Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 KASIM 1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mühendis ve mimarlar, ekonomik ve demokratik haklan ile ulusal sanayi için miting yapacaklar
Ankara'da eylemgünü•Türk Tabipleri Birliği. Türk Dişhekimlen Birliği,
Türk Eczacılan Birliği, Türk Veteriner Hekimler
Birliği, Türk Hemşireler Derneği, Genel Sağhk-tş ve
Tüm Sağlık-Sen temsilcilerinden oluşan bir heyet de,
TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'la özlük
hakJanrnn düzenlenmesi için bir görüşme yaptılar.
sanayi için bugün Ankara'da
düzenleyecekleri miting için
"demokrasi güçlerinden"
destek istedı. Ertürk,
"Mühendis ve mimarlar,
ücredilerin, emegiy le geçinen,
ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu) - Türk Mühendis ve
Vfimar Odalan Birliği
(TMMOB) Gene! Sekreteri
Alpaslan Ertürk, ekonomik ve
demokratik haklan ile ulusal
ülke sanayiinin can daman olan
tüm namuslu \e onuriu
çahşanlar için yürüyor" dedi.
Türk Tabipleri Birliği, Türk
Dişhekimlen Birliği, Türk
Eczacılan Birliği. Türk
Veteriner Hekimler Birliği.
Türk Hemşireler Derneğı,
Genel Sağlık-lş ve Tüm Sağlık-
Sen temsilcilerinden oluşan bir
heyet de, TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'la özlük
haklannın düzenlenmesi için
bir görüşme yaptılar
TMMOB Genel Sekreteri
Alpaslan Ertürk, dün yaptığı
açıklamada. ülkenin
sanayileşme ve kalkınma
açısından yıllardır giderilemez
bir uçuruma sürüklendiğini
savundu.
Türkiye'nin gelir dağılımındaki
adaletsizlikler açısından
dünyanın en geri 10 ülkesı
arasında bulunduğunu belirten
Ertürk, bugün düzenleyecekleri
mitingle ilgili olarak şunlan
söyledı:
"20 yıMır kamuda çalışan
üyelerimizin geçen yıl 650
dolara eş bir ölçüdc aldığı
ücretlerin bugün 300 dolar
civanna çekilmesidir.
19T7'deGa>TİSafiMiIli
Hasıla'nın yüzde 37'sini
alabilen ücretiiler, bugün sadcce
yüzde 15 ile yetinmeye
zoıianmaktadır. Bu gerçegin
kaçınılmaz bir sonucu ülke
sanayiinin gözden
çıkanlmasıdır.
lİlkemiz bir çrvi için bile dışa
bağımlı halegetmiştir. Üretken
bir Türkiye hayali yok ediliyor.
Her türiü kirienme ve çürüme,
toplumun genlerine yerleşiyor.
Mühendis \e mimarlar bunun
için yürüyor. 1995 bütçesiyle
ülkenıi/in içine sokulmak
istenen ipotegi engellemek için
yürüyoruz.
Mühendis ve mimarlar,
ücretiilerin, emeğiyle geçinen,
ülke sanayiinin can daman olan
tüm namuslu ve onuriu
çalışanlar için vüriiyor."
Milli Savunma Bakanlığı'ıun yazısı üzerine askeri işyerlerinde uygulamalara başlandı. Yapılacak uygulamayla yüzlerce işçinin önümüzdeki günlerde işsiz kalması bekleniyor. Bu nedenle Gökük
Tersanesi ve diğer askeri işyerlerinde büyük huzursuzluk yaşanıvor. Harb-tş Sendikası Şube Başkanı Bekir Yurdagül, çalışanların birlik \c beraberliklerini bozmamalarını istedi.
Gölcük Tersanesi ve diğer askeri işyerierinde binlerce işçi huzursuz. Uygulama şok etkisi yarattı
Askeri tersanede işçi kıymıı
•Bakanhk Gölcük
Askeri Tersanesi'ne^
gönderdiği yazıda ^
öncelikle, "yüzde 7Ö'in
üzerinde sakat olan',
'zihinsel özürlü'/cahil
kategorisine giren'
işçileri çıkarma karan
aldı
AHMET KURT
KOCAELİ - Milli Savunma
Bakanlığı'nca Gölcük Tersanesi
ve diğer askeri işyerierinde baş-
arılan işçi çıkarma uygulaması
şok etkisi yaptı. Bakanhk asken
işyerlerinegönderdiği yazıda ön-
celikle. "yüzde 70'in üzerindesa-
DİSK Cenel Başkanı, Butce Yasa Tasarısı'nın işçi haklarını geri almayı amaçlachfrmı söyledi
Parlamento emekçi karşısmda sınıfta kaldı
katolan", "zihinsel özürlü","ca-
hil kategorisine guvn" ışçıleri çı-
tcarmâKaran ataı.
Milli Savunma Bakanlıgı'nın
3 F.kim 1994 günliLi'e- Bakan
Mehmet Gölhan imzalı "istih-
dam fazlası işçiler" konulu yazı-
sı gereğince uygulamaya başla-
tılan işten çıkaımalar, Gölcük
•Budak, 1995 Bütçe Yasa Tasarısf nın, kamu
çalışanlannın ücretlerinin dondurulmasını,
ikramiyelerin kaldmlmasını, binlerce işçinin
memuflaştınlıp toplusözleşme düzeninden
yoksun kalmasını, binlere geçici işçinin sö-
zleşme düzeninden çıkarılıp asgari ücretle
çalıştınlmasını öngördüğünü kaydetti.
ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bü-
rosu) - DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak,
1995 bütçesinin olağan parlamenter rejim-
rie yaytma gp^mp^inin nlanaklı nlmarfigını
belirterek, "Ara rejim olasıhk dışı değü-
dir"dedi.
Tekstiî Sendîkası Adana Şûbesi'nde,
DlSK'e bağlı sendikalann şube başkan ve
yöneticikrinm de kat4d»g» bw basın toplan-
tısı düzenleyen Budak, 1995 Bütçe YasaTa-
sansı'nın, işçilerin 40 yılı aşkın süredirvar
olan haklannı geri almayı amaçladığını, ka-
mu çalışanlannın ücretlerinin
dondurulmasını. ikramiyele-
rin kaldmlmasını. binlerce ış-
çinın memurlaştınlıp toplu-
sözleşme düzeninden yoksun
kalmasını, binlere geçici iş-
çinin sözleşme düzeninden
çıkanlıp asgari ücretle çalış-
tınlmasını öngördüğünü kay-
dederek şunlan söyledi.
"Toplumun en büyük kesimini oJuşruran
işçi ve emekçilerin asgari bir yaşam sürebil-
melerini bile ortudun kaldıran 1995 yılı Dut-
çe Yasa Tasansı'nın ulağan parlamenter re-
Jimdeyaşama geçmesi mümkün degüdir. Bu
tasan olağandışı yönetim biçimlerini dayatı-
yor, bunu görüyoruz. 24 Ocak KararlarTnın
12 EyKH rejimi He yaşama geçirildiğini unut-
madık. Bu bütçe yasa tasansı. 24 Ocak Ka-
rarlan'ndan daha ağır sonuçlar yaratmaya
adaydır. Bu tasan geri çekilmediği takdirde,
bir ara rejim ya da teknokratlar hükümeri
arayışımn yoğunlaşması olasıhk dışı değildir.
Böy le bir gidişe seyirci kahnamaz, çünkü ola-
ğandışı yönetim biçimleri Türkiye*ye büyük
zarariar vermiştir." Hükümet ve muhalefe-
tin demokratıkleşme \aatierini yerine geti-
remediklerini vurgulayan ve "Bugünküpar-
lamento, işçiler ve emekçiier karşısmda sınıf-
ta kalmıştır" diyen DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak şöyle konuştu:
"Toplumun bütün çalışan kesimleri ve on-
lann demokratik örgütleri, demokratik, öz-
gür vc buğımsız bir Türkiye için bir araya get-
mek zorundadırlar. Demokratikleşme süre-
cini bizzat üsttenen bir güç ve eyk»m birliği
yaşama geçirilmelidir. Bu doğrultuda bir
adım olan Demokrasi Platformu güçlendiril-
melidir. 1995 yıhnda daha da agırlaşacağı
betli olan sorunlarımı/ın çözümü, işçiler ve
emekçiier olarak ortak bir mücadele
sürecine gicmemizden geçmektedir."
rinde çalışanlarda şok etkisi
oluşturdu. 2 gün önce Gölcük
Tersanesi'nden çıkartılan 6 işçi-
ye, Harb-tş Sendikası Genel
Başkanı tzzet Çetin'in girişimle-
ri sonucu tekrar işbaşı >aptınldı.
Yüzleree işçiyi kapsıyor BÜLENTECEVJT
; Harb-lş, ihraç karannın iptali için yargıya başvurdu
Sendika kavgası mahkemelik
Milli Savunma Bakanlıgı'nın
yazısı üzerine uygulanmasına
başlatılan işten çıkaımalar yüz-
lerce işçiyi kapsıyor. Askeri işye-
rinde istihdam fazlası işçilerle il-
gili Milli Savunma Bakanlı-
gı'nın yazısında şöyle deniliyor:
- Emeklilige hak kazanmadıgı
halde \erimsiz çalışması, mesle-
ki bilgi yetersizliği, disiplinsizligi
hastahğı nedeniyle işyeri verûni-
ni düşürenlerle, işgücü fazlabğı
ıluşturan işçilerin iş akitleri Iş
.<anunu"nun 13. maddesi gere-
ğince ihbar ve kıdem tazminatlı
olarak fesh edflecek.
- 1475 sayılı Iş Kanunu'nun
17/2. maddesine giren ahlak ve
iyiniyet kurallanna uymayan
haller kapsamında bulunan işçi-
lerin hizmet akitleri öncelikle ıh-
bar ve kıdem tazminatlan öden-
meksizin fesh edilecek.
- Yüzde 70'in üzerinde sakat
olan işçiler, bir işte verimli çauş-
ma yapabileceğini sağhk kurulu-
mın raporuyla belgeleyemenler.
zihinsel özürîü işçilerin \Bsal hak-
lan \erilerek hizmet akitleri fesh
edilecek.
- Cahil kategorisine giren işçi-
lerin (D.K.K.'nda 6 işçinin oku-
ması yazması yoktur. 11 'ı okur
yazar olup, ilkokul mezunu de-
ğildir) hizmet akitleri fesh edile-
cek.
- İşten çıkarmalar bir defada
ızami 9 işçi olacak şekilde uygu-
bnacak. 9lu gruplar asgari üç iş
günü arayla çıkarüacaktır.
Emekli olan işçiler 9'lu grup kap-
samında düşünülmeyecektir.
- Toplu işten çıkarmaktan ka-
çınılacak ve bu uygulama 31
Ocak 1995tarihinekadardevam
edecek.
ANTALYA-Jürk Harb-lş Sen-
dikası'nın. "Türk-lş'in tüzelkişi-
ligini zedelediği" ıddiasıy la kon-
federasyon üyelığinden 6 ay sü-
reyle ihracına ve Başkanlar Ku-
rulu üyeliği görevinden el çekti-
rilmesine ilişkin karar, sendika-
nın iptal istemiyle yargıya baş-
vurması üzerine. 'da\a sonuçla-
nana kadar" durduruldu.
Türk-lş Bakanlar Kurulu'nun
Antalya'daki toplantısında yöne-
timin Harb-tş'i çıkarmak isteme-
si üzerine tüm üyeler toplantıyı
terk etti.
Harb-lş Başkanı İzzet Çetin,
Ankara Iş Mahkemesı'nın 6 ay-
lık ihraç karanna ilişkin Türk-
lş'in karanna karşın yürürmeyi
dufdurma karannı yönetime su-
nunca, başkanlar ikinci kez tek-
rar toplandı. Karann tebliğinden
önce Başkanlar Kurulu'ndan çı-
kartılmak istenen Harb-lş Sen-
dikası Genel Başkanı İzzet Çe-
tintoplantıya katılırken Harb-lş
Genel Sekreteri ve Türk-tş De-
netleme Kurulu üyesi Nuri Ayçi-
çek, yönetim tarafından toplantı-
dan çıkartıldı.
Ayçiçek, Cumhuriyet'e yaptı-
ğı açıklamada, toplantıya Harb-
lş adına değil, Türk-lş Denetle-
me Kurulu üyesi olarak katıldı-
ğını vurgulayarak "Denetkme
Kurulu üyesi olarak, Genel Ku-
toplanıp, bu tavn değeriendiririz.
Bu tavır, benim görevimi engelle-
mez. Bundan sonra, tavnm baş-
ka olacaktır. Bana saygısı olma-
yana, ben de saygı duy nıam" dı-
ye konuştu.
İzzet Çetin'in, ihraç ve el çek-
tirme cezalannın "hukukidaya-
nağı olmadığınr ileri sürerek
yargıya başvurması üzerine, An-
^arann hukuki dayanağı olmadığmı ileri süren
Harb-lş Sendikası'mn Ankara 4. Iş Mahkemesi'ne
yaptığı başyuru üzerine, dava sonuçlanana kadar
ıhraç ve işten el çektirme cezalan hakkında
'durdurma' karan verildi.
rula karşı sonımluyum. Türk-İş
yönetimu beni toplantıdan çıkar-
tarak, kendisini tartışılır hale ge-
tirdi. Kendi kunıluna saygısı ol-
mayan yönetimin, kendisine de
saygısı yok. Türk-İş tarihinde
böyle bir olay da yok. İşçi sınıfı
adına utanç verici. Kınıyo-
rum"dedi Ayçiçek. "Denetim
Kurulu olarak, bundan sonra
kara 4. Iş Mahkemesı. dün dava
sonuçlanana kadar "ihtiyati ted-
bir yoluyla işlemin durdurulma-
sı" karannı verdı. Harb-lş Sendi-
kası Gölcük Şubesi üyelennin,
üzennde BayramMerâl'ın ısmi-
nin yazılı olduğu bir tabutu yak-
ması; Ankara Şubesi üyelerinin
de Türk-tş Genel Merkezi önü-
ne siyah çelenk bırakıp, "Meral
başkanhğmdaki Türk-İş yöneti-
mini"istıfaya davet etmesinden
dolayı Türk-lş Disiplin Kurulu
tarafından ihraç ve işten el çek-
tırme cezalan verilen Harb-lş
Sendikası, Disiplin Kurulu'nun
Türk-lş Tüzüğü'ne uygun dav-
ranmadığını ileri sürdü.
Bayram Meral'in Harb-lş Ge-
nel Başkanı İzzet Çetin'i kesin-
lıkle toplantıya almayacağını
açıklaması üzerine, konuyu Baş-
kanlar Kurulu toplantısında gün-
deme getiren başkanlar. yöneti-
min "o>iamayapahm"sözü üze-
nne toplantıyı terk ettiler. Top-
lantı salonunda Bayram Me-
ral'den başka Teksif-lş Genel
Başkanı Şevket Yılmaz, Demir-
yol-lş Genel Başkanı Enver To-
çoğlu dahil bırkaç kişiden başka
kimse kalmadı.
Bu arada İzzet Çetin'in ihraç
karanna karşı yürütmeyı durdur-
ma istemiyle Ankara tş Mahke-
mesi'ne açmış olduğu davanın
sonuçlandığı haberi gelince An-
kara'dan faksla karar alındı.
Karikatür ve Mizah Müzesi kapatıldı
Kültür Servisi - Karikarür ve Mizah
Müzesi, Kütüphane ve Müzeler Müdürü
Yakup Kuloğlutarafından kapatıldı.
Karikatürcüler Derneği'nin önerileriyle
zamanın Beledıye Başkanı Bedrettin
Dalan tarafından Saraçhane'deki Gazanfer
Ağa Külliyesi'nde açılmış olan müze.
sonraki Belediye Başkanı Nurettin Sözen
yönetiminin destekleriyle hizmetini
sürdürmüştü.
Son belediye seçimlerinden sonra Kültür
tşleri Daire Başkanlığı'na getirilen Şenol
Demiröz, müze konusunda karikatürcülere
aynı desteğin eksilmeden süreceği
teminatını vermiş. bugüne kadar müzede
yapılan çalışmalar da bu dogrultuda devam
ermişti.
Dün müzeye gidenler Kütüphaneler ve
Müzeler Müdürü Yakup KuloğhTnun
ımzasını taşıyan ve müzenin kapatıldığını
bildiren biryazı gördüler.
Saraçhane'de Fatih Tiyatrosu'nun
karşısmda ve Bozdoğan Kemeri'nin
dıbınde bulunan Gazanfer Ağa Külliyesi.
1989 yılında Istanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından bir karikatür
müzesine dönüştürüldü.
Karikatür Müzesi'nin temelleri ilk kez
1974 yılında atılmıştı. Gülhane Parkı
içinde temel atma töreninden sonra Anıtlar
Yüksek Kurulu burada inşaata izin
vermeyince, Tepebaşf nda yanan Dram
Tiyatrosu'nun yerinde bir yenı bir bina
inşa edildi. 1975 yılında açılan ilk
karikatür müzesinin ömrü yalnızca 5 yıl
sürdü. 1980 yılında Karikatürcüler
Derneği'nin kapatılmasının ardından
Tepebaşı tstanbul Sergı Sarayı yapılmak
üzere Karikatür Müzesi yıkıldı. Müzenin
mallan bir süre çuvallarla bir depoda
saklandıktan sonra Perşembepazan'ndaki
bir işhanına aktarılmıştı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Yalpaya Brakmak.
Temmuz ayında "Garip Şeyler" başlığıyla yazdığım bir
yazıda, çok ilginç birolaya değinmiştim. Belki anımsayan-
lar vardır ama, ben gene de kısaca özetleyeyim.
özelleştirme kapsamı içinde bulunan PETLAS'ın satışı
için açılan ihalede, 8 trilyon 790 milyar lira fiyat veren Taş-
çılar Tıcaret'in sahibi Abdülcemal Taşçılar'ın isyan ve it-
hamlannı dile getirmiştim. Gerçekten Abdülcemal Taşçı-
lar, Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nı ağır bir biçimde suç-
luyor ve teklif verme süresinin dolmasına rağmen, özel-
leştirme tdaresi Başkanlığı'nın 2 trilyon 450 milyar teklif
veren Iranlı Nadir lmpex ve Teknotext firmalarıyla pazar-
lığa oturmasını sert bir dille eleştiriyordu.
"Fabrikalan adeta yok pahasma satmak için özel çaba
harcıyoıiar" diyordu Abdülcemal Taşçılar, "Yazıktır, dev-
lete yazıktır. PETLAS'ın 1200 işçisine yazıktır."
Ben de, "Nerede medya aslanlan?" diye sormuştum.
"Ellehnde kameralar insanların kapılanna dayanan ve
cumhuriyet savcısı edasıyla insanlan sorguya çekmeye
cüret eden 'reality show kahramanlan nerede? Neden
Yaramancı'n/n kapısına dayanmıyoriar?"
Yazımı şöyle sürdürmüştüm: "PETLAS'ta sözü edilen
iki teklif arasındaki fark, 6 trilyon 340 milyar lira. Eğer bu
haberdeyazılanlaryalansa, özelleştirme Idaresi Başkan-
lığı'nın ve Başkanı'nın kıyametleri kopartması gerekir. En
ufak bir hakarette milyarlık tazminat davası açan bu ku-
ruluşlar, böylesine ağır bir itham karşısmda, acaba neden
susmayı yeğliyortar?"
Aradan aylar geçti. Çıt yok. Eğer bu haber doğru ıdiy-
se, yeryerinden oynamalıydı. Yaramancı görevinden alın-
malı, mahkemelerde sürüm sürüm süründürülmeliydi.
Eğer Abdülcemal Taşçılar'ın söyledikleri yalan idiyse, bu
kez Yaramancı onun yakasına yapışmalıydı. Mahkemele-
re vermeliydi. "Bunlan nerden uyduruyorsun?" demelıy-
di. En azından kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama
yapmalıydı.
Ama yukarıda söylediğim gibi "çıtyok?" Ne Yaraman-
cı, Taşçılar'a bulaşıyor, ne de devlet Yaramancı'nın ya-
kasına yapışıyor. Yakasına yapışmak ne kelime, aynı
görevi üstün bir görev aşkıyla sürdürüyor...
Bu tür olaylar yıllardır yalpaya bırakılıyor". Aslında de-
nizcilikle ilgili deyimleri pek bilmem. (Bunlar Mümtaz Soy-
sal Hoca'n/n uzmanlık alanına girer.) Ancak bu yalpaya
bırakma deyimini pek severim. Fırtınalı bir havada, fırtına-
nın "üzerine gitmek" yerine, fırtınayı "geçıştırmek" anla-
mına geliyor.
hskiaen basınımızda "fikri takip" diye bir anlayış, güzel
bir gelenek vardı. Bir gazeteci herhangi bir soruna el attı
mı; şu ya da bu biçimde sonuç alana kadar peşini bırak-
mazdı. Zaten gazete yayın yönetmenleri de buna izin ver-
mezlerdi. O muhabirin canına okurlardı. Şimdi nerede
böyleleri?.. Basınımız "medya" admı alınca, ya da med-
yanın bir parçası olunca, bu tür anlayışlar rafa kalktı ve bu
tür gelenekler "out" oldu.
Bir süre önce; bir zamanlar Zeynep Özal'la evli olan
genç bir müzisyen, anılannı yazmıştı. Bu anılarında Efe
Özal'la aralannın bozulma nedeni olarak "Hakkım olan ya-
sal komisyonumu vermedı'" demişti. Birçok gazeteci ola-
yın üzerine gitti, "Arkadaş sen kimsin? Kimden komisyon
alıyorsun ve bu komisyon nasılyasaloluyor?"diye sordu-
lar. Elbette yanıt gelmedi. Bu mesele de yalpaya bırakıl-
dı.
Engin Civan'a sıkılan kurşunların ortaya saçtığı pislik-
leri nasıl temızleyeceklerini merak ediyordum. Yavaş, ya-
vaş işin sonu görünmeye başladı. Ama öyle açıklamalşr
yaptılar ki, kargalar güter. önceleri birbirlerini hıç tanırtta
1
-
1
dıklannı iddia eden insanlar, neredeyse kader ortağı çık-
tılar. Bizi kimlerin, nasıl yönettiğıni anlar gibi olduk. Ama
bu mesele de yalpaya bırakıldı. •'•
Bir mafya babası, kendisine telefon eden hanımın eski
cumhurbaşkanının eşi olduğunu iddia etti. Elbette yalan-
landı. Ama teknoloji burada işleri kanştırdı. Telefonun o ev-
den açıldığı ispatlandı. Bu kez de, "Benim evimden bir
başkası açmış" açıklaması yapıldı. Sanki^olgeçen hanı...
Bu vesile ile ayda 35 milyon lirayla geçindiğini iddia eden
bu hanımın evinde 25 telefon olduğunu öğrendik... Bu işin
üzerine de kimse gitmedi. Bu da yalpaya bırakıldı.
Ahmet özal malvarlığını açıklayacağını defalarca söy-
ledi. Ama birtürlü bu sözünü tutmadı. Yalpaya bıraktı. "77-
cari sırlanmı açıklarsam pazariıkta güçsüz kalırım "diyor.
Sanki pazarlık masasına oturduğu adamlar salak. Tüm
olasıltkları eriine boyuna incelemeden oturuıiar mı masa-
Ahmet uzaı ın televızyonuna talip olurlar mı? Ahmet
'zal, arada sırada "önemli açıklamalar yapacağım" diye-Srek, bintennfnyüTeğfnf hopfatryor ama, arkasını gefirmıyor.
Bunu da yalpaya bırakıyor.
Birileri bir şeyjeri yalpayabırakırken; bir yerierde sertrüz-
garlar esiyor ve fırtına gitgide sertleşiyor. Gün gelecek, yal-
paya bırakmak dakurtarmayacak bunlan. Hem de, o gün-
ler fazla uzak değil gibi...
AtatürkHeykeli
söküldü
Kayseri Cumhuriyet Mey dam'nda bulunan ve bundan iki
yiİ önce şeriatçı güçler tarafından tahrip edilen Atatürk
Heykeli'nin yerinden sökülme işlemi tamamlandı. Anıtın
sökülüp Anadolu Fuanna nakledilmesi çalışmalanm
izleyen Kavseri Nalisi SafFet Ankan Bedük, "Czerinde
rolyefler bulunan kaide de parçalara ay nlıp yine aynı
yöntemle fuar alanı içine taşınacak. Parçalar burada
birieştirildikten sonra anıt, eski haline getirilerek fuar
önündeki alanda düzenlenecek törenle açüacak" dedi.
(Fotoğraf: RECEP BULUT)
Mehmet
Altan'a
mahkûmiyet
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Eski Kültür Bakanı Fikri
Saglar'ın başdanışmanı ve Sabah
gazetesı yazan Mehmet Altan,
gazetemiz yazarlanndan Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlalı'ya 75
milyon lira manevi tazminat öde-
meye mahkûm edildi.
Ahmet Taner Kışlalı "Danış-
man, Bakan ve Said-i Nursi^baş-
lığıylayazdığı 11 Ağustos 1993
tarihli makalesinde, Prof. Dr.
Mehmet Altan'ın üniversitede
verdiği ders sırasında Atatürk'e
ve cumhuriyete sert eleştinler
yönelttiği ve alay ettiğini. karşı
çıkan öğrencileri de "Resmi ta-
rihin irdelenmesine tahammül
göstermek zorundasınızrt
diye
azarladığını anlatmıştı. Aynı ola-
yın Hürriyet gazetesi yazan
Emin Çölaşan'ın makalesinde de
yer alması üzerine, Mehmet Al-
tan, "Prizma" adlı köşesinde iki
yazara verdiği yanıtta, şu nitele-
meleri kullanmıştı:
"İki alçak, sefiller, yeteneksiz-
ler, Vatan-MUlet-Sakar\a ed«W-
yatının ajanlan. demokrasi düş-
manlan, karanlık yüzlü efendile-
rinin emirieri ile hareket edenler.
bırakın profesör olmayı, eski
köşklerde kapı uşağı bile olamaz,
Türkiye bürokratik ve militarist
ülke oİmasaydı bu alçaklardan il-
ki ne bakan, ne de profesör olabi-
lirdL"
Ankara 23. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen davada.
olayın geliştiği derste bulunan
öğrenciler de tanık olarak din-
lendi. Sabah gazetesinde yayım-
lanan yazıda, Kışlalı'nın kişilik
haklanna saldında bulunulduğu-
na karar veren mahkeme, Al-
tan "ı, 75 milyon lira manevi taz-
minat ödemeye mahkûm etti.