Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29MAYIS1994PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Atatürkdevrimleri çağınınilkkuşaklan
Işıklar Askeri Lisesi'nin çatısı altında bizleri yetiştiren değerli
öğretmenlerimizin. yönetici sınıf subaylanmızın yüce anılannı
saygı iie anıyoruz.
SUPHİ KARAMAN Eski TabiiSenatör
H
er vıl olduğu gibı bu-
gündeBursa'dabiryıl-
dönümii kudanıvor:
Işıklar Askeri Li-
sesi'nin kuruluşunun
I49'uncu yıldönümii
için bir tören yapılıvor.
Değişık zamanlarda okulun çatısı
altında eğitim \e öğrenimden geçmış
olanlar bir arada olacaklar. Yaşlı
emekli askerler. halcn silahlı kuvvetle-
rin çeşitlı komuta kadcmclerinde gö-
rev yapan general ve subaylar \e he-
nüz öğrcnimlcnnı sürdüren öercnci-
ler...
Ulus ve devlet vaşamında kurum ve
kuruluşlann yıldönümü kutlamalan-
nın önemli \e anlamlı bir veri vardır.
Devlet, örgütlenmiş bağımsız toplum-
lann bugünden >anna uzantısıdır.
Ancak özgür \e bağımsız uluslann bu
gibi onurlu kutlama günleri ve bövje
kutlamalara hakları vardır.
Büyük Atatürk'ün liderliğinde.
1919-1922 vıllan arasında sürdürülen
Ulusal Kurtuluş Savaşımız toplumu-
muz için her türlü kutlamanın kayna-
ğını oluşturmuştur.
Işıklar Askeri Lisesi, bundan 149 yıl
önce. 15 Şubat 1845 tarihinde. şehir
içinde. bugünkii hükümet konağının
yakınında. kamulaştınlan bir kumaş
fabrikasında açıldı. O günlerde okul
binası geceleri mumla aydınlatılıyor.
dersler verde oturularak yapılıyordu.
Bugünkü verdeki eski binalardan ilk
yapılan "Â'* Bloku'nun inşaatı ise 29
Mavıs 1893 tarihinde tamamlanmışve
okul buraya taşınmıştır. Işıklar Askeri
Lisesi ile birlikte Edirne ve Manastır'-
da da aynı anda birer askeri lise açıl-
mıştı. Sevgili Atatürk"ümüz 1899 yı-
lında Manasîır Askeri Lisesi'nden me-
zun olmuştu.
Işıklar Askeri Lisesi, ordumuzun
subay ve komuta katlan için üstün ni-
telikli clemanlar vetiştiren ana kav-
naklardan biri olmuştur. Ordu kade-
melerinde. ülke yönetiminde. savaş-
larda yüksek görevler vapmış komu-
tanlardan bir kısmı Işıklar Askeri Li-
sesi sıralannda vetişmiştir. 1877-1878
Osmanlı-Rus Savuşfnın ünlü Doğu
Cephesi Başkomutanı Gazi Ahmet
Mubtar Paşa. Işıklar'dan v etişmiş bir
komutandı.
Törene katılan eski mezunlar. oku-
lun tarihsel binalannı gezerlerken bu
vuvada geçirdikleri günlerinı. öğret-
menlerini. sınıf subavlarını. derslikle-
rini anarak hevecan duvacaklardır.
Atatürk'ün büstüne çelenk koyarken
ve İstiklal Marşfnı söyJerkcn bazılan
ölümünden bir gün sonra. 11 Kasım
1938 günü, avnı verdeki gözvaşları
içinde bayrağı vanya indirme törenini
anımsayacak. veniden o acı gün için
duvgulanacaklardır.
Ben de Işıklar Askeri Lisesi'ni
1939"da bitırenlerdenim. Bu tarihten
on yıl önce ve on \ û sonra lise öğreni-
mini bitiren veşimdi hepsi emekli olan
bizler. cumhuriyet döneminin ve Ata-
türk devrimleri çağının ilk kuşaklart-
ndanız
. O zamanki. çoğu Balkan ve Birinci
Cihan savaşlarının. KurtuJuş Savaşf-
nın gazileri olan öğretmenlenmiz ve
vönetici sınıf subavlanmız çetin savaş
anılan ıle bızleri eğıtmişlerdı. Mustafa
Kemal Atatürk'ün. cumhuriyeıi genç-
liğe emanet ettiği yıllann heyecanı ve
gururu içinde vetiştik.
Tüm vaşantımızda Kurtuluş Sa-
vaşı'na vc Atatürk'elavık olabilmenin
azim ve istencini taşıdık. Atatürk'ün
ilkelerine ve devnmlerıne bağlı kala-
rak hiç şaşmadan onun volunda ve
onun izinden vürüdük
. Onun ilkelerinden asla ödün ver-
medik. Vatan ve ulus aşkını Onun
sevgisivle ve Ulusal Kurtuluş Savaşı"-
nın anılan ile bütünleştirerek eelıştir-
dik.
Bu anılardan ve bu sevgiden. ulus
olarak tam bağımsızlığın ve özgürlü-
ğün tadını doya dova aldık. Alnımız
hep açık. başımız hep dik kaldı.
Bu sa>ede. ilerlemiş vaşlanmıza
karşın. yüreklcrimız yine dinç. kafa-
lanmız yine genç. hep ayaktayız. Ata-
türk'ün volundan sapmalara karşı
asabivctimiz bundandır.
Ülke sorunlanna. vatanın bütünlü-
ğüne ve laik eumhuriyete karşı davra-
nışlara kızgınlığımız bundandır. As-
kerlik mesleğinin gereklenne daima
bağlı kalarak "Cumhuriyetin flkri hür,
vicdanı hür, irfanı hür" evlatlan olma-
va çalıştık.
Askerlik mesleğinin gereklerine sıkı
sıkıva bağlı kalmak. bu topraklar üze-
rinde hür ve bağımsız yaşavabilmenin
ön koşuludur. Askeri ruh, askeri disip-
lin ve askerliğin yaraıtığı erdem tipi.
Türk ulusu olarak toplumsal yaşantı-
mızın en önemli moral kavnağıdır. Bu
volda ve bu ortanıda insanlar, toplum
adına özveriii olacak biçimde vetişir-
ler.
Bu ocaklardan yetişenler. vaşam
koşullannın en olanaksızdurumlann-
da bile görevini ve durumun gerektir-
diği hizmeti daima en yüksek verimle
başarmışlardır.
Bu ocaklann ışığından yararlanan-
iar her zaman vc her verde güçlükleri
yenmesini bilmişlerdir. "Sonımluluk
du>gusu"nun ve "medeni cesaret"in.
vcrinde ve sırasında uygulanabilmesi-
nin bilincine de bu ocaklardan alınan
eğitim ve öğretimle vanlır.
Bu ocaklar. silahlı kuvvetlcrinçeşitli
hizmetlenndeçok önemli ven olan ar-
kadaşlık duvgulannın da geliştirildiği
ve pekiştirildıği yerlerdir. "MesJektaş-
lık vesilah arkadaşlığı bilinri". toplum-
sal dayanışmanın temelidir. Görevde
başannın ve savaşta utkunun birleşti-
rici ve itici gücüdür.
IşıkJar Askeri Lisesi'nin çatısı altın-
da bizleri yetiştiren değerli öğretmen-
lerimizin, vönetici sınıf subaylanmızın
yüce anılannj saygı ile anıyoruz. Bu-
günün genç liseli öğrencilerinede Işık-
lar Marşı'nın içli deyişleri doğrultu-
sunda ve taılı melodileri içinde yetişe-
rek ülkemize. ordumuza. demokratik
ve laik cumhurnetimize ve Atatürk'c
v araşır subaylar v e birev ler olmalannı
dilivoruz.
ARADA BİR
Av. EROL SOHTORIK
Kıbrıs Konusunda İhmaL.
İSKI skandalı, ekonomik çalkantılar. Bosna-Hersek ve
mahalli seçirnlerle uğraşırken Kıbns'ı unuttuk. Bu ihma-
lin bize pahalıya mal olacağını anımsamamız ulusal çı-
karımız açısından önemlidir.
Bundan yirmi yıl önce İstanbul inim inim inliyordu,
meydanlarda görülmemiş bir sevgi ve heyecan yumağı
oluşmuştu. Beyazıt ve Sultanahmet meydanları mahşe-
ri bir kalabalık. Türk bayrakları havada.. Kıbrıs için mi-
ting yapılıyordu. Haksız yere öldürülen Türk soydaşları-
rmz için meydanlardan dünyaya haykırılıyordu; "Kıbrıs
Türktür, Türk kalacaktır" deniliyordu. Biz burada bağır-
dıkça dünyanın şımarık çocuğu Rumlar, Kıbrıslı Türkleri
hunharca ö'ldürüyordu.
Osmanlılar. Kıbrıs adasını atınca oranın ahalisini bar-
bar Avrupalılar gibi kılıçtan geçirmemiştir Osmanlı. bir
kısım asker ve ailelerini adaya yerleştirmiş ve idaresini
de onlara teslim etmiştir. Kıbrıs adasında bıraktığımız
bu insanları sonra unutmuşuz, Rumlar ise adaya doluş-
muş. ingilizler adadan gidince de Rumlar Türkleri öldür-
meye ve katliamlara başlamışlardır. Kıbrıs'ta kadınlara
tecavüz edilmiş, bütün köylüler meydanlarda toplanıp
yakılmış, çocuklaracımasızcaöldürülmüştür. Bosna'da
yaşananların aynısı Kıbrıs'ta misliyle yaşanmtş, ama
biz bunu dünya ülkelerine anlatamamışız.
Aslında Kıbrıs harekâtı geç kalmış bir müdahaleydi. Bu
çıkarma her iki halka da özgürlük getirmiştir. (Ne var ki
bu harekât yüzlerce Anadolu çocuğunun ve mücahidin
canına mal olmuştur.)
Rum halkı Türklere düşmanlıktan başka bir şey dü-
şünmemiş ve kendilerine bunu gaye edinmişlerdir. Biz-
ler onlara el uzattıkça onlar kolumuzu kesmeye çalış-
mışlardır.
• Türkiye. Atatürk'ten sonra evrensel politikalar peşin-
de koşamamış, üretken olamamış ve korkak, çekingen
bir yol izlemiştir. Ne yazık ki uluslararası alanda sesi
duyulan politikacılar da yetiştirememışiz. Devlet memu-
riyeti zihniyeti ile dış politikayı yürütebileceğimizi san-
mışız.
Bunun uzantısı olarak da Kıbrıs politikasında hatalar
yapmışız. Kıbrıs politikasındaki en büyük yanlışlık, fede-
rasyondur. Burada iki toplum. iki devlet oluşmuştur.
Âdetleri, dini, ülküsü, diü ayrı iki topluluğu bir arada tut-
mak. beraber yaşamaya mahkûm etmek insan taoiatına,
tarihe aykırıdır. Hiçbir gerçeğe uymayan bu görüşten
ayrılmalıyız. Bunu önce kendimize ve sonra dünyaya
anlatabilmeliyiz.
Başından beri yapılan ikinci büyük yanlışlık ise Ma-
raş'tır. Buranınnedenboşbırakıldığını anlamakçokzor-
dur. Yirmi yılda bu konuda bir karara ulaşılamaması
acıdır ve bir eksikliktir. Rum tarafının elinde kalan bölge-
lerdeki camilerimiz yıkılıp yerlerine bina yapılmıştır.
Oysa Türk bölgelerindeki kiliseler olduğu gibi durmak-
tadır. Osmanlı leventleri bu adaya geldiğinde büyük kili-
selere birer minare dikerek oraları Müslüman Kıbrıs
halkına ibadete açmışlardır.
Kiliseleri aynen duran. Maraş'ı boş gören Rumların
buraların kendilerine verileceğini ümit etmesi doğaldır.
Maraş'ı koz olarak kullanmamızın mantığı yoktur. Bu
blöfleri kimse yutmaz. Biz kendimizi siyaset mi yapıyor
sanmaktayız?
Yirmi yılda o kadar çok yanlış yapmışız ki şimdi hâlâ
"Kıbrıs ne olacak "sorusunusorabilmekteyız. Ben ümit-
siz değilim; yeter ki kararlı ve ciddi olalım. Beklenen
gerçekleşecekse eğer. çekilen acılara değer. Yoksa so-
nu hüsranla biter.
OrmanlanmızKurtanlabilir mi?
Türkiye ormanlan kurtanlabilir, ama "nasıl" sorusuna gerçekçi >anıtlar
verilebilmesi için öncelikleormanlanmızın "kimlerden kurtarılması"
gerektiğinin ortaya konulması gerekiyor.
Doç. Dr. YÜCEL ÇAĞLAR (H. V. Velidedeoğlu nu
saygıykı anarak)
T
ürkiye örneği bir ülkede bu
somnun >anıtlanması o denlı
kolay değil. Çok bovutlu çö-
zümfemeleri gerektirivor.
Çoğunlukla bövlesi çözümle-
melere girilmivor. ya "Hayır.
kurtarıJamaz.'"va da "Kurtarılacak birvanı
yok ki her şe> \olunda. ormanlarınıız artı-
yor bile..." türünden yanıtlarla deviş \enn-
devse işin kolavına kaçılıvor. Ovsa bu iki
yanıt da gerçekçi değil: Bir kez. ormanlan-
mızın azalma süreci henüz durdurulama-
mıştır. Yangınlann; tarla açma. verleşme.
yasa ve teknik dışı ağaç kesme ile havvan
otlatmalannın: onnan vağmasına olanak
veren anayasal ve vasal düzenlcmeler >a-
pılmasının v b. tutum ve dav ranışlann önü-
ne geçüememıştir çünkü. Yainızca 1950-
1993 döneminde yaklaşık 29 milvon dö-
nüm alanın ormansızlaştınlmış olması bu
gerçeği açıklıkla ortava kojmaktadır. Söz-
gelimi geçen yıl ne kadar onnafı vandı bıli-
>or musunuz? Tam 140 bın dönüm. Ayn-
ca. 1986 ve 1987 vılında yapılan vasal
düzenlemeler aracılığıvla valnızca 1*987-
1992 döneminde tam 2.1 milvon dönüm
onnan alanı. "orman olarak muhafazasın-
da yarar \oktur" gerekçesivle ormancılık
düzenı dışına çıkanlmış vc buralan orman-
sızlaştıranlara "arazi tahsis belgeleriyle"
satılacak duruma getirilmiştır. Bu nedenle
ormanlann kurtarılması sorunu Türki>e'-
nin de gündemındedir. Ancak. Türkive
ormanlan kurtanlabilir. ama "nasıl" soru-
suna gerçekçi yanıtlar venlebılmesı için
öncelikle ormanlanmızın "kimlerden kur-
tarılması" gerektiğinin ortaya konulması
gerekivor.
Ormaniarımız kimlerden kurtarılmalı?
Herkesten. her oluşumdan. Gerçekten de
doğrudan ve dolavlı olarak ormanlanmıza
herhangi bir biçimde zarar verebilenler öy-
lesineçok kidevişyerindeysesaymakla bit-
mez. İşte size birkaç örnek:
• Aymaz politikacılar: Üç-beş oy kazan-
mak için ormanlarla ilgili yasal düzenleme-
ieri her fırsatta yaz-boz tahtasına dönüştü-
rerek. anavasayı bile orman vağmasına
destek olacak v aptınmlarla donatarak. na-
musluteknokratvebürokratlan birpartıli-
sinin isteğiyle bulunduğu ver vc görevden
uzaklaştınp süründürerek. ormancılık ör-
gütünün her türlü olanaklanndan sınırsız-
ca yararlanmasına karşın zorunlu çalışma-
lann gerektirdiği kavnağın aktanlması için
hiçbir çaba göstermcverek ormancılık dü-
zeninevedola>ısıvla ormanlanmıza cn çok
zarar verenlerin başında gelivorlar.
• Aymaz bürokratlar/teknokratlar: Ola-
naklarının. koşullannın kesinfıkle gerekli
nitelik ve nicelikte olmadığını bilmelerine
karşın ormanlan "işletmeyi" sürdürerek.
yaptıklan çaiışmalann ormancılık bilimi-
nin gereklen doğrultusunda olmadığını an-
lamamakta direnerek ve bu türden çaiış-
malann nasıl ve ne denli ormansızlaşmaya
yol açtığını göremeverek va da görmezlik-
ten gclerek ve daha da kötüsü. bu durunıu
gözlerden kaçırmava çalışarak daha iyi bir
yöreve va da göreve atanmak >a da bulun-
duğu ver vcgörevde kalabilmek için Meclis
koridorlannda "dayı" arayarak, "her şe>i
ben bilirim" mantığıvla astlannın varatıcı-
lıklarını öldürerek. mesleksel yenilikleri ız-
lemeyerek dolayısıyla da sorunlann gide-
rek çözümlenemcvecek boyutlar kazan-
masını izlemekle yetinerek. dolavlı da olsa
en az a>maz politikacılar denli orman vı-
kımlanna neden oluyorlar.
• Kolaj cı/vTirguncu/"işbitirici" \ atırım-
edar: Bir tek ağaç bile vetıştırmemişken tu-
ristik tesis. vazlık konuî. va>la evi vatı-
nmlannı doğal ormanlann içinde ve bitişi-
ğinde yapanlar.
• V'oksul/bilİDçsiz köylüler: Sürdürdük-
leri tanm ve hayvancılık uğraşılannın. ısın-
ma ve pişirme alışkanlıklannın varoluş da-
vanaklannın başında gelen bitki örtüsüne.
ormanlara ve toprağa nasıl zarar verdiğini
görmemekte. neredevse direnerek valın;
ama en az zararlı toprak işleme. hay-
vancılık, ısınma teknik ve teknolojilerini
üretmeyerek üretilmiş olanlanndan yarar-
lanmayanlar.
• Kolavcı kamu kurum >e kumluşları:
Akarsular ü/erinde barajlar kurarak sula-
ma suyu ve elektrik üretip satmalanna:
elcktnk vc maden direği. hammadde odun
gereksinmelerinı piyasa fivatlarının çok al-
tında bcdellerödeverek düzenli olarak kar-
şılavabilmelerine karşın ormanlann ko-
runmasına ve genişletilmesine herhangi bir
katkıda bulunmavanlar.
0 Bilgisiz \e ilgisû aydınlar/çevreciler
Avdınlıklar içinde vatsın H.V.Velidede-
oğlu'nun sözleriv le: " *orman" deyince oku-
majarak". Türkive yüzevinin dörtte birini
oluşturan vc içinde ve bitişiğinde vurttaşla-
nmızın en voksul kesimini oluşturan on
milyonu aşkın köv lümüzün bulunduğu. çı-
karcı politikacılar ile her türlü vurguncu-
nun "cirit attığı". çağdışı ilişkilenn sürgıt
üretildıği bir yaşama alanında olup biten-
lerle hemen hemen hiç ilgılenmevenler.
# Nasıl kurtanlabilir? Öncelikle orman-
lann algılanma biçiminin değiştirilmesi ge-
rekivor: Ormanlar. ağaç ve ağaççıklann
rastgele bir arada bulunduklan bir varlık:
hele hele bir kavnak değildir. son derece
karmaşık canlı bir sıstemdır. Avnca. >ine
bilınmelidir ki ormanlar: hem her türlü dış-
sal oluşumdan ctkilenebılen bir nesne hem
de kendilerı dışındaki tüm ekosıstemleri
doğrudan va da dolavlı olarak etkileyebi-
lcn bir özncdir. Ek olarak ormanlar, var-
lıklan veyokluklan tüm canlılarj hiçbir bi-
çimde a\nm vapmaksızın etkılcvebilen
varlıklardır. Bu nedenle tüm öğelerivle
doğrudan ve dolavlı olarak elkilediği veet-
kilendıği her türlü birey ve sistemle süreçle
birlikte bir bütün olarak ele ahnmalıdır.
Doğaldır ki ormanlann canlı. karmaşık
bir sıstem olarak algılanma biçiminin top-
lumun tüm kesımlenne eksiksiz olarak be-
nimsetilmcsi de gerekecektır: N'arlıklarını
bugünlere değin sürdürebilmiş ormanlann
kurtanlması \e venilerinin vetiştirilmesi.
valnızca birkaç bin ormancı çalışanın ve
çok daha az savıdaki duyarlı avdının özve-
riii çabalanna bırakılmamalıdır.
Ancak bu gerekler verine getinldikten
sonra anayasal ve vasal düzenlemelerdeki
orman vıkımlanna vağmasına vol açan
vaptınmlar yürürlüktcn kaldınİabiiecek:
1930'lu yıllardan kalma. son derece verim-
siz. hantal ormancılık örgütlenmesi özerk,
etken ve verimlı bir yapıya döniiştürülebi-
lecektir.
Yok edilmesine ağıtlar düzmekle vetin-
mek. gerçekleri gizlemek ne yazık ki or-
manlann kurtanlmasına vctmıvor.
Kültür
ve
sanat
yılhgı
1993
<axrz M ^ i
T^tf^t. wffnwr TffnıtTi
ÇIKTI
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ
VE TÜM KİTAPÇILARDA
Toplu istekler için
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat V akfı'na
başvurunu/.
Tel.:2526314-15
Cumhuriyet Kitap Kulübü'nden
_J_Jıh
HEGEL DOGRULGNDI
BirAy Boyunca
İNDİRİM
25Mayıs-25Hazj"ran
Sergı salonlarımıza geJinf
Kampanya Standlanm/zdan
kitaplarınızıseçin.
Posta siparişlerinde. göndenm ücretının Kulübümüze aıt olması
nedenıyle %35 ındırım uygulanır.
Türkocağı Cad. 39/41 CAĞALOĞLU Tel: 512 05 05
İstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 BEYOĞLU Tel: 252 38 81
MARXYANILDIMI?
PEYGAM8ER VE EVllYA CÖRÜŞLERININ TEMEL ILKELERİ VE DİYALEKTİK ANLAMI
Mefımet GÜAJER
Akıl dışı şeylerle avunmayan gerçegı arayış ıçındekı her kışı, bu kıtapta açıklanan
konuları lam olarak oKuyup kavradığı ölçüde "Allah" ya da "Hak" adı aftında
kastedılen gerçeğ' ruh ıie maddenın Konumunu dünya ıle ahtret yaşamının ne
demek oiduğunu, Peygamber ve evUyalann taşıtMenrv ve bun/ann gerçekfdığtnı
perdeleyen görüşienn durumunu yaşamın kendısrne ve aWa en uygun h»r bıçtmde,
ana hatlarfyla anlamış ve lanımış oiur
SAY, ARKADAŞ, PAPİRÜS OAĞITIM ve TÜM KİTAPÇILARDA!
SL SONDAJIV APTIRILACAKTIR
Silivri. Semizkumlar'da bulıınan Basınkent 4 Sitesi
dahilinde. sitenin su ihtiyacını karşılamak amacı ilesu
sondajıvaptırılacaktır. İlgilenen firmaların4.6.1994
tarihinekadar0-2l2-53004 78-7l l 66 77nolutelefonlara
veva Site Vlüdürliiğü'ne miiracaatlan rica olunur.
BASINKENT 4 SİTESİ YÖNETİM KLRLLU
TOKTAMIŞ ATEŞ'IN
YENİ KİTAPLAR1
KAVRAM^TARİHİ SÜREÇ*İLKELER
0 0
ffîf* f'"\ ' ' "'"* '/'/'ğp'\ f<
D Ü N Y A D A v e T Ü R K İ Y E ' D E
Ümit Yayıncılık
PENCERE
GazOdasıBu yıl yine yüzlerce hacı adayı, kutsal topraklarda ca-
nını yitirdi..
Hepböyleoluyor..
Niçin?..
Mekke'den dönen ilk kafile uçaktan inerken, gazeteci-
ler gelenlere sordular:
-Facia nasıl oldu?..
Bir hacı yanıtladı:
- Şeytan taşlamaya gidiyorduk, çok kalabalıktı, bir gü-
rültü duyuldu, o telaşla panik başladı, herkes birbirini
çiğniyordu. ben birkaç kafaya, enseye, omuza, bacağa
basarak canımı zor kurtardım...
Hacı çok rahat, televizyon ekranında konuşuyor, Al-
lah'a şükür sağ salim evine dönmenin mutluluğu için-
de...
*
PeterWeissoyunyazan. "Soruşturma "adlıbelgeseli
çok ünlü. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Nazilerin yar-
gılanmaları b'ınlerce sayfalık tutanaklar oluşturdu. We-
iss bunları incelemiş, bir seçme yapmış, bir oyun yaz-
mış. Başyazarımız Nadir Nadi de bu oyuna dayanarak,
1972'de. unutulmaz bir yazı yazdı:
"GazOdası"!..
Nazilerin soykınmı gerçekleştirdikleri yer 'gazodası'.
Kurbanlar bu odaya sokuluyor. "Gaz yukardan, tavan-
daki deliklerden verildiği için ilkin alta yayılıyor, sonra
derece derece tavana kadaryükselerek tüm odayı kaplı-
yor, bir santimetreküp oksijen bırakmayarak her canlıyı
boğuyor. İşte o birkaç dakikalık ölüm-kalım savaşı bo-
yunca insanlar insanlıktan kopuyor; ırk, inanç, düşünce
yakınlığına boş vererek, bilinçsiz, hayvansal bir çabay-
la, sırf bir dakikacık nefes alabilme, bir dakikacık daha
hayatta kalabilme içgüdüsünun baskısı altında bebek,
çocuk, hasta. yaşlı, aklına getirmeksizin ezebildiğini ez-
mekten kendini alamıyor..."
VVeiss'ın belgesel oyununda. bir tanık, olayı yargıca
şöyle anlatıyor:
"- Kapılar açıldıktan sonra odayı gordum. Gövdeler
kapınm ve süiunların yanında birbirine kenetlenmişti.
En altta bebekler, çocuklar ve hastalar vardı. Onların
üstünde kadınlar, en üstte de en güçlü erkekler..."
•
Nadir Nadi yazıyor:
"Hayal gücümüzü biraz zorlayarak bugünkü dünya-
mızı kocaman bir gaz odasına benzetemez miyiz? Öyle
bir gaz odası ki, oraya başkalarının suçu yüzünden de-
ğil, çağımızın gerçeklerini kavrayamadığımız için kendi
anlayışsızlığımızın kurbanı olarak kendimiz dalmışızdır.
Daha açık bir deyişle güzelim dünyayı bir gaz odasına
çevirenler, dünya öüzeni'ni kurmak ve korumakla yü-
kümlü tüm uluslar ve onların sorumlu yöneticileridir."
12 Mart ara rejim'inde, gençler sürek avındaki hay-
vanlar gibi avlanırlarken, Nadir Nadi o eşsiz insanlık
sezgisine dayanarak yazısını şu soruyla bitiriyor:
"Ben Auschwitz'teki gaz odasında gördükleriniyargı-
ca anlatan tanığın bir noktada yanılmış olabileceğini
düşünmekten kendimi alamıyorurh. Birbirine kenetlen-
miş cesetler arasında altta kalanların hepsi bebek, ço-
cuk, hasta ve kadınlardan mı ibaretti? içlerinde bir tane
olsun, onları ezmeyi gereksiz bulan bir güçlü erkek yok
muydu ve tanık görmemiş olamaz mıydı?
Neden olmasın?"
•
Bir Yahudi dostum demişti ki:
"- Mahkemede ifade veren o tanık, Yahudi düşmanı-
dır, Musevileriküçültmek istemiştir..."
Peter Weissın da Yahudi olduğunu, dostum, sanırım
bilmiyordu. Hem bu sorun ırk yaklaşımıyla bir sonuca
bağlanamaz; Arafat'ta şeytanı taşlamaya giderken bir-
birini çiğneyip öldüren hacı adaylarının içinde her ırktan
insan vardı...
Üstelik, islam inancına göre hac yolunda ölen kişi şe-
hit sayılıp cennete gider. bu durumda Müslüman canını
kurtarmak için bir başka Müslüman'ı neden çiğnesin?..
İnsan her yerde insandır.
ATİLLACOŞKUN
UĞURMUMCU
CÎIVAYETT
Uğur Mumcu'yu kim ya da kimler öldürdü?
Amaçlanneydi?..
Cinayetin soruşturması ne ölçüde ciddi yürütülüyor?
Mumcu cinayetinin üzerindeki esrar perdesi
kaldınİabiiecek vekatilleryakalanabilecek mi?.. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ve ilgili kuruluşlan, bu cinayeti
aydmlatmaya gerçekten kararlı mı?
Atilla Coşkun'un titiz bir araştırma ve inceleme sonucunda
hazırladığj bu yapıtı. Uğur Mumcu cinayetini çeşitli
boyutlanyla kamuoyunun gündeminegetiriyor. oynanan
oyunlara dikkat çekiyor.
60.000 TL
\ 2-i3 C; 50 - 2-3 20 23 • hk 2ü 5 33
ödemeK gönderanivonız. Lütfen ederi kadar posu puiu gdoderiniz.
ÇAĞDAŞYAYNLAAI
İLHAN SELÇUK
DUVARIN
ÜSTÜNDEKİ
TİLKİ
2. Bası Yakında Çıkıyor
Çağ Pazarlam A Ş Türkocağı Cad. 33/41 Cağaloğlu-lstanbul