25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS1994 CUMARTESİ 12 KULTUR 'Modernliğin Eleştirisi' kitabının Türkiye'deki tanıtımı için İstanbul'a gelen ünlü toplumbilimci Alain Touraine: Yenibirdemokrasikültürüzorunlu AZMİ KARAVELİ Günümüzün önde gelen toplum- bilimcilerindenAlainTouraine, "Mo- dernliğjn Ekştirisi"1 kitabının Türk- çede yayımlanması üzerine Yapı Kredi Yayınlan ve İstanbul Fransız Kültiir Merkezi'nin davetlisi olarak geçen günlerde Türkiye'ye geldi. İstanbul ve Ankara'da bir dizi konferansa katılan Touraine, dün- yanın küreselleşme (globalisation) ve tikellik (partiularisme) arasında parçalanmış olduğuna değinerek bu durumun insanlan gün geçtikçe şi- zofren hale getirdiğini. böylesi bir parçalanmarun dünyanın sonunu hazırlayacağını iddia ediyor. Mo- dernitenin bugün bir kriz içinde ol- duğunu belirten Touraine, yeni bir "demokrasi kültürü" oluşturul- masının zorunluluğuna inanıyor. Post-modernizm kavramını kulîan- maktan kaçınan Touraine "sınıf" yerine "özne"lern oluşturduğu bir toplumsal hareket projesini savunu- yor. Milliyetçilik yükselişe geçti - Dünyanın ikiye bölünmesi nede- ni> le bir kriz içinde bulunduğunu söy- lüyorsunuz. Bu bölünmenin tarihsel nedenleri nelerdir? Batı'nın tarihsel gelişimi öncelikle kopuş yöntemi üzerine kurulmuş- tur. Modernite adına eski toplum yapılan yok ediliyor. Bu Meksika. Fransa ya da komünist ülkeler ıçin de geçerli. Endüstri ve tüketim top- lumu oluşturulmak adına moderni- tenin başlarda voketmeye çalıştığı toplumsal oluşumlar daha sonraki aşamalarda tekrardan yükselişe geç- tiler. Öncelikle bireysel boyut olarak tüketim, hayal güeü, cinsellik... En önemlisi de milliyetçilik kavramının dönüşmesi ve yeniden yükselişe geç- mesi. Bu milliyetçilik dini bir nitelik de kazanmaya başladı. Bugün geli- nen aşamada rasyonel toplum yapısı her açıdan çaılama gösteriyor. Bir tarafıa kendisi için işleyen yeni dün- ya piyasası. serbest dolaşım. kımse tarafından yönetilmeycn teknik an- lamda rasyonel bir ekonomi. Diğer yanda ise dışlandıklan için bu dünya ekonomisinde yer bulamayan ve kendi içlerine kapanan kimlikler bu- lunuyor: Yalnız kadınlarla konuşan kadınlar, Bosna'da olduğu gibi ken- di homojenliklerinden başka ya- pılan kabul etmeyen milletler vedini kimliklerini ön plana çıkartan top- luluklar. Değişen demokrasi kavramı - Dünyanın yeniden oiuştunılması gerektiğini savunuyorsunuz. Önerdi- ğiniz "Yeni bir demokrasi kültürü"- nde tikellik ile küreselleşme nasıl bağ- daşacak? Her şeyden önce demokrasinin neyi çözmesi gerektiğini ortaya koy- mam'z gerekiyor. İki yüzyıl önce in- sanlara yurttaşlık haİdannı vermek demokrasi anlamına geliyordu. Sonraki yıllarda ise işçi işveren ilişki- leri açısından adalet, garanti gibi kavramlarla önem kazandı demok- rasi. Bugün demokrasinin temel so- runu hepimizin her gün konuştuğu konulann uzlaşarak nasıl çözümle- nebileceğinde düğümleniyor. Ceza- yir örneğini ele alalım. Cezayir halkı bugün asken \e dini olmak üzere iki ÜlküAyvaz'ın oyunu Makedonya Üsküp Halklar Tiyatrosu'nda Kültür Servisi - Ülkü Ay\az'ın 'Vali-i Vilayet/Hademe-i Devlet' adlı oyunu Makedonya Üsküp Halklar Tiyatrosu'nda 30 mayıs günü dünya prömiyeri yapacak. Oyunu, rejisörlükte 30. yılını kut- layan Kemal Lila tarafından sah- neye kondu. 'Vali-i Vilayet/Hade- me-i Devlet', Osmanh merkezi otoritesinden ayn hareket ederek palazlanan yerel yöneticüere baş kaldıran bir yoksul köylünün, karşı olduğu güçlerle aynı araçlan kullanması, eyleminde alternatif bir sonuca ulaşmaması dolayısıyla içine düştüğü trajik durum sergile- niyor. 'Vali-i Vilayet/Hademe-i Dev- let', 1987 yılında kitap olarak Cem Yayınevi tarafından yayımlanmış, ancak Türkiye'de hiçbir tiyatroda oynanmamıştı. Ülkü Ayvaz'ın 8 oyunu. 3 öykü. bir de inceleme ki- tabı bulunuyor. Son olarak ya- zann 'Nihavent Longa' adlı oyunu 1993 Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazanmıştı. Cem Yayınevi. Ay- vaz'ın 6 kitabının yeni baskılannı hazırhyor. Yazann oyunlan ise Boyut Yayırilan tarafından toplu olarak yayımlanacak.' PORTRE ALAİNTOURAİNE 1925 yılında doğan Touraine 1950-58 yıliarı arasında L'lusal Bilimsel Arastınnalar Merkezinde (CSRSl araştırma gö- revlisi olarak çalıştt. 1968-69 yıliarı arasında Paris-Nunterre L'niversiıesi Edebivat Fakültesi'nde prajesörlük yaptı. Eylem toplumbiliminin öncülüğünü yapan Alain Touraine, loplumsal hareketler-toplumsa! edimciler üzerine getirdiği yaklaşımlar ile dikkai çekti. Touraine, 1960 yılında göreve basladığı Sosyal Arastırmalar Merkezinde bugün müdür olarak gö'revyapıyor. Fraıısa'da geçtiğimiz yılyayımlanan ve olağanüstü bir ilgiyle karşılanan "ModernMğin Eleştirisi" yazann dilıtnize çevrllen ilk kitabı. Yapı Kredı Yayınlan 'ndan çıkan kitabı Hülya Tııfan çevirdi. "Aioderntiğin Eleştirisi"nın bir ıızantısınlan "Demokra- si NetSr?" geçen günlerde Fransa 'da yayunlandı ve '95 vılında yine aynı yayınevi tarafından Türkçeye çevrilmesi planlaımor. B<osna'da yaşananlar milletlerarası bir savaş, etnik grup çatışması, bir din savaşı ya da Sırplarla Boşnaklar arasında bir savaş değildir. Bosna'da yaşananlar, Miloseviç'in işgalci, otoriter ve diktatörlük özlemlerine yönelik politikalandır.1 diktatörlük arasında seçim yapmak zorunda. Böyle olunca da ekonomi- de ve sosyal alanda büyük birçöküş yaşanıyor. Toplumsal düzen kont- rol edilemedikçe şiddet olaylan da artıyor. Sorun, böyle bir çöküşle karşılaşmak istiyor muyuz? Bu nok- tada en azından yaşadığımız birkaç olumlu olayı değerlendirmemiz ge- rekiyor. Güney Afrika'da apartheid politikasının sona ermesi bunlardan biri. Özgürlük savaşını kazanmak- tan sonra şimdi sırada modemleşme var. Benim dileğim tüm dünyanın Güney Afrika gibi olması. Bir taraf- ta Filistin ve Güney Afrika"da yaşa- nan iyi çözümler. bir tarafta Ccza- yir'de yaşanan açmaz. Bugün dün- yanın ikiye aynldığını söylüyor ve bu durumu çözmemiz gereİctiğine inanıyorum. Her şeyin başı kavga etmeden karşıdakinin varlığını kabul etmck- ten geçiyor. Bir ülkede demokrasi- nin sınırlan içinde her an siyasetin özgürce tartışılabilmesi gerekir. Te- mel düşünce. ırisanlann farklı dü- şünce ve inançlanna saygı gösterme- sı olmalıdır. Bırakın birey uzlaşsın. bırakm birey bir kanşım bulsun. Demokrasiye ihtiyacımız var Neden bu ımkansız değil? Basit bir yanıtı var. Kültür ortamı ile sos- yal olanın (teknik ya da pazar) bir araya getirilmesi söz konusu. Bu da büyük birçelişki değil. Nobel ödülü almış büyük fızikçiler aynı zamanda Kaıolik ya da Müslüman olabiyor- Iar. Bunun ömekleri var. İnsanlar ikiye aynlmak ıstiyorlar mı? Fınans çevreleriyle yükselen milhyetçi şiddet hareketlen arasında bir savaş yaşanacak mı? Bu mu iste- niyor? Hayır. O zaman demokrasiye ihtiyacımız var. Konuşalım, tartı- şalım. anlaşmalar arayalım. - Kapitalizm sömürüsünün yeni dö- nüşümlere uğradığına inanıyor nıusu- nuz? Yüzyıl boyunca dünyanın. ışve- rcn ve işçi sınıflan arasında bir bö- lünme yaşadığı söylendı. Benim de tüm hayatım bunlan araştırmak \e yazmakla geçti. Sanayileşme içinde bugün birka\gayaşanmıyor. Temel sorun. küreselleşmeye katılan insan- lar ile katılmavanlar arasında ya- şanıyor. Diğer bir deyişle sömürü olayı bugün dışlanma sorunundan daha az önemli bir noktaya geldi. - Tek rip bir Avrtıpa kimliğinin oluşhırulmasını amaçlayan Atnıpa Birliği'ni nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin de çok yakından ilgilendiği- niz Avrupa Birliği'nin önünde"çok ciddi sorunlar var. Siyası, kültürel ve sosyal kimliklerin, ekonomik açılım içersinde korunmasını sağlayacak yeni oluşumlar yaratılması gereki- >or. Ben. bugün bir Avrupa kültü- rünün varlığına ya da Avrupa sa- natına inanmıyorum. Küllürler ya- şamalıdır. Ben Türklerle aynı or- lamda, aynı dünyada yaşanm, ama Türklerin kendi İcültürlerini bırakıp Fransızlar gibi yaşamalannı is- temem. - Demokrasinin bugün için Milose- viç ile mücadele etmek anlamına gel- diğini söy lüyorsunuz. Bosna'da yaşananlar milletlera- rası bir sa\aş, etnik grup çatışması. bir dın savaşı ya da Sırplarla Boş- naklar arasında bir savaş değildir. Bosna'da yaşananlar Miloseviç'in işgalci, otoriter ve diktatörlük öz- ' Aydınlann bir bölümü toplumdan kcpuk biçimde yaşıyorlar. Bir bölümü ise tam tersi bir biçimde, ister devrimci olsun, dini olsun organik aydınlar diyebileceğimiz şekilde yaşıyorlar. Böyle olunca da dünya bölünüyor ve düşünsel yaşam yok oluyor. Bu yüzden aydınlann demokrasinin birinci elemanlan olmalan gerekir. Aydınlar bugün kimliklerin korunması ve modernitenin korunması arasında diyalog ortamının yaratılması yönünde çalışmalıdırlar/ lemine yönelik politikalandır. Bu- gün komünist diktatörlüğün yerini milliyetçi diktatörlük almış bulunu- yor. Laikliğin iki aniamı - Laiklik kavramının anlattığınız yeni demokratik kültürdeki yeri ne olacak? Laikliğin her zaman iki aniamı oldu. Tehiikeli olan birinci aniamı, ideoloji olarak laikliğin kabul edil- mesi. Rasyonalist bir bakış açısıyla "bilime ve akla inanıyorum." demek laikliğin anlamını kısırlaştınyor. Toplumbilimciler olarak bizlerin se- külarizasyon (dünyasallaştınna) olarak adlandırdığımız laikliğin ger- çek aniamı ise iki özellik taşıyor. Bir, politik gücün demokratik olabilme- si için hiçbir inançla ve ideolojiyle özdeşleşmemesi gerekiyor. Politik irade, çoğulcu bir anlayı- şla inanç ve ideoloji farklılıklanna saygı gösterilmeli. İkinci önemli nokta ise politik gücün aynı zaman- da ekonomik ve kültürel gücü de elinde bulundurması mutlak bir ha- kimiyeti de beraberinde getirir ki böyle bir ortamda özgürlükten söz edilemez. Bu noktada siyasi güçle dini gücün birbirinden ayrılmasının her zaman önemli olduğunu söyle- mek gerekir. Ancak dinle devlet işlerinin birbi- rinden aynlması demek dinle ilgili olan her şeyden kaçmak ya da dini tahrip etmek anlamına gelmemeli. Sonuç olarak laiklik, demokrasi ve ilerleme açısından zorunlu bir kav- ramdır Aydın önce demokrat olmalı - Aydınlann öncelikle deırimi red- detmeleri gerektiğini söjlüyorsunuz. Aydınlann dünyanın yeniden oluştu- rulmasında rolü ne olmalıdır? Aydınlar devrimci insanlardı. Ben şımdı onlan demokrat olmaya çağınyorum. Devnm düşüncesi çok önemliydi. Ancak devrimlerin bizi otoriter re- jımlere sürüklediği gcrçeği var. Bağımsızlık savaşlannı ayn tutuyo- rum burada. Gerektiğinde şiddete başvurul- ması gereken zamanlar olabilir. Şid- dete karşı ancak şiddet. siyasal öz- gürlüklerin sağlanması şartıyla ka- bul edılebilir. Cezayir örneğinde olduğu gibi Fransa'ya karşı yürütülen ba- ğımsızlık savaşı meşru zemine otur- muş bir hareketti. Ancak daha-son- ra Cezayir halkına karşı otoriter bir yönetime dönüştü bu hareket. İran örneğine baktığımızda ilk başlarda sosyal bir başkaldın eylemiydi. An- cak kısa bir sürede otoriter, baskıcı bir teokrasiye dönüştü. Aydınlara gelince aydınlann bir bölümü top- Tumdan kopuk bir biçimde yaşıyor- lar. Bir bölümü ise tam tersi bir şekil- de devrimci olsun. dini olsun orga- nik aydınlar diyebileceğimiz şekilde yaşıyorlar. Böyle olunca da dünya bölünüyor ve düşünsel yaşam yok oluyor. Bu y üzden aydınlann. demokrasi- nin birinci elemanlan olmalan ge- rekir. Aydınlar bugün kimliklerin ko- runması ve modernitenin korun- ması arasında diyalog ortamının ya- ratılması yönünde çalışmalıdırlar. İstanbul Japon Festivali'nde Japon danslarmdan kimono defılesine kadar çeşitli etkinlikler var 'Ay'la 'güneş'i buluşturan festivalKültür Servisi - Istanbulda "ay"la "güneş"ı buluşturacak "İstanbul Ja- pon Fesrivaü 1994"dün Topkapı Sa- rayı'nda. aralannda Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, Kültür Bakanı Fikri Sağlar. eski Japonya başba- kanı Toshiko Kaifu, parlamenter. eski dış ticaret bakanı Kouzo Vata- nabe'nin de bulunduğu çok sayıda üst düzey yetkili ve davetlilerle basmın katılacağı açılış galasıyla başladı. Turizm potansiyeli The Marmara Oteli'nde önceki gün düzenlenen basın toplantısında festival hakkında bilgi verildi. Basın toplantısına katılan Geminı Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Nihat özçubukçu, festivalin, iki ülke kültürünü yakınlaştırmasının yanı sıra turizm potansiyeli açısından da büyük yarar sağlayacağnı söyledi. Özçubukçu ll'incisi lstanbul'da yapılan Japon Festivali'nin özellikle sağladığı ticari yarar açısından dün- yanın en yoğun ilgi gören oluşumla- nndan olduğunu. yoğun kulisler so- nucu festivalin İstanbul'da yapıla- bilmesınin sağlandığını anlattı. Festivalin iki günlük maliyetinin 6 milyon dolar olduğunu ve prens- ler. parlamenterler. üst düzey yetki- liler ve VlP'ten oluşan 1212 İcişilik bir davetli topluluğunun ağırlana- cağını söyleyen Özçubukçu. festival nedeniyle yaşanacak Japon turist akınının büyük bir turizm potansi- yeli yaratacağını vurguladı. Özçu- bukçu 1995'tedeTokyo'dabirTürk Festivali düzenionmesi için çağnda bulundu. Japon kültürünün ve sanatının en güzel örneklenni Türk halkına sun- mak ve Türk-Japon dostluğunı: daha da pekiştirmek amacıyla dı- zenlenen festivali Geminı Tun/ır AŞ organize ediyor. Festival kapsamındaki etkinlikleı Cemal Reşit Rey, Hilton Conventı- on Center veTaksim AKM otopark alanında gerçekleşecek. Festival bugün saat 12.00-12.30 arasında Hilton Convcntion Cen- ter'daki (HCC) açılış töreniyle baş- layacak. HCC'nin alt ve üst salon- lannda geleneksel el sanatlan sergi- leri ve gösterileri yapılacak. Bunlar arasında çay töreni. çiçek sanatlan. resim. koku sanatı ve Japon hat sa- natı yer alıyor. Saat 12.30-18.00 arasındaki özel gösteriler bölümünde "Awa Ningyo (Kukla Tiyatrosu)", "Japon Arpı (Koto)", "Küıç Töreni", "Geleneksel Türküler (Rokyoku)", "Çay Töreni/ Çiçek Düzenleme Gösterisi". "Gele- neksel Japon Danslan" izlenecek. Bu gösteriler pazar günü de tekrar- lanacak. Cemal Reşit Rey'deki etkinlikler ise bugün 13.30'dan 21.30'a kadar sürecek. Program kapsamında Ja- pon arpı, kimono shovv, geleneksel Japon dansı ve müziği ile doğaçla- ma güldürü yer alacak. Pazar günü ise 13.00-18.00 arasında aynı gös- teriler tekrarlanacak.Taksim AKM otoparkındaki gösteriler 13.00-16. 30 arasında yapılacak. 18.00-22.00 saatleri arasında da tekrarlanacak. Açıkhava gösterisinde Taiko davul- lan, Hayashi festival müziği, gelenk- sel danslar yer alacak. Fıçıyı kıran RP'libaşkan şarabı içmedi 11. Japon Festivali'nin dün akşam Topkapı Sarayı Konyalı Restaurant'ta y apılan açılış galasında Japonya eski Başbakam Toshiki Kaifu, Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, RP'l'i Beyoğlu Bclediye Başkanı Nusret Bayraktar şarap fıçılannı kırdılar. Bayraktar daha sonra sunulan şarabı içmedi. (Fotoğraf: HATİCETUNCER) Cannes, Hollyvvood'a mı saüldı? • STRASBOL RG (AA) - 47. Cannes Film Festivali sona ermesine rağmen, sonuçlan ile ilgili yorumlar bitmiyor. Fransa'da sinemaseverler, Cannes Film Festivali'nin, 'sanatsal Avrupalı fılmler' ve Üçüncü Dünya sinemalan yerine artık yüzünü, Hollywood sinemasma döndüğünüdüşünüyor. Fransız sinemaseverleri böyle düşünmeye iten en önemli unsur. bu sene Altın Palmiye Ödülü'nün, Quentin Tarantino'nun yönetmenliğini yaptığı, tipik bir Hollyvvood ürünü olarak nitelendirilen bir filme verilmesi. Aynca, Hollywood yıldızı Clint Eastvvood'un festival jüri başkanlığını yapması da eleştiri konusu oldu. Cannes Film Festivali'nin, giderek Hollywood'un etkisi altına girdiği yolundaki eleştirileri kabul etmeyen festival direktörü Giles Jakob. festivalin izlemesi gereken özel birgeleneği bulunmadığını savunuyor. Jakob, söz konusu tartışmalann sinema sanayisi için olumlu olduğunu belirterek, "Bizim amaamız, sinema sanayisine yardım etmek. Yeni yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayacak hergelişmeyi destekliyoruz" diye konuşuyor. Vakko'da yaz sergileri • İZ.MİR (AA) - Vakko'nun İzmir, Ankara ve Beyoğlu sanat galenleri, yaz sezonu boyunca. 3 büyük kentin güzel sanatlar fakültelennin öğretım üyelen ile lisans ve lısans üstü öğrencilerinin resim-heykel sergilerinc yer verecek. Yaz sergileri çerçevesinde, Vakko İzmir Sanat Galerisinde 2-30 haziran tarihleri arasında, Adem Genç. Cuma Ocaklı. Fevzi Saydam. Rasim Özgür. Mümtaz Sağlam. Ramazan Bayrakoğlu ve Sevgi Avcı'nın yapıtlan sunulacak. Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi de aynı tanhler arasında. Mimar Sınan Ünıversitesı Güzel Sanatlar Fakültesı Heykel Bölümü öğrencilerinin sergişıne yer verecek. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğretim elemanlannın sergileri de haziran ayı boyunca Vakko Ankara Sanat Galerisi'nde izlenime sunulacak. Halide Nusret Zorlutuna'yı anma toplantısı •ANKARA (AA) - Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının öncü kadın şair ve y azarlanndan Halide Nusret Zorlutuna. ölümünün 10. yılında düzenlenecek bir törenle anılacak. Türkiye İlim ve Edebivat Eseri Sahipleri Meslek Birliği'(İLESAM) tarafından düzenlenecek olan anma toplantısı. 28 mayısta Türk Dil Kurumu KonferansSalonu'nda gerçekleşecek. Toplantıda. ILESAM Genel Başkanı Yahya Akengin. EdebiyatçılarDerneği Başkanı Mustafa Şerif Onaran. Emine Işınsu. Güzide Tanaoğlu ve Dr. Zeki Gürel. Halide Ziya Zorlutuna'yı çeşitli yönleri ile anlatacaklar. 'Yeni Biçem' ikinci yayın yılına başladı • Kültür Servisi - Aylık edebivat dergisi" Yeni Biçem'in, ikinci cildinin ilk sayısı yayımlandı. Derginin Mayıs 1994 tarihli 13. sayısında Gazanfer Eryüksel'in "Medya Çağında Çete Savaşlan'. Mehmet H.Doğan'ın "Tanışma Anlan". Adnan Satıcı'nın "Ölüleri Niçin Unuturuz?'. Haluk Cengiz'in 'Yaşlılığın Yaşf. Hilmi Haşal'ın "Şiir Gezgini Hüseyin Ferhad ve Yüreğin Tarihi", Halim Şafak'ın "80 Şiiri Üstüne' başlıklı yazılan; Mustafa Durak'ın Ahmet Oktay'la cumhuriyet dönemi edebiyatı üzerine söyieşisi; Tan Tolga Dcmirci'nin bir öyküsü ve Ramis Dara'nın günlüğü bulunuyor. Derginin bu sayısında yer alan şairler ise: Abdülkadir Budak, Ahmet Telli. Hidayet Karakuş. Metin Güven, Mehmet Mümtaz Tuzcu. Mustafa Köz, Mehmet Aydın. Aytekin Karaçoban. Mustafa Dertli. Berrin Nazlı, Murat Deniz Sümer ve Hermann Hesse. 'Hamlet'e en iyi oyun ödülü • Kültür Servisi - Uluslararası Lions Yönetim Çevresi Gençjik Komitesi 1993-94 sezonu En İyi Oyun Ödülü'nü Müge Gürman'ın yönettiği 'Hamlet'e verdi. İstanbul Devlet Tiyatrosu Birim Tiyatro'da seyirci karşısına çıkan W. Shakespeare'in 'Hamlet' oyunu özellikle gençlerden yoğun ilgi görmüştü. Oyunun yönetmeni Müge Gürman'a ödül, 27 mayıs cuma günü saat 20.00'de Küçük Sahne'de yapılacak bir törenle verilecek. Müge Gürman, daha önce 'Köprüdeki Adam', 'Cadılar Macbeth'i,"MissJulie", 'Woyzock' adlı oyunlan yönetmiş. son olarak da bu sezon ünlü tiyatro adamı Roberto Culli ile birlikte Almanya'da Lorca'nın 'Bernarda Alba'nın Evi' oyununu sahneye koymuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle