Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS1994 CUMARTESİ
12 KULTUR
'Modernliğin Eleştirisi' kitabının Türkiye'deki tanıtımı için İstanbul'a gelen ünlü toplumbilimci Alain Touraine:
Yenibirdemokrasikültürüzorunlu
AZMİ KARAVELİ
Günümüzün önde gelen toplum-
bilimcilerindenAlainTouraine, "Mo-
dernliğjn Ekştirisi"1
kitabının Türk-
çede yayımlanması üzerine Yapı
Kredi Yayınlan ve İstanbul Fransız
Kültiir Merkezi'nin davetlisi olarak
geçen günlerde Türkiye'ye geldi.
İstanbul ve Ankara'da bir dizi
konferansa katılan Touraine, dün-
yanın küreselleşme (globalisation)
ve tikellik (partiularisme) arasında
parçalanmış olduğuna değinerek bu
durumun insanlan gün geçtikçe şi-
zofren hale getirdiğini. böylesi bir
parçalanmarun dünyanın sonunu
hazırlayacağını iddia ediyor. Mo-
dernitenin bugün bir kriz içinde ol-
duğunu belirten Touraine, yeni bir
"demokrasi kültürü" oluşturul-
masının zorunluluğuna inanıyor.
Post-modernizm kavramını kulîan-
maktan kaçınan Touraine "sınıf"
yerine "özne"lern oluşturduğu bir
toplumsal hareket projesini savunu-
yor.
Milliyetçilik yükselişe geçti
- Dünyanın ikiye bölünmesi nede-
ni> le bir kriz içinde bulunduğunu söy-
lüyorsunuz. Bu bölünmenin tarihsel
nedenleri nelerdir?
Batı'nın tarihsel gelişimi öncelikle
kopuş yöntemi üzerine kurulmuş-
tur. Modernite adına eski toplum
yapılan yok ediliyor. Bu Meksika.
Fransa ya da komünist ülkeler ıçin
de geçerli. Endüstri ve tüketim top-
lumu oluşturulmak adına moderni-
tenin başlarda voketmeye çalıştığı
toplumsal oluşumlar daha sonraki
aşamalarda tekrardan yükselişe geç-
tiler. Öncelikle bireysel boyut olarak
tüketim, hayal güeü, cinsellik... En
önemlisi de milliyetçilik kavramının
dönüşmesi ve yeniden yükselişe geç-
mesi. Bu milliyetçilik dini bir nitelik
de kazanmaya başladı. Bugün geli-
nen aşamada rasyonel toplum yapısı
her açıdan çaılama gösteriyor. Bir
tarafıa kendisi için işleyen yeni dün-
ya piyasası. serbest dolaşım. kımse
tarafından yönetilmeycn teknik an-
lamda rasyonel bir ekonomi. Diğer
yanda ise dışlandıklan için bu dünya
ekonomisinde yer bulamayan ve
kendi içlerine kapanan kimlikler bu-
lunuyor: Yalnız kadınlarla konuşan
kadınlar, Bosna'da olduğu gibi ken-
di homojenliklerinden başka ya-
pılan kabul etmeyen milletler vedini
kimliklerini ön plana çıkartan top-
luluklar.
Değişen demokrasi kavramı
- Dünyanın yeniden oiuştunılması
gerektiğini savunuyorsunuz. Önerdi-
ğiniz "Yeni bir demokrasi kültürü"-
nde tikellik ile küreselleşme nasıl bağ-
daşacak?
Her şeyden önce demokrasinin
neyi çözmesi gerektiğini ortaya koy-
mam'z gerekiyor. İki yüzyıl önce in-
sanlara yurttaşlık haİdannı vermek
demokrasi anlamına geliyordu.
Sonraki yıllarda ise işçi işveren ilişki-
leri açısından adalet, garanti gibi
kavramlarla önem kazandı demok-
rasi. Bugün demokrasinin temel so-
runu hepimizin her gün konuştuğu
konulann uzlaşarak nasıl çözümle-
nebileceğinde düğümleniyor. Ceza-
yir örneğini ele alalım. Cezayir halkı
bugün asken \e dini olmak üzere iki
ÜlküAyvaz'ın
oyunu Makedonya
Üsküp Halklar
Tiyatrosu'nda
Kültür Servisi - Ülkü Ay\az'ın
'Vali-i Vilayet/Hademe-i Devlet'
adlı oyunu Makedonya Üsküp
Halklar Tiyatrosu'nda 30 mayıs
günü dünya prömiyeri yapacak.
Oyunu, rejisörlükte 30. yılını kut-
layan Kemal Lila tarafından sah-
neye kondu. 'Vali-i Vilayet/Hade-
me-i Devlet', Osmanh merkezi
otoritesinden ayn hareket ederek
palazlanan yerel yöneticüere baş
kaldıran bir yoksul köylünün,
karşı olduğu güçlerle aynı araçlan
kullanması, eyleminde alternatif
bir sonuca ulaşmaması dolayısıyla
içine düştüğü trajik durum sergile-
niyor.
'Vali-i Vilayet/Hademe-i Dev-
let', 1987 yılında kitap olarak Cem
Yayınevi tarafından yayımlanmış,
ancak Türkiye'de hiçbir tiyatroda
oynanmamıştı. Ülkü Ayvaz'ın 8
oyunu. 3 öykü. bir de inceleme ki-
tabı bulunuyor. Son olarak ya-
zann 'Nihavent Longa' adlı oyunu
1993 Kültür Bakanlığı Ödülü'nü
kazanmıştı. Cem Yayınevi. Ay-
vaz'ın 6 kitabının yeni baskılannı
hazırhyor. Yazann oyunlan ise
Boyut Yayırilan tarafından toplu
olarak yayımlanacak.'
PORTRE ALAİNTOURAİNE
1925 yılında doğan Touraine 1950-58 yıliarı arasında L'lusal
Bilimsel Arastınnalar Merkezinde (CSRSl araştırma gö-
revlisi olarak çalıştt. 1968-69 yıliarı arasında Paris-Nunterre
L'niversiıesi Edebivat Fakültesi'nde prajesörlük yaptı. Eylem
toplumbiliminin öncülüğünü yapan Alain Touraine, loplumsal
hareketler-toplumsa! edimciler üzerine getirdiği yaklaşımlar ile
dikkai çekti. Touraine, 1960 yılında göreve basladığı Sosyal
Arastırmalar Merkezinde bugün müdür olarak gö'revyapıyor.
Fraıısa'da geçtiğimiz yılyayımlanan ve olağanüstü bir ilgiyle
karşılanan "ModernMğin Eleştirisi" yazann dilıtnize çevrllen
ilk kitabı. Yapı Kredı Yayınlan 'ndan çıkan kitabı Hülya Tııfan
çevirdi. "Aioderntiğin Eleştirisi"nın bir ıızantısınlan "Demokra-
si NetSr?" geçen günlerde Fransa 'da yayunlandı ve '95 vılında
yine aynı yayınevi tarafından Türkçeye çevrilmesi planlaımor.
B<osna'da yaşananlar
milletlerarası bir savaş,
etnik grup çatışması, bir
din savaşı ya da Sırplarla
Boşnaklar arasında bir
savaş değildir.
Bosna'da yaşananlar,
Miloseviç'in işgalci,
otoriter ve diktatörlük
özlemlerine yönelik
politikalandır.1
diktatörlük arasında seçim yapmak
zorunda. Böyle olunca da ekonomi-
de ve sosyal alanda büyük birçöküş
yaşanıyor. Toplumsal düzen kont-
rol edilemedikçe şiddet olaylan da
artıyor. Sorun, böyle bir çöküşle
karşılaşmak istiyor muyuz? Bu nok-
tada en azından yaşadığımız birkaç
olumlu olayı değerlendirmemiz ge-
rekiyor. Güney Afrika'da apartheid
politikasının sona ermesi bunlardan
biri. Özgürlük savaşını kazanmak-
tan sonra şimdi sırada modemleşme
var. Benim dileğim tüm dünyanın
Güney Afrika gibi olması. Bir taraf-
ta Filistin ve Güney Afrika"da yaşa-
nan iyi çözümler. bir tarafta Ccza-
yir'de yaşanan açmaz. Bugün dün-
yanın ikiye aynldığını söylüyor ve
bu durumu çözmemiz gereİctiğine
inanıyorum.
Her şeyin başı kavga etmeden
karşıdakinin varlığını kabul etmck-
ten geçiyor. Bir ülkede demokrasi-
nin sınırlan içinde her an siyasetin
özgürce tartışılabilmesi gerekir. Te-
mel düşünce. ırisanlann farklı dü-
şünce ve inançlanna saygı gösterme-
sı olmalıdır. Bırakın birey uzlaşsın.
bırakm birey bir kanşım bulsun.
Demokrasiye ihtiyacımız var
Neden bu ımkansız değil? Basit
bir yanıtı var. Kültür ortamı ile sos-
yal olanın (teknik ya da pazar) bir
araya getirilmesi söz konusu. Bu da
büyük birçelişki değil. Nobel ödülü
almış büyük fızikçiler aynı zamanda
Kaıolik ya da Müslüman olabiyor-
Iar. Bunun ömekleri var.
İnsanlar ikiye aynlmak ıstiyorlar
mı? Fınans çevreleriyle yükselen
milhyetçi şiddet hareketlen arasında
bir savaş yaşanacak mı? Bu mu iste-
niyor? Hayır. O zaman demokrasiye
ihtiyacımız var. Konuşalım, tartı-
şalım. anlaşmalar arayalım.
- Kapitalizm sömürüsünün yeni dö-
nüşümlere uğradığına inanıyor nıusu-
nuz?
Yüzyıl boyunca dünyanın. ışve-
rcn ve işçi sınıflan arasında bir bö-
lünme yaşadığı söylendı. Benim de
tüm hayatım bunlan araştırmak \e
yazmakla geçti. Sanayileşme içinde
bugün birka\gayaşanmıyor. Temel
sorun. küreselleşmeye katılan insan-
lar ile katılmavanlar arasında ya-
şanıyor. Diğer bir deyişle sömürü
olayı bugün dışlanma sorunundan
daha az önemli bir noktaya geldi.
- Tek rip bir Avrtıpa kimliğinin
oluşhırulmasını amaçlayan Atnıpa
Birliği'ni nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sizin de çok yakından ilgilendiği-
niz Avrupa Birliği'nin önünde"çok
ciddi sorunlar var. Siyası, kültürel ve
sosyal kimliklerin, ekonomik açılım
içersinde korunmasını sağlayacak
yeni oluşumlar yaratılması gereki-
>or. Ben. bugün bir Avrupa kültü-
rünün varlığına ya da Avrupa sa-
natına inanmıyorum. Küllürler ya-
şamalıdır. Ben Türklerle aynı or-
lamda, aynı dünyada yaşanm, ama
Türklerin kendi İcültürlerini bırakıp
Fransızlar gibi yaşamalannı is-
temem.
- Demokrasinin bugün için Milose-
viç ile mücadele etmek anlamına gel-
diğini söy lüyorsunuz.
Bosna'da yaşananlar milletlera-
rası bir sa\aş, etnik grup çatışması.
bir dın savaşı ya da Sırplarla Boş-
naklar arasında bir savaş değildir.
Bosna'da yaşananlar Miloseviç'in
işgalci, otoriter ve diktatörlük öz-
' Aydınlann bir bölümü toplumdan kcpuk biçimde yaşıyorlar. Bir bölümü ise tam tersi bir
biçimde, ister devrimci olsun, dini olsun organik aydınlar diyebileceğimiz şekilde yaşıyorlar.
Böyle olunca da dünya bölünüyor ve düşünsel yaşam yok oluyor. Bu yüzden aydınlann
demokrasinin birinci elemanlan olmalan gerekir. Aydınlar bugün kimliklerin korunması ve
modernitenin korunması arasında diyalog ortamının yaratılması yönünde çalışmalıdırlar/
lemine yönelik politikalandır. Bu-
gün komünist diktatörlüğün yerini
milliyetçi diktatörlük almış bulunu-
yor.
Laikliğin iki aniamı
- Laiklik kavramının anlattığınız
yeni demokratik kültürdeki yeri ne
olacak?
Laikliğin her zaman iki aniamı
oldu. Tehiikeli olan birinci aniamı,
ideoloji olarak laikliğin kabul edil-
mesi. Rasyonalist bir bakış açısıyla
"bilime ve akla inanıyorum." demek
laikliğin anlamını kısırlaştınyor.
Toplumbilimciler olarak bizlerin se-
külarizasyon (dünyasallaştınna)
olarak adlandırdığımız laikliğin ger-
çek aniamı ise iki özellik taşıyor. Bir,
politik gücün demokratik olabilme-
si için hiçbir inançla ve ideolojiyle
özdeşleşmemesi gerekiyor.
Politik irade, çoğulcu bir anlayı-
şla inanç ve ideoloji farklılıklanna
saygı gösterilmeli. İkinci önemli
nokta ise politik gücün aynı zaman-
da ekonomik ve kültürel gücü de
elinde bulundurması mutlak bir ha-
kimiyeti de beraberinde getirir ki
böyle bir ortamda özgürlükten söz
edilemez. Bu noktada siyasi güçle
dini gücün birbirinden ayrılmasının
her zaman önemli olduğunu söyle-
mek gerekir.
Ancak dinle devlet işlerinin birbi-
rinden aynlması demek dinle ilgili
olan her şeyden kaçmak ya da dini
tahrip etmek anlamına gelmemeli.
Sonuç olarak laiklik, demokrasi ve
ilerleme açısından zorunlu bir kav-
ramdır
Aydın önce demokrat olmalı
- Aydınlann öncelikle deırimi red-
detmeleri gerektiğini söjlüyorsunuz.
Aydınlann dünyanın yeniden oluştu-
rulmasında rolü ne olmalıdır?
Aydınlar devrimci insanlardı. Ben
şımdı onlan demokrat olmaya
çağınyorum.
Devnm düşüncesi çok önemliydi.
Ancak devrimlerin bizi otoriter re-
jımlere sürüklediği gcrçeği var.
Bağımsızlık savaşlannı ayn tutuyo-
rum burada.
Gerektiğinde şiddete başvurul-
ması gereken zamanlar olabilir. Şid-
dete karşı ancak şiddet. siyasal öz-
gürlüklerin sağlanması şartıyla ka-
bul edılebilir.
Cezayir örneğinde olduğu gibi
Fransa'ya karşı yürütülen ba-
ğımsızlık savaşı meşru zemine otur-
muş bir hareketti. Ancak daha-son-
ra Cezayir halkına karşı otoriter bir
yönetime dönüştü bu hareket. İran
örneğine baktığımızda ilk başlarda
sosyal bir başkaldın eylemiydi. An-
cak kısa bir sürede otoriter, baskıcı
bir teokrasiye dönüştü. Aydınlara
gelince aydınlann bir bölümü top-
Tumdan kopuk bir biçimde yaşıyor-
lar.
Bir bölümü ise tam tersi bir şekil-
de devrimci olsun. dini olsun orga-
nik aydınlar diyebileceğimiz şekilde
yaşıyorlar. Böyle olunca da dünya
bölünüyor ve düşünsel yaşam yok
oluyor.
Bu y üzden aydınlann. demokrasi-
nin birinci elemanlan olmalan ge-
rekir.
Aydınlar bugün kimliklerin ko-
runması ve modernitenin korun-
ması arasında diyalog ortamının ya-
ratılması yönünde çalışmalıdırlar.
İstanbul Japon Festivali'nde Japon danslarmdan kimono defılesine kadar çeşitli etkinlikler var
'Ay'la 'güneş'i buluşturan festivalKültür Servisi - Istanbulda "ay"la
"güneş"ı buluşturacak "İstanbul Ja-
pon Fesrivaü 1994"dün Topkapı Sa-
rayı'nda. aralannda Turizm Bakanı
Abdülkadir Ateş, Kültür Bakanı
Fikri Sağlar. eski Japonya başba-
kanı Toshiko Kaifu, parlamenter.
eski dış ticaret bakanı Kouzo Vata-
nabe'nin de bulunduğu çok sayıda
üst düzey yetkili ve davetlilerle
basmın katılacağı açılış galasıyla
başladı.
Turizm potansiyeli
The Marmara Oteli'nde önceki
gün düzenlenen basın toplantısında
festival hakkında bilgi verildi.
Basın toplantısına katılan Geminı
Turizm Yönetim Kurulu Başkanı
Nihat özçubukçu, festivalin, iki ülke
kültürünü yakınlaştırmasının yanı
sıra turizm potansiyeli açısından da
büyük yarar sağlayacağnı söyledi.
Özçubukçu ll'incisi lstanbul'da
yapılan Japon Festivali'nin özellikle
sağladığı ticari yarar açısından dün-
yanın en yoğun ilgi gören oluşumla-
nndan olduğunu. yoğun kulisler so-
nucu festivalin İstanbul'da yapıla-
bilmesınin sağlandığını anlattı.
Festivalin iki günlük maliyetinin
6 milyon dolar olduğunu ve prens-
ler. parlamenterler. üst düzey yetki-
liler ve VlP'ten oluşan 1212 İcişilik
bir davetli topluluğunun ağırlana-
cağını söyleyen Özçubukçu. festival
nedeniyle yaşanacak Japon turist
akınının büyük bir turizm potansi-
yeli yaratacağını vurguladı. Özçu-
bukçu 1995'tedeTokyo'dabirTürk
Festivali düzenionmesi için çağnda
bulundu.
Japon kültürünün ve sanatının en
güzel örneklenni Türk halkına sun-
mak ve Türk-Japon dostluğunı:
daha da pekiştirmek amacıyla dı-
zenlenen festivali Geminı Tun/ır
AŞ organize ediyor.
Festival kapsamındaki etkinlikleı
Cemal Reşit Rey, Hilton Conventı-
on Center veTaksim AKM otopark
alanında gerçekleşecek.
Festival bugün saat 12.00-12.30
arasında Hilton Convcntion Cen-
ter'daki (HCC) açılış töreniyle baş-
layacak. HCC'nin alt ve üst salon-
lannda geleneksel el sanatlan sergi-
leri ve gösterileri yapılacak. Bunlar
arasında çay töreni. çiçek sanatlan.
resim. koku sanatı ve Japon hat sa-
natı yer alıyor.
Saat 12.30-18.00 arasındaki özel
gösteriler bölümünde "Awa Ningyo
(Kukla Tiyatrosu)", "Japon Arpı
(Koto)", "Küıç Töreni", "Geleneksel
Türküler (Rokyoku)", "Çay Töreni/
Çiçek Düzenleme Gösterisi". "Gele-
neksel Japon Danslan" izlenecek.
Bu gösteriler pazar günü de tekrar-
lanacak.
Cemal Reşit Rey'deki etkinlikler
ise bugün 13.30'dan 21.30'a kadar
sürecek. Program kapsamında Ja-
pon arpı, kimono shovv, geleneksel
Japon dansı ve müziği ile doğaçla-
ma güldürü yer alacak. Pazar günü
ise 13.00-18.00 arasında aynı gös-
teriler tekrarlanacak.Taksim AKM
otoparkındaki gösteriler 13.00-16.
30 arasında yapılacak. 18.00-22.00
saatleri arasında da tekrarlanacak.
Açıkhava gösterisinde Taiko davul-
lan, Hayashi festival müziği, gelenk-
sel danslar yer alacak.
Fıçıyı kıran
RP'libaşkan
şarabı içmedi
11. Japon Festivali'nin
dün akşam Topkapı
Sarayı Konyalı
Restaurant'ta y apılan
açılış galasında Japonya
eski Başbakam Toshiki
Kaifu, Kültür Bakanı
Fikri Sağlar ve Turizm
Bakanı Abdülkadir Ateş,
İstanbul Valisi Hayri
Kozakçıoğlu, RP'l'i
Beyoğlu Bclediye
Başkanı Nusret
Bayraktar şarap fıçılannı
kırdılar. Bayraktar daha
sonra sunulan şarabı
içmedi. (Fotoğraf:
HATİCETUNCER)
Cannes, Hollyvvood'a
mı saüldı?
• STRASBOL RG (AA) - 47.
Cannes Film Festivali sona
ermesine rağmen, sonuçlan ile
ilgili yorumlar bitmiyor.
Fransa'da sinemaseverler, Cannes
Film Festivali'nin, 'sanatsal
Avrupalı fılmler' ve Üçüncü
Dünya sinemalan yerine artık
yüzünü, Hollywood sinemasma
döndüğünüdüşünüyor. Fransız
sinemaseverleri böyle düşünmeye
iten en önemli unsur. bu sene Altın
Palmiye Ödülü'nün, Quentin
Tarantino'nun yönetmenliğini
yaptığı, tipik bir Hollyvvood
ürünü olarak nitelendirilen bir
filme verilmesi. Aynca,
Hollywood yıldızı Clint
Eastvvood'un festival jüri
başkanlığını yapması da eleştiri
konusu oldu. Cannes Film
Festivali'nin, giderek
Hollywood'un etkisi altına girdiği
yolundaki eleştirileri kabul
etmeyen festival direktörü Giles
Jakob. festivalin izlemesi gereken
özel birgeleneği bulunmadığını
savunuyor. Jakob, söz konusu
tartışmalann sinema sanayisi için
olumlu olduğunu belirterek,
"Bizim amaamız, sinema
sanayisine yardım etmek. Yeni
yeteneklerin ortaya çıkmasını
sağlayacak hergelişmeyi
destekliyoruz" diye konuşuyor.
Vakko'da yaz
sergileri
• İZ.MİR (AA) - Vakko'nun
İzmir, Ankara ve Beyoğlu sanat
galenleri, yaz sezonu boyunca. 3
büyük kentin güzel sanatlar
fakültelennin öğretım üyelen ile
lisans ve lısans üstü öğrencilerinin
resim-heykel sergilerinc yer
verecek. Yaz sergileri
çerçevesinde, Vakko İzmir Sanat
Galerisinde 2-30 haziran tarihleri
arasında, Adem Genç. Cuma
Ocaklı. Fevzi Saydam. Rasim
Özgür. Mümtaz Sağlam.
Ramazan Bayrakoğlu ve Sevgi
Avcı'nın yapıtlan sunulacak.
Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi de
aynı tanhler arasında. Mimar
Sınan Ünıversitesı Güzel Sanatlar
Fakültesı Heykel Bölümü
öğrencilerinin sergişıne yer
verecek. Anadolu Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel
Bölümü öğretim elemanlannın
sergileri de haziran ayı boyunca
Vakko Ankara Sanat Galerisi'nde
izlenime sunulacak.
Halide Nusret
Zorlutuna'yı anma
toplantısı
•ANKARA (AA) - Cumhuriyet
dönemi Türk edebiyatının öncü
kadın şair ve y azarlanndan Halide
Nusret Zorlutuna. ölümünün 10.
yılında düzenlenecek bir törenle
anılacak. Türkiye İlim ve
Edebivat Eseri Sahipleri Meslek
Birliği'(İLESAM) tarafından
düzenlenecek olan anma
toplantısı. 28 mayısta Türk Dil
Kurumu KonferansSalonu'nda
gerçekleşecek. Toplantıda.
ILESAM Genel Başkanı Yahya
Akengin. EdebiyatçılarDerneği
Başkanı Mustafa Şerif Onaran.
Emine Işınsu. Güzide Tanaoğlu
ve Dr. Zeki Gürel. Halide Ziya
Zorlutuna'yı çeşitli yönleri ile
anlatacaklar.
'Yeni Biçem' ikinci
yayın yılına başladı
• Kültür Servisi - Aylık edebivat
dergisi" Yeni Biçem'in, ikinci
cildinin ilk sayısı yayımlandı.
Derginin Mayıs 1994 tarihli 13.
sayısında Gazanfer Eryüksel'in
"Medya Çağında Çete Savaşlan'.
Mehmet H.Doğan'ın "Tanışma
Anlan". Adnan Satıcı'nın "Ölüleri
Niçin Unuturuz?'. Haluk
Cengiz'in 'Yaşlılığın Yaşf. Hilmi
Haşal'ın "Şiir Gezgini Hüseyin
Ferhad ve Yüreğin Tarihi", Halim
Şafak'ın "80 Şiiri Üstüne' başlıklı
yazılan; Mustafa Durak'ın
Ahmet Oktay'la cumhuriyet
dönemi edebiyatı üzerine söyieşisi;
Tan Tolga Dcmirci'nin bir öyküsü
ve Ramis Dara'nın günlüğü
bulunuyor. Derginin bu sayısında
yer alan şairler ise: Abdülkadir
Budak, Ahmet Telli. Hidayet
Karakuş. Metin Güven, Mehmet
Mümtaz Tuzcu. Mustafa Köz,
Mehmet Aydın. Aytekin
Karaçoban. Mustafa Dertli.
Berrin Nazlı, Murat Deniz Sümer
ve Hermann Hesse.
'Hamlet'e en iyi
oyun ödülü
• Kültür Servisi - Uluslararası
Lions Yönetim Çevresi Gençjik
Komitesi 1993-94 sezonu En İyi
Oyun Ödülü'nü Müge Gürman'ın
yönettiği 'Hamlet'e verdi. İstanbul
Devlet Tiyatrosu Birim
Tiyatro'da seyirci karşısına çıkan
W. Shakespeare'in 'Hamlet'
oyunu özellikle gençlerden yoğun
ilgi görmüştü. Oyunun yönetmeni
Müge Gürman'a ödül, 27 mayıs
cuma günü saat 20.00'de Küçük
Sahne'de yapılacak bir törenle
verilecek. Müge Gürman, daha
önce 'Köprüdeki Adam', 'Cadılar
Macbeth'i,"MissJulie",
'Woyzock' adlı oyunlan
yönetmiş. son olarak da bu sezon
ünlü tiyatro adamı Roberto Culli
ile birlikte Almanya'da Lorca'nın
'Bernarda Alba'nın Evi' oyununu
sahneye koymuştu.