Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN1994 PERŞEMBE
10 DIZIYAZI
•2-
U-zun yıllar, "sosyalizm" adı altın-
da bürokratik, arkaik bir ekonomik sis-
temin sıkıntılannı yaşayan Doğu Avru-
pa halklan. nihayet Gorbaço\"un açtığı
yoldan gittiler; "serbest piyasa ekonomi-
si"yle demokrasiyi seçtiler. Ne var ki,
bir ekonomik düzenden diğerine nasıl
geçilebileceğinin ne teorisi ne de bir
programı vardı. Birtakım kıtlıklar içide
yaşayan, kuyruklardan. polıs rejimin-
den bıkmış olan halklar. olanak bulup
da Batı'ya çıktıkca. "oh ne güzel!" di-
yorlardı. "Vlağazalar zengin, eşyaiar şık
ve güzel. Yaşasın hürriyet ve serbest pa-
zar." Gorbaçov ve diğer Doğu A\rupa
üikelerinin yöneticileri de bu geçişi sağ-
lamak, sanayii modernleştinnek ve hat-
la halklann tüketim ihtiyaçlannı acele
olarak karşılamak için krediye gereksi-
nim duydular. "Aman Bati" dediler.
"gel bize yardım et."
Dünya Bankası. EBRD (Avrupa
Kalkmma ve Gelişme Bankası) ve daha
sonra Avrupa Topluluğu'nun kurduğu
BERD dcvreye girdiler. İlk iş. devlet iş-
letmelerinin özclleştirilmesi, yeni özel
şirketler ve bankalar kurulmasıydı. Al-
man. İtalyan. Fransız. Amerikan ser-
mayesi bu ülkelere doğru kaymaya baş-
ladı. Çekoslokya'da Skoda fabrikası,
Macarislan'da. Polonya'da motorlu
taşıtlar ve ağr sanayi Alman ve İtal>an
şirketlerini çekti. Fiat. bir Çekoslovak
motosiklet fabrikasını. büyük baskılar
yaparak satın alıp bir dünya tekeli kur-
du. Harp sanayii, demir çeük, maden-
ier.petro-kimyagibi birtakım kârlısana-
yiin alınmasından sonra, iş. tüketim
mallannı pazarlamaya geldi: Coca
Cola, sabun, sabun tozlan, çikolaıa gibi
ürünleri bütün dünya pazarlannda sa-
tan; Unilever. Protector and Gamble,
Henkel, Benkiser and Cussons kendile-
rine kârlı pazarlar açtılar. McDonalds,
Burger King ve Pizza Hut: Moskova.
Varşova. Budapeşte caddelerini do-
nattılar. Artık işin kalkınmayla bir ilgisi
de kalmamıştı. Piyasa ekonomisi bir
güzel yerleşiyordu Doğu Avrupa'}a.
Bu gelişmeleri toplum nasıl karşılı-
yordu? Öncelikle. eski yöneticiler, eski
komünist panilerinin yukan k'adrolan
ve onlara bağlı nomenclatura! Bunlar-
dan bir kısmı iş adamına dönüştü. bir
kısmı ise yeniden yönetim mekaniz-
masına girdi. Yabana şirketlerden yük-
sek maaşlar alarak, devlet lekellerinin
özelleştirilmesine yardım ettiler. Ma-
denlerin. e! emeğini azaltarak. kârlı işle-
tilmesine ve satılmasına. yeni ve mo-
dern otellerin kurulmasına hizmet etti-
ler. Böylece yeni tip bir burjuvazi \a-
ratıldı. Macar haftalık gazetesi Vilag.
1989'da yayımlanan bir makalesinde
bunlardan şöyle söz ediyor:
"tktidardaki kaymak tabakanın bir
ktsmı. bürokratik parri otoritesini; ko-
layca ve hiçbir şe\ kavbermeden pa/ar
ekonomisivle ve demokrasiyle birleştiren
bir yeni sisteme dömiştürebiieceğinin bi-
lincine vardı."
Bir Rumen başyazan da bunlan şöy-
le tanımlıyor:
"Bu "direktorası" ne vapıvor? Devlet
iştetmelerini, özel teşebbüsün çıkarına
yıkıyor veya işletiyorlar. Devlet sektö-
ründe de, özel sektörde de nefes alabilea,
yiyip büyüvebilen bu anfibienler kendile-
rinebiiv ük kârlarsağlıyorlar."
• BERD Avrupa Kalkmma ve Gelişme Bankası'nın son
zamanlarda istifa etmiş olan başkanı Jacques Attali, CNN'e
istifa nedenini açıklarken şöyle diyordu: Doğu, Batılı şirketler
için bir istila alanı haline getirilmiştir.
Orada kârlı işletmelersatın almaklakalmayıp, tekellerkuruyor ve
tütünden alkole kadar, kendi ülkelerinde yasaklanan her çeşit
ürünü satıyorlar. Rus ve Slovak Demir-çelik tesisleri
mükemmel olduğu halde, bu mamullerin kendi
pazarlannı istila etmesi korkusuyla, AT bu işletmeleri
yeniden yapılandırmıyor. Çekoslovak çeliğine de
kota uygulanıyor.
V. ZA\ İLû İM
DoğuAvrupahalklan
'serbesti'vurgunuyedi
Pazar değil, mafya ekonomisi
'Komünizm sonrası' diye adlandınlan
bu pazar ekonomisine geçiş dönemi;
Polonya'da da. Çekoslovakva'da. Ma-
caristan ve Romanya'da da böyle cere-
"Polonya, Litvanya,
Doğu Almanya ve hatta
Macaristan'da eski
komünistler seçimleri
kazanmaktalar.
Bu başan eskiye
hasreti ifade
etmiyor. Sadece
çoğunluğu değil, bir yeni
zenginler kastını
faydalandıran ekonomik
reformun reddini, daha
adil bir düzen isteğini
simgeliyor."
yan ediyor. Eski Sovyetler Birliği'nde
ise. pazar ekonomisi tam bir mafya eko-
nomisine dönüştü. Nevv York Times
gazetesinde. Stephen Handelman. duru-
mu şöyle anlatıyor: "Rus tarzı mafya,
ortaya çıkmakta olan pazar ekonomisin-
den beslenen çok başlı bir fenomen. İ I-
kede çetelerin sayısı 3 binle 4 bin arası-
nda değişivor. Bu çetelerin yüzlercesinin
eylemleri, Bağımsız Devletier Topluluğu
topraklanna, Orta Avrupa ve Batı'va
kadar uzanıyor... Suç kartelleri bankala-
ra, gayri menkul pazanna sızmış durum-
da." Handelman'a göre Kızıl Ordu'nun
silahlannı da onlar kaçınp pazarlıyor-
lar. Bu silahlar Rusya'nın güneyindekı
çatışmalarda ortaya çıkıyor. Mafya,
gücünü. hükümet bürokrasisinin kilit
noktalanyla ilişkilerinden alıyor. Geçen
yıl Boris Veltsin. mafya e>lemlerinin
Rus devletinin geleceğini tehdit ettiğini
açıkladı.
Öte yanda. bu pastadan payını ala-
mayan: işsizliğın. kıtlığın. yüksek fiyat-
lann sıkıntısını çeken büyük çoğunluk
var. Financial Times gazetesinde. Po-
lonya üzerine yazdığı bir makalede.
Anthony Robinson şöyle diyor: "Bir
havli değiştirilmiş olan ekonominin sağ-
ladığı refaha rağmen. Polonyalıların Mr-
çoğu, bu gelişmelerin dışında kaldıklan
kanısındalar. 39 milvon nüfusun 9 milyo-
nu emekli, 3 milyonu işsiz. Bir yıldan beri
işsiz kalan 700.000 kişi tşsizlik sigortası
daalmıvor... |993'te 15milvon ücretlinin
ücretleri bir yıl öncekine göre vüzde 2.9
düşük. Milvonlarca işci ve işçinin gerçek
gelirieri 1989'dakinin altında. Vüksek fi-
vatlardan ötürü ve eskiden olduğu gibi te-
mel gıda maddeleri. ev kiraları \e ısınma
sübvansiyone edilmediği için çocuklarda
gıdasızlık ve sağlık sorunlan başgosteri-
vor. Bu durum diğer Doğu Avrupa iilke-
İerindedebövle."
Bu duruma halklann tepkisini son
yılların seçim sonuçlan gösterivor. Le
Monde Diplomatique gazetesinde. 8.
Pans Üniversitesi'nde öğretim üvesi Je-
an-Yves Potel şöyle yazıvor: "Polonya,
Liftanya, Doğu Almanya ve hatta Ma-
caristan'da eski komünistler seçimleri
kazanmaktalar. Bu başan cskive hasreti
ifade etmivor. Sadece çoğunluğu değil,
bir yeni zenginler kastını favdalandıran
ekonomik reformun reddini, daha adil bir
düzen isteğini simgelivor."
'Onları sömürdük'
Beni bu yazıyı yazmaya iten olay,
BERD Avrupa Kalkınma ve Gelişme
Bankası'nın son zamanlarda istifa et-
miş olan başkanı Jacques Attali'nın
CNN televizyonuna vermiş olduğu bir
mülakattı. Attali. bu mülakatta şöyle
diyordu: "Ben istifa ettim, çünkü biz
Doğu Avrupa üikelerinin kalkınmasuia
vardun etmedik. Yabancı sermavenin,
servet kaynaklanna elkoymasına hizmet
ettik. Onları sömürdük ve nefret
uyandırdık." Aıiali'nin bu konııda
yazmış olduğu kitabı beraber oku-
yalım:
"Batıda birçok kişi. Doğu Avrupa'va
liberal ekonomivi sokarken beraberinde
demokrasinin kunılup kurulmadığına ve
hatta karaborsava önem vermiyor.
Doğu, Batılı şirketler için bir istila alanı
halinegetirilmiştir.Oradakârlı işletmeler
satın almakla kalmavıp. tekeller kuru-
yor ve tütünden alkole kadar. kendi ülke-
lerinde vasaklanan her çeşit üriinü satı-
vorlar. Avrupa Topluluğu'nun Doğu'ya
satışları, oradan aldıklarının, 2.5 ınilvar
Ecu (Avrupa l.irası) üstünde. Doğu Av-
rupa ülkeleri, imtiva/lı tanındıkları. ken-
di lerine öncelik verileceği ve hatta bütün
gümruk tarifelerinin kaldınlacağı vaat
edildiği halde gümrük engellerivle kar-
şdıyorlar: Kontenjanlar. sınırlamalar vs.
Rus ve Slovak Demir-çelik tesisleri mü-
kemmel olduğu halde, bu mamullerin
kendi pazarlannı istila etmesi korkusuy-
la, Avrupa Topluluğu bu işletmeleri yeni-
den vapılandırmıvor. Çekoslotak çeliği-
ne de kota uvgulanıvor.
Bence, kıtanın Doğu bölümüne > ardım
ediyor göriintüsünde olmak, öte yandan
da onları sanavilerini özelleştirmeye ve
modernleştirmevezorlamaları riyakârlık
oluyor. Şimdive kadar Batı'nın yardımı;
birçok danışmana iş vermeye, Batılı işler-
melerin Doğu'da tekeller kurmasına,
(özellikle amme hizmetlerinde, maden-
lerde ve otelcilikte), kendi tediye açı-
klarını dengelemelerine ve o, Doğu üike-
lerinin Batı mamullerini satın almasına
hizmet etti. Sonuç: Milvonlarca göçmen,
sonsuz çelişkiler, silah sattşı veçevre fela-
keti. l nutmavalım ki, Doğu Avrupa'da
bir sosyal patlama. Batı Avrupa'da bü-
vük sarsıntılara neden olabilir. Kapmııza
davandıkları vakit. pazar ekonomisini ve
demokrasiyi korumak zor olur."
Attali. Doğu Avrupa devlet adam-
lanyla yaptığı konuşmalarda. gizli ve
derin bir aa ile hoşnutsuzluk hissetti-
ğini belirtiyor. "Çünkü geleceğe bak-
tıkları vakit gördükleri manzara şudur:
Ekonomik durgunluk, işsizlik, vetenek-
sizu'k, eşitsizlik vs. Bu ülkeler avnı za-
ınanda. bazı basit şevler için savaştıkları
günlerin hasretini çekivorlar. Bazı cum-
hurbaşkanları veya başbakanlar bana şu
sözleri sövlediler: Havatımın en mutlu
günleri, hapisanede, özgürlüğü bekledi-
ğim günlerdi. çünkü o zaman ümidim
»ardı. ama şimdi vok."
Bu görüşlerc şunu da eklemek gcrek:
Bu ümiisizlik, tıkanıklık veçöküntü iki
önemli lehlikc doğuruvor: Faşizm ve
mafva... ^'ani ahlaki çöküntü. Sınır
tanımayan bu cereyanlar Batı Avrupa'-
\ı da tehdit edivor.
Kaynaklar:
1. Jean >V« Potel, "Doğu Avrupa'da
Komünistkrin Dö'nüfü" Le Monde Dip-
lomalique
2. Anthony Robinson: Pojonya ıi:e-
rine ıteğişik nuıkaleleri, "Özeltestirme
İçin Seçilenler", "Yahana Sermaye
Akımı Hızlaıuyor" YS.
Christopher Rohinski: "Yabana Ban-
kaların Hedefi Topal Ördekler"
Fiıunuial Times gazeu'sinin Poloııva
i/avesi. 18 Mıırl 1994
3. Jaeques Attali, "Arrupahlar", Pu-
varıl. 1994
Yarın: Avrupa
EkonomikTopluluğu
veTürkiye
Kültür • Sanat
TEŞEKKURLER
YAŞAM
Yön: BERTRAND BLIER
CHARLOTTE GA1NSB0URG GERARD OEPARDIEU
JEAN-lOUISTRINTIGNANT ANMEGIRAR0OT
Beyoğlu AI.KAZAR (245 73 83)
12 00-14 15-16 30-18 45-21 15
2 FRANSIZ OSCARI
EMMANUELLE BEART
AYAZDA
BİR YÜREK"UN COEUR EN HIVER"
Yön: Claude Sautet
Yüreğinizi titretecek bir baş yapıt.
3. HAFTA
Beyoğlu ALKAZAR AVRUPA (245 73 83)
12.00-14.15-16.30-18.45-21.15
e«W00DVAUHuss
«ANNIE HALL"
A nervous romance
Beyoğiu PCRA (251 32 40)
1200-14 15-16 30-18 45-21 00
(Beyogiu Sıneması yanı)
CINEMA
CAFE-BAR
20.00-22.00
Yon Akıra Kurosawa
22 00 - 02 00
KEREM
(Nostaljık Hıt Parçalar)
Lsldclal Cıd Kurukrarmakkapı Soi.
NolWA Beyoğlu 25295 İÖMI
ITAP STANDI
el: (0-216) 336 15 14
< |
İ ,
u
Kültür
Sanat
ilanlarınız için:
293 89 78
(3 hat)
293 89 78 (3 hat)
IÇINDEN DALGA GEÇEN TIYATRO
Ferhan Şensoy
Yer: Fenerbahçe Marina Pyromid Karyı»
SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ
Deniz A>ırı Oüldüriî
Sa(ı-Çor>omba-Per>*mbe-Cümo-Cumorte5İ 21.00
KIRKAMBAR GEC
L
" be. Cu.
Bilet Soh>:
F. bobçe Moro» fcl: 0Î16-346 23 46/1007
Ses 1885 Ortoovuncubr - Beyoğiu, fel: 0212 - 251 18 65/66
Suodiye vAıkkonımo ve Copitel Çory Mogcmısı
BEYOĞLU ŞİNEMAŞI
SİNEMA YAZARURININ SEÇTİĞİ YILIN EN İYİ10 FİLHİ
(Tel: 251 32 40)
10/16/27 HAZ P İ Y A N O
JANE CHAMPION
11/20/26 HAZ SOSYETEOEN İ N S A N MANZARALARI
ROBERT ALTfMN
12/22/29 HAZ GERMİNAL
CLAUDE BERRI
13/18/30 HAZ ŞARKÜTERİ
MARC CARO JEAN-PIERRE JEUNER
14/17/25 HAZ ARİZONA RÜYASI
EMIR KUSTURICA
15/24 HAZ G Ü N D E N KALAMLAR
JAMES İVORY
19 HAZ CARLITO'NUN YOLU
BRIAN DE PALMA
21 HAZ KOCALAR VE KARILAR
VVOODY ALLEN
23 HAZ SCHINDLER'İN LİSTESİ
STEVEN SPIELBERG
28 HAZ M A S U M İ Y E T YAŞI
r.'ARTIN SCORSESE
MODA SINEMASI 337 01 28
BU YILIN OSCARLARI
10'18 HAZİRAN
11/19/23 HAZİRAN
12/20 HAZİRAN
13/16/21 HAZİRAN
14/ 17 HAZİRAN
15/22 HAZİRAN
PİANO
EN İYİ ÖZGÜN SENARYO
EN İYİ KADIN OYUNCU
EN İYİ YARDİMCI KADIN OYUNCU
PHILADELPhHA
EN İYİ ERKEK OYUNCU
EN İYİ ŞARKI
KAÇAK
EN İYİ YARDİMCI ERKEK OYUNCU
J. PAHK
EN İYİ ÛZEL EFEKT
EN İYİ SES EFEKTİ
EN İYİ SES
SCHINDLER'İN LİSTESİ
EN İYİ FİLM-YONETMEN-
UYARLAMA SENARYO-
KURGU-SANAT YÖNETİMİ-
ÛZGUN MÜZİK-GÛRÜNTÜ
MASUMİYET YAŞI
EN İYİ KOSTUM
YAPI KREDİ'NİN SO.YILI
7. U L U S L A R A R A S I
YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ
2 - 1 4 H A Z İ R A N 1 9 9 4
DANS
Ankara Devlet Opera ve Balesi Modem Dans Topluluğu
Yöneten: Beyhan A. Murphy
Cemal Reşit Rey Konser Salonu. saafc 18.00
KLASİK MÜZİK
Michie Nakamaru (Soprono-Japonya)
Şan Resitali
Piyano: Judith Uluğ
Cemal Reşit Rey Konser Salonu, saat 21.30
Cemal Reşit Rey Konser Salonu: (212) Z40 50 12
Kadıköy Haldun Taner Sahnesl: (216) 349 04 63
Tatocord, Univerjity Tetetard, Gmç T«J*card, Ticari Tatocard, Woridcord,
Unrvorsity Worldcard ve Sup«nard sahipleri füm götterüari
% 50 indirimli izleyebilir.
YAPI KREDİ
TOBAV Devlet Tiyatrolan,
öpera ve Balesi Vj
SOYLEŞI
"I'iyııtn >da ^ azar-^'önctnıen-
Dramaturui: Dıırıım \c ^'(•>nL•lis
Konuşmacılar: Murat Karasu,
Güngör Diimen, Ali Taygun,
Prof.Dr. Hasan Anamur, Ülkü Ayvaz
Yön: Savaş Aykılıç
10 Haziran Cuma, Saat:17.00
TOBAV Lokali: Sıraselviler Cad. 47 Taksim
Size de yer aymldı!
-j T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI
J DEVLET OPERA VE BALESİ
I. ASPENDOS OPERA VE BALE FESTIVAU
llHnroı1994Cu«»iea îlJOTıradol G.hran
J*nWDevlet Opera w8cW
UHa*mlWSâ
M » l Devlet OperonkM
21J0 Cannino !<ra» C.Off
ICumhurfadskanlığı Scn(m Orkedrmı
fcii
lole
SafıneKxM
21X Modem Dora f
20H<zraılW4Pısaiesı 2K30ftosBesk F.Atzode
İMenınDefletOperattBalesll
18Haannl994CımHn>n 21J0DomlabKemKi J.lod/S.Homidk Mûziıd
Voitd
Koreogfaft Dran
WAMoıat Opera
24Hmraıl994C™ 21.30 Poguto LMntus 5de
DmtEOKnlar
IGûrasfcn Devlel Opera reSde»
NoC
•
T
ûm Gooenfcr 50 COC Tl •Com.nc Bura» toıen lOOOOC?^
•Guroston ûevd» 2pera «e Bd» goüeraı 25O0O0TL
1994 le nfcjû p^uıniacdaır «Temsıllere Antoiyo «e 5de den ula}«n ]
lfclS.it, Yofer
•Ankora lüonbul tonır« M«™n Dnlel Opera •« Bd«Wı jjden
•Arldyo **;;», 4joer<i:! n ide 'ıy*dan. W y c Kdeıç DOSıM «ogani
AISKARA NOTLARI
MUSTAFA EK91EKÇİ
Hıfzı Topuz'un 'Parisli
Yıllar'ı...
Hıfzı Topuz, Bilgi Vay/new'ndençıkan 'Parisli Yıllar'kitabını
yollarken şunları yazmış:
"Sevgili Mustafa Ekmekçiye Parisli Yıllar'dan en tatlı
anılarla."
Hıfzı Topuz'un yapıtı su gibi okunuyor. Çok yerde, kahkaha
atmamak için kendımi tutuyorum Pertev Naili Boratav'la il-
gılı olanını, salı günü ÇGD'ye gelen CHP Genel Sekreteri Er-
tuğrul Günay ile arkadaşları Algan Hacaloğlu Eşref Erdem
ve Veli Aksoya da anlattım. Satır arasından bilmem bir şey
çıkardılar mı? Fıkra şöyle. Daha doğrusu Hıfzı Topuz, kitabın-
da Pertev Bey'i anlatıyor. Şöyle:
"Pertev Bey'in şimdi tek istediğişey, Nasrettin Hoca çalış-
masını bitirmektir. Yıllarını vermiştir bu konuya. Dünyada
böyle bir araştırmanın eşiyoktur. Kitap nerede, ne zaman ve
nasıl basılacaktır? Pertev Bey bunun telaşı içindedir."
Pertev Bey, Hıfzı Topuz'a kitabında yer alacak Nasrettin
Hoca öyküleri anlatır. Bırı şöyledır:
Hoca yaşlanmıştır, ölümünü beklemektedir. Ama hiç de
ölmek istememektedir. Bir gün uzaktan Azrail'i görür ve he-
men namaza durur.
Azrail dönüp gider.
Ertesi gün yeniden gelir. Hoca yine namaza durur. Daha
ertesi gün Hoca yine namazdadır. Azrail kalkıp Tann'ya gi-
der:
"Bak Tanrım" der "Hoca'nın bir türlü canını alamıyorum.
Ne zaman gitsem, namazda."
Tanrı:
"Dokunma ona" der, "bırak, kılsın namazını..."
Kıtapta Nâzım Hikmet le ilgıli, Abidin Dino Fikrel Mualla
Zekeriya Sertelle daha bir dolu aydınla ılgilı anı yığını. tatlı
tatlı anlatılıyor. Nâzım, Havana'dan dönmüş, Parıstedir. Abi-
din Dino, daha bırkaç arkadaş. Parıs'te St. Denis'ten geçıyor-
lar. Nâzım, Fransız krallarmın oradaki gömütlerine kafasını
takar, bir yığın soru sorar. Sonra bazı Arapca sözcüklerin
Türkçelerini bulmaya çalışır. Şıirlerınde eski sözcukleri kul-
lanmak ıstememekte, yenilerını araştırmaktadır.
"istikametyehne ne diyeceğiz" dıye sorar.
Abidin Dino'yla Hıfzı Topuz:
'/dn'derler.
"Olurmu "der Nâzım, "Yön, taraf değilmi?"
Hıfzı Topuz. anlatıyor: Haklıydı, doğrultu' aklımıza gelme-
mişti. Sonra, Nâzım uzun uzun Havana anılarını anlattı. Fidel
Castro ileneler konuştuklannı sordum.
"Ben Ispanyolca bilmem, o da Fransızca bılmiyor, çevir-
men aracılığı ile konuştuk" dedi. "Ama, çok iyı anlaştık. O
bana: 'Ben sizi yaşlı sanırdım, çünkü gençliğimde de sızin
şürleriniziokurdum. Oysa, sizçok gençmişsiniz'öedı.
Havana konuşmaları bitmek bilmiyordu. Bir ara Nâzım 'a:
"Bakın üstat" dedim: "bende Fransızca bir şıır var, bunu
geçen yıl tanıdığım bir kız sizin için yazmış. Nâzım Hikmet'i
görürsen bunu kendisine ver' dedı.' Nâzım:
"Okusana şu şiiri" dedi.
Ben araba kullanıyordum, şiiri Abidin'e verdim, o okudu.
Nâzım çok duygulandı.
"Bak, bunu bana şimdi verıyorsun" dedi. "Haydi geçen
sefer veremezdın, Vera vardı, ama bunu böyle el âlemin için-
de vermenın âlemi var mıydı?"
Nâzım, o Fransız kızının yazdığı şiiri katlayıp cebine yer-
leştirdikten sonra:
"Bak Hıfzı" dedi, "Bende üç vesika var. Zannediyorum ki
ömrümün üç büyük vesıkası..."
Nâzım'ın, "ömrümün üç büyük vesikası" dediği belgeler-
den ikisi şöyle:
"... Bir mektup aldım, diyor ki: 'Öğretmenim, 25 yaşında-
yım. Birdenbire gözlerimi kaybettim, bir ay uyku ilaçlannı
biriktirdim, kendimi öldürmek için. Hemşireler bana akşam-
ları kitap okuyorlardı. Kendimi oldürmeye karar verdim.
Senin kitabını okudular. Teşekkür ederim, yaşamaya karar
verdim, ölmeyeceğim.. Utanıyorum ölmek istediğim için. in-
san çalışabilir kör gözleriyle..',
italya'da ilk kitabım çıktığı zaman bir delikanlı ile bir kız bir-
likte yazmışlar bana. Mektup, Nâzım Hikmet. Moskova'diye
geldi. Oğlan diyor ki: Biz sevşiyorduk. Ben utangaç bir deli-
kanlıyım. italyanım, ama utangacım. Bir türlü kıza kendisini
sevdiğimi söyleyemiyordum. Geçenlerde sizin kitabınız çık-
tı. Orada bir şiir var, onu kesip sevdiğim kıza yolladım. Işte
halim böyledir dedim. Ve sayenizde evlendik."
• • •
Çağdaş Gazeteciler Derneğinin 12. Olağan Kurultayı ge-
çen hafta sonunda pazar günü yapıldı. Yeni yönetim, kendi
arasında görev bölümünü de yaptı. Şöyle:
ÇGD genel başkan yardımcılıklarına Mahmut Tali öngö-
ren ile istanbul Şubesi Başkanı Celal Toprak Genel Sekre-
terliğe Metin Aksoy'la yardımcılıklarına Veli özdemir. Tun-
cay özkan; saymanlığa Bekir öztoprak; Genel Yönetim
Kurulu üyeleri de şöyle: Reha Mağden Yasemin Taydaş
(Bursa dan), Göksel Bozfcurt, Ali Tartanoğlu Seniye Yücel,
Murat Ye*in Ahmet Delikçi (izmır denj, Murat inceoğlu
Denetleme Kurulu: Özden Alpdağ (Başkan). Binali Polat,
Fevzi Argun.
Onur Kurulu: Aziz Nesin (Başkan). Varlık Özmenek (Yaz-
man).
Üyeler: Orhan Koloğlu. Selçuk Altan Ömer Duru (içbatı
Anadolu Şube Başkanı. Eskişehır'den), Yılmaz Akkılıç
Çağdaş Gazeteciler Derneğinin haberlerınin basında ye-
terince yer almadığını biliyorum. Ne yapalım?
Kesilen ağaç. "Baltanın sapı bizden!" demış. 12Eylül'ler-
de Nadir Nadi, o zamankı ÇGD Başkanı Yılmaz Aleş e, ya-
nı mda:
"Gerçek gazeteciler sizde, neden sesiniz çıkmıyor" diye
sormuştu...
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Yunus Nadi tarafın-
dan 1918"den başlayarak
\ayımlanan ve 1924 yılı
başlannda yerini Cum-
huriyet gazetesine bıra-
kan günlük gazete. 2/
İddia. bahis, lades... Bir
tanm aracı. 3/ Yan... Cö-
merı. 4/ Doğu Anadolu'-
da bir göl... Rütbesiz
asker. 5/ Üzeri kırmızı
parafınle kaplanan bir
tür peynir... Türk resim
sanatında önemli bir gru-
bun ad olarak benimsediği harfin
okunuşu. 6/ Bir nota... Herhangi
bir nedenle armağan kabul edenin.
\ermek zorunda olduğu karşılık.
7/ Güzel kadın... Özsu. 8/ Büyük
boyda Hint davulu. 9/ Demiryo-
lu... Bir öğrenim kurumu.
Yl KARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Karmaşık sorunlann çözümün-
de ve incelenmesinde bilimsel ve
özellikle matematiksel yöntemle-
rin uygulanışı. 2/ Sevap... Atılgan,
gözü pek. 3/ Osmanlılar'ın Avusturya'ya verdikieri ad... is-
panya'da Bask bölgesinin bağımsızlığı için savaşım veren gizli
örgüt. 4/ Uğraş... Borç ödeme... Bir zaman birimi. 5/ Çok hızlı
gidebilen bir tür keşif gemisi. 6/ Aza... "Feminin rengi aksedip
tenine Yeni açmış güle ... olmuş" (Namık Kemal). 7/ İnilti...
••Şu demek ki" anlamında kullanılan bağlaç. 8/ Ayn ailelerden
iki erkeğin. birbirlerinin kız kardeşini alarak yaptıklan evliük.
9/ Tibet sığın... Memelilerdeana iledöliit arasında kan alıp ver-
me işini sağlayan organ.