Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3EYLÜL1993CUMA
12 DIZIYAZI
Montreıvc Sözleşmesınin bugünü
Burcu AKAN - Baki TEZC
Boğazlarda heran patlamavahazır tanktrkrm \ariığı uiusai »u* ui \akindan ilgindirir. İştı-1982 de İstanbul'u müthis. birfelaketineşiğinegetiren amonvak \üklü Sotm tankeri.
Kazanmılar istikran bozmamahGünümüz Türk dış politıkası ise.
uluslararası konjonktürün kendisinin
ayağına getirdiği statüye sahip çı-
kmakian başka pek bir şey yapama-
maktadır. Türkiye'nin öneminin
arttığı doğrudur, ancak Sn. Oral San-
der'in açıkça ifade ettiği gibi. Türkiye
bugünkü yerine. kendi çabalannın
bir sonucu olarak değil de. daha çok.
son yıllarda çevresinde oluşan devlet-
lere göre daha güçlü ve etkili olduğu
için gelmiştir. Mutlak değil. göreceli
bir etkınlik artışı sözkonusudur.
Paraniezimizi kapatarak tekrar
konumuza dönelim. Türkiye kuzey
komşulanyla iyi ilişkiler kurmak zo-
rundadır. Var olan rejimin, Rusya'-
nın çıkarlanna uygun olması Türkiye
ıçin bir avantajdır. Genelde uluslara-
rası işbirliklerinde gerçekleştiği üzere.
Rusya'nın güvenliğini tehdit edecek
herhangi bir atılım. farklı konular
arasında bağlantılar kurulmasınaıyo-
laçabilir ve Türkiye kendisini ulusla-
rarası bir konferansta. trafik veya
çevre kirliliğınden çok daha önemli
konulan tartışırken bulabilir. İkinci
Dünya Savaşı'ndan sonra ilk "degiş-
tirme" çabalannda. SSCB'nin iddia-
lanna gözatılırsa. bu nsk kendini
daha da net ortaya koyacaktır. İkili
görüşmelerle ufak değişiklikleri ko-
layca yapmak varken. sözleşmenin ,
yenilenmesini gündeme getirip Rus-
ya"yı rakip olarak karşısına almak.
Türkiye için mantıklı bir hareket de-
ğildir.
Sanınz "Orta Asya ve Kafkasya
petrolleri ve doğal gazının taşınmasıy-
la ilgili sonın"a da bu bağlamda yak-
laşmak sağlıkh olur. Bu mesele Türk-
Rus ilişkilerinde Boğazlar'ın süregi-
den önemine dikkat çekmektedir.
Türk Dışişleri'nin. petrolün taşınma-
sından Boğazlar'ın kullanımı seçene-
ğine olumsuz yaklaşması. hiç kuşku-
suz, çok yennde bir tutumdur. Bo-
ğazlar'ın böylesi bir trafıği kaldıra-
mayacaği açıktır. Ancak şu aşamada
üslup sanıldığından daha önemlidir.
Kafkaslar'ı ve Orta Asya'yı hala etki
sahası olarak gören Rusva'nın deste-
ği olmadan. Türkiye'nin bölgede
uzun vadeli amaçlara ulaşması. im-
kansız olmasa da çok zordur. Öte
yandan Rusya da Boğazlar'a bağım-
lıdır ve Montreux'nün değiştirilmesi-
ne karşı tavn olumsuzdur. Dolayısıy-
la iki ülkenin çıkarlan uzlaşmalannı
gerektirmektedir. Biz. Sn. Hikmet
Çetin'in 16 Ağustos 1993"de basıma
yansıyan açıklamalannı da bu yönde
algılamak eğilimindeyiz. "Rusya ile
bir sorunumuz yok, bir yanlış anlama
da yok... Türkiye Montreux'yü değiş-
tirmeyi bir amaç olarak almtş değil-
dir" ifadeşi bunun bir göstergesi ni-
teliğindedir. "Ancak o arada bazı çev-
reler buna rağmen ısrarlı olursa,
'Montreux buna engeldir" derse olabi-
lir, engelse bu da konuşulabilir" cüm-
lesiyse yoruma açıktır. Ancak biz
bunu, "Montreux'\e dokunulmama-
h" politikasından "bir sapma olarak
değil. sentcz bölümünde sunacağımız
seçeneğin bir ifadesi ve teknık konu-
Feeni bir konferansta çevre ve trafik konulannda elde edilecek
kazanımlarla karşılaştırıldıgında, bu kayıplar göze ahnamayacak
kadar büyüktür. Elde edilmiş haklardan vazgeçmenin ve
uluslararası alanda Türk sulannda istikrarsızlık fırtınalan
estirmenin getirebileceği tehlikeler ciddi bir biçimde
tartışıldığında, Dışişlerinin Montreux'nün değiştirilmesini ağıza
almak istememesi, anlaşılır bir tutum olmaktadır.
larda yapılabilecek işbırlığine birçağ-
n olarak anhyoruz.
Olası yenı bir konferans. ABD ve
Almanya'yı da kapsayarak mcselelen
iyice karmaşık halegetirecektir. ABD
her zaman Kıradeniz'i açık bir deniz
yapmak istemişıir. Bu y üzden konfe-
ransta daha çok serbest geçiş üzerin-
de duracaktır. Kararlar oybırliğiyle
alınacak olsa bile. Türkiye. yoğun
uluslararası baskı altında. kararlan
onaylamak zorunda kalabilir. Bu ne-
denîe. böy le kanşık bir zamanda kon-
ferans scçeneği. çok riskli bir çözüm
olacaktır. Montreu\ Sözleşmesi. tek-
nik acılardan eskimiş olsa bıle. esas
amacı olan güvenliği sağlamaktadır.
Ülkelerin en ciddi sorunlannı görüş-
mek için bıle bir araya gelemedıklen
şu dönemde. yıllardır gündem dışı
kalmış bir konuyu ortaya getirmek.
uluslararası açıdan
pek anlamlı bir hare-
ket değildir
Türkiye için bir dığcr lchlikc de.
konferansta anlaşmaya varıimaması
halinde, Boğazlar'daki özel rejimin
yerini Deniz Hukuku Sözleşmesi'yle
yazıya dökülmüş uluslararası genel
rejimin alması olasılığıdır. Daha son-
ra ele alacağımız gıbı. bu sözleşmenin
bazı hükümlen. şu anda da Türkıye'-
yi ilgilendirmektedir. Ancak konfe-
ransta yeni bir sözleşme hükme bağ-
lanamaz ve Montreux de geçersiz
kılınırsa, Türkiye. yukanda söz etliğı-
miz avantajlannın bir kısmını kaybe-
decektır.. çünkü genel rejim onlan
içermez. Örneğin Korfu Kanalı dava-
sında L'luslararası Adalet Dıvanı.
"...Barış zamanında. doietler ulusla-
rarası ulaşıma açık boğa/lardan. ge-
çişin 'zararsız' olması kaydıyla, savaş
gemilerini, boğaza kıyısı olan de>ietin
önceden iznini aimadan. geçirebilir-
Çıkarlar ve
bedeller
Hikmet Çerin: Ihriyatlı
Montreux'nün de-
ğiştirilmesi konusuna,
bir de. sözleşmenin
Türkiye'ye sağladığı
çıkarlar ve yenilenirse
ödenebilecck bedeller
açısından bakmakta
yarar var. Montreux'-
nün maddeleri iki ayn
hakkı garantı altına
almaktadır: Bir yanda
serbest geçiş hakkı.
öte yanda ise Türki-
ye'nin ve Karadeniz'e kıyıdaş diğer
devletlerin haklan. Birincisi, Türkiye
bu su yollan üzerinde tam egemenliğe
ve bölgeyi silahlandırma hakkına sa-
hiptir. Ikincisi ve daha önemlisi. Tür-
kiye sa\aş zamanında ya da kendisini
yakın bir savaş tehdidı altında hisset-
tiği anda. yabancı savaş gemilennin
geçişi konusunda tek yetkilidir. Tü-
müy le kendi iradesi dahilinde. istediği
gemiyi geçirir. istediğıni engeller. Sn.
Yüksel Inan'ın da belirttiği üzere. bu
avantaj Türkiye için son derece
önemlidir. pazarlığa gelemez. Aynca
böylesi bir konferansta, Karadeniz'e
kıyıdaş olmayan devletlerin savaş ge-
milerine getirilen çeşitli sınırlamalar
kaldınlabilir. ki bu da Karadeniz'i bir
"sıcak deniz"e dönüştürür.
Oral SandenGöreceli etkiniz
gibi. Montreux'nün değiştırilmesi sc-
çeneği beraberindc birçok nskı gctiri-
yor. Ancak Boğazlar'da yaşanan çev-
re ve trafikle ilgili sorunlan boşvcr-
mek de aynı derecede tchlikcli. İstan-
bul'un felaketi olabilecek bir kaza her
an başımıza gclcbilir. Öylcysc bu pa-
radoksun çözüm ü nc?
Olası bir sentez
Bize göre çözüm. Montreux Söz-
lcşmesi'nın hükümlerini değişıirme-
den. makul sınırlarçcrçcvcsinde kala-
rak. alınması gereken önlemler doğ-
rultusunda adım adım ilerlemektir.
(11) "Adım adım'ia kastımız. bir
anda gerçek leştirilecek büyük deği-
şikliklerle tcpki çekmek yerine. yapıl-
ması gerekenleri zamana yayarak hc-
defe belki yavaş. ama kesin ve emin
olarak ulaşmaktır. Bu bağlamda
dünya çapında yayılan
çevresel kaygılardan da
yararlanılabilir. Önerdi-
ğimiz seçenek kolay ve
açık gözükse de önemli
bir soruy u içinde
banndınyor aslında:
Türkiye, hukuki açıdan.
böylesi değişiklikleri uy-
gulamaya muktedir mi-
dir?
Türkiye Cumhunyeti
Hükümeti'nin Boğaz-
lar'dan geçişi düzenleme-
ye ilişkin haklan hiç de
düşünüldüğü kadar
kısıtlı değildir. tam aksi-
ne bazı yönlenden ince-
lendiğinde oldukça ge-
niştir. Bu haklar üç ayn
vcren durumlarda. geçişi düzenlemek
hakkı olduğu aniamına gelir.
Tiirkiyc'nin geçişi düzenleme ko-
nusunda bazı haklara sahip olduğu-
nu belirtıikten sonra. bu haklann öl-
çüsünü belirjemeyeçalışalım. Sn. Hü-
seyin Pazarcı'nın kitabında belirttiği
gibi. "bir doletin egemenlik yetkisini
kısıtlayan antlaşmaların... dar voruma
tabi tutuldukları göriilmektedir." Bu
hukuki tekniğın Montreu.\ baelamı-
ndaki anlamıysa şudur: Türkiye, Söz-
leşme'nin açık hükümlerini izİemekle
yükümlüdür. kesın yargılann bulun-
madığı alanlardaysa genişçe bir ma-
ncvra sahasına sahiptır. (Örneğin
çevre sorunlan konusunda.)
Uluslararası hukuğun yorum ku-
rallanndan biri dc "antlaşmanın ko-
nusuna \e amacına uygunluk ilkesi"-
dir. Bu yakiaşım özeîlıkle bir antlaş-
mada açıkça yer almayan. ancak met-
nin amaçlan doğrulrusunda gerekli
görülen. yetkilerin temellendiril-
mesinde kuîlanılır. Kısaca. antlaşma-
nın çizdiği çerçevenin hangı yönlerde
genışletilebılecğini gösterir. Mont-
reux'yü bu ılke ışığında değerlendir-
diğimizde Türkiye'nin hareket alanı
daha da genişler. Çünkü Sözleşme'-
nin giriş kısmında. ki bu amaçlann sı-
ralandığı bölümdür. MontreuK'.nün
hedefının. Boğazlar'dan geçiş özgür-
lüğünü Türkiye'nin güvenliğini esas
alarak garantilemek olduğu yazılıdır.
Bu önemli yargı Türkiye'ye. her ne
kadar sınırlı da olsa. ulusal güvenliği-
ni korumak amacıyla bazı tasarruf-
larda bulunmak hakkını vermekte-
dir. (Boğaz'ın ortasında. her an patla-
maya hazır petrol tankerleri de ulusal
güvenliğimizi yakmdan ilgilcndirir.)
Devietler hukukunun antlaşmala-
nn yorumu konusundaki tamamlayı-
cı kurallanndan bıri de antlaşmanın
hazırlık çalışmalannı gözönüne al-
maktır. Montreux Sözleşmesi'nin
hazırlık çalışmalan tam da tartıştığı-
mız konu hakkındaki Türkıye'yi des-
tekler niteliktedir, zira Türk Hükü-
meti'nin Sözleşme çatısı altında açık-
ça hükmc bağlanmamış konularda
tasarruf yetkisini saklı tuttuğunu teyit
eder.
ler", şeklinde bir karar almış ve önce-
den bildirim. tonaj kısıtlaması ya da
savaş tehdidi gibi bir durumdan hiç
sözetmemiştir.(lO) Yeni bir konfe-
ransta çevre ve trafik konulannda
elde edilecek kazanımlarla karşılaştı-
nldığında, bu kayıplar göze ahnama-
yacak kadar büyüktür. Bu nedenle
halihazırda elde edilmiş haklardan
vazgecmenin ve uluslararası alanda
Türk sulannın üzerinde istikrarsızlık
fırtınalan estirmenin getirebileceğini
tehlikeler ciddi bir biçimde tartışıldı-
ğında, Dışışleri Bakanlığı'mn, Mont-
reux'nün değiştirilmesı konusunu
pek ağıza almak istememesi. anlaşılır
bir tutum olmaktadır.
Yukanda özetlemeye çalıştığımız
sütun üzerine oturtulmuş sağlam bir
zemine dayanır. Üç noktadan ikisi
sözleşmenin kendisinden biri ise ulus-
lararası deniz hukukundan kaynak-
lanır.
Montreux'nün birinci maddesi söz-
leşmeye taraf olan ülkelerin. Boğaz-
lar'da tam geçiş özgürlüğünü kabul et-
tiklerini belirtir. Bu hüküm Türkiye'-
ye bir yükümlülük getirdiği kadar bir
avantaj da sağlar. Çünkü Türkiye'nin
serbesı geçiş konusundaki sorumlu-
luğu. onu sadece bazı şekillerde dav-
ranmaktan men etmekle kalmaz. ona
bu geçişi garanti altına almak için ge-
rekli koşullan sağlama görevini de ve-
rir. Bu da Türkiyenin. riskli geçiş ya
da geçiş hakkını suistimal gibi. başka-
lannın tam geçiş özgürlüğüne zarar
YAREV: Kazanımlar
KAYSAKLAR
10. Mulcolm Sha\\ International
Lan\ Camhridge' Gmıius Publkations
Lımıted. 1991. s. 355.
11. Bu hiziıv kendi huşmuza ürettiği-
mizhir iözum ıoludeğil.başıa Prof. Dr.
Y'üksel İnan Gazi L'niversitesi Ulusla-
rarası İlişkiler Bölüınu Başkunı) olmak
ü:ere. Prof. Dr. Suat Bilge 'emeklibü-
yiike/ii. ikutönem Adalet Bakanı veeski
Dışişlen Bakaıtlığt Bas Hukuk Miişari-
ri) \ı> Prof. Dr. A\doğan Özman'm
'eski Ukıştırma Bakanlığı Deniz Ulaştı-
rma.sı Genel Müdürü I görüşleri ve dene-
vinılerini esas alıp Prof. Dr. Hüseyin
Pazarcı'nın Uluslararası Hukuk Dersk-
ri-1 'Ankara: Turhan Kitabevı. 1992/
adlı kttahmdan yararlaıuırak derlediği-
miz bir seçenekiir.
SERMAYEPrYASASIKURULU UZMAN HUKUKÇU
YARDIMCIUĞI GİRİŞ SIN AVI
2499sayıbSennayePiyasası KanunugereğıncekurulmuşbuJunan SINAVLAK
SERMAYE PtYASASI KURULU'nda açık buhınan 9. derece uz- 17 Ekim 1993 Pazargünü Ankara'da ÖSYM sonımluluğunda uy-
man hukukçu yardımcısı kadrolannda görevlendirilmek üzere yeter gulanacak yabana dil. genel yetenek ve alan bilgisi testleri ile sınavın
sayıda aday personel seçimi ıçin yanşma sınavı açılacaktır ilk aşaması gerçekleştırilecek, bu sınavda başanb olanlar aynca kurul
SAĞLAJVAN tMKÂNLAR tarafından yaalı ve sözlü sınava tabı tutulacaklardır.
Yanşma sınavını kazananlar, üç yıllık bir tneslek ıçi eğitime tabi SINAV BROŞÜRÜ
tutulacaklar, aynca akademik çahşmalara kaülmak, yabancı dil bil- Sermav e Piyasası Kurulu ve uzman hukukçulann görev ve yetkile-
gilerini ilerletmek. inceleme \e araştırmalarda buluıanak üzere ya- rinı, sınava kaülma koşullannı. sınav konulannı ve sınavlann yapılış
bancı ülkelere gönderilebileceklerdır. şekli ile ilgili aynntıh bilgileri içeren "Sınav Broşürü" ve "Başvuru
if*TTi vi* uocıtı ı ADI Formu" kurulun aşajnda adresleri göstenlen Ankara ve İstanbul bü-
™ ™ S a b t o e k içm: " B ^ R U S E K Ü ^ ^ ^ ^ m X
-
1) Devlet Memurlan Kanununun48 maddesindeyazdı niteliklere G
^ ş % m
^ k a [ l l a b l l m e k i ç m
.-B a ş v u n l F o r m u
- v e b u f o n n d a
oınnıbıtırmışolmak,
s
DAÇVI D\ u ı e r a rui
3) ÖSYM'nin Yapı ve Kredi Bankası Ankara GuvencvlerŞubesr- CEDVI\ vr PK ıe .si Jı DI 111 n rv n K i"r ı, r A
nde(, 660-. nunumfhc-bo» s,nav ücre.i o.arak 250.000, TİyaUr- N ^ ^ L T ^ T d ^ C»0(S£) ^
UÇ
°
k
^
m
! n v .,, ,. 11, u t A --c a A SERMAYE PİYASASI KURULU İSTANBUL TEMSÜLCİLİ-
^ 2 S SSnV
Lİ™™rİl i m i I K t o n S
""" •""5
"nl
"•" ö f » - C
>" "* «• * ' Os™*,:!,,..^,. T«t 24, 7= »«3
PtDAL>OM 0ANI5MA MtRKtZI
KIRMIZI BALIK
COCUKfVI
FORUMADAVET
Tüm Kırmızı Balık ailesi
ve çocuk eğitimine ilgi duyanlar
Danışman Dr. Erdal ATABEK'in yönettiği
"Anneler, Babalar ve Çocuklar"
konulu foruma davetlidirler.
Yer: FM Meliha Avni Sözen Fuar Merkezi -
Mecidiyeköy İST
Tarih ve Saat: 4 Eylül 1993 Cumartesi günü -15.00
Kırmızı Balık-Bostancı: 4171636
Kırmızı Balık-Mecidiveköy: 272 96 07
ANKARA...AINKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Sokaklar
Burhaniye sokaklarında, Ören'de dolaşırken acıyla
gülümserim; bombaların, kurşunların öldüremediği
dostları selamlarım. ören'den iskeleye uzanan yolda
değerli bilim adamı, hocaların hocası Profesör Muam-
mer Aksoy'un adı var. Açılış günü eşiyle birlikteydik.
Uğur Mumcu da vardı. Burhaniye'de bir bulvarın da
Uğur Mumcu adını alacağını düşündü mü acaba? Aklı-
mızdan geçmeyen. hayal gücümüzü aşan olayları yaşı-
yoruz kimı zaman. Bir de Ruhi Su Caddesi var ören'de.,
SunarSitesi'yleÖğretmenEvleriarasındaki.yol. Değerli
sanatçımız ören'i çok sever, bu güzel doğa parçasında
küçük bir evin sahibi olmaktan mutluluk duyardı. Ören'-
deki dostları anılara sarılarak yürüyor yolda. Türkülerle
çınhyor kulakları, ekin idim oldum harman... Anılar da
harmanlanıyor, iğde dalları, deniz, dalgalar, ida, Sarıkız
da anlatıyor Ruhi Su'yu..
SHPIi Belediye Başkanı Necmi Şengider ile konuşu-
yorduk geçen akşam. Yerel yöneticilerin gündeminde
bir köprü ve bir sokak adı var şimdi. örentepe'den isjce-
leye giden yolda bir dere var, yazın kuruyor, ama kışın
geçit vermiyor. Necmi Şengider ve arkadaşları köprüyü
yaptı, yayalardasürücülerdesolukaldı. Güzel birtören
düzenlendi açılış nedenıyle. Devlet Bakanı Mehmet
Kahraman önce köprüyü açtı, sonra Örentepe'de topla-
nan kalabalığa seslendi, ınsan haklan ve özgürlükleriy-
le ilgili konuşmasıyla ilgi topladı. Köprüden geçerken o
konuşmalar çınlıyor kulağımda. Insanlar arasında kuru-
lamayan köprülerin boşluğunu duyuyorum derinden.
Bunca acı, deneyler, birikimler, bir sevgi köprüsü yok
hâlâ! Yerel yöneticiler Asım Bezirci'nin adını öneriyor
yeni köprüye. Bence çok anlamlı bir öneri. Asım Bezirci
de Ören'i çok seven bir kişi, Sunar Sitesi'ndeki evde
mutlu yaşar, durmadan çalışırdı. Ancak bir köprüye adı-
nın verilmesi, anısına saygının ötesinde bir anlam da
taşıyor bence. Köprülerin birleştiren, barışa, hoşgörü-
ye, sevgiye çağıran bir işlevi var değil mi?
öüzel bir sokak da mesleğimizi onurlandıran bir ki^i-
nin adını taşıyacak. llhami Soysal Sokağı olacak. Geçen
yıl bugünlerde birlikteydik, dağlarda, kıyılarda dolaşı-
yor, balkonlarda söyleşiyorduk. Ören'i çok seviyor, gi-
derek daha uzun kalmayı tasarlıyordu. Yaşlılık dönemi-
mizi burada dostlarla birlikte geçirmeyi düşlüyorduk.
Dünyadan böylesıne erken ayrılacağını düşünmüyordu
elbet. Onu çok arıyorum. Mesleğimizde tehlikeli darbo-
ğazlar. aşınmalar yaşanırken boşluğunu çok hissettiren
bir kişi İlhami Soysal. Ölümünden sonra yazılanlar var,
yazılmayanlar var. Ama bir gün yazılacak elbet. Yiğit ki-
şiliği, güçlü dırenişiyle Bizim Yokuş'un öyküsünde llha-
mi Soysal'ın yeri daha çok belirecek. Her meslekte yıl-
dızların parladığı dönemler var değil mi? Mesleğimizde
de karanlığı delen, doğrularda direnen, ödün vermeyen
kalemlerle parlıyor yıldızlar. Adını taşıyacak sokağın
genç yolcularının da gerçek kişiliğini tanımasını diliyo-
rum. Düşüncelerinde yıldızlar parlar o zaman.
•••
Erzurum'a bir kez gittim şimdiye dek. Sıvas ve Erzin-
can illerinde uzun bir geziden sonra Ankara'ya uçakla
dönerken. Selçuk Erverdi CHP Erzurum milletvekiliydi o
zaman. Niyazi Ünsal ve Hasan Çetinkaya'yla kentte kı-
sa bir gezi, Atatürk Bulvarı'nda da biryürüyüş yaptık. O
bulvarın adı değişiyor, Demirel Bulvan'na dönüşüyor
şimdi. DYP'li Belediye Başkanı Mehmet Ali Ünal da, ra-
hatsız olan varsa Erzurum'da yaşamasın, diyor! Böyle
bir davranıştan rahatsız olmak için Erzurum'da yaşa-
mak gerekmiyor. Nitekim Sayın Demirel Çankaya'da
oturuyor, ama rahatsızlığını belirttı hemen.
Uzun meslek yıllarımda duygusallığın, yağcılığın çok
türünü, örneğini gördüm. Özellikle siyasal yaşamdaki
değişiklikler döneminde. Siyasal partiler savaşı hayli
duygusal boyutlara vardırır. BÎndan kaçınmak gereki-
yor bence. Yoksa olay yozlaşıyor. Sokakların, bulvarla-
rın, ya da alanların taşıyacağı adları iyi seçmek, uzun bir
zaman diliminden geçirmek, tarihsel yargıya ters düş-
memek gerekiyor. Bir bulvardan Atatürk'ün adını sil-
mek. silene onur veren bir olay değil elbet. Atatürk kim
diye düşünmelı önce. Başka sokakları, bulvarları adlan-
dırırken de düşünmek, acele seçimlerden sakınmak
zorunluğu var. O kişilerin tarihimizde, coğrafyamızda,
yazın ve düşün yaşamında, sanatımızda, kültürümüzde
nasıl bir yeri, bir katkısı var. Neler uğruna savaşmış ya-
şamında. ne katkısı olmuş, neler uğruna ölmüş. öldürül-
müş! Değer yargıları hızla değişen bir toplumda belli bir
duyarsızlık da oluşuyor, gerçek değerler yeteri kadar ta-
nınmıyor. Çok değerli bilim adamlarının, yazarların,
sanatçıların adını taşıyan sokaklar ve buivarlar, yetişen
kuşaklara bir ışık, bir uyarı aslında. O ışık parlarsa ka-
ranlık dağılır, sokaklar aydınlanır, şenlenir bir gün.
Belki de doğaya çok yakın günlerin etkisiyle toplumda
bir imbat bekliyorum ben. Beyaz kelebeklere umutla ba-
kıyorum. Dipten, tabandan bir kaynama ve arınmayla
yüzeyselliğin, ucuz ve yapay kahramanlıkların dışlana-
cağını, gerçek değerlerin yerine oturacağını düşünüyo-
rum. Önyargılara, duygusal davranışlara ödün verilme-
yen günlerin uzak olmadığına inanıyorum. İnancım da
doğadan kaynaklanıyor belki. Doğada hiç şaşırtmaca
yok. Toplumda sürer gider mi hiç?
BULMACA
1
2
3
4
5
6
a
9
1 2 3 4
I I I
#
1
5 6 7 8
İ
9
8I
SOLDAN SAĞA:
1/ Yeni doğmuş bebeğe.
kırkı çıktıktan sonra gö-
türüldüğü evlerden veri-
len yumurta, mendil,
şeker gibi. küçük arma-
ğanlar. 2/ İlham... Mezo-
potamya'da kurulmuş,
eski uygarhk. 3/ Alüv-
yon... Etkisiz. işe yara-
maz. 4/ Avı çekrnek için
dökülen yem. 5/ Edirne'-
nin bir ilçesi... Insan gö-
zünün algıladığı ışık şid-
deti. 6/ Kuşun yavrusuna
ta$ıdığı yem... Sevinçli. 7/ Kokusu
hardala benzeyen zehirli bir savaş
gazı... İtalya'da bir ırmak. 8/ Bir
nota... Bir renk... Bir gramlık bir
kütlenin hızıru saniyede bir santi-
metre arttıran güç birimi. 9/ Tica-
ret gemilerinde tayfalann başı.
YLKARIDAN AŞAĞrYA
1/ Yukandan aşağıya doğru büyü-
yen oymalı yalaklardan oluşan ve
bahçeleri süslemek için .yapılan
çeşme. 2/ Hararet... Asya'da bir
ülke. 3/ Bircinsçıralı tahta. 4} Güzelük. ahm... Kâfigelmeyen...
Habeş soylusu. 5/ Şöhret... Odül olarak bir lcimse ya da takıma
verilen kalkan biçiminde levha. 6/ "'Meyhane mukassi görünür
taşradan amma / Bir başka ferah başka - - - var içinde" (Ne-
dim). 7/ Sıcaklığı çok yüksek ya da çok düşük olmayan yer...
Bir nota. 8/ Gelin olacakiıza erkeğin verdiği para ya da arma-
ğan... Metal saplama. 9/ Japonlann ulusal giysisi.
İZMİR GÜMÜLDÜR ÖZDERE KÖYÜ'NDE
denizenazır4katlı lüksyazlık villa
otoparklı, mobilyalı, beyaz eşya
Tel.:Gündüz:5134848
Akşam: 587 44 01