Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
# Gene! Yayın Koordınatörü: Hjkmet
Çetinkaya 0 Yazıişlen Müdürlerı:
Ibrahim'Yıldız (Sorumlu), Dinç Tavanç
0 Haber Merkezi Müdürü: Hakan fcara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser 0
Diş Haberler Ergun Balcı 9 Istıhbarat Yalçın Çakır
• Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV Ujgar
Eremektar • Kültur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmet
Saraç • Makaleler Sami Karaören # Çevın
Sevfettin Turhan • Duzeltme Abdullah Yazıcı •
Yavıtı Kurulu tlhan Selçuk
(Başkanl, Orhan Erinç. Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinka>a, Şükran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Tavanç, ibrahim Yıldız.
Orhan Bursalı, Muslafa Balbav.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay # Haber Müdüru Doğan
Akın Atatürk Bulvarı Ncr 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel-
4195020 (7 hat). Teleks- 42344, Faks 4195027 • lzmır Temsılcısı
SerdarKızık.H ZıvaBK. 1352 S 23Tel 4411220Teleks 52359,
Faks- 4419117 • Âdana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, Inonû Cd.
119 S. No: 1 Kat: 1, Tel- 3522550. Teleks: 62155, Faks. 3522570 •
Müessese Müdürü Erol Erkut 9
Koordinatör Ahmet Korulsan 9
Muhasebe Bülent Yener 9 Idare. HİMeyin
Giirer 9 Işletme Önder Çelik 9 Biîgi-
Işlem. NaiJ lnal 9 Bılgısayar Sıstem
Mürüıet Çiler 9 Reklam. Reba Işıtman
Vıyımlavtn vt B ı u ı : Yenı Gün Haber Ajansı, Basm ve Yayıncllık A Ş
"ûrkocajı cad 39 41 Cagatogiıı 34334 Ist PK 246 lsanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 ha!) Telelcs 22246, Faks (0 212)513 85 95
17EYLÜL1994 İmsak:5 12 Günes: 6 39 Oğle:13 03 Ikmdi: 16 33 Akşam. 19.18 Yatsı: 20.39
Trtanikfacsasının
sopumJusu
bulundu
• LONDRA (AA) - Titanik
faciası öncesinde
kaybolduğu bildirilen ve
>enileri temin edilmeyen
dürbünler. belki de 'faciarun
sorumlulan' olarak
okyanusun dibinde bulundu.
İngiltere'deki Ulusal
Denizcilik Müzesi yetkilileri,
Atlas Okyanusu'nun
yatağmdâ yapılan
araştırmada bulunan söz
konusu dürbünlerin, 1912
yılında bir buzdağma
çarparak batan Titanik
transatlantiğini 'belki de
faciadan kurtarabiJecek
olduğunu' düşünüyorlar.
Sarsıntısc
tren geHyor
• ANKARA (AA) - TCDD
Genel Müdürlüğü, yolculan
sarsıntıdan daha az etkileyen
modern ve yeni vagonlardan
oluşan Başİcent Ekspresi'ni
23 eylül cuma gününden
itibaren sefere koyuyor.
Ankara-İstanbul arasında
karşılıklı olarak her gün,
gündüz sefer yapacak olan
Başkent Ekspresi, Türkiye
genelinde en modern ve
süratli tren olarak
nitelendiriliyor.
İstanbul,
Avnıpa'dagözde
• BRÜKSEL(AA)-
Brüksel'de önceki gün
başlayan Turizm
Zirvesi'nde, Avrupa'nın en
fazla turist toplayan şehirleri
arasında Istanbul ilk on kent
arasında yer aldı. Avrupa'nın
en turistik kenti
sıralamasında Londra ve
Paris büyük farkla ilk iki
sırayıpaylaştı.
Tasarmıfsever
mucit
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantepli mucit Faruk
Şahveli tarafından geliştirilen
enerji tasarrufu projesi,
'güneş evleri' ile hayata
geçiriliyor. Şahveli, 6 yılhk
bir çahşma sonucunda,
ısınma, yemek pişirme ve
sıcak su ihtiyacının güneş
enerjisiyle karşılanmasını
öngören bir proje geüştirdi.
Faruk Şahveli'nin 'Çiğköfte
yoğurma makinesi' ve 'güneş
enerjisiyle çahşan fınn' gibi
buluşlan da bulunuyor.
Yüzde65'ikaçakyapıhackm ohişanIstanbuTdaaykm birörnek
Burası Esenyurt'un kaçak kentleşen kesimi. İstanbul'un neredeyse yüzde 65'ine >aran yeni ve ruhsatsız görüntüsü, çıplak tuğla yapılan ve minibüsleriyle burava da cgemen (solda). Burası da yine Esenyurt'un "ruhsatlj
kentieşen" kesimi. Binlerce konutluk Esenkent ve Boğazköy projeleri tamamlandığında, ruhsatsız İstanbul için belki de aykırı bir kimlik oluşturacak (sağda).
Esenyınt'taVuhsath9
kendeşme
OKTAY EKİNCt
Eğer, son günlerdekı hemen
tüm yetkililerin dile aetirdıkleri
"kanbul'a yüda 500 bin kişi
göç ediyor" şeklindeki açıkla-
mayı biraz 'abartdı' buluyorsa-
nız, bu rakanu sözgelimi '365
bin' olarak da kabul edebilirsi-
niz.
Ve yine eğer fstanbul'a yılda
365 bin kişinin göçle geldiğini
benimserseniz, bunun 'günde
1000 kişT demek olduğunu da
bilgi dağarcığınıza yazabilirsi-
nız. Ya da diyelim kı bu yaayı
okumaya ayırdığmız 20 daki-
kalık süre içinde ortalama 20
kişi...
Günaşın bir belediye
Yasalanmıza göre bir köy
yerleşmesinin 'belde' olabilme-
si, yani muhtarlık yerine artık
'belediye' ile yönetilebümesi için
nüfusunun 2000 kişiyi aşması
yeıiyor.
Bu hukuksal bilgiyi de göz-
lemJerimize kattığımızda, İs-
tanbul'a her ıki günde 'bir bele-
diye kuracak' kadar ınsan geldi-
ği anlaşıhyor. Yani kentin artan
nüfusu, 'günaşın' bir belediye
başkanının ya da yine günaşın
bir belediye meclisinin 'yasal
olarak' seçilmesine olanak sağ-
layacak bir düzeye tırmanmış
durumda.
Neyse ki bu yasal gerçekliğin
'siyasi emellere' alet edilmesi
tehlikesi henüz kendini göster-
miş değil. Yoksa. örneğin Sul-
tanbeyli'deki gibi 'tamamı ka-
çak' olan yasadışı bir yerleşme-
nin önce ilçe' ve ardından da
'belediye' yapılmasına ö'nayak
olan çevreler, pekala İstanbul'u
bu kez '500 ya da 1000 belediye-
ye' parçalamak da isteyebilir-
ler. Bunu yaparken de nüfusu
2000'leri çoktan aşan 'kaçak
köyleri' ilgilj vasa kapsamında
sıraya dizebilirler..
İstanbul'un merkez ve 'otur-
muş' semtlerinde yaşayanlar.
kenti böylesine tehlikelerle kar-
şı karşıya bırakan günde 1000
kişilik göçün nasıl ve 'hangi gö-
rüntülerle' gerçekleştiğini elbet-
te kı fark edemiyorlar. Yine
aynı semtlerde oturan 'aydınla-
runız' da belki de bu nedenle ra-
kamlara pek fazla güvenmeyip.
İstanbul'un artık güvertesine
kadar sularla dolan bir gemi
gibi 'batmak iizere' olduğunu
göremiyor, çok fazla aldırmı-
yorlar.
Oysa göç eden kitleler, İstan-
bul'un yine merkez semtlerine
• 1989 yılında yalnızca bir muhtarlık iken, 4 yılda nüfusu 10 kat
artarak bugün 200 bin nüfuslu bir kent haline gelen Esenyurt'ta,
İstanbul'un en büyük yeni yerleşim projeleri gerçekleştiriliyor. 7400
konutluk Esenkent projesi ince inşaat aşamasına ulaşırken, 6000
konutluk Esenkent-Boğazköy projesinin temeli geçtiğimiz
günlerde atıldı.
değil, kentin çevresinde gelişen
ve elbette 'kaçak inşaat cenneti-
ne' dönüşen bölgelenne gelip
yerleşiyorlar. Bunun için de
doğrusu eşi bulunmaz bir ola-
nağı. kentin içine gırmeden 'göç
kamyonlanm' yeni iskan alan-
lanna ulaştırabilen 'TEM Oto-
yolu' sağlıyor. Hele, yeni oto-
"büs terminalinin de ister iste-
mez yine TEM güzergahında
olması, sözgelimi Esenyurt'u se-
çen bir 'Doğulu göç kafilesT için
istanbul'un kendilerine sundu-
ğu ilk büyük 'kolaylık' olsa ge-
rek.
'Kentsel tedavf
Sözgelimi dedim, ama aslın-
da sözü de Esenyurt'a getirmek
istiyorum. Son yıllarda İstan-
bul'un en fazla göç alan 'yeni
beledivelerinden' birisi olan ve
özellikle yine son yıllardaki
toplu yeni yerleşme projeleri yle'
ilgi çeken Esenyurt'a...
I989'a kadar Büyükçek-
mece'ye bağlı bir 'muhtarlık"
olarak İstanbul'un 'çevre köyle-
ri' arasında ver alan Esenyurt.
belediye olduktan sonra nüfusu
dört yıl ıçınde yaklaşık '10 misli'
artan bir büyük yerleşme haline
geldi. Yine 1980'lenn sonlann-
daki 20.000 kişiye karşılık. bu-
gün 200.000 nüfusun yaşadığı
tahmin ediliyor Son nüfus sa-
yımındaki 7İ.525 kişilik rakam
ise belediyeye verilen resmi kay-
nak yardımının 'miktarını' be-
lirlemekten başka hiçbir kentsel
çalışmaya artık ışık tutmuyor.
Esenyıart'ta ikinci kez Beledi-
ye Başkanlığı'na seçilen Gürbüz
Çapan. daha önce Büyükçek-
mece Sağlık Ocağı'nda görev
yapan ve asıl memleketi Kars'a
olan 'bağlüığı' ile de tanınan bir
tıp doktoru. Gürbüz Çapan'ın
Esenyurt için uygulamaya baş-
ladığı en etkili 'teda>i' ise binler-
ce konutluk bir 'yeni kentsel ge-
lişmeyi' hedefleyen Esenkent \ e
Boğazköy projeleri.
1992'de temeli atılan 7400
konutiuk Esenkent projesinde.
bınalann tümüne yakın bir ke-
siminın artık İnce inşaat' aşa-
masına gelınmiş. Sosyal. kültü-
rel ve tıcari tesısleriyle birlikte
geniş yeşıl alan düzenlemelerine
yer verilen projede. Esenkent'i
oluşturan konut kooperatifleri-
ne ü\e olanlann katılımı\la
4500 kişilik bir de 'açıkhava ri-
yatrosu'inşa ediliyor.
Boğazköy ve çağdaşlık
3 Eylül 1994 günü görkemli
bir törenle temeli aülan Esen-
kent-Boğazköy projesi ise yine
Gürbüz Çapan'ın deyişiyle
"Esenyurt'a yerleşenlere çağdaş
kent külrüriinü de verecek" bir
planlama anlayışıyla ele alın-
mış. 6000 aileye, yani yaklaşık
25.000 kişiye kaçak inşaat yolu-
nu seçmeden yerleşme olanağı
sağlaması hedeflenen Boğaz-
köy projesinde, apartman blok-
lannın yani sıra 'sokak düzeni
oluşturan' alçak katlı evlere ve
bınalara da yer venliyor. Emlak
Bankası'nın yine TEM Otoyolu
kenanndakı ünlü 'Bahçeşehir'
verleşmesine 'komşu' konumda
kurulma>a başlanan Boğaz-
kö>'ün >ine sosyal ve teknik
altvapı tesislerinın yani sıra
kreşlen. okullan. camisi, ticaret
merkezlen \e 'bisiklet yollanyla
ulaşdan' bü\ük park alanlan
ıçınde bir de 'göleti' planlan-
mış...
Kaçakiar ve ruhsatlılar
Son tahminlere göre yüzde
50'sı gecekondu ve kaçak yapı-
laşmadan oluşan Esenyurt. bu
büyük >erleşim projelen henüz
inşa aşamasındayken bile gele-
cekteki 'çifte kimlikli' karakte-
nni şımdiden yaşamaya başla-
mış görünüyor.
Caddelere ve yollara egemen
olan 'kamyonlarm' bir bölümü
çoğunlukla Doğu ve Güneydo-
ğu illerimızın plakalannı taşı-
yorlar. Üzerlenndeki yükler ise
Esenyurt'u seçen göçmenlerin
ev eşyalan. kışbk viyeceklen.
18 yaşmdan küçük bayan tenisçilerin profesyonel turnuvalara katılmalan yasaklandı
'HarikaÇocuklar'ıkorumagirişimi
CUMHUR
CANBAZOĞLU
Bayan tenisinde aybaşındâ açı-
klanan bir karar spor dünyası-
nda büyük yankı uyandırdı. Bun-
dan böyle, 18 yaşmdan küçük ba-
yan tenisçilerin yüksek düzeydeki
profesyonel tumuvalara katılma-
lan yasaklandı.
Sporcular sendikasının baş-
vurusu üzerine Dünya Tenis Bir-
liği. tenisi iş olarak kabul eden
"harika çocuklar"ı yaş kategori-
lerine geri yolladı.
1995 başında uygulamadan
kalkacak bugünkü kurallara
göre eline raket ahp profesyonel
korta çıkmak için 14 yaşına bas-
mak yetiyor. Bu kurala göre
İsviçreli Hingts en şansh raket.
Gelecek ay 14 yaşına basacak
Hingis profesyonel olabilirken
13.5 yaşındaki Rus Kournikova
para kazanmak için 4.5 yıl daha
bekleyecek. Dünya Tenis Birliğf-
ni böyle bir karar almaya iten bi-
rincil neden, küçücük oyuncu-
lann yeni yıldızlar arayan orga-
nizatörlerle sponsorlann elinde
oyuncak olmalanru, modern te-
nisin zor koşullan altında kay-
bolmalannı önlemek.
Son olarak bu düzene Jennifer
Capriati gibi büyük bir yeteneğin
kurban gitmesi. bardağı taşıran
son damla oldu. 14'ünden önce
profesyonel tenise geçen Capriati
stres, şöhretm ağırbğı ve zor ant-
renmanlar sonucu uyuşturucuya
başlarruştı. Sıkı bir tedaviye
alındı ama. sonucun ne olacağı
daha baştan belliydi...
Kule atlama uyguluyor
Tenısteki kararla birlikte ar-
tistik cimnastikte de 16 yaşaltı
sporculara uygulanan büyük
turnuva yasağı gündeme geldi.
Tam gelişme çağmdakı çocuk-
lan genetik metotlarla. insanüs-
tü zorlamayla karakuru bırak-
tıran cımnastıkteki bu reform.
diğer spor dallanna da örnek
olabilır. Cımnastik camiası, Ro-
manya'daki sıyasal rejımin de-
ğişmesınden sonra Batı bası-
nında yayımlanan Nadia Co-
maneci'nın anılan üzerine küçük
şampiyonlar hakkında yapıcı
kararlar almanın gerektiğini acı-
klamıştı. Diğer sporlann üst dü-
zey yöneticileri de a,vru doğrul-
tuda demeçler verdiler. Ancak
bu tarihe kadar tek uygulama
kule atlama branşından geldi.
1991'de Peth'te Dünya Şampi-
yonu olan 12 vaşındaki Çinli
sporcu 1992 Barcelona Yaz
Olimpıyatlan'na alınmadı.
Batılı spor çevreleri günden
güne büyük paralann döndüğü
sporda etkili önlemler almadan,
minik yıldızlann korunamaya-
cağı görüşünde. Özellikle 3.
Dünya ülkelennden Batı'ya ge-
tirilen yetenekli çocuklann ucu-
za mal olduğu göz önüne
alındığında bu düzenin kolay
yıkılamayacağı ortada.
Yeni karann alınmasında Capriati'nin dunımu büyük rol oynadı.
14'ünden önce profesyonel tenise geçen Capriati stres. şöhretin
ağırlığı ve zor antrenmanlar sonucu uyuşturucuya başlamıştı.
hatta 'kendileri.'
Kamyonlarm tozu dumana
katarak dolaşanlan ise inşaat-
lara malzeme taşıyan ve bu kez
plakalan '34' olan damperli
türleri. Bu ikinci gruptakiler
'36' ya da '24' plakalı olanlara
göre daha 'karaıiı' ve hızlılar.
Çünkü. hem gidecekleri adresi
biliyorlar hem de para kazanı-
yorlar.
Sağlıksız kent
manzaraları
Esenv urt'un caddelerindeki
bu kamyon görüntüleri hıç kuş-
kusuz daha uzun yıllar 'kentsel
görüntünün' de yine çifte kim-
likli sürmesıne yol açacaklar.
Doğu ve Güneydoğu bölgeleri-
mız "tarihsel uygarlıklarına'
yakışır bir çağdaş kalkınma ve
yaşam düzeyıne ulaştınlmadığı
sürece, İstanbul'a gelen 'günde
1000 kişilik' göç kafılelen Esen-
yurt'u da ışgal etmeye devam
edecekler. Bu işgalin yarattığı
'çıplak tuğla binalar' ise Esen-
kent ve Boğazköv yerleşmele-
rinde yükselen sağhklı konut-
larda oturanlar için. pencerele-
rinden baktıklannda görecek-
len 'sağlıksız kent manzaralan-
nı' oluşturacak.
Bununla birlikte. Esenyurt'-
taki 'kentsel tedavi' çabalarmı
ve Iıerkese Bahçeşehir' sloga-
nıyla gırişilen yeni yerleşim pro-
jelerini dikkatle izlemek gereki-
yor.
Çünkü İstanbul'daki TEM
çevre yolunun Anadolu yakası;
özellikle Sultanbeyli'deki kaçak
kentleşme sonucunda. artık ki-
lometrelerce uzanan ve orman-
larla birlikte su havzalanru da
tahrip eden bir çarpık yapılaş-
ma kuşatması altında. Denebi-
lir ki Türkiye'nin bu 'en gelişkin
otoyolu', sağlı sollu yasadışı bi-
nalann arasından sanki Sultan-
beyli'nin bir 'ana caddesi' gibi
geçiv or.
Buna karşılık Bahçeşehir'le
birlikte Esenkent yerleşmesi ise
aynı otoyolun bu kez Avrupa
Yakası'ndaki 'nıhsatlı yapılaş-
ma kuşağını'oluşturuyor. Uste-
lik hem ormanı yok etmeden
hem de su havzalanna göz koy-
madan.
Bu nedenle Sultanbeyli ile
aynı dönemde kurulan Esen-
yurt Beledıyesi'nin toplu konut
girişımleri. salt kendi yörelerin-
deki konut üretiminin planh ve
sağlıklı gerçekleşmesi hedefleri
açısından değil. İstanbul'un
çevresindeki kenti sarmalayan
yapılaşmanın 'yasal ve nıhsatlr
gelişmesi için de anlamlı bir ör-
nek oluşturuyor...
MESELA DEDİK...
X>ylülde korku bitmiyor canım.
"Okul korkusu', İssiz kalma
korkusu' falan dedik ya. başka
korkular da var. 'Poh'tik korkular'
da başka bir korku çeşidi
oluşturuyor. Bakalım onlar da ne
tür bir korku filmi oluyor?
Banş korkusu:
'. ayrettir, bizim buralarda
savaştan değil de banştan çok kor-
kuluyor. Örneğin bir grup toplansa
da ellerinde bayraklar, 'savaş istiyo-
ruz' diye haykıra haykıra dolaşsalar,
ne yalan söylemeli. vatandaşın göğ-
sü kabanr, gözlen dolar da 'Biz de!
Biz de!' diye bağırarak topluluğa
katılır. Hiçbir yetkilinin aklına da
'gösteri vürüyüşü' yasalan falan gel-
mez. Neden mi? Savaşçı milletiz de
ondan. 'Kimlerle savaşınz' diye so-
ran olur mu bilmem ama ne çok
yanıt bulunur. Önce şu Yunarun üs-
tüne yürüyüp işini bitiririz, gitmiş-
ken Bulgara da dersini veririz. Hazır
elimiz değmişken Sırplan da halle-
dip Bosna'yı kurtanveririz. Ordan
döndük mü Ermenilerin üstüne se-
fer edip Azerileri rahatlatınz. Ora-
dan Rusya'ya da uzanıvermek var
ya, şimdilik kalsın. İran'ı biraz hov-
şalayıp güneye döneriz ki Allah'ını
seven bizi tutmasın. Suriye'nin
altını üstüne getiririz. Irak amana
gelir ki o kadar olur. Onlann işini
bitirdik mi şöyle bir durup nefesleni-
riz. Avrupa tirtir titreyip 'Aman
Türkler ûstüme geBr nuT diye yalvar
yakar olur, heyetler gönderir, aman
diler. Artık büyüklüğümüz tutarsa
Kıbns'ı falan alır, Avrupa Toplulu-
Eylülkorkularıdemiştik ya...
arkadaşım. Siz o tatavayı gıdip
başka yerde yapın. burda kimseler
dinlemez. Onun için de biz savaştan
değil, banştan korkanz. Bu 'barış'
lafı bizi gevşetir, savaş azmimızi
kırar. düşmanlanmızın icadıdır.
İnşallah bu yazımızı Müjdat Gezen
kardeşimiz, Atıf Yılmaz bilade-
rimiz okurlar da bir daha öyle fılm-
ler çevirmeye kalkmazlar.
12 EylüTü unutmadımz
değil mi?
demokrasi daha iyi değil mi? Şöyle
sessiz sedasız. partisiz demeksiz de-
mokrasi daha iyidir ya. sız kıymetıni
biimivorsunuz. Zaten siz iyinin ne
olduğunu nerden bileceksiniz? Bu
memlekette neyin iyi olduğunu bi-
lenler var ama bilmeyenlere anla-
tamıyor? Memleketi düşünen kim?
Neopolitik durumu bilen var mı?
Neopolitik değil de jeopolitik mi?
Ne olmuş vani, siz şimdi yanlış mı
çıkanyorsunuz? Sizin ka'fanız da
kınlacak kafa va. Bu memleket bo-
şuna adam besliyor boşuna! Siz 12
EylüTü unutmayın.
Aym 15'ini geçtik mi?
yle sergilere göz atıp geçiyoruz.
İşte o paket vardı ya, artık kimin
paketiyse bizim elimizde kaldı. Hani
ücret zammından geçtik. elimizdeki
üç kuruşu kaybetmeyelim diye sesi
soluğu kestik. Demek ayın 15'ini
geçtik. Yeniden borç seferine
çıkmak lazım. Artık aldık aldık,
alamadık mı değişen bir şey olmaz.
Şu bizim borç isteyen yetkililerin ha-
line de üzülüyorum ha. Borç iste-
mek zor iş yahu. Hele de kefereler-
den istemek ne zordur. Sahi, ne ola-
cak bu memleketin hali be karde-
şim?..
Eylül mehtabını
bilir misiniz...
ğu'na gireriz. Asya'daki Türkı cum-
huriyetlerle birleşip 'büyük Türk
asn'nı başlatınz.
Şimdi bu zaferlerle dolup
taşarken banş manş gibi el pençe
divan laflar etmenin lüzumatı var
mı? Onun için de öyle '1 Eylül Dün-
ya Banş Günü'ymüş, yok 'Sen de
banş için bir şey yap'mış. bize gelmez
u.nutmaym ya! Bilıyorsunuz.
ne huzurlu günlerdi. Ses vok. soluk
yok. Sendika yok, dernek yok, bil-
mem ne birliği yok. Arkadan parti
marti işi de kesildi. Lider takımı da
korumaya alındı. Memleket huzura
kavuştu canım. Aydını maydını. ya-
zan çizeri, kimi hapiste kimisi mah-
kemede. Bunlan boş bıraktın mı ya-
zar çizer, memleketi düşündürür,
konuşturur değil mi? Tahrik bile
eder. Şimdi iyi mi yani? Her kafadan
bir ses çıkıyor da iyi mi oluyor? Ney-
miş. demokrasi varmış. Alın de-
mokrasiyi de haynnı görün. Şey.
yanhş mı oldu? Yani bu işler hep de-
mokrasi için yapıldı da. Ama sessiz
apma yahu. ayın yansını geç-
tik ha?! Daha bu ayın borçlannı
ödeyemedik. Ayın ilk günleri ne ça-
buk geçıyor da ondan sonrası yürü-
müyor be kardeşim. Eti-balığı hani-
dir kestik. ekmeği kuyrukta bekliyo-
ruz. Ele güne ayıp olmasın diye pa-
zann sonunda ahşverişe çıkıyoruz.
Giyim-kuşam hak getire. Çoluk-
çocuğun yüzüne bakacak halimiz
kalmadı. Gazete mazete neyimize,
Bilirsiniz de mehtap seyredecek
halinız yok değil mi? Ücretsiz
olmasına ücretsizdir de, şimdi bir
yerlere gitmek lazım, oraya gidince
de insan duygularur, bi tuhaf olur.
Kim bilir aklına neler gelir de bir
şarkjcık tuttumr. Bilmem ki şöyle
bir mehtaba çıkmak içinizden gelir
mi?