Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 KASIM 1994 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Benim üniversitem
12 Eylül 1980 darbesi vc YÖK sistemiyle 14 yıldır susturulan,
denetim altma alınan, yorlaştınlan ve hatta çökertilen üniversite,
adeta toplumun dışına itılmiş, toplumla olan bağları kopanlmış
ve işlevlerini yerine getiremez bir kurum durumuna getirilmiştir.
Prof. Dr. İ. ARMAĞAN Topiumbüimci, DEÜ atei
Sanatlar Fakültesi
ivme kazandıran ve toplumsal sorum-
luluğunun büincindeolan insandır. Bi-
lim adamu aynı zamanda bireysel so-
runlannı aşmış, kişisel kaygı ve kor-
kulan olmayan. özgürce düşünen, öz-
gürce tartışan ve özgürce araştırarak
iireten insandır. Aç kalan, insanca bir
yaşam düzeyine sahip olmayan, aile-
sinin günlük geçimini bile sağlaya-
mayan, görevini yapacak olanaklara
sahip olmayan bir öğretim üyesinin,
topluma ışık saçması elbette kolay
değildir. '12 Eylül felsefesi ve YÖK
zihniyeti'yle 14 yıldır beyni yıkanan.
bilim üretme şöyle dursun, düşündü-
ğünü söylemekten korkan. hakkını
aramaktan korkan bir bilim adamı-
nın, topluma ışık tutmasını nasıl bek-
leyebiliriz? 12 Eylül Anayasası, YÖK
Yasası ve yönetmelikleri yürürlükte> -
ken üniversite ögretim üyelerinın de-
mokratik bir tepki içine girmesi bile
kolay değildir. Sayın Cumhurbaşka-
nımızın Ekim 1994'te bir konuşma-
sında. "Kendi hakkını aramaktan
korkan insanlar, hiçbir zaman bu hak-
lara sahip olamazlar" deyişine uygun
olarak öğretim üyelerinin hak arama-
lannı da doğal karşılamak gerekir. Iş-
te 14 yıl sonra adeta kış uykusuna yat-
mış ya da yatırılmış olan üniversite-
lerimizin, toplumsal sorunlar konu-
sunda olmasa bile, demokratik-özerk
üniversite ve özlük sorunları konu-
9 % zerk-demokratik üni-
O
versite ve özlük lıaklan
gerekçesiyle başlayan
üniversite öğretım üye-
lerinin eylemleri, yurt
çapında yaygınlaşırken
çağdaş üniversite ve üniversitenin
toplumsal görevi üzerinde birlcezda-
hadüşünme zorunluluğumuz vardır.
12 Eylül 1980 darbesi \e YÖK sis-
temiyle 14 yıldır susturulan, denetim
altına alınan, yozlaştınlan ve hatta çö-
ktrtilen üniversite, adeta toplumun
dışına itilmiş, toplumla olan bağlan
kopanlmış ve işlevlerini yerine geti-
remez bir kurum durumuna getiril-
miştir. Oysa üniversite bir toplumun
en önemli kurumlanndan biridir; top-
lumsal değişmenin motorgücüdürve
hatta toplumun düşünen beynidir. Bu
nedenle çağdaş demokratik toplum-
iarda üniversite, toplumun en seçkin,
en özerk kurumlanndan bin oldugu
gibi toplumsal sorunlara da en duyar-
lı olan ve cözüm önerileri üreten ku-
rumudur. Üniversite, ürettiği bilgiler-
le toplumu aydınlatan, topluma yol
gösteren kurumdur. Doğaldır ki böy-
le bir yapı içinde yer alan bilim ada-
mı da öğretim üyesi de toplumun say-
gı duyulan, sözü dinlenen seçkin ke-
simlennden biridir. Bilim adamı. ev-
rensel düzeyde düşünen, bilgi ve tek-
noloji üreterek toplumsal değişmeye
sunda seslerini ilgililere ve kamuoyu-
na duyurmak üzere bir e\ lem içine
girmiş olmalarını bir uyanış, olumlu
bir gelışme olarak değerlendirmek
gerekir. Başkabirdevişle. 1991 yılın-
dan bu yana koalısyon hükümetleri-
nin programında ve demokratikleş-
mepaketi içinde \er alan demokratik-
özerk üniversite yasasının bugüne
dek çıkanlmamış olması \e üç yıl gi-
bi uzun bir süre gündemde olması,
özlük haklan ile ilgilı yasa tasarısının
Meclisgündemindebekletılmesi, öğ-
retim üyelerini umutsuzluğa ve tepkı
göstermeye zorlamıştır. Bu demok-
ratik hak arama girışimını ya da tep-
kiyi, üniversite ve toplumun gelece-
ği açısından güzel bir olay, umut ve-
rici bir başlangıç \e olumlu bir dav-
ranış olarak değerlendirmek gerekir.
Kamuoyunun bunu böyle degerlen-
dirmesi de bunun açık kamtıdır. Bu
tutumun sosyolojik anlamı, 15 yıl
aradan sonra üniversite öğretim üye-
lerinin birer dev let memuru olmaktan
çok. birer bılım adamı olduklannın
farkına varmaları. sorunlanna ve üni-
\ersiteye sahip çıkmaları \e toplum-
sal görevlerinin bilincine varmaları-
dır. Öğretim üyeleri ilk kez yığınsal
olarak üniversıtesorunlarını, demok-
ratik üniversite özlemlerini dile geti-
riyorlar ve bunu yaparken de aslında
eğitim ve öğretimi özünde aksatmı-
yorlar. Öğretim üyeleri çağdaş bir
üniversite ıstiyor. yani "Üniversîtemi
istiyommv>
dıyorlar. Ünıversitelerin
ve toplumun özlemini duyduğu ünı-*
versıte. benim üniversitemdır.
# Benim üniversitem. bilimsel
araştırma ve inceleme yapan, bunu
yapabilecek ortam ve olanaklara sa-
hip olan üniversitedir.
9 Benim üniversitem, uluslarara-
sı düzeyde bilimsel bilgi ve teknolo-
ji üreten üniversitedir. Toplumun bu
konudaki gereksinimlerine yanıt ve-
ren üniversitedir.
# Benim üniversitem, kültür üre-
ten ve üretilen demokrasi kültürünün
yaygınlaşmasını sağlayan üniversite-
dir.
# Benim üniversitem, topluma. top-
lumsal kurum veörgütlere, siyasal partı-
lere. toplumsal sorunlar konusunda da-
nışmanlık yapan üniversitedir.
9 Benim üniversitem. her şeyın öz-
gürce tartışıldığı. özgür tartışma \e ele^-
tiri ortamına sahip olan üniversitedir.
# Benim üniversitem, çağdaş dü-
zeyde ve bilimsel yöntem ilkelerine
uygun bir eğitim-öğretim yaparak
toplumun gereksinim duyduğu üst
düzeyde insan gücü yetiştiren üniver-
sitedir.
# Benim üniversitem. toplumsal
sorunlara duyarlı olan ve kendi uz-
manlık alanı ile ilgili toplumsal konu-
larda çözüm üreterek politikacılara
ve karar alıcılara yol gösteren üniver-
sitedir.
# Benim üniversitem, korkular-
dan, tabulardan, kişisel çıkarlardan
annmış olan üniversitedir.
# Benim üniversitem. demokratik
üniversitedir. 12 Eylül zihniyetinden.
YÖK sisteminden ve YÖK'ten çok
YÖK'çü olan yöneticilerin sultasın-
dan kurtulmuş üniversitedir.
# Benim üniversitem. toplumdan
kopuk değil. toplumla bütünleşmış
üniversitedir.
# Benim üniversitem, korku de-
ğil. sevgi ve toplumsal bilincin ege-
men olduğuüniversitedir. YunusEm-
re'nin dediği gibi "İlim ilim bilmek-
tir. ilim kendin bilmektir."
# Benim üniversitem; üniversite
öğretim üyeleri, demokratik hak ve
istemlcrini dıle getirdılcr diye yöne-
ticilerin 12 Eylül yasalarına sığınarak
meslektaşları hakkında kovuşturma-
yı. Demoklesin kılıcı gibi kullanma-
yı akıllanna bile getirmedikleri üni-
versitedir.
# Benim üniversitem, halkımın ve
toplumumun özlemini duyduğu üni-
versitedir.
# Benim üniversitem. düşüncenın
suç sayılmadığı birortamın ünıversi-
tesidir.
0 Benim üniversitem, demokrasi-
nin bütün kurum ve kurullannın işle-
diği bir toplumun üniversitesidir.
# Benim üniversitem, toplumumu
21. yüzyılın bilgi toplumuna taşıya-
cak üniversitedir.
Kanımca. öğretim üvelerimizin de-
mokratik tepkilerinin özünde böyle
bir üniversite özlemi vardır. Bu öz-
lem. hükümet programında öngörü-
len üniversite modelınden de farklı
değildir. Nitekım 49. ve 50. Cumhu-
riyet hükümetlerinın programında
"Hükümetimiz, evrensel standartia-
nn kabul gördüğü özgür, özerk, mali
olanaklan en iyi duruma getirilmiş
bir üniversite anlavışını Türkiye'ye
kazandıracaktır... Universitelere bi-
limsel ve yönetsel özerklik tanınarak
V ÖK sistemi kaldınlacak, \ ükseköğ-
retim kurumlannın. kendi içlerinden
seçtikleri organlar eüyle vönetilmesi
sağlanacaktır" denmektedir. iştc öğ-
retim üyeieri. bu görüşlerın yaşama
geçirilmesi için ilgilileri uyanyorlar.
PENCERE
ARADABIR
METİN ERKSAJM
Dil ve Din
"Dünden Bugüne Türk/erde Dil ve Din" Türk diline,
Arap dilinden yapılan dınsel konulu çeviri olgusunu ve bu
olgudan kaynaklanan dinsel düşünceyi altüst eden bir ki-
tap... Cengiz Özakıncı'nın bu kitabı; vazgeçılmez, zorun-
lu kesin bir 'başucu kitabı'. Özakıncı bütün Türk dili kar-
şıtı, Arap dili yandaşı, Fars dili yandaşı, bağnaz, tutucu yo-
baz, karayobaz, karaaydırı, köktendilci, köktendinci; dil-
bilim ve dinbilim; akıllannı, bilgilerini düşüncelerini, öğre-
titerini, kuramlannı, kurallarını, yargılannı, yasalarını hallaç
pamuğu gibi allak bullak ediyor. Özakıncı yöntembilimsel
düşünce (metodolojik düşünce), eytişimsel düşünce (di-
yalektik düşünce), kuramsal düşünce (teorik düşünce)
dizgeleri (sistemleri) kapsamında düşünerek bilimsel bil-
giler oluşturup 'Dünden Bugüne Türklerde Dil ve Din' ad-
lı kitabını yazmış. Ulusal ve evrensel kültürlerde bu nite-
likte yazılmış kitaplar azınlıktadır.
Her bilgi bilimsel bilgi değildir. Her düşünce bilimsel dü-
şünce değildir. Bilgiler ve düşünceler, ancak bilimsel yön-
temler içinde bilinip düşünülüp algılandıkları zaman bilim-
sel bilgi ve bilimsel düşünce olgusuna dönüşürfer. Öza-
kıncı kitabında; dilbilim ve dinbilim kapsamında, Türk di-
iine Arap dilinden yapılan dinsel çevirıler konusunda bi-
limsel bilgiler içeren çok önemli yargılar ve kuramlaroluş-
turmuştur. Ülkenin, ulusun, devletin, cumhuriyetin, laikli-
ğin, Türklüğün, Atatürk'ün, aklın, bilimsel bilginın, hılım-
sel düşüncenın; cahil, gafil, karayobaz, karaaydın düş-
-trıantemtftyerdon mantar biter gibi çoğaldığı ve Türk top-
lumunu zehirlediği bu zamanda Özakıncı'nın kitabı, bir
panzehir gibi algılanacaktır.
Türk dili tarihinin en sert devrimcisi Karamanoğtu Meh-
met Bey, 13 Mayıs 1277 tarihli ünlü Konya buyrultusun-
da şöyle buyurmuştu: "Çargâhta, bargâhta, divanda,
meydanda bundan böyle Arapça, Farsça konuşulmaya-
cak. Yalnız Türkçe konuşulacak. Bu buyruğuma uymayan-
ların dilleri kesilecek." Yüzyıllar boyunca Türk bilimcileri
haklı olarak coşturan bu buyruğu, Karamanoğlu ne yazık
ki Fars ve Arap dillerinden aldığı sözcükleri kullanarak ver-
mişti. Karamanoğlu Türk dili sözcüklerini kullanarak bu
buyruğunu şöyle verebilirdi: "Dörtyanda, konutta, konak-
ta, alanda..." Fakat bu tarihlerde Farsça ve Arapça söz-
cüklertümü ile Türk diline egemen olmuştu. Karamanoğ-
lu'nun bu buyrultusunu vermesinin nedeni de Türk dilini
kaplayan Arapça ve Farsça sözcüklerdi. Araplar, binlerce
yıl önce Grek dilinden Arap diline el ile yazılmış Grekçe
düşünce ürünlerini çevirmişler. Grek dili ile yazılmış bu el
yazmaları sonradan yok olmuş. Arap dili ile yazılmış el yaz-
malan korunmuş. Batı'nın Grek dilinden Arap diline çev-
rilmiş bu Grekçe yazılmış düşünce ürünlerini Arap dilin-
den kendi dillerine çevirip 'aydınlanmaya' başladığı sıra-
daTürklere egemen olan düşünce, özellikle dinsel konu-
larda Arap dilinden Türk diline çeviri yapılamaz yargısıy-
dı. Bu yargı Türklerin Türkçeyi boşlayıp Arapça ögrenme-
sini zoriayan bir yargıydı. Karamanoğlu'nun trajik çelişki-
sinin kaynağında, softaların zorlayıcı dinsel baskılar ile
"Bilinmesi gerekir" dediği Arapça, Selçuk devlet ve kül-
tür dili olarak kullanılan Farsça ve bu nedenlerden ötürü
kullanılmayan Türkçe vardır.
Özakıncı, Arap dili ve Fars dili taraftartannın Türk diline
karşı yüzyıllardan beri yaptıklarını, hıyanet ve kötülükleri
çarpıcı bir biçimde anlatmaktadır.
tLAN
T.C.
AFYON 2. ASLtYE HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
DosyaNo:1994 309
Davaa: TEK Genel Müdürlüğü Ankara
Vekili: Avukat Adil Yılmazaslan Afyon
Davablar: 1 - Fevzi Erkoç, 2- Makbule Cambaz, 3- Mustafa Zora,
4- Resul Savsar, 5- Nurettin Demirer Cavit oğlu. Kusura Köyü
Sandıklı Afyon
Dava: Cebri tescil
Duruşma günü: 6.12.1994, saat 09.00
Davaa idare vekili dava dilekçesinde Afyon Merkez Susuz Köyü
Bozyer mevkiinde kain 8 cilt. 775 sayfa, 776 parsel sayılı davahlar adı-
na tapudakayıth taşınmaan 960m
J
"lik kısırunın40.000-TL bedelli
mukabilin müvekkili idare adına tapuya tstimlak Kanunu uyannca
cebren tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davab Nurettin Demirer'in duruşma günü olan 6.12.1994 günü
saat 09.00'da bizzat duruşmaya gelerek ibraz etmek istediği delillen
ile birlikte davayı takip etmesi ya da kendisini temsilen bir vekil gön-
dermesi, gelmediği >a da kendisini temsilen bir vekıl göndermediği
takdirde yargılamanın yokluğunda yapılıp karar verileceği davalı
Nurettin Demirer aduıa ilanen tebliği olunur.
Basın. 52544
Türk Hava Yolları, 61 \ıllık deneyımı. A-340,
A-310. B-737
RJ 100 gıbı ucaklardan kurulu genc
fılosu>la. teknık ustunlügu \e mukemmel
servısıyle, uluslararası duzevde Fırsı Class.
Busıness Class u>gu!amaları\la sureklı gelı^en
ha\aşolumu;'
Yumçıne surıdışına uı,arken. ulusal
ha\a\olunu;u ^
Ne Yapsan, Ne Etsen
Dikiş Tutmuyop...
Bir mahkeme, tutucu da olabilir..
Devrimci de..
İlerici de olabilir..
Gericide..
Çünkü yargıç, elindeki yasaya göre karar verir. Şeriat
yasaları geçerliyse. yargıç ortaçağ düzenini koruyucu
işlevıni yürütecektir.
Evrensel demokrasi hukukuna dayanan yasalara gö-
re karar veren yargıç, çağdaşlığın bekçisi sayılmalıdır.
•
82 Anayasasfnda antidemokratik pek çok hüküm var;
ancak, 61 Anayasası'nm içeriğinden yansıyan çağdaş il-
ke ve kurallar da eksik değil; yer yer saytalara serpil-
miş...
82 Anayasası, yamalı bohça gibi...
Anayasa Mahkemesi, 82 Anayasası'na dayanarak, si-
yasal partılerın çiğneyip geçtikleri hukuk devletinin te-
mel ilkelerini korumaya çalışıyor.
Iki örnek:
1) Çiller'in başkanlığındaki koalisyon hükümeti, özel-
leştirme konusunda Meclis'ten 'Yetki Kanunu'nu geçir-
mişti. Bu yasaya göre, siyasal iktidar, KHK (Kanun
Hükmünde Kararname) çıkarmak yöntemiyle KİT'leri
haraç mezat satacak, belki de 'kirli toplum'da Cumhuri-
yet tarihinin en büyük yağmasma yol açılacaktı.
Anayasa Mahkemesi 'Yetki Kanunu'nu iptal etti; hem
hukukun gereğini yerine getirdi, hem Türkiye'nin yağ-
malanmasını engellemiş oldu.
Medya, Anayasa Mahkemesi'ne saldırıya geçti; kara-
lama kampanyası açıldı: "Ülkeyi yargıçlar mı yönete-
cekti?.. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör
Özden, kendisini ne sanıyordu?.. Devleti kaç trilyonluk
zarara sokmuştu?.. Bu mahkeme, çağdışına düşmüş bir
kurumdu."
Kısa sürede gerçek ortaya çıktı. Koalisyon hükümeti,
yeni bir 'Özelleştirme Yasası' hazırladı. özelleştirmenin
temel ilke ve kuralları saptandı. Kamuoyu, bu işin Batı-
da böyle yapıldığını öğrenmekfırsatını buldu.
2) Meclis çoğunluğu, koalisyon hükümetinin başı çek-
mesiyle, -anayasa gereği- ara secim yapmaya karar
verdi- Boş bulunan milletvekillikleri için, 4 Aralık 1994
günü, seçmen sandık başına gidecekti.
Ancak ara seçim için çı-
karılan yasa, eşitlik ilkesi
ve genel oy kuralı bakımın-
dan 82 Anayasası'na ters
düşüyordu. Ara seçimde
ağırlığı oluşturan Güney-
doğuda, zoraki göç yüzün-
den seçmenler sandıkları-
na uzak düşmüşlerdi; yapı-
lacak iş, bu açığı kapatarak
seçimleri gerçekleştirmek-
ti.
Ama kimse umursamı-
yordu...
Koalisyon partileri, ne
olursa olsun, sandıktan çık-
mak istiyorlardı. Medya,
öteden beri hukuk mukuk,
seçmen meçmen, demok-
rasi memokrasi diye dert-
lenmemiştf; ara seçimlerin
düzenlenişi anayasaya uy-
gun muydu, değil miydi?
Kimsenin ilgisini çekmiyor-
du. Anayasa Mahkemesi,
evrensel demokrasi huku-
kuna uyumlu bir karar ala-
rak, siyasal iktidara, Meclis
çoğunluğuna ve kamuoyu-
na 'hukuk' diye bir kavra-
mın varlığını anımsattı.
Diyarbakıra Istanbul'-
dan atanmış devlet memu-
runun oyunu kullanabile-
ceği, ama Güneydoğu'daki
niyarhakır'a zoraki
göçmüş köylünün oy ata-
mayanağı hir sandıktan çı-
kan sonuç, geçerli olamaz-
dı.
*
Medyanın yazdığına gö-
re, 4 Aralık ara seçimleri
suya düşünce, Çiller'in
morali bozulmuş'; Başba-
kan demiş ki:
"Oyuna geldim!.."
Oyun, oyun, oyun...
Aklımız fikrimiz oyunda,
oyun etmekte, oyun oyna-
makta, oyun kurmakta...
Hukuk mukuk, seçmen
meçmen, demokrasi me-
mokrasi ne yazar? Her şe-
yimiz oyun üzerine kurgu-
lu!..
Ama oyun da tutmuyor
ki!.. Çiller ne yapsa yüzüne
gözüne bulaştırıyor, ne
yapsa Anayasa Mahke-
mesi'nden dönüyor, ne
yapsa dikiş tutmuyor...
Peki, neyapmalt?..
Haydi, yeni oyunlara!..
Turk Ha\a \olları, Turkı>e"\ı Dunyaya
Taşır! Turk Hava Villan cıvle bir
uçuş agına sahip kı. hıımetı \urdun hemen
her noktasına ula^tınyor Yundışı seferlerı ıse.
dun\a ı;apında' Uzakdogu dan Orıadogu >a.
A\ rupa'dan Asya \a Amenkaja Ustelık.
mukemmel baglantılarla Ornegın.
Nurnbergıen Anadolu da 22 noktava sadece
Turk Hava "lollan ulaşabıhr
İNTERMEZZO
(
TÜRK HAVA YOLLARI
Zihni Çetiner
yönetimindeKi Intermezzo,
öğle ve akşam
yemeklerinde sizleri bekliyor.
Her Cuma-C.tesi Flüt dinletisi
FATOŞ
Asmalı Mescit, No : 17 Tunel
Tel: 293 28 68
LİSAN ÇÖZÜM
Bizimle İngilizce
sorununuzu çok kısa,
zamanda
çözebilirsiniz.
Lütfen bizi arayın.
Tel: 349 59 38
BahariyeCd.62/3