Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS1993 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ulusal-EvrenselMELİH CEVDET ANDAY
Y
enı bır donem açıcı bu-
tun bu\uk tanhsel
ola\lann ortak yanı,
evrensel bır nıtelık ta$ı-
malan ya da evrensel
bır amacı kendılenne
ba>rak edınmış olmalandır Bunun
orneklenne geçmeden once belırtmek
gerekır kı. boyle bır amacı bulunma-
>an gınşımler seru\encılıkten ote bır
anlam taşımaz uygarlık bu gıbı olav-
lardan hıç bır şev kazanmamış. tam
tersıne. zayıflamış ve gecıkmelere uğ-
ramıştır
Buvuk Iskender doğu ve batı uygar-
lıklannı bırleştırmek bırbınne kav-
naştırmak ıstıyordu O zaman balı
uygarlığını Yunan. doğu uygarlığını
ıse Pers temMİ edıyordu Bu bırle^me
gerçekleştı mı'7
Hıç olmazsa tanışmd.
kultur alışvenşı sağlandı \emrui da-
ğındakı Apollon vonutu Pers kulahı
taşır
Roma Imparatorluğu Avrupada \e
doğuda bırlık butunluk kurma amacı-
na yonelık olmuştur hep Buna bılın-
dığı gıbı Pax Romana denır Roma.
dılı hukuku, de\let anlayışı ıle bu
Pax"ı vuzyıllar bovu avakta lutmu^-
tur Işte yazımın ba^ında "sermenci-
lik" dıye nıtelendırdığım olavlardan
bınnı örnek gostermenın sırası geldı.
kuzeylı kavımlenn yıkıcı ve açgozlu
saldınlanndan Roma nın yıkılmasın-
dan soz açmak ıstıyorum Ben tanhın
ınsanlık ıçın ılencı bır amaç taşıdığına
ınananlardan değılımdır Olan oldu
Roma'nın yıkılıp gıtmesıne vahlan-
mayacağım Yalnız şuncasını deyıve-
reyîm Roma'yı yıkanlar yıktıklan ıle
kaldılar. ortak uygarlığa bır katkıda
bulunmadılar
Imparatorluğun yıkılmasından sonra
bırlık ulkusunu Katolık kılısesı ustlen-
dı Ilk Hınstıyanlar. ınsanlığın ılkçağ-
dan kalma bılgı dağarcığını barbarlar-
dan saklamayı başarmışlardır Evren-
sel amaç bu kez dınsel bır gorunuş
almış oldu
Benzen bır olay, İsiam-Arap ordulan-
nın Afnka'ya yuruyu^unde ortaya
çıktı Onlar Araplık ulkusu ıçın >ola
çıktıklannı soylemıyorlardı. "\llah'ın
admı" yaymaktı onlann amacı. Iv
panya'ya eskı Yunan kukurünu laşı-
dılar
Napolyon utkudan utkuva koştuğu
gunlerde hep "uygarlık için** sav aştığı-
nı soylemışür (Uygarlık sozcuğunu
ılk kullananın o olduğu sovlenır)
1917 Dev nmı. "Bıitün dûn> a işçilerinin
birleşmesi" ulkusunu bayrak edındı.
ulkusu evrenseldı
Mustafa Kcmal "Butün mazlum mil-
letlerin kurtuluşu için" savaştığını soy-
lerken bağımsızhk savaşınm evrensel
anlamını vurguluyordu
Şu örneklerle anlatmak ıstedığım, yal-
nızca bellı bır topluluğun (dahasi o
topluluğu yonetenın) çıkan ıçın gınşı-
len savaşçı eylemlenn ortak uygarlığa
bır katkısı olmadığını belırtmektedır
Bu turden gmşımlenn ıçıne ulusalcılık
etkınlıklennı de sokan Avrupah ay-
dınlar vardır Onlara gore bu tur et-
kınlıkler. ortak uygarlık çevrcsınde
bırlık butunluk kurma ulkusunu en-
gellemektedır
Bugun Avrupa Topluluğu ulkusu ya-
nında, ınlı ufaklı bırtakım Avrupah
toplumlann bırbınyle gınştıklen ulu-
salcı savaşlarduşundurucu bırçelışkı-
yı ımlemektedır Bırlık ve butunlüğu
amaçlayan ınanışlann tanh boyunca
nasıl kesıntıye uğradığını yukarda kı-
saca gozden geçırmıstık. ulusalcı et-
kınlıklenn. bu manışın tersı yonde
yenıden ve çok kanh bır bıçımde boy
gosterrnış olması. lanhsel geltşmede
ınsanlık ıçın umut verıu bır amaç go-
renlen şaşırtmaktadır Bunlardan
hangısı tanhın (soylenen) yaranna uy-
gun sayılacaklır1
Llusdllık sınırlannı
aşan "insanlık toplumu" ulkusune
"utopya** desek de. parçalavıcı. avıncı
duşmanlık tohumu atıcı. ın^tnı ınsan-
dan uzaklastıncı anakronık ulusalcılı-
ğı larıhın buvruğu mu sayacağız'
Tam bır Avrupa aydıru ve uygarlığın
bırleştıncı. ozgur toplumuna gonul
vermış olan Stephan Z»eig, Ikıncı
Dunya Savaşı ortasmda yaşamına son
venrkcn. dostlanna bıraktığı mektup-
larda "artık guneşin doğmasını bekle-
>ecek" gucü kalmadığını yazmış
Lmutsuzluğa yenılmış çağdaş bır hu-
manıstın acıklı sonu' Stephan Zvveıg,
baskılara, savaşlara karşı bırey ozgur-
luğunu tutan, Erasmus gıbı bıhmlenn
ve sanatlann evrensel dûzeyınde bu-
luşmu^ kardeş bır ınsanlık savaşçısı
ıdı Boylesıne buyuk bır ulkununbek-
lentısı humanıstlen sık sık duşkınklı-
ğına uğrattııseşaşmamalı Duşkınklı-
ğı. burada karamsarlık anlamına
gelme7. dı\ or kı. "İnsanlığımızın birliği
>e bütünluğu duşuncesınin y ıkılabilmesi
olanaksızdır."
Bu buyuk yazar. edebıyatlann ve ge-
nel olarak sanallann ulusallaşmasina
(bıze garıp gelecek'amd) karşıdır. Go-
ethe'nın unlu sozunu anar " l lusal
edebiyatların zantanı gende kaldı, şim-
di dünya edebivatının zamanıdır."
Valnızca edebıyat mı1
Zvveıg ulusla-
rustu bırlığı. bır ara muzığın ustlcndı-
ğını overck anlatır "Dildeki birlik ve
bûtünlüğun, İtalya, İspanya, Fransa,
İngiltere >e \lman\a'da uyanan aracı-
lığı ile yıkılmasından sonra ortaklık
duygusu yeni bir kalıp arar ve aradığını
-dillerin üzerinde veni bir dil olan- mu-
zikte bulur. On yedinci ve on sekizincı
yuzy ıllarda artık şairlerle y azarlar. tan-
rıbilimciler, bilginler değil, fakat muzik
sanatçıları \\rupa'nın birlik ve bıitün-
luğunun bayraktarlığını kozmopolitiz-
min en değerli temsilcıiıklenni vapar-
lar; bu sanatçılar büyuk bir kardeşlik
tçinde yaşayan tek bir aile oluşturur-
lar." (Çevıren AhmetCemal Yannın
Tanhı - Can Yayınlan)
Bu sanatçılann adlannı da analım
Haendel. Mozart. Haydn, Gluck,
Spontini...
Fakat Ihtılal'den ve Napolyon savaş-
lanndan sonra. sanat ve duşunce bu-
tunuyle ulusallaşır "Yeniden bir geri-
leme başlamtştır. Beethovcn ve Schu-
bert'te. onlardan daha yoğun düzevde
olmak üzere VVagner, Chopin, Vİııs-
sorgskv. Rossini ve VerdTde muzik, o
zamana kadarki uluslanıstu karakte-
rinden sıvrılıp ulusallaşır."
Ah. yazarken konudan konuyd geç-
meyı çok sevenm, şımdı de oy le bır fır-
sat çıktı ışte Bızdekı ulusal edebıyat.
ulusal muzik. ulusal resım konusu
Orneğın çokseslı muzığımıze egemen
olan. "yerli melodi-Batı tekniği" for-
mulu. bence yaratıcılığı reçeteye bağ-
lamaktan başka bır şey değıldır (Me-
ğer nekoldvmış1
)
Ama bu konu başka bır yazıyı bekle-
sın
PENCERE
ARADABIR
Prof. Dr. MUSTAFA ALTINTAŞ
Uç Lidere Bir Mektup
Kartal Beledıye Başkanı Sayın M.AH Büklü taraiından
6 Ağustos 1993 gunlu Cumhurıyet gazetesınde, sosyal
demokratlarm bırleşmesını amaçlayan 'Uç lidere bır
mektup ' başlıklı yazısıyla bır çağrıda bulunulup yontem
onerılmektedır
Sayın Buklu'nun çağrısını ve yontem onerısını tartış-
mayacağım Uzerınde durulması gereken nokta, çağrı
gerekçesının gerçeğe uyup uymaması ıle tum sosyal
demokratlarda ya da kendısını boyle tanımlayanlarda
gozledığım bellek ve kımlık yıtımme dıkkat çekmektır
Sayın Buklu bırleşme konusunda her uç partının de ta-
banında yoğun bır ıstem olduğunu ılerı surmektedır
Ekonomık toplumsal ve kulturel açıdan sağ çızgının dı-
şında kalan kesımın bu turden bır ıstem ıçınde bulun-
duklarını kabul etmekle bırlıkte, partı tabanı denılen
kesımın boyle bır ıstem ıçınde bulunduklarını sanmıyo-
rum Boyle bır cıddı ıstem ıçınde bulunsalar, uç adamı
aşıp, bırleşmeyı kolaylıkla gerçekleştırebılırler Çunku,
eğer bu uç partı toplumsal tek bır tabana otursa, bu ta-
ban kendısıne ozgu ve kendısı tarattndan belırlenmış bır
onderlık, bır yonetıcı kadroyu yaratır Boyle bır sonucun
ortâya çikmamasınır» nedenı tavanın taban taratından
değıl, tam tersıne, partılerdekı uye ve delege tabanımn
tavan taratından belırlenıyor olmasıdır Bunun en goze
gorunenını DSP'de ızlemekteyız Partı yonetımı hatta
tek kışı, partı uye adayları hakkında 'guvenlık soruştur-
ması 'benzerı ıncelemedebulunmaktave bırleşme ıste-
mınde bulunanları ıse hıç duraksamaksızın partıden
atmaktadır Buna karşı ıse Sayın Buklu nun bırleşme ko-
nusunda yoğun ıstemlı olarak tanımladığı tabandan tek
bır ses çıkmamaktadır Ötekı ıkı partıde de durum bun-
dan farklı olmamakla bırlıkte bırleşme soylemını yonetı-
cı kadrolar da ıster gorunduklerınden ' ıstemezuk' net
olarak gorunmemektedır Bunlardan SHP, uzerıne du-
şen bolgecılık, mezhepçılık ve etnık kokencılık golgesı-
nın sıkıntısını, lıderının kımlığını belırlerken bıle duy-
makta lıdermı belırleyecekkurultayda 'deiegeağalığı
oneçıkmaktadır 'Gumburgumbur' gelenCHPıseotekı
ıkı rakıbındekı guçlu lıder ve ' etnık-mezhepsel kımlığı"
aşamadığından olacak, sozde bırleşmeyı amaçladığı
kıtlelerı sureklı eleştırmektedır Ve bu arada CHP de
sosyal demokrat kımlığını ortaya koyma yerıne, rakıple-
rının başarılı olmadığı Karadenız ve Trakya gıbı boige-
lerde tutunmaya çalışmaktadır Bunun başta gelen
nedenı, sıyasetın tabanımn 1980 li ytllarda çok daraltıl-
mış olması ıle sıyasetın nedenının tıcarıleşmesıdır
Uç sıyasal partı ıle onun lıderlerının demokrası, ulke
Atatürk'un kurduğu cumhurıyet ve ozellıkle laık devlet
konusunda fazla duyarlı olduklarını savlamak ve sonra
da bunların karşıt akımlara guç kazandıran bolunmuş-
lukkonusundakı kayıtsızhklarını nasıl açıklayabılırız?
Sayın Buklu nun, bana gore asıl yanılgısı ve çelışkısı,
sıyasal partı programlan ıle htzmetlerı arasındakı far-
kın, dunyadakı değışım ruzgârları nedenıyle ortadan
kalkmış olduğunu ılerı surmesıdır Bunun çevırısı, sıya-
sal partılerın ıdeolojık ve toplumsal taban açısından
notrlesmesıdır Bır yandan uç partının bırleşmesını ulke,
demokrası cumhurıyet ve laık devlet ıçın yaşamsal go-
recek sonra da partı programlan ve hızmetlerı arasın-
dakı farkın kalktığını soyleyeceksınız Yenı somuru sıs-
temının soylemı olan yenı dunya duzenının' dunyanın
çeşıtlı yorelerınde neler yarattığı her gun yaşanırken,
bunun onaylanmasını ve savunulmasını sosyal demok-
ratlar açısından anlamanın olanağı bulunmamaktadır
Eğer gerçekten sıyasal partı programlan ve hızmetlerı
açısından bır farklılık soz konusu değılse, uç sosyal de-
mokrat partının değıl, ANAP ı DYP sı RP sı, MHP'sı ıle
butun partılerın bırleşmesını ıstemek ve savunmak da-
ha tutarlı olmazmı?
Sosyal demokratlarfarklılıklarını koruduklarından de-
ğıl tam tersıne kımlık yıtımme uğrayarak sağa benzeş-
meye, donuşmeye başladıklarından oturu bolunmekte
ve kamuoyu desteğını yıtırmektedırler Çozum, once
sosyal demokrat olmaktan geçmektedır
MıtosBOYUT Yayınlan - Tıyatro/Oyun Dızisı 25
BehİÇ AK' ın ilk oyunu
BİNA
1 9 9 3 Y ı l ı K ü l t ü r B a k a n l ı ğ ı
O y u n Y a z m a Y a r ı ş m a s ı O d ü l ü
'Tıyatronun anlatım olanaklarını mızahla
butûnlaştıran ılgı çekıcı bır çalışma "
(25 000 TL)
Öğrencigençliğttnizinönü açık mı?
Gençlerımız ailesel, dınsel, yönetsel ve eğıtsel kökenlı bır dızı
otoritenın aşın baskısı altmdadır. Gençlık kuşaülmış gıbıdır. Söz ve
karar hakları smırlanmıştır. Gençlenmızın boylesıne güvensızlık ve
otonte cenderesıne sokulmuş olması, onlann bır kesımını düzene
karşı başkaldırmaya ıtebılmektedır
BEKİR ÖZGENEğitimci
H
er toplumun geleceğe yo-
nehk en buyuk guvencesı
"gençler"dır Bu yonelım,
gelışmekte olan ulkeler
ıçm daha da geçerlıdır
Çunku gelışmış ulkelerde'
yaşlı nufus. gelışmekte olan ulkelerde ıse
genç nufus çoğunluktadır Bu ve benzen
nedenlerle Ataturk de, kurduğu cumhun-
yetı Turk gençlığıne emanet etmıştır Özel-
lıkle de, cumhunyet ıdeolojısıyle beslen-
mış. okumuş gençlere
Cumhunyetın kuruluşundan bu yana 70
yıl geçtı Bu donemde epeyce kuşak yetışn
Ozellıkle 1950'den sonra yetışenlenn Ke-
malıst devnmlenn ozunu algılayabıldığı.
çağdaş bıhmm venlenyle yetışebıldıklen
soylenemez Söylenebılseydı, toplumsal
çevrelennı de|erlendjrebılmekte güçluk çe-
kerler mıydı
9
Doğal çevrelennı değıştır-
mekte boylesıne az becenlı olurlar mıydı
0
Öğrena gençlenmızın konumunu ne
yaşlılar ne de kendılen yeterlı ve sağhkh
bulabılıyorlar Nedır yanlış olan öyleyse
1
'
Eğıtım dızgesı mı
11
Ataturk'ten bu yana bır
dızı duzenleme ve değışım denemelen ya-
pılmıştır Açılan kapatılan okullar olmuş-
tur Lıscler dört yıla çıkartılmış, tekrar uç
yıla ındınlmıştır Sınav dızgelennde bır yı-
ğın oynama yapılmıştır Ne yazık kı olum-
lu değışımler çokça gozlenememıştır
Okuyan gençlenmızın konumundakı aç-
mazlar gıdenlememıştır Dahası, yara da-
ha da dennleşegelmıştır
Çoğu ulkelerde olduğu gıbı Turkıye'de
de pek çok alanda hızlı ydşanan bır değışım
olgusu vardır Bunun ıstenılen bır bıçımde
yonlendınlemedığı anlaşılmaktadır Top-
lumumuz teknolojık gelışmelere sıcak ba-
kabılırken, onun getırdığı gelenek. gorenek
ve alışkanlıklardakı başkalaşımlara soğuk
durmakta. dırenmektedır Bu kulturel kar-
maşayı. hızlı kentleşme ve ıletışım venlen
de k'orüklemektedır Böyle olunca da.
"doğru->aıüış" taruşması buyumekte. enn-
ce ulasma zorluğu yaşanmaktadır Oluşan
toplumsal bunalımı onleme olanağı gıttık-
çe guçleşmektedır Ozellıkle de. kuşaklar
arasındakı anlayış farkı buyuk boyutlar
kazanmakta ve ara açılmaktadır
Bu akış ıçınde, Ataturk'un guven duydu-
ğu gençlık ımajında kayıplar başlamıştır
Toplum. gençlen suçlama eğılımı goster-
mektedır Bu bağlamda en çok yuklenılen-
ler de "öğrenci gençler" olmaktadır Kımı-
len bılısız ve sığ, kımılen toplumdan
kopuk, kımılen ofkelı. kımılen de sorum-
suz olarak nıtelendınlebılmektedırler
Bellı kı gençlenmız aılesel. dınsel. yonet-
sel ve eğıtsel kokenlı bır dızı otontenın a$ın
baskısı altmdadır Gençlık kuşatılmış gıbı-
dır Soz ve karar haklan sınırlanmışur
Gençlenmızın boylesıne güvensızlık ve
otonte cenderesıne sokulmuş olması, onla-
nn bır kesımını duzene karşı başkaldırma-
ya ıtebılmektedır Bu davramşlan jia, kımı
çevrelerden dışlanmalanna neden olabıl-
mektedır Boylesı bır ıletışım ve davranış
ıçıne gınlmesı de onlarda urkeklık ve kuş-
ku yaratmaktadır Sonuçta. bır kesımı sın-
mekte. edılgınlesmekte. toplumdan soyut-
Idnabılmektedır Hatta kımılen yazgra bır
dunya goruşu bıle benımsevebılmektedır
Çozum Gençlenn her koşulda yalnız bı-
rakılmaması. onlara yardımcı olunması
gerekmektedır Oğrencı gençlığın olanak-
lannı genışletmek ve sorunlannı hafıflet-
mek yetışkınlenn gorevıdır Ozellıkle de
sıyasal erklenn Unutulmamalıdır kı çağ-
daş demokrasılerde. bıreyın temel gereksv-
nımlennden "guvenük" oğesının sağlan-
ması, gonençlenmenın toplumsal onkoşu-
lu sayılmaktadır Çunkü geleceğe guven
duygusunun orselendığı ortamlarda çeşıtlı
toplumsal rahatsızlıklar ortaya çıkmakta-
dır
Cumhunyetı gençlenmıze emanet et-
mekten ba^ka seçeneğımız yok gıbı gorun-
mektedır Işte bu nedenle de onlann onunu
açmak zorundayız
Ucuz atlatılan bir terör tehlikesiFBl. Birleşmiş MiUetler Bi-
nası ile Lincoin ve Hollanda adlı
sualtı tıineUerini ha\aya uçurup,
bir dizi önemli devlet adamını ol-
durmeyi hedeflev en sekiz kişi ge-
çen hafta goz altına alındı. \ e «
Sork'lular bu kaostan Federal
ve yerel antiterörist birimlerinin
işbirliği sayesinde kurtuldular.
Federal >e yerel andterdrist
birimlerinin onüç yıldır sürdük-
leri yakın işbirliği en sonunda
ürün verdi. Kendilerine rapor \e-
retı bir ajan aracılığı ile terorist-
leri avlarca takip ederek, hedef-
lerini nasıl saptadıklarını, yuva-
landıkları evi, bomba üretme
çaltşmalarını oğrendiler. Bom-
baları hazırlayıp \BDMen kaç-
mak uzere oldukları kendilerine
bildirilince ey leme geçip terorist-
leri yakaladılar.
Şimdi \merikalilar, yetkiü-
lerin daha sâstematik çahştp
uluslararası terörizme niçin en-
gel olamadıklannı sorguluyor.
Şuphelilerin, Ortadoğu kökenli
olup "Kor İmam" dıye de tanı-
nan Şeyh Ömer Abdulrahman
'ın emrinde çalıştıklan ileri stirü-
luyor.
Yakalanan gnıbun hedeflerin-
den Senator Al-
fonse D*.
girişi yasasının daha zoriaştırı-
Iması gündemde olan bir konu,
ancak terörizmi engelleyecek
tek çözüm değil. Kör İmanVın
Mısır'daki terörist geçmişi göz
önunde bulundurularak ilk baş-
tan ülkeye sokulmaması gere-
kirdi. Dünya Ticaret Merkezi'-
nin bombalanması ve tutuklanan
şüphetilerie
ıuıi3t u AIIMIU, ,^ . „ . . , ^m, <Ax\ bağlantısı
terörizme karşı <£t)C ^CU> Ijork (timC5 kesin olarak bi-
bir dizi önlem linmiyor. Tu-
alınması taraf-
tarı. Sınırdan geçişterde kontrol-
ları sıküaştırmak. teroristlerin
idam cezasıyla cezalandınunası,
jerorist ulkelere asken mudaha-
lede bulunmak gjbi oneriler ileri
sürüyor. Bunlar tatmın edici çö-
zümler ancak gerçeklere uymu-
yor.
Şu anda geçerli olan göcmen
tuklanan şup-
helilerin Amerikan vatandaşı ol-
ması da vasaların yeniden göz-
den geçirilmesi gerekliliğini vur-
guluyor.
Öİüm cezasının şehitlik mer-
tebesine ulaşmayı aklına koy-
muş kişiler için caydmcı bir etki-
si olamayacağı duşünûluyor.
Yabancı hükûmetkrin suç or-
taklığı da kesin olarak kanıtla-
namadığı için askeri müdahale-
nin doğruluğu da tarttşılıvor.
Suçsuz Amerikalı yurttaşların
intikamını almak için yabancı
bir ulkenin suçsuz yurttaşlannı
bombalamak kamuoyunda pek
taraftarbulamıyor.
Beledıye Başkanı David Din-
kins New York'lulan uyararak
kızgınlık ve korkulannı Miislü-
manlara ve Ortadoğululara yo-
neltmemelerini istedi.
Tüm bu gerçeklerin tşığı al-
tında, yalnızca temel yasalan
uygulamaktan başka cözüm
kahnıyor. New York'lular çare-
siz kurban dunımunda, konı-
masız bırakılmamalı. Günluk
normal yaşamlarına devam ede-
rek, hergun terörizme bir darbe
daha indinvorlar.
MitosBOYUT Yayınlan
TEM Yapım Yayıncı'lık Ltd. Şti.
Oba Sok 9/1 Cıhangu /1ST Tcl 249 87 37 38
TÜRK HAVA YOLLARI'NDA
TELEFON DEĞİŞİKLİĞİ
TÜRK HAVA YOLLARI YEŞILKÖY GENEL MÜDÜRLUK,
REZERVASYON VE KARGO REZERVASYON SANTRAL
TELEFON NUMARALARI 30 AĞUSTOS 1993
TARİHİNDEN İTİBAREN DEĞIŞIYOR.
L Ü T F E N N O T A L 1 N I Z .
ESKI YENI
THY YEŞILKÖY GENEL MUDURLÜK SANTRALI
REZERVASYON SANTRALI
KARGO REZERVASYON SANTRALI
663 63 OO
663 63 63
663 46 OO
TÜRK HAVA YOLLARI
Tarih Yazmak Göc
197O'lı yıllarda 'Cıhan Harbı"nöek\ Osmanlı savaşla-
rına merak salmıştım
Başlangıçta zorakı bır meraktı bu, "Yuzbaşı Selahat-
tın ın Romanı' nı hazırlıyordum, bır kucakdolusu anı ve
belgeyı ıncelemek yazılanların doğruluğunu değışık kı-
taplardan denetlemek gerekıyordu
Zamanla zorakı merak keyie donuştu sankısıhırlıyu-
varlakta geçmışı seyredıyordum, dun yaşananlar bugu-
nu aydınlatıyor, gunumuzun her sorunu, kokenınde
20'ncı yuzyılın ılk çeyreğıne dayanıyordu
Geçen gun David Fromkin'ın yenı yayımlanan kıtabını
elıme alınca merakım depreştı
Fromkin'ın "Barışa Son Veren Barış" adlı (Sabah Ya-
yınlan) yapıtının alt başlığı şoyle Modem Ortadoğu
Nasıl Yaratttdı? 1914-1922" Hemen kıtapta "Turklenn
Dıcle dekı Zaferı' adlı bolumu açıp okumaya başladım,
çunku Bırıncı Dunya Savaşı'nda Turk askerının Arap
çollerındekı oykulen ne kadar ıncelesen bıtmeyecek
ınanılmaz bır seruvendır
Yuzbaşı Selahattın, o buyuk seruvenı Irak Grubu Ko-
mutanı Haill Paşa'nın karargâhında yaşamıştı
•
Bır ingılız, tarıh yazmaya gırıştığı zaman elının altında
her şey var David Fromkın bu olanaklardan yararlana-
bılır ama yınedeılgınçkıtabındane kadaryansızolma-
ya çalışsa olaya kendı açısından bakıyor
Mezopotamya da yaşanan Ingılız-Turk savaşınm kı-
taplarasığmayacakaşamalarını bır yana bırakarak yal-
nız bır ayrıntıyı bu yazımda vurgulamak ıstıyorum
Londra 1914 sonbaharında İngiltere nın Iran'dan ge-
len petrolunu korumak uzere Basra Korfezı ne askerını
yolladı, amacı Abadan dakı petrol rafınerısını guvence-
ye almaktı Basra ışgal edıldı, Hındıstan dan gelen İngı-
lız askerının başındakı General Townshend'e Bağdat'ı
ele geçırme emn verıldı ingılızler Dıcle boyunca kuzeye
tırmanmaya başladılar
David Fromkın yazıyor
'Basra dan Bağdat'a başarılı bır yuruyuş, ancak lojıs-
tık destek, kalabalık bır bırlık, nehır ulaşımı, hastane
araç gerecı, topcu ve malzemeyle olabılırdı Oysa İngılız
Hındıstanı, gonderdığı kuvvetlere bunlardan hıçbırını
sağlamış değtldı Zayıf durumdakı Turkler nasıl Basra -
da ıkmal yollarının en sonunda ıseler Townshend ın
guçlerı de Bağdat'ta aynı durumda kalacaktı Yıyecek ve
cephane ıkmalını ancak yanlarında taşıyarak yapabılı-
yorlardı '
Fromkın İngılız askerının durumunu anlatmak ıçın al-
tını çızıyor
' Yıyecek ve cephanelerı çok eksıktı "
Doğru mu yazıyor?
Kımbılır, belkı de İngılız olçulerıne gore doğrudur, yı-
yecek ve cephanelerı eksık sayılıyordu, ama, konuya bır
de Turkler açısından bakmakta yarar var
•
Irak savaşlarında Halıl Paşa karargâhında bulunan
Yuzbaşı Selahattın (bu muharebeler sırasında teğmen-
dı) 'savaş cerıdes/"nı yazmakla gorevlendırılmıştı
General Tovvnshend'ın bırlıklerını yenılgıye uğratan
Turklenn Ingılızlenn Azızıye'dekı karargâhına gırışını
?oyle anlatıyor
"Azızıye erzak doluydu
Hayatımızda gormedığımız peynırler, ıçkıler, yıyecek-
ler elbıseler vardı Her taraf zengın İngılız mılletınm
haşmetını gosteren şeylerle doluydu Bırlığımız hıssesı-
ne duşenı aldı Fakat bıtecek gıbı değıldı Hatırladığıma
gore yalnız 22 çeşıt peynır bulmuştuk Şeklını gormedı-
ğımız bılmedığımız bır suru reçel, şampanya, vıskı, ne
bıleyım daha admı bılmedığımız bır suru ıçkı '
Irak savaşlarının surduğu yıllarda Turk askerının nasıl
beslendığı de yıne şu "taşe cetvelı' nde goruluyor
Î5 Hazıran 7977 Saöah yemeğı uzum hoşafı, akşam
yemeğı buğday çorbası, ekmek tam
26 Hazıran 1917 Sabah yemeğı yok, akşam yemeğı
uzum hoşafı ekmek tam
18 Temmuz 1917 Sabah yemeğı uzum hoşafı, akşam
yemeğı yok, ekmek yarım
8 Ağustos 1917 Sabah yarım ekmek, akşam şekersız
uzum hoşafı
Arap çollerınde İngılızlerle Turkler savaşırken ıkı or-
dunun durumu boyleydı
OĞLUMU ARIYORUM
Yaklaşık 3 ay once yanına hıçbır
kımlık almadan evı terkeden oğlum
ALAATTİN
SUVARİ'yi
gorenlenn y a da nerede olduğunu
bılenlenn Mersın 9-74-261737 no'lu telefona haber
vermelen nca olunur
ABDULLAH SUVARİ
Onurlu, yiğit amcamız;
TURANBASKAN'ı
yüreklerimizde yaşatacağız.
AKİF TARTAN, ALİ ÇANAKÇI,
M.4HİR GtNEŞ, MUSTAFA EROĞLU,
SİNANNERGİZDAL
ANILARA
M.CENGİZ TOSUNOĞLU
(24 Ağustos 1993)
Oy le bır tablo boyamalı kı bu yaştan sonra
Atlarolmalı ıçınde
Dort naladeğıL yanm atlar
Bacaksızveyelesız
Iz bırakarak kaymalı karda yılanJar
Cey lanlar arslarüan kovalamah
Hapıshanede karalamalı,
kapısız. derrur parmaküksız
Evler olmah bol bol
bedavava, kıralık
Çıçeklen bombalarla sukmalı
Yahut. ç«^klerle bombalamalı bombalan
Koskocaman bır yemek masası çızmeü
Bır suru ınsan verleştırmeb çevresıne
Kaşıklarlarken korkuyu hıç korkmadan
Tabıı sen de olacaksın bu tabloda
Hemen dızun dıbınde
Ikımız de henuz onsekızımızde
ManeviOğhın
Sen hq? gençlığı kıskandın
Umanm tum gençler serun gıbı yaşlanır