27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL1994 CUMARTESİ 14 KULTUR Demokratikleşmenin 'tiyatrocası'nı sağlama ilkesindeki Şehir Tjyatrolan'nın ana teması 'ikilem' 80'lik delikanlının dinamik yılıKültür Servisi - Bu yıl 80. Sanat Yıl- dönümü'nü kutlayan İstanbul Beledi- yesi Şehir Tiyatrolan'nın 1994-95 ti- yatro dönemi repertuan açıklandı. Şe- , hir Tiyatrolan, bu yıl perdelerini 1 ekimde açacak ve tiyatro mevsiınine 5 ayn sahnede, 5 ayn oyunla girecek. Genel Sanat Yönetmeni Erol Kes- km temel ilkelerinin, tiyatroda demok- ratikleşmenin "tiyatroca"sını sağla- maJc olduğunu vurgulayarak, sanatsal ve kültürcl ldmliklerini elbirliğiyle ko- ruyacaklannı, yaratıcılığı tiyatro bün- yesine yayaraİc sürdürmeyi hedefle- diklerini belirtti. Kasıra ayında seyirci karşısına çıkacak olan yeni repertuar- lannın ana temasının "iküenT oldu- ğuna değinen Keskin, kendisine çok yakışan adıyla "Sekseplik Delikanu"- nın tarihi boyunca, önüne konulan amaçlar doğrultusunda kolay kolay silinip değiştirilemeyecek, sanatsal ve kûltürel bır kımlik edindiğinı vurgu- ladı. 'Askerliğim' ve 'Faust 95' Mevsimin ilk yeni oyunu ise, geçen yıl provalanna başlanan ve 17 ekürn ta- rihinden itibaren sahnelenecek olan Neil Simon'un "Askertiğiın / Bflori Bhıes" adlı yapıtı. Engin Lludağ tara- fından sahneye konulacak bu oyun 2. Dünya Savaşı'na gönderilecek genç askerlerin egitildiği bir kışlada geçi- yor. Oyunun arka planında yeryüzü- nün en kanlı savaşı sürmektedir... Go- etbe'nin "Faust"undan yoia çıkarak "Faust 95"ı hanrlayan Beklan Algan, "Ben Kimim- Biz Kimiz?" sorunsalını gündeme getınyor... Bireysel- toplum- sal kimhk problemi, Goethe'nin baş- yapıtından yürüyerck insan varbğının tarihsel boyutlannın arayışına yöneli- yor. "Bütünleşmeme" olgusunu tartı- şan "Faust 95"in çevre düzenini ve giy- silerini ünlü Polonyalı yönetmen ve se- nograf Jozef Szajna gerçekJeştiriyor. Nazım Hikmet'ten uyarlama Meoıet Baydur'un "Tensng"i Tür- kiye'de ılk kez Şehir Tiyatrolan tarafı- ndan sahneleniyor. 1953'te Everest Dağı'na çıkan Hillary ile Nepalli dağcı Tensing'in ıç tartışmalan, Batı-Doğu değer ölçülerinin, yaşam tarzlannın karşı karşıya gelmesinden doğan te- mel ikilemi yansıür. Doğayı fethetme- ye soyunan Batıb ile, doğayla banşık Doğulu'nun buluşması, bır evrensel hesaplaşma ortamı doğurur. Kültür- ler kavşağı Türkiye'nin temel ikilemiy- le örtüşen bu oyunu Çetin Ipekkaya sahneliyor. Nazmı Hikmet'in Bursa Cezaevi'- nd^kj, yaşamını, ölüm orucuna yattığı riölita^a kadar, onun şiirlerinden ve rriektuplanndan yola çıkarak anlatan bir uyarlama da Şehir Tiyatrolan'run bu yıl repertuanna aldığı oyunlar arasında yer alıyor. Macit Koper'in 'Aslolan Hayattır' adlı çalışması, 1980-81 tiyatro döneminde Dostlar Tiyatrosu'nda provaya girmiş, ancak dönemin baskıcı uygulamalan nede- niyle sahnelenememişti. Arif Erkin'in müziklerinı hazırladığı oyunu yine Macit Koper sahneliyor. Mark Rozovsky'nin Totstoy'un bir Genel Sanat Yönetmeni Erol Keskin (ortada), ŞPnin kolay kolay değiştirilemeyecek, sanatsal ve kûltürel bir kimlik edindiğini vurguladı. öyküsünden uyarladığı ve Taner Bar- las'ın sahneye koyduğu "Bir Atın öy- kösü / Strider" bir ahırda geçiyor ve oyun kişilerinin çoğunluğunu atlar oluşturuyor. Alaca at, farklı rengi yü- zûnden hadım edilmiştir ve serüveni. bir Rus soylusunun yaşam öyküsüne paralel olarak anlaülır. Burak'ın 'Sahibinin ŞesT Modern edebıyatımızın en önemlı yazarlanndan Sevim Burak'ın kendi hikayesmden, "Ah Ya Rab Yehova"- dan uyarladığı "Sahibinin SesT. adeta korkulanyla varolan bir toplumun pa- noramasını ortaya çıkanyor. Emekli Fransızca ögretmeni Bilal'in, ikilem- lerle örülü karmaşık kışılıği ve gitgide artan paranoyası, Cumhuriyet'e ge- çerken "eğreti" kalan bir yıtik kuşağm da anatomisini veriyor. Oyunu, Orhan AJkaya sahneye koyuyor. Shakespeare'in 16 oyunu, soneleri ve oyun şarkılanndan Başar Sabun- cu'nun kurguladığı ve sahneledıği "Bir Ata... Krallığun". ıktidar-şıddet ve ölüm temalan çerçevesinde oluşturul- muş. Güngör Dilmen'ın bır Anadolu söy- lencesinden yola çıkan "Kördüğüm" adlı oyunu, Frigya'nın kurucusu Gor- dios'un ünlü kördüğümünün çözül- mesi üzerine kurulu. Gordios'un dü- ğümünü çözen kışi, bir yanıyla "fa- tih", diğer yanıyla da Frigya'nın çö- zülmesine neden olan kışi olacaktır. Gordios'un soyundan gelen Kral Mı- das ışte bu ıkilemı yaşar. 'Yasaklanmış oyunlar' Gogol'ün "Palto"su da, bu mevsim repertuarda yer alan oyunlar arası- nda. Oyunu Cemal Süreya'nın Türk- çesiyle Başar Sabuncu sahneleyecek. Goğol, "Palto"da, gülünçluk ya da merhamet göriinüşü altında. bıreyle- rin kışıliklennı nasıl aa bır bıçimde yi- tirdiklerini ortalya koyar Turgenyev daha sonralan, "Hepimiz Palto'dan çıktık" diyecektir Tolstoy'un "Sa*aş ve Banş", Coline Serreau'nun "Tavşan Tavşanoğhr, Aristo- fanes'in "Lysistrata". Oğuz Atajın "Oyunlaıia Yaşayanlar", Yaşar Ke- maî'in "Uzundere", Gürkan Gür'ün "ÎVIetro Canavan", Necati Cumalı'nın "Yörüyen Geceyi Dink", Tankred Dorstun "Ben, Feuerbach", Shakespe- are'in eserlennden Cevat Çapan'ın ko- laj yaptığı "Karaniıktan Aydınlığa", Ttıran Oflazoğlu nun "Cem Sultan" adlı oyunlan ise 1994-95 üyatro döne- minde oynanması düşünülen oyunlar arasında. Bu yılki repertuann en ilgjnç ve an- lamlı bölümlerinden binni de "Yasak- lanmış Oyunlar" oluşturuyor. Şehir Tiytrolan'nda çeşitli dönemlerde, çe- şitlı sıyasal ve toplumsal baskılardan dolayı sahneden ya da provadan kaldınlmış oyunlar bu yıldan başlaya- Sadık Gürbüz konseri Sıvas'ta yasak Haber Merkezi- Halk müziği sanatçısı Sadık Gürfoüz'ün bugün Sıvas'ta vermesi gereken konser, polisin talebı ve valiliğin onayı üzerine yasaklandı. İnsan Haklan Derneği Sıvas Şubesi tarafından Sıvas Kültür Merkezi salonunda bugün düzenlenen Sadık Gürbuz Re- sitali, bir başkomiser ve bir polis memurunun faksla yaptığı tebligat sonucu yasaklandı. Yasaklama tebligatının yapıldığı faksta şöyle denildi: "Düzenkmek istediğiniz resital içinvalilik makamının 14.9.1994 tarihli olurlanyla izin verilmediğine dair iş bu tutanağı tebliğ ve tebellüğ edikrek imza altına alıomıştır." Yasaklama karan üzerine "Konserimin yasaklanması demek. benim anayasal çalışma hakkımın engellenmesi demektir" diyerek tepkisini gösteren Sadık Gürbüz, şunlan söyledi: "Tebligatta hiç bir gerekçe gösterflmiyor. Gerekcesiz uygulama yapılır mı?Bu benim çahşma hakkundır ve bu hakkanı anayasadan alıyorum. Bu hakkım engellenemez. Bir gerekçe göster- mek zorundalar. O zaman da ancak erteleyebilirler. Ama bu bir erteleme de değil. Engelleme. Bu ülkenin çeşitli yerlerinde konserler veriyorum. Ancflk, batıdan biraz doğuya gittiğim zaman konserimi yasaklıyorlar. Batıda konser veren Sadık Gürbüz de benim, doğuda yasaklanan da. Yasalar batıda da aynı yasalar, dc^uda da. Demek ki bu yasaklama keyfi bir uygulama. Konseri İHD düzenlemişti. Son aylarda İHD ile yapttğım en az 4-5 konsere izin veritanedi. Başka dernekkr veya kurumlar için konser verdiğün zaman böyte bir yasak konmuyor. İHD'ye neden yasak koyuyorlar? Bu derneği potansiyel bir suclu gibi görmek yanuştır. Birzamanlar, "Okullar olmasa maarifı ne güzel yöne- ürdim" diyen Milli E^tim Bakanları vardı. Şimdi" Vatandaş sokağaçıkmasa Içışlennı ne güzel yönetirim" diyen Içişleri Bakanlan dönemini mi yaşıyoruzr' Buvıl perdelerini 1 ekimde açacak olan Şehir Tiyatrolan, tiyatro mevsimine 5 ayn sahnede, 5 ayn sonelerinden Anadolu söylencelerine, 60'lann Türkiyesi'nden 2.Dünya Savaşı Avrupası'na, değişik konular içeren ve geniş bir yelpazeye yayılan oyunlann temel ekseni 'ikilem'. 'Tensing'in provasuıdan. rak repertuar kapsamına almıyor. tlk olarak Robles'in "Özgüriügiin Bedeli/ Montserrat" oyunu bu başlık altında sahnelenecek ve Erol Keskin tarafı- ndan sahneye konulacak. Oyun; sada- kat ile ihanet arasındaki ikılemı, insan için kaçınılmaz olan bir tuzağı irdeli- yor. Bu yılki repertuarda yer alan bir başka başlık ise "Ustalara SaygT... Bu bölümün ilk "usta"sı HaMun Ta- ner olacak. Yazann "Gözlerimi Ka- panm Vazifemi V'apanm" adlı oyunu, Setim Atakan'ın muzığı ve Savaş Din- çel'in yönetmenliğinde sahnelenecek. 80 yıl önceki ilk oyun Şehir Tiyatrolan, bu yıl bütün bir yıla yayılan çeşitli etkinliklerle 80. ku- ruluş yıldönümünü de kutlayacak. Şe- hir Tiyatrolan'nca 80 yıl önce sahnele- nen ilk oyun "Çürük Temel", eski Şe- hir Tiyatrolan sanatcılannın da katılımıyla, özel bir gösten olarak, 80. y.l onuruna Erol Keskin tarafından sahnelenecek. Harbiye Muhsin Ertuğ- nıl Tiyatrosu'nda yer alan Cep Tiyat- rosu'nda da 1994-95 tiyaatro dönemi- ni içinde kısa oyunlar sahnelenecek. Ferendıy Karinthynin "Peynirli Yu- murta", Dario Fo'nun "Açık Aile", Orhan Güner'in "Antonius, Kleopatra, Arada Bir Sezar", Orhan Güner'in "tkind Nöbetçinin Sıkıntıları", Tank- red Dorstun "Dönemeç", lsrael Horo- vitz'in "Fareler", Michael Almaz'ın "Kafka'nın Kadınlan" ve Mark Ro- zovsky'nin "Baba ve Oğul" adlı oyun- lan Cep Tiyatrosu'nda oynanması dü- şünülen oyunlar arasında. Çocuk Tiyatrosu Birimi Şehir Tiyatrolan'nda bu yıl aynca bir Çocuk Tiyatrosu Birimi kurulması amaçlanıyor. 1994-95 tiyatro döne- minde okul öncesi çocuklar içm Fikret Terzi'nin "Gölgenin Canı". bir grup çalışması olan "Yavnı Kimin". Sha- kespeare'in "Bir Gece Masaü". Deniz Uyguner'in "Birlikte Oynayalım", Cengiz özek'in "V ddızımı Ârıyorum", Müjdat Gezen'in "Palyaço" ve I. K. Waechter'ın "Soytanlar Okulu" adlı oyunlannın oynanması düşünülüyor. Okul sonrası ve gençler için sahnelen- mesi düşünülen oyunlar arasında da Brecht'in "Evet Diyenlerle Hayır Di- yenler", F. Garcia Lorca'nın "Don Cristobita ile Dona Rosita'nın Acıklı GüMürüsü", L. Augusta Gregrv'nın "Kulaktan Kulağa", Saint Exupery'- nin "Küçük Prens" adlı oyunlan yer ahyor. Şehir Tiyatrolan bünyesinde deneysel çalışmalar yapan Tiyatro Araştuina Laboratuvan (TAL) ise et- kinlıkJerinı daha da genışleterek sür- dürüyor. Şehir Tiyatrolan bünyesinde uluslararası tiyatro kuruluşlan ve okuilan ile sistemli bır ilişkı zinciri ge- liştırilmesı amaayla oluşturulan Dış llişkiler Komisyonu, "New York Üni- versitesi, Tısch School of Arts"tan Gürastan, 'TilKsOM House Theater'- a, çeşitli üJkeler ve kurumlarla tiyatro alışverişi yapmayı hedefliyor. Yeni kurulan Yayın Bürosu öncelikle. uzun bir süredır yayın hayatı kesintıye uğra- yan "Türk Tiyatrosu" dergısını yeni- den hayata döndürmeyı hedefliyor Nadir Nadi, genç kuşaklarda yaşıyor ASUMAN ABAOOĞLU İZMİR- Bir çok yerde 27 Mart yerel seçimlerinden sonra "kültüre- vi" olarak acılan kütüphaneler ve kültür hizmetleri kesintiye uğrar- ken, Aliağa'da çocuklara ve gençle- re okuma alışkanlıgı kazandırma amaana yönelık modern ve çağdaş bir kütüphane hizmetini genişlete- rek sürdürüyor. Aliağa Belediyesı bünyesinde 1992 yılında 350 kitapla açılan Nadir Nadi Kütüphanesi, 7 bin 500 kitaba ulaştı. Haftanın her günü 08.30-20.00 saatleri arasında hizmete açık olan Nadir Nadi Kü- tüphanesi'nden 1 Haziran 1993-30 Mart 1994 tarihleri arasında 25 bin 400 okuyucu yararlandı. Aliağa Belediyesi'nin, "klasik be- iediyecUik anlayışj " dışında, halka kültür hizmeti de sunma ilkesi çerçe- vesinde açılan Nadir Nadi Kütüp- hanesi, son derece modern ve çağdaş bir uygulamayla okuyuculara hiz- met sunuyor. Bilgisayar yardımıyla istenilen her türde kitaba kolaylıkla ulaşılabilen kütüphaneden günde 150 kişi, gerek evine kitap götürerek gerekse kaynak bulup çahşarak üc- retsiz yararlanabiliyor. Kütüphaneyi kuran Aliağa Bele- diye Başkanı Hakkı Ülkü," Bir yan- dan yerel yönetimlerin sonımluluk- lan arasında bulunan kültür hizmeti- ni yaparken diğer yandan Nadir Na- di'nin adını genç kuşaklarda da ya- şatıyonız" diyor. Üye sayısı 1380'e ılaşan Nadir Nadi Kütüphanesi'nd». i. kütüpha- ne sorumlusu Üramü Gülyıtanaz'ın verdiği bilgiye göre, 1 Haziran 1993-30 Mart 1994 tarihleri arası- nda 25 bin 400 okuyucu yararlandı. 1992 yılında dönemin Kültür Ba- kanı FUtri Sağlar tarafından 350 ki- tapla açılan kütüphane, Aliağa Bele- diyesi'nce satın alınan kitapîarla şu anda 7 bin 500 kitaba ulaştı. Kitap- lan seri olarak aldıklanm belirten 1992'de Aliağa Belediyesı tarafından kurulan Nadir Nadi Kütüphanesi, 7 bin 500 kitaba ulaştı. ÇASOD ve SODER dayanışmasıKültür Servisi - Kunılduklanndan bu yana aralannda çeşitli tartışma- lar ve çatışmalar yaşanan ve bir tür- • lü bir araya gelemeyen Türk sine- masının iki örgütü ÇASOD (Çağ- daş Oyuncular Demeği) ve SODER (Sinema Oyunculan Derneği) so- nunda bir araya geldi. Sorunlanm birlikte çözmek için güçbirliği yap- maya karar veren ÇASOD ve SO- DER, ilerde bir de vakıf kurmayı amaçlıyor. Vakfın oluşmasınm ilk adımı olan parasal kaynağı sağlamak için Ada- na Alün Koza Film Festivali kap- samında bir 'Oyuncular Dayamşma Gecesi' düzenlenecek. Dün SODER merkezinde düzen- lenen ve SODER Başkanı Hülya Koçyiğit, ÇASOD Başkanı Halil Er- gün ile her iki demekten Müjde Ar, Şerif Sezer, Sumnı Yavrucuk, Murat Soydan, Bülent Bilgiç, \usuf Sezgin, Duygu Ankara. Nurseli İdiz, Efkan Efekan, Salüı Kırmızı ile MESAM- dan Bora Ayanoğiu'nun katıldığı toplantıda sanatçılar, bu birliktelik- ten oldukça memnun görünüyordu. İki derneğin ortak haarladığı bildiri- yi okuyan Hülya Koçyiğit, sinema oyunculannın sorunlannın hiç de- ğişmeden sürdüğünü belirterek kısa vadede yönetimlerin ve tek tek kişi- ler adına bulunan olanaklann çö- züm olmadığını belirtti ve "Mesleg- mize karşı duyduğumuz sevgi ve saygmuz, sorumluluk anlay ışımız. bizi göre\e çağırdı. İşte tam bu nokta- da, özeilikJe sağiık sonınlarımızı an- cak kendi ellerimizle çözebileceğimiz gerçeği bir kere daha karşunıza çıktf' dedi. Ilk olarak sağlık sorununu çöz- mek üzere işe başlayacaklannı belir- ten Koçyiğit, ilerde kurulacaX ortak vakıfta kullanılmak üzere bir fon oluşturulacağını, bunun ilk adımının da Oyuncular Dayamşma Gecesi'yle atılacağını kaydetti. Derneklerin birlikteliğinın sosyal haklar dışında toplumsal olaylara gösterilecek tepkilere yansıyıp yansı- mayacağı yolundaki bir soruyu her iki dernek başkanı da "Bu insani bir beraberlik" şeklinde yanıtlarken Hülya Koçyiğit, duygusal bir yak- laşımla şunlan söyledi: "Biz oyuncu- lar sinemada o kadar iç içeyiz ki.. Za- ten hep dayamşma, fedakarlık üzeri- ne kurulu ilişkilerimiz. Biz sinemada karı-kocayiz, birbiri için özveride bu- lunan sevgilileriz, abi kardeşiz, ana- oğuluz.. Onun için bu beraberliğimiz de her alana yansıyacaktır." Daha önce neden bir araya gelin- mediği sorusunu da daha önce dev- letten bir şeyler beklendiğini belirte- rek yarutlayan Halil Ergün "Bizce artık ner şeyi isteyen, talep eden bir anlayıştan vazgeçmeliyiz. Kendi so- runlanmıza sahip çıkıp çözümleri kendimiz üretmeliyiz" dedi. MESAM adına toplantıya kaü- lan Bora Ayanoğlu da bu tür et- kinliklerden, destek olmak amaayla telif ücreti talep etmeme karan ajdıklannı söyledi. 8. Adana Alün Koza Film Festi- vali kapsamında 24 eylül cumarte- si günü Adana Açıkhava Tiyatro- su'nda düzenlenecek Oyuncular Dayamşma Gecesi'ne Emrah, Zu- hal Olcay, Melike Demirağ, Fatih Erkoç, Harika Avcı, Bora Ayanoğ- lu ve Atilla Atasoy katılacak. kütüphane sorumlusu Gülyılmaz, yazanmız Ilhan Selçuk'un da kitap bağışlannın önemine dikkat çekti. Kütüphaneye Nadir Nadi adının verilmesine ilişkin olarak Gülyı- lmaz, "Kütüphane, resmi acıltşı yapı- Imadan önce 1991 yılının Ekhn ayı- nda tamamlanmış ve küçük çapta hizmet vermeye başlamıştı. Tam o sı- ralar Nadir Nadi'nin öhlmüyle, bele- diye çalışanları olarak çok sevdiğüniz bu yazann adının kütüphaneye veril- mesini kararlaştırdık"dıyor Nadir Nadi Jüitüphanesi'nden yalnızca Aliağahlar değil çevre köy- lerden de pek çok kişi yararlanabib- yor. Ikametgah ve iki fötoğrafla üc- retsiz olarak kütüphaneye üye olu- nabiliyor. Yaz döneminde çoğunlukla üni- versiteye haarlanan gençlerin geldi- ğini belirten Gülyılmaz, okullann açılınasıyla birlikte öğrencilerin her türlü ödev ve araşürmalan için kü- tüphaneden yararlandıklannı söylü- yor. Roman, sanat, çevre, çocuk bakımı, çocuk kitaplan. felsefe, ansiklopedi ve teknik kitaplar gibi her alanda kaynak bulunabilen kü- tüphaneden, çevredeki büyük sana- yi kuruluşlan çalışanlan da yarar- îanıyor. 7-18 yaşla iyi bir diyalog Kütüphanenin diğer sorumlusu Nuran Ozbayar, böyle bir kûltürel hizmeti verme amaçlannı şöyle açıklıyor: "Köşeyı dönme felsefesi önderti- ğinde ilerletilen çağ atlama girişinüe- ri sonucunda para ve onun kûltürel değerier dışında satın alabileceği her şeyin birindl nedeflere dönüştüğü bir düzende, ezberci, aktarmacı, beyinle- ri bir sömürge aracı gibi kullanan eği- tim anlayışı ile vetiştirilen gençlerimi- zin bulunduğu bir düzende, kütüpha- necilik hizmeti vermeye çalışıyoruz. Çoğunluğu 7-18 yaş arasında olan okuyuculanmızla iyi bir diyalog kur- maya çabalıyonız. Okuma alı- şkanlıgı bu yaşlarda edmilir ve ömür boyıı devam eder. Kütüphanemiz ço- cuklanmıza gençterimize okuma alıs- kanuğı kazandırmak ve bu alış- kanuğuı süreldi ve düzenli beslenme- süıi sağlamak görevini yapmak- tadır." CengizAytmatoy'a Avustupya'dan ödül • VİYANA (AA) - Kırgız yazar Cengiz Aytmatoy'a, Avusturya Devlet Edebiyat Ödülü verildi. Avusturya Kültür Bakanı Rudolf Scholten, Vıyana'da düzenlenen ödül töreninde yaptığı konuşmada, Aytmatov 'a, 'toplumlar arasındaki kûltürel engelleri yıkmak için bir ömür boyu yaptığı katkılardan dolayı' bu ödülün verilmesinin uygun görüldüğünü söyledi. Aytmatovda törende. Kırgızistan gibi uzak bir ülkeden gelmesine karşın en aktif okuyucu kitlesini Orta Avrupa'da bulduğunu belirtti. Dünyada şımdiye kadar 17 milyon kitabı satılan 66 yaşındaki Aytmatov, Sovyet dönemi yazarlan arasında Avrupa'da en çok okunanlar arasında yer alıyor. 19. yüzyıl yapıları müze olarak değeplendirilecek • Kültür Servisi-UNESCO'nun bir kuruluşu olan Uluslararası Mımarhk ve Müze Teknikleri Komitesı'nın 1994yılıtoplantısı, 19-23 eylül tarihleri arasında Istanbul'da Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ndeyapılacak. Ülkemizde ilk kez düzenlenecek 'Eski Yapılar. Yeni Müzeler, Endüstn Mirasf konulu toplanüda, 19. yüzyıl yapılannın müze olarak değerlendirilmesi tartışılacak. Çeşitli ülkelerden ünlü mimar. müzedüzenleyicileri, müze uzmanlan ve planlamacılann katıldığı toplantıda Prof. Dr. Doğan Kuban.Prof.M.Mehdi Ghafouri (Montreal) ve Prof. Dr. Paolo Cuneo birer bildiri sunacaklar. Değeri yeterince anlaşılamayan 19.yüzyılsanayi yapılannın günümüze kadar gelen ömeklerinin tüm dünyada koruma altına ahndığını ve bir tür 'endüstri arkeolojisi' kavramının doğduğunu belirten Türk ve İslam Eserleri Müzesı Müdürii Nazan Ölçer, toplantı süresınce İstanbul'dakı bu tür binalann konuklara tanıtılacağını söyledi Bilar'da 'Tûrk Modernizmi' • Kültür Senisi - Bilar Istanbul'un düzenlediğı ve ilki geçen hafta yapılâ"n Türk Modernizmi' seminerdizisi çerçevesinde pazartesı günü saat 19 OO'da yapılacak ikinci oturumdalskenderSavaşff," ! 'cumhuriyetin kurucu kuşağı" olarak > orumladığı 1880 ler kuşağını tartışacak. Tartışmanın önemli odak noktalan. bu dönemde askeri eğitimin önemi. asker-sivil farkı ve bu kuşak içerisinde Mustafa Kemal ve Enver Paşa'mn ayncalıkh yerlen olacak. Oturuma Onıç Aruoba. Enis Batur, Orhan Koçak ve Duygu Köksal tartışmaa olarak katılacaklar. Pavarottî, 50 kilo vepecek • NEW YORK (AA) - İtalyan tenor Luciano Pavarotti'nin 26 eylülde açılacak olan opera mevsimine kadar 50 kilo vereceği bildinldi. Halen 145 kilo olan ünlü tenor, bu mevsim Nevv York Metropolitan Operası'nda sahnelenecek olan Verdi'nın Tosca' operasında rol alacak. Doktorlann Pavarotti'ye, kilo vermediği takdirde hayatının cıddi tehlıke altında olduğunu kesin biçimde ifade ettikleri belirtiliyor. Bunun üzerine derhal sıkı bir perhiz uygulamaya başlayan Pavarotti'nin zayıflamaktan memnun olduğu ve yakın arkadaşlanna 'kendini hiç son zamanlardaki kadar zinde hissetmedığini' söylediğı öğrenildi. Lennon'ın diskî 4 milyara satıldı LONDRA (AA) - Beatles topluluğu üyelerinden John Lennon'ın 1957 yılında 16 yaşındayken söyledi ği şarkılan içeren birdisk. Sotheby's Müzayede Salonu'nda 78.500 sterline(yaklaşık4milyarTL) alıcı buldu. Liverpool'daki Woolton yerel kiÛsesinde bir kutlama sırasında emekli bir polis tarafından yapılan kayıt, Beatles topluluğunun ilk sözleşmesini ımzaladığı EMI şirketi tarafından satın alındı. EMI'nin bır sözcüsü. bu diskin tarihi değerde olduğunu belirterek Lennon'ındiskteki sesinin, daha sonra bütün dünyanın Beatles kayıtlannda dinlediği sesi ile aym olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle