28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3TEMMUZ1994PAZAR 14 KULTUR 22. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ TürkmenlerdenhalkdanslanKültür Servisi - 22. Uluslara- ras tstanbul Festivali çerçevesin- de yann Aya Irini, İTÜ G Amfısi ve Açıkhava Tiyatrosu olmak üzere IstanbuTda üç ayn mekan- da çeşitli etkinlikler gerçekleştiri- liyor. 50 yıllık köklü bir geçmişe sa- hip Tûrkmenistan Halk Danslan Topluluğu. festivaldeki tek göste- risini yann saat 21.30'da Açıkha- va Tiyatrosu'nda sunuyor. Türkmenistan'ın yanı sıra Fin- landiya, îsveç, Danimarka. Al- mânya, lsviçre, Yunanistan, Çe- koslavakya, Hindistan, Japonya ve Afrika ülkelerinde de pek çok gösteri yapan Tûrkmenistan Halk Danslan Topluluğu, kuru- luş tarihi olan 1942 yıhndan bu yana kendine özgû sanat tarzı, canlıliğı ve profesyonelliği ile ûn kazandı. Topluluk, Türkmen koregrafisinin yeniden doğduğu ve yitiribniş dans geienekkrinin yeni- den hayat buMuğu bir laboratu- var" olarak nitelendiriliyor. Tûrkmenistan Halk Danslan Topluluğu'nun koregrafisinin te- melini, Tûrkmen haflc yaşamının gelenelderi oluşturuyor. Danslar- da, kadınlann sûzûlür gibi yürü- yüşleri ile erkeklerin ateşli karak- teri ile hızü hareketlerinin vurgu- lanarak açığa çıkmasına özen gösteriliyor. Tûrkmenistan Halk Danslan Topluluğu, topluluğun sanat ya- şamına önemh yenilikler getiren Boyko, tsrailov, Smelanskiy ve Niyazov gibi koregraflarla çahşı- yor. Topluluğa. özgün halk mü- ziği parçalannın yanı sıra çağdaş Tûrkmen bestecilerinin yapı- tlanru da içeren repertuvanyla Türkmenistan Devlet Halk Danslan Orkestrası.eşlik ediyor. Tûrkmenistan Devlet Halk Danslan Topluluğu'nun yönet- meni, Türkmenistan'da "Halk SanatçtsT' unvanına sahip Ah- med Pursiyanov. St. Petersburg Bale Okulu'nda eğitim gören ünlü sanatçı, bir sûre Mahtımguli Opera ve Balesi'nde solist dansçı olarak çalışüktan sonra Türkme- nistan Halk Danslan Toplulu- ğu'nda görev almış. Kostûm ve dekorlannı G. Ga- garina'nın hazırlacuğı Türk- menistan Halk Danslan Toplu- luğu, İstanbul Festivali çerçeve- sinde koregrafılerini H. Kıiicov, S. Karahanova ve B. Kociev'in ûstlendiği, özgün "Benim Türk- metdstanmı", "Piale", 'Habcı Kadm", "Ka Oyunlan", "Çoban- lar", "Kuyruk Tuttu", "Bagir , 'tki Ağaç", "Kepçdek", • Türkmenistan Halk Danslan Topluluğu "Tûrkmen koregrafisinin yeniden doğduğu ve yitirilmiş dans geleneklerinin yeniden hayat bulduğu bir laboratuvar" olarak nitelendiriliyor. 50 yıllık kökiü bir geçmişe sahip Türkmenistan Halk Danslan Topluluğu, festi\aldeki tek göste- risini yann saat 21.30'da Açıkhava Tiyatrosu'nda sunuyor. Genç Rus solistleri (yanda). "POav", "BetacT, "Pamir DansT, "Derya", "Leyla", "Bir- denbire" adb parçalara dans ede- cek. James Crabb'ın akordeonu Bu yılki Uluslararası tstanbul Müzik Festivali'nin ilginç ko- nuklanndan biri de akordeonuy- la yann akşam saat 19.00'da İTU G Amfîsi'nde müzikseverlere Scariattf den Messiaen'e dek zen- gin bir müzik şöleni sunacak sa- natçı, James Crabb. Kopenhag'daki Danimarka Kraliyet Müzik Konservatuan'- nda ünlü akordeoncu Mogens ö - legaard üe eğitim gören James Crabb, bugûne dek Hollanda'da düzenlenen Gaudeamus Yorum- cular Yanşması da dahil olmak üzere pek çok uluslararası yan- şmaya katıbnış ve 1989'da Sir Ja- mes Caird Vakfi Enstrümentalist ödülü'nü almış. 1991 yıhnda Carl Nielsen Müzik Bursu'nu ka- zanan James Crabb, Middleburg Festivali, Amsterdam'da dü- zenlenen ISCM Uluslararası Müzik Haftası ve iki yılda bir dü- zenlenen Brisbane Festivali'nde resitaller Yermiş,. özellikle Iskandinav ülkelerinde tanman sanatçı, şu sıralar Sir Harrison Birtwistle ile gelecek yıl Glynde- bourne Tounng Opera tarafın- dan seslendirilecek olan yeni ope- rası "The Second Mrs. Koog" üzerinde çahşıyor. Crabb, özel yapılmış bir Pıgini akerdeonu ile çahyor. James Crabb,, yann akşamki resitalinde Tatar besteci Sofia Gubaidulina'mn "De Profundis" adlı yapıtmı, Domenico Scarlat- ti'nin K. 146 sol majör, K.9 re majör ve K. 159 do majör sonat- lannı, çağdaş tskandinav besteci Svend Aquist'in "Saga GecesT'ni, Olivier Messiaen'ın "tsa'nın Do- ğumu'ndan tki Bölüm". Dani- markalı besteci Vagn Hoimboe'- nun bir sonatını, Mozart'tan "An- dante, fa majör" ve yine Dani- marka"nın çağdaş bestecilerinden Per Norgaar'dan "Anatomik Sa- fari"yi seslendirecek. Fesüvalın bu yılkı etkinlikle- rinden "Genç Solistler DinsT çerçevesinde ise, vann akşam saat 19.00'da Aya Irini'de Genç Rus Solistleri yer alacak. Genç Rus Solistleri, piyanistler Katya Menshikova, Dima Demyashkm, Katya Ivanova, kemancılar Pavel Sedov, Rodion Petrov, vıyolonsel- cı Danila Ivanov, flütçü Jenya Ya- kovlev ve trompetçi Tatyana Ari- Festivalin ilginç konuklaruıdan biri de akordeonuyla zengin bir müzik şöleni sunacak James Crabb. nina'dan oluşuyor. Genç Rus So- listleri, konserlerinde Rahmani- nof, Platonov, Mikail Glinka, Şostakoviç, Rimsky-Korsakov ve Çaykovski'nın yapıtlannı ses- lendirecekler. Genç Rus Solistleri, yaşlan 12 ile 18 arasında değişen genç yete- neklerden oluşuyor: 18 yaşındaki kemana Pavel Sedov 1991'de tngiltere'de düzenlenen bir ulus- lararası yanşmaya kaülmış. 1978 doğumlu kemana Rodi- on Petrov, 1993 yıhnda Genç Müzisyenler Çaykovski Yan- şması'nda Paganini'nin yapı- tlannın en iyi yorumcusu ödülü almış. Yine 16 yaşındaki trom- petçi Tatyana Arinina, 1992 Genç Sanatçılar Asamblesi ile bakır üfleme çalgılar uluslararası gençlik yanşmasında ödûller ka- zanrruş. 1981 doğumlu viyolon- selci Danila Ivanov, 1992 Genç Sanatçılar Asamblesi ve Rusya Genç Yetenekler Yanşması, 1994 Genç Müzisyenler ve Topluluklar4. Uluslararası Yan- şrnası ve Mozart Yanşması'nda çeşitli ödüller almış. Genç Rus Solistleri'nin en küçük mûzisyenlerinden biri ise. 12 yaşındaki piyanist Dima Demyashkin 1994 Fin-Uygur Halklan Yanşması'nda birindlik ödülü kazanmış. IlkTürk filmi83 yaşında ANKARA (AA) - Türk sinema tarihi kaynaklan. Türk sinemasının baş- langıcını. 1914 yıhnda çekjlen "Ayestafanos Abidesi'nin Yıkıbşı" olarak gösterirken, sinema yazan ve araştırmaa Agah özgüç, 1911 yıhnda çe- kihniş bir Türk filrnini ortaya çıkardı. Osmanh Sultanı 5. Reşat- ın manasür ziyaretini konu alan fıhnin, Yugoslav asılh Osmanh uyruklu Manaki kardeşler tarafından çekildiği Agah Özgüç, bugüne ka- dar ilk Türk filminin 1914 yıhnda Faat L'skınay tarafı- ndan çekilen Ayestafanos Abidesi'nin Yıkıhşı olarak bilindiğini, ancak artık bu bilginin geçerhliğini kaybetti- ğini söyledi. Uzun süredir 1911 yıünda çekilen bir film- den söz edildiğini, ancak varhğının bugüne dek kanı- tlanamadığını belirten öz- güç, yaptığı araştırmalar so- nucu fıhnin izini Makedonya Sinemateki'nde bulduğunu açıkladı. Fihnin 1990 yıhnda Türkiye'de düzenlenen Ma- kedonya Füm Haftaşı'nda gösterildiğini behrten Özgüç "Ancak Idmse durumun farkı- na varmamış. Bunu öğreoince fUmin varlığını bakanlığın bel- gelerinden tespit ettik" dedi. Özgüç, fıhnin yaklaşık 30 dakika uzunluğunda ve Os- manh Slutanı 5. Reşat'ın ma- nasür ziyaretinin konu alan bir belgesel olduğunu behrte- rek "Böylece 1914 yılmdan önce de Türkiye'de film çekil- diği kanıtlanmtş oluyor. Belki daha eskUeriae de iİerde rast- layabiliriz" dedi. Özgüç, aynca Külrür Ba- kanhğı'nın isteği üzerine Türk sinema tarihinin kap- samh bir araşürmasının yer aldığı »80. Yıhnda Türk Sine- ması" konulu bir kitap hazı- rlandığını bildirdi. Kitabm önümüzdeki günlerde piya- saya çıkacağını ve iki bin adet basılacağını behrten özgüç, büyük boyutlarda yaklaşık 300 sayfa olan kitapta, 1911 yıhnda çekilen fihnin kare- lerine, fıhnin çekildiği maki- nenin ve Manaki kardeşlerin fotoğraflanna da yer verile-. ceği belirtti. Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni Erol Keskin: Yaptıklcmmdcmsonradeğerlendhibnek isterim TUNA ERDEM Tiyatro sezonu sona ermiş olmasma karşın, tstanbul Şehir Tiyatrolan, cadı kazanı gibi kaynamakta. On yıldır kuru- mun Genel Sanat Yönetmenliği'ni yapan Gencay Gürün'ün, aleyhinde yürürulen soruşturmanın selameti açısından görev- den ahnıp, yerine vekaleten Erol Keskin'in atanması ile başlayan. Yeni Yönetim ve Repertuar Kurulu'nun açıklanmasıyla alevlenen spekülasyonlar sürüyor. Gü- rün'ün görevden ahnmasını Refah Parti- si'nin sanat düşmanhğının yeni kanıtı ola- rak yorumlayanlann kaygılan, Belediye Başkanı'nın kendi kontenjanını kurum içinden sanatçılar lehine kullanması Ue şimdihk yatışmış görünüyor. Ancak ka- falardaki soru işaretleri dağılmış değil. Bu nedenle olup biteni aydınlatabihnek için Şehir Tiyatrolar yeni Genel Sanat Yönet- meni Erol Keskin ile konuştuk: Yeni işiın, mesleğimin devamı... - Gencay Gürün yaptığı açıklamada, açı- ğa alınmasının nedemnin Refah Partili Belediye'nin ideolojik görüşleri olduğunu söyledi. Yerine sizin atanmamz da kamuo- yunda Refah Partisi'ne vakuı olup ol- madığmız sorusunu doğurdu... İşin siyasal yanı ve idari çatışmalar yanına ihşkin yorum yapmaya gerek duymuyorum. çünkü böyle bir yükümlü- lüğüm yok. Ancak her insanın uğraşı olan mesleği ile ilintili yapısal oluşumlan vardır. Modern antropolojiye göre in- sanın mesleği onun ruhsal yapısını kimh- gini ve kişiliğini belirler. Ben aktörüm ve aktörlerin en büyük özeUiklerinden bir ta- nesi de, yapacaklannı dinlemezsiniz. yapüklannı görürsünüz ve yaptıklannı iz- leyerek hüküm verirshıiz. Benim de mesle- ğimin dışında bir göreve getirihnediğim düşünülûrse bunun doğruluk payı daha iyi anlaşıhr. Benim de dinamik, yapısal ol- mayan bir oyunculuk anlayışun var. Yaptığım şeylerden sonra değerlendiril- mek isterim. Daha yapmadan şöyle ola- cak böyle olacak demek güzel değil. Vekalet sistemin gereği - Peki istediklerinizi özgûrce yapabOece- ğinize inanıyor musunuz? İnançla iİıntisi yok bu işin. tnanç yapı- sal bir yaklaşımdir dinamik bir yaklaşım değil. Pıcasso 'Ben aramam bulurum' di- yor. Sanatta ve sanatın yönetiminde de aranmaz, bulunur. Bunun içjn devingen ve dinamik olmak gerekir. Yöneldigim iş, hiç durmadan yapmak, ûretmek ve bul- maktır. Bana yardımcı olacak olan arka- daşlanm, meslektaşlan mda öyle davra- nacaklardır kanısındayım. - Bu göreve getiriüşinizin bir ara çözüm obnası, asü olarak atanacak kişinin daha sonra belirtenmesi olası mı? Benim konumum şimdilik geçicidir, ve- kaletendir yani yerinedir. Kurumlarda bu gibi işten uzaklaşmalar ve birinin yerine ikame edilmesi, ya da son zamanlardaki modc değimiyle alternatif ohnası sistema- tik gereğidir. Alternatif sanıldığı gibi kar- şıtı değil yerine ikame edecek olandır. Sizi ikame ederler, başanh bulurlarsa da asü olarak işinize devam ettirirler. Ama asb- nda asü olması ya da vekaleten olması önemli değil. Bundan önce bu işi vekale- ten yapan bir sürü kişi var. Hamit Akınh, yıllarca vekaleten yapü; Çetin Ipekkaya kısa bir sürede olsa vekaleten yürüttü. Ha- yati Asılyazıa başından sonuna kadar vekaleten yaptı ve Gencay Hanım ilk altı vardır, krizsiz tiyatro olmaz. Adımı veya sanımı kullanmalan önemh değildir ben adımı ve sanımı nasıl kulla- nıyorum. Bu önemlidir. Yapacaklanmla, yapabileceklerimle, tiyatro için kullanmış olacağım kendimi, başka kimse için kul- lanımş olmayacağım. Muhsin Ertuğrul ustamızın söylediği çok önemli bir laf vardrr 'tiyatronun sağı solu olmaz, iyisi kötüsü olur.' Biz de iyisini yapmak zorun- dayız. - Belediye'nin kunımunuzun Lşk.vişine müdahak etmesi mümkün mü? Şu ana ka- dar bir müdahale ile karşüaşmadık. Bu so- ruyu bana sormak doğru olmaz. İstanbul yıhnda vekaleten bu görevi yûrüttü. De- mek ki farketmiyor. Onemh olan iş yapıh- yor mu yapıhnıyor rau? -Bu kriz döneminin arlatılması için adımzın kullanıhyor olması ihtimali yok mu? Bazı terimlen tiyatro denilen işlev alanı- nda kullanmak yanhş tanımlamalara yol açar. Kriz tiyatronun özünde olan bir şey- dir. Tiyatro uyuşmalann değil çehşmele- rin yeridir. Tiyatro ne okuldur, ne mabet- tir. Topluma, bireye karşı tiyatro olarak ihtiyaçtır başka bir işlev olarak değil. Bir- şeyin yerine ihtiyaç değildir. Ne eğlence- dir, ne eğitimdir, ne mabettir. Çelişkilerin ve çauşrnalann çevresidir. Tiyatroda kriz Belediyesinin sanat ve kültür daire baş- kanı var. Şenol Demirözlü. Demirözlü'- nün basında çıkan açıklamalannda ben empozan bir tavır sezmedim. Demek ki şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Şu anı bu-akın, yapüğı açıklamalar ileriye dönük, proje ve taslak mahiyetinde olduğuna göre gelecekte de böyle bir şey olmayacak. Bu durumda bir takım ikircikliklerin içine gırmek bana sorarsanız evham olur. Ev- ham da giderek paranoya halini alır, sap- lantıya dönûşür. - Peki böyle bir müdahale olursa ne ya- pacaksmız? Böyle bir şey olduğu takdirde düşünü- rüz. Aslolan dinamik tavırdır. Dinamik tavır aynı zamanda Kemahzmin de tavndır. Atatürk'ün davranışlanna baktığunı- zda dinamik olduklanru, hiçbır sabit şeye saplanıp kalmadıklannı görûrüz. önce- den behıienmiş basmakahp teorilerle iler- lemez, olaylara göre yeni teoriler söz konusudur. Atatürkçü düşünce nedir diye tartışıh- rken ortaya çıkan en belirgin özelhk, problemin ortaya çıkmasının ardından anında alınan tavırdır. Bırakın siyasetteki yansımasını, tiyatroda yapılan da zaten budur. Dünyamn en iyi repartuannı hazırlarsınız, yola çıküğıni2 vakit. herşey değişebihr. Tiyatroda bir prensip vardır: Geçmiş değiştirilemez, gelecek bire bir ta- sarlanamaz. Tiyatro şimdi ve burdadır. Sahnede o an yaptığınızdır. Bu yüzden aynı oynunu her gece her gece oynayaya- bıliyoruz. Çünkü hiç bir zaman aynı oyun değildir. Aynı oyun olsaydı hepimiz çıldınrdık. Tiyatro zor yolculuktur - Gencay Gürön ile ilgfli mûfettiş rapo- runda sanatçılarm büyük çoğunluğunun kendisimn yönetiminden rahatsız olduğu söyleniyor. Sizin böyle bir rahatsızhğuuz var mıydı? Benim, rahatsızlığımın olup olmaması, tamamen kişiliğimle ilgilidir. Çelişkili ol- duğurauz noktalar. tartıştığımız zamanlar mutlaka olmuştur. Hiç bir sorun yoktu çok iyi anlaşıyorduk demek de inandmcı değildir, taban tabana zıttım demekte öyle. Benim mesleğimi yapmama bırakın Gencay Hanım'ı ben bıle engel olamam. Ortamın huzursuzluğu da önemh' değildir çünkü tiyatro çelişkidir. GencayHanun'la ilgili sorunlar idari düzeyde sorunlardır bunun benimle, işimle ilgisi yok Ama zor yolculuktur tiyatro, ister ben olayım ister başkası olsun başında zor bir yolculuktur. - Nasıl bir yönetim çİ2gtsi izlemeyi düşü- nüyorsunuz? Genel sanat yönetmeni mevkii birebir bir yöneticüik değildir. Kendisi gibi çah- şanlara, daha iyi imkanlar sağlamak için çahşmak zorunda kalan kişidır. Yaraüa unsuıiar arasında kooardinasyon kur- maktır. Kimse sanmasın ki Erol Keskin genel sanat yönetmeni oldu aruk masa başında oturacak. Kolay kolay masa ba- şında oturmaz aktör. Elbette rol de ala- cağım. Masa başında oturup kumandalar venneyi tercih etmem hiç bir zaman. Her sezon başında tiyatronun sanatsal, çizgisi, politikası belirlenir. Bu yılki çizgi- mizin üç aşağı beş yukan, kararlaştırdık. Oyunlanmızın çoğu da, bu formda oyun- lar olacakür. İnsanlığın en büyûk sorun- sal evrensel bağlamda. insanın ikilenıi, du- alitesi, kendi içinde yaşadığı ikihk, kendi kendisinin tanıma, bilrne. kendi kendisiyle tartışmadır. tnsanlar varlıklanrun ne- denlerini araştırmaktadırlar. Çahşma- lannuzın ekseni olarak bu sorunsah belir- ledik. Sıvas'ta ölenleri anma toplantısı Kültür Servisi - Bodrum Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, yann saat 18.OO'de Sıvas olaylannda ölenlerin adına bir anma toplantısı düzenledi. Şiir, ezgi, kaset gösteriminden sonra Metin Kuzugüdenoğlu'nun konuşmasıyla devam edecek olan toplantı, Belediye Meclis Salonu'nda isteyen herkese açık olacak. Tarihi çeşme restore edildî KOCAELİ (AA) - İzmit Lions Kulübü'nce restore ettirilen İzmit Kapanca Sokak'taki tarihi çeşme, törenle hizmete acıldı. İzmit Eski Evleri Yaşatma Projesi(İZEYAP) kapsamında yer alan çeşmenin açıhş töreninde konuşan Kocaeh Vahsi Kemal Nehrozoğlu, tarihi eserleri korumanın herkesin görevi olduğunu söyledi. Vah Nehrozoğlu, İZEYAP kapsamında Kapanca Sokak'ta bulunan ve tarihi eser niteliğindeki 17 evin restore edilerek yeniden değerlendirileceğini bildirdi. 1777 yıhnda El Hac Mehmet Ağa'nın harumı Zehha Hatun tarafından yaptınlan ve şifalı su niyetine kullamlan çeşme, define avcılannca tahrip edilerek kullanılamaz hale getirilmişti. İblis' şiir dergisinde bu ay Kültür Servisi - 'İblis' adh şiir dergjsinin temmuz sayısı çıktı. Özkan Mert, Hüseyin Avni Dede, Oğuz Özdem, Macit Eren, Ruhan Mavruk, Mustafa Köz, Kağan Kök, Kubilay Köseoğlu, Serim Yılmaz, Necla Işık, Yüksel Andız, Aliye Özlü, Cengiz Şahin, Fehmi Gören, Haldun Çağlayan, Mehmet Büyükışık, Ragıp Okumuş ve Burhanettin Kaya'nın şiirlerinin yer aldığı dergide Macit Eren'in Mehmet Çetin'le yaptığı söyleşi de yer ahyor. Mustafa Köz'ün "Şiir Üzerine Aforizmalar" başhkh yaasının yer aldığı dergide aynca Roger Vincent Small'dan çevirisini Emin Tannyar'ın yaptığı ve Paul Eluard'dan çevirisini Kenan Gülbağ ile E. Gazi Erturan'ın yaptığı birer şiir de okunabilir. New York Oda Orkestrası Türkiye'de Kültür Servisi - New York Uluslararası Oda Orkestrası Ayvahk, İzmir ve DidinVde bırer konser verecek. Orkestra, 6 temmuzda Ayvahk Amfı Tiyatro'da Türk izleyicisiyle buluşacak. 8 temmuzda Didım Apollo Tapınagı'nda ikinci konserini verecek olan konuk orkestra, 10 temmuzda İzmirli sanatseverlerle birlikte olacak. Şef Arturo Dermoni'nin yönetimindeki New York Oda Orkestrası, konserlerinde Vivaldi, Haydn, Elgar ve Holst'un eserlerini seslendirecek. Belçika'da Türk filmleri festivali ANKARA(ANKA) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Belçika Krah 2. Albert'in himayelerinde, Belçika'da düzenlenecek ve Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve kültürel yönleri ile tanıülacağı "Europalia 96-Türkiye Festivali" için hazırhklar sürüyor. Festivalde gösterilecek Türk fılmlerinin belirlenmesi için çahşmalara başlandığı ve 80-100 fılmlik bir toplu gösterimin düzenlenmesinin planlandığı bildirildi. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'ndan Hülya Uçansu, tüm sinema örgütlerinden teklifler alnklannı, Türkiye ve Türk ınsanıru tanıtıa yönü öne çıkan fılmlere ağırhk vereceklerini söyledi. Festivaün Türkiye ile birhkte Türk sinemasının taruümı açısından da önemli olacağını kaydeden Uçansu, "Festivalde Türkiye, folkloruyla, müziğiyle, tiyatrosuyla, tarihiyle, kültürüyle yani her yönüyle tanıtılacak. Festival Türk sinemasının dışa açılmasında da önemli bir araç olacak" dedi. Mimar Sinan Üniversitesi'nde • < yılsonu etkinlikleri Kültür Servisi - Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin bir yıl boyunca yapüklan tüm çalışmalan yanndan itibaren 20 gün süreyle sergilenecek. Saat 16.00'da Kültür Bakanlığı Müsteşan Emre Kongar'ın açıhş konuşmasıyla başlayacak olan etkinlikler, fakültenin Acıbadem'deki merkez binasında, bina içi ve dışında bahçe dahil tüm mekanlar kullanılarak gerçekleştirilecek. Etkinlikler çerçevesinde 'happenning'ler, defıleler, Sinema-Televizyon Bölümü'nün çahşmalan, tekstil bölümünün gösterileri yer alacak, yurtiçi ve yurtdışında ödül almış öğrenci ve öğretim elemanlanna onur plaketleri verilecek. Okul bahçesinde fakültenin kültür komisyonunun düzenlediği bir sürpriz etkinhk yer alacak. Sanata yapılan çirkin saldınlara karşı Resim, Heykel, Seramik, İç Mimarhk, Endüstri Tasanmı, Sinema TV, Geleneksel Türk El Sanatlan, Fotoğraf. Grafik, Cam Anasanat Dalı öğrencilerinin birlikte oluşturduklan yapıtlardan oluşan yanıt da bu etkinlikler içerisinde izlenebilecek. Felis Yayınları'ndan iki yeni kitap Kültür Servisi - Felis Yayınlan okurlara iki yeni kitap sundu. Bunlardan ilki, şair-yazar Mustafa Suphi'nin "Sonbahar Düşü" adh yapıtı. Suphi kitabını şöyle tanımhyor: "Roman veya öykü değil bu, her ikisinden de bir parça taşıyor ama. Her şeyden önce bir anlatı, şiirsel bir anlatı: okurunu zorlayan, soğuk ama cazibeli bir yolculuğa çıkaran...Sonbahar gjbi..." Yayınevinden çıkan bir diğer kitap da Almanya'da yaşayan Birsen Samancı'nın ilk kitabı olan "Günlerden Bir Gün". Yazann uzun zamandır üzerinde çahşüğı öyküleri bir araya toplayan kitapta okur, Almanya'da çahşmanın bir başka boyutuyla karşılaşıyor. Gülsûn Orhon'un sergisi uzatıldı Kültür Servisi - Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde 2 haziranda açılan Gülsün Orhon'un "Kendine Ait Bir Oda: Virginia VVoolf a Sayş" adlı enstalasyon sergisi temmuz sonuna kadar uzatıldı. Kütüphanenin galeri kısrmnın içine yerleştirilen, kadınlann kendilerini geliştirmeleri için gerekli olan 'oda'da Virginia VVoolf un aynı adh eserinden tümceler yer ahyor. Gülsün Orhon, 1969'da DGSA Heykel Bölümü'nde başladığı sanat eğitimini Boston'da sürdürerek 1977'de Massachusetts College,of Art'tan mezun oldu. 1980-90 arası öğretmenhk yaparken aynı zamanda seramik atölyesi de çahşüran sannatçı, 1992 ve 1993 yıllannda Kuzguncuk'ta iki ayn konutta yerleştinne çalışması yapmıştı. Sanatçının son sergisi, çarşamba ve pazar günleri dışmda her gün kütüphane sergi salonunda izlenebilecek. 'Avrupa ve Tûrkîye'de Yazın' dergisinde Sıvas Kültür Servisi - İki ayda bir yayımlanan "Avrupa ve Türkiye'de Yazın" dergisi temmuz sayısının ağırhk konusunu geçen yılki Sıvas katliamı oluşturuyor. "Sıvas'ı Unutmamah" başhğı alünda çeşith yazarlar, İconunun değişik yönlerini irdeliyorlar. Erdoğan Aydın, "Sıvas Katliammm İdeolojik Boyutu", Engir Erkinerise "Sıvas'tan Sonra Düşünmek" başhkh yazılanyla konuyu incehyorlar. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Murtaza Demir, derginin sorulannı yanıthyor. Asmı Bezirci. eşiyle yapılan söyleşiyle, Behçet Aysan ve Metin Alüok da şiirleriyle amhyor. Dergide aynca Alaeddin Şenel'in "Dokuz Canh Alkyoneus: Gerçek, Düşsel ve Dinsel Topluluklar" adh incelemesi, Emin Karaca'nın "Türkiye Komünist Hareketinde İz Bırakanlar" yazısının üçüncüsü, Fakir Baykurt'un "Başkaya ölçütü" adh yazısı da dergide yer ahyor. Prof.Dr.Server TaniÛi, Louis Bazin'in "Türk DUinin Yayıhşı"nın çevirisini okurlara sunarken, Müştak Erenus ve özgür Savaşçı de şiirleriyle bu sayıya katıhyorlar. Türkiye ile birhkte Avrupa'nın çeşith ülkelerinde de dağıtılan derginin 61. sayısında aynca Hasan Çakır, Can Yoksul, Mustafa Düzgün ve Tamer Çağlayan'm yazüan yer ahyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle