20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13EYLÜL1993PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 15 Öğrenciler dersbaşı • Baştarafı 1. Sayfada terek tüm öğrencılerden za- manlannı israf etmeyerek ken- dilerini sağlam ve köklü bilgi- lerle donatmalannı istedi. Öğretmenler, "sıcak" bir öğ- retim yılı geçirmeye hazırlanı- yor. Eğitım işkolunda örgütlü olan öğretmenler. bu öğretim yılında, sendikal etkinliklerini okullarda verecekleri dersler ile veli toplanülanna taşıyacaklar. Eğitim-İş üyesi öğretmenler, açıbş dersinde "demokrasi eğiti- mi" konusunu ışleyecekler. Eğit-Sen üyesi öğretmenler de veli toplantılannda öğretmen- lerin sorunlannı dile getirerek seslerini'veli ve öğrencilere du- yuracaklar. Eğitim-İş Sendikası'nca Baş- kanlar Kurulu toplantısında alınan eylem kararlanna göre sendika üyesi öğretmenler. bu- gün okullarda basın toplantı- lan düzenleyecekler ve derslere, üzerinde "Temiz toplıun. dürüst yönetim için eğitim - Bilgi çağının insanı için demokratik katılım - Toplu sözleşmeli ve grevli sendika - Saygın yaşam, yeterli ücret için sendika - Önce insan. önce eğitim - Demokratik toplum, laik eğitim "' yazıh yaka kartlan veçıkartmalarla dersle- re katılacaklar. Öğretim yıbnın başlamasıyla birlikte eğitim çalışanlannın sorunlannı bir kez daha ilgili makamlara du- yııracak olan öğretmenler. bu çerçevede. 10-15 eylül tarihleri arasında "yasal düzenleme"ye ilişkin basın açıklaması yapa- caklar. 10-20 eylül günleri arasında da yaygın bir "işyeri temsilcileriııin eğitimi" düzenle- necek. Eğitim-İş üyesi öğretmenler, sendikal örgütlenmeye ilişkin yasal düzenlemelerin gerçekleş- mesi ve 1994 yılı ücret artışlan için Ankara'da bir miting dü- zenleyerek hükümete seslerini duyuracaklar. Yığınsal katılım sağlanarak gerçekleşmesi ön- göriilen miting. kasım sonu. arahk ayı başlannda duzenle- necek. Bu süreç ıçınde sendika il şubelen. yörelerinde çeşıtli ey- lemJer gerçekleştirecekler. Eylemlerin yanı sıra Milli Eğitim Bakanhğı da sendika ta- rafmdan ızlenecek. Bakanlığa İLKSAN'ın geleceği konusun- da bır mektup gönderecek olan sendika, 16 eylülde başlayacak olan ılk İLKSAN davasına üyeleriyle yığınsal olarak katı- lmak için haarlık yapıyor. Eski Milli Eğitim Bakanı- Köksal Toptanın sendika Ge- nel Başkanı Niyazi Altunya aleyhine açtığı tazminat davası için de "Toptan Fonu" oluştu- rulacak. Eğit-Sen Sendikası da en kısa zamanda "Demokratik Eğitim Kurultayı" düzenlenmesi için gerekli hazırlıklan sürdürme karan aldı. Bu öğretim yılında eğitim emekçılerıni işyerleri baanda eğitip bilinçlendirme çahşmalannı sürdürecek olan sendika. toplu vizite. kısa süreli iş bırakma, ders saatlen dışında okullarda sendikal etkinliklerin tartışılacağı toplannlar düzen- leme etkinliklerini gerçekleşti- recek. Eğit-Sen üyesi öğretmen- ler, yıl boyunca düzenlenen veli toplantılannda. ''sendikal et- kinlikler, öğretmenlerin sorun- lan, eğitim yönetimine kardma" konulannda veli ve öğrencileri bılgilendirecekler. Eğitım-İş Sendikası Genel Başkanı Nıyazı Altunya. okul- lann açılması nedeniyledün dü- zenlediğı basın toplantısında. eğitimin "parayla alınıp satılan bir mal haüne geldiğini" belirte- rek, "Eğitim programları eski- miş, ders kitaplan. ölii bilgi yığını haline gelmiş ve uygulama teknolojiden uzaktır. Eğitim, dört duvar arasma sıkışmıştır. Eğitim, çağdışı akımlann etkisi- ne açıktır" dedi. Eğitim yönetı- minin "partizanlığa terk edildi- ğini" ileri süren Altunva, cum- huriyet döneminde öğreımenle- re en düşük maaşın bu hükü- met zamanında verilmesini de eleştirdi. Eğit-Sen Ankara Şube Baş- kanı Kemal Ünai da eğitimin "yazboz tahtasına" dönüştü- rüldüğünü ifade ederek. "Düşü- nen, araştıraıu soran. sorgula- yan, tavır alan, kolektif yaşamı özümseyen insan \e toplum ya- ratümasını hedeflemesi gereken eğitim, tam tersine edilgen. bo- yun eğen, birey ci-çıkarcı. ülke ve dünya sorunlannı umursamay an bireyler ve toptumlar hedefie- mektedir. Bu amaca uygun kali- tesi/. pedagojik değeri olmayan ders kitaplan okutulmakta, an- ti-laik. bilim dışı bilgiler aşılan- maktadır. Eğitimde kalite sü- rekli düşmekte, sınav kazandı- rmayı ve diplomayı esas alan, öğrencinin ilgi ve becerisini önemsemeyen bir anlayış ege- men hale getirilmiştir** dedi. Ünal. eğitim yönetıminın "de- mokratik olmadığını" da kayde- derek katı. merkezi \e eğıtim- öğretım sürecine katılımı dışia- yan bir eğitim sisteminin ege- men olduğunu söyledi. Diyarbakır'dal80 öğrenci ortada kaldı DİYARBAKIR (Cumhuri- yet)-Özel Karacabağ Lisesi or- taklannm okulu kapama ka- ran alması nedeniyle 180 öğ- renci ortada kaldı. Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri. özel okulun devletleştirilmesine ça- ba gösterildığini ve öğrencılenn açıkta bırakılmayacağını söyle- diler. Yeni öğretim ve eğitim yıbnın başlamasına birkaç gün kala özel lise statüsündeki Ka- racabağ Lisesi'nin kapatıla- cağının açıklanması: öğrenci- ler, öğretmenler ve veliler arası- nda tepki ve şaşkınlıkla karşı- landı. Özel Karacabağ Lisesi'- nde bu yıl eğitim yılında eğitim görmesi beklenen 180 öğrenci açıkta kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Milli Eğitim'den so- nımlu Diyarbakır Valı Yardımcısı Sefa Özmen. Milü Eğitim BakanlığYna. özel oku- lun devletleştınlmesi amaayla başvurduklannı bebrterek şun- lan söyledi: "'Özel Karacabağ Lisesi'nin orta 1.2 ve 3. lıse 1 ve 2. sınıf öğrencilerini özel Amid Lisesı'ne yerleştirmeyeçalışıyo- ruz. Son sınıf öğrenalennin yerleştirilmesi için çabşma- lanmız devam ediyor." Öğrenci velilen ise Özel Amid Lisesi'ne yatay geçiş yap- tınnayacaklannı söyledıler. Ve- lıler. "Çocuklar ortada kaldı. Anadolu ve Fevzi Çakmak Anadolu Lisesi'ne kayıt yaptı- nnak için yaptığımız gırişimler sonuçsuz kaldı. Çocuklanmızı Amid Lısesi'ne göndermeyece- ğlz. Kapatisesi düşük olan bu okulda çocuklannnan da katılımıyla her sınıfta 60 öğren- ci birden eğitim öğretim gö- recek. Nerede kaldı bu lisenin özelliği? Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocuklanmızı normai okullanna göndereceğız. Bir sonuç alamazsak mahkemeye başvuracağız" dediler. Müslümankk engel değil • Baştarafı 1. Sayfada içinde saklıdır. E»ela bfirriveti bulup sonra ekmeği bulacağız demek obnaz. Ikisi beraberdir. Güvenlik, ekmek *e hürriyet üç- lüsünü aynı anda taşımayan bir toplum gelişmekten nasibini ala- maz." şeklinde konuştu "Avrupa Topluluğu benim an- ladığun anlamda bir değerler man/umesidir" diyen Demirel şunlan söyledi: "Bu bötün üyelerin hepsinin birden ortak sahip olacağıjnsan haklan. demokrasi ve hür teşeb- büs gibi değerlerdir. Törkiye or- taklığa iiye olmak isterken. 'Ben bütün bu değerlere sahip çıkıyo- nım' demektedir. Türkiye'nin Avrupa ile moral ve nıanevi or- taklığı şu anda da mevcuttur. Türkiye'nin birlikteliğine karşı çıkanlar vardır. Hem Avnıpa'- dan hem Türkiye'den. 'Türkiye Müslüman bir ülke Hırısriy anlar içinde ne işi >ar' diye. Toplulukla birlikte olduğumuzda bizim dini- mizden, imanımızdan, anane- mizden fedakarlık isteyen yok. Türkiye NATO üyesidir. Avnı- pa'nın coğrafyasını savunurken, mûslümanlık mani oimuyor da kalkınma sözkonusu olduğunda neden Mûslümanlık mani ol- sun." Türkiye'nin hedefınin AT'ye tam üyelik olduğunu sık sık vurgulayan Demirel konuşma- sında 1995 yılı sonunda güm- rük birliğini gerçekleştırmenin :orunlu olduğunu sö>1edi. "Ba- tanz" diyen sanayicilerin kıya- fetlerine çekı düzen vermelerini isteyen Demirel. "Bugün kay- naklarımız kıttır. \'e devlet yatı- rımcı olmaktan çıkarılmalıdır" şeklinde konuştu. KİT'lenngö- revlerini tamamladığını ve dev- letın sırtından kurtanlması gerektiğinı vurgulayan Demirel devletin asıl görevlerini şöyle sı- raladı: "Savnnma- güvenlik. eğitim. sağlık, yargının dağıtılması , çevre ve demokrasinin geliştiril- mesi. Devlet bu altı görevi yerine getirirse, 2000 yılına geldjğimi/- de ülkemiz muasır ülkeler sevi- yesine gelecektir.'* Demirel'den sonra söz alan ancak kürsüye gelır gelmez elektriklerin kesılmesi nedeniy- le bir süre beklemek zorunda kalan Avrupa Topluluğu Ko- misyonu'nun Gümrük. Vergi- lendirme ve Tüketici Politikası- ndan sorumlu üyesi Christianne Scrivener, Türkiye'nin 1991 yılında bir adaptasyon çalı- şması başlattığını ve bu çalı- şmayı şu anda Başbakan Tansu Çiller'in devam ettirdiğini söy- ledi. Scrivener. gümrük birliği- nin üyeler için faydalı olduğunu \e Türkiye'ye bu konuda tek- nik yardım başlatacaklannı be- lırtti. AT Konseyi Dönem Başkanı Robert Lrbaın'ın mesajını oku- yan Philippe Suınen de Türki- ye"nin bütün yükumlülüklen kabul etmesini istedi. Karayalçın neden kazandı? CELAL BAŞLANGIÇ ANK.ARA- SHP'de -klasik" bir kurul- tay sonrası yaşanıyordu. Seçimi yitirenlerin yandaşlan. biraz da kızgın terk etmışlerdı kurultay salonunu. Kimi otobüslerıne doğru gıdiyordu; geldı- ği kentedönmek üzere. Kimi "efkar"dağı- tacak. birkaç kadeh atacak yer anyordu. Kiminin kafasında da "Btından sonra ne olacak" sorusu dolaşıyordu. Kurultay salonunda ise kazanan tarafın bayramı vardı. Tnbünde. salonun zemininde Kara- yalçın yandaşlan, çalan müzikle el çırpıp ovnuyorlardı. Salona önce İnönü gırdi. Birazdan Ka- rayalçın. Gürkan. Çakmur \c Yarman da gelecekti. Gıden lider. yenı gelen lıder. seçı- mı yıtiren adaylar el ele SHP'lilerin karşısı- na çıkıp. "birlik ve beraberlik" görüntüsü oluşturacaklardı. İnönü salona girdiğinde. Erkin Koray"- m u oynak" bır şarkısı çalıyordu: "Arkası gelmez dertlerimden Biktım illallah... Biri biterken obürii de başlar Vermesin Allah..." Salonda bulunan Karay alçın yanlısı de- legeler. parti üyelen. müziğın ritmıne ken- dini kaptırmış, bir yandan oynayıp diğer yandan şarkı söyleyerek karşıladılar İnö- nü'yu "Biri biterken öbürii de başlar..."' Ka/andıran unsurlar Seçımde alınan sonucun ılk sevinci geç- tikten sonra. herkes bırbirine sormaya baş- lamıştı: - Bundan sonra ne yapacağız? Partiyı solda tutabilecek miyiz? Herhalde bu. SHP'lılerin ortak özelli- ğiydi; önce seçiyorlar, sonra da "Ne yapa- cağız?" diye düşünüyorlardı. Ancak öncelikle düşünülmesı gereken bir soru vardı; Karayalçın neden kazandı ya da Gürkan niye kay betti? Karayalçın'ı SHP Genel Başkaniığı'na getiren en önemlı unsur, SHP'lilerin içinde bulunduğu "yenilmislik" . "kamuoyu önünde itibar yitirmişlik" duygusuydu. Son kamuoyu anketlerinde. partinin oyu yüzde onlar dolayında görünüyordu İSKÎ olavı partıyeağır bırdarbe ındırmış- ü. "Mega medya"nın da pompalamasıyla toplumdaki tüm yolsuzluklann, rüş\etın faturası bır anda SHP'ye çıkanlmak isten- mişü. Ama aynı "mega medya" kamuoyu araştırmalan. seçmenler. partililer. delege- ler arasında ankel yapıyor ve şu sonuca vanyordu: - Partiyi Karayalçın büyütür. Kamuo- yunun desteği Karayalçın'dan yana. Bu tutum elbette delegeyi etkiliyordu. Ancak tek etkileyen unsur "mega medya" değildi. Gönlü Gürkan'dan yana olan çok sayıda delege. aıle çevresinden. mahalle- sinden. çarşıdaki esnaftan. pazardakı satıcıdan aynı tepkıyi ahyordu: - Karayalçın secilırse. partı kurtulur... SHP'liler siyaset yapmak istıyorlardı. Bunu gerçekleştırmek de giıtikçe küçülen, eriyen bır partiyle olanaksızdı. Partinın büyümesi gerekiyordu. Sonunda delege- nin bır bölümü karar verdi: - Merkez yoklaması yaptık olmadı. De- legeyle ön seçım yaptık, olmadı. Tüm üye- lerle seçim yaptık. yine olmadı Bu sefer de miUetin dedığini yapalım... Karayalçın'a seçim kazandıran birincı neden buydu. Seçime hazırlık Karayalçın'a seçim kazandıran ıkıncı neden de ilkıne bağlı olarak gelışiyordu. Altı ay sonra genel yerel seçimler \ardı. Ancak pani bu ımaj kaybıyla. bu itibar kaybıyla. bu oy kaybıyla seçimlere gırerse. çok yerde. değil beledıye başkanlığı. bele- diye meclis üyeliğı bile kazanamazdı. Zaman azdı. Uzun \adede başanlı ola- bileceği düşunülse de Gûrkan'ın çok kısa sürede partiyi bir "riizgarla" kalkındınp oylannı arttırma olanağı pek görünmü- yordu. Karayalçın'ın ise bu şansı \ardi. Se- çimlere kadar olan "kısa pistte" partiyi kaldırabilmekiçin Karayalçın gibi kamuo- yunun desteğıni almıj görünen. medyanın arkasından rüzgar csiırebilcccği bir lidere ihtiyaç vardı. Çok kısa bırsüre sonra yapılacak seçım- lerde. ağır bır yenilgi almaktan korkan SHP'liler için de bir "umut" olmuştu. Karayalçın'a seçım kazandıran ıkınci neden de buydu. Gelelim üçüncü nedene... SHP'h belediyc ba^kanlannın başanlan tartışılır durumdaydı "Bunlar bir işi beceremezler, yüzlerine gözlerine bulaştınıiar" inıajı doğru ya da vanlıs. toplumda epemen olu\ordu. Son olarak patlayan İSKİ bombası da SHP'li belediyelere "beceriksizliğe" ek olarak bir de rü^vct ve yolsuzluk bulaiUrmışiı Bu görünüm ıçınde. Karayalgn "SHP'- nin başanlı belediye başkanı" olarak önc çıkıyordu. SHP'liler yercl yönetimlerdeki başansızlıklanna yüklenen muhaliflerine "İşte Ankara'da Karayalçın var \a..." diye "iyi bir örnek" gösterme şansına sahip olu- yorlardı Karayalçın'ın kazanmasındaki üçüncu neden de yerel yönetımler açısından "SHP'nin yüzakr olmasıydı. Hükümette kalmak Sosyaldemokratlann.en bûyük -^ıkıntısı "halkın anlayacağı dilden konuşmamak"- tı Nutuklar atılıyor. genel ve soyut bır söy- lem olarak geleceğe dönuk umutlar verilı- yor: ama bunlar bir türlü somuta ındirge- nemıyordu Ya da başka bır deyışle proje- lendirilemiyordu. Karayalçın kurultay sürecindehep"pro- je" dedi. Gerçı Karayalçının, bu zamana dek ba- şanlı olduğu daha çok "asfalt projesi". "park projesi". "metro projesi"ydı. Ama bu projelendırme. neden "toplıım- sal proje"ye, "siyasal proje"ye dönü^me- sindi? €Karayalçın'a SHP Genel Başkanlığı'nı kazandıran dördüncü yan da işte bu "proje- ci" kişiliğiydi. Karayaİçın'ın kazanmasındaki beşincı neden deiktidaradönük tavnydı. Gürkan her ne kadar "koalisyonu sür- düriiriinı" dese de DYP ile daha sert bir pazarlığa gırişeceği. koalisyon protokolü- nün yaşama geçmesi için daha keskin bir yol ızleyeceği kesindı. Bu da ortaklığın her an bozulmasına neden olabilirdi. Karayalçın ise DYP ile iktıdar or- taklığının sürmesi konusunda daha ılımlı görünüyordu. Karayalçın'la koalisyonun sürmesı daha garanti görünüyordu. Bu neden de çok masum gerekçelerden. ıktidann nimetlennden parasal olarak ya- rarlanmaya dek. pek çok kesımı ilgılendiri- yordu parti ıçındekı. SHP'lilenn buyük bölümu, yıllar sonra yakaladıklan iktıdan yanm yamalak da olsa. partiye zarar da verse pek bırakmak ıstemiyorlardı. Karayalgn'ın kazanmasında altıncı ne- den de sürdürdüğü seçim kampanyasının ekonomik boyutlanydı. Adaylar içinde özel uçak tutabilecek güce sahip olan. üze- nnde koskocaman kendi adı yazan bir se- çım otobüsünü kampanyaya katan tek kişı Karayalçın'dı. Bol afişlı. posterli, dosyalı, v-ideo kasetli kampanya çok sayıda delegenin ilgisini çektı. Kampanyanın büyüklüğü. "Bu ta- rafta para ve güç >ar" yargısını guçlendın- yordu. Bu ekonomik çekim merkezi de Kara- yalçın'ın seçim kazanmasindakı altıncı ne- den oldu. SHP'liler nasıl oynayacak? Yedıncı nedene gebnce... Karayalçın'ı desteklcyen bazı bakanlar. özellikle ıhale \ e kadro açısından geniş ola- naklara sahiptiler. Bu bakanlann olduğu tarafta yer almak. ise şımdi olmasa bıle gelecekte yeni ıhale- ler. yeni iş olanaklan demekti. / Elbette tümünü ya da büyük bır bölü- münü değil. ama azınlıkta da olsa etkin bir delege grubunuetkıledı bu unsur. Karayalçın'ın kazanmasındaki sekizinci nedenı. "tırnak içinde" aktarmak gereki- yor: "Bu Aydın Hoca da *temiz toplum, te- miz siyaset, temiz parti' işini fazia kurca- ladı. Partinin hem yerel yönetimlerdeki ik- tidannı hem de genel iktidardaki or- taklığını diişününce, elbette bu 'temizlik' bazı kişileri ürkiitüyor. Eğer böyle bir te- mizliğe girişilirse. parti içinden de hayli tc- mizlenen olur." Karayalçın'a seçım kazandıran nedenle- rin ılk sekizı böyle görünüyor. Elbette baş- ka nedenler de \ar. Ama geri kalanlar, o denli belirleyici değil. Bakalım SHPIiler "Arkası gelmez dert- lerimden biktım illallah / Biri biterken öbürii de başlar..." diye şarkı söyleyıp gö- bek atarken gülecekler mi, yoksa ağlaya- eaklarmr' ' •*-<***• *---*,^~--i-~*- Kaymakam ve hukıık savaşı • Baştarafı 1. Sayfada olarak görev yapan. son olarak da Yozgat Valiliği Hukuk İşleri Müdürlüğü görevini yürüten birbürokrat(tı). 1986 yılına ka* dar. Çoğu insarun katılacağı yukandaki düşünceleri içerir. "sağlık, başan, mutluluk, esen- likler diler ve saygılar sunarun" diye biten yılbaşı kartını eşe- dosta, üsılere-astlara. erişebil- diği herkese gönderene kadar... Yozgat Valiliği Hukuk İşleri Müdürü olarak görevi. ANAP iktidannca atanan bazı devlet memurlan hakkındaki rüşvet, zimmet, yolsuzluk. görevi kö- tüye kullanma, partizanbk yap- ma gibi şikayetlen soruştur- maktı. Soruşturma ılerledikçe bu memurlarla ilgili iddialar. belgelerle. tanıklarla kanıtlan- maya başlamıştı. Bunun üzeri- ne ÂNAP'lı bazı politikacılar. rüşvet. yolsuzluk dosyalannın üzerine gitmemesini. dosyalan örıbas etmesini istedi. Bu istek- lere karşı çıkan Asım Aslan. durumu da bir dilekçe ile İçişle- ri Bakanlığfna bildirdi. İçişleri Bakanlığı'ndan dilek- çeye yanıt gelmedi. Ama ANAP hükümeti. Asım As- lan'ın o sıralarda gönderdiği ye- niyıl kartıyla ılgılı soruşturma başlattı. Asım Aslan. sonıştur- mayı yürüten mülkiye baş- müfettişine. yılbaşı kariındaki düşüncelen yıllardan ben sa- vunduğunu. aynı düşüncelenn ilk basımı I97?'tc yapılan "Sö- mürülen Atatürk ve Atatürkçü- lük" adlı kitabında da yer aldı- ğını. yılbaşı kartının da bu ki- tabın bir özeti oldueunu anlattı. Bu kadarla da bitmedı. Dev- let kuruluşlannda çalışma ola- nağı kalmadığı için özel bir ku- ruluşta ışe başlayan Asım As- lan'ın buradaki işine de kendi deyişıyle. ANAP hükümetinin baskısı üzerine son verildi. Bakmakla yükümlü olduğu kardeşleri ve hasta anne-babası olan Asım Aslan, "Belgelerle Türkiye" ve "Sömürülen Ata- türk ve Atatürkçülük" adb ki- taplannı satarak geçinmeye çalıştı. Bukezdekitaplannsaü- şı engellenmeye çabşıldı. Asım Aslan. her şeye karşın yılmadı. Hakkını aradı. İki cumhuriyet savcıhğı ile yedi mahkemeden toplam 55 yargı görevlisi yılbaşı kartı ve ona bağlı davalarla ilgili olarak yıl- larca uğraştı. Yedi yıl. Sonun- da, yılbaşı kariındaki düşünce- leri suç saymayan Daruştay Be- şınci Daıresi. bu karannı Türki- ye'nin taraf olduğu "Avnıpsı insan Haklan Söziesmesi"ne dayanak yaparak verdi. Böyle- ce bu sözleşme, Türk hukuk ta- rihunde ılk kez uygulanmış oldu. Hakkında açılan tüm davalarda aklanan Asım As- lan. şimdi İçişleri Bakanlığı'na bır dilekçe ile başvurarak Danı- ştay ve Idare Mahkemesi ka- rarlannın uygulanarak görevi- ne iadesini istedi. Göreve başla- yacağı günü bekliyor. Bu arada işsizliğıne çözüm bulmak ve ki- tabı halka sevdırmek için de ki- tabı okurun ayağına götürerek "kendi kitabim kendin sat" kampanyasını yürütüyor. \'e herkese. "insan haklannm çiğnenmediği, düşünce sucunun olmadığı. sosyal adaletin ger- çekleştiği. çağdaş uygarlık düze- yine ulaşmış, barışın, kardeşli- ğin. dostluğun. sevginin egemen olduğu yepyeni bir Türkiye'nin özJemiyle" en içten sevgi ve say- gılannı sunuyor. Tekel ve PTT^ye zam • Baştarafı 1. Sayjada yetkililerinin, zamma ilişkin hiçbir açıklama ve duyuru yap- mamalanna karşın. zamlı fiyat- lar dün sabahtan itibaren uygu- lanmayabaşlandı. Tekel Genel Müdürlüğü ta- rafından dün yapılan açıklama- da yerli ve ithal ürünlerin fıyatı- nın bugünden geçerli olmak üzere yeniden belirlendiği bildi- rildi. Açiklamaya göre. 6 bın li- radan satılan uzun Maltepe ve Samsun sigaralan 7 bın liradan. 4500 liradan satılan kısalan ise 6 bin liradan satılacak. Yapılan zamla 11 bin lira olan Tekel 2000!rigâflrs1»n fîystf T4 Wft fc raya. 14 bin liraya satılan Marl- boro ve Camel'ın fiyatı da 18 bin liraya çıkanldı. Büyük Yeni Rakı'nın fiyatı da 60 bin bra olarak belirlendı. TekelMn savunması Tekel Genel Müdürlüğü'- nden yapılan açıklamada daha önceki zammın 17 mayısta ger- çekleştirildiği hatırlatılarak. "O tarihten bugüne kadar geçen sü- Yeni zamlar re içerisinde girdi maliyetlerinde ve döviz kurlannda meydana ge- len artışlar nedeniyle sartş fiyat- larının yeniden düzenlenmesi zaruri haîe gebniştir" denildi. PTT hizmetlerine yüzde 50 ile yüzde 100 oranlannda yapı- lan zam. kamuoyuna duyurul- madan dün sabahtan itibaren yüriirlüğe girdi. Zamlı fiyatlar- İa karşılaşan yurttaşlar şaşkına dönerken PTT Genel Müdürü Veli Bettenür. Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Bulut ve Ulaşürma Bakanhğı yetkilileri, gazetealerin ısrarlanna rağmen hiçbir açıklama yapmadılar. Ulaştırma Bakanı KöstepMi'- "\n. daha önce "PTThizniefll*!»! ne 'ufak' bir zam yapacağız, yüzde 50'yi geçmeyecek" deme- sine karşın, bazı hizmetlerdeki zam oranı yüzde lOO'e kadar çıktı. 500 kontür karşıbğı yıllık abonman ücreti 250 bın liradan 400 bin liraya çıkanldı. PTTzamlan Cumhuriyet muhabırinin semt postaneleri yetkililerinden öğrendiği yeni tarife şöyle: Eski Yeni Cumhurbaşkaıu Süleyman Demirel, İstanbul'da bulunan NATO Askeri Komite üycleri onuruna dün akşam Beylerbeyi Sarayı'- nda yemek vtrdi. Yemeğe Genelkurmay Başkanı Org. Dogan Güreş de katüdı.(Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Demirerden NATO komutanlanna yemek OLAYLAREV Küçükjeton Ortajeton Büvükjeton APS Mektup Telgraf (normai kelime) Telgraf(acele) Yıldınm Telefonkart(30'luk) Telefonkart(60'hk) Telefonkart(lOO'lük) 500 TL 2.5OOTL 7.5OOTL 10.000 TL 1.000 TL 200 TL 400 TL 1.000 TL 15.000 TL 30.000 TL 50.000 TL 800 TL 4.000TL 12.000 TL 20.000 TL 1.500 TL 300 TL 600 TL 1.500 TL 24.000 TL 48.000 TL 80.000 TL İstanbul Haber Servisi - Cum- hurbaşkaru Süleyman Demirel, NATÖ üyesi ülkeler arasında gerçekleştirilen ziyaret cerçeve- sinde îstanbul'da bulunan NATO Askeri Komite üyeleri onuruna dün akşam Beylerbeyi Sarayı'nda yemek verdi. Cum- hurbaşkanı Demirel yemekte yaptıği konuşmada. eski düş- manlar arasında işbirliğinin gi- derek artmasına karşın Av- rupa'nın birçok bölgesınde çatışma ruhunun sürdüğünü bebnti. Milıtan milliyetçılık ve ırkçılığın kol gezdığinı ifade eden Demirel "Daha da vahim olan. bu toplumların, ittifakımı- zın kuruluş nedenini oluşturan uluslararası normlan ve ahlakl standartları hiçe sayarak elde ettiklerinin yanlanna kâr kala- cağına haklı olarak inanmaları- dır"dedi. NATO Askeri Komi- te Şeref Başkanı Albay Armand Bruck ise yaptıği konuşmada. Sovyetler Birliği'nin dağılma- sı\ la konum ıtibariyle Türkıye'- nin NATO içinde artan bır öneme sahip olduğuna değindi. Bruck. aynca Türkiye'nin Yu- goslavya konusundaki duyarlı- lığına teşekkür etti. Beylerbeyi Sarayı'ndaki yemeğe, Genel- kurmav Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, 1. Ordu Komu- tanı Orgeneral Hikmet Bayar. ABD Genelkurmay Başkam Colin Powell. NATO Askeri Daımi Komite Başkanı Orge- neral Shalikashvili'nin de arala- nnda bulunduğu NATO üyesi 14 ülkenin genelkurmay baş- kanlan katıldı. NATO Askeri Komite heye- ti. dün öğle saatlerinde yanla- nnda eşleri olduğu halde sivil kıyafetlerle İstanbul'da turistık bir gezi yaptılar. Geziye. Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş ve l.Ordu Ko- mutanı Orgeneral Hikmet Ba- varda katıldı. Kabinede değişiklik • Baştarafı 1. Sayfada Başkanın rahat, kendi secimleri- ne göre bakanlan belırlemesıne olanak sağlamak için bugün isti- falannı verecekleri kaydedilıyor. Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü. dün istı- fasını verdi. Murat Karayalçın daha önce İnönü'den bu görevi sürdürmesini isteyeceğini açı- klamıştı. Ancak bunun "nezaket gereği" bır çağn olacağı, İnönü'- nün bu görevi sürdürmeyeceği bıliniyor. Kabinedeki SHP'li bakanlar- dan Adalet Bakanı Seyfi Oktay. Devlet bakanlan Mehmet Kah- raman ve Erman Şahin dışındakı bakanlar SHP içindeki liderlik yanşmda Murat Karayalçın'ı desteklediler. Bu nedenle kabine- de büyük ölçüde değişiklik yapı- Iması beklenmiyor. Adalet Ba- kanı Seyfı Oktay'ın da yennı ko- ruyabileceği. ancak Devlet Ba- kanı Türkan Akyol'un kabine dışı kalacağı ifade ediliyor. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Trafîk terörü:21 ölü P Baştarafı 1. Sayfada Oner, Songiil Oner, Şemdi L'may, Hatice Ergezen, Emin Öner. Omer Ergezen, Aygün Oner. Bahar Ergezen. Yudunt Öner. Aygün Öner, Giilsen Öner. Derya Öner, Kadriye Laçin, Ze- keriya Gezer, Süleyman Öner vc kimİikliklen belırlenemeyen iki kişi yaşamını yıtirdi. Kazada ya- ralanarak Diyarbakır Devlet Hastanesi nde tedavı altına alı- nan Mihriye Yalçın, Gülderen Öner, Lğur Ergezen. Murat Öner ve Sone Öner'ın durumlannın ağır olduğu bıldirildi. Alibey- köy'de Salih Zeki Akyer yönetı- mındekı 06 FCZ 09 plakalı oto- mobil. park halindekı 34 RBE 20 plakalı damperlı kamyona arka- dan çarptı. Kazada. otomobılde bulunan Salih Z«ki Akyer, Fatih Akyer, Hüseyin Şeref ve Hayati Şeref öldüler. • Baş tarafı 11. Sayfada Ancak sonrakı gelişmeler bilinen yönde oldu. HEP milletvekilleri Kürt gerçeğini kaldıramadı. Terör ile terö- re karşı önlemler arasına sıkıştılar. kıskaç içinde kaldı- lar. Soruna, TBMM olanaklarını değerlendirerek barışçı ve demokratik çözümler üretemediler. Türkiye 1980'li yıllarda varını yoğunu GAP'a yatırdı. Başta GAP olmak üzere yöreye yönelik yatırımların art- tırılması, bunların yöre insanının ekonomik kazanımları ve özgürleşmesi yönünde değerlendirilmesi için somut adımlar atılmalıydı. Bunlar yapılmadı, yapılamadı. DEP milletvekilleri bir yol ayrımındadır. Yapılması ge- reken; teröre karşı çıkmayı öncelikle başarmak, sonra da ülkenin bütünlüğu içinde somut çözüm önerileri ge- liştirmektir. Ülke, gün geçtikçe bir iç savaş ortamının karanlığına sürükleniyor. Sincar'ın öldürülmesi tüm kesimlerin ve özellikle DEP milletvekillerinin barışçı bir dönüşüm yap- malarını çok daha zorunlu kılıyor. Temsil ettikleri halka yapılabilecek en buyük hizmet, önce yaşama hakkını guvence altına almak olmalıdır. ABDENDAKİ GERÇEK • Baştarafı Birinci Sayfada konuşmalar, dinleyen kitlele- ri düşündürecek içerikler ta- şıyorlardı. Bu alanida, sürekli yayın olanaklarını kullanabi- lecek bir sol partinin, siyasal gündemi kısa sürede belirle- mesi olanağı doğar. Kurultay bilinen bir gerçe- ği, bir kez daha vurguladı, dinleyici tribünlerinden en çok alkışı Gürkan, delegeler- den en çok oyu Karayalçın aldı. Böyiece siyasal yaşam- da yeni bir dönemin açılışı da sağlandı; kısa bir süre önce ülkenin yazgısında ağırlıkları olan liderlerin yerine daha genç kadroların gelmesi ger- çekleşti. Özal'ın ölümünden sonra Demirel'in Çankaya'ya çık- ması ve inönü'nün genel baş- kanlıktan çekilmesiyle bu so- nuca ulaşıldı. Sayın inönü'nün doğru bir karar verdiğini kurultayı izle- yen herkes onayladı. Erdal İnönü, gerek siyaset- teki üslubu gerek genel baş- kanlıktan çekilişindeki za- manlamasıyla bütun değer- lerini koruyarak politikaya devam etmektedir; ilerde kendisine gerek duyulup du- yulmayacağını olaylar göste- recektir; ancak milletvekilliği koltuğunda güçlü bir "potan- siyel" olarak siyasal yaşamı- nı sürdüreceği anlaşılıyor. Murat Karayalçın ağırlıklı bir oy çoğunluğuyla genel başkan seçildi; daha ilk adı- mda partide bütünleştirici bir rol oynamak istediğini belirt- ti; sol ideolojinin içini somut önerilerle doldurmak yolun- daki görüşünü bir kez daha yineledi. Yeni genel başkanın işi, hem kolay hem güçtür. Ko- laydır, çünkü partide eski hi- zipçilik hırçınlığmın tasfiye edildiği bir zamanda liderlik koltuğuna oturmuştur; güç- tür, çünkü SHP'nin İSKİ ola- yıyla yaralandığı, hükümette yıprandığı ve inişe geçtiği bir dönemde sorumluluğu üst- lenmiştir. Bununla birlikte Türkiye'de her şeyin çok ça- buk değiştiği gözönüne alı- nırsa, yeni liderin önünün açık olduğu da söylenebılir. SHP nin koalisyon hükü- metindeki konumunu, Kara- yalçın'la birlikte sürdüreceği anlaşılıyor. Bu satırların yazıldığı daki- kalarda ne parti genel mer- kez organları saptanmıştı ne de partinin koalisyon hükü- metindeki durumu aydınlığa kavuşmuştu. Ancak SHP'nin yeni lıderinin partı içi denge- leri gözetecek bir sağduyuya ve deneyime sahip olduğu şimdiden görülüyor. Yeni Genel Başkan Kara- yalçın'a başarılar dileriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle