Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24AĞUSTOS1993SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Demokratikleşme vaatlerinin yerini Çiller'in tehditlerine bıraktığını söyleyen DİSK Genel Başkanı Nebioğlu:
Işçi sınıfi Çiller'e rağmen bütünleşecek
GÜNMJRtLHAN
DİSK'in Ören Abdullah Baştürk
Eğitım ve Dinlenme Tesisleri'nde ikin-
cisini gerçekleştirdiği Genişletılmiş
Ogan Toplantısı dün saat 10.00'da
Genel İş Sendikası Genel Başkanı
tsmail Hakkı Ünal'ın açış konuş-
masıyla başladı.
Toplantının ilk konuşmacısı DİSK
Genel Başkanı Ketnal Nebioğlu, bugü-
ne kadar demokratikleşme doğnıltu-
sundaki vaatlerin yerini Çiller'in teh-
ditlerine bıraktığını belirtti ve ışçi sını-
fırun Çiller'e rağmen toplumla bütün-
leşerek haklanru geliştırmesi gerektiği-
ni söyledi.
Nebioğlu, Türkiye'deki siyasal boş-
luğun hiçbir siyasal parti tarafından
doldurulamadığını, boşluğu doldura-
cak bir toplumsal muhalefet hareketi
• DİSK'in Ören'deki tesislerinde gerçekleştirdiği Genişletilmiş Organ
Toplantısı'nda Türkiye'deki siyasal boşluğun hiçbir siyasal parti tarafından
doldurulmadığına dikkat çekilerek, boşluğu dolduracak bir toplumsal
muhalefet hareketin bulunmadığı da vurgulandı.
de bulunmadığıru vurgulayarak şun-
lan söyledi:" Türkiye işçî smıfı ve
DİSK bu tablo karşısında sessiz kalma-
yacak. tşçi sııiıfı \e diğer toplumsal kat-
manJarın arasını açmaya çalışan Sayın
Çiller'e rağmen toplumla bütünleşerek
haklarımızı genişletmeliyiz. Demokra-
siyi yaşamın tüm alanlarına egemen kıl-
malıyız. DİSK'li olmanın anlanıı bu-
dur."
Hükümetin, sermayenin talepleri
dogrultusunda ekonomik ve politik
uygulamalannın toplumun geniş ke-
simlerini sefalete ittigini belirten Nebi-
oğlu, anti-demokratik, yasakçı ve
baskıcı uygulamalann ısrarla uygu-
landığı bu davranışın ise Kürt sorunu-
nu içinden çıkılmaz bir hale getirdiğinı
savundu. Toplantıya kaülan, DİSK'in
Eski Genel Sekreteri ve TBMM üyeli-
ğinden düşürülen HEP Milletvekili
Fehmi Işıklar da söz alarak "Ben böl-
ge halkmın yüzde 85 oyuyla secikfîm.
Dokunulmazlığının kaldırılması yo-
lundaki talep ise Meclis Anavasa Ko-
misyonu tarafından reddedikti. Ana-
vasa Mahkemesi'nin kararı. halkın ve
Meclis'in iradesine aykırıdır" dedı. So-
runun Kürt halkının varlığını red-
dedip. baskı yöntemleriyle çözüleme-
yeceğinı belınen Işıklar, "Ben bu ger-
çeği dile getirdiğinı için cezalandınl-
dun" dedi. Işıklar aynca insanlann
düşündüklerinı söyledikleri için ceza-
landınlacağına, düşüncelere neden
olan olumsuz faktörlerin ortadan kal-
dınlması gerektiğıne de değinerek. so-
runun tek çözümünün banş ve de-
mokrasi olduğunu belirtti. Türk ve
Kürt halkının birbirlerinin kamburu
olsalar bile birlikte yaşamak zorunda
olduklanru da ıfade eden Işıklar sözle-
rine şunlan ekledi "Türkiye'nin bürün-
lüğü. birlikte yaşama isteğinin yaratıl-
masından geçer. Bu soruna çözüm bu-
lunmazsa yapacağınız toplu sözleşme,
örgütleyecegiz sendika hiçbir işe >a-
ramaz."
Vergi politikalan üzenne bir tebliği
sunan ekonomist (Arslan Başer Kafaoğ-
lu da özelleştirmelerin, devletin küçül-
tülmesi operasyonlannın asknda yar-
gısız ınfazlann yaşanabildiği bir yöne-
tim mekanizmasına ekonomik aîtyapı
oluşturmak anlamına geldiğini söyle-
di. Kafaoğlu, DİSK adma katıldığı
Özel İstihdam Komısyonu'nda sun
:
duğu önenleri ise şöyle sıraladr" Gelir
vergisi tarifi değiştirilmelidir. Dolaylı
vergiler ve fonlar azaltılarak. dolaysız
vergilendirme sistemine geçilmelidir.
Vergiler ydlık gerçek kazanç üzerin-
den safl gelirden alınmalıdır. Vergi affı
uy gulamaJarından > azgeçilmeli \e mua-
fiyet kaldırılmaİKİır. Ayrıca emekcile-
rin vergi yükü hafıfletilmelidir."
Memur sendikalarmdan
altenıatif taslak
• Memur sendikalan yasa taslağı, bu hafta
tartışmaya açıhyor. Memur sendikalanna 'grev ve
toplusözleşme hakkf getirmeyen taslağa, memur
sendikalan 'grev ve toplusözleşme hakknçeren
alternatif bir taslakla karşılık verecekler.
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) - İktidarda 21. ayını dol-
duran koalisyon hükümeü, me-
murlara verdiğı örgütlenme
hakkı sözünü yerine getirmek
için harekete geçti. Memur sen-
dikalan yasa taslağı, bu hafta
tartışmaya açılıyor. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Meh-
met Moğultay. kamu çalışanla-
nnın örgütlenmesini düzenle-
yen yasa taslağının tamamlan-
dığını. bu hafta içınde sendika-
lann görüşüne açacaklannı
söyledi. Memur sendikalanna
Eğitim-iş
Yönetime
katılım
çağnsı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öğretmenler. "bu
öğretim yılına, okul müdür-
lerine "yönetime katüon"
çağnsı yaparak başlamaya
hazırlanıyor. Eğitim-İş Sen-
dikası'na üye öğretmenler,
yönetim kademelerinde'ka-
triımı' sağlamak ve "sendi-
kacüığı işyerlerine taşrnıak"
için eylül ayında harekete
geçecekler. îlk aşamada,
okullarda sendika temsilci-
liği ıçın oda ısteyecek olan
öğretmenler, eğitim çalışan-
lanrun yönetsel duzenİemelere
ilişkin kararlara katılımı
için bir eylem programı
oluşturdular. Eğitim işko-
lunda örgütlü olan Eğitim-
tş Sendikası, katılım sağ-
lanmasında bir model geliş-
tirmek için harekete geçti.
Bu çerçevede sendika ta-
rafından eylül ayından iti-
baren yürürlüğe konulmak
üzere bir eylem programı
hazırlandı. "Yönetim kade-
melerinde ve işkolunda yaşa-
nan demokrasi kuirürünün
sığlığını giderecek otoriter
eğilimlerin yerine, demokra-
tik geJenekleri yerieştir-
mek" amacıyla hazırlanan
eylem programında bazı et-
kınliklere de yer verildi.
"grev ve toplusözleşme hakkı'''
getırmeyen taslağa. memur sen-
dikalan "grev ve toplusözleşme
hakkı" içeren alternatif bir tas-
lakla karşılık verecekler.
Fiili olarak 3 yılı aşkın bir sü-
redir faaliyet gösteren memur
sendikalannın görev ve yetkile-
rinin tanımlandığı yasa taslağı,
çarşamba-perşembe günleri
memur sendikalanna açıklana-
cak. Grev ve toplusözleşme
hakkı içermeyen taslak, ancak
kamu çalışanlanna bütçe hazır-
lama, katsayı belirleme. ücret
artışı konulannda yapılan çalış-
malara kaülma yetkileri getiri-
yor.
Kamu görevlilerinin örgütlü
olduklan memur sendikalanna
"tüzel kişilik kazandırmak" ve
"hukuki kimliklerini beiirie-
mek" üzere hazırlanan taslakıa.
örgütlenmenın "hizmet kotu"
şeklinde düzenlenmesi öngörü-
lüyor. Sendika üye ve yönetici-
lerine, kamu işverenine karşı
"yargı güvencesi" getıren tas-
iakta. sendika aidatlanmn ma-
aş bordrolanndan kesilmesine
olanak tanınıyor.
Kamu çalışanlanna "grev ve
toplusözleşme hakkı" venlmesi-
ne ılışkın bir düzenleme. koalis-
yon hükümetının programında
ve protokolünde yer almaması-
na karşın; SHP'nin programın-
da yer aldı. Ancak yasa taslağı-
nın oluşturulması sürecinde
DYP kanadında yer alan Dev-
let Personel Başkanlığı'nın bağ-
h olduğu Devlet Bakanhğı. ko-
nuyla ilgili görüş bildirmedi ve
öneri geliştinnedi.
Alternatif taslak
Hükümetin memur sendika-
lanna ilişkin yasal düzenleme
oluşturma hazırlıklan şubat
1993 tarihinden beri sürerken
kamu çabşanlan da bir çalışma
içine girdi. Kamu Çalışanlan
Platfonnu'nu oluşturan sendi-
kalar ile bu platform içinde yer
almayan sendikalar "kamu gö-
revlileri sendikalan" kanun tas-
lağı ya da "ortak çalışanlar ya-
sa"taslağı hazırlamak üzere bir
araya geldiler. Bu amaçla "Eşgü-
difan Komitesi" oluşturan me-
mur sendikalan, "grev >e toplu-
sözleşme hakkı" içeren bır tas-
lak oluşturdu. Taslakta. "iş
kolu" esasına göre örgütlenme
öngörüldü.
İnönü'nün Ada'daki evinde 100'e yakın dinkyici Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı anmak için biraraya geldi.(Fotoğraf:KAAN SAĞANAK)
Sait Faik ve Hüseyin Rahmi Gürpınar her yıl düzenli olarak anılıyor
t! 1
ikiustayazar
AZMt KARAVELİ
Dünyada bir eşı bulunmayan güzellik-
teki Prens Adalan, adını Doğu Roma
İmparatorluğu döneminde hükümdar-
lann muhaliflerini bu beş adadaki ma-
nastırlara sürgüne göndermesınden
almış. Günümüzde ise bu adaiar, yaşa-
mın zorunlu stresinden kaçan ınsanlar
için gönüllü bir sürgün olma ışlevını gö-
rüyor. Prens Adalan, sessızliğiyle, temiz
havasıyla, yeşiliyle. faytonlanyla yüzyıl-
lardân beri sanatçılar için büyük bir esin
merkezi olma özeUiğmı koruyor, özellikle
kimı edebiyatçılar için vazgeçilmez bir
mekan durumunda.
Düzenli anma
Adaiar deyınce bu doğa cenneü'ne tut-
kun sayısız yazar arasından akla hemen
iki usta geliyor: Sait Faik Abasıyanık ve
Hüseyin Rahmi Gürpınar. Adalarda yaşa-
nan sorunlara karşı seslennı duyurmak
için bir araya gelen bir grup insanın oluş-
turduğu Ada Dostlan Derneş. her yıl bu
yazarlan düzenli olarak anıyor.
Fırsat buldukça Prens Adalan'na yüz-
meye gelen bir başka ada tutkunu. İsmet
İnönü'nün evi pazar günü işte böyle bir
anma toplantısına sahne oldu. Evin bah-
çesindeki ağaçlann gölgesinde, İstanbuP-
un o dayanılmaz sıcağını hissetirmeyecek
bır serinlikte. aralannda Abidin-Güzin
Dino, Tiraje Dikmen, Zeynep Avcı, Ce-
vat-Gönül Çapan, gibi yazarlann ve sa-
natçılann bulunduğu 100'e yakın dinle-
yia Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı anmak
için bir araya geldi.
Ada gençliği ilgisiz
Gözler dinleyıcıler arasında genç ede-
biyatçılar bulma umuduyla çevreye yö-
neliyor. Birkaç dakika sonra bunun boş
bir ginşım olduğu ortaya çıkıyor. Aile-
siyle gelen birkaç kişı dışında ada gençliği
toplantıya ilgi göstermiyor. Gençlerin
Gürpınar'ı çok sevdiklerini söyleyen ede-
biyat öğretmeni Perihan Ergun yanılıyor
mu yoksa? Ancak gençliklerini ruhlan-
nda yaşayan dinleyici kitlesi Füsün
Akatiı'nın bir saate yakın süren konuş-
masmı dikkatle dinliyorlar: "Hüseyin
Rahmi her şeyden önce Türk edebiyatı-
nda kendine özgü farklı bir yere sahiptır.
Bu farklılık sınıfsal konumuna bakma-
dan. seçkinlerden zıyade, halkı eserlerin-
de yansıtmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bu
nedenle Gürpınarı edebiyattan çok ede-
biyat sosyolojisı açısından değerlendir-
mek gerekir" diyor Akatlı.
"Edebiyattan sanattan gaye herhalde
bir menfaat-i içtimaiyyedir" diyen Hü-
seyin Rahmi'nin bu sözlerini toplantıya
kaulması beklenen ancak son anda ge-
lemeyeceğinı bıldiren Vedat Günyol
1966'da şöyle yorumluyordu. "Sanat
karşısında H.R Gürpınar'ın belirli bir tu-
tumu var. Ona göre sanat varbğının nede-
nini belli bir amaca hızmeıte bulur. Bu
amaç insanhğın uyanması ılerlemesidir."
Akatb'da Gürpınarı akla, bilime,
yakın pözitivist bir aydın olarak tanımlı-
yor. "Gürpınarın eserlerinde üç temel
konu göze çarpar. Toplumsal adalet kav-
ramını onun birçok yapıtında gözlemle-
yebiliriz. Ezilen kadını yapıtlannda dile
getiren gene ilk o olmuştur. Gürpınar,
dıni de eserlennde sıkça kullanırdı."
Yozlaşmaya karşı mücadele
Cumhuriyet dönemi öncesinde dini ko-
nulara farklı bır bakış açısıyla yönelen
Gürpınar döneminde laık anlayışı benim-
seyen sayılı aydmlar arasına girmiştir.
Akath'dan sonra söz alan Hüseyin Rah-
mi Gürpınar. Lisesi Edebiyat Öğretmeni
Bayram Bayram da onun laik anlayışını
bugün daha çok korumamız gerektığini
belirtıyor. Son olarak söz alan Perihan
Ergun usta yazann özellıklerinı anlatarak
başladığı konuşmasını. adalardaki yoz-
laşmaya karşı mücadelenin gereklilığine
kaydınyor.
30 AGUSTOSTA
MILLI
PİyAMGO
ARAYIS
TOKTAM1Ş ATEŞ
Demokrasi Sonınu
İSKİ skandalı patlak verdiğinden beri, bu konuda hiç-
bir şey yazmadım. Kimi dostlarım eleştirmeye başladı-
lar. "Neden yazmıyorsun" diye soruyorlar. "Sizden
olunca yazamtyorsun, değil mi?" diye dalga geçenler
de var. Hepsinin canı sağolsun.
Canları sağolsun da ne yazayım. "Göknel'in yaptıkları
en ağır biçimde cezalandınlmalıdır ve bu işin arkasında
başkalan da varsa, kulaklarmdan tutularak TV ekranlan
ve gazete manşetlerine çıkartılmalı" mı diye yazayım?
Boş laf bunlar. Türkiye'nin sorunu, İSKİ sorunu ya da
Göknel sorunu değildir Türkiye'nin sorunu, demokrasi
sorunu ve arada kalmak sorunudur.
Türkiye'nin boğazına kadar rüşvetçamuruna bulandı-
ğını bilmeyen yoktur. Hele son on yılda, topluma ege-
men kılınmaya çabalanan yeni 'yükselen değerler' çer-
çevesinde bu iş normal olarak'değerlendirilmeye baş-
lanmıştır.
Çalarak çırparak gemisini yürüten; kendinden güçlü-
sünün önünde kırk takla atan; kendinden guçsüzünün
önünde arslan kesilen; kesesini doldurabilmek için en
temel değerleri bile ayaklar altına almaktan çekinme-
yen insan, günümüzün 'muteber insanı'ö\r. İş bitlrici'
insandı r. 'Becerikli' i nsandı r. 'Vizyon sahibidir.' Hatta ki-
mi şaşkınlara göre hem 'ilerici' hem de 'devrimcidir.'
Eğer haram sofrasında çöplenirken 'suçüsfü'yakala-
nırsa, beceriksiz' ve 'şanssızdır.' Bu da her genç kızın
başına gelebilir ve elbette birilerinin 'hamamın na-
musu'nu kurtarmalan gerekir. Zavallı Göknel şimdi ha-
mamın namusunu kurtarıyor ve toplumumuzda yolsuz-
luklara 'katiyen' izin verilmediğini gösteriyor...
Toplumun tüm ahlak değerlerini altüst ederseniz;
emek, çalışma, dürüstlük, doğruluk, özveri vb. kavram-
ları neredeyse 'çağdışı' ilan ederseniz başka ne bekle-
yebilirsiniz ki?
ISKl'de rüşvet döndüğünü bilmeyen var mıydı? Daha
kapısına gelirken "Meselenız nedir ağabey?" diye ya-
naşan kopuk kılıklı aracılar içeride kimlere güvenıyor-
du? (Merak eden varsa söyleyeyim, aynı adamlar aynı
yerde dolanıyorlar). Açıktan para vermeden su sorunu-
nu çözen bir Allah'ın kulu var mıdır Istanbul'da?
Gümrüklerde, tapuda, belediye imar dairelerinde rüş-
vetsiz iş döndüğünü söyleyebilecek bir tek şerefli insan
var mıdır bu toplumda? Topçular Araba Vapuru Iske-
lesi'nde çalışan vapurlarda bulaşık suyu gibi çay 5 bin
liraya, içi boş sandviç 8 bın liraya satılırken iskeledeki
simitçiyi kovalayan görevli. bu işi babasının hayrına mı
yapıyor sanıyorsunuz?
Sürücü ehliyeti almak için insanlarkuyruklarda birbir-
lerini ezerken kimileri güzel gözlerinin hatırı içm mi el
altından alıyorlar belgelerini?
Yıllarca yasalara aykırı olarak korsan yayın yapan te-
levizyon şirketleri, başkalan yasalara aykırı işler yapın-
ca, namus tımsali kesildiler. hukuk devletinden söz edı-
yorlar.
Yıllardır el altından teşviklerle desteklenen bir kısım
basın, şimdi kıyameti kopartıyor. Belediye ya da Ha-
zjne'nın 100 kuruş eden arazisini 3 kuruştan kapatıp ko-
nut kooperatifleri kuran kımi gazeteciler de namus
kumkuması' oldular. Hele aracılık ve komisyonculukla
gazetecıliğin sentezinı yaparak milyarder olan kimi üç-
kağıtçılann, sore^/nafcten'-görüntip konuşmaları, miğ-
demi bulandırıyor."
K
- ~"~ "
> Daha öncesi var mı bilemem. ama devletten sağlSya-
cağı çıkar karşılığında, ilgili siyasal partıye bağış yapma
zorunluluğunu MSP'nin getirdiğı soylenir. Ve bu süreç
hiç kesilmeksizin, bugüne kadar gelmiştir. Bunu bilme-
diğini söyleyen yalan söylemektedir. Eğer sol partilere,
geniş bir kitleye dayanma olanağını tanımazsanız, ör-
gütlerle organik bağ kurmayı engellerseniz, aynı şeyi
onlar da yapar.
Ama bütün bu işlerin temel koşulu yakalanmamaktır,
minareyi çalmadan kılıfını hazırlamaktır Ergun Göknel,
yaşamının sonbaharında esen tatlı bir rüzgarın sarhoş-
luğu içinde, terk edilen bir kadının neler yapabileceğini
unutunca, bir çuval inciri berbat etti. Siz şimdiki yayga-
raya bakmayın. iki ay içinde her şey unutulur. Çünkü sis-
tem boyle işliyor, çünkü sistem buna dayanıyor.
Türkiye'de işleyen sistem, en kötü sistem örneklerin-
den biridir. Çünkü 'arada kalmış'bir sistemdir. Totaliter
desek değil, demokrat desek o da değil.
Bu tür yolsuzlukların 'feriştahı' totaliter sistemlerde
yapılır. Ama kimsenin gıkı çıkmaz (Devrilene kadar ta-
bii). Tüm kurumları işleyen bir demokraside ise yolsuz-
luklar daha minimal düzeydedir. Çünkü kontrol meka-
nizmaları işler, denetim vardır,
Türkiye'nin sorunu, demokrasi sorunudur özgürlük-
çu demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla yaşama geçi-
remeden, İSKİ gibi olayların önü alınamaz. Ama ortaya
çıkar ya da çıkmaz, o başka...
Slikon şimdi de ayakkabıda
• Magazin/TV' Senisi- Özellikle ünlü mankenler ile ses
sanatcüan başta olmak üzere bir çok kadının göğüslerini
büyütmek için tercih ettiğı ve gıderek "moda" halıne gelen
slikon, şimdi de spor ayakkabılannda kullarulıy or. Tycoon
fırmasınm. 1993 sonbahar koleksiyonu için Güney Kore'den
ilk kez ithal ettiği beyaz slıkonlu ayakkabılar piyasaya sürüldü.
Slikonlumodeller nubuk ve süet grubunda yer alıyor.
Tycoon'un, basket, tenis. aerobik,jogging ve outdoor
gruplanndan oluşan 30 çeşıt ayakkabı modellerinin fıyatlan
ise, beyaz deri grubunda 350-600 bin. outdoor line nubuk
grubunda da 550-950 bın TL arasında değişiy or.
Trafik kazaları: 29 ölü
• Haber Merkezi - Yurdun çeşıtli yerlerinde meydana gelen
trafik kazalannda dün de 29 kişı yaşamını yitirdi. Iğdır'ın
Karakoyunlu ilçesi yakınlannda polis panzeri ile birminıbüs
çarpıştı. Kazada Hakim Palay, İmmet Tavşan ve Ali Faik
Alkan öldü. Malatya'nın Yazıhan ilçesi yakınlannda 44 ED
791 plakalı otomobil virajı alamayarak uçuruma yuvarlandı.
înfılak eden otomobilde bulunan Hurşit Tektaş. CaferTektaş.
Vehap Aslan ile Hüseyin Ören yanarak hayatlannı kaybettiler.
Diğer kazalarda ölenlerin ısımleri ise şöyle: İstanbul'da
Mustafa Ünlü, Mustafa Öztürk ve kimliği belirlenemeyen bir
kadın, Ankara"da llgaz Akbaş ve Mesut Ismaıl, Kayseri'de
Osman Keletelioğlu, Hanife Atak, Gazıantep'te Mehmel
Kıratoğlu. Konya'da Ahmet Benderli, Bursa'da Hatice
Seçkin,Trabzon'da Kanı Küçük, Rıze'de İsmail Büyükbaş,
Bursa'da Ahmet Kardeş, Sıtkı Kasapoğlu, Malatya'da Gaffar
Küçük, Şanlıurfa'da BekırOlgaç,Tekirdağ'da Mahmut
Gurkan. Cahıt Coşkun, Adana'da Emınc Gökhan,
Antakya'da Şerif Dudaklı, Ayşe Didar. Amasya'da Fatih
Kaya, Masa Saraç.