Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 1994 PAZARTESİ
HABERLER
Doç. Fikret Başkava
Başkaya, Pen
Şeref Üyesi
• ANKARA (ANKA)-
Isviçre'nin Almanca Pen
Merkezi, düşünce suçundan
halen Haymana Kapalı
Cezaevi'nde hükümlü
bulunan Doç. Dr. Fikret
Başkaya'yı Şeref Üyesi yaptı.
Isviçre'nin Almanya Pen
Merkezi Genel Sekreteri
Barbara Traver imzasıyla
Başkaya'ya gönderilen yazıda
şöyle den'ildi: "Biz 200 aktif
üyeyle entemasyonal Pen
merkezlerinden birisiyiz ve
sizi Şeref Üyesi (Honorary
Member) olarak kayıt
ettigimizi sevinerek
bildiriyoruz. Mektuba ilişkin
size üye belgenizi
gönderiyoruz. Biz, derhal
faaliyete geçerek sizin serbest
bırakılmanızı diliyoruz ve
sağlık bakımından iyı
olmanızı umuyoruz '
Anmatöreninde
gözattı
I tstanbul Haber Servisi-
Gaziantep'te, iki yıl önce,
TKP-ML militanı olduklan
gerekçesiyle öldürülen Saim
Bozkurt ve Hasan Çiçek için
önceki gün,
Gaziosmanpaşa'da
gerçekleştirilen anma
töreninde polis larafından
gözalüna alınan çok sayıda
kişinin henüz serbest
bırakılmadığı bildirildi.
öözalüna alınan 50 kişinin
yakınlan, polısın görüşme
imkaru yaratmaması üzerine,
İP Gaziosmanpaşa ilçe
binasında oturma eylemi
başlattılar. GözalUndaki 50
kişinin, kendilerine verilen
yemekleri kabul etmeyerek
açhk grevine başladıklan
öğrenildi.
MünirCeylan'a
ziyaretler
•SARAY (AA)- Cr&Genel
Sekreter Yardımcısı Mehmet
Sevigen ile Yeni Demokrasi
Hareketi (YDH) Sözcüsü
Cem Boyner, Tekirdağ'ın
Saray ilçesindeki cezaevinde
yalmakia olan Petrol-İş
Sendikası eski Genel Başkanı
Münir Ceylan ile eski milli
futbolcu Tanju Çolak'ı ayn
ayn ziyareteUiler. Sevigen,
ziyaret sırasında yaptığı
açıklamada, düşünce
özgürlüğü suçundan dolayı
cezaevinden yatan insanlann
affedilmeye ihüyaçlan
olmadığını, bir an önce
aklanmalan gerektiğini
söyledi.
230kişitavuktan
zehirlendi
• ADANA(Cumhuriyet)-
Adana-Mersin karayolu
üzerinde kurulu Meyna
Fabrikası'nda çalışan 230
işçi, yedikleri yemekten
zehirlendi. Kıbnslı işadarru
Asil Nadir'e ait fabrikada
çalışanlann öğle yemeğinde
yedikleri bayat tavuktan
zehirlendikleri anlaşıldı.
Mideleri yıkanan ve serum
takılan işçilerden durumu
ağır olan 25'inin tedavisine
devam ediliyor. Olayla ilgili
soruşturma sürdürülüyor.
G.O.Paşa'da
ölûmlü kaza
• İSTANBUL(AA)-
Gaziosmanpaşa'da dün, Ali
Çiftçi yönetimindeki 34 FCU
12 plakah otomobil, aşın hız
yüzünden beton direğe
çarpıp takla atarak karşı
şeride geçti ve zabıta memuru
Ömer Doğantan'ın
kullandığı Gaziosmanpaşa
Belediyesi'ne ait 34 BDB 39
plakah minibüse çaptı. Kaza
sonucu ağır yaralanan Ali
Çiftçi (29), eşi Zoran Çiftçi üe
6 ayük çocuklan tüm
müdahalelere rağroen
kurtanlamadı.
Eskişehîr uçağı
onarıldı
• tSTANBUL(AA> Geçen
ağustos aymda Atatürk
Havalimanı'nda inişe geçtiği
sırada pist dışına
sürüklenerek ağır hasar
gören, THY'nin "Eskişehir"
adh Boeing 737 tipi yolcu
uçağmın onarrmı
tamamlandı. Uçak dün
İstanbul-İzmir arasındaki
test uçuşunu başanyla
gerçekleştirdi. Onanmı 18
milyon dolara mal olan
uçağın fıyatı ise 35 milyon
dolar.
Sıvas katliamının firari sanığı Karataş, 14 ayı Sıvas'ta dolaşarak geçirdiğini söyledi
4
Polîs evime uğramadı'ERGÜN AKSOY
ANKARA - Hakkında ölüm
cezası istenen Sıvas davasının 2
numarah sanığı Yunus Kara-
taş'ın, firarda bulunduğu 14 ay
boyunca, Sı\as'ta "etini kolunu
sallavarak"yaşamını sürdürdü-
ğü ortaya çıktı. Geçen ay Sıvas'ta
güvenlik birimlerine teslim olan
Karataş, savcılık ifadesinde suç-
suz olduğunu savunarak, "Sı-
vas'ta sokağa çıkma yasağına
rağmen yaşantımı sürdürdüm.
Firarda bulunduğum 14 ay bo-
yunca evimde yaşadım. Polisler
evime gelmedi. Sokağa çıkıp do-
laşıyordum" dedi. Sıvas dâvası
müdahil avukatlanndan Çağdaş
Hukukçular Derneği Başkanı
(ÇHD) Şenal Sanhan, Sıvas
olaylannda güvenlik güçlerinin
ihmali bulunduğunu belirterek.
"Firari sanık Karataş'ın, 14 a>
boyunca firar günlerini geçirdi-
ğj Sıvas'tayakalanamamasL gü-
venlik güçleri ile ilgili iddialan-
mızı bir kez daha kanıdamakta-
dır"görüşünü savundu. Sanhan,
güvenlik görevlileri hakkında
soruşturma açılması gerektiğini
de belirtti.
Sıvas'ta 37 kişinin öldürülme-
si olayına kanştığı savıyla hak-
kında ölüm cezası istemiyle da-
va açılan firari sanık Yunus Ka-
rataş'ın, teslim olduktan sonra
yapılan sorgusunda, "fırar gün-
lerini Sıvas'ta geçirdigmi"belirt-
mesı davaya yenı bir boyut ka-
zandırdı. Karataş, sorgusunda 1
temmuz gecesini Ramazan Ars-
lan adındaki arkadaşının evinde
geçirdiğini ve sabaha kadar içki
içtiklerini belirterek, "2 Tem-
muz 1993gününü de akşama ka-
dar uyuyarak geçirdik" dedı.
Karataş, olay gününü şöyle an-
lattr.
"2 temmuz günü akşam saat-
lerinde u>kudan kalktık. Elimi-
ri \üzümüzü yıkadık TV'de film
izîedik. Daha sonra dışan çıktık
Arkadaşım bekar olduğu için ev-
de kimse yoktu. Dışarda arka-
daşlanmıza rastladık. Btze, çar-
şıya gitmememizi söy lediler. Bu-
nun üzerine tekrar eve döndük.
Olayları gece haberierinde
TV'den duyduk. Sokağa çıkma
yasagı karan ahnmıştı. İki gün
evden dışan çıkmadık İki gün
sonra ben babamın e\ ine gittim.
Ancak, genelde Ramazan'ın
evinde kaldığun için öncekri eve
pek gitmiyordum. Sokağa çık-
ma yasağına rağmen Sıvas'taya-
SOPUŞtUPma İSteml Davanın müdahil avukatlanndan Şenal Sanhan
"Sıvas olaylannın 2 numarah sanığı firari Yunus Karataş'ı evinde
bile aramayan polis, görevini kötüye kullanmıştır" dedi. Sarıhan,
Karataş'ı yakalamayan görevliler hakkında soruşturma açılması
gerektiğini bildirdi.
şantımı sürdürdüm. Olaydan üç
gün sonra,evdeolmadtğun bir sı-
rada polisler eve gelmiş ve beni
sorrnuşlar. Akşam eve gittigimde
potislerin beni aradığını sö\ ledi-
ler.Çekindiğim için karakola git-
medim. Normal yaşantımı sür-
dürmeye başladım. Daha sonra
hakkunda gıyabi tutuklama ka-
ran çıktı. 13-14 aydır Sıvas'ta
evimde idim. Polisler gelmiyor-
du. Dışarda dolaşıyordum ancak,
kalabahk yerlerde gezmiyordum.
Daha sonra gidip teslim oldum.
Ben hiçbir olaya kanşmış de0-
lim. Suçsuzum."
Sıvas davası müdahil avukat-
lanndan Şenal Sanhan, sanık
Karataş'ın firarda bulundugu
günlerini Sıvas'ta geçirdiğine
dikkat çekerek, Cumhuriyet'e,
"Sanık Karataş olayında yaşa-
nanlar.Srvas'taki güvenlikgüçle-
rinin görevlerini ihmal ettikleri-
ni kanıdamaktadır" dedi. Saru-
han, görüşlerinı şöyle dile eetir-
di:
"Bilindiği gibi gü\enlik güçle-
ri, başka ola\ larda sanığın ika-
metgahına gider, o evde karakol
kurar. E\deki karakol ortamı
kaldınlsa bile, ikametgah gözle-
me alınır, sanıklann \akınları u-
lenir. Karataş olayında bunların
yapılmamasını görevin ihmali
şeklinde algılamamak. her halde
çok iyimser bir tutum olur. Sanı-
ğın açıklamalan doğru ise polis
açıkça görevini kötüye kullan-
mıştır. Müdahil avukatları ola-
rak, bu soruşturmanın başından
itibaren güvenlik güçlerinin ih-
nıalk'rine işaret eden tutumumu-
zun haklıhğı bir kez daha ortaya
çıkmıştır."
Sanhan. Emniyet Genel Mü-
dürlüğü, Adalet Bakanı ve savcı-
lan göreve çağırarak, "Güvtnlik
güçlerinin ihmalleri görülmeli ve
ilgÛiler hakkında soruşturma ya-
pılmalıdır. Katliama katılan ey-
lemcilerin bü\ük bölümü henüz
>akalanamamıştır. Bö> lesi bir so-
ruşturma tarzı ile \akalanmala-
nnı da umut etmek ha> aldir" dı-
ye konuştu.
BIZBIZE
Hakkında ölüm cezası istenen Karataş fırardayken başlayan Sıvas kadiamı davalan olavh geçti.
1995 yılında zarar eden KİT'lere kaynak aktanlmayacak ve bu kuruluşlar tasfiye edilecek
Kâr eden kuruhışlar sabş yohında
ESRAYENER
ANKARA - Hükümet; zarar eden Kamu
Iktısadı Teşebbüsleri (KİT) için
bütçeden yalnızca 21 trilyon lıralık
odenek ayınrken özerk bir yapıya
kavuşturulduktan sonra kar eden
kuruluşlan, banka borçlannı ödeyerek
satmayı programlıyor. Sanayı ve Ticaret
Bakanlığı'na bağlı Makina Kimya
Endüstrisı Kurumu (MKEK), Çimento
Fabrikalan AŞ (Çitosan), Türkiye
Gübre Sanayi AŞ (TÜGSAŞ) ve Şeker
Fabrikalan'nın sermayelerini 1992
yılına kadar ödemeyen Hazme'nin;
özerk bir yapıya kavustunılunca kar
eden bu işlermeleri, banka borçlannı
kapatarak Kamu Ortakhğı idaresi'ne
devretmeye karar verdıği öğrenildi.
Hükümetın, bütçe açıklannı
özelleştirme ile finanse etme politikası
çerçevesinde kar eden kuruluşlar satışa
çıkanlırken zarar edenler tasfiye
sürecine sokuluyor. 1995 yılı KÎT
yatınm ve finansman programı ve bütçe
yasa tasansında. kuruluşlara hiçbir
kaynak aktanlmamasını öngören
hükümet, kar edenler için
özelleştirmeye yönelik kaynak
yaratırken zarar edenleri kendi başına
bırakıyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı,
Çitosan, MKEK, TÜGSAŞ ve Şeker
Fabrikalan'nın 1992 yılında 4 trilyon
340 milyar liraya ulaşan zararlan, özerk
bir yapıyla çalışmaya başladıktan sonra
1994 yılında 7 trilyon 381 milyar liralık
kara dönüşünce Hazıne, kuruluşlara
kaynak aktarmaya başladı. Yetkililer, bu
kuruluşlann bankalara olan borçlannın,
Hazine'de bulunan sermayelerinden
kapatılarak özelleştirmeye
hazırlanacağını bıldirirken "Her rürlü
borçlarından anndırüdıktan sonra,
gelecek >ü Özelleştirme İdaresi
Başkanİığı'na devredeceğiz. O döneme
kadar hiçbir bankadan kredi
kullanmamalan konusunda u>anda
bulunduk. Gerekirse, biz kaynak
aktaracağız" açıklamasında bulundular.
Hazine, kar eden kuruluşlann
sermayelerini kullandırarak.
özelleştirmeye hazırlarken zarar eden
kuruluşlara kaynak aktanlmayacak.
Eylül ayında çıkanlan 'KİT'terin
haczedilmesine olanak tanıyan' yasanın
ardından, Başbakan Tansu Çiller'in
kuruluşlara kaynak verilmemesini
öngören genelgesi ile KlT'ler. özel
sektörjanında. Maliye Bakanlıgı \e
SSK tarafından icraya tabı tutuluyorlar.
Hükümetin, ekim ayında hazırladıği
1995 KİT yatınm ve finansman
programı ve bütçe yasa tasansında 1
katrilyon 331 trilyon liralık gider
öngören bütçeden 21 trilyon liralık
ödenek aynlan KİT'lere, DYP-ANAP
işbirüği ile hazırlanan özelleştirme yasa
tasansında bürün yatınm yollan tıkandı.
21 trilyon ödenek
Yetkililer; KİT finansman programı ve
bütçe yasa tasansında zarar eden
KlT'ler için 21 trilyon lira dışında
odenek aynlmadığına, özelleştirme
yasa tasansında da özelleştirme
gelirlerinın Hazıne'ye aktanlmamasının
öngörüldüğüne dikkat çekerek şu
değerlendirmeyi yaptılar:
"Ozelkştirme yasa tasansı KİT'lere
ancak özelleştirmeye hazırhk
aşamasında kaynak aktarümasını
öngörüyor. Zarar eden KİT'lerin ise
satılması olanakstz. Zatea, bankalar
dışında vergi, prim borçlan ile
neredeyse sermayeleri kadar borçlan
var. Bu kuruluşlara 21 trilyon lira
dışında hiçbir yardım yapılmayacak.
Kuruluşlar topartanamazlarsa tasfiye
edilirier.'"
Özelleştirme kapsamına ahnmayan ve
Hazine'ye bağlı olan KİTIenn. 1994
yılı için bankalara olan kredı
borçlanndan doğan 77 tnKon liralık
zararlan bulunuyor. Borçlan ve yeni
yatınmlan için kaynak verilmeyecek
olan bazı KlT'ler ve 1994 yılı zarar
durumlan şöyle:
Türkiye Taş Kömürii İşletmesi: 11
triKon 489 milyar lira.
Çay-Kur: 2 trıl>on 545 milyar lira.
TZDK: 4 trılyon 29 milyar lira.
TDÇİ. 19 tnlyon 675 m'ilyar lira.
TCDD: 19 tnKon 232 milyar lira.
ERDAL ATABEK
Emeğin Gücü Engellenirse...
29 Ekim günü Refah Partisi'nin Ankara'ya yürüyüşüne
izin verilmedi. Taksim Alanı'na cami yapılınca orada da el-
bette cuma namazlan kılınacak, cenazeler kaldınlacaktır.
Bunlar bugün yapılamamıştır, ama bu noktaya gelinmiştir.
29 Ekim tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşeti tek söz-
cüktür: Koruyacağız. Artık "cumhuriyet"'\r\ korunması zo-
runlu olmuştur, insanlar bu yandaşlığı belirtmek için evle-
rine, arabalanna bayrak asmakta, yakalarına Atatürk ro-
zeti takmaktadırlar. Buna, "iyi ya, ne güzel" demeden ön-
ce düşünmek gerekiyor; "buraya nasıl gelindi, kimlerle ge-
lindi, bu kişiler şimdi nerede?" "Nerede olacak?", yanı-
başımızda, içimizde, omzumuzda, başımızın üstünde. Me-
sut Yılmaz'ın partisinden milletvekili adayı olan llhan Ke-
sici, seçim çalışmalarına Kartal Camii'nde kıldığı namaz-
la başlıyor. "Işte inanmış birmümin" diyemiyorsunuz, po-
litik bir mesaj alıyorsunuz. Kim bu insanlar? İyi bir egitim
görmüş, yurtdışında bulunmuş, pek öyle dinle, diyanetle
ilgileri olmayan kişiler. Bildiğiniz seçim manevralarını gö-
rüyorsunuz ve üzülüyorsunuz. ANAP öyle de DYP farklı mı?
Hayır, farklı olmadığını görüyorsunuz. Başbakan Tansu
Çiller ezan sesiyle ürperiyor, babalan Cumhurbaşkanı De-
mirel de "kendisinin laikliğin teminatı" olduğunu söyleye-
rek duyulan derin kaygılan örtme işlevini üstleniyor. Rah-
metli Turgut Özal da Islam-Türk sentezinin kendine özgü
bir versiyonuydu. Erbakan'ın Amerika gezisi de çok ilgi çe-
kicidir. Türkiye'de dinsel sağın USA markasını gözardı et-
memek gerekiyor. Amerika, bir ülkeyi kendi kampından
koparmayacak her iktidan desteklemiştir, bundan sonra da
destekleyecektir.
Ama unutulmasın ki Türkiye, bağımsızlığını Amerika'dan
ödünç almadı. Türkiye, "aklın özgürleşmesi" olan aydın-
lanmayı da kredi karşılığında benimsemedi. Şeriat yöneti-
mine karşı laik yönetim sistemini de fetvalann gölgesinde
kabul etmedi. Türkiye'yi adım adım buraya getiren herkes,
Atatürk'e de, laik cumhuriyete de, çağdaş dünya ile bu-
luşma iradesine de adım adım ıhanet etmiştir.
"Dinine sahip çıkmak" adı altında şeriat yönetimini -ge-
rekirse cihatla- işbaşına getirmenin yoluna taş döşeyen-
lerin görevlerıne artık gerek yoktur. Onlar işlerini bitirmiş,
emanetin sahiplerinin eline geçmesini sağlamışlardır. Iş ar-
tık şeriatçılarındır. Eğer Refah Partisi bunu yapmazsa on-
lar da gidecek, yapacak olanlar gelecektir.
Türkiye'de hiç kimsenin inançlı Müslümanla bir uzlaş-
mazlığı olmamıştır, ama şeriatçı ile uzlaşamazsınız. O, si-
ze boyun eğdirmenin peşindedir, bunun için zor kulianmak-
tan da kaçınmayacaktır. Bu da çatışma demektir.
Böyle bir analizi yapıp yapmadıklan, bütün siyasal par-
tilere açıkça sorulmalıdır, onlar da yanıt vermelidirîer. 29
Ekim günü, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlama mesajları ya-
yımlamanın hiçbir anlamı yoktur. Som açıktır, yanıtı daaçık
olmalıdır.
Din çatışmalarında neler olabileceğıni daha gerçekçi bi-
çimde görmek isteyenler varsa onlar da bugünlerde sine-
malarda oynayan "Kraliçe Margot" fılmini görmelidirler.
•
Katolik Margaret ile Protestan Henri Navar evlendiril-
mektedir. Kraliçe Katerin Medici bu evliliği gerçekleştire-
rek Katoliklerie Protestanlar arasında yakınlaşma sağlama-
yı düşünmüş, bunun Ispanya'nın saldırısına karşı güçlen-
me olacağını hesaba katmıştır. Ama Protestanlar Paris'e
düğün için geldiklerinde bir tehlike olacaklanndan korkup
Protestan amirale suikast düzenler. Suikast başansız olun-
ca da misillemeden korkup Protestanlara katliam emrini
verir; 1572 Ağustosu. Paris'te günlerce Protestanlar kitle-
ler halinde öldürülür. Binlerce Protestan öldürülüp üst üs-
te çukurlara atılır. Tarihe "Sen Bartelerni Günü" diye ge-
çen katliam, Katoliklerie Protestanlar arasında yıllarca sü-
recek olan din savaşlarının kanlı bir kavşağıdır.
Sonradan dehşet içinde kalmanın hiç yaran olmaz. "Böy-
le bir şeyın olacağını aklımdan bile geçirmemiştim" demek,
hiçbirşeyi çözmez. Önemli olan, "olabilecekleri" önceden
görüp olmaması için önlem alabilmektir.
Bakınız, şu Taksim AJanı'nda 1 Mayıslarda emek günle-
ri kutlanırdı. Her yol kullanılarak önlendi. Bugün "Cumhu-
riyet Bayramı "nı kutlamak çok büyük önem taşıyor. Yann,
eğer Taksim camisi yapılırsa, cemaatin gösterileri izlene-
cektir. Şunu hiç unutmamak gerekiyor, emeğin bilinçlen-
mesinin önünü keserseniz, cumhuriyeti de koruyamazsı-
nız. Emeğin bilınçlenmesinin önünü keserseniz, demokra-
siye ulaşmanın da hayal olduğunu görürsünüz. Cumhuri-
yeti de, demokrasiyi de "emeğin bilinci" korur. Onun dı-
şında koruyucu ararsanız bir yerde büyük yanlış yapmış-
sınız demektir.
12 Eylül, Türkiye'nin bugünlere gelişinin hesabını verme-
lidir. Ama hesap vermeleri gerekenlerden hesap sorama-
yan toplumlar. o hesabı kendileri öderler.
Tarihin gerçeği budur.
Diyarbakır'da huzur toplantısı
DİYARBAKIR (AA) - Dıyarbakır Emniyet Müdürlüğü Asayiş
Şube Müdürlüğü'nce. Cumhuriyetin 71. kuruluş yıldönümü
dolayısıyla karakollarda vatandaşlarla "Huzur Toplantılan"
düzenlendi. \enışehir \e Mardınkapı karakollannda yapılan
toplantılarda. vatandaşlann şikayet ve isteklerinı dinleyen
Asayiş Şube Müdürü Azız Bulut, vatandaşlann çekinmeden
hakkını aramalannı ıstedi. Bulut, şikayetler üzerine, kötü
davranan polisler hakkında gerekli işlemin yapıldıgını belirtti.
Yeni ve eski bakanın özelleştirme tartışması
Sanayi Bakanı Dönen: Özelleştirmeyi umacı gibi göımüyorum. EskiBakan Köse: Tartışma oyalamaca
IŞBCKANSU
ANKARA - KlT'leri, son iki
yıldır kar eden Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı'nm eski ve yeni ba-
kanlan, özelleştirme konusunda
farklı düşünceleri gündeme ge-
tirdiler. SHP'li Sanayi ve Ticaret
Bakanı Mehmet Dönen, özelleş-
tirmeyi "umacı" gibi görmedığı-
ni belirterek, "Bu KlT'leri >ine
kar ettireceğiz, Ama buralarda
yeni bir anlavışla hareket etme-
miz lanm. Benim kurunılannı.
birtekfabrikanın ihracaö kadar
ihracat yapamıjor" dedi.
Özeüeştirme kârı
Dönen'den önceki Sanayi ve
Ticaret Bakanı Tahir Köse de,
bakanlığa bağlı KİT'lerin
"özerkleştirme" sayesinde kar
edebildıklerini belirterek,
"KİT'ler iyi yönetiHrse, özel sek-
törden aşağı kalır taraflan yok.
Sanavi Bakanhğı'ndaki KİT'ler-
deoldugu gibi, kareder"diye ko-
nuştu. Köse, bugünkü özelleştir-
me tartışmalannt "oyalamaca"
olarak gördüğünü ifade etti.
Sanayi Bakanı Mehmet Dö-
nen, kendi bakanlığına bağlı
KİT'lerin kar ettiğinin anımsa-
tılması üzerine, özelleştirme ko-
nusundaki görüşlerini şöyle
açıkladı:
"Şeker Şirketi'nin kan olur
mu? Tekel, Çimento fabrikaları-
nın kan var. Çimento'nun kan
var. 502 mü>ar. 502 milyann 4%
miharı faiz geliri. Yani, 4 milyar
kar etmişiz. Buraları kar etirir-
mekiçin elimizden geleni yapıyo-
ruz. Yine kar ettireceğiz. Ama,
buralarda çok yeni bir anlavışla
hareket etmemiz lazım. Benim
kurumlanm, bir tek fabrikanın
ihracah kadar ihracat yapamı-
yor. Şu anda kimsenin elinde sto-
ku kalmamış. Ben bakanlığa gel-
dim geleli, 'Dünyada çimento
açığı var. bunu değerlendirin. ih-
racatayönelin' dhediye, birmik-
tar ihracat yaptırdık.
Ne yapıp yapıp, bu arkadaş-
lanmızı ihracata vönlendirme-
miz lazım. Ona yönlendirebi-
lirsek, biz rahatlarız. Özelleş-
tirmeyi bir umacı olarak gör-
müvorum. Önemli olan bu ku-
rumların verimli, çağdaş, ko-
şullara uygun çalıştırılabilme-
si. Eğer, bu hale getirebilirsek
biz bunu, meselemiz yok zaten.
Mehmet Dönen
Bunların bir kısmı sosyal
amaçlı fabrikalar. Bu fabrika-
ların zaten özelleştirilmesi de
mümkün değil. Onun için,
mülkiyet devletin olmuş, onun
bunun olmuşun ötesinde dü-
şünmek lazım bu işi. Bunların
daha \erimli, daha fazla katma
değer yaratan, daha fazla üre-
ten kurumlar haline gelmesi
lazım. Bunların koşullarını
koymamız lazım bizim. Bu,
Tahir Köse
özel sektörün de olur, devlet
sektörünün de olur."
Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı
Tahir Köse ise Başbakan Tansu
Çiller'in, özelleştirmeyi, "Tür-
khe'nin kurtuluşu" diye sundu-
ğunu anımsattı.
Şimdiye değin birçok kamu
fabrikasinın satıldığına dikkat
çeken Köse, "Neden Erdemir,
• Bakan Mehmet Dö-
nen: Bu KlT'leri yine
kâr ettireceğiz, ama bu-
ralarda yeni bir anlayışla
hareket etmemiz lazım.
Benim kurumlanm, bir
tek fabrikanın ihracatı
kadar ihracat yapamıyor.
• Eski Bakan Tahir
Köse: KÎT'ler iyi
yönetilirse, özel sektör-
den aşağı kalır tarafı
yok. Sanayi
Bakanhğf ndaki
KİT'lerde oldugu gibi,
kâr eder.
Sevdişehir, Karabük fabrikalan
satuamıyor?" dı\e sordu. Alacak
sermaye bulunmadığı için bu
fabrikaiann satılamadığına dik-
kat çeken Köse, sözlerini şöyle
sürdürdü.
"İnsanlar paralarını, başka
yerierde daha çok kazandınyor-
lar. Bugün, rant ekonomisi var.
Diyelim ki, Ereğü DemirÇelik 20
trilyon. 20 trilyona rantiye geli-
rivle 30 daha kazandınvorsam,
Ereğü Demir Çelik, iyi koşullar-
da 5 kazandıracaksa, niye ala-
yını? Yabancılar da alacak mı
bunlan? Onu zamanla göreceğiz.
Özelleştirmeyi sanki bugün yap-
sak, kasamıza para dolacak gibi
gösteriliyor.
Esas amaç, kamuoyunu meş-
gul etmek. Bugün Erdemir'i,
Seydişehir fabrikasmı satmakta
bir engel var mı? Yok Niye böy-
le kurtuluşgibi kamuoyu bunun-
la meşgul ediliyor. Ben, bunuoya-
lamaca kabul ediyorum."
Köse. SHP'nin özelleştirme
konusunda bir ideolojik kayma
içinde olduğu yolundakı görüş-
lere \e * SHP,özelleştirmeyi iste-
miyor" iddiasına katılmadığını
kaydetti.
'Sihirbaz mıydık?'
Kendi döneminde, Sanayi Ba-
kanlığı'nın KİT'lerinin kar eden
kuruluşlar haline geldiğine dik-
kat çeken ve * Biz sihirbaz mıy-
dık?" dıve soran Köse. bu kuru-
luşlan özerk çalıştırdıklanna ışa-
ret etti. Köse. şu görüşleri savun-
du:
"'Birkere işin ehli insanlanba-
şınakoyduk. 'Burayı en iyi şekil-
de yönetin. biz her şeyi göğüsle-
yeceğiz' dedik Adam almadık.
Personelleri yüzde 20-25 azakİL
Kimsenin işine son vermedik
Emekli olanın yerine yeni insan
almadık. tkincisi, kurumlann
kendi iç birimlerinedelayıkolan-
lan göreve getirdik Siyasi baskt-
larla adam koymadık. Özerkola-
rak, özel sektörde nasıl çalışrjt)r-
sa insanlar, hiçbir müdahale ol-
madığına. olmayacağına güvene-
rek çalıştılar. Kendi işlermeleri gi-
bi çalışniar \e bu duruma geldi-
ler.
Şeker Şirketi Çankaya'da, İG-
SAŞ Kocaeli'de vergi rekortme-
ni oldu. Çimentoda, Batı Anado-
lu'daki i> i fabrikalar satıldı.
Elimizde zarar eden, Kurta-
lan, Ergani, Van, Kars gibi kim-
senin almayaeağı Doğu fabrika-
lan kaldı. 6nun elinde de, şu an-
da 2,5 trilyon lira para var. Doğu
fabrikalan da, 1 triryonun üze-
rinde kar edecek.
Bunların, devtete yükolmadı-
ğını kanıtladık. KtT'terin, iyiyö-
netilirse,özelsektördenaşağı ka-
lır taraflan yok Sanayi Bakanb-
ğının KİT'lerinde oldugu gibi
kar da eder."