Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13EYLÜL1993PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 15
Öğrenciler dersbaşı
• Baştarafı 1. Sayfada
terek tüm öğrencılerden za-
manlannı israf etmeyerek ken-
dilerini sağlam ve köklü bilgi-
lerle donatmalannı istedi.
Öğretmenler, "sıcak" bir öğ-
retim yılı geçirmeye hazırlanı-
yor. Eğitım işkolunda örgütlü
olan öğretmenler. bu öğretim
yılında, sendikal etkinliklerini
okullarda verecekleri dersler ile
veli toplanülanna taşıyacaklar.
Eğitim-İş üyesi öğretmenler,
açıbş dersinde "demokrasi eğiti-
mi" konusunu ışleyecekler.
Eğit-Sen üyesi öğretmenler de
veli toplantılannda öğretmen-
lerin sorunlannı dile getirerek
seslerini'veli ve öğrencilere du-
yuracaklar.
Eğitim-İş Sendikası'nca Baş-
kanlar Kurulu toplantısında
alınan eylem kararlanna göre
sendika üyesi öğretmenler. bu-
gün okullarda basın toplantı-
lan düzenleyecekler ve derslere,
üzerinde "Temiz toplıun. dürüst
yönetim için eğitim - Bilgi
çağının insanı için demokratik
katılım - Toplu sözleşmeli ve
grevli sendika - Saygın yaşam,
yeterli ücret için sendika - Önce
insan. önce eğitim - Demokratik
toplum, laik eğitim "' yazıh yaka
kartlan veçıkartmalarla dersle-
re katılacaklar. Öğretim yıbnın
başlamasıyla birlikte eğitim
çalışanlannın sorunlannı bir
kez daha ilgili makamlara du-
yııracak olan öğretmenler. bu
çerçevede. 10-15 eylül tarihleri
arasında "yasal düzenleme"ye
ilişkin basın açıklaması yapa-
caklar. 10-20 eylül günleri
arasında da yaygın bir "işyeri
temsilcileriııin eğitimi" düzenle-
necek.
Eğitim-İş üyesi öğretmenler,
sendikal örgütlenmeye ilişkin
yasal düzenlemelerin gerçekleş-
mesi ve 1994 yılı ücret artışlan
için Ankara'da bir miting dü-
zenleyerek hükümete seslerini
duyuracaklar. Yığınsal katılım
sağlanarak gerçekleşmesi ön-
göriilen miting. kasım sonu.
arahk ayı başlannda duzenle-
necek. Bu süreç ıçınde sendika
il şubelen. yörelerinde çeşıtli ey-
lemJer gerçekleştirecekler.
Eylemlerin yanı sıra Milli
Eğitim Bakanhğı da sendika ta-
rafmdan ızlenecek. Bakanlığa
İLKSAN'ın geleceği konusun-
da bır mektup gönderecek olan
sendika, 16 eylülde başlayacak
olan ılk İLKSAN davasına
üyeleriyle yığınsal olarak katı-
lmak için haarlık yapıyor.
Eski Milli Eğitim Bakanı-
Köksal Toptanın sendika Ge-
nel Başkanı Niyazi Altunya
aleyhine açtığı tazminat davası
için de "Toptan Fonu" oluştu-
rulacak.
Eğit-Sen Sendikası da en kısa
zamanda "Demokratik Eğitim
Kurultayı" düzenlenmesi için
gerekli hazırlıklan sürdürme
karan aldı. Bu öğretim yılında
eğitim emekçılerıni işyerleri
baanda eğitip bilinçlendirme
çahşmalannı sürdürecek olan
sendika. toplu vizite. kısa süreli
iş bırakma, ders saatlen dışında
okullarda sendikal etkinliklerin
tartışılacağı toplannlar düzen-
leme etkinliklerini gerçekleşti-
recek. Eğit-Sen üyesi öğretmen-
ler, yıl boyunca düzenlenen veli
toplantılannda. ''sendikal et-
kinlikler, öğretmenlerin sorun-
lan, eğitim yönetimine kardma"
konulannda veli ve öğrencileri
bılgilendirecekler.
Eğitım-İş Sendikası Genel
Başkanı Nıyazı Altunya. okul-
lann açılması nedeniyledün dü-
zenlediğı basın toplantısında.
eğitimin "parayla alınıp satılan
bir mal haüne geldiğini" belirte-
rek, "Eğitim programları eski-
miş, ders kitaplan. ölii bilgi
yığını haline gelmiş ve uygulama
teknolojiden uzaktır. Eğitim,
dört duvar arasma sıkışmıştır.
Eğitim, çağdışı akımlann etkisi-
ne açıktır" dedi. Eğitim yönetı-
minin "partizanlığa terk edildi-
ğini" ileri süren Altunva, cum-
huriyet döneminde öğreımenle-
re en düşük maaşın bu hükü-
met zamanında verilmesini de
eleştirdi.
Eğit-Sen Ankara Şube Baş-
kanı Kemal Ünai da eğitimin
"yazboz tahtasına" dönüştü-
rüldüğünü ifade ederek. "Düşü-
nen, araştıraıu soran. sorgula-
yan, tavır alan, kolektif yaşamı
özümseyen insan \e toplum ya-
ratümasını hedeflemesi gereken
eğitim, tam tersine edilgen. bo-
yun eğen, birey ci-çıkarcı. ülke ve
dünya sorunlannı umursamay an
bireyler ve toptumlar hedefie-
mektedir. Bu amaca uygun kali-
tesi/. pedagojik değeri olmayan
ders kitaplan okutulmakta, an-
ti-laik. bilim dışı bilgiler aşılan-
maktadır. Eğitimde kalite sü-
rekli düşmekte, sınav kazandı-
rmayı ve diplomayı esas alan,
öğrencinin ilgi ve becerisini
önemsemeyen bir anlayış ege-
men hale getirilmiştir** dedi.
Ünal. eğitim yönetıminın "de-
mokratik olmadığını" da kayde-
derek katı. merkezi \e eğıtim-
öğretım sürecine katılımı dışia-
yan bir eğitim sisteminin ege-
men olduğunu söyledi.
Diyarbakır'dal80
öğrenci ortada kaldı
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet)-Özel Karacabağ Lisesi or-
taklannm okulu kapama ka-
ran alması nedeniyle 180 öğ-
renci ortada kaldı. Milli Eğitim
Müdürlüğü yetkilileri. özel
okulun devletleştirilmesine ça-
ba gösterildığini ve öğrencılenn
açıkta bırakılmayacağını söyle-
diler. Yeni öğretim ve eğitim
yıbnın başlamasına birkaç gün
kala özel lise statüsündeki Ka-
racabağ Lisesi'nin kapatıla-
cağının açıklanması: öğrenci-
ler, öğretmenler ve veliler arası-
nda tepki ve şaşkınlıkla karşı-
landı. Özel Karacabağ Lisesi'-
nde bu yıl eğitim yılında eğitim
görmesi beklenen 180 öğrenci
açıkta kalma tehlikesiyle karşı
karşıya. Milli Eğitim'den so-
nımlu Diyarbakır Valı
Yardımcısı Sefa Özmen. Milü
Eğitim BakanlığYna. özel oku-
lun devletleştınlmesi amaayla
başvurduklannı bebrterek şun-
lan söyledi: "'Özel Karacabağ
Lisesi'nin orta 1.2 ve 3. lıse 1 ve
2. sınıf öğrencilerini özel Amid
Lisesı'ne yerleştirmeyeçalışıyo-
ruz. Son sınıf öğrenalennin
yerleştirilmesi için çabşma-
lanmız devam ediyor."
Öğrenci velilen ise Özel
Amid Lisesi'ne yatay geçiş yap-
tınnayacaklannı söyledıler. Ve-
lıler. "Çocuklar ortada kaldı.
Anadolu ve Fevzi Çakmak
Anadolu Lisesi'ne kayıt yaptı-
nnak için yaptığımız gırişimler
sonuçsuz kaldı. Çocuklanmızı
Amid Lısesi'ne göndermeyece-
ğlz. Kapatisesi düşük olan bu
okulda çocuklannnan da
katılımıyla her sınıfta 60 öğren-
ci birden eğitim öğretim gö-
recek. Nerede kaldı bu lisenin
özelliği? Her yıl olduğu gibi bu
yıl da çocuklanmızı normai
okullanna göndereceğız. Bir
sonuç alamazsak mahkemeye
başvuracağız" dediler.
Müslümankk engel değil
• Baştarafı 1. Sayfada
içinde saklıdır. E»ela bfirriveti
bulup sonra ekmeği bulacağız
demek obnaz. Ikisi beraberdir.
Güvenlik, ekmek *e hürriyet üç-
lüsünü aynı anda taşımayan bir
toplum gelişmekten nasibini ala-
maz." şeklinde konuştu
"Avrupa Topluluğu benim an-
ladığun anlamda bir değerler
man/umesidir" diyen Demirel
şunlan söyledi:
"Bu bötün üyelerin hepsinin
birden ortak sahip olacağıjnsan
haklan. demokrasi ve hür teşeb-
büs gibi değerlerdir. Törkiye or-
taklığa iiye olmak isterken. 'Ben
bütün bu değerlere sahip çıkıyo-
nım' demektedir. Türkiye'nin
Avrupa ile moral ve nıanevi or-
taklığı şu anda da mevcuttur.
Türkiye'nin birlikteliğine karşı
çıkanlar vardır. Hem Avnıpa'-
dan hem Türkiye'den. 'Türkiye
Müslüman bir ülke Hırısriy anlar
içinde ne işi >ar' diye. Toplulukla
birlikte olduğumuzda bizim dini-
mizden, imanımızdan, anane-
mizden fedakarlık isteyen yok.
Türkiye NATO üyesidir. Avnı-
pa'nın coğrafyasını savunurken,
mûslümanlık mani oimuyor da
kalkınma sözkonusu olduğunda
neden Mûslümanlık mani ol-
sun."
Türkiye'nin hedefınin AT'ye
tam üyelik olduğunu sık sık
vurgulayan Demirel konuşma-
sında 1995 yılı sonunda güm-
rük birliğini gerçekleştırmenin
:orunlu olduğunu sö>1edi. "Ba-
tanz" diyen sanayicilerin kıya-
fetlerine çekı düzen vermelerini
isteyen Demirel. "Bugün kay-
naklarımız kıttır. \'e devlet yatı-
rımcı olmaktan çıkarılmalıdır"
şeklinde konuştu. KİT'lenngö-
revlerini tamamladığını ve dev-
letın sırtından kurtanlması
gerektiğinı vurgulayan Demirel
devletin asıl görevlerini şöyle sı-
raladı:
"Savnnma- güvenlik. eğitim.
sağlık, yargının dağıtılması ,
çevre ve demokrasinin geliştiril-
mesi. Devlet bu altı görevi yerine
getirirse, 2000 yılına geldjğimi/-
de ülkemiz muasır ülkeler sevi-
yesine gelecektir.'*
Demirel'den sonra söz alan
ancak kürsüye gelır gelmez
elektriklerin kesılmesi nedeniy-
le bir süre beklemek zorunda
kalan Avrupa Topluluğu Ko-
misyonu'nun Gümrük. Vergi-
lendirme ve Tüketici Politikası-
ndan sorumlu üyesi Christianne
Scrivener, Türkiye'nin 1991
yılında bir adaptasyon çalı-
şması başlattığını ve bu çalı-
şmayı şu anda Başbakan Tansu
Çiller'in devam ettirdiğini söy-
ledi. Scrivener. gümrük birliği-
nin üyeler için faydalı olduğunu
\e Türkiye'ye bu konuda tek-
nik yardım başlatacaklannı be-
lırtti.
AT Konseyi Dönem Başkanı
Robert Lrbaın'ın mesajını oku-
yan Philippe Suınen de Türki-
ye"nin bütün yükumlülüklen
kabul etmesini istedi.
Karayalçın neden kazandı?
CELAL BAŞLANGIÇ
ANK.ARA- SHP'de -klasik" bir kurul-
tay sonrası yaşanıyordu.
Seçimi yitirenlerin yandaşlan. biraz da
kızgın terk etmışlerdı kurultay salonunu.
Kimi otobüslerıne doğru gıdiyordu; geldı-
ği kentedönmek üzere. Kimi "efkar"dağı-
tacak. birkaç kadeh atacak yer anyordu.
Kiminin kafasında da "Btından sonra ne
olacak" sorusu dolaşıyordu.
Kurultay salonunda ise kazanan tarafın
bayramı vardı.
Tnbünde. salonun zemininde Kara-
yalçın yandaşlan, çalan müzikle el çırpıp
ovnuyorlardı.
Salona önce İnönü gırdi. Birazdan Ka-
rayalçın. Gürkan. Çakmur \c Yarman da
gelecekti. Gıden lider. yenı gelen lıder. seçı-
mı yıtiren adaylar el ele SHP'lilerin karşısı-
na çıkıp. "birlik ve beraberlik" görüntüsü
oluşturacaklardı.
İnönü salona girdiğinde. Erkin Koray"-
m u
oynak" bır şarkısı çalıyordu:
"Arkası gelmez dertlerimden
Biktım illallah...
Biri biterken obürii de başlar
Vermesin Allah..."
Salonda bulunan Karay alçın yanlısı de-
legeler. parti üyelen. müziğın ritmıne ken-
dini kaptırmış, bir yandan oynayıp diğer
yandan şarkı söyleyerek karşıladılar İnö-
nü'yu
"Biri biterken öbürii de başlar..."'
Ka/andıran unsurlar
Seçımde alınan sonucun ılk sevinci geç-
tikten sonra. herkes bırbirine sormaya baş-
lamıştı:
- Bundan sonra ne yapacağız? Partiyı
solda tutabilecek miyiz?
Herhalde bu. SHP'lılerin ortak özelli-
ğiydi; önce seçiyorlar, sonra da "Ne yapa-
cağız?" diye düşünüyorlardı.
Ancak öncelikle düşünülmesı gereken
bir soru vardı; Karayalçın neden kazandı
ya da Gürkan niye kay betti?
Karayalçın'ı SHP Genel Başkaniığı'na
getiren en önemlı unsur, SHP'lilerin içinde
bulunduğu "yenilmislik" . "kamuoyu
önünde itibar yitirmişlik" duygusuydu.
Son kamuoyu anketlerinde. partinin
oyu yüzde onlar dolayında görünüyordu
İSKÎ olavı partıyeağır bırdarbe ındırmış-
ü. "Mega medya"nın da pompalamasıyla
toplumdaki tüm yolsuzluklann, rüş\etın
faturası bır anda SHP'ye çıkanlmak isten-
mişü.
Ama aynı "mega medya" kamuoyu
araştırmalan. seçmenler. partililer. delege-
ler arasında ankel yapıyor ve şu sonuca
vanyordu:
- Partiyi Karayalçın büyütür. Kamuo-
yunun desteği Karayalçın'dan yana.
Bu tutum elbette delegeyi etkiliyordu.
Ancak tek etkileyen unsur "mega medya"
değildi. Gönlü Gürkan'dan yana olan çok
sayıda delege. aıle çevresinden. mahalle-
sinden. çarşıdaki esnaftan. pazardakı
satıcıdan aynı tepkıyi ahyordu:
- Karayalçın secilırse. partı kurtulur...
SHP'liler siyaset yapmak istıyorlardı.
Bunu gerçekleştırmek de giıtikçe küçülen,
eriyen bır partiyle olanaksızdı. Partinın
büyümesi gerekiyordu. Sonunda delege-
nin bır bölümü karar verdi:
- Merkez yoklaması yaptık olmadı. De-
legeyle ön seçım yaptık, olmadı. Tüm üye-
lerle seçim yaptık. yine olmadı Bu sefer de
miUetin dedığini yapalım...
Karayalçın'a seçim kazandıran birincı
neden buydu.
Seçime hazırlık
Karayalçın'a seçim kazandıran ıkıncı
neden de ilkıne bağlı olarak gelışiyordu.
Altı ay sonra genel yerel seçimler \ardı.
Ancak pani bu ımaj kaybıyla. bu itibar
kaybıyla. bu oy kaybıyla seçimlere gırerse.
çok yerde. değil beledıye başkanlığı. bele-
diye meclis üyeliğı bile kazanamazdı.
Zaman azdı. Uzun \adede başanlı ola-
bileceği düşunülse de Gûrkan'ın çok kısa
sürede partiyi bir "riizgarla" kalkındınp
oylannı arttırma olanağı pek görünmü-
yordu. Karayalçın'ın ise bu şansı \ardi. Se-
çimlere kadar olan "kısa pistte" partiyi
kaldırabilmekiçin Karayalçın gibi kamuo-
yunun desteğıni almıj görünen. medyanın
arkasından rüzgar csiırebilcccği bir lidere
ihtiyaç vardı.
Çok kısa bırsüre sonra yapılacak seçım-
lerde. ağır bır yenilgi almaktan korkan
SHP'liler için de bir "umut" olmuştu.
Karayalçın'a seçım kazandıran ıkınci
neden de buydu.
Gelelim üçüncü nedene...
SHP'h belediyc ba^kanlannın başanlan
tartışılır durumdaydı
"Bunlar bir işi beceremezler, yüzlerine
gözlerine bulaştınıiar" inıajı doğru ya da
vanlıs. toplumda epemen olu\ordu. Son
olarak patlayan İSKİ bombası da SHP'li
belediyelere "beceriksizliğe" ek olarak bir
de rü^vct ve yolsuzluk bulaiUrmışiı
Bu görünüm ıçınde. Karayalgn "SHP'-
nin başanlı belediye başkanı" olarak önc
çıkıyordu. SHP'liler yercl yönetimlerdeki
başansızlıklanna yüklenen muhaliflerine
"İşte Ankara'da Karayalçın var \a..." diye
"iyi bir örnek" gösterme şansına sahip olu-
yorlardı
Karayalçın'ın kazanmasındaki üçüncu
neden de yerel yönetımler açısından
"SHP'nin yüzakr olmasıydı.
Hükümette kalmak
Sosyaldemokratlann.en bûyük -^ıkıntısı
"halkın anlayacağı dilden konuşmamak"-
tı Nutuklar atılıyor. genel ve soyut bır söy-
lem olarak geleceğe dönuk umutlar verilı-
yor: ama bunlar bir türlü somuta ındirge-
nemıyordu Ya da başka bır deyışle proje-
lendirilemiyordu.
Karayalçın kurultay sürecindehep"pro-
je" dedi.
Gerçı Karayalçının, bu zamana dek ba-
şanlı olduğu daha çok "asfalt projesi".
"park projesi". "metro projesi"ydı.
Ama bu projelendırme. neden "toplıım-
sal proje"ye, "siyasal proje"ye dönü^me-
sindi?
€Karayalçın'a SHP Genel Başkanlığı'nı
kazandıran dördüncü yan da işte bu "proje-
ci" kişiliğiydi.
Karayaİçın'ın kazanmasındaki beşincı
neden deiktidaradönük tavnydı.
Gürkan her ne kadar "koalisyonu sür-
düriiriinı" dese de DYP ile daha sert bir
pazarlığa gırişeceği. koalisyon protokolü-
nün yaşama geçmesi için daha keskin bir
yol ızleyeceği kesindı. Bu da ortaklığın her
an bozulmasına neden olabilirdi.
Karayalçın ise DYP ile iktıdar or-
taklığının sürmesi konusunda daha ılımlı
görünüyordu. Karayalçın'la koalisyonun
sürmesı daha garanti görünüyordu.
Bu neden de çok masum gerekçelerden.
ıktidann nimetlennden parasal olarak ya-
rarlanmaya dek. pek çok kesımı ilgılendiri-
yordu parti ıçındekı. SHP'lilenn buyük
bölümu, yıllar sonra yakaladıklan iktıdan
yanm yamalak da olsa. partiye zarar da
verse pek bırakmak ıstemiyorlardı.
Karayalgn'ın kazanmasında altıncı ne-
den de sürdürdüğü seçim kampanyasının
ekonomik boyutlanydı. Adaylar içinde
özel uçak tutabilecek güce sahip olan. üze-
nnde koskocaman kendi adı yazan bir se-
çım otobüsünü kampanyaya katan tek kişı
Karayalçın'dı.
Bol afişlı. posterli, dosyalı, v-ideo kasetli
kampanya çok sayıda delegenin ilgisini
çektı. Kampanyanın büyüklüğü. "Bu ta-
rafta para ve güç >ar" yargısını guçlendın-
yordu.
Bu ekonomik çekim merkezi de Kara-
yalçın'ın seçim kazanmasindakı altıncı ne-
den oldu.
SHP'liler nasıl oynayacak?
Yedıncı nedene gebnce...
Karayalçın'ı desteklcyen bazı bakanlar.
özellikle ıhale \ e kadro açısından geniş ola-
naklara sahiptiler.
Bu bakanlann olduğu tarafta yer almak.
ise şımdi olmasa bıle gelecekte yeni ıhale-
ler. yeni iş olanaklan demekti. /
Elbette tümünü ya da büyük bır bölü-
münü değil. ama azınlıkta da olsa etkin bir
delege grubunuetkıledı bu unsur.
Karayalçın'ın kazanmasındaki sekizinci
nedenı. "tırnak içinde" aktarmak gereki-
yor: "Bu Aydın Hoca da *temiz toplum, te-
miz siyaset, temiz parti' işini fazia kurca-
ladı. Partinin hem yerel yönetimlerdeki ik-
tidannı hem de genel iktidardaki or-
taklığını diişününce, elbette bu 'temizlik'
bazı kişileri ürkiitüyor. Eğer böyle bir te-
mizliğe girişilirse. parti içinden de hayli tc-
mizlenen olur."
Karayalçın'a seçım kazandıran nedenle-
rin ılk sekizı böyle görünüyor. Elbette baş-
ka nedenler de \ar. Ama geri kalanlar, o
denli belirleyici değil.
Bakalım SHPIiler "Arkası gelmez dert-
lerimden biktım illallah / Biri biterken
öbürii de başlar..." diye şarkı söyleyıp gö-
bek atarken gülecekler mi, yoksa ağlaya-
eaklarmr' ' •*-<***• *---*,^~--i-~*-
Kaymakam ve hukıık savaşı
• Baştarafı 1. Sayfada
olarak görev yapan. son olarak
da Yozgat Valiliği Hukuk İşleri
Müdürlüğü görevini yürüten
birbürokrat(tı). 1986 yılına ka*
dar. Çoğu insarun katılacağı
yukandaki düşünceleri içerir.
"sağlık, başan, mutluluk, esen-
likler diler ve saygılar sunarun"
diye biten yılbaşı kartını eşe-
dosta, üsılere-astlara. erişebil-
diği herkese gönderene kadar...
Yozgat Valiliği Hukuk İşleri
Müdürü olarak görevi. ANAP
iktidannca atanan bazı devlet
memurlan hakkındaki rüşvet,
zimmet, yolsuzluk. görevi kö-
tüye kullanma, partizanbk yap-
ma gibi şikayetlen soruştur-
maktı. Soruşturma ılerledikçe
bu memurlarla ilgili iddialar.
belgelerle. tanıklarla kanıtlan-
maya başlamıştı. Bunun üzeri-
ne ÂNAP'lı bazı politikacılar.
rüşvet. yolsuzluk dosyalannın
üzerine gitmemesini. dosyalan
örıbas etmesini istedi. Bu istek-
lere karşı çıkan Asım Aslan.
durumu da bir dilekçe ile İçişle-
ri Bakanlığfna bildirdi.
İçişleri Bakanlığı'ndan dilek-
çeye yanıt gelmedi. Ama
ANAP hükümeti. Asım As-
lan'ın o sıralarda gönderdiği ye-
niyıl kartıyla ılgılı soruşturma
başlattı. Asım Aslan. sonıştur-
mayı yürüten mülkiye baş-
müfettişine. yılbaşı kariındaki
düşüncelen yıllardan ben sa-
vunduğunu. aynı düşüncelenn
ilk basımı I97?'tc yapılan "Sö-
mürülen Atatürk ve Atatürkçü-
lük" adlı kitabında da yer aldı-
ğını. yılbaşı kartının da bu ki-
tabın bir özeti oldueunu anlattı.
Bu kadarla da bitmedı. Dev-
let kuruluşlannda çalışma ola-
nağı kalmadığı için özel bir ku-
ruluşta ışe başlayan Asım As-
lan'ın buradaki işine de kendi
deyişıyle. ANAP hükümetinin
baskısı üzerine son verildi.
Bakmakla yükümlü olduğu
kardeşleri ve hasta anne-babası
olan Asım Aslan, "Belgelerle
Türkiye" ve "Sömürülen Ata-
türk ve Atatürkçülük" adb ki-
taplannı satarak geçinmeye
çalıştı. Bukezdekitaplannsaü-
şı engellenmeye çabşıldı.
Asım Aslan. her şeye karşın
yılmadı. Hakkını aradı. İki
cumhuriyet savcıhğı ile yedi
mahkemeden toplam 55 yargı
görevlisi yılbaşı kartı ve ona
bağlı davalarla ilgili olarak yıl-
larca uğraştı. Yedi yıl. Sonun-
da, yılbaşı kariındaki düşünce-
leri suç saymayan Daruştay Be-
şınci Daıresi. bu karannı Türki-
ye'nin taraf olduğu "Avnıpsı
insan Haklan Söziesmesi"ne
dayanak yaparak verdi. Böyle-
ce bu sözleşme, Türk hukuk ta-
rihunde ılk kez uygulanmış
oldu. Hakkında açılan tüm
davalarda aklanan Asım As-
lan. şimdi İçişleri Bakanlığı'na
bır dilekçe ile başvurarak Danı-
ştay ve Idare Mahkemesi ka-
rarlannın uygulanarak görevi-
ne iadesini istedi. Göreve başla-
yacağı günü bekliyor. Bu arada
işsizliğıne çözüm bulmak ve ki-
tabı halka sevdırmek için de ki-
tabı okurun ayağına götürerek
"kendi kitabim kendin sat"
kampanyasını yürütüyor.
\'e herkese. "insan haklannm
çiğnenmediği, düşünce sucunun
olmadığı. sosyal adaletin ger-
çekleştiği. çağdaş uygarlık düze-
yine ulaşmış, barışın, kardeşli-
ğin. dostluğun. sevginin egemen
olduğu yepyeni bir Türkiye'nin
özJemiyle" en içten sevgi ve say-
gılannı sunuyor.
Tekel ve PTT^ye zam
• Baştarafı 1. Sayjada
yetkililerinin, zamma ilişkin
hiçbir açıklama ve duyuru yap-
mamalanna karşın. zamlı fiyat-
lar dün sabahtan itibaren uygu-
lanmayabaşlandı.
Tekel Genel Müdürlüğü ta-
rafından dün yapılan açıklama-
da yerli ve ithal ürünlerin fıyatı-
nın bugünden geçerli olmak
üzere yeniden belirlendiği bildi-
rildi. Açiklamaya göre. 6 bın li-
radan satılan uzun Maltepe ve
Samsun sigaralan 7 bın liradan.
4500 liradan satılan kısalan ise
6 bin liradan satılacak. Yapılan
zamla 11 bin lira olan Tekel
2000!rigâflrs1»n fîystf T4 Wft fc
raya. 14 bin liraya satılan Marl-
boro ve Camel'ın fiyatı da 18
bin liraya çıkanldı. Büyük Yeni
Rakı'nın fiyatı da 60 bin bra
olarak belirlendı.
TekelMn savunması
Tekel Genel Müdürlüğü'-
nden yapılan açıklamada daha
önceki zammın 17 mayısta ger-
çekleştirildiği hatırlatılarak. "O
tarihten bugüne kadar geçen sü-
Yeni zamlar
re içerisinde girdi maliyetlerinde
ve döviz kurlannda meydana ge-
len artışlar nedeniyle sartş fiyat-
larının yeniden düzenlenmesi
zaruri haîe gebniştir" denildi.
PTT hizmetlerine yüzde 50
ile yüzde 100 oranlannda yapı-
lan zam. kamuoyuna duyurul-
madan dün sabahtan itibaren
yüriirlüğe girdi. Zamlı fiyatlar-
İa karşılaşan yurttaşlar şaşkına
dönerken PTT Genel Müdürü
Veli Bettenür. Genel Müdür
Yardımcısı Cengiz Bulut ve
Ulaşürma Bakanhğı yetkilileri,
gazetealerin ısrarlanna rağmen
hiçbir açıklama yapmadılar.
Ulaştırma Bakanı KöstepMi'-
"\n. daha önce "PTThizniefll*!»!
ne 'ufak' bir zam yapacağız,
yüzde 50'yi geçmeyecek" deme-
sine karşın, bazı hizmetlerdeki
zam oranı yüzde lOO'e kadar
çıktı. 500 kontür karşıbğı yıllık
abonman ücreti 250 bın liradan
400 bin liraya çıkanldı.
PTTzamlan
Cumhuriyet muhabırinin
semt postaneleri yetkililerinden
öğrendiği yeni tarife şöyle:
Eski Yeni
Cumhurbaşkaıu Süleyman Demirel, İstanbul'da bulunan NATO Askeri Komite üycleri onuruna dün akşam Beylerbeyi Sarayı'-
nda yemek vtrdi. Yemeğe Genelkurmay Başkanı Org. Dogan Güreş de katüdı.(Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Demirerden NATO komutanlanna yemek OLAYLAREV
Küçükjeton
Ortajeton
Büvükjeton
APS
Mektup
Telgraf (normai kelime)
Telgraf(acele)
Yıldınm
Telefonkart(30'luk)
Telefonkart(60'hk)
Telefonkart(lOO'lük)
500 TL
2.5OOTL
7.5OOTL
10.000 TL
1.000 TL
200 TL
400 TL
1.000 TL
15.000 TL
30.000 TL
50.000 TL
800 TL
4.000TL
12.000 TL
20.000 TL
1.500 TL
300 TL
600 TL
1.500 TL
24.000 TL
48.000 TL
80.000 TL
İstanbul Haber Servisi - Cum-
hurbaşkaru Süleyman Demirel,
NATÖ üyesi ülkeler arasında
gerçekleştirilen ziyaret cerçeve-
sinde îstanbul'da bulunan
NATO Askeri Komite üyeleri
onuruna dün akşam Beylerbeyi
Sarayı'nda yemek verdi. Cum-
hurbaşkanı Demirel yemekte
yaptıği konuşmada. eski düş-
manlar arasında işbirliğinin gi-
derek artmasına karşın Av-
rupa'nın birçok bölgesınde
çatışma ruhunun sürdüğünü
bebnti. Milıtan milliyetçılık
ve ırkçılığın kol gezdığinı ifade
eden Demirel "Daha da vahim
olan. bu toplumların, ittifakımı-
zın kuruluş nedenini oluşturan
uluslararası normlan ve ahlakl
standartları hiçe sayarak elde
ettiklerinin yanlanna kâr kala-
cağına haklı olarak inanmaları-
dır"dedi. NATO Askeri Komi-
te Şeref Başkanı Albay Armand
Bruck ise yaptıği konuşmada.
Sovyetler Birliği'nin dağılma-
sı\ la konum ıtibariyle Türkıye'-
nin NATO içinde artan bır
öneme sahip olduğuna değindi.
Bruck. aynca Türkiye'nin Yu-
goslavya konusundaki duyarlı-
lığına teşekkür etti. Beylerbeyi
Sarayı'ndaki yemeğe, Genel-
kurmav Başkanı Orgeneral
Doğan Güreş, 1. Ordu Komu-
tanı Orgeneral Hikmet Bayar.
ABD Genelkurmay Başkam
Colin Powell. NATO Askeri
Daımi Komite Başkanı Orge-
neral Shalikashvili'nin de arala-
nnda bulunduğu NATO üyesi
14 ülkenin genelkurmay baş-
kanlan katıldı.
NATO Askeri Komite heye-
ti. dün öğle saatlerinde yanla-
nnda eşleri olduğu halde sivil
kıyafetlerle İstanbul'da turistık
bir gezi yaptılar. Geziye. Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral
Doğan Güreş ve l.Ordu Ko-
mutanı Orgeneral Hikmet Ba-
varda katıldı.
Kabinede değişiklik
• Baştarafı 1. Sayfada
Başkanın rahat, kendi secimleri-
ne göre bakanlan belırlemesıne
olanak sağlamak için bugün isti-
falannı verecekleri kaydedilıyor.
Devlet Bakanı Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü. dün istı-
fasını verdi. Murat Karayalçın
daha önce İnönü'den bu görevi
sürdürmesini isteyeceğini açı-
klamıştı. Ancak bunun "nezaket
gereği" bır çağn olacağı, İnönü'-
nün bu görevi sürdürmeyeceği
bıliniyor.
Kabinedeki SHP'li bakanlar-
dan Adalet Bakanı Seyfi Oktay.
Devlet bakanlan Mehmet Kah-
raman ve Erman Şahin dışındakı
bakanlar SHP içindeki liderlik
yanşmda Murat Karayalçın'ı
desteklediler. Bu nedenle kabine-
de büyük ölçüde değişiklik yapı-
Iması beklenmiyor. Adalet Ba-
kanı Seyfı Oktay'ın da yennı ko-
ruyabileceği. ancak Devlet Ba-
kanı Türkan Akyol'un kabine
dışı kalacağı ifade ediliyor.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Trafîk terörü:21 ölü
P Baştarafı 1. Sayfada
Oner, Songiil Oner, Şemdi
L'may, Hatice Ergezen, Emin
Öner. Omer Ergezen, Aygün
Oner. Bahar Ergezen. Yudunt
Öner. Aygün Öner, Giilsen Öner.
Derya Öner, Kadriye Laçin, Ze-
keriya Gezer, Süleyman Öner vc
kimİikliklen belırlenemeyen iki
kişi yaşamını yıtirdi. Kazada ya-
ralanarak Diyarbakır Devlet
Hastanesi nde tedavı altına alı-
nan Mihriye Yalçın, Gülderen
Öner, Lğur Ergezen. Murat Öner
ve Sone Öner'ın durumlannın
ağır olduğu bıldirildi. Alibey-
köy'de Salih Zeki Akyer yönetı-
mındekı 06 FCZ 09 plakalı oto-
mobil. park halindekı 34 RBE 20
plakalı damperlı kamyona arka-
dan çarptı. Kazada. otomobılde
bulunan Salih Z«ki Akyer, Fatih
Akyer, Hüseyin Şeref ve Hayati
Şeref öldüler.
• Baş tarafı 11. Sayfada
Ancak sonrakı gelişmeler bilinen yönde oldu. HEP
milletvekilleri Kürt gerçeğini kaldıramadı. Terör ile terö-
re karşı önlemler arasına sıkıştılar. kıskaç içinde kaldı-
lar. Soruna, TBMM olanaklarını değerlendirerek barışçı
ve demokratik çözümler üretemediler.
Türkiye 1980'li yıllarda varını yoğunu GAP'a yatırdı.
Başta GAP olmak üzere yöreye yönelik yatırımların art-
tırılması, bunların yöre insanının ekonomik kazanımları
ve özgürleşmesi yönünde değerlendirilmesi için somut
adımlar atılmalıydı.
Bunlar yapılmadı, yapılamadı.
DEP milletvekilleri bir yol ayrımındadır. Yapılması ge-
reken; teröre karşı çıkmayı öncelikle başarmak, sonra
da ülkenin bütünlüğu içinde somut çözüm önerileri ge-
liştirmektir.
Ülke, gün geçtikçe bir iç savaş ortamının karanlığına
sürükleniyor. Sincar'ın öldürülmesi tüm kesimlerin ve
özellikle DEP milletvekillerinin barışçı bir dönüşüm yap-
malarını çok daha zorunlu kılıyor.
Temsil ettikleri halka yapılabilecek en buyük hizmet,
önce yaşama hakkını guvence altına almak olmalıdır.
ABDENDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı Birinci Sayfada
konuşmalar, dinleyen kitlele-
ri düşündürecek içerikler ta-
şıyorlardı. Bu alanida, sürekli
yayın olanaklarını kullanabi-
lecek bir sol partinin, siyasal
gündemi kısa sürede belirle-
mesi olanağı doğar.
Kurultay bilinen bir gerçe-
ği, bir kez daha vurguladı,
dinleyici tribünlerinden en
çok alkışı Gürkan, delegeler-
den en çok oyu Karayalçın
aldı. Böyiece siyasal yaşam-
da yeni bir dönemin açılışı da
sağlandı; kısa bir süre önce
ülkenin yazgısında ağırlıkları
olan liderlerin yerine daha
genç kadroların gelmesi ger-
çekleşti.
Özal'ın ölümünden sonra
Demirel'in Çankaya'ya çık-
ması ve inönü'nün genel baş-
kanlıktan çekilmesiyle bu so-
nuca ulaşıldı.
Sayın inönü'nün doğru bir
karar verdiğini kurultayı izle-
yen herkes onayladı.
Erdal İnönü, gerek siyaset-
teki üslubu gerek genel baş-
kanlıktan çekilişindeki za-
manlamasıyla bütun değer-
lerini koruyarak politikaya
devam etmektedir; ilerde
kendisine gerek duyulup du-
yulmayacağını olaylar göste-
recektir; ancak milletvekilliği
koltuğunda güçlü bir "potan-
siyel" olarak siyasal yaşamı-
nı sürdüreceği anlaşılıyor.
Murat Karayalçın ağırlıklı
bir oy çoğunluğuyla genel
başkan seçildi; daha ilk adı-
mda partide bütünleştirici bir
rol oynamak istediğini belirt-
ti; sol ideolojinin içini somut
önerilerle doldurmak yolun-
daki görüşünü bir kez daha
yineledi.
Yeni genel başkanın işi,
hem kolay hem güçtür. Ko-
laydır, çünkü partide eski hi-
zipçilik hırçınlığmın tasfiye
edildiği bir zamanda liderlik
koltuğuna oturmuştur; güç-
tür, çünkü SHP'nin İSKİ ola-
yıyla yaralandığı, hükümette
yıprandığı ve inişe geçtiği bir
dönemde sorumluluğu üst-
lenmiştir. Bununla birlikte
Türkiye'de her şeyin çok ça-
buk değiştiği gözönüne alı-
nırsa, yeni liderin önünün
açık olduğu da söylenebılir.
SHP nin koalisyon hükü-
metindeki konumunu, Kara-
yalçın'la birlikte sürdüreceği
anlaşılıyor.
Bu satırların yazıldığı daki-
kalarda ne parti genel mer-
kez organları saptanmıştı ne
de partinin koalisyon hükü-
metindeki durumu aydınlığa
kavuşmuştu. Ancak SHP'nin
yeni lıderinin partı içi denge-
leri gözetecek bir sağduyuya
ve deneyime sahip olduğu
şimdiden görülüyor.
Yeni Genel Başkan Kara-
yalçın'a başarılar dileriz.