Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24AĞUSTOS1993SAU
12 DIZIYAZI
Kaduı eşitfiğinpeşinde-7-
T " X oğumu 1940 ile
m 1 1950 arasında bir
ğ M yerlerde olmalı.
- * - > r
Belki bir kez. belki
birkaç kez evlendi. boşandı.
Evli kalmaya karar verdiğin-
de. sebat edeni de çıktı. Ama
ne badireler atîatıldıî...
tyi eğitim görmüştür. Ülke
ve dünya işlerinden ve daha
birçok şeyden anlar. Çok
okumuştur, hala da okur...
Belki bazen de yazar. Bir ya
da birkaç dil bilir. Giyimi
zevklıdir. Bir yerde üreten ya
da yönetendır. Kadınlarla ar-
kadaşlığı kadar erkeklerle de
dostluğu ıçtendir. Bazen ona
"Erkek kandır" derler. Ama
kadın gıbı kadındır da üstclik.
Erkekler onu çok sever, çok
takdir ederler. Büyük olasıb-
kla bir otomobili vardır. Ara-
da bir seyahatlere çıkar. Ev-
liyse hala, eşiyle; bekarlığı seç-
Tanıdınızmı?
1980'lerin
kadınlarından bir
tanesinibüe
hatırlamadınız mı?
Çevrenize bakının,
mutlaka
göreceksiniz. Belki
de orada, aynada
bulacaksınız.
mişse dost onamında ya da
bir sevgilıyle. Evlilik şart de-
ğildir.Evbİiği sürdüreni ise er-
keğiyle saygılı, sevgılı bir ikşki
içindedir, çoğunlukla erkeğini
en iyi dostu bellemiştir. Erkek
mecbslerinde ya da herhangi
bir mecliste sözü sohbeti din-
lenir. Kimileri televizyon ek-
rarunda sık sık boy gösterir.
Kadın olduğunun farkında,
arna bundan şika)'etçi değil-
dir. Ağlayıp sızladığı ak gö-
rûlmemiştir. Savaşır da, sa-
vaşçıymış gibi yapmaz.
Tanıdınız mı? 1980'lerin
kadınlanndan bir tanesini
bile haürlamadıruz mı? Çev-
renize bakının, m u t K g f V
ceksıniz. Belki de orada, ay-
nada bulacaksınız. Bu kadı-
nlar, dünya standartlannın
peşindeydiler. Hala da öyle-
ler. kimi iddialı dergiler
çıkardı, kimi üniversite kürsü-
CariyeliktenHanımefendilıge
Kodının
Güncesi
Hazırlayan: ZEYNEP AVCI
lann anahtariannı kaybetmiş-
ler, dolap kapılan kınhp cüppe-
ler çıkanldı. Ve bızler, Onuncu
Yıl Bayramı"ru içımiz gururla
kabararak seyrettik."
Nezahat Göreli, ilk hakim
kadınlardan. ("Türk Soropti-
misti Melahat Ruacan".Soropti-
mistler Demeği Yavını. 1974).
"Arkadaşlanmız tıraş olmadan
sınıfa girdiklerinde ben, 'Bugün
saçımı taramak ıstemiyorum'di-
yordum. Özıirdiliyorlardı. Belki
de biz olmasak. kendi aralannda
tıraş olmadan yaşayacaklardı...
Saçlanmızı boyamak yasaktı.
Kulak memesı hizasında ola-
caktı. Gözlerinize hafif bir mak-
yaj yapabilirdiniz. Dudaklar ren-
di renginde olacak. Kupkuru
insan da olmaz... Cumartesı-
pazar, evimde süslü şeyler
giyiyordum tabii.." Asimet Ka-
rahasan. Hava HarpOkulu'nun
ilk kadın mezunlanndan, 1955'-
den 1960"a dek abnan 25 kadın
Türkiye 'nin
kadınları bir
zamanlar dünyaya
gözleriniaçmışlar,
"Btdevarız"
demişlerdi.
Sonra, "Biz
bunîanda
yaparız" demeye
kovuldular.
lerinde yüzlerce insan yetiştirdi. kimi sanat ya-
şamında söz sahibı oldu, kimi Türkiye'yi ulusla-
rarası boyutta sık sık temsil etti... Şimdi, Tür-
kiye'nin Başbakanı ve hükümetin bir bakaru
kadın ya... Arkalannda yüzbinlerce faal, an gibi
çalışan kadın ve daha arkalannda koca bir geç-
miş var.
Türkiye'nin kadınlan bir zamanlar dünyaya
gözlerini açmışlar, "Biz de vanz" demişlerdi.
Sonra, "Biz bunlan da yapanz" demeye koyul-
dular. Ardından, "Hadi bakalım. bunlan da,
bunlan da, bunlan da yapın" denildi. önlerine
yasalarkonuldu, ellerine haklar venldi. Yaptılar
bitirdiler, arkasmı geürdiler, ama bir de bakülar
ki, arpa boyu yol gidilmiş bir yandan da... Niye
mi? Çünkü Türkiye'de kadınlar hala dayak yi-
yor. "Onu terkettikten bir yıl sonra sokakta beni
dövdü. Minibüse binerken yakaladı, kolumdan
çekip indirdi ve caddenin ortasında dövdü benı.
Bu dayak nedeniyle dava açtun. Hakım. *Senin
kocan bu... Seni eve götürmeye çabşıyor' dedı ve
beraatine karar verdi..." (Fib'z, 27 yaşında, hem-
şire). "... olaylann sırasmı tam söyleyemeyece-
ğim. Sadece gözlüğümün yüzüme gelen bir to-
katla fırlayıp kınldığmı. bağnşmalan, çocuk-
lanmın (kıâm 14, oğlum 17 yaşında) kendilerinı
bana siper edip babalanna hakim olmaya
çalıştıklannı hatırbyorum...Beni köşeye itmiş,
yüzümü tokaüıyor ve oğluma, 'Bak anneni dö-
vüyorum, hadi birşey yapsana!' diyordu. Oğlu-
mun yüzünü görüyordum. Öyle çaresiz ve bit-
kindi ki... Sonra her şey bitti ve biz eşyalanmızı
toplayıp evden çıkıp gittik" (Fatma, 44 yaşında,
20 yılİık evli, eğitimci). Bu örnekler o kadar fazla
ki, kadınlann sığmma evlerine almarak konın-
malan, çoğunlukla ekonomik ve toplumsal ne-
denlerie dayağa rağmen birlikte oturmayı sür-
dürdükleri erkeklere kesın "yapamazsm" diye-
bilmeleri sağlanmaya çalışılıyor bu günlerde.
Yine de biz. Türk kadınını bugüne getiren ilk
hanımlara dönüyor ve son sözü yine onlara bı-
rakıyoruz.
tlk Kadınlardan Anılar: "Hastane gemisinde
çabşıyordum. Muhtelif milletlere mahsus yaralı-
lar vardı. Hepsi kendi dilleriyle sayıkbyorlardı.
Yan yana yatan, muhtelif dillerde konuşan ya-
ralılar inlerken bana aynı kelimeyi söylüyorlardı:
Anne." Safıye Hüseyin. Balkan Savaşı'ndan
itibaren meslek hayaüna giren ilk kadın
hastabakıcı (Yedigün, Hıkmet Feridun Es. Ha-
ziran, 1935). "Türkiye'de anne olan ve çalışan
kadının hayaü çok zor. Bana her zaman annem
ve eşim yardım ettiler. ilmi çalışmalanm için des-
tekçim oldular. Yoksa çocuklanm nasıl büyür-
lerdir
Prof. Nüzhet Gökdoğan, ilk kadın astronomi
profesörü, bölüm başkanı, üniversite senato
üyesi (Müliyet gazetesi, Pınar Türenç, Aralık
1984). "İşçi arkadaşlanm beni seviyorlardı. On-
Iann sadece iş sorunlanyla değil, aile sorunlany-
la da ilgileniyordum. Ancak beni işveren yadı-
rgadı. Bir kadınla pazarlıja oturmak onlara zor
geldi." Fahriye Tamer, ilk kadın sendika baş-
kanı (Milliyet Gaz. Elvan Feyzioğlu, 1984).
"O sıralarda 5-6 petrol mühendisi ilah gıbiydi-
ler. Ben Batmana gittiğimde ışler değişti. Hatta
Dun toplantıda birinc j^^^.y >uzünü açtım.
"Bak evladım. ne güzel ağzın burnun var; bunlan
neden kapaüyorsun?' dedim. Cevap yok. Yine
yüzünü örttü." Süreyya Ağaoğlu. ilk kadın avu-
kat, İstanbul Hukuk Fakültesi'ne yazılan ilk kız
öğrencı. (Milliyet gazetesi, Özcan Ercan).
"Dogu'dan sakalb şeyhler vardı içimizde.
Kadının elını bıle tutmazlardı. Kımine göre.
kadın eh sıkmak abdest bozardı. Hepsine uy-
dum. sa>gı gösterdim, elımi vermedim. Recep
Bey (Peker). 'Siz kadın milletvekilleri Meclis'te
nazım rolü oynadınız" derdı. Çok ağırbaşbydık.
Tertiplı, düzenliydik. Erkekler de bıze bakarak
her sabah sakal tıraşı olurlar. giyimlerine dıkkat
ederlerdi.... Benim için en büyük olaylar, İzmir'-
ın Yunan işgabvle Atatürk'ün ölüm günüdür.
Kızımı doğurduğum gün bile öyle duygulan-
''Çarşafgiymiyordum... Hukuk fakülîesinde erkekler4e beraber
okumaya başlayınca başıma beregibibirşey takmaya başladım. Bir
gün derste çoksıkılınca başımdan çıkarıverdim. Erkek talebelerden
biri, 'Başınıaçmal'diyeseslendi.Bende, 'Başımıaçıyorum.Sen
bana bakma' deyiverdim.
(Batmanb) biri, arkadaşlanmdan birine, 'Be-
yim, biz de petrol mühendisliğıni zor birşey sanı-
yorduk" demiş. Erkek arkadaşlanm-bana, "değe-
nmizi düşürdün' diye takılıyorlardı." Halide
Ural Türktan, Türkiye'nin ve dünyanın ilk
kadın petrol mühendisi. (Milliyet gazetesi, Nes-
rinTurhan, 1984).
"Çarşafgiymiyordum... Hukuk fakültesınde
erkeklerle beraber okumaya başlayınca başıma
bere gibi birşey takmaya başladım. Bir gün ders-
te çok sıkılınc^ başımdan çıkanverdim. Erkek
talebelerden biri, 'Başım acma!' diye seslendi.
Ben de, 'Başımı açıyorum. Sen bana bakma' de-
yiverdim. Bizımreaksiyonlanmızböyleydi.17-18
yaşındaki kızlar. memlcket düşman istilası altı-
ndayken bu gibi şçylerle uğraşıyor. reaksiyon-
lanmızla mücadele verip sesimizi duyurmaya
çalışıyorduk. Ve biz bütün bunlan 70 yıl evvel
yapıyorduk. Şimdi bugünkü hadiselere bakıyo-
rum ve inanın çok şaşınyorum. Çocuk yaşta
kızlar ağzmı kapaüyor. burnunu kapaüyor.
madım. Zaten gızb doğum yapmjştHn. Milletve-
kilı kadının doğurması meseleydi o zaman. İlk
hamile kalan bendim. Yılbk ızinleri toplayıp ra-
por alarak, kimseye belli etmeden İstanbul'da,
evimde doğurdum. Dönünce erkekler inan-
madılar. Başka da çocuk istemedim, çok zordu
çünkü. Milletvekili ıken evlendim. Kocam an-
layışbydı..." Beral Ankan, 1935 yıbnda
TBMM'ye gıren ilk 18 kadın milletvekilinden
biri. (Milliyet Gaz. Pınar Türenç, Kasım 1984).
•'Güzeü hep sevdım, güzel obnaya çabştım. Sü-
sümü püsümü hiç ihmal etmedim. Bozuk saçla
hiçbir zaman dolaşmadım.'"
Bedia Muvahhit, ilk kadın tıyatro sanatçılan-
ndan, beyazperdede ilk görünen kadınlardan.
(Milliyet gazetesi. Pınar Türenç, Arabk 1984).
"Cumhuriyet'in Onuncu Yıb'ydı. Protokol biz-
leri unutmuş. Bunu duyan Atatürk müthiş
kızmış. "Çabuk gidip hakim hanımlan bulun,
özür dileyin. Hemen cüppelenyle gelsinler' de-
miş. Bizleri aceleyle buldular. Telaştan dolap-
subaydan biri. havacı albay.
(Cumhunyet gazetesi. Serpil
Gündüz, Ekim 1990).
"Kadının ev ve anneük görev-
leri vardır Pobtikaya atılan er-
kek çocuğunun yetiştırilmesi ve
evin bakımını kansına bırakır.
Ama bir kadın aynı şeyi yapa-
maz. Benim kocam beni daima
desteklemiştır. Ama bu desteğe
rağmen, evle ve çocuğumun
dersleriyle benim meşgul olmam
gerekmiştir. Aynca. ben kendim
hissetmedim, ama kadının pob-
tikada kendim kabul ettırmesi-
nın daha zor olduğunu düşüne-
bibyorum. Somut olarak bir
zorluğa rastladım diyemem,
ama o kanıdayım ki bir erkek
olarak kendinizi daha kolay ka-
bul ettirirsmiz." Behice Boran.
ilk siyasal parti kadın genel baş-
kanı.
Bu dizi hazırlanırken çabşma-
lanndan yararlandığım araştı-
rmaalar. yazarlar, kurumlar ve yapıtlan: Ağa-
oğlu. Sürewa "Bir Ömür Böyle Geçti" Aeaoğlu
Yayınevi, İ984-Arat, Yeşim "1980'lerTürkiye'-
sinde Kadın Hareketi: Liberal Kemabzm'in Ra-
dıkal L'zantısı". Toplum ve Bilim dergisi, sayı: 53,
1991 - Birsel. Salah "İstanbul'un Gızli Tarihi"
Milliyet gazetesi, Ocak 1983 - Çakır. Serpil "II.
Meşrutiyefte Osmanb Kadın Harekeu ve Kadı-
nlar Dünyası Dergisi" (Doktora Tezi - İstanbul
Üniversıtesi Sosyal BıbmJer Enstitüsü), 1991 - İle-
ri, Rasih Nuri "Suat Derviş-Saadet Bataner" Ta-
rih ve Toplum dergisi - İnan, Afet "Tarih Boyun-
ca Türk Kadınının Hak ve Görevleri" Milli Eği-
tim Basımevi, Atatürk Kitaplan Dizisi-3, 1982 -
Kızıltan. Mübecoe! "Öncü Bir Kadın Yazar: Fat-
ma Abye Hanım". Journal of Turkish Studiei,
HarvardUnıversity. 1990. Vol: 14-Sirman, Nük-
het "Feminism in Turkey. A Short History".
New Perspecüves in Turkey, Fall 1989, 3(1) -
Taşkıran, Tezer "Cumhuriyet'in 50. yılında Türk
Kadın Haklan" Başbakanbk Kültür Müste-
şarbğı, Cumhunyet'in 50. Yıldönümü Yayınlan -
5, 1973 - Tekeli/Şirin "Kadınlar ve Siyasal Top-
lumsal Hayat" Birikim Yayınlan, 1982 - Toros,
Taha "Safıye Ali", Skybfe dergisi, Temmuz 1993
- "Atatürk'ten Bugüne Türk Kadını ve Sorun-
lan", Derleyen: Madde Alpan. Türk Hukukçu
Kadınlar Derneğj. 1984 - "Türkiye'de Kadın Ol-
gusu" Yayına Hazırlayan : Necla Arat. Kadın
Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi ve
Say Yayınlan, 1992 - "Kadın Bakışı Açısından
198O'le • Türkiye'sinde Kadın" Yayına Hazırla-
yan: Şirin Tekeb, İletışim Yayınlan - Tercüman
Kadın AnsikJopedisı, II. Cılt - "Bağır Herkes
Duysun". Dayağa Karşı Dayaruşma Kampan-
yası. Kadın Çevresi Yayınlan, 1988 - "Türk Top-
lumunda Kadın", Derleyen: Nermin Abadan
Unat, Araştırma. Eğitim, Ekin Yayınlan ve Türk
Sosyal Bilimler Dernegi, 1982 - "'VVomen, Family
and Social Change" (Antoloji) Edited by: Fer-
hunde Özbay, Türk Sosyal Bilimler Demeği ışbir-
bğiyle - "Somut" gazetesi (Kadm sayfalan) Çah-
şmp boyunca desteklerini esirgemeyen Kadın
Eserleri Kütüphanesı ve Bilgi Merkezi, Tarih
Vakfı Bilgi-Belge Merkezi, Atatürk Kitapbğı, Sn.
Ayşe Erzen. Sn. Şirin Tekeli ve Sn. Zehra Toska'-
ya teşekkür ederim.
Bİ'ITl
Türk kadınının yasamından bazı tarihler
1975 İlerici Kadınlar Derneği (İKD) kuruhhı.
1975 Ankara'da 27 kadın örgütünün kaiıldığı
bir toplantı sonucu, kadınlar Kadın Yılı nede-
niyleMrbildiriyayınladıLır ve llmaddeden
oluşan taleplerini açıkladtlar.
1976 Kadınlann Sesigazetesi (İKD) yayınlan-
maya başladı.
1976 İlerici Kadınlar Derneği Kreş
Kampanyası başlatiı.
19768 Mart Kadınlar Günü Türkiye'de ilk kez
İKD öncülüğünde kutlaıuh.
1978 Prof.\ermin Abadan Unat, kadın
sorununa eğilen " Türk Toplumunda Kadın"
kitafunıyayınlacb.
1978 Kadınca Dergisi Duygu Asena
yönetimindeyayın hayatına başladı.
1981 İlerici kadınlar DerneğikapatıUh ve
yönetkilerihakkında soruşturma açdarak bir
kısnv tutuklandı.
1982 YAZKO ( Yazarlar Kooperatifi) tarafindan
İstanbul'da bir Kadın Sempozyumu düzenlendi ve
kamuoyu önündefeminist fikirler savunuldu.
1982 ilk kadın büyükelçi, Filiz Dinçmen
Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliğine atandı.
1983 Haftaük YAZKO Somut dergisinde sürekli
bir kadın sayfası açılarak kadın haklan
savunucusuhaduıyazarlarutfikirlerineyer veriM.
19832827sayıhKürtaj Yasası TBMM'dekabul
edildi.
1983 İstanbul'da "ücretli ve ücretsiz çalışan ka-
dınlann emeğini değerlendirmek " amacıyla Kadm
Çevresiadlı şirket huruldu.
1984 İstanbul'da Kadın Çevresi Kitap Klübü
kuruldu.
1986 Türkiye, Kadudara Karşı Her Türlü
Aymmahğa Karşı Uluslararası Sözleşnte'yi
onayladı.
1987 Feminist Dergisiyayınlanmaya başladı.
1987 Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışmayürüyüşü
gerçekleştirtSler.
1987 Ayunmahğa Karşı Kadın Derneğikuruldu.
1988 Sosyah'st Feminist Kaktüs Dergisi
yayınlanmaya başlandı.
1989 Ankara'da I.Feminist Hafta Sonu topkmtısı
yapıldı.
1989 Ankara'da Kadm DayantşmaDerneği
kuruldu.
1989 İstanbul'da I.Kadın Kuruhayı toplandı.
1989 Çinsel Tacize Hayır Kampanyası başlatddı.
1989 İstanbul'da Bakırköy ve Şişb' Belediyekri
Kadın Sığmma Evleriaçtılar.
1990 Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kuruldu.
1990 SHP kadınlar için kota uygulamasım başlattı.
1990 Kadm Eserleri Kütüphanesi ve BilgiSierkezi,
İstanbul Büyükşehir Belediyesidesteğiyle İstanbul'-
da açıldı.
1990 Kadın örgütkrinin taleplerisonucu, Türk Ceza
Kanunu'nun (tecavüze uğrayan kadınınfahişe
olması hah'nde ceza indvrimöngören) 438inci
maddesikaldmldı ve MedeniKanunu'nun
(kadının çahşmasım kocanın izninebağlayan)
159. maddesi iptaledildi.
1990 İstanbul Cniresitesi Rektö.iüğüne doğrudan
bağb olarak Kadm Sorunlan Araştırma ve
Uygulama Merkezi kuruldu ve çeşitHbititn
daUarının işbirüğiyle Türkiye'deilk kez
disiplinlerarası bir "Kadm Araşttrmalart Yüksek
LJsans Prograrnı" başlatddı.
1990 Ankara İlahiyat Fakühesi'ninilk kadm
profesörlerinden, kadın ve laiklik üzerine
çahşmalan olan Bahriye üçok, hombaa bir
suikast sonucuöldürülü.
1993 Medeni Kanun 'un kabulünün 60. yılmda
kadm örgütlerince toplanan 100.000kadının
imzasıyla MecSs'e dUekçe verildi ve Medeni
Kanun 'da kadın-erkek eşitliğiniengelleyen aile
hukukunailişkin maddelerindeğiştirilmesiistendi.
1993 İlk kez bir kadın basbakan, Tansv Çiller,
DYP-SHP koalisyon hükümetinin başmageçti.
AIVKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Atatürk'e Sövmeselen
Olmaz mı?Anlatacağım olay, 1950'lerde geçer Demokrat Parti
iktidara geçmıştir DP'nin Samsun Milletvekili Hasan
Fehmi Ustaoğlu, Samsun'da çıkan bir gazetede, Ata-
türfc'e ağır sövgülerle dolu bir yazı yayımlar. Buna karşı-
lık Cumhuriyet'te, DP milletvekiline ağır bir yanıt verilir.
DP Milletvekili Hasan Fehmi Ustaoğlu, Cumhuriyet'i
mankemeye verir. Cumhuriyet'in yazı ışleri yönetmeni o
zaman Cevat Fehmi Başkut, polis adliye muhabiri de
Feyyaz Tokar. Hasan Fehmi Ustaoğlu'nun savunmanla-
rı Bekir Berfc'le İsmet Tümtörfc!
Cumhuriyet'in sahibi. başyazarı NadirNadi. büyük bir
heyecana kapılır:
- 8u davayı kaybedersek Atatürk mahkûm olacak. Ata-
türk'e hakaret meşru olacak Cumhunyet rejimi mah-
kûm olmuş sayılacak Cumhunyet gazetesinin kişiliğin-
de..
Cumhuriyetçiler. o zaman doçent olan Sulhi Dönme-
zer'e başvururlar, Cumhuriyet'in savunmasını alması
için. Sulhi Dönmezer, yazıyı okur:
- Cumhuriyet'te çıkan yazıda suç var, bundan mah-
kum olursunuz! diye düşüncesini bildirır. Cumhuriyetçi-
ler:
- Biz bu işi Apaydınlara soralım, Burhan/a Ortıan
Apaydın'a derler. Cevat Fehmi Başkut'la Feyyaz Tokar,
Apaydın kardeşlere giderler, "Cumhuriyet'in savun-
manlığını alır mısınız?" diye sorarlar. Nadir Nadi, olayı
titizlikle izlemektedir. Apaydın kardeşler, bu konudaki
tüm yayınları getirtirler, incelerler.
- Davayı alıyoruz! derler.
Duruşma, Yenı Postane'nin üstkatında yapılmaktadır.
Burhan Apaydın ilk duruşmada, ilginç bir konuşma ya-
par; konuşmasının bir yerinde özetle şöyle der:
- Bu memlekette, soluduğumuz havayı Allah tan son-
ra, Atatürk'e borçluyuz. Şu topraklar üzerinde soluk alı-
yorsak, bunu Allah'tan sonra Atatürk'e borçluyuz. Böyle
bir davada, Atatürk'e hakarete kalkışana hakaret etmek
suç teşkıl etmez!
Burhan Apaydın'ın anlattığına göre, dinleyiciler tıklım
nklım mahkeme salonunu doldurmuşlar, kalabalık mer-
divenlere dek inmiştir. Salonda hem Atatürkçüler, hem
de gericiler vardır. Gericiler her yerde olduğu gibi daha
baskındırlar. Bırincı Şube'den polisler salonda güvenlik
önlemlerini almışlardır. Burhan Apaydın konuşmasını
yaparken, önce "yurTsesleri yükselir. Burhan Apaydın,
konuşmasını sürdürür:
- Eğer Atatürk bu ülkeye bağımsızlık kazandırmamış
olsaydı, bugün Islam dini Türkiye'de uygulanabilir miy-
di? Inanç sahibi insanlar özgurce camilere gidebilirler
miydi? Oruçlarını tutup namazlannı kılabilirler miydi?
Bu kez, Hasan Fehmi Ustaoğlu'nun yandaşı dinleyici-
ler de Apaydm'ı alkışlamaya başlarlar.
Ardından yargıç, Cumhuriyet gazetesiyle ilgili olarak
"aklama "kararını verir. Haber, Cumhuriyet'te manşet-
ten yayımlanır. Burhan Apaydın, bunu bana 1991'de
Edirnekapı gömütlüğünde, Nadir Nadi toprağa verildiği
gün anlatmıştı. "Atatürk'ehakaretedenehakaretedilir'-
Mii özeti...
Nadir Nadi, 1946-1950 arasında da mahkemelere çağ-
rılır, Nadir Nadi, bunu da şöyle anlatır "Perde Aralığın-
dan"adlı yapıtında:
"... O sıralarda gazetenin sahibi göründüğüm için ya-
kından biiiyorum, dört yıl içinde Cumhuriyet aleyhine
çeşitli vesilelerle tam dokuz dava açıldı ve ben davalı sı-
fatıyta, en az kırk kere yargıç karşısmda boy göstermek
zorunda kaldım. Ortalama ayda bir, eski adliyenin bu-
lunduğu postaneye gidiyor, kan ter içinde son kata ttr-
manıyordum. Kendimi avutmak için merdiven basa-
maklannı bir bir sayardım yukan çıkarken. Ezberlemiş-
tim basamakların sayısını. Doksan iki dedim mi, nefes
nefese bir 'oh' çeker, Asliye Ceza Mahkemesi'nin önün-
de sıramı beklemeye giderdim. Hepsi beraatle sonuçla-
nan bu davaların çoğu, gönderilen cevabı geç yayınla-
mak, Cumhurbaşkanına saygısızlıkta bulunmak, gerçe-
ğe aykırı haberlere gazetede yer vermek gibi pestenki-
râni konularla ilgili idi. Yazıişleri müdürünün bu suçla-
n(!) önlemesine imkan yoktu. O hükum giyse idi, ben de
gazete sahibi olarak boylayacaktım cezaevını..."
Nadir Nadi'den açtım, onunla bitireyim yazıyı; "Ben
Atatürkçü Değilim" adlı yapıtında geçen bir yazı; şöyle
diyor bir yerde:
"Her şeyi yanlış anlıyoruz. Yanlış anladığımız için de
uygulamalanmız ters ve sakat oluyor.
Şu laiklik ilkesini ele alalım. Ne diyor yobaz:
- Bu millelin yüzde doksan dokuzu Müslümandır, geri
kalan yüzde birin lafı mı olur7
Oysa, bu düşüncenin tam tersine, laiklik, yüzde bir de
olsa, bindebir de olsa vatandaşın dinselinançlarına ezi-
ci çoğunluk tarafindan saygı gösterilmesini emreder.
Batı'da Vottaire 'den beri gelişen bu temel ilke oralarda
öylesine kök salmıştır ki bugün resmen laikliği kabul et-
memiş ülkelerde bile vicdan özgürluğü artık tartışma
konusu olmaktan çıkmıştır. Örneğin İngiltere laik değil-
dir. Ingiltere Kralliğı'nın tacını başında taşıyankişi, aynı
zamanda Anglikan Kilisesi'nin de başıdır.
Laiklik iikesine paralel olarak biz demokrasiyi yanlış
anlıyor, ters uyguluyoruz. Çıkarcı yobaza sorunuz:
- Demokrasi çoğunluğun iradesidir, diye kesip atacak-
tır. Evet, öyledir ama azınlığın temel haklarına saygılı
olmakşartı ile...
... Laikliği ters anladığımız, demokrasiyi de 'iktidar
uğruna devrimler feda olsun' zihniyeti ile uyguladığımız
sürece biz daha bir hayli bocalayacağa benzeriz."
BULMACA
1 2 3SOLDAN SAĞA:
1/ Osmanlı ordusunda
yüzbaşı ile binbaşı arasın-
da yer alan rütbe. 2/Algı-
lanan nesnelenn temel
niteb'ği... Asker. 3/ Bal
peteği... Arap abecesinde
bir harf. 4/ Hububat to-
zu... Tokat'ın bir ilçesı. 5/
Doğu Anadolu'da çift sü-
rülürken hep bir ağızdan
söylenen türkü. 6/ Anla-
ma yeteneği... Süslü. 7/
Soysuz. dejenere... Ahmet
Adnan Savgun'un üç per-
delik operası. 8/ "Adet budur en
sonra gelir bezme — " . . . Yapısına
girdıği sözcüğe "iki, çift" anlamı
katan yabancı önek. 9/ Evren...
"Sana ibret gerek ise Gel göresin
bu —"len" (Yunus Emre).
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Padışah ve devlet ileri gelenlen-
nın seferden dönmeleri ya da bir
yere gebşlen dolayısıyla yazılan
İcasıde. 2/ Halk şain... Büyük ba-
lıklan tutmakta kullanılan ucu
iğneli kurşun parcası. 3/ Samit de denılen ve sözsüz oynanan
köy sevirlik oyunlannın genel adı... Ali Özgentürkün bir fıbni.
4/ Ata bınen kadın... Benlyum elementinın simgesi. 5/ Pasak...
Bir soru sözü. 6/ Gözü doymaz, haris... Küçük bir alan üzerine
odaklanmış yoğun ışık kaynağı. 7/ A_f\on ilınde bir baraj. 8/
Karakter... "Artık — huzur deminin İçebibrim sırlı taşından"
(Orhan Veli). 9/ Koroner damarlan genişletici ilaç.