06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM1994ÇARŞAMBA DIŞ HABERLER Sözleşmeye göre Ege Denizi'nde mil mil Yunan yayılması Yunanistan'm Ege Denizi'ndeki karasulan konusunda temel sorun 12 mil değil, 6 mil artı 1 metre 12 milde Ege'nin yiizde 71'i Atina'ınnOZGEN ACAR Türk diplomatlan, "Ege'deki temel so- runun Yunanistan'm karasulannı 12 mile çıkarmak istemesinden kaynaklanmadığı- nı. gerçek sonınu bugünkü 6 millik sınırda yapılacak 1 metrelik dahi bir genişletnenin >aratacağuıT sö\ lediler. Diplomatlar "De- niz Hukuku Sözleşınesi r 'nin 3. maddesine da>anarak Yunanistan'm karasulannı 12 mile genişletmesinın şu iki önemli sonucu doğurduğuna dikkati çektiler. •Ege'dekı adalann çevresinde oluştu- rulacak 12 millik karasuyu Karadeniz'den Akdeniz'e ya da ters yönde geçecek Türk ve ötekı ülke gemilerinin serbest geçiş hak- kını ortadan kaldıracaktır. •Ege Denizi'nin yüzölçümü 187.647 kilometrekare olarak hesaplanmıştır. Ege'de Türk ana kıtasının kıyı uzunluğu 2.320 kjn ve adalannın uzunluğu ise 500 km'dir. Bu durumda Türkiye'nin toplam kıyısı 2.820 km'yi bulmaktadır. Buna kar- şılık Yunanistan'ın ana kıtasının uzunluğu 2.066 km ve 3049 ada, adacık ve kayalığı- nın uzunluğu olan 7.920 km de eklenince kıyı uzunluğu 9.986 km'ye yükselmekte- dir. Bu verilere göre bugün her iki ülkenin uyguladığı 6 millik karasulanna göre Ege'nin paylaşımı şöyledir: Türkiye yüz- de 7.47. Yunanistan yüzde 43.68, uluslara- rasısularyüzde48.85'tir. Oysa Yunanistan ve Türkiye karasulannı birlikte 12 mile çı- kardıklannda bu oran şöyle olmaktadır: Türkiye yüzde 7.47'den yüzde 8.76'ya, Yu- nanistan yüzde 43.68'den yüzde 71.53'e çıkmakta, buna karşılık Bulgaristan, Ro- manya, Ukrayna, Rusya, Gürcistan gibi Karadeniz ülkeleri ile tüm öteki ülkelere açık uluslararası sular yüzde 48.85'ten yüz- de 19.71 'e düşmektedir. Kaldı ki adalar arasındaki karasulann adacıklann karasulannın birbirlerine zincir gibi eklenmesi ile Ege Denizi Yunan gölü- ne dönüştüğü için bu yüzde 19.71'lik oran hiçbir anlam taşırnamaktadır. Türkiye'nin 1976'dan beri genişlemeyi "savaş nedeni" sayması karşısında Atina'nın bazı yeni ara- yışlar içinde olduğu da büdiriliyor. Muhalif EleftherosTiposgazetesi bu ara- yışlar hakkjnda doğrulanmayan şu haberi verdi: "Yunanistan Dışişleri Bakanbğı Hu- kuk Dairesi hükümetc bir rapor hazıriadı. Yunanistan 12 milde ısrar etmeyerek kara- sulannı 10 mile çıkarabilir. Böylece 10 mil- lik hava sahası sının ile karasulan arasın- da bir uy um sağlanmış olur. (lşin ilginç ya- nı Atina 6 millik karasuyunun üzerine 10 millik bir ha>a sahasında egemenlik hakkı- nı da iddia etmektedir.) Buna karşılık Sa- vunma Bakanlığı ise karasulannın 9 milde kalmasım öneriyor. 10 milden yu- karısı Ege'deki tüm uİuslararası trafigi engelleyeceği için öteki ülkelerin tepki- sine yol açmış olunacak." Yetkililer Türkiye'nin Ege'de 1 metrelik Yunan genişlemesine dahi tahammül et- meyeceğini söylüyorlar. Türk ve Yunan karasulannın oranları ve genişlîkleri 6 MİL % Km 2 Türk karasulan 7.47 14.017 Yunan karasulan 43.68 81.964 Uluslararası sular 48.85 91.666 7 MİL Türk karasulan 7.93 14.880 Yunan karasulan 49.73 93.317 Uluslararası sular 42.34 79.450 8 MİL Türk karasulan 8.21 15.406 Yunan karasulan 54.74 102.718 Uluslararası sular 37.05 69.523 9 MİL Türk karasuları 8.51 15.969 Yunan karasulan 60.70 113.902 Uluslararası sular 30.79 57.776 10 MİL % Km 2 Türk karasulan 8.57 16.081 Yunan karasulan 64.10 120.282 Uluslararası sular 27.33 51.284 11 MİL Türk karasulan 8.70 16.325 Yunan karasulan 68.63 128.782 Uluslararası sular 22.67 42.540 12 MİL Türk karasulan 8.76 16.438 Yunan karasuları 71.53 134.224 Uluslararası sular 37.05 36.985 Ege Deniz alanı adalar hariç 187.647 kilometrekaredir. Yunanistan uzun zamandan beri yayılmacı bir politika uyguluyor• Yunanistan, Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin Ege'de karasulannı 12 mile çıkarma yetkisini kendisine verdiği görüşündedir. Kanımızca, bu görüş gerçeğe uygun değildir. Zira, Sözleşme, 3. maddesinde "Her devletin karasularının genişliğini... 12 mili geçmeyecek şekilde tespit etmek" hakkına sahip olduğundan söz etmektedir. Diğer bir deyişle, karasulannın otomatik olarak 12 mile çıkanlmasına ilişkin bir hüküm sözleşmede yoktur. FAHİRALAÇAM Emekli Atına Büyiikelçisi Aynca. 300'üncü madde "Sözleşmede tanı- nan haklann... hakkın kötüye kullanılması- na imkan vermeyecek bir şekilde kullanıl- ması_" gereğinden söz etmektedir ki bu da, en azından. karmaşık durumlann hüküm sürdüğü bölgelerde sahildardevletlerin gö- rüşmeler yapmalannı ve karşılıklı nzaya da- Ş , , den 12 mile çıkarması halınde, kendisine sağlayacağı yararlan ve Ege'nin uluslarara- Yunanistan'ın bağımsızlığını kazandığı 1830 yılından bu yana, ilk önce Osmanlı devletine daha sonra da Türkiye'ye karşı ya- yılmacı bir siyaset izlediğı ve "megali idea- büyük ülkü" sloganını bu siyasetin mıhveri vanan bir karar almalannı gerektinnektedir. haline getirdıği artık herkesçe bilinmektedir. lyi niyet mevcutsa başka türlü hareket müm- Nitekim. Yunanistan 24 Nisan 1830'da ba- kün değildir. ğımsız olurken sadece Mora Yanmadası, At- Şimdi, Yunanistan'ın, karasulannı 6 mil- tika bölgesi, Egriboz Adası ve Kitlak adala- nnı içeren 52.000 km 2 'lik bir ül- keden ıbaret idi. 1864'te Ingilte- re'den Adriyatik'teki Yedi Ada- yı. 1878 Berlin Konferansı ve 1881 Istanbul Anlaşması ile Os- manlılardan Tesalya'yı toprakla- nna katarak 1881 yılı sonunda 64.000 km : bü'yüklüğünde 2.666.000 nüfuslu bir ülke hali- ne geliyordu. 1913'te, Balkan Savaşlan sonunda, Kuzey Yuna- nistan'a, Kuzey Sporat Adalan'- na ve Gint Adası'na sahip olmak surenyle egemenlik alanını ade- ta ikiye katlayarak 108.606 km z 'yer nüfusunu^ da- 4.363.000'e çıkanyordu. 1923 tarihli Lozan Antlaşması ile Do- ğu Ege adalannı ve Batı Tralc- ya'yı. 1947 Paris Antlaşması ile de ftalya'dan Oniki Adayı alarak 131.900 km 2 yüzölçümü ve 10 milyon nüfusu ile bugünkü hu- dutlanna ulaşıyordu. Sona ermiş sanıhyordu Yunanistan'm Anadolu'da ve civar bölgelerde Türkiye aleyhi- ne yürüttüğü >ayılmacı politika- sının tstiklal Sa\aşı ile sona er- miş olduğu sanılıyordu. Aynca. artık talihi de ters dönmüştü. 1940'larda ilk önce Italya'nın sonra da Almanya'mn saldırısı- na uğruyor, 2. Dünya Savaşı'nı takiben çetin bir iç savaşın oda- ğı haline geliyor. nıhayet 1974'te Kıbns'ı Yunanistan ile bırleştir- mek (ENOStS) için giriştiği ça- balar bu kere Türkiye tarafından engelleniyordu. Bu şartlar altında, Yunanis- tan'ın, dikkatini Ege Denizi'ne çevirdiğine ve Ege'deki karasu- lannı genişleterek sahip olduğu 2463 ada savesinde Lozan Ant- laşması ile kurulan dengeyi bo- zup Ege'yi bir Yunan gölü hali- ne getirmeyi amaçlayan gayret- ler içine girdiğini göziüyoruz. Yunanistan, bu politikasının ilk ışaretini 1936'da Ege'deki kara- sulannın genişliğini tek taraflı olarak 3 milden 6 mile çıkarmak- la veriyor. Türkiye, benzer bir kararı, Yunanistan'm tutumun- dan vazgeçeceğinden ümidini kesince ancak 1964'te yani 28 yıl sonra alıyor. 12 mil Atina'nın hakkı mı? tSMAİLSOYSAL Emekli Büyükelçi Yunanistan'ın, 16 kasımda yürürlüğe girecek 1982 BM Deniz HllİHlkll Sftglogmefii'nin fipAw» ^ maHrl<*cinfr HavanaTOV Ege'de karasulannı 12 mile çıkarabilme "hakkı" (...up to a limit not escmiing 1? naııtiral miles...) konusunda sunlan leceği kolaylıkla anlaşılır. Böyle bir duru- mun ise güvenlik ve stratejik açılardan Tür- kiye için yaratacağı çok önemli sakıncalann yanmda, gerek Türkiye'nin ve Karadeniz sa- hildan devletlerin gerek Ege Denizi'ni kul- lanan diğer devletlerin Ege'den serbest ge- çiş hakkını kısıtlayacağı, bu hakkı "zararsn geçiş" ya da "masum geçış" haklanna indir- geyerek Ege'nin uluslararası su yolu olma karakterine ciddi bir darbe vuracağı kuşku- suzdur. Savaş nedeni Türkiye, Ege'deki karasulannın genişliği- nin 6 milden yukanya çıkanlmasına karşı ol- duğunu. tek taraflı bir kararla böyle bir yo- la başvurulduğu takdirde bunu "savaş sebe- bi" sayacağını 20 yıldan beri açıklanmakta- dır. Yunanistan da bu durumu gayet iyi bil- mekte ve muhtemelen bu nedenledir ki, "Hakkımdır, fakat şimdflik kullanmayı dü- şûnmüyorum" anlamına gelen cevaplar ver- mektedir. Sonuç olarak şu husus- larbelirtilebilir: # Ege'deki bu durum Anado- lu'nun tabii uzantısını teşkil eden Doğu Ege adalannın ve 12 ada- nın Anadolu'ya egemen olan bir devletten başka bir devletin elin- de bulunmasmdan kaynaklan- maktadır. Bu açıdan bakınca, Osmanlı devleti'nin yüzyıllar boyu elinde bulundurduğu bu adalarda belirli bir nüfus politi- kası uygulamamış olması aflfe- dilmez bir hatarlır belirtmek isterim: 1- Böyle bir hak, sözleşmenin başka maddeleri gözönünde •"tutnhnaksıznr kullanjlamaz. -Öfnefifr44r maddeye gore,—- Ege'de olduğu gibi, kıyılan birbirinin karşısma düşen bir deniz sözkonusu ise eşit uzakhkta bir çizgi (median line) geçerüdir. Eğer ortada tarihsel nedenler ya da özel durumlar varsa -ki binlerce Yunan adasının ayn ayn karasulannın Ege'yi Yunan gölü haline getirmesi olasılığı vardır- o zaman değişik bir sınırlamaya gidilir. Kaldı ki Yunanistan'm böyle bir karan. sözleşmenin 300. maddesinin, imzacı devletlerin iyiniyetie davranması ve herhangi bir hakkı kötüye kullanmaması yolundaki hükmüne ters düşecektir. 2- Türkiye, sözleşmeyi imzalamadığı, yani ona taraf olmadığı için, Yunanistan'ın günün birinde alabileceği 12 mil karan onu bağlamaz. Dolayısıyla bugünkü 6 millik karasulanna eklenecek 6 mil, ona göre "açık deniz'dir. Gemilerini, uçaklannı orada serbestçe kullanır. Yunanistan buna müdahale eder ve güç kullanırsa karşılığını görür. Bu da iki tarafı bir savaşa sûrükler. Böyle bir savaşı önlemek içindir ki, Türk hükümetleri 1976'dan beri 12 mil karannı "sa\a$ nedeni" sayacağını açıklamaktadır. 3- Yunanistan, Ege'de "Tûrk tehlikesi^ bahanesiyle adaian silahlandırmıştır. Bu hareket, 1923 Lozan ve 12 ada ile ilgili olarak, 1947 İtalya Banş Antlaşmalannın açıkça ihlalidir. Şimdi de, bu dar denizin yüzde 71'ini karasulan durumuna getirerek hem kimi yeni avantajlar saglamayı hem de başka gemilere Akdeniz'e geçmek için açık deniz alanı bırakmamayı düşündüğü anlaşılmaktadır. Böyle bir durum yalnız Türİciye'yi değil, başta Karadeniz devletleri olmak üzere tüm ülkeleri sıkıntıya sokacaktır. Nitekim bu konuda Yunanistan'ı koruyan ya da Türkiye*yi kınayan bir ülkeye pek rastlanmamaktadır. Tersine, ABD. Atina'ya baskı yapmakta, Avrupa Birliği de sorunun görüşmeler yoluyla çözümlenmesini istemektedir. 4- Atina'nın, Ege'de Yunan karasulannın "zararsageçjş"e açık (innocent passage) olacağını açıkJaması bir güvence değildir. Çünkü sözleşmenin 19-26. maddelerinde bu geçişier için birçok kısıtlamalar öngörülmüştür. Yunanistan'm, fırsat bulunca bunlan da kötüye kullanması olasıdır. 5-Türkiye'nin, Akdeniz ve Karadeniz'de 12 mili kabul etmesi, bu denizlerde yolu kapayan ada bulunmamasından, yani açık denize rahatlıkla ulaşılmasındandır. # Yunanistan'dan karasulan- nı 12 mile çıkarmayacagına ıliş- Atina'nın görüşii Anlaşıldığı kadan ile, Yunanistan, imza- lamış olmakla birlikte -Türkiye imzalama- mıştır- henüz onaylamadığı (fç baskılaryü- zünden karar almak durumunda kalmamak için birtaktik de olabılir) 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin Ege'de karasulan- nın genişliğini 12 mile çıkarma yetkisini kendisine verdiği görüşündedir. Kanımızca, bu görüş gerçeğe uygun değildir. Zira, söz- leşme. 3'üncü maddesinde "Her devletin ka- rasularının genişliğini.- 12 mili geçmeyecek şekilde tespit etmek" hakkına sahip olduğun- dan söz etmektedir. Diğer bir deyişle, kara- sulanntn otomatik olarak 12mileçıkan!ma- sına ilişkin bir hüküm sözleşmede yoktur. sı karakterine vuracağı darbeleri inceleye- lim: Karasulannın genişliği 6 mil iken Ege'nin toplam yüzölçümünün (172.040 km 2 ) % 7.5'ini Türk karasulan (12.903 km 2 ), % 43.7'sini Yunan karasulan (75.181 km 2 ) oluşturmakta ve % 48.8'lik (83.956 km 2 ) bir bölüm de açık deniz vasfını koru- maktadır. Karasulannın genişliği 12 mile çı- kanldığında, Türkiye'nin payı % 1.5 ve 2.236 km J artışla% 71.5'a(l 23.009 km 2 'ye) yükselmektedir. Açık denizın payı ise % 29.1 karşılığı 50.064 km 2 azalarak % 19.7'ye (33.892 km 2 'ye) düşmektedir. Birde bunlara sözleşmede sözü edilen kıtasahan- lığı ve ekonomik bölge kavramlan eklenin- ce, Ege'nin nasıl bir Yunan gölü haline ge- kin kesin bir taahhüt vermesîni beklememek gerekir. Zira, bu şartlar atenda, Türkiye de daiul, hiçbir devletin iç politika neden- leri ile böyle bir taahhütte bulu- nabileceğini sanmıyorum. # Karasulannın genişliğinin 6 milden yukanya çıkanlması "savaş sebebi"dır demek, Yuna- nistan'ın böyle bir karar alması halinde -ki şahsen alacağını san- mıyorum- Türkiye'nin bu ülke- ye savaş açacağı anlamına gelir. Böyle bir davranışın da, ne ka- dar haklı olursak olahm, Türki- ye'nin tüm dünya önünde saldır- gan devlet durumuna düşmesine yol açacağı muhakkaktır. Bu iti- barla, kanımca, tutulacak en ma- kûl yol, böyle bir karan tanıma- yacağımızı ve bu yüzden Yuna- nistan'ın bize şu veya bu şekil- de sataşması ya da rahatsız et- mesi söz konusu olursa, buna ay- nen cevap vereceğimizi ve doğa- cak sonuçlardan Yunanistan'ı sorumlu tutacağımızı bildinnek- le yetinmemizdir. •Türkiye. Yunanistan ile mevcut sorunlannı, bu ülkenin aksine, hiçbir zaman bir iç poli- tika malzemesi haline getirme- miştir. Ancak, Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin yürürlüğe gire- ceği 16 kasun tarihinden itibaren Yunanistan'ın Ege'deki karasu- lannı 12 mile çıkarabileceği var- sayımından hareket edilerek son defa çıkanlan kriz ve bu sırada yapılanbazıbeyanlarbende, bi- zim de Yunanistan gibi bu ülke ile sorunlanmızı iç politika mal- zemesi yapma yoluna girdiğimiz şeklinde, yanılmış olmayı içtenlikle arzula- dığım, bir izlenim yaratmıştır. Kanımca teh- like mevcuttur. Yunanistan'ın 12 mili uygu- lamaya koymak için fırsat beklediği kuşku- suzdur. En azından, bu kozu, Damokles'in kılıcı gibi başımızın üstünde tutmaya karar- lıdır. Ama, böyle bir tehlikeye karşı, Yunan- lılann yaptıklan gibi şamata ve yaygara ile cevap vermek yerine, kararlılıkla hareket et- memiz ve kararlılığımıza başta Yunanistan olmak üzere müşterek dostlanmızı ınandır- manız yeterlidir. Bu inancı ise, kançılaryalar arasında yük- sek seviyede yapılacak temaslarla sakin bir şekilde pekiştirmeniz pekâlâ mümkündür ve bunda yarar da vardır. Ege'de tarihsel Yunan yayılması OSMANLI İMPARATORLUĞU itüNANİSTA *. OSMANU , - 1 , İMPARATORLUĞU 1832-1881 OSMANU 1 İMPARATORLUĞU * OSMANU , İMPARATORLUĞU 1881 W OSMANU , İMPARATORLUĞU YUNAN1STÜ 1912-1922 LOZAN ANDLASMASI HNİSTAN' TÜRKİYE Sıiar 24.7.1923 m fANİSTAN TÜRKİYE SonUTı K»pe| ELEKDAĞ CUMHURİYET'E ANLATTI-2 Ankara'nm mesajı Atina'yı câydınyor Saat 11.00 Elekdağ anlatımını şöyle sür- dürdü: "Bundan sonra bugün büyükelçi olan ŞubeMüdürii Rı- za Türmen'i çağırarak, Macom- ber ile görüşmemizi dikte ettim. Dışişleri Bakanı thsan Sabri Çağlayangil'inağzmdan Dr.Kis- singer'a bir mektup taslağı ha- zırladım. Mektubun ağırlık noktasını 'casus belli' (savaş nedeni) kav- ramı oluşturuyordu. Bu sırada Bakanlar Kurulu da haftalıkota- ğan toplantısında>dı." Saat 15.00 "Her hafta Geneikurmay Baş- kanlığı ile bilgi alışveri^inde bu- lunurduk. Bir hafta biz karargâ- ha gider, bir hafta da komutan- lar bakanlığa gelirierdi. O gün Gendkurmay 2. Başkanı Orge- neral Kenan Evren ve Harekât Ekselans Henry Kissınger ABD Dışışlen Bakara tl duğu görüşünü belirterek, konu- yu Süleyman Demırel'in koalis- yon hükümetine sunmak üzere toplantıya geçti." Saat h.OO "Çağlayangil beni yine odası- na çağırdı ve 'Hükümet. telkin ettığimız harekât tarzını kabul etti. Dr. Kissinger'e iletmek üze- re mesajımı VV'ashington Büyü- kelçiliği'ne gönderin' dedi. Ma- sasının başına gecip mesajını biz- zat kendisi her zamanki ağdalı ifadesi\ le kaleme aldı. Taslakta benim adım geçmezken. kendisi büyükelçi ile görüşmemize gön- derme yaptı." 75/ 24.00'ten sonra Mıshing- tcm saati ile 1 7 .00'den sonra "VVashington Bü> ükelçisi Me- hh Esenbel ABD Dışişleri Ba- kanlığı'na mesajımızı ilerri.'" Ertesi gün 15.4.1976 Sayuı Bakan. Kabıne toplantısında ıken. Genel Sekreter Elekdag. Ekselanslan ile Yunan Dışışlen Bakaru Bay Bıtsıos arasında teatı edilen ve metınlen Büyükelçi Ma- comber tarafından Bay Elekdag'a tevdi edılen mektuplar hakkında bana bilgı li. Mesajınmn aijagıda btlııuleıı tflııılrMiıı \tk cıddı ıdakkı edıyoram 'Bu ıtıbarla ABD. taraflardan bınnın bir asken çözüm aramasına aktıf ola- reı kovacak ve bövlc bir hareket- hattmı önlemek amacıyla büyük gayretler sarfedecektır.' _ Bây Elekdag'ın da Bûyûkelçı'nın dikkatini aynı konuda hemen çekmiş ol- dugu üzere. bu beyanm. Amenka Bırleşik De\letlen hükümetinin konu Tıak- kında yeni bir vaziyet ve tutum aldığını aksettırdigı kanaatıne vardım. Şurası açıkrır ki. Yunan hükümetınm esas emelı. kara sulannın smırlannı 12 mile çı- karmak suretiyle. bir oldubıtti yaratmak ve bu suretle. Tûrkıye üzennde sıyası bir zafer kazanmaktır. Böyle bir hareket. Ege Demzı'ni Yunan gölü haline ge- tirebilecek ve netice ıtıbanyla. Türkiye'nin bu denızdekı tabıı ve yerleşmış ananevı haklannı fıılen ortadan kaldıracaktır. Bu durum Türkıye'ye. böyle bir gelismeyi bir harp sebebi 'casus bellı' olarak telakkı etmekıen gayn bir opsı- yon ımkânı bırakmayacaktır. Bu ıtıbarla. bu nevı gelışmelen teşvık edecek nı- telıktekı pozısyon değişiklikJerinı, sadece ıkılı ılışkılenmız bakımından degil, fakat bölgenın güvenlığı bakımından da tehlıkelı görüyorum. Sızden ricam. yukanda ışaret ettıgım cümlenın. bızım tafsıle çalıştıgımız endıselenmızı hesaba katarak yeni tefsırlere ve polemıklere mevdan vermeye- cek bir şekilde düzeltilmesidir, bu mümkün olmadığı takdirde. bahse konu mektuplann açıklanmasmnı teminidır. Samımıyetle ınamyorum ki bu. Yuna- nistan'ın da yararlanna olacaktır. Saygılanmla lhsan Sabn Çağlayangil Başkanı Korgeneral Haydar Sal- tık Bakanlığa geldiler. Kendileri- ne bu görüşmeyi ve elimizde bu- lunan Yunanistan'ın hazırlıklan konusundaki bilgileri aktardım. Onlarda da benzeri bügiler \«r- dı. ABD Büyiikelçisi' nin verdiği mektuplan, konuşma notumuzu ve Çağlayangıl için hazırladığım taslağı kendilerine gösterdim. Okudular. Aynı görüşte oldukla- nnı. ancak metnin henüz baka- na verilmemesini bir de Birinci Başkanla konuşmalan gerektiği- ni söylediler." Sa'at 17.00 "Komutanlar karargâha dön- dükten yarun saat sonra Genel- kurmay Başkanlığı'nın resmi desteğini bildirdiler." Saat 17.30 "Bu gelişme üzerine belgeleri mühürlü bir zarf içinde Bakan- lar Kurulu toplantısında bulu- nan Çağlayangil'e ilettim." Saat 17.40 "Çağlayangil, toplantıdan çı- karak makamına geçmişti. Beni çağırttı. Durumu bir kez daha değeriendirdik. Kendisi bir kez de birinci ağızdan duymak üze- re Genelkurmay Başkanhğını aradı. Yaklaşımımızın uygun ol- Washington hiç zaman geçir- meden. Çağlayangil'in mektu- bunu da Atina'ya iletti. Daha sonraki haftalaı Bu mesaj ikili caydıncılık ya- rartı. Binncisi, Atina. Ege'de yara- tacağı bir oldubittinin faturası- nm ne kadar agır olacağı konu- sunda bilinçlendi. Ikincisi, Was- hington da Kissinger'in mektu- buyla statükonun bozulmasına yol açacak yanlışlığı farkedip Atina'yı uyarmak zorunda kal- dı. Bu arada ana muhalefet lıde- ri Bülent Ece\it bu gelişmeler- den haberdar olmadığı için o günlerde hükümeti hiçbir şey yapmamakla suçladı. Bu mek- tuplann basına açıklanmasını önerdiğim Çağlayangil şu yanı- tı verdi: "Basınaaçıklarsak,son- ra bizim bu mesajı iç politika için gönderdiğimizi yommlayabilir- ler. O zaman da ciddiye almazlar. \ arsın kamuoy unda bilinmesip." 24 Ekim 1979 Dışişleri Bakanı lhsan Sabri Çağlayangil. Yunanistan Başba- kanı Konstantın Karamanlis'e gönderdiği bir mektupta "savaş nedeni" kavramını ilk kez Yu- nan yetkililerine de bıldirir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle