Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17OCAK199SSALI CUMHURİYET
KÜLTÜR
SAYFA
13
30 yıl sonra 'Sevgilime Göz Kulak 01' adlı oyunda yeniden başrolü üstlenen Haldun Dormen:
Mjsyonıım, oyuncu vetfetirmekGAMZE VAREVI
Marcel, aıleden zengın. çalış-
madan yaşayan bır mûzmın be-
kârdır Ancak babasının vasıye-
ü doğrultusunda her ay elıne ge-
çen para artık masraflannı kar-
şılamamaktadır Aslındaaılesın-
den kalan yüklu bır servetı var-
dır Buna sahıp olmasının koşu-
lu ıse evlenmesıdır Babasının
vası tayın ettığı amcasını kandır-
mak ûzere dûzmece bır evlılık
planlayarak. arkadaşı Etıenne'ın
sevgılısı Amelıe'yı ona nışanlı-
sı olarak tanıtır
Dormen Tıyatrosu'nun bu se-
2on repertuvanna uçuncü oyun
olarak seçtığı Georges Feyde-
»u'nun 'Sevgilime Göz Kİılak
W adlı oyunundan söz edıyo-
raz Amelıe'nınpeşındeki Prens
Nıkola ve aracı olarak kullandı-
gı General'ın de ortaya çıkma-
sıyla, cıddıye alınacak olursa
koltuğumuza mıhlanıp kalma-
mıza neden olacak bır dızı kan-
lı cınayete gotuıebılecek olaylar
örgüsünu, yuzumuzde zaman
zaman kahkahaya donuşen bır
gûlumsemeyle ızlıyorıız
30 yüda çok şey değişti
Oyunun yonermenı Çetin Ak-
can. "Fars aslında bir faciadır.
Her şey oyk? gelişir ki insanlann
birbirini aldatması. cüıayetlere
varabflecek sonuçlara neden ola-
bilir. Biraz ciddiye alarak yorum-
larsamz. sonunda bir facia çıkar.
Mutiaka kanla bitmesi, birinin
birini boğması, öldunnesi, kes-
mesi lazım. Farsın tekniğinde,
bunu biraz daha abartarak, ko-
medisini çıkararak. eğlenerek ya-
pr»oruz
r
'dıyor Akcan. oyunu
modemıze etmekten, kostümde,
dekorda yenılık yapmaktan ka-
çmdıklannı ve farsın ılkelenne
bağlı kaidıklannı anlatıyor
O>un, ılk kez 1962-63 sezo-
nunda Haldun Dormen tarafın-
dan sahneye konmuştu
Bugun sahnelenen 'Sevgilime
Göz kulak OTda eskı kadrodan
bırtek Haldun Dormen var Dor-
men, bu fars klasığını yeniden
oynamakta yarar gordüklennı
belırtıyor Çetın Akcan da bazı
oyunlann bır süre geçtıkten son-
ra yeniden sahnelenerek, >enı
kuşaklara da tanıtılması dusun-
•Çetin Akcan'ın(solda) yönettiği, dekorlannı
Osman Şengezer'in, kostümlenni Güler
Yığit'in gerçekleştirdiği oyunda; Haldun
Dormen, Çiğdem Tunç? Selçuk Uluergüven,
Suat Sungur, Şebnem Ozinal, Hakan Okten,
Gülbin Yeşil, Emre Altuğ, Halit Ergenç, Sefa
Sezgin ve Selim Erdoğan rol alıyor.
cesıne MLdk bakıyor
Haldun Dormen, *Se\gHime
Göz Kulak Ol'u yetkın çevın-
sıyle dılımıze kazandıran Nisa
Serezli'yle bırlıkte oyunun ba-
şındakı ve sonundakı çok kala-
balık bazı sahnclen çıkararak,
Comedıe Françaıse'de sahnelen-
dığı bıçımde oynadıklarını an-
lativui
Pekı otuz yılı aşkın bır sure
sonra yeniden sahnelenen oyu-
na seyırcının tepkısı değıştı mı
9
"Otuz y ılda dünyada ve Turki-
ye'de çok şey değişri. Şaşırdtgı-
mız şeyler bile değişti. O zaman
ne kadar saf \e masum bir dun-
yada yaşıyormuşuz. \ya girmek
bir hayaL bir masaldı. İnsanlann
güldükleri şeyler de değişti" dı-
yor Haldun Dormen Ama bazı
genel komedı faktörlen değış-
mıyor Ona gore en onemlı de-
ğışıklık seyırcının bılınçlenme-
sı. çok daha seçıcı olması
Haldun Dormen'ın rolunu al-
gılayışinda bır değışıklık oldu
mu' "Otuz yıl daha yaşlandığım
için çiçegi burnunda bir bekar
yerine tohuma kaçmış bir bekâ-
noynuyorum" dıyor Şımdı se-
yırcıyı çok daha yakından tanı-
yor, bazı şeylen çok daha usta-
lıkla becerebıldığını duşunuyor
Şu anda "Sevgılıme Goz Ku-
lak 01' dışında. Dormen'ın *tam
anlamn la bir karakter komedi-
si* olarak nıteledıgı 'AJo Arka-
daş
1
ve Osman VVöber'ın sah-
neye koyduğu 'Muhteşem Ikili'
adlı oyunlan sahnelıyorlar An-
cak ılle de komedı demıyorlar
Dormen, çok lyı bır dram bulur-
larsa. onu da oynayabıleceklen-
nı soylüyor
Akcan da komedırıın dışına
çıktıklarında. Dormen Tıyatro-
su na gulmek ıçın gıtmeye şart-
lanmış seyırcının tepkı gosterdı-
ğıne değınıyor "Herturdenör-
neklervermek istediğimizi seyir-
ciye nasıl anlatacağıım/ı, kome-
di seyretmek isteyenlerin dışın-
daki seyirciyi tiyatroya nasıl ge-
tirecegimizi lienuz keşfede-
medik" dıyor
• ^ ormen Tıyatrosu bır
m ^ ekol Tıyatroya burada
m • başlayanbırdonemJB~>
m M yenıyetme oyunculan,
* -^ daha sonra çok onemlı
oyuncular halıne geldıler Acaba
Haldun Dormen, başlarken böyle bır
mısyonla mı yola çıkmıştı
9
Başlangıçta amacı. bıldıklennı
arkadaşlanyla paylaşmak. Turkıye'de
tıyatro adına bır şeyler yapmak, bır
tıyatro topluluğunu oluşturmaya ve
gerçekleştırmeye çalışmaktı
yalnızca Ancak oyuncu yetıştırmek
zaman ıçınde en belırgın mtsyonu
halıne geldı "Bu seneki üç
oyunumıızun aşağı yukan 12-13
oy uncusu genç. Hepsi bugun için
genç, ancak yannın buy uk
oyunculan. Âltan Erbulak, Erol
Keskın, Metın Serezlı, Başar
Sabuncu. Nısa Serezlı gibi isimlerle
çalışmaya başladığımda onların
ilerinin önemli oy uncuları
olduklarını biliyordum ama birer
ekol haline geleceklerini
düşünmemiştim. Artık hepsi birer
mihenk taşı oldu". Dormen,
'hayarınınen büyükakıllılıgı'nı 1972
yılında tıyatrovu kapatmakla
yaptıgını duşunuyor "O yıl tiyatroyu
kapatmasaydım. bugıin burada
olmazdım" dıyor Çunku o yıl
tıkanma noktasına geldığını,
tıyatronun artık kendını tekrarlamaya
ve yanlış şeyler yapmaya başladığını,
belkı de bınkımımın sonunun
geldığını hıssetmış Ama kapattıktan
sonra, aradan geçen on bır yıl ona
yenı bınkımler sağlamış, kendısıne
daha yakından bakmasına olanak
tYazarsız tiyatro olmaz'...
vermış Şımdı çok daha kararlı
yararlı ve olumlu bır yolda ılerlıyor
Bu dönemde boş durmadı Kıtap
yazdı. radyo ve telcv ızyona ağırlık
verdı tngıltere'de ve \lmanya'da
tıyatro yaptı Ama ıstedıgı kendı
ulkesınde tıyatro yapmaktı Sonunda
Cgemen Bostancı'y la bırlıkte kendı
deyımıy le 'ikinci tiyatro kariyeri'ne
başladı Dormen bugunku tıyatro
ortamımızı değerlendınrken. tek
sorunun yenı yazar yetışmemesı
olduğunu vurguluyor "Tryatromuz
60'h yıllardaki gibi pınrtılı değiL
Mak'sef o yıllardaki kadar pınltılı
yazaıiar çılunıyor ortaya. Murathan
Mungan. Memet Baydur gibi birkaç
isim sayabiliyoruz. Ama o dönemde
Turgut Ozakman, Recep Bılgıner,
Gungor Dılmen. Refık Erduran gibi
birçok genç yazar önemli oyunlar
yazryorlardı ve hâlâ o yazarlann
oyunlannı oynuyoruz. Tiyatrocular
hala gorev lerini yapıyoıiar. Ama
yazar olmadan tiyatro olmaz~ Buna
karşılık, tıyatronun geleceğınden hıç
de umutsuz değıl Geçmışe göre çok
daha bılınçlı oyunculann yetıştığını
duşunuyor
M>
Bugün çok parlak.
pınltılı genç oyuncular var. 5-6 sene
sonra çok önemli yerlere gelecekler"
dıyor Dormen Tıyatrosu 'kanlı
mücadeleler' vererek şımdıkı
salonunu elınde tutmaya çalışıyor
Başka sorunlan da var Kalonfer
borulan patlıyor, koltuklan
değıştırmek gerekıyor, sahnenın
olanaklan çok kısıtlı Lstelık salon
tıyalte-.değıl, sînem'a safonu olarak
yapılmış Yınede 650 kışılık bu
salon 'bir nimet' Dormen ozel
tıyatrolara de\ let desteğı yenne
salon yapılmasından. Devlet
Tıyatrosu'nun bazı teknık
olanaklannın ozel tıyatrolara da
sağlanmasmdan yana Yıne de
"Vardım hiç yoktan iyi tabii. Bunu da
inkâretmemeklaam" dıyor Ancak
yenı kurulan bır tıyatroya yardım
edılmesıne karşı Dormen Tıyatrosu.
Anadolu turnelennı çok gereklı
goruyor Parasal açıdan çok buyuk
bır kazanç sağlamıyor bu turneler
Anadolu'ya tıyatro goturmek.
tıyatronun yaygınlaşmasına katkıda
bulunmak daha onemlı Dormen.
'Şahane Zuğurtler'ın Elazığ
turnesınde saatlerce suren alkışı.
otele dek suren sevgı gostenlennı
unutamıyor "Havafımın en mutfu
oyununu ov nadım. Bunlar bır
sanatçının hayatında çok hoş şeyler"
dıyor Yıllar once Denızlı'de de aynı
şey olmuş Sonra Adana'da,
Hatay'da. Dıyarbakır'da Aynca' beş
ay süren bir Izmir turnesi'nın
tıyatronun kazancına katkısı da
yadsınamaz Son zamanlarda sanatı
ve sanatçılan hedef alan saldınlardan
sozetmek bıle ıstemıyor "Söylerler
giderler. Onlar gider biz kalıru"
dıyor 'Sanat'a Evet* demek de onur
kıncı gelıyor ona "Ben sanatçıyım.
Sanatçılar sanatın simgeleri. 'Sanat'a
Evet'demişiz zaten bir kere. Sanat
olmadan bir toplum, bir çag
duşunulemez ki"
ALINTEAR
TAHStN YÜCEL
Eleştirinin İyisi
Birkaç ay oluyor Eleştırıde kırkıncı yılı dolayısıyla yapıl-
mış bırsoyleşının ozetınde Fethi Naci'nın, en azından be-
nım ıçın ılgınç bır gozlemını okumuştum "Kotu yapıtlar
uzenne iyi eleştınler yazılabılır" dıyordu Bunu soylerken
bırtakım gerekçeler de gostermıştı kuşkusuz Soyleşıyı ız-
leyemedığım, dolayısıyla soz konusu gerekçelerı oğrene-
medığım ıçın uzuldum Neden dersenız, birkaç yıl once,
benzer bır soyleşıde, ben de aynı konuya dokunmuştum,
ama benım ılen surduğum goaış Fethı Nacı'nınkının tam
tersıydı "Kotu yapıt ıyı eleştınyı kovar" dıyordum Çıkış
noktam da kışısel bır ızlenımdı
Genellıkle sevdığım yaprtlan eleştırdım, bu arada be-
ğenmedığım yapıtlan eleştırdığım de olmadı değıl, sevdı-
ğım yapıtlar uzenne yazdıklanmın çok parlak eleştınler ol-
duğunu soyleyemem, ama beğenmedığım yapıtlar uzen-
ne yazdıklanmı beğensem de gerçek eleştırı sayamadım.
Çunku, benım alçakgonullu deneyımlerıme gore eleştın-
nın ıyı eleştın olmasında eleştınlen yapıtın da onemlı bır pa-
yı vardır Iyı yapıt, sevmeye, anlamaya, dolayısıyla daha
otesını aramaya, her zaman ılk bakışta gorulemeyen bı-
çımsel ve ıçenksel zengınlıklen görmeye ve gostermeye
yoneltır bızı Boylece, yazann soyiemıyle eleştırmenın soy-
lemı arasında ıçten bır soyieşım kurulur Oysa daha ışın ba-
şında kotu dıye nıteledığımız bır yapıt uzenne yazdığımız
yazı "onunla söyleşım"değıl, "onun uzennesoylenı"ö\r
Genel tanıma gore ıyı bır eleştınnın ılle de yapıtla bır soy-
leşım bıçımınde gelışmesı gerekmez belkı Ama değersız
bulduğumuz yapıtı eleştınrken çoğunlukla tek yonlu bır
yargılamaya gınştığımız de kuşku goturmez Bağlandığı-
mız değerlere ılkelere, kurallara gore yargılarız onu Boy-
le bır tutum da bıldığımızı yınelemeyı ıçenr, yazımız, bır ba-
kıma, buradan "ılenye"değıl, buradan "genye"doğru ge-
lışır Kotu yapıt, gerçek bır eleştırel soylem nesnesınden
çok, bır "bahane"ö\r Onun kuralsızlığından yola çıkarak
kuralımızı. onun yanlışından yola çıkarak doğrumuzu vur-
gularız.
Fethı Naci'nın kesıntemesını bağlamını goz onune alma-
dan yorumlayacak olursak "Iyı yapıtlar uzenne yazılan
eleştınler ıyı de kotu de olabıldığı gıbı kotü yapıtlar uzen-
ne yazılan eleştınler de ıyı de kotu de olabılır" anlamını ıçer-
dığı soylenebılır; en azından, bu anlamı dışlamaz Ama bu
durumda, ortaya atılan sorunun gerçek bır sorun olmadı-
ğını kesınlemek gerekır Eleştınlen soylem, eleştıren soy-
lemı koşullandınmıyorsa, ayrım yapmaya ne gerek var?
Hıç kuşkusuz, kotu olduklarını duşunduğumuz yapıtlar
çevresınde gelıştırdığımız turden bır eleştın, bu kez ters
yonde bıle olsa, lyı olduklarını duşunduğumuz yapıtlar çev-
resınde de gelıştınlebılır.
Ancak ıyı yapıtın eleştınsının benım anladığım bıçımde
ele alınması durumunda, koklu bıryaklaşımfarkından, hat-
ta ıkı ayrı yazı turunden soz etmek kaçınılmaz olur Bır baş-
ka yol da eleştınyı kusur eleştınsı, tanıtma eleştırısı yorum
eleştınsı gıbı değışık turlere ayırmaktır
Boylece, tek bır eleştırıden değtşık eleştın turlenne ya da
u
eleştın"der) "yazı"ya geçılınce, ış kolaylaşır Yergı yazısı
vardır, ovgu yazısı vardır, kavga yazısı vardır Hepsının de
yazarının yeteneğıne, deneyımıne ve bılgısıne gore iyisi ve
kötusu olabılır, hepsının de ıyı ya da kotu olmasını belırle-
yen dılsel, yazınsal, torel, toplumsal ve ınsansal koşullar-
dan soz edılebılır Eleştırıye gelınce, ıstersenız onyargı de-
yın, ben ıyı eleştırıyı nesnesıyle ortuşme başansına göre
ölçenm. Iyı yapıt ıtle de ıyı eleştınler çağırmaz kuşkusuz,
Vazın tanhlen yıllar yılı yanlış yorumlanmış başyapıtlarla do-
ludur, ama kotu yapıt ıyı eleştınyı her zaman kovar
Ister sevecenlıkle yaklaşalım, ıster ofkeyle, kotu yapıt
eleştırmenını fazla uzağa goturmez
'Yaşayan Onat Kutlar Haftası'
• Kültur Servisi - Onat Kutlar ın senaryo>>una katkıda
bulundugu fılmler, 25 ocaktan ıtıbaren bır hafta sureyle
Alkazar Sınemasfnda gostenlecek Onat Kutlar'ın 59 doğum
gunü nedenıyle duzenlenen program. 25 ocak çarşamba gunü
başlayacak ve hafta boyunca ^ürecek Hafta boyunca. Kutlar'ın
Omer Kavur ıle bırlıkte yazdıgı 19^9 yılı yapımı "Yusuf ıle
Kenan". AIı Ozgenturk ıle bırlıkte yazdıgı 1979 yılı yapımı
"Hazal" ve Erden Kıral ıle bırlıkte yazdıgı 1982 yılı yapımı
"Hakkân'de BırMevsım" adlı fılmler gostenlecek
Devlet Opera ve Balesi'nden yeni CD'ler
• \ı\KARA (AıNKA) - Dev let Opera ve Balesı Genel
Mudurluğu, Turk bestecılennın yapıtlannın CD yapımlan
projesını 1995'te de surdurecek Dev let Opera ve Balesı Genel
Mudurluğu. 1995 yılında Çetın Işıkozluğ'ün "Gulbahar" Fent
Tuzun'un "Mıdas m Kulaklan" ve Salman Ada'nın "Alı Baba
ve Kırk Haramıler" operalannın CD yapımlannı
gerçekleştırecek Devlet Opera ve Balesı. şiınnı Cahıt
Külebı'nın. muzığını Nuvıt Kodallı'nın. orkestra şeflığını
Hıkmet Şımşek'ın yaptığı "Ataturk Oratoryosu" adlı yapıtın
CD'sını geçen yıl gerçekleştırmıştı
Adonis, Beyant İl Halk Kütüphanesi'nde
• Kültür Servisi - Nâzım Hıkmet Uluslararası ŞıırOdülü'nun
sahıbı Adonis. bugun Beyazıt İl Halk Kutuphanesı'nde
okurlanyla söyleşeceK Sunye asıllı Lubnanlı şaır Adonıs'ın
soyleşısı. bugun saat 15 OO'te ızlenebılır "Dallann Guncesı"
adlı kıtabı Necla Işık'ın çevınMyle BDS Yayınları tarafından.
eeçen aylarda yayımlanan Adonıs'ı Türk okurlan. Ozdemır
ınce'nın çevırdığı ' Nevv York'a Mezar", Necla Işık'ın
çevırdığı "Kutlamalar" adlı kıtaplanyla tanıyor
Evlîlikte ild taraf açılırsa, cereyan yaparASL MARO
Küçucük bır salon. kuçucuk bır
sahne Sahnenın ortasmda ıkı kışı-
lık bır pınnç yatak Bu yatağın
uzennde. altında, yanında kadınla
erkeğın ezelı mucadelesı başlaya-
cak az sonra
Olayın kahramanlan, sureklı
'ozgfirlük, çağdaşlık. açıklık' kav-
ramlanna sığınarak onüne gelenle
bırlıkte olan malı muşavır Mamb-
retti ıle babrı taştığı zaman kendı-
nı oldumneye kalkiijan çılekeş ka-
nsı Antonia Aslında adlarının ne
olduğunun onemı yok Her top-
lumda. her dönemde. herkesm ba-
şmdan geçebılecek bır olay yaşa-
nan Kadın da adama ayak uydu-
rup kendıne bır sevgılı bulmaya,
bır yaşam kurmaya kalkıştığı za-
man. kıyametlerkopuyor Antonia
bu durumu şoyle ozetlıyor "Açık
ailede sadece bir taraf açılırsa evli-
iik j urur. ild taraf açılırsa cereyan
yapar".
Italyan yazar Dario Fo, "Açık
Evlilik" adlı oyunu kansı Franca
Rame ıle ılışkılen kopmak uzerey-
ken yazmış ve bu yolla evlılıklen-
nı kurtarmış 25 yıldan sonra Is-
veç ten donen Ma/ium Kiper'ın
HarbıyeCepTıyatrosu ndasahne-
ye koyduğu oyunda Antonıa'yı
•Mazlum Kiper'in sahneye koyduğu Dario Fo'nun
'Açık Evlilik' adlı oyununda, 70'li yılîarda çok tartışılan
açık evlilik kavramından yola çıkılarak, kadın-erkek
ilişkileri farklı yönleriyle sorgulanıyor.
NergisÇorakçı. Mambrettı'yı Elr-
hanAbir. Antonia nın fizık profe-
soru sev gılısı Aldo'y u ıse Can Ba-
şak canlandınyor Füsun Demi-
rel'ın Turkçeleştırdığı ovunun sah-
ne ve gıysı tasanmı Ayhan Doğan.
müzıklcrı Selim Atakan sahne
plastığı EftalGülbudaktarafından
gerçekleştınlmış
Dano Fo, Mazlum Kiper'ın çok
sevdığı bır yazar Ama geleneksel
Dano Fo'dan farklı bır tarz dene-
mış Oyunun başına da Ferit Ed-
gö'nun "Çığhk" adlı öykıi kıtabın-
dakı "Uç [>uş/ıiş" ten bır parça ek-
lemış "Teksri okurken bir takım
cagnşımlar yaptı bende, nedenini
bılmedığim. Bir tanesi de Fent Ed-
gu'nun kuşun uçuşuvla ilgılı teks-
ti>di. Ovıınu okurken kafamda ge-
nelde insanın. ozelde kadının oı-
gurluk mücadelesi \ardı. Bu tckst-
te bu duşuncelen ıleri boy ufa gdru-
ren bir şey var. Bunu kovarsam iz-
leviciye daha başından surrcalıst
bir biçımde. neyı anlatacağımıza
dairipucu vermiş olacakdm. Ve 6>-
le yapöm".
Sahneye de sadece eskı bır ya-
tak koymuş. kadınla erkek arasın-
dakı evlılık mücadelesının en ıyı
temsıl edıleceğı yerın yatak oldu-
ğuna ınandığı ıçın
7O'lı yılîarda çok tartışılan açık
evlılık kavramının bugun o kadar
guncel olmadığını duşunuyor
Mazlum Kıper Amao. bukavram-
dan yola çıkarak kadın erkek ılış-
kılerının farklı yönlennı sorgulu-
yor "Erkekle kadın arasındaki
ilişkiyi, insan olarak eşitliğı ele alı-
yoruz. \e insanlann ozguriuk miı-
cadelesinin ne kadar acı veren su-
reçlerden geçtiğini... Sonunda ka-
dın kendini buiuyor, kocasının iste-
meyerek yaptığı yardımlar sayesin-
de de olsa. Adam olayı bu noktaya
kendi getiriyor ama kansı birini
bulunca feveran ediyor. Tabii bu
onun için de bir ders".
Ancak ovunun onjınal metnın-
de. bu ona ders olamıyor. çunku
fınalde adam oluyor Yonetmen
oyunun sonunu değıştırmış "Ba-
şından sonuna kadar kadının öz-
guıiuk mucadetesinı sergıledikten
sonra. adama büyuk bir rol vererek
bitirmek ıstemedim. \dam intihar
etseydı bızini birçok insanımız uzu-
lecekti. Dolayısıyla verilmek iste-
nen mcsaj bulanacakti. Oysa hiç
gerek yok, adama niye bu kadar
büy uk bir rol bıçelim? Oy unun so-
nu kadının olmalı".
Oyunda son derece cıddı du-
rumlar ele alındığı. kadın sık sık
olumlerden dondüğu halde genel-
debırgulduruhavasiesıyor Anto-
nia ızley ıcının gozunun ıçıne baka-
rak başından geçenlerı anlatırken.
çektığı acıları komık olaylarmış
gıbı aktanyor
Nergis Çorakçı bunu şoyle
açıklıyor "Aslındakomikdunım-
lara düşüyonız. Bır erkek için ha-
yaümua yok etmekten daha acı ve
komik bir şey olamaz. Hep en ya-
kın arkadaşûnma çok gi/emli bir
şevımı dalga geçerek anlattığımı
duşunuyonım. Çunku yaşarken
çok acı olur. ama anlatırken insan
bir katman o sorunlardan farklı
bir yeregitmişse, dalga geçerek an-
labvor ya da an an du\ gulanabili-
yor. \aşamın çok guzel olduğunu
kabul edip. mudu \e mutsu/ anlar
vardır ama ben hep vanm demek
için bu yontera bana daha keyiffi
geliyor".
Izleyıcıye öykusünu anlatırken
bazen sorular sorup yanıt beklıyor
Şımdılıkbunaalışıkolmayanızle-
yıcı zaman zaman gozlennı kaçır-
»a da, cesurca yanıt verenler de
oluyor "Ben daha çok cevap ver-
meierini istiyonım, onlar katıldık-
ça oyun daha büyüyecek. Hatta
ıtaha'da Dario Fo gnıbunda oyun
oynanırken bazı sahneleri değişti-
rebtliyorlarmış sevircinin isteği
dognıltusunda. Bakarsınız ikıncı
Dario Fo' muzu oy narkcn biz deöy -
le bir şey yapanz".
Nergıs Çorakçı. provalarda zor
anlar da yaşamıı> Erhan^bırçok
sevdığı bır dostu olduğu halde. bu-
ründuğu rol ıçınde ona çok kızrrış
"Ben bu adamı dö\mek istiyo-
rum" dıye bağırdıöı anlar olmu!>
"Vönetmen "ınan ona' dıyor. Nasıl
inanay ım, bu adama inanılamaz ki.
'Ama sız kadınlar ınanıyorsunuz
dedi vonetmenim bir erkek olarak
ki doğru. Biz kadınlar hemen ınan-
mava hannz".
Aslında Erhan Abır de gerçek
vaşamında çok eşıtlıkçı. paylaşım-
cı yaklaşıyor kadm-erkek ılışkıle-
nne
'Açık Evlılık" tam bır ekıp ça-
li!>maM Ustelık bırbınnı ıyı tanı-
yan bır ekıp bu. Nergis Ç orakçı ıle
Erhan Abır'ın uzun yıllara daya-
nan dostluklan. Can Başak'ın Er-
han Abır ve Mazlum Kıper ıle baş-
ka oyunlarda da aynı sahneyı pay-
laşmaları bır yana. Can Başak ıle
Nergis Çorakçı e\ lıler Can Başak
oyunda ıkı kuçuk rolun yanı sira
yonetmen yardımcılığını da ust-
lenmış "Ben kadın-erkek ilişkile-
ri nde ozellikle erkeklerin çok iki
yüzlü davrandıklannı duşunuyo-
nım. Ve bu oyunun birçok seyirci-
nin kendine bile ih'rafetmekten ka-
çındığı şey leri yuzlerine sertçe\ur-
duğuna inanıyorum. Zaman za-
man seyircilerin turulduklannı,
uzun sessızlikleryaşadıklannı sezi-
yonım. Bu oyunu konıedi olarak
gormüyorum. Bu bir ınsanlık dra-
mıdır. Bunu gülmecetekmğivleele
almış, iıısanlar da çok guiiıvoıiar
izlerken ama o gulmenın altında
bir huzün. bır gerçekterle v uzleşme
ve bir hesaplaşma var. Ve ben ina-
nıyorum ki insanlar bu oyundan
çıktıktan sonra ikili ilişkileri uze-
rinde uzun uzun düşunecekler".