Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 1994 CUMA
10 DIZIYAZI
Halk direniyor, saltarat azıyor
S E R
CEMAL SENEB / MİYASE
^4nadolu halkını sistemli olarak ezen,
ona yabancılaşan ve Acem, Arap
etkisiyle dilini bile konuşmayı yasaklayan
iktidarlara karşı halkın tepkisi olan ilk
başkaldın, Selçuklular dönemindeki Baba
îlyas ayaklanması oldu.
X#abailerle başlayan ayaklanmalar Osmanlı
döneminde de sürdü. Antalya yöresinde
başlayan Şahkulu ayaklanmasını,
Koyulhisar'daki Nur Ali ve diğer
ayaklanmalar izledi. Ancak her seferinde
ayaklanmalar kanla bastınldı ve saltanatın
halk üzerindeki baskısı arttı.
Babai Isyanı; Anadolu halkını kat-
merli olarak sömüren, ezen, ona yaban-
cılaşan, Acem ve Arap etkisinde Türk-
çe konuşmayı bile yasaklayan Selçuklu
iktidanna karşı halkın sabnnın patlama-
sıdır.
Selçuklu Sultanı ILGıyasettinKeyku-
bat içki ve av partileri ile vakit geçir-
mektedir. Keykubat, 1237 yılında ken-
di suç ortaklan ile birlikte, 1. Ataattin
Keykubat'ı zehirleyip öldürterek Sel-
çuklu tahtına geçmiş birisidir.
Kendi yönetimi sırasmda iktisadi ve
toplumsal düzen oldukça bozuktur.
Köylü aç ve sefıldir. Veziri Sadettin Kö-
pek'in işlediği siyasi cinayetler ve gay-
rimeşru faaliyetler, halkın hayatını da-
yanılmaz hale sokmuştur. Babai tsyanı
işte bu bozuk gidişe karşı 1239'da pat-
lak vermişlir.
Isyanın merkezi, Alevilerin yoğun
olarak yaşadığı yer olan Orta Anado-
lu'dur. Baba Dyas'ın oldugu kabul edi-
len türbe, bugûn Amasya'da Alevi hal-
kın yogun ziyaret yerlerinden birisidir.
Amasya'da patlak verip Kürtlerin ve
Hıristiyanlann da destegini alan isyan,
Selçuklu sarayına korkulu günler yaşa-
(ır. Zaman zaman hûkümdar taç ve tah-
tından ümit kesecek kadar zorda kalır ve
başkentten kaçar.
Bir yıla yakın süren isyan, sonunda
çok kanlı bastınlır. Resmi verilere göre
4-5 bin kişi kılıçtan geçirilerek öldürü-
lür. Bin kadar esir ise darağaçlan kuru-
larak idam edilir.
I Baba byas Horasan'dan
IgetenMrdervtsti
Baba Ilyas, XIII. yüzılda Horasan'dan
Anadolu'ya gelen dervişlerden birisidir.
Onun kurduğu dergah, Anadolu'da ku-
rulan ilk Alevi dergahı sayılır. Baba Il-
yas etkili konuşmalan, din alanındaki
derin bilgisi, militan misyoner çalışma-
lan ile çevresinde sevilen, sayılan, buy-
ruğundan gidılen bir önderdir.
Bu başanlanndan ötürü, Danişment-
liler döneminde Kayseri Kadısı olur. ör-
gütçü kişiliği sayesinde kısa zamanda
sadece Müslümanlann değil, Hıristiyan-
lann da hakem olarak başvurdukian, se-
vilen, sayılan bir dini önderdir.
Türkmen dedesi Baba tlyas, tslamı
farklı yorumlamıştır. O, Emevi Müslü-
manhğının haram saydığı birçok şeyi ana-
ne ve törelere uygun hale getirmiştir. Bir
başka anlatımla Islamı reformize etmiş-
tir. Müslümanlığın haram saydığı şarabı,
resmi, raksı, sazı, müziği; dini anlayışla-
nna sokmuştur.
Kadınlarla ayn yaşamayı kabul etme-
dikleri gibi, kadını toplu meclisler dışına
asla ıtmemişlerdır. Türkçeyi Arapçaya,
Acemceye tercih etmişlerdir. Türküleri,
nefesleri Türkçe calıp söylemeyi asla terk
etmemişlerdir. Babailerde 'Alisevgisi'çok
yoğun bir tarzda yaşanmıştır.
Ebussuud'un din ve Alevilikle ilgili göriişleri
Kızılbaşlarınyok edilmesişarttır
Halkın saJtanat baskısına başkaldınlan, her seferinde büyük kıyımlarla basbrddı. Alevi Anadolu halkı bu yolda çok kan yitirdi,
ancak Alevilik tüm baskılara karşın etkinüğini günümüze kadar sürdiirdü.
Aşiretler, 1510'da toplanarak Alevi
töresine göre Şahkulu'na bağlılıklannı
yinelerler. Karagöz Ahmet Paşa komu-
tasındaki ordu, zor günler yaşar. Şahku-
lu'nun çevresinde 50 bin civannda köy-
lü oluşur. Çıkan bir çatışmada Karagöz
Ahmet Paşa öldürülür. Şehzade Korkut,
canuu Manisa kalesine sığınarak kurta-
nr. Şahkulu, Bursa önlerine dek gelir.
Konya'nın kuşatılıp ele geçırilemeyı-
şinden sonra dağlara çekilirler. Şahku-
lu aylarca kuşatılır. Kuşatmayı yaramaz.
Bu sırada 10 bin civannda Alevi öldü-
rülür.
Şahkulu'nu izleyen Hadım Ali Paşa,
onunla Sıvas yakmlannda savaşa tutu-
şur. Ali Paşa öldürülür. Ordusu bozulur.
Bazı belgeler, bu savaşta Şahkulu'nun
da öldüğünü yazar. Taraftarlanndan ca-
nını kurtaranlar Erdebil'e kaçarlar. is-
yan yöresinde yaşayan Aleviler, Modon
ve Koron adalanna sürülürler.
Istanbul-Beyoğlu'nda Şahkulu Ma-
hallesi ve Göztepe'deki Şahkulu Der-
gahı'na bu adlar belki de Antalyalı Şah-
kulu Dede adı yaşasın diye verilmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman'ın şeyhülislamı Ebussuud Efen-
di'nin din ve Alevilik ile ilgili görüşlerini sürdürüyoruz:
Soru: Kızılbaşlar Şii olduklannı söylüyorlar. "Lailahe illal-
lah" diyorlar. Kendilerine karşı uygulanan bu ölçüde sıkılığın
nedeni nedir? Aynntıh ve geniş açüdar mısınız?..
Yanıfc Onlar Şii de değildir. Zaten, "Yeöniş üçyoktanehü sün-
net dışındakiler yanacakbr-." diyen Peygamberimiz durumu
aydınlatmıştır. Kızılbaşlar. yetmiş üç yolun tam olarak birinden
değıldirler. Her birinden bir parça kötülük ve bozgunculuk alıp
kendi ısteklerine göre yarattıklan sapıklık ve küfürlerine kata-
rak bir sapıklık ve dinsizlik mezhebi (yolu) kurmuşlardır. Bu
yüzden bfitün Kızdbaşlann, büyüğü kûçüğü ile, kenüeri ve eser-
leriyie yok edilmeleri şarttır. Bunlann kafir okJuğundan kuşku
duyanür da kafir olur_
Soru: Padişah buyruguyla Kızılbaş topluluğu kılıçtan geçi-
rip büyüğü tutsak alındığmda, yakalananlardan bazılan Erme-
ni olduklannı söylerse, bu durumda kurtulurlar mı?...
Yanıt: Ermeniler kurtulurlar. Eğer Ermeniler Kızılbaş aske-
ri ile birleşerek Islam askeri (Osmanlılar) üzerine gelmemişler-
se dine göre tutsak edilemezler...
Soru: Dört halifeye söven ve Kızılbaş oktıtğu bihnen birisini
öldürene ne yapılır?
Yanıt: Eğer bu nedenle yapmışsa, hiçbir şey yapıtmaz»
Soru: "Peygamberin ldmdir?_'
)
denilen birisi, "Bflmem_"
diye karşılık verse ne olur?...
Yanıt: O kışi, gerçek de yalan da söylemiş. olsa kafir olur...
Sonı: Bu konuda bazı kişiler o kişiye, "Peygamber yoiundan
(şeriattan) çıkma, peygamberi tam, utan_"deseler, o da öfkey-
le, "Ben peygamber bflmem" dese, dine göre kendisine ne yap-
mak gerekir?
Yanıt: O kişi kafirdir, öidürülme» gerekir-.
Soru: Bir kişi diğerine, "Bana Tann'yı buluver_" dese, di-
ğeri de, "Kuran'ı küavuz alır, peygambere ııyarsan Tann'yı bu-
lursun_" dese, ötekisi yıne "Onlara ne gerek var? Ben onlar-
sız da bulurum._" diye konuşsa, yahut da "Bukhım-." deyiver-
se, ona ne yapmak gerekir?
Yanıt: DÎnsizdir, ökJürülmesi şartür»
Soru: Birisi "Dolu cennetten, boşcehennem yegdir_"diye şa-
ka yollu konuşsa, ne gerekir?..
Yanıt: O kişi kafir olur.
Soru: Bir bolük insan, namaz kılmayıp ramazan ayının farz
olduğunu yadsısa ve ramazan gelince oruç tutmasalar, bunun
nedeni sorulunca da, "Biz yoksul insanlanz. Bize beş ara gün
tutmak yeter_" deseler ve yine "Şarabın yapıknğı bağiara ba-
kan bizleriz.O bizimemeğimizdir, buyüzden bize helakdir-." de-
seler ve kadınlanyla birükteşarapiçseJer-Aynca kafirlenn top-
lantı günleri gelince o günlere kafırler gibi uysalar, saygı duy-
salar... Bunun gibi şeriata aykın birçok davranışlan olsa, bu in-
sanlara ve bunlara Müslüman gözüyle bakıp söz ve davranış-
lannı benimseyenlere ne yapmak gerekir?
Yanıt: Bunlar kafirdirler ve öldûrûlmeleri gerekir_
Soru: Birisi şarap içse ve ıçerken haşa, "Bu şarap güzel bir
nesnedir, hoş şeydir. Bunu içme>enkrüı aganı, a^ratını filanla-
yayınu." diye sövse, diğer birisi de, "lyi dersin_
n
dese, bunla-
ra ne yapmak gerekir?
Yanıt: tkisi birlikte kafirdir. Öldûrûlmeleri gerekir.
Soru: Bir Müslüman diğer bir Müslümana cıma kastıyla di-
nine, imanına, ağzına söverse ne olur?
Yanıt. Kafirdir, katü helaldir.
Soru: Bir kişi diğerine selam verirken, "Aşkobun_."dese, di-
ğeri de "Ya hu~" diye karşılık verse bunlara ne yapılır?
Yanıt: Yüce Tann'nın saptadığı selamı beğenmeyip o şekil-
de selamlaşırsa kafir oluriar.
Soru: Kafîr dügününe, "Mübarek okun" diyene ne yapılır?
Yanrt: Eğer "Mübarek" dedıyse kafirdir.
Soru: Bir kişi, "Şarap içersem peygambere sövmüş otayun"
dese ve daha sonra da şarap içse, ona ne yapılır?
Yanıt: Kafirdir, kaüi helaldir.
Soru: Şe>h Bedreddin Sima\i ki "Varidat" sahibidir: "Bed-
reddin yandaşlanna küfür ve lanet edneyen kafirdir"dıyen bı-
risıne ne yapmak gerekir?
Yanıt: Aslında, Bedreddin yandaşı olaniar kafirdir, demek
doğnıdur. Diğer kafirlerin olduğu gibi bunlann da adını anma-
yıp lanet etmeyen kendi halindeki Müslümanlar kafir olamaz.
Sonı: Simavilerden bir bölüm insan şarap içip izinle birbir-
lerinin eşlerine tasarruf etseler, bunlara ne yapmak gerekir?
Yanıt: Ötdürülmeleri gerekir..
Soru: Bir kışi, "Kim Şe>h Bedreddin dervişkrini evine ko-
nuk alırsa onu cezalandınp aynca suçparası almakgerekir'' de-
se bu uygulama dine uyar mı?
Yanıt: Konuk alan. körü şöhretlı Simavi yandaşıysa uyar.
Soru: Birisi. "HaUacıMansur şeriata göre kafir olduysa,ger-
çege göre de en yüce mümindir. Gerçekten de Hallac'ın davası
doğrudur" dese ve inancı da bu yönde olsa, bu kişiye ne yapı-
hr?
Yanrt: HalUcı Mansur'a yapılan yapdır-
Çeviri: BURHAN KOCADAĞ
Bu toplumsal başkaldın yenilgiye ug-
rar. (Sultan, isyanın bastınldığından emin
olduktan sonra Konya'ya döner ve tekrar
içki alernli eğlence hayatına başlar.) Ama
Babailik, yani Alevilik yok edilemez. O,
Baba tshak'tan sonra yeni önderi Haa
Bektaş Veli'yi bulur ve yoluna devam
eder.
Selçuklu döneminde meydana gelen
Babai başkaldınsından sonra, Osmanlı
döneminde olan belli başlı Alevi ayak-
lanmalanndan söz etmek gerekiyor. Bun-
lardan biri, Alevi künliğı ile ortaya çıkan
Şahkulu Ayaklanması'dır
Şahkulu, Antalya Korkuteli kasabası-
na bağlı Kızılkaya Köyü halkındandır.
Türkmen Alevi dedesidir. Kendisi Erde-
bil Dergahı'na bağlıdır. Şah lsmail'in ha-
lifelenndendir. Batı Anadolu ve Rume-
li'de Şah Ismail'e bağlı çalışmaktadır. Se-
rez, Selanik, Filibe, Sofya vs. Şahkulu'na
bağlıdır.
Şahkulu ayaklanması, Osmanlı sarayı-
na karşı yoksulluğa itilen Anadolu insa-
nının bir tepkisiydi.
Antalya Kadısı, Şahkulu'nun çalışma-
larından rahatsız olur. Yörede Şahku-
lu'nun etkisi oldukça yaygındır. Alevile-
rin ibadeti olan cem ayinleri, Antalya Su-
başısı tarafından basılır, yakalananlann
sonu oldukça kötü olur.
Şahkulu'nun da katıldığı bir cem töre-
ni basılıp Şahkulu yakalanamayınca, adı
efsaneleşmeye başlar.
Artık Şahkulu. Osmanlı Sarayı'nın ara-
dığı bir kanun kaçağıdır. Alevi köyleri,
'Şahkulu'nu besliyor, saklıyor' gerekçesi
ile basılıp yağma edilince fiili mücadele
başlar.
Şahkulu, 4-5 bin kişilik ku\
r
vetiyle ön-
ce Şehzade Korkut'a saldınr. Şehzadenin
güçleri dağılır. Antalya Subaşısı Hasan
Bey'in özellikle Sünni halktan oluşturdu-
ğu 5 bin civanndaki gücü, Şahkulu güç-
leri karşışında yenilir. Şehzadenin hazine-
sine el konulur.
Antalya, Burdur, Elmalı, Kızılcakaya,
Keçiborlu şehirleri Şahkulu'nun eline ge-
çer.
Adaletsiz kadılar öldürülür. -Kütah-
ya'ya kadar hakimiyet sağlanır.
INurAli'ninkesik
başısarayda
Nur Ali Halife Ayaklanması, C. Be-
yaat döneminde yaşanan Şahkulu
Ayaklanmasf nın hemen ardından olur.
Nur Ali Halife de Erdebil Tekkesi'ne,
yani Şah tsmail'e bağlıdır.
Nur Ali, ayaklanmayı, bozuk düzene
ve Alevilere yapılan baskıya karşı
1512'de Koyulhisar'da başlatır. Çevre-
sinde 10 bin civannda müridi vardır.
Niksar'ı ele geçirir. Osmanlı, Faik Pa-
şa'yı üstüne gönderir. Ama Nur Ali bu
kuvvetleri dağıtır. Tokat'ı alır. Şah ls-
mail adına hutbe okutur.
Nur Ali; Tokat, Amasya, Çorum ve
Yozgat yöresinde yoğun olarak yaşayan
Alevilerin doğal önderidir. Tarihçilerin
yazdığına göre kısa zamanda onbinler-
ce güç arkasında yürür.
Ayaklanmayı bastırmak isteyen Si-
nan Paşa, 3 bin askeri ile birlikte öldü-
rülür. Nur Ali kuvvetleri. Sıvas'ı kuşa-
tır. Bu sırada Şehzade Murat'ın başına
törenle 'kızütaç' takılıp 'kmlbaş' olduğu
yazılır. Şehzade Murat 10 bin Alevi ile
Kazova'ya gidip Nur Ali ile birleşir.
Saray, Nur Ali üstüne Sinan Paşa'yı
gönderir. Nur Ali, 20 Temmuz 1512'de
yapılan savaşta yenilir; taraftarlan dağı-
lır; kendisi ise öldürülür.
Bıyıklı Mehmct Paşa, Osmanlı Şara-
yı'na Nur Ali'nin başı ile birlikte 600 mü-
ridinin, 'ağırbk olmasın diye'Jcafalann-
dan kesilmiş burunlannı gönderir. Şehza-
de Murat ise Nur Ali'yi desteklemesinin
karşılığını canıyla öder.
Yarın: Kalender Çelebi'den
sıkıyönetim mahkemelerine
Cumhuriyet tarihindeki ilk siyasal Alevi örgütlenmesi
TBP'denünlüisimlere adaylık teklifîEcevit kasırgası 1973 seçimle-
ri öncesinde Türkiye'de işçi, köy-
lü gibi emekçi kesimlerle orta sı-
nıfi, aydınlan arkasına takmış gö-
türüyordu. Bir ihtilalin arkasından
demokrasiye susamış halk, gücü-
nü CHP'de birleştirme konusunda
hemfıkirdi. TBP yönetimi de 'Ka-
raoğlan' faktörünü hesaba katıyor
ve solda güç birlıği çağnsının par-
tiyi ayakta tutmaya yetmeyeceği-
ni görüyordu. O nedenle_partinin
genel sekreteri Haydar Ozdemir,
Timisi'yi de ikna ederek Türki-
ye'de halkın sevgi duyduğu ilerici
aydınlara TBP listelerinden aday
olmalan önerisi götürüyor. Hay-
dar Özdemir, özellikle kendisine
aynlan lstanbul 1. sıra milletve-
killiği kontenjan adayı olmalan
için tlhan Selçuk, Bahri Savcı,
Prof. Dr. Muamnıer Aksoy, Cahh
TanyoL Cahh Talas'a teklif götür-
meyi düşünür.
Özdemir'in ilk tercihi tlhan Sel-
çuk'tur. Selçuk. Özdemir'in teklı-
fini "Ben demokrasi mücadelesi-
ni, meskğimi sürdürerek verdiği-
meinanıyonım* diyerek reddedi-
yor. TBP, bu kez Siyasal Bil-
giler Fakültesi'nde anayasa
profesörü olan Muammer Ak-
soy'a öneri götürüyor. Muam-
mer Aksoy'un öneriye yanıtı
'evet' oluyor. Bu arada Hıfzı
Veldet VeUdedeoğlu'nun da
TBP'den aday olacağı haberle-
ri gazetelerde yer alıyor. An-
cak Velidedeoğlu, aktif politi-
kayı düşünmediğini açıklaya-
rak bu haberleri yalanlıyor.
TBP, 5 Ağustos 1973 tarihin-
de bir basın açıklaması yapa-
16 Ekim 1973 'te, seçim ge-
cesi evinde sonuçlan izleyen
Mehmet Ali Aybar'ın içi 'cuz'
eder. Zira kendisine yerini ve-
rerek ikinci sıraya kayan TBP
Genel Sekreteri Haydar Özde-
mir'in kazanma şansı, gelen
sonuçlara göre kalmamıştı.
Akşamki sonuçlara göre
TBP'den ancak bir kişi, o da
Mehmet Ali Aybar, Meclis'e
girebilecekti. Gece yansına
doğru kapı çalınır; TBP'nin
rak Aksoy'un o gün düzenle- Türkiye Birlik Partisi'nin adaylık teklif ettiği ilerici aydınlar arasuıda, h- gençlikkollanndan birkaç Ale-
necek bir törenle partiyegire- n a n
Sek;uk, MehmetAJi Aybar ve Muammer Aksoy gibi isimlerver alıyor. v i
gencidir gelen. Amaçlan,
ceğını açıklıyor. TBP Genel "
Yönetim Kurulu, Muammer Ak-
soy'un lstanbul 1. sıradan konten-
jan adayı olmasını karara bağlı-
yor. Bu karann alınmasından 14
gün sonra Muammer Aksoy bir
açıklama yaparak adaylıktan çe-
kiliyor. Açıklamasında TBP yö-
neticilerinden özür dileyen Mu-
ammer Aksoy, sağlık sorunlan ve
bazı nedenlerden ötürü adaylıktan
çekildiğini açıklıyor. Üç gün son-
ra THA'ya adaylıktan çekilme ne-
denlerini şöyle açıklıyor; "Hak-
knndald komünist iddialanna,
aday olduğum takdirde daha da
hız verilirdi. Kaba kuvvet uygula-
malanna bedefolacağınugösteren
olaylar karşışında bu karara var-
dım. Bana teveccüh gösteren TBP
yönetimine şükranlanmı suna-
nm."
TBP'nin Aksoy macerası hüs-
ranla sonuçlandıktan sonra Hay-
dar Özdemir, bu kez eski TlP Baş-
kanı Mehmet Ali Aybar'ın kapısı-
na dayandı. Mehmet Ali Aybar, 8
arkadaşıyla beraber TBP listesin-
den aday olmayı kabul etti. Cenan
Bıçakçı Yozgat'tan, Mehmet Ali
Aybar Istanbul'dan, diğer TlP'liler
de seçilebilecek yerlerden aday
gösterildi. Ancak bu kez TBP için-
den Cemal Ozbey ve bir grup ar-
kadaşı, partinin, kendi çizgisinden
uzaklaşıp aşın sola kaydığını öne
sürerek TBP'den aynldı. Özbey'in
suçlamalanna karşılık TBP Genel
Başkanı Mustafa Tunisi ile Meh-
met Ali Aybar, bir basın toplantı-
sı yaparak amaçlannın sosyalist
mücadeleyi TBMM'ye taşımak
olduğunu açıkladılar.
Aybar'ı istifaya ikna ederek da-
ha önce kendisi için özveri göste-
ren Haydar Özdemir'in TBMM'-
ye gitmesini sağlamaktı. Ancak
daha kendileri konuşmadan Ay-
bar'ın yaptığı jest hepsini duygu-
landırdı. Gençleri, 'lyikigeldiniz'
diye karşılayan Aybar. sözlerini
şöyle sürdiirdü: "Bu sonuçlara gö-
re bir tek ben pariamentoya gire-
biliyorum. Haydar Be>. Meclis dı-
şında kalıyor. Bu haksızlık olur.
Derhal gidip Haydar Özdemir'i
bulun: ben istifa edivonım. Millet-
vekili otanak onun hakkıdır."
Mehmet Ali Aybar'ın istifa et-
mesine gerek kalmadı. Çünkü sa-
bah gelen sonuçlara göre Aybar da
seçimi kazanamamıştı. TBP lstan-
bul'da bir milletvekilliğini kılpayı
kaçırmıştı. Öyle olunca da.
TBMM'ye milletvekili sokama-
dı. 12 Eylül 1980'e kadar varlığı-
nı parlamento dışında sürdüren
TBP, eksiklikleriyle yan-
lışlıklanyla ve Alevi düşüncesine
olan katkılanyla tarihteki yerini
aldı. TBP, ister bir mezhep partisi
olarak gericilikle suçlansın ister
devrimci sol bir parti olarak tanı-
tılsın, Alevilerin her türlü korku-
yu üzennden atmasına ve "Ben
Alevivim.. Benim vartığımı tanı-
mak zorundasınız. Beniyoksaya-
mazsınız-." diyerek onlan kimlik-
lerini haykırma noktasına getir-
miştir. Alevi kültürünün tanıtılma-
sına katkı sağlamıştır. Türkiye'de
ilk ciddi Alevi örgütü olması ne-
deniyle günümüzdeki örgütlen-
melere de önderlik etmiştir.
Yarın: TBP Genel Başkanı
Mustafa Timisi ve Genel
Sekreter Haydar Özdemir
AJNKARA... ANKA
MÜŞEKKEF HEKİMOĞLU
BHgeik Gerekmiyop...
Akçay'dan çıktık yola, selam verdik dağlara, ormanla-
ra, kıyılara, dalgalara... Evren Kaptan, "Mavi değilyeşil
yolculuk" diyor, doğasıyla onurlanarak. Doğru, denizin
mavisiyle dağların yeşili karışıyor, körfezin şaşırtıcı ren-
gi oluşuyor. Arada beyaz da var, renklerin en güzeli,
ama körfezde çirkinliği, çarpık kentleşmeyi, sevgisiz,
hoyrat yağmayı sergiliyor, yeşili de, maviyi de kirletiyor.
Karşıda Ida, biz denizde o dorukta, gün boyunca bizi
dinliyor, neler düşünüyor, ne yorumlar yapıyor kimbilir.
Geçen pazar, öğretmenler Mahallesi'nde Menekşe
Kahvesi'nde düzenlenen toplantıyı da izledi mi acaba?
Burhaniye-ören Turizm ve Çevre Şenliği etkinlikleri ara-
sında düzenlenen bir toplantı bu. Ben de katıldım, belli
izlenimlerimi belirttim birkaç sözcükle. Gazeteciliğimin
ilk on yılında körfeze ilk gelişim. Başta Mehmet özgüçlü
Burhaniyeli öğretmenlerle ören Tepe'ye çıktığım zaman
öğretmenler Mahallesi de yoktu, Menekşe Kahvesi de.
Her yer sazlarla kaplıydı. Karşıda mavi deniz, çevrede
zeytinlikler. Bu kıyılarda çevre kirlenmesiyle ilgili toplan-
tılar yapılacağını düşünmezdim o zaman. Aradan çok
geçmedi, çevre kirleniyor toplantılar birbirini izliyor kör-
fez ilçelerinde. Sevindirici bir olay, tehlikeli gelişmelere
karşı belli bir duyarlık oluşuyor halkımızda. Ovacık altın
madeniyle ilgili konuşmaların kişisel çıkarlarla sağırla-
şan çevrelere de ulaşacağmı umut ediyorum. Aynı parti-
den kişiler bile ters düşüyor kimi konularda! Oysa siya-
nürle, arsenikle üretilen altın, bu yöre halkının yaşamını
söndürecek, ancak kalkındıracak bir katkısı olmayacak.
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın'ın öncülügünde
başlatılan savaşımı tüm körfezlilerin desteklemesi, gü-
zel bir gerçeği de kanıtlıyor bence. Belli konularda sağ-
lıklı kamuoyu oluşursa savaşım amacına ulaşabilir. Bu
yolda mesleğimize de önemli görevler düşüyor kuşku-
suz. Sağlıklı kamuoyu oluşturmalıyız, teksesli haberler-
den kaçınmalı, çoksesli haberciliğe öncelik vermeliyiz.
Demokrasinin gereği de bu değil mi?
Menekşe Kahvesi'ndeki toplantıyı yabancılar da izledi.
Turizme gönül veren kadınlarımızdan Birsel Lemke'yi
kutluyorum. Iki büyük saksı, birinde zeytin fidesi, ötekin-
de incir fidesi, sonra genç bir Alman kadını sesleniyor
kahvedekilere. Birsel Lemke de konuşmayı Türkçeye çe-
viriyor. Bu fidanların gölgesinde barış içinde, sevgiyle,
dostlukla birlikte yaşamayı diliyor Alman kadın, siyanür
havuzuna hayır, diyor. Güneşi, maviyi, denizi, insanı sol-
duranları protesto ediyor. Alman turistler ellerindeki
pankartları açıyor birden. Protesto yazıları çok vurucu
sözcüklerle sesleniyor altın arayıcılara! Hayli sivri ama
zarif bir tepki bence, kuşkusuz Birsel Lemke'den kaynak-
lanıyor. O Tahir Hoca'nın kızı, gerçek bir Adryyomittonlu.
Yüzlerceyıl önce barış görüşmeleri yapılan kıyılargüzel-
liğini yitirmesin istiyor.
Evren Kaptan teknesinde maviye ve yeşile bulanırken,
ben de yüzyıllar öncesine döndüm bir aralık. Savaşı barı-
şa dönüştüren bilgeler türü toplantılar düşledim kıyılar-
da. Sonra doğruldum. Neden düş? O düşün gerçeğini
yaşamak olanağı da var elbet. Bilgelik de gerekmiyor
galiba. insana yönelmek gerekiyor her şeyden önce. Do-
ğa ve insanı barıştırmak gerekiyor. Çevre kirlenmesinin
kökenine inmek, çevreyi gerçekten korumanın yolunu,
yöntemini bulmak zorunluluğu var. Doğadan insana dön-
mek sözün kısası. Yüzeysel önlemler yerine, kökten güç-
lenen yöntemler uygulamak, başka bir deyişle insanı
doğayla özdeşleştiren doğa sevgisini yaşam biçimine
dönüştüren bir eğitim gerekiyor. Güre Belediye Başkanı
Kamil Saka çocuklar için resim, seramik kursları düzen-
liyor yaz aylarında. llkokul, ortaokul öğrencilerinden,
hatta okul öncesi çocuklardan büyük ilgi görüyor bu kurs-
lar. Doğayı tanıtan kamplar düzenlenerek doğa sevgisini
geliştiren yaz okulları da kurulamaz mı acaba? Birçok ül-
kede doğal öğretime yönelme var son yıllarda. Benzer
uygulamayla doğaya yabancılaşma da önlenebilir belki.
• • •
Evren (Ertür) Kaptan'ı körfezin bir parçası olarakdüşü-
nüyorum. Doğayı güzel özümseyen, körfezle özdeşleşen
bir Edremitli. Denizi güzel yaşıyor, gözlerinde sevgi var
yalnız, dağlara, tepelere, kayalara, koylara dostça bakı-
yor, eski uygarlıkları özyaşamı gibi biliyor, kızının arkeo-
loji okumasından onur duyuyor, tenceresini dostça kay-
natıyor, ne güzel sofralar donatıyor denizin ortasında...
Okurlarım bilir, sanatçı dostlarımdan uzak kalamam ben.
Evren Kaptan'ın teknesinde de birlikteydik. Suna Kan,
Gülay Uğurata, Sumru Günel, istanbul'dan Sevlm Berk,
Mükerrem Berk, Gükden Turalı. Çalgılarını getirmemiş-
ler ama öyküler ve anılarla kaç konser dinledik gün bo-
yunca. Imer Saracoğlu'nun özlemi dindi mi acaba? Ben
de konser mevsimini düşündüm. Bu mavi yolculuklar,
yeşil dinlencelerden sonra ne güzel konserler dinleyece-
ğiz kimbilir! Güzel bir doğa insana güzel üretkenlik verir
değil mi?
BULMACA
2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA:
1/ Tadını artırmak için
çay harmaruna katılan
beyaz bir çay türü. 2/ Sa-
kağı da denilen ölümcül
bir hayvan hastalığı... Es-
ki Türkler'de çocuklan
koruyan tannça. 3/ Tür-
kiye'nin plaka işareti...
Van Gölü çevresinde ku- 6
rulmuş eski krallık. 4/ Is- -,
tanbul'un eski adlann-
dan biri. 5/İlkel benlik... 8
Su. 6/ Bir avuç dolusu... g
Yapıtlar. 7/ Ince yapıb...
Kripton elementinin simgesi.
Mimar Sinan'ın en ünlü yapıtlann-
dan biri. 9/ Bir yapıt ya da yazının
son bölümü... Evcil olmayan hay-
vanlan vurma ya da yakalama işi.
YUKARTDAN AŞAGI\ A: 1/ Alı-
şılandan ya da beklenenden fazla
verimi olan. 2/ Yuvarlak ve yassı
biçimli nesne... Hamunın fınna
verilmeden önce dinlenmesi için
üzerinde bekletildiği tahta. 3/
Akım şiddeti birimi kiloamperin
simgesi... Yoksullara yiyecek dağıtan hayır kurumu. 4/ Yıtanaz
Güney'in bir filmi... Kiüme benzer, renkli ve motifli uzun yol-
luk. 5/ İtalyan Radyo - Televizyon Kununu'nun simgesi... Ya-
n. 6/ Yaklaşık beş yüz bin kişinin öldüğü iç savaşa sahne olan
Afrika ülkesi... Kuzu sesi. 7/ Hac zamanı dışında Kâbe ve diğer
kutsal yerleri ziyaret etme... Kayak. 8/ Tabaka... Dişi koyun. 9/
Hayvanın boynuna bağlanan ip... Konut.
AyşeveŞinasi
Danışoğlu'nun
'Deniz'ler kadar
güzel bir kızı oldu.
SENEYLÜLEŞÜKRET
Durcan Yaşacan'ın bu üçüncü öykü kitabı
'Karşı Yayınlar' tarafından yayımlandı.