Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 M AYIS1994PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
1994 yılının ilk 5 ayında yıllık enflasyon yüzde 110'a, dolar 38 bin TL'ye tırmandı
DPTııiıı yanhş hesabıpiyasadan döndüANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet Planlama Teşki-
Jatı (DPT). ocak ayında döviz
kuılannın hızla yükselmesiyle
başJayan bunahmın ardından.
1994 hedeflenni yeniledi. DPT
Müsteşan Necati Özfırat, yıl
s o n u itibanyla enflasyonu "yüz-
de 110" olarak hesapladıklannı
belirtti. Başbakan Tansu Çiller.
bu yılın başında 1994 sonunda
enfîasyonun yüzde 48 olacağını
açıJdamıştı.
Başbakan Çiller tarafından
açıklanan, 1994 yılı genel eko-
nornik hedefleri, ekonomıde,
19 ocakta döviz kurlannın hızlı
artışıyla başlayan ve 5 nisan is-
tikrar programına yol açan bu-
nalımın ardından tekrar değış-
tirildi.DPT Müsteşan Özfırat.
aralık 1994'te yıllık enflasyon
oranının yüzde 110. 1 ABD
Dolan'nın da 38 bin lira ol-
masının beklendiğini açıkladı.
Özfırat, döviz kurlanrun hesap-
lanandan daha yüksek olması
dunımunda, enflasyon
oranının da "artabileceğini" be-
lirtirken, Merkez Bankası 9
mayıs (bugün) için 1 ABD Do-
lan'nı 33 bin 739 lira olarak açı-
kladı. DPT sene başında. aralık
1994'te yıllık enflasyon oranı-
nın yüzde 48. 1 ABD Dolan-
run da 17 bin 750 lira olacağı
beklentisindeydi. Konsolide
bütçe ve genel makro hedefleri
de, bu rakamlara göre hesap-
lanmıştı.
Başbakan Tansu Çiller
• Başbakan Tansu
Çiller'in Devlet
Planlama Teşkilatı'nın
rakamlanna
güvenerek yaptığı ve
"1994 sonu itibanyla
yüzde 48 olacaktır"
şeklinde açıkladığı
nflasyon hedefı,daha
yılın beşinci ayı
dolmadan şaştı.
DPT'nin döviz kuru hesapla- 1994 yılı konsolide bütçe gider-
nnın değişmesiyle birlikte, 1994 lerinde. yıl içinde yapılması ge-
yılı makro hedefleri de değişti. reken 8.5 milyon dolarlık dış
borç ödemeleri. döviz kuru he-
saplamalannın değişmesiyle
birlikte 150 trilyon liradan. 323
trilyon liraya yükseldi. Hükü-
met tarafından, 814 trilyon oia-
rak açıklanan 1994 yılı bütçe gi-
derleri, yalnızca dış borç öde-
meleri açısından, 170 trilyon li-
ra arttı.
DPT'nin. 1994 yılı programı-
nda bin 967 dolar olarak açı-
kladığı kişi başına düşen milli
gelir ise döviz kuru hesabının
değişmesiyle 919 dolara kadar
düşmüş oldu.
Yaklaşık dört aydır "yüksek
faiz-yüksek kur" ikilemi içinde
kalan piyasalarda durgunluk
sürerken, mayıs ayı toptan eşya
fiyatlan artışının yıllık yüzde
125'e çıkmasıyla birlikte, banka-
lar faizlerini daha da arttırma-
ya başladılar.
Bu çerçevede. hükümetin
yüzde 4.5 olarak açıkladığı
büyüme hedefınden de
vazgeçilmek zorunda kalındı.
Türkiye'nin Uluslararası Pa-
ra Fonu'ndan (IMF) istediği
"stand-by" kredisi için vaklaşık
bir haftadır hükümetin bütçe
programını ve son ekonomik
gelişmeleri inceleyen IMFheye-
ti, DPT'nin açıkladığı gösterge-
ler çerçevesinde bir rapor hazır-
layacak. Raporun, Türkiye'nin
istediği kredinin verilip verilme-
mesi, kredinin miktan. faizi ve
vadesi konusunda etkili olacağı
bildirildi.
Dışyardımlarhedeflerineulaşmıyor
ANKARA PAZ ARI
YAKUP KEPENEK
Ö Z L E M YÜZAK
Zengin ülke hükümetleri ile
çeşitli yardım kuruluşlannın.
yoksul ve kalkınmakta olan ül-
kelere yaptıklan yardımlann
çoğunun ana hedefe ulaş-
madığı belirlendi. Güvenlik ve
tican kazanç beklenerek yapı-
lan yardımlann. orta vadede
yardım alan ülkelerin stratejik
ve toplumsal yapısını olumsuz
'etkilediği vurgulandı.
Gelişmiş ülkelerin her yıl dış
yardım için ayırdıklan 60 mil-
yar dolarlık bütçenin bir kısmı
gelişmekte olan ülkelerin eği-
tim ve refah düzeyinin yüksel-
tilmesine katkıda bulunurken,
pek çoğunun da hedefıni
şaşırdığı belirtildi.
Karşılık beklenerek yapılan
bu yardımlarda ulusal güven-
lik sınırlannın genişlemesi ve
ticari çıkarlar gözetiliyor. Yar-
dım genelde. bir ihraç pazan
beklentisiyle. yeni bir endüstri
alanı inşa etmek üzere veya
"teknik daıuşmanuk" şeklinde
gerçekleştiriliyor.
ABD'nin en fazla yardım
yapan ülke olduğunu belirten
Denizaşın Ülkeleri Kalkm-
dırma Konseyi (ODC) vetkilisi
John Sewell şunlan söylüyor:
"ABD 21 milyon dolarlık' dış
yardım bütçesinin dörtte birini
askeri destek şeklinde veriyor.
ABD bütçesinin diğer dörtte
biriik dilimi ise İsrail ve Mısır'a
aynlıyor."
Yapılan araştırmalar ka-
zanç beklenerek yapılan yardı-
mlann yardım alan ülkenin
stratejik ve toplumsal yapısını
olumsuz etkilediğini ortaya
koyuyor.Sağlığa yönelik yapı-
lan yardımın sadece yüzde 2'si
temel sağlık bakımına. yüzde
l'i nüfus planlama programı-
na aynlırken. önemli kısmının
büyük kentlerde alımlı hastane
binalan inşasına aynlması.söz
konusu yardımın fakir ülkenin
zengin tabakasına hizmet ver-
diğinin bir göstergesi olarak
algılanıyor.
Pamuk ve şekerpancan eki-
minin makineleşmesi için veri-
len ucuz kredi ise tanm işcisi-
nin. işinden olmasına neden
oluyor. Yoksul ülkelerin temel
gereksinimi "ilk eğitim" saf-
hasında ahnacak yardımlar-
ken. gelişmiş ülkelerin üniver-
site kurma çalışmalan "işsiz
mezunlar ordusu" yaratıyor.
1960 yılından beri zengin ülke-
ler tarafından dağıtılmış olan
toplam 1.4 trilyon dolarlık
yardımın ardından şu sorular
soruluyor: "Yoksulluk önle-
nebildi mi? Büyüme hızlandırı-
labildi mi? Yardımlann o ülke-
ye gerçekten yararı olabildi
mi?" Bu sorulara verilen ce-
vaplar yardım kuruluşlannı
çeşitli önlemler almaya yönelt-
ti.
Bu yıl ilk defa iki büyük
uluslararası yardım kuruluşu.
amaç ve önceliklerine yeni bir
bakjş açısıyla yaklaşmaya baş-
ladı. The Economist dergisinin
haberine göre bu yıl bütçesinde
önemli bir kesintiye uğrayan
Amerika'run Uluslararası Kal-
kınma Örgütü (AID) Başkanı
Brian Ahvood, yardım amaç-
lannı 4 ana başlık altında top-
ladı.
Demokrasiyi inşa etmek,
çevreyi korumak, istikrarü bir
ekonomik kalkınmanın sağ-
lanması. nüfus artışının kont-
rolünü desteklemek.
Washington'da AID'in bir-
kaç blok ötesindeki Dünya
Bankası da benzer bir çalışma
yaptı. Verilen yardımın ne şe-
kilde harcanacağının hesap-
lanması gerektiğini savundu.
Tekstilcilere
yenidış
ticaret şirketi
Ekonomi Servisi-Tekstilrilerin.
; ürünlerini dış piyasalarda tek elden
pazarlamak amacıyla kurduklan •
dış ticaret şirketlerine bir yenisi
daha eklendi. Manisa ve İzmir'de
; faaliyet gösteren 6 tekstil fırması dış
ticaret şirketi kurdu.
"Pulsa Tekstil Sanayi ve Dış Tic-
aret AŞ"ye Manisa'dan Venüs
Tekstil AŞ. Tekspo Tekstii AŞ ve
Galateks Tekstil AŞ. İzmir'den
Safır Tekstil ile bu şirketin pazarla-
. ma şirketi ve Körfez Tekstil'in yanı
sıra üç kişi daha ortak oldu.
Beş milyar lira sermaye ile kuru-
lan şirkete Safır Tekstil AŞ 2 milyar
' 670 milyon lirayla en çok payı edin-
di. Bu arada. Egeli tekstilrilerin dış
ticaret şirketi Ege Giyim Sanayi ve
Dış Ticaret AŞ (EGS).sermayesini
23.7 milyar liradan 57.4 milyar lira
artırarak 86.1 milyar liraya çıkan-
yor.
Üç aylık vergi
geliri 83 trilyon
ANKARA (ANKA) - Vergi gelirieri rahsilau yıhn ilk üç
aymda 83 trilyona ulaştj. Üç aylık KDV tahsüatı 30 trü-
yonu buldu.Öcak-man döoeminde 82 trilyon 774 milyar
fira tutannda vergi tahsilau gercekleştİrildi. Bunun 35 tril-
yon 38 milyar liralık bölümünü gelırden, 31 trilyon 103
milyannı tnal ve hizmetten, 15 trilyon 5 milyaruu dış tica-
retten alınan vergileT, geri kalan bir trilyon 628 nülyannı
da servetten alman vergifcr ile diğer vergiler oiuşturdu.
Geçen yıfan ocak-marl döneminde ise 44 tnlyon 465
miiyar lira tutannda vergi tahsifatı yaptîmıştı. Bıma göre
vergi tahsüaunda yüzde 85.4 oramnda bir arüş sağlandı.
Geçen yılın aym dönemindeki vergi gelirinin 20.2 trifyonu
gelirden, İ6.5 trilyomı mal ve hizmetten, 6.8 trilyonu djş
ttcaretten, bir trilyonu da servetten ahnmıştı.
Yıhn ilk ûç ayında tahsilaü yapüan 35 tnlyon 38 milyar
lira tutarmdaki gelirden alman vergjnin 32 trilyon 757
milyan 'Gelir Verasi'nden. 2 trilyon 28 i milyan da 'Ku«
rurnlar Vergisi'nden sağlandı. Geçen yıbn aynı döaemine
göre 'Gelir Vergisi' tahsilaunda yüzde 73, "Kurumlar Ver-
gjsi" tahsilatında da yüzde 92 oranında aruş oklu.Üç aylık
dönemde Katma Değer Vergisi (KDV) tahsilatı 29 trilyon
721 müyar lira olarak gerçekleşti. Bunun 18 trilyoa 676
milyar lirahk bölümü dahitde alınan KDV'den. 11 trilyon
45 milyar liralık bölümü de ithalat sırasında alraan
KDV'den oluştu. Geçen yılm iîk öç ayında 13 triiyon 780
sıilyar lira tuiannda KDV gdiri sağlanmışö.
Maliyede tasarruftedbirleri
G e l e c e k g e l m e d e n ,
siz Anadolu Hayat'a katılın!
Uzman Yardımcıları
Gençler, eğitiminizi tamamladınız ya da üniversite son sınıfta
okuyorsunuz. Geleceğinizi belirleyeceğiniz önemli günler... Sigorta
sektörünün dev kuruluşu Anadolu Hayat'ın şimdi size mükemmel
bir teklifi var: "Uzman Yardımcısı" olarak, kadromuza katılın!
Mesleki kariyerinize, sektörüne daima öncülük yapmış, çağdaş,
ciddi ve güvenli bir kurumda başlayın. Anadolu Hayat, sektörüne
olduğu gibi sizin de hayatınıza yeni bir yön verecektir.
Adaylarda Aranan Koşullar
• Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri, Mimarlık ve
Mühendislik Fakültelerinin Endüstri Mühendisliği ve İşletme
Fakültelerinin İşletme Mühendisliği Bölümü, Fen ve Edebiyat
Fakültelerinin İstatistik Şölümü, İletişim Bilimleri Fakültelerinin
Halkla ilişkiler Bölümü, İktisat, İşletme, Siyasal Bilgiler ve
Eğitim Fakülteleri ile bunların yetkili makamlarca onaylı
yabancı ülkelerdeki eşitlerinden birini bitirmiş ya da son sınıf
öğrencisi olmak.
• Herhangi bir daire ve kuruma karşı hizmet akdi veya
yükümlülüğü altında bulunmamak.
• Şınav tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak.
• İyi derecede İngilizce bilmek.
Sınavlar genel yetenek, İngilizce (baraj sınavıdır) ve kompozisyon
konularını içermektedir. Başarılı olanlar daha sonra mülakata
alınacaktır. Sınav 29 Mayıs 1994 tarihinde saat 9.30'da "İstanbul
Üniversitesi Fen Fakültesi Ön Lisans Binası-Vezneciler"
adresinde yapılacaktır.
Adayların 2 adet vesikalık fotoğrafları ve özgeçmişleriyle birlikte
İstanbul'da şahsen, İstanbul dışından ise mektupla, 26 Mayıs 1994
tarihine kadar Ankara Cad. No: 221 Sirkeci/İstanbul adresindeki
Genel Müdürlüğümüz'de Filiz Sefer'e başvurmaları gerekmektedir.
ANADOLU HAYAT
MAVAT B TÜfltKİTS İ* •HPMm«l ^ AMADOLU StOOfTTA »
Ankara(AA)-Maliye Bakanı
İsmet Attila, muhasebe ve mal
müdürlüklerince gerçekleştiri-
lebilecek saymanlık hizmetleri-
nin, saymanlıklarca yapı-
lmasının israfa yol açtığını be-
lirterek "Bu nedenle, 33 adet
saymanlık 30 Ha/iran 1994 tari-
hinden itibaren kapatılacak"
dedi.
Genel bütçeli dairelerde mu-
hasebe ya da mal müdürlükle-
rince yürütülebilecek hizmetle-
rin. askeri ve mülki kurum say-
manlıklannca gerçekleştiril-
diğini belirtti.
Attila, bu saymanhklann iş
yoğunluğu düşük, hizmetin çok
az olmasının; buralara müdür.
müdür yardımcısı. diğer perso-
nelin atanmasının. döşeme de-
mirbaş ve yer temininin israfa
yol açtığını anlattı.Saymanlık
sayısının fazlalığının. bilgisaya-
ra geçişi de güçleştirdiğini bildi-
ren Attila. şunlan söyledi:
"Bu durumun ortadan kaldı-
rılması için. 33 adet saymanlık
30 Haziran 1994 tarihinden iti-
baren kapatılacak. Bu sayman-
lıkların görevleri diğer sayman-
lık veya mal müdürlüklerince
vürütülecek. Gümrük sayman-
lıklarınca yürütülen tahsilat iş-
lemleri ile emanet niteliğindeki
ödemelerle ilgili sayman mute-
metüği bağlantıları Başbakanlık
Maliye Bakanı İsmet Attila
•
Asmet Atilla
muhasebe ve mali
müşavirliklerce
gerçekleştirilebilecek
saymanlık
hizmetlerinin
saymanlıklarca
yapılmasının israfa yol
açtığını belirtti.
Gümrük Müstaşarlığı'nın görü-
şü alınarak tespit edilecek."
Kapatılacak birimler
Buna göre Adana. Bursa.
Gaziantep, Hakkari. Kars.
Kayseri. Kırklareli Dereköy.
Malatya. Sinop, Tekirdağ. Van
ve Zonguldak gümrük sayman-
lıklan kapatılacak. Bunlar.
ödeme yönünden a\nı illerin
muhasebe müdürlüklerine bağ-
lanacak.Aynca. Ağn I. Meka-
nize Tugayı, Amasya 15. Piya-
de Tugayı. Balıkesir Edremit
19. Piyade. Denizli 11. Tugay.
Erzurum Aşkale 4. Zırhlı Tu-
gayı. Hatay Akdeniz Bölge ve
îskenderun Üs. İzmir Jandar-
ma, Manisa 1. Piyade Er Eği-
tim Tugayı. Niğde Bor Le-
vazım Ana Depo ve Tamir
Fabrikası, Tekirdağ Çerkezköy
3. Zırhlı Tugayı. Van Erciş 10.
Piyade Tugayı. Ankara TCK
Akköprü. Hatay TCK İkmal
Bakım Merkezi. Ankara Tanm
Reformu Ankara Bölge. Aksa-
ra\. Iğdır ve Şanlıurfa Tanm
Reformu Bölge, İçel ODTÜ
Erdemli. Kırklareli Vize41. Pi-
yade Tugayı, İzmir Bayındırlık
Bakanlığı Teşkilat Sorumlulu-
ğu ile Samsun Bayındırlık Say-
manlığı kapatılacak.
Sağa Bak, Hizaya GelHaftalık ekonomik yorumlar yapmayı amaçlayan bu köşede,
ekonomıyi etkileyen toplumsal ve siyasal gelişmelere, zorunlu
olarak yer verıliyor. Aslında siyasal ekonomi, bu birlikteliğin
çocuğudur. Bu nedenle de siyasal oluşumlara yer verilmesi
doğal karşılanmalıdır.
Ülkemizde siyasal yapının nasıl çürümekte olduğu, her gün
yeni bir örnekle kanıtlanıyor. Siyasal düzen bütünüyle işlemi-
yor. Bunun da ötesinde bu bozulmayı tersine çevirecek süreç-
ler ve açılımlar ortaya çıkamıyor.
Siyasal tıkanmanın çok sayıda somut örneğı vardır.
Son bir yıl içinde resmı elbıseli polisin, Sıvas'tan başlayarak
Ankara da memurların dövülmesine, İstanbul ve Ankarada 1
Mayıs toplantılarında yaşananlara ve istanbul'da otomobilini
yanlış yere park eden kışinın öldürülmesine uzanan uygulama-
ları bilınıyor.Faıli meçhul cinayetleri ışleyenler ise bulunmuyor
ya da bulunamıyor.
Kuşkusuz bunlar ve benzerleri, toplum için de güvenlik güç-
.leri için de çok olumsuz noktalardır. Bunların hiç olmaması ge-
rekirdi. Bundan sonra olmamalan için gerekli önlemlerin alı-
nması kesınlikle sağlanmalıdır, daha doğrusu sağlanmalıydı.
Olmuyor, yapılmıyor.
Asıl ürkütücü olan nedir biliyor musunuz?
İktidar partisi dahil, sağcı partilerin, DYP, ANAP ve RP'nin
kimi milietvekillerinin, polısı ya da güvenlik güçlerıni korumaya
kalkmalarıdır. Bu konuda araştırma ve soruşturma yapılması-
na karşı çıkmalarıdır.
Sokak ortasında ınsanlar dovüluyor, oldurulüyor ve bu konu-
da halkın temsilcılerı doğru dürüst bir soruşturma yapmadığı
gibi, tam tersine "koruyucu"davranabıliyor.
Dünyanın rıiçbir yerinde kendısine liberal ya da merkez sağ
denilen siyasal partiler bu tutumu ızleyemez. Suç ışleyeni ko-
ruyarak toplumsal düzen sağlanamaz.
Bunun adı sağ ıdeolojı olamaz olsa olsa ılkellik olur. Ve bu
ılkellık. akıl almaz kin yıllardır sürdürülüyor.
Böyle olunca da demokratik bir açılım sağlanamıyor,
hırsızlıklar önlenemiyor, sorunlara çözüm üretilemiyor. Bunun
sorumlusu güvenlik güçleri değildir; gerçek sorumlular, özgür-
lükçü görunüp 12 Eylül rejımınin yasalarına ve korumalarına
tüm güçleriyle sarılarak demokratik olmayan bir ortamda,
yıllardır devletin malvarlığını eşe-dosta yağmalatan sağcı ikti-
darlardır.
Bunların neden demokrasi ve açıklık istemedıklerı, her gün
bir yenisi açıklanan hırsızlık dosyalarıyla kanıtlanmıyor mu?
Bu durumda, bunlardan demokratıkleşme beklemek, "ökü-
zün altında buzağı aramak" bile sayılamaz, kavak ağacından
kuzu doğacağını beklemeye benzer.
•
Geçen haftaki yazım üzerıne THY ve KOİ (yeni adıyla özel-
leştırme) Başkanı aradı; Dünya Bankası'nın IFCsine THY'nin
yüzde 15'inın satış işlemınin gerçekleşmediğını, ancak "teklifin
yapıldığını", bunun kendılerınce "memnunlukiakarşılandığını"
açıkladı
Genel müdür-başkanın anlattıkları, bilinen bir fıkrayı anı-
msatıyor. Bin, eşinin kendısını aldattığından kuşku duyuyor-
muş. Bir dedektıf tutmuş. Bir hafta sonra dedektif, "Eşiniz sev-
gilisiyle bir odaya girdi, her ikisi de güle oynaya soyundular,
öpüşürken perdeyi çektiler, bundan ötesini görmedim " dlye ra-
por vermiş.
Son yasal duzenlemeferle, "öpülme" sürecı hızlandırıla-
caktır. Teletaş tan başlayan, Havaş'a, THY, Sümerbank, Petkim
ve Karabük'e uzanan bir yerlı üretim gücünü yabancılara sata-
rak yok etme dönemı yaşanıyor. Türkiye'nin üretim ve hizmet
birimler parsellenıp satılırken mühendislerı ve işçileri en üret-
ken çağlarında işsız bırakılıyor. gençlen iş bulamıyor.
Geçenlerde Avrupa da devlet desteği alan havayollarının lis-
tesı yayımlandı, Aır France, TAP (Portekiz), Olympic (Yunanis-
tan), Iberıa (ispanya) ve Sabena (Belçıka) havayolları toplam
8.2 milyar dolar düzeyinde sübvansiyon alıyorlar.
Avrupa Birliği üyelerınin, zarar etmekte olan ulusal havayol-
larını büyük devlet desteğiyle yaşatmak ıstemelerinin nedeni
nedır, biliyor musunuz? işsızlıği önlemenın yanında, yıne kendı
açıklamalarıyla "bayrağa bağlılık". Yanlış okumadınız, geçen
yüzyılda değıl, Avrupa Birliği gerçekleşirken. üye ülkeler gök-
lerdekı bayraklarmasahipçıkıyor, ulusal havayolları zarar edı-
yor diye satmıyor.
Bir nokta daha var. Çocuklarımız yıllardır ulusal para birimı-
mız TL yı tanımadan büyüyor. Sonra da ülke ekonomısıni kötü
yönetimlerı ve devleti yağmalayarak bu duruma getirenler "Dö-
vizideğıl TL'yiseçin, neolur "dıyebiliyorlar.
özetle, faıli meçhul cinayetleri yapanları yakalatama-
yacaksınız, suç ışleyen polislerı korumaya kalkacaksınız, ulu-
sal ya da kendı deyişınızle mıllı ne varsa yabancılara peşkeş
çekeceksiniz, en yakın çevrenızi en büyük hırsızlardolduracak
ve siz milliyetçi sayılacaksınız. 12 Eylül'e yapışacak ve liberal
olacaksınız.Öyle mı?
•
Cumhuriyet'in 70. yaşgünü kutlu olsun. Bu gazete, cumhuri-
yet rejiminin, Osmanh'dan Osmanlı ya geçişin bir ara rejimı
olamayacağının en büyük güvencelennden birıdir.
DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOGLU LONDRA
Dolar uçurumun kenanndan döndüolar, 4 mayıs çarşamba
M ~\ günü, bir uçurumun ke-
m m narından döndü. ABD Fe-
f y deral Reserve (FED) Baş-
kanı Bernstein aşırı düşük
bir dolar ıstemediğini, Bundesbank'ta
markın daha fazla güçlenmesinden
yana olmadığını açıkladı. 17 merkez
bankası, tarıhte eşı gorulmemış bir
kurtarma operasyonu ile 3 milyar dolar
satın aldı. Dolar bir çöküşten kurtuldu.
Perşembe ve cuma günlerınde de
kısmen toparlandı. Dolara ne oluyor?
Acaba Starlin krizine benzer bir durum
mu söz konusu? Pıyasalar dolara karşı
spekülasyona mı başladılar?
Döviz piyasaları ve dolar
Enflasyon son 30 yılın en düşük dü-
zeyinde. ABD ve İngıiterede bir ekono-
mik toparlanma yaşanıyor. Almanya-
da durgunluk bitti ve Japonya'da da bu
yıl bitmesi bekleniyor. Üstelık ekono-
mik büyüme dünyanın belli başlı eko-
nomilerinde enflasyonu arttıracak, ış-
sizliği azaltacak kadar da güçlü değıl.
Bir üretim açığı hala etkisini sürdürü-
yor (Financial Times 5 Mayıs). ABD'de,
faizler, temkinli bir şekilde artıyor. Al-
manya'da ise düşüyor. Bu koşullarda,
dünya döviz piyasalarında bir istikrar
olmalı, hisse senedi ve tahvıl piyasa-
ları da bu toparlanmayı olumlu bir şe-
kilde yansıtmalıydı.
Ancak gerçekte durum başka türlü.
Döviz piyasaları istikrarsız. Yıl başı-
ndan beri de tahvil ve hisse senedi pi-
yasaları, damla damla ama sürekli
kanıyor. Geçen pazartesı dolar hızla
düşmeye başladı ve merkez bankaları
operasyonundan önce de 1.635 marka
ve 101 yene düştü, 100 yen sınırından,
uçurumun kenarından döndü. "Sağdu-
yu" ile gerçek durum arasındaki bu
"uyuşmazhğın" uzun ve kısa dönemli
bir seri nedeni var.
Kısa dönemli spekülatif hareketler
açısından durum, şimdilikşöyle: Clin-
ton-Hosakawa görüşmesinden önce
piyasalar (özellikle heç edilmiş fonlar
-türev piyasaları-) ABD'nin Japonya-
dan taviz koparacağına ınanıyorlardı.
Bu yüzden de fonlar, yüksek öolar bek-
lentisiyle heç edildi. ABD faizlerinın
artma eğilimı de bu kanıyı güçlendiri-
yordu. Ancak, Clinton-Hosakavva gö-
rüşmesinden sonra havada koru-
macılık rüzgârları esmeye başladı (ko-
rumacılık beklentısının dolar üzerınde-
kı etkılennı 25 nısandakı yazımda
tartışmıştım). Sonra. Hosakavva istıfa
etti ve yerine çok daha zayıf, dolayısıy-
la dış ticaret fazlasını azaltma yolunda
adım atma olasılığı olmayan. Tsutoma
Hata Başbakan oldu. Fon yöneticılen,
spekülasyonun yönünü hızla değıştır-
meye. duşük dolar beklentisi ile dolar
satmaya başladılar. FED ve Bundes-
bank'ın açıklamaları. 17 bankanın kur-
tarma operasyonu, hafta sonunda bu
beklentileri yatıştırmış gözüküyordu.
lar-yen pıyasalarındaki gelişmelere,
'yen'in güçlenme hızına bağlı. Bu nok-
tada ise Japon ekonomisının yaşamak-
ta olduğu krizin sermaye hareketleri
üzerındekı etkılerı önem kazanıyor.
Japonya, 1985-1989 arasında, yılda
ortalama, 112 milyar dolar sermaye ıh-
raçederken. burakam 1993te51.7mil-
yara, bu yılın ilk ıkı ayında da toplam
3.2 milyara düşmüş. Japon yatırımcılar
1985ten beri yenin güçlenmesı sonu-
cunda 320 milyar dolar zarar etmışler.
1991 den beri de ülkelerıne gerı dönü-
yorlar. Bu sermaye hareketleri ise yen-
dolar pıyasasında. yene talebı arttıra-
rakdolar üzerinde basınç yaratıyor. Bu
eğılimi tespit eden Richard Werner'e
göre (*) FEDın yen alım satımı ve fa-
ızlerı yükseltmesı bu eğilimı tersineçe-
virmeye yetmez. Japon yatırımcıların
Şimdi. gözler Almanya ve ABD faizleri
üzerinde. Bunlar birbirlerine göre ters
yönde ilerlemeye devam etmeli. Eğer
Almanya'da ekonomik toparlanma
hızlanır ve Bundesbank artık faizleri
düşurmekten vazgeçerse, FED, doları
güçlendirerek tahvıl piyasalarını des-
teklemek hedefi ile doları zayıflatarak
Japonya pazarlarına girmeyi kolay-
laştırma hedefleri arasında bocalarsa
ya da piyasalar bu yönde bir sınyal
aldıklarını düşünürlerse, dolara karşı
spekülasyon tekrar başlayabilır.
Japon dış yatırımları artmalı...
Uzun dönemde doların kaderi, gün-
lük cirosu 150 milyar dolara ulaşan do-
tekrardışaaçılmayabaşlamalarıgere-
kiyor. ABD ve Avrupa'daki toparlanma
da buna uygun. Ancak Japonya'da
1991 deki borsa krizinden beri, bir de
gayrımenkul piyasaları krizi yaşanıyor.
Gayrımenkul fiyatlan göçtükleri düzey-
den hâlâ toparlanmış değıller. Bilindiği
gibi hisse senetleri, ama özellikle gay-
rımenkul. bankaların kredı verirken en
ıtıbar ettiklerı karşılıklar. Bu gün Ja-
ponya'da, karşılıkların değerı ve fiyat-
larma ilişkın beklentiler bankaların
kredı verme eğiliminı olumsuz etkili-
yor. VVerner'e göre Japon gayrimenkul
piyasasının içinde olduğu öurum Ja-
pon yatırımcıların dıs piyasalara açı-
Imasının onündekı en büyük engeli
oluşturuyor. Bu koşulların ise kısa dö-
nemde değişeceği yok.
Doların zayıflaması ABD'nin ithalatını
pahalılaştırıp, enflasyonu körüklediğı
ve bu da bir fasit daıre yaratarak, doları
tekrar düşmeye zorladığı ıçın berabe-
rinde yüksek faiz gereksinimini getiri-
yor. Bu ise hem tahvil ve hisse senedi
piyasaları hem de ekonomik toparlan-
ma ve işsızlik açısından ıstenen bir ge-
lişme değil. Diğer taraftan, mark ve ye-
nın güçlenmesı Alman ve Japon eko-
nomılerinin uluslararası rekabet gücü-
nü olumsuz etkileyerek ekonomik to-
parlanmayı yavaşlatıyor. Almanya'nın
rekabet gücü esas olarak Avrupa'da,
Japonyanınki de Güney Asya ülkeleri-
ne karşı gerilediği için ABD bundan ye-
terince faydalanamıyor. Ama özellikle,
Japon ekonomisınde toparlanma ge-
cıktikçe bundan zarar görüyor. Bu yüz-
den mark ve yenin güçlenmesi üç bü-
yükler açısından da istenen bir geliş-
me değil. Nihayet, doların hızlı gerile-
mesınden gelişmekte olan ülkeler de
zarar görüyor. Petrol, dolar olarak fi-
yatlandırıldığı için, petrol ıhracatçısı ül-
kelerin döviz gelirieri düşüyor ve mali
durumları zayıflıyor. Ihracatlarının
önemli bir kısmını ABD'ye yapan Latin
Amerika ülkeleri ve İngiltere'de de dış
ticaret açıkları artıyor.Bir dolar kirizi ile
karşı karşıya mıyız? Kısa dönemde bu,
yatırımcıların, özellikle de heç edilmiş
fonların, gelecek hafta sonunda açıkla-
nacak ABD ekonomik göstergelerini
-faizlerle de ilintili olarak- nasıl okuya-
caklarına bağlı. Orta ve uzun vadede
ise Swiss Bank Corporation'un Araştı-
rma Müdürü Jim O'Neil, ABD cari
açığına dikkati çekerek "Bir ülke, pa-
rası üzerinde olumsuz etkiler yaratma-
dan uzun süre bu tür bir açıkla yaşaya-
maz" diyor. İngıliz yatırım bankaları-
ndan, Warburg Securities analizcileri
ise "Doların uzun dönemde güçlene-
ceğine ilişkin konsensüsün yıkılmak-
ta" olduğuna inanıyorlar (FT: 7 Mayıs).
(*) Richard VVerner (1994) Japanese
Forcign Investment and Land Bubble.
Haziran'da Rewiev of International
Economic's yayımlanacak. Aktaran
The Economist, 7 Mayıs 1994.