı: "Hükümet, geçen yıl projeye, genel bütçeden 13.5 trilyon ön- gördü, l l ü trilyon harvadı. Biz, 1990 yılında günde 7 milyar, 1991 'de günde 9 milyar lira har- cıyorduk. Bugünkü rakamlarla yıİda 200 trilyon eder. Hüküme- tin en az 3640 trilyon harcaması gerekirdi. Muhteşem yapının içinde kalkıp da yabuzca tünelle- ri koyarsanız proje ne olacak? Dört bakan degişti, 'by-pass'la bir tünel açıkİL" GAP'ın sorunlan Fırat ve Dicle nehirleri üzerin- de sulama ve hidrolik santrallar- dan meydana gelen 13 ana pro- jeden oluşan GAP kapsamında. toplam 21 baraj ve 17 hidroelekt- rik santralın yapılması planlanır- ken 1.6 milyon hektar arazinin sulanması ve 21 milyar kvvh elektrik enerjisinin üretilmesi hedefleniyor. Gelişme stratejisinde. bölge- nin tanm ve tanma dayalı sana- yi potansiyeliyle gelir dağılımı- nı yükseltmek, kırsal alanın et- kinlığini ortaya çıkarmak, dışa- ndan göç alan bir bölge konu- muna getirmek, ihracat. sosyal denge ve kaynaklann kullanımı- na olanak tanımak amaçlanıyor. GAP'ta saptanan bazı sorunlar şöyle sıralanıyor: - Bilinçsiz bir sulama duru- munda. aşın buharlaşma, suyun kloru ile toprağuı sody umunun tuzlanmasına yol açarak verimi düşürebilir. - Yıne aşın sulama. zaman içe- risindetanmtoprağının sürükle- nerek kaybolmasına neden olabi- lecek. - Bölgede üç fir- ma, toplam 163 bin hektarda, parçalı arazileri birieştir- mek ve topraksız çiftçiye toprak dağıt- mak üzere toplulaş- tırma projesi vapı- yor. DSİ de tersiyer ve quaterner kanal- lannı bu projelere göre döşediği için taria içi sulama yapılabilmesi amacıyla tapulann öncelikle dagıülması gerekiyor. - Topraksız çiftçiye tapu dağı- tılması için 5 yıl ikamet, ilkokul diploması ve 60 yaşından küçük olma koşullan getiriliyor. - Bölgede birçok okulun terör- ^ien kapalı oiması, meslek lisesin- den nıezun gençlerin işsizlik so- runu ve Irak ambargosunun sınır ticaretini etkilemesi zorluk çıkanyor. İŞÇİNİN EVRENÎNDEN GAP'ta hedef 21 milyar kvvh elekririk enerjisi ürerimi. Yusuf Özal'ın teknik danışmanı komisyonda yer aldı Hayali incelemesinde bilirkişi skandalı ANKARA (ANKA) - Hayali ihracata göz yumarak devleti 30 trilyon lira zarara uğrattıklan gerekçesiyle haklannda Meclis araştırması yapılan ANAP'lı eski dört bakan için kurulan araştırma komisyonunda bilirkişi tartışması yeni boyutlara ulaştı. Konuyu ceza hukuku açısından incelemesi için bilirkişi olarak atanan Zeki Hafizoğullan'nın arajtınlan bakanlardan Vusuf Bozkurt Ozal'ın bir dönem teknik danışmanlıgını yaptığı ortaya çıktı.Türk hukukunda "hayaK ihracat" diye bir suç biçimi bulunmadığını raporunda belirten ve bakanlann suçsuz olduğu yönünde görüş bildiren Zeki Hafizoğullan'nın. ilk toplantıda ANAP'lı komisyon başkanvekili Cengiz Bulut tarafından desteklendiği iddia edildi. Hayali ihracat Araştırma Komisyonu Başkanı DYP Ankara Milletvekili Yalçın Öğütcan. "Ben orada yoktum, başkanvekilkrinin işi. Komisyon cidiü olarak çalışıyor" dedi. TBM.M Hayali İhracat Araştırma Komisyonu sözcüsü SHP Kars Milletvekili Zeld Naci Tarhan ise komisyon çalışmalannın "sulandınkügını" belinerek şunlan söyledi: "Hayali İhracat Araşürma komisyonu'nda idare hukuku açısından bilirkişi tayin edilen Metin Günday dinlenmeden, haklannda araştırma yapılan Kaya Erdem ve Ekn.ni Pakdenürli'nin dinlenmeleri bu işin sulandınlmasıdır. Cezai bilirkişi Zeki Hafızoğullan. kendisinin \usuf Özal'a teknik danışmanlık yaptığını söylemişti. Buna rağmen bilirkişiliğe getirildi. Mevzuatta hayali ihracat diye bir suçun bulunmadığını raporunda söyledi. Komisyon sağhklı sonuca ulaşacak mı, göreceğiz." Vergi ve yatınm teşvik paketinde son rötuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'in, yatınm in- dirim oranlannın düşük olduğu yolundakı uyarısından sonra harekete geçen hükümet, ku- rumlara yeni vergi ıstısnalan sağlayacak düzenlemeler için hazırlıklannı hızlandırdı. Yet- kililer. yeni düzenlemeleri içe- ren vergi yasa tasansının şubat ayı içinde BakanlarKurulu'nda imzaya açılacağını bildirdıler. Maliye Bakanhğı'ndan edi- nilen bilgıye göre; hazırlanan vergi yasa tasansıyla. gelişmiş bölgelerde yüzde 20, kalkmma- da öncelikli bölgelerde yüzde 70 olan yatınm indirim oranla- nnda tavan sının yüzde lOO'e çıkanlırken, Kurumlar Vergisi Yasası'nda yapılacak değişik- likle. şirketlenn gayrimenkul ve iştiraklerinin satışından elde edecekleri gelirler, hiçbir koşul aranmaksızın. vergiden muaf tutulacak. Yetkililer. yapılacak diğerde- ğişiklıkle de. yabancı sermaye yatınmlannın yüzde 38'i tuta- rında yatınmın başlangıcında alınan verginin kaldınlacağını bildirdıler. Demirel. geçen hafta onayla- dığı 95 Yatınm Teşvik Karar- namesi'nın ardından bir açıkla- ma yaparak. kararnamenin ya- tınmlann desteklenmesinde ye- terli olamayacağına dikkat çe- kerek, yatınm indirim oranlan- nın yükseltilmesini istemişti. Demirel'in uyansının ardın- dan bir açıklama yapan Devlet Bakanı Aykon Doğan, 1994 yı- lı aralık ayında yasada yapılan bir değişiklikle yüzde 100 ora- nından yüzde 70 oranına düşü- rülen yatınm indirim tavan oranlannın tekrar yüzde 100'e çıkanlacağını bıldirmişti. Konuk Yazar Kapitalizm mi piyasa ekonomisi mi? Prof. Dr. ^ROL MANİSALI Avnıpa ve Ortadoğu Araştırma Merkezi Başkanı Piyasa ekonomisi çoğu kez kapitalizm ile eşanlamlı kullanılagelmiştir. Teoride, piyasa ekonomisinin. ancak kapitalist bir sıstem içinde varolabileceği. yaşayabile- ceği esas alınır. Özel mülkiyet, girişim özgüriüğü ve rekabet, kapitalist sistemin esasını oluşturan öğelerdir ve aynı zaman- da piyasa ekonomisinin işlemesi için ge- rekli altyapıyı oluşturan özellikJerdir. Ancak genelde doğru olan bu ifade, ba- zı temel yanlışlan ve eksiklikleri de be- raberinde getirmektedir. Çünkü "Ulusal boyuttaki sonuçlar ile uluslararası boyut- taki sonuçlar tutarblık göstermezler.'' Ör- neğin ABD kendı sınırlan içinde piyasa ekonomisinin toplum yaranna işlemesi için mülkiyet. girişim özgüriüğü ve reka- bet sisteminin. oyunun kurallanna uygun olarak çahşması için hertürlü çabayı gös- terir. Anti-tröst kanunlan acımasızca uy- gular, vergi kaçıranlara en büyük cezala- n verir. Ancak ABD fırmalannın ABD dışın- daki faaliyetlennde yönetimin polıtıkası farklıdır. Dışarda, piyasa ekonomisinin işlemesi değil, "ABD firmalannm ABD ekonomisi çıkarlan doğruhusunda faali- yet göstermeleri" önem taşır. Artık, reka- betin yerini tekelcilik ve siyasi baskılar, girişim özgürlüğünün yerini. pazarlan ve doğal kaynaklan denetim altına alabil- mek için müdahale ön plana çıkar. Ulusal düzeyde, iç ekonomide rekabe- ti, ginşim özgürlüğünü sağlayarak fiyat mekanizmasının ve piyasa ekonomisinin, sosya-ekonomik amaçlara yönelik olarak uygun çalışmasını sağlayan ülkeler, oyu- nun kurallannı da aynntılı bir biçimde or- taya koymuşFardır. Çünkü, piyasa ekono- misinin düzgün çalışması ve istenen mak- ro sonuçlann elde edilebilmesi için bu gerekir. Kuraliar konmaz ve kurallara uyulması sağlanamazsa, kapitalizm yine vardır. ama piyasa ekonomisi sağhklı bir şekilde işleyemez. Hadise, konuyu bil- meyen bazılannın zannertıği gibi sonsuz bir ekonomik özgürlük ve denetimsizlik değildir. Böyle olursa, ne piyasa kuralı vardır. ne de piyasa arzulanan işlevleri yerine getirebilir. Piyasa ekonomisi, yo- ğun bir disiplin ve kuralcılık gerektirir. özgürlükler, konan kurallann sınırları içinde geçerlidir. Kamu, kurallara uyu- lup uyulmadığını. ödün vermeden izler ve gereken neyse onu yapar. Dünyada, hakim ekonomiler, merkez ülkeleri veya Batı ekonomileri dediğimiz ülkeler iç yapılannda, bu düzeni görece- li olarak iyi yürütebildikleri için 'üsrünve yönlendirici ülkeler' konumuna gelebil- mışlerdir. Iç yapılannda bu kurallan uy- gulayan hakim ekonomiler, dış iüşkilerin- de ve üçüncü ülkelerdeki faalıyetlerinde 'standart değiştirirler' ve tekelci ve mü- dahalecı bir görünüm sergilerler. Çünkü, 'ulusal çıkar' esastır. Piyasa ekonomisi- nin iyi işlemesi için yapılanlar. içerde ge- çerlidir. Dışarda ise kapitalizm yine var- dır, ancak piyasa ekonomisinin kurallan değişmiştir; iç ekonomideki kuraliar gibi çalıştınlmaz. Batı ekonomilennde, hem kapitalizm. hem piyasa ekonomisi vardır: ancak esas olan, piyasa ekonomisinin kurallan için- de işletilmesidir. Batı ekonomilerinin fir- malan (veya çokuluslu firmalar), dışarda, yalnızca kapitalızmi esas alırlar. Asya petrolleri için çekişen firmalar açısından, piyasa ekonomisinin kurallan değil, siya- sal baskı, müdahale. tekelcilik gibi öğe- ler ön plandadır. Burada. vahşi kapitaliz- min kurallan geçerlidir. Bu durumda şu sonuç çıkıyor; kapitalizm piyasa ekono- misinin iyi işlediği yerde de vardır, kötü işlediği (veya hiç işletilmediği) yerde de vardır. O halde, kapitalizm bir amaç de- ğildir. amaç, piyasa mekanizmasının iyi işletilmesidir. Çok defa bu gerçek unutul- makta, kapitalizm ile piyasa ekonomisi eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Hâkim ekonomilerde, bir taraftan, iç ekonominin, piyasa kurallan iyi işletile- rek ulusal hedeflere ulaşılması sağlanır- ken, diğer taraftan da. dış ekonomilerden içenye, 'net gelir-kâr' akışının elde edil- mesine çalışılır. Ulusal çıkar veya AB ör- neğinde olduğu gibi. grup çıkan esastır. Bu nedenle, dışanya yönelik faaliyetler- de. piyasa ekonomisi değil, politikayı da arkasına alan vahşi kapitalizm öne çıkar. AB otomotiv sanayii, Japon rekabetinden zarar görüyorsa, bir kalemde. otomobil ithalatına miktar kısıtlaması koyarak 'pi- yasa kurallannı çığneyebilir. ABD. Av- rupa ayakkabısından gocunuyorsa. kısıt-, lamalargetirebilir; AB. Türk tekstilinden çekindiği için kota koyar. tçerde piyasa ekonomisi. dışarda kapitalizm anlayışı, ulusal çıkarlann gerektirdiği bir sonuç olur. Bugün, bütün dünya sınırlannı, 'ye- ni dünya düzeni' ile açma çabası içinde olan hakim ekonomiler, piyasa ekonomi- sini iyi işletmek için değil, kapitalizmi •globalleştirip' dünya pazarlannı ve do- ğal kaynaklan tamamen denetimlen altı- na almak için bunlan yapmaktadırlar. Bu arada ABD, AB ve Japonya arasında, dünya pazarlan için rekabet, kuşkusuz devam edecektir. "Dünya bütünleşiyor, gkıballeşiyor, b- beralleşiyr or" haykınşlannın kımin için arzulandığını iyi görmek ve algılamak gerekir. Hâkim ekonomiler dışında olan- lar için yannlar dünden iyi olmayacaktır. ŞUKRAN SONER Lider Aranıyor SHP-CHP bütünleşme kurultayı öncesi, lider arayışı öne çıktı. Karayalçın ya da Baykal'ın liderliğinde birleşmenin bir işe yaramayacağını, küçülmenin önlenemeyeceğini düşünenler Soysal rüzgân estiriyor. Arkasından da DSP ile birleşmeye hazırlanılıyor. Aydınlar arasında sosyal demokratlann lider arayışı ile bağlantılı i(ginç bir tartışma da başladı: Sosyal demokrat- lann toparianmasında yeni bir lidere umut bağlayanlar ile lidere umut bağlanmasına kızanlar karşı karşıya... "ille de birinibulup peşine sürüklenmekten, lidere umut bağlayıp düş kırıkhğına uğramaktan bıkılmadı mı" tepki sorusunu, ciddiye almak gerekiyor. Ancak izlenen politi- kalann simgesi, bizdeki parti yapılaşmasında çok güçlü sürükleyici, hatta belirleyici lıderleri de yok saymak oîa- naksız. Lider boşluğu ve arayışı sadece sosyal demokratlann sorunu da değil. Aynı sorun sağ liberal partiler için de ge- çerli. işin bıraz daha derinine indigimizde, lider boşluğu ve arayışı ile solda ve sağda ideolojı boşluğu ve arayışının, bölünmenin atbaşı gittiğini de gözleyebiliyoruz. Sosyal demokratlar tabandan tavana, parti liderlerine kadar ulaşan bir çizgide, liberal partilerin ideolojilerine kendilerini teslim etmiş, kimliklerini kaybetmiş bir konum- da. Liberal partiler ise şeriatçı ve ırkçı ideolojilerin peşinde. Kimliklerini kaybettikleri ölçüde de bölünüp dağıldılar. Kamuoyu ilgilenmediği için kimse aynmında değil. Kim- lik bunalımı, lider boşluğu çok daha ağır olarak sendika- lizmde yaşanıyor. Sendikal etkinlik azalıp sendikalar ge- rek üye sayısı gerekse işlev olarak küçüldükçe, lider kad- rolann moral değerlerı, işçilerle bağlan kopuyor. Toplum, halkyığınları, işçiler, kendilerini kurtaracak par- ti ve sendika başkanlan, liderler mi arıyor, hep kurtarıcı mı bekliyor? Yoksa partilerin, sendikalann başlannda parti, sendika kimliğine yaraşır liderlerin olmayışı, örgütlerin iş- levlerinden kopmuş olmasının bir sonucu mu? Galiba lider arayışını; kimlik, işlev arayışından ayn gör- mek yanlış olacak. Parti, sendika işlev ve kimliğine uygun davranan, ondan sapmayan, değerlerini koruyabilen bir lider, örgüt kimliğinin de güvencesi, doğru yönlenmenin önemli bir adımı sayılacak. Güven yaratan yeni lider, ör- gütlere yeniden umut bağlanmasını, toparlanmayı getire- cektir. Bu gerçek lidere bağlanan umutlarçok iyi bilindiği için- dir ki işler çıkmaza girdiğinde, aslında doğrudan sorumlu lider olmasa da genellıkle liderin kellesi istenir, toparlan- mak içın yeni liderler aranır. Ancak yeni lider arayış ve oluşumlan sağda ve solda çok farklı gelişmektedir: Sağın iktidannın devamını ve asla yaş tahtaya basma- mayı isteyen, ulusal ve uluslararası sermayenin örgütlü güçleri, boşluk yaratmamak üzere çalışmalannı aralıksız sürdürürler. Başansız ıktidann, liderin, siyasi partinin alter- natifi yedekte hazırdır. Birisinin ışi bitmeden, diğeri gün- deme getirilir. Bütün televizyon kanallarında, medyada, Cem Boyner ve partisinin kamuoyuna aralıksız pompalanmasını, bir rastlantı ya da kendi başanlan olarak görebilır miyiz? Dünyayı elinde tutan süper güçler açısından, bakış açı- sı çok daha da acımasızdır: Âslolan çıkarlarını savunacak iktidarlann devamını sağ- lamak olduğundan, alternatifin sağ liberal parti oiması zo- runluluğu da yoktur. Çıkar ittifakının güvencesi olacaksa ırkçı, şeriatçı partilerle de ittifak yapılabilir, alternatif olma- larına yardım edılebilir. Hatta güvenceli ise rejımlerin de- ğişmesinde; seçimle gelen partilerin, demokrasinin yeri- ni, cunta yönetimlerinin almasında hiçbir sakınca yoktur. Sosyal demokrat partilerle sosyalist partilerin, sendika- lann kimlik kaybı, lider boşluğu ise doğrudan ezilen halk yığınlarının, işçilerin sorunudur. Solda partilerin, sendika- lann kimlik, işlev kaybının, lider boşluğunun acısını, bede- lini doğrudan yoksul halk yığınları. çalışanlar, işçiler öder. Sermaye cephesi ise bu işten sadece ve sadece kazanç- lı çıkar. Işte bu nedenle de solda, siyasi partilerde. sendikalar- da lider boşluğu. kimlik arayışları, toparlanma doğrudan yoksul halk kitlelerinin, çalışanların, işçilerin sorumluluğu- dur. Sosyal demokratlann gündemdeki lider, kimlik ve topar- lanma arayışlarında, sendikalardaki lider ve kimlik eroz- yonunda, tabanın seyirci kalma lüksü yoktur. Aydınlann yakılmasına seyirci kalınmasından Uğur Mumcu'nun, Onat Kutlar'ın faili meçhul cinayetlerin kur- banı olarak kalmalarına, rekor enflasyonun tek yanlı be- delini ödemeye, akıl almaz boyutta yoksullaştırmaya, iş- siz kalmaya, şeriat tehdidine, Güneydoğu'da durmayan kana vb kadar, kötü giden her şeye karşı durmanın en önemli adımlanndan bin de solda siyasi partiler ve sen- dikalarda lider ve kimlik arayışına seyirci kalmamaktır. Otomotivcfler KDV'den başka vergi istemiyor Ekonomi Servisi- Otomotiv cıler. 1994'ü son derece sıkıntılı ge- çirdiklerini ve beklenen hedeflenn çok altında kaldıklannı beline- rek yeni taşıt ahmında KDV dışındaki bütün vergilerin kaldinlma- sını istediler. Otomotiv Sanayii Derneği'nın (OSD) dün Swissotel'de gerçek- leştirilen 21. Genel Kurulu'nda konuşan OSD Yönetim Kurulu Başkanı AB İhsan İlkbahar. Türkiye'deki otomotiv sanayiinın AT otomotiv sanayii ile entegre olduğunu belirterek şunlan söyledi: "AT kendi otomotiv sanayüni l zakdoğu ile rekabet edebilmek için sürekli korumuştur. Türkiye'nin bugün 3. ülkelere karşı kota getir- mesi pratikte imkân- sızdır. Bu nedenle Tür- kiye'nin, otomotiv ürünleri için 3. iUkele- reOGrdendahayük- sek bir oranda tarife koy ması gerekir. Kat- ma protokolün 19/2 sayılı maddesi, bu uy- gıilamaya müsaade et- mekte; ancak AT'nin görüşünün alınması gerekmektedir." Otomotıvcilerin gümriik birliği konu- sunda da üzerinde du- rulmasını istedikleri bir dığer konu ise kul- lanılmış araç ithalatı. Ankara Anlaşması ve katma protokolde dik- kate alınmâyan bu hu- susun. AT ile imzala- nacak karar metnınde yer almadıgı takdirde, millı mevzuatla çözü- lemeyeceği ve yakın bir gelecekte Türki- ye'nin AT'nin otomotiv hurdalığına dönebıleceğı ileri sürülüyor. Otomotivciler 1995 vergi indirimlerinden de şikâyetçi. OSD Baş- kanı İlkbahar, anlaşmanın detaylan belli olmadan 1995 yılı içinde tarifelerin, özellikle AT dışındaki ülkeler için çok düşürülmemesi gerektigini ve 8-9 puan mertebesindeki düşüşlerin fazla olduğunu vurguladı. OSD genel kurulunda 1994 yılı içinde başanlı bulduklan 5 an sanayi firmasına başan ödülleri dağıtıldı. Neler istiyorlar? •Yüzde 50'lere varan taşıt alım vergisinin AT standartlanna uygun hale getirilmesi. Otomotivciler bu vefginin yeni araç alan 300 bin kişiden değii, araç kullanan ve toplamı 4.5 milyonu bulan geniş kitleden ve hiç vergi ödemeyenden alınmasını, kısaca yeni taşıt ahmında KDV dışındaki tüm vergilerin kaldınlmasını istiyorlar. •3. ülkelere karşı sağlanacak geçiş süresinde ithalatı kontrol altında tutmak için gerekli önlemlerin alınması. •5 otomobil fabrikası ve bir düzine ithal finnanm sadece 60 bin araçhk dar bir pazan paylaştıklan ve bu pastanın giderek ufalmasının önlenmesi. OSD. son 15 ay içinde haksız yere verilen yeni fırma teşviklerinin tekrar gözden geçirilmesini talep ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle