23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 1994 CUMARTESJ DIHYAZI îtalya eski Dışişleri Bakanı Andreatta, yeni binyılla ilgili beklentilerini Cumhuriyet'e yazdı Ulusaldevlet,küreselyaşamirkaç yıla kadar dûnya sıradışı bır değişimin içinde bulacak kendini: Yüzyılla birlikte 2. Binyıl da sona erecek. Tabii, insanoğlunun yarat- tığı yeniliklerin, değişimin, olayla- nn hepsini birebir dönemin özellik- leriyle özdeşleştirmek. nedenlerini tarihsel geliş- tnelere bağlamak olanaklı değil. Ancak yine de bu yeni Binyıl'ın eşiğinde bir an durup neler yaptı- ğımızı düşünmeli, bugünü ve insanlığın geleceğe doğru izlediği rotayı değerlendirmeliyiz. Umanm l. Binyıl'ın bitiminde insanoğlunun içine düştüğü kıyamet beklentileri gibi felaket tel- lallığına itibar etmeden, kendimizi koyvermeden yeni döneme başlanz. Ancak yüzeysel bir iyim- serlığın peşine takılmamakta da yarar var. Zaten gazete haberleri ve TV görüntüleri bu iyimserli- gın ne kadar boş olduğunu her gün belgelemekle ugraşıyorlar. Bugünkü tabloyu en iyi biçimde değerlendire- bilmek için bireysel olaylan, bölgesel özellikleri, başroldeki birkaç adı kenara koyarak küresel in- celemeye gidilmesi gerektiğine inanıyorum. Yeni Binyıl'ı anlayabilmek için insanoğlunun bir noktaya özellikle dikkat etmesi gerek. Bu nok- ta, çokuluslu duruma dönüşen ekonomi, bilim. teknoloji ve ekolojiyle, karşısında gün geçtikçe daha güçlü duruma gelen 'ulusal kimliğin' çatış- ması. ınsanlık bu çatışmayı yapay sentezler yeri- ne gerçekçi siyasalar üreterek yaşamalı ve aşmalı. Konunun altını özellikle cizmek istiyorum, çünkü 2. Binyıl'ın son yüzyılın- da bu iki ucun varlığı gözardı edildiğinde ne gibi sonuçlann doğdugunu hep beraber gördük. Bireysel ve ulusal kimliklergözar- dı edildiğinde, özgürlükler engellendiğin- de ıdeolojik anlamda ımparatorluk arzusu gündeme geldiğinde neler yaşandığını so- mut olarak bılıyoruz. Bu arayışlar sonuç- ta baskı, insan haklan ıhlalleri ve savaş ge- tiriyor dünyaya. Portre Siyasal ekonomi uzmaıu 1 Ağustos 1928'de Trento'da doğan Beniamino Andreatta, Padua Oniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1960-1970 yıllan arasında Ulusal Ekonomi ve Çalışma Konseyi'nde (CNEL) görcv aldı. 1962 yılında Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak siyasal ekonomi daiında ders verdi. 1971 yılında Calabria Üniversitesi'nde rektörlük görevi üstlendi. 1974 yılında Teknik Planlama Komitesi'nde üyelik yaptı. 1976 yjlında Aldo Moro'nun ekonomi danışmanlığını üstlendi ve senatör seçildi. 1979 yılında Bütçe BakanhğYna getirildi. 1980-1982 yıllan arasında Hazine Bakanlığı görevini yürüttü. 1983 yılında milletvekili seçildi. 1987-1992 yıllan arasında tekrar senatörlük görevi üstlendi. 1993 yılında bir kez daha Hazine Bakanı oldu. 1993 Nisanı'nda ise Dışişlen Bakanhğı'na getirildi. Son hükümet degişikliğinde kabine dışında kaldı. Beniamino Andreatta eni Binyıl'ı anlayabilmek için insanoğlunun bir noktaya özellikle dikkat etmesi gerek. Bu nokta, çokuluslu duruma dönüşen ekonomi, bilim, teknoloji ve ekolojiyle, karşısında gün geçtikçe daha güçlü duruma gelen 'ulusal kimliğin' çatışması. Insanlık bu çatışmayı yapay sentezler yerine gerçekçi siyasalar üreterek yaşamalı ve aşmalı. Eğer 3. Binyıl'da da küresel beklentiler artarsa, imparatorluk fikirleri körüklenir- se ya da üstün dünya devleti tasanmı ge- liştirilirse özgürlükler tehlikeye düşer, do- ğal olarak karşı muhalefet de doğacağın- dan banş darbe yer. Ancak ulusal kimliklerin aşın güçlen- mesi, üniteryaşam düşüncesinin terk edil- mesi de insanlığı felakete sürükleyebılir. Hatta şu anda görülen o ki ülkelerde büyük anlaşmazlıklar doğuracak bir 'kabik icgü- düsü' gelişmekte. Bu bilimkurgu bir se- naryo değil, ne yazık ki gerçeğin ta kendi- si. Yapay bloklaşmalardan, oturmamış bir- likteliklerden sonra dünya bu derin göriiş aynhğını yaşıyor. IKÛP6S8İ boktentlBP içkı Avpupaörneği Bu iki dürrü arasında kalan 'ulusal dev- let' ise yakın tarihte üretilen birolgu. Ümit ederim ki ulusal devlet 3. Binyıl'da da se- çeneksiz bir yönetim biçimi olarak benim- senir ve sürer. Aksi durumda toplumlann ufalanması kaçınılmazdır. Işte bu noktada biz Avrupalılann böyle bir çe- kişmeye uzak olduğunu vurgulamalıyım. Hedef, ulusal devlet aracılığıyla küresel beklentilerle kimlik arayışlanrta aynı anda yanıt vermekse (2. Binyıl'ın sonunda insanlann birlikte yaşamasının temel formülü) Avrupa'nın deneyiminden yarar- teritoryal bir yönetim biçimi olabilir. Yeni Binyıl'da insanlann birarada yaşamalan- nı sağlayacak model arayışına girmek istemiyo- rum. Ama ilkelerden ve toplumsal beklentilerden uzak sistemlerin başansız olacağına inanıyorum. Bence burada da temel nokta, insan haklannın evrenselliğiyle kültürlerin farklılığına aynı ölçü- de saygı gösterilmesinde yatıyor. Sonuçta toplum kültürler yumağından oluşacağından bu yolda hep beraber çaba göstermeliyiz. Doğacak kültür ho- mojen olmayacak, halklar, ulusal ya da etnik grup- lar arasındaki farklılıklan tanıyacak, insanlığın zenginliğine katkıda bulunacak. I Değişik kültüPlepe I saygı duymabyız Geleneklerin ve dillerin homojen duruma gel- mesine de karşı çıkmalıyız. Halklann gerçekleri- ni dile getirmelerine, kendilerini anlatmalanna olanak tanımalı. iletişim teknolojısının bu kadar geliştıği birortamda kültürleri ulusal ve uluslara- rası platformlara açmalıyız. 'Tanıtm ve koruma" kültürleri sadece bölgesel çapta değerlendırme anlamına gelmemeli. Bunlan yayarak ve deği- şimde bulunarak kültürlerin canlı kalmasını sağ- lamalı insanoglu. Bizi ayncalıklı kılan değerleri bilmeden hangi gücün birleştirdiğini anlayamayız. İnsan haklan olgusunun yalnız yüksek gelire sa- hip bölgelerle sınırlı olduğunu, bir lüks bi- çiminde algılandığını söylemek doğru de- ğil. Kültürü, dili, yapısı ve geleneği fark- lı olsa da her canlı kendisi ve ailesi için ay- nı haklara sahiptir; özgürlûk, onur, saygı ve iyi bir yaşam. u FarklıhkIarasa\gı"baş- lığıyla gizlenmeye çalışılan dığer beklen- tiler ise insanoğlunu aşağılama ve ırkçı amaçlartasır. 3. Bınyıl'da değişik kültürlere saygıduy- malı, onlan korumalı. desteklemeli ve in- sanlığın bu konuda "ortak görüş"e var- masını sağlamalıyız. Bu gerçekleşirse, uy- garlıklann çatışacağını öne süren felaket senaryolanndan da kaçınmiş oluruz. vA. eni Binyıl'da insanlann bir arada yaşamalannı sağlayacak model arayışına girmek istemiyorum. Ama ilkelerden ve toplumsal beklentilerden uzak sistemlerin başansız olacağına inanıyorum. Bence burada da temel nokta, insan haklannın evrenselliğiyle kültürlerin farklılığına aym ölçüde saygı gösterilmesinde yatıyor. "3. Binyıl'da değişik kültürlere saygı duymah, onlan korumalı, desteklemeli ve insanhğın bu konuda 'ortak görüş'e varmasını sağlamalryız" dileğinde bulunan Andreatta şunlan ekliyor: Bizim gibi Akdeniz kıyısında yaşayanlar. an- laşmazlıklar kadar işbûiiğinin de ne anlama getöiğini iyi bilir. Kültürleri canlı tutmayı ve aralanndaİd etidleşimi de bilir. Bizi birleştiren yazgının ne kadar benzeştiğüıin, aramızdaki farklann neler olduğunun bilincindedir. lanmakta büyük yarar görüyorum. Bu deneyim bize aynı anda bölgesel kimlikler- le ulusal devletin ayncalığına saygı göstenlebil- diğini kanıtladı. Ayncaekonomik değişimi, işbir- liğini ve katılımı arttınrken bölgelerarası işbirli- ğini ülke dışına taşıdı. 3. Binyıl'da banş içinde yaşayacak bir dünyayı şöyle düşünüyorum: Toplumu oluşturan bireyle- rin değişik kökleri tamnacak ve bunun ışığmda çok renkli bir yönetim biçimi gelıştınlecek. Aynı zamanda bir grubun ön plana çıkıp diğerlerini egemenliği altına alması önlenecek. Bunu sağla- yacak belirgin bir model yok, bazı durumlarda görüldüğü gibi federal, bölgesel, komüniter ya da Bizim gibi Akdeniz kıyısında yaşayan- lar, anlaşmazlıklar kadar işbirliğinin de ne anlama geldiğini iyi bilir. Kültürleri canlı tutmayı ve aralanndakı etkileşimi de bilir. Bizi birleştiren yazgının ne kadar benzeş- tığinin, aramızdaki farklann neler olduğu- nun bilincindedir. Bu saptamalann tama- men bireysel görüşlerim olduğunu, ancak özde kültürümün ve vatandaşlanmın da benzer görüşlere sahip olduğunu belirte- rek bitirmek istiyonım yazımı. Îtalya, bir- leşik kültürlerden yoğrulan o derin yapı- sıyla gelecek için kaygılı olmayacak sanı- nm. Kimlikleri ve haklan gözardı erme- yen, diğer halklarla yardımlaşmayı unut- mayan halkımın (siyasal ve tarihsel olay- lann dışında) tipik bır örnek olduğuna ina- nıyorum. Bu görüntüyü dost bir halkın okurlanna yansıtabilmek, karşılıklı saygı ve dostluğu koruyarak yeni Binyıl'a beraber ilerlemeyi öner- mek için gazetenizin önerisini seve seve kabul et- tım. Yarın:IMF Başkanı Michel Camdessus © Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z . İLAN UZUNKÖPRÜ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas: 1989/1008 Zekiye Demirezen vekili Av. Halil Bilen tarafından davablar Esra Yana vs. aleyhine açılan paylaşurma davasında. Dava konusu Uznnköprü ilçesi Başağıl köyü hudutlan dahilinde bulunan taşınmazlardan pafta 8 parsel 1449. 1450, pafta 9 parsel 1357, pafta 13 parsel 3372 sayılı taşınmazlann saülarak ortakbğın gj- derilmesine kararverilmiş olup karar, davalılardan adresi tespit edile- meyen Selma Esra Yaacı'ya ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiş olduğundan; Işbu karann ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğ edilmiş sa- yılacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 50881 ŞARKÜCARAAĞAÇ SULH HUKUK HÂKtMLİĞI'NDEN Esas: 1994/36 Karar 1994/161 Davacı Enerii ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı adına Hazine vekili avukat Sait Yurttakal tarafından davalı Yılmaz Kalkır aleyhine açı- lan 429.829.- TL değerli alacak davasının yapılan yargılaması sonun- da mahkememizin 12.07.1994 tarihli, 1994,36 esas 1994 161 karar sayılı karan ile davanın kabulüne, 429.829.- TL alacağın 31.03.1989 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davabdan alınıp davacıya verilmesine, asgari 60.000.- TL karar ve ilam harcının davahdan tah- siline, 43.000- TL vekalet ücreürun davabdan alınarak davaaya ve- rilmesine karar verilmiş, davalının tüm aramalara rağmen buluna- mamış olmasından karar kendisıne tebliğ edılemedığmden yukanda- ki karar özetınin ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla karann 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi uyannca, ilan tarihinden 7 gün sonra yapılmış sayılacağı tebliğ olunur. 26.08.1994 Basın: 50880 tLAN T.C. KÜÇÜKÇEKMECE1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN TEMYİZ DÜJEKÇESİNtN tLANEN TEBLİĞİ DosyaNo: 1991/416 Davacı Maliye Hazinesi vekili Av. Tülin Şenyücel tarafından da- valılar Sadık Üriiker vs. aleyhine ikame olunan tescil davası sırasında davablardan Sadi Ürüker'e dava dilekçesi ve mahkememizin karan ilanen tebliğ edilmiş olmakla, bu kerre davaa Maliye Hazinesi vekili Av. Tülin Şenyücel tarafından temyiz edilmiş olfnakla, temyiz talebı ile hakımliğimizin 1991/416 esas, 1994/568 karar, 25.4.1994 tarihli karann bozulmasını talep etmiş olmakla, işbu temyiz dilekçesi dava- lılardan Sadi Ürüker'e tebliğ yerine gecmek ûzere ilanen tebliğine karar verilmiştir. İlan olunur. 22.7.1994 Basın: 35210 BODRUM SULH HUKUK MAHKEMESİ 1988'275 Davaalar Ayhan Erdoğan ve Hüseyin Aytekin vekilleri tarafın- dan davalılar Ümit Yücesoy ve arkadaşlan aleyhine mahkememıze açılan ortaklığın gidenlmesi davasında; Bodrum Yokuşbaşı Mahallesi Buynuz Çukuru mevkiinde kain ta- puda cilt: 1, sahife: 63, ada: 74, parsel 15'te kayıtlı taşınmazda hisse- dar bulunan Ahmet Şenel'in adresi meçhul olduğundan dava dilekçe- si ve duruşma günü tebliğ edilememiş olup, ilanen tebliğine karar verilmiştir. İşbu davanın duruşması 4.10.1994 günü saat 14.00 olup, adı geçe- nin göstenlen tarihte mahkememizde haar bulunması veya kendisıni veküle temsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK'nin 509. ve 510. mad- deleri uyannca davanın gıyabında devam edeceği ve dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 6.9.1994 Basın: 35246 tLAN ULAŞ KADASTRO MAHKEMESİNDEN EsasNo:1992 20 Karar No: 1994/17 Davaa Galip Sönmez tarafından davalılar Maliye Hazinesi ve Sa- lih-Kaniye aleyhine açılmış bulunan tapulama tesbitinin iptali ve tes- cil davasının yapılan açık duruşması sonunda: Ulaş Hürriyet mahallesi ada 144, parsel 7'de tapu kaydına istina- den kerpiç ev ve tarla niteliğinde 2,4 hissesi Halit oğlu Galip Sönmez, 1 4 hissesi Şükrü oğlu Salih, 114 hissesi Şükrü kızı Kaniye adlanna tespit gören 924 m2 taşınmazın tespitinin iptali ile tutanakta yazıb va- sıf ve miktanyla tam hisse olarak davaa 1940 doğumlu Habt oğlu Gabp Sönmez adına tapuya yeniden tespit ve tesciline karar verildi- ğinden; Tüm aramalararağmenadresi meçhul olup bulunamayan Şükrü evlatlan 1941 doğumlu Salih ile 1942 doğumlu Kaniye'ye karar tebliğ yerine geçerli olmak kaydıyla ilanen tebliğ olunur. Basın: 50810 T.C- DEVELİ ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Sayı: 1992/614 Karar: 1994/234 • Deveb E. Camikebir Mahallesi, cilt 06/01, sayfa 89, kütük no 42'de nüfusa kayıtb Osman Nuri ve Fatma'dan obna Cihat Türkoğlu'nun babasının Osman Nuri otoıadığı anlaşıldığından, Osman Nuri Tür- koğlu hanesindeki nüfus kaydının iptab ile davab Fattna Şahin'in 07.09.1992 tarihinde evlendiği Deveü Gümüsören Köyü, cilt 28'01, 86, 29 kütükte nüfusa kayıtb Arif ve Bedriye'den obna 06.01.1967 doğumlu Uğur Toker hanesine Uğur ve Fatma oğlu 05.05.1991 do- ğumlu Cihat Toker olarak tescibne ihşkin mahkememizin 14.04.1994 tarihb karannın davab Fatma Şahin'e karar yerine geçerü obnak üze- re ilanen tebliğ olunur. • Basın: 50879 POLİTİKA VE ÖTESÎ MEHMED KEMAL Sözii Verilmiş Gibi Bütün eski solcular gibi ölüm ilanının llhan Selçuk'un yazısının altında çıkmasını istemişti. İlan orada çıktı; kısa ve sadeydi: "Acı kayıp, ailemizin büyûğü, çağdaşinsan..." Nedense eski solcular ölüm ilanlannın hep llhan Selçuk'un yazısı altında çıkmasını isterler, o da öyle istemişti. Bir duyuru, bir ileti miydi? Eskilerden kaç kişiyi sayabilirim. O köşeden dostlara seslenir, giderlerdi. Eski tüfeklerden biri de Patriyot Hayati değil miydi? llhan, ilanla yetinmemiş güzel bir yazı döşenmişti. 1960'larda tanımıştım, bir taşra kasabasının başhekimiydi. Doktorluğu köşedönmece diye tanımadığı için ölüm ilam, büyük tirajlı gazeteleri çarşaf çarşaf kaplamıyor; sade, gönülden duyuruluyordu. llık bir yaz akşamı, Edremit'teki evinin balkonunda içiyorduk. Birden çürük dişlerimden biri ağnmıştı (demek o zaman ağrıyacak çürük bir dişim varmış), dayanamıyordum. Gözü vitrindeki aletlere kaydı. Birden başhekim, diş hekimi oluvermişti. Kerpeten, bir damla pamukluk kan, avuca gelen bir çürük diş... Rahatlamıştım. Diş ağnlarında korkuyu acı yener. Acıyı yenmiştik, yeniden içmeyi sürdürdük. llk gördüğüm tabipliği buydu. Ondan 'sonra yurdun birçok yerine dağıldık. Oğlu Osman anlatıyor: "Benim için bir baba değil, bir arkadaştı. Bir derdim oldu mu hemen koşardım. öyle ki, hemen de çözüm bulurdu. Dünyanın bütün sıkıntılan onun elinde çok bilinmeyenli bir denklem gibiydi. Onun deyimiyle bütün bunlan çözerken bir kova da rakı içerdik. Son günlerde dertlehmiz çoğalmıştı." Tıp okumuştu. Tıptan daha pozitif bilim var mıydı? Onun için olaylara çözüm getirirken bildiği bilimden yararlanırdı. Son günlerde yakalandığı hastalıktan kurtulamayacağını biliyordu. Yakalamıştı, umarsız alıp götürecekti. Tanılamasını da (teşhisini) kendi koymuştu. En son yöntemler uygulanıyordu. Bir gün şöyle anlattı: "Bu bendeki hastalık belli. İnsan dünyaya gelirken kromozomlannda hastalıklannı da birlikte getirir. Bu hastalıklar da bir küçük çekirdeğin içinde gelirler. Bunlar soydan gelir. Benim soy çekimimde de bunlar var. Biliyordum, babam bu onulmaz hastalıktan ölmüştü. Aynı hastalık annemde de vardı. Neyi, kimden saklayayım. Biliyordum, bir gün gelip beni de bulacaktı. Yıllar geçti, gelip buldu. Tıp çok gelişmeler göstermişti. Buna da bir çare bulacak sanırdım. Bir göründü, biryitti." Burada durdu. Benim safra kesesi ameliyatından söz etti. Çapa'da operatör, Doktor Selçuk Özarmağan beni safra kesesinden ameliyat ederken başımda durmuş, olanlan seyretmişti. "Tıp çok ilertemiş" demişti. "Bizim dönemimizde böyle aletleryoktu." Tıp çok ilerlemişti ama, bazı hastalıklar var ona henüz bir çâre bulamamıştı. öğrenciliğinde solcu eylemlere karışmıştı. Bir kez damgalamışlar, bir daha bırakmamışlardı. Onlan anlatırdı: "Bir sürek hayvanı gibi bizi izlemişlerdi, yakamızı bırakmamışlardı. Solculuk, siyasetin kanserine benziyordu. Birkezöcü diye üstüne vardılarmı, bir daha bırakmıyorlardı. Yıllarsonra ne oldu? Korkulan korkutanın elinde patladı. Bu hastalık da bir gün gelecek bilime yenilecektir. Ucundan kenarından çareleri bulunuyûr. Bir gün tamamı yakalanacak." "ölüm ilanı llhan Selçuk'un yazısı altında çıksın." İlan orada çıktı, 75 yıl sonra... Bir buluşma ilanı, önceden verilmiş söz gibi. Solcular buna, "mev'id-i mülakat" derier. BULMACA 1 2 3 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA: 1/ Van Gölü'nde küçük bir ada. 2/ Bir tümceyi oluşturan birimlerden her biri... Kum sekisi. 3/ Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumun- dan yapılmış düdük... Bir sonı sözü. 4/ Üzerinde tanıtıcı bir yazı ya da re- 6 sim bulunan levha. 5/ -, Destan... Yanb. 6/ Bir oyun ya da fılmde dinlen- 8 rne süresi... Kazı yeri. 7/ g Bir anlatımda verilmek istenen öz... Nikelin simgeşi. 8/ Fas'ın plaka işareti... İmkân 9/ Alev... Birnota. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tahta kepçe... Üstü kapalı ola- rak anlatma. 2/ Zehir... Ekmek yapmak için çeşitli tahıllann yasa- ca gerekli kanşım oraru. 3/ Eski durumuna ya da ilk biçimine geti- rilmiş. 4/ Argoda yolsuzca ya da zorla elde edilen mal. 5/ Sarp ge- çit... Vilayet. 6/ "Sen ki bülbül gül içün — edersin bî derd" (Nedim)... Geün, Dûğûn, Diyet gibi fılmleriyle ünlü yönetmenimizin soyadj. 7/ Dünyamızın uydu- su... Bir çoğul eki... Japon lirik dramı. 8/ Kabuğundan kinın çıkanlan ağaç. 9/ Bir nota... Damarlı ve yan saydam bir taş. İLAN T.C KARTAL 5. ASLİYE HUKUK HÂKfMLİĞİ'NDEN Esas No: 1991 165 Karar No: 1992/762 Temyiz No: 1993/22 Davaa Maliye Hazinesi vekili Av. Ülker Tarçan tarafından dava- lılar Dumlu Diş Ticaret AŞ ve 11 arkadaşı aleyhine açılan tespit dava- sının dunışması sonunda; mahkememizce 28.12.1992 tarihinde ispat edihneyen davanın reddine, karar özeıinin gazete üe ilan edilmesine, Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Bu kere davaa vekib işbu karanmızı temyiz etmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 7.6.1994 tarih ve 1993ı6972esas ve 1994 4831 ka- rar sayıb ilamı ile hükmün onanmasına karar verihniştir. Davaa vekili Yargıtay'ın bu karanna itiraz ederek 10.8.1994 tari- hinde tashih-i karar talebinde bulunmuştur. Adresi meçhul olan ve kendisine duruşma günü, dava dilekçesi ve karar özeti ilanen tebliğ edilen davab Ibrahim Dumlu'ya tashih-i ka- rar dilekçesi tebliği yerine kaim obnak üzere tashih-i karar dilekçesi ilan olunur. 29.8.1994 Basın: 35211 tLAN T.C. KANDIRA ASLtYE HUKUK MAHKEMESt Esas No: 1992/203 Davaa Rıfat Şenol vekili Av. Selami Çetin tarafından davablar Mustafa Can, Aysel Ersöz vs. aleyhine açılan mesaha tasbihi ve tapu- ya tescil davasının yapılan duruşmasında verilen karar gercğince, İzmit Dereboğaa MahaUesi Cedit Sok. No: 20'de kardeşi Fikret Ersöz yanında ikamet eden ve adına çıkanlan davetiyenin tebbğ edi- lemediği ve yapılan tahkikatta da adı geçenin açık adresinin tespit edilemediğinden dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup Aysel Ersöz'ün duruşma günü olan 30.9.1994 gü- nü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması, hazır bulunmadığı veya kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde duruşmalara yokluklannda devam olunup bitirileceği deveuye yenne kaim obnak üzere ilanen tebliğ olunur. 25.7.1994 Basın: 50757
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle