25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27AĞUSTOS1993CUMA 12 DIZIYAZI Rebetolojiya da Ege Blues **•ve Derleme: SELÇUK UZUN i?ebetes'ler hiçbirzaman dayatmacı Anns ReBetika'larda seçkin biryer alır. Bir toplumsal değerleri doğrudan bir biçimde şarkınm bile babaya ithaf edildigi sarsmaya cesaret etmemişlerdir. Rebetes'lerin görülmemiştir. Bir şarkıda sevgili ve anne tek ve gerçek saldın hedefi polisti. birlikte anıldığında, anneye öncelik tanınır. -w- w- onu başhklan Re- MS^ betika şarkılannın # % içeriği hakkında .M. JL. • kendiliğinden bir şeyler anlatması- na rağmen ban aynntılan ver- mekte yarar vardır. Erotik şar- kılar ve aynhk şarkılan aşktan söz eder. Yaklaşık beş haneli rakama ulaşan Rebetika şarkılannın yansı, bu iki kate- goriyle akrabadırlar. Diğer akraba kategorileri haşhaş. yeralü dûnyası. hapishane. ta- verrıa ve maçoluğu yücelten şarkılardır. Melankobk. ke- derli ve acıyı anlatan şarkılar. gerçekte protesto. şarkılan ka- tegorisine dahildirler. Bu şarkılarda protesto zor anlaşı- labilen, dolayb ve belirü bır bı- çimdedir. . Rebetesler hiçbir zaman dayatmacı toplumsal değerlen doğrudan bir biçimde sarsma- ya cesaret etmemişlerdir. Re- betes'lerin tek ve gerçek saldın hedefi polisti. Yoksulluk ve çabşma hakkmdaki şarkılann .birçok ortak yanı vardır. Ama çok az işçi şarkısı vardır. Has- talıklarla ilgjli şarkılar daha çok verem üzerinedir. Bu ne- denden dolayı bu şarkılar daha çok ölümüzerine yaa- lan şarkılar ka- Yıl 1928. Mitsos Semsis(solda keman) bir başka ud ustasıyla birlikte özel bir program sırasında. Nikos Matesis, üç müzisyenle birlikte Pire'de yd 1933. Bu dört- lüniin özellikleri yakasız gömlek giyip kravat takmamalan. nadığı oyun vardır. Yerleşik bir kuraîa göre. müzisyenler par- çalannı calmadan önce hângı oyunun hangi Rebetis'e ait ol- duğunu da ilan ederlerdi. Rebe- tis'in Zembekikos"unu yanda kesen ölümüne susamış demek- ti. Kasapikos ve Zembekikos oyunlan bir genelleme olarak kullanılmıştır. Çünkü bir oyun- lar ailesinden söz edilebibr. Ka- sapikos yavaş bir ritmle başlar, oyuncular hırçın bir kuş gibi uçarlar. Usta kasapikos oyun- cusu. belli bir tempo içinde adımlannı öylesıne bır hızla iki katına çıkanr ki, sonuçta bitik bir şekilde yere dûşer. En zor Sırp kasapikosu "takunatos"- dur. (Topuk oyunu). Zeybek oyunu her Rebetis'e göre değişir. Bazan şarap bar- dağı başın üzerine konur, akro- batik hareketler yapılır, sandal- yeye sıçrarur, bıçaklar savrulur. bazan dişlerle bir masa havaya kaldınlır. Zeybek oyunu bazan 17. yy'dan beri bilinen "Anarya" ile biterdi. Aşık olan Rebetis. taş kalpli sevgilisinin bulunduğu demir parmaklıklı pencere önünde. bıçakla bileğıni çizerek kanatırdı. Su kaülmamış bir "Mangas" zeybek oyunu sırasın- da kama ile topuğunu deler ki, Ritinlerdeki Osmanlıtegorisine girer. İnsanlığın yüreğine neşe ve se- vinç veren tannçalar (Charos) şarkılarla özdeş- leşmiş olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tannçalar ölüleri yakalar ve Hadis'in yeralü dünyasına gö- türürler. Anne Rebetika'larda seçkin bir yer alır. Bir tane şarkının bile babaya ithaf edildigi görül- memiştir. Bir şarkıda sevgili ve anne birlikte anıldığında, her şeyden önce anneye öncelik tanı- nır. Yaban el üzenne söylenen şaricılarda, Yunan diasporası hakkındaki çekilen aalar anlaühr. Egzotik şarkılarda. Osmanlı paşalannm saraylan. Türk hamamlan; -^cariyeler, Mt&rtf " ker-- vanlar, Tunuslu Araplar, Hintli mihraceler. İstanbul pazarlan, Monte Carlo gazinolan, deni- ze kıyısı olmayan Paraguay kumsallan vs vardır. Birkaç Rebetika da Selanik ve Pire üzerinedir. Küçük özlemleri konu alan şarkılarda kişisel, kısaolaylar anlaülır. Birkaç Rebetikada Rebe- tis'in ideab olan başka bir Rebetis'e övgüler yağdınlır. Haşhaş için şarkı söylemek Rebetika'nın "metin" dışmdaki diğer iki bile- şeni "müzik' ve "oyunlar"dır. Rebetika mısralan görece basit ve çoğunluğu geleneksel iki yan rm- sraya aynlmış 15 heceli mısralardan oluşmak- tadır. Ortaya cıkış biçimi de dahil Rebetika, kendini halk şarkılanna, adalann ask şarkılanna, İyon- ya'nın alaycı mısralanna ve fzmir'in ycni tür halk şarkılanna borçludur. Önceki yüzyıldan aktan- lan eski Murmurika, fasılasız ve repertuarsız sonsuz şarkılar şeklindeydi. Rebetiko bunu İkin- ci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Avrupa kanzonelerinden almıştı. Rebetes'ler Murmuri- ka'yı sırayla ve alcak sesle söylerlerdi. Bu tören- sel kutlama, eğlence, evde. tekkelerde ve hapis- hane hücrelerinde yapdırdı. Rebetes'ler bir daire şeklinde bir araya gehrler. haşhaş içerler ve alçak sesle şarkıyı söylerlerdi. Şarkının hangi yerinde kimin meîodiye gireceğini belirten birer beyit okunurdu. Genelbkle bu durumda ortaya sürre- alist bir tablo çıkardı. Şairi ve bestecisi belb olan İzmir Rebetikası Murmurika'run zıddıydı. Rebetiko. üç-dört kıtadan ve genelbkle bir na- karattan oluşan kesin birşiirsel biçim almışü. Bu değişimin nedeni 78'lik plağın bulunuşudur. Rebeüka'nın ritrnlerinin/oyunlannın kökeni bugünkü Türkiye topraklandır. Rebetika'da Os- manlı melodileri/ritmleri egemendir. Aynca Murmurika döneminden de izler bulunmaktdır. En bilinen oyunlar zembekikos (zeybek oyunu). kasapikos (kasap havası) ve çiftetellidir. Oyunlan %80'ini zembekikos ve kasapikostur. %10'u çif- tetelb ve geri kalanı da adalar balosu, sirtos, tan- go, vals, rumba ve çeşitli marşlardır. Zembekikos ve kasapikos, "Küçük Asya' ve İstanbul kökenh- dir. Yd 1930, Atina. Lambros curası, ünlü şarkıcı Roza Eskenazi tefı ve uduyla Agapios Tombulis o dönemde hayli ses getiren bir gnıptu. (üstte) Yd 1950. Yaklaşık 10 yıldır birlikte çaltşan Me- nidiatis ve Asikis'in grubu Rebetiko gecelerinde, rakı masalarında çaJjp sö.vlediler.(altta) Kasaplar esnaf bayramında kasap havası oynarlardı. İstanbul'un kasaplan Atina'da inanıl- dığı gibi Yunanb değil. Amavuttular. Osmanb Imparatorlu'ğunda Amavutlar sokakta meydan okurcasına silahb dolaşırlardı. Yeniçeriler bile on- lardan korkarlardı. Arnavutlann kendileri Rebe- tes obnamalanna rağmen Rebetes'lerle ibşkileri vardı. Küçük Asya'da diğer bir asi kesim de zeybeklerdi. Hangi halk grubuna ait olduklan bilinmemekte- dir. Zeybek oyunu meslekleri askerbk olan bu ke- simden çıkmıştır. Sultan bu asi kesimden kurtul- mak için onlan Anadolu içlerine sünnüş ve daha sonra da başıbozuklar ya da özeljandarmalar ola- rak arulmışlardır. Zeybekler olağanüstü güzel ve özel bir elbise giyerlerdi ve bu da onlann oyunlan- nın değerini artünrdı. Kasapikos, iki ve üç aynı boyda arkadaşın oyunu- tur. Aynı anda ve ritmik olarak atılan adımlardan oluşur. Kasapikos bu nedenden dolayı küçük bir baleyi andınr. Dostluk ve dans edenlerin eşit boy ve fızikte olması zorlayıcı bir koşuldur. Bundan başka birçok kişinin birden omuz omuza tutuna- rak oynadıklan kasapikos da vardır. Kadınlar da bu oyuna kaülabilirlerdi. Zembekikos oyunu "oyunlann oyunu"dur. Bu oyun adımlardan değil, fıgürlerden oluşmak- tadır. Erkek oj'unudur. Her Rebetis'in kendine özgü bir oyun stib ve bir şarkısı ve o şarkı ile oy- rahatbkla oyununu sürdürebilsin. Bu kutsal tören 30 yıldır artık görübnemektedir. Zeybek oyunu çok çeşitb ritmik hareketlerden oluşur. Her de- fasında farkb bir tempo ve farklı bir psikolojik or- tam yaratılır. Ama Rebetis, zeybek oyunu labi- rentinde asla şaşırmaz. Çiftetelli 1923 yıbndan şonra Yunanistan'da bibnmektedir. Atinab Rebeüs'ler bu oyunu kadı- nlann ve homoseksüellerin oyunu olarak gör- müşlerdir. Rebetika müziğinin küçük bir bölümünü de enstrümantal müzik oluşturur. Buna taksim de- nir. Müzisyenler taksimle ustalıklannı gösterirler. 1930-35 yıllan arasmda gramofonun bulun- masıyla buzuki-bağlama-gitardan oluşan orkest- ralaşmayla birbkte, santuri-keman-ut üçlüsün- den oluşan oryantabk orkestra geleneği yavaş ya- vaş yok olmaya başlamışür. Çok-ulusluiuk sentezi Saray müzıği (Arap-Fars müziği) sadece saray- larda çahnır ve dinlenırdi. Halk müziği ise daha çok bayramlarda çabnırdı. Davul ve zurna gibi çalgılardan oluşurdu. İstanbul'un gazino ve mey- hanelerinde çabnan müzik ıse, keman, ut, ney ve santuriden oluşurdu. Rebetes'ler de bu müziği dinlerlerdi. 1923 yıbndan sonra Yunanistan'a ge- len orkestra geleneği, keman-santuri-ut üçlüsüy- dü. Aynca bir başka gelenek de buzukinın tek çalgı olarak kullanılması idi. Buzuki geleneği, bir- kaç yüzyılük bir gecmişe dayarur. Hapiste ve tek- kede Rebetes, sıkı kurallara ve polis yasaklanna karşı iki çalgıda karar kıbnıştır Küçük bağlama ve buzuki. Yunanistan'da buzuki ve bağlama te- melinde oluşan bu geleneksel orkestra, yoksul- lann müziği idi. 1930-35 arasında geleneksel or- kestra, buzuki-bağlama-gitar üçlüsünden oluş- maya başlamışür. Buzuki, Yunanistan'la özdeş- leşmiş bir çalgı olarak bibnir. Ama buzuki, Yuna- nistan'a özgü tipik bir çalgı değil. Rebetika'nın ü- pik bir çalgısıdır. Bağlama. hapisanelerde icat edilmişür. Konserve kutusu, kaplumbağa zırhı veya kurutulmuş kabak gövdesinden yapılmışür. Buzuki ise büyük ve yuvarlak bir odun gövdesin- den, kömür korlanyla kurutularak elde edilmiş- tir. Rebetiko müziği. Bizans-Ortodoks müziğinin, Yunan halk şarkılannın deneyiminden ve aynca yüzyıllarca şimdiki Yunanistan topraklanna yer- leşmiş Amayııt. Bulgar, Slav-Makedonyahlar, Yahudiler (Selanik bir Yahudi kentiydi). Vlach- lar. Sırplar, Ermeniler, Türkler ve her şeyden önce de Çingeneler gibi komşu halklann geleneksel şarkılanndan etkilenmiştir. SüRECEK ÇALIŞA1NLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞİPAL istifa ve Kıdem Tazminatı o Sonım, kıdem tazminatı ile ilgili olacak. 1475 saydı İş Kanunu'nun 14. maddesinde. "îşçilerin ludemleri hizmet akdinin devam etmiş \eya fasıllarla ye- diden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çaltştıkları süreler göz önüne ahnarak hesaplanır" denilmektedir. Bu kanun çerçevesinde sorum şu olacak: Bir işçi. çalıştığı işyerinden istifa ederek avTilmış olsun. A)TM işçi, ileri bir tarihte istifa ederek ayrddığı işyerinde yeniden çalışmaya başlamış olsun. Bu kez, iş>eren iş akdini feshedip, kıdem tazminatı öde- nirken, kıdem tazminatına eski istifa ederek aynldığı süre de dahil edilir mi? Bu sonıyu Yargıtay kararlanndan özetler vererek ya- nrtlar mısınız? " . « v \ ,' , ~: YANIT: Sorunuzu, değişik kaynaklardan aldığımız Yargıtay karar özetleriyle yanıtlayalım. (1) "ÖZET: İstifa ile son bulan hizmet süreleri için kıdem tazmi- natı istenemez." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 4.3.1987 tarih, 1987/2341 esas ve 1987'2617karar) (2) "ÖZET: İşyerini kendiliğinden terk ederek sözleşmeyi boz- ma (istifa) halinde kıdem tazminatı hakkı doğmaz." (YargıUy 9. Hukuk Dairesi 24.3.1986 tarih, 1986/2012 esas ve 1986/3213 k (3) "ÖZET: Toplu iş sözleşmesindeki, istifa halinde kıdem taz- minatı ödenmesine dair hükürn ilke olarak geçersizdir. Ancak işve- renin bu hükmü diğer işçilere uvgulamış olması, davacı işcinin bu yoldaki isteğinin de kabul edilmiş buiunması karşısında, toplu iş sözleşmesindeki bu hükmün geeersizliği davacı hakkında hükuki sonuç doğurmaz." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 10.11.1981 tarih, 1981/8124 esas ve 1981'13561 karar) (4) "ÖZET: İşcinin buieştirilen hizmetlerinden ilki Emekli San- dığı Kamınu'na bağlı olup, iştirakçi bu görevinden istifa ederek aynlmıştır. İş Kanunu'nda 'istifa hali' kıdem ödencesini gerektire- cek olumlu bozma (fesih) nedenlerinden sayıhnadığına göre. adı geçenin sigortaya bağlı görevinden ayrılması durumunda. memuri- yette geçen hizmet süresi kıdem ödencesi hesabında göz önüne alın- maz." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.3.1986 tarih, 1986/2188 esas ve 1986/3390 karar) (5) "ÖZET: İstifa hali kıdefli ödencesini gerektirecek fesih ne- denlerinden değiMir." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 1.2.1983 tarih, 1982/9941 esas ve 1983/527 karar) Kaynak (1) Yasa Hukuk Dergisi, Mayıs İ987. sayfa 756/315 (2) Yasa Hukuk Dergisi, Şubat 1987, sayfa 259*85 (3) Lebib Yalkın Yayınlan, cilt AA/12, sıra no: 222 (4) Yargıtay Kararlan Dergisi, Nisan 1987, sayfa: 556 (5) Yargıtay Kararlan Dergisi, Haziran 1983, sayfa: 852 İZMİR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1993-3 Davaa Aynur Süsoy tarafından davalı Necdet Süsoy aleyhine açılan boşanma davasında: Davalı Necdet Süsoy'un Barbaros Hayrettin Paşa Ca.d. No: 16'A Levent-İzmir adresine yapılan tebligat bila tebliğ iade edilmiş ve yap- tınlan zabıta araştımnasına rağmen teblıgata elvenşli adresi tesbit edilememış olmakla. dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiş olup yukarıda adı ve adresi yazılı davabnın duruşma günü 27.9.1993 günü saat 10.30'da mahkememizde haar buiunması veya kendisini bir vekılle temsil ettirmesi. aksı halde duruşmalara gıyabinda deyam edilip >okluğunda karar verileceği hususlan, dava dilekçesı tebliği ye- rine geçmek üzere ilan olunur. 18.8.1993 Basm: 38040 T.C BAKIRKÖY 7. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo:992 787Es. 993/66 K. Davaa Nursay Boz vekili tarafından Feyzullah Boz aleyhine acı- lan boşanma davasının yapılan açrk yargılaması sonunda: Çanakka- le Ayvacı Adatepe cılt 005 03. sayfa 53. kütük 157'de niifusa kayitlı Selami ile Nebiye'den olma 10.5.1950 doğumlu Nursay Boz ile, Meh- met ile Kadriye'den obna 28.3.1940 doğumlu Feyzullah Boz'un bo- şanmalanna karar verilmiş oiup davalımn adresi zabıtaca araşürma- da dahı tespit edilemediğinden, işbu mahkememizce verilen 23.2. 1993 tarih, aynı sayılı boşanma karan davalı Feyzullah Boz'a ilanen tebüe olunur. 19.8. W3 • Basın: 8696 ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Beyaz Kelebek Önce beyaz kelebek, ardından imbat, beyaz kelebek imbatın habercisi, imbatdenizin ısınması, patlaması de- mek. Poyrazlı günlerden sonra sıcak bir esinti derinler- den, denizin dibinde bir yanardağ patlar gibi. Mavilikler köpürüyor, aşağıdan, derinlerden sesler geliyor kıyıya. Yeni bir şarkı gibi, içten, yürekten bir şarkı. Mellh Cev- det Anday'ın "Tohum" şiirinden dizeler anımsıyorum. incecikten, aşağıdan, beyazdan dumanı tüten taze to- hum gibi köpürüyor dalgalar. Mavi bulanıyor derken, imbat denizi alrüst ediyor, bit- kileri, yosunları sökerek dibini kazımak istiyor neredey- se, hepsini karaya sürüklüyor. Melike Abasıyanık Kur- tiç'in seramiklerini düşünüyorum, deniz kestanelerini, incecik yosunları, Melike "deniz erişteleri" der onlara. Dalgalar çekilince kıyıda bir çizgi oluşur, denizin mavisi de dayanılmaz olur yeniden. Saydamlaşan sulardaçev- redeki kirden pastan arınır insan. imbat sonrası güneşe karşı yüzdüm dün akşam. İda'nın eteklerinde Assos kıyı- larında bir renk şöleni başladı, güneş battı, ay göründü Madra Dağlan'nın ardında, kaç gündür konuğumuzkoy- da, giderek büyüyor, günün son ışıkları, son kırmızılarla gümüş pırıltılar birbirine karışıyor sularda. Doğayı yaşamak güzel bir olay, yüzerken İda ile konu- şuyoruz. Doğa ve insan ilişkilerinden söz ediyoruz. Doğa ve toplum yasalarının benzerliğinden, şaşmazlı- ğından. Ben her zamanki iyimserliğimle toplumda da sıcak esintiler bekliyorum önümüzdeki günlerde. Siya- sal kuruluşlardaki gelişmelerin de bu beklentilerdoğrul- tusunda gerçekleşeceğini düşünüyorum. Başka yolu yok. Kişisel, duygusal, çıkarsal politikalardan arınma- dan bu çıkmazı aşmak, temiz bir soluk almak olası değit. İmbat türü derinden bir esintiyle temizlenmek, saydam- lığa kavuşmak gerekiyor. Kolay değil ama başarmak zorunluğu var. Yoksa yol tıkanıyor! Dahası tıkama çaba- ları da yoğunlaşıyor. Demokratikleşme sürecini yaşa- yan bir toplumda bu cabaları geriletmek görevini de kuşkusuz demokratik kuruluşlar üstlenir. özgür basın, siyasal partiler, üniversite, dernekler görevlerini başa- rırsa yol tıkanmaz açılır, toplum geniş bir soluk alır. Bu görevin başanldığı söylenebilir mi bugün? Ülkenin gündeminde başka sorun yokmuş gibi İSKİ olayına sap- lanmış bulunuyoruz! Olayın önünü. arkasını, doğrultu- sunu yeteri kadar biliyor muyuz, düşünüyor muyuz acaba? Benim yaşımdaki gazetecilerin belleği küllen- medi henüz. Kapanmamış dosyaların sayısı hayli kaba- rık belleğimizde. O dosyaları oluşturanlar da çok ilginç konumlarda bugün! Onları içine sindirenler, hatta omuz ve güç verenler söz ediyor şimdi! Kimi partilerin kongre- si, kimi partilerin kurultayı, kimi kişilerin iktidarını sür- dürme hesabı da gündeme gelince olay bulandırıcı bir nitelik kazandı ama doğal gelişme neier sergileyecek bakalım? Bence bu ortamda bir imbat beklenir ancak. ••• Erdal Bey'i de beyaz kelebeğe benzetiyorum ben. Ya- zık, kimi SHP'liler hiç tanımamış onu. Yıllarca birlikte çalışmışlar ama özelliklerini tanımamışlar yeteri kadar. ^arif kişiliğine karşın güçlü direnişini, kesin kararlılığını bilmiyorlar demek! Yada biliyorlar ve başkanlığın güçlü adayı Karayalçın'ın önünü kesmek için özellikle bu tür cabalara başvuruyorlar! Oysa siyasal kuruluşlarda ürün vermiyor bu tür çabalar. Tersine çabalar daha önemli bugün. Beyaz kelebeği kanadını kırmadan. örselenme- den uğurlamak gerekiyor başkanlık görevinden. Sonra da güzel bir imbatı gerçekleştirmek SHP'de. Erdal Bey her zamanki şıklığı ve zarifliğiyle, aşağıdan, derinden gelen sesleri birleştiren, yanıtlayan bir politikanın geliş- mesi, güçlenmesi için görevinden ayrılıyor, SHP örgü- tünde demokratik bir yarış alanı açıyor. Kararıyla sosyal demokratlara umudunu, güvenini belirtiyor her şeyden önce. Umudunu soldurmak değil, yeşertmek gerekir bence. Tüm sosyal demokratların işbirliği ve güçbirliği gerekiyor bu yolda. Yoksa yalnız Erdal Bey'in değil, sos- yal demokratlara oy verenlerin de umudu solar ve uzun bir süre yeşeremez! Sayın Karayalçın'ı yürekten kutluyorum adaylıkyolun- da. Güç bir yokuşu umutla tırmanıyor. alacakaranlığı aşmaya kararlı görünüyor. BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Müzikte geceden esın- lenen ya da geceyi çağnş- tıran beste. 2/ Düşünce... Osmanlı devletinin Müs- lüman olmayan uyrukla- nna verilen ad. 3/ Güney Amerika'daki bozkırlara verilen ad. "Çok sarhoş" anlamında argo sözcük. 4/ Gaetano Donizetti'nın bır operası... Olumsuzluk belirten bir önek. 5/ Yumurtalık... Bir nokta- nın, seçilen bir karşılaştır- ma yüzeyine göre yükseltisi. 6/ Sodyumun simgesi... "Bir uzak iş- çiyim yurdumdan ayn Geçme bulut. geçme — şöyle dur" (Fazıl Hüsnü Dağlarca). 7/ İçyağı... Ma- tematikte kullanılan sabit bir sayı. 8/ Marlene Dietrich'i üne kavuştu- ran ilk sözlü Alman filmi. 9/ Bir sayı... Elçilik uzmanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Japonya'nın resmi adı... Bir no- ta. 2/ Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi birlik... Kürkü değerli yırtıa bir hayvan. 3/ Gübre, tezek... Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme mektubu. 4/ Bir çeşit hamur yemeği. 5/ Sidik asidi tuzu... Halat ucu. 6/ Renyum elementinin simgesi... Başansız- lık, sonuçsuzluk. 7/ Şımanklık... Yahya Kemal'in hece ölçüsüy- le yazdığı tek şiiri... Bir nota. 8/ Başıboş hayvan... Kimi giysile- rin bol olması için yanlanna eklenen kumaş parcası. 9/ Güney Amerika'da yaşayan bir yük hayvanı... Kabartmab pamuklu kumaş. İLAN GAZİANTEP1. SULH HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1993/1330 Davaa ElifYdmaz ve arkadaşlan vekili Av. A. Dilek Topalkara taraftndan davalılar Emine Yılmaz ve arkadaşlan aleyhine açılan or- takbğın giderilmesi davasının yapılan açık duruşması sırasında veri- len karar gereğince; Gaziantep iü Hoşgör Mah. Kelhasan mevkii. pafta 157, ada 1992, parsel 1,58,61,62. aynı pafta ada 1301,parsel 110. aynı yer pafta ada 1992, parsel 53, 56'da kayıtlı bulunan taşınmazın hissedarlanndan olan Mehmet Kurnaz, Yaşar Göçer. Ahmet Kurnaz, Kazım Yıldı- nm, Hamide Sevim Göçer, Alo Kuzu, Fatey Kuzu, Hatice Can, tüm aramalara rağmen duruşmaya davet edilemediklerinden duruşmanın atılı bulunduğu 9.9.1993 günü Gaziantep 1. Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda saat 09.00'da hazır bulunmalan veya kendılenni bir vekille temsil etürmeleri, haar bulunmadıklan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmediklerinde duruşmanın gıyaplannda bitirile- ceği, davetiye yerine kaım olmak üzere ilan olunur. Basın: 50471
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle