20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3EYLÜL1993CUMA 12 DIZIYAZI Montreıvc Sözleşmesınin bugünü Burcu AKAN - Baki TEZC Boğazlarda heran patlamavahazır tanktrkrm \ariığı uiusai »u* ui \akindan ilgindirir. İştı-1982 de İstanbul'u müthis. birfelaketineşiğinegetiren amonvak \üklü Sotm tankeri. Kazanmılar istikran bozmamahGünümüz Türk dış politıkası ise. uluslararası konjonktürün kendisinin ayağına getirdiği statüye sahip çı- kmakian başka pek bir şey yapama- maktadır. Türkiye'nin öneminin arttığı doğrudur, ancak Sn. Oral San- der'in açıkça ifade ettiği gibi. Türkiye bugünkü yerine. kendi çabalannın bir sonucu olarak değil de. daha çok. son yıllarda çevresinde oluşan devlet- lere göre daha güçlü ve etkili olduğu için gelmiştir. Mutlak değil. göreceli bir etkınlik artışı sözkonusudur. Paraniezimizi kapatarak tekrar konumuza dönelim. Türkiye kuzey komşulanyla iyi ilişkiler kurmak zo- rundadır. Var olan rejimin, Rusya'- nın çıkarlanna uygun olması Türkiye ıçin bir avantajdır. Genelde uluslara- rası işbirliklerinde gerçekleştiği üzere. Rusya'nın güvenliğini tehdit edecek herhangi bir atılım. farklı konular arasında bağlantılar kurulmasınaıyo- laçabilir ve Türkiye kendisini ulusla- rarası bir konferansta. trafik veya çevre kirliliğınden çok daha önemli konulan tartışırken bulabilir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk "degiş- tirme" çabalannda. SSCB'nin iddia- lanna gözatılırsa. bu nsk kendini daha da net ortaya koyacaktır. İkili görüşmelerle ufak değişiklikleri ko- layca yapmak varken. sözleşmenin , yenilenmesini gündeme getirip Rus- ya"yı rakip olarak karşısına almak. Türkiye için mantıklı bir hareket de- ğildir. Sanınz "Orta Asya ve Kafkasya petrolleri ve doğal gazının taşınmasıy- la ilgili sonın"a da bu bağlamda yak- laşmak sağlıkh olur. Bu mesele Türk- Rus ilişkilerinde Boğazlar'ın süregi- den önemine dikkat çekmektedir. Türk Dışişleri'nin. petrolün taşınma- sından Boğazlar'ın kullanımı seçene- ğine olumsuz yaklaşması. hiç kuşku- suz, çok yennde bir tutumdur. Bo- ğazlar'ın böylesi bir trafıği kaldıra- mayacaği açıktır. Ancak şu aşamada üslup sanıldığından daha önemlidir. Kafkaslar'ı ve Orta Asya'yı hala etki sahası olarak gören Rusva'nın deste- ği olmadan. Türkiye'nin bölgede uzun vadeli amaçlara ulaşması. im- kansız olmasa da çok zordur. Öte yandan Rusya da Boğazlar'a bağım- lıdır ve Montreux'nün değiştirilmesi- ne karşı tavn olumsuzdur. Dolayısıy- la iki ülkenin çıkarlan uzlaşmalannı gerektirmektedir. Biz. Sn. Hikmet Çetin'in 16 Ağustos 1993"de basıma yansıyan açıklamalannı da bu yönde algılamak eğilimindeyiz. "Rusya ile bir sorunumuz yok, bir yanlış anlama da yok... Türkiye Montreux'yü değiş- tirmeyi bir amaç olarak almtş değil- dir" ifadeşi bunun bir göstergesi ni- teliğindedir. "Ancak o arada bazı çev- reler buna rağmen ısrarlı olursa, 'Montreux buna engeldir" derse olabi- lir, engelse bu da konuşulabilir" cüm- lesiyse yoruma açıktır. Ancak biz bunu, "Montreux'\e dokunulmama- h" politikasından "bir sapma olarak değil. sentcz bölümünde sunacağımız seçeneğin bir ifadesi ve teknık konu- Feeni bir konferansta çevre ve trafik konulannda elde edilecek kazanımlarla karşılaştırıldıgında, bu kayıplar göze ahnamayacak kadar büyüktür. Elde edilmiş haklardan vazgeçmenin ve uluslararası alanda Türk sulannda istikrarsızlık fırtınalan estirmenin getirebileceği tehlikeler ciddi bir biçimde tartışıldığında, Dışişlerinin Montreux'nün değiştirilmesini ağıza almak istememesi, anlaşılır bir tutum olmaktadır. larda yapılabilecek işbırlığine birçağ- n olarak anhyoruz. Olası yenı bir konferans. ABD ve Almanya'yı da kapsayarak mcselelen iyice karmaşık halegetirecektir. ABD her zaman Kıradeniz'i açık bir deniz yapmak istemişıir. Bu y üzden konfe- ransta daha çok serbest geçiş üzerin- de duracaktır. Kararlar oybırliğiyle alınacak olsa bile. Türkiye. yoğun uluslararası baskı altında. kararlan onaylamak zorunda kalabilir. Bu ne- denîe. böy le kanşık bir zamanda kon- ferans scçeneği. çok riskli bir çözüm olacaktır. Montreu\ Sözleşmesi. tek- nik acılardan eskimiş olsa bıle. esas amacı olan güvenliği sağlamaktadır. Ülkelerin en ciddi sorunlannı görüş- mek için bıle bir araya gelemedıklen şu dönemde. yıllardır gündem dışı kalmış bir konuyu ortaya getirmek. uluslararası açıdan pek anlamlı bir hare- ket değildir Türkiye için bir dığcr lchlikc de. konferansta anlaşmaya varıimaması halinde, Boğazlar'daki özel rejimin yerini Deniz Hukuku Sözleşmesi'yle yazıya dökülmüş uluslararası genel rejimin alması olasılığıdır. Daha son- ra ele alacağımız gıbı. bu sözleşmenin bazı hükümlen. şu anda da Türkıye'- yi ilgilendirmektedir. Ancak konfe- ransta yeni bir sözleşme hükme bağ- lanamaz ve Montreux de geçersiz kılınırsa, Türkiye. yukanda söz etliğı- miz avantajlannın bir kısmını kaybe- decektır.. çünkü genel rejim onlan içermez. Örneğin Korfu Kanalı dava- sında L'luslararası Adalet Dıvanı. "...Barış zamanında. doietler ulusla- rarası ulaşıma açık boğa/lardan. ge- çişin 'zararsız' olması kaydıyla, savaş gemilerini, boğaza kıyısı olan de>ietin önceden iznini aimadan. geçirebilir- Çıkarlar ve bedeller Hikmet Çerin: Ihriyatlı Montreux'nün de- ğiştirilmesi konusuna, bir de. sözleşmenin Türkiye'ye sağladığı çıkarlar ve yenilenirse ödenebilecck bedeller açısından bakmakta yarar var. Montreux'- nün maddeleri iki ayn hakkı garantı altına almaktadır: Bir yanda serbest geçiş hakkı. öte yanda ise Türki- ye'nin ve Karadeniz'e kıyıdaş diğer devletlerin haklan. Birincisi, Türkiye bu su yollan üzerinde tam egemenliğe ve bölgeyi silahlandırma hakkına sa- hiptir. Ikincisi ve daha önemlisi. Tür- kiye sa\aş zamanında ya da kendisini yakın bir savaş tehdidı altında hisset- tiği anda. yabancı savaş gemilennin geçişi konusunda tek yetkilidir. Tü- müy le kendi iradesi dahilinde. istediği gemiyi geçirir. istediğıni engeller. Sn. Yüksel Inan'ın da belirttiği üzere. bu avantaj Türkiye için son derece önemlidir. pazarlığa gelemez. Aynca böylesi bir konferansta, Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletlerin savaş ge- milerine getirilen çeşitli sınırlamalar kaldınlabilir. ki bu da Karadeniz'i bir "sıcak deniz"e dönüştürür. Oral SandenGöreceli etkiniz gibi. Montreux'nün değiştırilmesi sc- çeneği beraberindc birçok nskı gctiri- yor. Ancak Boğazlar'da yaşanan çev- re ve trafikle ilgili sorunlan boşvcr- mek de aynı derecede tchlikcli. İstan- bul'un felaketi olabilecek bir kaza her an başımıza gclcbilir. Öylcysc bu pa- radoksun çözüm ü nc? Olası bir sentez Bize göre çözüm. Montreux Söz- lcşmesi'nın hükümlerini değişıirme- den. makul sınırlarçcrçcvcsinde kala- rak. alınması gereken önlemler doğ- rultusunda adım adım ilerlemektir. (11) "Adım adım'ia kastımız. bir anda gerçek leştirilecek büyük deği- şikliklerle tcpki çekmek yerine. yapıl- ması gerekenleri zamana yayarak hc- defe belki yavaş. ama kesin ve emin olarak ulaşmaktır. Bu bağlamda dünya çapında yayılan çevresel kaygılardan da yararlanılabilir. Önerdi- ğimiz seçenek kolay ve açık gözükse de önemli bir soruy u içinde banndınyor aslında: Türkiye, hukuki açıdan. böylesi değişiklikleri uy- gulamaya muktedir mi- dir? Türkiye Cumhunyeti Hükümeti'nin Boğaz- lar'dan geçişi düzenleme- ye ilişkin haklan hiç de düşünüldüğü kadar kısıtlı değildir. tam aksi- ne bazı yönlenden ince- lendiğinde oldukça ge- niştir. Bu haklar üç ayn vcren durumlarda. geçişi düzenlemek hakkı olduğu aniamına gelir. Tiirkiyc'nin geçişi düzenleme ko- nusunda bazı haklara sahip olduğu- nu belirtıikten sonra. bu haklann öl- çüsünü belirjemeyeçalışalım. Sn. Hü- seyin Pazarcı'nın kitabında belirttiği gibi. "bir doletin egemenlik yetkisini kısıtlayan antlaşmaların... dar voruma tabi tutuldukları göriilmektedir." Bu hukuki tekniğın Montreu.\ baelamı- ndaki anlamıysa şudur: Türkiye, Söz- leşme'nin açık hükümlerini izİemekle yükümlüdür. kesın yargılann bulun- madığı alanlardaysa genişçe bir ma- ncvra sahasına sahiptır. (Örneğin çevre sorunlan konusunda.) Uluslararası hukuğun yorum ku- rallanndan biri dc "antlaşmanın ko- nusuna \e amacına uygunluk ilkesi"- dir. Bu yakiaşım özeîlıkle bir antlaş- mada açıkça yer almayan. ancak met- nin amaçlan doğrulrusunda gerekli görülen. yetkilerin temellendiril- mesinde kuîlanılır. Kısaca. antlaşma- nın çizdiği çerçevenin hangı yönlerde genışletilebılecğini gösterir. Mont- reux'yü bu ılke ışığında değerlendir- diğimizde Türkiye'nin hareket alanı daha da genişler. Çünkü Sözleşme'- nin giriş kısmında. ki bu amaçlann sı- ralandığı bölümdür. MontreuK'.nün hedefının. Boğazlar'dan geçiş özgür- lüğünü Türkiye'nin güvenliğini esas alarak garantilemek olduğu yazılıdır. Bu önemli yargı Türkiye'ye. her ne kadar sınırlı da olsa. ulusal güvenliği- ni korumak amacıyla bazı tasarruf- larda bulunmak hakkını vermekte- dir. (Boğaz'ın ortasında. her an patla- maya hazır petrol tankerleri de ulusal güvenliğimizi yakmdan ilgilcndirir.) Devietler hukukunun antlaşmala- nn yorumu konusundaki tamamlayı- cı kurallanndan bıri de antlaşmanın hazırlık çalışmalannı gözönüne al- maktır. Montreux Sözleşmesi'nin hazırlık çalışmalan tam da tartıştığı- mız konu hakkındaki Türkıye'yi des- tekler niteliktedir, zira Türk Hükü- meti'nin Sözleşme çatısı altında açık- ça hükmc bağlanmamış konularda tasarruf yetkisini saklı tuttuğunu teyit eder. ler", şeklinde bir karar almış ve önce- den bildirim. tonaj kısıtlaması ya da savaş tehdidi gibi bir durumdan hiç sözetmemiştir.(lO) Yeni bir konfe- ransta çevre ve trafik konulannda elde edilecek kazanımlarla karşılaştı- nldığında, bu kayıplar göze ahnama- yacak kadar büyüktür. Bu nedenle halihazırda elde edilmiş haklardan vazgecmenin ve uluslararası alanda Türk sulannın üzerinde istikrarsızlık fırtınalan estirmenin getirebileceğini tehlikeler ciddi bir biçimde tartışıldı- ğında, Dışışleri Bakanlığı'mn, Mont- reux'nün değiştirilmesı konusunu pek ağıza almak istememesi. anlaşılır bir tutum olmaktadır. Yukanda özetlemeye çalıştığımız sütun üzerine oturtulmuş sağlam bir zemine dayanır. Üç noktadan ikisi sözleşmenin kendisinden biri ise ulus- lararası deniz hukukundan kaynak- lanır. Montreux'nün birinci maddesi söz- leşmeye taraf olan ülkelerin. Boğaz- lar'da tam geçiş özgürlüğünü kabul et- tiklerini belirtir. Bu hüküm Türkiye'- ye bir yükümlülük getirdiği kadar bir avantaj da sağlar. Çünkü Türkiye'nin serbesı geçiş konusundaki sorumlu- luğu. onu sadece bazı şekillerde dav- ranmaktan men etmekle kalmaz. ona bu geçişi garanti altına almak için ge- rekli koşullan sağlama görevini de ve- rir. Bu da Türkiyenin. riskli geçiş ya da geçiş hakkını suistimal gibi. başka- lannın tam geçiş özgürlüğüne zarar YAREV: Kazanımlar KAYSAKLAR 10. Mulcolm Sha\\ International Lan\ Camhridge' Gmıius Publkations Lımıted. 1991. s. 355. 11. Bu hiziıv kendi huşmuza ürettiği- mizhir iözum ıoludeğil.başıa Prof. Dr. Y'üksel İnan Gazi L'niversitesi Ulusla- rarası İlişkiler Bölüınu Başkunı) olmak ü:ere. Prof. Dr. Suat Bilge 'emeklibü- yiike/ii. ikutönem Adalet Bakanı veeski Dışişlen Bakaıtlığt Bas Hukuk Miişari- ri) \ı> Prof. Dr. A\doğan Özman'm 'eski Ukıştırma Bakanlığı Deniz Ulaştı- rma.sı Genel Müdürü I görüşleri ve dene- vinılerini esas alıp Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı'nın Uluslararası Hukuk Dersk- ri-1 'Ankara: Turhan Kitabevı. 1992/ adlı kttahmdan yararlaıuırak derlediği- miz bir seçenekiir. SERMAYEPrYASASIKURULU UZMAN HUKUKÇU YARDIMCIUĞI GİRİŞ SIN AVI 2499sayıbSennayePiyasası KanunugereğıncekurulmuşbuJunan SINAVLAK SERMAYE PtYASASI KURULU'nda açık buhınan 9. derece uz- 17 Ekim 1993 Pazargünü Ankara'da ÖSYM sonımluluğunda uy- man hukukçu yardımcısı kadrolannda görevlendirilmek üzere yeter gulanacak yabana dil. genel yetenek ve alan bilgisi testleri ile sınavın sayıda aday personel seçimi ıçin yanşma sınavı açılacaktır ilk aşaması gerçekleştırilecek, bu sınavda başanb olanlar aynca kurul SAĞLAJVAN tMKÂNLAR tarafından yaalı ve sözlü sınava tabı tutulacaklardır. Yanşma sınavını kazananlar, üç yıllık bir tneslek ıçi eğitime tabi SINAV BROŞÜRÜ tutulacaklar, aynca akademik çahşmalara kaülmak, yabancı dil bil- Sermav e Piyasası Kurulu ve uzman hukukçulann görev ve yetkile- gilerini ilerletmek. inceleme \e araştırmalarda buluıanak üzere ya- rinı, sınava kaülma koşullannı. sınav konulannı ve sınavlann yapılış bancı ülkelere gönderilebileceklerdır. şekli ile ilgili aynntıh bilgileri içeren "Sınav Broşürü" ve "Başvuru if*TTi vi* uocıtı ı ADI Formu" kurulun aşajnda adresleri göstenlen Ankara ve İstanbul bü- ™ ™ S a b t o e k içm: " B ^ R U S E K Ü ^ ^ ^ ^ m X - 1) Devlet Memurlan Kanununun48 maddesindeyazdı niteliklere G ^ ş % m ^ k a [ l l a b l l m e k i ç m .-B a ş v u n l F o r m u - v e b u f o n n d a oınnıbıtırmışolmak, s DAÇVI D\ u ı e r a rui 3) ÖSYM'nin Yapı ve Kredi Bankası Ankara GuvencvlerŞubesr- CEDVI\ vr PK ıe .si Jı DI 111 n rv n K i"r ı, r A nde(, 660-. nunumfhc-bo» s,nav ücre.i o.arak 250.000, TİyaUr- N ^ ^ L T ^ T d ^ C»0(S£) ^ UÇ ° k ^ m ! n v .,, ,. 11, u t A --c a A SERMAYE PİYASASI KURULU İSTANBUL TEMSÜLCİLİ- ^ 2 S SSnV Lİ™™rİl i m i I K t o n S """ •""5 "nl "•" ö f » - C >" "* «• * ' Os™*,:!,,..^,. T«t 24, 7= »«3 PtDAL>OM 0ANI5MA MtRKtZI KIRMIZI BALIK COCUKfVI FORUMADAVET Tüm Kırmızı Balık ailesi ve çocuk eğitimine ilgi duyanlar Danışman Dr. Erdal ATABEK'in yönettiği "Anneler, Babalar ve Çocuklar" konulu foruma davetlidirler. Yer: FM Meliha Avni Sözen Fuar Merkezi - Mecidiyeköy İST Tarih ve Saat: 4 Eylül 1993 Cumartesi günü -15.00 Kırmızı Balık-Bostancı: 4171636 Kırmızı Balık-Mecidiveköy: 272 96 07 ANKARA...AINKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Sokaklar Burhaniye sokaklarında, Ören'de dolaşırken acıyla gülümserim; bombaların, kurşunların öldüremediği dostları selamlarım. ören'den iskeleye uzanan yolda değerli bilim adamı, hocaların hocası Profesör Muam- mer Aksoy'un adı var. Açılış günü eşiyle birlikteydik. Uğur Mumcu da vardı. Burhaniye'de bir bulvarın da Uğur Mumcu adını alacağını düşündü mü acaba? Aklı- mızdan geçmeyen. hayal gücümüzü aşan olayları yaşı- yoruz kimı zaman. Bir de Ruhi Su Caddesi var ören'de., SunarSitesi'yleÖğretmenEvleriarasındaki.yol. Değerli sanatçımız ören'i çok sever, bu güzel doğa parçasında küçük bir evin sahibi olmaktan mutluluk duyardı. Ören'- deki dostları anılara sarılarak yürüyor yolda. Türkülerle çınhyor kulakları, ekin idim oldum harman... Anılar da harmanlanıyor, iğde dalları, deniz, dalgalar, ida, Sarıkız da anlatıyor Ruhi Su'yu.. SHPIi Belediye Başkanı Necmi Şengider ile konuşu- yorduk geçen akşam. Yerel yöneticilerin gündeminde bir köprü ve bir sokak adı var şimdi. örentepe'den isjce- leye giden yolda bir dere var, yazın kuruyor, ama kışın geçit vermiyor. Necmi Şengider ve arkadaşları köprüyü yaptı, yayalardasürücülerdesolukaldı. Güzel birtören düzenlendi açılış nedenıyle. Devlet Bakanı Mehmet Kahraman önce köprüyü açtı, sonra Örentepe'de topla- nan kalabalığa seslendi, ınsan haklan ve özgürlükleriy- le ilgili konuşmasıyla ilgi topladı. Köprüden geçerken o konuşmalar çınlıyor kulağımda. Insanlar arasında kuru- lamayan köprülerin boşluğunu duyuyorum derinden. Bunca acı, deneyler, birikimler, bir sevgi köprüsü yok hâlâ! Yerel yöneticiler Asım Bezirci'nin adını öneriyor yeni köprüye. Bence çok anlamlı bir öneri. Asım Bezirci de Ören'i çok seven bir kişi, Sunar Sitesi'ndeki evde mutlu yaşar, durmadan çalışırdı. Ancak bir köprüye adı- nın verilmesi, anısına saygının ötesinde bir anlam da taşıyor bence. Köprülerin birleştiren, barışa, hoşgörü- ye, sevgiye çağıran bir işlevi var değil mi? öüzel bir sokak da mesleğimizi onurlandıran bir ki^i- nin adını taşıyacak. llhami Soysal Sokağı olacak. Geçen yıl bugünlerde birlikteydik, dağlarda, kıyılarda dolaşı- yor, balkonlarda söyleşiyorduk. Ören'i çok seviyor, gi- derek daha uzun kalmayı tasarlıyordu. Yaşlılık dönemi- mizi burada dostlarla birlikte geçirmeyi düşlüyorduk. Dünyadan böylesıne erken ayrılacağını düşünmüyordu elbet. Onu çok arıyorum. Mesleğimizde tehlikeli darbo- ğazlar. aşınmalar yaşanırken boşluğunu çok hissettiren bir kişi İlhami Soysal. Ölümünden sonra yazılanlar var, yazılmayanlar var. Ama bir gün yazılacak elbet. Yiğit ki- şiliği, güçlü dırenişiyle Bizim Yokuş'un öyküsünde llha- mi Soysal'ın yeri daha çok belirecek. Her meslekte yıl- dızların parladığı dönemler var değil mi? Mesleğimizde de karanlığı delen, doğrularda direnen, ödün vermeyen kalemlerle parlıyor yıldızlar. Adını taşıyacak sokağın genç yolcularının da gerçek kişiliğini tanımasını diliyo- rum. Düşüncelerinde yıldızlar parlar o zaman. ••• Erzurum'a bir kez gittim şimdiye dek. Sıvas ve Erzin- can illerinde uzun bir geziden sonra Ankara'ya uçakla dönerken. Selçuk Erverdi CHP Erzurum milletvekiliydi o zaman. Niyazi Ünsal ve Hasan Çetinkaya'yla kentte kı- sa bir gezi, Atatürk Bulvarı'nda da biryürüyüş yaptık. O bulvarın adı değişiyor, Demirel Bulvan'na dönüşüyor şimdi. DYP'li Belediye Başkanı Mehmet Ali Ünal da, ra- hatsız olan varsa Erzurum'da yaşamasın, diyor! Böyle bir davranıştan rahatsız olmak için Erzurum'da yaşa- mak gerekmiyor. Nitekim Sayın Demirel Çankaya'da oturuyor, ama rahatsızlığını belirttı hemen. Uzun meslek yıllarımda duygusallığın, yağcılığın çok türünü, örneğini gördüm. Özellikle siyasal yaşamdaki değişiklikler döneminde. Siyasal partiler savaşı hayli duygusal boyutlara vardırır. BÎndan kaçınmak gereki- yor bence. Yoksa olay yozlaşıyor. Sokakların, bulvarla- rın, ya da alanların taşıyacağı adları iyi seçmek, uzun bir zaman diliminden geçirmek, tarihsel yargıya ters düş- memek gerekiyor. Bir bulvardan Atatürk'ün adını sil- mek. silene onur veren bir olay değil elbet. Atatürk kim diye düşünmelı önce. Başka sokakları, bulvarları adlan- dırırken de düşünmek, acele seçimlerden sakınmak zorunluğu var. O kişilerin tarihimizde, coğrafyamızda, yazın ve düşün yaşamında, sanatımızda, kültürümüzde nasıl bir yeri, bir katkısı var. Neler uğruna savaşmış ya- şamında. ne katkısı olmuş, neler uğruna ölmüş. öldürül- müş! Değer yargıları hızla değişen bir toplumda belli bir duyarsızlık da oluşuyor, gerçek değerler yeteri kadar ta- nınmıyor. Çok değerli bilim adamlarının, yazarların, sanatçıların adını taşıyan sokaklar ve buivarlar, yetişen kuşaklara bir ışık, bir uyarı aslında. O ışık parlarsa ka- ranlık dağılır, sokaklar aydınlanır, şenlenir bir gün. Belki de doğaya çok yakın günlerin etkisiyle toplumda bir imbat bekliyorum ben. Beyaz kelebeklere umutla ba- kıyorum. Dipten, tabandan bir kaynama ve arınmayla yüzeyselliğin, ucuz ve yapay kahramanlıkların dışlana- cağını, gerçek değerlerin yerine oturacağını düşünüyo- rum. Önyargılara, duygusal davranışlara ödün verilme- yen günlerin uzak olmadığına inanıyorum. İnancım da doğadan kaynaklanıyor belki. Doğada hiç şaşırtmaca yok. Toplumda sürer gider mi hiç? BULMACA 1 2 3 4 5 6 a 9 1 2 3 4 I I I # 1 5 6 7 8 İ 9 8I SOLDAN SAĞA: 1/ Yeni doğmuş bebeğe. kırkı çıktıktan sonra gö- türüldüğü evlerden veri- len yumurta, mendil, şeker gibi. küçük arma- ğanlar. 2/ İlham... Mezo- potamya'da kurulmuş, eski uygarhk. 3/ Alüv- yon... Etkisiz. işe yara- maz. 4/ Avı çekrnek için dökülen yem. 5/ Edirne'- nin bir ilçesi... Insan gö- zünün algıladığı ışık şid- deti. 6/ Kuşun yavrusuna ta$ıdığı yem... Sevinçli. 7/ Kokusu hardala benzeyen zehirli bir savaş gazı... İtalya'da bir ırmak. 8/ Bir nota... Bir renk... Bir gramlık bir kütlenin hızıru saniyede bir santi- metre arttıran güç birimi. 9/ Tica- ret gemilerinde tayfalann başı. YLKARIDAN AŞAĞrYA 1/ Yukandan aşağıya doğru büyü- yen oymalı yalaklardan oluşan ve bahçeleri süslemek için .yapılan çeşme. 2/ Hararet... Asya'da bir ülke. 3/ Bircinsçıralı tahta. 4} Güzelük. ahm... Kâfigelmeyen... Habeş soylusu. 5/ Şöhret... Odül olarak bir lcimse ya da takıma verilen kalkan biçiminde levha. 6/ "'Meyhane mukassi görünür taşradan amma / Bir başka ferah başka - - - var içinde" (Ne- dim). 7/ Sıcaklığı çok yüksek ya da çok düşük olmayan yer... Bir nota. 8/ Gelin olacakiıza erkeğin verdiği para ya da arma- ğan... Metal saplama. 9/ Japonlann ulusal giysisi. İZMİR GÜMÜLDÜR ÖZDERE KÖYÜ'NDE denizenazır4katlı lüksyazlık villa otoparklı, mobilyalı, beyaz eşya Tel.:Gündüz:5134848 Akşam: 587 44 01
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle