Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 KASIM 1994 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Gelirlerin, rektör ve yöneticiler arasında yasalara aykırı olarak dağıtılması tepkilere yol açtı
Tıpta döner sermaye oyuraı
HAFTAYA BAKIŞ
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMİR-Tıp fakülteleri. döner serma-
ye gelirlerinin dağıtimındaki haksızhk-
larnedeniyleçalkalanıyor. Gelirler, baş-
ta rektörler olmak üzere yönetjcilerin
çıkanna göre ve yasalara aykın olarak,
'keyfikriterlerle'çalışanlararasındaadil
olmayan bır biçımde dagıtılıyor. Yasa-
ya göre, rektör ve yöneticiler ile öğre-
tim üyelerinin döner sermaye gelirin-
den eşit oranda pay almalan gerekirken.
uygulamada. yöneticiler ve ögretim
üyelerinin aldıklan pay arasında derin
uçurum bulunuyor. Döner sermaye ge-
lirinin dağılımındaki adaletsizlik, ana-
bilim dallan arasında da gözleniyor. Dö-
ner sermaye gelirlerinin dağıhmına iliş-
jcin aynı yasa söz konusu iken, bazı üni-
versiteler farklı uygulamalara gidiyor.
Böylece rektörlerin. yakın çevresine çı-
kar sagladığı ve YÖK'ün buna seyirci
kaldığı vurgulanıyor.
Tıp fakültelerindeki döner sermaye
• İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve Çapa tıp fakülteleri ile Ege, Dokuz Eylül,
Osmangazi, Cumhuriyet ve Gaziantep üniversiteleri tıp fakültelerinde döner
sermayeden yöneticilere yüzde 200, öğretim üyelerine ise yüzde 60 ile 80
arasında pay verildiği öne sürüldü.
gelirlerinin, başta rektörler olmak üze-
re yönelici konumundaki kişiler ile öğ-
retim üyeleri arasında yasalara aykırı
olarak 'adil olmayan' biçımde dağıtıl-
ması, bazı öğretim üyelerini harekete
geçirdi. Bu öğretim üyeleri adına bir
açıklama yapan EÜ Tıp Fakültesi Has-
tanesi'nin kurucusu ve eski dekanlar-
dan öğretim üyesi Prof. Dr. İsmet Kök-
türk, yasalara göre yöneticiler ile öğre-
tim üyelerinin. ayrım olmaksızın döner
sermaye gelirlerinden eşit oranda pay
almalan gerekirken İstanbul Üniversi-
tesi Cerrahpaşa ve Çapa tıp fakültelen
ile Ege, Dokuz Eylül, Osmangazi,
Cumhuriyet ve Gaziantep üniversitele-
ri tıp fakültelerinde döner sermayeden
yöneticilere yüzde 200, öğretim üyele-
rine ise yüzde 60 ile 80 arasında pay ve-
nldiğini bildirdi.
Diğer yandan L'ludağ. Çukurova.
Trakya, Ankara. Atatürk ve 19 Mayıs
üniversiteleri tıp fakültelerinde yöneti-
cilerle öğretim üyeleri arasında aynm
yapılmaksızın döner sermayeden maaş-
lan oranında pay verildiğini vurgulayan
Prof. Dr. Köktürk. "Bu üniversitelerde-
ki uygulamalar yasaya ve > önetmelikle-
re uygun düşmektedir" dedi.
YÖK seyirei kahyor
Prof. Dr. Köktürk, yasal mevzuata
uyulmayan İstanbul. Ege, Dokuz Eylül.
Osmangazi, Cumhuriyet ve Gaziantep
tıp fakültelerinin döner sermaye işlet-
melerinde değişik kliniklerdeki öğretim
üyelerinin döner sermayeden aldıklan
paylann maaşlannın yüzde 60 ile yüz-
de 200'ü arasında değiştiğini. bu farkın
asistanlar ve döner sermayeden yararla-
nan diğer personelede yansıtildığınıbe-
lirtti. Prof. Dr. Köktürk, YÖK'ün tüm
de bunlara seyirci kaldığını söyledi.
Bu yasadışı uygulamalar sonucunda
aynı fakültedebazı bilim dallannın 'özel
sektör' gibi faaliyet gösterirkcn diğer-
lerinin 'devlet sektörü' statüsünün zor
koşullannda uğraş vermek zorunda kal-
dıklannı vurgulayan Prof. Dr. Köktürk,
" Bu durum, bazı ögretim üyelerinin yal-
nız kendi maddi sorunlannı düşünerek
özel sektörde kendilerine \crilcbilecek
değeri üni\ersitedc aramalarından kay-
naklanmaktadır. Burada unutulan \e>a
dikkatten kaçan nokta. diğer öğretim
üyelerinin de aynı maddi sorunlarla kar-
şı karşıya otduklan ve onların da özel
sektörde çalıştıklan takdirde maaşlan-
nın şimdikinden yüzde 250 ila yüzde 450
oranında daha yüksck olabilcccğidir"
görüşünü savundu.
Yönetmeliğe aykın
Bazı tıp fakültelerinde döner serma-
ye işletmelerinin yönetım kurulları çer-
çeve yönetmeliğınin 10. maddesıne ay-
kın bir biçime oluşturulduğunu. döner
sermaye işletmesi. tıp fakültesine aıt ol-
duğu halde bu işletmcnın yönetıminin
üniversite yönetim kuruluna verildiğini
belirten Prof. Dr. Köktürk, oysa çerçe-
ve yönetmeliğinin 10. maddesine göre
döner sermaye ışletmesınin yönetim ku-
rulunun, tıp fakültesi yönetim kurulu
olması gerektiğini söyledi.
Çüler'in
sözlüğünde
hastanın
adımüşteri
• Başbakan Çiller'in 6. Expo
Dental Uluslararası
Sempozyumu'nda "hasta" yerine
"müşteri" sözcüğünü kullanması,
hekimlerin tepkisine neden oldu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başba-
kan Tansu Çiller. 6. Expo Dental Uluslara-
rası Sempozyumu'nda, sorunlannı dınle-
medıği ve hastalara "müşteri" gözüyle bak-
tıgı içın diş hekimleri tarafından protesto
edildi. Destek ıstediği dış hekimlerine,
"Mğkk refbrmu'\aadinde bulunan Çiller,
"Bu ülkevi \enkien vapılandıracağız, haşka
çaremiz yok. Bunun içinde öncelikleözelleş-
tirmevi gerçekleştirmeliyiz. Sabırlı bekleyt-
şinu, sonsu/a kadar sürmeyecek" dedi.
Başbakan Çiller. son anda katılmaya ka-
rar vermesı nedenıyle, programını altüstet-
tiğı sempozyumda diş hekimleri tarafından
protesto edildi. Çüler'in zaman sorunu ne-
denıyle, diş hekimleri ve Ankara Dış He-
kimleri Odası Başkanı Hikmet Hızlan'ın
konuşmaları programın sonuna alınırken
Başbakan konuşmastna. "Tıp dünyasının
seçkin üyeleri, sizlere duyduğumuz vakınlı-
ğı ifade etmede zaman sorunumuz olu-
y«r"diyerek başladı.
Hastanekre özerklik
Çiller. 1995 yılında sağlık alanında yapı-
lacak çalışmalan anlatırken de "Ülkeyi ye-
niden yapılandırmalıyız. başka çaresi yok.
Vaptığimı/ her şe\i ahpgötüren bu dipsiz ku-
yu sistemini ortadan kaldıracağız. Arkasın-
dan sağlık reformu gelecek. Hastaneler
özerkleştirilecek. Kamu kesimine kadro al-
•jıak yerine, özel sektör destekknecek"diye
^'onuştu.
Çiller. konuşmasında diş sağlığına iliş-
kin istatistiklere de yer verdi. Dünya orta-
lamalanna göre 2 bin 500 kişiye bir diş he-
BAŞKANLAR KURULU ANTALYA'DA
Harb-lş'in ihracı
Türk-lş'i terletecek
GUNEŞ CURSO1N
Başbakan Çiller. kendisine armağan edilen kol saatini alırken, "Yapacaklannızda geç
kalmavırT mesajını aldığını söyledi. (Fotoğraf. AA)
"müşteri*
1
sözcüğünü kullandı. Çiller, "Ya-
pılacak sağlık reformu çerçevesinde, müşte-
riy i doğrudan size > önlendirecek bir sistemi
kuracağız
>
'dedı. Çıller'in hasta yerine müş-
teri sözcüğünü tercih etmesi, sempozyuma
katılan dış hekimlerinin tepkısini çekti.
Başbakan Çiller'e, Ankara Diş Hekimle-
ri Odası Başkanı Hızlan tarafından bir kol
saati hedıye edildi. Çiller hediyesini, "Her
Çiller'in salondan aynlmasindan sonra
kürsüyegelenGazi Üni\ersitesi Dişhekim-
liğı Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Köksal Ba-
loş, "Yine aynı vaadleri sıralayıp gittiler.
Önemli olan, onlann bizim sorunlarımızı
diniemesivdi. Bunun yapılmasını beklerdik.
ama olmadı. Bundan sonra konuşma yap-
manınanlaınıvok"dıyerck Başbakan'ı pro-
testo etti. Türk Diş Hekimleri Bırlıgı Yöne-
tim Kurulu üyesi Dt. Süha Alpayda aynı ge-
rekçeyle konuşrna yapmayacagını açık-
layarak Çtltert eleşfifdr ~
ANKARA - Harb-U Sendıka-
sı'nın geçici ihracı ve yargının
ücret dondurmaya karşı kurar
vermesı, bugün Antalya'da top-
lanacak olan Türk-lş Başkanlar
Kurulu'nda sıcak tartışmalara
yol açacak. "Türk-lş*i küçük dü-
şürdüğü" gerekçesiyle 6 ay sü-
reyle konfederasyon üyeliğinden
uzaklaştırılan Harb-lş Sendikası
Genel Başkanı İzzet Çetin'ın de
katılacağı toplantıda. muhalif
sendikaların disiplin kurulu ka-
rannın yenıden gözden geçiril-
mesinı gündeme getıreceklerı
ögrenildi.
Sendika genel başkanlannın
görev sürelerinin sona ermesini
engelleyen yasal değişikliğin ele
alınmasının beklendiği toplantı-
da, hükümetin gündemindeki
"işçilerin memurlaştınlmasr gi-
nşimlen. toplusözleşme farklan
konusunda açılan davalar ve
1995 yılı toplusözleşmelcrinde
ızlenecek strateji konulannın de-
ğerlendirileceği belırlendi.
Cereğiyapıür'
Türk-lş Genel Başkanı Bay-
ram Meral, Çetin'in toplantıya
katılması durumunda 'gereğkıin
yapılacağmı' belirtirken, disiplin
kurulu üyesi ve Deri-lş Sendika-
sı Genel Sekreteri Selahattin
Gökdemir. ihraç karannın *yeni-
den gözden geçirilmesinin, sağ-
lıklı bir karar olacagını" söyledi.
Bazı sendikaların toplusözleşme
farklanna faiz uygulanması iste-
miyle işveren hakkında açtıklan
davalan eleştiren Türk-lş Genel
Mali Sekreten EnverToçoğJuda.
teşkilata yazılı açıklama gönde-
rerek Türk-lş'in hükümetîe yap-
tı£ı anlaşmayı savundu.
sı gerektiğini kaydederek "Yö-
netim kurulu. disiplin kunılunun
karannı uyeulamakla > ükümlü-
dür. Türk-lş TüAÜğü'ne göre ih-
rac edilmiş bir sendika, ihraç sü-
resinde Başkanlar Kurulu'nda
teımil edilcmcz. Türk-İş vöncti-
mi, bu hükmü u\gula\acaktır"
dedi. Meral. Çetin'in toplanuya
gırmek istemesi durumunda "ge-
reğinin yapjlacagını" ıfade etti
Meral. görev sürelennın pazarlık
konusu yapılmadığını belirterek
"Işçi beni seçhursa ölene kadar
seçilirim. Bizim secilme sürem'ı-
zin sınırlı kalmasını isteyen m\\-
letvekili varsa onun kendisine de
süre getirilmesini sa>unması gc-
rekir" gorüşünu dile getırdı.
Karar 12 gün geç gitti
Selahattin Gökdemir de,
Cumhuriyefın sorusu üzenne,
disiplin krulunun "kendi özgür
iradesiyle''karar verdiğıni. ancak
"Tüzük gereği, yönetim kurulu-
nun belirlediği teşkilat hakkında
değerlendirme vaptığım" ifade
ederek, "Ceza verikli diyeinsan-
lann dışlannusını doğru bulmu-
yorum"dedi Disiplin kurulu ka-
rannın Haı^-iş'e 12 gün gccik-
meyle teblig edildigini anımsa-
tan Gökdemir. "Yanlışlık \arsa
düzeltilmesi için elimden geleni
yapanm. Türk-İş'te biriik isteni-
yorsa geri adım atılabilir" diye
konuştu.
Türk-lş eskı yönetiminde yer
alan bazı sendika liderlerinin de
Bayram Meral'e "Törk-İş'in bir-
liğinin korunması" için Çetin'in
toplantılara katılmasına izin \e-
rilmesi konusunda telkinde bu-
lunduklan ögrenildi.
Sendikalar Yasası'nagorc. ha-
len görevde olan ve gelecek yıl
üörev süreleri sona erecek olan
AHMET TANER KIŞLALI
Mektup...
Bugün çok değerli konuklar var köşemde.
Bır yanda Prof. Irter Turan ile Dr. Mehmet Kabasakal.
Öte yanda Sayın Mahmut Alınak. Tutuklu bir milletvekili.
Iki mektup da önemli.
Hem ıçerikleri ile hem de altlarındaki imzalaria.
• • •
Sayın Turan ile Kabasakal, "Solda Yeni Bir Parti
m/?"başlıklı yazımda eleştirdiğim bazı düşüncelerin yan-
lış anlaştldığı kanısındalar. Şöyle diyoriar:
"1- Bize atfettiğiniz "Merkezden değişme modeli yan-
lıştır' cümlesi bize ait değildir. Toplantıda söylediğimiz:
'Merkezden değişme modelinin günümüz ihtiyaçlanna ce-
vap vermediğidir'. Bu modele göre oluşmuş idari ve siya-
si yapının bugün artık toplumun gelişmesini ve ilerteme-
sini engeller hale geldiğıdir. 'Merkezden değişme modeli
her zaman her koşul altında yanlıştır' gibi dogmatikbirsap-
lantımız yoktur."
"2- Dinleyiciler arasında yeraldığınız toplantıda geçmi-
şimizle banşık olduğumuzu açık ve kesin birdille ifade et-
tik. 'Türkiye için değişme ve yenileşme politıkalan'öneren
bizler, bugüne kadarki çizgimizle tutarlı olarak Mustafa
Kemal 'in o günün koşullannda 'doğru'yu yaptığına inanı-
yoruz."
"3- Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i, O'nun öngördü-
ğü çağdaş uygarlık düzeyıne ulaştırabilmek için, Türki-
ye'de yonetimın, ekonominin ve toplumsal yaşamın, yar-
gının yeniden yapılanması gerektiğı düşüncesindeyiz."
"4- Cumhuriyet'in numaralanmasına hep karşı çıktık,
ama Türkiye'nin bir düzen değişiklıği ıhtiyacı içinde oldu-
gunu hep savunduk."
"5- Önerdiklerimizin tümü kamuoyunun tartışmasına
açıktır. Tartışılarak geliştirilecektir. Toplum beğenir, benim-
ser ve destek verirse, bunu uygulayacak bir siyasal hare-
ket de bulunur."
• • •
Bu kısa ve özlü açıklamaya memnun olduğumu söyle-
melıyim.
Bazı 'temel' yanlışlara onların da karşı çıkmaları güzel
bır şey. 'Düzen değişikliği' gereksinmesini ise Kemalizme
inananlann yadsımasına olanak yok.
Atatürk'ün 71 yıl sonra görmek istediği Türkiye'nin bu
olmadtğını daha geçen gün yazmıştım. 21. yüzyılın gerek-
tirdiği düzeni, ne 'adil düzen' bayrağı altındakı 'eski sağ'
getırebılir ne de numaralama meraklısı 'yenı sağ'.
Düzen değiştirme işlevi 'tahhsel' olarak solundur!
Anadolu gerçeğinde ise, 'Kemalist so/'undur!
• ••
Mahmut Alınak'ın mektubunda da şu satırlar var
"Türk halkı, demokrasi mücadelesınde sayısız önderi-
nı, evladını şehıt veren; katlıamlar gören; aydını, işçisi ve
gençlıği ile büyük acılar çeken bir halktır. Kendisine karşı
yürütülen politik, ıdeolojik ve kultürel bunca saldınlara
rağmen, Türk halkı bugüne kadar devnmci özelliklerini ko-
rumasını bılmiştir. (...)"
"Türk halkı adına yapılan haksızlıklar, acıdır ki Türk hal-
kının haberı olmadan, bilgisi ve onayı alınmadan yapılıyor.
Bu insanlık suçunda hiçbir sorumluluğu ve günahı olma-
dığı halde, Türk halkı bu suça ortak edılmek isteniyor. Oy-
sa bunu haketmemıştir."
Sayın Alınak, mektubunu benım Zola ve Dreyfüs'ten
söz eden yazımdan sonra yazmış. Ama elıme yenı geçti.
Şöyle bağlıyor:
"Türk aydınlan, Türk halkının yarattığı değerlen ve ileri-
ci gelenekleri yaşâtmak, E. Zola'nın yaptığı gibi kendi hal-
kının onurunu korumak ve yüceltmek gibi bir görevle kar-
şı karşıyalar. Zola'nın mücadelesinı yüreğınde hisseden
Türk aydmlannın her geçen gün daha da artacağı inancı
içinde, size teşekkür ediyor, en içten sevgi ve saygılanmı
sunuyorum."
Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak cezaevinde. Ama mil-
letvekilliği sürdüğü için, yasa önerilen ve soru önergeleri
TBMM'de işleme konuluyor. Ve kendisi de hukukçu olan
TBMM Başkanı Sayın Cindoruk şunlan söylüyor:
- Alınak şıkâyetlerinde haklıdır. Halen milletvekılıdir ve
sadece dokunulmazlığının kaldırıldığı dosyalardan yargı-
lanması gerekır Dıteğim, beraat edıp en kısa zamanda ara-
mıza dönmesidir."
Eklenecek tek bir şey var:
Krrstüdettneycu.ır\M,şnjueıın m11ıandıgı yerde demokrasi her za-
man geriler!.. Ve silahlann sesı. aklın sesini çok zaman
kiıııı düymesi gerekıigini. ancak TOrkiye'de
4 bin 845 kişiye bir diş hekımı düştüğünü
=yurgulayan Çiller. bu sırada, "h«U
T
'ycrmcr
halde kol saatı hedive ederek' Yapacağın ış-
lerde geç kalmademek isthorsunuz" söz-
Bayram Meral. ANKA'ya
yaptığı açıklamada. Harb-lş Sen-
dıfcasi nm töptanTiya fcattlmama-
sendika genel başkanlannın du-
rumuna ilişkin yasal degişikli-
^ i . tartişitacagı bekteniyor
adamından
Demirel'e
açık mektup
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Dokuz Eylül Üniver-
sitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
öğretim üyesi Prof. Dr İbrahim
Armağan. Cumhurbaşkanı Sii-
leyman Demirel'e yazdığı açık
mektupta, Cumhurbaşkanı De-
mirel'in 12 Eylül Anayasası, 12
Eylül hukuku. YÖK yasa ve yö-
netmelikleri ve 12 Eylül zihniye-
tiyle bilim adamlannın gerçek-
ten hüroimadıklannı çok iyi bil-
digi kanısındaoldugunu bildirdi.
'Disiplin kuruluna
verUıyoruz'
Ekonomist. kamu hukukçusu.
"siyaset bilimcisi ve toplumbilim-
ci Prof. Dr. Armağan. bu yasal
çerçevenin. bilim adamı ve üni-
versitelerin sadece siyasal ya-
şamla değil, ay nı zamanda top-
lumla da bağlarını kopardığını
belirttıği açık mektupta, "Bilim
adamlannın seslerini duyurmak
için son günlerde ortaya koj duk-
lan tepkiyi kimi rektörier hemen
disiplin ve ceza soruşturması ko-
nusu edebiliyorsa, ya da yazılan
nedeniyle kimi öğretim üyeleri
mahkum edilebiliyorsa, bilim
adamı kendini nasıİ özgür hisse-
debilir?" diye sordu.
Demokratik ve özerk üniversi-
te ile özlük haklannın iyileştiril-
mesi için GSF'de dersleri boykot
cylemine katıldığı gerekçesiyle
hakkında idari ve ceza soruştur-
ması açılan Prof.Dr. tbrahim Ar-
mağan, Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in yaptığı konuş-
.nalarda, "Oğretim üyeleri mad-
di sıkıntıları dışuida kendilerini
hür hissetmedikleri takdirde bu-
nu açık bir şekikie söylemelidir-
ter" demesi üzenne kendisine bir
açık mektup yazma gereği duy-
duğunu bildirdi.
Mühendis ve mimarlar, ekonomik ve demokratik haklan için yann miting yapacak
'Çeliğin dayanma gücü kahnadı^ kırıldı'IŞIK KANSL'
ANKARA - Mühendis ve mimarlar,
ekonomik ve demokratik haklan ile
ulusal sanayi için yann S\hhiye'den
Tandoğan'a kadar yürüyüp. miting
yapacaklar. Turk Mühendis ve
Mimar Odalar. Birliği (TMMOB)
Başkanı Yavuz Önen. çeliğin
dayanma gücünün kınldığını
belirterek "Kamu kesimini tasfıve
etme süreci; sosyaL moral, hatta
ulusal bir sorun haline geldi" dedi.
Bir süredır çeşîıli toplantılar %e
eylemlerle seslerini duyurmaya
başlayan mühendis ve mimarlar içın
1994'ün, çok stratejik bir yıl
oldugunu dile getiren Önen. "Çeliğin
bir dayanma eğrisi vardır. Dikine
çıkar. Vüklerân. yüklersin, davanır
çelik. Sonra bir noktada tak diye
kınlır. Çelikte bükülme yoktur,
kınlır. Işte mühendis ve mimarlann
1994 vılı kınlma noktasını ifade
ediyor çeyğin" diye konuştu. Önen,
şunlan söyledi: "Devalüasyonla satın
alma gücü yan yan\a düştü. 650
dolardan 1994te 300 dolara düştü.
Bu. çok çarpıcı ve vahim. Enflasyon
devam ettiği sürece erozyona
uğramaya devam ediyor, flyatlar
sabit değil. Genel olarak kamu
kesiminde çalışanlara yönelik
projeler yok. Bir umutsuzluk başladı.
Kamu kesimini tasfiye ediyoriar.
Devleti küçültme adı" altında KİT'ler
ve kamu sanayi alanlan. kamu proje
bürolan, kamu araştırma birimleri
bütünüyle tasfiye edilmek istenhor.
Bu sürec içinde, hem enflasyona
yenik düşmek, hem gizli işstz
konumuna düşmek hem de geleceği
karanlık görmek. mühendis ve
mimarlan bunalıma düşürdü.
Sorun; ücret sorunu olmaktan çıktı,
sosyal. moral, hatta ulusal bir sorun
haline geldi. Çalışanlar arasındaki
büyük farklılaşmalar da üyelerimizin
onuruna dokunan çok önemli bir
sorun olarak duruyor. İşte, genel
olarak mühendis-mimariarda küçük
çapta da olsa, başlamış olan
hareketliliğin bazı nedenleri bunlar."
Özelleştirmenın bir şok uygulama
oldugunu, başan şansının da hemen
hemen bulunmadığını aktaran Önen,
KİT'lerın satışlanndan gelir elde
edilemeyeceğini ifade etti. Önen,
özelleştitmenin, aşın polıtıkleşmiş
bir amaç oldugunu dile getirdi ve şu
görüşleri savundu: "Devleti.
ekonomik alandan silme amacu
dünyadaki globalleşmeyle iç ice.
Yabancılar, özellikk Türkiye'de
henüz oturmamtş bir sanayi alanında
devleti ekarte etmenin. önemli bir
fırsatını yakalamış vaziyertekr. Bir de
şu gerçek v^r: Özelleştirmede gerçek
bedelleri ödeyebilecek bir iç birikim
voktur. Değeıierin çok çok altında
gitmektedirler. Örneğin; Petlas,
bugünkü rayiçle 24 trilyonluk bir
tesis. Ama şu ana kadar yapılan teklif
3,5 trilyon civarında. Böylesi, ne
pahasına olarsa olsun, yeter ki devlet
sanayi alanından, üretim alanmdan
silinsin politikası. kuşkusuz bizim
kabul etmediğimiz bir politika. Bizim
karşıtlığımız burada. Noksa,
pankartlarda yazılı olduğu gibi
'özelleştirmeye hayır" pek fazla
anlamlı olmuyor aslında bunlan
açmadan. Biz, çalışmalanmızda
bunlan açarak bunlan atarak ve
bunlan tespit ederek ilerliyoruz ve
sonuçta da bazı tavsiyelerde
bulunuyoruz."
"KİT'kerin büyük çoğunluğunda bu
hantallık var" diyen Onen. şöyle
devam etti: "Ürün çeşitliliğini
yaratamıyorsa, teknolojisini
yenileyemiyorsa, phasalarda rekabet
şansı azalmışsa ve en önemlisi
kadrolan şişirilmiş kurumlar haline
gelmişse, kuşkusuz bunlan olduğu
gibi koruma yaklaşımımız yok.
Restorasyon, onanm, iyileştirme ve
planlama gibi kavramlaria. bir süre
tesisin yararlı hale getirilebileceğine
inanı\oruz. 1991 vıhna kadar
KİT'ler, parasal bir sorun
yaşamamıştır, 1991 yıtından itibaren
özel bankalara olan borçlan
dolasıv la bir borç darboğazına
sokulmuştur. Bu. KtT'lerin artık
batar hale gelmesinin en önemli
nedenidir. Bu planlı, maksatlı bir
uygulamadır. Özelleştirmenin en
büy ük tehlikesi ve sakıncası, yabancı
sermayeye, Türkiye'nin en stratejik
birimlerine sahip olma yolunun
açılmasıdır."
Sermaşenın alternatıfi olan farklı
çıkar gruplannı oluşturanlann.
mühendis \e mimarlar gibi
demokratikleşmeden \ana oldugunu
anlatan Önen, çalışanlann. ancak
demokratik bir ortamda hak arama
talebınde bulunabıleceklenni
\urculadı.
75 kişilik korodan
50 dakikalıkparça
56 Yılın Ardından
Atatürk
y
e Sesleniş
İstanbul Haber Servisi - Özel Ahmet
Şimşek Lisesi'ndeki 10 Kasım
etkinlikleri, bü>ük ilgi gördü. Etkinlikler
çerçevesinde. Marmara Üniversitesi
Eğhim Fakültesi Müzik Bölümü'nün 75
kişilik korosu, 50 dakika süren "56 Yılın
Ardından Atatürk'e SesVeniş" parçasını.
Bölüm Başkanı Prof. Yücel Elmas
yönetiminde sundular. Aynı zamanda,
M.Ü. emekli öğretim üyelerinden olan
parçanın söz yazan Sadiye Akay da,
"Kadın Haklan >e İU'ricilik" konulu bir
konferans verdî. Atatürk'ün. yalnı/ca 10
Kasınılarda değil, her zaman
hatırlanması gerektiğini belirten Akay.
"Ülkemize, gericiliğin karşısında
çağdaşlığı kazandırmak için var gücüyle
uğraşıp başanya ulaşan Atatürk'ün
devrimlerini <u gençlere anlatmak.
benim için tanımlaması çok güç bir
duvgu" dedi.
IHD'liler, bölücülük
suçlaıııasıyla DGM'de
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-In-
san Haklan Derneği (İHD) yöneticile-
ri ile bazı üyelerinin, geçen yıl düzen-
lenen İnsan Haklan Haftası etkınlikle-
rindekı konuşmalanndan ötürü, hakla-
rinda bölücülük propagandası yaptıkla-
n savıyla Ankara Devlet Güvenlık
Mahkemesi'nde (DGM) açılan dava
dün başladı. İHD Genel Başkanı Akın
Birdal'ın da aralannda bulunduğu sa-
nıklar hakkında. 5yılakadarağırhapis
cezalan ıstendi.
Ankara DGM'de dün başlayan du-
ruşmada. sanıklardan Akın Birdal ile
eski İHD i/mır Şubc Başkanı Alpaslan
Berktaylıazır bulunurken. sanıklardan
Ali 'ı ıldırım, Hüsnü Okçuoğluvc halen
Paris'tc yaşayan yazar Yalçın Küçük
katılmadılar.
Duru^mada. sanıklardan Akın Bir-
dal. İHD'nin aınacının insan haklannı
korumak ve bu konuda mücadele et-
mek oldugunu savunarak bölücülük
propagandası yapmadıklannı söyledi.
Mahkeme Başkanı Muammer Ün-
so>. ıddia makamının da istemi üzeri-
ne. İnsan Haklan Haftası etkinlıklerin-
de sanıklann yaptığı konuşmalann bant
kayıtlannın çözümlerinın geldiğinı be-
lirterek konuşmalara ilişkin sanıklar ve
avukatlann beyanlan için duruşmayı
başka bır tarihe erteledi.
DGM Savcılığı'nca hazırlanan iddi-
anamede ise sanıklann yaptıklan ko-
nuşmalarda. 3713 sayılı Terörle Müca-
dele Kanunu'na aykın davrandıklan
ileri sürülsrek haklannda aynı yasanın
8. maddesine göre. 2 yıldan 5 'er yıla ka-
dar hapis, 50-100 milyon liraya kadar
ağır para cezalanna çarptınlmalan is-
tedi.
Işçi Partisi (IP) Genel Başkanı Doğu
Perinçek' in TV de Çapraz Ateş progra-
mında yaptığı konuşma nedenıyle hak-
kında tstanbul Cumhuriyet Savcılı-
ğı'nca soruşturma açıldığı bildirdi.