Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24AĞUSTOS1993SAU
DIZI
Y A Ş A Y A N A L E V İ L I K
197O'lı yıllarda "Köy Kalkındırma
Projesi" kapsamında ülkemiz ile Ja-
p>onya arasında karşılıklı uygulama-
larolur İşte o yıllarda İzmır'e gelen
bir Japon heyeti hanta üstünde bır
köy secerek Izmir-Çeşme yolu us-
tünde Bademler'e gelırler
Japon heyeti. Bademler'ı Köy
Kaldındırma Projesi kapsamında
kardeş köy veya kalkındınlacak ör-
nek köy seçerler. Heyet köyde a\ lar-
ca kalır. Sosyal \e ekonomik özel-
liklerine dair incelemeler yapar.
me yoluna düşerse. kı düşürün. 35
km.'de Seferhısar'dan önce Badem-
ler Köyü tabelasını göreceksınız
Köye girişte sıa, tunstik sahil köyü
olmamasına rağrnen be> az badanalı
evler, pınl pınl, temiz ve rengarenk
çıçeklerle süslü sokaklardan önce
"İç bu sudan bağrı yananlar aşkına"
kitabe yazısı ıle Kerbela Şehitlen'nı
anımsatan gürül gürül akan çeşmesı
karşılavacaktır
Gürül gürül akan çeşmenin su-
vundan kana kana içtıkten sonra
Bademler'de
60 ydhk
köy tiyatrosu BADEMLER KÖYÜ TİYATROSU (SOLDA)VE KÜTÜPHANESİ
Köyde komşuluk ılışkılenru, evhlık
ve boşanma olayını, köylüler arası-
ndaki ilişkileri, köylülenn-eğıtım se-
viyeleriru, köyün şehırle ve diğer
köylerle ilişkilerini. köyde inanç du-
rumunu, siyasal yapıyı \e seçmen
davranışlannı, tanm çalışmalanru.
üretılen ürünleri, köylülenn nelere
karşı ilgili olduklannı vs. ıncelemeye
çalışırlar.
Bu ara köylüler ıle çok sıcak ilişki-
ler kurulur. Köylülere çok alışırlar.
severler Köylüler deonlanseversa-
yar. Aynlık günü gelıp çatınca da
hüzünlü bır aynlık ortamı oluşur ve
karşılıklı olarak duygulanırlar. He-
yet köyden gıder
'İç bu sudan../
Bademler'de konuklara karşı
sıcak ilgı olmuştur Köyde kadın-
erkek ihşkisı labu değildir. Eğitım
sevıyesi ilendır. ılkokul mezunu ol-
mayan kimse kalmamıştır. Köyde
Kuran kursu ve cami yoktur Ba-
yanlar bile köy kahvesine gelıp otur-
maktadır. Köyde uyatro bınası
vardır. Tıyatrodaki oyunlar bızzat
köylü kadın ve erkek oyuncular ta-
rafından sergılenmektedir. Aynca
ayda bır dışandan turne ıle değişık
pyunlar gelip sergılenmekiedir.
Köydeki sinemaya her hafta yeni bir
fîlm gelmektedir...
Eğer bir gün yolunuz tzmir-Çeş-
köy meydanına vanrsanız Cem Tu-
hafiye, Cem Market, Dostlar Ka-
sabı. Birlik Market gibı anlamh ad-
larla isimlendinlen dükkanlardan
sonra, kadın ve erkeklenn bırlıkte
oturduğu köy kahvesi ve Atatürk
anıtı ile L'ğıır Mumcu'nun duvarlar-
da asılı afişleri sıze hoş geldin diye-
cektir.
Bademler Köyü, Çeşme Yanma-
dası'ndaki tek Alevi köyüdür. Köy
toplam 300 haneden oluşuyor.
Yaklaşık 1500 nüfusa sahip. Köyde
her evden mutlaka yurtdışına işçi
olarak gumiş bir kişı var. Köyde
ekonomik hayat esas olarak se-
racıhk ve tanma dayalıdır. Köy
İzmır'e yakın olduğu ıçın İzmır"de
çalışan epey ınsan var. Köyde zıraat
odasında 1 zıraat mühendisı ve 2 zi-
raat teknisyeni süreklı görev başı-
nda. Sağlık ocağının yanı sıra. kü-
tüphanesi de olan Bademler'in en
ılgı çekici özelliğı bir tıyatro binala-
nnın oluşu...
500 kişilik salon
Bademler Köyü'nde camı yok
ama tıyatro binası var. Üstelik tiyat-
ronun yapılış tarihı nerede ise cum-
huriyet yönetımi ile yaşıt. Tiyatro
19JTte yapılmış. Açıldığı yıl cum-
huriyetin 10. yılı dolayısıyla Reşat
Nuri Gfintekin'in cumhunyetın ku-
ruluş yıllanndaki zorluklan anla-
tan: "Yanm Osman" adlı oyunu oy-
nanmış. Köydeki birçok yaşlı insan
bugün bıle o oyundakı rol adlan ile
çağnlı>or. Asıl adlan adeta unutul-
muş. Aynı oyunu köy tiyatrosu. bu
kez 1969 yılında yeni yapılan tiyatro
binasında. 1973'te. cumhuriyetin
50. tiyatronun 40. kuruluş yılında
tekrar sahneye koymuş.
Bademler Köyü.büyükşehirlerde-
kı birçok belediyenın bile sahip ol-
madığı bir tiyatro salonuna sahip.
Yaklaşık 500 kişilik izleyici alabilen
salonda gelecek aylarda L'ğur Mum-
cu'ya ait bır oyunun sergileneceği
belirtildı. Tiyatro duvarlannda Ba-
demler Köyü'nden çıkmış bir ba-
kanın (Ecevıt hukümetınde Güm-
rük \e Tekel Bakanlığı yapmış
Mahmut Türkmenoğlu) ve Metin
Erksan'ın Susuz Yaz filmmin bu
köyde çevnlışi sırasında çekılmış
büyük boy fotoğraflan ıle Uğur
Mumcu posterleri yer alıyor.
Uğur Mumcu'nun katledildıği
gece köy yasa gıriyor. Köy mey-
danındakı Atatürk büstü. Mumcu'-
nun resimlen ve karanfjllerle dona-
narak mum ışığı altında sabaha ka-
dar saygı nöbeti tutuluyor Bu sayı
nöbeti Bademler Köyü'nde üç gün,
üç gece devam edıyor. Bugün bile
hala kuru karanfıller ve güneştcn
solmuş Mumcu posterlerini Ata-
türk anıtında eörmek olası...Sohbe-
timizi meydandaki kahvede. kö.ün
yetiştırdıği emekli arkeolog Musa
Baran'ın da katıldığı canlar ile sür-
dürüyoruz. Bu sohbetlerde, köyde
ilkokul ve 50 öğrencili bir ortaokul
olduğunu, köyden 4 doktor. 4 mü-
hendis, hayli öğretmen ve memur
yetiştiğini öğreniyoruz..
Dedem Korkut'tan
Bademler'e
Bademler'de arkeolog Musa Ba-
ran, yaşadığı evi "Çocuk Müzesi"
yapmış. Bu köy müzesi gene bır Ale-
vi köy olan Kazdağı'ndaki "Tahta-
kuşlar Köyü Etnografya Müzesi"-
nden sonra. Türkıye'de bır köyde
kurulu ikinci müze oluyor. Arkeo-
log Musa Baran. "Ben yeniyi sev-
raan" dıyor. Köy evindeki Çocuk
Müzesi'nde çocuklarla ilgili, ulaşa-
bildıği etnolojik malzemelen birik-
tirmiş.
Baran'la sohbet Alevilik üstüne
gelınce şöyle diyor: "Biz Tahtacıyız.
Dedem Korkut bizim Bayat boyun-
dandır. O bizim atamızdır. o bir Âlevi
dedesidir. Köyümüz bildiğimiz ka-
darı ile 200 yıllık bir gecmişe sahip.
Daha önce göçermişiz. Biz. 2.500 vıl
önce; KonfuçyüVün söy lediği ile He-
raklit ve Farabi'yi Hacı Bektaş Veli
ile birleştirmişiz.
Bademler'de camı yok ama ceme-
vi de yok. Köyde Alevi ayini olan
cem de yıllar var yapılmıyormuş.
Bademler'e gelen dedeler İzmır-
Narlıdere ocağına bağlı imış. ora-
dan gelirlermiş. Son Cem 195O'lı yı-
llarda yapılmış. Bademler o yıllarda
dedelerinde bir farklıbk görmüşler.
Dedeler Demokrat Parti yanlısı si-
yasi tavır almışlar. Halk ıse CHP'li
imış. Dedelenn Adnan Menderes'ı
tercihleri halkı rahatsız etmiş. Bu-
nun günlerce tartışması olmuş. So-
nuçta dedeler ıle taliplenn arası açıl-
mış. Talipler bu tercıhlerden dolayı
DP'li dedelen "düşkün" ilan etmi'ş-
ler ve arkasından gitmemişler. îşte o
gün bu gündür Bademler'de ne cami
var necemevi... Bademler'dedın, ki-
şiler ıle Tann arasında tamamen vic-
dan ışi olmuş
Eskiden de Bademler'de cemevi
yokmuş Cem herhangi bir evde
yapılırmış. Cem; müsahıplik. görgü
olduğu zaman veya canlann isteği
ıle yapılırmış. Veya köy çevresinde-
ki yüksek tepelcrde kurulu yatırlar-
da cem kurulurmuş.
"İbadet için ö/.cl bir mekana gerek
yok. İbadet her yerde yapılabilir. Za-
ten yaşamın riimü ibadettir" diyor
Musa Baran "Bizde her şey do-
ğaklır. Bizim kuşak jozlaşan ve iti-
barlannı istismar eden dedeleri de
gördüğü için ba/ı dedelere karşı tep-
kilidir. Sonuç bizde olumlu oldu.
Yoksa daha cahil kalırdık. Atatürk-
çii olmak, laik olmak. demokrat ol-
mak yeterlidir" dıye de eklıvor
Biz kahvede canla/ ile sohbetimizı
sürdürürken, muhtarhktan da
mektubu gelenlerin anonslan yapılı-
yordu. O sırada muhtarlıktaİci ılan
tahtasında bazt gazetelerden kesilip
yapıştınlmış kupürlere gözüm ilişti.
Bunlardan bıri de daha önce gazete-
lerde gördüğüm Sıvas olaylannı kı-
nayan 370 imzalı bir ücretli ılandı.
Sıvas olaylannı bir dızi kişi. kuruluş
vs. kınamıştı: ama, bır köyden köy
adına 370 ımza ile katılan tek köy
Bademler Köyü halkı idi.
BaharNine'nin
engellediği camii
Diyanet İşleri Başkanlığı başka
Alevi köylenne camı yaptıımak is-
ler de Bademler'ı düşünmez mi? Bu
konuda farklı tarihlerde 2 kez teşeb-
büs edilir. Bunlardan biri: DP ıkti-
dan döneminde olur. Muhtarlığa
baskı ıle önce bır 'cami yaptırma
dcrneği' kurdurulur Arkasından
Bahar Nine'den cami için arsa satın
alınır Bahar Ninc arsanın cami için
alındığını duyunca doğru muhtarlı-
ğa v ürür \ e "Hüseyin Ağa, o arsaya
cami yapamazsın! Eğer yapmava
kalkarsan önce benim mezarımı >a-
parsın!" der
Bahar Nine'nin ve köylülenn bu
tepkisi karsısında "camı vaptırma
derneği' ' feshedilir. Arsa köy
sandığına kalır. Köye cami yapmaİc
için 2. gınşim. 12 Eylül'den sonra
1983 yılında olur. O yıllarda muh-
tarlık, çalışamaz duruma gelen orta-
okujun onanmını ister. Milli Eğitim
bunu köye cami yapmak şarü ile ka-
bul eder. Muhtar. "Dûşûııdük", di-
yor ve devam ediyor: "..okulda 17
personel ve 50 de çocuk var. Ya okul
kapanacaktı ya da cami de yapıla-
caktı. Bu şartlarda cami yapılmasını
kabul ettik. Neyse ki verilen biitçe ile
ancak okul vapıldı. Camiye para kal-
madı. Cami de > apılamadı."
Kültür Sanat Demeğı Başkanı
Murat Kulaç ve Ozan Yokiaş Ba-
demler'de Alevi geleneğinin zayıfla-
masını; dedelerin olumsuz tavnna
ve Almanya'ya göçe bağbyor.
Bademler'de yıllardır cem ol-
mamasına rağmen Alevi geleneği-
nin cem ayınleri yenne "dem sohbet-
leri"nde sürdüğünü öğrendim.
"Dem ayinleri"de denebilecek bır-
lıkteliklcrde canlar dedesiz bir evde
toplanıyorlar. bağlama eşliğınde
dostluk dolu sohbetlerinı >ıllardır
sürdürüyorlarmış. Bademler'de
ülke ve dünya sorunlannın, Ale-
vilikte tasavvuf, kadın haklan, in-
san haklan, müsahiplik, görgü, cem
vs. gibi konulann konuşulduğu eği-
tim çalışmalanna dönüşmüş dem
dostluklan sürüp gidiyor...
İZMİR HACI BEKTAŞ VELİ KÜLTÜRÜ TANITMA DERNEĞİ BAŞKANI SELAHATTİN OZEL: ...
Alevîler tamlaiklik ve demokrasi îstiyorlarC.ŞENER - Selahattin Be>, önce bi-
ze kendümzi tanıtır mısınız?
S.ÖZEL - 1954 Tokat Artova do-
ğumluyum. Tahsılim ortaokul.
Izmir'de oturuyorum. İkı kızım. bır
oğlumvar.
C.ŞENER - Selahattin Be>, Snas
olaylannı nasıl değeriendirivorsunuz?
S.ÖZEL - Sıvas olaylan ıçın aslı-
nda çok fazla söylenecek bır şey >ok.
Yanı çok net görülen bir tablo. Dün
iiBardar sırf Alevi olduklan için öldürü-
lüyorlardı. Bugün Sıvas'ta demokrat.
laik düşünceyi taşıdığı için yine öldürii-
lüyor. Değışen bir şey yok, dünden bu-
güne baktığımız zaman değışen hiçbir
şey yok. Zihnıyet avnı zihnıyet. Sade-
ce geçmişte devlet resmen bir şeyi des-
teklerdi. Bugün de yıne resmen des-
tekliyor. Bir tarafı tutuyor, bir tarafı
körüklüyor. Yani laraf oluyor. taraf
olmadığını iddia ederek taraf oluyor.
Devlet baba gözüküyor. devlet ana
gözüküyor. Fakat bir tarafta aynm
yapılıyor. Bir tarafı tutuyor. faturayı
da tek taraflı odetmeye çalışıyor
Devlet bütün kurum ve kuruluş-
lanyla bu insanlann üstüne gidiyor. İş
olanaklanndan tutun. resmi kunım-
lanndan tutun, emnıyet camiasından
tutun, ordudan tutun bugün Os-
manlı'dan beri devam eden ahnıvet
hala var. Yani Alevileri devlet tehdit
unsuru görüyor.
C.ŞENER - Bir Alevı önderi olarak,
Ale>i toplumunun taleplerini nasıl de-
ğerlendirivorsunuz? Ale\iler ne istiyor?
S.ÖZEL - Alevilenn bır kimlik" so-
runu var Alevinin ibadeti yasak.
"Cem" yapmak olanağı söz konusu
değıl. Hala serbest falan deniyor. ama
yasalarla önüne geçilmiş Biz resmi bır
cemevi açmaya kalktık, soruşturma
açıldı... 20 mılyon Alevi'nin ibadetıni
ilgilendiren, yaşamı ıle ilgili olan
önündeki ynsa her ne hikmetse kaldı-
nlmıyor.
C.ŞENER - tzmir'de ne kadar cami
var bilivor musunuz?
S.ÖZEL - Tam sayıyı bilemiyorum
ama, herhalde binin üstündedır. Ra-
kam olarak kesin bır rakam vermek
mümkün değıl. Ama tahmm edivo-
rum bir hayli fazla..
Cemevi hala yok
CŞENER - Cemevi var mı?
S.ÖZEL - Cemevi olsa da kaçak,
gizlı. Yanı resmi olarak \ok. Resmi
cemevıni ilk olarak biz açtık Daha
önceden üç sene vürüıtuk. o illegaldı.
yanı gızliydi. Şımdı Karşıyaka'ya
açtık. Savalık soruşturma açtı. Hem
de adını "cem ve kültür evi" koymamı-
za rağmen, yanı vasal bır zorluk çı-
SELAHATTİN ÖZEL. İZMİR HACI BEKTAŞ VELİ DERNEĞİ BAŞKANI. BADEMLER KÖYÜ KAHVESİ
kartılmasın diye sadece bir "cemevi"
veya 'dergah" yazmadık. "Cem ve
kültür evi" dedik. Ama soruşturma
açıldı. Şımdi Aleviliğin böyle bir soru-
nuvar.
Alevilik. kendi içınde cem böyle
olur mu olmaz mı. şudur budur; bu
Alevi'run iç sorunudur. Onu Aleviler
tartışırlar, nasıl ısüyorlarsa öyle ya-
parlar. Ama bugün devlet Alevilerin
cemevleri açmasmı engelliyor.
Zorunlu din dersleri dediğimız
olayda adaın Hanefı dersi veriyor.
Yani din dersi de vermiyor. Din der-
sınde bağımsız olarak tüm dinler ven-
lır. anlatılır. Ve buna da inanç sahibi
olan insan, isterse girer isterse girmez.
En azından din dersi seçmelivdi daha
önce. Şimdi zorunlu hale getirildi. Milli
Eğm'm'e bağlı bir ögretmenin Tann ile
öğrenci arasındaki ilişkiye not vermesi
gibi saçma sapan bir olayla karşılaşıyo-
ruz.. O halde Alevi topluluğun temel-
de kimlik sorununun hallolması
lazım Yani insanlar nasıl Şafiyım dı-
yebiliyorsa, Hambeliyim diyebılıyor-
sa, o ınsanın da Alevi olmasmın doğal
karşılanması gerekiyor.
Onlann da kimlığinın serbest ol-
ması gerekiyor. Çünkü hem toplum-
sal baskı*var: işte gorüyorsunuz, türlü
yalanlan devam ediyor, akla hayale
gelmeyecek şeyler söyleniyor, işte tele-
vızyonda adamın alnının kesilmesi,
yok vara i>ileşır mı iyıleşmez mı, iyile-
şırse.. Yanı akla hayale gelmeyecek if-
tıra. dedıkodu...
Kültürleri tanıyalım
CŞENER - Selahattin Bev sizce
Alevi-Sünni ilişkilerinin nasıl düzenlen-
mesi gerekir?
S.ÖZEL - Kentlıleşmiş. okul gör-
müş, çoluk çoğunu okula gönderen,
biraz daha aklı selim insanlar: Sünni
veya Alevi olsun, onlar arasında böyle
dini inanç ve bir başka fıkir yönünde
çatışma çıkmıvor. Yanı işin içensinde
biraz daha hoşgörünün olması gereki-
yor. Fakat gerek polıtik gerek başka
amaçla kulanmak isteyen insanlar.
olayı daima rotasından çıkarmışlar.
dini ön plana alarak, insanlan bırbir-
leriyle takışır hale getırmişler. Yani bu
hep böyle sürüp gelmış. Şımdı Tür-
kiye'de bakıyoruz. üst katında Sünni
oturuyor, alt katta bilmem kim oturu-
yor. Âma netıcede bir şey oldu mu sen
ona yardım elini uzatıyorsun, o sana
yardım ediyor. Bir tabak yemek veri-
yorsun. o sana veriyor. Çocuklar, aynı
okulda okuyor. A>TVI mahallede oyun
oynuyor. Yani çağin da getirdıği bazı
çağdaş yapılanmalar. yenilenmelçrle
insanlar yavaş yavaş geçmişteki o tu-
tucu yapıyı bir yana bırakmaya başlı-
yor. Bu ılişkilerde dahi genellikle ka-
bullenilemeyen taraf, Alevı topluluğu
Çok iyı. çok güzel, her şev ıvı gidiyor.
Ne zaman ki bunun ayn olduğu öğre-
niliyor, işte o zaman ortaya bir
yıldmm düşüyor, ortabk bir anda bu-
lanıyor. Çoğu yerde Aleviler. Alevılı-
ğinı gizleyerek insanlarla dıyaloğunu
sürdünrıek zorunluluğuna girıyor.
Alevi ile Sünni ilişkisındc. Sünninin
Sünniliği Alevi'de bir şok > aratmıvor.
Yani evine geliyor. ocağına gelivor. Ge-
nel yapıda bu böyle... Alevilerin muhab-
bet cemi var. Herkesi almadıkları cem
de var. Ama bunun dışında bir sürii; "ta-
vuk cemı". "'görme cemı" "muhabbet
cemi" gibi cemleri de var. Bu cemlere
bir Sünni de ailesini alıp ve> a tek başına
gidebilir, sonı sorabilir, konuşabilir.
Gerekirse dedeye hakaret bıle edebilir
Bu insan hoşgörülür, bırcezaya uğra-
maz. Ama aynı şekilde bır Alevi arka-
daş, istediği kadar çocukluk arkadaşı
olsun, o arkadaşı kendısini kendı top-
lumuna, onlann içerisine götürdüğün-
de, onun Alevi olduğu öğrenildıği
anda, başına gelmeyecek bir şey kal-
maz. Bugüne kadarki yaşam bize bun-
lan gösterdı. Bıreysel olarak çok de-
ğerli arkadaşlanmız var. İçimize gelir
gider. benim evime geldiğı zaman be-
nim annem boynuna sanlmıştır. "yav-
rum hoş geklin" diye öpmüştür. Ben
gittiğim zaman, annesi elini ver-
memiştir, kansı elini vermemiştır. Za-
man ıçerisinde onunla bizim birlikteli-
ğimiz sonucunda o insanlar bugün be-
nim boynuma sanlıyorlar. Demek ki
akıl. mantık, bilhassa sevgi olmadığı
yerde hıçbır şev vok. Ne -\llah. ne dın.
Sevgi olmayınca hiçbir şey olmaz.
'Diyanete herkes karşı'
CŞENER - Selahattin Be>, Di> anet
İşleri Başkanlığı hakkında neler düşü-
nüvorsunuz?
S.ÖZEL - Çok olumlu örnekler
\erdi diyemeyız Bugünkü yapıyı ge-
rek devletin ve yasalann, gerek Diya-
net'ın tutumu getıriyor Sonuçta Dı-
yanet devlete bağlı bır kuruluştur.
Öradan alacağı talımatla, bellı konu-
larda biraz daha fikır değıştırebilif,
v ön değiştırebilir. Ama neticede tama-
men değışemez. mümkün değil. Bugü-
ne kadar getirdıği, yaptığı olavlara
baktığımızda. burada Dıvanet'ın bü-
yük rolü var. Sadece belli bır dönemde
bir başkamn biraz daha ıyıruyeth ol-
ması. veva fetvalannda, konuşmâlan-
nda bıraz daha üslubunu ıyı kullan-
ması. meseleyı çözmüyor. Zaten o tür
insanı da fazla banndıımıyor, gorev-
den ahyorlar. Bugün Diyanet'i Alevi
toplumu da, şeriatçı v e yobaz dediğimiz
kesim de istemiyor. İlii grup da karşı
olmasına rağmen, aralannda korkunc
bir farklılık var. Karşı çıkışlarındaki
gerekçelerinde bu fark.. Birisi, şeriata
gidebilmek için Diyanet tam istediği-
miz gibi değil diyor. Diyanet bunun için
kalkmalı. ömimüz serbest kalmalı di-
yor. Bu anlamda Diyanet'e karşı.. Ale-
viler ise laik sistem içinde inanç özgür-
lüğümüz olmah diyor. Biz 700-800
yıldır Anadolu'da dedelerimıze laik
bır şekilde paralanmızı ödüyoruz. Sız
de imamlannıza. mollalannıza kendi-
ruz ödeyın; devletten öyle bir para ta-
lep etmeyin. biz de etmeyelim. Devlet.
okul. hastane. baraj, yol. su. falan gibi
şeyler yapsın. Şimdi Diyanet bütçesi-
ne bırkaç bakanlığın bütçesınden çok
para konuyor. Yeni çıkanlan Diyanet
Yasası ıle alacağı işçisıne kadar; o çev-
rede dındar biünecektir, şudur budur
gibi şartlar getinyor. Diyanet'i kamu
kuruluşlan, belediyeler de sübvanse
edecektir: yani 4-5 trilyonluk bütçe
ıkiye katlanacaktır. Dığer tarafta 22
miîyon Alevi'nin cemevi yasak, cem
tutması yasak, şusu yasaİc. busu ya-
sak. Toplumsal banşı nasıl sağlaya-
caksınız?
AlevUikte milliyetçilik yoktur
CŞENER -Alevi aydını olarak Kürt
sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz?
S.ÖZEL - Türkıye'de Kurt kardeş-
lerimız de insan olarak kendi dillerin-
de konuşacaktır. Gelenek ve görenek-
lerinı yenne getıreceklerdır Bu gayet
doğaldır. Ancak bugun Kürt'ü ile
Türk'ü ile Çerkez'ı ile Laz'ı ortak sı-
nırlar ıçerisinde bırdevletımiz var. Bu
sırf Künlerin, Türklerin. Çerkezlenn.
Lazlann devletı değıl. hepimızin
devietı. Adı konmuş, Türkrye Cum-
huriyetı Devleti denmış. Önemli olan
devlet sınırlan içensinde, dostça-kar-
deşçe isteklerimizi, haklanmıa da
yıne aynı koruyarak. bır arada yaşa-
mamızdır. Buna engel olan etkenler
kalkmalıdtr Bu yeni değil. Neden yeni
değil? Gecmişe bakıyoruz. Bu zihni-
yeüer yeni değıl Bugün ben bır Alevi
olarak Kürtlere karşı en ufak bır art-
niyet duşünmüyorum. Ama şımdi
bakıyonım. o insanlar benim için ne
düşünüyor? Biz kimden gelirse gelsın.
katliamlan lanetleriz. Çünkü Alevilik
kör mılliyetçiliği, ırkçıbğı, şpvenızmi
kabullenemez.
C.ŞENER - Aleviler nasıl bir dünya
istiyor? Aleviler nasıl bir Türkiye isti-
yor sizce?
S.ÖZEL - Aleviler Türkıye'de her-
kesin inanç özgürlüğünün olduğu,
bırbirine müdahalenin bulunmadığı.
dostça ve kardeşçe. huzur içinde yaşa-
yabileceklen. her şeylerini paylaşa-
bılecekleri bır memleket istiyorlar.
Alevilerin istediği bu. Yanı laiklığin.
demokrasinın gereğinı istıy orlar. Yani
bunun lafta değil, icraatta olmasını is-
ıyorlar. Ve bugüne kadar da bu yolda
mucadele ettıler, hala da edıy orlar.
Alevilerin başka istediği bır şey yok.
Yani Aleviler bir Alevı devleti kurul-
sun falan istemıyorlar. AkvileT bakm
tutucu olmadıklannı, bağnaz olmadık-
larını gösterdiler. Tutucu olsalardı. o
partinin tabanı (yani 80 öncesinin Bir-
lik Partisi) çok geniş olurdu. Yani bu-
gün en az 20 milyon .\levi v ar ve herhal-
de de Türkiye'nin bir numaralı partisi
olurdu o parti.. Demek kı böyle tutu-
culuklan, bağnazlıklan: yani işte ne
bileyim. ille Alevilik olacak. ille insan-
lar böyle düşünecek gibi bağnazca yo-
rumlan yok. İnsanın düşüncesine
saygılı, hoşgören, buna karşın sadece,
karşısındakinin de kendisıni hoşgör-
mesini isteyen bir yapı. İstediği bu.
Eğer bu sağlanırsa, Turkıye'de adalet,
toplumsal huzur, toplumsal banş ken-
diliğinden gelir. O zaman senin bu dü-
şünceye sahip olan Kürt'ün de Türk'-
ün de nıye kavga etsın? Dili serbest,
geleneğı serbest. göreneğı serbest, tar-
lada beraber çalışıyoruz. Bodrum'da
denize beraber giriyoruz. Bunlan ver-
mezsenız, şımdi Bodrum'da beraber
denize gıremeyeceğiz. Bu ayınm niye?
Düne kadar kardeşçe yaşamadık mı?.
Bunlann yakalanması lazım. Türki-
ye'de devletten bu haklan alabılmek
için Alevi toplumunun, aydınlann,
demokratlannderlenıp toparlanıp bir
merkezı sısteme gjtmelen lazım.
SÜRECEK